Print Friendly and PDF

Cemil Meriç Sözlüğü 2

|

 

 

H. Lefebvre: Henri Lefebvre (1901-1991) Fransız edebiyat doktoru, sosyoloji profesörü ve tarihçi. Diyalektik materyalizmi Fransa’ya aydınlık olarak ilk getiren H. Lefebvre’dir.” SNK.s.205

Habakkuk: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî nebisi. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, malaki.” IDG.s.135-136.

Haberci Bulut: Mega-Duta, Bulutlarla yollanan aşk mektubu olup Hint Klasik şair ve oyun yazarı Kalidasa’nın 111 kıtadan oluşan Sanskritçe şiiri. “Haberci Bulut, tasvir sanatının bir şahikası, lirizmin doruk noktası.” BDE.s.193.

Haberleşme Meslekleri: Fransa’daki Bordeaux (Bordo) Üniversitesi’nde 1965 yılında açılan bir bilim enstitüsü adı. “Aynı yıl, üniversitenin Teknoloji Enstitüsünde kurulan Sosyal Meslekler ve Haberleşme Meslekleri adlı iki bölüm, İLTAM’ın araştırmalarına geniş bir pedagojik uygulama sahası açtı...” KA.s.458.

Hachette Yayınevi: Bkz. Haşet Kitabevi. “Hachette yayınevinin çıkardığı ve Collage de France Profesörlerinden Jean Delumeau’nun yönettiği ‘Zamanımız ve İnsanlar’ dizisi bir kitabını da İslâmiyet’e ayırmış: İslam’ın Büyük İnsanları.” Kİ.s.163.

Hachette:Bkz Hachette kitapevi. Tek parti devrinde Türkiye’nin bütün irfanı Hachette’e gelen kitaplardan ibaretti.SNK.s.292.

Hacı Bektaş Veli: (1210-1271).Büyük Türk İslam Mutasavvufu ve Bektaşilik tarikatının kurucusu. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında yaşayan evliyânın büyüklerinden.Tasavvuf ile ilgili şiirlerini Makalat adlı eserinde toplamıştır.“Müstağliplerimize sorarsanız, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli hümanizmin zirveleridir. KA.s..85.

Hacı Bektaş:Bkz Hacı Bektaş-ı Veli. “Dinimizde kinin de, taassubunda yeri yoktur.İnanmış aydından beklediğimiz,Mevlana’lara,Yuus’lara,Hacı Bektaş Velilere yakışan bir anlayış yüceliği ve bütünü kucaklayan bir sevgidir.” Kİ.s.401.

Hacı Kalfa: Bkz. Kâtip Çelebi. "Galland tabiat konusuna temas ederken Herbelot’nun, bilhassa Hacı Kalfa!nın (Katib Çelebi) “Keşf-el Zünun”unu bütün olarak çevirip eserine aldığını kaydeden.” IDG.s.85.

Hacıyografa: Eski Ahit’in üç ana bölümünden birinin adı. “Hacıyografa veya Yazılar kötülük ve ölümün varlıklar zinciri içinde nasıl bir yer tutuğunu anlatır.” IDG.s.94.

Hades: Yunan mitolojisinde öbür dünyanın tanrısı. Tütanlara karşı zafer kazandıktan sonra yapılan paylaşmaşda yer altı dünyasının krallığını ve ölüler imparatorluğunu onun payına verdiler. “Hades ise tanrıların elçisidir , ölüleri o götürür.” IDG.s.209.

Hadikadüs-Süeda: Erenlerin bahçesi anlamına gelmektedir.Fuzuli’nin 16.yüzyılın ilk yarısında kaleme aldığı eserinin adı. “Sonra yazar,çeşitli eselerdeki Türkçe kelime nisbetlerini yüzde olarak tesbit ediyor.Hadikadüs-suada % 22,Şefik-name’de % 17” Kİ.s.140.

Hadis-i Kutsî: Mânâsı, Allahü teâlâ tarafından, kelimeleri ise, Resûl-i ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem tarafından olan hadîs-i şerîfler. “Hadis-i kutsi, nefesini bilen, rabbini bilir buyurur. böyle bir bilgiye fert olarak da , cemiyet olarak da, beşeriyet olarak da , en çok şimdi muhtacız IDG.s.58.

Hafız: Hace Hafız Şirazi (1325-1390) İranlı şair. Eserlerini Hafız Divanı adı verilen kitabında toplamıştır. “Divan’ın iki kaynağı var:Hafız’la Züleyha.Züleyha,şairin batılı sevgilisi:Marianne von Willemer.” KA.s.32.

Haggai: Haggai (Haggay). Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî Peygamberlerinden. Yahudilere göre bu peygamberin özel bir görevi vardı: Sürgünün çabuk sona ermesi ümidi ve Bet-Amikdaş'ın yeniden inşası fikirleri bu kitapta yer alır. “Haggai (İ.Ö.520) mabedin yeni baştan kurulması için İsrailoğulları’nı çağırı.” IDG.s.129.

Haggay: Bkz. Haggai. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel, 2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, Malaki.” IDG.s.135-136.

Hak Dini Kur’an Dili: Elmalılı Hamdi Yazır (1887-1942)’ın 10 ciltlik Kur’ân tefsirinin adı. “Ahmet Hamdi (Elmalılı)[1] Hak Dini Kur’an Dili adlı tefsirinde su izahati veriyor. IDG.s.195.

Hakimiyet-i Milliye: Mustafa Kemal Atatürk tarafından 10 Ocak 1920 den itibaren yayınlanan gazete.1934’te gazetenın adı Ulus olarak değiştirildi. “Hâkimiyet-i Milliye” başmuharririnin en çok sevdiği müellifler “Lenin”i hazırlayan Rus yazarlarıdır.” BÜ.s.159.

Hakimler Kitabı: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihî kısmında yer alan kitaplarından birisi. “Hakimler Kitabı ne zaman yazılmış? Kestirmek güç” IDG.s.98.

Hakimler: Bkz. Hahimler kitabı.“Bu kitapların başlıcaları: Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar.” IDG.s.94.

Hakiralar Diyarındaki Alis: Bkz. Alis Harikalar Diyarında. “Hakiralar Diyarındaki Alis gibi, ona dalınca, kırmızı gözlü beyaz tavşanın ardından gitmiş, aynanın öbür tarafına geçmiş olursunuz...” Kİ.s.261.

Hala: Prakrit edebiyatında önemli bir şiir antolojisi olan “Sattasai” adlı eserin yazarı. Hala 4 asırda yaşamış ve Dekkan’ın kuzey-doğusunda hüküm süren bir hükümdardır. Prakrit edebiyatının şaheseri bir antoloji: “Sattasai”.Yazarı Dekkan’ın kuzey doğusunda hüküm süren bir hükümdar:Hala.” BDE.s.178.

Halep: Suriye’nin kuzeyinde çoğunlukla Türklerin yaşadığı tarih ve kültür şehri. şehir. Halep emiri Seyfü’d Devle’nin sarayında yasamış duvarcılık yaparmış öldükten çok sonra meşhur olmuş.” SNK.s.66.

Halevy: Daniel Halevy (1872-1962) Fransız tarihçi ve denemeci yazar. Fransa işçi hareketleri ve Fransa köylüleri konularında araştırma ve deneme yazıları yazmıştır. “Sain-Simon’da 1965’te girer üniversiteye, Bougle ile Halevy sokamazlar, nihayet Gurvitch sokar onu.” SNK.s.125.

Halide Edip: (1884-1964) II. Meşrütiyet ve Cumhuriyet dönemi Türk hikaye ve roman yazarı. “İbn Tufeyl’in bu felsefi hikâyesi Halide Edip’ten beri nice tecessüsü alevlendirmiştir ama ‘Hay İbn Yakzan’ı ilk yazanın İbni Sina olduğu pek bilinmez.” Kİ.s.182.

Halide Hanım: Bkz. Halide Edip Adıvar. “Halide Hanim Kenan ellerine yelken açmıştı Halit Fahri Maverâ-yı Cin’e.” UU.s.35.

Halide Salih: Halide Edip Adıvar’ın bazı gazete ve dergi yazılarında kullandığı takma adı. Yazar ilk romanı Heyûlâ’yı da bu isimle yayımlamıştır. “Filhakika Halide Salih imzasıyla Âşiyan mecmuasında çıkan yazı romancı Zola’dan çok Dreyfus Dâvâsı’nın havarisini yüceltmektedir. ( Yıl 1324, Sayı 9) KA.s.303-304.

Halife Ömer: Hz. Ömer. İslamın Hulefâ-i Raşidin döneminin ikinci halifesi. “Filhakika, peygamberin ölümünden sonra İslam orduları Filistin ve Kudüs’ü fethetmiş, halife Ömer zaptedilen ülkeler ahalisinin hürriyet ve mülklerine, hakim ve kanunlarına dokunmamıştı.” BFH.s.89.

Halife: “Allahü Teâlânın emirlerinin yerine getirilmesinde Peygambere vekil olan kişi. Emîr-ül-mü’minîn, İmâm-ül-müslimîn yerine kullanılan bir tâbir olup, bütün Müslümanların emîri, hükümdârı manasına gelir. İlk halîfe ünvânı verilen, Hazret-i Ebû Bekr’dir. Kendisine Halîfe-i Resûlullah (Resûlullah’ın halîfesi) denilmiştir. “O devirde, batıda iş başındaki papalar, Fransa ve İtalya’da tahta çıkan krallar, Bizans imparatorları, İspanya’nın vizigot hükümdarları, İslam âleminde hüküm süren halifeler.” Kİ. sh. 153

Halife-i Ruy-i Zemin: Yer yüzünün halifesi. Osmanlı Padişahı için kullanılan bir sıfat. “Bir Ermeni komitecinin Halife-i Ruy-i Zemin’e fırlattığı bomba, garpperest bir şairimize tannan mısralar; ‘Bir Lahza-i Teehhür’”. Mağ.s.180.

Halit Fahri: Halit Fahri Ozansoy (1891-1971). Cumhuriyet dönemi ve sonrası şair ve yazarlarındandır. Hecenin 5 şairinden biridir. Eserlerinde Daha çok ölüm ve aşk temalarını işledi. Halide Hanim Kenan ellerine yelken açmıştı Halit Fahri Maverâ-yı Cin’e.

Halit Ziya: Halit Ziya Uşaklıgil (1867-1945). Servet-i Funûn dönemi edebiyatının en önemli hatıra, deneme, hikaye ve roman yazarı. “Fikretin olgun ustaca yontulmuş mısralarına kıyasla Halit Ziya’nın nesri ne kadar zavallı.” Mağ.s.237.

Halk Partisi: Bkz. CHP. “Halk Partisi eşkiyaların çoban köpeği ve İnönü’nün tercumanlığına naspedildi.” Jun.II.s.159.

Halkımız ve Sanatımız: Mehmet Çınarlı (1925-....)’nın 1970 yılında yayımladığı eserinin adı. “Bu arada Mehmet Çınarlı’nın “Halkımız ve Sanatımız” adlı kitabını da muhabbetle selamlamayı vicdani bir borç bilmiştim.” Jur.II.s.173.

Halkın Hüriyeti: Halkın Hürrüyeti Partisi. Rusya’da Halkın Hürriyeti adlı gurubun öncülüğünde XIX asrın sonlarında kurulan, 1881 yılında Çar II. Alexander’i öldürdüğünde çok kuvvetlenecek gibi görülen; ancak 1887 yılında Partinin terörcü Şubesinin Çar III. Alexander’e suikast hazırlığı sırasında yakayı ele vermesi üzerine kapatılan grup ve parti. "Halkın Hüriyeti" adlı parti Tkaçev'in Lavrov ve Bakunin'e karşı zaferini simgeler".” Mağ.s.103.

Hallac: Hallaç-ı Mansur, Doğum târihi bilinmemekle berâber 857-860 yılları arasında İran’ın Beyzâ şehrinde doğduğu kaydedilmiştir. Tasavvufta sekr hâli denilen kendinden geçme halinde iken Enel-Hak (Ben Hakk’ım) sözünü söyledi. Bu sözünü, zâhir âlimleri dalâlete ve ilhâda hükmedip katline fetvâ verdiler. 918 yılı Zilkâde ayının 24. Salı günü, Bağdat’ta asılarak şehid edildi. “Bu görüşe göre Risaleler, Ali ibn Talib, Gazali, Hallac, İmam Cafer el Sadık veya çeşitli İsmaili misyonerler tarafından kaleme alınmıştır.” IDG.s.50-51.

Haluk: Tevfik Fikret’in oğlu. “Haluk “cins isim”dir artık; tarihten kaçanların ismi.” BÜ.s.134.

Halvet Odasında Felsefe: Sadizmin kurucusu ve babası Marquis de Sade (1740- 1814)’nin 1795 yılında hapiste yazdığı eserinin adı. “Sade da diyalogdan faydalanmayı ihmal etmez (Halvet Odasında Felsefe, 1795).” KA.s. 237.

Hamburg Dramaturjisi[2]: Alman yazar Gotthold Ephrahim Lessing (1729-1781)’in Alman tiyatrosunu Fransız tiyatrosunun hakimiytinden kurtarmak amacıyla 1797-1769 tarihleri arasında vücüda getirdiği tiyatro eleştirileri derlemesi. “Lessing için, Mektuplar da Laocoon da, Hamburg Dramaturjisi de nazarî izahlar olmaktan çok birer kavga kitabı.” KA.s.408.

Hamdi Bey: Günümüz şiir ve roman yazarlarından Alcan Sayılgan (1924- . ...)’ın 1976 yılında yayımladığı Deprem romanın şahıslarından biri. “Hamdi Bey’in hüznü bizi de dertlendiriyor.” KA.s.361.

Hamidullah: Prof. Dr.Muhammet Hamidullah (1908-2002) İslâm Peygamberi, İslâm’a Giriş, Resûlullah Muhammed isimli kitapları ile tanınan Hidistanlı hukuk doktoru ve İslam tarihçisi. Paris “CNRS” ilmî araştırma üyesi. “Üçüncü olarak da Hamidullah’ın Le Prophete del’İslam (İslâm’ın Peygamberi) adlı kitabından haberdar ediyor okuyucuyu Walter.” Kİ.s.154.

Hamit: Bkz. Abdülhak Hamit Tarhan. “Avrupalılaşş edebiyatımızın çiçek bahçelerinde onunla dolaştık, Hamit’i o tanıttı bize, Fecr-i Ati’yi o sevdirdi.” BÜ.s.122. Hamlet: Shakespeare’nin 1601 yılında yazmış olduğu 5 perdelik oyun. “Fetihten fethe koştuğu bu ikiyüz yıl içinde roman bir Hamlet, bir Kaybolan Cennet, bir Mizantrop yaratabilmiş midir? KA.s.147.

Hammer Purgstall: Bkz. Hammer. “Ama Arap edebiyatını bütünü ile inceleyen, Avusturyalı bir müsteşrik olan Hammer Purgstall'dır.” K.İ S.300

Hammer: Hammer Purgstall (1774-1856) Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi. 10 ciltlik “Osmanlı Devleti Tarihi” nisimli eseriyle mâruftur. “İlim, iman konusunda yeterli bir rehber değildir.Öyle olsaydı bir Hammer yalnız mezarını Müslüman mezaları gibi yaptırmakla kalmaz mezar taşına yazdırdığı ‘Yusuf Hammer’ adına layık olmağa çalışır ve İslamiyetle müşerref olurdu.” Kİ.s.99-100.

Hamzaneme: Hamzavî’nin Hz Muhammet’in amcası Hamza bin Abdulmuttalip’in savaşlarını anlattığı dini-destanî halk hikayesi. “Hamzanâmelerle beslenen muhayyeleler, ‘Monte Krosto’lara, ‘Üç Silahşörler’e, jozef Balsamo’lara eğilecekti.” BÜ.s.234.

Hanbeli: İmam Ebu Hanbel’in kurduğu ve dört hak mezhepten biri kabul edilen Hanbeli mezhebinden olan kişi. “Hanbeli fakih, İbn Teymiye ise, İhvan’ı, Nuseyrilere bağlar.” IDG.s.50

Hanbelilik: Hanbeli Mazhebi. Ehl-i Sünnet akidesine göre hak kabul edilen dört mezhepten biri. “Dördüncü büyük mezhep Hanbelilik. Kurucusu Ahmed bin Hanbel, (ölümü 855).” Kİ.s.198.

Hançerlioğlu: Orhan Hançerlioğlu (1916-1991). Felsefe ve ruhbilim alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Türk yazarı. “Hançerşioğlu, Rıza Tevfik’in amatörce dolaşğı, Çankı’nın saika-ı kaderle içine fırlatıldığı düşünce bahçelerine hazine bulmak iştiyakıyle giren bir sahib-i huruç.” Kİ.s.215.

Handan: Halide Edip Adıvar (1884-1964)’ın 1912 yılında mektup tarzında kaleme aldığı eseri. Handan yazarı altı kadar pürüzsüz nazik ahenkli sesiyle anlatmaya başladı.” KA.s.371.

Hanefilik: İmamlığını İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin yaptığı ameli hak mezhebi. “Hanefilik Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi mezhebidir.” Kİ.s.197.

Hangi Batı: Attila İlhan (1925-2005)’ın 1972 yılında yazdığı eserinin adı. “Hangi Batı bir facianın hikâyesi: iki yüzyıldan beri kurbanı ve kahramanı olduğumuz bir facianın.” UU.s.24.

Hangi Sol : Attila İlhan (1925-2005)’ın 1970 yılında yazdığı eserinin adı. “Hangi Sol”unuzu okudum.İbareler bıçak gibi saplandı şuuruma.” Jur.II.s.190.

Han-ı İştiha: Bkz. Han-ı Yağma Fikret bu memeleketin insanlarıyla onların acılarıyla uğraşmadı, Hugo’nun tercumanlığını yaptı. Heyecanliydi, o kadar Balikcilar, Les Pavres Gens’in (Fakir İnsanlar) Han-ı iştiha Joyeues Vie’nin (neseli hayat)tercumesidır.” SNK.s.172.

Han-ı Yağma: Tevfik Fikret’in bir hiciv şiiri. “Han-ı Yağma başarılı bir tercüme, daha doğrusu pastiş. BÜ.s.124

Hanuman: Ramayana destanında çok önemli bir rolu olan maymunun adı. Kendisini destan kahramanı Rama’ya adayan Hanuman Tanrının hizmetkârı olarak kabul edilir. “Öyle ki, tabiatın efendisi olan insan, maymun Hanuman’a ve inek Sabbala’ya perestiş için secdeye kapanıyordu.” BDE.s.79.

Harabat: Ziya Paşa’nın tertiplediği 1875 yılında İstanbul’da yayımladığı üç ciltlik divan edebiyatı antolojisi. Eserin girişinde, Mukaddime-i Harabat başğı ile verilen değerlendirme o dönem edebiyatçıları için bir münakaşa sebebi olmuştur. Zira burada savunulan düşünce Şiir ve İnşâ makalesindeki iddialarının tam zıttıdır. “Cumhuriyet aydınları üstadın ‘Şiir ve İnşa, başlıklı makalesini, tartışılmaz bir delil imiş gibi her vesileyle öne sürer.Oysa Paşa Harabat isimli antolojisiyle bu makaledeki hükümlere hiç de inanmadığını ispat ettiği gibi,daha önce veya daha sonra yazdığı şiirlerle de ciddiye alınacak bir yazar olmadığını göstermiştir. Kİ.s.241.

Hari: Kendime bağlayan, kendine çeken, celp eden, anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint mitolojisinde Vişnu’nun ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta (sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta (kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana (varlıkların kaynağı ve barınağı).” BDE.s.128.

Hari: Tanrı Vişnu’nun kendine bağlayan, çeken anlamına gelen bir sıfatıdır. Vişnu yerine bazen Hari adı kullanılır. Hari, dini şarkı ve dualarda en fazla kullanılan tanrı isimlerinden biri. “En sonunda lakşim arz-i endam etti gandarvalar bir şarkı tutturdu; raksa başladı apsarlar sevinçten Lakşim, Hari’ye koştu.” BDE.s.157.

Haricî: Peygamberimizin ve eshâbının gösterdiği doğru yoldan ayrılmış olan fırkalardan biri. Hazret-i Ali ile Muâviye arasında 657 târihinde yapılan Sıffîn Harbinde, Hz. Ali hakem tayinine râzı olup karşı tarafla sulhu kabul ettiği için yanında olanlardan bir kısmı ondan ayrıldı ve ayrı bir grup oluşturdular. İşte bunlara ayrılan, dışarı çıkan anlamında “Hâricî” denilmiştir. “Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu, der.”IDG.s.36

Hariciye Vekaleti: 1835 yılında Reis’ül küttaplık makamı yerine kurulan makam. Bugünkü manada dışişleri bakanlığı anlamında.“Tekrar Hariciye Vekaletinde mütercimdir.” Kİ.s.270.

Haris II: “Gassaniler sülâlesi tarihini pek az biliyoruz. Batı tarihçilerinin kendisinden bahsettiği Gassani hükümdarlarından ilki: II. Haris, daha doğrusu dul karısı Marya.” Kİ.s.148.

Haris IV.: “ IV. Haris, lâkabı: Ekber. O da ününü karısı Mari’ye borçlu, Mari’nin şöhreti ise küpelerinden geliyor, bu küpelerin dünyada bir benzeri daha yokmuş, her biri güvercin yumurtası büyüklüğünde iki inci.” Kİ.s.148.

Haris V: “V. Haris, Jüstinyen tarafından genel filark nasbedilmiş, monofizist temayüllü bir Hristiyan olduğundan Theodora’nın iltifatına nail olmuş.” Kİ.s.148.

Harizmi: Ebu Abdullah Muhammet bin Ahmed El Harizmî X.asırda yaşamış İranlı alim. İlimlerin anahtarları anlamına gelen “Mefâtih il-ulûm” isimli eseriyle tanınmıştır. ‘Harizmi’nin ‘Mefatih il-Ulum’u Nedim’in Fihrist’i gibi ansiklopediler de İslamın düşünce hayatına o dönemin armağanlarıdır.” IDG.s.81.

Harp ve Sulh: Hint edebiyatının önemli eserlerinden Pança Tantra’nın beş bölümünden üçüncüsünün adı. “Üçüncü bölümün adı: Harp ve Sulh, Kokolukika ( Kargalarla Baykuşların Düşmanlığı )        ( Kelile ve Dimne’nin sekizinci, Hümayunname’ni

dördüncü mephası. )” BDE.s.233.

Harris. James Haris (1709-1780). İngiliz filozof ve dilbilimci. “Yazar, önsözde daha önceki kamuslardan, bilhassa Fransız ve İtalyan akademilerinin sözlüklerinden, Furetiere’in, Trevoux’nun, Chauvin’in , Hams’in kamuslarından geniş ölçüde faydalandığını anlatıyor.” IDG.s.16.

Harşa Karita: MS. VII. asırda yaşamış olan Hint yazarı Bana’nın, Güney Hindistan’da hüküm süren Harşa isimli hükümdarın haytını anlattığı roman şeklinde yazılan eserinin adı. “Bana’nın meşhur eseri ‘Harşa Karita’ ( Harşa’nın Hayatı ).” BDE.s.239.

Harşa: (606-647) Harşa 7. yüzyılda Güney Hint’te saltanat süren son büyük hükümdar “Şimdi 7. yüzyılın başındayız, kuzeyde hükümdar Harşa saltanat sürmektedir, güneyde Pallava hanedanı.” BDE.s. 290

Harun Reşit: (764-809). Beşinci Abbâsi halîfesi. Hâdî’nin 786’da ölümünden sonra hilâfete geçti. Halîfelik dönemi Abbasî Devletinin en parlak devrini teşkil eder. “Dokuzuncu asrın başlarında, İmparator Şarlman ile halife Harun Reşid’in birbirlerine yolladıkları elçiler sadece nezaket ziyaretleri yapmıyorlardı.” BFH.s.90.

Harun: Kur’an-ı Kerim’de adı geçen ve İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden biri. Hz. Musa’nın kardeşi. “Bir yanda kahramanlar, bir yanda peygamberler. Ve Membre’ye gaipler aleminden haberler. Fısıldayan Dodon, Teb, Raphidim, kutsalkaya, Arz-ı mev’üt, Musa’nın kollarını semaya kaldıran Harun’la Hur, cenkler ve Tih sahrası, Amos’un kasırgayla çalk’da alanan arabası.” UU.s.342

Harvard Üniversitesi: 1936 yılında John Harvard Cambridge’te kurulan Amerikan yüksek öğretim kurumu. “Hüseyin Nasır’ın eserini görememiştim.Harvard Üniversitesinde doktora tezi olarak kabul edilen -İslam’da Kozmolojik Doktrinler - adlı kitap konuya büyük bir yer ayırmıştı.” IDG.s.49

Harzemi: Muhammed bin Mûsâ el-Harezmî (780-850). Dokuzuncu yüzyılda yetişen cebir alanında ilk defâ eser yazan Müslüman-Türk matematik, coğrafya ve astronomi âlimi. “Yahya Bermeki'nin dostu Fazl Ibn Sehl (Merv'in güneyindeki Saras);Muhammed ibn Musa Harzemi, araplara atfedilen cebrin kurucusu (cebir kitabi 820 lerde yazilmis), Hiyre Mekke’den ne kadar uzaksa Harzemi de arapliktan o kadar uzaktir; Halid Marvarrudi; Mervli Habes. Ahmed Fergani; Ebu Mashar Belhi (Bahtrian'li)

Hasan Ali Bey: Bkz. Hasan Ali Yücel. “Akçuraoğlu’nun su itirafi ne kadar hazin: ‘Hasan Ali Bey Almanlardan veya Ruslardan istifade ettigi için olacak ki tarihte usulun tekamülünü gösterirken Ibn Haldun’u zikretmeyi unutmamiştır.” IDG.s.231.

Hasan Ali Yücel: 16 Aralık 1897’de İstanbul’da doğdu. 26 Şubat 1961’de İstanbul’da öldü. Şair ve yazar. 1938 Celal Bayar hükümetinin Milli Eğitim Bakanı ve köy enstitülerinin kurucusu. “İstanbul Üniversitesi Rektörü Tevfik Sağlam Paşa ile eski maarif vekili Hasan Ali Yücel’e ilk lügatimizin adını sordum, ikisi de Redhouse’den habersizdiler.” Kİ.s.267.

Hasan Ali: Bkz. Hasan Ali Yücel. “Hasan Ali ‘Edebiyatımızda en eski medeniyetlere beşik olmuş Anadolu’nun eski sakinlerine ilk akrabalık duyan ve duyuran, Yakup Kadri oldu. Şimdi Sabahattin Eyüboğlu’nda ve onunla beraber pek çok gençlerimizde gördüğümüz Anayurt Anadolu’yupayen geçmişiyle beraber yaşayarak benimseme fikri, kökenlerini burada bulur’ diyor.” UU.s.14.

Hasan Mahir: Günümüz şiir ve roman yazarlarından Alcan Sayılgan (1924.. ,.)’ın 1976 yılında yayımladığı Deprem romanın şahıslarından biri. Nihayet Hasan Mahir.” KA.s.361

Hasan Mellah: Ahmet Mithat Efendi’nin 1874 yılında yazdığı romanın adı. Roman, Hasan adındaki roman kahramanının denizde geçen serüvenini anlatır. “Mithat efendiyi okumalıyız ama ‘Rakım efendi ve eflatun,bey veya Hasan Mellah hikayelerin değil ‘Avrupa’da bir Cevelan, ‘Üss-ü İnkilab, ‘Niza-İlim ve Din, gibi ciddi kitaplarını.” Kİ.S.232.

Hasan Sabbah’ın cenneti: İran’daki İsmâiliyye Devletinin kurucusu ve Bâtınîliğin bir kolu olan Haşşaşîn Fırkası’nın reisi Hasan Sabah’ın örgüt mensuplarına bu faaliyetleri karşılığı bulunduğu vaatdi. Hasan Sabah bağlılarına cenneti dünyada da yaşamayı ve mutluluğu tatmayı vaat ediyordu. “Yüzlerce mektep, binlerce keşiş, elçiliklerle bololar, ekaliyetler, ikide bir Beyoğlu’nu zevk panayırı haline getiren şuh aktrisler ve mürebbiyeler ( Hasan Sabbah’ın cenneti kaç para eder?).” UU.s.28.

Hasene Hanım: Ali Suavi’nin İngiliz kökenli karısının adı. “Hasene Hanım -Ziya Bey’in İngiliz dilberine taktığı ad- iyi olarak Fransızca konuşur ve ne de Fransızca iki kelimeyi bir araya getirebilir.” Mağ.s.149.

Hasköy: İstanbul da bir semtin adı.“Oysa 23 Mayıs Pazartesi günü Suavi Efendi Filibe, Hasköy ve salim Rumeli ahalisinden ... bin kadar muhacir ile Çırağan Sarayı’na saldırarak Sultan Murat’ı Serasker kapısına götürüp çıkarmağa kalkmış.” Mağ.s.153.

Haşet Kitabevi: Hachette Kitabevi, Fransız yayınevi aşet kitabevinden ibaretti Avr yılında Louis Chistophe tarafından kuruldu. Hachette kuruluşu bugün Fransa’nın en büyük yayın kuruluşudur. Kurum Türkiye’de Agence generale de librairie et de publication adıyla 1929 yılında İstanbul’da şube açmıştır. “Haşet Kitabeyi’nden ibaretti Avrupa’mız, girdapları olmayan bir kıta, tezatsız ve tek boyutlu; bir kartpostal Avrupası.” BÜ.s.137

Haşhaşi: Hasan Sabah‘ ın kurmuş olduğu örgüte mensup olan kişiler.“Bu fedailer ekseriya esrar içtikleri için anlara haşhaşi derlerdi.” Mağ.s.17.

Haşhaşiye: Hasan Sabbah’ın kurduğu tarikat. “Ehl-i salib Suriye tarafına gittikleri vakit Suriye’de pek çok bâtiniye bakayası olan Haşhaşiye vardı.” MAĞ.S.217.

