Kayıtlar

Efendime olan Aşkımın Tarifi

Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellemi Sevmek ONUNCU MEKTÛB Hâce Dînâr’a gönderilmiş olup Kâinâtın Serverini övmekte ve Ona (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) tâbi’ olmağa teşvîk etmektedir: Allahu teâlâya hamd, seçtiği kullarına selâm olsun. İki dünya seâdetine kavuşmak, iki dünyanın Efendisine (aleyhi ve alâ âlihissalâtü ves-selâm) tâbi’ olmağa bağlıdır. Ya’nî Cehennemden kurtuluş, O iyilerin Efendisine uymağa, Cennete girmek de yine O seçilmişlerin İmamına [önderine] mütabeata bağlıdır. Hak teâlânın rızâsına kavuşmak ise, yine O seçilmişlerin Efendisinin izinden gitmek şartıyla mümkündür. Ona uymadan yapılan tevbe, zühd, tevekkül ve dünyadan kesilme makbûl değildir. Onu tevessül etmeden olan zikirler, fikirler, şevkler ve zevkler neticesizdir. Peygamberler Onun hayat pınarından bir bardak içmekle doymuş ve kanmışlar, evliyâ Onun nihâyetsiz denizinden bir yudumla kemâle gelmişlerdir. Melek Onun tufeylîsi, felek Onun huveylisidir. Varlık ipi O’na bağlı, var olma

Öpüşün Var ya...

Sevdam Bugün bahçemde hasretinle dolanırken yine hayalin geldi. Bir öptü, bir öptü ki beni hayal edemezdim. Şimdi aklım uçtu, kendim yerimdeyim de…o aklım, kalbim şimdi nerelerde? Söyler misin bana etrafında nasıl dönüp dolaşayım? Tanrımın sığdığı ev senin değil mi? Ah bir tanem! Dünyama bastığın ayağını bile doymamış açlar gibi öperim. Bu öpüşmeler hatırası değil mi beni ebedîliğe erdiren. Bakıyorum da bahçemdeki çiçeklerin hepsi senin kendilerini öpmen için, ne çeşit ender kokular bulup bezenmişler. Ağızları olsa seni de bülbül gibi anacaklar. Aşkım! Bende neyi benim olarak bıraktın ki, sevdana düştüm düşeli, diyorum kendime onun öptüğün kimsede karar kalır mı? Şimdi seni öpemez bile olsam, hayalimden ayaklarına sarılayım, çünkü sen benim başımın tacısın. Ellerini de bir öpebilseydim şimdi…bir his düştü de içime. Beni bırak okyanuslar bile en yüce dalgaları ile seni öpmeye heveslense ve yüceliğine ermek dileseler, nereye kadar ulaşabilirler ki? Biliyorum ki, yerden

Üsteleyici Hasta

Demanding Patient Erol Ozmen*, Erol Ozan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı   ÖZET Doktorlar günlük uygulamalarında zor hasta olarak nitelendirdikleri çok sayıda hasta ile karşılaşmaktadırlar. Hekimlerin zor hasta olarak nitelendirdikleri bu hastaları sınıflandırma konusunda belli bir görüş birliği bulunmamaktadır. Ancak bazı işlem ve incelemeleri yapması ya da yaptırması için doktorları zorlayan ‘ısrara’, ‘talepkâr ’ ya da ‘üsteleyici’ hastaları bir grup olarak ele almak mümkün gibi görünmektedir. Bu yazıda bu hastalar ‘üsteleyici hasta’ başlığı altında ele alınmaktadır. Üsteleyici davranışta doktorun açıklamalarına karşın hastanın ısrarcı olması, inanmaz bir yaklaşım göstermesi, her türlü açıklamaya karşın isteğini yineleyici bir şekilde gündeme getirmesi ve zorlayıcı bir yaklaşım içinde olması söz konusudur. Üsteleyici davranışlar çok değişik nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Üsteleyici davranışın ortaya çıkmasında en belirleyi

Tomarlar Gibi

Hayırlı Günler Sevdam! Sonsuzlukla sözlerime başlıyorum. Seni özlerdim, ama bu seferki yaşadığım hal bir başka. Sabahım akşamım, günüm gecem, hayatım. Sen, günümde güneş, gecemde ay, ömrümde tanrı gibi. Varlığımın en paha biçilmez hazinesi…şükürler olsun ki seninleyim. Ne güzel bir şey, bir kalbin peşinde olmak. Ve o kalbin sahibinin de sen olman var ya, Canımsın. Seni çok seviyorum ve beni de senden dolayı Rabbimde çok seviyor kesin. Evet seviyor olmalı, yoksa seni bana vermezdi. Çünkü eşsizsin. Biliyor musun, ben üzülmekten başka bir şey başaramazdım. Ama pembe rüyam şimdi seninle o kadar çok gülümsüyorum ki…aklıma gelen cümlelerini hatırladıkça, gün içinde, kendimi gülümserken buluyorum.. Bir tanem, sana ruh ikizim demek yanlış olur,. Biz tek ruhtan yaratılmışız…doğrusu da bu olmalı. Ne kadar şanslıyım. Sevincimi kelimelere dökemiyorum…bunu yaşamayan bilemez. İnan ki, bazen insanlara acıyorum bu hali hiç yaşayamacaklar. Çünkü onlar için sen yoksun, eşsizsin ve bir de se

