Cemil Meriç Sözlüğü 2
| |
H. Lefebvre: Henri Lefebvre (1901-1991) Fransız edebiyat
doktoru, sosyoloji profesörü ve tarihçi. “Diyalektik materyalizmi
Fransa’ya aydınlık olarak ilk getiren H. Lefebvre’dir.” SNK.s.205
Habakkuk:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî
nebisi. “Eski Nebiler (Yeşu,
Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya,
malaki.” IDG.s.135-136.
Haberci Bulut: Mega-Duta, Bulutlarla yollanan aşk
mektubu olup Hint Klasik şair ve oyun yazarı Kalidasa’nın
111 kıtadan oluşan Sanskritçe şiiri.
“Haberci Bulut, tasvir sanatının bir şahikası, lirizmin doruk
noktası.” BDE.s.193.
Haberleşme Meslekleri: Fransa’daki Bordeaux (Bordo)
Üniversitesi’nde 1965 yılında açılan bir bilim enstitüsü adı. “Aynı yıl,
üniversitenin Teknoloji Enstitüsünde kurulan Sosyal Meslekler ve Haberleşme
Meslekleri adlı iki bölüm, İLTAM’ın araştırmalarına
geniş bir
pedagojik uygulama sahası açtı...” KA.s.458.
Hachette Yayınevi: Bkz. Haşet
Kitabevi. “Hachette yayınevinin çıkardığı ve Collage de France
Profesörlerinden Jean Delumeau’nun yönettiği ‘Zamanımız ve İnsanlar’
dizisi bir kitabını da İslâmiyet’e ayırmış:
İslam’ın
Büyük İnsanları.”
Kİ.s.163.
Hachette:Bkz
Hachette kitapevi. “Tek parti devrinde Türkiye’nin bütün irfanı Hachette’e
gelen kitaplardan ibaretti.”SNK.s.292.
Hacı Bektaş Veli: (1210-1271).Büyük Türk İslam
Mutasavvufu ve Bektaşilik tarikatının kurucusu.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında yaşayan
evliyânın büyüklerinden.Tasavvuf ile ilgili şiirlerini
Makalat adlı eserinde toplamıştır.“Müstağliplerimize
sorarsanız, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli
hümanizmin zirveleridir. KA.s..85.
Hacı Bektaş:Bkz Hacı
Bektaş-ı
Veli. “Dinimizde kinin de, taassubunda yeri yoktur.İnanmış aydından
beklediğimiz,Mevlana’lara,Yuus’lara,Hacı
Bektaş Velilere
yakışan
bir anlayış yüceliği
ve bütünü kucaklayan bir sevgidir.” Kİ.s.401.
Hacı Kalfa: Bkz. Kâtip Çelebi. "Galland tabiat konusuna
temas ederken Herbelot’nun, bilhassa Hacı Kalfa!nın (Katib Çelebi) “Keşf-el
Zünun”unu bütün olarak çevirip eserine aldığını
kaydeden.” IDG.s.85.
Hacıyografa: Eski Ahit’in üç ana bölümünden birinin adı.
“Hacıyografa veya Yazılar kötülük ve ölümün varlıklar zinciri içinde nasıl bir
yer tutuğunu
anlatır.” IDG.s.94.
Hades: Yunan
mitolojisinde öbür dünyanın tanrısı. Tütanlara karşı
zafer kazandıktan sonra yapılan paylaşmaşda
yer altı dünyasının krallığını ve ölüler imparatorluğunu
onun payına verdiler. “Hades ise tanrıların elçisidir , ölüleri o götürür.”
IDG.s.209.
Hadikadüs-Süeda: Erenlerin bahçesi anlamına gelmektedir.Fuzuli’nin
16.yüzyılın ilk yarısında kaleme aldığı eserinin adı. “Sonra yazar,çeşitli
eselerdeki Türkçe kelime nisbetlerini yüzde olarak tesbit
ediyor.Hadikadüs-suada % 22,Şefik-name’de % 17” Kİ.s.140.
Hadis-i Kutsî: Mânâsı, Allahü teâlâ tarafından, kelimeleri ise,
Resûl-i ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem tarafından olan hadîs-i şerîfler.
“Hadis-i kutsi, nefesini bilen, rabbini bilir buyurur. böyle bir bilgiye fert
olarak da , cemiyet olarak da, beşeriyet olarak da , en çok şimdi
muhtacız IDG.s.58.
Hafız: Hace
Hafız Şirazi
(1325-1390) İranlı şair.
Eserlerini Hafız Divanı adı verilen kitabında toplamıştır.
“Divan’ın iki kaynağı var:Hafız’la Züleyha.Züleyha,şairin
batılı sevgilisi:Marianne von Willemer.” KA.s.32.
Haggai: Haggai
(Haggay). Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî
Peygamberlerinden. Yahudilere göre bu peygamberin özel bir görevi vardı:
Sürgünün çabuk sona ermesi ümidi ve Bet-Amikdaş'ın
yeniden inşası fikirleri bu kitapta yer
alır. “Haggai (İ.Ö.520) mabedin yeni baştan
kurulması için İsrailoğulları’nı
çağırı.”
IDG.s.129.
Haggay:
Bkz. Haggai. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel,
2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya,
Malaki.” IDG.s.135-136.
Hak Dini Kur’an Dili: Elmalılı Hamdi Yazır
(1887-1942)’ın 10 ciltlik Kur’ân tefsirinin adı. “Ahmet Hamdi (Elmalılı)[1]
Hak Dini Kur’an Dili adlı tefsirinde su izahati veriyor. IDG.s.195.
Hakimiyet-i Milliye: Mustafa Kemal Atatürk
tarafından 10 Ocak 1920 den itibaren yayınlanan gazete.1934’te gazetenın adı
Ulus olarak değiştirildi.
“Hâkimiyet-i Milliye” başmuharririnin en çok sevdiği
müellifler “Lenin”i hazırlayan Rus yazarlarıdır.” BÜ.s.159.
Hakimler Kitabı: Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihî kısmında yer alan
kitaplarından birisi. “Hakimler Kitabı ne zaman yazılmış?
Kestirmek güç” IDG.s.98.
Hakimler:
Bkz. Hahimler kitabı.“Bu kitapların başlıcaları: Tekvin, Çıkış,
Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2)
Krallar.” IDG.s.94.
Hakiralar Diyarındaki Alis: Bkz. Alis Harikalar Diyarında.
“Hakiralar Diyarındaki Alis gibi, ona dalınca, kırmızı gözlü beyaz tavşanın
ardından gitmiş, aynanın öbür tarafına geçmiş olursunuz...”
Kİ.s.261.
Hala: Prakrit
edebiyatında önemli bir şiir antolojisi olan “Sattasai”
adlı eserin yazarı. Hala 4 asırda yaşamış ve
Dekkan’ın kuzey-doğusunda hüküm süren bir
hükümdardır. “Prakrit edebiyatının şaheseri bir antoloji:
“Sattasai”.Yazarı Dekkan’ın kuzey doğusunda hüküm süren bir
hükümdar:Hala.” BDE.s.178.
Halep: Suriye’nin
kuzeyinde çoğunlukla Türklerin yaşadığı
tarih ve kültür şehri. şehir.
Halep emiri Seyfü’d Devle’nin sarayında yasamış duvarcılık
yaparmış öldükten
çok sonra meşhur olmuş.”
SNK.s.66.
Halevy: Daniel
Halevy (1872-1962) Fransız tarihçi ve denemeci yazar. Fransa işçi
hareketleri ve Fransa köylüleri konularında araştırma ve
deneme yazıları yazmıştır. “Sain-Simon’da 1965’te
girer üniversiteye, Bougle ile Halevy sokamazlar, nihayet Gurvitch sokar onu.”
SNK.s.125.
Halide Edip: (1884-1964) II. Meşrütiyet ve
Cumhuriyet dönemi Türk hikaye ve roman yazarı. “İbn
Tufeyl’in bu felsefi hikâyesi Halide Edip’ten beri nice tecessüsü alevlendirmiştir
ama ‘Hay İbn Yakzan’ı ilk yazanın İbni
Sina olduğu pek bilinmez.” Kİ.s.182.
Halide Hanım: Bkz. Halide Edip Adıvar. “Halide Hanim Kenan
ellerine yelken açmıştı Halit Fahri Maverâ-yı
Cin’e.” UU.s.35.
Halide Salih: Halide Edip Adıvar’ın bazı gazete ve dergi
yazılarında kullandığı takma adı. Yazar ilk romanı
Heyûlâ’yı da bu isimle yayımlamıştır. “Filhakika Halide Salih
imzasıyla Âşiyan mecmuasında çıkan yazı
romancı Zola’dan çok Dreyfus Dâvâsı’nın havarisini yüceltmektedir. ( Yıl 1324,
Sayı 9) KA.s.303-304.
Halife Ömer: Hz. Ömer. İslamın Hulefâ-i Raşidin
döneminin ikinci halifesi. “Filhakika, peygamberin ölümünden sonra İslam
orduları Filistin ve Kudüs’ü fethetmiş, halife Ömer zaptedilen
ülkeler ahalisinin hürriyet ve mülklerine, hakim ve kanunlarına dokunmamıştı.”
BFH.s.89.
Halife: “Allahü
Teâlânın emirlerinin yerine getirilmesinde Peygambere vekil olan kişi.
Emîr-ül-mü’minîn, İmâm-ül-müslimîn yerine
kullanılan bir tâbir olup, bütün Müslümanların emîri, hükümdârı manasına gelir.
İlk
halîfe ünvânı verilen, Hazret-i Ebû Bekr’dir. Kendisine Halîfe-i Resûlullah
(Resûlullah’ın halîfesi) denilmiştir. “O devirde, batıda iş başındaki
papalar, Fransa ve İtalya’da tahta çıkan krallar,
Bizans imparatorları, İspanya’nın vizigot
hükümdarları, İslam âleminde hüküm süren
halifeler.” Kİ. sh. 153
Halife-i Ruy-i Zemin: Yer yüzünün halifesi. Osmanlı
Padişahı
için kullanılan bir sıfat. “Bir Ermeni komitecinin Halife-i Ruy-i Zemin’e
fırlattığı
bomba, garpperest bir şairimize tannan mısralar; ‘Bir
Lahza-i Teehhür’”. Mağ.s.180.
Halit Fahri: Halit Fahri Ozansoy (1891-1971). Cumhuriyet dönemi
ve sonrası şair ve yazarlarındandır.
Hecenin 5 şairinden biridir. Eserlerinde
Daha çok ölüm ve aşk temalarını işledi.
Halide Hanim Kenan ellerine yelken açmıştı Halit Fahri Maverâ-yı Cin’e.
Halit Ziya: Halit Ziya Uşaklıgil
(1867-1945). Servet-i Funûn dönemi edebiyatının en önemli hatıra, deneme,
hikaye ve roman yazarı. “Fikretin olgun ustaca yontulmuş mısralarına
kıyasla Halit Ziya’nın nesri ne kadar zavallı.” Mağ.s.237.
Halk Partisi: Bkz. CHP. “Halk Partisi eşkiyaların
çoban köpeği ve İnönü’nün
tercumanlığına naspedildi.” Jun.II.s.159.
Halkımız ve Sanatımız: Mehmet Çınarlı (1925-....)’nın
1970 yılında yayımladığı eserinin adı. “Bu arada
Mehmet Çınarlı’nın “Halkımız ve Sanatımız” adlı kitabını da muhabbetle
selamlamayı vicdani bir borç bilmiştim.” Jur.II.s.173.
Halkın Hüriyeti: Halkın Hürrüyeti Partisi. Rusya’da Halkın
Hürriyeti adlı gurubun öncülüğünde XIX asrın sonlarında
kurulan, 1881 yılında Çar II. Alexander’i öldürdüğünde çok
kuvvetlenecek gibi görülen; ancak 1887 yılında Partinin terörcü Şubesinin
Çar III. Alexander’e suikast hazırlığı sırasında yakayı ele vermesi
üzerine kapatılan grup ve parti. "Halkın Hüriyeti" adlı parti
Tkaçev'in Lavrov ve Bakunin'e karşı zaferini simgeler".” Mağ.s.103.
Hallac:
Hallaç-ı Mansur, Doğum târihi bilinmemekle berâber
857-860 yılları arasında İran’ın Beyzâ şehrinde
doğduğu
kaydedilmiştir. Tasavvufta sekr hâli
denilen kendinden geçme halinde iken Enel-Hak (Ben Hakk’ım) sözünü söyledi. Bu
sözünü, zâhir âlimleri dalâlete ve ilhâda hükmedip katline fetvâ verdiler. 918
yılı Zilkâde ayının 24. Salı günü, Bağdat’ta asılarak şehid
edildi. “Bu görüşe göre Risaleler, Ali ibn
Talib, Gazali, Hallac, İmam Cafer el Sadık veya çeşitli
İsmaili
misyonerler tarafından kaleme alınmıştır.” IDG.s.50-51.
Haluk: Tevfik
Fikret’in oğlu. “Haluk “cins isim”dir
artık; tarihten kaçanların ismi.” BÜ.s.134.
Halvet Odasında Felsefe: Sadizmin kurucusu ve babası
Marquis de Sade (1740- 1814)’nin 1795 yılında hapiste yazdığı
eserinin adı. “Sade da diyalogdan faydalanmayı ihmal etmez (Halvet Odasında
Felsefe, 1795).” KA.s. 237.
Hamburg Dramaturjisi[2]: Alman yazar Gotthold Ephrahim
Lessing (1729-1781)’in Alman tiyatrosunu Fransız tiyatrosunun hakimiytinden
kurtarmak amacıyla 1797-1769 tarihleri arasında vücüda getirdiği
tiyatro eleştirileri derlemesi. “Lessing
için, Mektuplar da Laocoon da, Hamburg Dramaturjisi de nazarî izahlar olmaktan
çok birer kavga kitabı.” KA.s.408.
Hamdi Bey: Günümüz şiir ve roman yazarlarından
Alcan Sayılgan (1924- . ...)’ın 1976 yılında yayımladığı
Deprem romanın şahıslarından biri. “Hamdi
Bey’in hüznü bizi de dertlendiriyor.” KA.s.361.
Hamidullah: Prof. Dr.Muhammet Hamidullah (1908-2002) İslâm
Peygamberi, İslâm’a Giriş,
Resûlullah Muhammed isimli kitapları ile tanınan Hidistanlı hukuk doktoru ve İslam
tarihçisi. Paris “CNRS” ilmî araştırma üyesi. “Üçüncü olarak da
Hamidullah’ın Le Prophete del’İslam (İslâm’ın
Peygamberi) adlı kitabından haberdar ediyor okuyucuyu Walter.” Kİ.s.154.
Hamit: Bkz.
Abdülhak Hamit Tarhan. “Avrupalılaşmış edebiyatımızın
çiçek bahçelerinde onunla dolaştık, Hamit’i o tanıttı bize,
Fecr-i Ati’yi o sevdirdi.” BÜ.s.122. Hamlet: Shakespeare’nin 1601
yılında yazmış olduğu
5 perdelik oyun. “Fetihten fethe koştuğu
bu ikiyüz yıl içinde roman bir Hamlet, bir Kaybolan Cennet, bir Mizantrop
yaratabilmiş midir? KA.s.147.
Hammer Purgstall: Bkz. Hammer. “Ama Arap edebiyatını bütünü ile
inceleyen, Avusturyalı bir müsteşrik olan Hammer Purgstall'dır.”
K.İ S.300
Hammer:
Hammer Purgstall (1774-1856) Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi. 10
ciltlik “Osmanlı Devleti Tarihi” nisimli eseriyle mâruftur. “İlim,
iman konusunda yeterli bir rehber değildir.Öyle olsaydı bir Hammer
yalnız mezarını Müslüman mezaları gibi yaptırmakla kalmaz mezar taşına
yazdırdığı
‘Yusuf Hammer’ adına layık olmağa çalışır
ve İslamiyetle
müşerref
olurdu.” Kİ.s.99-100.
Hamzaneme:
Hamzavî’nin Hz Muhammet’in amcası Hamza bin Abdulmuttalip’in savaşlarını
anlattığı
dini-destanî halk hikayesi. “Hamzanâmelerle beslenen muhayyeleler, ‘Monte
Krosto’lara, ‘Üç Silahşörler’e, jozef Balsamo’lara eğilecekti.”
BÜ.s.234.
Hanbeli: İmam Ebu Hanbel’in kurduğu
ve dört hak mezhepten biri kabul edilen Hanbeli mezhebinden olan kişi.
“Hanbeli fakih, İbn Teymiye ise, İhvan’ı,
Nuseyrilere bağlar.” IDG.s.50
Hanbelilik: Hanbeli Mazhebi. Ehl-i Sünnet akidesine göre hak
kabul edilen dört mezhepten biri. “Dördüncü büyük mezhep Hanbelilik. Kurucusu
Ahmed bin Hanbel, (ölümü 855).” Kİ.s.198.
Hançerlioğlu: Orhan Hançerlioğlu
(1916-1991). Felsefe ve ruhbilim alanında yaptığı çalışmalarla
tanınan Türk yazarı. “Hançerşioğlu,
Rıza Tevfik’in amatörce dolaştığı,
Çankı’nın saika-ı kaderle içine fırlatıldığı düşünce
bahçelerine hazine bulmak iştiyakıyle giren bir sahib-i
huruç.” Kİ.s.215.
Handan: Halide
Edip Adıvar (1884-1964)’ın 1912 yılında mektup tarzında kaleme aldığı
eseri. “Handan yazarı altı kadar pürüzsüz nazik ahenkli sesiyle
anlatmaya başladı.” KA.s.371.
Hanefilik:
İmamlığını
İmam-ı
Azam Ebu Hanife’nin yaptığı ameli hak mezhebi. “Hanefilik
Osmanlı İmparatorluğu’nun
resmi mezhebidir.” Kİ.s.197.
Hangi Batı: Attila İlhan (1925-2005)’ın 1972
yılında yazdığı eserinin adı. “Hangi Batı bir
facianın hikâyesi: iki yüzyıldan beri kurbanı ve kahramanı olduğumuz
bir facianın.” UU.s.24.
Hangi Sol : Attila İlhan (1925-2005)’ın 1970
yılında yazdığı eserinin adı. “Hangi
Sol”unuzu okudum.İbareler bıçak gibi saplandı şuuruma.”
Jur.II.s.190.
Han-ı İştiha: Bkz. Han-ı Yağma
“Fikret bu memeleketin insanlarıyla onların acılarıyla uğraşmadı,
Hugo’nun tercumanlığını yaptı. Heyecanliydi, o
kadar Balikcilar, Les Pavres Gens’in (Fakir İnsanlar)
Han-ı iştiha
Joyeues Vie’nin (neseli hayat)tercumesidır.” SNK.s.172.
Han-ı Yağma: Tevfik Fikret’in bir hiciv şiiri.
“Han-ı Yağma başarılı
bir tercüme, daha doğrusu pastiş.
BÜ.s.124
Hanuman:
Ramayana destanında çok önemli bir rolu olan maymunun adı. Kendisini destan
kahramanı Rama’ya adayan Hanuman Tanrının hizmetkârı olarak kabul edilir. “Öyle
ki, tabiatın efendisi olan insan, maymun Hanuman’a ve inek Sabbala’ya perestiş için
secdeye kapanıyordu.” BDE.s.79.
Harabat: Ziya
Paşa’nın
tertiplediği 1875 yılında İstanbul’da
yayımladığı üç ciltlik divan edebiyatı
antolojisi. Eserin girişinde, Mukaddime-i Harabat başlığı
ile verilen değerlendirme o dönem
edebiyatçıları için bir münakaşa sebebi olmuştur.
Zira burada savunulan düşünce Şiir
ve İnşâ
makalesindeki iddialarının tam zıttıdır. “Cumhuriyet aydınları üstadın ‘Şiir
ve İnşa,
başlıklı
makalesini, tartışılmaz bir delil imiş gibi
her vesileyle öne sürer.Oysa Paşa Harabat isimli antolojisiyle
bu makaledeki hükümlere hiç de inanmadığını ispat ettiği
gibi,daha önce veya daha sonra yazdığı şiirlerle
de ciddiye alınacak bir yazar olmadığını göstermiştir.
Kİ.s.241.
Hari: Kendime
bağlayan,
kendine çeken, celp eden, anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint
mitolojisinde Vişnu’nun ünvanlarından birirdir.
“Vişnu’nun
çeşitli
sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta
(sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta
(kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana
(varlıkların kaynağı ve barınağı).”
BDE.s.128.
Hari:
Tanrı Vişnu’nun
kendine bağlayan, çeken anlamına gelen bir
sıfatıdır. Vişnu yerine bazen Hari adı
kullanılır. Hari, dini şarkı ve dualarda en fazla
kullanılan tanrı isimlerinden biri. “En sonunda lakşim
arz-i endam etti gandarvalar bir şarkı tutturdu; raksa başladı
apsarlar sevinçten Lakşim, Hari’ye koştu.”
BDE.s.157.
Haricî: Peygamberimizin
ve eshâbının gösterdiği doğru
yoldan ayrılmış olan fırkalardan biri. Hazret-i
Ali ile Muâviye arasında 657 târihinde yapılan Sıffîn Harbinde, Hz. Ali hakem
tayinine râzı olup karşı tarafla sulhu kabul ettiği
için yanında olanlardan bir kısmı ondan ayrıldı ve ayrı bir grup oluşturdular.
İşte
bunlara ayrılan, dışarı çıkan anlamında “Hâricî”
denilmiştir.
“Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken
sünnî, şiî,
haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu,
der.”IDG.s.36
Hariciye Vekaleti: 1835 yılında Reis’ül
küttaplık makamı yerine kurulan makam. Bugünkü manada dışişleri
bakanlığı
anlamında.“Tekrar Hariciye Vekaletinde mütercimdir.” Kİ.s.270.
Haris II: “Gassaniler sülâlesi tarihini pek az biliyoruz.
Batı tarihçilerinin kendisinden bahsettiği Gassani hükümdarlarından
ilki: II. Haris, daha doğrusu dul karısı Marya.” Kİ.s.148.
Haris IV.:
“ IV. Haris, lâkabı: Ekber. O da ününü karısı Mari’ye borçlu, Mari’nin şöhreti
ise küpelerinden geliyor, bu küpelerin dünyada bir benzeri daha yokmuş,
her biri güvercin yumurtası büyüklüğünde iki inci.” Kİ.s.148.
Haris V: “V.
Haris, Jüstinyen tarafından genel filark nasbedilmiş,
monofizist temayüllü bir Hristiyan olduğundan Theodora’nın iltifatına
nail olmuş.” Kİ.s.148.
Harizmi:
Ebu Abdullah Muhammet bin Ahmed El Harizmî X.asırda yaşamış İranlı
alim. İlimlerin
anahtarları anlamına gelen “Mefâtih il-ulûm” isimli eseriyle tanınmıştır.
‘Harizmi’nin ‘Mefatih il-Ulum’u Nedim’in Fihrist’i gibi ansiklopediler de İslamın
düşünce
hayatına o dönemin armağanlarıdır.” IDG.s.81.
Harp ve Sulh: Hint edebiyatının önemli
eserlerinden Pança Tantra’nın beş bölümünden üçüncüsünün adı.
“Üçüncü bölümün adı: Harp ve Sulh, Kokolukika ( Kargalarla Baykuşların
Düşmanlığı
) ( Kelile ve Dimne’nin sekizinci,
Hümayunname’ni
dördüncü
mephası. )” BDE.s.233.
Harris. James
Haris (1709-1780). İngiliz filozof ve dilbilimci.
“Yazar, önsözde daha önceki kamuslardan, bilhassa Fransız ve İtalyan
akademilerinin sözlüklerinden, Furetiere’in, Trevoux’nun, Chauvin’in , Hams’in
kamuslarından geniş ölçüde faydalandığını
anlatıyor.” IDG.s.16.
Harşa Karita: MS. VII. asırda yaşamış olan
Hint yazarı Bana’nın, Güney Hindistan’da hüküm süren Harşa
isimli hükümdarın haytını anlattığı roman şeklinde
yazılan eserinin adı. “Bana’nın meşhur eseri ‘Harşa
Karita’ ( Harşa’nın Hayatı ).” BDE.s.239.
Harşa: (606-647) Harşa
7. yüzyılda Güney Hint’te saltanat süren son büyük hükümdar “Şimdi
7. yüzyılın başındayız, kuzeyde hükümdar Harşa
saltanat sürmektedir, güneyde Pallava hanedanı.” BDE.s. 290
Harun Reşit: (764-809). Beşinci
Abbâsi halîfesi. Hâdî’nin 786’da ölümünden sonra hilâfete geçti. Halîfelik
dönemi Abbasî Devletinin en parlak devrini teşkil eder.
“Dokuzuncu asrın başlarında, İmparator
Şarlman
ile halife Harun Reşid’in birbirlerine yolladıkları
elçiler sadece nezaket ziyaretleri yapmıyorlardı.” BFH.s.90.
Harun:
Kur’an-ı Kerim’de adı geçen ve İsrâiloğullarına
gönderilen peygamberlerden biri. Hz. Musa’nın kardeşi.
“Bir yanda kahramanlar, bir yanda peygamberler. Ve Membre’ye gaipler aleminden
haberler. Fısıldayan Dodon, Teb, Raphidim, kutsalkaya, Arz-ı mev’üt, Musa’nın
kollarını semaya kaldıran Harun’la Hur, cenkler ve Tih sahrası, Amos’un
kasırgayla çalk’da alanan arabası.” UU.s.342
Harvard Üniversitesi: 1936 yılında John Harvard
Cambridge’te kurulan Amerikan yüksek öğretim kurumu. “Hüseyin Nasır’ın
eserini görememiştim.Harvard Üniversitesinde
doktora tezi olarak kabul edilen -İslam’da Kozmolojik Doktrinler -
adlı kitap konuya büyük bir yer ayırmıştı.” IDG.s.49
Harzemi: Muhammed
bin Mûsâ el-Harezmî (780-850). Dokuzuncu yüzyılda yetişen
cebir alanında ilk defâ eser yazan Müslüman-Türk matematik, coğrafya
ve astronomi âlimi. “Yahya Bermeki'nin dostu Fazl Ibn Sehl (Merv'in güneyindeki
Saras);Muhammed ibn Musa Harzemi, araplara atfedilen cebrin kurucusu (cebir
kitabi 820 lerde yazilmis), Hiyre Mekke’den ne kadar uzaksa Harzemi de
arapliktan o kadar uzaktir; Halid Marvarrudi; Mervli Habes. Ahmed Fergani; Ebu
Mashar Belhi (Bahtrian'li)
Hasan Ali Bey: Bkz. Hasan Ali Yücel. “Akçuraoğlu’nun
su itirafi ne kadar hazin: ‘Hasan Ali Bey Almanlardan veya Ruslardan istifade
ettigi için olacak ki tarihte usulun tekamülünü gösterirken Ibn Haldun’u
zikretmeyi unutmamiştır.” IDG.s.231.
Hasan Ali Yücel: 16 Aralık 1897’de İstanbul’da
doğdu.
26 Şubat
1961’de İstanbul’da
öldü. Şair
ve yazar. 1938 Celal Bayar hükümetinin Milli Eğitim
Bakanı ve köy enstitülerinin kurucusu. “İstanbul Üniversitesi Rektörü
Tevfik Sağlam Paşa
ile eski maarif vekili Hasan Ali Yücel’e ilk lügatimizin adını sordum, ikisi de
Redhouse’den habersizdiler.” Kİ.s.267.
Hasan Ali:
Bkz. Hasan Ali Yücel. “Hasan Ali ‘Edebiyatımızda en eski medeniyetlere beşik
olmuş Anadolu’nun
eski sakinlerine ilk akrabalık duyan ve duyuran, Yakup Kadri oldu. Şimdi
Sabahattin Eyüboğlu’nda ve onunla beraber pek
çok gençlerimizde gördüğümüz Anayurt Anadolu’yupayen
geçmişiyle
beraber yaşayarak benimseme fikri,
kökenlerini burada bulur’ diyor.” UU.s.14.
Hasan Mahir: Günümüz şiir ve roman yazarlarından
Alcan Sayılgan (1924.. ,.)’ın 1976 yılında yayımladığı
Deprem romanın şahıslarından biri. “Nihayet
Hasan Mahir.” KA.s.361
Hasan Mellah: Ahmet Mithat Efendi’nin 1874 yılında yazdığı
romanın adı. Roman, Hasan adındaki roman kahramanının denizde geçen serüvenini
anlatır. “Mithat efendiyi okumalıyız ama ‘Rakım efendi ve eflatun,bey veya
Hasan Mellah hikayelerin değil ‘Avrupa’da bir Cevelan,
‘Üss-ü İnkilab,
‘Niza-İlim
ve Din, gibi ciddi kitaplarını.” Kİ.S.232.
Hasan Sabbah’ın cenneti: İran’daki
İsmâiliyye
Devletinin kurucusu ve Bâtınîliğin bir kolu olan Haşşaşîn
Fırkası’nın reisi Hasan Sabah’ın örgüt mensuplarına bu faaliyetleri karşılığı
bulunduğu
vaatdi. Hasan Sabah bağlılarına cenneti dünyada da yaşamayı
ve mutluluğu tatmayı vaat ediyordu.
“Yüzlerce mektep, binlerce keşiş,
elçiliklerle bololar, ekaliyetler, ikide bir Beyoğlu’nu zevk
panayırı haline getiren şuh aktrisler ve mürebbiyeler (
Hasan Sabbah’ın cenneti kaç para eder?).” UU.s.28.
Hasene Hanım: Ali Suavi’nin İngiliz
kökenli karısının adı. “Hasene Hanım -Ziya Bey’in İngiliz
dilberine taktığı ad- iyi olarak Fransızca konuşur
ve ne de Fransızca iki kelimeyi bir araya getirebilir.” Mağ.s.149.
Hasköy:
İstanbul
da bir semtin adı.“Oysa 23 Mayıs Pazartesi günü Suavi Efendi Filibe, Hasköy ve
salim Rumeli ahalisinden ... bin kadar muhacir ile Çırağan
Sarayı’na saldırarak Sultan Murat’ı Serasker kapısına götürüp çıkarmağa
kalkmış.”
Mağ.s.153.
Haşet Kitabevi: Hachette Kitabevi, Fransız
yayınevi aşet kitabevinden ibaretti Avr
yılında Louis Chistophe tarafından kuruldu. Hachette kuruluşu
bugün Fransa’nın en büyük yayın kuruluşudur. Kurum Türkiye’de Agence
generale de librairie et de publication adıyla 1929 yılında İstanbul’da
şube
açmıştır.
“Haşet
Kitabeyi’nden ibaretti Avrupa’mız, girdapları olmayan bir kıta, tezatsız ve tek
boyutlu; bir kartpostal Avrupası.” BÜ.s.137
Haşhaşi:
Hasan Sabah‘
ın kurmuş olduğu
örgüte mensup olan kişiler.“Bu fedailer ekseriya
esrar içtikleri için anlara haşhaşi
derlerdi.” Mağ.s.17.
Haşhaşiye:
Hasan
Sabbah’ın kurduğu tarikat. “Ehl-i salib Suriye
tarafına gittikleri vakit Suriye’de pek çok bâtiniye bakayası olan Haşhaşiye
vardı.” MAĞ.S.217.
Haşim: Ahmet Hâşim
(1887 Bağdat-4
Haziran 1933 İstanbul). Fecr-i Âti döneminin
en önemli şairi. Ahmet Hâşim
sembolist ve empresyonist akımın Türk şiirindeki başlıca
temsilcisidir. Dolayısıyla şiirlerinde derin bir melânkoli,
müphemiyet, uzak ve meçhul diyarlara duyulan özlem ve psikanalitik yorumlara
müsait bir renk ve musiki hissedilir. “Büyük nâzımların çoğu,
nesirde de büyüktür Namık Kemâl ve Hâşim gibi.” BÜ.s. 82. Hatem
Bin Tâî: Cömertliğiyle meşhur
Arap şairi
ve kabîle reisi. Altıncı asrın sonunda, yedinci asrın başında
yaşamıştır.
İsmi
Abdullah bin Sa’d’dır. Çok cömert olduğu için ‘Hâtem’, Tayy
kabîlesinin reisi olduğu için ‘Tâî’ lakabı verilmiştir
‘Hatem bin tainin yaşayışını
hatırlayınız.’ .” Mağ.s.223
Hatice-t’ül kübrâ: Hz. Hatice. Hz. Muhammed’in ilk
eşi
ve ilk iman eden kişi. Resulullah’ın en büyük
destekçisi ve teselli kaynağı. Dul ve zengin bir kadındı.
Ticaretle uğraşırdı.
Arabistan’ın çeşitli bölgelerine kervanlarla
mal gönderiyordu. Kervanlarından birine başkanlık eden Hz. Muhammet ile
tanıştı.
Hz. Muhammde’in özünde ve sözündeki doğruluğa
hayran kaldı. 595 ylında peygamberimizle evlendi. Bu esnada Hz. Hatice 40 Hz
Muhammet 25 yaşındaydı. 4’ü kız, 2’si erkek 6
çocukları oldu. Erkek çocuklar küçük yaşta irtihal etti. Kızlarından
Hz. Fatma, Hz.Ali ile evlendi. Peygamberimizn soyu Hz. Fatıma’nın çocuklarıyla
devam etti. Peygamberimiz Hz. Hatice ile evliyken başka
hiçbir kadınla evlenmedi. Hicretten üç yıl önce cennete göç etti. “Muhammed’in
ilk mucizesi : Hatice-t’ül kübrâ.” BÜ.s. 274.
Hatipler Diyaloğu: Hatipler üstüne diyaloglar.
MS.81 yılında Tacitus tarafından kaleme alınan, 106’ya doğru
yayınlanan ve kimin olduğu uzun süre tartışılan
75 hatibin katıldığı bir toplantı biçiminde
sunulan eserin adı. “Tacitus bu eserde hitabet ve şiirin
mukayesesini yapmaktadır.Gerçi Tacite de Hatipler Diyaloğu’nda
edebiyatla meşgul olur.” KA.s.391.
Havana: La
Havana, Kuba’nın başkenti ve il merkezidir. Şehir’de
coğrafî
konumun da etkisiyle denizcilik önemlidir. XIX. Asrın sonlarından itibaren şeker
üerimi önem kazanmıştır. “Monokültür sisteminin
kuruluş sebebi
bu: Brezilya ‘da kahve, Birmanya’da pirinç Güney Denizleri’ndeki adalarda
baharat, Küba’da şeker kamışı,
Havana’da Tütün vs. Arada, Avrupa’nın talepleri artıyordu birden.” BFH.s.6.
Havariler: Hz. İnsa’nın incil’i yaymak için
seçtiği,
ya da özel bir çağrıda bulunduğu
kişilere
havari denir. Cemil Meriç’in eserlerinde “havari” kelimesi bu mananın dışında
“kendini bir davaya, bir fikre adayan kişi” manasında ve ‘Havarilerin İşleri’
eseri yerine de kullanılır. Bkz. Havarilerin İşleri. “
‘Havarilerin İşleri’ Kitab-ı Mukaddes üzerinde
çalışanlarca
zaman zaman ihmal edilmiş ama ‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit
için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de yeni Ahid için o kadar önemlidir. O
olmasa Resullerin mektuplarını okuyanlar sık sık istikametlerini şaşırırlardı."
IDG.s.115.
Havarilerin İşleri: Luka İncilinin
devamı olarak yazılan ve Hz. İsa’nın Kudüs’e gelişi,
Paul’un ve müridlerinin Anadolu ve Avrupa’daki misyonerlik faaliyetleri gibi
konulardan bahseden Hristiyanların kutsal kitablarından biri. “ ‘Havarilerin İşleri’
Kitab-ı Mukaddes üzerinde çalışanlarca zaman zaman ihmal
edilmiş ama
‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de Yeni Ahit
için o kadar önemlidir. O olmasa Resullerin mektuplarını okuyanlar sık sık
istikametlerini şaşırırlardı."
IDG.s.115.
Havarilerin Menkibeleri: Kitab-ı Mukaddes’in Yeni Ahid
bülümünde yer alan kitaplardan birisi. “Protestan Ingiltere’de büyüklerin
çocuklari için en uygun saydığı eserler: Kitab-I Mukaddes ile
Havarilerin Menkibeleri idi.” Kİ.s.312.
Havran:
Suriye’nin güney batısında yanardağ kökenli, Kolon tepeleri Kolon
ve Cebel Durus arasında kalan plato. “Havran’daki Sebai cemaati de bunların
arasındaydı.” IDG.s.81.
Hayal Mahmut: 18.yy da Bengal de yaşamış olan
meşhur
Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman
şairleri
arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca sayılabilir.18.
yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut...” BDE.s.282.
Hayam: Ömer
Hayam (1047-1122). İranlı filozof, matematikçi ve şair
rubaileriyle ün yapmıştır. “Talim Terbiye Kurulu’nun
12.3.1971 tarihli taslak programı esas alınarak hazırlanan son edebiyat
programında yalnız son sınıflarda Tagor, İkbal, Sadi, Hafız, Hayyam,
Racine, Moliere, Shakespeare,Goethe’den parçalar aktarılması istenmektedir.” Kİ.s.24.
Hayat Hikayemden Parçalar: Saint-Simon (1760-1825)’ın
1809 yılında yazdığı eserinin adı. “Ne var ki,
Saint-Simon yalnız tarihi malzemeden faydalanmaz, daha 1809’da kaleme aldığı
‘Hayat Hikayemden Parçalar’da sosyolog için, kucağındayaşadığı
toplumla ilgili ampirik araştırmaların ne kadar önemli olduğunu
anlatır.” SSSS.s.137.
Hayat ve Kitaplar:Servet-i Fünun dönemi edibi
Ahmet Şuayip
(1876-1910)’in Fransız edebiyatı üzerine yaptığı çalışmaları
ihtiva eden eserinin adı. “Beşir’in de, Sait bey’in de, Ahmet
Midhat Efendi’nin de tanımadığı Madam Bovary yazarını Türk
okuyucusu daha sonra Ahmet Şuayb’in Hayat ve kitaplar’ından
öğrenecektir.”KA.s.298.
Haydutlar:Schiller’in 1782’de yazdığı
ilk dramı. Eserin konusu trajik biçimde sonuçlanan iki kardeş arasındaki
rekabet ve toplumsal düzene bir meydan okuyuştur.
“Xenephon’un ‘Husrev-Name sinden, Cervantes’in Don Kişot’una,
Zola’nın romanlarına, Schiller’in Haydutlar’ına kadar... dünya edebiyatının
enafis-i asarını onun büyük gayreti sayesinde tanıdık.Schopenhauer
felsefesinden söz açan ilk Müslüman O’dur.” Kİ.s.231.
Hayrullah Efendi: Hekimbaşı Hayrullah Efendi (1820-1866).
Türk hekimi ve tarih araştırmacısı. “Hammer’in Osmalı
Tarihi’nden ve De la Croix’nın Vakâyinamesinde ise Hayrullah Efendi ile
Hammer’in tesirleri pek bârizdir.” Kİ.s.105.
Hazar: Hazar
denizi, Rusya, Azarbeycan, Kazakistan, Türkmenistan ve İran
arasında yer alan deniz ya da göl. Önde beyaz atlı akıncılar yürüyordu, arkada
sürüler... Hazar kıyılarından göçmüşlerdi.” BDE.s.100.
Hazret-i Ali: Hz. Peygamberin damadı ve İslamın
4. halifesi. “Ne bir Haticetülkübra ne bir Hazret-i Ali.” UU.s.249.
Hazret-i İbrahim: Kur’an-ı Kerim de ismi geçen
Peygamberlerden biri. “Nemrut ile olan mücadelesi ile bilinir. Müslümanlara
göre beldeyi Hazret-i İbrahim kurmuş.”
Kİ.s.148.
Hazret-i İsmail: Kur’ân-ı Kerim de ismi geçen
Peygamberlerden biri. “İbrahim Hâcer’i ilerde Mekke
olacak yere getirmiş, orada bir taş görmüş,
karısı ile bu taşın üzerinde yatmış,
bu beraberlikten Hazret-i İsmail doğmuş ve
bu taş bütün
Araplarca kutsal sayılmış.” Kİ.s.148.
Hazret-i Muhammet: Son din İslamiyetin
peygamberi 571 yılında Mekke de dünyaya geldi. 632 yılında Medine de irtihal
buyurdu. “Akıl hocaları Hazret-i Muhammed’den çok Ampedokl, Fisagor, Eflatun
veya Aristo gibi eski Yunan bilgeleriydi.” IDG.s.46.
Hebennak: Ahmaklığı ile ün yapmış Yezit
adında bir Arabın lakabı. Bu kelime dilimizde ahmak olduğu
halde kendini çok zeki zanneten kişler içn kullanılır. “Ve zavallı
manüskirim aylarından beri ârafta bir hebennakının vereceği
hükmü beklemektedir.”Jur.I.s.128.
Heccav:
Aşırı
hicveden, çok yeren. “Horatius, sevdiklerini yaralamak için oklarını uzaklara
atan bir heccav, çağımızın zevk ve sefaret hocası.”
BÜ.s.123.
Hegel: Georg
Wilhelm Friedrich Hegel. Büyük bir sistem kurarak, Kant'ın imkansız olduğunu
söylediği
şeyi
gerçekleştirmiş,
yani rasyonel bir metafizik kurmuş olan ünlü Alman filozofu.
1770-1831 yılları arasında yaşamış olan
Hegel'in temel eserleri: Phanomenologie des Geistes (Tinin Fenomenolojisi),
Wissenschaft der Logik (Mantık Bilimi), Enzyklopadie der Philosophischen
Wissenschaften im Grundrisse (Felsefi Bilimler Ansiklopedisi), Grundlinien der
Philosophie des Rechts (Hukuk Felsefesinin İlkeleri).
“Hegel belki haklı: tarih tezatlar içinde gelişir.”
BÜ.s.177-178.
Hegelcilik: Friedriche Hegel’in felsefesi. Hegel’e dayanan düşünce
akımının tamamı. Hegelcilikle Schellingcilik en aşırı
yorumlarına ulaşırken Saint-Simon’la
Fourier’nin doktrinleri de Ruslastıılıyordu.” Mağ.s.79.
Hegel’in Devlet Felsefesini Tenkit: Marx Engels’in 1842 yılında
yazdığı
eserinin adı. “Marx “Hegel’in Devlet Felsefesini Tenkit”adlı eserini 1842
sonlarında tamamlar.” SSSS.s.115.
Heidegger:Martin
Heidegger (1889-1976) Alman filozof ve tanrı bilinci “Paris salonları,
Heidelberg’den dönen genç bilgini sevgi ile bağırlarına
bastılar.” BDE.s.65.
Heine:Heinrich
Heine (1797-1856). Alman edebiyat tenkitçisi, seyahatname ve roman
yazarı.Tagor’un vatanı istikbaldi, istikbali bile aşan
bir vatan: ebediyet. Heine gibi tabutuna bir kılıç konulmasını istemiyordu
Tagor.” BÜ.s. 245.
Heinse: Johann
Jakop Wilhem Heinse (1746-1803) Alman yazar ve estetik kurancısı.Nihayet
romanesk edebiyat: Wieland’ın Agaton ve Abderiten’i, Goethe’nin Werther ve
Wilhelm Meister’i, Klinger, Heinse ve F.H.Jacobi’nin romanları.” Kİ.s.212.
Hekate :Yunan
mitolojisinde ay, cehennem ve denizin genellikle üç başlı
ve üç gövdeli olarak tasvir edeilen tanrıçası. “Hekate’nin iki kitabı var:
Hiberboreen’ler, bir hayal ülkesinde geçen bu hikâye ve Mısırlı’lar, ancak
birkaç sayfası kalan bir ütopya, yazar çeşitli düşüncelerini
aktarmak için tarihi bir çerçeve olarak kullanır.” KA.s.153.
Hektor:
Truvalı kahraman. Turova ordusunda komutan Hekabenin oğlu
Antromakhe’nin kocası “Rama ile Sita’nın sürgüne giderken söyledikleri sözler,
Hektor'la Andromak'ın vedalaşmalarından çok daha güzel,çok
daha dokunaklı. BDE.s.151.
Helenizm:Yunan
uygarlığının
bütünü. Hellenizm adı altında genel olarak Yunan medeniyetin tamamı anlatılmak
istenir. “Oysa dünyanın yarısı helenizmle ilgisi olmayan temellere dayanıyor.”
BDE.s.21.
Heliogabalus: Bkz Elagabalus. “Örnek almışlar
Yunanlıları: Messalia Lamia’yı, gölgede bırakmış, Neron
Dematrius’u, Heliogabalus Alkibiyades’i.” UU.s.15.
Helvetius: Claudes Adrien Helvetius (1715-1771)Fransız filozof.
Felsefe, şiir ve matematik alanında çalışmalar
yaptı.1758 yılında Del’espit (Ruh Hakında) isimli yazısı dolasıyla
Ansiklopedisi ile birlikte mahkum edildi ve meydan ortasında yakıldı. “1758’
de Helvetius’un “Ruh Hakkında”’sı baştakileri öfkelendirdi.” IDG.
s.18
Hemaçandra Banerci: (1838-1938). Bengalli roman
yazarı. “Hemaçandra Banerci (1838-1938) daha geniş tabaklara
seslenen bir romancı,romanlarının konusu küçük burjuvazi.Kâh bir talebenin
hayatını anlatır.kâh bir fahişenin.” BDE.s.275.
Henri Corbin: Bkz. Corbin: “Henri Corbin, Histoire de la
Philosophie İslamıque, “İslam
Felsefesinin Tarihi” Paris 1964.” IDG.s.45.
Henry Mackenzie: Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace
Walpole’nun gotik romanı, Otrante Şatosu (1764), Beckword’un, Ann
Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun heyecan ihtiyacını karşılar.”
KA.s.221.
Heptameron: Navara kraliçesi Angoulmli Marga Rita’nın 1559
yılında yazdığı Bobcaccio’nun Dekamoron’unu
hatırlatan ve yetmiş iki hikayeden oluşan
derlemesi. “Heptameron yazarı Marguerite d’Angouleme’in üstadı da, Boccacio.”
KA.s.212.
Hera:Yunan
mitolojisinde analığın yüceliğini
ve hakimiyetini temsil eden evlilik tanrıçası. “Hera’da, Hristiyan bir arap
kabilesinin çocuğu olan Huneyn,Yunanca eserleri
Siryanice ve Arapçaya çeviren en ünlü mütercimdir.” IDG.s.222.
Heraklaitos: Efesli Heraklaitos (MÖ 550’ye doğru-MÖ
480’e doğru)
Yunan filozofu. Heraklaitos’un sistemi akış sistemine dayanır:Felsefesi
“her şey
akar”,aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz gibi formullerle özetlenir. “Parmenides'in
durağan
ve değişmez
varlığına
karşı,
niteliksel değişme olarak
oluşun
gerçekliğini
öne süren Yunan filozofu. Bilgi bakımından, empirik ya da duyusal bilgiye hiç
değer
vermeyen Herakleitos, gözlerin ve kulakların kötü tanıklar olduğunu
öne sürerek, rasyonalizmin savunuculuğunu yapmıştır.
Herakleitos kendisinden önceki filozofların boşu boşuna
evrende kalıcılık ve süreklilik aradıklarını, oysa evrende kalıcılık
bulunmayıp, mutlak bir değişmenin söz
konusu olduğunu öne sürmüştür.
“Ve şiir
bir Hereklaitos’un vecizelerine dönüşüyordu çok defa: namütenahi
karanlık. Ve nazlı nazlı ışıldayan bir ateşböceği.”
BÜ.s.152
Herakles’e (Krişna) :Yunan mitolojisinde gücü
simgeleyen Yunanlı kahraman. Roma mitolojisindeki Hercules Herakles’e benzer ve
onunla onunla özdeşleştirilir.Hint
mitolojisinde Herakles’in
benzeri tanrı Krişna’dır. “Onlar da Dyonysos’a (Şiva),
Herakles’e
(Krişna)
inanırlar.” BDE.s.30
Heraklit:Bkz.
(Heraklatios) Yunan’ın yedi bilgesinden biri. “Bir nehrin sularında iki defa
yıkanılmaz” sözüyle tanınır. “Sensiz giden trenler, ufuklarda kaybolan birer
ümit.Nehir gibi akmıyor günler Heraklit Heraklit.” BÜ.s.297
Herbert Spencer: (1820-1903). Fransız sosyolog. “Spencer
‘Sosyolojiye giriş’inde sosyal ilimlerin gelişmesi
10 büyük yalana bağlar (Milli yalan, sınıf yalan
vs.)” SNKs.241.
Herder:
Johhan Gottfried Herder (1744-1803) Alman filozof ve yazarı. “O büyük zeka;
Herder’i
okuyarak tarihin sıralarına aşina olmuş.”
IDG.s.144.
Heredia: Jose-Maria
de Heredia(1842-1905). İspanyol asıllı Fransız şairi.
Şair,
Les Trophees (Ganimetler) adlı eserinde topladığı
sonetleriyle parnasizmin en büyük şairlerinden biri sayılmaktadır.
“Parçalar Heredia’nın soneleri gibi, başlıbaşına
bir bütün.”BDE.s.192.
Heresie: Bkz.
İtizal.
“Hür düşünce bir îtizal (heresie). Ama
kilise olmadan itizal olmaz.” BÜ.s.105
Herkül Sütunlar: Akdeniz kıyısında Cebel-i Tarık boğazının
girişini
gösteren dağlık burunlar. Efsaneya göre
Herkül (Herakles) görevini dünyanın sınırları olarak belirlediği
bu burunlarda tamamladı. “ Her çağın Herkül Sütunları vardır.”
BÜ.s.104
Herkül: Bkz.
Herales. “Matbaanın icadından beri girişilen en
muazzam teşebbüs...Diderot, XVIIII.
Asırda, düşüncenin Herkül’ü,
Ansiklopedinin etrafında çöreklenen yılanlarla tam otuz yıl boğuşmuş.”
IDG.s.13.
Herman Paul: (1846-1921) Alman filolog ve profesör. Almanca’nın
tarihi ve sözlük bilim üzerine çalışmaları önemli yönünü teşkil
eder. “1891-1893 arasında Herman Paul bu filolojinin fikri ve teknik
temallerini atar.” KA.s.423.
Hermes Trismegiste: Hermes Trismegistos. Üç kez
büyük Hermes.Yunanlılar tarafından Mısırlıların ay tanrısı Thot’a verilen ad.
“Mısırlıların şakirdi olan Yunanlılar , ona
(Üç kere büyük) demişer.” IDG.s.212.
Hermes:
Yunan mitolojisinde Yunan öncesi dönemden tanınan çoban tanrısı ya da koç
tanrısı. “Bu isimlerin yanında Yesu ve efsanevi Hermes gibi nebilere de yer
veriliyordu.” IDG.s.46.
Hernani:Victor
Hugo’nun 1829 yılında yazdığı beş perdelik
dramı. “Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion Delorme. Yarım kalmış bir
Kral Eğleniyor.”
Mağ.s.281.
Herodotos. Heredot. (MÖ 484’e doğru-MÖ
420’e doğru).Yunanlı
tarihçi. “Herodotos, yurttaşlarinin bu yersiz gururunu ilk
fark edenlerden biri.” BDE.s.28.
Hersekli Arif Hikmet: 1839-1903 Osmanlı’nın son
döneminde divan edebiyatı tarzı eser veren şairleri.
“Yahya Kemâl Fransızca öğrenen Nâbi, veya Hersekli Arif
Hikmet.” Jur.I.s.138.
Herzen: Aleksandr
İvanoviç
Herzen (1812-1870). Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve yazar. “Herzen
der ki:“Biz iki cehreli Janus’a benzeriz, hepimiz aşığız
Rusya’ya, ama bu aşkin iki yüzü var.” Mağ.s.79
Hess: Bkz. Moses Hess "Boran'Holbach'ın imzasıyla çıkan
Sağduyu'yu
(1928 Abdullah Cevdet tercümasi), ya Bucher'in Madde ve kuvvet'ini okumuşlardır.Abdullah
Cevdet arapgirl'lidir,"20. yüzyılda zekâ"adlı bir dergisi vardır.
Mehmet İzzet,
Hess ile Geleyz'in sosyolojisini çevirir. SNK.s.83
Hezâr Bütgede: Bâki’nin Kanûnî Mersiyesi’nden bir beyitte geçen
kelime gurubu. Beyitin tamamı söyle:Aldın hezâr bütgedeyi, mescîd eyledin,
Nâkus yerlerinde okuttun ezanları. Günümüz Türkçesiyle: Binlerce kiliseyi mescide
cevirdin, çan yerlerinde Ezanlar okuttun. “Biz ki İslâm’ın
kılıcı idik, “hezâr bütgedeyi mescid” eylemiş,”nâkûs
yerleinde ezanlar okutmuştuk; biz ki salibe karşı
hilâl, küfre karşı hak, zulme karşı
adalettik.” BÜ.s.194-195.
Hezekiel:
Ezehyel. Eski Ahit’in bir bölümü. ayrıca eski ahitte adı geçen bir peygamber.
Eski Nebiler (Yeşu,Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar.
Sonraki Nebiler: IDG.s.135 136.
Hezeliyat: Sürurî’nin eğlenceli hiciv anlamına gelen
eseri. Nef’î’nin “Siham-ı Kaza’sıyla Sürurî’nin “Hezeliyât”ı arasındaki
fark birincisinin daha usta bir şairin elinden çıkmış olması.”
BÜ.s.124.
Hristiyanlık Bilgisini Geliştirme
Cemiyeti:
1698’de İngiltere’de
kurulan Kitab-ı Mukaddes Cemiyetinin adı. “İngiltere’de
1698’de kurulan Hristiyanlık Bilgisini Geliştirme
Cemiyeti tercüme faaliyetlerine gerekli zemini hazırladı.” IDG.s.132.
Hristiyanlık:Peygamberi Hz. İsa,
Kitabı İncil
olan ilâhî din. “Hristiyanlığın Tanrısı dünya işlerine
karışmıyordu,
bir mavera yöneticiydi sadece” KA.s.359.
Hırsız Feneri: Karşısındakileri gösteren fakat
kendini taşıyanı göstermeyecek şekilde
yapılmış,
önü camlı fener. “İdeolojiler, uçurumları
aydınlatan hırsız fenerleri.” BÜ.s.93. Hicaz :Suudi Arabistan’ın
Kızıldeniz kıyısında kuzeyde Akabe körfezi ve Ürdün’den güneyde Asir’e kadar dağlık
bir şerit
halinde uzanan tarihi bölge. Osmanlı döneminde Mekke, Medine ve Cidde
sancaklarından oluşan bir vilayet. “Hazret aynı
zamanda hem Hicaz’da, hem İstanbul’da, hem Bursa’da, hem
de Simav’da bulunmaktadır.” Mağ.s.157.
Hicret: Bir
yerden başka bir yere göç etmek. Hz.
Peygamber (sas) ve ashabının İslâm devletini kurmak üzere
Mekke'den Medine'ye göç etmeleri. “Modern bir yahudi alimi, Hirschfeld Hicret
olmasa İslamiyet
olamazdı. Medine’de Yahudiler olmasa, Hicret diyecek kadar aşırılığa
kaçmıştır.
Buhari’nin topladığı hadislerden biri müminlere şu
buyruğu
verir: Yahudilerle savaşacaksınız, bir yahudi bir taşın
arkasına saklandı mı, taş dile gelecek ve ey Tanrı kulu,
arkama bir Yahudi gizlendi, onu katlet diyecektir. “ Kİ.s.152.
Hidiv İsmail Paşa: (1830-1895) Mehmet Ali Paşa’nın
soyundan Mısır valilerinin beşincisidir. Hidiv, Mısır valiliği
ile ilgili bir ünvan olup bu ünvanı ilk kez Abdülaziz vemiş;
İsmail
Paşa
da ilk kez kullanmıştır. “Fazıl Paşa
kardesi Hidiv Ismail Pasa tarafindan tahtan uzaklastirilmistir.” SNK.s.161.
Hikâye Irmakları Okyanusu: Hint XI. Asır yazarı
Somadeva’nın 1063-1081 yılları arasında kaleme aldığı
sanılan Kathasaritsagara isimli hikaye kitabının Türkçe adı. “Bin yıl önce,
gözlem ve düşlerini Papirüslere dökmüş Mısır,
Hint, Hikâye Irmakları Okyanusu’nu yaratmış.” KA.s.127.
Hikaye-i Mağdurin: Sefiller romanının Osmanlı
Türkçesine tercümesinin adı. “Sefiller, daha doğrusu bir
zabıta romanına benzetilen Hikaye-i Mağdurin.” KA.s.289 Hikemiyat: Hikmetli
söz, öğretici
nitelikteki veya felsefi düşünce ihtiva eden edebiyat
eserleri. “Eskilerin hikemiyat dediği gnomik nev’in ilk örneklerini
de Vedalar’da bulmaktayız.” BDE.s.105
Hikmet Bayur: Yusuf Hikmet Bayur (1891 - 1980) Türk siyaset
adamı ve tarihçisi Yusuf Hikmet Bayur, 1881 yılında İstanbul'da
doğdu.
Türk devrim tarihi konusundaki çalışmalarıyla tanınmıştır.
Hindistan Tarihi (1946-50, 3 cilt) İsimli eseri Türkiye’deki
Hindoloji çalışmaları açısından önemli ve öncü
bir eserdir. “Hikmet Bayur’un Üç ciltlik Hint Tarihi’ne rağmen
tanımıyoruz.” Jur.I.s.148.
Hikmet: Hikmet
kitabı.Yahudi Kanon’una dahil edilmeyen ancak Yahudilerce kutsal kabul edilen
metinlerden biri. “Tobit, Judith, Hikmet, Ecclesiasticus, Baruch,
Maccabees kitapları da öyle.”IDG.s.118.
Hikmet: Reyhanlı’da
Cemil Meriç’in genlik yıllarında kitapçılık yapan bir kitapçının adı. “Hikmet,
Cemil Meriç Reyhaniye’ye Ribotyu getiren adamdır demiş.”
Jur.I.s.86.
Hilmi Kitabevi: Cumhuriyet döneminde kurulan ve birçok eserin
basımını yapan kitabevi. “Sonra 1942, iki ciltlik bir tercüme, Hamdi Varoğlu’nun
(Hilmi Kitabevi). KA.s.210.
Hilmi Yavuz: 14 Nisan 1936'da İstanbul’da
doğdu.
Felsefe Profesörü ve şair. imgeci şiirler
yazdı. Sonraki yıllarda gelenekçilikle çağdaş bir
bakışı
kaynaştıran,
biçim ve özün dengelendiği bir düzey sergiledi. İslam
mistisizmi, özellikle de tasavvuftan yararlanarak kendine özgü bir sözcük dağarcığı
geliştirdi.
“Daha sonra Hilmi Yavuz’la hesaplaşılır.” KA.s.341.
Hilmi Ziya Ülken İçin:
Prof Dr. Erol
Güngör tarafından 16 Haziran 1974 yazılan ve Ortadoğu
gazetesinde neşredilen yazının başlığı.
“Eski bir şakirdin tahassüslerini billurlaştıran
“Hilmi Ziya Ülken İçin”,biraz mersiye, biraz
hatıra. Mağ.s.250.
Hilmi Ziya: Prof. Dr. Hilmi Ziya Ülken. (1901-1974).
Felsefeci ve sosyolog. “Hilmi Ziya Ülken’e göre: “Medreseden yetişmiş ateşli
bir devrimci. Mağ.s.145.
Himalaya: Dünyanın en yüksek sıra dağı.Pakistan,
Hindistan, Nepal, Çin, Bhutan topraklarında yer alır.Arakan ile Hindikuş arasında
2800 km boyunca uzanır. Şiva’nın karısı Himalaya’nın
kızı Parvati. Binbir adı var bu Tanrıça’nın: Uma (nazlı), Beravi (korkunç),
Sati (vefakâr eş), Gori (parlak), Kali
(siyahî), Durga (yaman) BDE.s.132.
Hinayana:
Küçük taşıt
anlamına gelen Sankritçe kelime. “Budacılığın Mahayana (Büyük Taşıt)
geleneği
yanlılarının daha tutucu okullara verdikleri isim. Sankritçe yazılan kutsal
metinlerin en eskilerine ‘Hinayana’ (Küçük Gemi) deniliyor.” BDE.s. 172
Hinayanacılar: Budizmde eski geleneğe
bağlı
olanları, Theravidin(eskilerin yolunu izleyenler) grubunu ifade eden bir
kelime. “Hinayanacılar’a göre, kurtuluşa tek başına
gidilir.” BDE.s.172.
Hindice: Bkz.
Hinduca. Buna mukabil, Hint-Arya dilleri edebi bir kişilik
kazanır. Bilhassa Hindice, Bengalce, Maratca, Güceratca. Bu edebiyatların altın
çağı
1400 yıllarında başlar, en büyük temsilcileri
Candidas, Vidyapati, Surdas ve Tulsidas.” BDE.s.93.
Hindistan Konseyi: Yeni Dünyayı yönetmek
amacıyla kurulan ve son biçimini 1524’te Forseca’nın ölümü üzerine alan İspanyol
kurumu. Konsey doğrudan kralın ya da şövalyenin
başkanlığı
altında Yeni Dünya’nın yasa ve kararnamelerini hatırlıyor ve yüksek adalet
divanı gibi görevlerde bulunuyordu. Konsey, 1834’te kaldırılmıştır.
“1783’de Kalküta’da mütevazi bir sekreterdi, 1801’de Fort William Koleji’nde
Sanakritçe ve Hint hukuku hocası, 1805’de Kalküta Yüksek Mahkemesi’nde reis
oldu, 1807’de de Hindistan Konseyi’ne üye seçildi.” BDE.s.42.
Hindistan Ve Büyük Moğol
Devletlerinin Tasvirini de İçeren Bernier’nin Yolculuğu: Fransız seyyah Bernier
(1620-1688)’in 1669 yılında doğu seyahatinden döndükten sonra
kaleme aldığı seyahatname türündeki
eserinin adı. “Hindistan Ve Büyük Moğol Devletlerinin Tasvirini de İçeren
Bernier’nin Yolculuğu” (Voyage de Bernier,
contenantla Description des Etats du Grand Mogol, de I’Indoustan etc.).”
BDE.s.33.
Hindistan:
Asya’da bulunan ve yüzölçümü bakımından dünyada yedinci, nüfus bakımından
ikinci sırada yer alan, başkenti Yeni Delhi olan devlet.
“Biritanya İmparatorluğu’nun
Hindistan’a yerleşmesi, o ülkenin düşünce
hayatında yepyeni bir sayfa açar, Batı ile Doğu,
birbirinden çok farklı bu iki medeniyetilk defa olarak Kalküta’da karşı
karşıya
gelirler, devamlı bir temastır bu, doğrudan doğruya
bir temas.” BDE.s.272.
Hinduca:
Hint-Avrupa dil ailesinin Asya kolundan gelen bir dil. Hinduca,tarihi
Sanskritçe ve bugünkü Hintçe’nin yaşayan kollarını ihtiva eder.
“Farsça’ya, Türkçe’ye, Hinducaya çevrilmişlerdir. İslam
dünyasının çeşitli kütüphanelerinde bulunan
yazmalardan anlıyoruz ki Risaleler Kozmoloji üzerine yazılmış İslami
eserlerin en yaygınıdır.” IDG.s.59.
Hint Dili ve Bilgeliği
Üzerine Deneme:
Friedrich’in 1808 yılında yazdığı eseri. “1790’da Şakuntala’yı
keşfeden,
1800’de Hint’i en yüksek romantizmin vatanı olarak vasıflandıran Friedrich,
1808’de yayımladığı. “Hint Dili ve Bilgeliği
Üzerine Deneme” adlı eseri ile endiyanizmin tarihinde yeni birdevir açar.”
BDE.s.56.
Hint Edebiyatı Tarihi: Jean Lahor (Henry Cazalis)
tarafından 1888 yılında yazılan eserin adı. Eserin Orijinal adı: Histoire de la
Litterature Hindoue’dir. “Şairane bir “Hint Edebiyatı
Tarihi”nin de yazarı olan Jean Lahor, Hint karamsarlı ğını
büyük bir belagatle dile getirir.” BDE.s.69.
Hint Edebiyatı: Cemil Meriç’in 1964 yılında yayımladığı
eserin adı. Eser sonradan Bir Dünyanın Eşiğinde başlığı
ile yayımlanmıştır. Yazarının 48 yılını gömdüğünü
söylediği
eser bugün de bu isimle yayımlanmaktadır. “Hint Edebiyatı, Saint- Simon, Bu
Ülke veya Umrandan Uygarlığa aynı kaynaktan fışkırdılar.”
Mağ.s.284.
Hint Tarihi: Yusuf Hikmet Bayur (1891-1980)’un 1946-1950
yılları arasında yazdığı üç ciltlik Hindistan Tarihi
konulu eseri. ‘Hikmet Bayur’un:Üç ciltlik Hint Tarihi’ne rağmen
tanımıyoruz.’ Jur.I.s.148.
Hint:
Bkz. Hindistan. “Ama Donetz’de, Ural’da, Mançuri’de, Hint’te, Güney Afrika’da
da kolayca işletilebilir kol kömür madenleri
vardır.”BDE.s.74.
Hint’in Neşideler
Neşidesi: Edwin Arnold (1832-1904)’un
1876 yılnda yazdığı eserinin adı. “1861’de
“hipotadesa”dan ilham alarak “Öğütler Kitabı”nı yayımlar,
1876’da “Gita-Govenda”dan esinlenerek Hint’in Neşideler Neşidesi’ni
kaleme alır, 1879’da yayımladığı “Asya’nın Işığı”
(“The Lıght of Asia”) budizmle ilgili nasları ve efsaneleri bir araya toplar, İngilizce
konuşulan
ülkelerde eşsiz bir ilgi uyandırır kitap.”
BED.s.45.
Hint’ten Neler Öğrenebiliriz: Diğer
adıyla “Sanskritçe Gramer” Marx Müler (1823- 1900)’in Hint medeniyeti ile
alakalı kitaplar dizisinde yer alan en mühim eserlerden biri. “‘Sanskrit
Edebiyatları Tarihi’, ‘Sanskritçe Gramer’ ya da asıl adıyla “Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?”
en önemli eserlerindendir.” BDE.s.68.
Hint-Avrupa Ailesi: Dünyada yer alan en büyük dil
ailelerinden biri. bu dil ailesinin biri Asya’da, diğeri
Avrupa’da olmak üzere iki kolu vardır. Doğuda ve Batıda birçok dil bu
ailedendir. Almanca, İngilizce, Fransızca, latınce
Rusca, Hintçe vs “İki büyük aileye ayrılır bu
diller: Hint-Avrupa ailesi ve Dravit ailesi.” BDE.s.95.
Hipokrat:
Hippokrates (MÖ 460-377’ye doğru) antik çağın
en büyük ekibi. Kaynaklarda ismi Bukrat olarak geçer.Hippokrates’in koyduğu
kurallar tedavi sanatının ahlâk kuralları olarak kabul edilmiş ve
tıp dünyasında Hipokrat yemini deyimiyle günümüze kadar gelmiştir.
“Hipokrat külliyatını Fransızcaya kazandırmak için ömrünün çeyrek asrını
harcayan, Latinceden Baba Pilin’in Tabiat tarihini çağdaş dünyaya
tanıtan bir allame idi hazret.” Kİ.s.264.
Hippel:
Theodor Gottliebvon 1741-1796 Alman ve Kant’ın dostu güldürü romanlarıyla
tanınmıştır.
“Hipper’in meyhanesinde tanıdığı bir kadın hayat arkadaşı
oluyor.” BÜ.s.200.
Hippodomos. Yunan mitolojisinde Thebai’ye saldıran yedi
önderden biri. Saldırı sırasında ölmüştür. Eflatun Hippodomos
Montesquieu devlet rejimleri ile cografya arasında münasabet
görürler.”SNK.s.39.
Hira Dağı: Mekke'nin üç mil kuzeydoğusunda,
bu günkü Tâif ve Riyad yolunun solunda, bir dağın adı
olup bu dağdaki bir mağarada
Peygamber efendimize ilk vahyin gelmesi sebebiyle İslam
tarihinde önemli bir yeri vardır. Hirâ Mağarası bugün dahi mevcûdiyetini
korumakta olup hacca ve umreye gidenlerin ziyaret ettiği
bir yerdir. “İslamiyet politeizmin tanrıları
silip süpürmüş ama mabetlerine pek dokunmamış,
onları İslamiyet
için mübarek yerler saymış ( Hacer-i esved, Zemzem kuyusu
ve Hira dağı üzerine malumat, bkz. sh.
49-50 ) Kİ.s.151.
Hiroşima: Japonya’da bir kent ve il
merkezi. “Hiroşima’ya atılan bomba insanlığın
vicdanında ‘crematoire’ fırınlarından veya Auschwitz’in gaz odalarından daha az
akisler uyandırıyor.” Jur.I.s.202
Hisar Dergisi: 16 Mart 1950’den başlayarak
Aralık 1980’e kadar çıkan aylık fikir sanat ve edebiyat dergisi. “Sonbahara.
Kabaklı, Hisar dergisi için yazı istiyor, olur dedim belki başka
dergilerde yazarım. Fevziye’nin selamları var, çocukların hürneti.”
Jur.II.s.158.
Hisar: Bkz. Hisar Dergisi. “Çoğu,Hisar’ın
ahusu şefkat
ve himayesinde
yeşerdi.”Jur.II.s.187
Hissiyat Ruhiyatı: Fransız Flozof ve ruhbilimci
Theodure Ribot (1839-1916)’in 1896 yılında yazdığı
Psychologie des Sentiments isimli eseri. “Ribot ‘yu çocukken tanımıştım.
Hissiyat ruhuyatı ziyaret ettiğin ilk harikalar diyarı.”
Jur.I.s.185.
Histoire de la Philosophie İslamıque:
Bkz. İslam
Felsefesi Tarihi. “Henri Corbin, Histoire de la Philosophie İslamıque,
“İslam
Felsefesinin Tarihi” Paris 1964.” IDG.s.45. Historia Critica de la
Literatura Espanola: İspanyol edebiyat tarihi eleştirisi.
Jose Amador de Los Rios (1818-1878)’un 1861-1865 yılları arasında yazdığı
eserinin adı. “Jose Amador de Los Rios'un Historia Critica de la
Literatura Espanola'sı (1861-1865) ile Manuel Milay Fontanals'ın De la Poesia
Heroico Popular Castellana'sı (1878) gibi.” Kİ.s 423.
Historie du Developpement Cultural et Scientifique
de I’Humanite: İnsanlığın
İlmi
ve Kültürel Gelişmesi Tarihi. UNESCO tarafından
1969 yılında yayımlanan eser. “Historie du Developpement Cultural et
Scientifique de I’Humanite “İnsanlığın
İlmi
ve Kültürel Gelişmesi Tarihi” 1969,
U.N.E.S.C.O)” IDG.s.37.
History of Civilisation in England: The History of Civilisation
in England (İngiliz Medeniyeti Tarihi). İngiliz
tarihçi yazar Thomas Buckle (1821-1862)’nin 1857 yılında yazdığı
eseri. “İngiliz
Buckle History of Civlisation in England (1857)'ında, iktisadi olayların
tarihin akışı içindeki tayin edici
etkisinden söz ederken, Marx ile Engels pek tanınmıyorlardı.” KA.s.418.
History of Spanish Literature: İspanya
Edebiyatı tarihi. İngiliz edebiyat araştırmacısı
ve yazar James Fitzmaurice Kelly’un 1898 yılında yazdığı
İspanya
edebiyatı Tarihi. “George Tichnor (daha önce de zikrettik ) ile History of Spanish
Literature (1898) yazarı James Fitzmaurice Kelly.” KA.s.424.
Hitit:
Hitit’lere ait, Hitit’lerle ilgili. Hititlere ait olan şeyi
belirtir. “Sonra bu değerler manzumesi bir anda
silinmii, sen Hititsin, sen Sümersin denmiştir.” SNK.s.164.
Hititçe:
Hitit’lerin konuştuğu
tarihî Hint-Avrupa ailesine mensup dil. “İki asırdan beri iki dünyada
yetişen
bilginlerin çalışmaları sayesinde, Fenik’çe,
Asuri ve Bible’ce, Sümerce, Hititçe metinler de bir söküldü.” IDG.s.92.
Hititler:
Orta Anadolu’da MÖ XIX-XII. Asırlar arasında yaşamış ve
büyük bir imparatorluk kurmuş olan halk. “Bir orta mektep
tarih kitabında Sümerleri, Hititleri, hatta Etrüskleri bulamayınca afallıyor.”
UU.s.30.
Hitler:
Adolf Hitler 1889-1945 Alman devlet adamı. “Marx’la Engels’in Kömünist Beyanname’si,
Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet
Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i,
Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı..” UU.s.170.
Hitopadeşa:Yararlı öğretim
anlamına gelir. Hindistan’da çocukların eğitiminde büyük yeri olan ahlakî
hikaye,masal ve kıssalardan oluşan bir tür ahlâk kitabı. Eser,
büyük ölçüde Pança-Tantra’dan ilham alınarak derlenmiştir.
“1846’da İngiltere’ye geçen Müller “Şarki
Hint Kumpanyası”nın teşvikiyle 1846’la 1875 arasında,
altı ciltlik “Rig Veda”yı yayımlar, ayrıca “Hitopadesa”yı (1844) ve “Haberci
Bulut”u (1847) da İngilizce’ye çevirir.” BDE.s.68.