Haşim: Ahmet Hâşim (1887 Bağdat-4 Haziran 1933 İstanbul). Fecr-i Âti döneminin en önemli şairi. Ahmet Hâşim sembolist ve empresyonist akımın Türk şiirindeki başlıca temsilcisidir. Dolayısıyla şiirlerinde derin bir melânkoli, müphemiyet, uzak ve meçhul diyarlara duyulan özlem ve psikanalitik yorumlara müsait bir renk ve musiki hissedilir. “Büyük nâzımların çoğu, nesirde de büyüktür Namık Kemâl ve Hâşim gibi.” BÜ.s. 82. Hatem Bin Tâî: Cömertliğiyle meşhur Arap şairi ve kabîle reisi. Altıncı asrın sonunda, yedinci asrın başında yaşamıştır. İsmi Abdullah bin Sa’d’dır. Çok cömert olduğu için ‘Hâtem’, Tayy kabîlesinin reisi olduğu için ‘Tâî’ lakabı verilmiştir ‘Hatem bin tainin yaşayışını hatırlayınız.’ .” Mağ.s.223

Hatice-t’ül kübrâ: Hz. Hatice. Hz. Muhammed’in ilk eşi ve ilk iman eden kişi. Resulullah’ın en büyük destekçisi ve teselli kaynağı. Dul ve zengin bir kadındı. Ticaretle uğraşırdı. Arabistan’ın çeşitli bölgelerine kervanlarla mal gönderiyordu. Kervanlarından birine başkanlık eden Hz. Muhammet ile tanıştı. Hz. Muhammde’in özünde ve sözündeki doğruluğa hayran kaldı. 595 ylında peygamberimizle evlendi. Bu esnada Hz. Hatice 40 Hz Muhammet 25 yaşındaydı. 4’ü kız, 2’si erkek 6 çocukları oldu. Erkek çocuklar küçük yaşta irtihal etti. Kızlarından Hz. Fatma, Hz.Ali ile evlendi. Peygamberimizn soyu Hz. Fatıma’nın çocuklarıyla devam etti. Peygamberimiz Hz. Hatice ile evliyken başka hiçbir kadınla evlenmedi. Hicretten üç yıl önce cennete göç etti. “Muhammed’in ilk mucizesi : Hatice-t’ül kübrâ.” BÜ.s. 274.

Hatipler Diyaloğu: Hatipler üstüne diyaloglar. MS.81 yılında Tacitus tarafından kaleme alınan, 106’ya doğru yayınlanan ve kimin olduğu uzun süre tartışılan 75 hatibin katıldığı bir toplantı biçiminde sunulan eserin adı. “Tacitus bu eserde hitabet ve şiirin mukayesesini yapmaktadır.Gerçi Tacite de Hatipler Diyaloğu’nda edebiyatla meşgul olur.” KA.s.391.

Havana: La Havana, Kuba’nın başkenti ve il merkezidir. Şehir’de coğrafî konumun da etkisiyle denizcilik önemlidir. XIX. Asrın sonlarından itibaren şeker üerimi önem kazanmıştır. “Monokültür sisteminin kuruluş sebebi bu: Brezilya ‘da kahve, Birmanya’da pirinç Güney Denizleri’ndeki adalarda baharat, Küba’da şeker kamışı, Havana’da Tütün vs. Arada, Avrupa’nın talepleri artıyordu birden.” BFH.s.6.

Havariler: Hz. İnsa’nın incil’i yaymak için seçtiği, ya da özel bir çağrıda bulunduğu kişilere havari denir. Cemil Meriç’in eserlerinde “havari” kelimesi bu mananın dışında “kendini bir davaya, bir fikre adayan kişi” manasında ve ‘Havarilerin İşleri’ eseri yerine de kullanılır. Bkz. Havarilerin İşleri. “ ‘Havarilerin İşleri’ Kitab-ı Mukaddes üzerinde çalışanlarca zaman zaman ihmal edilmiş ama ‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de yeni Ahid için o kadar önemlidir. O olmasa Resullerin mektuplarını okuyanlar sık sık istikametlerini şaşırırlardı." IDG.s.115.

Havarilerin İşleri: Luka İncilinin devamı olarak yazılan ve Hz. İsa’nın Kudüs’e gelişi, Paul’un ve müridlerinin Anadolu ve Avrupa’daki misyonerlik faaliyetleri gibi konulardan bahseden Hristiyanların kutsal kitablarından biri. “ ‘Havarilerin İşleri’ Kitab-ı Mukaddes üzerinde çalışanlarca zaman zaman ihmal edilmiş ama ‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de Yeni Ahit için o kadar önemlidir. O olmasa Resullerin mektuplarını okuyanlar sık sık istikametlerini şaşırırlardı." IDG.s.115.

Havarilerin Menkibeleri: Kitab-ı Mukaddes’in Yeni Ahid bülümünde yer alan kitaplardan birisi. “Protestan Ingiltere’de büyüklerin çocuklari için en uygun saydığı eserler: Kitab-I Mukaddes ile Havarilerin Menkibeleri idi.” Kİ.s.312.

Havran: Suriye’nin güney batısında yanardağ kökenli, Kolon tepeleri Kolon ve Cebel Durus arasında kalan plato. “Havran’daki Sebai cemaati de bunların arasındaydı.” IDG.s.81.

Hayal Mahmut: 18.yy da Bengal de yaşamış olan meşhur Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman şairleri arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca sayılabilir.18. yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut...” BDE.s.282.

Hayam: Ömer Hayam (1047-1122). İranlı filozof, matematikçi ve şair rubaileriyle ün yapmıştır. “Talim Terbiye Kurulu’nun 12.3.1971 tarihli taslak programı esas alınarak hazırlanan son edebiyat programında yalnız son sınıflarda Tagor, İkbal, Sadi, Hafız, Hayyam, Racine, Moliere, Shakespeare,Goethe’den parçalar aktarılması istenmektedir.” Kİ.s.24.

Hayat Hikayemden Parçalar: Saint-Simon (1760-1825)’ın 1809 yılında yazdığı eserinin adı. “Ne var ki, Saint-Simon yalnız tarihi malzemeden faydalanmaz, daha 1809’da kaleme aldığı ‘Hayat Hikayemden Parçalar’da sosyolog için, kucağındayaşadığı toplumla ilgili ampirik araştırmaların ne kadar önemli olduğunu anlatır.” SSSS.s.137.

Hayat ve Kitaplar:Servet-i Fünun dönemi edibi Ahmet Şuayip (1876-1910)’in Fransız edebiyatı üzerine yaptığı çalışmaları ihtiva eden eserinin adı. “Beşir’in de, Sait bey’in de, Ahmet Midhat Efendi’nin de tanımadığı Madam Bovary yazarını Türk okuyucusu daha sonra Ahmet Şuayb’in Hayat ve kitaplar’ından öğrenecektir.”KA.s.298.

Haydutlar:Schiller’in 1782’de yazdığı ilk dramı. Eserin konusu trajik biçimde sonuçlanan iki kardeş arasındaki rekabet ve toplumsal düzene bir meydan okuyuştur. “Xenephon’un ‘Husrev-Name sinden, Cervantes’in Don Kişot’una, Zola’nın romanlarına, Schiller’in Haydutlar’ına kadar... dünya edebiyatının enafis-i asarını onun büyük gayreti sayesinde tanıdık.Schopenhauer felsefesinden söz açan ilk Müslüman O’dur.” Kİ.s.231.

Hayrullah Efendi: Hekimbaşı Hayrullah Efendi (1820-1866). Türk hekimi ve tarih araştırmacısı. “Hammer’in Osmalı Tarihi’nden ve De la Croix’nın Vakâyinamesinde ise Hayrullah Efendi ile Hammer’in tesirleri pek bârizdir.” Kİ.s.105.

Hazar: Hazar denizi, Rusya, Azarbeycan, Kazakistan, Türkmenistan ve İran arasında yer alan deniz ya da göl. Önde beyaz atlı akıncılar yürüyordu, arkada sürüler... Hazar kıyılarından göçmüşlerdi.” BDE.s.100.

Hazret-i Ali: Hz. Peygamberin damadı ve İslamın 4. halifesi. “Ne bir Haticetülkübra ne bir Hazret-i Ali.” UU.s.249.

Hazret-i İbrahim: Kur’an-ı Kerim de ismi geçen Peygamberlerden biri. “Nemrut ile olan mücadelesi ile bilinir. Müslümanlara göre beldeyi Hazret-i İbrahim kurmuş.” Kİ.s.148.

Hazret-i İsmail: Kur’ân-ı Kerim de ismi geçen Peygamberlerden biri. “İbrahim Hâcer’i ilerde Mekke olacak yere getirmiş, orada bir taş görmüş, karısı ile bu taşın üzerinde yatmış, bu beraberlikten Hazret-i İsmail doğmuş ve bu taş bütün Araplarca kutsal sayılmış.” Kİ.s.148.

Hazret-i Muhammet: Son din İslamiyetin peygamberi 571 yılında Mekke de dünyaya geldi. 632 yılında Medine de irtihal buyurdu. “Akıl hocaları Hazret-i Muhammed’den çok Ampedokl, Fisagor, Eflatun veya Aristo gibi eski Yunan bilgeleriydi.” IDG.s.46.

Hebennak: Ahmaklığı ile ün yapmış Yezit adında bir Arabın lakabı. Bu kelime dilimizde ahmak olduğu halde kendini çok zeki zanneten kişler içn kullanılır. “Ve zavallı manüskirim aylarından beri ârafta bir hebennakının vereceği hükmü beklemektedir.”Jur.I.s.128.

Heccav: Aşırı hicveden, çok yeren. “Horatius, sevdiklerini yaralamak için oklarını uzaklara atan bir heccav, çağımızın zevk ve sefaret hocası.” BÜ.s.123.

Hegel: Georg Wilhelm Friedrich Hegel. Büyük bir sistem kurarak, Kant'ın imkansız olduğunu söylediği şeyi gerçekleştirmiş, yani rasyonel bir metafizik kurmuş olan ünlü Alman filozofu. 1770-1831 yılları arasında yaşamış olan Hegel'in temel eserleri: Phanomenologie des Geistes (Tinin Fenomenolojisi), Wissenschaft der Logik (Mantık Bilimi), Enzyklopadie der Philosophischen Wissenschaften im Grundrisse (Felsefi Bilimler Ansiklopedisi), Grundlinien der Philosophie des Rechts (Hukuk Felsefesinin İlkeleri). “Hegel belki haklı: tarih tezatlar içinde gelişir.” BÜ.s.177-178.

Hegelcilik: Friedriche Hegel’in felsefesi. Hegel’e dayanan düşünce akımının tamamı. Hegelcilikle Schellingcilik en aşırı yorumlarına ulaşırken Saint-Simon’la Fourier’nin doktrinleri de Ruslastıılıyordu.” Mağ.s.79.

Hegel’in Devlet Felsefesini Tenkit: Marx Engels’in 1842 yılında yazdığı eserinin adı. “Marx “Hegel’in Devlet Felsefesini Tenkit”adlı eserini 1842 sonlarında tamamlar.” SSSS.s.115.

Heidegger:Martin Heidegger (1889-1976) Alman filozof ve tanrı bilinci “Paris salonları, Heidelberg’den dönen genç bilgini sevgi ile bağırlarına bastılar.” BDE.s.65.

Heine:Heinrich Heine (1797-1856). Alman edebiyat tenkitçisi, seyahatname ve roman yazarı.Tagor’un vatanı istikbaldi, istikbali bile aşan bir vatan: ebediyet. Heine gibi tabutuna bir kılıç konulmasını istemiyordu Tagor.” BÜ.s. 245.

Heinse: Johann Jakop Wilhem Heinse (1746-1803) Alman yazar ve estetik kurancısı.Nihayet romanesk edebiyat: Wieland’ın Agaton ve Abderiten’i, Goethe’nin Werther ve Wilhelm Meister’i, Klinger, Heinse ve F.H.Jacobi’nin romanları.” Kİ.s.212.

Hekate :Yunan mitolojisinde ay, cehennem ve denizin genellikle üç başlı ve üç gövdeli olarak tasvir edeilen tanrıçası. “Hekate’nin iki kitabı var: Hiberboreen’ler, bir hayal ülkesinde geçen bu hikâye ve Mısırlı’lar, ancak birkaç sayfası kalan bir ütopya, yazar çeşitli düşüncelerini aktarmak için tarihi bir çerçeve olarak kullanır.” KA.s.153.

Hektor: Truvalı kahraman. Turova ordusunda komutan Hekabenin oğlu Antromakhe’nin kocası “Rama ile Sita’nın sürgüne giderken söyledikleri sözler, Hektor'la Andromak'ın vedalaşmalarından çok daha güzel,çok daha dokunaklı. BDE.s.151.

Helenizm:Yunan uygarlığının bütünü. Hellenizm adı altında genel olarak Yunan medeniyetin tamamı anlatılmak istenir. “Oysa dünyanın yarısı helenizmle ilgisi olmayan temellere dayanıyor.” BDE.s.21.

Heliogabalus: Bkz Elagabalus. “Örnek almışlar Yunanlıları: Messalia Lamia’yı, gölgede bırakmış, Neron Dematrius’u, Heliogabalus Alkibiyades’i.” UU.s.15.

Helvetius: Claudes Adrien Helvetius (1715-1771)Fransız filozof. Felsefe, şiir ve matematik alanında çalışmalar yaptı.1758 yılında Del’espit (Ruh Hakında) isimli yazısı dolasıyla Ansiklopedisi ile birlikte mahkum edildi ve meydan ortasında yakıldı. 1758’ de Helvetius’un “Ruh Hakkında”’sı baştakileri öfkelendirdi.” IDG. s.18

Hemaçandra Banerci: (1838-1938). Bengalli roman yazarı. Hemaçandra Banerci (1838-1938) daha geniş tabaklara seslenen bir romancı,romanlarının konusu küçük burjuvazi.Kâh bir talebenin hayatını anlatır.kâh bir fahişenin.” BDE.s.275.

Henri Corbin: Bkz. Corbin: “Henri Corbin, Histoire de la Philosophie İslamıque, “İslam Felsefesinin Tarihi” Paris 1964.” IDG.s.45.

Henry Mackenzie: Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace Walpole’nun gotik romanı, Otrante Şatosu (1764), Beckword’un, Ann Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun heyecan ihtiyacını karşılar.” KA.s.221.

Heptameron: Navara kraliçesi Angoulmli Marga Rita’nın 1559 yılında yazdığı Bobcaccio’nun Dekamoron’unu hatırlatan ve yetmiş iki hikayeden oluşan derlemesi. “Heptameron yazarı Marguerite d’Angouleme’in üstadı da, Boccacio.” KA.s.212.

Hera:Yunan mitolojisinde analığın yüceliğini ve hakimiyetini temsil eden evlilik tanrıçası. “Hera’da, Hristiyan bir arap kabilesinin çocuğu olan Huneyn,Yunanca eserleri Siryanice ve Arapçaya çeviren en ünlü mütercimdir.” IDG.s.222.

Heraklaitos: Efesli Heraklaitos (MÖ 550’ye doğru-MÖ 480’e doğru) Yunan filozofu. Heraklaitos’un sistemi akış sistemine dayanır:Felsefesi “her şey akar”,aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz gibi formullerle özetlenir. Parmenides'in durağan ve değişmez varlığına karşı, niteliksel değişme olarak oluşun gerçekliğini öne süren Yunan filozofu. Bilgi bakımından, empirik ya da duyusal bilgiye hiç değer vermeyen Herakleitos, gözlerin ve kulakların kötü tanıklar olduğunu öne sürerek, rasyonalizmin savunuculuğunu yapmıştır. Herakleitos kendisinden önceki filozofların boşu boşuna evrende kalıcılık ve süreklilik aradıklarını, oysa evrende kalıcılık bulunmayıp, mutlak bir değişmenin söz konusu olduğunu öne sürmüştür. “Ve şiir bir Hereklaitos’un vecizelerine dönüşüyordu çok defa: namütenahi karanlık. Ve nazlı nazlı ışıldayan bir ateşböceği.” BÜ.s.152

Herakles’e (Krişna) :Yunan mitolojisinde gücü simgeleyen Yunanlı kahraman. Roma mitolojisindeki Hercules Herakles’e benzer ve onunla onunla özdeşleştirilir.Hint

mitolojisinde Herakles’in benzeri tanrı Krişna’dır. “Onlar da Dyonysos’a     (Şiva),

Herakles’e (Krişna) inanırlar.” BDE.s.30

Heraklit:Bkz. (Heraklatios) Yunan’ın yedi bilgesinden biri. “Bir nehrin sularında iki defa yıkanılmaz” sözüyle tanınır. “Sensiz giden trenler, ufuklarda kaybolan birer ümit.Nehir gibi akmıyor günler Heraklit Heraklit.” BÜ.s.297

Herbert Spencer: (1820-1903). Fransız sosyolog. “Spencer ‘Sosyolojiye giriş’inde sosyal ilimlerin gelişmesi 10 büyük yalana bağlar (Milli yalan, sınıf yalan vs.)” SNKs.241.

Herder: Johhan Gottfried Herder (1744-1803) Alman filozof ve yazarı. “O büyük zeka;

Herder’i okuyarak tarihin sıralarına aşina olmuş.” IDG.s.144.

Heredia: Jose-Maria de Heredia(1842-1905). İspanyol asıllı Fransız şairi. Şair, Les Trophees (Ganimetler) adlı eserinde topladığı sonetleriyle parnasizmin en büyük şairlerinden biri sayılmaktadır. Parçalar Heredia’nın soneleri gibi, başlıbaşına bir bütün.”BDE.s.192.

Heresie: Bkz. İtizal. “Hür düşünce bir îtizal (heresie). Ama kilise olmadan itizal olmaz.” BÜ.s.105

Herkül Sütunlar: Akdeniz kıyısında Cebel-i Tarık boğazının girişini gösteren dağlık burunlar. Efsaneya göre Herkül (Herakles) görevini dünyanın sınırları olarak belirlediği bu burunlarda tamamladı. “ Her çağın Herkül Sütunları vardır.” BÜ.s.104

Herkül: Bkz. Herales. Matbaanın icadından beri girişilen en muazzam teşebbüs...Diderot, XVIIII. Asırda, düşüncenin Herkül’ü, Ansiklopedinin etrafında çöreklenen yılanlarla tam otuz yıl boğuşmuş.” IDG.s.13.

Herman Paul: (1846-1921) Alman filolog ve profesör. Almanca’nın tarihi ve sözlük bilim üzerine çalışmaları önemli yönünü teşkil eder. “1891-1893 arasında Herman Paul bu filolojinin fikri ve teknik temallerini atar.” KA.s.423.

Hermes Trismegiste: Hermes Trismegistos. Üç kez büyük Hermes.Yunanlılar tarafından Mısırlıların ay tanrısı Thot’a verilen ad. “Mısırlıların şakirdi olan Yunanlılar , ona (Üç kere büyük) demişer.” IDG.s.212.

Hermes: Yunan mitolojisinde Yunan öncesi dönemden tanınan çoban tanrısı ya da koç tanrısı. “Bu isimlerin yanında Yesu ve efsanevi Hermes gibi nebilere de yer veriliyordu.” IDG.s.46.

Hernani:Victor Hugo’nun 1829 yılında yazdığı beş perdelik dramı. Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion Delorme. Yarım kalmış bir Kral Eğleniyor.” Mağ.s.281.

Herodotos. Heredot. (MÖ 484’e doğru-MÖ 420’e doğru).Yunanlı tarihçi. “Herodotos, yurttaşlarinin bu yersiz gururunu ilk fark edenlerden biri.” BDE.s.28.

Hersekli Arif Hikmet: 1839-1903 Osmanlı’nın son döneminde divan edebiyatı tarzı eser veren şairleri. “Yahya Kemâl Fransızca öğrenen Nâbi, veya Hersekli Arif Hikmet.” Jur.I.s.138.

Herzen: Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870). Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve yazar. Herzen der ki:“Biz iki cehreli Janus’a benzeriz, hepimiz aşığız Rusya’ya, ama bu aşkin iki yüzü var.” Mağ.s.79

Hess: Bkz. Moses Hess "Boran'Holbach'ın imzasıyla çıkan Sağduyu'yu (1928 Abdullah Cevdet tercümasi), ya Bucher'in Madde ve kuvvet'ini okumuşlardır.Abdullah Cevdet arapgirl'lidir,"20. yüzyılda zekâ"adlı bir dergisi vardır. Mehmet İzzet, Hess ile Geleyz'in sosyolojisini çevirir. SNK.s.83

Hezâr Bütgede: Bâki’nin Kanûnî Mersiyesi’nden bir beyitte geçen kelime gurubu. Beyitin tamamı söyle:Aldın hezâr bütgedeyi, mescîd eyledin, Nâkus yerlerinde okuttun ezanları. Günümüz Türkçesiyle: Binlerce kiliseyi mescide cevirdin, çan yerlerinde Ezanlar okuttun. “Biz ki İslâm’ın kılıcı idik, “hezâr bütgedeyi mescid” eylemiş,”nâkûs yerleinde ezanlar okutmuştuk; biz ki salibe karşı hilâl, küfre karşı hak, zulme karşı adalettik.” BÜ.s.194-195.

Hezekiel: Ezehyel. Eski Ahit’in bir bölümü. ayrıca eski ahitte adı geçen bir peygamber. Eski Nebiler (Yeşu,Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: IDG.s.135 136.

Hezeliyat: Sürurî’nin eğlenceli hiciv anlamına gelen eseri. Nef’î’nin “Siham-ı Kaza’sıyla Sürurî’nin “Hezeliyât”ı arasındaki fark birincisinin daha usta bir şairin elinden çıkmış olması.” BÜ.s.124.

Hristiyanlık Bilgisini Geliştirme Cemiyeti: 1698’de İngiltere’de kurulan Kitab-ı Mukaddes Cemiyetinin adı. “İngiltere’de 1698’de kurulan Hristiyanlık Bilgisini Geliştirme Cemiyeti tercüme faaliyetlerine gerekli zemini hazırladı.” IDG.s.132.

Hristiyanlık:Peygamberi Hz. İsa, Kitabı İncil olan ilâhî din. “Hristiyanlığın Tanrısı dünya işlerine karışmıyordu, bir mavera yöneticiydi sadece” KA.s.359.

Hırsız Feneri: Karşısındakileri gösteren fakat kendini taşıyanı göstermeyecek şekilde yapılmış, önü camlı fener. “İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri.” BÜ.s.93. Hicaz :Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz kıyısında kuzeyde Akabe körfezi ve Ürdün’den güneyde Asir’e kadar dağlık bir şerit halinde uzanan tarihi bölge. Osmanlı döneminde Mekke, Medine ve Cidde sancaklarından oluşan bir vilayet. “Hazret aynı zamanda hem Hicaz’da, hem İstanbul’da, hem Bursa’da, hem de Simav’da bulunmaktadır.” Mağ.s.157.

Hicret: Bir yerden başka bir yere göç etmek. Hz. Peygamber (sas) ve ashabının İslâm devletini kurmak üzere Mekke'den Medine'ye göç etmeleri. “Modern bir yahudi alimi, Hirschfeld Hicret olmasa İslamiyet olamazdı. Medine’de Yahudiler olmasa, Hicret diyecek kadar aşırılığa kaçmıştır. Buhari’nin topladığı hadislerden biri müminlere şu buyruğu verir: Yahudilerle savaşacaksınız, bir yahudi bir taşın arkasına saklandı mı, taş dile gelecek ve ey Tanrı kulu, arkama bir Yahudi gizlendi, onu katlet diyecektir. “ Kİ.s.152.

Hidiv İsmail Paşa: (1830-1895) Mehmet Ali Paşa’nın soyundan Mısır valilerinin beşincisidir. Hidiv, Mısır valiliği ile ilgili bir ünvan olup bu ünvanı ilk kez Abdülaziz vemiş; İsmail Paşa da ilk kez kullanmıştır. “Fazıl Paşa kardesi Hidiv Ismail Pasa tarafindan tahtan uzaklastirilmistir.” SNK.s.161.

Hikâye Irmakları Okyanusu: Hint XI. Asır yazarı Somadeva’nın 1063-1081 yılları arasında kaleme aldığı sanılan Kathasaritsagara isimli hikaye kitabının Türkçe adı. “Bin yıl önce, gözlem ve düşlerini Papirüslere dökmüş Mısır, Hint, Hikâye Irmakları Okyanusu’nu yaratmış.” KA.s.127.

Hikaye-i Mağdurin: Sefiller romanının Osmanlı Türkçesine tercümesinin adı. “Sefiller, daha doğrusu bir zabıta romanına benzetilen Hikaye-i Mağdurin.” KA.s.289 Hikemiyat: Hikmetli söz, öğretici nitelikteki veya felsefi düşünce ihtiva eden edebiyat eserleri. Eskilerin hikemiyat dediği gnomik nev’in ilk örneklerini de Vedalar’da bulmaktayız.” BDE.s.105

Hikmet Bayur: Yusuf Hikmet Bayur (1891 - 1980) Türk siyaset adamı ve tarihçisi Yusuf Hikmet Bayur, 1881 yılında İstanbul'da doğdu. Türk devrim tarihi konusundaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Hindistan Tarihi (1946-50, 3 cilt) İsimli eseri Türkiye’deki Hindoloji çalışmaları açısından önemli ve öncü bir eserdir. Hikmet Bayur’un Üç ciltlik Hint Tarihi’ne rağmen tanımıyoruz.” Jur.I.s.148.

Hikmet: Hikmet kitabı.Yahudi Kanon’una dahil edilmeyen ancak Yahudilerce kutsal kabul edilen metinlerden biri. Tobit, Judith, Hikmet, Ecclesiasticus, Baruch, Maccabees kitapları da öyle.”IDG.s.118.

Hikmet: Reyhanlı’da Cemil Meriç’in genlik yıllarında kitapçılık yapan bir kitapçının adı. “Hikmet, Cemil Meriç Reyhaniye’ye Ribotyu getiren adamdır demiş.” Jur.I.s.86.

Hilmi Kitabevi: Cumhuriyet döneminde kurulan ve birçok eserin basımını yapan kitabevi. “Sonra 1942, iki ciltlik bir tercüme, Hamdi Varoğlu’nun (Hilmi Kitabevi). KA.s.210.

Hilmi Yavuz: 14 Nisan 1936'da İstanbul’da doğdu. Felsefe Profesörü ve şair. imgeci şiirler yazdı. Sonraki yıllarda gelenekçilikle çağdaş bir bakışı kaynaştıran, biçim ve özün dengelendiği bir düzey sergiledi. İslam mistisizmi, özellikle de tasavvuftan yararlanarak kendine özgü bir sözcük dağarcığı geliştirdi. “Daha sonra Hilmi Yavuz’la hesaplaşılır.” KA.s.341.

Hilmi Ziya Ülken İçin: Prof Dr. Erol Güngör tarafından 16 Haziran 1974 yazılan ve Ortadoğu gazetesinde neşredilen yazının başğı. “Eski bir şakirdin tahassüslerini billurlaştıran “Hilmi Ziya Ülken İçin”,biraz mersiye, biraz hatıra. Mağ.s.250.

Hilmi Ziya: Prof. Dr. Hilmi Ziya Ülken. (1901-1974). Felsefeci ve sosyolog. “Hilmi Ziya Ülken’e göre: “Medreseden yetişmiş ateşli bir devrimci. Mağ.s.145.

Himalaya: Dünyanın en yüksek sıra dağı.Pakistan, Hindistan, Nepal, Çin, Bhutan topraklarında yer alır.Arakan ile Hindikuş arasında 2800 km boyunca uzanır. Şiva’nın karısı Himalaya’nın kızı Parvati. Binbir adı var bu Tanrıça’nın: Uma (nazlı), Beravi (korkunç), Sati (vefakâr eş), Gori (parlak), Kali (siyahî), Durga (yaman) BDE.s.132.

Hinayana: Küçük taşıt anlamına gelen Sankritçe kelime. “Budacılığın Mahayana (Büyük Taşıt) geleneği yanlılarının daha tutucu okullara verdikleri isim. Sankritçe yazılan kutsal metinlerin en eskilerine ‘Hinayana’ (Küçük Gemi) deniliyor.” BDE.s. 172

Hinayanacılar: Budizmde eski geleneğe bağlı olanları, Theravidin(eskilerin yolunu izleyenler) grubunu ifade eden bir kelime. “Hinayanacılar’a göre, kurtuluşa tek başına gidilir.” BDE.s.172.

Hindice: Bkz. Hinduca. Buna mukabil, Hint-Arya dilleri edebi bir kişilik kazanır. Bilhassa Hindice, Bengalce, Maratca, Güceratca. Bu edebiyatların altın çağı 1400 yıllarında başlar, en büyük temsilcileri Candidas, Vidyapati, Surdas ve Tulsidas.” BDE.s.93.

Hindistan Konseyi: Yeni Dünyayı yönetmek amacıyla kurulan ve son biçimini 1524’te Forseca’nın ölümü üzerine alan İspanyol kurumu. Konsey doğrudan kralın ya da şövalyenin başkanlığı altında Yeni Dünya’nın yasa ve kararnamelerini hatırlıyor ve yüksek adalet divanı gibi görevlerde bulunuyordu. Konsey, 1834’te kaldırılmıştır. “1783’de Kalküta’da mütevazi bir sekreterdi, 1801’de Fort William Koleji’nde Sanakritçe ve Hint hukuku hocası, 1805’de Kalküta Yüksek Mahkemesi’nde reis oldu, 1807’de de Hindistan Konseyi’ne üye seçildi.” BDE.s.42.

Hindistan Ve Büyük Moğol Devletlerinin Tasvirini de İçeren Bernier’nin Yolculuğu: Fransız seyyah Bernier (1620-1688)’in 1669 yılında doğu seyahatinden döndükten sonra kaleme aldığı seyahatname türündeki eserinin adı. “Hindistan Ve Büyük Moğol Devletlerinin Tasvirini de İçeren Bernier’nin Yolculuğu” (Voyage de Bernier, contenantla Description des Etats du Grand Mogol, de I’Indoustan etc.).” BDE.s.33.

Hindistan: Asya’da bulunan ve yüzölçümü bakımından dünyada yedinci, nüfus bakımından ikinci sırada yer alan, başkenti Yeni Delhi olan devlet. “Biritanya İmparatorluğu’nun Hindistan’a yerleşmesi, o ülkenin düşünce hayatında yepyeni bir sayfa açar, Batı ile Doğu, birbirinden çok farklı bu iki medeniyetilk defa olarak Kalküta’da karşı karşıya gelirler, devamlı bir temastır bu, doğrudan doğruya bir temas.” BDE.s.272.

Hinduca: Hint-Avrupa dil ailesinin Asya kolundan gelen bir dil. Hinduca,tarihi Sanskritçe ve bugünkü Hintçe’nin yaşayan kollarını ihtiva eder. “Farsça’ya, Türkçe’ye, Hinducaya çevrilmişlerdir. İslam dünyasının çeşitli kütüphanelerinde bulunan yazmalardan anlıyoruz ki Risaleler Kozmoloji üzerine yazılmış İslami eserlerin en yaygınıdır.” IDG.s.59.

Hint Dili ve Bilgeliği Üzerine Deneme: Friedrich’in 1808 yılında yazdığı eseri. “1790’da Şakuntala’yı keşfeden, 1800’de Hint’i en yüksek romantizmin vatanı olarak vasıflandıran Friedrich, 1808’de yayımladığı. “Hint Dili ve Bilgeliği Üzerine Deneme” adlı eseri ile endiyanizmin tarihinde yeni birdevir açar.” BDE.s.56.

