Kayıtlar

Kime Ne Diyeyim...

Resim
 Kimseye etmem şikayet,  ağlarım ben halime Kimseye etmem şikayet,  ağlarım ben halime Titrerim mücrim gibi,  baktıkça istikbalime Titrerim mücrim gibi,  baktıkça istikbalime Perde i zulmet çekilmiş,  korkarım ikbalime Perde i zulmet çekilmiş,  korkarım ikbalime Titrerim mücrim gibi,  baktıkça istikbalime Titrerim mücrim gibi,  baktıkça istikbalime

Ayaküstü Yaşanmış Aşk Hikayeleri...

Resim
Şair: Murathan Mungan 1. bildiğim kendimi bildim bileli aşık olduğum, bildiğim ancak aşıkken var olduğum... işte bu yüzden, benim için aşık olmak; çoktandır hasretine katlandığım yokluğum. 'eğer aşktan söz edildiğini duymamış olsalar hiçbir zaman sevemeyecek olan insanlar vardır, ' demiş La Rochefoucauld benimse hep böylelerini severek başladı vurgunum... 2. her durakta ölümsüz bir aşk edineceğim bir bakıştan, bir duruştan, çağrışımın sonsuz hızından unutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımda. belki de yaşanabilecek en güzel serüveni terk edeceğim daha otobüsün ilk basamağında. kim bilebilir ki? sonrayı, sonrasını kim bilebilir? gizli gizli veda edeceğim ona; görmeyecek ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim otobüs camına bağrında bir ok ile bir aşk levhası çizecek, ah min-el! bu da ötekiler gibi, kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden yaşayıp gidecek.. 3. şimdi hemen kalksam buradan hemen çıksam uzun sokaklardan birine kiminle karşılaşabilirim kime vurulurum ölesiye, eve dönmeden

Böyle Bir Acıya Tahammülüm Kalmadı

Resim
İnsan dokunamıyordu insana. İçimden çığlıklar yükseliyordu İç duvarlarımı çatlatan çığlıklar Nefessiz kalıyor boğuluyordum Yalnız ve yalnız sadece çığlıklar Ses veriyordu bana Acı içinde dibe çökerken iç sesim Takatsiz kalakakalıyordum ellerim çakılı ve kaskatı Bütün dertleri yutacak kadar devasa bir mezardı içim İçimdeki çıplaklığı örtecek hiçbir kuvvet yoktu şimdi... Kalbim ağrıyor. Böyle bir acı. Tabii ki  Kimsenin acısını hafife almadan. ben acı çekmedik demiyorum  Ki sadece böyle bir acıya tahammülüm ve takatim kalmadı diyorum. N...

Olmadan

Resim
  Vâsıl olmaz kimse Hakk’a cümleden dûr olmadan Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan * Sür çıkar gayrı gönülden tâ tecellî kıla Hak Pâdişâh konmaz sarâya hâne ma’mûr olmadan * Mest olan mestâne geldi tâ ezelden tâ ebed İçdiler ‘aşkun şarâbın âb-ı engûr olmadan * Mest olanlarun kelâmı kendüden gelmez velî Pes ene’l-Hak nice söyler kişi Mansûr olmadan  * Dost cemâlin Kâ’besini kıldı ‘âşıklar tavâf Yirde Kâ’be gökyüzünde Beyt-i Ma’mûr olmadan * “Mûtû kable en-temûtû” sırrına mazhar düşen Gördü anlar haşr ü neşri nefha-i sûr olmadan * Bir devâsız derde düşdü bu dil-i Şemsî müdâm Hakk’a makbûl olmak ister halka menfûr olmadan * Derdi çok dervîşlerin şerh idemez illâ velî Söylemek terk-i edebdür ana destûr olmadan   Şemseddîn Sivasî