EPİZODİK VE KRONİK MİGREN HASTALARINDA YAPILAN ARAŞTIRMA
| |
Hazırlayan:Dr. Feride SERT ÖKSÜZ
(Kısa Alıntı)
Nöroloji polikliniğine müracaateden hastaların en sık
şikayetlerinden biri baş ağrısıdır. Kadınlarda baş ağrısının daha fazla olduğu
ve genelde 2.3. dekatlarda daha sık rastlandığı bilinmektedir (1, 2). Migren
çok eski zamanlardan beri tanımlanmış, günümüzde çok iyi şekilde ortaya konmuş
özellikleri olan bir hastalıktır. Migren; şiddetli, zonklayıcı karakterde, tek
taraflı, ataklar şeklinde ortaya çıkan, genellikle fiziksel aktivite ile artış
gösteren nörolojik, gastrointestinal ve otonomik değişikliklerin eşlik ettiği
primer baş ağrısıdır.
Dünya populasyonunun %10-20’ sini etkilediği bildirilen
migren; şiddet, sıklık ve süre bakımından bireysel değişkenlik gösteren
tekrarlayıcı başağrısı ataklarıyla karakterli bir hastalıktır (3,4). Klasik bir
atak; Prodrom evresi, Aura evresi, Ağrı evresi, Ağrı sonrası evre olmak üzere
dört evreden oluşur.Bu evrelerin hepsi her atakta olmayabilir. Ağrı çoğu zaman
4-72 saat içinde sonlanır ve ataklar arasında kişi normal hayatına devam
edebilir.
1.1.
Tarihçe
Migren, primer baş ağrılarında ikinci sıklıkta görülen
genel populasyonun yaklaşık %10’undan fazlasını etkileyen yaşam kalitesini
bozan ciddi bir sağlık problemidir (16). Migren terimi Yunanca ‘hemicrania’dan
kaynaklanmaktadır. Bu terim Latincede ‘hemigranea' ve ‘migrenea' kelimeleri ile
ifade edilmiş ve son olarak Fransızca olarak ‘migraine' olarak kullanılmıştır.
Baş ağrısına ilişkin kaynaklar M.Ö. 3000 yılına kadar
uzanmaktadır. Hatta bu tarihten çok daha önceki dönemlerde baş ağrısını tedavi
etmek için kafatasının delindiği bilinmektedir (trapenasyon) (17). Migren ve
baş ağrıları ile ilgili ilk bilgilere Mezopotamya’da bulunan Leyden
papirüslerinde rastlanmakta olup o dönemlerde tedavi için doğaüstü güçlerden
yararlanıldığı öğrenilmektedir. Yine mezopotamyada keşfedilen M.Ö. 2500
yıllarındaki eski mısır uygarlığına ait “Ebers Papirusu” migren, saplanıcı baş
ağrısı ve nevraljiyi tanımlamıştır. M.Ö. 460 yılında Hipokrat görsel aurayı ve
sonrasında göz çevresinde başlayan ve başın arka tarafına doğru yayılan ve
kusma ile azalan migren baş ağrısını tanımlamıştır (18).
M.S. 1. yüzyılda Celsus baş ağrısının şarap ve güneş gibi
etkenlerle arttğını söylemiştir (19). M.S. 2. yüzyılda Kapadokyalı Aretaeus,
çoğunlukla başın tek bir tarafında hissedilen ve bulantı ile birlikte olan
ağrılı dönemlerin haricinde tamamen normal zamanların bulunduğu baş ağrısını
tanımlamıştır. O zamana kadar migreni en iyi şekilde tanımlamış olması migrenin
kaşifi olarak anılmasına yol açmıştır (20).
M.S 129’da doğan Galeneos hemikrania kelimesini
kullanmıştır. İbni Sina ise 10.yüzyılda baş ağrılarının değişik nedenleri
olabileceğini, bazı duyuların patolojik nedenler ile tıkanmadığını, tersine
algıların daha fazla arttığını ve bu nedenle koku, ses ve ışığın migren
oluşumuna neden olabileceğini ifade etmiş olup bir bakıma beyindeki aşırı
duyarlılığı işaret etmiştir.