Hint Edebiyatı Tarihi: Jean Lahor (Henry Cazalis) tarafından 1888 yılında yazılan eserin adı. Eserin Orijinal adı: Histoire de la Litterature Hindoue’dir. “Şairane bir “Hint Edebiyatı Tarihi”nin de yazarı olan Jean Lahor, Hint karamsarlı ğını büyük bir belagatle dile getirir.” BDE.s.69.

Hint Edebiyatı: Cemil Meriç’in 1964 yılında yayımladığı eserin adı. Eser sonradan Bir Dünyanın Eşiğinde başğı ile yayımlanmıştır. Yazarının 48 yılını gömdüğünü söylediği eser bugün de bu isimle yayımlanmaktadır. “Hint Edebiyatı, Saint- Simon, Bu Ülke veya Umrandan Uygarlığa aynı kaynaktan fışkırdılar.” Mağ.s.284.

Hint Tarihi: Yusuf Hikmet Bayur (1891-1980)’un 1946-1950 yılları arasında yazdığı üç ciltlik Hindistan Tarihi konulu eseri. ‘Hikmet Bayur’un:Üç ciltlik Hint Tarihi’ne rağmen tanımıyoruz.’ Jur.I.s.148.

Hint: Bkz. Hindistan. “Ama Donetz’de, Ural’da, Mançuri’de, Hint’te, Güney Afrika’da da kolayca işletilebilir kol kömür madenleri vardır.”BDE.s.74.

Hint’in Neşideler Neşidesi: Edwin Arnold (1832-1904)’un 1876 yılnda yazdığı eserinin adı. “1861’de “hipotadesa”dan ilham alarak “Öğütler Kitabı”nı yayımlar, 1876’da “Gita-Govenda”dan esinlenerek Hint’in Neşideler Neşidesi’ni kaleme alır, 1879’da yayımladığı “Asya’nın Işığı” (“The Lıght of Asia”) budizmle ilgili nasları ve efsaneleri bir araya toplar, İngilizce konuşulan ülkelerde eşsiz bir ilgi uyandırır kitap.” BED.s.45.

Hint’ten Neler Öğrenebiliriz: Diğer adıyla “Sanskritçe Gramer” Marx Müler (1823- 1900)’in Hint medeniyeti ile alakalı kitaplar dizisinde yer alan en mühim eserlerden biri. “‘Sanskrit Edebiyatları Tarihi’, ‘Sanskritçe Gramer’ ya da asıl adıyla “Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?” en önemli eserlerindendir.” BDE.s.68.

Hint-Avrupa Ailesi: Dünyada yer alan en büyük dil ailelerinden biri. bu dil ailesinin biri Asya’da, diğeri Avrupa’da olmak üzere iki kolu vardır. Doğuda ve Batıda birçok dil bu ailedendir. Almanca, İngilizce, Fransızca, latınce Rusca, Hintçe vs İki büyük aileye ayrılır bu diller: Hint-Avrupa ailesi ve Dravit ailesi.” BDE.s.95.

Hipokrat: Hippokrates (MÖ 460-377’ye doğru) antik çağın en büyük ekibi. Kaynaklarda ismi Bukrat olarak geçer.Hippokrates’in koyduğu kurallar tedavi sanatının ahlâk kuralları olarak kabul edilmiş ve tıp dünyasında Hipokrat yemini deyimiyle günümüze kadar gelmiştir. “Hipokrat külliyatını Fransızcaya kazandırmak için ömrünün çeyrek asrını harcayan, Latinceden Baba Pilin’in Tabiat tarihini çağdaş dünyaya tanıtan bir allame idi hazret.” Kİ.s.264.

Hippel: Theodor Gottliebvon 1741-1796 Alman ve Kant’ın dostu güldürü romanlarıyla tanınmıştır. “Hipper’in meyhanesinde tanıdığı bir kadın hayat arkadaşı oluyor.” BÜ.s.200.

Hippodomos. Yunan mitolojisinde Thebai’ye saldıran yedi önderden biri. Saldırı sırasında ölmüştür. Eflatun Hippodomos Montesquieu devlet rejimleri ile cografya arasında münasabet görürler.”SNK.s.39.

Hira Dağı: Mekke'nin üç mil kuzeydoğusunda, bu günkü Tâif ve Riyad yolunun solunda, bir dağın adı olup bu dağdaki bir mağarada Peygamber efendimize ilk vahyin gelmesi sebebiyle İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Hirâ Mağarası bugün dahi mevcûdiyetini korumakta olup hacca ve umreye gidenlerin ziyaret ettiği bir yerdir. “İslamiyet politeizmin tanrıları silip süpürmüş ama mabetlerine pek dokunmamış, onları İslamiyet için mübarek yerler saymış ( Hacer-i esved, Zemzem kuyusu ve Hira dağı üzerine malumat, bkz. sh. 49-50 ) Kİ.s.151.

Hiroşima: Japonya’da bir kent ve il merkezi. Hiroşima’ya atılan bomba insanlığın vicdanında ‘crematoire’ fırınlarından veya Auschwitz’in gaz odalarından daha az akisler uyandırıyor.” Jur.I.s.202

Hisar Dergisi: 16 Mart 1950’den başlayarak Aralık 1980’e kadar çıkan aylık fikir sanat ve edebiyat dergisi. “Sonbahara. Kabaklı, Hisar dergisi için yazı istiyor, olur dedim belki başka dergilerde yazarım. Fevziye’nin selamları var, çocukların hürneti.” Jur.II.s.158.

Hisar: Bkz. Hisar Dergisi.            Çoğu,Hisar’ın ahusu şefkat ve himayesinde

yeşerdi.Jur.II.s.187

Hissiyat Ruhiyatı: Fransız Flozof ve ruhbilimci Theodure Ribot (1839-1916)’in 1896 yılında yazdığı Psychologie des Sentiments isimli eseri. “Ribot ‘yu çocukken tanımıştım. Hissiyat ruhuyatı ziyaret ettiğin ilk harikalar diyarı.” Jur.I.s.185.

Histoire de la Philosophie İslamıque: Bkz. İslam Felsefesi Tarihi. Henri Corbin, Histoire de la Philosophie İslamıque, “İslam Felsefesinin Tarihi” Paris 1964.” IDG.s.45. Historia Critica de la Literatura Espanola: İspanyol edebiyat tarihi eleştirisi. Jose Amador de Los Rios (1818-1878)’un 1861-1865 yılları arasında yazdığı eserinin adı. Jose Amador de Los Rios'un Historia Critica de la Literatura Espanola'sı (1861-1865) ile Manuel Milay Fontanals'ın De la Poesia Heroico Popular Castellana'sı (1878) gibi.” Kİ.s 423.

Historie du Developpement Cultural et Scientifique de I’Humanite: İnsanlığın İlmi ve Kültürel Gelişmesi Tarihi. UNESCO tarafından 1969 yılında yayımlanan eser. Historie du Developpement Cultural et Scientifique de I’Humanite “İnsanlığın İlmi ve Kültürel Gelişmesi Tarihi” 1969, U.N.E.S.C.O)” IDG.s.37.

History of Civilisation in England: The History of Civilisation in England (İngiliz Medeniyeti Tarihi). İngiliz tarihçi yazar Thomas Buckle (1821-1862)’nin 1857 yılında yazdığı eseri. “İngiliz Buckle History of Civlisation in England (1857)'ında, iktisadi olayların tarihin akışı içindeki tayin edici etkisinden söz ederken, Marx ile Engels pek tanınmıyorlardı.” KA.s.418.

History of Spanish Literature: İspanya Edebiyatı tarihi. İngiliz edebiyat araştırmacısı ve yazar James Fitzmaurice Kelly’un 1898 yılında yazdığı İspanya edebiyatı Tarihi. “George Tichnor (daha önce de zikrettik ) ile History of Spanish Literature (1898) yazarı James Fitzmaurice Kelly.” KA.s.424.

Hitit: Hitit’lere ait, Hitit’lerle ilgili. Hititlere ait olan şeyi belirtir. “Sonra bu değerler manzumesi bir anda silinmii, sen Hititsin, sen Sümersin denmiştir.” SNK.s.164.

Hititçe: Hitit’lerin konuştuğu tarihî Hint-Avrupa ailesine mensup dil. “İki asırdan beri iki dünyada yetişen bilginlerin çalışmaları sayesinde, Fenik’çe, Asuri ve Bible’ce, Sümerce, Hititçe metinler de bir söküldü.” IDG.s.92.

Hititler: Orta Anadolu’da MÖ XIX-XII. Asırlar arasında yaşamış ve büyük bir imparatorluk kurmuş olan halk. “Bir orta mektep tarih kitabında Sümerleri, Hititleri, hatta Etrüskleri bulamayınca afallıyor.” UU.s.30.

Hitler: Adolf Hitler 1889-1945 Alman devlet adamı. “Marx’la Engels’in Kömünist Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i, Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı..” UU.s.170.

Hitopadeşa:Yararlı öğretim anlamına gelir. Hindistan’da çocukların eğitiminde büyük yeri olan ahlakî hikaye,masal ve kıssalardan oluşan bir tür ahlâk kitabı. Eser, büyük ölçüde Pança-Tantra’dan ilham alınarak derlenmiştir. “1846’da İngiltere’ye geçen Müller “Şarki Hint Kumpanyası”nın teşvikiyle 1846’la 1875 arasında, altı ciltlik “Rig Veda”yı yayımlar, ayrıca “Hitopadesa”yı (1844) ve “Haberci Bulut”u (1847) da İngilizce’ye çevirir.” BDE.s.68.

Ho Chi-Minh: Ya da Ho Şi Minh (1890-1969) Vietnam’lı devlet adamı.1945 yılının 2 Eylül’ünde Vietnamı’ın bağımsızlığını ilan etti ve cumhurbaşkanı oldu. “Tedhiş eylemcileri içinde çağdaş halk kahramanları var: Mao,Ho Chi-Minh, Che Guavera gibi.” BFH.s.57.

Hobbes.Thomas Hobbes (1588-1679) İngiliz filozof. Hobbes 1642’de yazdığı De Cive (Yurttaşlık Üzerine) ve 1651’de yazdığı Leviathan eserleriyle ve geliştirdiği siyasi iktidar kuramıyla tanınmıştır. “Büyük modern devletlerin monarşik mutlakiyete doğru çetin yürüyüşünü izlerken Machiavelli’nin Hükümdar’ı Bodin’in Devlet’i , Hobbes’un Leviathan’ı Bousuet’nin Kitabı Mukaddes’den çıkarılan Siyaset’iyle karşılaşıyoruz önce; sonra tersine bir hareketin mutlak monarşiye karşı muzaffer bir tepkinin başlayış ve ilerleyişini gösteren kitaplar: Locke’un Sivil Hükümet Üzerine Deneme’si, Montesquieu’nun Kanunların Ruhu, Rousseeau’nun Toplum sözleşmesi, Sieyes’in Üçüncü Sınıf Nedir’i..” UU.s.170

Hodbin: Bencil, egoist. “Yahud da marazi ve çok hodbin bir mülkiyet hırsı, yani kendisinden başkasına kaçmamam, biricik düşüncesiydi.” Jur.I.s.391.

Hodbinlik: Hodbin olma durumu, yalnızca kendini ve kendi çıkarlarını düşünme, bencillik gösterme. Hasbi düşünce, namussuzlukların en müraisi, hodbinliklerin en sefili.” Mağ.s.251.

Hoffman:Ernst Theodor Wilhelm Hoffman (1776-1822) gerçeğin bütün tadını kesin çizgilerle veren fantastik hikayeleriyle ün yapmıştır.Hikayelerinde ürperti veren manzara ve olay tasvirlerinde bulunmuştur. Hoffman’ın dünyasına benzeyen suni ve hasta bir alemdeyiz.” Kİ.s.227.

Hollanda: Batı Avrupa’da kuzey denizi kıyısında başkenti Aİ.Sterdam, resmi dili Hollandaca olan bir devlet. "Eski dünya Hollanda kumsallarında can veriyordu.” IDG.s.158.

Homer: Bkz.Homeros. “Kayaya çaktılar Promete’yi, Homer’i karanlığa gömdüler, Tanrılara yaklaşan, Nemesis’in gazabına uğrar.” BÜ.s.256

Homeromastiks: MÖ:IV.asırlar civarında yaşadığı sanılan Zoilos’un Homeros’un şiirlerindeki çelişki ve saçmalıkları ortaya koymak için yazdığı 9 kitaplık esere verilen adı. “Eserin adı Homeromastiks Homer’e Kötek lakabı olmuş Zoil’in.” KA.s.386.

Homeros: İlyalı ve Odysseia destanlarını yazdığı sanılan Yunan’lı şair.MÖ IX. Asırda yaşadığı sanılmaktadır. "Homeros da Kal-u Bela'dan beri aşinası, üstelik zihni melekeleri bakımından ortanın altında olduğunu söylüyor." Kİ.s.308

Homerosoğlu: Azra Erhat’ın Yaşar Kemal’in “Demirciler Çarşısı Cinayeti” adlı eseri üzerine 1970 yılının Haziran ayında Cumhuriyet Gazetesi’ne yazdığı bir tenkitte Yaşar Kemal için övgü maksatlı kullandığı lakap. Azra Erhat halis bir homerosoğlu diyor, ama destan yazmaz, romancıdır.” KA.s.344.

Homo Ekonomikus: İktisadi insan anlamına gelen ve iktisadi analizde tamamen akıcı biçimde davranan bir varlık olarak kabul edilen özneyi belirtmek için kullanılan Latince kelime. Homo Economicus elindeki sınırlı imkanlarla en azami tatmini sağlamaya çalışır. İnsanı sadece menfaat ve çıkar açısından değerlendiren veya iktisadî üretim yapan bir araç olarak güren anlayış. “Kültür, Homo Ekonomikus’un kanlı fetihlerini gizlemeye yarayan bir şal.” BÜ.s.173.

Homo Moralis. Ruhu olan, ahlâkı olan, genelene ve göreneklere başlı olan insan ya da bu özellikleri dikkate alarak eser vermeye çalışan yazar anlmında yatın kökenli bir kelime gurubu. “Zaferden zafere koşan homo faber karşısında, ne yapacağını şaşıran bir homo moralis, devle cüce.” BDE.s.19.

Homo Sapiens: Homo cinsinin en yeni türünü adlandırmak için kullanılan Latince kelime. Bergson’a göre zekası sayesinde çevresine belli ölçüde uyum sağlamış ve böylece doğrudan etkilendiği uyarıdan bağımsız olarak düşünmek ve soyut bir biçimde akıl yürütebilmek imkanını elde etmiş olan insan. “Batı, homo-sapiens'in ülkesiyle, Rusya, bozkır barbarlarının.” Mağ.s.106.

Homolog: Embriyolojik kökeni ve temel yapısı aynı olduğu halde fonksiyonları değişik organlar için kullanılan bir biyoloji terimi. “Yani romanın yapısı ile mübadelenin yapısı tıpatıp homologdur.” KA.s.331

Honore de Balzac: Bkz.Balzac. "Klasik Fransızca, Amyot, Rebelais, Montaigne ile Cheteaubriand, Victor Hugo, Honore de Balzac arasında başlayıp biten Fransızca'dır..".” Kİ.s.53.

Horace Walpole: (1717-1797), Orford kontu ve ingiliz yazar. Horace Walpole ingilterede Gotik yenileşmenin ve İngiliz usulu bahçelerin öncüsü. “Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace Walpole’nun gotik romanı, Otrante Şatosu (1764), Beckword’un, Ann Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun heyecan ihtiyacını karşılar.” KA.s.221.

Horasan: Güneşin yeri, Ddoğan güneşin yeri anlamında, İran’ın kuzeydoğusunda bir bölge. Horasan Amu-Derya (Ceyhun) güneyindeki ve Hindukuş’un kuzeyindeki memleketleri ihtiva etmekle birlikte, Siyasî bakımdan Mevereünnehr ve Sicistan’ı da hudutları içine alır. Bu artışın sırrını şöyle izah ediyor Taşer: “Milli şuur, Horasandan İzmit’e kadar her yerdeki Türk’ü, Ertuğruloğlunun açtığı mukaddes sancağın altına çekiyordu.” Mağ.s.261.

Horatius. (MÖ.65-MÖ.8) Lâtin şairi azat edilmiş bir kölenin oğlu. Roma’da çğrenim gördükten sonra 20 yaşında Atina’ya felsefe tahsili için gitti. Romaya döndükten sonra vergilius ile tanışır. 38 yaşında zengin ve vatansever tabakada iyi bir okuyucu kitlesi bulur. İmparatorun sekreterlik teklifini reddeder. Horatius, bahtiyarların şairi, Juvenalis mustariplerin” BÜ.s.123.

Hosea (osea): Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili kitaplarından birisi. Eser Kuzey krallığında vaizler veren Hosea'nın kehanetlerini anlatır. “Kuzey krallığında vaizler veren Hosea'nın kehanetleri (İ.Ö.740-722).” IDG.s.128.

Hoşça: Hoşea.Samireye’nin düşüşünden (MÖ 722-721) önceki yıllarda İsrail Krallığı’da etkinlik gösteren kutsal kitap peygamberi. Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya, Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, malaki.” IDG.s.135-136.

Hotantorlar: Hotantor ya da Hoi-Hoiler güney ve güneybatı Afrika’da bir kavim. XVIII. Yüzyılda Bantular tarafından sürülen ya da kırılan Hotantolar hayvancılık ve toplayıcılıkla geçinirler. Dıştan evli ve baba yerli Klanlar biçiminde örgütlenmişlerdir. “Hotantorlar içinde büyüdüm.” Jur.I.s.128.

Hölderlin: Friedrich Hölderlin (1770-1843). Alman şairi.“Birçok yolcular cinnette karar kıldı: Neietzsche, Hölderlin.” BÜ.s.220.

Huart: Clement İmbaylt Huart (1854-1926). İran, Arap ve Türk terih ve edebiyatları üzerinda araştırmaları ile bilinen Fransız şarkiyatçı ve yazarı. "Ali Nihat Tarlan beyin Farsçadan çevirdiği söylenen ‘İran Edebiyatı Tarihi’de, Cemal Sezgin’in Huart’dan dilimize aktardığı ‘Arap Edebiyatı’ da Cumhuriyet devrinin anılmaya lâyık hayırlı birer teşebbüsüdür.” Kİ.s.300.

Hubeyş ibn Hasan: Abbasi dönemi Arap mütercimlerinden. 765 yılında kurulan Dar-ül Hikme’de IX asın asırda Yunanca eserlerin Arapçaya tercümesinde önemli bir katkı sağlamış olan Arap mütercimi. “Oğlu İshak ibn Huneyn’le (ölümü 910)yeğeni Hubeyş ibn Hasan’ı da zikretmeliyiz.” IDG.s.222.

Huck: Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat yazarı Mark Twain (1835- 1910)’in 1884’te yazdığı Huckleberry Finn romanının kahramanı. “Tom ile Huck ise Mark Twain’in çocukluk hatıralarına bağlıdır.” Kİ.s.319.

Huckleberry Finn: Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat yazarı Mark Twain (1835-1910)’in 1884 yılında yazdığı eserinin adı. “ ‘Mark Twain’in Huckleberry Finn’ise idrakimin bugün kü nufuz edemedigi bir dünya.” Kİ.s.312.

Huet: (1630-1721) 1670 yılında yazdığı Romanların Menşei Hakkında Mektup isimli eseriyle bilinen XVII. asırda yaşamış tenkitçi yazar ve Avranches piskoposu.” “Piskopos Huet onyedinci asırda şöyle demiş: ‘Roman, okuyucu eğlensinve bilgisini arttırsındiye sanatkârane bir tarzda kaleme alınan sevdâ serüvenleridir, aylak efendilerin boş vakit geçirmesine yarar.” KA.s.132.

Hugo: Bkz.Victor Hugo. “Sonra Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion Delorme. Yarım kalmış bir Kıral Eğleniyor.” Mağ.s.281.

Humboldt: Wilhelm Humboldt (1767-1835) Alman dilbilimci ve siyaset adamı. Dil edebiyat ve antropoloji üzerine çalışmalarda bulunmuştur. “Barth (1922) kültür ismini maddi veya teknolojik unsur anlamına kullanılan son yazardır. Bu kullanışıyla Humboldt'un kültür anlayışını destekler.” Kİ.s.27.

Hume: David Huma (1711-1776) İskoçyalı filozof, terihçi ve iktisatçı. “Ne var ki terakki felsefenin gerçek mimari on sekizinci asır: Fontenelle, Turgot, Hume, Condercet, Herder, Diderot.”Mağ.s.187.

Humeyni: Ayetullah Humeynî (1902-1989). İran dini ve siyasi lideri. “Humeyni’nin beyanatları varken Fehmi Ffendiyi kim okur?” Kİ.s.280.

Humiliation: Küçük düşme alçalma, utanç, küçük düşürme alçaltma. “Yılları çeşitli ‘humiliation’ lar içinde geçen, kucağında yaşadığı cemiyette hep yabancı muamelesi gören, bazen Türk, bazen şehirli, bazen insan olduğu için envaı hakarete uğrayan göçmen çocuğu bir yere tutunmak, bir komütüneye girmek ihtiyacındaydı.”Jur.I.s.77. Humour: Fransızca’da nükte mizah karşılığı bir terim. “Humour gündelik hayatın âdiliklerine karşı, bu hassas nizamın bir çeşit zırhı. Kİ.s.375.

Humphry Clinker: “Tobias Smollet (1721-1771), Roderick Random (1748), Peregrine Pickle’in Maceraları (1751) ve en değerlisi Humphry Clinker (1771) olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve satirik romanı geliştirmiş.” KA.s.220.

Hun medeniyeti: Tarihi MÖ.XIII. asra kadar gittiği tahmin edilen; ancak MÖ.IV. asıra ait yazılı belgeleri bulunan, Asya’da Orhun ve Selenga ırmağı boylarında Ötüken merkezli; batı’da ise IV ve V. Asırda kurdukları devlet ve medeniyet. “İntelijansya Türk-İslam medeniyeti yoktur. Hun medeniyeti, Tatar medeniyeti vardır, ecdadımızdır diyor ve Osmanlı’yı tarihten kazımak istiyor.” SNK.s.293.

Hun: Orta Asya’da ve Doğu Avrupa’da devlet kuran ve tarihi MÖ. IV. asra kadar giden Türk soyu. “Kendine yeni cedler arayan kibar intelijansiyamız, elbette ki Yunan’ı Moğol veye Hun’a tercih edecekti.” UU.s.14.

Huneyn Bin İshak: (809-873). Meşhur Arap mütercimi. Abasiler dönemi Dar-ül Hikme müdürlerinden olan ve Hristiyan Arap bir âileden gelen Hüneyn Bin İshak’ın Yunanca eserlerin Arapça ve Siryani’ce tercümesine önemli bir katkı sağlamıştır. “Onun yerine; talebesi olan Huneyn ibn İshak geçecektir (809-873)” IDG.s.222.

Huntington: Ellsworth Huntington (1876-1947). Amerikalı kâşif ve coğrafyacı. Orta ve Batı Asya milletlerinin geri kalışını bu bölgedeki kuraklığa bağladı ve tarihsel evrimi iklim değişiklikleriyle açıklayan genel bir görüş ortaya attı. “İnsan toplumların kaderini coğrafya ile açıklamak arzusu Hipokrat’dan Huntington’a kadar uzanır.” SNK.s.137.

Hurramiye: Ebu Müslim’in (753-754)’de idam edilmesinden sonra Horosan’da ortaya çıkan, mensuplarınca her hoş olan şeyin mübah sayılan bir mezhep. “Müslüman müelliflere göre, dağlara çekilen Mezdek’ler çeşitli mezhepler kurdular.Mesela Hurramiye, Bâtınilik, İslamiye gibi.” Mağ.s.215.

Hurufilik: Hurûf, harf'in çoğuludur. Harf, Arapça'da alfabeyi teşkil eden işaretlerin her biridir. Söz manasına gelir. Hurûfî, Arapça sıfat olup, İlm-i hurûf ile ilgili olarak harflerin sırlarına dair itikat ve düşünceye inanan kişi demektir. Hurufilik inançlarının temeli ilm-i huruf'un hurâfe fikirleri üzerine kurulan bir fırkadır. Çok eskilere dayanan bir mazisi olmasına rağmen, Hurufilik denince, İran'da Esterâbâd Kadiu'l-Kudâtı'nın oğlu olan Fazlullâh el-Hurûfi (740-796/1340 1394)'nin XlV. asrın sonlarında kurup bir sistem halinde geliştirdiği fırka anlaşılır. “UNESCO.. Bu garip harflerin esrarını çözebilmek için ne, kabalizme başvurmak yeter ne hurufilikten anlamak."Kİ.s.331

Hüseyin Cahit: Hüseyin Câhit Yalçın (1874-1957). Servet-i Fünûn dönemi ve sonrası yazarlarından. Servet- Fünûn döneminde hikaye ve romancı olarak tanınmıştı ancak sonraları siyasî yazarlığı tercih etmiştir. “Servet- Fünûn dönemi Huseyin Cahit Pareto’yu: Abdullah Cevdet Gustave le Bon’u getirir. Hüseyin Cahit Pareto’yu.” SNK.s.28.

Huxley: Bkz. Aldous Huxley “Huxley de kurduğu mezhebin adını Paulus’un bu hatırasından esinlenerek uydurmuş olmalı: agnosto theo, agnostisizm.” Kİ.s.199.

Huzur Evi: Bkz. Santiniketan. “Kapısında şu cümleler okunuyordu Huzur Evi’nin: ‘Burada hiçbir puta tapılmaz, her inanca saygı gösterilir.” BDE.s.279.

Huzur: Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1949yılında yazdığı ve Türkiye’de yaşanan medeniyet değişimini konu edindiği romanının adı. “İnce Memet’in haydudu Batı’yı seçmiş, Huzur’un kişileri ise Batı ile Osmanlı arasında bir tereddüdün romanını yaşamışlardır.”KA.s.341.

Hükümdar: Niccola Machiavelli (1469-1527)’nin 1513’te yazmasına rağmen ölümünden sonra, 1532 yılında, yayımlanan siyasi inceleme kitabıdır. “Machiavelli Roma tarihinden bilhassa Tacite’den öğrendiklerini, ‘Hükümdar’da tekrar eder.” SNK.s.149.

Hülagü: (1217-1265) Bağdat’ı işgali sırasında binlerce eseri yakan ve ortalığı kan gölüne döndürdüğü için Kara Hülâgü diye anılan Moğol hükümdarı ve İran’da Moğol İlhanlı hanedanının banisi. “Tarih bir medeyeneti en küçük vicdan azabı, en küçük bir utanç duymadan sadizmlerine kuban eden bu gorillere Hülagü’nun kazıkladığı lanetler mağarasında bile yer vermekte tereddüt edecektir. Jur1.s.181.

Hümanist: Hümanizmi benimseyen kişi. “Marksizmden egzistansiyalizme kadar Avrupa’nın tüm düşünce akımları hümanist.” KA.s.85.

Hümanitarizm: İnsancıl duygu ve davranışlar. Onlara göre, hümanitarizm tabiata aykırıdır, çünkü gelişmenin şartı rekabettir, organizmalar arasındaki sonsuz rekabet” KA.s.102.

Hümanizm: Papazlar tarafından değiştirilen Hristiyanlığın ortaçağda temsilcisi durumunda olan kilisenin halka zulüm ve baskısına karşı tepki olarak doğan Yunan ve Latin kültürü ve insanlık anlayışını benimseyip, onları kendilerine örnek alan, bu çerçeve içerisinde insana değer verilmesini esas kabul eden düşünce sistemi. “ Hümanizm, çağdaş laisizmin ilk şekli.” BFH.s.11.

Hümayunname: Kelile ve Dinme’nin XVI. asırda Türkçeye çevirisinin adı. Eser Ali Vasi Celebi tarafından, Hüseyin Vaiz Kâşifî’nin Envâr-ı Süheylî adlı eseri esas alınarak tercüme edilmiş ve Kanunî Sulatan Süleyman’a sunulmuştur. “Edirneli Ali Celebi Huseyin bin Ali Vaiz’in tercümesi üzerinde yirmi yil uğraşş ve “Hümayunname”yi Kanunu Sultan Süleyman’a ithaf etmis.” Kİ.s.310.

Hürmüz: Hürmüz ya da Ahuramazda. Zerdüştlerin hayır tanrısı.“ Köprülüyü dinleyelim: Hürmüz’le Ehrimen’in ebedî mücadelesi, nihayet Ehrimen’in çözülmez zincirlerle bağlanarak son menfasına gönderilmesiyle nurun zulmete, hayrın şerre galebesiyle bitmiştir.”BÜ.s.146.

Hürriyet Kasidesi: Namık Kemâl tarafından yazılan Tanzimat döneminin en meşhur şiirlerinden biri. Eserin gerçek adı: Besâlet-i Osmâniye ve Hamiyet-i İnsaniye’dir. “Namık Kemâl’in hayatından Magosa’yı çıkarın, “Hürriyet Kasidesi” sönükleşiverir.” Jur.I.s.365-366.

Hürriyet ve İtilaf: İkinci Meşrûtiyet devrinde kurulmuş partilerden biri. Türk siyasî tarihinin ilk muhalefet partisi olarak bilinir. 21 Kasım 1991’de İstanbul, Şehzâdebaşı’nda kuruldu. Amasya mebusu İsmâil Hakkı Paşa, Sivas mebusu Dr. Dagavaryan, Tokat mebusu Mustafa Sabri Efendi, Hama mebusu Abdülhamîd Zehrâvî, Piriştine mebusu Hasan Bey, Sinop mebûsu Dr.Rızâ Nur Bey, Ayân meclisi âzâları Damat Ferit ve Müşir Fuâd Paşalar, Emekli Ferik Süleymân Paşa, emekli Miralay Sâdık Bey, gazeteci Tâhir Hayreddîn Bey tarafından kurulan fırkanın ilk reisi Dâmâd Ferîd Paşadır. “Bilhassa İstanbul da, Avrupa düşünceleriyle beslenmiş ve çok defa komitenin gadrine uğramış hatırı sayılır Türk aydınları vardı. Bunlar gittikçe sesini yükselten ciddi bir muhalefet oluşturdular: Hürriyet ve İtilaf.” BFH.s.151.

Hürriyet Yayınları: Ocak 1972 yılında İstanbulda kurulan neşriyat kurumu. “Hürrüiyet Yayınları’nın Namık Kemal’i tanıtmak teşebbüsünü takdirle karşılarız.” UU.s.310.