Ho Chi-Minh: Ya da Ho Şi Minh (1890-1969) Vietnam’lı
devlet adamı.1945 yılının 2 Eylül’ünde Vietnamı’ın bağımsızlığını
ilan etti ve cumhurbaşkanı oldu. “Tedhiş eylemcileri
içinde çağdaş halk
kahramanları var: Mao,Ho Chi-Minh, Che Guavera gibi.” BFH.s.57.
Hobbes.Thomas
Hobbes (1588-1679) İngiliz filozof. Hobbes 1642’de
yazdığı
De Cive (Yurttaşlık Üzerine) ve 1651’de yazdığı
Leviathan eserleriyle ve geliştirdiği
siyasi iktidar kuramıyla tanınmıştır. “Büyük modern devletlerin
monarşik
mutlakiyete doğru çetin yürüyüşünü
izlerken Machiavelli’nin Hükümdar’ı Bodin’in Devlet’i , Hobbes’un Leviathan’ı
Bousuet’nin Kitabı Mukaddes’den çıkarılan Siyaset’iyle karşılaşıyoruz
önce; sonra tersine bir hareketin mutlak monarşiye karşı
muzaffer bir tepkinin başlayış ve
ilerleyişini
gösteren kitaplar: Locke’un Sivil Hükümet Üzerine Deneme’si, Montesquieu’nun
Kanunların Ruhu, Rousseeau’nun Toplum sözleşmesi,
Sieyes’in Üçüncü Sınıf Nedir’i..” UU.s.170
Hodbin:
Bencil, egoist. “Yahud da marazi ve çok hodbin bir mülkiyet hırsı, yani
kendisinden başkasına kaçmamam, biricik düşüncesiydi.”
Jur.I.s.391.
Hodbinlik: Hodbin olma durumu, yalnızca kendini ve kendi
çıkarlarını düşünme, bencillik gösterme. “Hasbi
düşünce,
namussuzlukların en müraisi, hodbinliklerin en sefili.” Mağ.s.251.
Hoffman:Ernst
Theodor Wilhelm Hoffman (1776-1822) gerçeğin bütün tadını kesin
çizgilerle veren fantastik hikayeleriyle ün yapmıştır.Hikayelerinde
ürperti veren manzara ve olay tasvirlerinde bulunmuştur.
Hoffman’ın dünyasına benzeyen suni ve hasta bir alemdeyiz.” Kİ.s.227.
Hollanda: Batı Avrupa’da kuzey denizi kıyısında başkenti
Aİ.Sterdam,
resmi dili Hollandaca olan bir devlet. "Eski dünya Hollanda
kumsallarında can veriyordu.” IDG.s.158.
Homer: Bkz.Homeros.
“Kayaya çaktılar Promete’yi, Homer’i karanlığa
gömdüler, Tanrılara yaklaşan, Nemesis’in gazabına uğrar.”
BÜ.s.256
Homeromastiks: MÖ:IV.asırlar civarında yaşadığı
sanılan Zoilos’un Homeros’un şiirlerindeki çelişki
ve saçmalıkları ortaya koymak için yazdığı 9 kitaplık esere verilen adı.
“Eserin adı Homeromastiks Homer’e Kötek lakabı olmuş Zoil’in.”
KA.s.386.
Homeros: İlyalı ve Odysseia destanlarını
yazdığı
sanılan Yunan’lı şair.MÖ IX. Asırda yaşadığı
sanılmaktadır. "Homeros da Kal-u Bela'dan beri aşinası,
üstelik zihni melekeleri bakımından ortanın altında olduğunu
söylüyor." Kİ.s.308
Homerosoğlu: Azra Erhat’ın Yaşar
Kemal’in “Demirciler Çarşısı Cinayeti” adlı eseri
üzerine 1970 yılının Haziran ayında Cumhuriyet Gazetesi’ne yazdığı
bir tenkitte Yaşar Kemal için övgü maksatlı
kullandığı
lakap. “Azra Erhat halis bir homerosoğlu diyor,
ama destan yazmaz, romancıdır.” KA.s.344.
Homo Ekonomikus: İktisadi
insan anlamına gelen ve iktisadi analizde tamamen akıcı biçimde davranan bir
varlık olarak kabul edilen özneyi belirtmek için kullanılan Latince kelime.
Homo Economicus elindeki sınırlı imkanlarla en azami tatmini sağlamaya
çalışır.
İnsanı
sadece menfaat ve çıkar açısından değerlendiren veya iktisadî üretim
yapan bir araç olarak güren anlayış. “Kültür, Homo Ekonomikus’un
kanlı fetihlerini gizlemeye yarayan bir şal.” BÜ.s.173.
Homo Moralis. Ruhu olan, ahlâkı olan, genelene ve göreneklere başlı
olan insan ya da bu özellikleri dikkate alarak eser vermeye çalışan
yazar anlmında yatın kökenli bir kelime gurubu. “Zaferden zafere koşan
homo faber karşısında, ne yapacağını
şaşıran
bir homo moralis, devle cüce.” BDE.s.19.
Homo Sapiens: Homo cinsinin en yeni türünü adlandırmak için
kullanılan Latince kelime. Bergson’a göre zekası sayesinde çevresine belli
ölçüde uyum sağlamış ve
böylece doğrudan etkilendiği
uyarıdan bağımsız olarak düşünmek
ve soyut bir biçimde akıl yürütebilmek imkanını elde etmiş olan
insan. “Batı, homo-sapiens'in ülkesiyle, Rusya, bozkır barbarlarının.”
Mağ.s.106.
Homolog: Embriyolojik
kökeni ve temel yapısı aynı olduğu halde fonksiyonları değişik
organlar için kullanılan bir biyoloji terimi. “Yani romanın yapısı ile
mübadelenin yapısı tıpatıp homologdur.” KA.s.331
Honore de Balzac: Bkz.Balzac. "Klasik
Fransızca, Amyot, Rebelais, Montaigne ile Cheteaubriand, Victor Hugo, Honore de
Balzac arasında başlayıp biten
Fransızca'dır..".” Kİ.s.53.
Horace Walpole: (1717-1797), Orford kontu ve ingiliz yazar.
Horace Walpole ingilterede Gotik yenileşmenin ve İngiliz
usulu bahçelerin öncüsü. “Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace
Walpole’nun gotik romanı, Otrante Şatosu (1764), Beckword’un, Ann
Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun heyecan ihtiyacını karşılar.”
KA.s.221.
Horasan: Güneşin
yeri, Ddoğan güneşin
yeri anlamında, İran’ın kuzeydoğusunda
bir bölge. Horasan Amu-Derya (Ceyhun) güneyindeki ve Hindukuş’un
kuzeyindeki memleketleri ihtiva etmekle birlikte, Siyasî bakımdan Mevereünnehr
ve Sicistan’ı da hudutları içine alır. Bu artışın sırrını
şöyle
izah ediyor Taşer: “Milli şuur,
Horasandan İzmit’e kadar her yerdeki
Türk’ü, Ertuğruloğlunun
açtığı
mukaddes sancağın altına çekiyordu.” Mağ.s.261.
Horatius. (MÖ.65-MÖ.8) Lâtin şairi azat
edilmiş bir
kölenin oğlu. Roma’da çğrenim
gördükten sonra 20 yaşında Atina’ya felsefe tahsili
için gitti. Romaya döndükten sonra vergilius ile tanışır.
38 yaşında
zengin ve vatansever tabakada iyi bir okuyucu kitlesi bulur. İmparatorun
sekreterlik teklifini reddeder. Horatius, bahtiyarların şairi,
Juvenalis mustariplerin” BÜ.s.123.
Hosea (osea): Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili
kitaplarından birisi. Eser Kuzey krallığında vaizler veren Hosea'nın
kehanetlerini anlatır. “Kuzey krallığında vaizler veren Hosea'nın
kehanetleri (İ.Ö.740-722).” IDG.s.128.
Hoşça: Hoşea.Samireye’nin
düşüşünden
(MÖ 722-721) önceki yıllarda İsrail Krallığı’da
etkinlik gösteren kutsal kitap peygamberi. Eski Nebiler (Yeşu,
Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya,
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya,
malaki.” IDG.s.135-136.
Hotantorlar: Hotantor ya da Hoi-Hoiler güney ve güneybatı
Afrika’da bir kavim. XVIII. Yüzyılda Bantular tarafından sürülen ya da kırılan
Hotantolar hayvancılık ve toplayıcılıkla geçinirler. Dıştan
evli ve baba yerli Klanlar biçiminde örgütlenmişlerdir.
“Hotantorlar içinde büyüdüm.” Jur.I.s.128.
Hölderlin: Friedrich Hölderlin (1770-1843). Alman şairi.“Birçok
yolcular cinnette karar kıldı: Neietzsche, Hölderlin.” BÜ.s.220.
Huart:
Clement İmbaylt
Huart (1854-1926). İran, Arap ve Türk terih ve
edebiyatları üzerinda araştırmaları ile bilinen Fransız şarkiyatçı
ve yazarı. "Ali Nihat Tarlan beyin Farsçadan çevirdiği
söylenen ‘İran Edebiyatı Tarihi’de, Cemal
Sezgin’in Huart’dan dilimize aktardığı ‘Arap Edebiyatı’ da
Cumhuriyet devrinin anılmaya lâyık hayırlı birer teşebbüsüdür.”
Kİ.s.300.
Hubeyş ibn Hasan: Abbasi dönemi Arap
mütercimlerinden. 765 yılında kurulan Dar-ül Hikme’de IX asın asırda Yunanca
eserlerin Arapçaya tercümesinde önemli bir katkı sağlamış olan
Arap mütercimi. “Oğlu İshak
ibn Huneyn’le (ölümü 910)yeğeni Hubeyş ibn
Hasan’ı da zikretmeliyiz.” IDG.s.222.
Huck:
Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat yazarı Mark Twain (1835-
1910)’in 1884’te yazdığı Huckleberry Finn romanının
kahramanı. “Tom ile Huck ise Mark Twain’in çocukluk hatıralarına bağlıdır.”
Kİ.s.319.
Huckleberry Finn: Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat
yazarı Mark Twain (1835-1910)’in 1884 yılında yazdığı
eserinin adı. “ ‘Mark Twain’in Huckleberry Finn’ise idrakimin bugün kü nufuz
edemedigi bir dünya.” Kİ.s.312.
Huet:
(1630-1721) 1670 yılında yazdığı Romanların Menşei
Hakkında Mektup isimli eseriyle bilinen XVII. asırda yaşamış tenkitçi
yazar ve Avranches piskoposu.” “Piskopos Huet onyedinci asırda şöyle
demiş:
‘Roman, okuyucu eğlensinve bilgisini
arttırsındiye sanatkârane bir tarzda kaleme alınan sevdâ serüvenleridir, aylak
efendilerin boş vakit geçirmesine yarar.”
KA.s.132.
Hugo:
Bkz.Victor Hugo. “Sonra Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion
Delorme. Yarım kalmış bir Kıral Eğleniyor.”
Mağ.s.281.
Humboldt: Wilhelm Humboldt (1767-1835) Alman dilbilimci ve
siyaset adamı. Dil edebiyat ve antropoloji üzerine çalışmalarda
bulunmuştur.
“Barth (1922) kültür ismini maddi veya teknolojik unsur anlamına kullanılan son
yazardır. Bu kullanışıyla Humboldt'un kültür anlayışını
destekler.” Kİ.s.27.
Hume:
David Huma (1711-1776) İskoçyalı filozof, terihçi ve
iktisatçı. “Ne var ki terakki felsefenin gerçek mimari on sekizinci asır: Fontenelle,
Turgot, Hume, Condercet, Herder, Diderot.”Mağ.s.187.
Humeyni:
Ayetullah Humeynî (1902-1989). İran dini ve siyasi lideri.
“Humeyni’nin beyanatları varken Fehmi Ffendiyi kim okur?” Kİ.s.280.
Humiliation: Küçük düşme alçalma, utanç, küçük düşürme
alçaltma. “Yılları çeşitli ‘humiliation’ lar içinde
geçen, kucağında yaşadığı
cemiyette hep yabancı muamelesi gören, bazen Türk, bazen şehirli,
bazen insan olduğu için envaı hakarete uğrayan
göçmen çocuğu bir yere tutunmak, bir
komütüneye girmek ihtiyacındaydı.”Jur.I.s.77. Humour: Fransızca’da nükte
mizah karşılığı
bir terim. “Humour gündelik hayatın âdiliklerine karşı,
bu hassas nizamın bir çeşit zırhı. Kİ.s.375.
Humphry Clinker: “Tobias Smollet (1721-1771), Roderick Random
(1748), Peregrine Pickle’in Maceraları (1751) ve en değerlisi
Humphry Clinker (1771) olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve
satirik romanı geliştirmiş.”
KA.s.220.
Hun medeniyeti: Tarihi MÖ.XIII. asra kadar gittiği
tahmin edilen; ancak MÖ.IV. asıra ait yazılı belgeleri bulunan, Asya’da Orhun
ve Selenga ırmağı boylarında Ötüken merkezli;
batı’da ise IV ve V. Asırda kurdukları devlet ve medeniyet. “İntelijansya
Türk-İslam
medeniyeti yoktur. Hun medeniyeti, Tatar medeniyeti vardır, ecdadımızdır diyor
ve Osmanlı’yı tarihten kazımak istiyor.” SNK.s.293.
Hun:
Orta Asya’da ve Doğu Avrupa’da devlet kuran ve
tarihi MÖ. IV. asra kadar giden Türk soyu. “Kendine yeni cedler arayan kibar
intelijansiyamız, elbette ki Yunan’ı Moğol veye Hun’a tercih edecekti.”
UU.s.14.
Huneyn Bin İshak: (809-873). Meşhur
Arap mütercimi. Abasiler dönemi Dar-ül Hikme müdürlerinden olan ve Hristiyan
Arap bir âileden gelen Hüneyn Bin İshak’ın Yunanca eserlerin
Arapça ve Siryani’ce tercümesine önemli bir katkı sağlamıştır.
“Onun yerine; talebesi olan Huneyn ibn İshak geçecektir (809-873)”
IDG.s.222.
Huntington: Ellsworth Huntington (1876-1947). Amerikalı kâşif
ve coğrafyacı.
Orta ve Batı Asya milletlerinin geri kalışını bu bölgedeki kuraklığa
bağladı
ve tarihsel evrimi iklim değişiklikleriyle
açıklayan genel bir görüş ortaya attı. “İnsan
toplumların kaderini coğrafya ile açıklamak arzusu
Hipokrat’dan Huntington’a kadar uzanır.” SNK.s.137.
Hurramiye: Ebu Müslim’in (753-754)’de idam edilmesinden sonra
Horosan’da ortaya çıkan, mensuplarınca her hoş olan şeyin
mübah sayılan bir mezhep. “Müslüman müelliflere göre, dağlara
çekilen Mezdek’ler çeşitli mezhepler kurdular.Mesela
Hurramiye, Bâtınilik, İslamiye gibi.” Mağ.s.215.
Hurufilik: Hurûf, harf'in çoğuludur.
Harf, Arapça'da alfabeyi teşkil eden işaretlerin
her biridir. Söz manasına gelir. Hurûfî, Arapça sıfat olup, İlm-i
hurûf ile ilgili olarak harflerin sırlarına dair itikat ve düşünceye
inanan kişi demektir. Hurufilik
inançlarının temeli ilm-i huruf'un hurâfe fikirleri üzerine kurulan bir
fırkadır. Çok eskilere dayanan bir mazisi olmasına rağmen,
Hurufilik denince, İran'da Esterâbâd
Kadiu'l-Kudâtı'nın oğlu olan Fazlullâh el-Hurûfi
(740-796/1340 1394)'nin XlV. asrın sonlarında kurup bir sistem halinde geliştirdiği
fırka anlaşılır. “UNESCO.. Bu garip
harflerin esrarını çözebilmek için ne, kabalizme başvurmak
yeter ne hurufilikten anlamak."Kİ.s.331
Hüseyin Cahit: Hüseyin Câhit Yalçın (1874-1957). Servet-i Fünûn
dönemi ve sonrası yazarlarından. Servet- Fünûn döneminde hikaye ve romancı
olarak tanınmıştı ancak sonraları siyasî yazarlığı
tercih etmiştir. “Servet- Fünûn dönemi
Huseyin Cahit Pareto’yu: Abdullah Cevdet Gustave le Bon’u getirir. Hüseyin
Cahit Pareto’yu.” SNK.s.28.
Huxley:
Bkz. Aldous Huxley “Huxley de kurduğu mezhebin adını Paulus’un bu
hatırasından esinlenerek uydurmuş olmalı: agnosto theo,
agnostisizm.” Kİ.s.199.
Huzur Evi:
Bkz. Santiniketan. “Kapısında şu cümleler okunuyordu Huzur
Evi’nin: ‘Burada hiçbir puta tapılmaz, her inanca saygı gösterilir.” BDE.s.279.
Huzur: Ahmet
Hamdi Tanpınar’ın 1949yılında yazdığı ve Türkiye’de yaşanan
medeniyet değişimini konu
edindiği
romanının adı. “İnce Memet’in haydudu Batı’yı
seçmiş,
Huzur’un kişileri ise Batı ile Osmanlı
arasında bir tereddüdün romanını yaşamışlardır.”KA.s.341.
Hükümdar:
Niccola Machiavelli (1469-1527)’nin 1513’te yazmasına rağmen
ölümünden sonra, 1532 yılında, yayımlanan siyasi inceleme kitabıdır.
“Machiavelli Roma tarihinden bilhassa Tacite’den öğrendiklerini,
‘Hükümdar’da tekrar eder.” SNK.s.149.
Hülagü:
(1217-1265) Bağdat’ı işgali
sırasında binlerce eseri yakan ve ortalığı kan gölüne döndürdüğü
için Kara Hülâgü diye anılan Moğol hükümdarı ve İran’da
Moğol
İlhanlı
hanedanının banisi. “Tarih bir medeyeneti en küçük vicdan azabı, en küçük bir
utanç duymadan sadizmlerine kuban eden bu gorillere Hülagü’nun kazıkladığı
lanetler mağarasında bile yer vermekte
tereddüt edecektir. Jur1.s.181.
Hümanist:
Hümanizmi benimseyen kişi. “Marksizmden
egzistansiyalizme kadar Avrupa’nın tüm düşünce akımları hümanist.”
KA.s.85.
Hümanitarizm: İnsancıl duygu ve davranışlar.
“Onlara göre, hümanitarizm tabiata aykırıdır, çünkü gelişmenin
şartı
rekabettir, organizmalar arasındaki sonsuz rekabet” KA.s.102.
Hümanizm: Papazlar tarafından değiştirilen
Hristiyanlığın ortaçağda
temsilcisi durumunda olan kilisenin halka zulüm ve baskısına karşı
tepki olarak doğan Yunan ve Latin kültürü ve
insanlık anlayışını benimseyip, onları
kendilerine örnek alan, bu çerçeve içerisinde insana değer
verilmesini esas kabul eden düşünce sistemi. “ Hümanizm, çağdaş laisizmin
ilk şekli.”
BFH.s.11.
Hümayunname: Kelile ve Dinme’nin XVI. asırda Türkçeye
çevirisinin adı. Eser Ali Vasi Celebi tarafından, Hüseyin Vaiz Kâşifî’nin
Envâr-ı Süheylî adlı eseri esas alınarak tercüme edilmiş ve
Kanunî Sulatan Süleyman’a sunulmuştur. “Edirneli Ali Celebi
Huseyin bin Ali Vaiz’in tercümesi üzerinde yirmi yil uğraşmış ve
“Hümayunname”yi Kanunu Sultan Süleyman’a ithaf etmis.” Kİ.s.310.
Hürmüz:
Hürmüz ya da Ahuramazda. Zerdüştlerin hayır tanrısı.“
Köprülüyü dinleyelim: Hürmüz’le Ehrimen’in ebedî mücadelesi, nihayet Ehrimen’in
çözülmez zincirlerle bağlanarak son menfasına
gönderilmesiyle nurun zulmete, hayrın şerre galebesiyle bitmiştir.”BÜ.s.146.
Hürriyet Kasidesi: Namık Kemâl tarafından yazılan
Tanzimat döneminin en meşhur şiirlerinden
biri. Eserin gerçek adı: Besâlet-i Osmâniye ve Hamiyet-i İnsaniye’dir.
“Namık Kemâl’in hayatından Magosa’yı çıkarın, “Hürriyet Kasidesi” sönükleşiverir.”
Jur.I.s.365-366.
Hürriyet ve İtilaf: İkinci
Meşrûtiyet
devrinde kurulmuş partilerden biri. Türk siyasî
tarihinin ilk muhalefet partisi olarak bilinir. 21 Kasım 1991’de İstanbul,
Şehzâdebaşı’nda
kuruldu. Amasya mebusu İsmâil Hakkı Paşa,
Sivas mebusu Dr. Dagavaryan, Tokat mebusu Mustafa Sabri Efendi, Hama mebusu
Abdülhamîd Zehrâvî, Piriştine mebusu Hasan Bey, Sinop
mebûsu Dr.Rızâ Nur Bey, Ayân meclisi âzâları Damat Ferit ve Müşir
Fuâd Paşalar,
Emekli Ferik Süleymân Paşa, emekli Miralay Sâdık Bey,
gazeteci Tâhir Hayreddîn Bey tarafından kurulan fırkanın ilk reisi Dâmâd Ferîd
Paşadır.
“Bilhassa İstanbul da, Avrupa düşünceleriyle
beslenmiş ve
çok defa komitenin gadrine uğramış hatırı
sayılır Türk aydınları vardı. Bunlar gittikçe sesini yükselten ciddi bir
muhalefet oluşturdular: Hürriyet ve İtilaf.”
BFH.s.151.
Hürriyet Yayınları: Ocak 1972 yılında İstanbulda
kurulan neşriyat kurumu. “Hürrüiyet
Yayınları’nın Namık Kemal’i tanıtmak teşebbüsünü takdirle karşılarız.”
UU.s.310.
Hürriyet, John Stuart Mill Hürriyeti Nasıl
Anlıyor: Rıza
Tevfik’in Ulum-u İktisadiye Mecmuasının11.
cildinin I. ve II. sayısında yayımlanan makalesinin başlığı.
“Ulum-u İktisadiye Mecmuasında şöyle
bir makaleye rastlıyoruz: ‘Hürriyet, John Stuart Mill hürriyeti nasıl anlıyor?’
(cilt 11, sayı 1, ss. 19-39 ve sayı 2, ss. 190-237).” Kİ.s.210.
Hüseyin Cahit: Hüseyin Cahit Yalçın (1875-1957). Hikâye, roman
yazarı ve mütercim. Edebiyat-ı Cedide akımının önde gelen isimlerinden biri..
“Hüseyin Câhit’le tartışmalarında Ali Kemâl’i çok daha
dürüst çok daha tarihe hürmetkâr, çok daha bizden bulmuşumdur.”
BÜ.s.164.
Hüseyin Dâniş: Hüseyin Daniş Pedram
(1870-1942) İsfehan’dan gelerek İstanbul’a
yerleşen
Türk yazar. “Hüseyin Daniş samimi bir Zerdüştpereşttir.
Mirzanin İran- kadimmuhabbeti bir kaçış değil,
kendi kendine dönüş.” BÜ.s.147.
Hüseyin Kadri: Hüseyin Kâzım Kadri (1870-1934).Türk bilim ve
siyaset adamı. Beyrut’ta bulunduğu sırada hazırlamaya başladığı
Büyük Türk Lügatı’ında Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerle Türkçe’nin Uygur, Çağatay,
Azerî,Yakut, Çuvaş, Altay ve Kırgız şivelerine
lehçe ve şivelerine âit sözlerini şahit
ve örneklerle vermiştir “Bir Hüseyin Kadri, bir Şemsettin
Sami, günümüzde bir Mehmet Doğan... Lügat yapmak Akademinin
vazifesi olduğu halde Akademinin dışında
kalmış dışında
gelişmiş.”
Kİ.s.289-290
Hüseyin Nasır: Seyyid Hüseyin Nâsır (1933-..) İranlı
bilim tarihi ve İslamiyat profesörü. “Hüseyin
Nasır’ın eserini görememiştim. Harvard Üniversitesinde
doktora tezi olarak kabul edilen ‘İslam’da Kozmolojik Doktrinler’
adlı kitap konuya büyük bir yer ayırmıştı.” IDG.s.49.
Hüseyin Rahmi: Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Pörüler tarz
hikaye, roman ve oyun yazarı. Hüseyin Rahmi, 54 eseriyle edebiyatımızda önemli
bir simadır. “Orhan Veli’de öyle. Onun da sevilen şiirleri
alışlanlar
ve Hüseyin Rahmi nesrinden bir arpa boyu ileri gitmeyen en güdük zekâlıların
kolayca içine girebildikleri.” Jur.I.s.138.
Hüsrev Anuşirvan:[3] (531-579).
Sasani Pers kralı. Anuşirvan (Nuşirevan)
lakabıdır. Diğer yandan İran
devletinin güneyinde, Gonde Şahpur’da, Sasani hükümdarı
Husrev Anuş Revan (521-579)hocalarının çocuğu
suriyeti olan bir mektep açtırır. IDG.s.221.
Hüsrev ile Şiirin: Fars ve Türk edebiyatlarında
Sasanî hükümdarı Hüsrev ile Ermeni melikesi Şiirin’in
efsanevi aşklarını konu alan mesnevi türü.
“Daha sonra yazar, romandan önce klasik Osmanlı yazınında anlatan türü,
Farsçadan kaynaklanan mesnevilerle kendini gösterir; bunlardan en çok
bilinenler Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Süheyla Hüsrev ile Şiirin
dir.”Kİ.s.248.
Hyde Parc:Londra’da
Şehrin
batı bölümünde 146 hektarlıkbir alanı kapsayan park. “Hyde Parc’da bir bahar
sabahı.” Jur.I.s.130.
Hydpark: Bkz.
Hyde Parc. “Milton’un Hydparkta eteğinin feşafeşine
aşık
olduğu
kadın gibi.” SNK.s.300.
Hypersensibilite: Aşırı
duyarlık anlamına gelen Fransızca bir kelime. “Hypersensibilite ( aşırı
duygusallık ) yaşla geçiyor.” SNK.s.401.
Hypolite[4] Taine: Hyppolyte
Adolphe Taine (1828-1893). Fransız filozof ve tarihçi. “İlk
yazı Hypolite Taine’in : Çocuklarda ve İnsanlarda Dil.” BÜ.s.104.
Ilan Kovadigal: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum
romanlarından biri olan Silappatigaram’ın yazarı. “Canist bir keşiş olduğu
söylenen şair Kola kralınınikinci oğlu,
adı:Ilan Kovadigal.” BDE.s.289.
Institutios. Romalı siyaset adamı ve yazar Flavius Mağnus
Aurelius Cassiodore (490- 580)’un dini ve dindışı konuları
bir araya getirdiği ortaçağ kültürü
ile alakalı dereleme kitabı eserin tam adı: İnstitutiones
divinarum et saecularium litterarum ( Tanrısal ve Din Dışı
Edebiyat Kuramları)dır. “Ayakta durmak isteyen batı kültürü, altıncı yüzyılda
yeni bir derleme hazırlar . Cassiodore’un Institutios’u.”KA.s.392
Irak: Türkiye’nin
güneyinde bir Ortadoğu ve arap ülkesi. “Kültürün beşiği
ve modeli başta Irak olmak üzere Doğu’dur.”
Kİ.s.158.
Isparta Devleti: İlk
çağda
Yunan Şehir
devleti. Isparta’da devletin çıkarlarına aykırı veya kendi çıkarları için konuşmağa
yeltenenler cehenneme yollanmış.” BFH.s.25.
Isparta: MÖ.
546’da baris tarafından kurulduğu sanılan, bugün Akdeniz
Bölgesinin Antalya Bölümü’nün iç kesimlerinde, göller yöresinde yer alan şehir.
“Eflâtun, kargaşalıktan kurtulmanın çaresi,
Yunanistan’ın arkaik müesseselerine dönmek, diyormuş,
canlı bir örneği de varmış filozofun:
Isparta.” Jur.I.s.385.
Itri: (?
- 1712 ) yaklaşık 1630 ile 1640 yılları
arasında doğduğu
sanılmaktadır. Asıl adı Mustafa'dır. Itrî, şiirlerinde
kullandığı
mahlastır. Buhurîzade Mustafa Efendi diyede anılmıştır.
Itrî, Şeyhülİslam
Esad Efendi'nin belirttiğine göre, bini aşkın
beste yapmış olan çok verimli bir
bestecidir. Bunların büyük bir çoğunluğu
unutulmuş ya
da kaybolmuştur; bugün ancak kırk dolayında
eseri bilinmektedir. “İslamiyet Süleymaniye’de kubbe,
Itri’de nağme,Baki’de şiir.”
Mağ.s.228
İbâhiyum: Mübah kılmak, bir şeyin
mübah ve meşru olduğunu
kabul ve ilan etmek" anlamlarına gelen "ibâha" görüşünde
olanlar. Asılsız te'villerle, İslâm dininin koymuş olduğu
yasakların bütününü veya bazılarını helâl sayan, farzları ortadan kaldıran;
nefsin hoşlanıp zevk aldığı
her şeyi
mübah ve meşru gören sapık ve batıl mezhep,
anlayış İbâhilik,
müstakil bir mezhep olmaktan ziyade, çeşitli bid'at mezheplerinde
görülen ve genellikle İslâm öncesi kültür
kaynaklarından beslenen bozguncu ve sapık bir anlayış niteliğindedir.
Bu nedenle, İbahiyeyi, Mu'tezile, Şia,
Havaric ve Ehl-i Sünnet gibi müstakil bir mezhep olarak değil
de, bir takım yıkıcı ve bozguncu maksatlara ulaşmak üzere
çeşitli
sapık mezhepler tarafından kullanılan bir anlayış ve görüşdür.
“Avrupa İbahiyum
mesleğine
pek yatkın.” Mağ.s.218.
İber:Güney Avrupa’nın akdenizdeki üç
büyük adasının en batısındaki ve en büyüğünün adı. İber
yarımadasında İspanya, Portekiz,Andorra
devletleri ve Cebeli Tarık bulunmaktadır. “Yunan dünyası Latin dünyasından
ayrılıyor; Afrikalı, İber veya Galyalı barbarlar
üzerindeki ağabeylik hakkından vaz geçmek
istiyordu.” IDG.s.88. İblis. Şeytanın
özel ismi. Bir çok ismi bulunan şeytanının isimlerinden biri. Şeytan;
cinnilerden ve insanlardan şerli yaratıkları nitelemek için
kullanılan bir cins isimdir. Hz. Adem (a.s)'in cennetten çıkmasına sebep olan,
Kur'an'da anlatılan şeytanın birçok isimleri vardır.
Meselâ; el-Adüvv, Aduvullah, Azazil ve İblis bunlardandır. “Adem, İblis’e
boyun eğmedi
ama çağımızın
insanları secde etti.”BFH.s.4.
İbn Abidin: (1784-1836). Osmanlı din
âlimi. Şam’da
yetişen
Osmanlı fıkıh âlimlerinin en meşhurlarındandır. “Düşüncelerini
savunurken rastgele bir devlat adamının tanıyamayacağı
bir çok fakihlerden de iktibas yapar: Mavak, İbn Abidin,
Taftazani, İbn Kayyim el Cevziyye, ibn Âkil
ve el Harafî gibi.” UU.s.49.
İbn Arabi: Bkz. Muhiddin İbn
Arabî. “Suhraverdi ve İbn Arabi gibi Işrakiyun
ve Sufiyun böyle yapmışlardı.” IDG.s.75.
İbn Bâce: İbn-i
Bâcce (?-1138) doğum tarihi muhtelif.On ikinci
yüzyıldaEndülüs’te yetişen felsefeci ve mûsikî üstâdı
ve bilim adamı.İbn-i Bacce; tıb, felsefe,
tabiat ilimleri, matematik, lügat, şiir ve mûsikî alanında söz
sâhibiydi. “Nitekim, ‘Şarkda İbnSina
garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd
gibi şeyh
ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan
vezir İbn-el
Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris
Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve
müsteşarı’
olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara
yardımcı olmuşlardır.”UU.s.162.
İbn El Mukaffa: (723-759). Aslen İranlı
olan Arap nasir ve müterci. Abbsî devletinin çeşitli
kademelerine katiplik vazifesi yapan İbn El Mukaffa, genç yaşta
ölmesine rağmen birçok telif ve tercüme
eser bırakmıştır. En önemli eseri de
Pança-Tantra’nın Pehlevi dilinden Arapçaya tercümesi olan Kelile ve Dimne’dir.
“İbn
El Mukaffa tercümesi yeniden tercüme edilmiş Farsça’ya.
12. yüzyılda yapılan bu tercüme Nasrullah’ın eseri.” BDE.s.234.
İbn el-Kifti: (1172-1248) Malik El Aziz’in
veziri, tarih ve edebiyat araştırmacısı. 1326 yılında
Kahire’de basılan Kitab-ı Tarih el Hükemâ ismli eseri 414 hakim ve filozofun
hal tercümelerini ihtiva etmektedir. “İbn el-Kifti’ye göre, İhvan-ı
Safa, Mutezile mektebine mensuptur.” IDG.s.50.
İbn Haldun, XVI. Asir Arap
Sosyoloğu: Polonyalı Sosyal Darwinci,
mataryalist sosyolog ve hukukçu.Ludwig Gumplovicz (1838-1909)’in 1899 yılında
Polonya felsefe dergisinde yayımladığı makalesinin başlığı.
“inceleme Gumplovich'indir ve yazi su basligi tasir:”İbn
Haldun, XVI. Asir Arap Sosyoloğu’ Gumplovich yıllardır
mudafaasını yaptığı görüşle
Ibn Haldun'un fikirleri arasında büyük bir yakınlık görün.”.IDG.s.226- 227.
İbn Hişam: (1309-1360) On dördüncü
yüzyılda yetişmiş büyük
fıkıh âlimi ve dilcilerden “Hazret-i Muhammed’in hayat hikâyesini, genel bir
biyografya şeklinde insanlık tarihine mal
eden ilk Arap tarihçisi İbn İshak’ın
yazdıkları, İbn Hişam’ın
eseri aracılığıyla zamanımıza ulaştığı
şekliyle,
bu bölümde bulduğumuz ilk metin.”.Kİ.s.153.
İbn
İshak: (Medine704- Bağdat
768).Miladî sekizinci yüzyılda yetişen İslâm
târihçisi. Meşhur siyer âlimi ve muhaddis.
“Hazret-i Muhammed’in hayat hikâyesini, genel bir biyografya şeklinde
insanlık tarihine mal eden ilk Arap tarihçisi İbn İshak’ın
yazdıkları, İbn Hişam’ın
eseri aracılığıyla zamanımıza ulaştığı
şekliyle,
bu bölümde bulduğumuz ilk metin.” Kİ.s.153.
İbn Kayyim el Cevziyye: (1292-1350) İbn-i
Teymiyye’nin yetiştirdiği
din adamlarından. O da hocası gibi Ehl-i Sünnet akidesine ters fikirleriyle
tanındı. “Düşüncelerini savunurken rastgele
bir devlat adamının tanıyamayacağı bir çok fakihlerden de
iktibas yapar: Mavak, İbn Abidin, Taftazani, İbn
Kayyim el Cevziyye, ibn Âkil ve el Harafî gibi.” UU.s.49.
İbn Maseveyh[5]: Ebu Zekeriya Yuhanna (?-857).
Harun Reşit
zamanının ünlü Hristiyan Arap hekimi. İsmi Rönesans’ın tıp
kaynaklarında “İoannes Damaskenos” olarak geçen
ünlü hekim. . “İran’lı Nevbaht ile Yahudi Maş’allah,
Bağdat
medresesinin sorumluluklarını İbn Masuyeh ile paylaşırlar.”IDG.s.223.
İbn Miskevey: (?-1030) Onuncu ve on birinci
asırlarda yetişen tarihçi ve felsefeci. İhvân-üs-Safâ’nın
tenkidini yapması önemli bir yönünü oluşturur. “El-Biruni ‘asâr-ı
bâkiye’sinde insanları hakika-ı tahrife sürükleyen sebepleri teşrih
ederken hayatın piskolojik bir nazariyesini’ kurmamış mıdır?
İbn
Miskevey, kılı kırka yaran bir müşahit değil
mi?” Kİ.s.89.
İbn Mukaffa: Bkz. İbn
El Mukaffa. “Bu alanda en büyük mütercim, zerdüşt dininden
İslamiyete
geçen İbn
Mukaffa’dır.” IDG.s.223.
İbn Rüşt:
(1120[6]-1198)
On üçüncü yüzyılda Endülüs’te yetişen meşhur
İslam
filozofu, doktor, astronomi bilgini ve matematikçi. “Bununla beraber amaçları
ne İbn
Rüşd’ünki
ile aynıdır ne de Akinalı Toma’nınkiyle.” IDG.s.56.
İbn Seb’în[7]: ibn Dara’da denir.
(1217-1269/1270[8]).
Peygamberliğin çalışma
yoluyka kazanılan bir rütbe olduğuna inanarak Hira dağında
vahiy bekleyen Arap feylosofu. Mursiya civarındaki Rokat’da dünyaya gelen ve
Bani Sab’ın adı ile meşhur olan bir aileye mensup olan
feylosofa, Arapçada yetmiş manasındaki Seb’in denilmesinin
sebebi 1247 senesinde Sab’iyyûn denilen felsefi mesleğe
mensup 70 kişi ile doğuya
doğru
seyahate çıkarak Mekke’ye yerleşmesidir. “İbn
Sab’in (ölümü 1270) Felsefi düşünce ile imanı tecrübenin
(sprituel) terkibini yapan İslam Yeni-eflatuncuları ,
açıktan açığa Hermes’e dayanan bir isnad
silsilesi kuralar. Mesela Sühreverdi (1191), İbn Seb’in
(ölümü1270).” IDG.s.207.
İbn Sina: (980-1037) İslâm
âleminde yetişen meşhur
felsefeci ve tıp âlimi. İsmi, Huseyn bin Abdullah bin
Hüseyin bin Ali bin Sînâ el-Belhî, künyesi Ebü’l-Ali’dir. İbn-i
Sînâ diye meşhur oldu. Batı dünyâsında
Avicenne adıyla tanındı. “İbn sina’nın Metafiziği
Üzerine İnceleme:Saliba’nın
kitabı şu
ismi taşıyor:’İbn
Sina’nın Metafiziği üzerine inceleme’.” Kİ.s.187.
İbn Teymiye: 1263-1328 Takıyyuddin
Ebu'l-Abbas b. Abdilhalim b. Teymiyye (661/1263) yılında Harran'da ilim ehli
bir ailede doğmuş Ehl-i
Sünnet mezheblerinden birisi olan Hanbeli Mezhebi âlimlerinden ileri gelen İslâm
bilginlerinden birisidir. İbn Teymiye ‘Hicretin dördüncü
asırı sonlarında kaleme alınmıştır, diyor, amacı, Fatımî
hânedanına bir devlet doktrini sunmak için şeriatı,
felsefeyi, şiiliği
uzlaştırmaktır.”IDG.s.45.
İbn Tufeyl: (1106-1185) On ikinci
yüzyılda yetişen astronomi, felsefe ve tıp
âlimi. Özellikle asronomi alanında zamanının oteritesi olarak kabul edilmiştir.
“İbn
Tufeyl’in bu felsefi hikâyesi Halide Edip’ten beri nice tecessüsü alevlendirmiştir
ama ‘Hay İbn Yakzan’ı ilk yazanın İbni
Sina olduğu pek bilinmez.” Kİ.s.182.
İbn’ül Emin Mahmut Kemal Bey: Bkz. İbn’ül
Emin Mhmut Kemâl İnan. “Bir İbn’ül
Emin Mahmut Kemal Bey’in irfanından da mahrumdurlar.” Kİ.s.275.
İbn-el Hatib: İbn’ül
Hatib Zu’l-Vizaratey Lisanüddîn Ebû Abdullah Muhammet bin Abdullah bin Said bin
Ali bin Ahmed El Salmanî. (1313-1375)[9].
Endülüs’ün ünlü devlet adamı, tarihsi, edebiyatçısı ve de şairi.
Yaklaşık
60 adet eserinin ancak üçte biri muhafaza edilebilmiş.
“Nitekim, ‘Şarkda İbn
Sina garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd
gibi şeyh
ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan
vezir İbn-el
Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris
Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve
müsteşarı’
olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara
yardımcı olmuşlardır.” UU.s162.
İbni Batuta Seyahatnamesi: Tuhfet-ün-Nüzzâr fî
Garâib-il-Eİ.Sâl ve Acâib-il-Esfâr İbn-i
Battuta (1303-1368)’nın ömrünün büyük bir bülümünü geçerdiği
seyahatlardan sonra Fas Merînî Sultânı Ebû İnan’ın
arzusu üzerine kâtib İbn-i Cüzey’e anlattığı
ve İbn-i
Cüzey, bâzı târihî eksiklikleri de ilâve ederek, eseri 1355 senesinde tamamladığı
eseri. “Tercüme Odasındayken İbni Batuta Seyahatnamesi’ni
çevirir Türkçeye.” Kİ.s.269.
İbn-i Haldun: (Tunus 1332-Kahire1406) Büyük İslâm
târihçisi, kırâat ve fıkıh âlimi, devlet adamı, sosyolog ve Mukaddime yazarı.İsmi,
Abdurrahmân bin Muhammed Hadramî, künyesi Ebû Zeyd, lakabı Veliyyüddîn’dir.
Aslen Yemen’in Hadramut şehrinden olduğu
için Hadramî, âilesi Tunus’a hicret etmeden önce Endülüs’ün İşbiliyye
şehrinde
oturduklarından İşbilî isimleriyle de anıldı. “İbn-i
Haldun akıl, Vico seziş. İkisi
de zirvedir.” BÜ.s.230.
İbn-i Hallikan: (1211-1282). İbn-Hılligân’da
denir. On üçüncü asırda yetişen Şâfiî
mezhebi fıkıh ve târih âlimi. “İbn-i Hallıkan, İslamın
Plutarque (onüçüncü asrın ortasında)Vefayat-ül Ayan birçok yazarın hal
tercümesini intiva eder.” KA.s.394. İbnülemin Mahmud Kemal İnal: 1870-1957 Son devrin meşhur
târihçilerinden. Adı Mahmûd Kemâl’dir ama kullandığı
İbnülemîn
mahlas ismi ile tanınır. Târih, biyoloji ve monografi alanlarında eserler
yazdı. “İbnülemin
Mahmud Kemal İnal Osmanlı Döneminde Son
Sadrazamlar, 2193 sayfa, 3 cilt, İstanbul Maarif Matbaası, 1940, s.
762-763.” Mağ.s.147.
İbrahim Peygamber: Kur’ân-ı kerîm’de ismi
bildirilen peygamberlerden, ülülazm adı verilen altı peygamberden biri olup,
Keldânî kavmine gönderilmiştir. Peygamber efendimiz
Muhammed aleyhisselâmdan sonra peygamberlerin ve insanların en üstünüdür.
Allahü teâlâ ona Halîlim (dostum) buyurduğu için Halîlullah veya
Halîlürrahmân olarak bilinir. İbrahim Peygamber gibi, kucağına
fırlattıkları ateş denizini, hem kendileri hem de
gelecek nesiller için, bir gül bahçesine çevirebilenler pek nadir.”
Jur.I.s.365.
İbrahim:Bkz. İbrahim
Peygamber. “Kur’an’ın bir çok âyetlerinde, İbrahim’in,
Yusuf’un, İsa’nın, Sokrat’ın, Fisagor’un
birçok sözlerinde bu mertebeye imalâr vardır.” IDG.s.43
İbraniler: İsraillilerin
ataları Ürdün'ün ötelerinden kabile şeklinde kenanilerin olduğu
yere isadan önce 2.bin
yılın sonlarında
gelmeye başlamışlardır.
"Onlar da ibraniler gibi tabiatın mucizelerinde Allah’ın yetlerini veya
zat-ı uluviyetin nişane-i celalini keşfetmeğe
çalışmışlardır.”
IDG.s.76.
İbret Gazetesi: Aleksan Sarrayfan Efendi’nin İstanbulda
1870-1873 yılları arasında çıkardığı günlük gazete. Gazete
kapatıldıktan sonra İbretnama-ialem adıyla haftalık
mizah dergisi olarak yayın hayatını sürdürdü. “İbret
gazetesi, bu Avrupa görmüş intelijansiyaya sayfalarını
açtı.” Mağ.s.220.
İbret: Bkz. İbret
gazetesi. Ikinci Abdulhamid’in sutkardesi Nuri Bey, 1871 Haziran’nda Ibret’te
Enternasyonel’in methini yapar.” SNK.s.161.
İbsen: Henrik İbsen.
Norveçli tiyatro ve oyun yazarı. (1828-1906) Eserlerinde genellikle
toplumsalkonuları işledi ancak bazen ferdi
meseleleri de işledi. Tarihi
tarajedilerde,burjuva dramlarında ve şiirli oyunlarda Norveç için çok
önemli bir yere sahiptir. Başlıca eserleri şunlardır:
Brand, Perra Gynt, Bir bebek Evi, Hortlaklar, Yaban Ördeği,
Halk Düşmanı,
Denizden Gelen Kadın,Hedda Gabler, Jon Gabriel Borkmann, Ölüler Uyanınca.
“ibsen, çoğunlukla azınlığın
farkını ne güzel anlatmış: “Çoğunluk
hiçbir zaman haklı değildir. Anlıyor musunuz hiçbir
zaman.” BFH.s.33. İbsenin eserindeki kahramanlar
da dram kahramanı olmaktan uzak.sayfa KA.s.263.
İcma: Edille-i şer'iyyenin
(din bilgilerinin elde edildiği delîllerin, kaynakların)
üçüncüsü. Bir asırda yaşayan müctehid denilen derin
âlimlerin bir mes'elenin hükmünde birleşmeleri, ictihadlarının
birbirine uygun olması. “Ona göre icma bütün İslam
kavimlerinin rızası demek. ” Kİ.s.197.
İçtihad Koleksiyonu: “Bir ‘İçtihad’
koleksiyonu 1938’ten bu yana yayımlanan dergilerin topundan daha Bkz. İctihat
değerli.”
Jur.I.s.363.
İçtihad: Abdullah Cevdet tarafından
1904 yılında çıkarılan dergi. II. Meşrutiyet’ten önce yurt dışında
yaşayan
Jöntürklerin düşüncelerini dillendirdiği
dergi 1905’e kadar Cenevre’de, 1905-1911 yılları arasında Mısır’da, bu tarihten
sonra da İstanbul’da yarı Türkçe yarı
Fransızca olarak yayımlanmaya başladı. “içtihad çıkarken Türk
Yurdu çıkarken Sırat-ı Müstakim çıkarken bir Abdullah Cevdet bütün edebiyat
fakültelerimize bulutlardan bakacak heybet ve hey’ette bir jeandı.” Jur1.s.180.
İdeal Devlet: Bkz. Devlet. “Eflatun ‘İdeal
Devlet’inden şairleri kovmağa
kalkıştığı
için sonu gelmeyen hücümlara hedef olmuştu.” Kİ.s.245.
İdealist Sosyalizm: Bkz. Ütopyacı Sosyalizm. “Alman
Sosyalizmi, Fransız Sosyalizmi, İdealist Sosyalizm, Materyalist
Sosyalizm vardır.” IDG.s.146.
İdealist: İdealizmi
savunan, idealizmi preniplerini benimseyen kişiler. "Böyle
bir melekenin varlığına inananlar idealist adını
almış,
inanmayanlar ampirist." IDG.s.169. İdeolocya Örgüsü: Necip Fazıl Kısakürek
(1905-1983)’ün 1968 yılında yayımladığı eseri. “Necip Fazıl
dergilerde yayımlanan denemelerini “İdeolocya Örgüsü”başlığıyla
kitaplaştırır.”
Kİ.s.49.
İdris Aleyhisselam: Kur'ân-ı Kerîm’de adı geçen
peygamberlerden. “İhvan’ın tasvirini yaptığı
ayinler ise İdris aleyhisselamın
varislerince tebliğ edilen inançla sıkı sıkıya
alakalıdır, Haranilerle demek istiyoruz.” IDG.s.57.
İdris Bitlisi: (....-1520). On beş ve
on altıncı yüzyıl Osmanlı âlim ve devlet adamlarından. Heşt
Behist isimli eseri ilk sekiz Osmanlı padişahının dönemini ihtiva eder.
“Nitekim, ‘Şarkda İbn
Sina garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd
gibi şeyh
ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan
vezir İbn-el
Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris
Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve
müsteşarı’
olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara
yardımcı olmuşlardır.”UU.s162.
İdris: Bkz. İsris
Aleyhisselam. “Hermes, mani profetolojisi’den İslâmî
profetoloji’ye geçti. İdris’le Henok (ohnok)’la aynileştirdi.”
IDG.s.206.
İgnace de Loyola: Aziz İgnace
de Loyola (1491-1556). Cizvit Tarikatının kurucusu. “Don Kişot’u
İgnace
de Loyola’ya benzetirler.” Kİ.s.180.
İğva: Yanıltmak, saptırmak, şüpheye
düşürmek,
vesvese vermek; şeytanın insanı İslâm
yolundan ayırmak için; onun kalbine verdiği vesvese. Buna
"hizlân" da denir. “Ve göklerde yükselen belde-i ruhaniyemiz ayân
oldu. Cedlerimizle çocukları İblis’in iğvasına
uydukları için oradan kovulmuşlardı.”IDG.s. 42.
İhvan-ı Safa risaleleri: İslâm
felsefesi tarihinde, insanları taassuptan kurtarmak, toplumu ıslah edecek bir
aydınlar ahlâkı ortaya koymak ve tabiat ilimlerinden yola çıkarak bir felsefe
kurmak iddiasıyla miladi X. yüzyılda oluşturulmuş bir
dernek veya aydınlar topluluğu olan İhvanü's-Safâ
grubunun düşüncelerini yaymak için
"Resailu- İhvanu's-Safâ" adıyla
bilinen bir ansiklopedi mahiyetindeki eserlerinin adıdır. Bu bakımdan onlara İslâm
dünyasının ilk ansiklopedileri de denir. “Zira İslam
dünyasında hem felsefi hem görüşe dayanan hem de zamanın bütün
ilimlerini kucaklayan tek ansiklopedi İhvan-ı Safa
risaleleridir.”IDG.s.34.
İkinci Korentililer: Bkz. Korentlilere İkinci
Mektup. “İkinci Korentililer“Birinci
Korentililer’den bir iki yıl sonra kaleme alınmıştır.”
IDG.s.130.
İkonoloji: Mefhumları resimlerle ifade
etme sanatı. Eski resim ve okonoları inceleyen bilim dalı. “iki asır önce
basılan bir ikonoloji kitabında, kadın olarak tasvir edilmiş demokras;
alnında asma yapraklardan bir taç, sırtında kaba saba giysiler; bir elinde nar,
ötekinde yılan.” BÜ.s.169
İktisat Prensipleri: isviçreli tarihçi ve
ekonomist. İsviçreli Sismondi (1773-1842)’nin
1819 yılında yazdığı ekonomi kitabı. “Cenevreli
Sismondi İktisat prensipleri’ni
(1819)Ingiltere’yi ziyaret ettikten sonra yazar.” SSSS.s.44.
İktisat Prensipleri: John Stuart Mill
(1806-1873)’in 1828 yılında kaleme aldığı gençlik dönemi eseri. “İlk
iktisat kitabını 1828’de kaleme almış.1843’de ‘Mantık’ 1848’de ‘İktisat
Prensipleri’.” Kİ.s.210.
İlâhî Komedya: Dante’nin 1306 dan ölüm
tarihi olan 1321 yılına kadar yazdığı eserin adı. Eser Cennet,
Cehennem ve Araf olmak üzere 33’er bölümlük üç ana bölümden oluşur.
“İtalya
beşyüz
yıl tek birlik tanımış ‘İlâhî
Komedya’nın gerçekleştirdiği
edebî birlik.” BÜ.s.228.
İlber Ortaylı: (1947-....) Yeniçağ tarihi
Profesörü. “Hammer hakkinda en esasli bilgilere,makaleyi yazdiktan sonra,sayin
Dr.Ilber Ortaylinin degerli bir kitabinda rastladık.” Kİ.s.105.
İldefonso: Aziz İldefonso
(607-667) İspanyol Hristiyan ilahiyatı
uzmanı ve ve rahip. “İspanyada Sevilla İsidore
ile Tolede’lu İldefonse’nin Flanders’da,
Gembloux’lu Sigeber’in İtalya’da Petrarque’ın De
Viris’leri.” KA.s.393.
İlhad: Kur'ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şeriflerde
açıkça bildirilmiş olan, müctehid âlimlerin söz
birliği
ile bildirdikleri ve Müslümanlar arasında yayılan iman bilgilerine uymamak, doğru
yoldan ayrılmak küfre (îmansızlığa) sebeb olan inanış.
“İbn
Sina’yı ilhad ile suçlayan bir çok çağdaşları
çıkmıştır.Kİ.s.185.
İlhan Selçuk: (1925-....). Günümüz gezeteci
ve yazarlarından. Yiğit gazeteci ve değerli
yazar İlhan
Selçuk’a, İnsanın insan için kurt olduğu
bir dünyada Hint bir ümit ve bir teselli. Jur.I.s.373.
İlhanlılar Tarihi: İranlı
tarihçi ve şair Vassaf (1264/1265-1334)’ın
en Meşhur
eseri Tarih-i Vassaf’ın[10]
beşinci
cildi. “Vassaf’ın ‘İlhanlılar Tarihi’ni tanıtmış Avrupa’ya.
Kİ.s.103.
İlim, Hürriyet ve Barış:
Aldous Huxley (1894-1963)’in 1946 yılında kaleme aldığı,
siyasi muhtevalı eserinin adı. “Bu görüş Aldous Huxley’in İlim,
Hürriyet ve Barış (1946) kitabında en açık
ifadesini bulur.” Mağ.s.177.
İlimde Budizm: Rus filozof, edebiyat
tenkitçisi, gazeteci ve yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın
1843 yılında yazdığı eserinin adı. “Ve 41’le 43
arasi iki eser yayimladi:Ilimde Diletantizm ve Ilimde Budizm.” Mağ.s.86.
İlimde Diletantizm: Rus filozof, edebiyat
tenkitçisi, gazeteci ve yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın
1843 yılında yazdığı eseri. “Ve 41’le 43 arasi iki
eser yayimladi: Ilimde Diletantizm ve Ilimde Budizm.” Mağ.s.86
İllumine: Kelime, aydınlatılmış,
ışıklandırılmış nurlandırılmış manasında
Fransızca sıfat. “Bu topluluklar şöyle bir inanca dayanıyordu:
hakikat hiçbir dinin veya mektebin inhisarında değildir
sadece bazı insanların imtiyazıdır. Bunlara ermiş (illumine)
diyoruz.”.IDG.s.46.
İlmi Zihniyet ve Edebiyat
Tarihinde Metot:
Fransız edebiyat tenkitçisi ve öğretim üyesi Gustave Lanson
(1857-1934)’un 1909 yılında Brüksel’de verdiği bir
konferansın adı. “Filhakika,1909'da Brüksel'de, İlmi
zihniyet ve Edebiyat Tarihinde Metot konulu bir konferansta söyle diyordu
Gustave Lanson.” Kİ.s.421.
İlmi ledün: Allahü Teâlâ’nın ihsânı olup,
çalışmadan
ziyade manevi terfiya bağlı olarak kavuşulan
ilim. İlm-i
Ledün verilmesinde Hızır (as)’ın rûhâniyeti vâsıta olmaktadır. Allahü Teâlâ’nın
ihsânı olup, çalışmadan kavuşulan
ilim. İrfan,
batı intelijansiyansının Gnoz (gnose) adını verdiyi ilmi ledün dü.” Kİ.s.11.
İlm-i nücûm: Astroloji. bugün Hermes ansiklopedisinin
artiklari diye ele alınan kitapların konusu kehanetler ilm-I nucum tip kimya
tabi ilmler ve felsefedir.” IDG.s.203.
İlmin Geleceği: Fransız yazar ve dinler
tarihçisi Ernest Renan (1823-1892)’ın 1848 yılında yazdığı
ancak yayımlamadığı eseri. Eser, Şehbenderzade
Hilmi Efendi
tarafından
Türkçe’ye aktarılmıştır. “Son zamalarda
dilimiz yeni bir renan tercümesi daha kazandı: ‘İlmin
Geleceği’.”
Kİ.s.190.
İLTAM: Bkz. Edebiyat ve Artistik Kitle
Teknikleri Enstitüsü. “Aynı yıl, üniversitenin Teknoloji Enstitüsünde
kurulan Sosyal Meslekler ve Haberleşme Meslekleri adlı iki bölüm, İLTAM’ın
araştırmalarına
geniş bir
pedagojik uygulama sahası açlı...” KA.s.458.
İlyada ve Odise: Homeros’un yazdığıYunan
Destanları. “Kitab-ı Mukaddes’in bu bölümleri aşağı
yukarı aynı sırada yazılmış olan İlyada
ve odiseye’te benzetilebilir’’ IDG.s.96.
İlyada: Manzum olarak Homeros
tarafından yazılmış, Trova savaşlarını
konu olan ve 24 bölümden oluşan. “İlyada
bir çiçek bahçesi, Mahabharata bir orman.” BDE.s.139.
İmam Cafer el Sadık: (702-765). On iki imâmın
altıncısı ve İslâm âlimlerinin büyüklerinden.
Eshâb-ı kirâmı görmekle şereflenen Tâbiîn devrinin ve
evliyânın yükseklerinden. Kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlimlerin
dördüncüsüdür. Künyesi En meşhûru Sâdık’tır. Babası Muhammed
Bâkır, onun babası İmâm-ı Zeynelâbidîn, onun babası
hazret-i Hüseyin ve onun babası da hazret-i Ali’dir.. (H.83)de Medîne-i
münevverede doğdu ve (H. 148) senesinde aynı
yerde vefât etti. Kabri, Cennet-ül-Bakî’de olup, babası ve dedesi yanındadır.
“Bu görüşe
göre Risaleler, Ali ibn Talib, Gazali, Hallac, İmam Cafer
el Sadık veya çeşitli İsmaili
misyonerler tarafından kaleme alınmıştır.” IDG.s.51.
İmam Cafer: Bkz. İmam
Cafer-i Sadık. “Filhakika Cabir VII. Asırda yaşamıştı;
altıncı imamın, İmam Cafer’in talebesi idi;
kendisine atfedilen üç bin eserin gerçekten muharriri idi.” IDG.s.214.
İmamî: İmamiye.
Şiiliğin
en yaygın olan fırkası. Şîa denilince İmâmiyye
anlaşılmaktadır.
İmamiye
mensupları Peygamber efendimizin vefâtından sonra Hz. Ali ve sırasyla onun iki
oğlu
ile torunlarını meşrû imâm kabul eden ve on iki
imâma inanmayı îmânın şartlarından sayan kimselerin
mensub olduğu fırka. Bunlara on iki imâmı
kabul ettikleri için İsnâ-aşeriyye
(On ikiciler), İmâmet meselesine inanmayı dînin
aslından saydıkları için İmâmiyye denilmektedir. “Bir
tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları
anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî,
Zerdüşti
âlimler bir araya geliyordu, der.”IDG.s.36.
İmrül Kays. (Öl.530). Cahiliye dönemi yadi
askı şairlerinin
en başarılılarından
biri. "Kur'an sadır olmaya başladıktan sonra İmrül
Kays, şiirlerini
mekke kapısından almıştır.” SNK.s.80.
İnce Memet: Yaşar
Kemal’in 1955 yılında yazdığı romanın adı Romanın kahramanı
İnce
Mehmet 1925-1933 yılları arasında Toroslarda bir eşkıya
olarak anlatılmaktadır. “İnce Memet’in haydudu Batı’yı
seçmiş,
Huzur’un kişileri ise Batı ile Osmanlı
arasında bir tereddüdün romanını yaşamışlardır”.”KA.s.341.
İndra: Ateşli
anlamına gelen İndra Devalar’ın Kralıdır.
Vedalar çağında Hint tanrılarının en büyüğü
olan İndra
savaç tanrısı olarak kabul edilir ve göğün hakimi, yıldırımlar
yaratıcısı bereketli yağmurların dağıtıcısı
ve aryaların koruyucusu olarak tasvir edilir. “Güneş gibi
gözler kamaştırır bakışım,/
Ben İndra,
her savaştan
zaferle çıkmışım!” BDE.s.100.
İndumati: Hint milli şairi
ve oyun yazarı Kalisada (IV-V.asır)’nın Raghuvanşa isimli
eserinde sözü edilen ve prenses. Eserin kadın kahramanı. İndumati
ile evlenmek isyeten beylerden biri. “Güzel İndumati,
Parantapa’yı başıyla selamlayıp yoluna devam
etti.” BDE.s.187.
İndus: Güney Asyada Bir Irmak 3040 km
Tibet’in yüksek yaylalarında ağır ağır
kuzeybatı yönüne doğru akmaktadır. “Hint’e adını
veren İndus,
her sabah bütün bir canlılar dünyasını susuzluktan ve milyonlarca Hintli’yi
günahlarından kurtaran Ganj.” BDE.s.89.
İnebahtı Savaşı:
Osmanlı-Haçlı
donanmaları arasında, Korinthos körfezinde, İnebahtı
yakınlarında yapılan ve Osmanlı donanmasının kaybıyla neticelenen deniz savaşı
(7 Ekim 1571). “Bir yıl sonra İnebahtı Savaşı.”
KA.s.176.
İngiliz Medeniyeti Tarihi: Bkz History of Civilisation in
England. “Devrin en büyük kamusu, İngiliz Medeniyeti Tarihi’ni
tarih felsefesinin İngiltere’ye borçlu olduğu
en geniş en
selahiyetli abide olarak vasıflandırır.”U.U.s.239.
İngiliz ve Yabancı Kitab-ı
Mukaddes Cemiyeti:1804
yılında, İngilterede kurulan dini derneğin
adı. Dernek Kitab-ı Mukaddes’in yayılması yolunda faliyet göstermiştir
“1804’de kurulan İngiliz ve Yabancı Kitab-ı
Mukaddes Cemiyeti benzeri birçok derneklere ön ayak oldu ve 770 çeşitli
dilde Kitab-ı Mukaddes’den parçalar bastı ve dağıttı.”
IDG.s.132.
İngilizce: Hint Avrupa dil ailesinden İngilizlerin
konuştuğu
bir dil.“Zavallı Celâl Elinde ne Oscar Wilde’nin İngilizcesi
gibi muhteşem bir piyano ne Mallerme’nin
Fransızcasına benzer çok sesli bir org var.” BÜ.s.153.
İngilizceden-Türkçeye Sözlük: İngiliz
dil araştırmacısı
ve şarkiyatçısı
Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1855[11] yılında
yayımladığı küçük sözlük. Bu eser cep
kılavuzu şeklinde hazırlanmıştır.
“1856’da Türkçeden-İngilizceye, İngilizceden-
Türkçeye iki küçük sözlük.” Kİ.s.270.
İngilizce-Türkçe Sözlük: İngiliz
dil araştırmacısı
ve şarkiyatçısı
Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1861 yılında yazdığı
sözlük. “1861’de İngilizce-Türkçe
Sözlük,yayımlanır.1890’da Türkçe-İngilizce.”Kİ.s.270.
İngilizler:İngiliz
Milletine mensup olan kişiler. “Azerbaycan Heyet-i
Murahhas azası sıfatıyla Bakü’den Paris’e gitmek üzere iken İstanbul’da
İngilizler
tarafından tutuklanarak Malta’ya sürdürülür”. BÜ.s.156.
İngiltere: Büyük bir İtalya’nın
güney kısmı; kuzeyde İskoçya, batıda Galler ile
sınırlıdır. “Derginin vatanı İngiltere.” BÜ.s.102
İnhitat: Düşme,
iyi ve ihtişamlı bir durumda güçsüz ve
zelil duruma düşme, çökme “Parlak bazı
dönemlerin sarstığı ağır
fakat karşı konmaz bir intihat.”
IDG.s.35.
İnhiyarî menfa: Hukukta sürgün yerini
kendisinin seçmesi anlamına gelen bir terim. “İhtiyarî
menfa”sına ayak basrr basmaz milletlerarası maceracılar aldı etrafını” BÜ.s.139
İnönü: İsmet
İnönü.
“Halk Partisi eşkiyaların çoban köpeği
ve İnönü’nün
tercümanlığına naspedildi.” Jun.II.s.159.
İnsallığın
Kültür ve İlmi Gelişmesinin
Tarihi: ÜNESKO
tarfından 1969 yılında yayımlanan Draper’in eseri. "Önce güzel bir
tarih yayımlamış:-İnsallığın
Kültürel ve İlmi Gelişmesinin
Tarihi- (1969)” Kİ.s.331
İnsan Hakları Beyannamesi: Birleşmiş Milletler
Teşkilatı’na
üye olan devletlerce bütün insanlar tanınan temel hakları belirten ve bildiren
beyanname olup 10 aralık 1948 tarıhınde Birleşmiş Milletler
genel kurulunca kabul edilmiştir. “Ne gariptir ki, Michelet
ve Quinet gibi Fransız tarihçileri Hint’i metafizik hürriyetin vatanı olarak
selâmlar ve Upanişadlar’ı İnsan
Hakları Beyannamesi’ne bağlarken, Alman nazariyecileri,
Gobineau’dan da faydalanarak, Hint’lerin milletleri boyunduruk altına alma
fetvası koparmaya çalışıyorlardı.” BDE.s.69.
İnsan Irkları Arasındaki Eşitsizlik
Üzerine Deneme:
Jean Jacques Rousseau’nun 1755 yılında yayımladığı eserinin
adı. “İnsan
ırkları arasındaki eşitsizlik üzerine deneme"
ırkçılığın
İncil'idir”.SNK.s.182.
İnsan İlmi
Üstüne Düşünceler: Saint Simon (1760-1825)’in
1811 yılında yazmaya başladı ve 1813 yılında yayımladığı
eserinin adı. “Okuyucularımız hatırlayacaklardır, Saint Simon daha 1813’de İnsan
İlmi
Üstüne Düşünceleri’nde teolojik ve feodal
sistemin yıkılışı yüzünden Avrupa’nın bir buhran
içinde yuvarlandığını, umûmi fikirlri yani
felsefeyi düzenlemek suretiyle buna bir çare bulunması gerektiğini
söylemişti.”
SSSS.s.86.
İnsan Türünün Kültür Tarihi: Alman dilbilimci ve yazar
Johann Christoph Adelung (1732-1806)’un 1782 yılında yazdığı
eserinin adı. “Adelung (1732-1806),1782'de ‘İnsan
Türünün Kültür Tarihi’ni yayımlar.” Kİ.s.30.
İnsan ve Vatandaş Hakları
Beyannamesi:
Fransız kurucu meclisinin 17-26 ağustos 1789 tarihleri arasında
yapılan toplantısında görüşülerek onaylanan 17 maddelik beyanname.
Beyanname 1791 Fransız anayasasına önsöz olarak eklenmiştir.
“İnsan
ve Vatandaş Hakları Beyannamesine göre,
“insanlar hür ve hakça eşit doğarlar.”
Mağ.s.226.
İnsanın Tarihi: Saint Sımon (1760-1825)’ın
1810 yılında kaleme aldığı eserinin adı. “Sosyal
Fizyoloji Üstüne”den önce “İnsanın Tarihi”ni (1810) kaleme
alır.” SSSS.s.136.
İnsanlığın
İlmi
ve Külterel Gelişme Tarihi: UNESCO tarafından 1967
yılında pariste yayımlanan eser. “LHistorie du Developpement Culture et
Scientifique de I’humanite,” İnsanlığın
İlmi
ve Külterel Gelişme Tarihi. Cilt 2: L’Antiquite,
Eski Çağlar.
“Les Religions et les Debuts de la Philosophie” Dinler ve Felsefenin Başlangıcı
193 v.d Paris 1967. ” IDG.s.100.
İnsanlığın
Komedya’sı: “
‘İnsanlığın
Komedya’sı, ondokuzuncu asır Avrupalısına seslenen bir Binbir Gece.” Kİ.s.297.
İnsanlığın
Komedyası:“Balzac’ı
okuyan tarihçi Lavisse, İnsanlığın
Komedyası yazıldığı çağın
bütün tarih kitaplarından daha öğretici diyordu.” KA.s.363-364.
İnsanlık Komedyası: Balzac’ın bütün romanlarını
topladığı
genel başlık.
“İnsanlık
Komedyası’nın tek kahramanı: Balzac.” BÜ.s.209.
İntelijansiya: Rus dilinde aydın anlamına
gelen bu kelime terim olarak entelek Aydınlar takımı anlamında
kullanılmaktadır. “Filhakika, intelijansiyamızın şerefine şampanya
şişeleri
patlattığı
bu sözde bâkire, Tanzimat’tan beri tanıdığımız “batılılaşma
mitinin ta kendisi.” BÜ.s.97.
İntikadname: Edebi tenkit. Edebi tenkit
tarzında yazılan eserler. “Fakat Habibin eseri gerçekten de bir
intikadnamedir.” Mağ.s.246.
İntikat ve İntikadi
Mülahazalar: Cumhuriyet
öncesinde ve sonrası düşünür ve. Dârü'l-fünûn Edebiyat
fakültesi felsefe tarihi profesörü. Mehmet Ali Aynî (1869- 1945)’nin Çetitli
yerlerde yayınlanan eleştirilerini topladığı
eserinin adı. “M.Ali Ayni: İntikat ve İntikadi
Mülahazalar.” SNK.s.273.
İntroduction: Bir kitabın ya da bir konuşmanın
başındaki
açıklama. Önsöz. “Üstat Existentialisme ou marxisme’nin introduction’unda şöyle
diyordu.” Jur1. s.184.
İonesco: Eugene İonesco:
(1912-....)
Rumen asıllı Fransız tiyatro ve oyun yazarı. “ İonesco,
‘Tuhaf değil mi der’?, “Entelektüeller ne
büyük yazar, ne ünlü ressam, ne politika adamı, ne de bilgin.”Mağ.s.16.
İpek Yolu: Akdeniz kıyısında eski Çin’in
ortasına kadar Asya’yı boydan boya geçen kervan yolu. Hristiyanlığın
doğuşundan
önce kullanılmaya başlanan bu ticaret yolu adını
Çinden getirilen ipekten almıştır. “Çok geçmeden İpek
Yolu yenden açılıyor.” Jur.I.s. 153.
İran: Batı Asyada batısında Türkiye
ve Irak, doğusunda Pakistan ve Afganistan,
kuzeyinde Azerbeycan ve Nahcivan, güneyde Basra Körfezi ve Umman denizi ile
çevrili Fars ülkesi. “Kanunların Ruhu müellifi, ülkesinin I.François’dan beri
sıkı münasebet halinde bulunduğu Osmanlı İmparatorluğu’nu
bu kadar tanırsa,Hint’i Çin’i, İran’ı ne kadar tanır?”
BÜ.s.193.
İranlı Mektupları: Fransız yazar Montesquies
(1689-1755)’nun 1721 yılında Hollanda’da yayımladığı,
161 mektuptan oluşan eseri. “Asrın başlarında
çıkan İranlı
Mektupları (1712) birçok taklitçi bulur.” KA.s.237.
İrlanda: Britanya takım adalarının başlıca
iki adasından daha küçük ve daha batıda olanı ve bu adalar üzerinde olan
devlet. “Meğer burası Marholt’un ülkesi İrlanda,
genç kız da Marholt’un yeğeni Sarışın
Iseult değil miymiş!”
KA.s.161.
İrrasyonel: Bilgide aklın ikinci derecede
rol aynadığını kabul eden irrasyonalizm düşüncesini
benimseyen kişi. Akıl dışı,
gayri aklî.“Rasyonel, irrasyonel gibi nevzuhur tefriklerden
habersizdiler.” BÜ.s.175-176.
İsa: Hz İsa.
Allah’ın Peygamberi. Kendisine İncil adlı kitap inzal olan
Hristiyanlık dininin Peygamberi. “Kur’an’ın bir çok âyetlerinde, İbrahim’in,
Yusuf’un, İsa’nın, Sokrat’ın, Fisagor’un
birçok sözlerinde bu mertebeye imalâr vardır.” IDG.s.43.
İsa’nın Hayatı: Alman tarihçi ve yazar Davit
Friedrich Strauss (1808-1874)’in 1835 yılında yazdığı
eseri. “İnsanlık,düşünce
tarihinde yeni ufuklar açan stratus’un İsanın Hayatı adlı eseri
de,Almanca aslından çok,onun Fransızca tercümesinden okudu.” Kİ.s.264
İsaiah: İsaiah
(İşaya)
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili kitaplarından birisi. “İsaiah:
Çeşitli
dönemlerde yazılmış üç kehanetin derlemesi.”
IDG.s.128.
İsfahan: İran’da
1550m yüksekliğindeki yaylak yerde zanda-Rud
irmağı
üzerinde tarihi bir şehir. “Derviş kıyafetine
girerek hapishaneden kaçar ve dostu Curcaniyle Beraber İsfahan’a
varır.” Kİ.s.184.
