Kayıtlar

Baştan Beri Birbirimize Âşığız

“Bir İnsanı sevmekle başlar herşey” Said Faik Sevgilim Benim… Bugün sessizlik ve sensizlik her şey tatsız. Yine de düşünüyorum, hep seninle beraberim… Duramıyorum…mektup yazayım… Her mektup yollayışımda, yüreğim burkuluyor. Ne yazayım? Neler yazayım? Geçmiş günlerim…seninle olanları ve farkını düşündükçe biraz sızlanıyorum. Senin dışında, acılarımı paylaştığım herkesten bir türlü anlayışsızlık gördüm. Sen ise bana, bazen dostum, bazen eşim, bazen tanrım gibi oldun. Sürekli ruhuma kuvvet ve heyecan verdin. Kendimi senden önce hep haklı görmekten alamıyordum. Bana beni öğrettin…doğruyu gösterdin. Seninle bir an daha fazla olabilmeyi dünyanın saadetlerine tercih ederim. Seninle olabilmek ne güzel bir hayat benim için. Mektuplarımla bile sevgimi ifade edebilmek, her şeyimi iyi ediyor aşk, dünyamı güzelleştiriyor. Bundan önce her şey ancak benim canımı sıkardı. Sor bana, senden başka sevilmeye layık bir şey var mı benim için? Şimdi diyorum senin varlığın olmasa

Yaram

Göğsümde bir yara var elim değince ağrıyor değmese de. Soruyorum…ne yapacağım? Belki ölümü beklemek… onu da isteyince vermiyorlar. Yaraya dedim ki: sen beni terk etmezsin bende senden ayrılamam…öyleyse bu acı olmasa daha iyi değil mi? Cevap yaradan duyulur mu, yara yaradır. Şunu anladım…hayat sana bu kadardan fazlasını vermeyecekse yaranı kanatma. Kapansın iyileşince o senden ayılır, zaten. Şimdi yaram kanıyor…bu ne o zaman? İyi mi kötü mü? Aşçı Dedem bir hikaye anlatırdı… ben yalancıyım galiba en doğrusu bu… Galata Mevlevîhânesi’nde, Mesnevi şârihi İsmail Rusûhî Ankarâvî Hazretleri medfundur. Kendileri bir zaman hastalanmış ve birkaç hafta mukabeleye çıkamamışlar. Öteden beri kendisine Ganem ismi verilmiş bir dervişi varmış. Hazret’in üç dört hafta semahaneye çıkamadıklarından pek üzgün olan Ganem Dede de, Aşçı Dede’ye: Sultanımıza ne oldu? Çok hasretiz… Ne vakit mukabeleye çıkacaklar? Diye sormuş. Aşçı Dede de: Vallahi Ganem Dede, Efendimiz çok rahatsız! Diye cevap verince G

Gel Bana Sarılsana

["… Aşk benim için her şey midir? Her şey, ama başka biçimde. Aşk, bir yaşamdır. Bu işte en önemlisi. Şiir, iş, kısacık her şey buna bağlı. Aşk her şeyin kalbi. Bu kalp ölünce, her şey ölüp gider, anlamsızlaşır. Ama yürek çalışırsa, her şey üzerine konuşulabilir. Yüreğimin çalışmasından yoksun kalırsam, ölürüm." [Mayakoski] Sevgilim İyilik ve sağlık üzere olduğun haberini aldım. Çok sevindim. Havalar güzünden çıkmadan biraz sıcakların tadını alayım desem de yine kış geliyor. Olması imkansız ama gelmesin der gibiyim. Mektubuna cevap için geç kaldığımdan dolayı özürlerimi kabul etmeni isterim. Biraz stresliydim. Soranlar, “neyin var” deseler de…”bir şey yok” demek dahi içimi rahatlatmıyordu. Bahsettiğin konuda, bende zorlanıyorum. Mecburen kabullendiğim bu durumlar hakkında sana bir şey diyemem ki…öyle bir hakkım zaten olamaz. Mektubundaki içten cümlelerin karşısında asıl ben mahcup oldum…içten içe teşekkür ederim. Beni sonsuz mutlu ettin…inan ki bunu ifade et