Hürriyet, John Stuart Mill Hürriyeti Nasıl Anlıyor: Rıza Tevfik’in Ulum-u İktisadiye Mecmuasının11. cildinin I. ve II. sayısında yayımlanan makalesinin başğı. Ulum-u İktisadiye Mecmuasında şöyle bir makaleye rastlıyoruz: ‘Hürriyet, John Stuart Mill hürriyeti nasıl anlıyor?’ (cilt 11, sayı 1, ss. 19-39 ve sayı 2, ss. 190-237).” Kİ.s.210.

Hüseyin Cahit: Hüseyin Cahit Yalçın (1875-1957). Hikâye, roman yazarı ve mütercim. Edebiyat-ı Cedide akımının önde gelen isimlerinden biri.. “Hüseyin Câhit’le tartışmalarında Ali Kemâl’i çok daha dürüst çok daha tarihe hürmetkâr, çok daha bizden bulmuşumdur.” BÜ.s.164.

Hüseyin Dâniş: Hüseyin Daniş Pedram (1870-1942) İsfehan’dan gelerek İstanbul’a yerleşen Türk yazar. “Hüseyin Daniş samimi bir Zerdüştpereşttir. Mirzanin İran- kadimmuhabbeti bir kaçış değil, kendi kendine dönüş.” BÜ.s.147.

Hüseyin Kadri: Hüseyin Kâzım Kadri (1870-1934).Türk bilim ve siyaset adamı. Beyrut’ta bulunduğu sırada hazırlamaya başladığı Büyük Türk Lügatı’ında Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerle Türkçe’nin Uygur, Çağatay, Azerî,Yakut, Çuvaş, Altay ve Kırgız şivelerine lehçe ve şivelerine âit sözlerini şahit ve örneklerle vermiştir “Bir Hüseyin Kadri, bir Şemsettin Sami, günümüzde bir Mehmet Doğan... Lügat yapmak Akademinin vazifesi olduğu halde Akademinin dışında kalmış şında gelişmiş.” Kİ.s.289-290

Hüseyin Nasır: Seyyid Hüseyin Nâsır (1933-..) İranlı bilim tarihi ve İslamiyat profesörü. “Hüseyin Nasır’ın eserini görememiştim. Harvard Üniversitesinde doktora tezi olarak kabul edilen ‘İslam’da Kozmolojik Doktrinler’ adlı kitap konuya büyük bir yer ayırmıştı.” IDG.s.49.

Hüseyin Rahmi: Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Pörüler tarz hikaye, roman ve oyun yazarı. Hüseyin Rahmi, 54 eseriyle edebiyatımızda önemli bir simadır. “Orhan Veli’de öyle. Onun da sevilen şiirleri alışlanlar ve Hüseyin Rahmi nesrinden bir arpa boyu ileri gitmeyen en güdük zekâlıların kolayca içine girebildikleri.” Jur.I.s.138.

Hüsrev Anuşirvan:[3] (531-579). Sasani Pers kralı. Anuşirvan (Nuşirevan) lakabıdır. Diğer yandan İran devletinin güneyinde, Gonde Şahpur’da, Sasani hükümdarı Husrev Anuş Revan (521-579)hocalarının çocuğu suriyeti olan bir mektep açtırır. IDG.s.221.

Hüsrev ile Şiirin: Fars ve Türk edebiyatlarında Sasanî hükümdarı Hüsrev ile Ermeni melikesi Şiirin’in efsanevi aşklarını konu alan mesnevi türü. “Daha sonra yazar, romandan önce klasik Osmanlı yazınında anlatan türü, Farsçadan kaynaklanan mesnevilerle kendini gösterir; bunlardan en çok bilinenler Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Süheyla Hüsrev ile Şiirin dir.”Kİ.s.248.

Hyde Parc:Londra’da Şehrin batı bölümünde 146 hektarlıkbir alanı kapsayan park. “Hyde Parc’da bir bahar sabahı.” Jur.I.s.130.

Hydpark: Bkz. Hyde Parc. Milton’un Hydparkta eteğinin feşafeşine aşık olduğu kadın gibi.” SNK.s.300.

Hypersensibilite: Aşırı duyarlık anlamına gelen Fransızca bir kelime. “Hypersensibilite ( aşırı duygusallık ) yaşla geçiyor.” SNK.s.401.

Hypolite[4] Taine: Hyppolyte Adolphe Taine (1828-1893). Fransız filozof ve tarihçi. “İlk yazı Hypolite Taine’in : Çocuklarda ve İnsanlarda Dil.” BÜ.s.104.

Ilan Kovadigal: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum romanlarından biri olan Silappatigaram’ın yazarı. “Canist bir keşiş olduğu söylenen şair Kola kralınınikinci oğlu, adı:Ilan Kovadigal.” BDE.s.289.

Institutios. Romalı siyaset adamı ve yazar Flavius Mağnus Aurelius Cassiodore (490- 580)’un dini ve dindışı konuları bir araya getirdiği ortaçağ kültürü ile alakalı dereleme kitabı eserin tam adı: İnstitutiones divinarum et saecularium litterarum ( Tanrısal ve Din Dışı Edebiyat Kuramları)dır. “Ayakta durmak isteyen batı kültürü, altıncı yüzyılda yeni bir derleme hazırlar . Cassiodore’un Institutios’u.”KA.s.392

Irak: Türkiye’nin güneyinde bir Ortadoğu ve arap ülkesi. “Kültürün beşiği ve modeli başta Irak olmak üzere Doğu’dur.” Kİ.s.158.

Isparta Devleti: İlk çağda Yunan Şehir devleti. Isparta’da devletin çıkarlarına aykırı veya kendi çıkarları için konuşmağa yeltenenler cehenneme yollanmış.” BFH.s.25.

Isparta: MÖ. 546’da baris tarafından kurulduğu sanılan, bugün Akdeniz Bölgesinin Antalya Bölümü’nün iç kesimlerinde, göller yöresinde yer alan şehir. “Eflâtun, kargaşalıktan kurtulmanın çaresi, Yunanistan’ın arkaik müesseselerine dönmek, diyormuş, canlı bir örneği de varmış filozofun: Isparta.” Jur.I.s.385.

Itri: (? - 1712 ) yaklaşık 1630 ile 1640 yılları arasında doğduğu sanılmaktadır. Asıl adı Mustafa'dır. Itrî, şiirlerinde kullandığı mahlastır. Buhurîzade Mustafa Efendi diyede anılmıştır. Itrî, Şeyhülİslam Esad Efendi'nin belirttiğine göre, bini aşkın beste yapmış olan çok verimli bir bestecidir. Bunların büyük bir çoğunluğu unutulmuş ya da kaybolmuştur; bugün ancak kırk dolayında eseri bilinmektedir. “İslamiyet Süleymaniye’de kubbe, Itri’de nağme,Baki’de şiir.” Mağ.s.228

İbâhiyum: Mübah kılmak, bir şeyin mübah ve meşru olduğunu kabul ve ilan etmek" anlamlarına gelen "ibâha" görüşünde olanlar. Asılsız te'villerle, İslâm dininin koymuş olduğu yasakların bütününü veya bazılarını helâl sayan, farzları ortadan kaldıran; nefsin hoşlanıp zevk aldığı her şeyi mübah ve meşru gören sapık ve batıl mezhep, anlayış İbâhilik, müstakil bir mezhep olmaktan ziyade, çeşitli bid'at mezheplerinde görülen ve genellikle İslâm öncesi kültür kaynaklarından beslenen bozguncu ve sapık bir anlayış niteliğindedir. Bu nedenle, İbahiyeyi, Mu'tezile, Şia, Havaric ve Ehl-i Sünnet gibi müstakil bir mezhep olarak değil de, bir takım yıkıcı ve bozguncu maksatlara ulaşmak üzere çeşitli sapık mezhepler tarafından kullanılan bir anlayış ve görüşdür. “Avrupa İbahiyum mesleğine pek yatkın.” Mağ.s.218.

İber:Güney Avrupa’nın akdenizdeki üç büyük adasının en batısındaki ve en büyüğünün adı. İber yarımadasında İspanya, Portekiz,Andorra devletleri ve Cebeli Tarık bulunmaktadır. “Yunan dünyası Latin dünyasından ayrılıyor; Afrikalı, İber veya Galyalı barbarlar üzerindeki ağabeylik hakkından vaz geçmek istiyordu.” IDG.s.88. İblis. Şeytanın özel ismi. Bir çok ismi bulunan şeytanının isimlerinden biri. Şeytan; cinnilerden ve insanlardan şerli yaratıkları nitelemek için kullanılan bir cins isimdir. Hz. Adem (a.s)'in cennetten çıkmasına sebep olan, Kur'an'da anlatılan şeytanın birçok isimleri vardır. Meselâ; el-Adüvv, Aduvullah, Azazil ve İblis bunlardandır. “Adem, İblis’e boyun eğmedi ama çağımızın insanları secde etti.”BFH.s.4.

İbn Abidin: (1784-1836). Osmanlı din âlimi. Şam’da yetişen Osmanlı fıkıh âlimlerinin en meşhurlarındandır. “Düşüncelerini savunurken rastgele bir devlat adamının tanıyamayacağı bir çok fakihlerden de iktibas yapar: Mavak, İbn Abidin, Taftazani, İbn Kayyim el Cevziyye, ibn Âkil ve el Harafî gibi.” UU.s.49.

İbn Arabi: Bkz. Muhiddin İbn Arabî. “Suhraverdi ve İbn Arabi gibi Işrakiyun ve Sufiyun böyle yapmışlardı.” IDG.s.75.

İbn Bâce: İbn-i Bâcce (?-1138) doğum tarihi muhtelif.On ikinci yüzyıldaEndülüs’te yetişen felsefeci ve mûsikî üstâdı ve bilim adamı.İbn-i Bacce; tıb, felsefe, tabiat ilimleri, matematik, lügat, şiir ve mûsikî alanında söz sâhibiydi. “Nitekim, ‘Şarkda İbnSina garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd gibi şeyh ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan vezir İbn-el Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve müsteşarı’ olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara yardımcı olmuşlardır.”UU.s.162.

İbn El Mukaffa: (723-759). Aslen İranlı olan Arap nasir ve müterci. Abbsî devletinin çeşitli kademelerine katiplik vazifesi yapan İbn El Mukaffa, genç yaşta ölmesine rağmen birçok telif ve tercüme eser bırakmıştır. En önemli eseri de Pança-Tantra’nın Pehlevi dilinden Arapçaya tercümesi olan Kelile ve Dimne’dir. “İbn El Mukaffa tercümesi yeniden tercüme edilmiş Farsça’ya. 12. yüzyılda yapılan bu tercüme Nasrullah’ın eseri.” BDE.s.234.

İbn el-Kifti: (1172-1248) Malik El Aziz’in veziri, tarih ve edebiyat araştırmacısı. 1326 yılında Kahire’de basılan Kitab-ı Tarih el Hükemâ ismli eseri 414 hakim ve filozofun hal tercümelerini ihtiva etmektedir. “İbn el-Kifti’ye göre, İhvan-ı Safa, Mutezile mektebine mensuptur.” IDG.s.50.

İbn Haldun, XVI. Asir Arap Sosyoloğu: Polonyalı Sosyal Darwinci, mataryalist sosyolog ve hukukçu.Ludwig Gumplovicz (1838-1909)’in 1899 yılında Polonya felsefe dergisinde yayımladığı makalesinin başğı. “inceleme Gumplovich'indir ve yazi su basligi tasir:”İbn Haldun, XVI. Asir Arap Sosyoloğu’ Gumplovich yıllardır mudafaasını yaptığı görüşle Ibn Haldun'un fikirleri arasında büyük bir yakınlık görün.”.IDG.s.226- 227.

İbn Hişam: (1309-1360) On dördüncü yüzyılda yetişmiş büyük fıkıh âlimi ve dilcilerden “Hazret-i Muhammed’in hayat hikâyesini, genel bir biyografya şeklinde insanlık tarihine mal eden ilk Arap tarihçisi İbn İshak’ın yazdıkları, İbn Hişam’ın eseri aracılığıyla zamanımıza ulaşğı şekliyle, bu bölümde bulduğumuz ilk metin.”.Kİ.s.153. İbn İshak: (Medine704- Bağdat 768).Miladî sekizinci yüzyılda yetişen İslâm târihçisi. Meşhur siyer âlimi ve muhaddis. “Hazret-i Muhammed’in hayat hikâyesini, genel bir biyografya şeklinde insanlık tarihine mal eden ilk Arap tarihçisi İbn İshak’ın yazdıkları, İbn Hişam’ın eseri aracılığıyla zamanımıza ulaşğı şekliyle, bu bölümde bulduğumuz ilk metin.” Kİ.s.153.

İbn Kayyim el Cevziyye: (1292-1350) İbn-i Teymiyye’nin yetiştirdiği din adamlarından. O da hocası gibi Ehl-i Sünnet akidesine ters fikirleriyle tanındı. “Düşüncelerini savunurken rastgele bir devlat adamının tanıyamayacağı bir çok fakihlerden de iktibas yapar: Mavak, İbn Abidin, Taftazani, İbn Kayyim el Cevziyye, ibn Âkil ve el Harafî gibi.” UU.s.49.

İbn Maseveyh[5]: Ebu Zekeriya Yuhanna (?-857). Harun Reşit zamanının ünlü Hristiyan Arap hekimi. İsmi Rönesans’ın tıp kaynaklarında “İoannes Damaskenos” olarak geçen ünlü hekim. . “İran’lı Nevbaht ile Yahudi Maş’allah, Bağdat medresesinin sorumluluklarını İbn Masuyeh ile paylaşırlar.”IDG.s.223.

İbn Miskevey: (?-1030) Onuncu ve on birinci asırlarda yetişen tarihçi ve felsefeci. İhvân-üs-Safâ’nın tenkidini yapması önemli bir yönünü oluşturur. “El-Biruni ‘asâr-ı bâkiye’sinde insanları hakika-ı tahrife sürükleyen sebepleri teşrih ederken hayatın piskolojik bir nazariyesini’ kurmamış mıdır? İbn Miskevey, kılı kırka yaran bir müşahit değil mi?” Kİ.s.89.

İbn Mukaffa: Bkz. İbn El Mukaffa. “Bu alanda en büyük mütercim, zerdüşt dininden İslamiyete geçen İbn Mukaffa’dır.” IDG.s.223.

İbn Rüşt: (1120[6]-1198) On üçüncü yüzyılda Endülüs’te yetişen meşhur İslam filozofu, doktor, astronomi bilgini ve matematikçi. “Bununla beraber amaçları ne İbn Rüşd’ünki ile aynıdır ne de Akinalı Toma’nınkiyle.” IDG.s.56.

İbn Seb’în[7]: ibn Dara’da denir. (1217-1269/1270[8]). Peygamberliğin çalışma yoluyka kazanılan bir rütbe olduğuna inanarak Hira dağında vahiy bekleyen Arap feylosofu. Mursiya civarındaki Rokat’da dünyaya gelen ve Bani Sab’ın adı ile meşhur olan bir aileye mensup olan feylosofa, Arapçada yetmiş manasındaki Seb’in denilmesinin sebebi 1247 senesinde Sab’iyyûn denilen felsefi mesleğe mensup 70 kişi ile doğuya doğru seyahate çıkarak Mekke’ye yerleşmesidir. “İbn Sab’in (ölümü 1270) Felsefi düşünce ile imanı tecrübenin (sprituel) terkibini yapan İslam Yeni-eflatuncuları , açıktan açığa Hermes’e dayanan bir isnad silsilesi kuralar. Mesela Sühreverdi (1191), İbn Seb’in (ölümü1270).” IDG.s.207.

İbn Sina: (980-1037) İslâm âleminde yetişen meşhur felsefeci ve tıp âlimi. İsmi, Huseyn bin Abdullah bin Hüseyin bin Ali bin Sînâ el-Belhî, künyesi Ebü’l-Ali’dir. İbn-i Sînâ diye meşhur oldu. Batı dünyâsında Avicenne adıyla tanındı. “İbn sina’nın Metafiziği Üzerine İnceleme:Saliba’nın kitabı şu ismi taşıyor:’İbn Sina’nın Metafiziği üzerine inceleme’.” Kİ.s.187.

İbn Teymiye: 1263-1328 Takıyyuddin Ebu'l-Abbas b. Abdilhalim b. Teymiyye (661/1263) yılında Harran'da ilim ehli bir ailede doğmuş Ehl-i Sünnet mezheblerinden birisi olan Hanbeli Mezhebi âlimlerinden ileri gelen İslâm bilginlerinden birisidir. İbn Teymiye ‘Hicretin dördüncü asırı sonlarında kaleme alınmıştır, diyor, amacı, Fatımî hânedanına bir devlet doktrini sunmak için şeriatı, felsefeyi, şiiliği uzlaştırmaktır.”IDG.s.45.

İbn Tufeyl: (1106-1185) On ikinci yüzyılda yetişen astronomi, felsefe ve tıp âlimi. Özellikle asronomi alanında zamanının oteritesi olarak kabul edilmiştir. “İbn Tufeyl’in bu felsefi hikâyesi Halide Edip’ten beri nice tecessüsü alevlendirmiştir ama ‘Hay İbn Yakzan’ı ilk yazanın İbni Sina olduğu pek bilinmez.” Kİ.s.182.

İbn’ül Emin Mahmut Kemal Bey: Bkz. İbn’ül Emin Mhmut Kemâl İnan. “Bir İbn’ül Emin Mahmut Kemal Bey’in irfanından da mahrumdurlar.” Kİ.s.275.

İbn-el Hatib: İbn’ül Hatib Zu’l-Vizaratey Lisanüddîn Ebû Abdullah Muhammet bin Abdullah bin Said bin Ali bin Ahmed El Salmanî. (1313-1375)[9]. Endülüs’ün ünlü devlet adamı, tarihsi, edebiyatçısı ve de şairi. Yaklaşık 60 adet eserinin ancak üçte biri muhafaza edilebilmiş. Nitekim, ‘Şarkda İbn Sina garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd gibi şeyh ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan vezir İbn-el Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve müsteşarı’ olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara yardımcı olmuşlardır.” UU.s162.

İbni Batuta Seyahatnamesi: Tuhfet-ün-Nüzzâr fî Garâib-il-Eİ.Sâl ve Acâib-il-Esfâr İbn-i Battuta (1303-1368)’nın ömrünün büyük bir bülümünü geçerdiği seyahatlardan sonra Fas Merînî Sultânı Ebû İnan’ın arzusu üzerine kâtib İbn-i Cüzey’e anlattığı ve İbn-i Cüzey, bâzı târihî eksiklikleri de ilâve ederek, eseri 1355 senesinde tamamladığı eseri. “Tercüme Odasındayken İbni Batuta Seyahatnamesi’ni çevirir Türkçeye.” Kİ.s.269.

İbn-i Haldun: (Tunus 1332-Kahire1406) Büyük İslâm târihçisi, kırâat ve fıkıh âlimi, devlet adamı, sosyolog ve Mukaddime yazarı.İsmi, Abdurrahmân bin Muhammed Hadramî, künyesi Ebû Zeyd, lakabı Veliyyüddîn’dir. Aslen Yemen’in Hadramut şehrinden olduğu için Hadramî, âilesi Tunus’a hicret etmeden önce Endülüs’ün İşbiliyye şehrinde oturduklarından İşbilî isimleriyle de anıldı. “İbn-i Haldun akıl, Vico seziş. İkisi de zirvedir.” BÜ.s.230.

İbn-i Hallikan: (1211-1282). İbn-Hılligân’da denir. On üçüncü asırda yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh ve târih âlimi. “İbn-i Hallıkan, İslamın Plutarque (onüçüncü asrın ortasında)Vefayat-ül Ayan birçok yazarın hal tercümesini intiva eder.” KA.s.394. İbnülemin Mahmud Kemal İnal: 1870-1957 Son devrin meşhur târihçilerinden. Adı Mahmûd Kemâl’dir ama kullandığı İbnülemîn mahlas ismi ile tanınır. Târih, biyoloji ve monografi alanlarında eserler yazdı. “İbnülemin Mahmud Kemal İnal Osmanlı Döneminde Son Sadrazamlar, 2193 sayfa, 3 cilt, İstanbul Maarif Matbaası, 1940, s. 762-763.” Mağ.s.147.

İbrahim Peygamber: Kur’ân-ı kerîm’de ismi bildirilen peygamberlerden, ülülazm adı verilen altı peygamberden biri olup, Keldânî kavmine gönderilmiştir. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâmdan sonra peygamberlerin ve insanların en üstünüdür. Allahü teâlâ ona Halîlim (dostum) buyurduğu için Halîlullah veya Halîlürrahmân olarak bilinir. İbrahim Peygamber gibi, kucağına fırlattıkları ateş denizini, hem kendileri hem de gelecek nesiller için, bir gül bahçesine çevirebilenler pek nadir.” Jur.I.s.365.

İbrahim:Bkz. İbrahim Peygamber. “Kur’an’ın bir çok âyetlerinde, İbrahim’in, Yusuf’un, İsa’nın, Sokrat’ın, Fisagor’un birçok sözlerinde bu mertebeye imalâr vardır.” IDG.s.43

İbraniler: İsraillilerin ataları Ürdün'ün ötelerinden kabile şeklinde kenanilerin olduğu yere isadan önce 2.bin yılın sonlarında gelmeye başlamışlardır. "Onlar da ibraniler gibi tabiatın mucizelerinde Allah’ın yetlerini veya zat-ı uluviyetin nişane-i celalini keşfetmeğe çalışşlardır.” IDG.s.76.

İbret Gazetesi: Aleksan Sarrayfan Efendi’nin İstanbulda 1870-1873 yılları arasında çıkardığı günlük gazete. Gazete kapatıldıktan sonra İbretnama-ialem adıyla haftalık mizah dergisi olarak yayın hayatını sürdürdü. “İbret gazetesi, bu Avrupa görmüş intelijansiyaya sayfalarını açtı.” Mağ.s.220.

İbret: Bkz. İbret gazetesi. Ikinci Abdulhamid’in sutkardesi Nuri Bey, 1871 Haziran’nda Ibret’te Enternasyonel’in methini yapar.” SNK.s.161.

İbsen: Henrik İbsen. Norveçli tiyatro ve oyun yazarı. (1828-1906) Eserlerinde genellikle toplumsalkonuları işledi ancak bazen ferdi meseleleri de işledi. Tarihi tarajedilerde,burjuva dramlarında ve şiirli oyunlarda Norveç için çok önemli bir yere sahiptir. Başlıca eserleri şunlardır: Brand, Perra Gynt, Bir bebek Evi, Hortlaklar, Yaban Ördeği, Halk Düşmanı, Denizden Gelen Kadın,Hedda Gabler, Jon Gabriel Borkmann, Ölüler Uyanınca. “ibsen, çoğunlukla azınlığın farkını ne güzel anlatmış: “Çoğunluk hiçbir zaman haklı değildir. Anlıyor musunuz hiçbir zaman.” BFH.s.33. İbsenin eserindeki kahramanlar da dram kahramanı olmaktan uzak.sayfa KA.s.263.

İcma: Edille-i şer'iyyenin (din bilgilerinin elde edildiği delîllerin, kaynakların) üçüncüsü. Bir asırda yaşayan müctehid denilen derin âlimlerin bir mes'elenin hükmünde birleşmeleri, ictihadlarının birbirine uygun olması. “Ona göre icma bütün İslam kavimlerinin rızası demek. ” Kİ.s.197.

İçtihad Koleksiyonu: “Bir ‘İçtihad’ koleksiyonu 1938’ten bu yana yayımlanan dergilerin topundan daha Bkz. İctihat değerli.” Jur.I.s.363.

İçtihad: Abdullah Cevdet tarafından 1904 yılında çıkarılan dergi. II. Meşrutiyet’ten önce yurt dışında yaşayan Jöntürklerin düşüncelerini dillendirdiği dergi 1905’e kadar Cenevre’de, 1905-1911 yılları arasında Mısır’da, bu tarihten sonra da İstanbul’da yarı Türkçe yarı Fransızca olarak yayımlanmaya başladı. “içtihad çıkarken Türk Yurdu çıkarken Sırat-ı Müstakim çıkarken bir Abdullah Cevdet bütün edebiyat fakültelerimize bulutlardan bakacak heybet ve hey’ette bir jeandı.” Jur1.s.180.

İdeal Devlet: Bkz. Devlet. “Eflatun ‘İdeal Devlet’inden şairleri kovmağa kalkışğı için sonu gelmeyen hücümlara hedef olmuştu.” Kİ.s.245.

İdealist Sosyalizm: Bkz. Ütopyacı Sosyalizm. “Alman Sosyalizmi, Fransız Sosyalizmi, İdealist Sosyalizm, Materyalist Sosyalizm vardır.” IDG.s.146.

İdealist: İdealizmi savunan, idealizmi preniplerini benimseyen kişiler. "Böyle bir melekenin varlığına inananlar idealist adını almış, inanmayanlar ampirist." IDG.s.169. İdeolocya Örgüsü: Necip Fazıl Kısakürek (1905-1983)’ün 1968 yılında yayımladığı eseri. “Necip Fazıl dergilerde yayımlanan denemelerini “İdeolocya Örgüsü”başğıyla kitaplaştırır.” Kİ.s.49.

İdris Aleyhisselam: Kur'ân-ı Kerîm’de adı geçen peygamberlerden. “İhvan’ın tasvirini yaptığı ayinler ise İdris aleyhisselamın varislerince tebliğ edilen inançla sıkı sıkıya alakalıdır, Haranilerle demek istiyoruz.” IDG.s.57.

İdris Bitlisi: (....-1520). On beş ve on altıncı yüzyıl Osmanlı âlim ve devlet adamlarından. Heşt Behist isimli eseri ilk sekiz Osmanlı padişahının dönemini ihtiva eder. “Nitekim, ‘Şarkda İbn Sina garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd gibi şeyh ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan vezir İbn-el Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve müsteşarı’ olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara yardımcı olmuşlardır.”UU.s162.

İdris: Bkz. İsris Aleyhisselam. “Hermes, mani profetolojisi’den İslâmî profetoloji’ye geçti. İdris’le Henok (ohnok)’la aynileştirdi.” IDG.s.206.

İgnace de Loyola: Aziz İgnace de Loyola (1491-1556). Cizvit Tarikatının kurucusu. Don Kişot’u İgnace de Loyola’ya benzetirler.” Kİ.s.180.

İğva: Yanıltmak, saptırmak, şüpheye düşürmek, vesvese vermek; şeytanın insanı İslâm yolundan ayırmak için; onun kalbine verdiği vesvese. Buna "hizlân" da denir. “Ve göklerde yükselen belde-i ruhaniyemiz ayân oldu. Cedlerimizle çocukları İblis’in iğvasına uydukları için oradan kovulmuşlardı.”IDG.s. 42.

İhvan-ı Safa risaleleri: İslâm felsefesi tarihinde, insanları taassuptan kurtarmak, toplumu ıslah edecek bir aydınlar ahlâkı ortaya koymak ve tabiat ilimlerinden yola çıkarak bir felsefe kurmak iddiasıyla miladi X. yüzyılda oluşturulmuş bir dernek veya aydınlar topluluğu olan İhvanü's-Safâ grubunun düşüncelerini yaymak için "Resailu- İhvanu's-Safâ" adıyla bilinen bir ansiklopedi mahiyetindeki eserlerinin adıdır. Bu bakımdan onlara İslâm dünyasının ilk ansiklopedileri de denir. “Zira İslam dünyasında hem felsefi hem görüşe dayanan hem de zamanın bütün ilimlerini kucaklayan tek ansiklopedi İhvan-ı Safa risaleleridir.”IDG.s.34.

İkinci Korentililer: Bkz. Korentlilere İkinci Mektup. “İkinci Korentililer“Birinci Korentililer’den bir iki yıl sonra kaleme alınmıştır.” IDG.s.130.

İkonoloji: Mefhumları resimlerle ifade etme sanatı. Eski resim ve okonoları inceleyen bilim dalı. “iki asır önce basılan bir ikonoloji kitabında, kadın olarak tasvir edilmiş demokras; alnında asma yapraklardan bir taç, sırtında kaba saba giysiler; bir elinde nar, ötekinde yılan.” BÜ.s.169

İktisat Prensipleri: isviçreli tarihçi ve ekonomist. İsviçreli Sismondi (1773-1842)’nin 1819 yılında yazdığı ekonomi kitabı. “Cenevreli Sismondi İktisat prensipleri’ni (1819)Ingiltere’yi ziyaret ettikten sonra yazar.” SSSS.s.44.

İktisat Prensipleri: John Stuart Mill (1806-1873)’in 1828 yılında kaleme aldığı gençlik dönemi eseri. “İlk iktisat kitabını 1828’de kaleme almış.1843’de ‘Mantık’ 1848’de ‘İktisat Prensipleri’.” Kİ.s.210.

İlâhî Komedya: Dante’nin 1306 dan ölüm tarihi olan 1321 yılına kadar yazdığı eserin adı. Eser Cennet, Cehennem ve Araf olmak üzere 33’er bölümlük üç ana bölümden oluşur. “İtalya beşyüz yıl tek birlik tanımış İlâhî Komedya’nın gerçekleştirdiği edebî birlik.” BÜ.s.228.

İlber Ortaylı: (1947-....) Yeniçağ tarihi Profesörü. “Hammer hakkinda en esasli bilgilere,makaleyi yazdiktan sonra,sayin Dr.Ilber Ortaylinin degerli bir kitabinda rastladık.” Kİ.s.105.

İldefonso: Aziz İldefonso (607-667) İspanyol Hristiyan ilahiyatı uzmanı ve ve rahip. “İspanyada Sevilla İsidore ile Tolede’lu İldefonse’nin Flanders’da, Gembloux’lu Sigeber’in İtalya’da Petrarque’ın De Viris’leri.” KA.s.393.

İlhad: Kur'ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan, müctehid âlimlerin söz birliği ile bildirdikleri ve Müslümanlar arasında yayılan iman bilgilerine uymamak, doğru yoldan ayrılmak küfre (îmansızlığa) sebeb olan inanış. “İbn Sina’yı ilhad ile suçlayan bir çok çağdaşları çıkmıştır.Kİ.s.185.

İlhan Selçuk: (1925-....). Günümüz gezeteci ve yazarlarından. Yiğit gazeteci ve değerli yazar İlhan Selçuk’a, İnsanın insan için kurt olduğu bir dünyada Hint bir ümit ve bir teselli. Jur.I.s.373.

İlhanlılar Tarihi: İranlı tarihçi ve şair Vassaf (1264/1265-1334)’ın en Meşhur eseri Tarih-i Vassaf’ın[10] beşinci cildi. “Vassaf’ın ‘İlhanlılar Tarihi’ni tanıtmış Avrupa’ya. Kİ.s.103.