İshak Efendi: Başhoca
İshak
Efendi (....-1834). 19.yy Türk bilgini ve mütercimi. Tersane ve Divan-ı Hümayun
tercumanlıklarında bulundu. Dört ciltlik Mecmua-i Ulûm- i Riyaziye isimli
eseriyle maruftur. “Başhoca İshak
Efendi’nin yardımıyla Tercüme Odasına girer.”Kİ.s.269
İshak ibn Huneyn: (.?.-911)[12] Abbasiler
dönemi Dar-ül Hikme müdürlerinden Hüneyn bin İshak’ın oğlu.
Kendis de babası gibi mütercim. Babasının müessese müdürlüğü
ve sonrası dönemde Yunanca eserlerin Arapçaya tercümesine önemli bir katkı sağlamış olan
Arap mütercimi. “Oğlu İshak
ibn Huneyn’le (ölümü 910)yeğeni Hubeyş ibn
Hasan’ı da zikretmeliyiz. IDGs.222.
İshak: Şam
ve Filistin ahâlisine gönderilen peygamberlerden. İbrani
Peygamberi. Hz İbrahim ile Sara’nın oğlu
olup Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen Peygaberlerin biridir. “İshak’ın
evlenmesi de güzel anlatılmıştır.” IDG.s.96
İshakoğlu
Humeyr: Bkz İshak
İbn
Huneyn. “Müslumanlıktan sonra 11.yuzyılda felsefe dogar . antik filozoflorun
tercumesi: İshak oglu Humeyr.” SNK.s.43
İsis: Mısır tanrıçalarından. Ama İsis
Yunan mitolojisine de geçmiş. Mısır mitolojisinde İsis
Kral tanrı Osiris’ın kız kardeşi ve karısı ve güneş tanrısı
Horus’un anasıdır. İsis aynı zamanda Ebulhevl’in
sevgilisi olarak tahmin edilmektedir. “Mısır’ın gökleri altında Menfis
ve Teb’de, büyük ehramın önünde, kutsal İsis’in ve kadimler kadimi
Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı ve haşmeti
içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini
halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı.”
IDG.s.150
İsis: Mısır tanrıçası olup Mısır
dilinde Esi olarak geçmektedir. İsis’in en eski tapınağı
Kıpti dilinde Nau-esi diye ifade edilen Neteru tapınağıdır.
”indünyadaki telcisi.” IDG.s.211.
İsis: Mısır’ın gökleri altında Menfis
ve Teb’de, büyük ehramın önünde, kutsal İsis’in ve kadimler kadimi
Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı ve haşmeti
içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini
halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı.”.
IDG.s.150.
İskandinav: Kuzey Avrupa yarımadalarının
tamamında yaşayan Germen asıllı millete
mensup olan kişi veya kişiler.
“Yunan destanları birer cinayet salnamesi, Yunan İskandinav,
Germen destanları.” BÜ.s.207.
İskandinavya: Kuzey Avrupa yarımadasının
tamamı; Baltık denizi, Kuzey denizi, Norveç ve Barents ile sınırlı olup İsveç,
Norveç, Danimarka ve Fillandiyayı içine alır. “Jan Huizinga öyle der ‘kültürden
ne anlıyoruz?’ Kelimenin kaynağı Almanya. Hollanda, İskandinavya
ve slav ülkeleri tarafından uzun zamandır benimsendi.” Kİ.s.24.
İskender: Makedonya Kralı Büyük İskender
(MÖ.356-323). Doğuya yaptığı
seferde tanınmıştır. Bu sefer sırasında Gordion
düğümünü
kaba bir yolla çözdü ve Asyaya hakim olduğunu idda ederek Hindistana
kadar ilerledi. “Dünyayı şeytan mı yönetiyor? Düzeni
büyücüler mi bozdu? Bu kördüğümü çözecek İskender
nerede?” BFH.s.1.
İskenderiye: Mısır’da, tarihi liman sehri,
ilim merkezi ve vilayet. 'İskenderiye, Antakya, Edessa, Nizip, Haran, Gundişapur.
Batı Asya’daki ve Kuzey Afrika’daki ilim merkezlerinin hepsi İslam
dünyasının parçaları...” IDG.s.80.
İskenderiye Mektebi: Eklektik ve Mistik özellikler
gösteren yeni Eflatuncu okul. MS. III. asırda kurulan ve eski felsefenin son çağını
temsil eden okul. Bu okul 529 yılında Justinianus tarafından kapatıldı ve
temsilcileri İran’a kaçtı. “İskenderiye
mektebi II. dünyanın buluştuğu
bir kültür ocağıydı, Doğu
ve Greko-Latin medeniyeti.” SNK.s.71. İskenderiye: “İskenderiye,
Beyrut, Sur, Akka Limanları Kafkasya, İran, Arabistan veya Afrika
bölgelerine doğru uzanan ticaret yollarının köşe
taşlarıydı.”
BFH.s.89.
İskenderiye: “İskenderiye'de
Origen eserleri onun da,aşağı
yukarı,böyle bir derlemeden faydalandığını gösterir.” IDG.s.124.
İskenderiyeli Clement: Titon Flavıos Klemes (150’e
doğru-211
ile 216 arası) günahın bilgisizlikten doğduğunu
ileri sürerek bilgiyi Hristiyanlığın gayesi sayan Yünanlı yazar
ve ilahiyatçı düşünür. “Taınos’u öğrencisi
Kilise babalarından bir çoğu Helen hikmeti ile meşbu
idiler ve helenizme yakınlıklarından dolayı “gentils” arasında imtiyazlı
sayılıyorlardı. “IDG.s.142.
İskoçya: Büyük Britanya adasının üç
bölümünde en kuzeyde olanı. “İskoçya, walter Scott’un
cazibesine yakalananlar için kendi vatanlarından daha canlı, daha gerçek,daha
iyi bilinen bir dünyadır.” BÜ.s.112.
İslahatçılar ya da Modern Sosyalistlar
Üstüne İncelemeler: Fransız yazar ve sosyolog
Lous Reybaud’un 1840 yılında yazdığı eserinin adı. “Sosyalizm
kelimesinin mucidi olmakla övünen bir yazar, Louist Reybaud, 1840’da kaleme
aldığı,
bir yıl sonra da Fransız Akademisi’nin ödül verdiği ünlü Islahatçılar
ya da Modern Sosyalistlar Üstüne İncelemeler adlı kitabında şöyle
der:”SSSS.s.67.
İslam Felsefesi Tarihi: Histoire de la Philosophie İslamıque
Fransız İran
uzmanı Henry Corbin (1903-1978)’in 1964 yılında yayımladığı
eseri. “Müşterek Corbin, ‘ ‘İslam
Felsefesi Tarihi’’ isimli katabının ilk bölümünün İslam’daki
tercüme faaliyetlerine ayırır.” IDG.s.220.
İslam Hümanizmi: Fransız yazar: Luis Gadret
(1904-...)’in 1977 yılında yazdığı İslamın
Medinesi adlı eserin içinde bir bölüm. “Gardet’in “Kısaltarak aktardığımız“İslam
Hümanizmi” kitapta elli sayfalık bir bölümdür.” KA.s.93.
İslam Medenıyeti Tarıhi: Türkistan, Türk tarihi ve İslam
tarihi üzerine çalışmalar yapan Rus doğu
bilimci ve Türkolog Vasiliy Vladimiroviç Barthold (1861-1932)’un 1918 yılında yayımladığı
eserin adı. “Eser 1940 yılında Fuat Köprülü tarafından Tatar Türkçesinden
Türkiye Türkçesine aktarılmış. “Türkçeye çevrilen bir başka
eserde Barthold’un “İslam Medenıyetı Tarıhı.” Kİ.S.81.
İslâm Medeniyeti Tarihi: Arap ve Hristiyan yazar Cürci Zeydan’ın
1902-1908 tarihler arasında yazdığı eserin adı. Eser 1912 yılında
Zeki Mügamiz tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.
“Önce, bir şarklı kaleminden çıkmış ve
dilimize çevrilmiş ‘İslam
medeniyeti tarihi’.” Kİ.s.80.
İslam Medinesi: Fransız medeniyet tarihçisi
ve müsteşriği.
Louis Gardet (1904- 1986)’in 1976 yılında yayımladığı
eserinin adı. “Gardet’in İslam ve Hümanizm ve hakkındaki
düşünceleri
(La Cite Musulmane) adlı eserde yer alıyor.” KA.s.93.
İslam Şarkında
Tarih Telakkileri:
Zeki Velidi Togan’ın Tarihte Usul adlı eserinin 145-175 sayfaları arasındaki
bölüm başlığı.
“Oysa kitabın en zengin bölümlerin biri ‘İsâm Şarkında
Tarih Telakkileri’ne ayrılmış” Kİ.s.90.
İslâm ve Medeniyeti: Andre Miquel’in yazdığı
ve A.Colin yayın evi tarafından Dünyanın Kaderi eserler dizisi içinde
yayınlanan eserin adı. “İslâm ve Medeniyeti A. Colin
yayınevinin Dünyanın Kaderi dizisinde yayımladığı 571
sayfalık bir eser.” Kİ.s.157
İslam’da Tarih ve Müverrihler: M. Semsettin Güneltay’ın 1925
yılında yazdığı tarih ve tarih yazımı ile
alakalı eseri. “İslam’da Tarih ve Müverrihler”
bu konuda kaleme alınan en mufassal ve en vakıfâne eserden biri.” Kİ.s.90.
İslam’ın Büyük İnsanları:
Faransız
Hachette yayın evinin hazırladığı zamanımız ve İnsanlar
dizisinde yer alan Louis Gardet (1904-1986)’in yazdığı
İslamiyet
ile alakalı eser. “Hachette Yayınevi’nin çıkardığı ve
Collage de France profesörlerinden Jean Delumeau’nun yönettiği
‘Zamanımız ve İnsanlar’ dizisi bir kitabını da
İslâmiyet’e
ayırmış:
İslam’ın
Büyük İnsanları.”
Kİ.s.163.
İslâmiyet: İslam
dini. Allah tarafından insanlara gönderilen Vahiy esasına dayalı son hak din “İslâmiyet,
‘sebb ü e,setm’i hoş görmez.”BÜ.s.124.
İsmail Habip: İsmail
Habip Şevük(1892-1954).
Osmanlı’nın son dönemi yazar ve aydınlarından Türk Teceddüt Edebiyatı isimli
eseriyle ve bu esere yapılan tenkitleri bir araya getirdiyi “Ne Dediler” isimli
eserleriyle tanınan edebiyat araştırmacısı. “ Edebiyatı
içtimâîleştirdi; ‘Teceddüt Edebiyatı’,
Türkiye’de bir nevi efkâr-ı umumiye, bir zevk ve irfan ittirâdı yaratan kitap.”
BÜ.s.122.
İsmail Hikmet Ertaylan: (1899-1967). Edebiyat araştırmacısı
ve eski edebiyat profesörü. Şiir, hikâye ve roman da
yazmasına rağmen bu alndan Türk, Yunan ve
Latin edebiyatları ile ilgili eserler vermiştir. “İsmail
Hikmet (Ertaylan) şairi doğuşunundan
itibaren adım adım izliyor.” Kİ.s.217.
İsmail Mezhebi: Bkz İsmailiye.
“Mezhebinden olan, Fatimileri tutan babası, oğlunun eğitimine
büyük önem vermiştir.” Kİ.s.183.
İsmaili Akımı :Bkz İsmailiye.
“Son zamanlarda Corbin, Sabi’lerle İsmailileri arasındaki
münasebetleri incelerken İhvan hakkında şöyle
bir hüküm belirtmiştir: bunlar bir münevver
topluluğu
idi: aynı zamanda İsmaili akımın sözcüsü idiler.”
IDG.s.52.
İsmailîler: Peygamber Efendimiz’in
torunlarından büyük âlim İmâm-ı Câfer-i Sâdık'ın vefâtından
sonra, büyük oğlu İsmâil
Müslümanların imâmıdır ve ondan sonra çocuklarıdır dedikleri için İsmâiliyye
denilmiştir.
İsmâiliyye
fırkası mensubları, Cennet, ibâdetlerden kurtulmak ve lezzetli şeyleri
yapmaktır; Cehennem ise, ibâdetlerin yüklerine katlanmak ve haramlardan
sakınmaktır Görüşündedirler. “Hem sâbîler’in,
hem ismailîlerin anlayışını mezceder.” IDG.s.45.
İsmaililik: Bkz İsmailiye
“Şu
gerçeği
unutamayız: İsmaililik, önceleri İmam
Cafer’in oğlu İmam
İsmail
etrafında kümelenen müridler tarafından kurulmuştu.”
IDGs.214.
İsmailiye: İsmailiye
Mezhebi. İmam Cafer-i Sadık’ın büyük oğlu
İsmail
(öl.762) tarafından sekizinci asırda kurulan mezhebin adı. “Müslüman
müelliflere göre, dağlara çekilen Mezdek’ler çeşitli
mezhepler kurdular. Mesela Hurramiye, Bâtınilik, İsmailiye
gibi.” Mağ.s.215.
İsmet Paşa: Mustafa İsmet
İnönü
(1884-1965). Türkiye Cumhuriyetinin II. cumhurbaşkanı.
“Daha sonra İsmet Paşa’nın
başvekilliğini
yapacak olan tanınmış din bilgini Şemseddin
Günaltay’a göre “Şeyh Peygamber kadar şâyân-ı
hürmet, ona itiraz edenler Ebu Cehil kadar lânete müstahaktır.” UU.s.67.
İsnan Soyunun Kültür Tarihi
Üzerine Deneme:
Bkz. İnsan
Türünün Kültür Tarihi. “Adelung 1782’de “insan Soyunun Kültür Tarihi Üzerine
Deneme”yi yazdı.” Kİ.s.41.
İsokrat: İsokrates
MÖ. (436-338) Atinalı Hatip. Belagat sanatında gösterdiği
başarısı
ile tanınmıştır. “Atina’daki hatiplerin
kavgalarına da karışmış Zoil
İsokrat’a
karşı
Lysais’u tutmuş”.”KA.s. 386.
İspanya Edebiyatı Tarihi: Amerikalı edebiyat
aratırmacısı ve yazar George Ticknor’1845 yılında yazdığı
eserinin adı. “Otuz yıl sonra (1845), Amerikalı George Ticknor,İspanya
Edebiyatı Tarihi’ni kaleme alır (Fransız Tercümesi 1851).” KA.s. 412. İspanya
İç
Savaşı:
1936-1939
arasında İspanyol cumhuriyetçi Frente
Popular hükümetini Franco yönetimindeki askeri ve milliyetçi bir ayaklanmayla
karşı
karşıya
getiren savaş. “1936-39 İspanya
İç
Savaşında,
anarşistlerle
komünistler, Franco’ya karşı, cumhuriyet hükümetinin
yanında yer alırlar.” Mağ.s.176.
İspanya ve İspanyol
Medeniyetinin Tarihi:
“Historia de Espana y de la civilizacion espanola” İspanyo
tarihçi ve yazar Rafael Altamira Y Crevea’nın 1900-1904[13]
yıllarında yazdığı İspanyatarihi
ve İspanyol
medeniyetini konu alan eserinin ismi. “Altamira’nın 1900’le 1911 arasında yazdığı
eser: İspanya
ve İspanyol
Medeniyetinin Tarihi adını taşır.” UU.s.97.
İspanya: Güney Avrupa’da bir devlet.
Portekiz ile birlikte İberik yarımadasını meydana
getirir. “İspanya’da engizisyon olmuş,
Rusya’da çar.” BÜ.s. 91.
İspanyol: İspanya
halkından olan, bu halkı meydana getiren kimseler. “İspanyol
romanının tümü -Don Kişot da dahil- o kaynak kitaptan
fışkırmışa
benzer." Kİ.s.297.
İsrafil: Dört büyük melekten biri.
Kıyamet gününün meydana gelmesi ve kıyamette insanların tekrar dirilmesiyle
memur melek. İslâm inanışına
göre İsrafil
“Sûr” denilen ve niteliği Allah tarafından bilinen bir
ses verme cihazına iki defa üfleyecektir. Birinci üfleyişte
Sûr’dan çıkan korkunç sesle bütün canlılar ölecek ve her şey
alt üst olacak yani kıyamet kopacaktır. İkinci üfleyişte
bütün insanlar dirilecek yerlerinden kalkarak mahşer
meydanında bir araya geleceklerdir.“Avrupa’nın ufkunda İsrafil’in
sûru gibi çınlayan bu ses bir vicdanın sesdir. Yaralı bir vicdanın.” BÜ.s.196.
İsrail Kaviminin Tarihi: Bkz İsrail
tarihi. “Renan, Histoire du Peuple d'Israel, İsrail
Kaviminin Tarihi, cilt 1.)” IDG.s.108.
İsrail Nebîlerinin Soluğu: Bkz. Sahyun Nebileri. “İsrail
nebîlerinin soluğu bu.” BÜ.s.226.
İsrail Tarihi: Diğer
ismiyle “İsrail Halkının Tarihi”. Fransız
yazar ve dinler tarihçisi Ernest Renan (1823-1892)’ın 1887 yılında yazmaya başladığı
beş ciltlik
eseri. "Konu, öylesine geniş, o kadar karışık
ve içinden çıkılmaz meseleleri kucaklıyordu ki.. önce Renan’ın 5 ciltlik ‘İsrail
Tarihi’ne başvurduk.” IDG.s.87.
İsrailoğulları:
Bir ismi de İsrâil
olan Yâkûb aleyhisselâmın neslinden gelenlere verilen ad. Benî İsrâîl.
“İsrail
oğulları
arz-ı mev’ud’a geldikleri zaman karşılarında Jeriko’yu
buldular.”,diyor Tevrat. .” BÜ.s.278.
İssawi: Charles Issawi (...-2000) arap
Kıpti kökenli Mısırlı iktisat ve Ortadoğu tarihçisi. "Kazim Kadri
Ogan'ın tercümesi bir yürekler acısı.Beyrut üniversitesi profesörlerinden İssawi'nin
değerli
bir eseri: «An Arab Philosophy of History», «Bir Arab Tarih Felsefesi başlığını
taşır.”
SNK.s.69.
İstanbul Darülfünunu: Bkz. Darülfünûn. Hem Galatasaray
Lisesi’nde, hem İstanbul Darülfünununda uzun
zaman hocalık yapan bu ali himmet zat, yalnız Doğu
ilimlerinin değil, çağdaş Batı
iliminin de aşinasıdır. Kİ.s
219.
İstanbul Üniversitesi: 30 Mayıs 1453'te Ayasofya ve
Zeyrek'te yapılan bilimseltoplantılarda korulmasına kararlaştırılan
ve 1470 yılında Fatih Külliyesi adıyla kurulan, Türk üniversitesi. “İstanbul
Üniversitesi Rektörü Tevfik Sağlam Paşa
ile eski maarif vekili Hasan Ali Yücel’e ilk lügatimizin adını sordum,ikisi de
Redhouse’den habersizdiler.” Kİ.s.267
İstanbul: Türkiye’nin en bürük şehri
ve Osmanlı İmparatorluğunun
başkenti.
“Nitekim Fatih de, İstanbul’u aldıktan sonra,
Cenevizli ve Venedikli bezirganların Hristiyan İmparatorları
devrinde yararlandıkları intiyazları korumalarına izin verdi.’’ BFH.s.86. İstılahat-ı
Edebiye:
Tanzimat dönemi şair ve yazarı Muallim Naci’nin
edebiyat terimlerini ihtiva eden kitabının ismi. “Naci’nin Istılahat-ı
Edebiye’si de kişiliği
olmıyan bir kitap.”Kİ.s.274
İstiare: Teşbihin
unsurlarından sadece birisiyle yapılan edebi sanat “Söylemek istediğini
bütünüyle söylemez yazar, söylemek de istemez.Gizler,istiârelere başvurur.”
BÜ.s.107.
İstihsan: Kelime anlamı olarak iyi ve
güzel bulma, beyenme gibi anlamlara gelen kelime terim olarak Hanefi
meshebinde, şereatte hadislere dayanarak
karar verme, bir konu üstünde konuşurken, onunla ilgili en uygun
en gerekli hadisi söyleyerek sonuca varma, Kıyas denilen delîlin iki kısmından
birisi olan hafî (gizli, kapalı) kıyas, yâni asl (hakkında açıkça hüküm bulunan
şey)
ile, fer' (hakkında açıkça hüküm bulunmayan şey)
arasında müşterek (ortak) olan ve aslın
hükmünün fer'e verilmesine sebeb olan illetin (vasfın, özelliğin),
müctehid âlim tarafından kolayca anlaşılamadığı
kıyas. “İstihsan’ın
yerine de amme menfaatini yani istislah’ı ikame eder.” Kİ.s.197.
İstiklal Savaşı: Birinci dünya savaşının
sonunda imzalanan Sevr Antlaşması’nın sonrasında Osmanlı
topraklarının İtilaf devletlerince işgal
edilmesi üzerine, son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin aldığı
Misakı Milli esasına dayanarak Türk halkının başlattığı
hakimiyet savaşı. Mesela gayet basitleşti
. Ondan sonra birinci Dünya Harbi, İstiklal Savaşı,
Birinci Cumhuriyet . Birinci Cumhuriyet’ten sonra kopuş büsbütün
ilerledi.” SNK.s. 392
İstikraz: Eski hukukta ödünç para alma,
borçlanma anlamına gelen bir terimdir “İstediği,
sadece 1 milyonluk bir istikraz ile Napoli civarına bir Osmanlı donanmasının
yollanmasından ibaretti.” BFH.s.88.
İstirak-İdrak: Osmanlı Sosyalist Fırkası
tarafından çıkarılan Türkçe ilk sosyalist dergi. Derginin imtiyaz sahibi İştirakçı
Hilmi (Hüseyin Hilmi) olup, 1909-1912 yıllarında arasında neşredilmiştir.
“Ucüncü bir görüş Istirak-ı İdrak
Mecmualarının görüş.” SNK.s.162.
İstislah: Hukuk dilinde bir maslahatı
diğer
bir maslahata tercih etmek ve maslahata göre hüküm vermek anlamına gelir. Dini
terim olarak ayetlerde, hakkında açık bir hüküm bulunmayan meselede maslahat
hangi yönde ise o yöne göre içtihat etmek anlamına gelmektedir. “İstihsan’ın
yerine de amme menfaatini yani istislah’ı ikame eder.” Kİ.s.197.
İsviçre: Orta Avrupa’da bulunan bir
devlet. Kuzeyinde Almanya, doğusunda Avusturya ve
Liechtenstein, güneyinde İtalya, batısında Fransa
bulunur. 25 eyaletten meydana gelmiş konfederasyondur “Filhakika jön
Türklerin bu kıdemli mücahidi velinimeti ikinci Abdülhamit’e takdim ettiği
bir arîzada, genç doktoru şöyle müdafaa ediyordu: Jön
fesede namında elyevm isviçre’de bulunan hey’et-i neşriyenin
başına
geçmiş olan
doktor Cevdet söz anlar bir admdır.” BÜ.s.140
İsviçreli: İsviçrede
yaşayan
kişi.
“İselin
,isviçreli, 1768 de bir ‘İnsanlık Ttarihi’ yazmış’.”
Kİ.s.29
İsyan: Roman, deneme, tiyatro ve
Makale yazarı Albert Camus (1913-1960)un 1951 yılında yayımladığı
eserin adı “Fransız: Camus’nün temel düşümcesi Sizif Miti. (1943) ile İsyan
(1951) dadır.” BFH.s.47.
İşaretler ve tenbihler: El-İşârât
vet-Tenbihât. İbni Sina’nın felsefi eseridir.
“Saliba’dan Şifa’dan başka
‘işaretler
ve Tenbihler’kitabınıda incelemiş İbn Sina’nın”.” Kİ.s.188.
İşâya: Eski Ahit’te adı geçen
nebilerden biri. “Eski Nebiler (Yeşu,
Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar.
Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça,
Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya,
Haggay, zekarya, malaki.” IDG.s.135-136.
İşçi Partisi: Türkiye İşçi
Partisi (TİP) 12 şubat
1961 tarihinde 12 sendikacı tarafından, merkezi İstanbul da
olmak üzere Avni Erakalın’ın ilk genel başkanlığında
kurulan siyasi parti. “Neden İşçi Partisi’ne girmiyorsun?”
Jur.I.s.148.
İşraki: Phythakoras’ın felsefesiyle
ilgili olan, onun felsefesini benimseyen kimse "İşraki
bilgilerle mutasavvuflar, Cenab-ı Hakk’ın mutlak mütaaliyetini inkar etmezler.”
IDG.s.79.
İşrakiye: 12yy da şahabettin
sühreverdiği tarafından başlatılan
felsefi akımın adı. "Mutasavvufların , bilhassa İbn
Arabi mektebine mensup olanların ve İşrakiye’nin görüşü
ise, ilahi prensip ile ilahi mebdein tecellileri arasındaki münasebetin başka
bir yönü üzerinde durur." IDG.s.79.
İşrakiyun: Bir İslam
felsefe okulu ve o okulun mensupları. özellikle imam-ı şafi’ye
bağlı
Suhreverdi’ğinin mensupları tarafından yaşatılan
akım. İşrakiler
tanrıyı ve zihinler dünyasını bir ışık olarak, bizim bilgi
tarzımızıda yukardan gelme bir aydınlanma şeklinde tasavvur eder
“Suhraverdi ve İbn Arabi gibi Işrakiyun
ve Sufiyun böyle yapmışlardı.” IDG.75.
İştirak: Kelime manası ortak olma
ortaklaşma
olan iştirak
Hukuk terimi olarak birden fazla alacaklıya ayit olan ve alacaklılardan birinin
tek başına
alacağın
tamamını veya bir kısmını istiyemeyeceği alacak anlamına gelmektedir.
Karmatlar da, Mazdek de, Şakirtleri de kadinlarda ve eşyada
istirak istiyordu.” SNK.s.162.
İştirakcilik: Ortaklaşalık
ortak olma durumu “Halbuki ŞemsettinSami’ye gore
sosyalizmde iştirakcilik yoktu, komunizmde
vardi.” SNK.s.162.
İştirakiye: Komünizm Sosyalizm “Filhakika
muzdarip Şarkın binbir zulumle ezilen
yoksul yığınları için,refah ve adalet
rüyasıydı,iştirakiye.”Mağ.s.223.
İtalyan Vico: Bkz. Vico."UNESCO'nun
dünya düşüncesinden
çağdaş insana
sunduğu
şaheserler
daha çok kendi şaheserleri İbn
Haldun'dan önce, İtalyan Vico." Kİ.s.332.
İtihasa: Mahabharata Destanı’nda olduğu
gibi bir ana konu etrafında toplanan yüzlerce hikayeden oluşan
Hint destan türü. “Bir ana konu etrafında kümelenen yüzlerce hikâye: İtihasa.”
BDE.s.138.
İtilaf Devletleri: Üçlü ittifakta denir. Birinci
dünya savaşında ittifak devletlerine karşı
birleşen
Fransa, İngiltere,
Rusya devletlerine verilen ad. “Lozan’da Türklere fazla mülâyim davrana itilaf
devletlerine kızacak kadar da Türk dostudur” BÜ.s.161.
Îtizal:
İnzivaya
çekilme Topluluktan ayrılarak yalnızlığı seçme uzlete çekilme. “Hür düşünce
bir îtizal (heresie). Ama kilise olmadan itizal olmaz.” BÜ.s.105.
İttihat Gazetesi: 28 Ağustos
1875’de İstanbul’da
yazınlanmaya başlayan gazate. “28 Ağustos
1875’de yayımlanan İttihat gazetesi, Paşa’nın
ıslahatçı kişiliğini
koltuk kabartıcı bir mukayeseyle mühürlüyordu.” UU.s.46.
İttihat ve Terakki: Türkiye’de kurulan ilk siyâsî
parti. 21 Mayıs 1889’da Ittihâd-ı Osmânî adıyla ve Abdülhamîd Hanı tahttan
indirmek gâyesiyle gizli bir cemiyet olarak kuruldu. Daha sonra Ittihat ve
Terakki adını aldı. Yapılan ilk toplantıda Cemiyetin başkanlığına
Ali Rüşdî,
kâtipliğine
Şerefeddîn
Mağmûmî,
muhâsib üyeliğe de Âsaf Derviş seçildiler.
On seneye yakın bir müddet iktidârda kalan, koskoca Osmanlı Devleti’nin yağma
edilmesine sebeb olan Ittihat ve Terakkinin son kongresi, birinci Dünyâ Harbinin
mağlubiyetle
bitmesinden sonra 14 Kasım 1918’de toplandı. Bu kongrede parti kendini
feshederek, târihe karıştığını
îlân etti. “Şunu da unutmamalıyız, bu nesil
ittihat ve Terakkinin parlamentoda çevireceği
dolapları nasıl bilebilirdi.” BFH.s.136.
İvanov:Vyaçeslav İvanoviç
İvanov
(1866-1949). Rus filozof ve yazarı. Sembolizm nazariyecileri içinde ehemmiyetli
bir yere sahip olan yazar roman ve şiirlerinin dışında
din alanında yaptığı araştırmalar
ve verdiği
eserlerle de dikkat çekmiştir. “Kazanova, daha 1915’de
bu fikirleri ileri sürer. Goldziher, Macdonald, Lane Poole, Massignon ve İvanoy
da onu takip ederler.” IDG.s.52.
İyinin ve Guzelin Ötesinde: Nietzsche (1844-1900)’nin
1855-1856 yıllarında yazdığı ahlakî muhtevalı eserinin
adı. Nietszche’de “Ahlakin Seceresi” “İyinin veya Güzelin Ötesinde “
“Zerdust boyle dedi” de Surhomme’u (ustun insan) anlatir.” SNK.s.61.
İyonyalı: İsmi
İon
adında bir kahramandan gelen eski Yunan’da bir halk. Klasik görüşe
göre İyonyalı’lar
Dorlar. Ailoisler ve Akha’nın yanı sıra Yunan halkının büyük bir bölümünü oluşturan
bir kavimdir. “Çok defa İyonyalı göçmenler veririmiş dersi.”
KA.s.385.
İzmler: Sonu izm ile biten kelimeler. “İzmler
idrakimize giydirilen deli gömlekleri.” BÜ.s.90.
İznik Meclis-i Ruhanisi: Hristiyanlık tarihindeki
Konsil toplantılarının 325 ve 787 yıllarında yapılan Piskoposlar toplantısı.
“Kiliseler birliği konsülleri Evet İznik
Meclis-i Ruhanisi’nden bu yana Kiliseyi ikiye ayıran hadisenin biricik saiki
nass olmamıştır.” IDG.s.89.
İzzet: Bkz. İzzet
Tanju.“İzzet
hayatını kurmaya çalışıyor.” Jur.I.s.395.
J. J. Rousseau ve Edebi Kozmopolitizmin
Kaynakları: Joseph
Texte’in 1895 yılında Fransa’da hazırladığı mukayeseli edebiyat tezi.
“1895’te ilk mukayeseli edebiyat tezini savunur: J.J.Rousseau ve Edebi
Kozmopolitizmin Kaynakları.” KA.s..430.
J.P.Sarte:
Jean-Paul Sartre (1905-1980) Fransız filozof ve sanatkâr.. Kişinin
özgürlüğünü
savunan Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) akımının kurucusudur.
“J.P. Sarte’ın “Altona Mahpusları”nda Alman ordusunda subaylık yapan Franz; Kendini
istiyerek hapsettiği zindanda, yengeçlere
dertlerini şöyle anlatır: SNK.s.127.
Jacob Böhme: (1575-1624) Alman gizemci ve filozofu. Kutsal
kitap ve vahiy konusundaki incelemelerini anlatan Aurora (1612) isimli eseri
ünlüdür. Böhme romantizm akımı üzerinde ve Kant sonrası Alman felsefecileri
üzerinde tesirler bırakmıştır. “Hengel reel olan her şey
rasyoneldir, rasyonel olan her şey relldir, formülünü Meister
Eikchart ve Jacob Böhme’den alır.” SNK.s.153.
James II : 1430-1460 İskoçya kralı I.James oğlu
ve halefi “Kardeşi ve halefi II.James, İngiliz
kamuoyunun ekseriyetine meydan okuyarak açıktan açığa
Katolik olduğunu ilan ediyordu.” UU.s.231.
Jan Huizinga: (1872-1945), Hollandalı tarihçi ve 1915-1941
Leiden Üniversitesi tarih kürsüsü başkanı. “Jan Huizinga şöyle
der “kültürden ne anlıyoruz? Kelimenin kaynağı Almanya.
Hollanda, İskandinavya ve Slav ülkeleri
tarafından uzun zamandır benimsendi.” Kİ.s.24.
Jan Valjan: Sefiller romanının kahramanı “Yirmi yıl peşini
bırakmadı polis. Yirmi yıl Jan Valjan hayat”ı. Mağ.s.280.
Jane Austen: JANE AUSTEN (1775-1817) Yaşadığı
yıllarda İngiliz Romantizmi en parlak
dönemini sürdürüyordu. Ancak Austen romantiklerden ayrılarak “gelenek ve
görenekler komedisinin” neo klasik temelini attı. “İngiltere’de
de modern hikâye, Jane Austen, Bronte kardeşler gibi
kadın yazarlarla başlar.” KA.s.136.
Janet: Bkz
Paul Janet “Sonra dost isimler janet, Spencer,Wundt. Bir kelimeyle bütün Batı.”
BÜ.s.104.
Janus: Roma
mitorojisinde iki çehreli tanrı mitolojiye göre çehresinin biri öne diğeri
arkaya bakmaktadır iki çehreli Janus tasviri ilk olarak Roma rahiplerinde
bulunmuş olup
kapının iki yüzünü simgelemektedir onun içidir ki Janus kapılar tanrısı olarak
kabul edilir. Janus’la ilgili efsaneler Romanın kuruluşuna
bağlanır.
“İzm’ler
masum değildir,
onların arkasında sırıtan bir Janus vardır.” SNK.s.284.
Japon:
Japon halkından olan veya bu halkın soyundan gelen kimse veya kimseler “Fransız
benim, Japon da benim, Senegalli de ben.” Jur.I.s.144.
Japonya:
Uzak doğuda
başkenti
Tokyo, resmi dili Japonca olan bir devlet. Fransa’da değerli
üstatlar sayesinde (Fernand Baldansperger,Paul Hazard,Paul Van Tieghem,Jean-
Marie Carre)geliştirilen mukayeseli edebiyat
oradan Almanya’ya İtalya’ya ABD’ye ve Japonya’ya
geçer.” KA.s.430.
Jaspers. Bkz:
Karl Jaspers. “İnsanlığın
tarihi neden İsa ile başlasın?
Tarihin mihver çağı İsa’dan
önce beşinci
yüzyıl. Bugünün insanı o zamandan beri yaşıyor (Jaspers)...” BÜ.s.195.
Jaures Dergisi: Jaures’in 1904 te kurduğu
L’homanite gazetesi. “Jaures’in “politikacı” sosyalizmine, Sorbon’da hakim olan
pozitivist ve laik düşünceye ateş püskürür
hazret.” Mağ.s.56.
Jaures. 1859-1914
Fransız hatip yazar ve devlet adamı 1901 Fransız sosyalist partisini kurarak çeşitli
sosyalist eğilimleri birleştirmek
ister 1904 te L’homanite gazetesini kurdu 31 temmuz 1914 te bir deli tarafından
öldürüldü. “Sadrazam Sait Paşa’nın oğlu
ömür boyu gurbette yaşadı; bazen Chenier idi bazen
Zola, bazen Jaures.” BÜ.s.134.
Jaures'in Hayatı: Rus asıllı Fransız yazar Rapoport’un 1920 li
yıllarda yazdığı eserinin adı. “Jaures'in
Hayatı" da çok güzeldir.” SNK.s.175.
Jdanov:
Andrey Alexandroviç Jdanov 1896-1948 sovyet siyaset adamı ve yazar “Said’in
tahlilleri sinirlarina kadar goturulurse, Jdanov’unkine benzeyenyalnis bir
hukme varilabilir.” Kİ.s.68.
Jean (Yuhanna) İncili: Yuhanna İncili
ya da Aziz Yuhanna’ya göre İncil. Aziz kilisenin kanbul
ettiği
dört incilden Sonuncusu. “Jean (Yuhanna) İncili ile diğer
inciller arasında ortak bir yan yoktur.” IDG s.114.
Jean Bodin: (1530-1596) Fransız filozof ve yüksek yargıç.
1576 yılında yayımladığı eseri “Devletin Altı Kitabı”
ya da “Cumhuriyetin altı kitabı” adlı eseriyle meşhurdur.
“Zamanında devlet işlerine ve harici siyasetine
faal olarak katılan Jean Bodin de “Politikacılar”dandı.Önce hukuk
hocasıydı,sonra majistra oldu.” UU.s.186.
Jean de Meung: Jean de Meung ya da Meun (1240-1305). Fransız
yazar. Baş tarafını Guillaume de Lorris’in
yazdığı
Roman de la Rose’a eklediği 17723 dizeyle ünlüdür. “Evi
ise Eflatun’u, Sokrat’ı, Jean de Megung’ü, Saint-Paul’ü, Virjil, Pattelin’i
hatta Villon ipsizini barındıracak kadar büyük.” KA.s.233.
Jean Du Bellay: (1492-1498) Fransız diplomat ve piskopos.
“Fransa'nın Roma nezdindeki bir elçisi, Jean Du Bellay Fransız asilzadelerine
Antika eserler teminiyle görevlendirilir.” KA.s.118
Jean Guitton: (1901-...?). Fransız filozof ve felsefe
profesörü. “31 Ocak 1963 “Nouvelles Litteraires”de Jean Guitton’un güzel bir
yazısı var.” Jur.I.s.110.
Jean Lacroix: 1900-1986 Fransız filozof ve yazar. “Şimdi
de, Auguste Comte’un biograflarından biri filozof Jean Lacroix’yı
dinleyelim:”SSSS.s.90.
Jean Lahor: (1840-1909) Fransız şair
ve hekimi. Jean Lahor takma adıdır, asıl adı: Henry Cazalis’tir. En önemli
eseri olan Illusions (Hayal) isimli şiir kitabını, doğu
düşüncesi
ve karamsarlığından etkilenerek yazmıştır.
Lahor, Hindistan dini ve felsefesiylede yakından ilgilenip 1888 yılında
Histoire de la Litterature Hindoue (Hint Edebiyatı Tarihi) ismli bir eser
kaleme almıştır. “Şairane
bir “Hint Edebiyatı Tarihi”nin de yazarı olan Jean Lahor, Hint karamsarlığını
büyük bir belagatle dile getirir.” BDE.s.69.
Jean Rostand: (1894-1977). Fransız biyolog ve yazar. “Jean
Rostand, “tabiatın sırlarından bazılarını aşırdık”,
diyor, ilim adamı çok defa ne yaptığını bilmeyen bir büyücü çırağı.”
BÜ.s.218.
Jeanne D’arc: (1412-1431) Fransız Milli kahramanı basit bir
köylü ailesinin kızıydı on üç yaşındayken tanrıdan geldiğine
inandığı
sesler duymaya başladı haftada üç defa duyduğu
bu sesler, kuşatılan Orleans’ı ve bütün
Fransayı kurtarmak için harekete geçmesini istiyordu. O sırada kral V Charles
akıl dengesini kaybetmiş Fransa çeşitli
yenilgiler ve yüzyıl savaşlarında İngilizlerle
imzalanan Proyes antlaşması yüzünden çok güç
durumdaydı bu sırada Jeanne D’Arc erkek kılığına girdi
ve her yanı istila edilen Fransa’yı boydan boya aşarak 1429 da
Kralın bulunduğu Chinon’a vardı Kralı Fransız
tahtının gerçek mirasçısına verilmesini sağlama konusunda ikna etti.
Poitiers’de silah kuşanarak asker kılığına
girdi. Mayıs 1429 da Orleans’a girerek şehri İngilizlerin
elinden kurtardı. “Bütün bu haltlar Jeanne d’Arc ile İsa
adına işlendi.”
KA.s.311.
Jean-Paul Richter: Johann Paul Friedrich
Richter. (1763-1825). Jean Paul denir. Alman yazarı. J.J.Rousseau’ya duyduğu
hayranlıktan dolayı jean Paul adını benimsedi. “Bu bakımdan, Almanlar arasında
en çok Jean-Paul Richter’e yakın.” Kİ.s.374.
Jerusalem:
Johann Friedric Wilhelm (1709-1789) Alman protestan ilahayatçısı. “Bilgi
sosyolojisi Avusturyalı bir filozofun,jerusalem’in ortaya attığı
bir tâbidir.” UU.s.273 Jimnaz: Eğitim kurumu. Almanya, İsviçre
vb. ülkelerde ortaoğretim kurumlarına verilen ad.
“Sonra Karabağda açılan Rus Jimnazı.”
BÜ.s.155.
Jirondenler: Fransa da Fransız ihtilali sırasında faliyet
gösteren siyasi parti “1789 İhtilâlinden sonra
“Jironden”lerin siyasi rakiplerini yermek için kullandıkları “anarşist”
1840’dan itibaren öğünülecek bir vasıf olmuştur.”
Mağ.s.162.
Joel Chandler Harriss. (1848-1908). Amerikalı gazeteci
ve yazar. Özellikle zenci halk masalları derlemesi yaparak amerikadaki zengi ve
kölelik meselelerine tarafsız bir yaklaşım getirilmesine katkıda
bulunan bir yazardır. “Bu olaylara Chandler Harris’in (1880) ‘Remus
Amca’sindaki hikayeleri de eklemek lazım.” Kİ.s.320.
Joel: Biblia
(Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün peygamberler kısmında yer alan kitaplarından birisinin
adı.Bu bölümde Yoel isimli nebi anlatılır. “Joel Mecazî bir dille
çekirge afetini anlatır. kıyamet günü yakındır ve Rab tecelli edecekti.”
IDG.s.128.
John Bright: (1811-1889) Barışsever
söylemleriyle tanına bu çerçevede Empertalist siyasete ve Kırım savaşına
karşı
çıkan İngiliz
siyaset adamı. “Matthew Arnold'un ‘Kültür ve Anarşi’de
(1869) ileri sürüldüğü görüşler
John Bright’e bir cevaptı.” Kİ.s.31.
John Cowper Powys. (1872-1963). İngiliz
yazar, şair
ve denemeci. “Resmi eğitimden çok kendiliğindenlik
üzerinde durur.” Kİ.s.32.
John Dewey: John Dewey (1859-1952)kişiye
yararlı olan ve ona mutluluk veren düşünceler doğrudur.
Ona göre düşünce çevreye uymayı, doğadan
yararlanmayı ve mutlu olmayı sağlayan bir alettir.
Bilimselyasalar ve kuramlar başarılı olursa, yani uygulamada
bir işe
yararsa iyi ve doğrudur, aksi olursa yanlıştır
düşüncesini
savunan Fransız filozof. “John Dewey 'nin Cyclopaedia of Education (1911)daki
‘kültür‘manası, ne Tylor'u zikreder ne başka bir antropolog'u.” Kİ.s.33.
John Dewey: (1859-1952), Cumhuriyetin kuruluş yıllarında
Türkiye’ye çağrılan incelemeler yaparak Türk
eğitim
sisteminin kurgusu üzerine rapor hazırlayan Amerikan eğitim
bilimci ve filozofu. “John Dewey'nin ‘Cyclopaedia of Education’ (1911)daki
‘kültür’manası, ne Tylor’u zikreder ne başka bir antropolog’u . Oysa
yazar, Kolombiya’dayken Boas’la tanışmıştır.”
Kİ.s.33.
john Henry Newman: (1801-1890) İngiliz
rahip ve 1851-1858 yııları arası Dublin Katolik üniversitesi rektörü sonra
tekrar kardina.“Kardinal John Henry Newman’a göre, liberal bir terbiyenin esas
amacı bu yetkinliği sağlamaktadır.”
KA.s.98.
John Locke: İngiliz
empirizminin kurucusu olan ünlü filozof.1632-1704 yılları arasında yaşamış olan
Locke'un temel eserleri, An Essay concerning Human Understanding (İnsan
Zihni Üzerine Bir Deneme) ve Two Treatises of Government (Yönetim üzerine İki
Deneme)'dir. “Hem tahttan indirilen II.James’in kızı hem de William’ın karısı
olan prenses Mary, 1689 şubatında kocasıyla buluşmak
ve taç giymek için Hollanda’dan ayrılırken, onu İngiltere’ye
götüren gemide John Locke da vardı, John Locke ve istikbali.İstikbali
derken iki eserin yazmalarını kasdediyoruz.Locke onlarla ün sağlayacaktı
kendine:İnsan
Zekası Üzerine Deneme ve Sivil Hükümet Üzerine Deneme.İkinci
kitabın asıl adı: ‘Sivil Hükümetin Hakiki Menşei,
Gerekçesi ve Amacı Üzerine ikinci deneme”,ikinci deneme, çünkü Locke onunla
aynı zamanda yayımlanacak olan birinci denemesinde, mutlakiyetçi bir yazarın,
Sir Robert Filmer’in Patriaarka adlı eserindeki yanlış prensipleri
çürütmeye çalışmıştı.”
UU.s. 231.
John Lyly:
(1534-1606) J İngiliz yazar. “John Lyly’nin
Eyuphues’u (1578), zarif bir üslupla anlatılan, içine ahlâkî ve dinî
mülahazaların da serpiştirildiği
romantik bir serüven.” KA.s.213.
John Markos. Dört İncil yazarından biri olarak
genel kabul gören Aziz markos “Aziz markos İncil'i,
Genel olarak John Markos'a atfedilir.”IDG.s.129.
John Stuart Mill: (1806-1873). İngiliz
Filozof ve iktisatçı yazar. “John Stuart Mill ve Matthew Arnold gibi
yazarlar, incelmiş fakat din dışı
dünya görüşü olarak ele alınan hümanizmin
en mükemmel temsilcileridir.” KA.s.112.
John Wilkes: (1725-1797) İngiliz siyaset adamı ve
politika yazarı. “İngiltere’de John Wilkes’in
saldırıları Lord Bute hükümetinin düşmesine -kısmen de olsa-yol açmıştır.”
Mağ.s.43.
Jose Amador de Los Rios: (1818-1878). İspanyol
şair
ve yazarı. Jose Amador de Los Rios'un Historia Critica de la Literatura
Espanola’sı (1861-1865) ile Manuel Milay Fontanals’ın De la Poesia Heroico
-Popular Castellana’sı (1878) gibi. Kİ.s.423.
Joseph Andrews. The History of the Adventures of Joseph Andrews. İngiliz
yazar Henry Fielding (1707-1754)’in 1742 yılında yazdığı
duygusallığın parodisi niteliğindeki
eseri. “Fielding, Joseph Andrews’un önsözünde, nesir şeklinde
yazılmış komik
bir destan diye tanımlanan destan diye tanımlar romanı.” KA.s.130.
Joseph Bedier: (1864-1938) Fransız tenkitçi ve profesör.
“Kornuay âşıklarının acılı serüvenini son
terennüm eden şairlerden biri de Joseph Bedier
‘Kornuay’da bir kral Marc yaşamaktaymış bir
zamanlar.” KA.s.161.
Joseph de Maistre: (1753-1821). Fransız felsefeci
yazar ve siyaset adamı. “Rivarol ve Joseph de Maistre gibi ülke dışına
kaçan Fransızlar da ihtilale düşman.” Mağ.s.115.
Joshua:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümününde yer olan kitaplardan biri. “Joshua (İ.Ö.)400:
Musa’nın ölümünden Filstin fethi sonuna kadar İsrailin başına
gelenler.” IDG.s.126.
Joubert: Petrus
Jacobus Joubert 1831-1900 buerlerın başkomutanı ve general guney
afrıka cumhurıyetının bagıİ.Sızlık kahramanı “Ve ince JAUBERT’İ,
sonra Napoleon’u benimser’’ SNK.s.235
Joyce: James
Joyce (1882-1941). İrlandalı eksprestyonist (dışavuruncu)roman
yazarı. “Romancı ister soyut ve sembolik bir dil kullansın, ister halk diline
yönelsin, isterse Joyce gibi her ikisiyle yazsın, roman, artık, bir dil araştırması,
bir dil tecrübesidir.” KA.s.286.
Jön fesede: Genç fesatçılar, genç sahtekarlar anlamına
gelir. Ebuzziya Tevfik İkinci Abdulhamit’e yazdığı
bir mektupta Jön Türk yerine bu ifadeyi kullanmıştır. Ama
kendisi de Jön Türk akımının kurucularındandır. “Filhakika jön Türklerin bu
kıdemli mücahidi velinimeti ikinci Abdülhamit’e takdim ettiği
bir arîzada, genç doktoru şöyle müdafaa ediyordu: Jön
fesede namında elyevm isviçre’de bulunan hey’et,i neşriyenin
başına
geçmiş olan
doktor Cevdet söz anlar bir admdır.” BÜ.s.140.
Jön Türkler: Yeni Osmanlılar, genç Osmanlılar adıyla da
bilinen bu grup 1865’te İstanbul’da gizli bir dernek
olarak kuruldu. Sadrazam Ali Paşa’nın tepkisi karşısında
derneğin
ileri gelenlerinden Mustafa Fazıl Paşa’nın çağrısı
üzerine faaliyetlerine Paris’te devam etti. Jön Türkler 1871’den sonra
hükümetle anlaşarak genel aftan yararlandılar
ve yurda döndüler jön Türkler, Tanzimat ve sonrasında yapılan yenilikleri
yeterli bulmayarak, Osmanlı Devleti’nin art arda yaşadığı
siyasi ve ekonomik krizlerden kurtulabilmesi için bir anayasa hazırlayarak meşrutiyetin
ilan edilmesini, ülkede serbest seçimlerin yapılıp mebuslar meclisinin oluşturulmasını,
Mebuslar meclisinde Müslüman olmayanların da temsil edilmesini, devlet işlerinin
bu meclis tarafından denetlenmesini istiyordu. “Filhakika jön Türklerin bu
kıdemli mücahidi velinimeti ikinci Abdülhamit’e takdim ettiği
bir arîzada, genç doktoru şöyle müdafaa ediyordu:Jön
fesede namında elyevm İsviçre’de bulunan hey’et,i neşriyenin
başına
geçmiş olan
doktor Cevdet söz anlar bir admdır.” BÜ.s.140.
Juan de Valdes: (öl.1541). İspanyol hümanisti ve yazarı.
“1535’de yazılan Dialogo De La Lengua’da, Juan De Valdes, Kastilyaca’nın
kaynakları, belli başlı özelliklerini ve edebiyatta
kullanışı
anlatır iki İtalyan’a.”KA.s.397.
Jules Mohl: (1800-1876).Alman “Ya Jules Mohl (1800-1876)?
Paris’e Doğu dillerini öğrenmek
için gelen genç Alman, mütercim ve şarkiyatçı. “Fransızca’ya “Şehname”yi
kazandırdı.” BDE.s.67.
Jules Guesde: Mathieu Jules Bazile Gueste Jules Gueste de
denir (1845-1922) Fransız siyaset adamı ve 1882-1902 işçi
partisinin lideridir “Jules guesde taraftarıdır. Milran, kolektivizmi
demokratik sosyolozm olarak tarif ader. SNK.s.76.
Jules Renard: (1864-1910), Fransız roman hikaye ve oyun yazar.
“Jules Renard, Anna Karenina’yı okumak istememiş, çünkü
yüzde yüz Fransız olmayan hiçbir şey ilgilendirmezmiş üstadı.”
KA.s. 229.
Jules Reviczky[14]:
(1855-1889). Macar şair ve yazarı. "Jules Reviczky, 1855-1889, ne
güzel söylemiş:'Şarkı
güzel, şarkı
kutsal, hele milli ise ama şarkıların en güzeli insanlığın,
dünyanın şarkısı ".” Kİ.s.47
Jules Romains: Fransız yazarı Louis Farigoule (1885-1972)’ün
yazılarında takma ad olarak kullandığı ve sonradan kanuni adı olan
ismi. “Sonra şakirtler:Galsworthy, Thomas Mann,
Broch, Marcel Proust, Jules Romains.” KA.s.140.
Jules Verne: (1828-1905), Fransız bilim- kurgu romanı yazarı.
“Ama modern ilmi bilgilere ragmen “fantaziler rafi”na en çok beğenilern
kitaplar hâlâ H.G.Wells’inkilere Jules Verne’inkiler.” Kİ.s.321.
Juliette: Sheakpear’nin ünlü Romeo ve Juliette isimli
romanının kadın kahramanı. “Önce aşk, ‘bir Destemona veya bir
Juliette’in aşkı gibi saf ve içli.” BDE
s.209.
Jung:
Carl Gustave Jung (1875-1961). İsviçreli psikiyatris “Pant ile
Nirala birinci akımdan yanadırlar, deneyciler Benedetto Croce’den, Freud’la
Jung’un psikanalizinden, egzistansiyalizmden, Japon şiirinden
ilham alan yeni bir edebiyat yaratırlar.’’ BDE.s.251.
Jurnal:
Olayların günü gününe yazıldığı günlük defteri. “1939’da
Eminönü halk evinde Dosto’nun Jurnal’ini karıştırmış ve
büsbütün hayal kırıklığına uğramıştım.”
UU.s.212.
Justinianus: (öl.565) Doğu Roma kralı. Roma kanunlarının
toplayıcısı veya toplatıcısı olan hükümdar “Asıl araştırma
konusu Hint hukuku idi, Justinianus’u olmak istiyordu bu hukukun.” BDE.s.41.
Juvenalis: Decimus Jumius Juvenalis (İ.S.60-130-140’a
doğru)
Latin hiciv şairi “Bazan revak,saray kadar
muhteşem:
Dusaultx’nun Juvenalis tercümesinde yazdığı giriş,
Juvenalis’in kaleminden çıkmacasına heybetli...” Kİ.s.277.
Jüpiter: 1950’li
yıllarda kullanılan iki Amerikan füzesinin adı.“Ve Jüpiter’in korkunç silahını,
emekleyen bir çocuğun parmakları bir avuç ışığa
kalbedebiliyor.” BÜ.s.218.
Kaalubela:
Kaalu (söylediler) ve bela (evet)kelimelerinden oluşmaktadır.
“bela dediler” anlamında.bir kelime grubu. Terim anlam olarak Elest Meclisinde
ruhların Allah’a söz verdikleri anı ifade eder Kaalubela’ya “bela zamanı” da
denir. “Avrupa kaalubela’dan beri Hintlilerin nefis kumaşları
alıyor, ona mukabil kıymetli madenler veriyordu.” BDE.s.77.
Kaamus-u Â’lâm: Şemsettin Sami (1850-1904)’nin
1889-1893[15]
yılları arasında yazdığı,tarih coğrafya
ve önemli kişileri ihtiva eden 6.ciltlik
ansiklopedik Kamus-u’nun adı “Şemsettin Sami’nin Kaamus-u
Alem’i 6 cilt. 12 sene çalışır.” SNK.s.325.
Kaamus-u Fransevisi: Şemsettin
Sami (1850-1904)’nin 1880 yılında yazdığı Fransızca dan Türkçe’ye
sözlük. “Ancak 1876’da bunlari yazan ŞemsettinSami Bey, 1312’de 4.
baskisini yapan Kaamus-u Fransevisi’nde sosyalizmi “Silk-i Sakim-i İstirakiyun”
(sapik olan istirakiyun yolu) diye tarif eder (Arap Sah’in tabiriyle “tek ayak
uzerinde dünyayi velveleye veren” Timurlenk).”.SNK.s.162.
Kabahatli Kim: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve
yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın
1845 yılında yazdığı romanının adı. “Ayni yil bir
roman cikti: Kabahatli Kim.” Mağ.s.87.
Kabakçı:Kabakçı
Mustafa İsyanı.
29 Mayıs 1807’de Osmanlı Sultanı Üçüncü Selim Hanın tahttan indirilerek yerine
Dördüncü Mustafa Han’ın geçirilmesiyle neticelenen isyan. Kastamonulu olan
Kabakçı Mustafa’nın Mayıs 1807’de, âsîlerin lideri seçilmesinden önceki hayatı
bilinmemektedir. “Celali, Kabakçı hareketleri ihtilaldir.”SNK.s.310.
Kabaklı: Bkz
Ahmet Kabaklı “Naci Çelik’in Kabaklı hakkındaki hezeyanları bize meşhur
bir mısraı hatırlattı: “Edip olur kişi sermaye-i hayâsı kadar.”
KA.s. 340
Kâbe: Mekke’de
bulunan Harem-i Şerif’in ortasında yer alan
Müslümanların kıblesi “Kâbe inşa edilmiş ve
Kâbe’nin koruyuculuğu babadan oğula
geçerek Kureyşlilere kadar gelmiş.”
Kİ.s.149.
Kabil Kompleksi: Psikolojide büyük kardeşin
küçük kardeşe duyduğu
kıskançlık. Terim kardeşi habili kıskançlık yüzünden
öldüren Kabil’in vicdan azabından kurtulmak için yaşadığı
mekanı terk etmesi ve diyar diyar gezmesi hadisesinden ilham alınarak oluşmuştur.“Bu
firar bir Kabil kompleksi.” BÜ.s.95.
Kabiller: Kabil Adem peygamberin oğludur
küçük kardeşi Habil’i öldürmesiyle bilinir
metinde yazar Kabiller diyerek zulm eden kişileri
anlatır. “Yalnız bu ailede de Kabileler ve Habiller var”.SNK.s.383.
Kabillersoyu:Kabil, Hz Adem’ın oğlu.
Tarihin ilk kardeş katili. Zararı önce en
yakınındaki kişiler dokunmuş bir
bedbaht. Kapitalizmin kurucusu olan burjuvazi önce kendi ülkelerindeki en
kalabalık ve en fakir sınıfı sömürmüştür. Sonra da bütün kıtalardaki
insanları s.mürmeyi gaye edinmiştir. Kendine en yakın insanlara
en fazla zarar veren bu ihtilal imtiyazlıları Kabil’in soyu olarak
vasıflandırılmıştır “Batılı, bir Kabiller
soyu.” KA.s.359.
Kabli (a priori) prensibler sistemi: ön, öncelik prensibi. “Kabli (a
priori) prensibler sistemi: Bu prensiplerin doğruluğu
tecrübeyle ıspat edilemez, mantıki olarak ifade edebilirler, ne olduklarını
biliriz”. IDG.s.172.
Kaçak: Orhan
Kemal (1914-1970)’in 1970 yılında çliminden sonra yayımlanan romanı. “Kaçak
eski bir romancının nasıl zorlandığını ve tükendiğini
gösterir.” KA.s.342.
Kadambari:
MS.VII. asırda yaşamış Hint
yazarı Bana’nin roman olarak değerlendirilen eserinin adı. “
‘Kadambari’ adlı eseri de Hint edebiyatının şaheserlerinden
sayılır.” BDE.s.239.
Kaderin Sırrı Üzerine: Büyük İslam
bilginlerinden olan filozof ve hekim İbn Sina (980-1037).’nın küçük
risalelerinden biri “Sonra üçbeş sayfalık risaleler: ‘Fiil ve İnfial
üzerine’ ‘Kaderin, Sırrı Üzerine.’” Kİ.s.185.
Kadın ve Sosyalizm: “Cemil Meriç’in 7 Ekim 1966
tarihli Lamiâ Çataloğlu’na yazmış olduğu
mektupta yazacağını söylediği
kitabın adı. “Yarın yeni bir kitaba başlayacağım:
‘Kadın ve Sosyalizm’. Bu kitabı senin için yazacağım.”
Jur.II.s.33.
Kadının Köleleştirilmesi: Stuart Miil’in 1899 yılında
yazdığı
eserinin adı “Diğer eserleri de şunlar:
‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsili
Hükümet’, ‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’
(1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.
Kadir Gecesi: Hicri takvimde Ramazan ayı içinde saklı olan ve
Kuran’ın Levh-i mahfuz’dan semayi dünyaya indirilmeye başladığı
gecedir. “Kadir gecesi Peygamberin Ali ibn Ebi Talib’in halifeliğini
ilan ettiği gecedir.” I. D. s.57
Kadisiye Mağlubiyeti:
Kadise savaşı.
637 yılında Hz. Ömer zamanında Müslümanlarla İranlılar
arasında yapılan ve Zaloğlu Rüstem komutasında İranlıların
yenilgisiyle neticelenen harbin adı. “Kadisiye mağlubiyeti
üzerine, Eski İran’ın düştüğü
zeval ve inkırazdan muzdarip ve nalân olan Firdevsi-i Tusi, Araplar’ın ve
Araplığın
en büyük bi- aman düşmanı idi”. Mağ.s.
264
Kaf Dağı: Mitolojide, özellille doğu
mijolojisinde dünyayı çepeçevre kuşatan efsanevi dağ.
Kaf dağı
tabiri ulaşılması güç yer, makan,
görkemlilik ifadesi olarak kullanılır. “Bir zamanlar bir kamuoyu, bir toplum,
bir edebiyat dünyası vardı.Bugün beş altı tane.Hepsininde burnu Kaf
Dağında.”
Mağ.s.245.
Kafka: Franz
Kafka (1883-1924). Eserlerini Almanca yazan Çek eksprestyonist yazarı.
Hayatının ve eserlerinin örtak yönü “Her şeyi sunmak ve hiçbir şeyi
doğrulamamak”tır.
“Nietzsche’nin Zerdüş’ü ile Kafka’nın Şato’su
da birer fantastik hikâye.” KA.s.136 Kafkasya: Karadenizin doğusunda
büyük ve küçük Kafkas dağlarıyla kaplı olan bölgeye
verilen ad. “İskenderiye, Beyrut, Sur, Akka
limanları Kafkasya, İran, Arabistan veya Afrika
bölgelerine doğru uzanan ticaret yollarının köşe
taşlarıydı.”
BFH.s.89.
Kahire:
Mısır’ın başkenti Nil kıyısında, deltanın
başına
25km büyüğünde bir yerleşim
yeri. "Önce 1378'de Heİ.Sen'de katledilmiş der,
sonra da 1406'da Kahire'de eceliyle ölmüştür der. H. See, Marrou İbn
Haldun'dan söz etmek".SNK.s.174.
Kahraman: Bkz. Kahramanlar. ‘Carlyle insanın yaşayışını
ve düşünce
ufkunu genişleten büyük insanlara
‘Kahraman’ adı veriyor.’Kİ.s.181.
Kahramanlar Üzerine
Konferanslar: Diğer
ismiyle Kahramanlar.Ünlü İskoç yazar Thomas Carlyle
(1795-1881)’nin 1840 yılında verdiği bir kısım desler dizisi. Du
dersler daha sonra “Kahramanlar” adıyla kiyaplaştırılmıştır. “Kahramanlar
Üzerine
Konferanslar’da
(1840) büyük adam doktrini, insanklık tarihine tatbik edilir.” Kİ.s.376.
Kahramanlar: İskoçyalı yazar Thomas Carlyle
(1795-1881)’in 1841 yılında neşrettiği
meşhur
kitabı. “Reşat Nuri, Kahramanlar’ı elli
küsur yıl önce çevirmiş Türkçeye” Kİ.s.366.
Kailasa: Hint
Mitolojisine göre doruğunda Tanrı Şiva
ile eşi
Şakti’nin
oturdukları evrensel ve ulaşılmaz dağ “Bambu
dallarında türkü söyleyen rüzgâr/ Kılavuzun olsun Kailasa’ya kadar.” BDE.s.380.
Kakafoni: “Biliyorum ki, küçük bir aldatış senfoniyi
kakafoniye çevirir”.Jur.II.s.68. Kalapurnodoya: Hint Telugu edebiyatında
orta çağda
yaşamış hikayeci
ve yazar Pingali Surana’nın eseri. “Kahramanları Tanrılar, periler ve insanlar
olan garip bir eseri var: Kalapurnodaya” BDE.s.298.
Kalde:
Mezopotamya’nın ve Sümer’in güneyine verilen ad daha sonra Kalde adı Bütün Bağbil
için kullanılır. Kalde aynı zamanda Bağbile en görkemli Çağlarını
yaşatan
hükümdar sülalesinin de adıdır. “Doktrinleri:eski Kalde’nin astrolojisı
matematik ve astronomik araştırmaları ile nev Fisagori ve
nev Eflatuni spritualitenin birleşimi idi”. IDG.s.223.
Kale Kumandanın Kızı: Bengal romanının babası
olarak kabul edilen Bankim Çandra Şaterci: (1838-1894)’nin 1864
yılında yazdığı eseri. “İlk
kitabı ‘Kale Kumandanın Kızı’ (1864), ‘Mutluluk Manastırı’ (Anandadamat) en
tanınmış romanı,
Bengal vatanseverlerinin millî marşı ‘Anavatana Selam’ (Bande
Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275.
Kale Kumandanın Kızı: Bengalli edebiyatcı Bankim
Çambra Şaterci
(1838-1894)’nin 1864 yılında yazdığı eseri. “İlk
kitabı ‘’Kale Kumandanın Kızı’’ (1864), ‘’Mutluluk Manastırı’’ (Anandadamat) en
tanınmış romanı,
Bengal vatanseverlerinin millî marşı ‘’Anavatana Selam’’ (Bande
Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi. Bankim Çandra Şaterci:
(1838-1894),Bengal’in Walter Scott’u,İlk kitabı,Kale Kumandanın Kızı
1864 Mutluluk Manastırı (Anandadamat) en tanınmış romanı,Bengal
vatavseverlerinin millî marşı “Anavatana Selam’’ (bande
mataram)bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275. Kalem-i
Âlâ: Hakikat-i Muhammediye, akl-ı kül. “Allah'ın, Hakikat-i Muhammediye' de
ilim sıfatı ile tecelli ve zühur etmesi itibariyle buna akl-ı külli, kalem-i
a'lâ ve levh-i a'zâm gibi isimler verilmiştir." IDG.s.182.
Kali Yuga:
Hint dilinde karanlık çağı anlamında bir kelime. “Kali
Yuga Ne zaman sona erecek?” Jur.I.s.118.
Kali:
Siva’nın karısı Devi’nin kara derili (Syama) halidir. Bu Tanrıça’nın kan dökücü
yönünü gösterdiği zaman aldığı
biçim ve adtır. Boynunda insan kafataslarından yapılma kolyesi, kanlı ağzı
ve çevresindeki yılanlarla korkunç bir görünüşe
sahiptir. “Halk inançlarında Devi, Durga,Kali, Parvati,Uma,Padma, Kendi gibi
binbir isimle anılan Ana Tanrıça'yı baştacı eder tantrizm.” BDE.s.161.
Kalidasa:
IV-V. asırda Sanskrikçe yazan Hint milli şairi ve oyun yazarı
“Kalidasa’ya Hint’in Shakespeare’i dedirten de bu şaheser.”
BDE.s.52.
Kaliforniya (Berkeley) Üniversitesi: 8 değişik
yerde kampusü bulunan ilk olarak 1855 yılında Berkeley’i de açılan, ABD’nin en
önemli yüksek öğretim topluluğunu
oluşturan
devlet ünüversitesi. “Meselâ 1964-65 Amerika’nın Kaliforniya (Berkeley)
Üniversitesi’nde ve daha bir çok Amerikan üniversitesinde görülen hareketlerle,
üniversite dışı gençlerin bazı direnişlerinde
bulmak mümkün”. Mağ.s.177.
Kalitatif:
Nitel, nitelikle ilgisi bulunan “Kantitatif birikmelerden kalitatif bir mahiyet
degisikliği dogar.”SNK.s.55.
Kalküta Yüksek Mahkemesi: Hindistan’ın Kalküta
eyaletinde bulunan mahkeme. “1783’de Kalküta’da mütevazi bir sekreterdi,
1801’de Fort William Koleji’nde Sanskritçe ve Hint hukuku hocası, 1805’de
Kalküta Yüksek Mahkemesi’nde reis oldu, 1807’de de Hindistan Konseyi’ne üye
seçildi.” BDE.s.42.
Kalküta: Hindistan’da
batı Bengal eyaletinin merkezi olan bir kent “Avrupa’da ilk Veda okulu College
de France’da Burnouf tarafından kurulmuş (1838); Rig-Veda aynı
tarilerde, Kalküta’da yayımlanmış.” BDE.s.109.
Kalpa:
Yeni bir dünyanın yaratılmasıyla sonuçlanan bir kozmik dönemi belirten
Sanskritçe kelime. Brahman yılının bir gününe eşit olan
bir kalpanın süresi, 12 milyon insan yılıdır. “Bakışları
süzgünleştiren
iksir/ Kalpadan çıkılır,/ Ciçekleri ayaklarını kınalar,/ Çiçekleri saçlarını
süsler yosmaların.” BDE.s.382.
Kalpazanlar: Andre Gide’nin 1926 yılında kaleme aldığı
serüven romanı. “Kalpazanlar yazarına göre, bir felaket değil
bu.” KA.s.151.
Kalu Belâ: Kalu ve Bela kelimelerinden müteşekkil.
Kalû: onlar dedi anlamında. Belâ: evet anlamında iki Arapça kelime. Allah
insanları yaratmazdan evvel onlarının ruhlarını yaratmıştır.
Allah yarattığı ruhları bir mecliste
toplayarak onlara Elestü bi- Rabbiküm? ( Ben sizin Rabbiniz Değil
miyim?) dedi. Ruhlar da Allah’a cevaben Belâ. ( evet.) dediler. Böylece Allah’a
kulları ahit ve söz vermiş oldu. Müslümanlar, Müslüman oluşlarını
bu elest meclisindeki söze bağlarlar. “Taşrada
ve köylerde askerlik bir felaket, ama vergiler kalu belâdan beri hep aynı
vergiler, halk bunlara alışık ve zaten çok ağır
da değiller.”
BFH.s.140.
Kalvinist: Calvin’in dini öğretisine
inanan kişi veya kişiler.
“Kalvinist Reform, yeni Yunan hümanizminin ihtiva ettiği
paganizme karşı zaruri bir baş kaldırmadır.
KA.s.89. Kalvinnist: “Presbiteryenler (İskoçyalı)
Kalvinnist, Knox demokratik bir
teokrasi.Devlet
dine karışmamalı, pastörleri halk kendisi
seçmelidir.”SNK.s.217.
Kalyanos. Eski çağda (MÖ V.asır) Ktesias’a bir
müridi için tarihçilerinin kullandıkları isim. “Etrafındakileri “kalyana”
hitabıyla selâmladığı için, tarihçilerin “Kalyanos”
diye bahsettikleri bu Hintli, İskender’in iltifatına mazhar
olur, ama gördüğü itibar gözlerini kamaştırmaz,
dünya nimetlerini küçümsemeye devam eder ve... hiç beklenmedik bir anda ölmeye
karar verdiğini bildirir.” BDE.s.29.
Kama: Hint
istek Tanrısı. Veda sonrası mitolojide aşk tanrısı olarak ortaya çıkar
ve Ramana, Mayi, Ananga, Vama... gibi birçok isimle anılır. “Tanrı’nın
evlenme teklifini bir şartla kabul etmiş:
Önce Kama hayata kavuşacak”. BDE.s.132.
Kamandakiya: Hintli yazar Narayana’nın Hitopadesa (faydalı
bilgi)adlı eserini yazarken başvurduğu
ve faydalandığı önemli bir eser. Bu eser
hakkında kaynaklarada açıklayıçı bilgi yoktur. “Yazar, ‘Hükümdar için Ahlâk
Kitabı’ (Kamandakiya) adlı bir kaynaktan da faydalanmış.”
BDE.s.233.
Kama-Sutra: 4. ile 7.asır arasında Vatsyayana tarafından
Sanskritçe yazılan aşk kuralları kitabı “Kama-Sutra”,
bugün de aşk sanatının en güzel kitabı.
BDE.s.181.
Kamban:
Gugmumdur Kanban (1888-1945) İzlandalı tiyatro oyunları ve
roman yazarı. “Kamban 12. yüzyılda “Ramayana”yı çeviriyor Tamulcaya,24.000
beyitlik destan, bugünde halkın ençok sevdiğikitaplardan
biri.” BDE.s.293.
Kamil Paşa: “Kâmil Paşa
(Yusuf) 1808-1876 Sultan Abdülazîz Han devri sadrâzamlarından. 1808 yılında
Arapkir’de doğan Kâmil Paşa,
Akkoyunlu âilesine mensuptur. Devrinin başarılı devlet adamlarından ve en
zenginlerinden olan Paşa, dürüst ve iyiliksever bir
kimse olarak tanınmıştır. Arapça, Farsça ve
Fransızca bilen Kâmil Paşa’nın edebiyatçı olarak
tanınmasını sağlayan eser, Fenelon’un yazdığı
Telemak’ın Maceraları adlı kitabın tercümesi olan Terceme-i Telemak’tır. “Kâmil
Paşa’nin
telemek’ı Avrupa’dan gelen bir Hümayunnâme” BÜ.s.143.
Kâmil Paşa: Mehmet Kamil Paşa
(1832-1913) Kıbrıslı Türk Sadrazamı. 1885 yılından itibaren 1909 yılında ki İtihat
ve Terakki cemiyeti ile anlaşmazlığına
kadar çeşitli
tarihlerde 3 defa sadaret makamına gelmiştir. “1909 Ocak’ında, Meclisle
Sadrazam Kâmil Paşa arasında bir ihtilaf çıkar. İttihat
ve Terakki de bu ihtiyar devlet adamından kurtulmaya can atmaktadır.”BFH.s.145.
Kamus-u Felsefe: Rıza Tevfik’in 1914 yılında İstanbul’da
yayımladığı 2 ciltlik kitap. Kamus-u
Felsefe’nin ilk cildi 806 sayfa, ikinci cildi ise 400 sayfadan oluşmaktadır.
