DİVANLAR ARASINDA TASAVVUF
Hzl: Mehmed Çavuşoğlu Eski Türk edebiyatının muhteva ve estetiğine tutkun olup da elli yaşın üstünde bulunan her İstanbullu, hele bu muhteva ve estetiği şimdi birçok sevimli ve değerli taraflarımız gibi bir mâzi olmuş bulunan Küllük'te sohbetlerde aramışsa Muhyiddin Râif Bey' i mutlaka tanımıştır. Kimdir Muhyiddin Râif Bey? Yenişehirli Avnî Bey dîvân edebiyatı adını verdiğimiz klâsik edebiyatımızın dîvânını şahâne bir şekilde tamamladıktan sonra, kitaba "temmet (bitti)" son kelimesini yazan adamdır. Onu Mâhir İz Hocamın evinde tanıdım, çünkü hocamın kayınpederiydi. 1955 Yılında Hakk'a göçtükten sonra da şâirliğini öğrendim. Katrasında eşkimin deryâ-yı âteş-zâ yatar Zerresinde mihrimin hûrşîd-i evc-ârâ yatar Bu beyit ile başlayan bir gazelini yazdırmıştı Mâhir Bey. Bu gazel benim kaderime tesir etti; benim için Muhyiddin Bey klâsik edebiyâtımızın dibâcesi oldu, vara vara bu mevzuu meslek edindim. Muhyiddin Râif Bey bir derviş, bir mutasavvıf idi