İlim, Hürriyet ve Barış: Aldous Huxley (1894-1963)’in 1946 yılında kaleme aldığı, siyasi muhtevalı eserinin adı. “Bu görüş Aldous Huxley’in İlim, Hürriyet ve Barış (1946) kitabında en açık ifadesini bulur.” Mağ.s.177.

İlimde Budizm: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın 1843 yılında yazdığı eserinin adı. “Ve 41’le 43 arasi iki eser yayimladi:Ilimde Diletantizm ve Ilimde Budizm.” Mağ.s.86.

İlimde Diletantizm: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın 1843 yılında yazdığı eseri. “Ve 41’le 43 arasi iki eser yayimladi: Ilimde Diletantizm ve Ilimde Budizm.” Mağ.s.86

İllumine: Kelime, aydınlatılmış, ışıklandırılmış nurlandırılmış manasında Fransızca sıfat. “Bu topluluklar şöyle bir inanca dayanıyordu: hakikat hiçbir dinin veya mektebin inhisarında değildir sadece bazı insanların imtiyazıdır. Bunlara ermiş (illumine) diyoruz.”.IDG.s.46.

İlmi Zihniyet ve Edebiyat Tarihinde Metot: Fransız edebiyat tenkitçisi ve öğretim üyesi Gustave Lanson (1857-1934)’un 1909 yılında Brüksel’de verdiği bir konferansın adı. “Filhakika,1909'da Brüksel'de, İlmi zihniyet ve Edebiyat Tarihinde Metot konulu bir konferansta söyle diyordu Gustave Lanson.” Kİ.s.421.

İlmi ledün: Allahü Teâlâ’nın ihsânı olup, çalışmadan ziyade manevi terfiya bağlı olarak kavuşulan ilim. İlm-i Ledün verilmesinde Hızır (as)’ın rûhâniyeti vâsıta olmaktadır. Allahü Teâlâ’nın ihsânı olup, çalışmadan kavuşulan ilim. İrfan, batı intelijansiyansının Gnoz (gnose) adını verdiyi ilmi ledün dü.” Kİ.s.11.

İlm-i nücûm: Astroloji. bugün Hermes ansiklopedisinin artiklari diye ele alınan kitapların konusu kehanetler ilm-I nucum tip kimya tabi ilmler ve felsefedir.” IDG.s.203.

İlmin Geleceği: Fransız yazar ve dinler tarihçisi Ernest Renan (1823-1892)’ın 1848 yılında yazdığı ancak yayımlamadığı eseri. Eser, Şehbenderzade Hilmi Efendi

tarafından Türkçe’ye aktarılmıştır. “Son zamalarda dilimiz yeni bir renan tercümesi daha kazandı: ‘İlmin Geleceği’.” Kİ.s.190.

İLTAM: Bkz. Edebiyat ve Artistik Kitle Teknikleri Enstitüsü. “Aynı yıl, üniversitenin Teknoloji Enstitüsünde kurulan Sosyal Meslekler ve Haberleşme Meslekleri adlı iki bölüm, İLTAM’ın araştırmalarına geniş bir pedagojik uygulama sahası açlı...” KA.s.458.

İlyada ve Odise: Homeros’un yazdığıYunan Destanları. “Kitab-ı Mukaddes’in bu bölümleri aşağı yukarı aynı sırada yazılmış olan İlyada ve odiseye’te benzetilebilir’’ IDG.s.96.

İlyada: Manzum olarak Homeros tarafından yazılmış, Trova savaşlarını konu olan ve 24 bölümden oluşan. “İlyada bir çiçek bahçesi, Mahabharata bir orman.” BDE.s.139.

İmam Cafer el Sadık: (702-765). On iki imâmın altıncısı ve İslâm âlimlerinin büyüklerinden. Eshâb-ı kirâmı görmekle şereflenen Tâbiîn devrinin ve evliyânın yükseklerinden. Kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlimlerin dördüncüsüdür. Künyesi En meşhûru Sâdık’tır. Babası Muhammed Bâkır, onun babası İmâm-ı Zeynelâbidîn, onun babası hazret-i Hüseyin ve onun babası da hazret-i Ali’dir.. (H.83)de Medîne-i münevverede doğdu ve (H. 148) senesinde aynı yerde vefât etti. Kabri, Cennet-ül-Bakî’de olup, babası ve dedesi yanındadır. “Bu görüşe göre Risaleler, Ali ibn Talib, Gazali, Hallac, İmam Cafer el Sadık veya çeşitli İsmaili misyonerler tarafından kaleme alınmıştır.” IDG.s.51.

İmam Cafer: Bkz. İmam Cafer-i Sadık. “Filhakika Cabir VII. Asırda yaşamıştı; altıncı imamın, İmam Cafer’in talebesi idi; kendisine atfedilen üç bin eserin gerçekten muharriri idi.” IDG.s.214.

İmamî: İmamiye. Şiiliğin en yaygın olan fırkası. Şîa denilince İmâmiyye anlaşılmaktadır. İmamiye mensupları Peygamber efendimizin vefâtından sonra Hz. Ali ve sırasyla onun iki oğlu ile torunlarını meşrû imâm kabul eden ve on iki imâma inanmayı îmânın şartlarından sayan kimselerin mensub olduğu fırka. Bunlara on iki imâmı kabul ettikleri için İsnâ-aşeriyye (On ikiciler), İmâmet meselesine inanmayı dînin aslından saydıkları için İmâmiyye denilmektedir. Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu, der.”IDG.s.36.

İmrül Kays. (Öl.530). Cahiliye dönemi yadi askı şairlerinin en başarılılarından biri. "Kur'an sadır olmaya başladıktan sonra İmrül Kays, şiirlerini mekke kapısından almıştır.” SNK.s.80.

İnce Memet: Yaşar Kemal’in 1955 yılında yazdığı romanın adı Romanın kahramanı İnce Mehmet 1925-1933 yılları arasında Toroslarda bir eşkıya olarak anlatılmaktadır. “İnce Memet’in haydudu Batı’yı seçmiş, Huzur’un kişileri ise Batı ile Osmanlı arasında bir tereddüdün romanını yaşamışlardır”.”KA.s.341.

İndra: Ateşli anlamına gelen İndra Devalar’ın Kralıdır. Vedalar çağında Hint tanrılarının en büyüğü olan İndra savaç tanrısı olarak kabul edilir ve göğün hakimi, yıldırımlar yaratıcısı bereketli yağmurların dağıtıcısı ve aryaların koruyucusu olarak tasvir edilir. “Güneş gibi gözler kamaştırır bakışım,/ Ben İndra, her savaştan zaferle çıkmışım!” BDE.s.100.

İndumati: Hint milli şairi ve oyun yazarı Kalisada (IV-V.asır)’nın Raghuvanşa isimli eserinde sözü edilen ve prenses. Eserin kadın kahramanı. İndumati ile evlenmek isyeten beylerden biri. Güzel İndumati, Parantapa’yı başıyla selamlayıp yoluna devam etti.” BDE.s.187.

İndus: Güney Asyada Bir Irmak 3040 km Tibet’in yüksek yaylalarında ağır ağır kuzeybatı yönüne doğru akmaktadır. “Hint’e adını veren İndus, her sabah bütün bir canlılar dünyasını susuzluktan ve milyonlarca Hintli’yi günahlarından kurtaran Ganj.” BDE.s.89.

İnebahtı Savaşı: Osmanlı-Haçlı donanmaları arasında, Korinthos körfezinde, İnebahtı yakınlarında yapılan ve Osmanlı donanmasının kaybıyla neticelenen deniz savaşı (7 Ekim 1571). “Bir yıl sonra İnebahtı Savaşı.” KA.s.176.

İngiliz Medeniyeti Tarihi: Bkz History of Civilisation in England. Devrin en büyük kamusu, İngiliz Medeniyeti Tarihi’ni tarih felsefesinin İngiltere’ye borçlu olduğu en geniş en selahiyetli abide olarak vasıflandırır.”U.U.s.239.

İngiliz ve Yabancı Kitab-ı Mukaddes Cemiyeti:1804 yılında, İngilterede kurulan dini derneğin adı. Dernek Kitab-ı Mukaddes’in yayılması yolunda faliyet göstermiştir “1804’de kurulan İngiliz ve Yabancı Kitab-ı Mukaddes Cemiyeti benzeri birçok derneklere ön ayak oldu ve 770 çeşitli dilde Kitab-ı Mukaddes’den parçalar bastı ve dağıttı.” IDG.s.132.

İngilizce: Hint Avrupa dil ailesinden İngilizlerin konuştuğu bir dil.“Zavallı Celâl Elinde ne Oscar Wilde’nin İngilizcesi gibi muhteşem bir piyano ne Mallerme’nin Fransızcasına benzer çok sesli bir org var.” BÜ.s.153.

İngilizceden-Türkçeye Sözlük: İngiliz dil araştırmacısı ve şarkiyatçısı Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1855[11] yılında yayımladığı küçük sözlük. Bu eser cep kılavuzu şeklinde hazırlanmıştır. “1856’da Türkçeden-İngilizceye, İngilizceden- Türkçeye iki küçük sözlük.” Kİ.s.270.

İngilizce-Türkçe Sözlük: İngiliz dil araştırmacısı ve şarkiyatçısı Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1861 yılında yazdığı sözlük. “1861’de İngilizce-Türkçe Sözlük,yayımlanır.1890’da Türkçe-İngilizce.”Kİ.s.270.

İngilizler:İngiliz Milletine mensup olan kişiler. “Azerbaycan Heyet-i Murahhas azası sıfatıyla Bakü’den Paris’e gitmek üzere iken İstanbul’da İngilizler tarafından tutuklanarak Malta’ya sürdürülür”. BÜ.s.156.

İngiltere: Büyük bir İtalya’nın güney kısmı; kuzeyde İskoçya, batıda Galler ile sınırlıdır. “Derginin vatanı İngiltere.” BÜ.s.102

İnhitat: şme, iyi ve ihtişamlı bir durumda güçsüz ve zelil duruma düşme, çökme “Parlak bazı dönemlerin sarstığı ağır fakat karşı konmaz bir intihat.” IDG.s.35.

İnhiyarî menfa: Hukukta sürgün yerini kendisinin seçmesi anlamına gelen bir terim. “İhtiyarî menfa”sına ayak basrr basmaz milletlerarası maceracılar aldı etrafını” BÜ.s.139

İnönü: İsmet İnönü. “Halk Partisi eşkiyaların çoban köpeği ve İnönü’nün tercümanlığına naspedildi.” Jun.II.s.159.

İnsallığın Kültür ve İlmi Gelişmesinin Tarihi: ÜNESKO tarfından 1969 yılında yayımlanan Draper’in eseri. "Önce güzel bir tarih yayımlamış:-İnsallığın Kültürel ve İlmi Gelişmesinin Tarihi- (1969)” Kİ.s.331

İnsan Hakları Beyannamesi: Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na üye olan devletlerce bütün insanlar tanınan temel hakları belirten ve bildiren beyanname olup 10 aralık 1948 tarıhınde Birleşmiş Milletler genel kurulunca kabul edilmiştir. “Ne gariptir ki, Michelet ve Quinet gibi Fransız tarihçileri Hint’i metafizik hürriyetin vatanı olarak selâmlar ve Upanişadlar’ı İnsan Hakları Beyannamesi’ne bağlarken, Alman nazariyecileri, Gobineau’dan da faydalanarak, Hint’lerin milletleri boyunduruk altına alma fetvası koparmaya çalışıyorlardı.” BDE.s.69.

İnsan Irkları Arasındaki Eşitsizlik Üzerine Deneme: Jean Jacques Rousseau’nun 1755 yılında yayımladığı eserinin adı. “İnsan ırkları arasındaki eşitsizlik üzerine deneme" ırkçılığın İncil'idir”.SNK.s.182.

İnsan İlmi Üstüne Düşünceler: Saint Simon (1760-1825)’in 1811 yılında yazmaya başladı ve 1813 yılında yayımladığı eserinin adı. “Okuyucularımız hatırlayacaklardır, Saint Simon daha 1813’de İnsan İlmi Üstüne Düşünceleri’nde teolojik ve feodal sistemin yıkılışı yüzünden Avrupa’nın bir buhran içinde yuvarlandığını, umûmi fikirlri yani felsefeyi düzenlemek suretiyle buna bir çare bulunması gerektiğini söylemişti.” SSSS.s.86.

İnsan Türünün Kültür Tarihi: Alman dilbilimci ve yazar Johann Christoph Adelung (1732-1806)’un 1782 yılında yazdığı eserinin adı. “Adelung (1732-1806),1782'de ‘İnsan Türünün Kültür Tarihi’ni yayımlar.” Kİ.s.30.

İnsan ve Vatandaş Hakları Beyannamesi: Fransız kurucu meclisinin 17-26 ağustos 1789 tarihleri arasında yapılan toplantısında görüşülerek onaylanan 17 maddelik beyanname. Beyanname 1791 Fransız anayasasına önsöz olarak eklenmiştir. “İnsan ve Vatandaş Hakları Beyannamesine göre, “insanlar hür ve hakça eşit doğarlar.” Mağ.s.226.

İnsanın Tarihi: Saint Sımon (1760-1825)’ın 1810 yılında kaleme aldığı eserinin adı. “Sosyal Fizyoloji Üstüne”den önce “İnsanın Tarihi”ni (1810) kaleme alır.” SSSS.s.136.

İnsanlığın İlmi ve Külterel Gelişme Tarihi: UNESCO tarafından 1967 yılında pariste yayımlanan eser. “LHistorie du Developpement Culture et Scientifique de I’humanite,” İnsanlığın İlmi ve Külterel Gelişme Tarihi. Cilt 2: L’Antiquite, Eski Çağlar. “Les Religions et les Debuts de la Philosophie” Dinler ve Felsefenin Başlangıcı 193 v.d Paris 1967. ” IDG.s.100.

İnsanlığın Komedya’sı: “ ‘İnsanlığın Komedya’sı, ondokuzuncu asır Avrupalısına seslenen bir Binbir Gece.” Kİ.s.297.

İnsanlığın Komedyası:“Balzac’ı okuyan tarihçi Lavisse, İnsanlığın Komedyası yazıldığı çağın bütün tarih kitaplarından daha öğretici diyordu.” KA.s.363-364.

İnsanlık Komedyası: Balzac’ın bütün romanlarını topladığı genel başlık. “İnsanlık Komedyası’nın tek kahramanı: Balzac.” BÜ.s.209.

İntelijansiya: Rus dilinde aydın anlamına gelen bu kelime terim olarak entelek Aydınlar takımı anlamında kullanılmaktadır. “Filhakika, intelijansiyamızın şerefine şampanya şişeleri patlattığı bu sözde bâkire, Tanzimat’tan beri tanıdığımız “batılılaşma mitinin ta kendisi.” BÜ.s.97.

İntikadname: Edebi tenkit. Edebi tenkit tarzında yazılan eserler. “Fakat Habibin eseri gerçekten de bir intikadnamedir.” Mağ.s.246.

İntikat ve İntikadi Mülahazalar: Cumhuriyet öncesinde ve sonrası düşünür ve. Dârü'l-fünûn Edebiyat fakültesi felsefe tarihi profesörü. Mehmet Ali Aynî (1869- 1945)’nin Çetitli yerlerde yayınlanan eleştirilerini topladığı eserinin adı. “M.Ali Ayni: İntikat ve İntikadi Mülahazalar.” SNK.s.273.

İntroduction: Bir kitabın ya da bir konuşmanın başındaki açıklama. Önsöz. “Üstat Existentialisme ou marxisme’nin introduction’unda şöyle diyordu.” Jur1. s.184.

İonesco: Eugene İonesco: (1912-....) Rumen asıllı Fransız tiyatro ve oyun yazarı. “ İonesco, ‘Tuhaf değil mi der’?, “Entelektüeller ne büyük yazar, ne ünlü ressam, ne politika adamı, ne de bilgin.”Mağ.s.16.

İpek Yolu: Akdeniz kıyısında eski Çin’in ortasına kadar Asya’yı boydan boya geçen kervan yolu. Hristiyanlığın doğuşundan önce kullanılmaya başlanan bu ticaret yolu adını Çinden getirilen ipekten almıştır. “Çok geçmeden İpek Yolu yenden açılıyor.” Jur.I.s. 153.

İran: Batı Asyada batısında Türkiye ve Irak, doğusunda Pakistan ve Afganistan, kuzeyinde Azerbeycan ve Nahcivan, güneyde Basra Körfezi ve Umman denizi ile çevrili Fars ülkesi. “Kanunların Ruhu müellifi, ülkesinin I.François’dan beri sıkı münasebet halinde bulunduğu Osmanlı İmparatorluğu’nu bu kadar tanırsa,Hint’i Çin’i, İran’ı ne kadar tanır?” BÜ.s.193.

İranlı Mektupları: Fransız yazar Montesquies (1689-1755)’nun 1721 yılında Hollanda’da yayımladığı, 161 mektuptan oluşan eseri. “Asrın başlarında çıkan İranlı Mektupları (1712) birçok taklitçi bulur.” KA.s.237.

İrlanda: Britanya takım adalarının başlıca iki adasından daha küçük ve daha batıda olanı ve bu adalar üzerinde olan devlet. “Meğer burası Marholt’un ülkesi İrlanda, genç kız da Marholt’un yeğeni Sarışın Iseult değil miymiş!” KA.s.161.

İrrasyonel: Bilgide aklın ikinci derecede rol aynadığını kabul eden irrasyonalizm düşüncesini benimseyen kişi. Akıl dışı, gayri aklî.“Rasyonel, irrasyonel gibi nevzuhur tefriklerden habersizdiler.” BÜ.s.175-176.

İsa: Hz İsa. Allah’ın Peygamberi. Kendisine İncil adlı kitap inzal olan Hristiyanlık dininin Peygamberi. Kur’an’ın bir çok âyetlerinde, İbrahim’in, Yusuf’un, İsa’nın, Sokrat’ın, Fisagor’un birçok sözlerinde bu mertebeye imalâr vardır.” IDG.s.43.

İsa’nın Hayatı: Alman tarihçi ve yazar Davit Friedrich Strauss (1808-1874)’in 1835 yılında yazdığı eseri. “İnsanlık,düşünce tarihinde yeni ufuklar açan stratus’un İsanın Hayatı adlı eseri de,Almanca aslından çok,onun Fransızca tercümesinden okudu.” Kİ.s.264

İsaiah: İsaiah (İşaya) Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili kitaplarından birisi. “İsaiah: Çeşitli dönemlerde yazılmış üç kehanetin derlemesi.” IDG.s.128.

İsfahan: İran’da 1550m yüksekliğindeki yaylak yerde zanda-Rud irmağı üzerinde tarihi bir şehir. “Derviş kıyafetine girerek hapishaneden kaçar ve dostu Curcaniyle Beraber İsfahan’a varır.” Kİ.s.184.

İshak Efendi: Başhoca İshak Efendi (....-1834). 19.yy Türk bilgini ve mütercimi. Tersane ve Divan-ı Hümayun tercumanlıklarında bulundu. Dört ciltlik Mecmua-i Ulûm- i Riyaziye isimli eseriyle maruftur. “Başhoca İshak Efendi’nin yardımıyla Tercüme Odasına girer.”Kİ.s.269

İshak ibn Huneyn: (.?.-911)[12] Abbasiler dönemi Dar-ül Hikme müdürlerinden Hüneyn bin İshak’ın oğlu. Kendis de babası gibi mütercim. Babasının müessese müdürlüğü ve sonrası dönemde Yunanca eserlerin Arapçaya tercümesine önemli bir katkı sağlamış olan Arap mütercimi. “Oğlu İshak ibn Huneyn’le (ölümü 910)yeğeni Hubeyş ibn Hasan’ı da zikretmeliyiz. IDGs.222.

İshak: Şam ve Filistin ahâlisine gönderilen peygamberlerden. İbrani Peygamberi. Hz İbrahim ile Sara’nın oğlu olup Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen Peygaberlerin biridir. “İshak’ın evlenmesi de güzel anlatılmıştır.” IDG.s.96

İshakoğlu Humeyr: Bkz İshak İbn Huneyn. “Müslumanlıktan sonra 11.yuzyılda felsefe dogar . antik filozoflorun tercumesi: İshak oglu Humeyr.” SNK.s.43

İsis: Mısır tanrıçalarından. Ama İsis Yunan mitolojisine de geçmiş. Mısır mitolojisinde İsis Kral tanrı Osiris’ın kız kardeşi ve karısı ve güneş tanrısı Horus’un anasıdır. İsis aynı zamanda Ebulhevl’in sevgilisi olarak tahmin edilmektedir. Mısır’ın gökleri altında Menfis ve Teb’de, büyük ehramın önünde, kutsal İsis’in ve kadimler kadimi Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı ve haşmeti içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı.” IDG.s.150

İsis: Mısır tanrıçası olup Mısır dilinde Esi olarak geçmektedir. İsis’in en eski tapınağı Kıpti dilinde Nau-esi diye ifade edilen Neteru tapınağıdır. ”indünyadaki telcisi.” IDG.s.211.

İsis: Mısır’ın gökleri altında Menfis ve Teb’de, büyük ehramın önünde, kutsal İsis’in ve kadimler kadimi Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı ve haşmeti içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı.”. IDG.s.150.

İskandinav: Kuzey Avrupa yarımadalarının tamamında yaşayan Germen asıllı millete mensup olan kişi veya kişiler. “Yunan destanları birer cinayet salnamesi, Yunan İskandinav, Germen destanları.” BÜ.s.207.

İskandinavya: Kuzey Avrupa yarımadasının tamamı; Baltık denizi, Kuzey denizi, Norveç ve Barents ile sınırlı olup İsveç, Norveç, Danimarka ve Fillandiyayı içine alır. “Jan Huizinga öyle der ‘kültürden ne anlıyoruz?’ Kelimenin kaynağı Almanya. Hollanda, İskandinavya ve slav ülkeleri tarafından uzun zamandır benimsendi.” Kİ.s.24. İskender: Makedonya Kralı Büyük İskender (MÖ.356-323). Doğuya yaptığı seferde tanınmıştır. Bu sefer sırasında Gordion düğümünü kaba bir yolla çözdü ve Asyaya hakim olduğunu idda ederek Hindistana kadar ilerledi. “Dünyayı şeytan mı yönetiyor? Düzeni büyücüler mi bozdu? Bu kördüğümü çözecek İskender nerede?” BFH.s.1.

İskenderiye: Mısır’da, tarihi liman sehri, ilim merkezi ve vilayet. 'İskenderiye, Antakya, Edessa, Nizip, Haran, Gundişapur. Batı Asya’daki ve Kuzey Afrika’daki ilim merkezlerinin hepsi İslam dünyasının parçaları...” IDG.s.80.

İskenderiye Mektebi: Eklektik ve Mistik özellikler gösteren yeni Eflatuncu okul. MS. III. asırda kurulan ve eski felsefenin son çağını temsil eden okul. Bu okul 529 yılında Justinianus tarafından kapatıldı ve temsilcileri İran’a kaçtı. “İskenderiye mektebi II. dünyanın buluştuğu bir kültür ocağıydı, Doğu ve Greko-Latin medeniyeti.” SNK.s.71. İskenderiye: “İskenderiye, Beyrut, Sur, Akka Limanları Kafkasya, İran, Arabistan veya Afrika bölgelerine doğru uzanan ticaret yollarının köşe taşlarıydı.” BFH.s.89.

İskenderiye: “İskenderiye'de Origen eserleri onun da,aşağı yukarı,böyle bir derlemeden faydalandığını gösterir.” IDG.s.124.

İskenderiyeli Clement: Titon Flavıos Klemes (150’e doğru-211 ile 216 arası) günahın bilgisizlikten doğduğunu ileri sürerek bilgiyi Hristiyanlığın gayesi sayan Yünanlı yazar ve ilahiyatçı düşünür. “Taınos’u öğrencisi Kilise babalarından bir çoğu Helen hikmeti ile meşbu idiler ve helenizme yakınlıklarından dolayı “gentils” arasında imtiyazlı sayılıyorlardı. “IDG.s.142.

İskoçya: Büyük Britanya adasının üç bölümünde en kuzeyde olanı. “İskoçya, walter Scott’un cazibesine yakalananlar için kendi vatanlarından daha canlı, daha gerçek,daha iyi bilinen bir dünyadır.” BÜ.s.112.

İslahatçılar ya da Modern Sosyalistlar Üstüne İncelemeler: Fransız yazar ve sosyolog Lous Reybaud’un 1840 yılında yazdığı eserinin adı. “Sosyalizm kelimesinin mucidi olmakla övünen bir yazar, Louist Reybaud, 1840’da kaleme aldığı, bir yıl sonra da Fransız Akademisi’nin ödül verdiği ünlü Islahatçılar ya da Modern Sosyalistlar Üstüne İncelemeler adlı kitabında şöyle der:”SSSS.s.67.

İslam Felsefesi Tarihi: Histoire de la Philosophie İslamıque Fransız İran uzmanı Henry Corbin (1903-1978)’in 1964 yılında yayımladığı eseri. “Müşterek Corbin, ‘ ‘İslam Felsefesi Tarihi’’ isimli katabının ilk bölümünün İslam’daki tercüme faaliyetlerine ayırır.” IDG.s.220.

İslam Hümanizmi: Fransız yazar: Luis Gadret (1904-...)’in 1977 yılında yazdığı İslamın Medinesi adlı eserin içinde bir bölüm. “Gardet’in “Kısaltarak aktardığımız“İslam Hümanizmi” kitapta elli sayfalık bir bölümdür.” KA.s.93.

İslam Medenıyeti Tarıhi: Türkistan, Türk tarihi ve İslam tarihi üzerine çalışmalar yapan Rus doğu bilimci ve Türkolog Vasiliy Vladimiroviç Barthold (1861-1932)’un 1918 yılında yayımladığı eserin adı. “Eser 1940 yılında Fuat Köprülü tarafından Tatar Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarılmış. “Türkçeye çevrilen bir başka eserde Barthold’un “İslam Medenıyetı Tarıhı.” Kİ.S.81.

İslâm Medeniyeti Tarihi: Arap ve Hristiyan yazar Cürci Zeydan’ın 1902-1908 tarihler arasında yazdığı eserin adı. Eser 1912 yılında Zeki Mügamiz tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. “Önce, bir şarklı kaleminden çıkmış ve dilimize çevrilmiş İslam medeniyeti tarihi’.” Kİ.s.80.

İslam Medinesi: Fransız medeniyet tarihçisi ve müsteşriği. Louis Gardet (1904- 1986)’in 1976 yılında yayımladığı eserinin adı. “Gardet’in İslam ve Hümanizm ve hakkındaki düşünceleri (La Cite Musulmane) adlı eserde yer alıyor.” KA.s.93.

İslam Şarkında Tarih Telakkileri: Zeki Velidi Togan’ın Tarihte Usul adlı eserinin 145-175 sayfaları arasındaki bölüm başğı. “Oysa kitabın en zengin bölümlerin biri ‘İsâm Şarkında Tarih Telakkileri’ne ayrılmış” Kİ.s.90.

İslâm ve Medeniyeti: Andre Miquel’in yazdığı ve A.Colin yayın evi tarafından Dünyanın Kaderi eserler dizisi içinde yayınlanan eserin adı. “İslâm ve Medeniyeti A. Colin yayınevinin Dünyanın Kaderi dizisinde yayımladığı 571 sayfalık bir eser.” Kİ.s.157

İslam’da Tarih ve Müverrihler: M. Semsettin Güneltay’ın 1925 yılında yazdığı tarih ve tarih yazımı ile alakalı eseri. “İslam’da Tarih ve Müverrihler” bu konuda kaleme alınan en mufassal ve en vakıfâne eserden biri.” Kİ.s.90.

İslam’ın Büyük İnsanları: Faransız Hachette yayın evinin hazırladığı zamanımız ve İnsanlar dizisinde yer alan Louis Gardet (1904-1986)’in yazdığı İslamiyet ile alakalı eser. “Hachette Yayınevi’nin çıkardığı ve Collage de France profesörlerinden Jean Delumeau’nun yönettiği ‘Zamanımız ve İnsanlar’ dizisi bir kitabını da İslâmiyet’e ayırmış: İslam’ın Büyük İnsanları.” Kİ.s.163.

İslâmiyet: İslam dini. Allah tarafından insanlara gönderilen Vahiy esasına dayalı son hak din İslâmiyet, ‘sebb ü e,setm’i hoş görmez.”BÜ.s.124.

İsmail Habip: İsmail Habip Şevük(1892-1954). Osmanlı’nın son dönemi yazar ve aydınlarından Türk Teceddüt Edebiyatı isimli eseriyle ve bu esere yapılan tenkitleri bir araya getirdiyi “Ne Dediler” isimli eserleriyle tanınan edebiyat araştırmacısı. “ Edebiyatı içtimâîleştirdi; ‘Teceddüt Edebiyatı’, Türkiye’de bir nevi efkâr-ı umumiye, bir zevk ve irfan ittirâdı yaratan kitap.” BÜ.s.122.

İsmail Hikmet Ertaylan: (1899-1967). Edebiyat araştırmacısı ve eski edebiyat profesörü. Şiir, hikâye ve roman da yazmasına rağmen bu alndan Türk, Yunan ve Latin edebiyatları ile ilgili eserler vermiştir. “İsmail Hikmet (Ertaylan) şairi doğuşunundan itibaren adım adım izliyor.” Kİ.s.217.

İsmail Mezhebi: Bkz İsmailiye. “Mezhebinden olan, Fatimileri tutan babası, oğlunun eğitimine büyük önem vermiştir.” Kİ.s.183.

İsmaili Akımı :Bkz İsmailiye. “Son zamanlarda Corbin, Sabi’lerle İsmailileri arasındaki münasebetleri incelerken İhvan hakkında şöyle bir hüküm belirtmiştir: bunlar bir münevver topluluğu idi: aynı zamanda İsmaili akımın sözcüsü idiler.” IDG.s.52.

İsmailîler: Peygamber Efendimiz’in torunlarından büyük âlim İmâm-ı Câfer-i Sâdık'ın vefâtından sonra, büyük oğlu İsmâil Müslümanların imâmıdır ve ondan sonra çocuklarıdır dedikleri için İsmâiliyye denilmiştir. İsmâiliyye fırkası mensubları, Cennet, ibâdetlerden kurtulmak ve lezzetli şeyleri yapmaktır; Cehennem ise, ibâdetlerin yüklerine katlanmak ve haramlardan sakınmaktır Görüşündedirler. “Hem sâbîler’in, hem ismailîlerin anlayışını mezceder.” IDG.s.45.

İsmaililik: Bkz İsmailiye “Şu gerçeği unutamayız: İsmaililik, önceleri İmam Cafer’in oğlu İmam İsmail etrafında kümelenen müridler tarafından kurulmuştu.” IDGs.214.