Avrupa’da orta çağın sonunda yapılan anatomik çalışmalarda
falks serebri tarafından beynin ikiye ayrıldığı görülüp buna bağlı olarak
migrenin tek taraflı olabileceği düşünülmüştür.
17
.yüzyılda Thomas Willis
birçok farklı baş ağrısı tanımlamış olup açlık ve poliürinin migren ataklarına
sebep olduğunu bildirmiştir. Willis bayan bir hastasında fotofobi, fonofobi,
bulantı ve kusma gibi ağrılı dönem belirtileri, ağrının bazen sağ bazen sol
taraflı olması, ağrısız dönemlerde hastanın tamamen normal olması, tetikleyen
faktörler gibi migrenin neredeyse bütün semptomatolojisini tariflemiştir. Yine
bu dönemde Fothergil görsel aurayı tariflemiştir (21).
18
. yüzyıl sonlarında Tissot
migrenin gastrik etkilenmelerini bildirmiş olup baş ağrısı için supraorbital
nevralji tanımlamasını yapmıştır. İzleyen yüzyılda migren için farklı vasküler
teoriler ileri sürülmüştür. Liveing 1873’de migren hakkında “Megrim, Hasta
Edici Baş Agrısı ve İlişkili Bozukluklar Üzerine: Sinir Fırtınalarının
Patolojisine Bir Katkı.” Başlıklı yazısı ile migrenin nöral teorisini ortaya
koymuş olup migreni otonom sinir sistemindeki bozukluklara bağlı gelişen bir
sinir fırtınası olarak tariflemiştir (6).
20. yüzyıl başlarında “vasküler teori”
sık sık tartışılmıştır. Vasküler teoriye göre aura intrakraniyal arterlerde
vazokonstriksiyona; baş ağrısı ise eksternal ve internal karotis arterlerinin
dallarında aşırı genişlemeye bağlı olarak oluşmaktadır (22). 1938 yılında
John Graham ve Harold Wolff
tarafından, ergotamin’in kan damarlarında daralma yaptığı
gösterilmiş ve bu da vasküler teoriye kanıt olarak sunulmuştur (23,24). 1944
yılında Leao ve 1981 yılında da Lauritzen ve Olesen migrende serebral kan
akımını ve KYD'yi incelemişlerdir ve nörojenik teoriyi ortaya atmışlardır (25,26).
1980li yıllardan sonra özellikle Lauritzen’in serebral hemodinami konusunda
birçok çalışması mevcuttur (27-32).
Migren baş ağrılarında profilaktik tedavi için ilk olarak
bir serotonin antagonisti olan metiserjid kullanılmış ve migrenin serotonin
artışına bağlı olduğu düşünülmüştür. Migrenin
önleyici tedavisinde birçok ilaç kullanılmakta ve yeni ilaçlar denenmekte ve
geliştirilmektedir. Son yıllarda migren ile ilişkili bazı genler tespit edilmiş
ve ağrıdan sorumlu olabilecek anatomik yapılar belirlenmiştir.
Çok uzun zamandır migrenin genetik yönünü araştırmaya
yönelik yapılan pek çok çalışma ile migrenin ailesel geçiş özellikleri, ikizler
arasında migren birlikteliği ve migrenin belli kromozom bölgelerine bağlantı
gösterip göstermediği incelenmiştir. Kontrollü çalışmalar migrenli bireylerin
akrabaları arasında ailesel migren riskinin artmış olduğunu göstermektedir.
Yakın tarihli topluma dayalı migren aile çalışmasında;
Russell ve Olesen (36) ICHD (1988) kriterlerini kullanmışlar ve auralı migrenli
bireylerin birinci dereceden akrabalarında auralı migren riskinin dört kat,
aurasız migreni bulunan bireylerin birinci dereceden akrabalarında ise aurasız
migren bulunma riskinin 1.9 kat daha yüksek olduğunu göstermişlerdir. Ailesel
migren çalışmaları da migrenin ailesel kümelenmesini kuvvetle desteklemektedir.