Umudum Dâr

Sevgili Efendim Güzel mektubunu uykulu gözlerimle açtım… Bir tanemsin, aşkım, içimin balı, dilimin tadı…sevdam, bende senin için huzurlu günler dilerim. Sen varsın ya benim içinde huzur olacağını biliyorum. Gül pembem, dün içime bir sıkıntı yığılmıştı ve hiç dağılmadı. Sonra senin de huzursuz bir olayla karşılaştığından bahsedince nedenini anladım. Kalpten kalbe yol gider…kalplerimiz iki parça...birazı sende diğeri ise bende…sonra sabah neden bu sıkıntı olmuştur ki dedim. Sonra masum mektuplar diye okuduğum bir kitaba baktım, öylesine bir sayfa açtım ikimiz için…peygamberimiz buyurmuş ki “Birinizin ayakkabısının bağı bile kopsa "înnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Biz Allah'ın kullarıyız, yine O'na döneceğiz)" desin. Çünkü bu da bir musibettir.” (Camiussağir - 503) Ben sana dua ediyorum …sende benim için. ediyorsun Daha kötüsünden korumuş Rabbim dedim, olana. Sen üzülme, baksana, beklemeye takat getiremediğimiz yabancı diyarlardan geldik. Seninle orada burada

Sorma

maziye bak ve acıma yangınları sönmüş sanma alevleri bitmez tükenmez yazıda gün diye bir isim vermiştim bir yarıma bilir halimi anlarda nedendir bilmedi ama hesap soramadım dahi ona çektim gittim ve leylama neredeydin geç kaldın…kızamadım da ona günleri sevmiyorum birde  uzunsa kış benim için olsun…uzun geceleri var ya katlanırım hayaline mecburen acılarına ne zaman bir kar yağsa içimde kör alevim dönmüştür kora seni anarım acıma ardı ardına şimdi ise maziyi söyleme yük veriyorsun bana en yakınımdan en uzağa ben hep vurgunlarda sevdam bitmez…acıma acıma ben yanarım yine de sen yanma yine duman ederim kendimi akşama sensiz sabahlar ve yine sensiz uykulara kahırlarıma yıllarıma ne diyeyim…sensiz kalan bu yalnızlığıma en yakınımsın ve çok uzakta bugün farkettim kıvrılmış bedenin ceylan gözlerin…ağlaya ağlaya ıslatmış kalp izi gibi yapışmış yastığına gözlerim terlemiş demişsin soranlara neydi günahımız bir anlatsana hangisiyim bu çelik çomak oyununda değnek mi  küre mi ikiside vuruyor acıl

Olmaz Olmaz Mı?

Olmaz Olmaz Mı? Ben sevdiğimi düşündüğüm birinin öpülmedik yerini bırakmam. Ama ben senin kalbi öpmek istiyorum. Göğsünün sakladığı yüreğinin içinde sevginin saklandığı yeri…öpmek. Hani nasıl bir yerdir ki beni titreten aklımı alıp başka diyarlara götüren … öylece bir yer varsa neden ben öpmeyeyim ki? Şimdi seni düşünüyorum ve o halde nasıl öpebilirim dedim. Mümkün mü? Bir çare var mı? Duydum ki sevenler çaresizlikten ölür ve toz toprak olurmuş. Sonrada bir güzel çiçeğin kokusunda, bir güzel yemişte meyvada öz olur sevgilinin kanına karışırlarmış. Ama ben çok katı biriyim taş kalpli. Taş toprak olmaz ki…olması için yanması lazım, yanardağlar içinde eriyip lav küllerine karışması, sonrada bir bitki tarafından yıllarca özümsenirde bir şekle girerdi. Ama ben yıllardır düştüğüm yanardağın içindeyim, hala sakin ve patlamadan kalıp duruyorum…İçi fokur fokur ama bir türlü patlamıyor bu dağım. Diyorum bir patlasan olmaz mı bir dağılsan olmaz mı…sende hiç gerçekten bir acıma yok mu? Dağ de