“Kamus-u Felsefe yazarı geniş tecrübesine rağmen
mâbedi pencereden seyreder, içeri girmez. Daha sonrakiler mâbedin varlığından
bile habersiz.” BÜ.s.105
Kamusu Fransevi: Şemsettin Sami (1850-1904)’nin
1880 yılında yazdığı Türkçeden- Fransızya,
Fransızcadan-Türkçeye yazdığı 2 ciltlik sözlüğünün
adı. “Filhakika, Kamusu Fransevide sosyalizmin karşılığı
“silki sakimi iştirakiyyun”dur.” Mağ.s.222.
Kansu: Ceyhun
Atuf Kansu (1919-1978). Cumhuriyet dönemi şair va yazarlarında. “Sadreddin
Celal üniversite hocası oldu, Kansu CHP Genel Sekreterliği’ne
getirildi.”SNK.s.268.
Kant: Immanuel Kant. (1724-1804) yılları arasında yaşamış olan
ünlü Alman filozofu. Temel eserleri: Kritik der Reinen Vernunft (Saf Aklın Eleştirisi),
Kritik der Pratischen Vernunft (Pratik Aklın Eleştirisi) ve
Kritik der Urteilkraft (Yargı Gücünün Eleştirisi). “ 20. asirin
baslarinda Boutroux, Brunschvig ve Bergson Laplace ve kant’in anladigi manada
kati bir determinizmi insani sahada Kabul etmezler ve determinizme ilk darbeyi
indirdiler. SNK.s.37.
Kant:
Immanuel Kant (1724-1804): Felsefede rasyonalizm ve ampirizm akımlarının bir
sentezini yapan Alman Felsefeci “Kant’in daha sonra tekrarliyacağı
gibi bir Numen’ler bir de Fenomenler var.” SNK.s.61.
Kanun-ı Esasi: Osmanlı Devleti’nde, Sultan İkinci
Abdülhamit Han’ın emriyle 28 kişilik bir heyet tarafından
hazırlanıp, 23 Aralık 1876’da kabul ve ilan edilen anayasa özelliğindeki
kanun. Devletin şeklini, çatısını, devlet içindeki
teşrî
(yasama), icra (yürütme), kaza (yargı) kuvvetlerinin birbiriyle münasebetini,
bunların hangi organlar vasıtasıyla kullanıldığını ve
ayrıca ferdin devlete karşı olan hak ve görevlerini tayin
eden Kanun-u Esasî, 12 kısım ve 121 maddeden ibarettir. “Büyük diye tanıtılan
Tanzimat ricalinin zavallılığı. Midhat Paşa
ve dört elle sarılınan son tılsım: Kanun-ı Esasi. Mağ.s.258.
Kânun-ı Kadim: Eski âdet. “Ne kanun-u kadim kalmıştı
ne dib-i dirin.” BÜ.s. 131.
Kanuni Süleyman : Kanuni Sultan Süleyman.Osmanlı sultanlarının
onuncusu ve İslam halifelerinin yetmişbeşincisi.
Saltanatı: 1520-1566. Babası: Yavuz Sultan Selim- Annesi: Hafsa Sultan. Doğumu:
27 Nisan 1495 Vefatı: 7 Eylül 1566. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet
gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. “1535, I.François ile Kanuni
Süleyman arasındaki bu ittifak Hristiyanlık aleminde büyük tepkilere yol açmıştır.”BFH.s.84.
Kanunlar: Nomoi (yasalar kanunlar) Platon’un tamamlayamadan öldiği
eserlerinden birisi. “Eflatun’un Onun için ne Eflatun’un devletiyle kanunlarına
ne Aristonun Poletikasına ne de Hristiyan orta çağının beli
başlı
siyasi eserlarine yer verebildik”. UU.s.168.
Kanunların Ruhu: Fransız yazar Montesuieu’nün
1748 yılında cenevre yayınladığı eserinin adı. “Kanunların
Ruhu müellifi, ülkesinin I.François’dan beri sıkı münasebet halinde bulunduğu
Osmanlı İmparatorluğu’nubu
kadar tanırsa,Hint’i Çin’i, İran’ı ne kadar tanır?”
BÜ.s.193.
Kapilar:
Hint Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatının önemli
yazarlarından biri. “Kapilar devrimci bir şair, kasların baş düşmanı,
felsefî problemlere de aşina.” BDE.s.288.
Kapital: Das Kapital. Karl Marx’ın
sosyalizmin gelişmesinde belirleyici bir rol
oynayan ana eseri. Das Kapital eklemeler 4 eserden oluşup
ilki 1867 yılında yayımlanmıştır “Goldmann “Recherches dialectiques”de, sosyolojiyi Marx’ın
kurduğunu
ve “Kapital”den başka sosyoloji kitabı yazılmadığını
söyler.” SNK.s.20.
Kapitalist: “Kapitalist istihsalin hakim
siması tüccar veya müteşebbistir.” SNK.s.207 Kapitalist
Ekonomi: Kapitalist üretim biçimi özellikle 19 yy da batı Avrupa da ortaya
çıkmış olan,
üretim amacının özel mülkiyetine ve bu araçların onlara sahip olmayan emekçiler
tarafından işletilmesi dayanan iktisadi
sistem “Bu insiyakların doludizgin at koşturduğu
bir iktisat düzeni ilham etti: Kapitalist Ekonomi.” BFH.s.3.
Kapitalizm ve İlim:
“Rodinson’un
‘Kapitalizm ve İslam’ı iltifatınıza layıktı.”Jur.II.s.169.
Kapitalizm: Sermayenin ve servetin belli
ellerde toplanarak,sermayedar ile sermayeyi arttırmayı hedefleyen işçilerin
ayrı olduğu ve dolayısıyla işçinin
sömürüldüğü sınaî, ticârî ve mâlî
merkezileşmeyi esas kabul eden iktisâdî
ve içtimâi doktrinin adı.“Sarayın direnişi azaldıkça kapitalizm,
taarruzunu yoğunlaştırır:
keşişler,
mektepler, mürebbiyeler, mason locaları.” BÜ.s.135
Kapitülasyon: Osmanlı Devletinde
yabancıların statüsünü tespit eden hukukî, malî, idarî ve dinî özellikteki
antlaşmalar.
Kapitülasyonlara, kısaca “imtiyaz” veya “imtiyâzât-ı ecnebiyye” de denir.
“Kalktığını
iddiâ ettiğimiz kapitülasyonlar, ruh
dünyamızda yaşıyor, hem de bütün
habasetiyle.” BÜ.s.126.
Kaplumbağa
Masalı: Fabl
türündeki eserleriyle tanınmış Fransız yazarı Jean de La
Fontaine: (1621-1695)’in 12 kitaplık fabl eserleinden biri. “La Fontaine,
‘Karga, Geyik, Kaplumbağa ve Fare’ masalını buradan
almış.
İkinci
bölüm birinciden çok daha kısa.’ BDE.s.232.
Kara Yacur: Hint Kutsal kitaplarından
Yacur-Veda’da duaların ve yorumların birlikte bulunduğu
bir bölümün adı. “Yacur-Veda’da adak törenlerinde okunacak dualarla Hint
nesrinin ilk örnekleri sayılan yorumlar var. ‘Kara Yacur’da dualarla yorumlar
yanyana, “Ak Yacur” da yalnız dualar var.” BDE.s.109.
Karabağ:
Yukarı Karabağ. Yaklaşık
4400km2 lik Azerbaycan Cunhuriyeti’ne bağlı
bir bölge.“Sonra Karabağda açılan Rus Jimnazı.”
BÜ.s.155.
Karacaoğlan:
Cukurova’da 16-17.
arasında asırlar yaşadığı
zannedilen ve aşık tarzı şiirler
söyleyen halk aşığı.
“Karacaoğlan
bir mozayik parçası. Emrah da öyle.” Jur.I.s.378.
Karadeniz: 41° ile 45° kuzey enlemleri
arasında bulunan, kıtalararası büyük bir iç deniz. Avrupa’nın güney doğusundaki
Balkan ve Anadolu yarımadaları ile, Doğu Avrupa ovaları ve Kafkasya
arasında, doğu-batı doğrultusunda
uzanır. Batı kısmında kuzey bölgesi Odessa civârında 47° kuzey enlemine kadar
çıkar. “İsa’dan
iki üç bin yıl önce Baltık denizi ile Karadeniz arasında yaşayan
kabileler dört bir yana dağılmış.”
BDE.s.38.
Karagöz: Türk
gölge oyunu Hacivat ile Karagöz’e adını vereb ve eserlerdeki iki eksen kişiden
birinin adı. Oyunda karagöz halkın sağduyusunu kıvrak zekasını, dil
çabukluğu
gibi özellikleri taşıyan dürüst mert yapmacıksız
bir kişiliği
temsil eder. “Karagöz’ün repertuvarı tarihinkinden daha zengin.” BÜ.s.221.
Karahanlılar Devri: Karahanlı devleti. 840-1212
târihleri arasında Türkistan ve Mâverâünnehir’de hâkimiyet kuran ilk Müslüman
Türk devleti. “Karahanlılar devri (Arapça) Abbasiler’in Türkçe’ye karşı
bir teveccühü vardır (1077)” SNK.s.321.
Karahisarlı Ahterî Mustafa Efendi: Ö:1561 16. asır Osmanlı
sözlük bilgini Afyon, Kütahya ağzıyla yazdığı
Ahter-i Kebir isimli lugatıyla ünlüdür. “16. asırda Karahisarlı Ahterî Mustafa
Efendi Arapça’dan Türkçe’ye Lügatı’nı hazırlar.” SNK.s. 321.
Karakterler:Fransız yazarı La Bruyere (1645-1696)’nın 1668
yılında yayınladığı ve 1120 karakteri anlattığı
portre kitabı. “La Bruyere’in Karakterleri’i edebi eser sayılmayacaktı.”KA.s.
236.
Karamazof “Evet Karamazof , Tanrı’nın olmadığını
yetkili ağızlardan işitince
ağır
bir yükten kurtulmuş gibi sevinç duyar.” KA.s.359.
Karamazof Kardeşler: Rus yazar Dostoyevsky’nin
1879-1880 yıllarında yazdığı romanın adı. “Karamazof
Kardeşler
de, insan mizacını temsil edemez.”KA.s.263.
Karamazoflar: Bkz.Karamazof Kardeşler. “Karamazoflar’ı
Papaz Zossima’nın ölümü sahnesine kadar karıştırmış.
“Arkasını merak eden varsa, zahmet edip kendi kendine okusun’ buyuruyordu.” Mağ.s.272.
Karamita:
Karmati ya da karami İsmini kurucusu Hamdan bin
Karmat’tan alan, İsmailiyye Mezhebi’nin
kollarından birinin yandaşlarına verilen isim. “İlk
İslam
düşüncesinin
doğuş tarihi,
Fatimî hareket, İsmaililerle Batıniler ve
Karamita’ler arasındaki nazari ve siyasi münasebetler, İslam
tarihinin en karanlık ve çetin meseleleri arasındadır.” IDG.s.52.
Karataka: ‘‘Kral arslan, müşaviri boğa
ve nedimleri iki çakal: Karataka ve Damanaka. Doğu
dillerine çevrilirken, esere çakalların adı verilmiş:
“Kelile ve Dinme” BDE.s.232. Karataka: Pança-Tantra’da, Mitra-Bheda
hikayesinin şahıslarından biri olan çakal.
“Kral arslan, müşaviri boğa
ve nedimleri iki çakal: Karataka ve Damanaka. Doğu
dillerine çevrilirken, esere çakalların adı verilmiş:
‘Kelile ve Dimne’.” BDE.s.232.
Karga Masalı: Karga masalı ya da fablı. Fabl türündeki
eserleriyla tanınmış Fransız yazarı Jean de La
Fontaine: (1621-1695)’in 12 kitaplık fabl eserleinden biri. “La Fontaine,
‘Karga, Geyik, Kaplumbağa ve Fare’ masalını buradan
almış.
İkinci
bölüm birinciden çok daha kısa.” BDE.s.232.
Karl Friedrich: (1828-1885) Kızıl Prens lakaplı Purusya Prensi
ve Maraşal.
“Karl Friedrich’in Brzenski’ye yazdığı Totaliter Rejimler’de bu
rejimler belli kıstaslarla tanınır: Resmi bir devlet ideolojisi mevcuttur,
milli hayat bir polis kontrolü altındadır.” SNK.s.126.
Karl Jaspers. (1883-1969). Alaman filozof ve psikiyatris. “Karl
Jaspers İ.Ö.
5. yüzyıla “tarihin mihver çağı” der.”SNK.s.153.
Karl Lamprecht: (1856-1911) Alman tarihci çağdaş ekonomi
tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla
bu alanın öncülerinden kabul edilir. “Karl Lamprecht büyük adamların (bilhassa
Bismarck’ın) şahadetine dayanarak, büyük
adamın tarihte önemli bir rol oynamadığını ispata çalışmış.”
Kİ.s.361.
Karl Mannheim : “Karl Mannheim,Almanya’da doğmuş,İngiltere’de
hocalık yapmış,1947’de ölmüştür.”
SNK.s.209.
Karl Mannheim: (1893-1947). Avusturya kökenli İngiliz
toplum bilimci. En önemli eseri 1929 yılında yazdığı
İdeoloji
ve Ütopya’dır. “Düşünce sosyolojisi deyince akla
gelen isimler Max Scheler,George Lukacs ve Karl Mannheim’dir. Gold mann’a göre;
bu sosyologların üçü de tarihî maddecikten ilham almıştır.”
UU.s.273.
Karl Vorlander: (1860-1928) Alman filozof yeni kampçılıktan
etkilenerek Marbuk okulunun savları ile Marxcılığı,
özellikle ahlak konusunda bağdaştırmaya
çalışmıştır.
“Bu iki büyük araştırmacının yorumları
sayesindedir ki “sofistaiyenin tarihi bir zaruret ve ihtiyaç ile meydana geldiği
ve bir medeniyet vazifesi ifa eylediğini anlıyoruz” diyor Karl
Vorlander..” Mağ.s.27.
Karman: Üç
büyük Hint dininin kabul ettiği temel ilke kişinin
geçmişteki
eylemleri sonucu hayvan veya insan şeklinde yeniden doğuşu.
Bu görüş insanı
bir öok hayatlardan oluşan zincirin bir halkası kabul
eder Karman Saİ.Sara inancının ayrılmaz bir
parçasıdır. “Tanrı’yı kötülemeden, dünyadaki kötülükleri izah etmek ancak
Karman ile mümkün.” BDE.s.117.
Kartaca: Tunus’ta,
Tunus körfezi’nin doğu kıyısında bir yer adı. Tarihi
olarak Afrika kıyıları boyunca Tir ya da Kıbrıs’tan gelen Fenikeliler’in
kurdukları ticaret sömürgelerinden birisi anlamında efsane göre Fenikeli Elisa
yada Dido tarafından
kurulmuştur.
“O zamana kadar (İrenaeus ve Tertullian'a
göre)hem Lyon hem Kartaca kutsal kitap olarak İncilleri,
Paul'un Mektuplarını ve daha bazı mektupları okuyorlardı.” IDG.s.124.
Kartacalı Augustinus. Aziz Augustinus (354-430)
yıllarında yaşadığı
tahmin edilmektedir Latin kilisesi bilgini. Bütün düşüncesini
2 tema üzerine otutturdu Tanrı ve Tanrının inayetiyle kurulan insan oğlunun
kaderi. “Kartacalı Augustinus, buhranlar içinde kıvranıyormuş.”
BÜ.s.262.
Kartel: Tek
el. Birbirinden bağımsız (ekonomik, teknik ve mali
bakımdan) işletmeler arasında rekabeti
sınırlandırmak ya da büsbütün ortadan kaldırmak amacıyla yapılan anlaşma.
“Kartel ve Trustleri kuran bir dünyada liberalizm olamaz” SNK.s.129.
Kast:
Aynı etkinlikleri sürdüren ve aynı soyadı taşıyan
hiyerarşik
ve katı bir içtimai tabakalaşma. “Kast bir ana kucağıdır
Hintli için.”BDE.s.20.
Kastomonu:
Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Karadeniz kıyıları ile İlgaz
Dağlarının
doruk çizgisi arasında uzanan il merkezi. “Fazıl Paşa,
Kastomonu’da çile dolduran genç ikbalperesti Paris’e çağırtır.”
Mağ.s.159.
Kaşgarlı Mahmut: 1025 yıllarında doğup,
1090 yıllarında öldüğünü ve 11. yüzyılın ilk üç
çeyreğini
yaşadığı
sanılmaktadır. İlk Türk dil bilgini. Meşhur
eseri Dîvânü Lügati’t- Türk’tür. Dîvân’ını Halîfe Ebü’l-Kâsım Abdullah bin
Muhammedü’l-Muktedi bi- Emrillah’a 1072 yılında sunmuştur.
1071-1077 târihleri arasında Bağdat’ta bulunmuş,
Türk dil ve kültürünün Arap dünyâsına tanıtılmasında büyük rol oynamıştır.
“Bununla beraber,11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmut, milli gururunu
tatmin için Divan-ı Lügattit Türk’ü kaleme aldı. 7500 kelimedir.” SNK.s.321
“Kısaca,Kaşgarlı Mahmut’dan Celal Nuri’ye
kadar dille uğraşan
hiçbir ilim adamımız yok.” Kİ.s.262.
Kaşi: Hindistan’daki Varanasi
(banaras) kentinin eski adı. “Köpek Konkana gitmiş/ Aslan
olurmu söyle./Kaşiyi gördü diye/Fil mi olacak
domuz? BDE.s.297.
Katalan dil öbeği: İspanyanın
kuzey doğusunda
yer alan Catalonya özerk bölgesine ayit İspanyol lehçesi ve Katalonya
dili. “Bugün Roman diller denilince Latince’den türeyen dil âilesi akla gelir:İtalyanca
öbeği,
sarca öbeği, provans öbeği,Katalan
dil öbeği,
İspanyolca
öbeği,
Portekizce öbeği Faransızca öbeği
vs.” KA.s.135.
Katalonca’ya Saygı: George Orwell’ın 1934 yılında
yazdığı
eserinin adı “Sir Herbert Read da aynı kanaattedir ( Anarşizmin
felsefesi, 1940; Anarşi ve Nizam,1954.) George
Orwell’in eserlerinde de aynı inanca şahit oluruz (Katalonca’ya
Saygı.1934).” Mağ.s.177.
Katalonya’ya Saygı: George Orwell’in 1934 yılında
İngilterede
yayımladığı eserinin adı. “George
Orwell’in eserlerinde de aynı inanca şahit oluruz (Katalonya’ya
Saygı)Mağ.s.177.
Katedral: Bir piskoposluk bölgesinde, piskoposun kürsüsü
cathedra’nın bulunduğu ana kilise. “Siyahlara
bürünmüş kadim
bir katedral.” BÜ.s.228.
Katedral: İskokopsluk
Kilisesi. "Utrecht katedralinde merhameten büyütülmüştü.”
IDG.s.159.
Katerina II.: Catherina. (1729-1796) Rus İmparatoriçesi.
Bir Alaman Prensesiydi 16 yaşında iken Rus Veliahtı II.
Petro ile evlendi. “Kitabi çıktığı zaman II.Katerina gerici çevrelerin
etkisi altindaydi.”Mağ.s.71.
Kathasaritsagara: Hikâye Irmakları Okyanusu. Şiva
tarikatına bağlı Keşmirli
Brahman. Somadeva (Öl.1070)’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak
1063-1081 yıllarında yazdığı Hint hikâyeleri kitabı.
“Somadeva çok faydalanmış bu kitaptan. Eserin adı:
“Hikâye Irmakları Okyanusu” (Kathasaritsagara), İsa’dan
sonra 1063’le 1081 arasında kaleme alınmış. Kocaman bir kitap bu.”
BDE.s.236.
Katip Çelebi: (1608-1656)Târih, coğrafya,
bibliyografya ve biyoğrafya ile meşgul
olmuş meşhur
âlim.Asıl adı Mustafa olup, 1608 (H. 1017)de İstanbul’da
doğdu.
Hacca gittiği ve başmuhâsebeci
ikinci halîfesi olduğu için Hacı Halîfe ve Hacı
Kalfa isimleriyle de tanındı. “Mukaddime,Osmanlı aydınının XVI.asırdan beri
tavaf ettiği bir abide:Taşköprülüzade,
Katip Çelebi, Naima. ” UU.s.142.
Katolik Ruhanî Meclisi: Sosyal ve iktisadi İncilin
ruhani ve papanın emirlerine uygun bir reform yapmayı amaçlayan Katolik dini
meclisi. “İslahatçıların tutumuna karşılık
olsun diye Katolik Ruhani Meclisi deuterocanonical kitapları da
(Apokrifleri)içine alan daha geniş bir Kanon tespit
etti.”IDG.s.121.
Katolik: “Fontanals,
çağdaş Katolik
İspanya’da
bayraklaştırılan
Marcelino Menendezy Pelayo’nun hocasıdır.” KA.s.424
Katolik: Papayı
ruhani önder olarak tanıyan Hristiyanlık mezhebi bu mezheb inançta, dini
törenlerde ve dini hayatta ortaklığı temel alır bu mezheb kitap (İncil),
gelenek ve Klise üçlü esasına dayanır. “1054 yılında Doğu
ve Batı kilisesinin ayrılmasından sonra ortaya çıkan bilhassa Batı Avrupa’da ve
Latin Amerika’da yayılmış olan Hristiyanlık mezhebi. Roma
kilisesinin kendine verdiği unvan. 1071’den sonra Türk
hâkimiyetine son vermek maksadıyla yüzlerce plân yapması, tarihteki bütün Haclı
Seferleri’ni tertip etmesi ve aynı gaye uğruna misyonerlik faâliyetini
finansa etmesi, merkezi Vatikan olan bu mezhebin siyasi kimliği
ile yaptığı işlerden
bazılarıdır. Cevdet Paşa’nın torunu Katolik rahibesi,
Fikret’in oğlu Protestan papazı olur.”
BÜ.s.134
Katyani:
Hint kutsal kitabı Upanişadlar’ın brihadarankaya-Upanişat
bölümünde adı geçen bir şahıs adı. “Ben gidiyorum, ama
önce seninle Katyani arasında varımı yoğumu pay edeyim.’ ” BDE.s.319.
Katyayana:
MÖ. III. asırlarda yaşadığı
zannedilen Hint dil ve gramer bilgini. “Senart (1874-1928) Katyayana’nın Pali
gramerini çevirir, Barth (1834-1888) kırk yıl endiyanizm araştırmalarına
kılavuzluk eder.” BDE.s.67.
Kaufman:
(1818-1882). Rus Generali. “Skobolev ve Kaufman’ın Tatar ülkesindeki
fetihlerinden sonra Rus istilâsı İç Asya’da da dizginlenmiş oluyordu.”
BFH.s.76 Kautsky: Karl Kautsky (1854-1938) Alman sosyal demokrat
yönetici, sisayet kuramcısı ve siyaset adamı. "Sosyal demokrasinin yetiştirdiği
Kautsky, 2.Enternasyonal'in kurucularından.”SNK.s.75.
Kavaid-i Osmaniye: Ahmet Cevdet Paşa
(1822 veya1823-1895)’nın 1881 yılında yazdığı Osmanlı
Türkçesi grameri. Bu eser, bugünkü anlamda, dilimizin ilk gramer kitabı
sayılır. “Filhakika, paşa Kavaid-i Osmaniye ile
Türkçenin, Belâgat-ı Osmaniye ile Türk belagatının ilk temel kitaplarını
vermekle kalmamış, tok berrak, vakur üslubuyle
edebiyatımıza düşünce nesrinin en güzel
örneklerini sunmuştur.” UU.s.317.
Kavgam: Mein
Kampf Adolf Hitler (1889-1945)’in eseri. “Marx’la Engels’in Kömünist
Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet
Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i,
Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı..” UU.s170.
Kavl-i mücerret: Delilsiz, ıspatsız, şahitsiz
söz. “Ayrıca müruriye ve nakliye vergileri de alınıyordu. Bitin bu engeller
-fiilen uygulansalar da, kağıt üzerinde kalsalar da-
kapitülasyonların derpiş ettiği
ticaret serbestisini kavl-i mücerrette bırakıyordu.”BFH.s.80.
Kavya: Ramayana
destanında olduğu gibi her parçanın (her
hikayenin) ana olaya bağlandığı
Hint destan türünün adı. Hitliler Ramayana’yı, işlenmiş şiirin,
“kavya”nın, ilk örneği sayarlar, onlara göre Valmiki
ilk gerçek şairidir, şiirde
kullanılan “şloka” kalıbını da yaratan o.”
BDE.s.177.
Kaybolan Cennet: John Milton (1608-1674)’un eseri. “Fetihten
fethe koştuğu
bu ikiyüz yıl içinde roman bir Hamlet, bir Kaybolan Cennet, bir Mizantrop
yaratabilmiş midir?” KA.s.147.
Kaynarca: Küçük Kaynarca anlaşması
Osmanlı ile Rusya arasında 1774 yılında imzalanan ve ilk defa Müslümanların yaşadığı
bir toprağın (Kırım) kaybedildiği
anlaşma.
“1851’de açılan Encümen-i Dâniş, 1774’den 1826’ya, yani
Kaynarca’dan Vak’a-i Hayriye’ye kadar geçen zaman için, Hammer’i tamamlayacak
tarih yazmak vazifesini ona vermişti.” UU.s.318.
Kayser: Roma
ve Bizans hükümdarları için kullanılan ünvan. “Rum Konstantiniyesi’nde böyle
bir egemenlik yoktu.Orada her zorba, kayser olabilirdi. (KI s.114-115.
Kazaî magister: Yargı gücü, yargılama selâhiyeti. “Emr (teşrî-magister)
Kur’an’ındır. Fıkıh (kazaî- magister) bütün müminlerindir.”BÜ.s.171.
Kazan Üniversitesi: Tatavistan Özerk
Cumhuriyeti’nin kazan şehrinde kurulan üniversite.
“Zeki Velidi Togan’in Hatiralar’indan sunlari ogreniyoruz:1912-13 yillarinda
Prof. Khwostov, genç öğrencisine İbn
Haldun’un fikirlerini hülasa etmesini teklif etmiş. O da
“devlet teşkilatına ve milliyetin rolüne
ait bahisleri” Kazan Universitesi Arkeoloji Cemiyetine sunarak bir teblig
halinde özetlemiş.”IDG.s.232.
Kazan: Tatanistan
Özerk Cumhuriyeti’nin Başkenti. “1804’den itibaren
Karkor ve bilhassa Müslüman bölgelerinde Doğu dilleri,
üniversite egitiminde yer alir.Kİ.s.63 Kazasker: Osmanlı İmparatorluğu’nda
başlangıçta
ordu ile ilgili davalara bakan, daha sonra bütün Osmanlı adliye teşkilatının
başı
durumunda olan görevli. “Kazasker olabiliyordunuz, imam olabiliyordunuz,
müderris olabiliyordunuz.” SNK.s.391.
Kazeruniye: Ebu İshak İbrahim
bin Şehriyar
(963-1033)’in kurduğu tarikat. Bu tarikata İshakiye
ya da mürşidiye de denir. “Şirazlı
gemicilerin Hint’e getirdikleri ilk tarikat: Kazeruniye. Kazeruniye’nin piri
Kebir adlı bir evliya.” BDE.s.247.
Kâzım Kadri Ogan: Bkz. Kazım Kadri. Kazim Kadri Ogan'ın tercümesi
bir yürekler acısı.Beyrut üniversitesi profesörlerinden İssawi'nin
değerli
bir eseri:An Arab Philosophy of History»,’Bir Arab Tarih Felsefesi’ başlığını
taşır.”
SNK.s. 69.
Kazi: Bengal’de
17. asırda yaşamış olan
Müslüman şair “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman
şairleri
arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca
sayılabilir.18.yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut...” B.D.Es.282
Kaziye-i muhkeme: Kesin Hüküm.“Kırk yıllık
Kâni’nin Yâni olamayacağı, Türk’ün akl-ı selimi için
bedâhetlerin bedâheti; bir medeniyetin başka bir medeniyete istihale
edemeyeceği Danilevsky’den beri bir
Kaziye-i muhkeme.” BÜ.s. 98.
Keats:
John Keats (1795-1821) genç yaşta ölmesine rağmen
bir öok eser bırakan İngiliz şairi.
“Neden bir rüzgâr Keats ile Baudelaire’in eserlerini Menandros’unkilerin yanına
sürüklemesin?” UU.s114
Kebir:
Ö:1518 Hintli sufi. “Aziz Paulos çadırcı idi. Böhme köşker,
Kebir dokumacı.” BDE.s.248.
Keçecizâde: Keçecizâde İzzet Mollah (1785-1829) 19.yy.
Osmanlı şairi.
Keçecizâde lakabıyla tanınır Mihnet Keşan isimli eseri ile meşurdur.
“Keçecizâde’nin misafirlerinden biri Hançeri’ye hayran kalır, “Neden ihtida
etmedin?” der, Keçeci den “Sen bu kadar cahilsin, neden tanassur etmedin?”
der.” SNK.s.324.
Kehama’nın Bedduası: İngiliz
şair
Robert Southey (1774-1843)’in 1810 yılında yazdığı eserinin
adı. “Southey (1774-1843) “Kehama’nın Bedduası’nda (1810), Hint Kaynaklarından
geniş ölçüde
faydalanır: Bhagavad-Gita, Gita-Govenda, Vedalar, Manu Kanunları.” BDE.s.43
Kelam-ı Kadim: Kuran-ı Kerim. “Fatihler için tek mukaddes kelam
vardır:Kelam-ı Kadim Ötesi:eğlence,satranç gibi,cirit
gibi;ötesi yani edebiyat.” Kİ.s.383
Kelile ve Dimne: Hintli filozof Beydeba tarafından III. Asırda,
Sanskrit diliyle yazılmış olan politik didaktik eser.
“Topluluk, adını Kelile ve Dimne’deki _ Boynu halkalı kumru_ hikayesinden almış.”
IDG.s.48
Kelime-i Şehadet: İslamın
ilk şartı.
“Eşhedü
en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve
resûlüh" mübârek sözü. Mânâsı şöyledir: "Ben şahadat
ederim ki Allahtan başka ilah yokyur ve yine şehadet
ederim ki Hz. Muhammed onun kulu ve resûlüdür" "Bu doktrin, en cihanşümul
ifadesini Kelime-i Şehadet’de bulur.” IDG.s.76. Kelimeler:
Jean Paul Sartre (1905-0980)’nin eseri “Sartre’ın ‘Kelimeler’inden hoşlanmadım.”
Jur.I.s.359.
Kemal Bilbaşar: Hikâye, roman ve oyun
yazarı.1910 yılında Çanakkale'de doğdu. Yüksek öğretimini
Gazi Eğitim
Enstitüsü Tarih-Coğrafya Bölümünde tamamlamış,
1935 yılında mezun olmuştur. Nazilli ve İzmir
Karataş Ortaokullarında
öğretmenlik
yapan Bilbaşar 1961 yılında emekliye
ayrılmış,
bir süre siyasetle uğraştıktan
sonra 1966'da İstanbul'a yerleşmiş,
kendini tümüyle yazmaya vermiştir. Yazar 21 Ocak 1983'te ölmüştür.
“Kemal Bilbaşar ve Yeşil
Gölge adlı hakkında Naci Çelik’in hükmü şu: “Bilbaşar’ın
doğru’su,
Türkiye’nin hâlâ 1938’den sonra bozulduğundan öteye gidememiştir”.”KA.s.341.
Kemal Tahir: (1910-1973). Cumhuriyet sonrası
“ToplumsalGerçekçi” hikaye ve roman yazarı. “Kemal Tahir Batı’nın
yalanlarını anladıktan sonra, onu sonuna kadar yaşadıktan
sonra kendi asliyetine dönmüştür.” SNK.s.309.
Kemal: “Kemal
edebi nesri kurdu.” KA.s..369
Kemâl’in Hal Tercümesi: Namık Kemâl çok sevdiği,
Selahaddin Eyyübî, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim gibi Türk-İslâm
büyüklerinin hayat ve hizmetlerini ayrı ayrı biyografiler halinde yazarak
tarihe ait yazılarını Terâcim-i Ahvâl başlığı
altında birleştirip Evrak-i Perişan
isimli kitapta toplamış ve eser 1883 yılında neşredilmiştir.
“Kemâl’in Hal Tercüme”leri bir Selehaddin Eyyübi, bir Nuvruz Bey, bir Yıldırım
Beyazit... tarihten çok destandır.Kİ.S.96
Kemalpaşazade: Şemsettin
Ahmet bin Süleymen İbni Kemal de denir (1469-1534)
Türk İslam
alemi ve Şeyhulislâm. “Nitekim, ‘Şarkda
İbn
Sina garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd
gibi şeyh
ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan
vezir İbn-el
Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris
Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve
müsteşarı’
olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara
yardımcı olmuşlardır.”UU.s.162.
Kenan Eli: Filistin-Fenike kıyısında bir bölge. Yahudilere
göre Arz-ı Mevut’un eski adı. “Halide Hanim Kenan ellerine yelken açmıştı
Halit Fahri Maverâ-yı Cin’e.UU.s.29. Kenan Rifai: Kenan Rifai Büyükaksoy
(1867-1950) Türk eğitimci ve Rifai tarikatının Şeyhi
“Ziya Gökalp gibi. Galatasaray’da okumuş. Kenan Refai ile tanısmımı?
Neden tanışmasın! O da, bütün çagdaşları
gibi Sultan Hamid’e düşman.”UU.s.29.
Kenaniler:
Amurrular’ın göçünden (MÖ 24. ve 18. asır çivarlarında) sonra Fenike-
Filistinde ortaya çıkarak din ve dil alanında kendini gösteren kültürel topluluğa
verilen ad “Ama toprağın eski sahibi olanKenani’ler,
istilacılara karşı direnmektedir’’ IDG. s.95.
Kepler:
Johannes Kepler (1571-1630) Alman fök bilimci. Modern gök bilimin kurucusu
sayılır. “Meselâ bir Kepler’le bir Newton’un keşifleri, şu
veya bu sebepten dolayı içtimaîleşmiyorsa bu sebepleri ortadan
kaldırmak için çekinmemek lâzım.” BÜ.s.205.
Kepler:
Johannes Kepler (1571-1630) modern gök biliminin kurucularından olan Alman gök
bilimcisi. "Kepler, Galileo çılmış,tabiat ilimleri almış yürümüştür,
ama felsefi düşünce henüz emeklemektedir.
SNK.s.72.
Kerim Sadi: Asıl adı Ahmet Nevzat Cerrahoğlu
(1900-1977) Türk araştırmacı ve sosyalist yazarı.
“Ne garip Akif için yazılmış en güzel kitap hâlâ Kerim
Sadi’nin imzasını taşıyor. Kİ.
s 224
Keşava: uzun saçlı anlamında Sanskritçe
bir kelime olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun
ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli
sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta
(sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta
(kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana
(varlıkların kaynağı ve barınağı).”
BDE.s.128.
Keşf-üz Zünûn: Keşf-üz-Zünûn
an Esâmi-il-Kütüb vel-Fünûn: Katip Çelebi (1608- 1656)’nin On beş bine
yakın kitap ve on bine yakın müellifi tanıtan büyük bir bibliyografya
ansiklopedisi mâhiyetindeki eserinin adı. Mısır’da, Almanya’da, İstanbul’da
basıldı. Lâtinceye de tercüme ve tâb edilmiştir. “On
sekizinci asırda Kâtip Çelebî , Kitabiyat Ansiklopedisi’ni ‘Keşf-uz
Zunun’ ismiyle Arapça yayımlamıştı.” Kİ.s.284.
Keşiş Meslier: Bkz. Jean Meslier “Keşiş Meslier’ye
benzemek. her dürüst yazarın kaderi değil mi?” Kİ.s.257
Keşiş:
Hristiyanlarda, manastırda yaşayan, hiç evlenmemiş papaz,
karabaş rahip.
“Sarayın direnişi azaldıkça kapitalizm,
taarruzunu yoğunlaştırır:
keşişler,
mektepler, mürebbiyeler, mason locaları...” BÜ.s.135
Keşmir: Hindistan’da eski bir eyalet
Hindistan ile Pakistan arasında paylaşılmış olmasına
rağmen
2 devlet arasındaki ihtilafın temel sebebidir. “9.yuzyilda,Kesmirli
edebiyatcilarin-Kalidisa ve daha sonraki buyuk sairlere dayanarak-kurduklari
saf siir teorisi cagimizdakini hatirlatir...”.BDE.s.195.
Ketubim:
Aziz Hieromymus’tan başlayarak, Tevrat’ın 3.bölümüne
verilen ad. İlk 2 bölümünün adı Torah ve
Nebiin’dir. “Hakikat şu ki koleksiyonun belli başlı
kısımları (Kanun, ebiler. Ketubim) MÖ. birinci asırda yazılmış buluynuyordu”
IDG.s.91 Keyhüsrev: İran efsanevi hükümdarı Siyauş’un
oğlu
ve Efrasiyap’ın torunu. Hayat macerası onun adını bir cins isim olarak
kullanılmasına vesile olmuş ve Edebiyatımızda kahramanlığı
ve güçlü hükümdarı simgelemek için kullanılan bir ünvan “Nemesis, Nemesis, Alnı
bir mezar taşı kadar soğuk,
bakışı
bir cellat satırından daha korkunç ilahe! Neyimi kıskandın benim? Keyhüsrev’in
debdebe ve daratına kızmakta haklıydın, Krezüs belki hışmına
layıktı.” Jur.I.s.37.
Keynes. John
Maynard Keynes (1883-1946) İngiliz iktisatçı ve yazarı. “İnsanoğlunun
iktisadi ilerlemesinde görülmemiş bir epizodtu.” BFH.s.101.
Kıpçakça:“Tatarcandan,
Kıpçakçadan, Çağataaycadan ölü kelimeler devşirildi.”
Jur.s.72.
Kıpçakça: Tarihi Türk şivelerinden biri. orta
Türkçenin kuzey batı kolunu oluşturtan tarihi lehçe. Kumancada
denir. “Tatarcadan,Kıpçakçadan,Çağataycadan ölü kelimeler devşirildi.”Jur.I.s.72.
Kıpti:
Eski Mısır halkından olan kıpt sülalesinden gelen kimse Başlangıçta
Mısır halkına günümüzde ise Mısırdaki Hristiyanlara verilen isim. “Bereket
ki,Bizanslı tarihçiler,Suriyeli,Ermeni ve Kıpti vakanüvislerle el ele vererek
sünni tarihçilerin dokunmadığı bir çok hakikati ortaya
çıkardılar.”Kİ.s.147.
Kırım Savaşı: 1853-1856 yılları arasında
Osmanlı Devleti ile müttefikleri İngiltere, Fransa Piemonte ile
Rusya arasında yapılan savaş “Kırım Savaşı
Osmanlı’ya karşı alakayı arttırınca İngiliz
zabitanı İçin bir Vademecum yayımlar.”Kİ.s.270.
Kırım Soneleri: Polonya’nın en büyük şairi
Adam Mickiewicz (1798-1855)’in Rusya sürgününde şârkî
usulle yazdığı kasidesinin adı. “Rus
döneminde güzel bir şark kasidesi ‘Faris’, nefis
-Kırım soneleri’ ve ‘Kondrat Valenrod’ kaleme alınmıştır.K.İ s.328.
Kırım Sonetleri: Polonya’nın en büyük şairi
Adam Mickiewicz (1798-1855)’in 1826 yılında yazdığı ve
romantik tabiat görünüşünün yoğunlaştığı
eserinin adı. Eserin asıl adı: Sonety Kryİ.Skie’dir. “Rus döneminde güzel
bir şark
kasidesi -Faris-, nefis -Kırım soneleri- ve -Kondrat Valenrod- kaleme alınmıştır.Kİ.s.328.
Kırım Tarihi: Geschichte der Chane der Krim (Kırım Hanlartı
Tarihi) Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi Hammer
Purgstall (1774-1856)’ın 1856 yılında yazdığı eserinin
adı. “Kırım Tarihi’ni yazmış.” Kİ.s.103.
Kırım: Ukrayna’ya
bağlı
bir Tatar Türklerinin yaşadığı
özerk cumhuriyet. “Venedikli bezirganlar Cengiz’in bayrağı
altında hiçbir endişe duymadan huzur ve emniyet
içinde Kırım’dan Pekin’e, Suriye sahillerinden Çin denizine kadar
gidebiliyorlar. Jur.I.s.153.
Kırk Ambar: Cemil Meriç’in 1980 yılında yayımladığı
eserinin adı. “Kırk Ambar’da dünya edebiyatları kavramına dokunmuştur.
‘Bir Dünyanın Eşiğinde’ ise
dünyanın en eski edebiyatına ayrılmıştır.” IDG.s.87.
Kırmızı ve Siyah: Stendhal’ın 1830 yılında yazmış olduğu
romanın adı. Roman Kızıl ve Kara ismiyle de bilinir. “Kırmızı ve Siyah’ı da
seninle beraber okumak isterdim.” Jur.II.s.33.
Kısası Embiya: Kısas-ı Embiya ve Tevarih-i Hulefa,
Ahmet Cevdet
paşa
(1822 veya1823-1895)’nın 1874-1889 yıllarında yazdığı
6 ciltlik eserinin adı. “Halk arasında itibar gören Siret’lerle Cevdet Paşa’nın
‘Kısası Embiyası’sı idi.” Kİ.s.84.
Kıvılcımlı: Hikmet Kıvılcımlı (1902-1971), Türk siyaset
adamı doktor ve yazar. 1954 Vatan Partisi kurucusu ve genel başkanı.
“Atak, terbiyesiz deli dolu bir yazardı Kıvılcımlı.” Kİ.s.258.
Kıyas. Kıyas-ı
Fukaha. İslam
Fıkhında, bir hadisenin kitap,sünnet ve içma-i ümmet ile sabit olan hükmünü;
aynı illete, aynı sebebe ve aynı hikmete dayandırarak o hadisenin tam
benzerinde ispat etmektir. Diğer bir ifâde ile hakkında nass
(âyet-i kerîme ve hadîsi şerîf) bulunmayan bir mes'elenin
hükmünü, buna benzeyen ve hakkında nass bulunan başka
bir mes'elenin hükmüne benzeterek anlama. “Kıyas’da çeşitli
vakalara hukuk kurallarının uygulanışı idi.” Kİ.s.196.
Kıymetli Taşlar: Tamul vecizeler (Gromik şiir)
edebiyatının önemli manzum eserlerinden biri. “Yüz doksan bir dörtlük, her
dörtlükte dört ayrı şeyden bahsedilir, her dörtlük
kıymetli bir taş, kitabın adına bunun için
“Kıymetli Taşlar” denmiş.”
BDE.s.288.
Kızıl Meydan: Rusca’da “Krasnaya Ploşçard”
yani “Güzel meydan”. Kremlin sarayının karşısında bulunan Moskova’nın en
büyük meydanının adı. “Kızıl Meydan’daki türbe yetmemiş vlademir
iliç ölür ölmez petrograd’a lenigrrad adını tak millar.. vs.” Jur.1.s.189.
Kızıl Sultan: Sultan II. Abdülhamit Han için Siyonist gazeteci
Theodor Herlz’in ortaya attığı lakap. "Adına ve
hatırasına eklenen -Kızıl Sultan- lakabı tarihin en büyük yalanı.” BFH.s.128.
Kızılbaş: Şii
mezhebi’nin kolların da birine mensup olan kişilere
verilen ad. “Anadolu’nun bazı mahallelerinde mevcut olan Kızılbaşlar,hep
Mezdekîler bakayasındandır.” Mağ.s.217.
Kızılbaşlık: Kızılbaşların
oluşturduğu
mezhep. “Bir limonluk (sera) havası, bir kızıbaşlık ve
istimna iklimi içinde tükenip gider.” Mağ.s.55.
Kızılderili: Kuzey Amerika yerlilerinin (Kuzey Kutbu ve
Labrador bölgesindeki Eskimolar ve kuzey-batı kıyısındaki ahalkların çoğu
dışında)
tümünü belirten ad. “Sosyologlarımız, bir Kızılderili köyünü keşfe
gider gibi, alan araştırmasına koyoluyorlar.”
BÜ.s.106.
Kibir Kent: İngiliz edebiyatçı John Bunyan
(1628-1688)’ın “Necata Doğru” eserinde tasvir edilen bir
mekan. “Ölüm Karanlığı Vadisi’dir burası. Sonra,
Kibir Kent’e ulaşır: alışveriş,
riya, yalan panayırı.” KA.s.215.
Kierkegaard: Soren Kierkegaard (1813-1885). Danimarkalı yazar
ve tanrıbilimci. “Marx ‘ı tanıyormuyuz Kierkegaard tanıyormuyuz.” UU.s.252.
Kilikya:
Anadolu’nun güneyindeki bölge. Adana, Mersin, ve Karaman illeriyle Konya’nın
güneyini, Antalya’nın doğusunu kapsıyordu. “Suriye ile
Kilikya’yı Mehmet Ali’ye kazandıran Kütahya Barış antlaşması,
Mısır valisinin zaferini belgeler.”BFH.s.121.
Kimnaralar: “Ne insanlar” anlamına gelen Kimnaralar, Hint
Mitolojisinde At başlı ve insan vücutlu yaratıklar
olup, Kubara’nın sarayında Guhyalar,yakşalar ve Kimpuruşalarla
birlikte hizmet ederler. “Kimnaralar şarkı söylüyordu, Gandavralar şarkı
söylüyordu. Münacat okuyordu Siddhalar. Karanalar ilahi okuyordu.” BDE.s.376.
Kipling:
Joseph Rudyard Kipling (1865-1936). Bombay’da doğan ve
hayatının önemli bir kısmını Hindistan’da geçiren İngiliz
yazarı ve 1907 nobel edebiyat ödülü sahibi. “Ama bence, macera romanı,
kahramanları yaşayan kimseler olmak şartıyle,
sanat eseri sayılabilir. Kipling’in, Conrad’ın ve Stevenson’ın kahramanları
gibi.” KA.s.150.
Kisra: Sasanî
hükümdarlarının kullandığı unvan. Kisra ünvanını ilk
olarak Anuşliveran kullanmış olup
sonraları bu soydan gelen herkez kullnmaya başlamıştır.
Kisra makamı sözü ile de hükümdarlık anlatılıyor. “Bu arada Mezdek’i sevmeyen Şehzade
Hüsrev sabırsızlıkla tahta çıkmayı bekliyordu Mezdekçiler, Kavaz’ın büyük oğlunu
Kisralık makamına geçirmek emelindeydiler.” Mağ.s.215.
Kitab el Hâsıl ve’l Mâhsul: İslâm
âleminde yetişen meşhur
felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina (980-1037)’nın
21ciltlik eseri. “Riyaziyenin bütününü sergileyen Kitab el Mecmu’ilimlerin
tümünü elealan yirmibir ciltlik ‘Kitab el Hâsıl vel Mâhsul’ayrıca ahlâk üzerine
bir eser.” Kİ.s.183.
Kitab el İnsaf: Büyük İslam
bilginlerinden olan filozof ve hekim İbn Sina (980- 1037).’nın’ doğu
ve batı felsefesini değerlendirdiği
büyük ansiklopedik eserinin adı. “Mesela yirmi ciltlik Kitab el İnsaf.”
Kİ.s.185.
Kitab el Ma’âd: İslâm âleminde yetişen
meşhur
felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina’nın 1015 yılında
yazdığı
eseri. “Tanınmış devlet büyüklerini tedavi
eder.Ve ‘Kitab el Ma âd’ı nyazar.Kİ.s.184.
Kitab el Mecmu: İslâm âleminde yetişen
meşhur
felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina’nın yazdığı
ilk eserinin ad. “Riyaziyenin bütününü sergileyen ‘Kitab El Mecmu’,ilimlerin
tümünü ele alan yirmibbir ciltlik ‘Kitab el Hâsıl vel Mâhsul’ayrıca ahlâküzerine
bir eser.” Kİ.s.183.
Kitab el Şifa: Büyük İslam
bilginlerinden olan filozof ve hekim İbn Sina (980- 1037).’nın
kapsamlı bir felsefe ve bilim ansiklopedisi niteliğindeki
eserinin adı. “En ünlüleri muazzam Kitab el Şifa ile El
Kanun fi’l Tıp” Kİ.s.185.
Kitab el Şifa: İslâm
âleminde yetişen meşhur
felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina (980- 1037)’nın 1020
yılında yazdığı eseri. “On ciltlik ‘Lisan el
Arab’İki
yüz elliden fazla eseri: En ünlüleri muazzam ‘Kitab el şifa’ile
‘El kanun Fi’l tıb’.” Kİ.s.185.
Kitab- ı Mukaddesin Serseri Yahûdisi: Kitab-ı Mukaddeste anlatılan
bir hikaye Hadise şu: Yahudi bir ayakkabı
tamircisi sandallarını tamir ettirmek isteyen Hz. İsa’yı
tanımaz ve kovar bu davranışından dolayı Tanrı’nın gazabına
uğrar
ve ömür boyu dolaşmaya mahkûm edilir. Ayrıca bu
garip Yahudi bir feleket taşıyıcısıdır gittiği
her yere Veba illetini taşır, onun gittiği
her yerde bir bereketsizlik vuku bulur. “Serseri Yahudî” aynı zamanda Fransız
romancı Eugene Sue’nin bu olayı anlatan romanıdır. “Türk aydını Kitab-ı
Mukaddesin serseri yahûdisi.” BÜ.s.95.
Kitab-ı Mukaddes. Eski Ahit (Tevrat ve Zebur) ve
Yeni Ahit (İncil) bir arada (66 kitapçık
veya kısım olarak) tek bir kitap oluşturmaktadır. Buna da Kitab-ı
Mukaddes veya Kutsal Kitap denilir. “Emil Kitab-ı Mukaddesin şeytana
yüklediği
suçları, hemcinslerine yükler.” BÜ.s.196.
Kitab-ı Mukaddes’ten Çıkarılmış Politika:
Onyedinci
yüzyılın dev yazarlarından biri olan “Bossuet (1627-1704)’in En tanınmış eseri.
“Kitab-ı Mukaddesten Çıkarılmış Politika, Doğunun
ezelden beri aşinası olduğu
bir konuyu işlemiş.”
UU.s.209.
Kitabiyat Ansiklopedisi: Bkz. Keşf-üz
Zünûn. “On sekizinci asırda Kâtip Çelebî, Kitabiyat Ansiklopedisi’ni ‘Keşf-uz
Zunun’ ismiyle Arapça yayımlamıştı. ismiyle Arapça yayımlamıştır
“Kİ.s.284.
Kitab-ül Macid: 800’lu yıllarda yaşayan Arap
simyacı ve Cafer-i Sadık’ın telebesi olan Cabir bin Hayyan’ın eseri. Kitab ül
Macid’e göre onu anlamak, yani bu kitabı bütün Corpus’un düzenini anlamaktır.”
IDG.s.218.
Kitap el-İmta: X. asırda yaşayan,
ancak hayatı hakkında fazla bbir malumata sahip olmadığımız
İslam
fıkıh âlimi ve mutasavvıfı. Abu Hayyan el Tevhidi’nin hiciv muhtevalı eseri.
“Stern, Abu Hayyan el Tevhidi’nin “Kitap el-İmta”ını
okuduktan sonra bu kanaatini te’yit edecektir.” IDG.s.52.
Kitap ve Hayat: Fransız yazar Marthe Robert’in “La verite
Epique” (Destan Hakikatleri) isimli eserinde bir bölüm adı. “Marthe Robert,
eserinin ‘Kitap ve Hayat’ adlı bölümüne şöyle başlar:
Destanın temel görevi bir manada gerçeği aksettirmekti.” KA.s.190.
Kitaplar Kavgası: Jonathan Swift (1667-1745)’ın
hicviyesi.“Kitaplar Kavgası ise öğrenmek zahmetine katlanmadan
her şeyi
bilmek iddiasındaki ukelâların hicvi. Saheseri: Güliver’in Seyahatleri (1726).”
KA.s.217.
Kitle Psikolojisi: Bkz. Yığın
Psikolojisi. “Hangi muhalledat? Kitle Psikolojisi yazarı, rüzgarın
istikametine göre yönelen bir düşünce fırıldağıdır.”
BÜ.s.162.
Kiyas-ı Fıkhî: Bkz. Kıyas. “Cüzziden cuzziye ferdden ferde
intikal yani temsil veya kıyas-ı fikhî” IDG.s.195.
Kiyetizm:
Dingincilik.İhtiraslardan ve dünya
hırslarından sıyrılarak gönül huzuru içinde arzuları dizginlemek ve Kendini
ilahi iradeye teslim etme. Böyle yapacakların kiyetizm’i (dingincilik)
lüzumsuz, bu itibarla faydasız bir hareketten sakınmak olacaktır.” Kİ.s.359.
Klasik Fransız Edebiyatı Tarihi: Fransız edebiyat tenkitçisi
Ferdinand Brunetiere (1849-1906)’in 1904 yılında yaımladığı
eserinin adı. “Ne Fransız Edebiyatı Tarihi'nde (1897), ne de Klasik Fransız
Edebiyatı Tarihi’nde (1904-1918) polemiğe yer verir.” KA.s.420.
Klasik Lecture: Niccola Machiavelli (1469-1527)’nin yazdığı
eseri. “Zindan sonra San Casciano. Vettorini'ye mektup. Klasik lecture'ler.
Sefalat. "Prenslikler hakkında" (Hükümdar) adlı eser bu devamlı
okumalarının sonucunda doğar.” SNK.s.188.
Klasisizm:
XVII asırda, Özellikle XIV.Louis döneminde Fransa’da ve dönem Fransız
yazarlarının eserlerinde eğilim ve kuramların (Yunan ve
Roma Antikitelerine hayranlık, ölçü ve biçimde mükemmellik kaygısı, insan doğasına
duyulan ilgi) bütünü için kullanılan kelime. “Klasisizm birçokları için biçime
verilen büyük önemdir.” KA. s.77. Kleopatra: Yunan mitolojisinde Boreas
ile Oreithyia’nın kızı. Phineus’un karısı. Efsaneye göre Kleopatra’nın kocası,
Dardanos ile evlenebilmek için onu hapseder, sonra Argonuatlar harekete geçer
ve Kleopatra’yı kurtararak kocası Phineus öldürürler. "Soğan
sattırır Kleopatra'ya." Kİ.s.304.
Klerikalizm: Din adamlarının kendi alanları dışına
çıkarak kamu işlerine karışmalarını
kamu işlerini
etkisi altına almalarını amaçlayan sistem ya da akım. “Ve Gambetta Fransa ve
insanlığın
tek düşmanı
vardır: Klerikalizm,der.” SNK.s.278.
Klinger: Frederich
Maximilian Von Klinger (1752-1831). Alman oyun ve roman yazarı. “Nihayet
romanesk edebiyat: Wieland’ın Agaton ve Abderiten’i, Goethe’nim Werther ve
Wilhelm Meister’i, Klinger, Heinse ve F.H.Jacobi’nin romanları.” KA.s.212.
Klukhohn:
Clyde Kay Maben Klukhohn (1905-1960). Amerikalı antropolog ve yazar.
“Amerika’nın en tanınmış antropologlarındam, Kroeber ile
Klukhohn, kültürün şimdilik 161 tarifini tesbir
etmişler.”
UU.s.98.
Koalisyona Karşı
Alınacak Tedbirler:
Saint-Simon (1760-1825)'ın 1815 yılında Thierry ile birlikte yazdığı
eserinin adı.“Koalisyona Karşı Alınacak Tedbirler,1815,
(Thierry ile) (Opinions sur les Mesures a prendre contre la Coalition).”
SSSS.s.152.
Koçi Bey:
Sultan IV. Murât ve kardeşi Sultan İbrâhim’e
sunduğu
risâleleri ile tanınan 17. yüzyıl Osmanlı devlet adamı. “Osmanlı Devleti: IV.
Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit
Paşa’ya
kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s. 80.
Koestler: Arthur Koestler (1905-1983). İngiliz
uyruğuna
geçen ve İngilizce yazan Macar muharriri.
Koestler “Gün Ortasında Karanlık”ta, tarihte şiddetin
rolü ve tarihin akışını tayin eden kanunlar üstüde
durur.” SNK.s.26.
Kokolukika: Pança Kantra’nın 3 bölümünün genel başlığı.
“Üçüncü bölümün adı: Harp ve Sulh, Kokolukika (Kargalarla Baykuşların
Düşmanlığı)
( Kelile ve Dimne’nin sekizinci, Hümayunname’ni dördüncü mephası. )” BDE.s.233.
Kolektivizm: Üretim araçları üzerinde,küresel milli ya da
evrensel çapta ortak mülkiyete dayanan iktisadî sistem. “Kolektivizm, kanunlaşmış bir
komünizm: Herkesin yeri bellidir; kolektivizmde insanlar çalışmak
zorundalar; yaptıkları işe göre yer, içer,giyinir ve başlarını
sokcak bir yer sağlarlar sosayalizmin tasarladığı
düzende sanayi onbaşılarına, yüzbaşılarına
ihtiyaç vardır.” Mağ.s.172.
Kolit: Kalınbağırsak
iltihabı. “Kolit’e yakalanan ve çeşitli huzursuzluklar içinde
kıvranan şeyhimiz kendini Hamadan’a atar
ve 1037 Ramazanında ölür.Kİ.s.185.
Kolombiya:
Güney Amerika’da Büyük Okyonus ile Antiler Denizi arasında yer alan bir devlet.
“John Dewey'nin ‘Cyclopaedia of Education (1911)!daki ‘kültür’manası, ne
Tylor’u zikreder ne başka bir antropolog’u. Oysa
yazar, Kolombiya’da iken Boas’la tanışmıştır.”
Kİ.s.33.
Kolonizatör: Sömürgeleştiren, gittiği
yerlerin kaynaklarını sömürmek için yeni yerlere gidip yerleşen.
“Hristiyanlarla, yahudiler aşağı yukarı
aynı zamanda Arabistan’a gelmiş, Hristiyanlar daha çok
misyoner, yahudiler ise kolonizatör olarak.” Kİ.s.151.
Kombinezon: Bir bütünü oluşturmak
için değişik
elemenları düzenlemek, ayarlamak, birleştirmek. "Abdülhamid’in
ayırıcı vasfı tirimetrik (düzenleyici) olmaktır, kombinezonlara bayılır, kesin
çözümlemelerden hoşlanmaz." BFH.s.128.
Komedi: Komedi
ya da Komedya. Olay örgüsünün işlenişi,
bir çağa
has törelerin hicvi, kusurların ve gülünç yönlerin sergilenmesiyle güldürmek
amacını güden tiyatro oyunu. “Tarih, eserini iki defa oynarmış;
önce trajedi, sonra komedi.” BÜ.s.85.
Komprador: Yabancılarla ilişki
kurmaları hükûmetleri tarafından yasaklanan halklarla sömürgeci şirketler
arasındaki ticarete mecburî olarak aracılık eden yerli. “Türkiye'de mekanik
materyalizm bir nevi kompradorluktur. SNK.s.171.Komünist Beyannamesi:
Komünist Parti Manifestosu. 29 Kasım-10 Aralık 1847 arasında Londra’da toplanan
komünistler birliği ikinci kongresinin, Frederich
Engels’nin teklifiyle yaptığı başvuru
üzerine Karl Marrx’ın, yine F. Engels’in yardımıyla kaleme aldığı
metin. Metnin yazımı1848 ocak ayının sonuna doğru
tamamlandı ve metin aynı yıl K. Marx adıyla Almanca sonra da İsveççe
yayımlandı.Fakat İngilizce ceviride (1850),
gerekse Rusça (1869), Sırpça (1871), Fransızca ve İspanyolca
(1872) vb. Marx ile Engels’in isimleri birlikte yer alır. “Marx-Engels’in
Komünist Beyannamesi’nde (1848) şöyle yazıyor.” UU.s. 96.
Komünist Manifestosu: Bkz. Komünist Beyannamesi.
“Thiers etat nedir? 1848 Komünist Manifestosu ile karşılaştırılması,
dikkate layık sonuçlara götürebilir’’ SNK.s.235.
Komünist Parti: Fransız Komünist Partisi (FKP). 1920’de Fransa’da
kurulan siyasi parti. “Fransa’da Komünist Parti’sine hürriyet sağlayan
89’da ölenlerdir, 48’de ölenlerdir, 70’te ölenlerdir. Aristokrasi, liberalizme
âşık
olduğu
için burjuvaziyi geliştirmedi.” Jur.I.s.381.
Komünizm: “Kominizme gelişini
Fyordizm’le açıklayan yazar hiç de inandırıcı değildir.”
KA.s.355.
Komünizm: Maddi servetin ortak hale getirilmesini amaçlayan
siyasî kuram. “Kapitalizmle komünizm Batı’nın iki çehresi... Biri kumarhane,
öteki mahpes.” BÜ.s.214.
Komünler: Fransız idârî teşkilatlanmasının
temelini meydana getiren tüzel kişiliğe
sahip merkezden bağımsız toprak ortaklığı.
“12. asırdan beri haklarını adım adım fetheden (burjuvazinin başlangıcı
olan) komünler 1789’da iktidara geçer.” SNK.s.23.
Kondrat Valenrod: Polonya’nın en büyük şairi
Adam Mickiewicz (1798-1855)’in 1828 yılında yazdığı ve bir
ayaklanma çağrısı olan eserinin adı. Eserin
asıl adı: Konrad Wallenrod’dur. “Rus döneminde güzel bir şark
kasidesi -Faris-, nefis -Kırım soneleri- ve -Kondrat Valenrod- kaleme alınmıştır.Kİ.s.328.
Konfiçyüs. MÖ. (551-479) yılları arasında Buda’yla
Konfiçyüs’ün sesi uzun zaman erişemez Avrupa’ya ve Asya’nın
hikmetini tek başına Zerdüşt
temsil eder.” BÜ.s.145.
Konformist: Yerleşmiş adetlere
ya da davranış biçimlerine ya da büyük bir çoğunluğu
düşüncelerine
uyan kimse veya bu kimselerin tutumu için kullanılır. “En liberal demokrasi
Amerika, en konformist ülke Platin saçlı vamp’ın, milyonlarca “examplaire”i.
Moda bitevileştiriyor insanları.”
Jur.I.s.200.
Konkan:
Hindistan’da kıyı bölgesi, Daman ve Goa arasında, Batı Gatlar’a sırtını dayayan
500km uzunluğundaki ova bölgesi. “Köpek
Konkana gitmiş/ Aslan olurmu söyle./Kaşiyi
gördü diye/Fil mi olacak domuz?.”BDE.s.297.
Korentlilere Birinci Mektup: Yeni Ahit’te yer alan öğreti
metinlerinden birsi. Eser; ölümden sonra dirilişin inkârı,
cinsî ahlâksızlık, hizipleşme, bazı vaizlerin belâgat
gücünü abartması gibi konulardan bahsetmektedir. “Korentlilere birinci
mektup: İlk
Hristiyan cemaatini etkileyen meselelerden bir kısmını ele alır.” IDG.s.116.
Korentlilere İkinci
Mektup: Yeni
Ahit’te yer alan öğreti metinlerinden birsi. Eser;
risaleleri tanımayanlara karsı Paul’un müdafaası niteliğindedir.
“Yeni Ahit’te yer alan öğreti metinlerinden birsi.
Korentlilere 2.mektup: Cemaatler meselesini ele alır ama teferruata inmez.”
IDG.s.116.
Korovalar:Muhabharata destanındaki kandavaların düşmanı.
“İsa’dan
bin iki yüz yıl önce Korovalar’la Pandavalar’ın dedesi olarak tecelli etmiş.”
BDE.s.140.
KorozyalılaraMektup: Yeni Ahit’in üçüncü kısmı olan
resullerin kitabında yer alan kitaplardan birisi. “Korozyalılara mektup:
Efeslilere mektupla bir çok benzerlikleri var."IDG.s.116.
Korporatizm:Hem ferdiyetçiliği hem
kolektivizmi rededen ve meslekleri karar alma yetkisine sahip hükümet katında
temsil edilen, kararları kamu güçlerince yaptırıma bağlanan,
sürekli ve kurumsal organlar halünde teşkilatlanmasını ön gören akım. “İtalyan
faşizminin
en büyük özelliği korporatizmidir.” UU.s.133.
Kosiki: Kalisada
tarafından yazılan Hint tiyatro eseri. “Malavika ile Agnimitra”nın kadın
kahramanı Malavika’nın mürebbiyesi. “Kosili görmüş geçirmiş bir
kadi.” BDE.s.212.
Kosmos Karşısında İnsan: Jean Guitton’un Nouvells
Litteraires gazetesinde 31 ocak 1963 yılında yayımladığı
yazının başlışğı.
“Yazının başlığı
‘Kosmos Karşısında İnsan’.”
Jur.I.s.110.
Kosmos. Kozmos.
Evren ve yasaları, ya da daha genel olarak, gerçek, ya bilimselya da düşsel
bir anlayıstan doğan her türlü evren. “Kaosu
kosmos yapan insan zekâsı, tecrübelrini ideolojilerde sergilemiş.”
BÜ.s.93.
Kosta ibn Luka: (820-912): Çağdaş ruh
hekimliğinin
öncüsü kabul edilen ünlü Abbasi dönemi müellif ve mütercimi. “Kosta İbn
Luka da (820-912) da çağdaş ruh
hakimliğinin
öncüsü sayılan büyük mütercim ve müelliflerden”IDG.s.223.
Kostak: Günümüz
şiir
ve roman yazarlarından Alcan Sayılgan (1924- . ...)’ın 1976 yılında yayımladığı
Deprem romanın şahıslarından biri. Geçmişe
uzanan Kostak (yani yazar)27 Mayıs öncesini hatırlamaktadır.” KA.s.353.
Kovadis. Polonyalı
yazar Henryk Sienkiewicz’in eseri. Eseri, Şaziye Berin Kurt Türkçe’ye
çevirmiştir.
“Mesela bir Senkiyeviç, Senkiyeviç’in Kovadisi sadece Avrupaya kendisine çok
süslü, çok muhteşem bir tasvirini sunduğu
için mutlaka layık görülmüştür.” SNK.s.384.
Kovalan:
Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum romanlarından biri olan
Silappatigaram’ın erkek kahramanı. “Kovalan zengin bir tüccar karısı Kannege
hem güzel hem kibar.”BDE.s.289.
Kozanoğlu: Bkz. Ziya Kozanoğlu.
“Scott, Balzac’ı yaratır; Michel Zevaco, Kozanoğlu’nu.”
BÜ.s. 234.
Kozet:
Jan Valjan’ın tüyler ürperten öyküsü. Yoksulluk sonucu içine düşülen
yanlış davranışlar
sonunda kürek cezasına mahkum edilmiş. Bu mahkumiyetin Jan Valjan
üzerindeki olumsuzetkileri, cezaevinden çıktıktan sonra Jan Valjan’ın isim değiştirerek
yeni bir hayata atılma çabası karşısında önüne çıkan engeller.
“Andersen’in dostu olan bu zat edebiyata talihsiz cocuk, pansiyon hayati yetim
tipleri sokmus, mucadeleci ve talepleri olan bir edebiyat yaratmis hem
“Sefiller”in Kozet’ini hemde Daudet’nin “petit’ chose”unu mujdelemistir.” Kİ.s.318.
Kozmoloji: Evren Bilimi. “Gazali bile kozmolojisinin
etkisinde kalmıştır.” Kİ.s.186.
Kozmolojik İlimler: Evren ve onun düzeni ile
ilgilenen bilim. "Kozmolojik ilimlerin amacını tayin eden ilahi iradedir.”
IDG.s.76
Kozmolojik: Evren bilim ile ilgili. “İhvan’ın
kozmolojik ve metafizik görüşlerini ele alır.’’ IDG.s.51.
Kölelikten Efendiliğe: Samiha Ayverdi’nin 1978
yılında yayınladığı, Hicrî 1400. senesinin idrâki
dolayısiyle başta Müslüman devlet başkanları
olmak üzere bütün İslâm âlemine yapılmış bir
birlik ve berâberlik çağrısı niteliğindeki
eseri. “Samiha Ayverdi’nin Kölelikten Efendiliğe adlı
risalesi de unutulup gitti.” Kİ.s.281.
Köprülü: Fuat
Köprülü (1890-1966). Edebiyat tarihçisi ve Yeni Türk Edebiyatı profesörü.
“Köprülüyü dinleyelim: ‘Fikret’in gençlere tahayyül ettirmek istediği
âlem, bütün anâsırı arasında kutsî bir âhenk, ilâhî bir aşk,
mevcud olan bir iyilik ve güzellik dünyası:mev’ud bir eremdir.” BÜ.s.140
Körler Üzerine Mektup: Fransız yazar ve Ansiklopdedist
Diderot’un 1749 yılında yazdığı eserinin adı.
“1749.Temmuzunda Diderot, “Körler üzerine mektup” yazısından dolayı tutuklandı.”
IDG.s.17.
Kral Eğleniyor: Fransız yazar Victor Hugo
(1802-1885)’nun tiyatro eseri. “Sonra Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion
Delorme. Yarım kalmış bir Kıral Eğleniyor.”
Mağ.s.281.
Krallar I, II: Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihi konulu kitaplarından
birisi. Kapsam itibariyle Davud’un ölümünden Kudüs’ün düşmesine
kadar olan İsrail tarihinini anlatır ve bir
cilttir.1 ve2 Krallar: İÖ 500-400: Önceleri Davud’un
ölümünden Kudüs’ün düşmesine kadar İsrail
tarihini anlatan tek ciltlik bir eserdi.” IDG.s.127.
Krallar Kitabı: Bkz. 1. ve 2. Krallar. “Krallar Kitabı gündelik
yaşamayı
yansıtan düz yazılarla dolu” IDG.s.90.
Krallar:
Bkz. 1. ve 2. Krallar. “Kitabların başlıcaları şunlardır:
Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu,
Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )” IDG.s.94.
Kremlin:
Kremi Moskovski (Moskova Kremlini) Moskova’nın merkez mahallesi. Moskova
prenslerine ve rus çarlarına âit eski konutların, daha sonra SSCB yönetim
birimlerinin ve günümüzde Rusya fedarasyonunu hükûmet binalarının bulunduğu
yer.“Devrimci bir kanat.Bougle ile Halevy’e göre,Kremlin’e yerleşen
Lenin,”Kapital’in üç cildini yazı masasına koyarken,çarların sarayına
Saint-Simonculuğun aşırı
sol kanadı otağ kuruyordu.” SSSS.s.110.
Kristof Kolomb: (1450 veya1451-1506) Amerika
kıtasını keşfeden ispanyol denizci. “Kristof
Kolomb’un önüne Amerika’yı çıkaran kader, benim karşıma
da Dosto’yu çıkarmıştı, Dosto’yu yani sonsuzu. Mağ.a.271.
Krişna Kumari: Bengalli şair
ve yazar Madusun Datta (1824-1873)’un trajedi eseri. “Krişna
Kumari İlk
Bengalce trajedi.” BDE.s.275.
Krişna Üçlemesi: Bengalli yazar Nabina Çandra
Sen (1846-1909)’in eseri. “Krişna Üçlemesi, Hint rönesansının
destanı. Nabina Çandra Sen: (1846-1909)bazen Byron’u hatırlatır,bazen Hugo’yu.”
BDE.s.275.
Krişna:Adı “kara” anlamına gelir. Hint
Mitolojisinin en önemli kahramanlarından ve tanrılarındandır. Tanrı Vişnu
dünyada insan olarak bedenleşmiş şekillerinden
biridir Krişna. Büyük Hint destanı
Mahabbaratta da ve mahabbaratta’ya ek olarak yazıldığı
düşünülen
Harivaİ.Sa
da Krişna’nın
kahramanlıklarından çok söz edilir. “17.asırda Krişna
ile Rada’nın aşklarını terennüm eden Biharilal
bile Sattasai’nin taklitlerinden ilham almış.”
BDE.s.179.
Kritisizm:
Eleştiricilik.
Kant’ın “Saf Aklın Eleştirisi” kitabıyla bir metod ve
problemetik olarak ortaya çıkmıştır. “Kant’ı devam ettiren
kritisizim, Maine de Biran’dan gelme Spritüalizm” Jur1. s.185.
Kriz Çağının Sosyal Felsefesi: “Sorokin 1953’de Kriz Çağının
Sosyal Felsefesi adlı bir eser çıkarır”.SNK.s.251
Kroeber: Alfret
Louis Koeber (1876-1960).Amerikalı antropoloji profesörü ve yazar. “Amerika’nın
en tanınmış antropologlarındam, Kroeber ile
Klukhohn, kültürün şimdilik 161 tarifini tesbir
etmişler.”
UU.s. 98.
Kronaloji:
Tarihî olayların zamanlarını ve tarihlerini inceleyen bilim dalı. “Kronoloji ve
Yunanca muallimi, Canterbury baş piskoposu, Oxford’ta doktor,
sonra Aİ.Sterdam’daki
Athenaum’da profesör.” Kİ.s.404.
Kronikler I.-II.: Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihi konulu kitaplarından
birisi. 1. ve 2 Kronikler Yahudi Canon’unda son kitaptır ve tek cilttir. 1. ve
2 Kronikler Adem'den başlar,Yahudilerin Hüsrev
zamanındaki restorasyon kalkınmalarına kadar gelir. Kelime itibariyle Kronik de
olayları önemlerine göre değil, yalnızca oluş sırasına
göre anlatan tarihî metinlere denir. "1 ve 2 Kronikler:Yahudi
Canon'unda son kitap olup tek cilt halindedir.” IDG.s.127.