Ne yazık ki regregasyon analizi tek bir kalıtım şekli için yeterli kanıt
sağlamamaktadır (38). Tutarsız sonuçlar migrenin genetik çeşitliliğini bir
göstergesi olarak kabul edilebilir. Bazı aileler bariz otozomal dominant geçiş
gösterirken, bazıları inkomplet penetranslı otozomal resesif geçiş
göstermektedir. Bunun yanında klinik temelli ikiz çalışmaları tutarlı bir
biçimde monozigot ikizlerde migren birlikteliğinin dizigot ikizlere oranla daha
sık görüldüğünü ortaya koymuştur; bu da genetik faktörlerin etyolojik rolünü
desteklemektedir (39, 40).
r (139).
1.3.
Birincil Başağrılarının
Sınıflandırılması
Uluslararası Başağrısı Topluluğu
(IHS) ICHD-3 beta versiyon (2013) sınıflama sisteminde primer başağrısı
bozuklukları
1)
Migren
a)
Aurasız migren
b)
Auralı migren
c)
Kronik Migren
d)
Migren Komplikasyonları
e)
Olası migren
f)
Migrenle ilişkili olabilen
epizodik sendromlar
2)
Gerilim tipi başağrısı
a)
Seyrek epizodik gerilim
tipi başağrısı
b)
Sık epizodik gerilim tipi
başağrısı
c)
Kronik gerilim tipi
başağrısı
d)
Olası gerilim tipi
başağrısı
3)
Trigeminal otonomik
sefalaljiler
a)
Küme başağrısı
b)
Paroksizmal hemikranya
c)
Kısa süreli tek taraflı
nevraljiform başağrısı atakları
d)
Hemikrania Kontünia
e)
Olası trigeminal otonomik
başağrısı
4)
Diğer primer başağrıları
a)
Primer öksürük başağrısı
b)
Primer egzersiz başağrısı
c)
Cinsel aktivite ileilişkili
primer başağrısı
d)
Primer gökgürültüsü
başağrısı
e)
Soğuğun tetiklediği primer
başağrısı
f)
Dışardan basınç ile
ilişkili primer başağrısı
g)
Primer saplama başağrısı
h)
Nummular başağrıları
i)
Hipnik başağrısı
j)
Yeni günlük ısrarlı
başağrısı
1.5.1. Migren başağrılarının sınıflandırması ve tanı ölçütleri
Uluslararası Başağrısı Topluluğu
(IHS) ICHD-3 beta versiyon (2013) sınıflama sisteminde migren alt tipleri
2)
Auralı migren
a)
Tipik auralı migren
i)
Başağrısı ile birlikte
tipik aura
ii)
Başağrısı olmadan tipik
aura
b)
Beyin sapı auralı migren
c)
Hemiplejik migren
i)
Ailesel hemiplejik migren
(1)
Ailesel hemiplejik migren
Tip 1 (AHM1)
(2)
Ailesel hemiplejik migren
Tip 2 (AHM2)
(3)
Ailesel hemiplejik migren
Tip 3 (AHM3)
(4)
Ailesel hemiplejik migren
diğer lokus
ii)
Sporadik hemiplejik migren
d)
Retinal migren
4)
Migren komplikasyonları
a)
Migren statusu
b)
Enfarktsız persistan aura
c)
Migrenöz enfarkt
d)
Migren aurasının
tetiklediği nöbet
a)
Olası aurasız migren
b)
Olası auralı migren
6)
Migren ile ilişkili
olabilen epizodik sendromlar
a)
1.6.1 Tekrarlayan
gastrointestinal rahatsızlık
i)
Sıklık kusma sendromu
ii)
Abdominal migren
b)
Benign paroksismal vertigo
c)
Bening paroksismal
tortikollis
Tanı ölçütleri;
a)
B-D kriterlerini karşılayan
en az 5 atak
b)