Geç Gelen Mektup

Canımın İçi Sevgilim! Nasılsın? Gönderdiğin şarkıların yankısı, üzgün gecelerimde beni daha çok sessizleştiriyor. Birde görseydin yanaklarımdaki gözyaşlarımı, sende beraber akayım derdin. Hala bendeki iyileşmeyen yaramdan kan sızmakta… Aynanın karşısında duruyor…gözlerime bakıyorum. Sevdiğim gözlerim seni bir kez görmüştü. Çünkü elim değmedi ki tenine sıcaklığını hissedeyim. Öpüşemedim ki dudaklarının lezzetini alayım veya sarılmadım ki boynundaki enfes içi eriten kokuna değmiş olayım. Bunları bilemediğimden onlar hakkında çok söz söyleyemiyorum. Ama gözlerime teşekkür ederim benim sana olan tek bağım. Resim göndermişsin kırmızı elbisen içindeki bedenin ruhlar alemini bile kıskandıracak beyazlıkta idi… Sen aslında buğday tenli olmalıydın ancak bembeyazdın. Sana bakan ben..kendime ah ediyorum, bir duysaydın. Gözlerime teşekkür etmem mi, tek görebildiğim ve tatlı sevgine beni kavuşturdu. Yıllarımı mahkum eden… yadellerde acılar içinde daaynma gücü veren. Hülyalım inan

Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellemi Rüyada Görmek İçin

Hergün yatmadan okuyun belki size de yüzünü açar... اَللَّهُمَّ صَلِّي عَلَى الذَّاتِ الْكُنْهِ قِبْلَةَ وُجُوهِ تَجَلِّياَتِ اْلكُنْهِ عَيْنِ اْلكُنْهِ فِي اْلكُنْهِ اَلْجاَمِعِ لِحَقَاَئِقِ كَمَالِ كُنْهِ اْلكُنْهِ اَلْقَائِمِ باْلكُنْهِ فِي اْلكُنْهِ لِلْكُنْهِ صَلاَةً لَا غَايَةَ لِكُنْهِهَا دُونَ اْلكُنْهِ وَعَلَى آلِهِ وَسَلَّمَ كَمَا يَنْبَغِي مِنَ اْلكُنْهِ لِلْكُنْهِ اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِنُورِ الْأَنْوَارِ الَّذيِ هُوَ عَيْنُكَ لَا غَيْرُكَ أَنْ تُرِيَـنِي وَجْهَ نَبِيِّكَ مُحمَّدٌ كَمَا هُوَ عِنْدَكَ آمِينَ

Ölmeyi Bekliyorum

Bende ölmeyi bekliyorum başka çözüm bulamadım.. Ötekisinde şansımı deneyeceğim. Başka ne söyleyim o kadar parçalara ayrılmak istedim şu hayatta kaç kişinin gönlü yapmak için ne yapabildim ne de parçalarımı buldum. Sonunda sen geldin Eski günlerim ve bendeki sonsuz bu sevgi başımı çok yaktı. Biten bir hayat olduğunu bildiğimden bir umut içindeyim sadece... Ölmeyi hergünkinden daha çok çok istedim bu gece... Yarınlar ne getireceksin... Söyler misin.

Beş Latife Aşk yolunda

Resim
Letâif-i hamse en dışta kalp, en içte ahfâ olmak üzere tasavvur edilir. Kalp latifesinin bedenle yani maddî âlemle, ahfâ latifesinin Cenâb-ı Hak’la irtibatı bulunduğunu, kalbin bir yönünün maddî âleme, bir yanının ulvî âleme dönük olduğunu düşünen bazı şeyhlere göre bu beş latife arasında zâhir-bâtın ilişkisi vardır. Dıştaki içtekinin zâhiri, içteki dıştakinin bâtını ve hakikatidir. Bu görüşte olanlara göre her latife diğerinden farklıdır, yani latifeler arasında farklılık özdedir. Öte yandan letâif-i hamsenin aynı latifenin mertebelere göre değişen isimleri olduğu, bazı mertebelerde ona kalp, beşerî kayıtlardan kurtulup saf olduğunda ruh, saflık artınca sır, daha da olgunlaşınca hafî dendiğini, letâifte öz itibariyle farklılık bulunmadığını söyleyenler de vardır. Çoğunluğun görüşü de budur. Sâlik seyrüsülûke kalp latifesinden başlar. Kalp, arş ve levh-i mahfûzun insan bedenindeki mukabili olarak kabul edilir. Kalp latifesi zikrinde sâlike teveccüh, istiğfar ve salâtüselâmdan sonra 300