Kronikler:
Bkz. Kronikler I, II “Sonra bunlara beş tomar daha eklenir: Neşideler,
Neşidesi,
Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler.” IDG.s.109.
Kronos. Yuanan
mitolojisine göre bir süre dünyaya hakim olan tanrı. Adı zaman anlamına gelen
Khronos’tan kelimesinden türetilmiştir. Yunan mitolojisinde Kronos
dönemi yeryüzünün “altın çağı” olarak kabul edilir. “İsa
'dan beş yüz
yıl önce yaşayan Yunan komedi yazarlarına
göre , kronos 'un saltanat sürdüğü devirlerde insanlar zevk
içinde yaşamaktaydılar.” BDE.s.158.
Kropotkin: Pyotr Alekseyeviç
Kropotkin(1842-1921).Rus devrimci ve yazar.“Bakunın ve Kropotkin için devrim
yakın bir gelecekte, devleti ortadan kaldıracaktır.” BFH.s.41. Kruşçef:
“Kruşçef
eski merkeziyetçilikten vazgeçmiş,polis
rejimi nispeten
yıkılmıştır”.SNK.s.265
Ksenofon: “Hüükmdarlığının ilk yıllarından itibaren,
asilzadelerinin eğitimi için Tukidites'in,
Ksenofon'un, Diodore de Sicile'ın, vs. tercüme eserlerini bastırır:” KA.s.118.
Ksenophon:
(MÖ:430-355) Yunanlı filozof ve tarihçi. Sokrates’in öğrencisi.
“Batı, Hint’e dair ilk masalları Ksenophon’un çağdaşı
Ktesias’dan (İ.Ö. 5. yüzyıl) dinler.”
BDE.s.28.
Kşatriya: Hindistan’daki soylu ve savaşçı
kast. Savaşçı asil analamında sankritçe
bir kelime. Kşatriya Brahmanlardan sonra
gelen kastır. “Batılı nasıl uzun veya kısa boylu, sarışın
veya esmer, Danimarkalı veya İspanyol olarak doğarsa;
Hintli de dokumacı veya balıkçı, Brahman veya Kşatriya
olarak doğar.”BDE.s.20.
Ktesias. MÖ.
V asırlarda yaşayan Yunanlı tarihçi ve önce
genç Keyhusrev’in daha sonra da II.Artakserkses Mnemon’un hekimi. “Batı, Hint’e
dair ilk masalları Ksenophon’un çağdaşı
Ktesias’dan (İ.Ö. 5. yüzyıl) dinler.”
BDE.s.28.
Kubera: Kuvera
adıyla da anılır. Hint zenginlik ve servet Tanrısıdır. Kubera, Visravas adlı
Brahman’ın oğlu olduğu
için Vaisravana diye de çağırılır. “Hint’in her bankasında
heykelcileri var. Şiva’nın iki oğlu
daha olmuş. Savaş Tanrısı
Skanda ile servet Tanrısı Kubera.”BDE.s.133.
Kudüs Rûhânî Meclisi: Hristiyan dünyasının beş büyük
patrikhanesinden biri. Bir asır sonra (1672'de) Kudüs Ruhani Meclisi Doğu
Ortodoks kilisesi için Eski Ahit'in Kanon'unu yeniden
düzenledi."IDG.s.121.
Kudüs: Bugün
Siyonist İsrail tarafından işgal
edilmiş durumda
bulunan Filistin topraklarının ortalarında, Lut Gölü’nün yaklaşık
yirmi dört km. batısında, Akdenizden yaklaşık elli km içerde, denizle Şeria
Irmağı
arasında yer alan İslam'ın kutsal kentlerinden
Beytü'l-Makdis, Mukaddes, el-Kuds ve Kuds-i Şerif gibi
adlarla da anılır. İbranice'de Yeruşalim
adıyla bilinir. Müslümanlar gibi Yahudiler ve Hristiyanlarca da kutsal sayılır.
“Filhakika, peygamberin ölümünden sonra İslam orduları Filistin ve
Kudüs’ü fethetmiş, halife Ömer zaptedilen
ülkeler ahalisinin hürriyet ve mülklerine, hakim ve kanunlarına dokunmamıştı.”BFH.s.89.
Kûfe:
Kadisiye Savaşını kazanan Sad bin Ebu Vakkas
tarafından 638-640 yıllarında Irak’ta kurulan, İslâm’ı İran
topraklarına yaymak için bir üs vazifesi gören İslam’ın
ilk dönemlerindeki önemli şehirlerinden biri. “Kurucusu
Ebu Hanife .Küfe’li Basra’da müderrislik yapmış,767’de
zindanda ölmüş.” Kİ.s.196.
Kuhn:
Dieter Kuhn (1935-....). Konularını genellikle tarihten alan Alman yazarı. “Bir
Alman tarihçisinin (Kuhn) kaleminden çıkan cümle belli ki, bu kaynaktan ilham
alıyor UU.s.97.”
Kumarasambav: Hint lirik şairi kalidasa’nın Asuralar
(kafir, ifrit) ile savaşan tanrıların savaşlarını
anlattığı
uzun şiiri.
“Kumarasambav’a” şairin uzun şiirlerinden
ilki.” BDE.s.185.
Kumarbaz Rus
Romancı Fyod Mihailloviç Dostoyevskiy (1821-1881)’nin 1867 yılında yazdığı,
mutsuz bir aşk yüzünden profesyonel bir
kumarbaz olup çıkan genç bir adamla kumar tutkusu yüzünden servetini kaybeden
yaşlı
bir kadının anlatıldığı romanı. ‘Sonra Kumarbaz’ı
okudum. Sarmadı.” UU.s.212.
Kur’ân: Son
vahiy dini olan İslâm'ın mükaddes kitabı.
Kur'ân, "karae" fiilinden edilen bir mastar olup, Allâh'ın son
kitabına özel ad olmuştur. “Kur’an mensudur: Yedi
askı Şairlerini
secdeye kapandıran bir nesir.”BÜ.s.82.
Kurbağalar: Aristophane’in MÖ.405 yılında
sergilenen komedisi. “Dönemi anlatmak için Aristofan’ın Kurbağalar’ını
hatırlıyalım oyunun belkemiği, eşil
ile Öripid arsında ki karşılaştırma.
Dioinisos bir şair bulmak için cehenneme
iner.”KA.s. 386.
Kurb-u sultan, ateş-i
suzan: Sultana
yakın olmak yakıcı, kavurucu bir ateş gibidir. “Timur'un büyük
iltifatlarına mazhar olur, ama bilir ki ‘Kub-u sultan, ateş-i
suzan’dır.” SNK.s.68.
Kureyşliler: Peygamber Efendimiz’in mensup
olduğu
Mekke’li Arap kabilesi. “Kâbe inşa edilmiş ve
Kâbe’nin koruyuculuğu babadan oğula
geçerek Kureyşlilere kadar gelmiş.”
Kİ.s.149.
Kurtlar Sofrası: Sonra, “Bıçağın Ucu”nu okudum. Sonra “Kurtlar
Sofrası”nı.”Jur.II.s.190.
Kuru:
Hindistan’da yaşayan Sihlerin Peyganber kabul
ettiği
kişilerin
genel adı. “Silkin ey Kuru’nun oğlu! Erkekleş!
Hükümdara fazilet değil, yavuzluk yaraşır.”
BDE.s.339.
Kurum Türkçesi: Türk Dil Kurumun türettiği
kelimeler. “Kurum Türkçesine senden başka hiç kimsede tahammül edemiyorum.”Jur.II.s.192.
Kussiyetmeap: Kutsiyetin bulunduğu yer. “Kaşlarını
atar kutsiyetmaeap Bizim kanunlarımız avam içindir der, dâhiler için değil.”
BÜ.s.149.
Kuşa: Hint şairi
Kalidasa’nın “Raghuvanşa” isimli eserinin erkek
kahramanı. Kuşa’nın tahta geçişi...Siyahlar
içinde genç hükümdarın karşısına dikilen Kuşavati
beldesinin ruhu: BDE.s.188.
Kuşavati: Hint şairi
Kalidasa’nın “Raghuvanşa” isimli eserinde tasvir
edilen bir yerleşim yeri, bir belde. “Kuşa’nı
tahta geçişi...Siyahlar içinde genç
hükümdarın karşısına dikilen Kuşavati
beldesinin ruhu:” BDE.s.188.
Kuşku Kapısı: Attila İlhan’ın
“Hangi Batı” isimli eserinin bölümlerinden biri, II. Bölümü. “İkinci
Bölüm: ‘Kuşku Kapısı’. Yalanla beslenen
bir neslin ızdıraplarıyla karşı karşıyasınız;
ızdırapları, isyanları ve arayışlarıyla.” UU.s.30.
Kutadgu Bilig: Yûsuf Has Hâcib’in 1069-1070 yılında yazdığı
meşhur
eseri. Kutadgu Bilig, siyâsî ve kültür bakımından, Türk-İslâm
muhîtinin çok mühim bir merhalesini teşkil etmektedir. Eser, Tavgaç
Ulug Bugra Karahan (Hakan) Ebu Ali Hasan bin Süleyman Arslan Kara Hana ithâf
edilmiştir.
Kitâba ilk ilâve edilen 77 beyitlik bir manzûme vardır. Bu manzûm önsözde
eserin kendisi ve yazarı hakkında malûmât verilmektedir. “Kutadgu Bilig’den
Humayunname’ye kadar birçok siyasetnameler.” KA.s. 332.
Kutup Yıldızı: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve
yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın
1855 yılında Londra’da çıkardığı gazetenin adı. “Aynı yıl bir
gazete kurdu: Kutup Yıldızı.” Mağ.s.87.
Kuzguncuk: İstanbul’da
Boğaziçi’nin
Anadoluı yakasının güney kesimlerinde, Üsküdar ile Beylerbeyi arasında bir
semt. “Kolomb’un önüne Amerika’yı çıkaran tesadüf 1936’da Kuzguncuk’taki
yalı’ya sürükledi beni.” UU.s.246
Küba: Büyük
Antiller’de, Meksika Körfezi’nin girişinde, Küba adası ve bağlı
adacıklardan oluşan, başkenti
Havana, resmi dili İspanyolca olan ülke.
“Monokültür sisteminin kuruluş sebebi bu: Brezilya ‘da kahve,
Birmanya’da pirinç Güney Denizleri’ndeki adalarda baharat, Küba’da şeker
kamışı,
Havana’da Tütün v.s Arada, Avrupa’nın talepleri artıyordu birden.” BFH.s.6.
Küçük Asya: Anadolu’nun Karadeniz ile Akdeniz arasındaki
batıya, Ege ve Marmara Denizi’ne doğru uzanan yarımada kesimine
verilen isim. “Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik,
Barselona şehirleriyle Küçük Asya’nın,
Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari münasebetler
vardı.” BFH.s.89.
Küçük Prens: Fransız hayacı ve yazar Antonie De Saint-Expery
(1900-1944)’nin 1956 yılında yayımlanan eseri. “Saint-expery’nin ‘Küçük Prens’i
yazması gibi...” Kİ.s.323.
Kültür Gerçeği: ABD’ye göç eden Polonyalı
filozof ve toplum bilimci. Florain Witold Znaniecki (1882-1958)’in 1919 yılında
yazmış olduğu
felsefi ve sosyolojik eserin adı. “F. Znaniecki Polonyalı bir sosyolog. “Kültür
Gerçeği”adlı
kitabını ingilizce yazmış (1919).” Kİ.s.35.
Kültür ve Anarşi: Matthew Arnold (1822-1888)’un
1869 yılında yayımladığı eserinin adı. “Matthew
Arnold'un ‘Kültür ve Anarşi’de (1869) ileri sürüldüğü
görüşler
John Bright'e bir cevaptı.” Kİ.S.31.
Kültür ve Tarih: Tarihçi ve antropolog Fhilip Bagby’nin 1958
yılında londra’da yayınlanan eseri. “Eseri 1958’de yayımlanır: Kültür ve Tarih
( Culture and History, Londra.)”UU.s.103.
Kültür, Kavramlara ve Tanımlara Eleştirel
bir Bakış: A.L.Kroeber ile Clyde
Kluckhohn tarafından yazılan ve ilk defa, New York’ta 1952 yılında yayınlanan
eser. “Birincisi aydınlarımızca uzun zamandır zikredilen fakat okunmuş olduğu
çok şüpheli
olan İngilizce
bir eser: Culture, a Critical Review of Concepts and Definitions (Kültür,
Kavramlara ve Tanımlara Eleştirel bir Bakış)”
Kİ.s.19.
Kültüralizm: Kültür ve kişilik
antropoloji okulunun ileri sürdüğü görüşlerin
tümü. Bu okula göre her kültür, tipik bir bireysel kişilik,
özel bir ruhbilimselyapı özel bir davranış, özel bir düşünce
biçimi geliştirir. “Kültüralizm tabirini,
kültür olayı üzerinde gelişen düşüncelere
açıktan açığa veya zımni olarak dayanan ön
faraziyeler zemini üzerinde kurulabilecek bir dünya görüşü
için kullanacağız.” Kİ.s.35.
Kürt Mahmut: Yaşar Kemâl’in Demirciler Çarşısı
Cinayeti romanında yer alan roman kahramanlarından birinin adı. Roamnda Kürt
Mahmut Akyollu Murtaza adında diğer bir şahısı
öldürür. “Kürt Mahmut, Derviş’in uşağı,’yı
öldürecek.” KA.s. 347.
Kürtler:
Ön Asya’da, bugün İran, Türkiye, Suriye, Irak,
gibi yerlerde yaşayan bir kavim. “Ama
mahallesindekiler başka bir dil konuşuyorlardı.
Çerkezler vardı, Kürtler vardı,Türkmenler vardı,Türk yoktu.” Jur.I.s. 78.
Kütahya Barış Antlaşması: 1833 yılında Osmanlı Devleti
ile Mısır Valisi Kalavalı Mehmet Ali Paşa arasında imzalanan anlaşma.
“Suriye ile Kilikya’yı Mehmet Ali’ye kazandıran Kütahya Barış antlaşması,
Mısır valisinin zaferini belgeler...” BFH.s.121. Kypride: Yunan
Mitolojisinde, dünyaya hükmeden ve hüküm sürdüğü çağda
dünyaya altın çağını yaşatan
bir tanrıça. “Empedokles'e sorarsanız ,altın çağlarda ,bir
Tanrıça (Kypride) dünyaya hükmetmekteydi.” BDE.s.158.
L’Ancien et le Nouveau: L’Ancien et le Nouveau, De Don
Quichotte a Kafka ( Eski ve Yeni Don kişottan Kafka’ya) Fransız
tenkitçi Marthe Robert’in 1967 yılında pariste yayımladığı
eserinin ismi. “Don Kişot’a yeni bir yorum getiren en
değerli
eser, çağdaş bir
kadın yazarın: L’Ancien et le Nouveau.” KA.s.183.
L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet
Din ve Toplum):
Fransız Medeniyet tarihçisi ve müsteşrik Louis Gardet (1904-1986)’in
1967 yılında yazdığı İslamiyet
ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir
Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış;
‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı
Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam
Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet
Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın
Büyük İnsanları)1977
belli başlı
eserleridir.” Kİ.s.163.
La Bruyere: Jean de La Bruyere (1645-1696). Fransız yazarı.
Sağlam
bir üslup ile kaleme aldığı portreler ile tanınmıştır.
“La Bruyere’in Karakterleri’i edebi eser sayılmayacaktı.” KA.s.236.
La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique: Müslüman Şehir
Sosyal ve Siyasi Hayat Fransız Medeniyet tarihçisi ve müsteşrik
Louis Gardet (1904-1986)’in 1957 yılında yazdığı İslamiyet
ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir
Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış;
‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı
Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam
Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet
Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın
Büyük İnsanları)1977
belli başlı
eserleridir.” Kİ.s.163.
La Fascination de I’İslam: Batı’yı Büyüleyen İslam.
Maxime Rodinson’un eseri. Eseri 1983 yılında Cemil Meriç Türkçe’ye kazandırmıştır.
"Her Müslümanın ibretle okuması gereken nefis bir hicviye. 3- Rodinson’un
kitabı: “La Fascination de I’İslam” (batıyı Büyüleyen İslam)
(1980).” IDG.s.82.
La Fontaine: Jean de La Fontaine: (1621-1695). Fabl türündeki
eserleriyla tanınmış Fransız yazarı. Fabllerini 12
kitaplık “Fabller” isimli eserinde toplamıştır. “La Fontaine, ‘‘Karga,
Geyik, Kaplumbağa ve Fare’’ masalını buradan
almış.
İkinci
bölüm birinciden çok daha kısa.” BDE.s. 232.
La Harpe:
(1739-1803) Fransız şairi ve tenkitçisi.1799’da Lise
veya Eski ve Yeni Edebiyat dersleri adlı bir kitap yayımlar. Bu eser Fransa’da
ilk edebiyat tarihini bütünü içinde ele alan ilk kitaptır. La Harpe, şairliği
ve tenkitçiliği dışında
tiyatroculuğuyla da ön plana çıkmıştır.
“La Harpe isteyenen dilediği mânâda kullandığı
bu içi boş kelimelerden hiç hoşlanmaz.”
BÜ.s.225.
La Manie de la lecture: Manası “Okuma Hastalığı”.
Ossip-Lourie’nin 1915’de, Theodure Ribot (1839-1916)’un kurduğu
Revue Philosophigue dergisinde okuma üzerine yazılmış olan
bir yazı.“Psikolog romancının Revue Philosophigue ‘de çıkan bu yazıyı (La Manie
de la lecture), Ossip- lourie s. 261, vd. 1915) okumamış olmasına
imkân var mı? BÜ.s.113.
Lacan:
Jacques Marie Lacan (1901-1981).Fransız hekim ve psikanalizci. “Lacan:’ı
okuyorum (Paris Tıp Fakültesi klinik şeflerinden doktor Lacan’ın
Fransız Ansiklopedisinin “La Vie Mentale”e ayrılmış sekizinci
cildinde yer alan “Aile”yazısı.)” Jur.1.s.121.
Laclos. Pierre
Choderlos de Laclos (1741-1803). Fransız hikaye, roman ve deneme yazarı.
“Yalnız Fransız romanını ele alsak, bir Le Sage, bir Marivaux, bir Prevost, bir
Rousseau, bir Laclos, bir Sade.. insan ruhunun karanlık dehlizlerinde taramadık
bir köşe
bırakmışlar
mıydı?” KA.s.129.
Lâedriye:
Agnostisizmin eş anlamlısı. Bilinmezcilik.
Bilinmezciliğin eski adılarından biri.
“Agnostisizm,bütün felsefe ıstılahlarımız gibi yabancı,ama cihan ölçüsünde bir
gerçeği
isimlendiriyor. Eskiler kah ‘Lâedriye’ demiş, kah
‘Lâirfaniye’.” Kİ.s.199.
Lafargue:
Paul Lafargue (1842-1911). Fransız siyaset adamı, önceleri Proudhoncu sonra
Marx’cı sosyalime yöneldi. Marx’in damadı. “Bu kaypak tanımlar, hürriyet
kelimesini de daha birçok kelimeler gibi, ‘Metafizik bir orospu’ haline getirmiş (Lafargue).”
Mağ.s.198.
Lagouis. “Sana
Legouis’nin kitabını almağa gidiyorum.”Jur.II.s108
Lahbabi:
Muhammed Aziz El Lahbabi (1922- ....). eserlerini Fransızca yazan Faslı çağdaş Arap
yazarı. “Lahbani’nin asabiye’yi izah tarzı oldukça dikate değer;
asabiye diyalektiğin iharekete geçiren kuvvet. İbn
Haldun hayatın gelişmesini böyle bir diyalektikile
açıklar.” UU.s.152.
Lahmiler: Irak’a yerleşen ve el-Hire’de (kada sonra
kurulan Kûfe yakınında) Pers İmparatorluğuna
bağlı
bir hanedanlık kuran eski bir arap kabilesi. “Bizans’ın peyki: Gassaniler , İranlı’ların
peyki: Lahmiler.” Kİ.S.148.
Lahor: Afganıstan’da,
bir şehir.
“Daha sonra, yani 1000 yıllarında batıdan gelen yeni kültür
Efganistan’dan inerek Lahor’a yerleşecektir: İslam.”
Jur.I.s. 154
Lâirfaniye: Agnostisizmin eş anlamlısı.
Bilinmezcilik. Bilinmezciliğin eski adılarından biri.
“Agnostisizm, bütün felsefe ıstılahlarımız gibi yabancı, ama cihan ölçüsünde
bir gerçeği isimlendiriyor. Eskiler kah
‘Lâedriye’ demiş, kah ‘Lâirfaniye’. ” Kİ.S.199.
Laisizm: “Laisizm bahsinde de su-i tefehhüm mümkün değildir.
Bilakis,Avrupa’nın üzerinde ittifak edilebilecek din-dışı
(protan) bir takvim kabul ve teklif etmemesi yani pozitivist.”Jur.II.s.183.
Laisizm:
Laiklik kelimesinin es anlamlısı bir Fransızca kelime. “Hümanizm, çağdaş laisizmin
ilk şekli.”
BFH.s.11.
Lakşmana: Hint Ramayana Destanı’nda
dasaratha’nın Sumitra’dan olma oğlu, destana kahramanı Rama’nın
üvey kardeşidir. Destanda Rama’ya olan bağlılığı
ve sevgisi ile dikkati çeker.“Lakşmana ile şatrugna
üçüncü bir kraliçenin çocuklarıdır.” BDE.s.153.
Lakşmi:Hint mitolojisinde güzellik, aşk,
talih ve bolluk tanrıçası. “Tanrısaldır Dropadi’nin güzelliği,
sonbahar lötüslerinin sevgilisi tanrıça Lakşmi’ninki
kadar.” BDE.s.333.
Lalande Andre : Bkz. Lalande. “Onlar da Fourier gibi her şeyin
(çekim sayesinde) tıkır tıkır işleyeceğini
söyler. Bir kelimeyle hepsi de iyiİ.Serdir.” (Lalande Andre,
Vacobulaire Technique et Critique de la Philosophie, Paris 1960).” Mağ.s.166.
Lalande:
Andre Lalande (1867-1963). Fransız filozofu ve profesörü. ''Lalande'a göre bu
mübhemiyetleri önlemenin tek yolu vardır: akılı ikiye ayırmak:birinci akıl
müesses'dir. "IDG.s.174.
Lale devri: Fransa’nın 3.cumhuriyetinde Quarter Latin’de sanat
öğrenimi
yapmış bir
şair,
Lale devri’nin şairi Ahmet Haşim
de yeni değildir.” KA.s..370
Lale Devri: Osmanlı tarihinde, 1718 Pasorofça Anlaşması’ndan
1830 Patrona Halil İsyanı ve akbinde III. Ahmet’in
tahtan indirilmesine kadar geçen süre için kullanılan isim. “Yirmibirinci
yüzyılın makine gürültüleri içinde sersemleyen insanlerına Lale Devri unutulmaz
şarkılarını,ihtiraslarını,ürpertilerini
terennüm eden ‘Kökü mazide olan atidir.” Kİ.s.239.
Lalla-Rookh: İskoçyalı Thomas Moore
(1779-1817)’un konusunu 1817 yılında yayımladığı, konusunu
doğudan
(Hint) alan manzum eserinin adı. Eser dört hikayeden oluşur
ve Vivtoria dönemi öncesi egzotizmin klasik bir örneği
olarak kabul edilir. “İskoçyalı Thomas Moore
(1779-1817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret kazanan bir poem yazar :
“Lalla-Rookh”. Üç yıl sonra Fransızca’ya çevrilen bu poem, bir Saint- Simoncu
tarafından operaklaştırılır: sahnede Bernier’in
Hint’ini ve Evrengzib’in çehresini görür gibi oluruz.” BDE.s.44.
Lamartine: Alphose De Lamartine (1790-1869). Fransız şair
ve romancısı. Eserlerindeki şairanelik ayırıcı vasıflarından
biridir. “Bu cezbe Lamartine’in de yabancısı değildir.
“Mucizelerini terennüm edeyim diye, ikinci bir ses yerdin bana Tanrım.”
BÜ.s.225-226.
Lamennais: Felicite De La Menneis. (1782-1854). Fransız yazar
ve düşünür
ve papaz. “Birinci düşünceyi aristokratik ve
teokratik mektep temsil eder, Bonald’ın Maistre’in, Lamennais’nin mektebi;
ötekini liberal mektep, Benjamin Constnt’in, ‘Minerve’ yazılarının mektebi.”
SSSS.s.50.
Lamia:
YunancadaVampir ve dişi canavar adında bir kelime.
Yunan mitolojisine göre Zeus bir Lamia’yı sever cocukları Hera tarafından
öldürüldüğü için o bütün anneleri
kıskanır ve çocuklarını öldürür. “Örnek almışlar
Yunanlıları: Messalia Lamia’yı, gölgede bırakmış, Neron
Dematrius’u, Heliogabalus Alkibiyades’i.” UU.s.15.
Lamia:
Bkz. Lamia Çataloğlu. “Ben, Lamia’mda
Rezzan’ımda, Eminem’de Goethe’nin ezeli kadınnını buldum.”Jur.II.s111.
Lancashire: İngiltere’nin kuzeyinde İrlanda
Denizi ile Penin arasında yer alan yönetim merkerzi. “Bu tarihten önce
Lancashire’deki pamuk dokuma tezgâhları Hint’tekiler kadar basitti.” BDE.s.75.
Lane Poole: Standey Lane Poole (1854-1931). İngiliz
doğu
bilimci. “Kazanova, daha 1915’de bu fikirleri ileri sürer: Goldziher,
Macdonald, Lane Poole, Massignon ve İvanoy da onu takip ederler.”
IDG.s.52.
Langles: Louis
Mathieu Langles (1763-1824). Fransız şarkiyatçı. 1795 yılında
Fransada, doğu dilleri özel okulunun ve coğrafya
derneği’nin
öncüsü. “Konvansiyon tarafindan 1795’de acilmistir. Kurucusu: Langles.”Kİ.s.62.
Langlois. Charles Victor Langlois (1863-1929). Fransız
ortacağ tarihiçisi
ve Sorbone Üniversitesi pofesörü. Renard’ın amacı, Langlois ile Seignobus’un
tarih için yaptığını, edebiyat tarihi için
yapmak, yani bir edebiyat tarihinin gerektirdiği araştırmaları
bir bir anlatmak.” KA.s.446.
Lanson: “Aynı
zamanda Fransa dışında Dilthey’in Fransa’da
Taine’in veya Lanson’un etkisiyle mukayeseli edebiyat uzmanları düşmanca
tavırlarını bastırmış gibilerdir.” KA.s.430.
Lanson:
Bkz. Gustave Lanson. “Lanson’a göre: “insan iradesinden en fazlasını isteyen
bütün doktrinler, prensip olarak ifadenin aczini kabul ettiler, ihtiyari
hareketi yok sayıp, dünyayı kaderciliğe teslim ettiler”.” Kİ.s.358.
Lanzo del Vasto: Doğum Tarihi ekle Fransa’da yaşayan
çağdaş İtalyan
romancı, şair ressam ve tiyatro yazarı
“Lanzo del Vasto doğru söylüyor: Korkunç bir
tehlikenin arifesindeyiz. Çatışan milletler ve sınıflarla,
gelişen
teknik uçuruma açılan iki ray.” BÜ.s.213.
Lao Tseu:
MÖ. VI. asırda yaşadığı
sanılan Çinli Filozof. “Konfiçyüs ile Lao Tseu Çin felsefesini kurmuşlar.”
BDE.s.163.
Laocoon:
Alman yazar Gotthold Ephrahim Lessing (1729-1781)’in 1766 yılında yayımladığı
estetik tenkit konulu eseri. “Lessing için, Mektuplar da Laocoon da, Hamburg
Dramaturjisi de nazari izahlar olmaktan çok birer kavga kitabı.” KA.s.408.
Laplace:
Jean Laplache (1924-....). Alman doktor ve psikanalizci. “20. asirin baslarinda
Boutroux, Brunschvig ve Bergson Laplace ve kant’in anladigi manada kati bir
determinizmi insani sahada Kabul etmezler ve determinizme ilk darbeyi
indirdiler.” SNK.s.37.
Larousse: 1852 yılında Parris’te Pierre Lauresse ve Augustin
Boyer tarafından kurulan yayınevi. “Hangi ansiklopedi Larousse’un Avrupa
irfanına armağan etti “XIX.Asrın Büyük
Üniversel Kamusu” ile heyetçe boy ölçüşebilir.” IDG.s.12.
Latin: Latium
halkından olan kimseler. “Dadaizm, sürrealizm veya ekspresiyonizm gibi
akımlar ne belli bir toplumun vazıh ve tabii ihtiyaçlarından doğar,
ne Cermenlerin, Slavların veya Latinlerin mizacından, ne menşelerini
belirlemek, ne bir edebiyetın başka bir edebiyat üzerindeki
etkisinden söz etmek, ne ölçülük davası gütmek kabildir.' (Felix Bertaux).” Kİ.s.41.
Latince:
“Sol, Latince’de meş’um, eski Almanca’da eğri
demek.” BÜ.s.78.
Lautreamont: İsidore
Ducaase Lautreamont (1846-1879). Fransız şairi. Sürrelistlerin ilham kaynaklarından
ve akıl hocalarından biri. “Lautreamont birkaç havâi fişek
savurdu, entelektüel birer tepkiydi bunlar.” BFH.s.39.
Lavater: Johann
Kapsar Lavater (1741-1801). İsviçreli kuramcı, şair,
hatip ve Protestan tanrıbilimci. “Bu ilmin üstadı Balzac’ın hayran olduğu
Lavatar’dır SNK.s.148.
Lavoisier:
Antoine Laurent De Lavosisier (1743-1794).Fransız kimyacısı. “Lavoisier'nin
"Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbirşey
yeniden var olmaz' dediği gibi, din de "Allah'a
ısmarladık deyip gitmez.” SNK.s.80.
Lavoisier:”Bir
Lavoisier,bir Chenier,bir Danton,bir Saint-Just.Ve dudaklarında tebessüm bir aşk
randevusuna gider gibi giyotine giden mağrur,mühteszi,zarif bir
aristokrasi.” Jur.II.s.153.
Lavrov: Pyotr
Lavroviç Lavrov (1823-1900). Rus sosyalist ve yazar. “Lavrov, başından
itibaren devrimcidir ama Bakunin'in isyan metodunu benimsemez."Mağ.s.101.
Laytmotiv:
Leitmotiv. Bir müzük eserinde bir düşünceyi, bir duyguyu, bir durumu
ya da kişiyi
çağrıştırmaya
yarayan ayırt edici motif veye tema. “Batının faikiyeti Akvemü’l Mesâlik’in
laytmotivlerinden biri.” UU.s.57.
Le Bon Sens. Fransız maddeci filozof ve papazı Rahip Meslier
diye de bilinen Jean Meslier (1664-1729)’in eseri olmasına rağmen
1928’de Boran'Holbach'ın imzasıyla çıkan eseri. Eserin Türkçeye tecümesini
Abdullah Cevdet yapar “O sırada çıkan ve Abbe Meslier’nin adını taşıyan
“Le Bon Sens” adlı eser aslında Baron d’Holbach’ındır, Tanrı tanımaz.”
SNK.s.25.
Le Bon:Bkz.
Gustave Le Bon. “Vatanında pek az tanınan Le Bon, Osmanlı ülkesinde yaman bir
mürüt bulur, Abdullah Cevdet.” BÜ.s.160.
Le Breton: François Andre Le Breton (1708-1779) Fransız
basımcı, kitapçı. Özellikle abone yoluyla piyasaya sürdüğü
(ekim 1750) ve yayımlanmasını 1772 yılına kadar sürdürdüğü
Ansiklopedi’yi basmasıyla tanınır. “1745 de le Breton iki ortak daha almıştı:
matematikçi D’Alembert’le iktisatçı Malves 1746 başlarında
filozof Denis Diderot da onlara katıldı ve 1747 Ekiminde Ansiklopedinin genel
yönetimini üzerine aldı.” IDG.s.17.
Le Genie du Christianisme; Fransız romantiklerinden,
roman, deneme ve seyahat yazarı François-Rene de Chateaubriand (1768-1848)’nin
1802 yılındakaleme aldığı Hristiyanlığı
yücelten eserinin adı. “Chateaubriand, 1802’de, Rene ile Atala’yı Hristiyanlığı
yücelten aldığı Le Genie du Christianisme’e
ithal edince, roman kavgası sona ermiştir.” KA.s.238.
Le Play:
1806-1882 Fransız mühendisi ve iktisatçısı. Tasarladığı
pederşâhî
dünya düzeninde, çeşitli hücrelerin âile düzeni
gibi işlemesini
ve istihsah bolluğundan çok, huzura yönelmelerini
ister. Le Play meşrutiyet devri aydınlarımızı da
etkilemiştir.Ali
Suâvi ilk hayranlarındandır. Cemil Meriç’e göre Prens Sabahattin’in de akıl
hocasıdır.“Le Play, sürüyü şer kuvvetlerine kaptırmak
istemeyen kiliseyi temsil eder; şer kuvvetlerine, yani
sosyalizme.” BÜ.s.183.
Le Prophete del’İslam: Hindistanlı hukuk doktoru ve İslam
târihçisi Prof. Dr.Muhammet Hamidullah (1908-2002)’ın yazdığı
eser. “Üçüncü olarak d “Üçüncü olarak da Hamidullah’ın Le Prophete del’İslam
(İslâm’ın
Peygamberi) adlı kitabından haberdar ediyor okuyucuyu Walter.” Kİ.s.154.
Le Roman Experimental: Fransız Edebiyat tenkitçisi
Ferdinand Bruntiere (1849- 1906)’nin 14 Şubat 1880 tarihinde Revue des
Deux Mondes dergisinde yayımladığı makale. “Bruntiere’in Revue
des Deux Mondeks’daki Le Roman Experimental, (14 Şubat 1880)
ve Les Romanciers (15 Eylül 1881) makalelerini görmüş olsa
o kadar aşırı bir hayranlığa
kapılmayacaktı.” KA.s.290.
Le Sage:
Alain Rene Lesage (1668-1747 Fransız romancı ve dram yazarı. Topal Şeytan
ve Gil Blas en tanınmış iki romanıdır. “Yalnız Fransız
romanını ele alsak, bir Le Sage, bir Marivaux, bir Prevost, bir Rousseau, bir
Laclos, bir Sade.. insan ruhunun karanlık dehlizlerinde taramadık bir köşe
bırakmışlar
mıydı?” KA.s.129.
Lebbeyk:
"Efendim, buyurunuz, emrediniz!" mânâsında, çağırana
cevap ifâdesi. “Yönetilmek, yetkileri de bilgileri de, faziletleri de olmayan
yaratıklar tarafından göz altında bulundurulmak, casuslanmak, sürüklenmek,
onların kanunlarına boyun eğmek, kurallarına lebbeyk demek,
güdülmek, tartaklanmak, damgalanmaktır..” BFH.s.43.
Lecanaire: (1800-1836). Fransız katil, hırsız. Yayınlanmış bir
eseri bulunmamasına rağmen şair.
Kellesi kesilmeden “Hatıralar”ını yazdığı için yazar. Özel isminden çok
cins isim olarak meşhur olmuş,
Topluma, kanuna ve toplum kurallarına aykırı olanları adlandırmak için bir cins
isim. “Marx da toplumun eseri, Lacenaire de.” BÜ.s. 217.
Lefebvre: Henry Lefebvre (1901-1991)Fransız sosyolog ve
filozof. “Fransızlar içinde dünya görüşü tabirini
Goldmann ve Lefebvre gibi Alman kültürü ile temas edenler kullanıyor.”
SNK.s.296.
Legion d’Honnerur: 19 Mayıs 1802 tarihinde
Bonapart tarafından ihdas edilen Fransız askeri ve sivil madalyasının adı. “
Maupassant çok daha insafsız: ‘ bir aydını küçülten üç şey
var: akademi üyeliği, Legion d’Honnerur nişanı,
Revue des DeuxMondes yazarlığı.” BÜ.s.104.
Lehçe-i Osmanî: Ahmet Vefik Paşa
(1823-1891)’nın 1877 yılında yazdığı eseri. “Velet Çelebi Doktor
Knoş’un
bir kitabına yazdığı önsözde, Vefik Paşa’nın
Lehçe-i Osmanisi’de Şemsettin Sami’nin Kamus-u
Türkisi de, Redhouse’un müsveddelerinden faydalanılarak tertip edilmiştir,hükmünü
veriyordu.” Kİ.s.267.
Lehçe-t-ül Hakayık: Ali Bey’in (1844-1899)
Hakikatlerin dili anlamına gelen eserinin adı. Eser lügat şeklinde
düzenlenmiş olup, kelimelerin alay yollu
açıklanışı
sırasında insanlığın ve 19.asrın sonunda Osmanlı
toplumunun kusurları tenkit edilmiştir. Cemil Meriç Kırk Ambar
kitabının ikinci kısmı için bu ismi uygun görüp aynı isimle isimlendirmiştir.
“İkinci
bölüm Lehçe-t-ül Hakayık liberalizm’den kapitülasyonlara, sömürgecilikten kadın
ruhuna, kader muammasından Ali Şerati’ye, Marksizm’den İslamiyet’e,
üçüncü dünya kavgalarına kadar çağımızın belli başlı
problemleri.” Kİ.s.12. Lehçetü’l-Lûgat: Şeyhülİslam
Esat Efendi(1685-1753)’nin H.(1136-1145) yılları arasında telif ettiği
Türkçeden Arapça ve Farsça’ya sözlüğüdür. “XVIII. Yüzyılda Şeyhülİslam
Esat Efendi ilk defa Türkçe’nin lügatını yazar. Bestekardır. Lehçe-t-ül Lûgat’ı
için sekiz sene çalışır.”SNK.s.321.
Lehimci Bunyan: Bkz. “ ‘Ah’mâk-ı Hayâl’dilimizde ilk defa
yazılan felsefi bir roman. Lehimci Bunyan’ın ‘Necat Yolunda’sı İngiltere’de
Kitab-ı Mukaddes’ten sonra en çok okunan kitapmış.” Kİ.s.88.
Lehistan: Eskiden Polonya’ya verilen ad. “Lehistan
niçin ve ne zamandan beri Polonya olmuş?” Kİ.s.325.
Leibniz: Gottfried
Wilhelm Leibniz (1646-1716). Alman filozof. “Leibniz'e göre, akıl ise
hakikatların zincirlenişi; insan zihninin tabi olarak
kavradığı
hakikatlar.” IDG.s.172. Leiden: Hollanda’nın güneyinde bir şehir
merkezi. “Bkz. Arab socialism, Hanna and gardaner,Leiden 1969.” Mağ.s.223.
Leipzig:
Almanya’nın Saksonya eyaletinde Saksonya Anhalt eyaleti sınırına yakın bir şehir.
“1845’de Leipzig’de Alman Dogu Derneği ve Gazetesi.” Kİ.s.63.
Leitmotiv: Bkz. Laytmotiv. “Hayalle gerçek arasındaki çatışma,
bütün eserlerinin leitmotiv’i” KA.s. 208.
Lejitimist: Herhangi bir hanedanın veya krallığın
haklarını koruyan kimse. “İşte lejitimist, Orleancı’nın
zıddı, Bourboncu demektir, meşrutiyetçi değil.”
SNK.s.232.
Lejyon:
Roma ordusunun askerî birlikleri. “Doğduğu
zaman Roma Lejyonlari’nın çiğnediği
aç ve muzdarip kalabalıkların dini olarak doğar.”
SNK.s.50.
Leman Gölü: Orta Asya’da, Alplerin eteğinde
yer alan göllerin en büyüğü. “Ne yazık ki Leman Gölü
kıyılarında hayal kirikliği bekliyordu Saint-Simon’u,
Madam do Stael anlamadı onu.” Jur.II.s.30.
Lenigrrad: Sen-Petersburg şehrinin
1924-1991 yılları arasında taşımış olduğu
adı. “Kızıl meydan ‘daki türbe yetmemiş vlademir ilç ölür ölmez
petrograd’a lenigrrad adını takmışlar. vs .”Jur.I.s.189.
Lenin:
Vlademir İliç Ulyanov Lenin (1870-1924).
Rus komünist devlet adamı. “Marx’la Engels’in Kömünist Beyanname’si, Maurras’ın
Monarşi
Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet Üzerine Düşenceler’i,
Lenin’in Devlet ve İhtilal’i, Hitler’in Mein Kampf
yahut Kavgam’ı.” UU.s170.
Leninizm: Lenincilik, Lenin’in kavram ve uygulamalarının
tamamı. “Düşüncelerin bütünü değişmişti:İzafiyet
ve Quantum nazariyeleri,hormonların ve psikanalizin keşfi,
Leninizm ve davranış psikolojisi,uçak ve radyo,
ekspresyonizm, sürrealizm.” Mağ.s.40. Leon X.: “Bir
Cesar Borgia’nın başaramadığı
işi
neden bir Medici başaramasın?Cesar’ı bir papa
destekliyordu:VI.Aleksandr. Medici’yi de bir papa desteklemektedir:X.Leon...”
UU.S.173.
Leonardo da Vinci: (1452-1519). İtalyan
ressalm, heykelci,mühendis ve mimar. Mono Lisa başta olmak
üzere bir koç meşhur tasvirin sahibi. “Leonardo
da Vinci, beyaz bir kuğuya benzeyen uçak, dağlardan
karları alıp kucak kucak yanan şehirlerin bağrına
serpsin istiyordu.” SNK.s.22.
Leopald Wiese: Leopold Von Wiese (1876-1969). Alman sosyolog.
Alman sosyoloğu Leopald Wiese, “kelime
tasviri sosyolojide asla kullanılmamalıdır” ,diyor (1919). Lundberg'e göre
kavram müphemdir (1939).Chapple ve Coon'un “Antropoloji Prensipleri”nde kültür
kelimesine bile bile yer verilmemiştir.” Kİ.s.23.
Lepanto: İnebahtı. İnebahtı
Deniz Savaşı: Sonraları, Don Kişot’u
yazmaktan çok, Lepanto çolağı olmakla övünürmüş.”
KA.s.176.
Lermantof:
Bkz. Lermantov. “Lermantof, çağımızın anlayışına
daha yakın.” KA.s.225. Lermontov: Mihail Yuriyeviç Lermontov
(1814-1841). 1840 yılında Zamanımızın bir kahramanı isimli eserinin
yayımlanmasıyla Rus cemiyet ve ahlâki hayatına getirdiği
tenkitlerden dolayı skandal meydana getiren Rus şairi ve
yazarı. “Bana ilk evvel kafkasya’yı sevdiren, kafkasya’nın güzelliklerini
andıran Lermontov ve Puşkin’in tasvirleridir.”
BÜ.s.159.
Les Religions et les Debuts de la Philosophie: Bkz. Dinler ve Felsefenin Başlangıcı
“LHistorie du Developpement Culture et Scientifique de I’humanite,” insanlığın
ilmi ve Külterel Gelişme Tarihi. Cilt 2: L’Antiquite,
Eski Çağlar
“Les Religions et les Debuts de la Philosophie” Dinler ve Felsefenin Başlangıcı
193 v.d Paris 1967. ” IDG.s.100.
Les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam
Teolojisinin Büyük Prablemleri): Fransız
Medeniyet tarihçisi ve müsteşrik Louis Gardet (1904-1986)’in
1967 yılında yazdığı İslamiyet
ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir
Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış;
‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı
Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam
Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet
Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın
Büyük İnsanları)1977
belli başlı
eserleridir.” Kİ.s.163.
Les Hommes de I’İslam’ (İslamın
Büyük İnsanları): Fransız Medeniyet tarihçisi ve
müsteşrik
Louis Gardet (1904-1986)’in 1977 yılında yazdığı
İslamiyet
ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir
Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış;
‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı
Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam
Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet
Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın
Büyük İnsanları)1977
belli başlı
eserleridir.” Kİ.s.163.
Les Lois Psychologi gues de l’Evolution des
Peuples: Le
Bon’un eseri. “Ve bir kavmin tabib-i içtimîsi olmak üsteyenlere uzviyet-i
akvâmın teşrihini, fizyolocyasını
göstermek için Les Lois Psychologi gues de l’Evolution des Peuples’ü tercümeye
koyulur.” BÜ.s.160.
Les Oriantales: Victor Hugo (1802-1885)’nun 1829 ytılında yazdığı
romanı. “Hugo'ya Doğu'yu tanıtan: Fouinet olmuş.
Fouinet’in sunduğu malzemeyi geniş ölçüde
Les Oriantales'in (1829) arkasına yığmış şair,
bir kısmınıda dosyalarında saklamış” KA.s.34. Les Romanciers: Fransız
Edebiyat tenkitçisi Ferdinand Bruntiere (1849-1906)’nin 15 Eylül 1881 tarihinde
Revue des Deux Mondes dergisinde yayımladığı makale. “Bruntiere’in Revue
des Deux Mondeks’daki Le Roman Experimental, (14 Şubat 1880)
ve Les Romanciers (15 Eylül 1881) makalelerini görmüş olsa
o kadar aşırı bir hayranlığa
kapılmayacaktı.” KA.s.290.
Lesbos: Midilli.
“Ne var ki Avrupa daha çok Lesbos’lu Longüs’ün bir pastorali üzerine durmuş:
Dafnis ve Kloe.” KA.s.154.
Lessing: Gotthold
Ephrahim Lessing (1729-1781). Alman tiyatro ve eleştiri
yazarı. “Spinoza’nın, Lessing’in sempati ile karşıladığı,
adeta benimsediği bir inanç.” BDE.s.116.
Lester Ward: Lester Frank Ward (1841-1913). Fransız sosyolog,
botanikçi ve palrontolog) “Lester Ward’a göre: Almancada kültürle medeniyet
birbirinden çok ayrı iki kavram” Kİ.s.25.
Levh-i Mahfuz: Korunmuş levha; Allahü Teâlâ’nın takdir
ettiği
her şeyin
yazılı bulunduğu, nasıl olduğu
bizce bilinmeyen ve her türlü te'sirden korunmuş levha.
“Levh-i mahfuzdaki bilgiler onun malûmatının sadece bir bölümüdür.”IDG.s.182. Leviathan:
Leviathan or the Matter, From and Power of a Commonwealth Ecclesiastical and
Civil (Leviathan ya da dinine bağlı sivil bir devletin özü,
biçimi ve gücü).Thomas Hobbes’un 1651 yılında yazdığıve
tasarladığı devlet yapısını açıkladığı
eserinin adı. “Cumhuriyet İngiltere’sinde Cromwell hüküm
sürüyor ve 1651 sene-i miladiyesinde garip başlıklı bir
kitap yayımlanıyordu: Leviathan.” UU.s.199.
Leviler: Kaynaklarda
Leviller, Levitler ve Levililer gibi değişik şekillerinde
zikredilir. Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün Torah kısmında yer alan kitaplarından birisinin adı. Kitap
Sina’da nazil olan kanunları, kurban kanununu ve rahiplik müessesesinin kuruluşu
bigi konuları ihtiva eder. “Kitabların başlıcaları şunlardır:
Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu,
Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )” IDG.s.94.
Levsiyat:
Kirli ve aşağılık şeyler.
“Zola, levsiyatı hoşlandığı
için tavsiye etmez.” KA.s.302
Levy-Bruhl : “C.Levi-Strauss,Levy-Bruhl’ün birçok görüşleri,sınıfının
ve cemiyetinin ideolojisinin tesiri altında kalmıştır
iddiasındadır.” SNK.s.204
Levy-Bruhl: Lucien Levy-Bruhl (1857-1939) Fransız filozof ve
sosyolog. “Levy- Bruhl, daha takdirkârdır: Saint-Simon Comte’a kılavuzluk etmiş,
dehasının gelişmesi için en uygun yolu
göstermiştir
fakat Pozitif Felsefe Dersleri’nin yazarı orijinal bir filozoftur.” SSSS.s.89.
Lewis. Matthew
Gregory Monk Lewis (1775-1818). İngiliz roman ve piyes yazarı.
En önemli eseri 1796 yılında yazdığı The Monk adlı romanıdır.
“Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace Walpole’nun gotik romanı, Otrante
Şatosu
(1764), Beckword’un, Ann Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun
heyecan ihtiyacını karşılar.” KA.s.221.
Lexicologie: Fransızca sölük bilimi anlamında bir terim. “Lexicologie
kelimeler dünyasına açılan kapı, kelimelerin çağlar
boyunca geçirdiği farklılıklar, şecereleri,
sicilleri.” SNK.s.316.
Lexicon:
Sözlük, Lügat. “Çeyrek asır önce Rıza Tevfik’ten Türkçenin en güvenilir lügatı
hangisidir diye sormuştum, tereddüt etmeden
Redhouse’un Lexicon’udur demişti.” Kİ.s.267.
Leyla ile Mecnun: Konusu arap kaynaklı olmasına rağmen
İran
ve Türk edebiyatlarında da, mesnevi konusu olarak çok sık işlenen
aşk
efsanesi. “Brötanya ozanlarının rüyası, bütün Avrupa’nın rüyası olmuş.
Doğunun
Leyla ile Mecnun’u gibi Nala ile Damayanti’si gibi, Ferhat’la Şirin’i
gibi..” KA.s.161.
Leyla ve Mecnun: “Daha sonra yazar , “Romandan
önce klasik Osmanlı yazınında anlatım türü ,Farsça’dan kaynaklanan mesnevilerle
kendini gösterir;bunlardan en çok bilinenler Leyla ve Mecnun, Yusuf ile Züleyha
,Hüsrev ile Şirin vs.dir” der” KA.s.320.
LHistorie du Developpement Culture et Scientifique
de I’humanite:
Bkz. İnsanlığın
İlmi
ve Külterel Gelişme Tarihi: “LHistorie du
Developpement Culture et Scientifique de I’humanite,” insanlığın
ilmi ve Külterel Gelişme Tarihi. Cilt 2: L’Antiquite,
Eski Çağlar
“Les Religions et les Debuts de la Philosophie” Dinler ve Felsefenin Başlangıcı
193 v.d Paris 1967. ” IDG.s.100.
Liberal:
Liberelizm yanlısı. “Liberallerle, Fabiancılarla, filantroplarla tartışabilirsiniz.”
BÜ.s.211.
Liberalizm: Devlet toplum ve birey arasındaki ilişkilerde
önceliğin
bireyin hak ve özgürlüklerinde olması gerektiğüni
savunan iktisadi ve siyasi düşünce akımı.“Fransa’da Komünist
Parti’sine hürriyet sağlayan 89’da ölenlerdir, 48’de
ölenlerdir, 70’te ölenlerdir. Aristokrasi, liberalizme âşık
olduğu
için burjuvaziyi geliştirmedi.” Jur.I.s.381
Liberalizm: Gerek ekonomi felsefesinde gerekse siyaset
felsefesinde devlet, toplum ve birey arasındaki tüm ilişkilerde
bireyin hak ve özgürlüklerini öne çıkaran; her bireyin vicdan, inanç ve düşünce
özgürlüğünün
tanınması gerektiğini savunan ekonomik ve siyasal
öğreti.
“Kartel ve Trustleri kuran bir dünyada liberalizm olamaz SNK.s.129.
Liberalizm: “Liberalizm burjuvazinin ortaya attığı
bütün teoriler otonomisidir.” SNK.s.98
Liliputlar Ülkesi: Gülüver’in ilk yolculuğunda
karaya çıktığı düşünülen
hayal ülkesi. Burası küçültülmüş bir ingiltere’dir. “Köy bir
gurbet, bir sürgün, bir Lilluputlar ülkesidir hazret için.” Jur.I.s.380.
Linda: Cemil
Meriç’in gençliğinde, Hatay’da, bir kerhanmede
karşılaştığı
ve beraber olduğu hayat kadını. “Linda ne bir
‘la Dame aux Camelias’ydı , ne bir Manon Lescaut.” Jur.I s. 91.
Linga:
Simge anlamında bir Sabskritçe kelime. Terim olarak da Hint Mitolojisinde tanrı
Şiva’nın
erkeklik organı biçiminde, taştan ya da benzeri madeden
yapılmış,
bir sutunla ya da daha küçük bir şeyle şekillendirilen
simgesi. “Birden bir Linga belirdi önümüzde, pırıl pırıl bir Linga.” BDE.s.377.
Lingua Romana: Roman dilleri. “813 Tours Konsilinde halkın
halkın anlaması için papazların halk dilinde, yani romanca vaaz etmeleri
kararlaştırılmıştır:
lingua romana, eski Fransız halkının konuştuğu
dil.” KA.s.135.
Lisan el Arap: Büyük İslam bilginlerinden olan filozof
ve hekim İbn Sina (980- 1037).’nın İsfahan'da
bir Arapça bilgininin onu dilbilgisindeki yetersizliği
dolayısıyla eleştirmesi üzerine üç yıl çalışarak
yazdığı
eserinin adı. “On ciltlik ‘Lisan el Arap’ iki yüz elliden fazla eseri kitaplar,
mektuplar bize kadar gelmiştir.” Kİ.s.185.
Liszt:
Franz Von Liszt (1851-1919). Suçluyu bir hasta olarak kabul eden ve ve ona kişiliğine
uygun bir ceza verilmesi gerektiği fikrini ortaya atan Alman
kriminoloji uzmanı. “Liszt de, Henrie Heine de onun şakirdi.”
SSSS.s.109.
Litterature Üniverselle: Dünya edebiyatı anlamında gelen
Fransızca bir kelime. Kelimenin Almanca karşılığı:
weltliteratere; İngilizcesi ise
woldliteratere’dir. “Carlyle İngilizceye ‘World
literature’diye çevirmiş mefhumu,Fransızlar ‘Litterature
universelle’diye.” KA.s.24.
Littre:
Emile Litre (1801-1881). Fransız filozof ve sözlük bilimci. “Le Monde’dan öğrendiğimize
göre littre, 2 Haziran 1881’de hayata gözlerini yummuş.”
Kİ.s.261.
Littre’nin Sözlüğü: Dictionnaire de la Lenguage
Française. Fransız filozof ve sözlük bilimci Emile Litre (1801-1881)’in
1863-1873 seneleri arasında yazdığı sözlüğü.
“Gabriel Matzneff şöyle demiş bu
yıl dönümü vesilesiyle:Littre’nin Sözlüğü,bize yeni
hazineler,hayalimizden geçmeyen zevkler sunan Ali Baba’nın Mağarası.”
Kİ.s.261.
Litvanya: Baltık Deniz’i kıyısında, Kuzeyinde Letonya, Güney
batısında Rusya, Güneyinde Polonya, doğu ve güneydoğusunda
beyaz Rusya arasında kalan bir devlet. "Büyük şairin
fırtınalı hayatına bir göz atalım 1798'de -yani Puşkin'den
bir yıl önce Litvanya'da- doğar.” Kİ.s.326.
Lizbon: Portekiz’de
Tajo Irmağının sağ kıyısında
bulunan bir şehir. Portekiz’in başkenti.
“Her akşam
Lizbon sokaklarında bir hayalet dolaşırmış,
efendisi Camuens’e sadaka toplamağa çıkan Cavalı bir köle.”
BÜ.s.232.
Locke: Johan
Lucke (1632-1704). Mutlakiyetçiliğe karşı
çıkarak erkler ayrılğını avunması sebebiyle
Liberalizmin kurucusu kabul edilen İngiliz filozof ve siyaset
adamı. “Bacon’ın ilimler şeması, Locke’un felsefesinde ve
Newton’un ilmine uydurulmuş, Locke’un insan müdrikesi ile
ilgili tahlilleri Gassendi’nin Epikürcü Atomizmi ile Bayle’in septisizmi
arasında yer almıştır.” IDG.s.20.
Lodovico Muratori: (1672-1750). İtalyan
yazar. 25 ciltlik eseri: Rerum İtalicarum scriptores ismli
eseri Ortaçağ tarihinin kaynaklarını ortaya
koyan önemli bir eserdir. “Bunlara muratori parçaları da denir,çünkü
fihristi yayımlayanın adı Ludvico Muratori'dir.” IDG.s.124.
Logos Spermaticos: Sperma söz anlamında bir kelime
olup insanları tesir altında bırakacak kadar güçlü olan sözlere için kullanılır.
“Logos Spermaticos, diyor bir yazar: gebe bırakan söz. Kimi?” BÜ.s.261.
Loire Irmağı: Fransada bulunan 1006 km
uzunluğu
ile farnsanın en uzun akarsuyu olan irmak. “Birincisi, Eisleben’de bir köylü
kulübesinde, gotik kulelerin ve ormanların gölgedinde. İkincisi
Chinon’da, Loire ırmağının çiçekli kıyılarında,
kimine göre bir aktar dükkanında, kimine göre meyhanede.”KA.s.230.
Lombardiya: İtalyan’ın güneyinde yer alan,
ülkenin en kalabalık bölgesi. “Aksine Ruhr’un yahut Lombardiya’nın sanayicileri
de, İtalya’nın
büyük toprak sahipleri gibi, Hitler ve Mussolini’ye yardımlarını esirgememişlerdir.”
UU.s.130
Lombroso:Cesare
Lambroso (1835-1909). İtalyan kriminoloji uzmanı. “Bu
mektebin üç büyük temsilcisi: Lombroso, Feri, Sighele”. BFH.s.23.
Loncalar: Eskiden aynı meslekten kişilerin
özellikle esnaf ve zanaatkarların çalışma ve Pazar sorunlarını çözmek,
mesleğe
yeni eleman yetiştirmek amacıyla kurdukları
birlik. “Orta-Çağ loncalarında ve loncalara bağlı
Hermetizm kollarında amaç bu idi.” IDG.s.74.
Londra: Thames
Irmağı
kıyısında yer alan büyük biritanya’nın başkenti. “1751-52 lerde Londra’da
7 kere basılmış Chambers. IDG.s.16.
Lope de Vega: Felix Lepo de Vega Carpio (1562-1635). İspanyol
komedi yazarı. “Lope de Vega, Gongora, Quevedo, Tirso de Molina, Calderon.. onyedinci
yüzyılın birinci yarısına pırıltı saçarlar”.Kİ.s.67.
Lotüs.
Bkz. Lötüs. “Bazen bir lotüsse kurulup vina çalar.”BDE.s.126.
Louis- Philippe: (1773-1850). Fransızlar’ın 1830-1848 yılları
arsındaki Kralı. “Kelimeye bu anlamı kazandıranlar, onsekizinci yüzyılda
La Harpe, Voltaire, Cizvitler; ondokuzda, İmparatorluk üniversitesi,
Resterasyon devriyle Louis-Philippe devrinin hocaları.” Kİ.s.63
Lourdes. Franasa’da
Hautes-Pyrenees kontunun merkezi. Hristiyanlarca mücizelerin gerçekleştiğine
inanılan bir yer olduğuna inanılan Lourdes’i her yıl
4 milyona yakın kişi ziyaret eder. “Ben ne Jeanne
D’arc’ım, ne Lourdes’da meryem ana’yı gören çoban kızı.” UU.s.249.
Louvre:
Louvre Sarayı. Eskiden Fransa kralının paristeki sarayı. “Bir Amerikan
milyonerinin Louvre’da dolaşması gibi, Joconde onu görür, o
joconde’u görmez.” UU.s.206.
Lovejoy: Arthur
Lovejoy (1873-1962). Düşünce tarihinin öncülerinden
biri olarak kabul edilen Amerikalı filozof. “Ne var ki Amerikalı Lovejoy’un ‘Düşünceler
Tarihi Üzerine Denemeleri’nde Durum başkadır.” KA.s.427.
Lowie: Robert Harry Lowie (1883-1957). Avusturya
kökenli Amerikalı antrapolog. “Mesela
Summer, Keller, Malinowski, Lowie, Wisler, Sapir, Boas, Benedict. A.B.D’de
antroploji kendini, ‘kültür ilimi’ olarak tarif eder.” Kİ.S.41
Lozan: Lozan
Barış Antlaşması.
İstiklâl
Savaşının
sonunda Türkiye ile I. Dünya Savaşı’nı kazanan Devletler (İngiltere,
Fransa, İtalya)
ve Yunanistan arasında Romanya ve Japonya’nın katılmasıyla, İsviçre’nin
Lozan kentinde 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan anlaşma.
“Lozan’da Türklere fazla mülâyim davrana itilaf devletlerine kızacak kadar da
Türk dostudur” BÜ.s.161.
Lötüs: Botanikçilerce
hiçbirisi lötüs olarak sayılmayan birçok bitki türüne verilen ad. Hint
mitolojisinde lotus gün doğarken açan gün batarken kapanan
bir çiçek olarak tasvir edilir ve güzelliği saflığı
ve tanrı güzelliğini temsil eder. “Sonbahar
lötüsünün yapraklarına benzer kirpikleri, teni sonbahar lötüsü kokar.”
BDE.s.333.
LSD: ya
da L.S.D. 25. Almanca Lyserg Suare Diathylamid’in baş harflari.
İndol
türevlerinin başında gelen halisinojen.
Önceleri yapay olarak elde edilen sonra çavdar mahmuzu ürünlerde tabii olarak
bulunan uyuşturucu madde. “Çağdaşlaşmak,
Avrupa’nın yeni ihraç metâı, kokain ve LSD gibi... şuuru
felce uğratan
bir zehir.” BÜ.s.97.
Lucretius. Tam adıyla: Titus Lucretius Carus (MÖ.98-55).
Latin şairi.
“Bhagavad’ın yanında Lucretius’un: “De Rerum Natura“sı ne kadar sığ,
ne kadar nesir.” BDE.s.87.
Lugat-i Naci:Tanzimat devri şair ve
yazarlarından Muallim Naci (1850-1893)’nin 1890 yılında yazdığı
lügatı. “Lugat-I Naci’de,renksiz kokusuz.”Kİ.s.274
Lugaz: Türk
edebiyatında, Konusunu canlı ya da cansız varlıların, eşyaların
oluşturduğu
manzum bilmeceler. “Oysa gerçek, içinden çıkılmaz bir lugaz.” KA.s.206. Luka
İncili: Luka İncili
ya da Aziz Luka’ya göre İncil. Aziz Markos İncilinden
sonra 80’li yıllarda yazılmış olan ve kilisenin kanbul ettiği
dört incilden üçüncüsü. "Luke (Luka) İncili'ne gelince. Bu kitapta
Marc'da da Mathieu'de de bulunmayan malzeme vardır." IDG.s.114.
Lukacs. György
Lukacs (1885-1971) Macar komünist filozof, edebiyat kuramcısı ve siyaset adamı.
“Etiemble, belli ki Lukacs ile Goldmann’ın roman hakkındaki tezini beğenmemiş.”
Kİ.s.247.
Lukas. Bkz
Luka İncili.
“Lukas da aynı kaynaktan yararlanmış. İnciller
içinde en yaygını.”IDG.s.129.
Lunaçarski: Anatoliy Vasilyeviç Lunaçarskiy (1875-1933). Rus
siyaset adamı ve yazar. “Sovyet tenkitcisi Lunacarski (1875-1933)ye gore
Bazarov, Rus edebiyatinda ilk “musbet” kahraman.” Cagdaslarinin deyimiyle bir
Orlando Furioso.” Mağ.s.84.
Lundberg:
Erik Lundberg (1907-.). İsveçli iktisatçı ve ünlü İsveç
Konjonktör Enstitüsü müdürü (1944-1955). Alman sosyologu Leopald Wiese, “kelime
tasviri sosyolojide asla kullanılmamalıdır,” diyor (1919). Lundberg’e göre
kavram müphemdir (1939).Chapple ve Coon’un “Antropoloji Prensipleri”nde kültür
kelimesine bile bile yer verilmemiştir.” Kİ.s.23.
Lut Kıssası: Kitab- Mukaddes’te ( Yaradılış XIX
bölümünde) anlatılan kıssa. “ (Neşideler Neşidesini
hatırlarsınız.. .1 ladi şiirin hakları vardır diyelim,
hürrüyeti vardır diyelim. Lut kıssasına ne buyrulur.)” BÜ.s.198.
Lut:
Hz. Lût (a.s) Kur'ân-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerden biri. Eşcinsellikle
mücadelesi ile tanınır. Hz. İbrahim'in kardeşi
Hârân'ın oğludur. Lût (a.s), İbrahim
(a.s) ile birlikte Harran'dan Filistin'e göç etti. Burada kıtlık baş gösterince
Lût ve İbrahim
(a.s.) beraberce Mısır'a gittiler. Bir süre sonra Mısır kralının verdiği
mal ve sürüleri yanlarına alarak birlikte tekrar Filistin'e döndüler. Zamanla
yerleştikleri
bölge, sürülerini almaz oldu. Hz. Lût bunun üzerine, amcası İbrahim
(a.s.)'ın bölgesinden ayrılıp Sedom şehrine yerleşti.
Daha sonra bu şehre peygamber olarak
gönderildi. Sedomlu’lar bozuk ahlâklı, kötü niyet insanlar idi. Yol keserler,
yolcuların elinde avucunda ne varsa alırlardı.Sedom halkı dünyada daha önce
kimsenin yapmadığı sapık işleri,
ahlaksızlıkları yapıyor, eşcinsel davranışlarda
bulunuyor, azgınlıkta birbirleriyle yarış ediyorlardı. Hz. Lût, kavmini
doğru
yola davet ettiyse de aldırmadılar. Yaptıkları kötü işleri
devam ettirdiler. Karısı da ona inanmayanlardandı. Hz. Lut Kavmi
kütülüklerinden uzaklaştıramayınca allah melekleri
vasıtasıyla Sodomluları helek etmek istedi Melekler, Lût'un bulunduğu
Sedom şehrine
geldiler. Kendisine iman edenlerle birlikte sahan olmadan şehri
terk etmesini söylediler. Sabah olunca, her birinin üzerinde kime isabet edeceği
yazılı taşlar yağmaya
başladı.
Böylece kavim helek oldu. “Sodom’da kalmış Lut’un ümmeti.” BÜ.s.283.
Luter: Martin
Lüter (1483-1546). Reform hareketlerinin öncülerinden Alman tanrıbilimci.
“Polemiğin
tuzu biberi: küfür. Luther, Erasmus, Calvin tulumbacı gibi küfrederler.”
BÜ.s.127.
Luxembourg Bahçesi: Luxembourg Sarayı ve Bahçesi.
Paris’te VI. arrondissement’da naiplik görevini yürüten Marie de Medicis
tarafından 1612 yılında Luxsemborg konağının yakınında yaptırılan,
Boyceau’nun düzenlediği, 1650 yılından beri sanatçı
ve yazarların uğrak yeri olan bahçe. “Yalnızlık
ve Madam Fouche. Saint- Michel Bulvarındaki apartman, şüphenin
zehri, hastahane, Luxembourg bahçesi.” Jur.I.s.343.
Lübnan:
Lübnan Cumhuriyeti, Batı Asya’da, Akdeniz kıyısında, başkenti
Beyrut, resmi dili Arapça oaln bir devlet. “Petrol kaynaklarının bulunuşu
Amerika Birleşik Devletleri’nin iktisadî
tarihini değiştirmiştir,
ama daha o zamanlarda Ortadoğu’da, Sahra’da veya Lübnan’da
bir o kadar önemli kaynaklar vardı.” BDE.s.74.
Lykurgos: (MÖ.390-324): Platon ve İsokrates’in
öğrencisi
Atinalı Hatip. “19. yüzyıl Avrupası’na göre, Yunan mucizesi bütün ihtişamını
Asya’ya borçlu: Pythagoraslar, Demokritoslar, Lykurgoslar. meşalelerini
ya Ganj kıyılarında tutuşturmuşlar,
ya Nil boylarında.” BDE.s.28.
Lyon:Fransa’da
bir şehir.
“O zamana kadar (İrenaeus ve Tertullian'a
göre)hem Lyon hem Kartaca kutsal kitap olarak İncilleri,
Paul'un Mektuplarını ve daha bazı mektupları okuyorlardı.” IDG.s.124.
Lysias. (MÖ:440’a
doğru-380’e
doğru).
Atinalı hatip. “Atina’da ki hatiplerin kavgalarına da karışmış Zoil
İsokrat’a
karşı
Lysais’u tutmuş.” KA.s.386.
M. Ali Ayni: Mehmet Ali Aynî (1869-1945) Cumhuriyet öncesinde
ve sonrası düşünür ve. Dârü'l-fünûn Edebiyat
fakültesi felsefe tarihi profesörü. “M.Ali Ayni:İntikat ve İntikadi
Mülahazalar.”SNK.s.273.
M. Şemseddin: Şemseddin
Günaltay. “ Z.V. Togan’ın ‘Tarihte Usul’ adlı nefis araştırİ.Sında
M. Şemseddin
ismine rastlayamadık. Kİ.s.90.
Maari:
Ebülala el Maari (973-1073) 4 yaşında yakalndığı
çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybeden
ve hayatı boyunca onun psikolojik tesirini üzerinden atamayan arap feylesofu.
“Yahut insanların arasına çıkabilmek için deha ile taçlanmaları, bir Homer, bir
Milton, bir Maarri olmaları şart.” Jur.I.s.107
Maarifetname: Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın 1760 yılında
telif ettiği din, tasavvuf ve bilim
konularını kapsayan ansiklobedik eseri. “Bu efendiye göre tek kitap vardı
dünyada:Maarifetname.” UU.s.257.
Mabadüt Tabiyesi: Metafizik, fizik öresi. “Avrupa’nın mabadüt
tabiyesi neyi halletmiş.” Kİ.s.385.
Mably: Gabriel
Bonnot de Mably (1709-1785). Fransız filozof ve tarihçi. “Bir uyurgezerler
kafilesi aralarında kimler yok ki: Mably, Rousseau, Fenelon...” Mağ.s.211.
Macarca:
Ural-Altay dil ailesinin Fin-Ugur dillerinden, özellikle Macaristan’da konuşulan
bir dil.“İnkilap,ancak yazı dilleri
olmayan milletlerde,mesela Macarca ve Çekçede düşünülebilir.”Kİ.s.141.
Macaristan: Balkanlarda, başkenti
Budapeşte,
resmi dili Bulgarca olan. “Oysa Macaristan’da Michael Babits 1942’de Avrupa
Edebiyat Tarihi’ni yazmıştır.” KA.s.428.
Macarlar: Macar halkından olan kişliler.
“Çinlilerden Suriyelilere, İranlılara; Annamitlerden
Lehlere, veya Macarlara kadar eski dünyanın bütün medeni kavimleri vatanlarına
vahşi
akıncıların dolduğun gördüler.” Jur.I.s.153.
Macauley: Thomas B. Macauley (1800-1859). İngiliz
hukukçu, siyaset adamı, şair, Tarih ve deneme yazarı.
“İngilizler
19. asrın başından itibaren kendi dillerini
öğretmeye
başlarlar
Hint’lilere, Macauley İngilizcenin yerleşmesinde
büyük bir rol oynar.”BDE.s.94.
Machiavelli: Neccolo Machivelli (1469-1527). İtalyan
siyaset adamı ve yazar. “Machiavelli, insanlığı ikiye
ayırır: tarihi yapanlar, tarihin malzemesi.” BÜ.s.203.
Mackay:Claude
Mavkay (1890-1948). Zenci rönesansının önemli isimlerinden olan Amerikalı şair,
roman ve biyografi yazarı. Biyografilerini 1937 yılında yayımladığı
‘A Long Way from Home’ isimli eserinde yayımladı. “O çılgın zekâyı, ölümünden
yarım asır sonra bir biyografın (Mackay) hayran tecessüsü umulmadık birba’s-ü
bâd-el mevte kavuşturacaktır.” BÜ.s.200-201.
Madam dö Stael: (1766-1817) Fransız kadın yazarlarından.
Romantizm çerçevesinde değerlendirilir. “19. yüzyılın başlarında
Fransız aydınlarına kılavuzluk eden iki büyük yazar var: Chateaubriand ve Madam
dö Stael.” BED.s.59.
Madam Bovary: Gustave Flaubert (1821-1880)in 1857 yılında
kaleme aldığı romanı adı. “Flaubert’in
romanı. Emme’nın müphem ve çılgın, acı hayâl kırıklıklarını,arayışlarını,
küçük sevinçlerini ve sonsuz acılarının dramlaştırıldığı
eser.“Madam Bovary” Flaubert’in kendisi.” BÜ.s.209.
Madam dö Renal: Stendhal’in Kırmızı ve Siyah romanının kadın
kahramanı. “Kırmızı ve Siyah’ın Madam dö Renal’i sana ne kadar benzer
bilmiyorum.” Jur.II.s.33.
Madam dü Deffant ile Horace Walpole Aşkı: Madam dü Deffant Fransız
kadın yazar (1697-1780) skandallarla dolu bir hayatı var. Horace Walpole de İngiliz
yazar (17171797). Bu iki yazar birbirlerinde ahir-i ömürde aşık
olurlar aralarındaki mektuplaşma Madam dü Deffant’in
ölümünden sonra (1809) yayımlanan Mektuplar’ının kaynağını
teşkil
eder. “Aşkın yaşı
olmaz. Madam dü Deffant ile Horace Walpole’un aşkı
Jur.II.s.38.
Madde ve Kuvvet: Alman maddeci filozof Ludwig
Bürcner (1824-1899)’in 1855 yılında yayımladığı eserinin
adı. “Büchner’in “Madde ve Kuvvet”i (Baha Tevfik) ile, Abbe Meslier’nin
“Akl-ı Selim”i (Baron d’Holbach) Abdullah Cevdet’ten bu yana Türk
intelijansyası üzerinde en çok etki eden iki kitaptır.” SNK.s.25.