4-72 saat süren baş ağrısı
atakları (tedavi edilmemiş ya da tedavisi başarısız)
c)
Başağrısında aşağıdaki dört
özellikten en az ikisinin bulunması:
i)
Tek taraflı yerleşim
ii)
Zonklayıcı
iii)
Orta veya şiddetli ağrı
yoğunluğu
iv)
Rutin fiziksel aktivite
(örneğin yürüme ya da merdiven tırmanma) ile artma ya dabu aktivitelerden
kaçınma
d)
Başağrısı sırasında
aşağıdakilerden en az birinin bulunması;
i)
Bulantı ve/veya kusma
ii)
Fotofobi ve fonofobi
e)
Başka bir ICHD-3 tanısı ile
daha iyi açıklanamaması
Tanı Ölçütleri;
a)
B ve C kriterlerini
karşılayan en az iki atak
b)
Tamamen reversible olan
aşağıdaki aura belirtilerden bir veya daha fazlası:
i)
Vizüel
ii)
Duyusal
iii)
Konuşma ve/veya dil
iv)
Motor
v)
Beyinsapı
vi)
Retinal
c)
Aşağıdaki dört özelliğin en
az ikisi:
i)
En az bir aura belirtisi
kademeli olarak 5 dakikadan daha fazla bir zaman içindeyayılır ve/veya iki ya
da daha fazla semptom birbirini izleyerek ortaya çıkar
ii)
Her bir aura semptomu 5-60
dakika sürer
iii)
En az bir aura semptomu tek
taraflıdır
iv)
Başağrısı auraya eşlik
ederya da 60 dakika içinde başlar.
d)
Başka bir ICHD-3 tanısı ile
daha iyi açıklanamaması ve geçici iskemik atağın dışlanması.
Tanı Ölçütleri;
a)
B ve C kriterlerini
karşılayan en az iki atak
b)
Her biri tam olarak
reversible olan vizüel, sensoryal ve/veya konuşma/dil
semptomlarını
içeren ancak motor, beyin sapı veya retinal belirtiler içermeyen aura.
c)
Aşağıdaki dört özelliğin en
az ikisi:
1.
En az bir aura belirtisi
kademeli olarak 5 dakikadan daha fazla bir zaman içinde
yayılır ve/veya
iki ya da daha fazla semptom birbirini izleyerek ortaya çıkar
2.
Her bir aura semptomu 5-60
dakika sürer
3.
En az bir aura semptomu tek
taraflıdır
4.
Başağrısı auraya eşlik eder
ya da 60 dakika içinde başlar.
d)
Başka bir ICHD-3 tanısı ile
daha iyi açıklanamaması ve geçici iskemik atağın dışlanması.
4.1.1.
Başağrısı ile birlikte
tipik aura
Tanı Ölçütleri;
a)
Tipik başağrılı aura için
1.3.1 kriterlerini sağlar.
b)
Migren karakteristiğine
sahip olan ya da olmayan baş ağrısı auraya eşlik eder ya
da 60 dakika içerisinde başlar.
4.1.2.
Başağrısı olmadan tipik
aura
Tanı Ölçütleri;
a)
Tipik başağrılı aura için
1.3.1 kriterlerini sağlar.
b)
Başağrısı auraya eşlik
etmez ya da 60 dakika içinde başlamaz.
Tanı Ölçütleri;
a)
B ve D kriterlerini
karşılayan en az iki atak
b)
Her biri tam olarak
reversible olan vizüel, sensoryal ve/veya konuşma/dil
semptomlarını
içeren ancak motor veya retinal belirtiler içermeyen aura
c)
Aşağıdaki beyin sapı
semptomlarından en az ikisi:
1
. Dizartri
2
. Vertigo
3
.Tinnitus
4
.Hipoakuzi
5
.Diplopi
6
.Ataksi
7
. Bilinç düzeyinde bozulma
d)
Aşağıdaki dört özelliğin en
az ikisi:
1.
