Kayıtlar

Sevdiğine Angut Olamayanlar

Resim
 

Ah Ala Gözlüm Neyleyim

Resim
  Ala gözlüm, senden ayrı geceler. Bir il kimi uzun olur neyleyim? Bağçamızda qızıl güller her seher, Tezden açır vaxtsız solur neyleyim?   Nergizlerin gözü yaşla dolanda, Benövşeler baxıb qemgin olanda, Qerenfilin gözü yolda qalanda, Yasemenler saçın yolur neyleyim?   Çiçeklerin çekir gözü intizar Ayrılıqdan beter dünyada ne var? Yaz axşamı seni bil ki, bu nigar, Hezin-hezin yada salır neyleyim?   Tez gelesen, belke elac veresen, Sünbüllerin saçın yığıb höresen, Çiçekleri gelib özün deresen, Yolda qalib baxışları neyleyim?   Çiçeklerin çekir gözü intizar Ayrılıqdan beter dünyada ne var? Yaz axşamı seni bil ki, bu nigar, Hezin-hezin yada salır neyleyim? *** Ela gözlüm, senden ayrı geceler Bir yıl gibi uzun olur neyleyim? Bahçemizde kızıl güller her seher Erken açar vakitsiz solar neyleyim?   Nergislerin gözü yaşla dolduğunda Menekşeler bakıp da gamlandığında Karanfilin gözü yolda kaldığında Yaseminler saçın yolar neyleyim?   Çiçeklerin çekiyor gözü intizar Ayrılıktan beter dünyada ne v

Oy pulim olma elun...

Resim
Kar yağiyi tepeden Yel vuruyi kapiden Gitti de benim pulim Göremedim tipiden oy Oyy duman kara duman Al beni dağdan aşağa Ay buluta girince Yarin yanına düşür oy Gün olur bu da geçer Biri konar biri göçer Dalgalan dur yüreğim Felek de adam seçer oy Oy pulim olma elun Kurur kanatın adın gülün Yürek ne derse desun Lal olur tatlu dilun

Kaygınızın Arkasında Gerçekten Ne Var?

  Günümüzde kaygı o kadar sık yazılıyor ve konuşuluyor ki, buna yatkın olmayanlar genellikle şunu merak ediyor: Hayatın doğal bir parçası değil mi?   Evet, zaman zaman endişelenmek gerçekten normaldir. Sorun, anksiyete bozukluğu olan kişilerin bunu çok sık yapmaları ve çeşitli nedenlerle keskin, yoğun deneyimler yaşamalarıdır. Bazen bu rahatsız edici bölümler panik ataklara bile dönüşebilir. Bu neden oluyor ve ne yapmalı?   Ana şeyle başlayalım: bunun hala "sadece kaygı" mı yoksa zaten gerçek bir kaygı bozukluğu mu olduğunu nasıl anlayabilirim?   Deneyimler ve semptomlar varsa bir hastalıktan bahsediyoruz: günlük aktivitelere müdahale etmek kontrol etmesi zor, gerçek sebepler ve risklerle kıyaslanamaz, uzun süre dayanmak kişinin belirli yerlerden ve durumlardan kaçınmasına neden olur. Kaygının aslında oldukça yararlı olabileceği gerçeğiyle çoğumuzun kafası karışır. Örneğin, yaklaşan bir sınav, mülakat veya topluluk önünde konuşma hakkında bizi daha kapsa

Yârsız bana fenâ dünya zindandır

  Gece gündüz uyku girmez gözüme İntizârım elâ gözlü yâr deyi Gündüz hayâlimde gece düşümde Selâmı yok bir efendim var deyi ** Ben bilirim yâr kokusu candandır Yârsız bana fenâ dünya zindandır Benim ulu korkum heman şundandır Gayrılara gönül vere yâr deyi ** Ne mümkündür yüzüm yârden döndürem Arşı kürsü aşk oduna yandıram Bir sırdaşım yoktur yâre gönderem Var cânânın hatırını sor deyi ** Kul Mustafa'm kulluğunu bilmez mi Varıp dostun bahçesine girmez mi Dilber bize bir destmâl vermez mi Ağladıkça gözün yaşın sil deyi Kayıkçı Kul Mustafa

Kadınların Çileli Hayatı 1

    Bekâretin “El Değmemiş” Tarihi Hanne Blank Önsöz: Türkiye’de Bekâretin “El Değmemiş” Tarihi Emek Ergün Soruna yol açan kadının bedeni değil, o bedene yatının yapılma biçimleridir. - Butler, 1987:139 Kadın bedeninin ve cinselliğinin, aile, eğitim, hukuk, tıp, dil ve din gibi başlıca toplumsal kurumlar yoluyla sürekli gözlem ve denetim altında bulundurulması, ataerkil düzenlerin özünü oluşturur. Bu kurumlann başında gelen baba rolündeki devlet, kimi zaman açıktan açığa, kimi zamansa el altından, kadınla­rın hem emek üretme hem üreme anlamındaki üretkenliğini, erkek egemenliğini sürdürme yolunda var gücüyle yönetmeye çalışır. Diğer birçok ataerkil toplumda olduğu gibi, Türkiye’de de kadınlar, bedensel ve cinsel olarak birçok kontrol mekaniz­masına maruz bırakılır. Namus kavramıyla ayrılmaz bir bütün oluşturan bekâret olgusu, bu kontrol mekanizmalarından biri­dir, hem de en gûçlülerinden biri. Bekâret, tanımlaması çok kolay bir kavrammış gibi görünür. Ne de olsa bu söz