Maddecilik: Maddenin zihinden önce geldiğini,kabul
ederek maddi doyuma ve hazza öncelik tanıyan felsefi görüş.
Materyalizm. “Ama gemi su almakta devam ediyor. Maddecilik keşiflerin
kara cübbeleri altında imparatorluğun dört bucağına
taşınır.”
BÜ.s.133.
Maddî Medeniyet ve Kapitalizm: Fransız tarihçi Fernand
Braudel (1902-1985)’in 1979 yılında yayımladığı üç
ciltlik eseri. “ ‘Oluşan Dünya.’ Yazarı Fernand
Braudel, College de France hocalarından, Modern Medeniyet Tarihi okutuyor;
Ecole Pratique des Hautes Etudes’de de kurulduğu günden
beri bölüm başkanı. Başlıca
Eserleri: II.Flip Devrinde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Maddî Medeniyet ve
kapitalizm Sonra çeşitli makalelerini bir araya
getiren Tarih Üzerine Yazılar.” UU.s.93.
Maddiyun:
Maddinin çokluğu. Maddeciler, materyalistler
anlamında. “Hükemanın yüksek kısmı olan israkiyun böyle halt etseler maddiyun
tabiiyun gibi asağı kısımları ne halt etsin ?
Masaaiyun da melaikeye ukul-u asare ve erbab-ul enva ismini vermiş.”
IDG.s.196.
Madhava: Baldan
anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun
ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli
sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta
(sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta
(kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana
(varlıkların kaynağı ve barınağı).”
BDE.s.128.
Madrid: Madrit’in
il merkezi ve İspanya’nın başşehri.
“Paris, Londra veya Madrit herhangi bir dişi kadar
muhteşem
herhengi bir dişi kadar alelâde.” BÜ.s.260.
Madritli Müslime: İhvanü’s-Safa
risalelerini derlemesiyle bilinen, Hicri IV. Asırda yaşayan
İslam
bilgini. Bir İslâm âlimi, Madridli Müslime (
ölümü 395 ) doğaya yaptığı
bir seyahatte risaleleri toplayıp yok olmaktan kurtarmış.”IDG.s.37.
Madura Akademisi: Hindistan’da Vagiai Irmağı
kıyısında bir kent olan Madura’da kurulan akademi. “Manimekhalenin yazarı
Sattanar, Madura Akademisinden, geniş ufuklu bir tenkitçi” BDE.s.289.
Madura Akademisi: Hint Tamul edebiyatında bahsedilen üç akademiden
biri. Rivâyetlere göre Pandya krallarının korumasında olan bu akademiler 9950
yıl sürmüş ve 8598 kere ödül almıştır.“
‘Manimakhale’nin yazarı sattanar, Madura Akademisi’nden, geniş ufuklu
bir tenkitçi.” BDE.s.289.
Madura Hindistan’da
Vagiai Irmağı kıyısında bir kent: “Kovalan
bu değerli
bileziği
Maduradaki bir kuyumcuya satmak istiyor.” BDE.s.289.
Madura: “Madura
şehrindeymiş bu
akademi, Comorin burnunun güneyinde yer alan bu şehri de,
akademiyi de dalgalar alıp götürmüş.” BDE.s.284.
Madura:
Hindistan’da, Vaigai Irmağı kıyısında tarihi bir kent.
“Kovalan bu değerli bileziği
Madura’daki bir kuyumcuya satmak istiyor.” BDE.s.289.
Madurin Hikâyesi: Victor Hugo’nun Sefiller
romanının Türkçeye yapılan tercümesinin adı. “Romanda Hesaplaşma’ya
dönelim. Aynı çevirmen 1862’de Sefiller’i, Madurin Hikâyesi adıyla çevirmiş.”
KA.s.333.
Madusun Datta: (1824-1873). Bengalli şair
ve komedi yazarı. “Tom Amca’nın Kulübesi: Bu realist şahesere
Bengal’in Tom Amca’nın Kulübesi adını verirler. Aynı yıl edebiyat göklerinde
yeni bir yıldız pırıldar: Madusun Datta (1824-1873).” BDE.s.274- 275.
Maghada Hanı: Hint milli şairi ve oyun yazarı Kalisada
(IV-V.asır)’nın Raghuvanşa isimli eserinde sözü edilen şahıslardan
biri. Sadıç kadın Maghada Hanı’nın önünde durup söze başladı.”
BDE.s.186.
Magosa: Gazi
Magosa. Kıbrıs’ın doğu kıyısında bir liman kenti.
“Namık Kemal’in hayatından Magosa’yı çıkarın, “Hürriyet Kasidesi” sönükleşiverir.”
Jur.I.s.365-366.
Magrib:
Bkz. Mağrib.
“Batı’nın bilhassa Magrib’in metinlerde adı çok az geçer.” Kİ.s.158.
Mağrib: Afrika’nın kuzey batısında
Akdeniz ile Büyük Sahra arasında kalan ülkelerin bütününe verilen isim. Mağrib
üç büyük bölgeye ayrılır bunlar: 1-İfrikiyye (Trablus ve Tunus).
2-Orta Mağrib (Cezayir).3- El-Aksa (Fas).
“Batı irfanına İslam dünyasını tanıtan ilk eser
Doğu
Kütüphanesi... ve Doğu Kütüphanesi’nde Mağrib
yok ” UU.s.140
Mahabharata: Ünlü Hint destanı. Mahabbaratta, “Büyük Bharata
Soyu” anlamına gelen bir kelimedir ve bu soyun yaşadığı
“Büyük Savaşı” anlatır. Eser yaklaşık
100.000 beyitten ve 18 bölümden oluşmaktadır. “Hint'in en büyük iki
destanından biri olan Ramayana, Hintliler'e göre, Mahabharata'dan çok daha yaşlı.”
BDE.s.151.
Mahakavya: Büyük Kavya anlamına gelen bu kelime Hint
edebiyatında genellikle meşur bir efsanenin kahramanını
anlatan ve şairin amacı hüner göstermek
olan destansı şiir türünün adıdır. “Destanın
çeşitleri
var Hint’te: İtihasa, Kavya, Mahakavya.”
BDE.s.138.
Mahatma: Mahatma
Gandhi (1869-1948) Hindistanın bağımsızlık kahramanı. “İlyada,
Şehname,
Mahabharata, Mahatma'nın yarattığı epope yanında ne kadar
zavallı.” Kİ.s.335.
Mahavira:
Büyük kahraman anlamında bir kelime olup canizmin kurucusunun bir ismidir.
“Mahavira'yı yaratan böyle bir çevre.” BDE.s.164.
Mahir: Bkz.
Hasan Mahir. “Evet zavallı Mahir.” KA.s.361.
Mahmut Celâlettin Paşa: Çorluluzade Mahmut Celâlettin
Paşa
(1839-1899).Türk siyast adamı besteci ve tarihçisi. “Karısının âşıkı
olduğu
rivayet edilen İngiliz Sait Paşa
için , “fasid ve ebleh” dir. Suavi, Mirat-ı Hakikat sahibi Mahmut Celâlettin Paşa’nın
hükmü de hayranlık belirtmekten uzak: “müsfit, sefih-i rüzigar, ebleh-
firib.”Mağ.s.151.
Mahmut Ali: Cemil Meriç’in oğlu Mahmut
Ali Meriç. “Oğlu Mahmut Ali ile kızı Ümit
liseyi bitirene kadar, yaz tatillerinde babalarına yardımcı olurlar.” SNK.s.12.
Mahmut Celalettin: Bkz. Mahmut Celâlettin Paşa.
“Devrin tarihçilerine göre Suavi’yi bu kanlı teşebbüse
götüren hırsıdır (Mahmut Celalettin, Abdurrahman Şeref).”Mağ.s.154.
Mahmut II: (1784-1839) Otuzuncu Osmanlı sultanı ve İslâm
halîfelerinin doksan beşincisidir. Osmanlı
Sultanlarından I. Abdülhamit Han’ın, Nakş-i Dil Sultandan olan oğludur.1808
yılından 1839 yılına kadar padişahlık yapmıştır.
“Osmanlı Hanedanı’nın son renkli müstebidi II. Mahmut’la küstah Mısır valisi
Mehmet Ali arasındaki anlaşmazlıktan faydalanan
Palmerston, Padişaha Britanya müzaheretini vaad
etti.” BFH.s.80.
Mahreçler Teorisi: Mahreç satiş sürüm
sürüm yerleri anlamına gelir. Bu kanuna göre ekonominin tamamında talep
yetersizliğinden veya diğer
deyimle aşırı üretimden kaynaklanan gayri
iradi işsizliğin
ortaya çıkması mümkün değildir. Bu kanuna göre arzda
meydana gelen her artiş kendisi kadar bir talep artişina
yol açmakta yani "her arz kendi talebini yaratmaktadir.” Her arz kendi
talebini yaratacağindan toplam talep toplam arza
eşit
olacaktir. 2. Fransız Dalı. İyimserdirler. Jean-Baptististe
Say, Bastiat. Say mahreçler Teorisinin kurucusu.” SNK.s.147.
Maia:
“Yunan mitolojisinde Adlas ile pleione’nin kızı. Tanrı Zeus ile birleşerek
Hermes’i doğurmuştur.
Zeus’la Kallisto’dan olma arkas’a sütninelik yaptığı
için Hera’nın hışmına uğramış ve
bir yıldız olarak göğe çıktıktan sonra rahat etmiştir.
Yunan Tanrısı , Zeus’le Maia’nın oğlı, Maia ise Atlas’ın kızıdır.”
IDG.s.209.
Maistre:
Bkz. Joseph de Maistre. “Birinci düşünceyi aristokratik ve
teokratik mektep temsil eder, Bonald’ın Maistre’in, Lamennais’nin mektebi;
ötekini liberal mektep, Benjamin Constnt’in, ‘Minerve’ yazılarının mektebi.”
SSSS.s.50.
Maitreyi: Upanişadlar’da (Brihadarankaya-Upanişad’da)
Yahnavalkya’nın karısı. “ ‘Yacnavalkya ‘maitreyi, dedi, yolcu yolunda
gerek’.”BDE.s.319.
Makedonya:
Balkanlarda Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutlık ve Sırbistan arasında kalan,
resmi dili Makedonca başkenti Üsküp olan devlet.
"Balkan devletleri, o zamanlar Avrupa Türkiyesi denilen kara parçasının
merkezine yani Makedonya’ya hep birden göz dikinceye kadar padişahın
işine
yaramıştı."
BFH.s.131.
Makedonyalı Zoil: Bkz Zoil. “Bu sayede bütün edebiyat
tenkitçilerin ceddini tanıyoruz işe başlar
başlamaz:
Makedonyalı Zoil.” KA.s.386.
Makrokosmos: Büyük evren anlamında bir fessefî terim.
“Makrokosmos’un da, içinde başka ne var: su, toprak, hava ve
aleş...” IDG.s.211.
Makroskopik: Gözle görülebilen, müşahede
edilebilen anlamında bir terim. “Mikroskopik dunya ile Makraskopik dunyanin
kanunları cok ayri.” SNK.s.32 Makyavel: “Politikacı Makyavel’den beri şüpheli
bir yaratıktır.” KA.s.358.
Makyavelcilik: Yönetmek için her yolun geçerli olduğu
düşüncesine
dayanan ve hiçbir ahlâkî değeri dikkate almayan
Machiavelli’nin siyasal sistemi. “Maddeciliğin
zaferler kazandığı bir devirde, liberal
burjuvazi Voltaire’ciydi, Enfantin’le müritlerini Makyavelcilikle suçladı.”
SSSS.s.101.
Makyavelizm: Bkz. Makyavelcilik. “Ferman dinlettigi
bir dunyada tarafsizlik meziyet olabilir mi?” Kİ.s.67-68.
Makyevalik: Makyavel gibi düşünen. “Habis,
haris, Makyevalik bir toplumu anlamasına imkan yoktu Osmanlı’nın.” SNK.s.283.
Makyevelizm: Bkz. Makyavelcilik. "Dava talihsiz bir kavmin
çilesine ağilmek tarihin derinliklerine
ibretkavmin çilesine eğilmek değil,
Sovyet Rusraya'nın dillere destan makyevelizmini bir kere daha yermek.” Kİ.s.325.
Mala Ovası: Hint Klasik dönem şair ve
yazarı Kalidasa’nın mensur eseri Meghaduta’da adı geçen bir yer. “Mala ovasında
genç kızlar/ seni türkülerle karşılayacak.” BDE.s.379.
Malabar Körfezi: Hindistan’ın Umman Denizi kıyısında Dakkan
Yarımadası’nın batı bölgesinde yer alan Goa ile Kanya Kumari burnu arasında yer
alan Malabar şehrinde sınırları içindeki yer.
“Almanların ve Malabar Körfezi’nde bir Camoens’leri vardı, ne Kalküta’da bir
Jones’leri.” BDE.s.52.
Malaki:
Malaki (Malachi). Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî
nebisi. Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel, 2.
Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya,
malaki.”IDG.s.135-136.
Malavika ile
Agnimitra: Hint klasik dönem şair ve yazarı Kalidasa
(IV-V.asır)’nın tiyatro eseri. “Malavika Ile Agnimitra”ustadın gençlik eseri.”
BDE.s.211.
Malavika:
Kalisada tarafından yazılan Hint tiyatro eseri. “Malavika ile Agnimitra”nın
kadın kahramanı. Malavika, kralice Dharini’nin cariyelerinden bir rakkasedir.
Malavika has bahceye, aşokayi çiçeklendirmeye iner.”
BDE.s.212.
Malay:
Malezya, Endonozya Güney-doğu Asya takımadaları ve Sunda
adalarında yaşayan halka verilen isim. Malaya
dili Endonozya öbeğinden olan, Endonozya ve
malezya’da konuşulan dil.“Galland’ın tercümesi
Grek, Alman, Felemenk, Macar ve Malay dillerine aktarılmış.”
BDE.s.236.
Malaya Dağları: Malezya’nın diğer
adı. Malezya Dağları. “Malaya dağlarından
ince bir rüzgâr eser.” BDE.s.386.
Malayalam: Kerala eyaletinde yaklaşık
33 milyon kişi tarafından konuşulan
Güney Dravid dili. “Hint yarımadasının güney yarısında yaygın olan
Dravitçe’nin dört büyük lehçesi var: Tamul, Malayalam, Kannada, Telugu.”
BDE.s.95.
Malcolm X: (1925-1965). Molcolm Little de denir. Hayatını
Amerika’da kurulmasını hayal ettiği tam bağımsız
bier zenci devletine adayan Amerikalı Müslüman siyaset adamı. “Fakat asıl mürşid:
Malcon X. Deli mi dahi mi bilmiyorum.” Kİ.s.279.
Malebranche: Nicolas De Malebranche (1638-1715). Fransız rahip
ve filozof. “Eflatun orta çağın realistleri Malebranche,
Fenelon gibi aklı savunan filozoflara göre namütenahi, mutlak zaruri, ezeli,
cihanşümul,
mükammel gibi mafhumlar yalnız müspet birer düşünce değil,
bütün düşüncelerin
en müspetidirler, onlar sayesinde karşı konmaz ve en yüce gerçeği
tanırız.” IDG.s.169.
Malesherbes: Chretien Guillaume De Lamoignon De Malesherbes
(1721-1794). Diderot’un Ansiklopedisi’nin yayınlanmasına verdiği
destekle bilinen Fransız yargıç ve siyaset adamı. “Bereket XVI. Louis’nin neşriyat
müdürü Malesherbes, Diderot’yu zamanında uyardı ve müsveddeleri kendi evinde
sakladı.” IDG.s.17.
Malezyaca:
Bkz. Malay. “Malgaşça’yı: Bulucistan’da Seylan’a:
Dravit Dillerini: Konuşanların sayısı yetmiş milyonu
aşar.
Seylan’a da aşar Dravit dilleri izlerine
Bulucistan’da bile rastlanır. Gramer bakımından Türkçe’ye benzer Dravit dilleri
fonetik bakımından daha çok Malgaşça’yı, Malezca’yı andırır.”
BDE.s.283.
Malgaşça: Madagaskar’da konuşlan,
birbirine çok yakın15 lehçeden oluşan, Endonozya öbeğinden
bir dil. “Bulucistan’da Seylan’a: Dravit Dillerini:Konuşanların
sayısı yetmiş milyonu aşar.
Seylan’a da aşar Dravit dilleri izlerine
Bulucistan’da bile rastlanır.Gramer bakımından Türkçe’ye benzer Dravit dilleri
fonetik bakımından daha çok Malgaşça’yı, Malezca’yı andırır.”
BDE.s.283.
Malherbe: Francois de Malherbe (1555-1628). Fransız klasik şairi.
Fransız Klasik şiirinin kurucusu sayılır. “Fransa'da
Pleade'ın yapay klasisizm'ine karşı olan Malherbe, Fransızca'nın
mükemmelleşmesine adar kendini ve klasik
akımın kanun kurucusunu olur.” Kİ.s.72.
Malik bin Enes. (771-795). Ehl-i Sünnet ve Cemâat mezhebinin
amelde dört mezhebinden birisi olan Mâlikî Mezhebi’nin imamı. 771 (H.93)
yılında Medine-i Münevvere’de doğmuş 795
(H.179) yılında yine Medine-i Münevvere’de vefat etmiştir.“Maliki
Mezhebi’de çok yayılmış bir mezhep.Medine’de kurulmuş,kurucusu
Malik bin Enes.” Kİ.s.197.
Malikî Mezhebi: Ehl-i Sünnet ve Cemâat mezhebinin amelde dört
mezhebinden birisi. İmamı: İmam
Malikü’bnü Enes’tir. Bkz. Malik bin Enes. “Maliki Mezhebi de çok yayılmış bir
mezhep. Medine’de kurulmuş, kurucusu Malik bin Enes.” Kİ.S.197.
Malinowski: Bronislaw Malinowski (1884-1942) Polonyalı
antrapolog. Mesela Summer, Keller, Malinowski, Lowie,Wisler, Sapir, Boas,
Benedict. A.B.D’de antroploji kendini,’kültür ilimi’ olarak tarif eder.” Kİ.s.41.
Mallarme :Stephane
Mallerme (1842-1898). Sembolizmin öncülerinden olan Fransız şairi.
“Ribmaud’ya göre Asya,”hikmetin ezelî vatanıdır”, Mallarme “Nala ile Damayanti”
gibi daha önce Fransızca’ya çevirilen Hint masallarını yeni baştan
yazar.” BDE.s.69.
Malta şövalyesi: Akdeniz küçük bir takımadanın
başlıca
adı olan Malta’nın Sövalyelerinin Katolit kilisesini savunması ve kendilerini
kilisenin mücahidi görmeleri ile ünlenmiş. “Oysa Saint-Simonlar doğar
doğmaz
Malta şövalyesidirler.SSSS.s.28.
Malta:
Akdeniz kıyısında küçük bir takımadacıklar bütününün genel adı. Azerbaycan
Heyet-i Murahhas azası sıfatıylaBakü’den Paris’e gitmeküzere iken İstanbul’da
İngilizler
tarafından tutuklanarak Malta’ya sürdürülür.” BÜ.s. 156.
Manche: Manş.
Avrupa’nın Kuzey-batısında, Fransa ile İngiltere arasında sığ deniz.
"Manche ötesi için de öyle mi acaba? Hayır".” Kİ.s.70
Mandragor:
La Mandragola İtalyan siyaset adamı ve yazar
Neccolo Machivelli (14691527) 1520 yılında yazdığı tiyatro
eser. "Belfegor adlı bir hikaye ile Mandragor adlı tatlı bir tiyatro eseri
vardır". SNK. s.188.
Manifesto:
Bildiri. Beyanname. "Gerçekte avrupa medeniyetinin ilk Manifesto'su
Dercarte'in "Usul Hakkındaki Risâle"sidir. (bizde 1895, 1983 ve
Vekâletin 2 baskısı "konuşma" diye yanlış çevrilmiştir.)
SNK. S.72
Maniheizm: Mani tarafından kurulan, iki eşit
ve zıt iyilik-kötülük ilkesinin birlikte var olaİ.Sına
dayanan dini anlayış. “Bu melek , insanın semavi
bir nüshası olan ışıktan bir suret şeklinde
tasavvur edilen ve zerdüştilikte kişiye
ölüm anında ayan olan .” IDG.s.208
Manikavaşaga: VIII-IX asırlarda yaşamış en
önemli şivacı
şairi.
Şiirlerinin
geneli ilahi mahiyetindedir. “Manikavaşaga 8. yüzyılda yaşamış,
ötekilerden daha olgun, daha derli toplu. Şaheseri “Tiruvaşaga”.İngilizce’de
Almanca’da birçok tercümeleri var bu kitabın.” BDE.s. 291
Manimakhale: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum
romanlarından biri. ve baş kahramanı. Manimakhale, konu
olarak Silappatigaram’ın devamıdır. Eserin kahramanı Manimakhale,
Silappatigaram’da roman kahramanı olan Kovalan’ın dansöz sevgilisi Matavi’nin
kızıdır. “ “Manimakhale”nin yazarı sattanar, Madura Akademisinden, geniş ufuklu
bir tenkitçi.”BDE.s. 289.
Manimekhale: Mudaralı Cattan’ın roman terzındaki şiiri.
Tamul romanesk edebiyatının en öenmli eserlerinden biri Eser Tamul edebiyatının
ilk milli eseri olarak da kabul edilen. “Yani Manimekhaleden sonra yazılmış”
BDE.s. 289.
Manivela: Kaldıraç, “Komiserin manivelası: devrim,
dava alt yapıyı değiştirmek,
üst yapı kendiliğinden düzelir.”BDE.s. 145.
Mannheim: Karl Mannheim (1893-1947)Avusturya kökenli İngiliz
sosyolog ve frofesör “Mannheim’e göre İdeolojinin gayesi mevcut düzeni
devam ettirmektedir.” UU.s.264
Mantık:
Akıl yürütmeyi kendi başına,yani yüneldiği
konudan ve hertürlü ruh bilimselsüreçten bağımsız
olarak inceleyen bilim. “İlk iktisat kitabını 1828’de
kaleme almış.1843’de ‘Mantık’ 1848’de ‘İktisat
Prensipleri’.” Kİ.S.210.
Manu Kanunları: Efsanevi Hint kıralı manu’nun hazırladığı
sanılan “Manu-smriti” yasaları.“Hint kozmogonisini dünyaya tanıtacak, eser
“Manu Kanunları” adıyla ün salarak, 1797’de Almanca’ya, 1833’de Fransızca’ya
çevrilecektir.” BDE.s.:42
Manu:
Manu “adam” anlamında sanskrıtçe bir kelime; Hint mitolojisınde evrenin her
evresinde insan soyunun atası sayılan ilk insan için kullanılır.Manu-smriti
yasalarını hazırlayan kişi olrak bilinir. “Bir sabah
Manu’ya yıkanması için su getirdiler.” BDE.s.316.
Manuel de Socialogie: Bkz. Sosyolojinin El Kitabı.
“1962-63’de başlayan bu Sosyoloji öğrencileri
için Fransızca derslerinde Cemil Meriç, Cuvillier’nin “Manuel de
Socialogie”sini (Sosyoloji El Kitabı) okutuyordu.” SNK.s.14.
Manuel:
Bkz. Sosyolojinin El Kitabı. “Cuvillier'in iki ciltlik Manuel’inde (1952)bir
dip notuna misafir edilir ustad.” IDG.s.227
Manukaritram: XV. asrın sonu ve XVI asrın başlarında
yaşayan
Hint şairi
Allasani Peddana’nın Telugu diliyle yazdığı eserleri. “Allasani Peddana
var,eseri “Manukaritram”,konu Markandeya Puranadan alınma.” BDE.s.298.
Marat: Jeanpul
marat (1743-1793) Fıransız doktorve siyaset adamı. “Başka
doktrinciler, sınırları daha kesin ideolojik nazariyeler kurdular; mesela
Marat, bir biolojist ve doktordu; amacı korkutmaktı önceleri,hayatının sonuna
doğru
imha yanlısı oldu.” BFH.s.19.
Marazi Okuma: İncelemek düşünmek
için değil,
okumak için okuma yöntemi.başka bir ifadeyle sanat heyecanı
yada zeka geliştirme gibi gayeler gütmeden
okuma biçimi. “marazî oluma bir sebep midir.Netice mi?” BÜ.s.115.
Marc (Markos) İncili: Katolik kilisesinin kabul
ettiği
dört İncil
kitabından birisi olup dört incilin en eskisidir. “Marc (Markos) İncili
dört İncil'in
en kısası ve birçok bilgine göre en eskisidir.” IDG s.114.
Marc İncili: Bkz. Marc (Markos) İncili
“Marc İncili'nin
ilk bölümlerinde beslenme, tedavi ve tabiat güçlerine boyun eğdirme
mucizeleri vardır.” IDG.s.114.
Marcel ayme: (1902-1967) Roman ve oyun yazarı. “Biz de marcel
Ayme gibi düşünüyoruz.” KA.s.82
Marcel Proust: (1871-1922) Fıransız şair
ve roman yazarı. "Marcel Proust, çocukken okuduğu
kitapların başında Teophile Gautier'nin
‘Capitaine Fracasse’ını hatırlıyor.” Kİ.s.307.
Marco Polo: (1254-1324) Venedikli gezgin. Marco Polo’nun
kitabı ya da il milione adlı eseri çin’e ve ona komşu
ülkelerin efsanevi zenginliklerine ilişkin mitlerin gelişmesine
kaynaklık etmesi açisından önemlidir.” “Hindistan’a kadar uzanan Marco Polo’nun
(1254-1323) anlattıklarına dudak bükülür ve açtığı yol çok
geçmeden unutulur, gider.” BDE.s.31.
Marcuse:
Her bert Marcuse (1898-1979) Alman kökenli Amerikalı filozof. Freudcu Marxçılığın
başlıca
temsilcilerinden biri. Kahramanımızın masasında daima Marcuse gülümser.” Mağ.s.60.
Marguerite D’Angouleme: (1492-1549). Navara kraliçesi
hikaye ve komedi yazarı. Heptameron yazarı Marguerite d’Angouleme’in üstadı da,
Boccacio.” KA.s.212.
Mari: Gassani
devletine 495 yılında kıral olan 4. Haris’in küpeleriyle meşur
karısının adı. “IV. Haris, lakabı: Ekber. O da ününü karısı Mari’ye borçlu,
Mari’nin şöhreti ise küpelerinden
geliyor, bu küpelerin dünyada bir benzeri daha yokmuş,
her biri güvercin yumurtası büyüklüğünde ikinci.” Kİ.s.148.
Maria Joseph Chenier: (1764-1811) Fransız siyaset adamı
ve tiyatro yazarı. La Harpe İhtilal Lisesi’nde, Maria Joseph
Chenier İmparatorluk
Atheneesi’nde,Villemain Ecole Normale Superieure’de, sonra Paris
Üniversitesi’nde ders verir.” KA.s.415.
Marie-Antoinette: (1755-1793) Fransa kraliçesi. İmparator
I. Franız ile Avusturya imparatoriçesi Maria-Theresia’nın kızı. Versay’a
yürüyenler kimlerdi biliyor musunuz? Yüz bin XVI. Louis ile yüz bin
Marie-Antoinette.” UU.s.176.
Marie-louise: Marie-Louise de habsbourg-Lorraine (1791-1847)
Avustuya arşidüşesi,
Fransızların imparatoriçesi. “1810’da Marie Louise’le beraber parise
gelir. Kİ.s.102.
Marion De Lorme: (1611-1650) Lorme senyörü ve
Fıransa maliyecilerinin Champagnedeki başkanı Jean Delon’un kızı ve
Fransız yazar Victor Hugo (1802- 1885)’nun 1831 yılında yazdığı
piyesinin kadın kahramanı. “Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion
Delorme. Yarım kalmış bir Kıral Eğleniyor.”
Mağ.s.281.
Marivaux:
Pierre Carled de Chamblain de Marivaux (1688-1763). Fransız tiyatro ve roman
yazarı. “Yalnız Fransız romanını ele alsak, bir Le Sage, bir Marivaux, bir
Prevost, bir Rousseau, bir Laclos, bir Sade. insan ruhunun karanlık
dehlizlerinde taramadık bir köşe bırakmışlar
mıydı?” KA.s.129.
Mark Twain: (1835-1910) Amerikan hikâye, roman, otobiyografi
ve seyahat yazarı. “Mark Twain’in Huckleberry finn”I ise idrakimin bugun ku
nufuz edemedigi bir dunya.” Kİ.s.312.
Marksist: Marksın düşüncelerini benimseyen ve kabül
eden. “Marksist ne demek ? Marx, ne vahye mahzar bir peygamberdir, ne tecrübe
dışı
bilgilerle donanmış bir kâhin.” BÜ.s.187.
Marksizm: Marxcılık Karl Marx Friedrich Engels ve
izleyicilerinin görüşleri. “Marksizmin tek büyük
faydası olmuş: dikkatimizi liberal Avrupanın
yalanlarına çekmek.” BÜ.s.186.
Marlinsky:
Aleksandr Bestujev (1797-1837). Rus yazarı. Marlinsky imzasıyla yazdığı
serüven romanları ile tanınmıştır. “Başka
romancılar da çıkmış o dönemde, Marlinsky gibi.”
KA.s.225.
Marlowe:
Christopher Marlowe (1564-1593) İngiliz oyun yazarı.
“Shakespeare’in çağdaş olan
Marlowe da işlemiş.”
Jur.I.s.358.
Marmontel: Jean François Marmontel (1723-1799). Fransız
trajedi, roman ve anı yazarı. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide
Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert,
Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG.s.19.
Marquis de Sade: Bkz. Sade. “İsa’dan
Marquis de Sade’a, Homeros’tan Milton’a kadar bütün bu büyükler Nemesis’in hışmına
uğradı”
Jur.I.s.40.
Marseillaise: Fransızların mılli marşi
sözleri 14 temmuz 1795’de müziği ise 14 şubat
1879’da kabül edilmiştir. Yazarı Claude Joseph Rouget
De Lisle’dir. “Her şiir bir Marseillaise, bir edebi
bir Mirabeau nutku olamaz ki.” KA.s.301.
Marshall Plânı:Avrupa’ya iktisâdî yardım yapmak için düzenlenen
ve General Marshall tarafından ortaya konulan program. “İkinci
Dünya savaşı’ndan sonra yeni putlar çıkmış ortaya:
Truman, Marshall Plânı ve Amerikan sosyolojisi.” BÜ.s.184.
Marsilya:
Fransa’da bir kent. Akdeniz kıyısında yer alan bu şehir
Fransa’nın 2. büyük şehridir. “Akdeniz’in Batı
havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle
Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arsında uzun zamandan beri ticari
münasebetler vardı.” BFH.s.89.
Martyr:
İnancından
ötürü öldürülen ya da işkenceye tabi tutulan hristyan.
“O halde?
Tefekkürün
her ülkede birnevi “martyr” olduğu belki bir vakıa.” Jur.I.s.110
Marx: Karl
Marks (1818-1883) Alman filozof ve kuramcı Marxsizmin kurucusu. “Hatta Marx’ın
tarihi maddeciliğini bile bile sahneye çıkarır.”
BÜ.s.159 Marx-Engels’in Komünist Beyannamesi: Bkz. Komünist Beyannamesi
“Marx- Engels’in Komünist Beyannamesi’nde (1848) şöyle
yazıyor.” UU.s.96.
Marya: Gassani
hükümdarı II. Haris’in karısı. “Gassaniler sülâlesi tarihini pek az biliyoruz.
Batı tarihçilerinin kendisinden bahsettiği Gassani hükümdarlarından
ilki: II. Haris, daha doğrusu dul karısı Marya.” Kİ.s.148.
Masal Tarihinin Tenkidi: İspanyol
rahip bibliyografçacı ve yazar Nicolas Antonio (1617-1684)’nun eserinin adı.
“Sevilla’lı bir rahip, Nicolas Antonio, önce Masal Tarihinin Tenkidi’ni yazar
-manalı bir başlık- Sonra 1672’de,Yeni İspanya
Kütüphanesi’ni (Bibliotheca Hispana Nova) yayımlar.” Kİ.s.404.
Masallar: “Taine’in edebiyat tenkidi alanındaki ana
eserleri:La Fontaine ve Masalları, Tite-live,İngiliz
edebiyatı Tarihi,Sanat Felsefesi.”KA.s.439.
Mask: Bir
kimsenin, özellikle de yeni ölmüş bir kimsenin yüzünden çıkarılan
ve gerektiğinde çoğaltılan
kalıp. Hoca yürüyen bir Manyetofon bir mask, Zeus gibi kafasından bir Atena doğurmuyor,
zürriyeti yok.” UU.s. 210.
Maslahat: İş husus,
konu, madde anlamına gelen maslahat İslam hukukunda iyiliğe
ve hayıra vesile olan şey anlamında bir terimdir.
Filhakika ehl-i sünnet vel cemaat uleması, kaynakları oldukça bulanık olan bu
‘muhit-ül maarife’temas etmeden geçmeyi maslahata daha uygun bulmuşlardır.”
IDG.s.34.
Mason Locası: Çeşitli aşamalardaki
masonlardan oluşan gurupların her biri.
“Sarayın direnişi azaldıkça kapitalizm,
taarruzunu yoğunlaştırır:
keşişler,
mektepler, mürebbiyeler, mason locaları...” BÜ.s.135.
Masonluk: Üyelelerinin (biraderler veya kardeşler)
birbirlerini işret ya da sembollerinden
tanıdıkları ve sırlarını saklı tutmayı yemin ettikleri dünya çapındaki Yahûdi
teşkilatı.
Ovidius’un dediği gibi: “Prolem sine matre
creatam”.Masonlukta üstad-ı azam oldu: bektaşilikde
postnişin
kutup, felsefede ise şakirdi olmayan bir hoca. Kİ.s.214.
Massachusetts Kanunname: ABD’nin Kuzey Doğusunda
yer alan bir eyalet ve o eyaletin kanunları “Hürriyet nedir? Şarlman’ın
hocası Alcuin’e göre: Günahsız bir hayat.bir ahlakçının anlayışı
bu.Massachusetts kanunname’sindeki tarif de aşağı
yukarı aynı: “doğru ve iyi olanı yapmak hakkı.”
Mağ.s.201.
Massignon:
Louis Massignon (1883-1962). Fransız Şarkiyatçı. “Kazanova, daha
1915’de bu fikirleri ileri sürer: Goldziher, Macdonald, Lane Poole, Massignon
ve İvanoy
da onu takip ederler.” IDG.s.52.
Maş’allah: (Öl.815) Asıl adı Mişa
olan Yahudî kökenli arap gökbilimci. “İranlı Nevbaht ile Yahudi Maşallah,
Bağdat
medresesinin sorumluluklarını İbn Masuyeh ile paylaşırlar.”
IDG.s.223.
Matavi:
Silappatigaram’da roman kahramanı olan Kovalan’ın dansöz sevgilisinin adı.
Eserin erkek kahramanı Kovalan eşi Kannege’yi Matavi ile
aldatır. “Manimakhale, Kovalan ile sevgilisi dansöz Matavi ‘nın kızı.”
BDE.s.289.
Mateo Aleman: (1547-1608). İspanyol
roman yazarı. “Benzerlerine ibret olsun diye, bu güzel romanı kaleme almış Mateo
Aleman.” KA.s. 174
Mathura: Hindistan’da
Yamuna kıyısında yer alan bir kent.Mathura Vişnucuların
kutsal kenti olup Hindistan’ın yedi kutsal şehrinde
biridir.” Krişna, Mathura’da dünyaya gelir.”
BDE.s.129.
Matsudan Datta: (1824-1873) Bengal’in en büyük şairlerinden
biri. “Bengal’in en büyük şairlerinden Matsudan Datta’nın
(1824-1873) “Captive Lady”si geçek bir edebi değer.”
BDE.s.94.
Matta İncili: Matta’ya göre İncil
Kilise’ye göre I.tarihi sıraya göre ıse III. incildir. Eserde Eski Ahit düşüncesi
ile yoğrulmuş kişilere
hitab eden yazar İsa’nın Peygamberlerce geleceği
bildirilen mesh olduğunu kanıtlamaya çalışır.
Kitab-ı Mukaddes’teki bir başka tercüme hatası da Matta İncili’nde:
“Devenin iğne deliğinden
geçmesi,zenginin Allah’ın melekütuna girmesinden daha kolaydır.” UU.s.338-339.
Matteiotti: Giacomo Matteotti (1885-1924). İtalyan
siyaset adamı. “Mülkiyet rejiminde bir değişiklik yok,
bir zorlamayla iktidara geliş yok. (Sosyalist milletvekili
Matteiotti’nin öldürülmesi hariç.” SNK.s.131.
Matthew Arnold: (1822-188). İngiliz şair
ve yazarı; ayrıca Oxford Üniversitesi edebiyat hocası. “John Stuart Mill
ve Matthew arnold gibi yazarlar, incelmiş fakat din dışı
dünya görüşü olarak ele alınan hümanizmin
en mükemmel temsilcileridir"KA.s.112.
Maupassant: Guy de Maupassant (1850-1893). Fransız hikâyeci ve
realist- naturalist yazarı. Üç yüzü aşan hikayeleriyle hikâyecilikte
bir tarz oluşturmuştur.
“Maupassant çok daha insafsız: “Bir aydını küçülten üç şey
var: Akademi üyeliği, Legion d’Honneuer nişanı,
Revue des Deux Mondes yazarlığı” BÜ.s.102.
Mauriac:
François Mauriac (1185-1970). Fransız roman yazarı. “Roman bu çıkmazı aşabilecek
mi? Romancılar ümitlidir. Mauriac’ı dinleyelim.” KA.s.148.
Maurras. Charles
Maurras (1868-1952). Fransız yazar ve siyaset kuramcısı. “Marx’la Engels’in
Kömünist Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet
Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i,
Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı.” UU.s.170.
Maurras’cı: Fransız yazar ve siyaset kuramcısı Charles Maurras
(1868-1952).ın görüşlerini kabül edip savunan.
“Mauras’cı da Chamberlain’cı da. Bütün ideolojiler ilme dayandıklarını ileri
sürmektedirler.” Mağ.s.58
Mauss. Marcel
Mauss (1872-1950). Fransız sosyolog ve anropolog. « Bu dersi yeğeni
Mauss 1925’de basar.” SNK.s.123
Maverdi:
Ebul Hasan Ali bin Muhammed El Maverdi (974-1058). Bağdat
medreselerinde yetişmiş Şafii
fıkıh alimi. “İslâm’ı iyi tanıyordu Hayrettin İbn-i
Haldun’u, Maverdi’yi, Gazali’yi okumuştu.” UU.s.49.
Mayakovski: Vladimir Vladimirovic Mayakovski (1893-1930).
Rus şairi.
Şairi
eserleri fütürist (gelecekçi) akım çerçevesinde değerlendirilmektedir.
“Biraz Heine, biraz Nietzsche, biraz Mayakovski; biraz divan, biraz halk, biraz
Fikret, biraz Arif. Ama yine de kendsi.” Mağ.s.239.
Mayorka: Mallorca
İspanya’ya
bağlı
Balear adalarının en büyük adası. Merkezi Palma’dır. Mayorka’daki inzivagahında
Zohar’ın ibranice metnine eğilen hurufi Raymond Luyle mi?”
IDG.s.154.
Mayötik: Karşısınıdakinin
zihninde gerçeğin belirmesini amaçlayan
Platoncu Felsefi yöntem. “Sokrat'ın 'mayötiğinden'
ve Eflatun'un diyalektiğinden başlayıp
İzokrat'ın
sofistiğinden
ve Ciceron'un retoriğinden geçerek Kilise
Babalarının apolojetiğine ve Ortaçağ'ın
skolastiğine
kadar devam eden fasılasız davranış.”KA.s.122.
Mayura:
7.asırda yaşayan Hint şairi.
“Öfkelenmiş yumurcak hayasız babasına
beddua etmiş, cüzzama yakalanmış Mayura
Ama ‘Gunese Sarki’ başlıklı şiiri
Tanriları oylesine costurmus ki,sucunu bagİslamislar.” BDE.s.198.
Mazdeizm:
Eski bir İran dini. Mecusilik olarak
bilinir. Ahuramazda’ya tapınılması nedeniyle mazdeizm olarak adlandırılır.
“Elbette ki XIX. asrı kızıla boyayan bu mezhep- sîyasî yi mazdeizm’e icra etmek
yanlış.”
Mağ.s.179.
Mazoşizm: Kişinin
bir başkası
tarafından kendisine verilen acıdan haz duyması olarak kendini gösteren cinsi
sapıklık. “Allah bizi içine düştüğümüz
mazoşizm
girdabından bir an önce kurtarsın.” Kİ.s.226.
Me’mun: Ebu
Cafer Abdullah Bin Harun Reşit (786-933). Abbasi halifesi
(813-833). Harun Reşit’in oğludur.
“Hilkatın sırrı ve tabiatın tekniği Me’mun zamanında meçhul bir
Müslüman tarafından yazılmış fakat ‘Apollonius de Tyane’
adsıyla piyasaya sürülmüştür.” IDG.s.208.
Meani’il lehçe: İngiliz dil araştırmacısı
ve şarkiyatçı
Sir James William Redhouse (1811-1892). 1890 yılında yazdığı
eser.“Redhouse 1890’da “Meani’il Lehçe”yi (lehçelerin manasını) hazırlar.”
SNK.s.323.
Mecelle:
Osmanlı Devleti zamânında, Ahmed Cevdet Paşa Başkanlığındaki
ilmî bir heyet tarafından, İslâm Hukûkuna bağlı
kalınarak hazırlanan ve asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye olan meşhur
kânun. Mecelle, lügatte; içinde hikmet bulunan sahife, ciltlenmiş kitap,
dergi vs. mânâlarına gelir. 1877 yılında Abdülhamid Han zamânında tatbik
edilmeye başlanmış.
1926’da yürürlükten kaldırılmıştır. Mecelle, 1851 maddeden
meydana gelmiş bir kânun olup, İslâm
devletlerinde ve bu arada Osmanlı Devletinde uygulanmış,
bugünkü mânâsıyla medenî hukûkun ve hukuk usûlünün birçok bölümünü ihtivâ
etmekteclir"-Mecelle-nin son kitapları tatbik mevkiine girmiş,
hukuk mahkemelerinin sayısı da selahiyeti de artmış,
şeri
mahkemelerinin selahiyetleri ise bir kat caha kısıtlanmıştır.”
BFH.s.135.
Meclis-i Kebir-i Maarif: Osmanlı cevletince Sait Paşa’nın
Sacrazamlığı sırasınca,1885 yılınca, eğitim
alanınca en yüksek karar organı niteliğince oluşturulan
makam. “Meclisi Kebir-i maarif ve Encümen-i Dâniş azasıcır.”
UU.s.66.
Mecmua-i Ebuzziya: Ebuzziya Tevfik tarafıncan 21 Ağustos
1880’cen başlayarak onbeşgüce
bir İstanbul’ca
yayınlanan cergi. “Ve eser Tanzimat aycınlarının tefekkür ve tecessüs
hucutlarını gösteren tarihî bir vesika olarak Mecmua-i Ebuzziyâ’nın sayfaları
arasınca unutulcu gitti.” BÜ.s.197.
Mecmuâ-i Fünûn: Tanzimat ve meşrutiyet
cönemince İstanbulca bu ismi taşıyan
birçok cergi varcır. Kastecilen cergi ise Temmuz 1862’ce başlayarak
aylık olarak Ahmet Vefik Paşa, Münif Paşa,
Hayrullah Efenci, Ethem Pertev Paşa gibi yazarların katkısıyla
çıkan cergicir. Mecmua-i Fünûn bir avuç bürokrasinin nâşir-i
efkârıcır caha coğrusu Batı’can ithal ecilen posa
fikirlerin segilenciği bir meycan.” BÜ.s.101.
Meçhul Asker: Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir şiirinin
adı. Arif Nihat Asya bu topraklar uğruna şehit
olan hiç kisenin meçhul olmadığı, onların yerinin Cennet-i Alâ
olduğunu
düşündüğü
için yapılan Meçhul Asker tanımlamasına karşı çıkmış ve
bunu Bir Bayrak Rüzgar bekliyor şiirine konu etmitir. “Yarın
beynine son kurşunu yerken tabiatın şehrayini
ile bir kere daha kucaklaşacak ve nesiller Meçhul
Asker’in mazar taşında onu da hürmetle
selamlayacaktır” Jur.I.s.38
Meddah:
Gelenekli halk tiyatrosunda tek kişi tarafından sahnelenen oyun ve
anlatıyı yapan kişinin adı. “Şimdi
Meddah’dı,şimdi pehlivan,az sonra
politikacı,derken saz şairi.”Kİ.s.213-214.
Medeniyetler Tarihi Bu Günü aydınlatan Dün: Fransız tarihçi Fernand
Braudel (1902-1985)’in 1969 yılında yayımladığı üç
ciltlik Tarih üzerine yazılar kitabını oluşturan makalelerden biri. “1969
yılında yayımladığı bu eserde yer alan
makalelerden birsi de Medeniyetler Tarihi: Bu Günü aydınlatan Dün” UU.s.93.
Medici: Floransa’yı
hakimiyet altına aldıktan sonra XVI-XVIII. asırlar arsında bu şehirde
hüküm süren İtalyan bankacı âilesi. “Bir
yandan, memleketin bu karanlık günlerinde kendisi gibi usta bir kaptandan
faydalanılmasını tavsiye ederken, bir yandan da Medici’yi İtalyan
birliğini
kurmağa
davet eder.” UU.s.173.
Medine: Medine-i
Münevvere. Peygambermizn hicret ettiği ve mübarek ravzasının bulunduğu
şehir.
Medine’nin eski adı Yesrib olup Medine ismini Hicretten sonra Peygamberimiz
vermiştir.
“Üçüncü asırdan itibaren durum değişecek,
Medine civarına Yemen’den bir çok aşiretler gelecektir.” Kİ.s.151.
Medler:
MÖ.VII-Vı.asırlarda hüküm süren doğu imparatorluğunun
temelini oluşturan eski İran
halkı. “En korkuncu dragon, Arslan: Babil'dir. Medler: Ayı. Panter: İran.
Dragon'a gelince.” IDG.s.110
Medlicott:
“İngiliz
tarihçisi Medlicott, -Berlin Kongresi ve Sonrası- adlı eserinde şöyle
yazar:” BFH s.130.
Medrese:
Selçuklu ve Osmanlı Devletlerindeki ünüversite düzeyinde eğitim
yapan Türk eğitim kurumu. “Nihayet medrese
ve saray.” Jur.I.s.62.
Mefatih il-Ulûm: X. Asırda yaşamış İranlı
alim Ebu Abdullah Muhammed bin Ahmed El Harizmî’nin “ilimlerin anahtarları”
anlamına gelen ansiklopedi tarzında hazırlanmış çeşitli
konulardaki makalelerden müteşekkil eseri. “Mefâtih il-ulûm”
isimli eseriyl tanınmıştır. “Harizmi’nin ‘Mefatih
il-Ulum’u Nedim’in Fihrist’i gibi ansiklopediler de İslamın
düşünce
hayatına o dönemin armağanlarıdır.” IDG.s.81.
Mefisto:
“Bir akşam
için ruhumu Mefisto’ya verirdim.” Jur.II.s.45.
Mefisto:
Mefistofeles ya da Mephistopheles’in kısa söylenişidir ki
Faust’un kahramanıdır. Faust’un tutkularını karşılamak
için yeryüzüne gelen, misterlerde görülen hayalet ortaçağ insanının
şuur
altındaki İblisi simgeler. “Mefisto’ya
benzeyen bir hayelet.” Kİ.s.214.
Mega-Duta:
Bkz. Haberci Bulut. “1808’de Colebrooke’e iltihak eden Wilson, 1813’de
“Mega-Duta”yı İngilizce’ye çevirdi.” BDE.s.43
Megasthenes. MÖ.III. asırda yaşamış,
302-297 yılları arasında Seleukos Nikator tarafındab çeşitli
görevlerle Hint kralı Mandragupta’nın sarayına gönderilen, buradaki
gözlemlerini indika isimli eserinde anlatan Yunanlı tarihçi ve çoğrafyacı.
“Seleukos MÖ. 212’de Babil tahtına kurulur, Ganj kıyılarında muazzam bir ülke
olduğunu
duymuştur.
Pataliputra şehrinde oturan hükümdara bir
elçi yollamaya karar verir: Megasthenes.” BDE.s.29.
Meghanada-Badha: Bengalli şair ve yazar Madusun Datta
(1824-1873)’nın Ramayana destanı kahramanı Rama’nın Seylan’a olan seferini konu
alan eseri. “Meghanada Badha kafiyesiz yazılan epik bir şiir
konu Rama’nın Seylan seferi. Krişna Kumari:İlk
Bengalce trajedi. BDE.s.275.
Mehdî: Doğru
yolda olan, hidayete ermiş olan gibi anlamlara gelen mehdi
terim anlamda Hz. İsa’nın kıyamet kopmazdan önce
kaldırıldığı semadan yeryüzüne tekrar
ineceği
ve dünyadaki dirlik ve düzeni sağlayacağı
inancını ifade eder. “Burada söz konusu olan Mizan-ı hak’tır, yani adı.
Adl’i gerçekleştirecek olan ise, Mehdîdir.”
IDG.s. 45.
Mehlikâ Sultan: Ay yüzlü sultan anlamında olan bu kelime
gurubudur. Mehlika Sultana aşık olamak, Yahya Kemal’in şiirinde
de anlatıldığı üzere bir hayalin, bir emelin
ve hülya’nın peşinden beyhude olarak koşan
kişiler
için kullanılan bir tabirdir. Cemil Meriç’in kastetdiği
kişiler
ise jön Türkler’dir. “Mehlikâ Sultana âşık yedi genç.” BÜ.s.131.
Mehmet Ali Ayni: (1869-1945). Türk eğitimci.
Darulfünün müderrisi. Tasavvuf tarihi ve Felsefe hocası. “İkinci
meşrutiyet
intelijansiyası, bir Abdullah Cevdet, bir Rıza Tevfik, bir İzmirli,
bir Said Halim, bir Mehmed Ali Aynı, bir Şehbenderzade teker teker
incelemedikçe böyle bir işi başarmamız
düşünülmez.”
Kİ.s.85.
Mehmed İzzet (1891-1930) Cumhuriyet
döneminin Durkheim'ci felsefecilerinden. Sorbonne Üniversitesi felsefe bölümü
mezunu ve Dârü'l-fünûn'da öğretim üyesi. “Boran'Holbach'ın
imzasıyla çıkan Sağduyu'yu (1928 Abdullah Cevdet
tercümasi), ya Bucher'in Madde ve kuvvet'ini okumuşlardır.Abdullah
Cevdet arapgirl'lidir,"20. yüzyılda zekâ"adlı bir dergisi vardır.
Mehmet İzzet,
Hess ile Geleyz'in sosyolojisini çevirir.” SNK.s.83.
Mehmet Ali Paşa: Kalavalı Mehmet Ali Paşa
(1769-1849) Mısır Valisi ve Mısır’da Kavalalılar Hânedânlığının
kurucusu. “Kolay mı! Mehmet Ali Paşa, Bonaparte’ın Mısır
Seferi’nden sonra, 1805’de Memlukları boğazlayarak, Mısır valisi olmuştur.”
BFH.s.118.
Mehmet Celal: (1867-1912). Adada Söylediklerim (1886) kitabımdan
dolayı “Ada şairi”; her konuda kolay şiir
söylediği
için de “şair-i zi-irtical” lakabıyla
anılan meşrutiyet dönemi Osmanlı şairi.
“İsmail
Habip, Mehmet Celal’i anlatırken şöyle diyor.” KA.s.339.
Mehmet Çınarlı: Günümüz şair ve yazarlarından ve Hisar
Dergisi kurucusu. “Bu arada Mehmet Çınarlı’nın “Halkımız ve Sanatımız”
adlı kitabını da muhabbetle selamlamayı vicdani bir borç bilmiştim.”
Jur.II.173.
Mehmet Doğan: D. Mehmet Doğan
(1947-....) Daha çok sosyal ve İktisadî tarih, fikir ve basın tarihi, dil gibi
alanlarla ilgili olarak çalışmalar yaptın günümüz araştırmacı
ve yazarı. Bir Hüseyin Kadri, bir Şemsettin Sami, günümüzde bir
Mehmet Doğan “Lügat yapmak Akademinin
vazifesi olduğu halde Akademinin dışında
kalmış dışında
gelişmiş.”
Kİ.s.289-290
Mehmet Emin Bey: Mehmet Emin Yurdakul
(1869-1944). Milli edebiyat dönemi şairlerinden ve Türk Yurdu
dergisinin kurucularından olup Cemalettin Efgani hayranı ve bütün çağdaşları
gibi Abdülhamit düşmanı. Siyasi olarak Türkçü ve
1907'de itibaren İttihat ve Terakki Cemiyeti
üyesi. “Türk şairi Mehmet Emin Bey’e Türkçülüğü
aşılayan,
kendisinin söylediğine göre Efganlı Şey
Cemâlettin’dir.” UU.s. 67.
Mehmet Galip: Mehmet Galip Bey (1865-1935). Tarihçi yazar ve
Osmanlı’nın son döneminde, valilik büyük elçilik gibi bir çok devlet görevinde
bulunan yönetici. “Mehmet Galip, Âli ve Fuat Paşaların
vasiyetnamelerinden söz etmekte, fakat bunların ne zaman, hangi dille yazıldıklarını
kaydetmemektedir. (Tarih-i Osmâni Encümeni Mecmuası,1329,s.70.)” UU.s.43.
Mehmet Murat Bey: (1708-1778). Damatzade, Molla Murat olarak da
bilinen Osmanlı kazaskeri. Mizanci Murat, Mehmet Murat Bey'in “Tarih-i Ebul
Faruk” namiyla meşhur tarihi.”SNK.s.167.
Mehmet Namık Paşa: (1804-1892). Osmanlı asker,
vali, nazır, ve siyaset adamı. “Burada değerli koruyucular bulur: Vefik
Paşa.
Mehmet Namık Paşa gibi.” Kİ.s.269
Mehmet Rauf: (1875-1931) Eylül romanıyla maruf Servet-i Fünün dönemi
roman yazarı. “Resimli kitabın edebiyat tenkitçisi Raif Necdet, arkadaşı
Mehmet Rauf’un Yunan Tarih-i Edebiyatı’nı büyük bir muhabbetle selamlar.”
UU.s.12
Mehmet Sadık Paşa: (1825-1901). Osmanlı
Sadrazamı ve Ali Paşa ve Mithat Paşaların
Maliye Nazırı. “İnal, Suavi’yi ve Çırağan
olayını, eserinin Sadrazam Mehmet Sadık Paşa’ya ayırdığı
bölümünde ele almıştır.” Mağ.s.147.
Mein kampf: Kavgam. Adolf Hitler’in 1925 yılında yayımlanan,
mücadelesini ve siyasi düşüncelerini anlattığı
eserinin adı. "Mussolini İyalyası, Almanya'da nasyonal
sosyolizm, Rusya'da Bolşevizm. Şiddet
her yere hakim. Lenin"Devlet ve İhtilal "i, Hitler
"Mein Kampf"ı yazar”.SNK.s.179.
Meiners. “
‘Tarih Felsefesi’nde bize ilgilendiren kişiler: Irwing, Adelung, Herder,
Meiners ve Jenisch. Hepsini eserleri 1779-1801 arasında yayılmış.”
Kİ.s.29.
Mekâtib-i Sultanye Nâzırı: Bu günkü anlamda: Lise
Okulları Bakanlığı. Osmanlıda, Orta Öğretimler
genel müdürlüğü karşılığında
bir makam.“Mektab-i Sultani’ye yerleşen yeni müdür ilk iş olarak
Mekâtib-i Sultanye Nâzırı ünvanını benimser.” Mağ.s.152.
Mekke:
Bu gün Suudî Arabistan sınırları içinde bulunan, İslamın doğduğu
ve onun yüce peygamberi Hz. Muhammed’nin doğduğu,
Müslümanların mübarek haram şehri. “Birbirleriyle yarışan
üç belde görüyoruz: Mekke, Yesrib (Medine) ve Taif.” Kİ.s.148.
Mekong Nehri: Tibet Platosundan 5000 m’yi aşan
bir yükseltiden doğan Güney-doğu
Asya’nın en uzun ırmağı. “Mekong nehrinin ağzında
ölümle kucaklaşır ve elinde dalgalardan
kurtardığı
şaheser,
karaya çıkar.” BÜ.s.231-232.
Meksika:
Latin Amerika’da başkenti Meksiko, resmi dili İspanyolca
olan bir devlet. “Avrupalıların Amerika’da boy gösterişi
Perulu ve Meksikalı’lar için tesadüfi olmuştur.” Kİ.s.363
Mektebi Harbiye: Mekteb-i Umum-i Harbiye. Osmanlı’da II. Mahmut
zamanında,1834 yılında, açılan ve savaş bilimleri öğrenimi
veren okul. “Mektebi Harbiye’nin talebe mevcudu büyük artış kaydetmiştir:
Abdulhamit saltanatının başlarında 50 zabit mezun olurken,
son on yılında 700 zabit mezun olmaya başlamıştır.”
BFH.s.135.
Mekteb-i Sultani: Galatasaray Lisesi. “Mektab-i Sultani’ye yerleşen
yeni müdür ilk iş olarak Mekâtib-i Sultanye
Nâzırı ünvanını benimser.” Mağ.s.152.
Mektuplar:
Alman tiyatro ve eleştiri yazarı Gotthold Ephrahim
Lessing (1729-1781)’in eseri. “Lessing için, Mektuplar da, Laocoon da, Hamburg
Dramaturjisi de nazari izahlar olmaktan çok birer kavga kitabı.” KA.s.408.
Melanchton: “Psikoloji 16.yüzyılda ruh çağırma
ilmi (Melanchton) 1560.Wolff-Bonet (Fransız). Fakat XVIII. Asır psyche
kelimesine düşmandır.” SNK.s.199.
Melanchton: Plilipp Schwarzerd Melanchton (11497-1560).Alman
reformcu ve Yunanca profesörü. “Erasmus yazı hayatına Deliliğe
Methiye ile başlar; Luther, dostu
Melanchton’la kafayı çeker.” KA.s.231.
Melih Cevdet: Melih Cevdet Anday (1915-....) Günümüz şair
ve yazarı. “Melih Cevdet ve benzerleri, Ataç gübreliğinde
yetişen
son mantarlar.” Jun.II.s.160.
Memfis: Menfis
ya da Memphis diye de adlandırılır.Kahire’nin 35 km güneyinde yer alan tarihi
Mısır sitesi “Memfis ve Sümer medeniyetleri, bütün manevi fetihlerini nibeten
çok kısa bir zamanda tamamlamış.” Jur.I.s.157.
Memluklular: Kölemenler de denir. Eyyübî devletinin ardından
Mısır ve Sürüye’de 1250-1517 arasında hüküm süren devlet. “II. Mahmud
sabırsızlık içindedir, yeniçeri baskısından kurtulmaya can atar, ama kolay mı!
Mehmet Ali Paşa, Bonaparte’ın Mısır valisi
olmuştur.”
BFH.s.118.
Memun: Ebu
Cafer Abdullah Bin Harun Reşid (786-833). 813-833 yılları
arasında hilafet makamında oturan Abbasi halifesi. “Kur’an felsefesinin
icaplarına göre yorumlamaya, harfi tefsirlere karşı aklın ve
ahlâkın hakları korunmağa çalışıldı,
bilhassa “Memun’un hilafeti devrinde bu yeni görüşler
öylesine hakimdiler ki başka düşünceleri
susturmağa
kalkıştılar.”
IDG.s.34
Menandr: Louis
Menanr (1822-1901). Antikçağ kütüründen etkilenerek,
Hristiyanlık ve antik çoktanrıcılığı bağdaştırarak
yeni bir din kurma sevdasında olan Fransız bilgin ve yazar. “Konfiüçyüs
de unutulmamış. Sonra yamaçlarda sohbet
edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens, Fenelon. Az ötede, bir başka
kafilenin şeyhi Horas ve maiyeti:
Pope’lar. Boileau'lar, Montaigne'ler.” KA.s.51.
Menandros: MÖ.II asrın ikinci yarısında yaşayan
Buda dinini kabul eserek Budacılıkla Helenizm arasında bir bileşim
oluşturmaya
çalışan
Baktria’nın Yunanlı kralı. “Menandros Hint'in benimsediği
tek yabancı hükümdar. ( İ.Ö.2.asır.)” BDE.s.171.
Menandros: (MÖ.342-292). Yunanlı komedi yazarı. “Neden bir
rüzgâr Keats ile Baudelaire’in eserlerini Menandros’unkilerin yanına
sürüklemesin?” UU.s114.
Menendez Pelayo: Marcolino Menendez Pelayo (1856-1912). İspanyol
edebiyat tenkitçisi ve yazar. “Menendez Y Pelayo’nun Fransa ile sıkı
münasebetleri var: şakirtlerinin en büyüğü
Menendez Pidal.”Kİ.s.424.
Menendez Pidal: Ramon Menendez Fidal (1869-1968). İspanyol
edebiyat tenkitçisi ve dilbilimci. Özellikle Eski İspanyol
dili ve edebiyatı üzerine çalışmıştır.
“Menendez Pelayo’nun Fransa ile sıkı münasebetleri var: şakirtlerinin
en büyüğü
Menendez Pidal.” Kİ.s.424.
Menenius Agrippa Masalı: MÖ.502’de Roma Konsülü. Ağır
borçlar altında bulunan ve Aventino tepesinde çekilmiş pleblerle
senatoyu yazdığı bir meselle barıştırır.
“Organisist nazariye Menenius Agripa masalının ilim kılığına
sokulnuş ifadesidir.”
Kİ.s.350.
Meninski:
Franciszek Meninski (1623-1698) asıl adı:François de Mesgnien ya da Manin’dir.
Fransız kökenki Polonyalı doğu bilimci ve Türkolog.” Doğu
dilleriyle uğraşanların
sonunda Meninski’yi zikrediyor Galland.” IDG.s.86.
Mensucat:
Tekstil, dokunmuş şeyler, dokumalar. “Avrupa
menseli mensucatla Avrupa emtiası ancak bir avuç tüketiciyi ilgilendiriyordu,
yok denecek kadar az tüketiciyi.”BFH.s.79.
Mephis. Fransız
feminist ve sosyalist yazar. Flora Tristan (1803-1844)’in 1830 yılında yazdığı
romanı. “Proletarya kelimesi ilk defa 1830’lara doğru
(feminizmin öncüsü) Flora Tristan’ın Mephis adlı romanında sahneye çıkar.”
SNK.s.158.
Merime: Prosfer
Merime (1803-1870). Fransız hikaye yazarı .“Birçok büyük eserlerin ilk şekillerini
bu dergide buluruz: Musset’in Geceler’i, Vigny’nin Kaderler’i, Merimee’nin
Colombo’su.” BÜ.s.103.
Merimee:
Prosper Merimee (1803-1870). Fransız romantik edebiyatının özgün adlarından
biridir. Eserde yer alan Çingenelerin yaşamları,yaşayışları
üzerine bilgiler; yazarın, Çingenelerin yaşamlarınıderin bir araştırma
sonucu bu eserde ortaya koyduğunugösteriyor. “Birçok büyük
eserlerin ilk şekillerini bu dergide buluruz:
Musset’in Geceler’i, Vigny’nin Kaderler’i, Merimee’nin Colombo’su.” BÜ.s.103.
Merkantilizm: Amerika’da altın ve gümüş madenlerinin
bulunmasıdan sonra, XVI. Ve XVII. Yüzyıllarda ortaya atılmış olan,
devletlerin asıl zenginliğinin değerli
maddelerden oluştuğunu
ileri süren ve korumacı bir politikayı savunan iktisadi görüş.
“Başka
ülkelerle ticaret yapmağa girişiyorlarsa,
sırf çıkarları içindi bu. Merkantilizm dönemi.” BFH.s.4.
Mersiyeler: Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili
kitaplarından birisi. Mersiyaler’de Kudüs felaketini anlatan akrostiş tarzda
manzumeler yer alır. "Mersiyeler Kudüs'ün felaketlerini anlatan akrostiş tarzında
manzumeler.” IDG.s.128.
Merton:
Robert King Metron (1910..?). Amerikalı sosyolog ve yazar. “Bu kadar esnek
teori her hadiseyi izah eder, daha doğrusu hiçbir hadiseyi izah
edemez, Merton’a göre” UU.s.284.
Merton:
Robert King Metron (1910-....) Amerikalı toplumbilimci ve düşünür.
“Merton’a göre anomi’nin kaynağı, toplumun teklif ettiği
amaçlarla, bu amaçları elde etmemizi sağlayan meşru
vasitalar arasında uyuşmazlıktır; ferdin toplum
tabakaları içindeki yerinde doğan bir uyuşmazlık.”
Mağ.s.184.
Meru:
Vedalar’da dı geşen efsanevi Hint dağı.
Hint mitolojisine göre bu dağ dünyanın ekseni olarak kabul
edilir ve eteklerinde Himalayalar yer alır. “Dağlar padişahı
Meru, gün ışığında nasıl
pırıl pırıl yanarsa, kandava öyle yanıyordu.” BDE.s.348.
Meryem Ana: Hz. İsa’nın annesi. Hz. Meryem. “Ben
ne Jeanne D’arc’ım, ne Lourdes’da Meryem Ana’yı gören çoban kızı.” UU.s.249.
Mes’udi:
Ebulhasan Ali bin Hüseyin El Mesûdî (öl:956). Arap seyyah ve tarihçi. “Onuncu
asrın başlangıcı,
Farabi’nin, Mes’udi’nin, İsfahanlı Abul Farac’ın, İslâmi
sanat ve ilimlerin doğuşunda büyük
bir rol oynayan daha bir çok _limlerin sahneye çıkışına
şahit
oldu.”IDG.s.81.
Meseller:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler
kısmında yer alan kitaplarından birisi. "Meseller, eski Doğu'da,
bilhassa Mısır'da üzerinde çok uğraşılmış bir
türün örnekleriyle dolu.” IDG. s.110.
Mesih: Dinler
tarihinde,kusurlu ya da kötü olan yürürlükteki düzene son verip, ilahi destekle
adalet ve mutluluk düzeni kuracağına, inanılan kişi.
“Sonra anlaşılmış ki,
“semevattaki pederimiz” günahlarını bağışlatmak
için (kime bağışlatacak
belli değil)
Mesih suretinde tecelli etmiş.” BÜ.s.194.
Meslier: Jean
Meslier (1664-1729). Rahip Meslier de denir. Fransız maddeci filozof ve papaz.
Vasiyet isimli eserindeki görüşleriyle XVIII. asırda anarşizmin
öncülerinden biri olarak kabul görür. “Abdullah Cevdet papaz Meslier’nin
(d’Holbach) ‘Sağduyu’ adlı eserini çevirir,
yani 18.yüzyıl mekanik materyalislerinin şakirdidir.” SNK.s.279.
Mesnevi:
Mevlânâ Celalaeddin Rumî’nin 6 ciltlik, Farsça manzum eseri. “Yunusun
mısralarını kanatlandıran imanla, Mesnevideki pırıltılar aynı ezeli nurdan.” Mağ.s.228
Mesnevi-i Şerif: Bkz. Mesnevî. “Mesnevi-i
Şerif’in
tasavvufa ve hikemiyata müteallik aksamından madasında yani, menakıb ve hikayat
kısmında sırf realizm mesleği ihtiyar buyurulmuştur.”KA.s.
294.
Messalina: Valeria Messalina (Doğumu
MS.25’e doğru ) Roma Kraliçesi. Zalim
entrikaçı ve çok evli. Roma Kraliçesi iki tane Messaline vardır. Diğer
Messaline MÖ. 35yıllarında doğan Neron’un üçüncü karısıdır. İkisinin
ortak yönü çok evlilikleri. Ancak Cemil Meriç’in kastettiği
Masselina, Valeria Messalina’dır. Çünkü Valeria Messalina, Yunan
mitolojisindeki Lamia ile kıskançlık, intikam ve ölüm saçma gibi yönlerden
benzeşmektedir.
“Örnek almışlar Yunanlıları: Messalia
Lamia’yı, gölgede bırakmış, Neron Dematrius’u,
Heliogabalus Alkibiyades’i.” UU.s.15.
Meşaaiyûn: İslâm
dünyasında Aristocu felsefeye ve o felfefeyi benimseyenlere verilen ad. “Meşaaiyun
da melaikeye ukul-u asare ve erbab-ul enva ismini vermiş”
IDG. s.196. Meşrûtiyet II: 23 Temmuz 1908 Tarihinde
II.Abdülhamit tarafından Kanun-u Esasi’nin ikinci kez yürürlüğe
konmasıyla başlayan meşrûti
yönetim dönemi. 16 Mart 1920 târihine kadar devam eder. “İkinci
Meşrûtiyet’in
bir başka
Le Bon peresti’de Celâl Nuri. Tarih-i Tedenniyat-ı Osmaniye yazarına göre.”
BÜ.s.161.
Meşrutiyet II: Osmanlı Devletinde 23 Temmuz
1908’den 16 Mart 1920 târihine kadar olan Meşruti idare
dönemi. “Deregiler, ikinci Meşrutiyet’te bir hitabet
kürsüsüydü.hitabet kürsüsü veya bayrak.” BÜ.s.101.
Metafizik:
Fizikötesi. Felsefenin öze, mahiyetlere ve sebeplere âit olan kısmı. Başka
bir ifedeyle varlığın mutlak bilgisini amaçlayan
bütüncü düşünce. “Bir yandan mutlak’ı
bilemeyiz,der; ve daha başlangıçta metafiziği
ve hadsi bilgileri reddederler bir yandan da ilme çatarlar.” Kİ.s.201.
Metodist:
XVIII. asırda Jhon Wesley tarafından kurulmuş olan
Hristiyanlık tarikatına mensup olan kişi. “Metodistler, yolculuğa
çıkmadan veya ev değiştirmeden
önce Kitab-ı Mukaddes’e başvururlar, karşılarına
çıkan ilk cümle Tanrı’nın davranışlarını tasvip ettiğinin
veya etmediğinin delilidir.” Kİ.s.346.
Metot Üzerinde Deneme: Metot Üzerinde Deneme veya
Metot Üzerine Konuşma Descates’in 1637 yılında
yayımladığı eserinin adı. “Descartes’in
Metod Üzerine Denemesi’sinde mefhumu daha gelişmiş bir
şekilde
buluruz.” Kİ.s.20.
Metternich: Metternich-Winnerburg (1773-1790). Rheinland
asıllı Avusturyalı devlet adamı ve diplomat. “Bakunin, ‘devletin başına
bir Saint Vincent De Paul’ü getirseniz, kısa zamanda bir Guizot veya bir
Metternich olup çıkar,’der.” SNK.s.153.
Mevlâna:
Mevlâna Celaleddin Rumi (1207-1273). Merv’den göş ederek
Anadoluya gelen ve Anadolu’nu Türk İslam kimliği
kazanmasında büyük bir yeri olan Türk sufisi. “Mevlana ‘Ne güzel âlimdir
âmirin önünde eğilmez, ne güzel âmirdir âlimin
önünde eğilir’der.”
SNK.s.286.
Mevud Hüküm:Halide Edip Adıvar (1884-1964)’ın 1918 yılında
yazdığı
romanı. “Halide Hanım bu aşka uzun zaman sadık kalacak
Mevud Hüküm romanı (1917) perestide -i hayaline armağan
edecek.” KA.s.305
Mey:
“Asırlarca meydana getirdiğimiz eserler, Gül ve Bülbül, Şem
ve Pervane, Mey, Muğbece gibi dokuz on manzumeden
ibaret kaldı.” KA.s.369.
Meydan Larousse: Büyük Ligat ve Ansiklopedi.
Grand Larousse Encyclopedique’nin Meydan gazetecilik ve neşriyad
limitet şirketi
tarafından yapılan Türkçe baskısı. “ Ne güzel tarif: “Gerici, bir toplumun gelişmesini
istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan
(kimse)” ( Meydan Larousse) BÜ.s.80.
Mezamir:
Hristiyan ve Yahudilerin ibadetlerinde yer alan Kitab-ı Mukaddesteki 150
Mezmurun tamamı ve bunları içiren kitap. "Bu risalelerin en mühimi:
Mezamir. Hem havralarda, hem kiliselerde okunur." IDG.s.110.
Mezdek Mezhebi: İran’da V.asırda, Mezdek
tarafından kurulan mezhep. “Cevdet paşa olsa Mezdek mezhebinin
artıkları der geçerdi.” BÜ.s.202.
Mezdek: Hayatı
hakkında kesin bilgi bulunmamakla bereber V.asrın ikinci yarısında yaşayan
ve Mezdekilik mezhebinin kuran kişi. “Sasani hükümdarlarından
Kabaz zamanında Mezdek.” Mağ.s.215.
Mezmurlar:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler
kısmında yer alan kitaplarından birisi. Kitap ibâdetlerde okunmak üzere yazılan
neşideleri
ve ilâhîleri ihtivâ eder. “Mezmurlar’da dünya edebiyatının en yüce lirik neşidelerinden
bazılarını bulursunuz.” IDG.s.90.