En az bir aura belirtisi
kademeli olarak 5 dakikadan daha fazla bir zaman içinde
yayılır ve/veya
iki ya da daha fazla semptom birbirini izleyerek ortaya çıkar
2.
Her bir aura semptomu 5-60
dakika sürer
3.
En az bir aura semptomu tek
taraflıdır
4.
Başağrısı auraya eşlik eder
ya da 60 dakika içinde başlar.
e)
Başka bir ICHD-3 tanısı ile
daha iyi açıklanamaması ve geçici iskemik atağın dışlanması
Tanı Ölçütleri;
a)
B ve C kriterlerini
karşılayan en az iki atak
b)
Her ikisini de içeren aura:
1.
Tamamen reversible motor
güçsüzlük
2.
Tamamen reversible, vizüel,
sensoryal ve/veya konuşma/dil semptomları
c)
Aşağıdaki dört özelliğin en
az ikisi:
1.
En az bir aura belirtisi
kademeli olarak 5 dakikadan daha fazla bir zaman içinde
yayılır ve/veya
iki ya da daha fazla semptom birbirini izleyerek ortaya çıkar
2.
Her bir motor olmayan aura
semptomu 5-60 dakika sürer ve motor semptomlar
<72 saat sürer
3.
En az bir aura semptomu tek
taraflıdır
4.
Başağrısı auraya eşlik eder
ya da 60 dakika içinde başlar.
10
d)
Başka bir ICHD-3 tanısı ile
daha iyi açıklanamaması ve strok ve geçici iskemikatağın dışlanmasıAilesel
hemiplejik migren (familial hemiplegic migraine (FHM)) ve sporadikhemiplejik
migren olmak üzere ikiye ayrılır.
Tanı Ölçütleri;
a)
B ve C kriterlerini
karşılayan en az iki atak
b)
Atak sırasında ortaya
çıktığı aşağıdakilerden biri ya da her ikisi ile doğrulanan,tamamen reversible
monoküler pozitif ve/veya negatif vizüel olaylardan (örneğin;sintilasyonlar,
skotom veya körlük) oluşan aura:
1.
Klinik görme alanı muayenesi
2.
Bir monoküler alan defekti
ile ilgili hastanın çizimi (net talimatlardan sonra yapılan)
c)
Aşağıdaki üç özellikten en
az ikisi:
1.
Aura kademeli olarak 5
dakikadan daha fazla bir zaman içinde yayılır
2.
Aura sempromları 5-60
dakika sürer
3.
Başağrısı auraya eşlik eder
ya da 60 dakika içinde başlar.
d)
Başka bir ICHD-3 tanısı
veya amorozis fugaxa yol açan başka bir nedenle daha
iyi açıklanamaması
Tanı Ölçütleri;
a)
3 aydan uzun süredir ayda
15 gün veya daha fazla B ve C kriterlerini karşılayanbaşağrısı (gerilim tipi
benzeri ve / veya migren benzeri)
b)
Aurasız migren 1.2.
kriterlerinden B-D ve/veya auralı migren 1.3.
kriterlerindenB ve C’yi sağlayan
en az beş atak geçirmiş olmak
c)
3 aydan uzun süre boyunca
her ay 8 veya daha fazla gün olmak üzere
aşağıdakilerden birini sağlamak:
1.
Aurasız migren 1.2. C ve D
kriterleri
2.
Auralı migren 1.3.B ve C
kriterleri
3.
Hasta tarafından
başlangıcında migren olduğuna inanılmış ve triptan ya da
ergot türevi
ile rahatlama sağlanmış olması
11
d)
Başka bir ICHD-3 tanısı ile
daha iyi açıklanamaması
Migren
Statusu
72 saatten uzun süren ve hastayı
güçsüz bırakan migren ataklarıdır.
Enfarktsız persistan aura
Aura semptomlarının radyolojik
olarak serebral enfarkt kanıtı görülmeden 1hafta veya daha uzun sürmesidir.