İsmailiye: İsmailiye Mezhebi. İmam Cafer-i Sadık’ın büyük oğlu İsmail (öl.762) tarafından sekizinci asırda kurulan mezhebin adı. “Müslüman müelliflere göre, dağlara çekilen Mezdek’ler çeşitli mezhepler kurdular. Mesela Hurramiye, Bâtınilik, İsmailiye gibi.” Mağ.s.215.

İsmet Paşa: Mustafa İsmet İnönü (1884-1965). Türkiye Cumhuriyetinin II. cumhurbaşkanı. “Daha sonra İsmet Paşa’nın başvekilliğini yapacak olan tanınmış din bilgini Şemseddin Günaltay’a göre “Şeyh Peygamber kadar şâyân-ı hürmet, ona itiraz edenler Ebu Cehil kadar lânete müstahaktır.” UU.s.67.

İsnan Soyunun Kültür Tarihi Üzerine Deneme: Bkz. İnsan Türünün Kültür Tarihi. “Adelung 1782’de “insan Soyunun Kültür Tarihi Üzerine Deneme”yi yazdı.” Kİ.s.41.

İsokrat: İsokrates MÖ. (436-338) Atinalı Hatip. Belagat sanatında gösterdiği başarısı ile tanınmıştır. “Atina’daki hatiplerin kavgalarına da karışş Zoil İsokrat’a karşı Lysais’u tutmuş”.”KA.s. 386.

İspanya Edebiyatı Tarihi: Amerikalı edebiyat aratırmacısı ve yazar George Ticknor’1845 yılında yazdığı eserinin adı. “Otuz yıl sonra (1845), Amerikalı George Ticknor,İspanya Edebiyatı Tarihi’ni kaleme alır (Fransız Tercümesi 1851).” KA.s. 412. İspanya İç Savaşı: 1936-1939 arasında İspanyol cumhuriyetçi Frente Popular hükümetini Franco yönetimindeki askeri ve milliyetçi bir ayaklanmayla karşı karşıya getiren savaş. “1936-39 İspanya İç Savaşında, anarşistlerle komünistler, Franco’ya karşı, cumhuriyet hükümetinin yanında yer alırlar.” Mağ.s.176.

İspanya ve İspanyol Medeniyetinin Tarihi: “Historia de Espana y de la civilizacion espanola” İspanyo tarihçi ve yazar Rafael Altamira Y Crevea’nın 1900-1904[13] yıllarında yazdığı İspanyatarihi ve İspanyol medeniyetini konu alan eserinin ismi. “Altamira’nın 1900’le 1911 arasında yazdığı eser: İspanya ve İspanyol Medeniyetinin Tarihi adını taşır.” UU.s.97.

İspanya: Güney Avrupa’da bir devlet. Portekiz ile birlikte İberik yarımadasını meydana getirir. “İspanya’da engizisyon olmuş, Rusya’da çar.” BÜ.s. 91.

İspanyol: İspanya halkından olan, bu halkı meydana getiren kimseler. “İspanyol romanının tümü -Don Kişot da dahil- o kaynak kitaptan fışkırmışa benzer." Kİ.s.297.

İsrafil: Dört büyük melekten biri. Kıyamet gününün meydana gelmesi ve kıyamette insanların tekrar dirilmesiyle memur melek. İslâm inanışına göre İsrafil “Sûr” denilen ve niteliği Allah tarafından bilinen bir ses verme cihazına iki defa üfleyecektir. Birinci üfleyişte Sûr’dan çıkan korkunç sesle bütün canlılar ölecek ve her şey alt üst olacak yani kıyamet kopacaktır. İkinci üfleyişte bütün insanlar dirilecek yerlerinden kalkarak mahşer meydanında bir araya geleceklerdir.“Avrupa’nın ufkunda İsrafil’in sûru gibi çınlayan bu ses bir vicdanın sesdir. Yaralı bir vicdanın.” BÜ.s.196.

İsrail Kaviminin Tarihi: Bkz İsrail tarihi. “Renan, Histoire du Peuple d'Israel, İsrail Kaviminin Tarihi, cilt 1.)” IDG.s.108.

İsrail Nebîlerinin Soluğu: Bkz. Sahyun Nebileri. “İsrail nebîlerinin soluğu bu.” BÜ.s.226.

İsrail Tarihi: Diğer ismiyle İsrail Halkının Tarihi”. Fransız yazar ve dinler tarihçisi Ernest Renan (1823-1892)’ın 1887 yılında yazmaya başladığı beş ciltlik eseri. "Konu, öylesine geniş, o kadar karışık ve içinden çıkılmaz meseleleri kucaklıyordu ki.. önce Renan’ın 5 ciltlik ‘İsrail Tarihi’ne başvurduk.” IDG.s.87.

İsrailoğulları: Bir ismi de İsrâil olan Yâkûb aleyhisselâmın neslinden gelenlere verilen ad. Benî İsrâîl. “İsrail oğulları arz-ı mev’ud’a geldikleri zaman karşılarında Jeriko’yu buldular.”,diyor Tevrat. .” BÜ.s.278.

İssawi: Charles Issawi (...-2000) arap Kıpti kökenli Mısırlı iktisat ve Ortadoğu tarihçisi. "Kazim Kadri Ogan'ın tercümesi bir yürekler acısı.Beyrut üniversitesi profesörlerinden İssawi'nin değerli bir eseri: «An Arab Philosophy of History», «Bir Arab Tarih Felsefesi başğını taşır.” SNK.s.69.

İstanbul Darülfünunu: Bkz. Darülfünûn. Hem Galatasaray Lisesi’nde, hem İstanbul Darülfünununda uzun zaman hocalık yapan bu ali himmet zat, yalnız Doğu ilimlerinin değil, çağdaş Batı iliminin de aşinasıdır. Kİ.s 219.

İstanbul Üniversitesi: 30 Mayıs 1453'te Ayasofya ve Zeyrek'te yapılan bilimseltoplantılarda korulmasına kararlaştırılan ve 1470 yılında Fatih Külliyesi adıyla kurulan, Türk üniversitesi. “İstanbul Üniversitesi Rektörü Tevfik Sağlam Paşa ile eski maarif vekili Hasan Ali Yücel’e ilk lügatimizin adını sordum,ikisi de Redhouse’den habersizdiler.” Kİ.s.267

İstanbul: Türkiye’nin en bürük şehri ve Osmanlı İmparatorluğunun başkenti. “Nitekim Fatih de, İstanbul’u aldıktan sonra, Cenevizli ve Venedikli bezirganların Hristiyan İmparatorları devrinde yararlandıkları intiyazları korumalarına izin verdi.’’ BFH.s.86. İstılahat-ı Edebiye: Tanzimat dönemi şair ve yazarı Muallim Naci’nin edebiyat terimlerini ihtiva eden kitabının ismi. “Naci’nin Istılahat-ı Edebiye’si de kişiliği olmıyan bir kitap.”Kİ.s.274

İstiare: Teşbihin unsurlarından sadece birisiyle yapılan edebi sanat “Söylemek istediğini bütünüyle söylemez yazar, söylemek de istemez.Gizler,istiârelere başvurur.” BÜ.s.107.

İstihsan: Kelime anlamı olarak iyi ve güzel bulma, beyenme gibi anlamlara gelen kelime terim olarak Hanefi meshebinde, şereatte hadislere dayanarak karar verme, bir konu üstünde konuşurken, onunla ilgili en uygun en gerekli hadisi söyleyerek sonuca varma, Kıyas denilen delîlin iki kısmından birisi olan hafî (gizli, kapalı) kıyas, yâni asl (hakkında açıkça hüküm bulunan şey) ile, fer' (hakkında açıkça hüküm bulunmayan şey) arasında müşterek (ortak) olan ve aslın hükmünün fer'e verilmesine sebeb olan illetin (vasfın, özelliğin), müctehid âlim tarafından kolayca anlaşılamadığı kıyas. “İstihsan’ın yerine de amme menfaatini yani istislah’ı ikame eder.” Kİ.s.197.

İstiklal Savaşı: Birinci dünya savaşının sonunda imzalanan Sevr Antlaşması’nın sonrasında Osmanlı topraklarının İtilaf devletlerince işgal edilmesi üzerine, son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin aldığı Misakı Milli esasına dayanarak Türk halkının başlattığı hakimiyet savaşı. Mesela gayet basitleşti . Ondan sonra birinci Dünya Harbi, İstiklal Savaşı, Birinci Cumhuriyet . Birinci Cumhuriyet’ten sonra kopuş büsbütün ilerledi.” SNK.s. 392

İstikraz: Eski hukukta ödünç para alma, borçlanma anlamına gelen bir terimdir “İstediği, sadece 1 milyonluk bir istikraz ile Napoli civarına bir Osmanlı donanmasının yollanmasından ibaretti.” BFH.s.88.

İstirak-İdrak: Osmanlı Sosyalist Fırkası tarafından çıkarılan Türkçe ilk sosyalist dergi. Derginin imtiyaz sahibi İştirakçı Hilmi (Hüseyin Hilmi) olup, 1909-1912 yıllarında arasında neşredilmiştir. “Ucüncü bir görüş Istirak-ı İdrak Mecmualarının görüş.” SNK.s.162.

İstislah: Hukuk dilinde bir maslahatı diğer bir maslahata tercih etmek ve maslahata göre hüküm vermek anlamına gelir. Dini terim olarak ayetlerde, hakkında açık bir hüküm bulunmayan meselede maslahat hangi yönde ise o yöne göre içtihat etmek anlamına gelmektedir. “İstihsan’ın yerine de amme menfaatini yani istislah’ı ikame eder.” Kİ.s.197.

İsviçre: Orta Avrupa’da bulunan bir devlet. Kuzeyinde Almanya, doğusunda Avusturya ve Liechtenstein, güneyinde İtalya, batısında Fransa bulunur. 25 eyaletten meydana gelmiş konfederasyondur “Filhakika jön Türklerin bu kıdemli mücahidi velinimeti ikinci Abdülhamit’e takdim ettiği bir arîzada, genç doktoru şöyle müdafaa ediyordu: Jön fesede namında elyevm isviçre’de bulunan hey’et-i neşriyenin başına geçmiş olan doktor Cevdet söz anlar bir admdır.” BÜ.s.140

İsviçreli: İsviçrede yaşayan kişi. “İselin ,isviçreli, 1768 de bir ‘İnsanlık Ttarihi’ yazmış’.” Kİ.s.29

İsyan: Roman, deneme, tiyatro ve Makale yazarı Albert Camus (1913-1960)un 1951 yılında yayımladığı eserin adı “Fransız: Camus’nün temel düşümcesi Sizif Miti. (1943) ile İsyan (1951) dadır.” BFH.s.47.

İşaretler ve tenbihler: El-İşârât vet-Tenbihât. İbni Sina’nın felsefi eseridir. “Saliba’dan Şifa’dan başka ‘işaretler ve Tenbihler’kitabınıda incelemiş İbn Sina’nın”.” Kİ.s.188.

İşâya: Eski Ahit’te adı geçen nebilerden biri. “Eski Nebiler                            (Yeşu,

Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, malaki.” IDG.s.135-136.

İşçi Partisi: Türkiye İşçi Partisi (TİP) 12 şubat 1961 tarihinde 12 sendikacı tarafından, merkezi İstanbul da olmak üzere Avni Erakalın’ın ilk genel başkanlığında kurulan siyasi parti. “Neden İşçi Partisi’ne girmiyorsun?” Jur.I.s.148.

İşraki: Phythakoras’ın felsefesiyle ilgili olan, onun felsefesini benimseyen kimse "İşraki bilgilerle mutasavvuflar, Cenab-ı Hakk’ın mutlak mütaaliyetini inkar etmezler.” IDG.s.79.

İşrakiye: 12yy da şahabettin sühreverdiği tarafından başlatılan felsefi akımın adı. "Mutasavvufların , bilhassa İbn Arabi mektebine mensup olanların ve İşrakiye’nin görüşü ise, ilahi prensip ile ilahi mebdein tecellileri arasındaki münasebetin başka bir yönü üzerinde durur." IDG.s.79.

İşrakiyun: Bir İslam felsefe okulu ve o okulun mensupları. özellikle imam-ı şafi’ye bağlı Suhreverdi’ğinin mensupları tarafından yaşatılan akım. İşrakiler tanrıyı ve zihinler dünyasını bir ışık olarak, bizim bilgi tarzımızıda yukardan gelme bir aydınlanma şeklinde tasavvur eder “Suhraverdi ve İbn Arabi gibi Işrakiyun ve Sufiyun böyle yapmışlardı.” IDG.75.

İştirak: Kelime manası ortak olma ortaklaşma olan iştirak Hukuk terimi olarak birden fazla alacaklıya ayit olan ve alacaklılardan birinin tek başına alacağın tamamını veya bir kısmını istiyemeyeceği alacak anlamına gelmektedir. Karmatlar da, Mazdek de, Şakirtleri de kadinlarda ve eşyada istirak istiyordu.” SNK.s.162.

İştirakcilik: Ortaklaşalık ortak olma durumu “Halbuki ŞemsettinSami’ye gore sosyalizmde iştirakcilik yoktu, komunizmde vardi.” SNK.s.162.

İştirakiye: Komünizm Sosyalizm “Filhakika muzdarip Şarkın binbir zulumle ezilen yoksul yığınları için,refah ve adalet rüyasıydı,iştirakiye.”Mağ.s.223.

İtalyan Vico: Bkz. Vico."UNESCO'nun dünya düşüncesinden çağdaş insana sunduğu şaheserler daha çok kendi şaheserleri İbn Haldun'dan önce, İtalyan Vico." Kİ.s.332.

İtihasa: Mahabharata Destanı’nda olduğu gibi bir ana konu etrafında toplanan yüzlerce hikayeden oluşan Hint destan türü. “Bir ana konu etrafında kümelenen yüzlerce hikâye: İtihasa.” BDE.s.138.

İtilaf Devletleri: Üçlü ittifakta denir. Birinci dünya savaşında ittifak devletlerine karşı birleşen Fransa, İngiltere, Rusya devletlerine verilen ad. “Lozan’da Türklere fazla mülâyim davrana itilaf devletlerine kızacak kadar da Türk dostudur” BÜ.s.161.

Îtizal: İnzivaya çekilme Topluluktan ayrılarak yalnızlığı seçme uzlete çekilme. “Hür düşünce bir îtizal (heresie). Ama kilise olmadan itizal olmaz.” BÜ.s.105.

İttihat Gazetesi: 28 Ağustos 1875’de İstanbul’da yazınlanmaya başlayan gazate. “28 Ağustos 1875’de yayımlanan İttihat gazetesi, Paşa’nın ıslahatçı kişiliğini koltuk kabartıcı bir mukayeseyle mühürlüyordu.” UU.s.46.

İttihat ve Terakki: Türkiye’de kurulan ilk siyâsî parti. 21 Mayıs 1889’da Ittihâd-ı Osmânî adıyla ve Abdülhamîd Hanı tahttan indirmek gâyesiyle gizli bir cemiyet olarak kuruldu. Daha sonra Ittihat ve Terakki adını aldı. Yapılan ilk toplantıda Cemiyetin başkanlığına Ali Rüşdî, kâtipliğine Şerefeddîn Mağmûmî, muhâsib üyeliğe de Âsaf Derviş seçildiler. On seneye yakın bir müddet iktidârda kalan, koskoca Osmanlı Devleti’nin yağma edilmesine sebeb olan Ittihat ve Terakkinin son kongresi, birinci Dünyâ Harbinin mağlubiyetle bitmesinden sonra 14 Kasım 1918’de toplandı. Bu kongrede parti kendini feshederek, târihe karışğını îlân etti. “Şunu da unutmamalıyız, bu nesil ittihat ve Terakkinin parlamentoda çevireceği dolapları nasıl bilebilirdi.” BFH.s.136.

İvanov:Vyaçeslav İvanoviç İvanov (1866-1949). Rus filozof ve yazarı. Sembolizm nazariyecileri içinde ehemmiyetli bir yere sahip olan yazar roman ve şiirlerinin dışında din alanında yaptığı araştırmalar ve verdiği eserlerle de dikkat çekmiştir. “Kazanova, daha 1915’de bu fikirleri ileri sürer. Goldziher, Macdonald, Lane Poole, Massignon ve İvanoy da onu takip ederler.” IDG.s.52.

İyinin ve Guzelin Ötesinde: Nietzsche (1844-1900)’nin 1855-1856 yıllarında yazdığı ahlakî muhtevalı eserinin adı. Nietszche’de “Ahlakin Seceresi” “İyinin veya Güzelin Ötesinde “ “Zerdust boyle dedi” de Surhomme’u (ustun insan) anlatir.” SNK.s.61.

İyonyalı: İsmi İon adında bir kahramandan gelen eski Yunan’da bir halk. Klasik görüşe göre İyonyalı’lar Dorlar. Ailoisler ve Akha’nın yanı sıra Yunan halkının büyük bir bölümünü oluşturan bir kavimdir. “Çok defa İyonyalı göçmenler veririmiş dersi.” KA.s.385.

İzmler: Sonu izm ile biten kelimeler. “İzmler idrakimize giydirilen deli gömlekleri.” BÜ.s.90.

İznik Meclis-i Ruhanisi: Hristiyanlık tarihindeki Konsil toplantılarının 325 ve 787 yıllarında yapılan Piskoposlar toplantısı. “Kiliseler birliği konsülleri Evet İznik Meclis-i Ruhanisi’nden bu yana Kiliseyi ikiye ayıran hadisenin biricik saiki nass olmamıştır.” IDG.s.89.

İzzet: Bkz. İzzet Tanju.“İzzet hayatını kurmaya çalışıyor.” Jur.I.s.395.

J. J. Rousseau ve Edebi Kozmopolitizmin Kaynakları: Joseph Texte’in 1895 yılında Fransa’da hazırladığı mukayeseli edebiyat tezi. “1895’te ilk mukayeseli edebiyat tezini savunur: J.J.Rousseau ve Edebi Kozmopolitizmin Kaynakları.” KA.s..430.

J.P.Sarte: Jean-Paul Sartre (1905-1980) Fransız filozof ve sanatkâr.. Kişinin özgürlüğünü savunan Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) akımının kurucusudur. “J.P. Sarte’ın “Altona Mahpusları”nda Alman ordusunda subaylık yapan Franz; Kendini istiyerek hapsettiği zindanda, yengeçlere dertlerini şöyle anlatır: SNK.s.127.

Jacob Böhme: (1575-1624) Alman gizemci ve filozofu. Kutsal kitap ve vahiy konusundaki incelemelerini anlatan Aurora (1612) isimli eseri ünlüdür. Böhme romantizm akımı üzerinde ve Kant sonrası Alman felsefecileri üzerinde tesirler bırakmıştır. “Hengel reel olan her şey rasyoneldir, rasyonel olan her şey relldir, formülünü Meister Eikchart ve Jacob Böhme’den alır.” SNK.s.153.

James II : 1430-1460 İskoçya kralı I.James oğlu ve halefi Kardeşi ve halefi II.James, İngiliz kamuoyunun ekseriyetine meydan okuyarak açıktan açığa Katolik olduğunu ilan ediyordu.” UU.s.231.

Jan Huizinga: (1872-1945), Hollandalı tarihçi ve 1915-1941 Leiden Üniversitesi tarih kürsüsü başkanı. “Jan Huizinga şöyle der “kültürden ne anlıyoruz? Kelimenin kaynağı Almanya. Hollanda, İskandinavya ve Slav ülkeleri tarafından uzun zamandır benimsendi.” Kİ.s.24.

Jan Valjan: Sefiller romanının kahramanı Yirmi yıl peşini bırakmadı polis. Yirmi yıl Jan Valjan hayat”ı. Mağ.s.280.

Jane Austen: JANE AUSTEN (1775-1817) Yaşadığı yıllarda İngiliz Romantizmi en parlak dönemini sürdürüyordu. Ancak Austen romantiklerden ayrılarak “gelenek ve görenekler komedisinin” neo klasik temelini attı. “İngiltere’de de modern hikâye, Jane Austen, Bronte kardeşler gibi kadın yazarlarla başlar.” KA.s.136.

Janet: Bkz Paul Janet “Sonra dost isimler janet, Spencer,Wundt. Bir kelimeyle bütün Batı.” BÜ.s.104.

Janus: Roma mitorojisinde iki çehreli tanrı mitolojiye göre çehresinin biri öne diğeri arkaya bakmaktadır iki çehreli Janus tasviri ilk olarak Roma rahiplerinde bulunmuş olup kapının iki yüzünü simgelemektedir onun içidir ki Janus kapılar tanrısı olarak kabul edilir. Janus’la ilgili efsaneler Romanın kuruluşuna bağlanır. “İzm’ler masum değildir, onların arkasında sırıtan bir Janus vardır.” SNK.s.284.

Japon: Japon halkından olan veya bu halkın soyundan gelen kimse veya kimseler “Fransız benim, Japon da benim, Senegalli de ben.” Jur.I.s.144.

Japonya: Uzak doğuda başkenti Tokyo, resmi dili Japonca olan bir devlet. Fransa’da değerli üstatlar sayesinde (Fernand Baldansperger,Paul Hazard,Paul Van Tieghem,Jean- Marie Carre)geliştirilen mukayeseli edebiyat oradan Almanya’ya İtalya’ya ABD’ye ve Japonya’ya geçer.” KA.s.430.

Jaspers. Bkz: Karl Jaspers. “İnsanlığın tarihi neden İsa ile başlasın? Tarihin mihver çağı İsa’dan önce beşinci yüzyıl. Bugünün insanı o zamandan beri yaşıyor (Jaspers)...” BÜ.s.195.

Jaures Dergisi: Jaures’in 1904 te kurduğu L’homanite gazetesi. “Jaures’in “politikacı” sosyalizmine, Sorbon’da hakim olan pozitivist ve laik düşünceye ateş püskürür hazret.” Mağ.s.56.

Jaures. 1859-1914 Fransız hatip yazar ve devlet adamı 1901 Fransız sosyalist partisini kurarak çeşitli sosyalist eğilimleri birleştirmek ister 1904 te L’homanite gazetesini kurdu 31 temmuz 1914 te bir deli tarafından öldürüldü. “Sadrazam Sait Paşa’nın oğlu ömür boyu gurbette yaşadı; bazen Chenier idi bazen Zola, bazen Jaures.” BÜ.s.134.

Jaures'in Hayatı: Rus asıllı Fransız yazar Rapoport’un 1920 li yıllarda yazdığı eserinin adı. “Jaures'in Hayatı" da çok güzeldir.” SNK.s.175.

Jdanov: Andrey Alexandroviç Jdanov 1896-1948 sovyet siyaset adamı ve yazar “Said’in tahlilleri sinirlarina kadar goturulurse, Jdanov’unkine benzeyenyalnis bir hukme varilabilir.” Kİ.s.68.

Jean (Yuhanna) İncili: Yuhanna İncili ya da Aziz Yuhanna’ya göre İncil. Aziz kilisenin kanbul ettiği dört incilden Sonuncusu. “Jean (Yuhanna) İncili ile diğer inciller arasında ortak bir yan yoktur.” IDG s.114.

Jean Bodin: (1530-1596) Fransız filozof ve yüksek yargıç. 1576 yılında yayımladığı eseri “Devletin Altı Kitabı” ya da “Cumhuriyetin altı kitabı” adlı eseriyle meşhurdur. “Zamanında devlet işlerine ve harici siyasetine faal olarak katılan Jean Bodin de “Politikacılar”dandı.Önce hukuk hocasıydı,sonra majistra oldu.” UU.s.186.

Jean de Meung: Jean de Meung ya da Meun (1240-1305). Fransız yazar. Baş tarafını Guillaume de Lorris’in yazdığı Roman de la Rose’a eklediği 17723 dizeyle ünlüdür. “Evi ise Eflatun’u, Sokrat’ı, Jean de Megung’ü, Saint-Paul’ü, Virjil, Pattelin’i hatta Villon ipsizini barındıracak kadar büyük.” KA.s.233.

Jean Du Bellay: (1492-1498) Fransız diplomat ve piskopos. “Fransa'nın Roma nezdindeki bir elçisi, Jean Du Bellay Fransız asilzadelerine Antika eserler teminiyle görevlendirilir.” KA.s.118

Jean Guitton: (1901-...?). Fransız filozof ve felsefe profesörü. “31 Ocak 1963 “Nouvelles Litteraires”de Jean Guitton’un güzel bir yazısı var.” Jur.I.s.110.

Jean Lacroix: 1900-1986 Fransız filozof ve yazar. “Şimdi de, Auguste Comte’un biograflarından biri filozof Jean Lacroix’yı dinleyelim:”SSSS.s.90.

Jean Lahor: (1840-1909) Fransız şair ve hekimi. Jean Lahor takma adıdır, asıl adı: Henry Cazalis’tir. En önemli eseri olan Illusions (Hayal) isimli şiir kitabını, doğu düşüncesi ve karamsarlığından etkilenerek yazmıştır. Lahor, Hindistan dini ve felsefesiylede yakından ilgilenip 1888 yılında Histoire de la Litterature Hindoue (Hint Edebiyatı Tarihi) ismli bir eser kaleme almıştır. “Şairane bir “Hint Edebiyatı Tarihi”nin de yazarı olan Jean Lahor, Hint karamsarlığını büyük bir belagatle dile getirir.” BDE.s.69.

Jean Rostand: (1894-1977). Fransız biyolog ve yazar. “Jean Rostand, “tabiatın sırlarından bazılarını aşırdık”, diyor, ilim adamı çok defa ne yaptığını bilmeyen bir büyücü çırağı.” BÜ.s.218.

Jeanne D’arc: (1412-1431) Fransız Milli kahramanı basit bir köylü ailesinin kızıydı on üç yaşındayken tanrıdan geldiğine inandığı sesler duymaya başladı haftada üç defa duyduğu bu sesler, kuşatılan Orleans’ı ve bütün Fransayı kurtarmak için harekete geçmesini istiyordu. O sırada kral V Charles akıl dengesini kaybetmiş Fransa çeşitli yenilgiler ve yüzyıl savaşlarında İngilizlerle imzalanan Proyes antlaşması yüzünden çok güç durumdaydı bu sırada Jeanne D’Arc erkek kılığına girdi ve her yanı istila edilen Fransa’yı boydan boya aşarak 1429 da Kralın bulunduğu Chinon’a vardı Kralı Fransız tahtının gerçek mirasçısına verilmesini sağlama konusunda ikna etti. Poitiers’de silah kuşanarak asker kılığına girdi. Mayıs 1429 da Orleans’a girerek şehri İngilizlerin elinden kurtardı. “Bütün bu haltlar Jeanne d’Arc ile İsa adına işlendi.” KA.s.311.

Jean-Paul Richter: Johann Paul Friedrich Richter. (1763-1825). Jean Paul denir. Alman yazarı. J.J.Rousseau’ya duyduğu hayranlıktan dolayı jean Paul adını benimsedi. “Bu bakımdan, Almanlar arasında en çok Jean-Paul Richter’e yakın.” Kİ.s.374.

Jerusalem: Johann Friedric Wilhelm (1709-1789) Alman protestan ilahayatçısı. “Bilgi sosyolojisi Avusturyalı bir filozofun,jerusalem’in ortaya attığı bir tâbidir.” UU.s.273 Jimnaz: Eğitim kurumu. Almanya, İsviçre vb. ülkelerde ortaoğretim kurumlarına verilen ad. “Sonra Karabağda açılan Rus Jimnazı.” BÜ.s.155.

Jirondenler: Fransa da Fransız ihtilali sırasında faliyet gösteren siyasi parti “1789 İhtilâlinden sonra “Jironden”lerin siyasi rakiplerini yermek için kullandıkları “anarşist” 1840’dan itibaren öğünülecek bir vasıf olmuştur.” Mağ.s.162.

Joel Chandler Harriss. (1848-1908). Amerikalı gazeteci ve yazar. Özellikle zenci halk masalları derlemesi yaparak amerikadaki zengi ve kölelik meselelerine tarafsız bir yaklaşım getirilmesine katkıda bulunan bir yazardır. “Bu olaylara Chandler Harris’in (1880) ‘Remus Amca’sindaki hikayeleri de eklemek lazım.” Kİ.s.320.

Joel: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygamberler kısmında yer alan kitaplarından birisinin adı.Bu bölümde Yoel isimli nebi anlatılır. Joel Mecazî bir dille çekirge afetini anlatır. kıyamet günü yakındır ve Rab tecelli edecekti.” IDG.s.128.

John Bright: (1811-1889) Barışsever söylemleriyle tanına bu çerçevede Empertalist siyasete ve Kırım savaşına karşı çıkan İngiliz siyaset adamı. “Matthew Arnold'un ‘Kültür ve Anarşi’de (1869) ileri sürüldüğü görüşler John Bright’e bir cevaptı.” Kİ.s.31.

John Cowper Powys. (1872-1963). İngiliz yazar, şair ve denemeci. “Resmi eğitimden çok kendiliğindenlik üzerinde durur.” Kİ.s.32.

John Dewey: John Dewey (1859-1952)kişiye yararlı olan ve ona mutluluk veren düşünceler doğrudur. Ona göre düşünce çevreye uymayı, doğadan yararlanmayı ve mutlu olmayı sağlayan bir alettir. Bilimselyasalar ve kuramlar başarılı olursa, yani uygulamada bir işe yararsa iyi ve doğrudur, aksi olursa yanlıştır düşüncesini savunan Fransız filozof. “John Dewey 'nin Cyclopaedia of Education (1911)daki ‘kültür‘manası, ne Tylor'u zikreder ne başka bir antropolog'u.” Kİ.s.33.

John Dewey: (1859-1952), Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Türkiye’ye çağrılan incelemeler yaparak Türk eğitim sisteminin kurgusu üzerine rapor hazırlayan Amerikan eğitim bilimci ve filozofu. “John Dewey'nin ‘Cyclopaedia of Education’ (1911)daki ‘kültür’manası, ne Tylor’u zikreder ne başka bir antropolog’u . Oysa yazar, Kolombiya’dayken Boas’la tanışştır.” Kİ.s.33.

john Henry Newman: (1801-1890) İngiliz rahip ve 1851-1858 yııları arası Dublin Katolik üniversitesi rektörü sonra tekrar kardina.“Kardinal John Henry Newman’a göre, liberal bir terbiyenin esas amacı bu yetkinliği sağlamaktadır.” KA.s.98.