Mezopotamya: İki Irmak arasındaki ülke
anlamında bir kelime olup, Dicle ve Fırat Nehri’nin arasındaki yerin -özellikle
aşağı
kesimlerindeki aliviyonlu toplarkarın
bulunduğu
havza- adı. “Bir zamanlar dünyanın en eski edebiyat mahsulü zannediliyordu
Bible... oysa bugin anlaşılmıştır
ki en kadim kısımları bile gerek Mezopotamya’daki gerekse Mısır’daki edebiyat
eserlerinden aşağı yukarı
ikibin yıl daha gençtir.”IDG.s.93. MHP: Alparslan Türkeş’in
kuruculuğu
ve liderliğini yapyığı
Milliyetçi Hareket Partisi. “Ahmet hakikati arayan iyi niyetli bir insan, Taşer
de öyleydi. MHP büyülü, CHP öyle.” SNK.s.401.
Mısır:
Akdeniz ve Kızıldeniz kıyısında Nil Nehri’nin iki yakasına kurulmuş eski
bir medeniyet merkezi ve bu gün bu topraklarda hüküm süren devletin adı.
“Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle
Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari
münasebetler vardı.” BFH.s.89.
Micah: Mika
(Micah). Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili kitaplarından birisi. Eserde Micah
isimli nebi sosyal adâletsizlik konusunda kehanetlerde bulunur."İsaiah'ın
çağdaşı,
sosyal adaletsizlikler karşısında kehanette bulunur.
Kudüs,büyük bir felaketin arifesindedir.”IDG. s.129.
Michel Angelo: Michelangelo Bounarroti (1475-1564). İtalyan
heykelci, ressam, mimar ve de şair. “Ne Dante rahipti, ne
Aristo, ne Tasso. Rafaello, Michel Angelo, Leonardo da Vinci laiktiler.”
SSSS.s.93.
Michelangelo: Bkz. Michel Angelo. “Rüyalarından biri Machiavelli
oldu, mısralarından biri Michelangelo.” BÜ.s.228.
Michelet:
Jules Michelet (1798-1874). Fransız yazarı ve tarihçisi. “Ne gariptir ki,
Michelet ve Quinet gibi Fransız tarihçileri Hint’i metafizik hürriyetin vatanı
olarak selâmlar ve Upanişadlar’ı İnsan
Hakları Beyannamesi’ne bağlarken, Alman nazariyecileri,
Gobineau’dan da faydalanarak, Hint’lerin milletleri boyunduruk altına alma
fetvası koparmaya çalışıyorlardı.” BDE.s.69.
Midhat Paşa: (1822-1884)Tanzimat devri
Osmanlı sadrâzamlarından 31 Temmuz 1872’den başlamak
üzere çeşitli
defalar sadarete getirildi. Abdülazîz Han’ın şehit
edilmesinde rol oynadığı tespit olunarak îdama mahkum
oldu. Buna, kabîne üyeleri, eski sadrâzamlar, müşir ve
feriklerden teşekkül eden bir Temyîz Heyeti
karar verdiyse de Pâdişâh azınlıkta kalanların
reylerini tercih ederek îdâm hükmünü sürgüne çevirtti. İzzeddîn
Vapuru ile Cidde üzerinden Tâif’e gönderildi. Midhat Paşa,
üç yıl kadar burada yaşadı. İngilizler
tarafından kaçırılacağını haber alan Hicaz Vâlisi
Osman Nuri Paşanın emriyle, 8 Mayıs 1884
gecesi, kaldığı odayı basan Berber İsmâil
adındaki bir asker tarafından boğularak öldürüldü. Cenâzesi,
Tâif Kalesi surları dışındaki kabristana defnedildi.
26 Haziran 1951’de kemikleri Tâif’ten İstanbul’a getirilerek
Hürriyet-i Ebediye Tepesinde gömüldü. “Büyük diye tanıtılan Tanzimat ricalinin
zavallılığı. Midhat Paşa
ve dört elle sarılınan son tılsım: Kanun-ı Esasi.” Mağ.s.258
Midrash: Kitab-ı
Mukaddes’in hahamlarca yorumlanma yöntemi. Bu yönteme göre değişen
dini, siyasi ve içtimai durum karşısında kutsal metinhlerin
tarihin belli bir anında saptanmış, sözel anlamının ötesindebu
duruma uygun daha derin bir anlam ortaya çıkarmaya çalışılır.
“Bu gibi malzemeyi kucaklayan özel denemeler de vardır: Midrash”
IDG.s139.
Mihailovski:Nikolay Konstantinoviç Mihailovski (1876-1952).
Rus siyeset adamı gazeteci ve sosyolog. “Mihalovski'ye göre, Rus
toplumunda iki endişe var: Sorumluluk endişesi,
haysiyet endişesi.”Mağ.s.99.
Mihaylovski: Bkz Mihailovski. “Mihaylovski, zekayı arka plana
iten bu anlayışı alayla karşılamış.”
Kİ.s.357.
Mihran Efendi: Şemsettin Sami Bey Mihran
Efendi’nin Tercüman-i Sark’ında Gotha progaraminin seriat-i Ahmediye’ye uygun
oldugunu yazar.”SNK.s.162.
Mika:
Kitab-ı Mukaddes’te adı geçen ve İşaya ile aynı dönemde yaşamış olan
peygamber. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel,
2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya,
malaki.” IDG.s.135-136.
Miken Medeniyeti: Yunanistan’da, Anadolu'dan MÖ. II. binde
Yunanistan'a gelen Akalar tarafından oluşturulan, antikçağ medeniyeti.
“Yunan mucizeside masal. Yani uzun bir hazırlığın
neticesi: Girit medeniyeti, Miken medeniyeti. Sonra Dorlar istilası.
Jur.I.s.157.
Mikrokosmos. Küçük evren yani insan. dış dünya
ile arasınada benzerlik bulunması bakımından ele alınan insan. “Mikrokosmos’un
da , içinde başka ne var: su, toprak, hava ve
ateş.”
IDG.s.211.
Miletos Masalları: Büyük İskender
zamanında Miletos’lu Aristit tarafından yazıldığı sanılan;
ancak bu güne herhengi bir nüshası kalmamış olan masal kitabı. “Bunların en
önemlisi Miletos Masalları.” KA.s.153.
Militarizm: Bir topluluğun hayatında askrî
ögelerinhakim bir yer tutması. “Mistisizmi arasında her zaman medd-ü cezir
vardır.” BFH.s.100.
Miller:
Henry Miller (1891-1980). Amerikalı yazar. Otobiyografi tarzına benzeyen
Romalarıyla ün yapmıştır. “Yunanıstan’a giderken,
vapurda iki gençle tanışıyor Müller.” BÜ.s.154.
Milletlerarası Anarşistler
Konferansı:
1922 yılının Aralık ayında Berlinde toplanan Anarşist
konferansı. “1922 Aralık’ında, Berlin’de toplanan ve aşağı
yukarı bütün anarşist sendikaları bir araya
getiren, Milletlerarası Anarşistler Konferansı, Lenin’in
Proleterye diktatoryası nazariyesini açıktan açığa reddetmişti;konferansta
söyle deniliyordu.Mağ.s.176.
Milli Eğitim Bakanlığı: Eğitim
ve öğretim
hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak, bu hizmetlere yönelik
kurum ve kuruluşların açıklasıyla ilgili çalışmaları
sürdürmek üzere kurulan bakanlık. “Kaldı ki, gerek Milli Eğitim
Bakanlığı’nın
gerekse Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirileri Devlet başlığını
taşımaktadır.”
UU.s.333
Milli Eğitim ve Kültür: “Bu makaleler daha sonra genişletilerek
‘Milli Eğitim
ve Kültür’ dergisinde çıktı.” IDG.s.49.
Milli Mecmua:Cumhuriyetin ilanından sonra istanbul’da,1 Kasım
1923 tarihinden itibaren, Mehmet Mesih Bey atarafından aylık olarak yayın
hayatına başlayan ilk dergi. “Freklerde
bir adamın münevver olabilmesinin ilk şartı kadim Roma ve Yunan
medeniyetlerinin şaheserleriyle kendi
milletlerinin büyük klasiklerini asıl metinlerden okumak idi. (Milli Mecmua,
sayı: 1, 1927).” Mağ.s.21.
Mills: Lawrance
Heywrth Mills (1837-1918). Amerikalı doğu bilimci.ve Oxford’da Zerdüş metinleri
filolojisi profesörü. “Zerdüşt ünvanlı uzun bir şiirini
Mills’ten alınmış bir epigrafla tuğralar.”
BÜ.s.147.
Milton:
John Milton (1608-1674). İngiliz Şairi,
tarihçisi,bilgini ve denlet adamı. Klasizm akımına mensup. En önemli eseri:
Kaybolan Cennet’tir. “Cromwell ne Marx’ın annesi oğlunu
anlayabilmiş; ve Cromwell, Milton’u.” BÜ.s.
220.
Mir: Kolektif
toprak mülkiyeti, köy komünü. “Ama her iki taraf da Mir’den ve ortaklaşa
calismadan yana idi.” Mağ.s.68.
Mirabai: ‘XVI.asırda
Hindi ve Guracarati diliyle yazan kadın şair ce Racput prenses. ‘Krişna
sevgisi Batı Hint’te çok gelişmiş,
Codpurlu prenses Mirabai (15. yüzyıl), kocası öldükten sonra kayınbiraderinden
kötü muamele görmüş, ibadete vermiş kendini,
o kadar sevmiş ki Krişna’yı,
Krişna’nın
heykeli ikiye bölünüp kucaklamış prensesi!” BDE.s.247.
Mirabeau: Honore Gabriel Riqueti Mirabeau (1749-1791).
Fransız siyaset adamı ve yazar Konuşma kabiliyeti, zekâsı ve
çarpıcı çirkinliği ile ünlü olan yazarın
nutukları ünlüdür. Her şiir bir Marseillaise, bir edebi
bir Mirabeau nutku olamaz ki.” KA.s.301.
Mirat-ı Hakikat: Türk siyast adamı besteci ve tarihçisi
Çorluluzade Mahmut Celâlettin Paşa (1839-1899)’nın 1908-1909
yıllaeında yayımladığı eserinin adı. “Karısının âşıkı
olduğu
rivayet edilen İngiliz Sait Paşa
için , “fasid ve ebleh” dir Suavi, Mirat-ı Hakikat sahibi Mahmut Celâlettin Paşa’nın
hükmü de hayranlık belirtmekten uzak: “müsfid, sefih-i rüzigar, ebleh-firib.”
Mağ.s.151.
Mirza:
Genellikle İran hükümdar soyundan gelenlere
ve bunların dışında soylu kişilerle
ülkede önde gelenlere verilen ad. “Hüseyin Daniş samimi
bir Zerdüştpereşttir.
Mirzanin İran- kadimmuhabbeti bir kaçış değil,
kendi kendine dönüş.” BÜ.s.147.
Misissipi:
ABD’de 3780km uzunluğundaki dünyanın en uzun ırmağı.
“Huck finn’de insanligin somurgeciligin koleligin hicvi var suphesiz, fakat
kitabin degerini yapan o bolumleri degil, Misissipi’ye verilen yer cok daha
onemlidir. K.İ.s.319.
Miskaveh:
Ebu Ali Ahmet bin Muhammd bin Yakup Miskeveyh (933-1030). İranlı
filozof ve tarihçi. “İbn Zarah, Miskaveh, Abu’l Vafa,
al Buzcani, Abu’l Kasım el Ahvazi bunların sözleri bir araya getirilerek
Risaleler meydana çıkmış.” IDG.s.50.
Misterler: Avrupa’da Orta Çağ’ın sonu
ile XVI asır arasındaki döneme özgü tiyatro olup, Kutsal kitapaki oyunların
taklit ve tekrarına dayanması bakımından dini mahiyetli bir oyundur. “Misterlerde
yaşamış filozofların
ezoterik (bâtinî) derslerinde devam etmiştir.” BFH.s.10.
Mistifikasyon: “Anlaşılmasını güçleştirip
gizli duruma sokma”.“Ahlâk burjuvazinin mistifikasyonudur” SNK.s.247.
Mistizm:
Müşahede
ve mürakabeden çok duygu ve sesgiye dayanan akide. “Mazinin bir terkibe kavuşmayan
halk hareketleri rasyonalizmle mistizm kutupları arasında yalpa vurur gibi.”
BÜ.s.210.
Misyoner:
Bir dini, özellikle de Hristiyanlığı yaymakla görevli kimse.
“Hristiyanlarla, yahudiler aşağı yukarı
aynı zamanda Arabistan’a gelmiş, Hristiyanlar daha çok
misyoner, yahudiler ise kolonizatör olarak.” Kİ.s.151.
Mişna kanunları: Torah (yazılı yasa) haham
yorumları derlemesi. Tanrı buyrukları ile ilgili bir yasal düzenlama
sayılmaktadır bu sebepten gelenekçi sözlü yasa olarak adlandırılmaktadır. “İsrail
bilginler ve hahamlarını önermiş, tartışmış ve
kabul etmişler.”
Mit: Geleneksel
olarak yapılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren,
tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile
ilgili hayalî alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos, mitoloji. “
Batılılaşma
miti eskiyince yeni bir nâzenin çıktı sahneye... daha doğrusu,
aynı nâzenin taze bir makyajla arz-ı endam etti.” BÜ.s. 97.
Mithat Efendi: Bkz. Ahmet Mithat Efendi. “Renan müdefaanamesi ise
o bülten zekanın hamiyetini ebediyete kadar ispat edecek bir vesikadır.” Kİ.s.87.
Mitos. Mitoloji.
Bkz. Mit, “Avrupa’nın içtimâi ve siyasi mitosları karşısında
bu apışıp
kalmak, bu kendini küçük görmek, bu papağanlaşmak
ne için?” BÜ.s.188.
Mitra: Rigveda’da
adı geşen
en büyük tanrılardan biri. Genellikle Tanrı Varuna ile birlikte anılır. Mitra
aynı zamanda güneş tanrısıdır; zaten esere göre
güneşin
yönünü Mitra düzenler. “Agni’nin iki kızı var: biri beyaz, biri siyah.
Gündüzleri Mitra dinler ilahilerimizi, geceleri Varuna.” BDE.s.101.
Mitra-Bheda: Beş bölümden oluşan
Pança-Tantra’nın ilk bölümünün adı. “Birinci bölümün adı Mitra-Bheda ( Dostluğun
Bozuluşu
).” BDE.s.232.
Mizanci Murat: (1854-1917). Asıl adı Mehmet Murat olan Türk
taritçi ve siyaset adamı. Mizan dergisinin sahibidir. 12 cilt olarak tasarladığı
ancak 7 cilt olarak yayımlanabilen Tarih-i Ebul Faruk ile ünlüdür. “Mizanci
Murat, Mehmet Murat Bey'in “Tarih-i Ebul Faruk” namiyla meshur tarihi.”
SNK.s.167.
Moda: İstanbul’da bir semt. “Sonra
Moda’da Caddebostan’ında Bağlarbaşı’ında
birer oda.” UU.s.258.
Moderen Çağdaşlarda
Fikirlerin ve Hadiselerin Gelişmesi Üstüne Düşünceler:
Fransız İktisatçı,
metemetikçi ve filozof Antoine Augustin Cournot (1801-1877)’nun 1877 yılında
eseri. “İşte
Cournot’nun 1872’de yayımlanan moderen çağdaşlarda
fikirlerin ve hadiselerin gelişmesi üstüne düşünceleri.”
UU.s.169.
Modern Avrupa’daki Devrimler: Ünlü İskoç
yazar Thomas Carlyle (1795-1881)’nin 1837 yılında verdiği
bir kısım desler dizisi. “1837’de ‘Modern Avrupa’daki Dervrimler’ üzerine
dersler vermiş” Kİ.s.368.
Modern Sosyalistler veya Islahatçılar: Fransız filozof Louis
Reybaud’un ağustos 1836, Kasım 1837 ve nisan
1838’de tarilerinde Revue da deux mondes’da üç inceleme yazısının başlığı
ve aynı başlıktaki eseri. “‘Gerçek şu
ki, yeni doğan sosyalizm lafzını aydınlar çevresine
tanıtan Louis Reybaud’un Modern Sosyalistler veya Islahatçılar ünvanlı eseri.”
Mağ.s.210.
Moğol: Moğolistan
halkından ya da Moğol soyundan olan kimse.
“Kendine yeni cedler arayan kibar intelijansiyamız, elbette ki Yunan’ı Moğol
veya Hun’a tercih edecekti.” UU.s.14.
Mohenco Daro: Pakistan’da Sind bölgesinde, Sindhu (İndus)
kıyısında ön tarih dönemine âit arkeolojik yer. “Mohenco Daro beş bin
yıldan beri konuşmuyor, Aryalar ne zaman gelmiş Hint’e,
Vedalar hangi tarihte yazılmış, bilen yok.” BDE.s.91
Mohikan:
Eskiden Connecticut bölgesinde yerleşmiş;
ancak bugün kabile olma niteliğini kaybetmiş Algonkin
kizılderililerine verilen ad. “Savaş halindeki bir cemiyette herkes
bir mohikan.” Jur.I.s.130.
Mohikanlarin Sonuncusu: Fenimore Coopper’ın 1926
yılında yayımlanan romanı. “Mohikanlarin sonuncusu (1828) toplumun icinde
bulundugu durumu ifsa eder.” Kİ.s.318.
Moksa: Tesanuh’tan,
metampsikoz’dan kurtuluş. Ölüm ve doğumların
ezeli çarkından, saİ.Sara’dan kurtuluş.
“Kurtuluş (Moksa)
kesretten vahdete dönüş.”BDE.s. 120.
Moliere:
(1622-1673) Fransız tiyatro yazarı. Dünya komedi türünün en büyük yazarlarından
biri. "Moliere'in son komedisinde, eski adetleri ileri sürerek kendini
kaldırmaya çalışan bir ukala dümbeleğine
şu
cevabı verir kızçağız: 'Eskiler eskilerdir
efendim, bizse şimdi yaşıyoruz".”
Kİ.s.61
Molnar:Ferenc
Molnar (1878-1952). Macar yazar. “Kahramanı delikanlılar olan nice realist
roman yazılmış, mesela Erich Koestner’in Emil
ve Dedektifler Molnar’in ‘Pal Sokağinin Çocukları’... ama
hiçbirinde Twain’in havası yok.” KI.s.319.
Monarşi Üzerine Anket: Fransız yazar ve siyaset
kuramcısı.: Charles Maurras (1868- 1952)’in eseri.“Marx’la Engels’in Kömünist
Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet
Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i,
Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı..” UU.s170.
Monizm:
Hukukî normların tamamını bür bütün olarak kabul eden akide. "Vahdet-i
vücut demek Allah’la kainat arasında cevherce ayniyet vardır, demek değildir.
Bunun panteizm’in ya da monizm’in herhangi bir şekliyle de
ilgisi yoktur." IDG. s.76.
Monod:
Gabriel Monod (1844-1912). Fransız tarih profesörü. “Hocaları Fustel de
Coulanges, Monod. ” SNK.s.122.
Monofizist: Hz. İsa’nın varlığında
tanrılıkla insanlığın tek ve aynı bir öz halinde
birleştiğini
kabul eden kişi. “V. Haris, Jüstinyen
tarafından genel filark nasbedilmiş, monofizist temayüllü bir
Hristiyan olduğundan Theodora’nın iltifatına
nail olmuş.” Kİ.S.148.
Monokültür: Ekonomide, peşin satılık
ürün, peşin
satış amaçlı
üretim anlamlarına gelir. Geçim amacıyla ya da takas yoluyla değiştirilmekten
ziyada, yalnızca paraya dayalı bir piyasa da satılmak üzere yetiştirilen
bir tarım ürünüdür. “ Monokültür sisteminin kuruluş sebebi
bu: Brezilya ‘da kahve, Birmanya’da pirinç Güney Denizleri’ndeki adalarda
baharat, Küba’da şeker kamışı,
Havana’da Tütün v.s Arada, Avrupa’nın talepleri artıyordu birden. BFH.s.6.
Monroe Doktrini: James Monroe’nun 2 Aralık 1823 tarihinde
Amerikan Kongresi‘ne sunduğu yıllık raporda ileri sürülen
dış politika
prensipleri. Bu raporun temel düşüncesi: Latin Amerika’nın
Avrupalılar tarafından sörülmesini ABD engellemelidir. “Birinci engel ABD’nin
geçen asrın ilk çeğreğinde
ilan ettiği Monroe doktrini ABD,
Avrupa’nın iştiyaklarını dizginleyecek kadar
güçlü değildi
o sırada.” BFH.s.73-74.
Montagnard: Fransa’da, Konvansiyon meclisinden üst sırada
oturan montagnelı milletvekilleri. “Daha çok bir ‘Montagnard’ gibi konuşur
ve hareket eder.” SSSS.s.75.
Montaigne:
Michel de Montaigne (1533-1592). Serbest düşüncenin
öncülerinden olan Fransız deneme yazarı. Hayatı boyunca yazdığı
tek eseri ünlü “Denemeler”idir. “Montaigne elinde bir kitapla resim çektiren
adam.” BÜ.s. 209.
Monte Kristo: Alexandre Dumas’ın 1845 yılında yazdığı
romanı. Hamzanâmelerle beslenen muhayyeleler, ‘Monte Krosto’lara ‘Üç Silahşörler’e,
‘Jozef Balsamo’lara eğilecekti.” BÜ.s.234.
Montemayor: Jorge De Montemayor (1520-1561). İspanyol
roman yazarı. “Tür, Montemayor’un Diana’sıyla (1550) fethetti İspanya’yı:
çoban kızı Diana ile çoban Sireno’nun sevdalıları.” KA.s.172.
Montesquies.Charles De Secondat Montesquies (1689 - 1755).
Fransız yazar. “Ne var ki hukuk-u esasiye müderrisi, Şirazlı
şairle
Montequies veya Rousseau arasında nasıl bir münasebet bulacağını
katiyen söylemez.” BÜ.s. 159.
Montesquieu: “Brunschvig’e göre sosyolojinin kurucusu
Montesquieu’dur.” SNK. s.110
Montessori Metotları: İtalyan
kadın hakim ve eğitimci Maria Montessori (1870-
1952)’nın eğitim metodu. Bu yöntemle öocuk
öğretim
etkinliklerinde serbest bırakılır ve okuleğitiminin zorlayıcılığına
gerek kalmadan salt beş duyunun eğitimi
yoluyla aşamalı bir biçimde öğrenmeyi
öğrenir.
“Aşırı
Montessori metotlarıyla yetiştirilen çocuklar da, hürriyet
“angoisse”ıyla mücaele için haşin bir “surmoi” kuruyorlar.”
Jur.I.s.198.
Montherlant: Henry Millon de Montherlant (1895-1972). Fransız
trajedi ve roman yazarı. “45 yaşına kadar d’Annunzio’nun tesiri
altında yazmış Montherlant Jur.I.s.194. Monthly
Review: İngiltere’de 1749’da çıkarılan
derginin adı. Bu dergi İngiltere’de çıkarılan ilk dergi
olarak bilinir. “İngiltere’de ilk dergi 1749’da
çıkar. Monthly Review.” BÜ.s.102.
Montpellier: Montpellier, Fransa’da, Üniversite,etkin bir
kültür, sanayi ve ticaret merkezi. “Sonra Montpellier, göz hapsinde geçen
aylarve Paris.” SSSS.s.79.
Moralist: Töreci. Eserlerini yazarken töre ve ahlâk
mevzularına ehemmiyet veren Moralist davranışımızın şartları
üzerinde kafa yoran adam UU.s.166.
More:Thomas
More veya Morus da denir. (1478-1535). İngiliz sövalye aziz ve yazar. İdeal
yönetim anlayışını konu alan ‘Ütopya’ isimli
eseri ile meşhurdur. Aşağıdaki
anlamlarda kullanılmış İngilizce’de :Tarım, toprağı
işlemek
(1420); ibadet (1483); zihnin, yeteneklerin, davranışların
eğitimi
(1510); More, Hobbes (1651), Johnson (1752), Macaulay (1848),Hobbes kelimeyi
jimnastik anlamına da kullanmış. (1628) Kİ.S.38.
Moreas. Jean
Moreas (1856-1910). Yunan asıllı Fransız sembolist şairi.
"Aynı soruyu Conrad, Apollinnaire, Moreas yahut Stuart, Merril için de
tekrarlıyabiliriz”K. A.s.42 Morellet: Andre Morellet (1727-1819).
Fransız yazar ve filozofu. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide
Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert,
Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG. s.19 Morelly: (17171778).
Fransız yazar ve filozofu. “Bu çılgın yazarların başında
da Morelly ile Babeuf.” Mağ.s.211.
Moreno:
Jacob Levy Morena (1892-1974). Freud ve Marx etkisinde kalarak bu iki düşünceyi
kaynaştırmaya
çalışan
Rumen asıllı Amerikan sosyolog. “Moreno’ya inanmıyorum. Jur.I.s.142.
Morgan: Lewis
Henry Morgan (1818-1881). Amerikalı antropolog. “Morgan ‘Eski Toplum’
adli eserinin ilk sayfalarindan itibaren soyle der:” Kİ.s.56.
Mosca:
Siyasi Fikirler Tarihini:“Mosca’nın “Siyasi Fikirler Tarihini” Fransızca’ya
çevirir.” SNK. s.103
Moses Hess: 1812-1875 Alman siyaset kuramcısı.Marx ve
Engels’in yakın dostu.Komünistler birliği kurucu üyelerinden olan Hess
Yahudilerin hürriyetine kavuşması içinde çalışmış,bu
yönüylede siyonizmin öncülerinden sayılmıştır. “Moses Hess Hegeliyanizmle
Saint- Simonculuğu birleştirerek
Marx’ı hazırlayacaktır.” SNK.s.156.
Moskava Universetesi: Rusya’nın başşehri
Moskova’da 1755 yılında kurulan Rus Üniversitesi. “1725’te bir Ilimler
Akademisi kurulmustu,1755’te ise Moskava Universitesi.” Mağ.s.75.
Moskova: Rusya’nın
başkenti.
Sol’un halk vicdanında yarattığı tedailer: casusluk, darağaçları,
Moskova; sağ’ın müphem, seviİ.Siz,
sinsi bir iki hayal.” BÜ.s. 78.
Motivasyon: Güdülenme. Bir kişiyi,
herhangi bir hedefe ulaşmak için gerekli olan heyecanı
sağlayarak
hedefe ulaşma isteği
sağlamaya
çalışmak
anlamında bir psikoloji terimi. Kitle şiddeti, her ne kadar terörist
eyleme karşı bir tepki olarak görürse de
umumiyetle bir plânı yoktur, kontrol edilmesi de mümkün değildir
ve rasyonel bir motivasyona dayanmayabilir. BFH.s.21-22.
Mozart: Wolfgang
Amadeus Mozart (1756-1791). Meşhur Avusturyalı besteci. "’Aullu-Gelle
yaşamamış olsa,
çağdaş estetik
Raphael'i, Racine'i, Mozart'ı, Geothe'yi aynı kategoriyi sokmak için nasıl bir
ad bulacaktı acaba?"KA.s.63
Muallakat:Muallakat-ı
Seb’a diye anılan Arapça eserlerin kısa adı. “William Jones’un Muallakat
tercümelerini düşünüyorum.” Kİ.S.280.
Muallim Cevdet: Muallim Cevdet İnancalp
(1883-1935). Türk yazarı ve eğitimci. “Muallim Cevdet
‘Tedrisat-i Iptidaiye’ mecmuasında Velidi’nin görüşlerini
tenkit etmis. Cevdet Beyin itirazla karsiladigi dusunceler sunlarmis.
‘Teokratizm, Turkler icin basbelasi olan bir zihniyettir.’ ‘Teokratizm’, İslam
camiasinin oz sifati degildir.”IDGs/232
Muallim Nâci: (1850-1893).Asıl adı ömer olan Tanzimat dönemi şair
ve yazarı. “Namık Kemal, Muallim Naci aynı şikayet
içindedirler. Burhan-ı Katı ile Kaamus-u Okyanusu meczeden bir lügat ihtiyacı.”
SNK.s. 324.
Mubid: Mecusilerin
büyük mezhep memuru. “İslâm’ın gümrah nûru ateşgedelerin
titrek ışığını
söndürtdükten sonra , mubidler Hint’e göçer.” BÜ.s.146.
Mucem ül-Buldan: Arap çoğrafyacısı ve biyografi yazarı Şihabettin
Ebu Abdullah Yakut Rumî (1179-1229)’nin İslâm ülke ve kentlerinin
tarihini, coğrafyasını ve iktisadî durumunu
anlattığı
eserinin adı. “Ondan biraz önce, Arap coğrafyacısı Yakut, Mu’cem
ül-Buldan adlı eserinde edebiyata da yer vermiş ve ünlü
edebiyatçılar lügatı de kaleme almışlardır.” KA.s.394.
Muhakemet’ül-Lûgateyn: Ali Şir
Neva’i (1441-1501)’nin,1499 yılında yazdığı, Türkçe ile Farsçayı mukayese
eden ve Türkçe’nin farscadan üstün bir dil olduğunu
örnekleri ve delilleri ile ortaya koyan eseri. “15. asırda Ali Şir
Nevai Muhakeme’tül- Lûgateyn’de Kaşgarlı’nın yaptığını
yapar, Farsça ile Türkçe’yi karşilaştırır
ve Türkçe’nin zenginliğini İslam
dünyasına ispat eder. (Farsça).” SNK.s.321.
Muhammet Bin İdris Eş-Şafi: İmam
Muhammedü’bnü İdris-i Şâfîi
(767-819)[16].
Amelde dört hak mesepten biri olan Şâfî Mezhebi’nin imamıdır.
“Üçüncü büyük mezhep: Şafilik.Kurucusu: Muhammed bin İdris
eş Şafi.
(ölümü 817)” Kİ.s.197.
Muhammed ibn Musa Harzemi: Yahya Bermeki'nin dostu Fazl
Ibn Sehl (Merv'in guneyindeki Saras);Muhammed ibn Musa Harzemi, araplara
atfedilen cebrin kurucusu (cebir kitabi 820 lerde yazilmis),Hiyre Mekke'den ne
kadar uzaksa Harzemi de arapliktan o kadar uzaktir;Halid Marvarrudi;Mervli
Habes.Ahmed Fergani;Ebu Mashar Belhi (Bahtrian'li) IDG.s.224
Muhammed ve İslâm’ın
Menşei: Fransız yazar ve dinler
tarihçisi Ernest Renan (1823- 1892)’ın .... Tarihinde yazdığı
eserinin adı. “Batı’da Hazret-i Muhammed için neler söylenmiş?
Burada da Dante’nin İlahî Komedya sından, Voltaire’in
Adetler Üzerine Denemesi’ sinden, Napoleon’un Günlük’lerinden, Carlyle’ın
Peygamber Şeklinde Ortaya Çıkan Kahraman
yazısından, Lamartine’in ‘Türkiye Tarihi I’inden, Renan’ın Muhammed ve İslâm’ın
Menşei’inden,
Hugo’nun Asırların Destanı şiirinden metinler sıralanıyor.”
Kİ.s.154.
Muhammed: “Muhammed’e nasıl iman ettiklerini
anlıyorum”.Jur.2.S:73
Muhammet Abduh: (1849-1905). Ehl-i Sünnet akidesine zıt görüşleriyle
İslam
dünyasını ve başta Mehmet Akif olmak üzere bir
çok şairimizi
tesiri altında bırakan Mısırlı yazar ve düşünür. “Bununla beraber Akvemü’l
Mesâlik yazarını Tahtavî’yi, Sadık Rıfat Paşa’yı, daha
sonra Şinasi’yi,
Ziya Paşa’yı,
Namık Kemal’i, Efgani ve Muhammet Abduh’u.. içine alan zincirin halkalarınından
biri sayabiliriz.” UU.s.49.
Muhammet Gori: Muizzettin Muhammet Guri (öl. 1206). 1173-1206
yılları arası Hint Guri sultanı. “Muhammet Gori Komutanlarından Bahtiyar’ın
1193’de Bihar’ı fethetmesi sonucu, Bengal’in büyük bir kısmı Müslümanlar’ın
eline geçer ve Hindular’ın çoğu Müslümanlığı
kabul eder.”BDE.s.282.
Muhammet:
Hz.Muhammet. “Bütün Kanun koyucular, Solon, Muhammet veya Napolyon, suçludurlar
BÜ.s. 205
Muhbir Gazetesi: 1867 senesinde Ali Süavi ve
Filip Efendi’nin çıkarmaya başladığı
gazete. Muhbir Gazetesi'nde hükumeti sert bir dille tenkid etmesi sebebiyle,
kısa süre sonra kapandı. “Filip Efendi Muhabir gazetesini bu sıralarda (1867)
çıkarmaya başlar.” Mağ.s.158.
Muhiddin İbn Arabi: İbnül
Arabi de denir. (1165-1240). Arap mutasavvıf ve sufi. “Gerçi Risaleler bir
Muhiddin İbn Arabi’nin veya bir Muhiddin
el Buni’nin ezoterik ilmini içermez ama sade ve çok defa gayet güzel bir dille
Tabiat görüşünün ana hatlarını açıklar.”
IDG.s.59.
Muhiddin İbn Arabi: Muhyiddin İbn’ül
Arabî (1165-1240). İslam Muhasavvıfı. Vahdet-i
vücud nazariyesini son noktasına kadar götüren ve şöhreti
bütün İslâm
âleminde gittikçe genişleyerek bu güne kadar gelen meşhur
sûfî. Sadreddin el Konevi’nin hocası. “Gerçi Risaleler bir Muhiddin İbn
Arabi’nin veya bir Muhiddin el Buni’nin ezoterik ilmini içermez ama sade ve çok
defa gayet güzel bir dille Tabiat görüşünün ana hatlarını açıklar.”
IDG.s.59.
Muhtar:
Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli
eserindeki erkek sahıslardan biri olup, Roman kahramanı Ferit’nin arkadaşı
rolünde bir karakterdir. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları
da birer soyutlama: Saim, şapşal
bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye
misafir edilmiş.” Kİ.s.228
Mujik: Rusya’da
ihtilâlden önce kırsal kesimde yaşayan insan. Köylü. “Slavcilar,
Rus geleneginin, car, Ortodoks kilisesi ve mujik arasinda siki bir is birligi
gerektirdigine ve gerektirecegine inaniyorlardi.” Mağ.s.68.
Mukaddemet’ül Edep: Edebiyata önsöz anlamında bir
terkip olup Zemahşeri’nin 12. asırda yazmış olduğu
Arapça sözlüktür. “12.yüzyıl, Zimahşeri, Mukeddeme-tül Edep-
Arapça-Farsça-Moğolca.” SNK.s.321.
Mukaddime: İbn-i
Haldun’un, 1394’ta yazdığı tarih felsefesiyle ilgili
eseri. “Mukaddime, bulutları dağıtan bir rüzgâr.” BÜ.s.230.
Mukaddime-i Celâl: Celal mukaddimesi. Namık
Kemal’in 1885 yılında yazdığı Celaleddin Harzemşah
isimli oyununun önsözü. Uzun bir “Mukaddime-i Celâl”, yedi yüz sayfalık bir
zafer neşidesi.”
BÜ.s.122.
Mukunta: Kurtarıcı
anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun
ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli
sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta
(sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta
(kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana
(varlıkların kaynağı ve barınağı).”
BDE.s.128
Mulahhas-ı Hümayun: Özetlenmiş,
kısaltılmış Hümayunname anlamına gelip Şeyhülislâm
Yahya Efendi tarafından, Kelile ve Dinme’nin XVI. asırda Türkçeye çevirisi olan
Hümayünname’yi özetleyerek oluşturduğu
eseridir. “Divan nesrinin en parlak örneklerinden biri sayılan Hümayunname Şeyhülislâm
Yahya Efendi tarafından kısaltılmış: ‘Mulahhas-ı Hümayun’.”
BDE.s.236.
Muneccimbaşı: Münetcimbaşı
Ahmet Dede (1631-1702). Türk din âlimi, sufi, tarihçi ve şair.
Münetcimbaşı tarihi diye anılan dünya
tarihi niteliğindeki, Arapça Cami üd- Düvel
isimli eseri ile meşhurdur. “17. yuzyil
Muneccimbasi’nin tarihi, Arapca yazilmistir, Nedim Turkce’ye cevirmistir.”
SNK.s.167.
Munster:
İrlanda
Cumhuriyeti’nde, adanın göney batısındaki engebeli ve dağlık
bölgelere doğru uzanan bir kent. "Sokrat'ın
istihzasını Gringore veya Rabelais'nin maskesi altında saklayan akıllı deliler;
Charles-quint veya II.Philippe gibi dünyaya söz geçirmeyi düşleyen
ikbalperest deliler; Pavie'de I.François esir edilen yahut Berquin ve
Nubourg'la alevler içinde can veren yiğit deliler; Munster'deki anabaptisler
veya Paıis'teki protestanlar gibi azgın deliler." IDG.s.161.
Muradyan Bey: “1908’de ll.meşrutiyet’te
Osmanlı meclisine birçok sosyalist mebus girer (Vlahof Efendi Bulgar,Muradyan
Bey Ermeni’dir)”.SNK.s.260
Murahhasa:
Delege, Yönetim kurulu üyesi, kendine ruhsat verilen. "Nitekim Venedik’te
ikamet eden Türkler de padişahın orada bulundurduğu
murahhasa bağlıydılar." BFH.s.79.
Murasaki:
Murasaki Şikibu (978-1014). Japon
edebiyatçı ve şair. Genji Monogatari romanının
yazarı. “Aşk hikâyelerinin ilk şaheseri
Japonya’da yazılmış: bayan Murasaki’nin Genji’si”
KA.s.135.
Murat bey:
Bkz. Mizancı Murat. “Murat Bey, herkesin elinde bulunan Solakzâde ve Naima
Tarihleri gibi birkaç eserle Hammer tarihinde başka bir
kitap görmemiş ve hatta mehazlarını okumadığı
için Hammerin muhazzam eserini inceden inceye mütalaa ve içindeki malümatı öğrenmeye
de sabır tahammülü göstermemiştir.” Kİ.s.105.
Murat IV: (1612-1640) Osmanlı pâdişâhlarının
on yedincisi ve Islâm halîfelerinin seksen ikincisi. Babası Birinci Ahmed Han, annesi
Mâhpeyker (Kösem) Sultandır. Genç Osman’ın başına gelen
acı felâket ve yerine geçen amcası Mustafa Hanın kısa bir süre sonra tahttan
indirilmesi üzerine henüz on bir yaşında iken 10 Eylül 1623’te
Osmanlı tahtına çıktı. “Osmanlı Devleti: IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine
dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya
kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80
Muratori: Bkz. Lodovico Muratori. “Bunlara muratori
parçaları da denir,çünkü fihristi yayımlayanın adı Ludvico Muratori'dir.”
IDG.s.124.
Murazaki: “Genç romancı, bin yıl önce yaşayan
bir Murazaki ile, bir George Sand’la,bir Madam dö Stael’le boy ölçüşebilecek
bir kabiliyet.” KA.s.365.
Murugan:
Dravit dilinde Savaş tanrısı. “Dravitlerin savaş tanrısı
Murugan ile korkunç tanrıça Korrave arada bir boy gösterip kayboluyorlar”
BDE.s.290.
Musa: Hz.
Musa. Allah Teâlâ'nın, dört büyük kitaptan biri olan Tevrat'ı verdiği
ve yeryüzünde dinini tebliğ edip, hakim kılması için
gönderdiği
Ulu'l-Azm peygamberlerden biri. Hz. İbrahim (a.s)'in soyundan olup, İsrailoğullarının
akidelerini islah etmek ve onları Allah Teâlâ'nın dilediği
nizama kavuşturmakla görevlendirilmişti.
“Musa’nın gözünü kamaştıran nur, kavurdu
gözbebeklerini.” BÜ.s.255.
Musevilik: Hz Allah tarafından Hz Musa peygambere indirilen
ilâhi din Musevilik aynı zamanda en eski tek tanrılı dindir. Musevilerin kutsal
kitabı Tevrat’ta din ile ilgili konular, dua ve kanunlar yer almaktadır.Yahudî
Peygamberi Hz. Davud’a inen Zebur adlı ilâhî kitap Tevrat’ın tamamlayıcısı
durumundadır.“Musevilik Zerdüşlüğün
damgasını taşır: hayırla şer
arasındaki ikililik meleklerle cinlerin savaşı kıyamet
gününem îman.” BÜ.s.145.
Muson: Tropikal
enlemlerde, özellikle Güney Asya’da Yazın denizden karaya, kısın karadan denize
esen mevsimlik rüzgar sistemi ve bu rüzgar sistemiyle gelen yağmurlardır.
Metinde muson yağmuru ksatedilmektedir.
“Musonlar kesilince açlık başlar.” BDE.s.89.
Musset: Alfred
de Musset (1810-1857) Fransız romantiklerinden şair ve
tiyatro yazarı. Özellikle şiirleriyle tanınmış ve
sevilmiştir.
Ceceler ve Lamartine Mektuplar adlı şiir kitapları meşhurdur.“İlhâm
perisi, Musset’yi de sık sık ziyaret eder. Yarı putperest, yarı Hristiyan bir
bâkire bu.” BÜ.s.226.
Mussolini: “George Sorel,Mussolini ve Hitler’in çok sevdiği
Lenine’in deha müsveddesi olarak vasıflandırdığı sui
generist bir sosyalist.” SNK.s.109.
Mussolini: Benito Mussolini (1883-1945) İtalyan
Devlet adamı ve faşist diktatörü. 1925 yılıda
kurduğu
diktatörlüğünü 1943 yılına kadar sürdürdü.
1945 yılında, metresi ile birlikte İsviçreye geçmeye çalışırken
Como gölü yakınlarında yakalanarak îdam edildi. “Bakumin, Blanqul,Georges,
sorel, Troçki, Mussolini, Goebbels aynı doktrinin devamcıları.” BFH.s.19.
Mustafa Ağa: Yaşar
Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan
roman kahramanlarından birinin adı. “Derviş Bey, Mustafa Ağa’ya
elçi olarak Alicik’i gönderiyor.” KA.s.349.
Mustafa Bey: Yaşar Kemâl’in Demirciler Çarşısı
Cinayeti romanında yer alan roman kahramanlarından birinin adı. “Sahne: Mustafa
Bey’in konağı” KA.s..350.
Mustafa Celaleddin: (1828-1875). Polonya asıllı
Osmanlı Paşası ve yazar. Eski Türkler
isimli eserinde ilkçağ kaviöleri arasında ki Türklerin
büyük yerinden bahseder. "Mustafa Celaleddin 1848 İhtilaline
katıldığı
için vatanını bırakmak zorunda kalan Polonya asillerinden Constantin
Bergenski'dir."Kİ.S.325.
Mustafa Fazıl: Bkz. Mustafa Fazıl paşa.
“Devlet-i Aliye ile ihtilafa düşen Mustafa Fazıl, emellerini
gerçekleştirmek
için Yeni Osmanlıları Paris’e çağırır.” UU.s.49.
Mustafa Fazil Paşa: (1829-1875). Mısır Prensi ve
Mehmet Ali Paşa’nın torunu. “Çok gecmeden
Mustafa Fazil Pasa’nin daveti ve Jean Pietri’nin araciligiyla Fransa’ya
kaçarlar.” SNK.s.161.
Mustafa Kemal Paşa: Bkz. Mustafa Kemâl. “1923
yılında Türk Milleti Mustafa Kemal Paşa’ya, Nuh Peygamber’in gemisine
bağlandığı
gibi bağlanmıştır.”
KA.s..354
Mustafa Kemal: Mustafa Kemâl Atatürk (1881-1939). Türkiye
Cumhuriyetinin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı. “Sonra Sevr ve Lozan...
Mustafa Kemal 150 aydını mektepten talebe kovar gibi sınır dışı
etti.” Jur.I.s.215.
Mustafa Nihat: Mustafa Nihat Özön (1896-1980). Cumhuriyet dönemi
edebiyat tarihçisi ve yazar. “Mustafa Nihat’ın Türkçe’de Roman’ından da
haberleri yoktu.” KA.s.332.
Musurus Paşa: (1842-1907) Stephanos diye de
denir. Rum asıllı Türk diplomat. “Paşadan cevap alamayan Redhouse
iki yıl sonra Musurus Paşa’ya başvurur
eserin dört cildini tamamlamıştır.” Kİ.s.270.
Mutezile: ayrılanlar Kenara çekilenlar anlamında bir kelime
olup, emevi devleti zamanında Vasıl bi Ata’nın kurduğu
düşünce
akımının adıdır. “Bununla beraber hemen işaret
edelim ki Mutezile’nin bozguna uğraması kavgayı nihai olarak
sona erdirmiş değildir.”
IDG.s.35.
Mutezili: Bkz. Mutezile. “Bir tarihçi, Bermekiler
devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî,
haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu,
der.” IDG.s.36.
Mutlu Dağlar: John Buryan (1628-1688)’ın
1676 yılında yazdığı Necata Doğru
isimli romanında mekan adı. “Sille tokat bir zindana atılan Hristiyan,
ümitsizlik devrinin pençesine düşer, yine kaçmayı başarır,
ver elini Mutlu Dağlar.” KA.s.215.
Mutluluğun Fethi: İngiliz
filozof ve mantıkçı Bertrand Russell (1872-1970)’in 1924 yılında yazdığı
eseri. “Russell’in, Mutluluğun Fethi’ni bir daha oku.”
SNK.s.409.
Mutluluk Manastırı: “Kale Kumandanın Kızı:İlk
kitabı ‘’Kale Kumandanın Kızı’’ (1864), ‘’Mutluluk Manastırı’’ (Anandadamat) en
tanınmış romanı,Bengal
vatanseverlerinin millî marşı ‘’Anavatana Selam’’ (Bande
Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi. Bankim Çandra Şaterci:
(1838-1894),Bengal’in Walter Scott’u,İlk kitabı,Kale Kumandanın Kızı
1864 Mutluluk Manastırı (Anandadamat) en tanınmış romanı,Bengal
vatavseverlerinin millî marşı “Anavatana Selam’’ (bande
mataram)bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275.
Mutluluk Manastırı: Bengal romanının babası
olarak kabul edilen Bankim Çandra Şaterci: (1838-1894)’nin eseri.
“İlk
kitabı ‘Kale Kumandanın Kızı’ (1864), ‘Mutluluk Manastırı’ (Anandadamat) en
tanınmış romanı,
Bengal vatanseverlerinin millî marşı ‘Anavatana Selam’ (Bande
Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275
Muzaffer Bey: Metinde herhangi bir açıklık bulunmadığı
için bu kisinin kim olduğu mechulumüzdür. “Devlet
kütüphanesi müdürü muzaffer Bey’de olabilir.” SNK.s.382. Müceddit:
Yenileyici anlamına gelen bu kelime dini terim olarak, İslâm
dînini kuvvetlendiren, bid'atleri yâni İslâm dînine sokulmak istenen
reformları, hurâfeleri söküp atan ve sünnetleri ortaya çıkaran âlim
anlamındadır. “Yazık ki mücedditler Aristocuların cedel usullerini
benimsemişlerdir, önce bu metotla
hasımlarını hapt ettiler fakat hasımları da aynı silâhlarla karşı
koyunca münazara medrese kavgasına dönüştü.”IDG.s. 34
Müdafaanâme: Bkz. Renan Müdafaanamesi. “Efganlı’ya yârenleşmek
fırsatı vermekle kalmaz, Namık Kemâl’e de meşhur
Müdafaanâme’sini ilham eder.” UU.s. 69.
Müderris. Osmanlı’da profesör. “Kazasker olabiliyordunuz,
imam olabiliyordunuz, müderris olabiliyordunuz.” SNK.s.391.
Müeyyedüdin Hüseyin Tugrai: XI. Asırda yaşamış (öl.1087)
Şirazlı
düşünür
devlat adamı ve yazar. “11’de katledilen İsfahanlı Meşhur
şair
ve simyager Müeyyedüdin Hüseyin Tugrai Cabir’in ikiyiz eserini incelemiş olan
Muhyiddin Ahmet Bani (ölümü 1225) Mısır’lı Emir Aydamür Jildaki (ölümü 1342
veya 1360)sık sık Cabir’e baş vurur.”IDG.s.218.
Mülahazat-ı Felsefiyesi: “Hadimname yazarını Mülahazat-ı
Felsefiyesi’yle baş başa
bırakarak Mehmet Emin Bey’in muhteşem salonuna yöneldik.” KA.s.371
Mülhazat-ı Felsefiye: Rıza Tevfik’in felsefi eseri.
“Abdülhak Hamid hakkındaki “Mülhazat-ı Felsefiye”sinde Hamid’den çok kendisi
var.” Kİ.s.214.
Mülhit: Tanrıtanımaz,
ateist. “Basra’da da aynı düşünce kaynaşmasına
şahit
olmaktayız, üstelik orada tartışmalara, Budistler, manikeenler
hattâ düpedüz mülhitler bile alınıyordu.” IDG.s.36
Mülkiyet Nedir: Mülkiyet Nedir ya da Hukuk ve Yönetim İlkesi
Üstüne Araştırmalar. Proudhon’un 1840 yılında
kaleme aldığı eseri. “Marks’ı komünizme
getiren Proudhon’un ‘Mülkiyet Nedir?’i olmuştur”
SNK.s.240.
Mülkiyet Üstüne: Bkz.Mülkiyet Nedir. “Proudhon, “Mülkiyet
Üstüne”nin ilk risalesinde “kolektif güç” kelimesini kullanır.” SSSS.s.122.
Mümtaz Turhan: (1908-1969). Cumhuriyet sonrası Türk bilimadamı
Sosyal Psikoloji profesörü ve yazar.“Demek ki Mümtaz Turhan için münevverin başlıca
vasıfları sıkı bir talim ve terbiye görmekten ibarettir.” Mağ.s.22.
Münif Paşa: Asıl adı Mehmet Tahir
(1830-1910).Meşrutiyet dönemi mütercim-yazar şair
ve devlet adamı. “Mecmua-i Fünun” dergisi sahibi. “Harflerimizi değiştirmemizi
ilk defa teklif eden İslâm düşmanı
Volney’dir. Münif Paşa’nın hocasıdır.” SNK.s.295.
Münih:
Almanya’da Isar suyu kıyısında bir şehir. “Schelling, Münih’te bir
Doğu
Akademisi kurmaya kalkar, akademinin başına “Cermenler’in Doğu
ihtiyacını billûrlaştıran” F. von Schlegel
getirilecektir.” BDE.s.57.
Müntehabat: Bir yazarın eserlerinden seçmelerin derlendiği
eserin adı. “Müntehabat yıllarca mekteplerde okutulmuş.”
Kİ.s.268
Müntehabatı Lügat-ı Osmaniye: İngiliz
dil araştırmacısı
Sir James William Redhouse (1811-1892)’un 1846 yılında yazdığı
Türkçe sözlük. “Müntehebatı Lugat-ı Osmaniye 1846’da yayımlanmış,Türkşenin
ilk mazbut sözlüğü.” Kİ.s.267.
Mürebbiye:
Terbiyeci. Osmanlının son dönemlerinde çocukları eğitimi
ile ilgilenmesi için tutulan genellikle yabancı uyruklu kadınlara verilen isim.
“Mürebbiyeler üşüşür
memlekete, gerçek bir istiladır bu.” BFH.s.137.
Müruriye:
Resmi, köprü ya da yol gibi kamuya ait yerlerden geçmekiçin ödenen para
geçmelik. “Ayrıca müruriye ve nakliye vergileri de alınıyordu. Bütün bu
engeller -fiilen uygulansalar da, kağıt üzerinde kalsalar da-
kapitülasyonların derpiş ettiği
ticaret serbestini kavl-i mücerrette bırakıyordu.” BFH.s.80.
Müsebbip:
Safvet Nezihi (1871-1939)’nın 1910 yılında yazdığı romanı.
“Safvet Nezihi, müsebbip, 1910.” Mağ.s.145.
Müslümanlarda İlim: Avusturyalı şarkiyetçi
ve tarihçi Hammer Purgstall (1774- 1856)’in yazmayı hedeflediği
ancak ömrünün kifayet etmediği eserinin adı. “Osmanlı
Devleti Tarihi” nisimli eseriyle mâruftur. “Oniki büyük cilt olarak rastlanan
kitap ‘Müslümanlarda İlim’ adlı ansiklopedisine bir
giriş olacakmış.
Kİ.s.103.
Müsteşrik: Doğu
bilimci, şarkiyatçı. Doğu
kültür ve medeniyeti hakkında araştırmalar yapan batılı ilim
adamı. “Genç bir İngiliz müsteşriki:
“Bu kitap ya Avesta’nın kendisidir” ,diye yazar.” BÜ.s.145.
Müşahedat: Ahmet Mithat efendi’nin bir
hikayesinin adı. “Müşehedat, realizm tarzında
yazmaya özendiği bir hikayedir.”KA.s. 295.
Müteferrika: İbrahim Müteferrika (1674-1745).
Matbaacı, yazar ve mütercim. Osmanlıda ilk matbaayı kuran kişi.
“Vankulu, Sahhah Lûgatını Türkçe’ye çevirir ve 1729’da Müteferrika tarafından
basılır, bunu Esat Efendi’ninki takip eder. Arkasından Firuzabadî’nin lûgatı
Farsça’dan Türkçe’ye çevrilir: Kaamus-u Okyanus.” SNK.s.322.
Mütefferrik Yazılar: Thomas Carlyle (1795-1881)’ün
1830’lu yıllarda, çeşitli zamanlarda yayınlanmış yazılarını
toplayarak oluşturduğu
eserinin adı “1827’de Edinburg Review’nun yazı ailesine katılıyor; ilk
yazısı:Jean-Paul Richter. Dergilerde çıkan makaleleri ‘Mütefferrik Yazılar’ başlığı
altında kitaplandırılmış.” Kİ.s.368.
Mütenebbi: Ebuttayyip Ahmet bin el-Hüseyin el- Cufî El
Mütenebbî (915-965). Arap şairi. “Divanı’nı manzum olarak
çevirmiş.
‘Mütenebbi’nin divanı da Avrupa dillerine kazandırdığı
şaheserler
arasında ‘Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ni Avrupa’ya tanıtan yine o. Kİ.s.103.
Mütercim Asım: (1755-1819). Türk dil bilgini ve tarihçi.
“Mütercim Asım’dan öğrendiğimiz
bunlar.” Kİ.s.141.
Mütercim Rüştü Paşa: (1811-1882). XIX yüzyılda yaşayan
çeşitli
zamanlarda beş defa sadrazamlığa
gelrn Osmanlı devlet adamı. “Mütercim Rüştü Paşa,
Vefik Paşa,
Ali Paşa,
Fuat Paşa,
Reşit
Paşa
bunların tek vazfı vardı: Batı dili bilmek.” SNK.s.392.
Müz: Zeus’un
kızı ve hafıza tanrıçası. “Onun için de ilham perisine yani Zeus’un kızı
Bellek Tanrıçası olan Müz’e başvurur.” KA.s.192.
Mystification: Aldatıcı sey, yutturmaca anlamında Fransızca bir
kelime. “Bütün sosyoloji bir mystification’dan ibarettir.” SNK.s.294.
Nâbi: (1642-1712).
XVII. Asır divan şairi ve Edebiyatımızdaki hikemî
tarz şiirn
en öeml temsilcisi. “Yahya Kemâl Fransızca öğrenen
Nâbi, veya Arif Hikmet. Jur.I.s.138.
Nabina Çandra Sen: (1846-1909). XIX. Asır Bengal
şairi.
“Nabina Çandra Sen (1846-1909)bazen Byron’u hatırlatır, bazen Hugo’yu.”
BDE.s.275.
Nabizade Nazım: (1862-1893). Tanzimat edebiyatı roman
yazarlarından Karabibik romanıyla tanınmaktadır. Bir Nabizade Nazım’ı düşünün.
Genç ediplerimizin en zekilerindendi.”KA.s.298.
Nabot: Karısı
kraliçe Yezavel’in bahçesini genişletmek isteyen İsrail
kralı Ahab’ın göz diktiği bağı
satmayı kabul etmediği için, hileli bir dava
sonucunda ölüme mahkum ettirdiği İsrailli
kişi.
“Tanrı İsrail
kralı Asab ile karısı Cezabel’i şiddetle cezalandırdı; çünkü
onlar, elinden bağını almak için Nabot’u
öldürdüler; Tanrı’nın ve (aynı zamanda) ülkenin kanununu hiçe sayarak bir
tebanın malıyla, şerefiyle, hayatıyla oynadılar.”
UU.s. 224..
Naci Çelik: (1947-....) günümüz yazarlarından. Eleştiri
alanında çalışmalar yapan yazar bu çalışmalarını
Romanda Hesaplaşma (1971) isimli eserinde
toplamıştır.
Naci Çelik, Cevdet Kudret’in uydurma dile iltifatlarını az görmüş,
“uyaklar”, “oluşturulmuş”,
“yerselleştirmek”. gibi kelimelerle
süslemiştir
“iktibasını”. İmdi.”KA.s. . 332
Naci Efendi: Bkz. Muallim Naci. Müşterikler
kongresinde Türkün ve İslam’ın haklarını Avrupa’nın
kendini beğenmiş ilim
adamlarına vakur bir celadetle haykıran ve o milletlerarası kongreden Naci
efendiyle Zihni efendi iki altın nişan kazandırarak dönen yine
üstadımızdır.” Kİ.s.231.
Naci:
Bkz. Muallim Naci. “Naci’ye Tercümanı hakikatin kısmı edebisini tevdi eden
Efendi,şairin
inkar edilmez kabiliyetlerini herkesten çok takdir ediyordu.” Mağ.s.236.
Nadir Şah: (1688-1747). Bir Türkmen Afşar
Hanedanlığının kurucusu ve 1736-1747 İran
şahı.
“Adam Farsçanın zamanımıza kadar muteber bir gramerini Fransızca olarak kaleme
almış,
Nâdir Şah
tarihini Voltaire’in diline kazandırmış.” Kİ.S.280.
Nagalar: Hint
mitolojisinde yılan tanrılardır. Nagalar, insan yüzlü ve yılan kuyruklu olarak
tasvir edilir.“Nagalar taşıyordu tahtı.” BDE.s.375.
Nagarakalar: Yılan kral anlamına gelen Nagaların liderini
belerten Sanskritçe bir kelime. “Ve hayatın tadını çıkaran aylak bir
gençlik: Nagarakalar.” BDE.s.182.
Nagarcuna:
Güney Hindistan’lı, Budhacı bir filozof. Efsanavi yönü ağır
basan Nagaraka’nın İ.S I. ve II. asırlarda yaşadığı
sanılmaktadır. Çinli seyyah Hiuen-Tsang 'ın budizm tarihi bakımından son derece
önemli eserinden öğrendiğimize
göre, İsa
'dan sonraki ilk asırlarda Hint 'te dört bilge yaşıyormuş,
bunlara "dünyayı aydınlatan dört güneş." Deniyormuş:
Aşvagoşa,
Deva, Nagarcuna ve Kumaralata. BDE.s..173.
Nagazaki: Japonya’da, Hyuşu
adasında, Çin denizi kıyısında bir şehir. “Bu yol sizi atom
bombasına, Nagazaki’deki iki yüz bin ölüye götürür.” BÜ.s. 211.
Nahun:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî
nebisi. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel,
2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya,
malaki.”IDG.s.135-136.
Nahuş-Natak: XIX.asır Hint şair
ve yazarı Giridhardas 1857 yılında yazdığı dramı. “İlk
dram ‘Nahuş-Natak’ ( 1857 ), yazarı:
Giridhardas.” BDE.s.251.
Naili:
(1608-1613?- 1666). Tasavvufi konularda şiirler yazan Sebk-i Hindî’yi en
iyi şekilde
temsil eden XVII. asır divan şairi. “Fakat bir Bâki’ye, bir
Fuzuli’ye, bir Naili’ye klasik demek kelimeyi zorlamaz mı? Klasik,romantik gibi
tabirler Avrupa edebiyatları için geçerlidir. KA. s.84.
Naili: (?-1666).
17 asır divan edebiyatı şairi. “Ne Fuzuli’yi hatırlıyor,
ne Nedim’i , ne Naili’yi” KA.s.369.
Naima Tarihi: Ravzatü’l-Hüseyin fi Hulâsatı Ahbâri’l-Hâfîkayn.
Ünlü Osmanlı müverrihi Naima (1652-1715)n’ın1574-1655 yılları arasındaki
olayları anlatan tarihi. “Murat Bey, herkesin elinde bulunan Solakzâde ve Naima
Tarihleri gibi birkaç eserle Hammer tarihinde başka bir
kitap görmemiş ve hatta mehazlarını okumadığı
için Hammerin muhazzam eserini inceden inceye mütalaa ve içindeki malümatı öğrenmeye
de sabır tahammülü göstermemiştir.” Kİ.s.105.
Naima: “Bu
büyük kelime virtüozumuz Sinan Paşa’yı , Koçi Bey’i , Naima’yı,
Hümayunname tercümesini, Evliya Çelebi’yi hiç okumamış olabilir
mi?” KA.s.369
Naimâ: 1652-1715,
ilk resmî vak'anüvis ve Osmanlı tarihçileri arasında en ünlü kişidir.
Asıl adı: Mustafa Naimâ Efendi’dir “Mukaddime, Osmanlı aydınının XVI.asırdan
beri tavaf ettiği bir abide:Taşköprülüzade,
Katip Çelebi, Naimâ... ” UU.s.142.
Nakş-ı Ber Ab: Devansız, devaİ.Sız
şey
anlamına gelmektedir. Ali Kemâl “Peyam-ı Sabah”taki yazılarını bu başlıkla
yazar. “Zavallı Payam-ı Sabah başmuharririm o hazin başlığın
( nakş-ı
Ber Ab) yalnız bütün mahsusat- edebiyesini değil, kısa
fakat hummalı hayatını da kucaklayan bir mezar taşı kitâbesi
düşünmüş müydü
acaba.” BÜ.s.163.
Nakula:
Mahabbaratta Destanı’nıda anılan erkek kahramanlarden, Pandu’nun Madri’den olma
ikiz çocuklarından biri. İkiz kardeşi
Sahadeva’dır. “Gözlerinden alev saçılan, arslanlar kadar güçlü; yiğit
ve yağız
kardeşim
Nakula için tek zar atacağız.”BDE.s. 331.
Nala İle Damayanti: Hint Mahabbaratta destanında
bir hikâyenin adı. Damayanti İdra, Agni, Varuna ve Yama gibi
büyük tanrılar arasından bir insan olan Nala’yı kendisine eş olarak
seçer Kötü kalpli Dvapara ile Kalı bunu hazmedememiş ve
Nala’yı krallıktan etmek için hileli bir zar oyunu ile nala’yı ormana sürgüne
göndermişler.
Hikâye özetle bu iki ağın birbirinden ayrılışını
ve tekrar kavuşmalarını anlatır.Nala kraldır
Damayanti de onun güzel, sadık ve hünerli karısıdır. “ ‘Ribmaud’ya göre Asya,
‘hikmetin ezelî vatanıdır’, Mallarme ‘Nala ile Damayanti’ gibi daha önce
Fransızca’ya çevirilen Hint masallarını yeni baştan
yazar.” BDE.s.69.
Nala: Hint
Mahabbaratta destanındaki Nala ile Damayanti hikâyesinin erkek kahramanı. Nala,
İdra,
Agni, Varuna ve Yama gibi büyük tanrılar arasından yeryüzünde bir insan ve
kraldır. Ayrıca Nala kelimesi Ramayana Destanı’nda Hindistan ile Seylan adası
arasında köprü kuran kişinin adı olarak da geçer.
“Beldenin adı. Şehzadeninki: Nala.” BDE.s.354.
Nâmık Kemâl: (1840-1888) Tanzimat edebiyatının en ömenli
gazeteci, siyâsetçi, şair ve yazarlarından.
Edebiyatın hemen her türünde eserler verdi. Eserlerindeki vatan hürrüyet teması
onu vatan şairi olarak tanıttı. “Nâmık
Kemâl’i okurken (bilhassa mektuplarını) sık sık yüzünüz kızarır.” BÜ.s.128
Namık Kemal’in Mektupları: Namık Kemâl, İstanbul’da
Avrupa’da bilhassa Magosa, Midilli Sakız’da iken doslarına, hocalarına,
cocuklarına, bazı mühim şahsiyetlere mektuplar yazmıştır.
Bu mektuplar Fevziye Abdullah Tansel Tarafından derlenerek, Namık Kemâl’in
Mektupları başlığını
taşıyan
dört ciltlik bir eser oluşturulmuştur.
“Fevziye Abdullah Tansel, Namık Kemal’in Mektupları C. II, s. 154. İlk
hayranlarından biri: Mizancı Murat ‘Suavi bu millet-i Mâdureye pek büyük bir
ders-i amel gösterdi.’.”Mağ.s.145.
Nana: Fransız
natüralist sanatçı Emile Zola (1840-1902)’nın 1880 yılında yazdığı
içtimâi muhtevalı romanının adı. “Türk okuyucu Assomoir’ı de, Nana’yı da,
Germinal’i de yadırgayacaktı şüphesiz. Ahmet Midhat hiçbir
kabiliyete, hiçbir hakikate düşman değildi.
Ama Toprak yazarını sevmiyordu, sevemezdi de.”KA.s. 295.
Nanak Şah: (1469-1538) Guru Nanak diye
adlandırılan Hindli ruhani Lider ve Sih dininin kurucusu. “Nanak Şah,
sihizmin kurucusu ve bu tarikatın on büyük guru’sundan ilki.” BDE.s.248.
Nanda: “Pança
Kantra’nın Labdhapranasana bölününde anlatılan bir hikayede hükümdar rolundeki şahısın
adı. “Hükümdar Nanda karısını memnun etmek için, kendi ağzına
gem taktırıyor, atlar gibi kişniyor ve sırtına bindirip dolaştırıyor
nâzenini.’’ BDE.s.233.
Nannaya Batta: (1022-1063) Tamul Edebiyatının 11 asırda yaşayan
en önemli şairlerinden biri. Yazmış olduğu
muhtasar Mahabharata tercümesi bu edebiyat için asrın en mühim eseri kabul
edilir. Ayrıvca Tamulca’nın ilk gramerini de Nannaya Batta yazmıştır.
“İlk
önemli eser, en büyük Telugu yazar Nanaya Battanın (1022- 1063)kaleme aldığı
kısaltılmış Mahabharata” BDE.s. 296.
Nantes Fermanı: 1598 yılında IV. Henri tarafından Fransa’ada
yayınlanan ferman. Bu ferman ile Faransa, Protestanlığı
tanıyor ve inanç hürriyetini sağlıyordu. Ferman 1685 yılnda
XIV. Lous tarafından yürürlükten kaldırıldı ve Potestanlara sağlanan
bütün haklar geri alındı.. “685’Türçe Nantes fermanın ilgası, Fransız
protestanlarının uğrayacağı
büyük zulmün ve Protestan göçünün başlıyacağını
işaret
ediyordu.” UU.s.230.
Napoleon III:
(1808-1873) Fransız İmparatoru. Napoleon Bonapart’ın
kardeşi
plan Hollanda kralı Louis Bonaperte’nın oğlu olup 1852-1870 yılları
arasında krallık yapmış 1870 yılında Prusya ile savaş sırasında
Sedan’da ordusuyla birlikte teslim olmuştur. "Yeğeni
III.Napoleon'un Ham hapishanesinde okuduğu tek kitap Prens'tir".
SNK. s.187 Napoleon: Bkz. Bonapart “Devlet adamı için “mutlakiyetin
habercisi (Napoleon).” BFH.s.35.
Napoli:
İtalya’ın
üçüncü büyük şehri. “İstediği,
sadece 1 milyonluk bir istikraz ile Napoli civarına bir Osmanlı donanmasının
yollanmasından ibaretti.” BFH.s.88.
Napolyon Celâl: Celal Sılay’ın lakabı. Celal Sılay’a, şair
arkadaşlarının
taktığı
lakap. Bu lakaba Cemil Meriç bir ekleme yapar: “Deli Celâl”. “Genç şairler,
aralarında bir hükümdar çalımıyla dolaşan bu küstah delikanlıya,
Napolyon Celâl lakabını takmışlardı. Napolyon Celâl, Deli
Celâl.” BÜ.s.150
Napolyon I : Bkz. Bonapart. “Bu itibarla Batıni (ezoterik)
mezhepler ana çizgileriyle birdir; ona ister brahmanlarda, ister Mısır
rahiplarinde, ister Fisagor’da, ister haham Simon-Ben-Jakain’ın “Zohar”ında,
ister Kabalist Hanri Kunrat’ da, yoksul köşker Jakob Böhme’ de, ister 18.
yüzyılın tanınmamış filozofu Lui Klod dö Sen
Marten’ de, ister I. Napolyon tarafından ideolog diye zulme uğrayan
büyük fikir adamı Fabr d’Olive’ de rastlayın.” IDG.s.152.
Napolyon: Bkz. Bonapart. “Napolyon’un orduları
ihtilâlin ideolojisini dünyanın dört bucagına taşır;
ideolojisini yani kelimelerini.” BÜ.s.79.
Narah: Hint
dini mentinlerinden Surdalar’da kainatın yaradılışı ile
ilgili bir bölümde yer anlatılan inanışa göre: kainatın atası lan
Brahma’nın su için kullandığu tabirdir ki Nara’nın çocuğu
anlamına gelir. “Suya narah derdi: Nara’nın cocuğu olduğundan.”
BDE.s.324.
Narayana: Suların üstünde hareket eden evrensel ruh, Varlığın
kaynağı
ve barınağı anlamına gelen bir terim olup
Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun ünvanlarından
birirdir.“Vişnu’nun çeşitli
sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta
(sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta
(kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana
(varlıkların kaynağı ve barınağı).”
BDE.s.128.
Narendranat Datt: (1862-1902) yılları arasında yaşamış Bengalli
şair
Vivekananda’nın asıl adı. “Vivekananda: Ramakrişna:
(1836-1886)Tek satır bırakmamış bir peygamber, mürşidi
Vivekananda, asıl adı Narendranat Datt (1862-1902) ikiside Bengalli.”
BDE.s.279.
Narodnia Valia: Narodnaya Volya (Halkın hürriyeti).1879 yılında
toprak ve özgürlükler hareletinin bölünmesiyle ortaya çıkan ihtilalci Rus teşkilatı.
"Bu nesil Çerniçevski ile başlar, Narodnia Valia ile devam
eder".” Mağ.s.91.
Narsis. Narsizmi
benimseniş. Narsizmi tatbik ederek yaşayan
kişi.
“Avrupa kendi hayaline aşık bir Narsis.” SNK.s.297.
Narsis.“Kelime
Narsis’in kendini seyrettiği dere.” Jur.I.s.65.
Narsizm:
Kişinin
kendi kendine hayran olması, Hastanın kendine karşı
tutkunluk duymasıyla beliren cinsî sapıklık. “Tarihçilerin iddiasına göre,
nerede doğduğu,
ne zaman doğduğu,
hatta doğup
doğmadığı
mechul olan bu insana, Avrupa’nın hâlâ taabbüt etmesi anlaşılmaz
bir zaaf: belki bir kadirnaşinaşlık,
belki bir narsizm.” .” BÜ.s. 195.
Nasâra Tâifesi: Müslüman hakimiyeti altındaki doğu
Hristiyanlarına verilen isim. “Nasâra Tâifesi, çarmıhta can veren şefkat
tanrısı adına cinayetler işlemiş.”
BÜ.s.194.
Nasır Hüsrev: (1003-1088). İranlı
kelam âlimi, feylesof ve şair. “Ömer Hayyam’ı Gazali’yi
Nasır Hüsrev’i hatırlayalım.” IDG.s.81.
Nasır: Cemâl
Abdünnasır (1918-1970). Bütün gayretini Arap dünyasının bitliği
için çalışmakla geçiren Mısırlı devlet
adamı. 1954 itibaren Başbakan ve 1956 dan itibaren de
cumhurbaşkanı
olarak görev yaptı.“Petron’un Arjantin’i, Nasır’ın Mısır’ı... gibi.” UU.s.136.
Nasiketas. Hint dini mentinlerinden katha-Upanişat’da
ölüm tanrısı yama ile konuşan genç Brahman. “Başka
ne muradın varsa söyle Nasiketas” BDE.s.322.
Nasir Mahmut: 17.yy da Bengal de yaşamış olan
meşhur
Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman
şairleri
arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca sayılabilir.18.yüzyılın
en önemli ismi Hayal Mahmut...” BDE.s.282.
Nasreddin Tusi: Ebu Cafer Nasrettin Muhammet bin Hasan-ı Tusi
(1201-1274). İranlı bilim adamı, felsefeci,
felsefesi, şair ve Vezir. “Birçok büyük
alimler şerhler
yazmış kitaba.
Mesela Nasreddin’i Tusi, Fahreddin’i Razi.” Kİ.s.188
Nasyonal Sosyalizm: Faşizm.
Otoriter sağ idooloji, siyasal parti ya da
devletten bahsederken kullanılan ve aşırı milliyetçilik temeline
dayanan sosyol akım. “Nasyonal Sosyalizm ve Faşizm
(1922-42), tanrıdan boşalan tahta başka
bir mit oturttular: üstün ırk mitini.” SNK.s.24.
Nata Raca: Tanrı Şiva’nın bir başka
adıdır. Nata Raca, Dans Racası anlamına gelmektedir. Çünkü şiva
geceleri mezarlıklarda horo tepen çilekeş bir tanrıdır. “Evet Şiva’nın
bir adı da Nata Raca (Dans Racası).” BDE.s.131.
Nataka:
Hint edebiyatında, konusunu tarihten ve mitolojiden alan,kahramanları tanrılar
ya da hükümdarlardan oluşan, 5-10 perdeden oluşan,
batı edebiyatındaki tragedyayı çağrıştıran
bir tür tiyatro eseri. “En asilleri: Nataka.” BDE.s.209.
