Print Friendly and PDF

Kıskanç mısınız?

|

Yemin ederim, bilmeden üst üste aldatılmak,
Aldatıldığından kuşkulanmaktan çok daha iyi.

Shakespeare, Othello
Sen gaddar, gaddar kıskançlık.
Sen aklım daki zorba.

John Dryden, Kıskançlık Şarkısı





Kıskançlığı neyin başlattığı ve nasıl yaşandığı sorulduğunda, insanlar arasında bir anlaşma varmış gibi, şaşırtıcı bir şekilde, bazıları bunun bir kişilik özelliği olduğunu ve yapabilecekleri pek bir şey bulunmadığını belirtirlerken, diğerleri bunu bir durumun içinde değerlendiriyor ve yapabilecekleri birçok şey olduğunu açıklıyorlar.
Tabii ki, bazı kişilerin, aksi takdirde kabul edilemeyecek davranışları açıklaması açısından, kıskançlığı bir kişilik özelliği olarak görmeleri mümkündür. Cinsel kıskançlık kültürümüzde kızgınlığın zemini olarak kabul edilmektedir. “Kıskançlık duymak” düşmanca, acı ve hattâ şiddet hareketlerinin açıklaması ve özürü olmaktadır. Kıskançlığı geçerli gösteren açıklamalar olmasaydı, bu hareketler şidddetli patoloji ve deliliğin belirtileri olarak görülürdü (Wagner, 1976).
Hiç şaşırtıcı değildir ki, kendilerini kıskanç olarak tanımlayan insanlar, kıskanç olmadıklarını söyleyenlere göre, kıskançlığın daha olumlu etkileri olduğunu ve genelde iyi bir şey olduğunu düşünüyorlar. Örneğin, kıskanç kişiler kıskançlığın karşılıklı hareketlerin değerini öğrettiğini, ilişkiyi uzattığını, adanmışlığı artırdığını, ilişkiye heyecan kattığını, bakımlı olmaya ve ilişkiyi irdelemeye neden olduğunu düşünmeye daha yatkınlar. “Kıskanç bir insan” olmak, kabul edilemez bazı davranışlar için bir özür olurken, (“Bu nedenle senin başka biriyle dans etmeni istemiyorum”; “Bu nedenle sinirlendim”), uzun dönemde çözdüğünden daha fazla soruna neden olmaktadır. Çünkü insanın hareket özgürlüğünü kısıtlamakta ve kıskançlık yaratan olaylarla doğrudan başa çıkabilmeyi engellemektedir.





Aşk ve Kıskançlık
Kıskançlığın Nedenleri, Belirtileri ve Çözümleri
Ayala Malach Pines


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar

Yorumlar