John Locke: İngiliz empirizminin kurucusu olan ünlü filozof.1632-1704 yılları arasında yaşamış olan Locke'un temel eserleri, An Essay concerning Human Understanding (İnsan Zihni Üzerine Bir Deneme) ve Two Treatises of Government (Yönetim üzerine İki Deneme)'dir. “Hem tahttan indirilen II.James’in kızı hem de William’ın karısı olan prenses Mary, 1689 şubatında kocasıyla buluşmak ve taç giymek için Hollanda’dan ayrılırken, onu İngiltere’ye götüren gemide John Locke da vardı, John Locke ve istikbali.İstikbali derken iki eserin yazmalarını kasdediyoruz.Locke onlarla ün sağlayacaktı kendine:İnsan Zekası Üzerine Deneme ve Sivil Hükümet Üzerine Deneme.İkinci kitabın asıl adı: ‘Sivil Hükümetin Hakiki Menşei, Gerekçesi ve Amacı Üzerine ikinci deneme”,ikinci deneme, çünkü Locke onunla aynı zamanda yayımlanacak olan birinci denemesinde, mutlakiyetçi bir yazarın, Sir Robert Filmer’in Patriaarka adlı eserindeki yanlış prensipleri çürütmeye çalışştı.” UU.s. 231.

John Lyly: (1534-1606) J İngiliz yazar. “John Lyly’nin Eyuphues’u (1578), zarif bir üslupla anlatılan, içine ahlâkî ve dinî mülahazaların da serpiştirildiği romantik bir serüven.” KA.s.213.

John Markos. Dört İncil yazarından biri olarak genel kabul gören Aziz markos “Aziz markos İncil'i, Genel olarak John Markos'a atfedilir.”IDG.s.129.

John Stuart Mill: (1806-1873). İngiliz Filozof ve iktisatçı yazar. John Stuart Mill ve Matthew Arnold gibi yazarlar, incelmiş fakat din dışı dünya görüşü olarak ele alınan hümanizmin en mükemmel temsilcileridir.” KA.s.112.

John Wilkes: (1725-1797) İngiliz siyaset adamı ve politika yazarı. “İngiltere’de John Wilkes’in saldırıları Lord Bute hükümetinin düşmesine -kısmen de olsa-yol açmıştır.” Mağ.s.43.

Jose Amador de Los Rios: (1818-1878). İspanyol şair ve yazarı. Jose Amador de Los Rios'un Historia Critica de la Literatura Espanola’sı (1861-1865) ile Manuel Milay Fontanals’ın De la Poesia Heroico -Popular Castellana’sı (1878) gibi. Kİ.s.423.

Joseph Andrews. The History of the Adventures of Joseph Andrews. İngiliz yazar Henry Fielding (1707-1754)’in 1742 yılında yazdığı duygusallığın parodisi niteliğindeki eseri. “Fielding, Joseph Andrews’un önsözünde, nesir şeklinde yazılmış komik bir destan diye tanımlanan destan diye tanımlar romanı.” KA.s.130.

Joseph Bedier: (1864-1938) Fransız tenkitçi ve profesör. “Kornuay âşıklarının acılı serüvenini son terennüm eden şairlerden biri de Joseph Bedier ‘Kornuay’da bir kral Marc yaşamaktaymış bir zamanlar.” KA.s.161.

Joseph de Maistre: (1753-1821). Fransız felsefeci yazar ve siyaset adamı. Rivarol ve Joseph de Maistre gibi ülke dışına kaçan Fransızlar da ihtilale düşman.” Mağ.s.115.

Joshua: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümününde yer olan kitaplardan biri. “Joshua (İ.Ö.)400: Musa’nın ölümünden Filstin fethi sonuna kadar İsrailin başına gelenler.” IDG.s.126.

Joubert: Petrus Jacobus Joubert 1831-1900 buerlerın başkomutanı ve general guney afrıka cumhurıyetının bagıİ.Sızlık kahramanı “Ve ince JAUBERT’İ, sonra Napoleon’u benimser’’ SNK.s.235

Joyce: James Joyce (1882-1941). İrlandalı eksprestyonist (dışavuruncu)roman yazarı. “Romancı ister soyut ve sembolik bir dil kullansın, ister halk diline yönelsin, isterse Joyce gibi her ikisiyle yazsın, roman, artık, bir dil araştırması, bir dil tecrübesidir.” KA.s.286.

Jön fesede: Genç fesatçılar, genç sahtekarlar anlamına gelir. Ebuzziya Tevfik İkinci Abdulhamit’e yazdığı bir mektupta Jön Türk yerine bu ifadeyi kullanmıştır. Ama kendisi de Jön Türk akımının kurucularındandır. “Filhakika jön Türklerin bu kıdemli mücahidi velinimeti ikinci Abdülhamit’e takdim ettiği bir arîzada, genç doktoru şöyle müdafaa ediyordu: Jön fesede namında elyevm isviçre’de bulunan hey’et,i neşriyenin başına geçmiş olan doktor Cevdet söz anlar bir admdır.” BÜ.s.140.

Jön Türkler: Yeni Osmanlılar, genç Osmanlılar adıyla da bilinen bu grup 1865’te İstanbul’da gizli bir dernek olarak kuruldu. Sadrazam Ali Paşa’nın tepkisi karşısında derneğin ileri gelenlerinden Mustafa Fazıl Paşa’nın çağrısı üzerine faaliyetlerine Paris’te devam etti. Jön Türkler 1871’den sonra hükümetle anlaşarak genel aftan yararlandılar ve yurda döndüler jön Türkler, Tanzimat ve sonrasında yapılan yenilikleri yeterli bulmayarak, Osmanlı Devleti’nin art arda yaşadığı siyasi ve ekonomik krizlerden kurtulabilmesi için bir anayasa hazırlayarak meşrutiyetin ilan edilmesini, ülkede serbest seçimlerin yapılıp mebuslar meclisinin oluşturulmasını, Mebuslar meclisinde Müslüman olmayanların da temsil edilmesini, devlet işlerinin bu meclis tarafından denetlenmesini istiyordu. “Filhakika jön Türklerin bu kıdemli mücahidi velinimeti ikinci Abdülhamit’e takdim ettiği bir arîzada, genç doktoru şöyle müdafaa ediyordu:Jön fesede namında elyevm İsviçre’de bulunan hey’et,i neşriyenin başına geçmiş olan doktor Cevdet söz anlar bir admdır.” BÜ.s.140.

Juan de Valdes: (öl.1541). İspanyol hümanisti ve yazarı. “1535’de yazılan Dialogo De La Lengua’da, Juan De Valdes, Kastilyaca’nın kaynakları, belli başlı özelliklerini ve edebiyatta kullanışı anlatır iki İtalyan’a.”KA.s.397.

Jules Mohl: (1800-1876).Alman “Ya Jules Mohl (1800-1876)? Paris’e Doğu dillerini öğrenmek için gelen genç Alman, mütercim ve şarkiyatçı. “Fransızca’ya “Şehname”yi kazandırdı.” BDE.s.67.

Jules Guesde: Mathieu Jules Bazile Gueste Jules Gueste de denir (1845-1922) Fransız siyaset adamı ve 1882-1902 işçi partisinin lideridir “Jules guesde taraftarıdır. Milran, kolektivizmi demokratik sosyolozm olarak tarif ader. SNK.s.76.

Jules Renard: (1864-1910), Fransız roman hikaye ve oyun yazar. “Jules Renard, Anna Karenina’yı okumak istememiş, çünkü yüzde yüz Fransız olmayan hiçbir şey ilgilendirmezmiş üstadı.” KA.s. 229.

Jules Reviczky[14]: (1855-1889). Macar şair ve yazarı. "Jules Reviczky, 1855-1889, ne güzel söylemiş:'Şarkı güzel, şarkı kutsal, hele milli ise ama şarkıların en güzeli insanlığın, dünyanın şarkısı ".” Kİ.s.47

Jules Romains: Fransız yazarı Louis Farigoule (1885-1972)’ün yazılarında takma ad olarak kullandığı ve sonradan kanuni adı olan ismi. “Sonra şakirtler:Galsworthy, Thomas Mann, Broch, Marcel Proust, Jules Romains.” KA.s.140.

Jules Verne: (1828-1905), Fransız bilim- kurgu romanı yazarı. “Ama modern ilmi bilgilere ragmen “fantaziler rafi”na en çok beğenilern kitaplar hâlâ H.G.Wells’inkilere Jules Verne’inkiler.” Kİ.s.321.

Juliette: Sheakpear’nin ünlü Romeo ve Juliette isimli romanının kadın kahramanı. Önce aşk, ‘bir Destemona veya bir Juliette’in aşkı gibi saf ve içli.” BDE s.209.

Jung: Carl Gustave Jung (1875-1961). İsviçreli psikiyatris “Pant ile Nirala birinci akımdan yanadırlar, deneyciler Benedetto Croce’den, Freud’la Jung’un psikanalizinden, egzistansiyalizmden, Japon şiirinden ilham alan yeni bir edebiyat yaratırlar.’’ BDE.s.251.

Jurnal: Olayların günü gününe yazıldığı günlük defteri. “1939’da Eminönü halk evinde Dosto’nun Jurnal’ini karıştırmış ve büsbütün hayal kırıklığına uğramıştım.” UU.s.212.

Justinianus: (öl.565) Doğu Roma kralı. Roma kanunlarının toplayıcısı veya toplatıcısı olan hükümdar “Asıl araştırma konusu Hint hukuku idi, Justinianus’u olmak istiyordu bu hukukun.” BDE.s.41.

Juvenalis: Decimus Jumius Juvenalis (İ.S.60-130-140’a doğru) Latin hiciv şairi “Bazan revak,saray kadar muhteşem: Dusaultx’nun Juvenalis tercümesinde yazdığı giriş, Juvenalis’in kaleminden çıkmacasına heybetli...” Kİ.s.277.

Jüpiter: 1950’li yıllarda kullanılan iki Amerikan füzesinin adı.“Ve Jüpiter’in korkunç silahını, emekleyen bir çocuğun parmakları bir avuç ışığa kalbedebiliyor.” BÜ.s.218.

Kaalubela: Kaalu (söylediler) ve bela (evet)kelimelerinden oluşmaktadır. “bela dediler” anlamında.bir kelime grubu. Terim anlam olarak Elest Meclisinde ruhların Allah’a söz verdikleri anı ifade eder Kaalubela’ya “bela zamanı” da denir. “Avrupa kaalubela’dan beri Hintlilerin nefis kumaşları alıyor, ona mukabil kıymetli madenler veriyordu.” BDE.s.77.

Kaamus-u Â’lâm: Şemsettin Sami (1850-1904)’nin 1889-1893[15] yılları arasında yazdığı,tarih coğrafya ve önemli kişileri ihtiva eden 6.ciltlik ansiklopedik Kamus-u’nun adı “Şemsettin Sami’nin Kaamus-u Alem’i 6 cilt. 12 sene çalışır.” SNK.s.325.

Kaamus-u Fransevisi: Şemsettin Sami (1850-1904)’nin 1880 yılında yazdığı Fransızca dan Türkçe’ye sözlük. “Ancak 1876’da bunlari yazan ŞemsettinSami Bey, 1312’de 4. baskisini yapan Kaamus-u Fransevisi’nde sosyalizmi “Silk-i Sakim-i İstirakiyun” (sapik olan istirakiyun yolu) diye tarif eder (Arap Sah’in tabiriyle “tek ayak uzerinde dünyayi velveleye veren” Timurlenk).”.SNK.s.162.

Kabahatli Kim: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın 1845 yılında yazdığı romanının adı. “Ayni yil bir roman cikti: Kabahatli Kim.” Mağ.s.87.

Kabakçı:Kabakçı Mustafa İsyanı. 29 Mayıs 1807’de Osmanlı Sultanı Üçüncü Selim Hanın tahttan indirilerek yerine Dördüncü Mustafa Han’ın geçirilmesiyle neticelenen isyan. Kastamonulu olan Kabakçı Mustafa’nın Mayıs 1807’de, âsîlerin lideri seçilmesinden önceki hayatı bilinmemektedir. “Celali, Kabakçı hareketleri ihtilaldir.”SNK.s.310.

Kabaklı: Bkz Ahmet Kabaklı “Naci Çelik’in Kabaklı hakkındaki hezeyanları bize meşhur bir mısraı hatırlattı: “Edip olur kişi sermaye-i hayâsı kadar.” KA.s. 340

Kâbe: Mekke’de bulunan Harem-i Şerif’in ortasında yer alan Müslümanların kıblesi “Kâbe inşa edilmiş ve Kâbe’nin koruyuculuğu babadan oğula geçerek Kureyşlilere kadar gelmiş.” Kİ.s.149.

Kabil Kompleksi: Psikolojide büyük kardeşin küçük kardeşe duyduğu kıskançlık. Terim kardeşi habili kıskançlık yüzünden öldüren Kabil’in vicdan azabından kurtulmak için yaşadığı mekanı terk etmesi ve diyar diyar gezmesi hadisesinden ilham alınarak oluşmuştur.“Bu firar bir Kabil kompleksi.” BÜ.s.95.

Kabiller: Kabil Adem peygamberin oğludur küçük kardeşi Habil’i öldürmesiyle bilinir metinde yazar Kabiller diyerek zulm eden kişileri anlatır. “Yalnız bu ailede de Kabileler ve Habiller var”.SNK.s.383.

Kabillersoyu:Kabil, Hz Adem’ın oğlu. Tarihin ilk kardeş katili. Zararı önce en yakınındaki kişiler dokunmuş bir bedbaht. Kapitalizmin kurucusu olan burjuvazi önce kendi ülkelerindeki en kalabalık ve en fakir sınıfı sömürmüştür. Sonra da bütün kıtalardaki insanları s.mürmeyi gaye edinmiştir. Kendine en yakın insanlara en fazla zarar veren bu ihtilal imtiyazlıları Kabil’in soyu olarak vasıflandırılmıştır “Batılı, bir Kabiller soyu.” KA.s.359.

Kabli (a priori) prensibler sistemi: ön, öncelik prensibi. “Kabli (a priori) prensibler sistemi: Bu prensiplerin doğruluğu tecrübeyle ıspat edilemez, mantıki olarak ifade edebilirler, ne olduklarını biliriz”. IDG.s.172.

Kaçak: Orhan Kemal (1914-1970)’in 1970 yılında çliminden sonra yayımlanan romanı. “Kaçak eski bir romancının nasıl zorlandığını ve tükendiğini gösterir.” KA.s.342.

Kadambari: MS.VII. asırda yaşamış Hint yazarı Bana’nin roman olarak değerlendirilen eserinin adı. “ ‘Kadambari’ adlı eseri de Hint edebiyatının şaheserlerinden sayılır.” BDE.s.239.

Kaderin Sırrı Üzerine: Büyük İslam bilginlerinden olan filozof ve hekim İbn Sina (980-1037).’nın küçük risalelerinden biri “Sonra üçbeş sayfalık risaleler: ‘Fiil ve İnfial üzerine’ ‘Kaderin, Sırrı Üzerine.’” Kİ.s.185.

Kadın ve Sosyalizm: “Cemil Meriç’in 7 Ekim 1966 tarihli Lamiâ Çataloğlu’na yazmış olduğu mektupta yazacağını söylediği kitabın adı. “Yarın yeni bir kitaba başlayacağım: ‘Kadın ve Sosyalizm’. Bu kitabı senin için yazacağım.” Jur.II.s.33.

Kadının Köleleştirilmesi: Stuart Miil’in 1899 yılında yazdığı eserinin adı “Diğer eserleri de şunlar: ‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsili Hükümet’, ‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’ (1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.

Kadir Gecesi: Hicri takvimde Ramazan ayı içinde saklı olan ve Kuran’ın Levh-i mahfuz’dan semayi dünyaya indirilmeye başladığı gecedir. “Kadir gecesi Peygamberin Ali ibn Ebi Talib’in halifeliğini ilan ettiği gecedir.” I. D. s.57

Kadisiye Mağlubiyeti: Kadise savaşı. 637 yılında Hz. Ömer zamanında Müslümanlarla İranlılar arasında yapılan ve Zaloğlu Rüstem komutasında İranlıların yenilgisiyle neticelenen harbin adı. Kadisiye mağlubiyeti üzerine, Eski İran’ın düşğü zeval ve inkırazdan muzdarip ve nalân olan Firdevsi-i Tusi, Araplar’ın ve Araplığın en büyük bi- aman düşmanı idi”. Mağ.s. 264

Kaf Dağı: Mitolojide, özellille doğu mijolojisinde dünyayı çepeçevre kuşatan efsanevi dağ. Kaf dağı tabiri ulaşılması güç yer, makan, görkemlilik ifadesi olarak kullanılır. “Bir zamanlar bir kamuoyu, bir toplum, bir edebiyat dünyası vardı.Bugün beş altı tane.Hepsininde burnu Kaf Dağında.” Mağ.s.245.

Kafka: Franz Kafka (1883-1924). Eserlerini Almanca yazan Çek eksprestyonist yazarı. Hayatının ve eserlerinin örtak yönü “Her şeyi sunmak ve hiçbir şeyi doğrulamamak”tır. “Nietzsche’nin Zerdüş’ü ile Kafka’nın Şato’su da birer fantastik hikâye.” KA.s.136 Kafkasya: Karadenizin doğusunda büyük ve küçük Kafkas dağlarıyla kaplı olan bölgeye verilen ad. “İskenderiye, Beyrut, Sur, Akka limanları Kafkasya, İran, Arabistan veya Afrika bölgelerine doğru uzanan ticaret yollarının köşe taşlarıydı.” BFH.s.89.

Kahire: Mısır’ın başkenti Nil kıyısında, deltanın başına 25km büyüğünde bir yerleşim yeri. "Önce 1378'de Heİ.Sen'de katledilmiş der, sonra da 1406'da Kahire'de eceliyle ölmüştür der. H. See, Marrou İbn Haldun'dan söz etmek".SNK.s.174.

Kahraman: Bkz. Kahramanlar. ‘Carlyle insanın yaşayışını ve düşünce ufkunu genişleten büyük insanlara ‘Kahraman’ adı veriyor.’Kİ.s.181.

Kahramanlar Üzerine Konferanslar: Diğer ismiyle Kahramanlar.Ünlü İskoç yazar Thomas Carlyle (1795-1881)’nin 1840 yılında verdiği bir kısım desler dizisi. Du dersler daha sonra “Kahramanlar” adıyla kiyaplaştırılmıştır.                             “Kahramanlar Üzerine

Konferanslar’da (1840) büyük adam doktrini, insanklık tarihine tatbik edilir.” Kİ.s.376. Kahramanlar: İskoçyalı yazar Thomas Carlyle (1795-1881)’in 1841 yılında neşrettiği meşhur kitabı. “Reşat Nuri, Kahramanlar’ı elli küsur yıl önce çevirmiş Türkçeye” Kİ.s.366.

Kailasa: Hint Mitolojisine göre doruğunda Tanrı Şiva ile eşi Şakti’nin oturdukları evrensel ve ulaşılmaz dağ “Bambu dallarında türkü söyleyen rüzgâr/ Kılavuzun olsun Kailasa’ya kadar.” BDE.s.380.

Kakafoni: “Biliyorum ki, küçük bir aldatış senfoniyi kakafoniye çevirir”.Jur.II.s.68. Kalapurnodoya: Hint Telugu edebiyatında orta çağda yaşamış hikayeci ve yazar Pingali Surana’nın eseri. “Kahramanları Tanrılar, periler ve insanlar olan garip bir eseri var: Kalapurnodaya” BDE.s.298.

Kalde: Mezopotamya’nın ve Sümer’in güneyine verilen ad daha sonra Kalde adı Bütün Bağbil için kullanılır. Kalde aynı zamanda Bağbile en görkemli Çağlarını yaşatan hükümdar sülalesinin de adıdır. “Doktrinleri:eski Kalde’nin astrolojisı matematik ve astronomik araştırmaları ile nev Fisagori ve nev Eflatuni spritualitenin birleşimi idi”. IDG.s.223.

Kale Kumandanın Kızı: Bengal romanının babası olarak kabul edilen Bankim Çandra Şaterci: (1838-1894)’nin 1864 yılında yazdığı eseri. “İlk kitabı ‘Kale Kumandanın Kızı’ (1864), ‘Mutluluk Manastırı’ (Anandadamat) en tanınmış romanı, Bengal vatanseverlerinin millî marşı ‘Anavatana Selam’ (Bande Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275.

Kale Kumandanın Kızı: Bengalli edebiyatcı Bankim Çambra Şaterci (1838-1894)’nin 1864 yılında yazdığı eseri. “İlk kitabı ‘’Kale Kumandanın Kızı’’ (1864), ‘’Mutluluk Manastırı’’ (Anandadamat) en tanınmış romanı, Bengal vatanseverlerinin millî marşı ‘’Anavatana Selam’’ (Bande Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi. Bankim Çandra Şaterci: (1838-1894),Bengal’in Walter Scott’u,İlk kitabı,Kale Kumandanın Kızı 1864 Mutluluk Manastırı (Anandadamat) en tanınmış romanı,Bengal vatavseverlerinin millî marşı “Anavatana Selam’’ (bande mataram)bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275. Kalem-i Âlâ: Hakikat-i Muhammediye, akl-ı kül. “Allah'ın, Hakikat-i Muhammediye' de ilim sıfatı ile tecelli ve zühur etmesi itibariyle buna akl-ı külli, kalem-i a'lâ ve levh-i a'zâm gibi isimler verilmiştir." IDG.s.182.

Kali Yuga: Hint dilinde karanlık çağı anlamında bir kelime. “Kali Yuga Ne zaman sona erecek?” Jur.I.s.118.

Kali: Siva’nın karısı Devi’nin kara derili (Syama) halidir. Bu Tanrıça’nın kan dökücü yönünü gösterdiği zaman aldığı biçim ve adtır. Boynunda insan kafataslarından yapılma kolyesi, kanlı ağzı ve çevresindeki yılanlarla korkunç bir görünüşe sahiptir. “Halk inançlarında Devi, Durga,Kali, Parvati,Uma,Padma, Kendi gibi binbir isimle anılan Ana Tanrıça'yı baştacı eder tantrizm.” BDE.s.161.

Kalidasa: IV-V. asırda Sanskrikçe yazan Hint milli şairi ve oyun yazarı “Kalidasa’ya Hint’in Shakespeare’i dedirten de bu şaheser.” BDE.s.52.

Kaliforniya (Berkeley) Üniversitesi: 8 değişik yerde kampusü bulunan ilk olarak 1855 yılında Berkeley’i de açılan, ABD’nin en önemli yüksek öğretim topluluğunu oluşturan devlet ünüversitesi. “Meselâ 1964-65 Amerika’nın Kaliforniya (Berkeley) Üniversitesi’nde ve daha bir çok Amerikan üniversitesinde görülen hareketlerle, üniversite dışı gençlerin bazı direnişlerinde bulmak mümkün”. Mağ.s.177.

Kalitatif: Nitel, nitelikle ilgisi bulunan “Kantitatif birikmelerden kalitatif bir mahiyet degisikliği dogar.”SNK.s.55.

Kalküta Yüksek Mahkemesi: Hindistan’ın Kalküta eyaletinde bulunan mahkeme. “1783’de Kalküta’da mütevazi bir sekreterdi, 1801’de Fort William Koleji’nde Sanskritçe ve Hint hukuku hocası, 1805’de Kalküta Yüksek Mahkemesi’nde reis oldu, 1807’de de Hindistan Konseyi’ne üye seçildi.” BDE.s.42.

Kalküta: Hindistan’da batı Bengal eyaletinin merkezi olan bir kent “Avrupa’da ilk Veda okulu College de France’da Burnouf tarafından kurulmuş (1838); Rig-Veda aynı tarilerde, Kalküta’da yayımlanmış.” BDE.s.109.

Kalpa: Yeni bir dünyanın yaratılmasıyla sonuçlanan bir kozmik dönemi belirten Sanskritçe kelime. Brahman yılının bir gününe eşit olan bir kalpanın süresi, 12 milyon insan yılıdır. “Bakışları süzgünleştiren iksir/ Kalpadan çıkılır,/ Ciçekleri ayaklarını kınalar,/ Çiçekleri saçlarını süsler yosmaların.” BDE.s.382.

Kalpazanlar: Andre Gide’nin 1926 yılında kaleme aldığı serüven romanı. “Kalpazanlar yazarına göre, bir felaket değil bu.” KA.s.151.

Kalu Belâ: Kalu ve Bela kelimelerinden müteşekkil. Kalû: onlar dedi anlamında. Belâ: evet anlamında iki Arapça kelime. Allah insanları yaratmazdan evvel onlarının ruhlarını yaratmıştır. Allah yarattığı ruhları bir mecliste toplayarak onlara Elestü bi- Rabbiküm? ( Ben sizin Rabbiniz Değil miyim?) dedi. Ruhlar da Allah’a cevaben Belâ. ( evet.) dediler. Böylece Allah’a kulları ahit ve söz vermiş oldu. Müslümanlar, Müslüman oluşlarını bu elest meclisindeki söze bağlarlar. “Taşrada ve köylerde askerlik bir felaket, ama vergiler kalu belâdan beri hep aynı vergiler, halk bunlara alışık ve zaten çok ağır da değiller.” BFH.s.140.

Kalvinist: Calvin’in dini öğretisine inanan kişi veya kişiler. “Kalvinist Reform, yeni Yunan hümanizminin ihtiva ettiği paganizme karşı zaruri bir baş kaldırmadır. KA.s.89. Kalvinnist: “Presbiteryenler                            (İskoçyalı) Kalvinnist, Knox demokratik bir

teokrasi.Devlet dine karışmamalı, pastörleri halk kendisi seçmelidir.”SNK.s.217.

Kalyanos. Eski çağda (MÖ V.asır) Ktesias’a bir müridi için tarihçilerinin kullandıkları isim. “Etrafındakileri “kalyana” hitabıyla selâmladığı için, tarihçilerin “Kalyanos” diye bahsettikleri bu Hintli, İskender’in iltifatına mazhar olur, ama gördüğü itibar gözlerini kamaştırmaz, dünya nimetlerini küçümsemeye devam eder ve... hiç beklenmedik bir anda ölmeye karar verdiğini bildirir.” BDE.s.29.

Kama: Hint istek Tanrısı. Veda sonrası mitolojide aşk tanrısı olarak ortaya çıkar ve Ramana, Mayi, Ananga, Vama... gibi birçok isimle anılır. Tanrı’nın evlenme teklifini bir şartla kabul etmiş: Önce Kama hayata kavuşacak”. BDE.s.132.

Kamandakiya: Hintli yazar Narayana’nın Hitopadesa (faydalı bilgi)adlı eserini yazarken başvurduğu ve faydalandığı önemli bir eser. Bu eser hakkında kaynaklarada açıklayıçı bilgi yoktur. “Yazar, ‘Hükümdar için Ahlâk Kitabı’ (Kamandakiya) adlı bir kaynaktan da faydalanmış.” BDE.s.233.

Kama-Sutra: 4. ile 7.asır arasında Vatsyayana tarafından Sanskritçe yazılan aşk kuralları kitabı Kama-Sutra”, bugün de aşk sanatının en güzel kitabı. BDE.s.181.

Kamban: Gugmumdur Kanban (1888-1945) İzlandalı tiyatro oyunları ve roman yazarı. “Kamban 12. yüzyılda “Ramayana”yı çeviriyor Tamulcaya,24.000 beyitlik destan, bugünde halkın ençok sevdiğikitaplardan biri.” BDE.s.293.

Kamil Paşa: “Kâmil Paşa (Yusuf) 1808-1876 Sultan Abdülazîz Han devri sadrâzamlarından. 1808 yılında Arapkir’de doğan Kâmil Paşa, Akkoyunlu âilesine mensuptur. Devrinin başarılı devlet adamlarından ve en zenginlerinden olan Paşa, dürüst ve iyiliksever bir kimse olarak tanınmıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca bilen Kâmil Paşa’nın edebiyatçı olarak tanınmasını sağlayan eser, Fenelon’un yazdığı Telemak’ın Maceraları adlı kitabın tercümesi olan Terceme-i Telemak’tır. “Kâmil Paşa’nin telemek’ı Avrupa’dan gelen bir Hümayunnâme” BÜ.s.143.

Kâmil Paşa: Mehmet Kamil Paşa (1832-1913) Kıbrıslı Türk Sadrazamı. 1885 yılından itibaren 1909 yılında ki İtihat ve Terakki cemiyeti ile anlaşmazlığına kadar çeşitli tarihlerde 3 defa sadaret makamına gelmiştir. “1909 Ocak’ında, Meclisle Sadrazam Kâmil Paşa arasında bir ihtilaf çıkar. İttihat ve Terakki de bu ihtiyar devlet adamından kurtulmaya can atmaktadır.”BFH.s.145.

Kamus-u Felsefe: Rıza Tevfik’in 1914 yılında İstanbul’da yayımladığı 2 ciltlik kitap. Kamus-u Felsefe’nin ilk cildi 806 sayfa, ikinci cildi ise 400 sayfadan oluşmaktadır. “Kamus-u Felsefe yazarı geniş tecrübesine rağmen mâbedi pencereden seyreder, içeri girmez. Daha sonrakiler mâbedin varlığından bile habersiz.” BÜ.s.105

Kamusu Fransevi: Şemsettin Sami (1850-1904)’nin 1880 yılında yazdığı Türkçeden- Fransızya, Fransızcadan-Türkçeye yazdığı 2 ciltlik sözlüğünün adı. “Filhakika, Kamusu Fransevide sosyalizmin karşılığı “silki sakimi iştirakiyyun”dur.” Mağ.s.222.

Kansu: Ceyhun Atuf Kansu (1919-1978). Cumhuriyet dönemi şair va yazarlarında. “Sadreddin Celal üniversite hocası oldu, Kansu CHP Genel Sekreterliği’ne getirildi.”SNK.s.268.

Kant: Immanuel Kant. (1724-1804) yılları arasında yaşamış olan ünlü Alman filozofu. Temel eserleri: Kritik der Reinen Vernunft (Saf Aklın Eleştirisi), Kritik der Pratischen Vernunft (Pratik Aklın Eleştirisi) ve Kritik der Urteilkraft (Yargı Gücünün Eleştirisi). “ 20. asirin baslarinda Boutroux, Brunschvig ve Bergson Laplace ve kant’in anladigi manada kati bir determinizmi insani sahada Kabul etmezler ve determinizme ilk darbeyi indirdiler. SNK.s.37.

Kant: Immanuel Kant (1724-1804): Felsefede rasyonalizm ve ampirizm akımlarının bir sentezini yapan Alman Felsefeci “Kant’in daha sonra tekrarliyacağı gibi bir Numen’ler bir de Fenomenler var.” SNK.s.61.