Nato: (North
Atlantic Treaty Organization) Kuzey Atlantik Anlaşması Teşkilatı.
Kuzey Atlantik bölgesinde barış ve güvenliği
sağlamayı
amaçlayarak 4 Nisan 1949 tarihinde ABD, İngiltere, Belçika, Hollanda, İtalya
Fransa İzlanda
Kanada Lügsemburg Norveç ve Portekiz’in imzaladığı anlaşma.
"Kaderimize alfabenin harfleri hükmediyor. SSCB., ABD, NATO vs.” Kİ.s.331.
Natüralist: Natüralizm akımının görüşlerini
benimseyen kişi. “Bununla beraber natüralist
olmaktan çok, romantik. Hemaçandra Banerci (1838-1938)daha geniş tabaklara
seslenen bir romancı, romanlarının konusu küçük burjuvazi. Kâh bir talebenin
hayatını anlatır.kâh bir fahişenin.” BDE.s.275.
Natüralizm: Tabiatçılık anlamına gelen natüralizm XIX.asrın
önemli sanat akımlarından birisidir ve sanat ve edebiyatta: “Sanat tabiatın
safiyane bir taklidi olmalıdır” görüşünü benimser. Natüralizmin
kurucusu ve en önemli temsilcisi Fransız yazarı Emile Zola’dır. “Naturalizm
bir hisardı Zola için.” KA.s.265.
Natya-Sastra: Dans sanatı anlamına gelen bir kelime olup İlkçağda
yaşamış olduğu
sanılan Bharata-Muni’nin yazmış olduğu,
tiyatro derlemeleri aİ.Siklopedisi niteliğindeki
eser. “Natya-Sastra,tiyatro’nun nasil kurulacağını,
canlandıracakları duyguya gore aktorlerin takinacaklari tavrive edalari,her rol
icin gerekli makyaji,yazarin kullanacagi uslubu...anlatır.” BDE.s.208.
Navarin Bozgunu: Osmanlı donanmasının Mora
Adası’nın güney batısındaki Navarin Limanı’nda İngiliz
Fransız ve rus müttefik donanması tarafından 20 Ekim 1927 tarihinde yakılışı.
“Navarin bozgunu, 1828’de Ruslar’ın Edirne’ye girişi,
1829’da Yunan bağımsızlığı.
1830’da Cezayir Fransızlarca işgal, 1832’de Sisam’a muhtariyet
verilmiş.”
Mağ.s.258.
Navarin: Şimdiki adıyla Pylos.
Yunanistan’da Peloponisos’un batı kıyısında küçük bir şehir.
“Navarin’de, Korfu’da, Tunus’ta yiğitçe dövüşmüş.”
KA.s.176.
Nayanar:
Tamul edebiyatında, VII ve XI. Asırlarda Apar, Sambandamurti, Sundaramurti gibi
Şivacı
şairler
için kullanlan bir unvan. “Nayarlar eserlerini “Tamul Vedası”da denilen,
“Trumurai” isimli kutsal bir kitapta toplamışlar.” BDE.s.291.
Nazım Hikmet: Nazım Hikmet Ran (1902-1963). Cumhuriyet dönemi şair
ve yazarı. “Nazım Hikmet şiirin kapısını düşünceye
açan adamdır.” Mağ.s.238
Nazım:
Bkz. Nazım Hikmet.“Nazım, Peyami’ye kıyasla mutlu azınlığın
temsilcisidir. “Kİ.S.229
Nazif:
Bkz.Süleyman Nazif. “Sezai’ye, Cenaba, hatta Nazif’e rağmen
dilimiz aydınlık ve berrak bir ifâdeye ulaşamamıştır.”
Mağ.s.237.
Nebatî Hayat: Bitkisel Hayat. “Ve bu hayhuy içinde, sesi
büsbütün kısılan edebiyat, birkaç zavallı derginin soluk sayfaları arasında nebatî
bir hayat yaşar.” BÜ.s.101
Necat Yolunda: John Buryan (1628-1688)’ın 1676 yılında yazdığı
eseri. “‘Ah’mâk-ı Hayâl’ dilimizde ilk defa yazılan felsefi bir roman. Lehimci
Bunyan’ın ‘Necat Yolunda’sı İngiltere’de kitab-ı
Mukaddes’den sonra en çok okunan kitapmış. Kİ.s.88.
Necat: İslâm filozofu ve tıp âlimi İbn-i
Sina (980-1037)’nın 1030’lu yıllarda İsfehan’da yazığı
esertinin adı. “Onbeş yıl içinde en tanınmış eserlerini
armağan
eder edebiyete: meselâ Necat’ı,meselâ ‘Danişname-i
Alâye’yi.” Kİ.s.184.
Necata Doğru: Bkz. Necat Yolunda. “Biricik şaheser
John Buryan’ın (1628-1688) eseri: Necata Doğru (
Pilgrim’s Progress), (1676).” KA.S.:214.
Necati Lugal Armağanı: Prof.Dr.Necati Lugal
(1878-1964)’ın hatırasına 1968 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan
eser. “Ek olarak Cemal Tukin’in 1968’de nesredilen makalesinden alınmış bazi
bilgileri de takdim edelim Necati Lugal Armaganı.” Kİ.s.106.
Necip Fazıl: Necip Fazıl Kısakürek (1905-1983). Cumhuriyet
sonrası şiir,
tiyatro, hikâye ve roman yazarlarından, Ağaç ve Büyük Doğu
dergileri sahibi. “Necip Fazıl, Atsız, Serdengeçti birer dava adamı idiler. Yaşıyorlardı
ve bağırıyorlardı.
Bu cocuklar vıyaklıyor.” Jur.I.s.298.
Necip:
Bkz. Necip Fazıl. “Necip, susuyordu, Nazım hapisteydi.” BÜ.s.126
Necker: Suzanne
Curchod Mme Necker (1739-1794).Fransızca yazan İsviçreli
kadın edebiyatçı ve yazar. Devlet adamı ve maliyeci Jacques Necker’in karısı ve
Mme de Stael’in annesi. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Bordeu Beşincide
Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert,
Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG.s.19.
Nedim: (1681-1730).
Asıl adı Ahmet olan Osmanlı şairi. XVIII.asrın en önemli
divan şairlerinden
biri. Lale Devri şairi olarak bilinir. “Şimdi
arada, çok sevdiği Fuzûlî’ler, Galip’ler,
nedimlerle yanyanadır. BÜ.s.122.
Nedîm:
El Nedîm. Ebü’l Farac Muhammed B. ‘Abî Yakup İshak
El-Varrak El Nedim El Bağdadî. Arap bibliyoğrafya
müellifi olup hayatı hakkında pek az şey bilinmektedir. 987/988
yılında yazdığı Fihrist’i ile tanınmaktadır. "Harizmi’nin
‘Mefatih il-Ulum’u Nedim’in Fihrist’i gibi ansiklopediler de İslamın
düşünce
hayatına o dönemin armağanlarıdır.” IDG.s.81.
Nef’î: Erzurumlu
Nef’i (1572-1635) Siham-ı Kaza’sıyla meşhur Hiciv şairi.
“Nef’î’nin “Siham-ı Kaza’sıyla sürurî’nin “Hezeliyât”ı arasındaki fark
birincisinin daha usta bir şairin elinden çıkmış olması.”
BÜ.s.124.
Nefs-i Emmâre: Kötülüğü emr eden nefs anlamına gelip
nefsin en alt tabakasınıoluşturur. İnsanın
bütün kötülükleri nefs-i emmârede toplanmıştır. Nefs-i emmâre hiç iyilik
yapmak istemez. Hep kötülük yapmak ister. Kendisine ve başkalarına
zararlı olan şeyleri sever. “Sonra akl-ı
sani: nefs-i natıka, şeytan, nefs-i emare..."
IDG.s.178.
Nefs-i nâtıka: İnsanı hep kötülük ve aşağılıkişler
yapmaya zorlayan nefs-i Emarenin diğer adı. “Eski felsefede,akl-ı
kül :ilk yaratılan ;asl ve hakikat-I beşeriye.Nefs-i
natıka,cebrail,akl-ı faal; evvel-i ukulu aşare;müdebbire-i ukul:ruh-i
Muhammedî." IDG.s.178.
Nehemiah: Nehemya: Sürgünden sonra (MÖ.V.yy) Ezra ile
birlikte İran sayayındaki görevi ve daha
sonraki Yahudiyye Valiliği sırasında Kudüs’ü onaran ve
Ezra ilr birlikte çeşitli reformlar gerçekleştiren
İranlı
Yahudi. “Daha sonraki bir Yahudi geleceğine göre
Ezra ve Nehemiah zamanında -büyük bir Sinagog- Bible'in kanunlarını tespit etmeye
kalkmış.”IDG.s.118.
Nehemie:
Nehemya Kitabı. Kitab-ı Mukaddes’te Nehemya’nın yaptığı
reformları anlatan bölümün adı. “Sonra bunlara beş tomar
daha eklenir: Neşideler, Neşidesi,
Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler." IDG.s.109.
Nehru: Cavaharlal
Nehru (1889-1964). Ömrünün önemli bir kısmını Hindistanın bağımsızlığı
için çalışmakla geçiren Hindistanlı
devlet ve siyaset adamı. Bağımsız Hindistan’ın ilk başvekili
olan Nehru İndira Gandi’nin babasıdır. “Gandi
(1869-1948), Radharişnan (1888-1975), Nehru
(1889-1964) İngilizce eserleriyle Hint’i
dünya efkârına tanıtan değerli imzalar.”BDE.s. 94
Nemçe: Neİ.Se
de denir. Osmanlı devletinde XVI.asırdan itibaren Avusturyalı’lar için
kullanılan isim. “İş bu Fransa ihtilâfatı sırasında,
Nemçe halkı dahi serbestlik sevdasına düşmüş,
pek çok kanlar dökerek, hükümetlerini hükümet-i meşruteye
kalbetmek istemişlerse de hükümet-i imparatoriye
galib gelerek yine hükümet-i mutlaka tahtında kalmışlar.”
Mağ.s.214.
Nemesis.Yunan
Mitolojisinde intikam tanrıçası. Mitolojiye göre Ölçüyü aşan
herkesonun gazabına uğrar. “Nemesis, Nemesis, Alnı
bir mezar taşı kadar soğuk,
bakışı
bir cellat satırından daha korkunç ilahe! Neyimi kıskandın benim? Keyhüsrev’in
debdebe ve daratına kızmakta haklıydın, Krezüs belki hışmına
layıktı.” Jur.I.s.37.
Nemours:
Fransa’da, Gâtinais’de, Loing kıyısındabir kanton. “Sevmediği
Cleves prensiyle evlenmiştir. Derken Nemours düküne
çıldırasıya âşık olur.” KA.s. 235.
Nemrut:
Ünlü Babil Kralı. Mısır kralları için kullanılan “firavun” ünvanı gibi genel
bir ünvan olduğu yönünde görüşler
de vardır. Bunlardan başka dilimizde nemrut sözü
acımasız gaddar kişiler için kullanılır. “Talut,
Davut, Delf şehri, Endor mağarası,
her akşam
altın makasla kesilen mukaddes mum... Ölülerin arasında Nemrut’u görüyorum.”
UU.s.343.
Neolitik Çağ: Cilalı taş Devri.
“Neolitik çağdan beri yapılan en büyük
devrim, 19. yüzyılda sanayi devrimidir.” SNK.s.23.
Neo-platonizm: Yeni Eflatunculuk İ.S. III
asırda İskenderiye’de
ortaya çıkan ve VI asra kadar devam eden, Platoncu fikre mistik unsurlar
katarakonu yeniden canlandırmayı amaçlayan düşünce
sistemi. "Hakikat-ı Muhammediye ve akl-ı külli telâkkasinin platonizm,
neo-platonizm ve Hristiyanlığın (logos, kelime-i
ilâhiye)tesiriyle Müslümanlar arasında yayıldığı öne
sürülmüştür.”
IDG.s.183.
Nepal:Asya’da,
Himalayalar’da,Çin ile Hindistan arasında başkenti
Katmandu resmi dili Nepal dili olan bir devlet. “Nepal kütüphanesindeki eski
Bengalce yazmalar 1907’de bulunmuş, en eskileri 1101 tarihini taşıyor.”
BDE.s.244.
Nepos: Bkz.
Cornelius Nepos. “Ciceron'un, Quintilien'in, Nepos'un, Plautus'un,
Martial'ın, Ovid'in, Pline'in, Varon'nun, Tavitus'un ve daha az tanınmış kişilerin
yeni eserleri manastırlarda ve daha başka yerlerde yeni eserler keşvedildi"
KA.s.108 Neron: Roma İmparatoru. (İ.S.
37-68) Krallığı sırasında çıkan ve Roma’nın
felâketlerinden biri olan yangından sorumlu tutuldu. Yangını lir çalarak
seyrettiği
hatta, Roma’yı yeniden inşa etmek için kendinin çıkardığı
da söylenilir. “Neron’un sefahat maceralarını bir bir anlattıktan sonra hikâyeyi
bir vasiyetnâme olarak mühürlemişve imparatora armağan
etmiş,
sonra yummuş gözlerini hayata.” KA.s.156.
Nerval:
Bkz. Gerard De Nerval. "Filhakika, “Doğu
Kütüphanesi”, Hugo’dan Nerval’e, Tennyson’dan Lamennais’ye kadar bir çok batı
yazarlarının başvurduğu
bir anakitaptır." IDG. s.83
Nesturi:
Nestorius’un kurmuş olduğu
Hristiyan mezhebine mensup olan kimse. Nesturîler Hz. İsa’nın
Tanrı değil
tanrısal özellikleri olan bir Nebi olarak kabul ederler. “Bu dönemin büyük şöhreti
Sergius Raş Ayna (ölümü İstanbul
536);bu çalışkan nesturi papazi, kendi yazdığı
eserler bir yana,Galien’in eserleri ile Aristo’nun mantıla ilgili eserlerinden
bir çoğunu
siryaniceye çevirmiştir.”IDG.s. 222.
Neşideler Neşidesi: Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün şiirler ve
özdeyişler
kısmında yer alan kitaplarından birisi. Neşidelerin en güzelleri anlamına
gelen bir aşk şiirleri
derlemesidir. Eser genelde sevda şiirlerinden oluşur.
"Neşideler
Neşidesi
de dini bir kitaptan çok, dünyevi bir aşkın hikayesi." IDG.s.110.
Netaic-el Vukuat: Mansurizade Mustafa Nuri Paşa’nın
eseri. Eser, Osmanlı Tarihinin 1841’e kadar olan bölümünü altı bölüm halinde
inceler, olaylar ve sonuçları üzerinde durulur. Bu yönüyle vakanüvis geleneğinden
ayrılır ve Türk tarih yazıcılığına yeni bir eksen kazandırır.
“Netaic-el Vukuat Ibn Haldun’un tavirlar nazariyesini Osmanlı tarihine
tatbik eder.Namik Kemal Hammer’i duzeltmek icin kaleme aldigi “Osmanlı
Tarihi”nde Tunuslu filozofdan büyük bir sitayişle söz
eder.” IDG.s.231.
Neuilly’de Bir Pencere:Attila İlhan’ın
“Hangi Batı” isimli eserinin birinci bölümünün genelbaşlığı.
Neully Paris Banliyösünde varlıklı kesimin oturduğu bir
komündür. “Birinci Bölüm: ‘Neuilly’de bir Pencere’.” UU.s.27.
Nevilerin Menşei: İngiliz
tabiat bilimci Charles Darwin (1809-1882)in 1859 yılında yazdığı
eseri. “Darvin ‘Nevilerin Menşei’ni hazırlarken kendi düşüncesini
doğrulayan
notları kütüphanesinin en uzak yerine sokardı, kendi düşüncesini
cerhedenleri ise, her an yazıhanesinin üstünde bulundururdu’’ SNK.s.242
Nevropat:
Sinir hastalığına tutulmuş olan,
sinir hastası kişi. “Anarşisti
somut olarak târif etmek çok güç. Kanun dışı, toplun dışı,
insanlık dışı demek meseleyi hal etmez.
Bilgine göre neropat. Sosyolog ve hukukçuya göre, deklase. ” BFH.s.44.
Nevrotik: Nevrozla ilgili Bkz. Nevroz.“Nevrotik bir dehâ
veya tarihî bir tesadüf bu vakıayı olsa olsa hızlandırır.”
Nevroz: Sinir
sisteminin bozulması. Davranış bozukluklarına sebep olmakla
birikte kişiliğin
tamamen yıkılmadığı akıl hastalığı.
İsteri,
nevrasteni, psikasteni belli başlı nevrozları oluşturur.
“Bazı hekimlere göre sanrıdır deha, bazılarına göre bir nevroz.”
BÜ.s.227.
Nevruz Bey: Namık Kemal (1840-1888)’in 1871 yılında yazdığı
Evrak-ı Perişan ismli biyografi kitabında
bir bölüm. “Kemâl’in Hal Tecrübe’leri bir Selehaddin Eyyübi, bir Nevruz Bey,
bir Yıldırım Beyazit. tarihten çok destandır.” Kİ.S.96.
Nev-Yunanilik: Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde
Mehmet Rauf Yahya Kemal, Yakup Kadri, Hasan Ali Yücel.... Gibi aydın ye
yazarlarımızın antik Yunan kültürüne hayranlıklarını ihtiva eden düşünce
akımı. “Nev-Yunannilik Avrupa’dan gelen bir moda idi.” Kİ.s.238.
New English Dictionary: Amerikalı gazeteci, dilbilim
uzmanı ve sözlük bilimci Noah Webster (1758-1843)’in eseri. “New English
Dictionary 1375 deki kullanışı aktarır.”KA.s.381.
New York Daily Tribune: 1853 yılında New York’ta
J.G.Benetti tarafından ilk olarak New York Herald adıyla kurulan günlük
gazate.“New York Daily Tribune” gazetesine yazdığı
makalelerde (1853) ve aynı yıl Engels’e yolladığı bir
mektupta Marx ilk defa olarak, “Doğu Despotizmi” hakkındaki düşüncelerini
geliştirir.”
BDE.s.76.
New York:
ABD’nin kuzey-doğusunda bir eyaleti. “Kültürün
yaratıcı dönemi, dev kentlerde (megalopolis) sona erer: Paris, Londra, Berlin
ve bilhassa New York.” UU.s.111.
Newton: Sir
Isaac Newton (1642-1727). İnciliz fizik,matemetik ve
astronomi bilgini. “Bacon’ın ilimler şeması, Locke’un felsefesinde ve
Newton’un ilmine uydurulmuş, Locke’un insan müdrikesi ile
ilgili tahlilleri Gassendi’nin Epikürcü Atomizmi ile Bayle’in septisizmi
arasında yer almıştır.”IDG.s.20.
Neyzan Tevfik: Neyzen Tevfik Kolaylı (1879-1953) Hiciv şairi
ve neyzendir.Türk edebiyatında Nef’î ve Şair Eşrefin
ardından hiciv türünün en usta şairlerinden biri olarak kabul
edilir. Şiirlerinin
tamamı 1919 yılında “Hiç” adıyla 1924’te “Azab-ı Mukaddes” adıyla yayımlanmıştır.
“Neyzen Tevfik, yıldırımı olmayan şimşek.”
BÜ.s.124.
Nibelungenler: Nibelungen ya da Niflunfgen germen mitolojisinde
cüceler soyu demektir. Ancak Kırk Ambar’da zikredilen “Nibelungenler de Homer
gibi klasik, çünkü ikiside sağlam ve güçlü.” cümleisinde
kastedilen Nibelungenlled’tir ki Nibelungen Sarkısı anlamına gelen 1200
yıllarında yazıldığı sanılan Alman destanıdır.
“Nibelungenler de Homer gibi klasik, çünkü ikiside sağlam
ve güçlü. KA.s.81.
Nicolas Antonio: (1617-1684). İspanyol
rahip bibliyografçacı ve yazar. “Sevilla’lı bir rahip, Nicolas Antonio,önce
Masal Tarihinin Tenkidi’ni yazarmanalı bir başlık -Sonra
1672’de, Yeni İspanya Kütüphanesi’ni
(Bibliotheca Hispana Nova)yayımlar.” KA.s.404.
Nietzsche:
Friedrich Wilhelm Nietzsche (1844-1900) Alman flozofu. Nietzsche, felsefî
akımlardan Nihizlizmin öncüsü kabul edilir. “Avrupa medeniyetine muhalif
olanlar daha cok Avrupalılardir.Mesela Nietzsche, bir Max Nordau.” KI.s.120.
Nigantu: Vedanga’ların
en önemli kolundab biri olan Sutralarda dilbilgisi ile alakalı bir bölüm. Bu
bölümde Vedalarda geçen kelimeleri anlamlarına göre sıralayan bölüm. Bu bölümde
Vedalarda geçen anlaşılması zor kelimelerin karşısına
eş anlamlıları
yazılarak anlamlandırılmaya çalışılır. Bkz. Vedangalar. “Vedalar’da
geçen kelimeleri, anlamlarına göre sıralayan “Nigantu” lar da, dil bilgisinin
bir başka
bölümü.” BDE.s.122.
Nihat Sami Banarlı: (1907-1974). Cumhuriyet dönemi edebiyat
araştırmacısı
ve yazar. Resimli Türk Edebiyatı Tarihi isimli eseriyle maruftur. “Muhterem
Nihat Sami Banarlı, Olemp’i ararken Himalaya çıktı karşıma
ve ak saçlı rişilerden ilahiler dinledim.”
Jur.I.s.371
Nihayet ül-Talib: XIV.arırda yaşamış İranlı
din ve tasavvuf adamı Emir Aydamür Jildaki’nin tasavvufla ilgili eseri. “İran’da
bir tasavvuf üstadı olan (XV.yüzyıl) Şah Nimetullah Veli, Jildaki’nin
Nihayet ül-Talib adlı kitabına kendi eliyle şerhler düşer.”
IDG.s.218.
Nihilist: Nihilizm akımını benimseyen kişi.
Sosyal gelenek ve göreneklere tenkitçi tavır takınan, hiçbir ahlâki değer
ve sosyal kontrol kabul etmeyen kişi. Bkz. Nihilizm.“Bu sahte
nihilist daveti alayla karşılar.” BÜ.s.134.
Nihilizm ve Anarşizm
Vech-i Zuhurları:
Mehmet Rauf’un Resimli Kitap dergisinin 6 cildinde yer alan yazısının başlığı.
“Bununla ilgili bir başka yazıya Resimli Kitap’da
rastlıyoruz: ‘Nihilizm ve Anarşizm Vech-i Zuhurları’ (M. Rauf,
1327,Cilt 6,s.1004- 1023). Renksiz sığ bir tanıtma yazısı.” Mağ.s.181.
Nihilizm: Rusya’da II Alexsandr devrinin ikinci yarısında
gelişen
ihtilalci, aşırı ve sert ferdiyetçilik
hareketi. Nihilizm cevherî hiçbir realite olmadığını ileri
sürerek her şeyi inkâr eder. Nihilizm,
sosyal gelenek ve göreneklere tenkitçi bir tavır takınarak, hiçbir ahlâki değer
ve sosyal kontrol kabul etmez.“Nihilizm, anarşizmin
Çarlar Rusya’sında aldığı isim.” BFH.s.1.
Nikola I: (1796-1855) Rus Çarı. 1825 yılından itibaren 30
yıl çarlık yapmıştır. Ayaklanma,yeni Car
I.Nikola’nin (hukumdarligi:1825-1855) hayatinda bir dönüm noktasıdir.” Mağ.s.67.
Nikola Vasiliyeviç: Önce dedesinin dizi dibinde
hikâyeler dinlemiş Nikola Vasiliyeviç.” KA.s.225.
Nikola:
Nikola I (1796-1855). Rus İmparatoru (1825-1855) “Ama,
kurduğu
yeni ordu 1828 - 29’da Nikola’nın Rusları tarafından mağlup
edilir.” BFH.s.121.
Nikomakus. MS. II. asırlarda yaşamış Yunanlı
matematikçi ve müzik kuramcısı. “İhvan, her vesileyle tekrarlar:
‘Bilhassa tabiatı anlamak için sayıları ele almışız, hesap
ve hendeseyi remzi ve metafizik biçimde yorumlayışımız
bakımından Fisagor’la Nikomakus’un izleyicisiyiz’.” IDG.s.59.
Nil:
Kuzey-doğu
Afrika’da Sudan topraklarından doğarak Mısır’dan Akdenize dökülen
6700kmlik nehir. “19. yüzyıl Avrupası’na göre, Yunan mucizesi bütün ihtişamını
Asya’ya borçlu: Pythagoraslar, Demokritoslar, Lykurgoslar... meşalelerini
ya Ganj kıyılarında tutuşturmuşlar,
ya Nil boylarında.” BDE.s.28.
Nilanakta: Şiva’nın
ünvanlarından biridir. Mor hançereli anlamına gelir. “Şiva’ya
mor hançereli (Nilanakta) denişi bundan.”BDE.s. 132.
Nilüfer: Peyami
Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli eserindeki kadın sahıslardan
biri. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları da birer soyutlama: Saim, şapşal
bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye
misafir edilmiş.” Kİ.s.228.
Nimegue Barış Anlaşması:
1678 ve
1679’da Fransa’nın savaşmakta olduğu
komşularıyla
imzaladığı
barış anlaşması.
Bu anlaşmayla
Fransa önemli topraklar kazanır ve XIV. Louis Avrupanın hakemi durumuna gelir. “Unutmayalım
ki XIV.Louis saltanatının en parlak yılıdır 1679.Nimegue barış anlaşması
bu yıl imzalanmıştır.” UU.s. 225.
Ninon de Lenclos: (1616-1706). Eserlerinden ziyade güzelliği
ve zamanının en ünlü erkekleriyle kurduğu ilişki
sebebiyle hatırlanan Fransız kadın Edebiyatçı. “Bernier (1620 - 1688) felsefeyi
Gassendi’den öğrenmişti:
Chapelle, Moliere gibi. Ninon de Lanclos’nun salonunda “cici filozof ”du adı.”
BDE.s.32.
Ninova:
Dicle Irmağının orta bölününde MÖ:VII.
asırda Asur’un başkenti. “Elam, Ninova, Bâbil
müphem birer isimdi Avrupalı için, şairane birer isim.” UU.s114
Nirala:
Surya Kant Tripathi Nirala (1896-1961) Sebest nazımla şiir
yazan, Hint romantik akımının öncüsü Hintli şairi.
“Pant ile Nirala birinci akımdan yanadırlar, deneyciler Benedetto Croce’den,
Freud’la Jung’un psikanalizinden, egzistansiyalizmden, Japon şiirinden
ilham alan yeni bir edebiyat yaratırlar.” BDE.s.251.
Nirvana: Hint
dini düşüncesinde
tefekküre dayalı uygulamaların nihayi amacı. Budacılıkta arzuların ve ferdi şuurun
yok edilmesiyle ulaşılan aşkın
özgürlük durumunu anlatır. “Yakup şöhret avcılığına
çıkarken boynuna tılsımlı bir muska takar: Nirvana.” BÜ.s.147.
Nisard: Desire
Nisard (1806-1888). Fransız edebiyat tenkitçisi ve yazar. "Nisard,
Brunetiere, Maurras, Seilliere, Irving Babitt, T.E. Hulme, T:S. Eliot ve başkaları,
romantizmi yere batırmak için klasiği yücelymiş".”
Kİ.s.63
Nissen:
Rudolf Nissen (1896-1981). Alman Cerrah ve tıp profesörü. “Nissen’in Büyük Tıp
Lügatı’nı tıp dünyasına armağan eden o.” Kİ.S.264
Nisvaz:
İstanbul’da
1940’lı yıllarda sanatçı ve aydınlarının bir araya geldiği
kahvehenelerden biri. “Sadri Ethem her İstanbul gelişi
Nisvaz’da otağ kurardı.” BÜ.s.150.
Nişada: Hint Mahabbaratta
Destanı’nındaki “Nala ile Damayanti” hikâyesinde tasvir edilen himalaya
eteklerinde bir yer adı. “Nişada, beldenin adı. Şehzadeninki:
Nala” BDE.s.354.
Nişan-ı iftihar: Osmanlıda II. Mahmut
zamanında çıkarılan İftihar nişanı,
iftihar madalyasıdır. “1841’de Nişanı İftihar
alır.” Kİ.s.270.
Nişan-ı Zîşân:
Şeref
madalyası. “ve Hristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği
bu idam yaftasını, bir ‘nişan-ı Zîşân
gibi gururla benimsedi aydınlarımız.” BÜ.s.96.
Niti-Şastra: Hint kültründe Hükümet İdaresi
ve Ahlâk kaidelerini ihtiva eden ilim ya da eser. “Huzura çağırılan
bilge, şehzadelere
altı ayda Niti-Şastra’yı ( Hükümet İdaresi
ve Ahlâk ) öğreteceğini
söylüyor’’ BDE.s. 232.
Niyazi Berkes:1908-1988. Sosyoloji Profesörü. Berkes,
toplumbilim üzerine görüş ve düşüncelerini
yansıtan çalışmalarının yanı sıra Türkiye'nin
Osmanlı Dönemi'nden günümüze değin geçirdiği
değişimleri
inceleyen araştırmaları ile bilinir. “Kitaba
Niyazi Berkes’den bir epigrafla giriyoruz, iştihayı
tıkayan kakavan bir epigraf. Bir avuç kelime leşi...”
UU.s.25.
Niza-ı İlim ve Din: Amerikalı J.W. Draper’in
dini, felsefi, ahlâkî konulu üç ciltlik eserinin adı. “Darülfünunda Dinler
Tarihi okutan üstat, Amerikalı profesör Draper’in iddalarını Niza-ı İlim
ve Din adlı üç ciltlik eserde tuzla buz etmiştir.” Kİ.s.232.
Niza-ı ilim ve Din: Ahmet Mitat Efendi’nin J.W.
Draper ‘den tercüme ettiği eseri. Eser Dini, ahlâkî,
felsefî mahiyettedir. Mitat Efendi eseri, kendi eklediği
“İslam
ve Ulûm” bölümüyle birlikte 1896 yılında neşretmiştir.
“Mithat efendiyi okumalıyız ama ‘Rakım efendi ve Eflatun bey, veya ’Hasan
Mellah, gibi hikayelerini değil ‘Avrupa’da bir Cevelan,
‘Üss-ü İnkilab
Niza-ı ilim ve Din, gibi ciddi kitaplarını.” Kİ.s.232.
Nizam-ı Cedid: Osmanlı Devletinde 18. asır sonunda, askerî ve
idârî sâhalardaki düzensizliklere çâre bulmak için yapılan teşebbüslerin
ve islahatların tamâmı için
kullanılan
isim. Ayrıca, Avrupa usûlleriyle meydana getirilen tâlimli orduya verilen ad.
“Fakat Nizam-ı Cedid’le başlayan devir için, böyle bir
fikir yürütmek imkânsız.” Mağ.s.257.
Nizamî:
Nizami Aruzi XII.asrın II yarısında yaşayan İranlı
şair
ve yazar. “Cahilliye şiiri, onuncu asır Arap şiiri,
İran
şiirinde
Nizami, Hafız, biraz sonra Hayyam bu geleneklerin klasikleridir.” KA.s.83-84.
Nizip:
Güney doğu
Anadolu bölgesinde Gazantep iline bağlı bir ilçe. “İskenderiye,
Antakya, Edessa, Nizip, Haran, Gundişapur. Batı Asya’daki ve Kuzey
Afrika’daki ilim merkezlerinin hepsi İslam dünyasının parçaları...”
IDG.s.80.
Nobel: “Mütevazi
kabiliyetleri olan bu arkadaş, Nobel peşinde
koşacağına
daha çok okusa, daha az yazsa hem kendisi hem de edebiyatımız için hayırlı
olurdu.” KA.s.352 Nobel: İsveçli kimyacı Alfred Nobel
(1833-1896)’in vasiyeti üzerine1901 yılından itibaren Stockholm Akademisi’nin
seçtiği
beş kişilik
bir heyet tarafından verilen mükafat. “Kaldı ki Nobel’in edebiyat mükafatı ,
kendi aile fertlerine ihsanından ibarettir.” SNK.s.383.
Nominalist: Nominalizmi benimsediyen, nominalizme inanan kişi.
"Rönesans nomanilistlerin realistleri yenişidir.”
SNK.s.75.
Nominalizm: Cinsler, nev’iler yani umumi fikirlerin ve
küllîlerin; zihinde ve zihnin dışında kendiliğinden
veya tecrübenin mahsulü olarak mevcut olmadıklarını, bunların birer hayalden,
isimden kelimeden ibâret olduğunu ileri süren felsefi görüş.
Bu itibarla nominalizm realizm karşısındadır ve bilgimizin
objektifliğini reddeder. "Nominalizm
ve realizm tartışmaları insan kaderi için
gerçekten mi önemliydi?" Kİ.s.305.
Nomokrasi: Kanunların saltanatı, kanunların, hakimiyeti. “Evet
İslam
bir kanun ve nizam hakimiyeti ( nomokrasi) dir.
Nonviolence: “Nonviolence mücahidi Hint sulhperestliğini
cihana yaymak istedi.” Jur.I.s. 388.
Non-violence: Şiddete başvurmama,
şiddeti
terk anlamına gelen gelen bir Fransızca kelime. "Non-Violence Asya'dan
gelir. Gandhi".” SNK.s.180.
Noralya: Peyami
Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli romanında, roman
kahramanı Ferit’in Büyükada’da evine taşındığı
kadın. Matmazel Noraliya ölmüştür ancak . Ferit hizmetçiden
dinlediği
hatıralardan etkilenerek, evin her tarafına sinmiş olan
Noraliya’nın mistik ruhunun izlerini sezer geceleri de rüya mı hayal mi olduğuna
hükmedemediği noraliya’nın hayaletlerini
görür. “Hikayede canlı olan yalnız bir ölü: Noralya...” Kİ.s.228.
Nordau: Bkz.Max
Nordau. “Bu artışı nasıl açıklayacağız?
Nordau, ırkın sonu diyor. Bizce burjuva düzeninin sonu.” BFH.s.32.
Normandiya: Kuzey-batı Fransa’da tarihi bir il. “‘Efendiler
solcudur tabi’, ama Paris’in en muhteşem semtlerinde otururlar.
Normandiya’da yazlıkları vardır.” Mağ.s.59.
Nostradamus: Jean Nostredame (1507-1577) Fransız hukukçuve
yazar. “Ne varki üç asır sonra 1575’de Nostradamus, Provence Kontları Döneminde
Yaşayan
En Eski ve En Ünlü Şairlerin Hayatı isimli kitabını
kaleme aldığı zaman hiçbir şey
değişmemiştir.”
KA.s.395.
Notr-Dam: Katoliklerin Meryemana verdileri unvan
.Meryemana’ya adanan kiliselere de bu ad verilir. “İlk
defa olarak seyrettiğimiz Partenon’un, Sen-Piyer
kilisesinin veya Notr-Dam’ın önünde nasıl huşu’la eğilirsek,Ansiklopedi’nin
önünde de aynı saygıyla eğilelim.” IDG.s.13.
Notre Dame: Notre-Dame’ın Kamburu (Notre-Dame de Paris).
Victor Hugo (1802- 1885)’nun 1831 yılında yazdığı romanı. “O
olmasa Hugo, “Notre Dame”ı yazamazdı.” BÜ.s.234.
Nouveau Dictionnaire d’Economie Politigue par Say
et Chailley:
1900 yılında Fransa’da yayımlanan İktisat sözlüğü.
“Nouveau Dictionnaire d’Economie Politigue par Say et Chailley” Mağ.s.176.
Nouvelles Litteraires: 1922’de Andre Gillon’un kurduğu,
edebiyat, bilim sanateleştiri ve kaynakça üzerine
yazılar yayımlayan Fransız gazetesi. “31 Ocak 1963 “Nouvelles Litteraires”de
Jean Guitton’un güzel bir yazısı var.” Jur.I.s.110
Novalis:
Frederic Novalis (1772-1801). Alman şairi. “Ya şairler?
Heine, Novalis, Hölderlin, Rückert... “Hintliler antik çağın
romantikleri, Cermenler modern çağların” diyor von Schroder.”
BDE.s.54.
Novelas:
Novelas Ejemplares (Örnek Hikâyeler). İspanyol yazar Migel de
Cervantes (1547-1616)’in 1613 yılında yazdığı eseri.
“Novelas’ları da meşhur.”KA.s. 176.
Novikov: Nikolay
İvanoviç
Novikov (1744-1818) Rus yergi yazarı. “Aynı yıllarda XVIII. asır uyanışının
en ateşlı
öncülerinden olan Novikov (1744-1818) da tutuklanıp kalebentliğe
mahkum ediliyordu.” Mağ.s.71.
Novum Organum: Francis Bacon’un 1620 yılında, Latince olarak
yazdığı
eseri. “Bacon’un ‘Novum Organum’u, Locke’un ‘Essay Concerning Human
Understanding’i, Berkeley’in ‘Treatise Concerning the Principles of Human
Knowledge’i gibi.” BDE.s.241.
Nuh Peygamber: “1923 yılında Türk Milleti Mustafa Kemal Paşa’ya,
Nuh Peygamber’in gemisine bağlandığı
gibi bağlanmıştır.”
KA.s..354
Nuh Tufanı: Kur’ân-ı Kerim’in 71.süresi olan Nuh suresinde
anlatılan, Nuh peygamberin tebliğine rağmen
Ved, Suva, Yegus ve Nesr gibi putlara tapmaya devam eden kavmin suda boğuluşu.
"Mesela Nuh Tufanı.. Aynı eserin iki ayrı rivayete dayandığını
gösterir. (gemiye alınan hayvanların sayısı, tufanın süresi, Nuh'un gemiye iki
kapıdan girişi..)" IDG.s.102.
Nuh: Hz.
Nûh. Ulûl-Azm" peygamberlerin ilkidir. Allah Teâlâ'ya ibadeti terkedip,
tapınmak için kendilerine putlar edinen ve böylece yeryüzünde ilk defa fesada uğrayan
bir kavmi tevhid akidesine döndürmek için gönderilen peygamber. IDG.s.148.
Numa: Numa
Pompilius MÖ.715-672 Romanın efsanevî krallarından. Bir mağarada
Su Perisi veya Kaynaklar Tanrıçası Egeria’dan öğütler
almasıyla tanınır. Dindar bir hükümdar olarak bilinen Numa Pompilius aynı
zamanda Roma’nın ilk kanun koyan hükümdarıdır. “Yalnız Numa’ya görünmüş Egeria”.”
BÜ.s.260.
Numa’nın Perisi: Numa’yı geceleri ziyaret eden ve ona din ve
devlet yönetimi, konularında öğütler veren karısı ya da dostu
Egeria. Bkz. Egeria. “Sokrates’in Demon’u: Sokrates’in Demon’u, Musa’nın yanan
çalısı, Numa’nın perisi... birer remiz.” BÜ.s.226.
Numenler: Kant felsefesinde fenomenin zıttı. Duyularla
kavranamayan ancak akıl ve sezgi ile kavranabilen şeyler.
“Kant’ın daha sonra tekrarlayacağı gibi bir Numen’ler bir de
Fenomenler var. SNK.s.61.
Nuovo Scienza: Bkz. Scienza Nuovo. “Montesquieu külliyatında
Vico’yu bir kere zikretmez. Çekmecesi Nuovo Scienza’dan alınmış notlarla
dolu.” UU.s.254.
Nur Risaleleri: Said Nursî (1873-1960)’nin muhtelif zamanlarda
yazdığı
fıkıh, kelam, tefsir mahiyetli risaleler külliyatı. “Bir fırtına rüzgârına
benzeyen Nur risâlelerinin zaman zaman boğuk, zaman zaman heybetli
yankısı.” BÜ.s. 246.
Nurcu: Kendilerini
Nur talebeleri ya da Nur şakirtleri diye adlandıran, Said
Nursî (1873-1960)ye bağlı, iman ve itikat konularında
onuun gösterdiği yoldan giderek dinî hayatını şekillendirmek
isteyen kişi ya da kişiler.
“Yani, nurculardan önce kelâm var.” BÜ.s. 246.
Nurculuk: Cumhuriyet ve sonrası dönemde Said Nursî
(1873-1960)nin görüşleri doğrultusunda
şekillenen
dinî akide. “Nurculuk, bir tepkidir.” BÜ.s. 246.
Nur-ı Muhammedî: “Ölçüye sığmayan, sınırlandırılamayan ve
vahyin kaynağını teşkil
eden ilâhi ilim,Hakikat-ı Muhammediye, Nur-ı Muhammedi, akl-I külli,akl-ı
ilahi." IDG.s.181.
Nuri Bey: Menapirzade Mustafa Nuri Bey (1844-1906). Vezir
Gürcü Yusuf Paşa’nın oğlu,
İnkılap,
ibret gazetesi yazarı ve Osmanlı siyaset adamı. “Nuri Bey, sadrazamın cihanşümul
bir tehlike olarak vasıflandırdığı Enternasyonel’i çoşkun
bir üslupla müdafaya kalktı.” Mağ.s.220.
Nursery Rhymes: Oyun tekerlemesi, oyun için yazılan kafiyeli şiirler.
“Oyun için yazılan ahenkli kafiyeli bu siirlere Fransa’da “comptines”
Ingiltere’de “Nursery Rhymes”denir.” Kİ.s.322
Nusayriler: Şamın kuzeyinde, özellikle
Lazkiya cevresinde ve Cebal-i Nusayriye eteklerinde aşırı
şii
inançlı arap topluluğuna mensup olan kimseler.
“Nemiriler ya da ensariler olarak da bilinir, çoğunluğu
Suriye’de yaşayan bir şii
mesebinin üyeleri. “Bu mezhepler İslamdaki Şiiliğe
Harram mektebi ve Nusayriler kanalıyla sızmıştır.”
IDG.s.57.
Nusr:
Bitlis’e bağlı bir köy. Nurslu Bilge: Said
Nursi. “Nusr’lu bilgenin elli yıl önce müjdelediği rüya
dileriz ki bütünüyle gerçekleşsin.” Kİ.s.100.
Nuşirevan: Bkz.Hüsrev Anuşirvan
“Bir müddet
dedik, zira Kabaz’ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu
Nuşirevan
“büyüyüp de saltanatta kesb-i istiklâl edince havas-ı ricalini toplayıp” şöyle
konuşmuş.”
Mağ.s.216.
Nüsha-yı sugra: İnsan.
Küçük nüsha, Nüsha-i Kübra olan kainatın nüshası. “İnsana
ahsen-i takvim olduğu için, bir nüsha-yı sugra
olarak bakar.” SNK.s.282.
Obscurantisme: Bkz. Obskürantizm “Tefek küre kapılarını kapayan
bu bağnaz’izm
olsa olsa “obscurantisme”dir, sosyaliz m değil.
UU.s146
Obskürantizm: Halk arasında bilgi ve öğrenimin
yayılmasını istemeyenlerin sistemi. “obskürantizm heyülâsı yok edilmedikçe,
herhangi bir diriliş hayaline kapılmak çılgınlık.”
BÜ.s.92.
Od: Pythionikoi
ya da Zafer Odaları Yunan lirik şairi Pindaros’un 45 şiir
ile metin aktarmaları ve parirüsler yoluyla saklanmış,
çeşitli
konuları içeren dört kitabın genel adı. Od, terin anlamıyla, Eski
Yunanlı’larda konusuna göre biçimi değişen ezgiyle
söylenen lirik şiirlerin adı. Pindare'ın
od’lari "Bir Pindare'ın od'unda, Eflatun'un diyaloğunda,
Horas'ın şiir sanatında, Seneka'nın bir
kitabında, hatta Roma forum'unda ve hatta Atina'nın Akropol'unda, düzen ve
ahenk aramak fazla nekazet"KA.s.124.
Odise:Bkz.
Odysseia. “Bir Mahabarata, bir Odise belli bir zamanda yazılabilirdi ancak.”
SNK.s.112.
Odysse:
Bkz. Odysseia. “Odysse’de ise tanrıların elçisidir , ölüleri o götürür.”
IDG.s.209
Odysseia:
Homeros’a mal edilen 24 şarkılık manzum Yunan Destanı.
“Ramayana, İlyada gibi biten bir Odysseia
.Arada Ovidius'un metamorfozları. BDE.s.151.
Odysseus. Yunanlı Kahraman, İthakinin
efsanevi kralı ve Homeros’un Epik destanı Odysseia’nın kahramanı ve batı
edebiyatında en çok ele alınmış karekterlerden biridir.
“Çanakkale, İstiklal Savaşı;
Derviş Bey’de
ünlü Odysseus gibi binbir maceradan sonra yurduna ana döner.” Kİ.s.348.
Oeuvres de Claude Henri de Saint-Simon: 1966 yılında Saint Simaon’un
eserlerinin bir arada basılarak piyasaya sürülen külliyat. Bu külliyat ile
Saint-Siman’un eserleri, sansürsüz olarak, okuyucusunun beğenisine
çıkabilmiştir. “Fransa ancak 1966’da yeni
bir Saint-Simon külliyatına sahip olabilnmiştir:”
Oeuvres de Claude Henri de Saint- Simon”,Editions Anthropos, Paris, 6 cilt.”
SSSS.s.150.
Ogarev: Nikolay
Platonoviç Ogarev (1813-1877). Stihotvoreniya Poemıy isimli şiir
kitabındaki romantizm ile dikkatleri çeken Rus şair.
Herzen’in dostu. “1825’de ömur boyu dostu kalacak Ogarev’le ant içtiler,
bütün güçlerini Dekabristlerin davasına adayacaklardı.” Mağ.s.86.
Ohio Üniversitesi: ABD’nin Ohio Eyaşetinde
.... Tarihinde kurulan Üniversite. “Bu esrarengiz dahiyi daha yakından tanımak
isteyenler Amerikanın Ohio Üniversitesi araştırıcılarından
Carter V. Findley’in yazısına eğilmek zorundadırlar.” Kİ.S.268
Okuma Hastalığı: Rus asıllı Fransız yazar
Ossip Lourie’nin 1915 yılında Revue Philosophique dergisinde yayımladığı
makalesi. “Okuma Hastalığı serlevhalı makale şoyle
başlıyor.”
BÜ.s.113
Olemp Tanrıları: Yunan mitolojisinde Zeus kuşağı
tanrılara verilen isim. “Olemp Tanrılarının ahlak düşı
maceralarıyla,Pelopones haydutlarının düzme menkıbeleri ne alâkadar ederdi
onu.” UU.s.10.
Olemp:
Bkz. Olimpus. “Himayala’nın keşfi Olemp’e karşı
beslediğimiz
sevgiyi azaltmadı.” BDE.s.20.
Oligarşi: İktidarın
az sayıda aydınları (aristokrasi)veya mülk sahibini azınlığın
(plütokrasi)elinde bulunduğu siyasi sistem. “İktidar,
reisleri tarafından temsil edilen büyük ailelerin elinde idi, bir nevi oligarşi...”
Kİ.s.150.
Olimpus: Olympos. Homeros
destanlarındaki Tanrıların toplanıp şölen yaptıkları yer efsanevi
yer olup Zeus’un mekanıdır.. Yunanistan, Mekadonya ve Kıbrıs ve Girit’te bu
ismi taşıyan
birçok dağ vardır. Kelimenin Menşei
ise bilinmemekle beraber Sümer soylu olabileceği düşünülmektedir. “Yunanistan’da, Olimpus’da,
Akropol’da,
Ölezis’de,
bu düşüncelerin
insanda ve tanrılarda ete ve deriye bürünerek, beşeri
trajedi ve Psişe’nin semavi hikayesi suretinde
geçiş resmi
yaptıklarına şahit oldu. IDG. s.150 Oluşan
Dünya: Fransız
tarihçi Fernand Braudel (1902-1985)’in 1959 yılında Fransız ASnsiklopedisi’nin
20. cildinde yayımladığı yazının başlığı.
“ ‘Oluşan
Dünya.’ Yazarı Fernand Braudel, College de France hocalarından, Modern
Medeniyet Tarihi okutuyor; Ecole Pratique des Hautes Etudes’de de kurulduğu
günden beri bölüm başkanı. Başlıca
Eserleri: II.Flip Devrinde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Maddî Medeniyet ve
kapitalizm Sonra çeşitli makalelerini bir araya
getiren Tarih Üzerine Yazılar.” UU.s. 93. Om: Bkz.Aun (Om). “Bütün
Vedalar’ın övdüğü, bütün zahitlerin zikrettiği
kutsal kelime om.” BDE.s.323.
Omnipotan:
“Omnipotan,kadir-i mutlak demek.”Jur.II.s115
On Dokuzuncu Asrın Büyük Lügatı: Fransız Sözlük bilimci Pierre
(1817-1875) Larousse’nin 1863 yılından başlayarak ölümüne 1876 yılına
kadar fasiküller halinde yayımlanan lügatı. “Terakki hayatın kanunudur
Larousse’un On Dokuzuncu Asrın Büyük Lügati’ne göre.” Mağ.s.187.
On Dokuzuncu Asrın Büyük Kamusu: Bkz. On Dokuzuncu Asrın Büyük
Lügatı “Mefhumun gelişmesini Ondokuzuncu Asrın Büyük
Kamusu’ndan izleyelim.” Mağ.s.198.
On İki Sezarın Hayatı: Yunanlı yazar Plutarkhos
(50-125)’ın biyografi türündeki eseri. “Demosthene ile Ciceron, Suetone, birkaç
yıl sonra, On İki Sezarın Hayatı ile beraber
‘Ünlü Kişilerin
Hayatı’nı da kaleme alır.” KA.s.391
On Liberty: Hürriyet üstüne. İngiliz
yazar ve iktisatçı John Stuart Mill (1806-1873)’ün 1859 yılında yazdığı
eseri. “Yalnız Hüseyin Cahit 1927’de Stuart Mill’in ‘On Liberty’sini Fransızca’dan
dilimize çevirmiş.” Kİ.s.210.
On Şehzadenin Maceraları: MS. VI. veya VII. asırda yaşadığı
sanılan Hint yazar Danden’in romanı. Eser en eski Hint romanı sayılmaktadır.
“En eski roman ‘On Şehzadenin Maceraları’. Hint’in
Gil Blas’ı bu kitap.” BDE.s.238.
On the Veda sor Sacred Writings of the Hindus: Vedalar Üzerine Deneme ya da
Hindular’ın Kutsal Metinleri. Colebrook’un 1805 yılında yazdığı
eseri. “On the Veda sor Sacred Writings of the Hindus (Vedalar Üzerine Deneme
ya da Hindular’ın Kutsal Metinleri).”BDE.s.109
Opera:
Koro ve orkesra için sahnede oynanmak üzere yazılın dindışı,
dramatik müzikli tiyatro eseri. “Operaya, Comedie-Française’e kendini kabul
ettiren Hint, Binbir Gece Masalları’nı hatırlatan bir ahenk cümbüşü
ile romanı da damgalar.” BDE.s.62 Oportünist: Fırsatçı. Zekeriya radikal
sosyalist bile değildi, demokrat ve
oportünistti.” UU.s.215.
Oportünizm: Davranışlarını şahsî
menfaatlerini uygun düşecek şekilde
ayarlama fırsatçılık. “1934’de Çoban Köpekleri’ni yazan Paul Nizam,Durkheim’i
oportünizmle itham eder.” SNK.s.124.
Orange: Fransa’da,
Rhöne ovasında konton merkezi. “Orange prensinin sancaklarına yazılı olan şiar:
“Hürriyet için, Protestanlık için, Parlemento için”di.” UU.s.231 Orduca: Pakistan’da
konuşulan
Hint- Avrupa dil gurubunun Hint kolundan bir dil. “Orta Hint dilleri
içinde en önemlileri Hindice ve Orduca, kuzeybatıda Güceratca ve Maratca,
kuzeydoguda ise Bengalce.”BDE.s.95
Organizatör: Saint-Simon (1760-1825)’ın 1819-1820 yıllarında
çıkardığı
geniş hacimli
derginin adı.“‘Politika’dan sonra ‘Organizatör’ ve Saint-Simon’un meşhur
Parabol’u.” SSSS.s.81.
Orhan Bey:
Osmanlı Padişahlarından 2.si. Osmanlı
devletini teşkilâtlandıran ve büyük bir
devlet haline getiren Orhan Gazi’dir. Doğumu : (H. 680 - M. 1281)Vefatı
. (H. 761 - M. 1360) Saltanatı : 1326 - 1359 (33) sene. “Osmanlı Beyliği
1299’da Söğüt’te kurulduğu
zaman 400 atlıya sahip bir uç beyliği iken, 1326 Bursa fethinde
Orhan Bey, 38.000 atlıya kumanda ediyordu.” Mağ.s.260.
Orhan Kemal: (1914-1970). Asıl adı Mehmet Raşit
Öğütçü.
Cumhuriyet dönemi roman,hikâye, hatıra ve oyun yazarı. “Naci Çelik,
Orhan Kemal’den bahsederken daha müşfiktir.” KA.s.342
Orhan Şaik Beyefendi: Orhan Şâik
Gökyay (1902-1994). Günümüz şair ve yazarları ve edebiyat
araştırmacısı.
“Orhan Şaik
Beyefendi’ye.” Jur.II.s.195.
Orhan Veli: Orhan Veli Kanık (1914-1950). Garip şâri
ve 1940 sonrası şiirin önemli isimlerinden biri.
“Orhan Veli de öyle. Onun da sevilen şiirleri alışılanlar
ve Hüseyin Rahmi nesrinden bir arpa boyu ileri gitmeyen en güdük zekâlıların
kolayca içine girebildikleri.” Jur.I.s.138.
Orient:
Doğu
anlamında Fransızca bir kelime. “Orient, müphem bir kelime. Bazen Rusya, bazen İspanya”.SNK.s.172.
Origen: Origenes (185’e doğru-252-254).
Yunan tanrıbilimci ve Kutsal kitap yorumcusu. Aziz Augustinus ile birlikte Histiyan Antikçağının
en büyük
düşünürlerinden
biridir."Çünkü Origen'den başka pek azı Yahudice
biliyordu.”IDG.s.120
Origenes de la Novela: İspanyol
edebiyat tarihçisi ve yazar Menendez y Pelayo’nun 1910yılında yayımlanan
denemesi. “Antologia de Poetas Liricos Castellanos (18901908) ile Origenes de
la Novela (1905-1910) adlı denemesinde Taine yönteminin izleri görülür.”
KA.s.425.
Orissa: Hindistan’da
Bengal körfezi kıyısında 156000Km2 yüzölçümü olan bir eyelet.
‘‘Hindistan deyince, batıda Gücerat, Sind ve Pencap, kuzeyde Himalayalar, doğuda
Bengal, güneyde de Orissa ve Marat bölgeleriyle çevrilmiş olan
Hint yarımadasının kuzeyi gelir akla.” BDE.s. 245
Oriyantaliz: Doğu bilimi. “Avrupa da geç
tanımıştır
bu risaleleri. Uzun zaman “Asya Cemiyeti” nin sekreterliğini
yapan allâme Jules Mohl, Stenier’in bir kitabını vesile ederek ondokuzuncu asır
oriyantalizminin ortak kanaatına tercüman oluyor.” IDG.s.34. Orleans: Fransa’da
bir bölge ve departement merkezi. “Filhakika Littre’nin affedilmesi güç suçları
var. Orlean Piskopos’u, Akademiye alınmaması için elinden geleni yapmış:”
Kİ.s.263.
Orman Çiçekleri: Bengalli Hint şairi Tagor
(1861-1941)’un 1874 yılında yayımladığı çocukluk dönemi şiirlerini
topladığı
eseri. “İlk
şiirleri
on üç yaşındayken
yayımlanıyor: “Orman Çiçekleri” BDE.s.276.
Ormanda Uyuyan Güzel: Perrault’un masalı. “Zavallı
Ormanda Uyuyan Güzel! Seni uyandıracak şehzade doğmadı
henüz, doğmayacak da.” Jur.I.s.82.
Orobindo:
(1870-1950) Hintli şair. Eserlerinin büyük bir
bölümü İngiliz
dili ile yazılmıştır. “Bu değerler
kah Orobindo gibi reformcu bilgelerin etkisiyle değişikliklere
tabi tutulur, kah şüpheci ve Marksist bir yaklaşımla
sigaya çekilir.” BDE.s.296.
Ortaçağ Felsefesi: “Volf'un ‘Ortaçağ Felsefesi’
başlıklı
kitabından Abelard'ı okuttum." Kİ.s.305.
Ortaçağ: “Demek ki XIX.asrın ikinci
yarısında ortaya çıkan Türk romanını kavramak için “Ortaçağ dünya
görüşüyle,modernleşme
istemi arasında yer alan bir geçiş dünya görüşü”ne
eğilmek
lazım.” KA.s.321
Ortadoğu: Muhtevası net olarak
belirlenmemiş ve kullanan kişinin
niyetine göre değişen coğrafi
terim olmakla birlikte, genellikle Ortadoğu terimi Doğu
Akdenize kıyı olan ülkeleri,Türkiye’yi, verimli Hilal ülkeleri (Suriye, İsrail,
Lübnan, Irak, Filistin)i Mısır’ı Arabistan’ıİran ve
Afkanistan’ı kapsayacak şekilde kullanılır. Libya, Sudan
hatta Hindistan’ı içine alacak şekilde kullanıldığı
da olur. “Petrol kaynaklarının bulunuşu Amerika Birleşik
Devletleri’nin iktisadî tarihini değiştirmiştir,
ama daha o zamanlarda Ortadoğu’da, Sahra’da veya Lübnan’da
bir o kadar önemli kaynaklar vardı.” BDE.s.74.
Ortega y Gasset: Jose Ortega y Gasset (1883-1955). İspanyol
yazar ve düşünür. “İspanyol
filozofu Ortega y Gasset, yazısını hümanistik gelenek içinde kaleme alır.” Kİ.s.34.
Oryantalizm Alan: Edward Said’in “Oryantalizm” isimli eserinin üç
ana kısmından birinci kısmının genel başlığı.
“Oryantalizm Alan adini tasiyan ilk kisim, zaman ve tarihsel tecrube icinde
oryantalizmin genis bir tablosunu cizerek ayni zamanda onun felsefi ve politik
motiflerini ele alır.” Kİ.s.67.
Oryantalizm: Doğu bilimi, Batının doğu
ile ilgili araştırmaları. “ Sonra
oryantalizm’in olgunluk çağı. Esrarı çözülen Zentçe:
Zentçe İran’ın
en eski dillerinden biri. “BÜ.s.146. Os Luciades: Portekiz’in tek büyük şairlerinden
biri Camoens (1525-1580)’in yazdığı tek eseri. “Portekiz’in tek
büyük şairi
var: Camoens (1525-1580) Şiire Şark’ın
kapılarını açan Camoens tek eser yaratmış: ‘Os Luciades’.” BDE.s.31.
Oscar Wilde: Oscar Wilde (1854-1900) İrlandalı
şair
ve oyun yazarı.Dorian Gray'ın Portresi yazarın tek romanıdır. Eserinde sanat
sanat içindir görüşünün izleri, inceden inceye işlenmiş tümceler,
hemen belli olmaktadır.Roman, Gotik romanın doğa üstü öğeleriyle
Fransız dekadan edebiyatının "büyük günahlarını birleştirir.
“Zavallı Celâl... Elinde ne Oscar Wilde’nin İngilizcesi
gibi muhteşem bir piyano ne Mallerme’nin
Fransızcasına benzer çok sesli bir org var.” BÜ.s. 153
Osmanlı Devleti Tarihi: Avusturyalı şarkiyetçi
ve tarihçi Hammer Purgstall (1774- 1856)’in 1830 yılında tamanladığı
10 ciltlik öeşhur Osmanlı tarihi eseri.
“Hiçbir kâtip ve yardımcı kullanmadan tamamlamak istediği
bu eser, Arap şiiri ve edebiyatı üzerine
yazılmış en
muhteşem
abidelerden biri«Osmanlı Devleti Tarihi »de Peşte de
yayımlanmış 1827-1843), dokuz büyük cilt,
1835-1843 arasında Fransızcaya aktarılmış. Kİ.s.103.
Osmanlı Bankası: İngiliz-Fransız ortak grubu
tarafından Türkiye’de kurulan yabancı sermeyeli banka. 1863’de Bank-ı Osmânî Şâhâne
adıyla kuruldu. Türkiye’nin en eski bankası olan bu kuruluşun
Türkiye dışındaki adı: Banque
Ottomare’dir. “Osmanlı Bankası, nişanlar, sefâret baloları ve Beyoğlu’nu
zevk panayırına çeviren şuh aktrisler.” BÜ.s.135
Osmanlı Devleti: Bkz. Osmanlı İmparatorluğu.
“IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit
Paşa’ya
kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80.
Osmanlı Döneminde Son Sadrazamlar: Son devrin meşhur
târihçilerinden İbnülemin Mahmud Kemal İnal
(1870-1957)ın 1940 yılında yayımladığı 3 ciltlik eserinin adı. “İbnülemin
Mahmud Kemal İnal Osmanlı Döneminde Son Sadrazamlar,
2193 sayfa, 3 cilt, İstanbul Maarif Matbaası, 1940,
s.762-763.” Mağ.s.147.
Osmanlı Gatetesi: Genç Osmanlıların Paris’e kaçarak orada
kurdukları gazete. Gazetenin başında bir zaman Abdullah Cevdet
de bulunmuştur. “Paris’te “Osmanlı”
gazetesin yazı işlerini deruhte eden genç
politikacı halk ruhiyatının yabancısıdır.” BÜ.s. 160.
Osmanlı İmparatorluğu:
1299 yılında
1923 yılına kadar hakimiyetini devam ettirten büyük Türk devleti. “Kanunların
Ruhu müellifi, ülkesinin I.François’dan beri sıkı münasebet halinde bulunduğu
Osmanlı İmparatorluğu’nu
bu kadar tanırsa,Hint’i Çin’i, İran’ı ne kadar tanır? BÜ.s.193.
Osmanlı İmparatorluğu:
“Osmanlı İmparatorluğu,
tarihin tanığı tek sınıfsız ve demokratik
millettir”.SNK.S.260
Osmanlı Müellifleri: Bursalı Mehmed Tahir’in eseri.
Eserlerinin en mühimi olan bu kitap on iki senelik bir inceleme ve araştırma
neticesinde meydana gelmiştir. İçerisinde
1600’ü aşkın
âlim, şair
ve evliyâ zâtın hal tercümesi anlatılmıştır. Üç cilttir. “Bursalı
Tahir’e göre Suavi: “Eshab-ı faziletten bir harika-i zeka” (Osmanlı
Müellifleri, C. I, 1914);” Mağ.s.145.
Osmanlı Tarihi: Namık Kemal Hammer’i duzeltmek icin kaleme
aldigi eserin adı. “Hürriyet yazarlarının Osmanlı Tarihini okurken bunları düşünüyordum.”
UU.s. 310.
Osmanlı Toplumunun Genel Çizgileri: Güzin Dino’nun 1978yılında
yazdığı
Türk Romanının Doğuşu isimli
eserinin ikinci bölümünün genel başlığı.
“Bu basma kalıp hükümleri Osmanlı Toplumunun Genel Çizgileri takip ediyor.” Kİ.s.249.
Osmanlıca:
Osmanlı dönemi Türkçesi. “Fikret’in Osmanlıcası Osmanlıcanın Kemâli, Yahya
Kemal kuğunun
son şarkısı.”
Mağ.s.239
Osmanlılık: Osmanlı olma, Osmanlı gibi yaşama,
Osmanlı’nın kültür mirasını tevarüs etme durumu. “Türk inkılabının en doğru
tarifi: ‘Turk milletinin Osmanlılıktan kopusudur.” Kİ.s.121.
Ossian: III.
asırda yaşamış İskoçyalı
efsanevi kahraman ve şair. Fingan’ın oğlu.
1760 yılında James Macpherson Ossian adıyla gaelceden çevrilmiş Fragmensts
of ancient Poetry isimli bir eser yayınlar. Eser, büyük bir ilgi görerek yeni
bir şiir
akımının doğmasına yol açar. Ossian’ın şiiri
yeni klasik ya da ön romantik diye nitelendirilen birçok sanatçıya ilham kaynağı
olmuştur.
Cemil Meriç Aşağıdaki
ifadesinde kendinin de işaret ettiği
gibi Mussat’ın ilham perisinin Yunanlı olmaktan çok İskoçyalı
olduğunu
anlatmak istiyor. Çünkü o tarihlerde şair Macpherson Ossian’ı geniş bir
okuyucu kitlesine sevdirmişti.“Homeros’tan çok Ossian’ın
kızı. Kendini şaire sunan bir sevgili, şairi
koruyan bir Tanrıça değil.” BÜ.s. 226.
Ossip Lourie: XIX asrın sonlarında ve XX.asrın başlarında
yaşayan
Rus asıllı Fransız ruhiyatçı ve yazar. “Psikolog romancının Revue Philosophigue
‘de çıkan bu yazıyı (La Manie de la lecture), Ossip- lourie s. 261, vd. 1915)
okumamış olmasına
imkân var mı?” BÜ.s.113.
Otarsi:
Yun. Ter. Ekonomik anlamda kendi kendine yeterli olmaya yönelen bir ülkenin
rejimi. “Ficte, Almanya için kurtuluşun bir iktisidi bağımsızlık
otarsi olmasını ister.” SNK.s.133
Otarsik: Oligarşi
anlayışına
sahip. “(Türkiye otarsik hayat yaşamıyor. Turistler, işçi
dövizleri, devalüasyonlar)”.SNK.s.272.
Otarşi: Fr. Ter. Otokrasi. Bir kişinin
yönetimi tamamen elinde bulundurma şekli. “Iktisat ve kültürde otarşi
(siyasi) ve otarsiye (ekonomik bakimdan kendi kendine yetmek) sahip olmalidir.”
SNK.s.54.
Othello: Othello
ya da Vededikli mağribi. W. Shakespeare’nin G.
Giraldi Cintio’dan esinlenerek 1604’te yazdığı beş perdelik
trajedi. Hristiyanların hizmetindeki Mağripli komutan Otello
Destemora’nın kendisini sevmesinden ve babasına rağmen
kendisiyle gizlice evlenmesinden dolayı mutludur. Ama yardımcısı sinsi İago
kıskançlık duygularını uyandırınca Othello Destemora’yı boğar.
Othello W. Shakespeare’nin sanat hayatında devamlı işleyeceği
kıskançlık duygusunu işlediği
ilk eseridir. “Othello yazarı, onun için, barbar bir palyaço idi.” KA.s.332.
Otobiyografi: İngiliz İktasatçı
yazar John Stuart Mill (1806-1873)’in 1873 yılında kaleme aldığı
hayat hikâyesi. “Diğer eserleri de şunlar:
‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsili
Hükümet’, ‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’
(1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.
Otobiyografi: Bir yazarın kendi hayat hikâyesini anlattığı
eserlere denir. “Otobiyografileri hep şüpheyle karşılarım.”
BÜ.s.291.
Otopsi:
Edebiyat-i Cedide’nin Otopsisi. Hikmet Kıvılcımlı (1902-1971)’nin 1935 yılında
yazdığı
eserinin adı. “ ‘Otopsi’de, yerini bulamamış haşin
ve haşarı
bir tecessün arayış ve buluşları
vardı.” Kİ.s.258.
Otranto Şatosu: Orford kontu ve ingiliz yazar
Horace Walpole (1717-1797)’un 1764 yılında yazdığı
romanının adı. Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace Walpole’nun gotik
romanı, Otrante Şatosu (1764), Beckword’un, Ann
Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun heyecan ihtiyacını karşılar.”
KA.s. 221.
Otuz İki Taht Hikâyesi: Hikâye Irmakları Okyanusu
anlamına gelen Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak
1063-1081 yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli
eserinde bir hikaye kitabının adı. “Otuz iki Taht Hikâyesi’’ de hoş:
Hükümdar Boca, üzerinde otuz iki resim bulunan tahtına oturacak.Gelgelelim her
defasında, resimlerden biri canlanıp hikâye anlatıyor.’’ BDE.s. 237.
Otuz Yıl Savaşı: 1618-1648 arasında, dini
sebepler ile çıkan Avrupa’da, özellikle Kutsal İmparatorluk’ta
büyük bir yıkıma yol açan ve Fransa ile ispanya arasında 1659’a kadar süren
çatışma.
“Buna mukabil, Almanya’da Otuz Yıl Savaşı’ndan beri siyasî ve ekonomik
gelişme
son derece yavaşlamış,adeta
durmuştu.”
UU.s.292.
Otuzundaki Kadın: Otuzundaki Kadın ya da Otuz yaşındaki
kadın. Balzac’ın Scenes de la vie privee (1831-1834) dizisinde yer alan romanı.
“Sonra Fergaus, Duchesse de Langeais (kitapçıda kayboldu).” Otuzundaki Kadın.
Balıkçı Kız (kitapçıda kayboldu). Kibar fahişelerin İhtişam
ve Sefaleti.” Mağ.s.283.
Ovaiyar:
Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatında önemli şairlerinden
biri. Ovaiyar, Tirikkular yazarı Tiruvalluar’ın kız kardeşi
imiş.
“Tirikkular yazarının bir de kız kardeşi var: Ovaiyar, vecizeleri ilk
mekteplerde ezberletilen bir şair bu.” BDE.s.288.
Ovid: Bkz.
Ovidius“Saatleri saniyeleştiği
haz şehrayinlerinden,
saatleri asırlaştığı
menfa cehennemine yuvarlanan Ovid, şımarık şikayetlerini
mısralaştırırken
Roma’da okunacağına inanıyordu.” Jur.I.s.36.
Ovidius: Publius
Naso Ovidius (MÖ:43-İ.S:17 ya da 18). Aşklar,
sevme sanatı, Heroides gibi erotik eserleriyle bilinen Antikçağın
ünlü Latin şairi. “Altın çağ hilkatin
çağı,
diyor Ovidius..” Mağ.s.186.
Owen: Robert
Owen (1771-1858). İngiliz sosyalist yazar.
“Owen’nin şakirtleri, İngiltere’de
sosyalizim kelimesini kullanmışlardır.” SNK.s.21.
Oxford Dictionary: Oxford English Dictionary
(Oxford İngilizce
Sözlüğü).
1933 yılında 12 cilt olarak yayınlanan İngiliz dilinin tarihsel sözlüğü.
“Kültür kavramının tarihçesini tespit ederken önce İngiliz
dilinin tanınmış abidesi olan “Oxford
Dictionary” den yararlanacağız.” Kİ.s.38.
Oxford Ünüversetisi: İngiltere’nin
Oxford şehrinde
temelleri 13 asırda atılan tarihi eğitim kurumu. “Bu
alimlerin başında Herbolot’yu talebesi
Galand’ı, Oxford Universitesi’nden Pacocke’u, Utretch’te doğu
dilleri hocalığa yapan Reland’ı, Cambridge
üniversitesinde Arapça okutan Ocleky’i görürüz.” Kİ.s.76.
[1]
Ahmet Hamdi Aksekili ve Elmalılı Hamdi Yazır
isimleri karıştırılmıştır. Burada Elmalılı Hamdi Yazır yazılmalıydı;çünkü bahsi
gecen Hak Dini Kur’ân Dili isimli
Kur’ân tefsiri Elmalılı Hamdi Yzaır’ın eseridir.
[2]
Hamburgische Dramaturgie.
[3] IDG. ismli eserde Husrev Anuş Revan olarak zikredilen isim kaynaklarda Hüsrev Anuşirvanolarak geçmektedir. İsimden
başka Hüsrev Anuşirvan’nın doğum
tarihi CM. tarafından 521olarak verildiği halde
kaynaklar531 olarak vermektedir.
[4] Kelimenin yazımı kaynaklarda
Hyppolyte şeklindedir.
[5] İbn
Maseveyh, metinde İbn Masuyeh olarak zikredilmiştir.
[6] 1126 olarak da veren kaynaklar
da vardır.
[7]
Metinde İbn Sab’in olarak geçmektedir.
[8]
İbn Seb’in’in ölüm yılı MEB. İslam Ansiklopedisi’nde 1269 olarak
verilmektedir. Meydan Larousse ise bir tarih vermekten kaçnarak 1270’e doğru şeklinde
ifade eder.
[9] MEB. İslam
Ansiklopedisi’nde İbn El Hatib’in ölümü için 1374 tarihi
verilmektedir.
[10] Eserin adı: Tacziyatal-amsâr
va tazciyat al-a‘sar olup tarih-i Vassaf adıyla da bilinmekteidr.
[11] Mydan Larousse’nin verdiği tarih1855’tir. Cemil Meriç ise 1856 yılını vermektedir.
[12] MEB. İslam
Ansiklopedisi. 911 olarak vermekte. CM. 910.
[13]
Meydan Larousse eserin yazılış tarihini
1900-1904 yılları arası olarak vermektedir. Yazarın 1929 yılında yazdığı “Historia de la civilizacion espanola”
adında başka bir eseri daha vardır.
[14]
Cemil Meriç’in “Jules Reviczky” diye zikrettiği
isim Meydan Larousse’de “Gyula Reviczky” olarak geçmektedir.
[15] Meydan Larousse eserin yazım
tarihini 1888-1899 olarak vermektedir
[16]
İmam-ı Şâfi’nin
vefatı hemen hemen bütün kaynaklarda 819 olarak geçmesine ragmen Cemil Meriç
817 olarak vermiştir.
« Prev Post
Next Post »
Yorumlar
Yorum Gönder