Kayıtlar

Aşküsteri

Şebusteri (öl. 720/1320) “Önündeki şu perde kalktı mı ne mezhebin hükmü kalır, ne dinin. Bütün şeriat hükümleri senle benden doğar. Çünkü bu hükümler, senin canına, tenine bağlıdır. Arada ben ile sen kalmayınca, Kâbe nedir, havra nedir, kilise ne… Cüzi alemden geçip külli aleme varan kişi bu sırrı bilir. Burada hululün da imkanı yoktur ittihadın da. Çünkü birlikte ikilik düşüncesi sapıklıktır. Hak’tan başka bir varlık yok. İster O Haktır de, ister ben Hak’kım de.” [1] “Medrese ile minare yıkılmadıkça kalenderlik halleri düzene girmez. İman, küfür, küfür de iman olmadıkça hiç bir tanrı kulu gerçekten müslüman olamaz.” [2] “Aşk mezhebinde küfürle iman yoktur. Aşkda ne beden vardır, ne akıl, ne can vardır, ne gönül. Kim böyle değilse aşık değildir.” [3] “Kafir de sensin küfür de. İkisinden de betersin sen. Eman yurdu da sensin, iman da sensin. İkisine de başsın sen. ” [4] “Bir şey küfür de olsa, suç da olsa, kara şeytan da olsa, O’nun güneşi o şeye vurdu mu dolunay olur gider. “ [5] “Aşı

Herkesin Dini

Bütün dinlerin ilahi olduğunu söyleyen Hallac-ı Mansur’a göre insan kendi tercih ettiği din üzere değil, Allah tarafından kendisi için tercih edilen din üzere bulunur. Hallac-ı Mansur İblisin Adem’e secde etmemesinin tevhid, aşk ve fütüvvet açısından yorumlamıştır. İblis Allah’a derin bir aşkla bağlı olduğundan ondan başkasının önünde eğilmemiş, secde şerefini yalnız O’na tahsis etmiştir. Hallac-ı Mansur bu ikisini örnek alarak “Enel-Hak” davasında sonuna kadar ısrar etmekle fütüvvetin bir örneğini vermiştir. Diğer taraftan Hallac-ı Mansur fütüvvetin en güzel örneği olarak Hz. Muhammed salla’llâhü aleyhi ve sellem ile İblis’i görmüştür. Hiç kimsenin bu ikisi kadar davalarında samimi olmadıklarını ve fedakarlık göstermediklerini ileri sürmüştür.

Kara Kutu

Hayatımızda hiç tesadüf yok…bunu geçte olsa hepimiz öğreniriz. Her şey tevafuktan ibaret aslında. Greta (2018) filmine bir tavsiye üzerine göz attım. Film vasat tarzda ilerliyordu…ancak bilinçaltının arada bir dışarıya sızması ve hayatımızda bazı gerçekleri görmenin ilk başlarda olamadığı ve düştüğümüz yanılsamalar ile sonuçlarından çıkışların zor olabileceğini anılatmaya çalışıyor. Dünyada sonsuz iyiliğin olmadığı, şüphenin bizi korumakta nasıl gerekli olduğunu bir daha hatırladım. İlişkilerimizdeki seviye her zaman mutedil olmalı, hislerden çok akıl verilerini ön plana almalıyız. Ancak zor galiba. Genelde insanların zayıf noktaları var… aşık oldukları, arkadaşları ve yakın akraba ilişkileri. Belki anne ve çocuk bağımlılığında kazanılan duygular ileri süreçlerde bizi alışkanlığa değil gerçeğe götürmeliyken çok zaman depresyona zemin hazırlıyor. Mesela bir insan doğduysa ölecektir. Mantık böyle iken sıralı olmasa da kayıplar verdiğimizde, hayatımız zorlanıyor. Sürekli kaybettiklerimizi

Birde Bunu Duy

Hz. Ömer, Hz. Ali’nin Halife Olmasını İstemişti, Ancak Kader Başkaydı Hz. Ömer radiyallâhü anh yaralanıp da eve kaldırıldıktan sonra Ashâb-ı Kirâm'ın ileri gelenleri onun yanına geldiler ve kendisinden Hz. Ebû Bekir’in yaptığı gibi yerine birisini vasiyet etmesini istediler. Bu teklifi kabul etmeyen Hz. Ömer ısrarlar üzerine niye böyle davrandığını açıklamak zorunda kaldı. Ebû Ubeyde ve Ebû Huzeyfe'nin azatlısı Salim sağ olsaydı bu ikisinden birisini yerine halife tayin edeceğini söyledi. Bunun sebebini de şöyle açıkladı “Rabbim bana bunu niçin yaptığımı sorduğunda Ya Rabbi! Rasûlünden Ebû Ubeyde'nin bu ümmetin emini ve Salim’in de Allah Teâlâ’yı çok seven bir kişi olduğunu duydum derim.” [Nota bak]*** el-İmâme ve's-siyâse müellifi, Hz. Ömer'in bu ikisi dışında Muaz b. Cebel ve Halid b. Velid’in isimlerini de zikrettiğini ve bu iki sahabî için Allah Teâla kıyamet günü kendisini sorumlu tuttuğunda Hz. Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellemden Muaz b. Cebe