Umudum Dâr
| |
Sevgili Efendim
Güzel mektubunu uykulu gözlerimle açtım…
Bir tanemsin, aşkım, içimin balı, dilimin tadı…sevdam, bende senin için huzurlu günler dilerim.
Sen varsın ya benim içinde huzur olacağını biliyorum.
Gül pembem, dün içime bir sıkıntı yığılmıştı ve hiç dağılmadı. Sonra senin de huzursuz bir olayla karşılaştığından bahsedince nedenini anladım.
Kalpten kalbe yol gider…kalplerimiz iki parça...birazı sende diğeri ise bende…sonra sabah neden bu sıkıntı olmuştur ki dedim. Sonra masum mektuplar diye okuduğum bir kitaba baktım, öylesine bir sayfa açtım ikimiz için…peygamberimiz buyurmuş ki
“Birinizin ayakkabısının bağı bile kopsa "înnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Biz Allah'ın kullarıyız, yine O'na döneceğiz)" desin. Çünkü bu da bir musibettir.” (Camiussağir - 503)
Ben sana dua ediyorum …sende benim için. ediyorsun Daha kötüsünden korumuş Rabbim dedim, olana.
Sen üzülme, baksana, beklemeye takat getiremediğimiz yabancı diyarlardan geldik. Seninle orada burada duruyoruz …kimselerde anlamaz halimizi, dinlemez acımızı. Bizim için dahi hayal edemediğimiz o kavuşma günlerini beklerken bu sorunlarımızı beraber aşarız merak etme.
Değil mi ki o güzel atların koştuğu ovaları ve yeşillikleri özlüyorsun…
Bende seni hep sularla daha çok hissediyorum. Sıcak günde içilmiş soğuk su gibi. İçtiğimi düşününce içimdeki ferahlığı hiç unutamıyorum. Efendimiz hep dualarında “Allah'ım! seni soğuk sudan daha çok seviyorum” dermiş…bende aynı şekilde. Normalde soğuk su içmek adetim değil ama, bazen içimde ateşin beynime vuruyor..su içmiş gibi içime düşen o ferahlığını tekrar tekrar hissediyorum. O kızıl dudaklarını öperken sızanlar içime ferahlık veriyor. Hala öyle, içimde senden kalan parçalarını saklamak için sanki özel kaplarım varmış gibi…garip ama içimde kalsın istiyorum. Eritmiyorum. Doktorlar diyorlar ya ağır metalllerden uzak durun sen benim içimde atılmayan ağır metallerim cevherlerim olup kaldın. Onlar geceleri ateş böcekleri gibi onlar parıldarken, sahip olduğum mücevherlerim diyorum.
Seni nasıl özledim bir bilsen...sayılı günlerimi bitirip bu sıkıştığım dar yerden ve her geçen gün daralan kapısından çıkmak için gayret ediyorum. Zevkim ve tadım da yok aslında.
Gelenlerim çok soranlarım da, ama ben senin özleminle, pencerelerden seni gözlüyorum.
İşte arada bir gelen mektubunu okuyorum…ve onları gül sandıklarında saklıyorum. Elime değince mektupların o gün gül kokusundan kendimi alamıyorum.
Ne düşündüm aslında, ben kendimi sana ulaştırmam için bağlarımdan birini kesemiyorum ya, bir çözüm buldum…
Bir sabah duysan öldüğümü diyorum, üzülme ama başka çarem kalmadı. Biliyorsun, Mevlana ölüm gününe evlenme gecesi demiş. Başka çare bulamamış demek ki…bende bulamıyorum. O zaman kimse kimseye kırılmaz bende seninle olurum. Öldü derler daha ne derler ki.. darılan gücenen olmaz. Ölen öldüğü ile kalıyor değil mi ama ben senin olurum diyorum. Sevgilim sana kavuşmak için Azraili bekleyeceğimi hiç düşünmezdim…bence meleklerin en üstünü o…beni sana kavuşturacak. Şimdiden selam ediyorum.
Azrail can almaya gelince severse birini, Allah onu sevdiği kişinin suretiyle karşısına çıkarırmış. Bende senin cemalinle göreceğim, belki sana sarılırken kalbim duracak ve uçmağa varacağım.
Hayali bile güzel…
Sen yine dersin şu ölüm temalarını neden yazıyorsun, içim burkuluyor.
Başka çarem mi var, kavuşmak için, elimde olsa, zaten hemen de, nerede, yaşını başını almış hala ayaklar üstünde bir yalancı gibi dimdik duruyorum.
Ah gelecek, beklenilen o güzel kavuşma günleri, ne çok arzulanıyorsun…tanrı ya kavuşmak gibi…özlem duyuyorum onlara.
Yine bu içimden dökülenler benden sana ulaşır ve senden de kalbinde bir hüzün ve yaş olarak dökülür gider. Acı bir gerçek. Ancak bu hasret bitmez demek istemiyorum. Umudum var, çok şükür bu dünyadan ölerek çıkacağız…bunu kesin biliyorum.
Yüce dostum, çok özledim.
Sevdanı boynuma çektim dilediğin gün beni Mansur gibi dara çekebilirsin. Sorun değil. Çünkü dayanacak tek gücüm senin elinde öldüğüm günü beklemek umudu.
Bu umudum beni canlı ve diri tutuyor.
Hasretle kızıl dudaklarını öperim.
…
« Prev Post
Next Post »
Yorumlar
Yorum Gönder