Kayıtlar

Yeşil Gözlü Canavar mı! Aşkın Gölgesi mi?

Ah efendim, sakının kıskançlıktan! Kıskançlık, beslendiği avla oynayan yeşil gözlü bir canavardır. Shakespeare, Othello Kıskanmayan âşık değildir. St. Augustine Kıskançlık, cennetteki ejderhadır: Cennetin cehennemi:Duyguların en acısıdır, çünkü en tatlısı ile ilişkilidir. A. R. Orage, Aşk Üzerine Aşk ne kadar parlaksa, kaybının gölgesi de o kadar karanlıktır.

En Çok Sevdiğinizi Görmek İçin

Bu salavat-ı okuyup uyuyun en çok sevdiğiniz şey rüyanıza girecektir… اللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلَى سَيِّدُنَا وَمَوْلاَنَا مُحَمَّدٍ شَجَرَةِ الأَصْلِ النُّورَانِيَّةِ وَلَمْعَةِ الْقَبْضَةِ الرَّحْمَانِيَّةِ وَأَفْضَلِ الْخَلِيقَةِ الإِنْسَانِيَّةِ وَأَشْرِفِ الصُّورَةِ الْجِسْمَانِيَّةِ وَمَعْدِنِ الأَسْرَارِ الرَّبَّانِيَّةِ وَخَزَائِنِ الْعُلُومِ الإِصْطِفَائِيَّةِ صَاحِبِ الْقَبْضَةِ الأَصْلِيَّةِ وَالْبَهْجَةِ السَّنِيَّةِ وَالرُّتْبَةِ الْعَلِيَّةِ مَنِ انْدَرَجِتِ النَّبِيُّون تَحْتَ لِوَائِهِ فَهُمْ مِنْهُ وَإِلَيْهِ وَصَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلِيْهِ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ عَدَدَ مَا خَلَقْتَ وَرَزَقْتَ وَأَمَتَّ وَأَحْيَيْتَ إِلَى يَوْمِ تَبْعَثُ مَنْ أَفْنَيْتَ وَسَلِّمْ تَسْلِيماً كَثِيراً وَالْحَمْدُ لله رَبِّ الْعَالَمِينَ Seyyid Ahmed Bedevî Hazretleri’nin tertiplemiş olduğu salavat. Bismilahirrahmanirrahiym *Allahümme salli ala seyyidina ve mevlana muhammedin şeceratil aslin nuraniyyeti ve lem’atil kabdatir rahmaniyyeti ve efdalil halikatil insaniyyet

Jenerasyon

Resim

Hadi Karışalım

hasretini çekiyorum içten dıştan hazlarım gitgide günah kapısına dayandı beraberce dalgalandırdığımız bu aşk denizinde toprak bile çekinmeden göğü öpüyorsa kolların arasında ağzının içine dökülmek istiyorum neden seni uzaktan dahi öpemem ki yine sabahlara kadar bekledim seni şarkılarda hayalinle beni sarmalamanı öpmeni bekleyerek dudaklarımda mısraları hissettirdiler kalbim küt küt atıyor yüzüm yüzüne değmişte tarifsiz hayaller içinde soluğun ruhuma dokundu dokunacak derken uykularımı kaçırdım zamansızlık içinde bir de ne sessizlik her yanımı sardı günahtan bizi uzak tutmak için dudaklarımı ısırdım ikna ettim kendimi... dur o sende seninle daha güzelini önceden hiç tatmadın sabırsızlıkla kaybetme kendine bile sakladığın âşkını kucağına al canını yakan bir öpüşle aldın say ve sus hayali yetti… zangır zangır titriyorum dudaklarımız birbirlerine daldılar kollarını boynuma doladın tenim üzerinde dolaşıyor acıyla ısırılmış ve köpük köpük kan akıyor yüreğime

Yetmedi Kelimeler

bu gece yıldızlar birer birer dökülüp. avuçlarıma kondular… sıkıca tuttum… korkmadan… bizim için yalvardılar… ve mehtap sulara indi… yakamozların sessizliğinde… biz ne hayaller kurup, dilekler tutmadık mı? çöz yüreğinin dilini… aç ellerini benimle yaratana… bu alem ve melekler şahit… amin diyorlar dualarımıza… ezelimde yaşadığım tüm sıkıntılara bilmediğim tüm çareleri denedim yıkılıp yıkılıp yeniden kalkarak… bitirdim neyim varsa türlü türlü acılarla… ancak, biz bize kurulmuş tuzak mıyız? tek ve sonsuz bir aşkla… iki yalnız bir doğru edebilirdik… bahsetmedik kimselere yaramızda saklı… farklı mekânlarda aynı alevde yanarak… sığmadık yüreklere şiirlere taştık… yetmedi kelimeler… ne kadar süslense de… kafi değil hiç bir cümle, hiç bir renk anlatmaya… bu aşk dünyadan değil, farklı alemlerden… yaratanın elinden bize armağan olmalı…

Sensiz Yapamam Ki

“bakmaz yaşlıya gence insan anlamaz önce akıl çıkar aradan aşk kalplere girince” gecelerimin süsü kalbine sızsam bir siyah ip gibi düşsem dizine yüzüne baksam...dalsam gözlerine bir aşk gecesinden sonraki sakinliği ve hazzı duysam yarım kalmış sevdamın duvarlarını yıksam azgın sularla umutsuzluğumu...bir yığın yıkık dökük hatırayı … seni sevmeseydim bilemezdim...gerçek aşkı söylemeyi asla beceremeyeceğim ne kelimeler buldum sabırlı ol diyorsun gizli yaram...arzuladığım mutluluğum dönse an an acıya...tekrar tekrar sevmeye başlıyorum yine de ayrılığın acısından duramıyorum kumrular gibi sevişirdik...ayrılıklar gölge etmeseydi tüm varlığımla elinde bir buz gibi… ateşinde erimiş olduğumu hissederim çiçeklerle değil kelimelerle aşk kokuyorum sonsuza kadar birlikte olmak için yeni değil…önceden de senindi aşkım kanayan kalbim… açılan bir güle benzeyen tebessümlerin iki yakut tanesi gibi parıldayan sürmeli çok derin gözlerin ve beni sevdiğini bili

Darkapıyı Geçerken Aşk mı, Ermişlik mi?

Önemli Not: Andre Gide’nin Darkapı”sından düzenlenerek hazırlanmıştır. Hayatın biricik anlamı olacak kadar derin bir aşkın trajediye dönüştüğü Dar Kapı’da sorgulanan, erdeme giden yolun zorluğudur. Bazı insanlar bütün erdemlerini aşkıyla ayakta tutarken, bazıları ise gerçek erdemin her şeyden arınmış olması gerektiğine inanır. Fedakârlık nedir, insan aşk için nelerden vazgeçer? Peki ya ilahi aşk?.. İnsan, Tanrı’ya tertemiz geri dönmek ve saflık için, erdem olarak kabul edilen değerleri korumak için hayatını verebilir mi? "Dar kapıdan girmeye çabalayın. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yol geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur.  Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır." Matta (Luk.l3:24)/İncil Dostum! Senin yanında kendimi öyle mutlu hissediyordum ki, böyle hissedilebileceğime inanmazdım... Ama inan bana: “Biz mutluluk için doğmamışız." Sorarsan ; "Ruh mutluluk yerine neyi tercih edebilir!" Derim ki; "Ermişliği &qu