Migrenöz
enfarkt
Bir veya daha
fazla aura semptomunun nörogörüntüleme ile de ortaya konulmuş bir iskemik beyin
lezyonunu ile bağlantılı olmasıdır. 60 dakikanın üzerinde seyreden auralı tek
atak dışında tüm ağrıları auralı migrene uyar. Migrenin tetiklediği epilepsi
nöbetleri
Auralı migren
atağı tarafından tetiklenen bir nöbet görülmesidir. Burada migren aurası sırasında
ya da sonraki 1 saat içinde nöbet vardır.
1.8.
Olası Migren ve Migrenle
İlişkili Epizodik Sendromlar
Olası migren; başka başağrısı bozukluğu kriterlerini
karşılamayan ve migrenin alttiplerinden birinin bütün kriterlerini yerine
getirmek için gerekli özelliklerinden birinin eksik olduğu migren benzeri
ataklardır. Aurasız olası migren ve auralı olası migren olmak üzere ikiye
ayrılır.
Tekrarlayan gastrointestinal rahatsızlık, siklik kusma
sendromu, abdominal migren, benign paroksismal vertigo, bening paroksismal
tortikollis bozukluklarını içeren migren ile ilişkili olabilen epizodik
sendromlar aurasız migren veya auralı migren hastalıklarına sahip olanlar veya
bu hastalıklardan birini geliştirme olasılığı yüksek olanlarda oluşur. Tarihsel
olarak çocuklukta kaydedilmiş olsa da erişkinlikte de ortaya çıkabilir.
****************************************************************
ÇOCUK VE ERGENDE MİGREN TEDAVİSİ
TETİKLEYİCİLERİN
BELİRLENMESİ VE İLAÇ DIŞI ÖNLEMLER
Migren
tanısı konulan bir çocuğa ve ebeveynlerine hastalık hakkında bilgi vermek,
durumu açıklamak gerekir. İlaç tedavisi gereksin ya da gerekmesin, migreni
tetikleyen etmenlerin belirlenmesi, tetikleyicilerden uzak durulması ve yaşam
tarzında yapılacak bazı değişiklikler ile migren atakların oldukça
azaltılabileceği çocuğa ve ailesine anlatılmalıdır. Çocuk ve ergen baş
ağrılarında hemen ilaç kullanmak yerine önce tetikleyici etmenleri belirlemek
ve bu etmenlere karşı önlem almak bile baş ağrılarının sıklığını, atak sayısını
ve şiddetini önemli ölçüde azaltabilir. Düzenli bir baş ağrısı günlüğü tutma
alışkanlığı ile ağrıların şiddeti, ortaya çıkış zamanları (hafta içi, hafta
sonu, tatil günleri, vd. gibi) hatta tetikleyiciler konusunda önemli ipuçları
elde edilip önlemler alınabilir. Aç kalmamak, öğün atlamamak, migreni
tetikleyebilecek gıdalardan uzak durmak gibi beslenme alışkanlıklarına yönelik
düzenlemeler yapılması pek çok migren atağının ortaya çıkmasını engelleyebilir.
Az uyumak ya da çok uyumak migren ataklarını arttırabileceği için, özellikle
okul çağındaki migrenlilerde düzenli uyku alışkanlığını geliştirmek, uyku
hijyeni kuralları konusunda çocuğun ve ailenin bilgilendirilmesi de oldukça
önemlidir. Ayrıca migrenli çocuğun ailesi ile hatta öğretmeni ile görüşülerek,
varsa stres faktörlerinin belirlenmesi, bu faktörlerin önüne geçilmesi ve
çocuğa ilaç dışı yöntemlerle gevşeme tekniklerinin öğretilmesi de pek çok baş
ağrısı atağını engellemekte oldukça yararlı olacaktır. Bütün bunların dışında
düzenli sıvı alımı, düzenli ılımlı egzersiz yapmak gibi alışkanlıkların
kazandırılması baş ağrısı ataklarının önüne geçilmesinde etkili olabilir.
Migren
tetikleyicileri nelerdir ?
Okul ve
aile sorunları, stres, hava değişimi (lodoslu havalar, ısı değişikliği),
uykusuz kalmak ya da aşırı uyumak, gürültü, parlak ışık, kötü koku, parfüm,
aşırı spor, ağır egzersiz, öğün atlama, aç kalmak, çerez, çikolata, nitrit ve
nitrat içeren salam, sosis, tütsülenmiş balık, eski peynirler, pizza,
monosodyumglutamat (MSG) içeren bazı gıdalar olarak sayılabilir. Ancak her
tetikleyici her migrenlide baş ağrısını tetiklemeyebilir. Bu nedenle
migrenliler tetikleyicileri genel olarak bilmeliler ve hangi tetikleyicinin
kendi migrenlerini tetiklediğini saptayarak, o tetikleyiciden sakınmalıdırılar.
.BAŞ AĞRISI
ATAKLARININ TEDAVİSİ AKUT ATAKLARIN TEDAVİSİ
Çocukluk
çağı migrenlerinde, tüm bu önlemlere rağmen yine de migren baş ağrısı atakları
olabilir. Özellikle hafif şiddette ve sık olmayan ataklarda, hemen ağrı kesici
almak yerine önce ilaç dışı bazı yöntemleri uygulamak ilaç almadan baş ağrısı
ataklarını atlatmakta sanıldığından çok daha fazla işe yarayabilir. Çocuğun
soğuk, sessiz, karanlık bir odaya alınması, gevşeme tekniklerinin uygulanması
ya da ağrının etkilediği bölgeye soğuk ya da basınç uygulanması bu yöntemlere
örnek olarak verilebilir. Buna rağmen durdurulamayan daha şiddetli ataklarda
basit ağrı kesiciler ya da ’triptanlar’ olarak adlandırılan migrene özgü ağrı
kesiciler kullanılabilir. Ancak ağrı kesici kullanımında dikkat edilmesi
gereken çok önemli noktalar olduğunu unutmamak gerekir. Basit ağrı kesicilerin
ya da triptanların seçiminde çocuğun yaşının, kilosunun ve ek hastalığının olup
olmaması oldukça belirleyicidir. Ayrıca, baş ağrısı için gelişigüzel ve sık
ağrı kesici kullanımının ‘ağrı kesici aşırı kullanımına’ neden olrak baş
ağrısını ‘kronik günlük baş ağrısı’ haline getirebileceğini unutmamak gerekir!
Bu nedenle basit bir ağrı kesici de olsa, çocukluk çağı baş ağrılarının
atakları için verilecek ağrı kesiciler konusunda mutlaka hekime danışmak
gereklidir !
KORUYUCU
TEDAVİ
Sıklaşan ve
şiddeti artan baş ağrısı atakları, çocuğun okul yaşamını ve sosyal yaşamını
olumsuz etkilemeye başlar. Ayrıca sık yaşanan ve zamanında müdahale edilmeyip
kontrol altına alınmayan migren atakları kronik ve tedavisi daha zor hale
gelebilir. Böyle durumlarda koruyucu tedavi gerekir. Koruyucu tedavilerde kalp
ritim ilaçları (beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri), antidepresanlar,
antiepileptikler, riboflavin (B2 vitamini), asetilsalisilik asit gibi ilaçlar
kullanılmaktadır. Bu ilaçların hangisinin, hangi migrenli çocuğa, ne dozda ve
ne sürede verileceği çocuğun yaşına, kilosuna, ek hastalığı olup olmaması gibi
bir çok faktöre göre değişecektir. Bu nedenle, çocukluk çağı migrenlerinde
koruyucu tedavi kararı, titiz bir değerlendirme sonrası mutlaka uzman bir hekim
tarafından verilmelidir.
« Prev Post
Next Post »
Yorumlar
Yorum Gönder