Kanun-ı Esasi: Osmanlı Devleti’nde, Sultan İkinci Abdülhamit Han’ın emriyle 28 kişilik bir heyet tarafından hazırlanıp, 23 Aralık 1876’da kabul ve ilan edilen anayasa özelliğindeki kanun. Devletin şeklini, çatısını, devlet içindeki teşrî (yasama), icra (yürütme), kaza (yargı) kuvvetlerinin birbiriyle münasebetini, bunların hangi organlar vasıtasıyla kullanıldığını ve ayrıca ferdin devlete karşı olan hak ve görevlerini tayin eden Kanun-u Esasî, 12 kısım ve 121 maddeden ibarettir. “Büyük diye tanıtılan Tanzimat ricalinin zavallılığı. Midhat Paşa ve dört elle sarılınan son tılsım: Kanun-ı Esasi. Mağ.s.258.

Kânun-ı Kadim: Eski âdet. “Ne kanun-u kadim kalmıştı ne dib-i dirin.” BÜ.s. 131.

Kanuni Süleyman : Kanuni Sultan Süleyman.Osmanlı sultanlarının onuncusu ve İslam halifelerinin yetmişbeşincisi. Saltanatı: 1520-1566. Babası: Yavuz Sultan Selim- Annesi: Hafsa Sultan. Doğumu: 27 Nisan 1495 Vefatı: 7 Eylül 1566. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. “1535, I.François ile Kanuni Süleyman arasındaki bu ittifak Hristiyanlık aleminde büyük tepkilere yol açmıştır.”BFH.s.84.

Kanunlar: Nomoi (yasalar kanunlar) Platon’un tamamlayamadan öldiği eserlerinden birisi. “Eflatun’un Onun için ne Eflatun’un devletiyle kanunlarına ne Aristonun Poletikasına ne de Hristiyan orta çağının beli başlı siyasi eserlarine yer verebildik”. UU.s.168.

Kanunların Ruhu: Fransız yazar Montesuieu’nün 1748 yılında cenevre yayınladığı eserinin adı. “Kanunların Ruhu müellifi, ülkesinin I.François’dan beri sıkı münasebet halinde bulunduğu Osmanlı İmparatorluğu’nubu kadar tanırsa,Hint’i Çin’i, İran’ı ne kadar tanır?” BÜ.s.193.

Kapilar: Hint Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatının önemli yazarlarından biri. “Kapilar devrimci bir şair, kasların baş şmanı, felsefî problemlere de aşina.” BDE.s.288.

Kapital: Das Kapital. Karl Marx’ın sosyalizmin gelişmesinde belirleyici bir rol oynayan ana eseri. Das Kapital eklemeler 4 eserden oluşup ilki 1867 yılında yayımlanmıştır    “Goldmann “Recherches dialectiques”de, sosyolojiyi Marx’ın

kurduğunu ve “Kapital”den başka sosyoloji kitabı yazılmadığını söyler.” SNK.s.20.

Kapitalist: “Kapitalist istihsalin hakim siması tüccar veya müteşebbistir.” SNK.s.207 Kapitalist Ekonomi: Kapitalist üretim biçimi özellikle 19 yy da batı Avrupa da ortaya çıkmış olan, üretim amacının özel mülkiyetine ve bu araçların onlara sahip olmayan emekçiler tarafından işletilmesi dayanan iktisadi sistem “Bu insiyakların doludizgin at koşturduğu bir iktisat düzeni ilham etti: Kapitalist Ekonomi.” BFH.s.3.

Kapitalizm ve İlim: “Rodinson’un ‘Kapitalizm ve İslam’ı iltifatınıza layıktı.Jur.II.s.169.

Kapitalizm: Sermayenin ve servetin belli ellerde toplanarak,sermayedar ile sermayeyi arttırmayı hedefleyen işçilerin ayrı olduğu ve dolayısıyla işçinin sömürüldüğü sınaî, ticârî ve mâlî merkezileşmeyi esas kabul eden iktisâdî ve içtimâi doktrinin adı.“Sarayın direnişi azaldıkça kapitalizm, taarruzunu yoğunlaştırır: keşişler, mektepler, mürebbiyeler, mason locaları.” BÜ.s.135

Kapitülasyon: Osmanlı Devletinde yabancıların statüsünü tespit eden hukukî, malî, idarî ve dinî özellikteki antlaşmalar. Kapitülasyonlara, kısaca “imtiyaz” veya “imtiyâzât-ı ecnebiyye” de denir. “Kalktığını iddiâ ettiğimiz kapitülasyonlar, ruh dünyamızda yaşıyor, hem de bütün habasetiyle.” BÜ.s.126.

Kaplumbağa Masalı: Fabl türündeki eserleriyle tanınmış Fransız yazarı Jean de La Fontaine: (1621-1695)’in 12 kitaplık fabl eserleinden biri. “La Fontaine, ‘Karga, Geyik, Kaplumbağa ve Fare’ masalını buradan almış. İkinci bölüm birinciden çok daha kısa.’ BDE.s.232.

Kara Yacur: Hint Kutsal kitaplarından Yacur-Veda’da duaların ve yorumların birlikte bulunduğu bir bölümün adı. “Yacur-Veda’da adak törenlerinde okunacak dualarla Hint nesrinin ilk örnekleri sayılan yorumlar var. ‘Kara Yacur’da dualarla yorumlar yanyana, “Ak Yacur” da yalnız dualar var.” BDE.s.109.

Karabağ: Yukarı Karabağ. Yaklaşık 4400km2 lik Azerbaycan Cunhuriyeti’ne bağlı bir bölge.“Sonra Karabağda açılan Rus Jimnazı.” BÜ.s.155.

Karacaoğlan: Cukurova’da 16-17. arasında asırlar yaşadığı zannedilen ve aşık tarzı şiirler söyleyen halk aşığı. “Karacaoğlan bir mozayik parçası. Emrah da öyle.” Jur.I.s.378.

Karadeniz: 41° ile 45° kuzey enlemleri arasında bulunan, kıtalararası büyük bir iç deniz. Avrupa’nın güney doğusundaki Balkan ve Anadolu yarımadaları ile, Doğu Avrupa ovaları ve Kafkasya arasında, doğu-batı doğrultusunda uzanır. Batı kısmında kuzey bölgesi Odessa civârında 47° kuzey enlemine kadar çıkar. “İsa’dan iki üç bin yıl önce Baltık denizi ile Karadeniz arasında yaşayan kabileler dört bir yana dağılmış.” BDE.s.38.

Karagöz: Türk gölge oyunu Hacivat ile Karagöz’e adını vereb ve eserlerdeki iki eksen kişiden birinin adı. Oyunda karagöz halkın sağduyusunu kıvrak zekasını, dil çabukluğu gibi özellikleri taşıyan dürüst mert yapmacıksız bir kişiliği temsil eder. “Karagöz’ün repertuvarı tarihinkinden daha zengin.” BÜ.s.221.

Karahanlılar Devri: Karahanlı devleti. 840-1212 târihleri arasında Türkistan ve Mâverâünnehir’de hâkimiyet kuran ilk Müslüman Türk devleti. “Karahanlılar devri (Arapça) Abbasiler’in Türkçe’ye karşı bir teveccühü vardır (1077)” SNK.s.321.

Karahisarlı Ahterî Mustafa Efendi: Ö:1561 16. asır Osmanlı sözlük bilgini Afyon, Kütahya ağzıyla yazdığı Ahter-i Kebir isimli lugatıyla ünlüdür. “16. asırda Karahisarlı Ahterî Mustafa Efendi Arapça’dan Türkçe’ye Lügatı’nı hazırlar.” SNK.s. 321.

Karakterler:Fransız yazarı La Bruyere (1645-1696)’nın 1668 yılında yayınladığı ve 1120 karakteri anlattığı portre kitabı. “La Bruyere’in Karakterleri’i edebi eser sayılmayacaktı.”KA.s. 236.

Karamazof “Evet Karamazof , Tanrı’nın olmadığını yetkili ağızlardan işitince ağır bir yükten kurtulmuş gibi sevinç duyar.” KA.s.359.

Karamazof Kardeşler: Rus yazar Dostoyevsky’nin 1879-1880 yıllarında yazdığı romanın adı. Karamazof Kardeşler de, insan mizacını temsil edemez.”KA.s.263.

Karamazoflar: Bkz.Karamazof Kardeşler. Karamazoflar’ı Papaz Zossima’nın ölümü sahnesine kadar karıştırmış. “Arkasını merak eden varsa, zahmet edip kendi kendine okusun’ buyuruyordu.” Mağ.s.272.

Karamita: Karmati ya da karami İsmini kurucusu Hamdan bin Karmat’tan alan, İsmailiyye Mezhebi’nin kollarından birinin yandaşlarına verilen isim. “İlk İslam düşüncesinin doğuş tarihi, Fatimî hareket, İsmaililerle Batıniler ve Karamita’ler arasındaki nazari ve siyasi münasebetler, İslam tarihinin en karanlık ve çetin meseleleri arasındadır.” IDG.s.52.

Karataka: ‘‘Kral arslan, müşaviri boğa ve nedimleri iki çakal: Karataka ve Damanaka. Doğu dillerine çevrilirken, esere çakalların adı verilmiş: “Kelile ve Dinme” BDE.s.232. Karataka: Pança-Tantra’da, Mitra-Bheda hikayesinin şahıslarından biri olan çakal. “Kral arslan, müşaviri boğa ve nedimleri iki çakal: Karataka ve Damanaka. Doğu dillerine çevrilirken, esere çakalların adı verilmiş: ‘Kelile ve Dimne’.” BDE.s.232.

Karga Masalı: Karga masalı ya da fablı. Fabl türündeki eserleriyla tanınmış Fransız yazarı Jean de La Fontaine: (1621-1695)’in 12 kitaplık fabl eserleinden biri. “La Fontaine, ‘Karga, Geyik, Kaplumbağa ve Fare’ masalını buradan almış. İkinci bölüm birinciden çok daha kısa.” BDE.s.232.

Karl Friedrich: (1828-1885) Kızıl Prens lakaplı Purusya Prensi ve Maraşal. “Karl Friedrich’in Brzenski’ye yazdığı Totaliter Rejimler’de bu rejimler belli kıstaslarla tanınır: Resmi bir devlet ideolojisi mevcuttur, milli hayat bir polis kontrolü altındadır.” SNK.s.126.

Karl Jaspers. (1883-1969). Alaman filozof ve psikiyatris. “Karl Jaspers İ.Ö. 5. yüzyıla “tarihin mihver çağı” der.”SNK.s.153.

Karl Lamprecht: (1856-1911) Alman tarihci çağdaş ekonomi tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla bu alanın öncülerinden kabul edilir. “Karl Lamprecht büyük adamların (bilhassa Bismarck’ın) şahadetine dayanarak, büyük adamın tarihte önemli bir rol oynamadığını ispata çalışş.” Kİ.s.361.

Karl Mannheim : “Karl Mannheim,Almanya’da doğmuş,İngiltere’de hocalık yapmış,1947’de ölmüştür.” SNK.s.209.

Karl Mannheim: (1893-1947). Avusturya kökenli İngiliz toplum bilimci. En önemli eseri 1929 yılında yazdığı İdeoloji ve Ütopya’dır. “Düşünce sosyolojisi deyince akla gelen isimler Max Scheler,George Lukacs ve Karl Mannheim’dir. Gold mann’a göre; bu sosyologların üçü de tarihî maddecikten ilham almıştır.” UU.s.273.

Karl Vorlander: (1860-1928) Alman filozof yeni kampçılıktan etkilenerek Marbuk okulunun savları ile Marxcılığı, özellikle ahlak konusunda bağdaştırmaya çalışştır. “Bu iki büyük araştırmacının yorumları sayesindedir ki “sofistaiyenin tarihi bir zaruret ve ihtiyaç ile meydana geldiği ve bir medeniyet vazifesi ifa eylediğini anlıyoruz” diyor Karl Vorlander..” Mağ.s.27.

Karman: Üç büyük Hint dininin kabul ettiği temel ilke kişinin geçmişteki eylemleri sonucu hayvan veya insan şeklinde yeniden doğuşu. Bu görüş insanı bir öok hayatlardan oluşan zincirin bir halkası kabul eder Karman Saİ.Sara inancının ayrılmaz bir parçasıdır. “Tanrı’yı kötülemeden, dünyadaki kötülükleri izah etmek ancak Karman ile mümkün.” BDE.s.117.

Kartaca: Tunus’ta, Tunus körfezi’nin doğu kıyısında bir yer adı. Tarihi olarak Afrika kıyıları boyunca Tir ya da Kıbrıs’tan gelen Fenikeliler’in kurdukları ticaret sömürgelerinden birisi anlamında efsane göre Fenikeli Elisa yada Dido tarafından

kurulmuştur. “O zamana kadar (İrenaeus ve Tertullian'a göre)hem Lyon hem Kartaca kutsal kitap olarak İncilleri, Paul'un Mektuplarını ve daha bazı mektupları okuyorlardı.” IDG.s.124.

Kartacalı Augustinus. Aziz Augustinus (354-430) yıllarında yaşadığı tahmin edilmektedir Latin kilisesi bilgini. Bütün düşüncesini 2 tema üzerine otutturdu Tanrı ve Tanrının inayetiyle kurulan insan oğlunun kaderi. “Kartacalı Augustinus, buhranlar içinde kıvranıyormuş.” BÜ.s.262.

Kartel: Tek el. Birbirinden bağımsız (ekonomik, teknik ve mali bakımdan) işletmeler arasında rekabeti sınırlandırmak ya da büsbütün ortadan kaldırmak amacıyla yapılan anlaşma. “Kartel ve Trustleri kuran bir dünyada liberalizm olamaz” SNK.s.129.

Kast: Aynı etkinlikleri sürdüren ve aynı soyadı taşıyan hiyerarşik ve katı bir içtimai tabakalaşma. “Kast bir ana kucağıdır Hintli için.”BDE.s.20.

Kastomonu: Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Karadeniz kıyıları ile İlgaz Dağlarının doruk çizgisi arasında uzanan il merkezi. “Fazıl Paşa, Kastomonu’da çile dolduran genç ikbalperesti Paris’e çağırtır.” Mağ.s.159.

Kaşgarlı Mahmut: 1025 yıllarında doğup, 1090 yıllarında öldüğünü ve 11. yüzyılın ilk üç çeyreğini yaşadığı sanılmaktadır. İlk Türk dil bilgini. Meşhur eseri Dîvânü Lügati’t- Türk’tür. Dîvân’ını Halîfe Ebü’l-Kâsım Abdullah bin Muhammedü’l-Muktedi bi- Emrillah’a 1072 yılında sunmuştur. 1071-1077 târihleri arasında Bağdat’ta bulunmuş, Türk dil ve kültürünün Arap dünyâsına tanıtılmasında büyük rol oynamıştır. “Bununla beraber,11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmut, milli gururunu tatmin için Divan-ı Lügattit Türk’ü kaleme aldı. 7500 kelimedir.” SNK.s.321 “Kısaca,Kaşgarlı Mahmut’dan Celal Nuri’ye kadar dille uğraşan hiçbir ilim adamımız yok.” Kİ.s.262.

Kaşi: Hindistan’daki Varanasi (banaras) kentinin eski adı. “Köpek Konkana gitmiş/ Aslan olurmu söyle./Kaşiyi gördü diye/Fil mi olacak domuz? BDE.s.297.

Katalan dil öbeği: İspanyanın kuzey doğusunda yer alan Catalonya özerk bölgesine ayit İspanyol lehçesi ve Katalonya dili. “Bugün Roman diller denilince Latince’den türeyen dil âilesi akla gelir:İtalyanca öbeği, sarca öbeği, provans öbeği,Katalan dil öbeği, İspanyolca öbeği, Portekizce öbeği Faransızca öbeği vs.” KA.s.135.

Katalonca’ya Saygı: George Orwell’ın 1934 yılında yazdığı eserinin adı “Sir Herbert Read da aynı kanaattedir ( Anarşizmin felsefesi, 1940; Anarşi ve Nizam,1954.) George Orwell’in eserlerinde de aynı inanca şahit oluruz (Katalonca’ya Saygı.1934).” Mağ.s.177.

Katalonya’ya Saygı: George Orwell’in 1934 yılında İngilterede yayımladığı eserinin adı. “George Orwell’in eserlerinde de aynı inanca şahit oluruz (Katalonya’ya Saygı)Mağ.s.177.

Katedral: Bir piskoposluk bölgesinde, piskoposun kürsüsü cathedra’nın bulunduğu ana kilise. “Siyahlara bürünmüş kadim bir katedral.” BÜ.s.228.

Katedral: İskokopsluk Kilisesi. "Utrecht katedralinde merhameten büyütülmüştü.” IDG.s.159.

Katerina II.: Catherina. (1729-1796) Rus İmparatoriçesi. Bir Alaman Prensesiydi 16 yaşında iken Rus Veliahtı II. Petro ile evlendi. “Kitabi çıktığı zaman II.Katerina gerici çevrelerin etkisi altindaydi.”Mağ.s.71.

Kathasaritsagara: Hikâye Irmakları Okyanusu. Şiva tarikatına bağlı Keşmirli Brahman. Somadeva (Öl.1070)’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak 1063-1081 yıllarında yazdığı Hint hikâyeleri kitabı. “Somadeva çok faydalanmış bu kitaptan. Eserin adı: “Hikâye Irmakları Okyanusu” (Kathasaritsagara), İsa’dan sonra 1063’le 1081 arasında kaleme alınmış. Kocaman bir kitap bu.” BDE.s.236.

Katip Çelebi: (1608-1656)Târih, coğrafya, bibliyografya ve biyoğrafya ile meşgul olmuş meşhur âlim.Asıl adı Mustafa olup, 1608 (H. 1017)de İstanbul’da doğdu. Hacca gittiği ve başmuhâsebeci ikinci halîfesi olduğu için Hacı Halîfe ve Hacı Kalfa isimleriyle de tanındı. “Mukaddime,Osmanlı aydınının XVI.asırdan beri tavaf ettiği bir abide:Taşköprülüzade, Katip Çelebi, Naima. ” UU.s.142.

Katolik Ruhanî Meclisi: Sosyal ve iktisadi İncilin ruhani ve papanın emirlerine uygun bir reform yapmayı amaçlayan Katolik dini meclisi. İslahatçıların tutumuna karşılık olsun diye Katolik Ruhani Meclisi deuterocanonical kitapları da (Apokrifleri)içine alan daha geniş bir Kanon tespit etti.”IDG.s.121.

Katolik: “Fontanals, çağdaş Katolik İspanya’da bayraklaştırılan Marcelino Menendezy Pelayo’nun hocasıdır.” KA.s.424

Katolik: Papayı ruhani önder olarak tanıyan Hristiyanlık mezhebi bu mezheb inançta, dini törenlerde ve dini hayatta ortaklığı temel alır bu mezheb kitap (İncil), gelenek ve Klise üçlü esasına dayanır. “1054 yılında Doğu ve Batı kilisesinin ayrılmasından sonra ortaya çıkan bilhassa Batı Avrupa’da ve Latin Amerika’da yayılmış olan Hristiyanlık mezhebi. Roma kilisesinin kendine verdiği unvan. 1071’den sonra Türk hâkimiyetine son vermek maksadıyla yüzlerce plân yapması, tarihteki bütün Haclı Seferleri’ni tertip etmesi ve aynı gaye uğruna misyonerlik faâliyetini finansa etmesi, merkezi Vatikan olan bu mezhebin siyasi kimliği ile yaptığı işlerden bazılarıdır. Cevdet Paşa’nın torunu Katolik rahibesi, Fikret’in oğlu Protestan papazı olur.” BÜ.s.134

Katyani: Hint kutsal kitabı Upanişadlar’ın brihadarankaya-Upanişat bölümünde adı geçen bir şahıs adı. “Ben gidiyorum, ama önce seninle Katyani arasında varımı yoğumu pay edeyim.’ ” BDE.s.319.

Katyayana: MÖ. III. asırlarda yaşadığı zannedilen Hint dil ve gramer bilgini. “Senart (1874-1928) Katyayana’nın Pali gramerini çevirir, Barth (1834-1888) kırk yıl endiyanizm araştırmalarına kılavuzluk eder.” BDE.s.67.

Kaufman: (1818-1882). Rus Generali. “Skobolev ve Kaufman’ın Tatar ülkesindeki fetihlerinden sonra Rus istilâsı İç Asya’da da dizginlenmiş oluyordu.” BFH.s.76 Kautsky: Karl Kautsky (1854-1938) Alman sosyal demokrat yönetici, sisayet kuramcısı ve siyaset adamı. "Sosyal demokrasinin yetiştirdiği Kautsky, 2.Enternasyonal'in kurucularından.”SNK.s.75.

Kavaid-i Osmaniye: Ahmet Cevdet Paşa (1822 veya1823-1895)’nın 1881 yılında yazdığı Osmanlı Türkçesi grameri. Bu eser, bugünkü anlamda, dilimizin ilk gramer kitabı sayılır. “Filhakika, paşa Kavaid-i Osmaniye ile Türkçenin, Belâgat-ı Osmaniye ile Türk belagatının ilk temel kitaplarını vermekle kalmamış, tok berrak, vakur üslubuyle edebiyatımıza düşünce nesrinin en güzel örneklerini sunmuştur.” UU.s.317.

Kavgam: Mein Kampf Adolf Hitler (1889-1945)’in eseri. “Marx’la Engels’in Kömünist Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i, Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı..” UU.s170.

Kavl-i mücerret: Delilsiz, ıspatsız, şahitsiz söz. “Ayrıca müruriye ve nakliye vergileri de alınıyordu. Bitin bu engeller -fiilen uygulansalar da, kağıt üzerinde kalsalar da- kapitülasyonların derpiş ettiği ticaret serbestisini kavl-i mücerrette bırakıyordu.”BFH.s.80.

Kavya: Ramayana destanında olduğu gibi her parçanın (her hikayenin) ana olaya bağlandığı Hint destan türünün adı. Hitliler Ramayana’yı, işlenmiş şiirin, “kavya”nın, ilk örneği sayarlar, onlara göre Valmiki ilk gerçek şairidir, şiirde kullanılan “şloka” kalıbını da yaratan o.” BDE.s.177.

Kaybolan Cennet: John Milton (1608-1674)’un eseri. “Fetihten fethe koştuğu bu ikiyüz yıl içinde roman bir Hamlet, bir Kaybolan Cennet, bir Mizantrop yaratabilmiş midir?” KA.s.147.

Kaynarca: Küçük Kaynarca anlaşması Osmanlı ile Rusya arasında 1774 yılında imzalanan ve ilk defa Müslümanların yaşadığı bir toprağın (Kırım) kaybedildiği anlaşma. “1851’de açılan Encümen-i Dâniş, 1774’den 1826’ya, yani Kaynarca’dan Vak’a-i Hayriye’ye kadar geçen zaman için, Hammer’i tamamlayacak tarih yazmak vazifesini ona vermişti.” UU.s.318.

Kayser: Roma ve Bizans hükümdarları için kullanılan ünvan. “Rum Konstantiniyesi’nde böyle bir egemenlik yoktu.Orada her zorba, kayser olabilirdi. (KI s.114-115.

Kazaî magister: Yargı gücü, yargılama selâhiyeti. “Emr (teşrî-magister) Kur’an’ındır. Fıkıh (kazaî- magister) bütün müminlerindir.”BÜ.s.171.

Kazan Üniversitesi: Tatavistan Özerk Cumhuriyeti’nin kazan şehrinde kurulan üniversite. “Zeki Velidi Togan’in Hatiralar’indan sunlari ogreniyoruz:1912-13 yillarinda Prof. Khwostov, genç öğrencisine İbn Haldun’un fikirlerini hülasa etmesini teklif etmiş. O da “devlet teşkilatına ve milliyetin rolüne ait bahisleri” Kazan Universitesi Arkeoloji Cemiyetine sunarak bir teblig halinde özetlemiş.”IDG.s.232.

Kazan: Tatanistan Özerk Cumhuriyeti’nin Başkenti. “1804’den itibaren Karkor ve bilhassa Müslüman bölgelerinde Doğu dilleri, üniversite egitiminde yer alir.Kİ.s.63 Kazasker: Osmanlı İmparatorluğu’nda başlangıçta ordu ile ilgili davalara bakan, daha sonra bütün Osmanlı adliye teşkilatının başı durumunda olan görevli. “Kazasker olabiliyordunuz, imam olabiliyordunuz, müderris olabiliyordunuz.” SNK.s.391.

Kazeruniye: Ebu İshak İbrahim bin Şehriyar (963-1033)’in kurduğu tarikat. Bu tarikata İshakiye ya da mürşidiye de denir. “Şirazlı gemicilerin Hint’e getirdikleri ilk tarikat: Kazeruniye. Kazeruniye’nin piri Kebir adlı bir evliya.” BDE.s.247.

Kâzım Kadri Ogan: Bkz. Kazım Kadri. Kazim Kadri Ogan'ın tercümesi bir yürekler acısı.Beyrut üniversitesi profesörlerinden İssawi'nin değerli bir eseri:An Arab Philosophy of History»,’Bir Arab Tarih Felsefesi’ başğını taşır.” SNK.s. 69.

Kazi: Bengal’de 17. asırda yaşamış olan Müslüman şair “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman şairleri arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca sayılabilir.18.yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut...” B.D.Es.282

Kaziye-i muhkeme: Kesin Hüküm.“Kırk yıllık Kâni’nin Yâni olamayacağı, Türk’ün akl-ı selimi için bedâhetlerin bedâheti; bir medeniyetin başka bir medeniyete istihale edemeyeceği Danilevsky’den beri bir Kaziye-i muhkeme.” BÜ.s. 98.

Keats: John Keats (1795-1821) genç yaşta ölmesine rağmen bir öok eser bırakan İngiliz şairi. “Neden bir rüzgâr Keats ile Baudelaire’in eserlerini Menandros’unkilerin yanına sürüklemesin?” UU.s114

Kebir: Ö:1518 Hintli sufi. “Aziz Paulos çadırcı idi. Böhme köşker, Kebir dokumacı.” BDE.s.248.

Keçecizâde: Keçecizâde İzzet Mollah (1785-1829) 19.yy. Osmanlı şairi. Keçecizâde lakabıyla tanınır Mihnet Keşan isimli eseri ile meşurdur. “Keçecizâde’nin misafirlerinden biri Hançeri’ye hayran kalır, “Neden ihtida etmedin?” der, Keçeci den “Sen bu kadar cahilsin, neden tanassur etmedin?” der.” SNK.s.324.

Kehama’nın Bedduası: İngiliz şair Robert Southey (1774-1843)’in 1810 yılında yazdığı eserinin adı. “Southey (1774-1843) “Kehama’nın Bedduası’nda (1810), Hint Kaynaklarından geniş ölçüde faydalanır: Bhagavad-Gita, Gita-Govenda, Vedalar, Manu Kanunları.” BDE.s.43

Kelam-ı Kadim: Kuran-ı Kerim. “Fatihler için tek mukaddes kelam vardır:Kelam-ı Kadim Ötesi:eğlence,satranç gibi,cirit gibi;ötesi yani edebiyat.” Kİ.s.383

Kelile ve Dimne: Hintli filozof Beydeba tarafından III. Asırda, Sanskrit diliyle yazılmış olan politik didaktik eser. “Topluluk, adını Kelile ve Dimne’deki _ Boynu halkalı kumru_ hikayesinden almış.” IDG.s.48

Kelime-i Şehadet: İslamın ilk şartı. “Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh" mübârek sözü. Mânâsı şöyledir: "Ben şahadat ederim ki Allahtan başka ilah yokyur ve yine şehadet ederim ki Hz. Muhammed onun kulu ve resûlüdür" "Bu doktrin, en cihanşümul ifadesini Kelime-i Şehadet’de bulur.” IDG.s.76. Kelimeler: Jean Paul Sartre (1905-0980)’nin eseri “Sartre’ın ‘Kelimeler’inden hoşlanmadım.” Jur.I.s.359.

Kemal Bilbaşar: Hikâye, roman ve oyun yazarı.1910 yılında Çanakkale'de doğdu. Yüksek öğretimini Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih-Coğrafya Bölümünde tamamlamış, 1935 yılında mezun olmuştur. Nazilli ve İzmir Karataş Ortaokullarında öğretmenlik yapan Bilbaşar 1961 yılında emekliye ayrılmış, bir süre siyasetle uğraştıktan sonra 1966'da İstanbul'a yerleşmiş, kendini tümüyle yazmaya vermiştir. Yazar 21 Ocak 1983'te ölmüştür. “Kemal Bilbaşar ve Yeşil Gölge adlı hakkında Naci Çelik’in hükmü şu: “Bilbaşar’ın doğru’su, Türkiye’nin hâlâ 1938’den sonra bozulduğundan öteye gidememiştir”.”KA.s.341.

Kemal Tahir: (1910-1973). Cumhuriyet sonrası “ToplumsalGerçekçi” hikaye ve roman yazarı. Kemal Tahir Batı’nın yalanlarını anladıktan sonra, onu sonuna kadar yaşadıktan sonra kendi asliyetine dönmüştür.” SNK.s.309.

Kemal: “Kemal edebi nesri kurdu.” KA.s..369

Kemâl’in Hal Tercümesi: Namık Kemâl çok sevdiği, Selahaddin Eyyübî, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim gibi Türk-İslâm büyüklerinin hayat ve hizmetlerini ayrı ayrı biyografiler halinde yazarak tarihe ait yazılarını Terâcim-i Ahvâl başğı altında birleştirip Evrak-i Perişan isimli kitapta toplamış ve eser 1883 yılında neşredilmiştir. “Kemâl’in Hal Tercüme”leri bir Selehaddin Eyyübi, bir Nuvruz Bey, bir Yıldırım Beyazit... tarihten çok destandır.Kİ.S.96

Kemalpaşazade: Şemsettin Ahmet bin Süleymen İbni Kemal de denir (1469-1534) Türk İslam alemi ve Şeyhulislâm. “Nitekim, ‘Şarkda İbn Sina garbda vezir İbn Bâce ile Kadı Rüşd gibi şeyh ve reis-i hükema ve müellif İbn Haldunile muasırı bulunan vezir İbn-el Hatib ve Devlet-i Âliye’de Kemalpaşazade ve İdris Bitlisi ve Ebussuud gibi nice büyük âlimler, devletin ‘müşirve müsteşarı’ olarak reyleriyle sultanları aydınlatmış, hükümet idaresinde onlara yardımcı olmuşlardır.”UU.s.162.

Kenan Eli: Filistin-Fenike kıyısında bir bölge. Yahudilere göre Arz-ı Mevut’un eski adı. “Halide Hanim Kenan ellerine yelken açmıştı Halit Fahri Maverâ-yı Cin’e.UU.s.29. Kenan Rifai: Kenan Rifai Büyükaksoy (1867-1950) Türk eğitimci ve Rifai tarikatının Şeyhi “Ziya Gökalp gibi. Galatasaray’da okumuş. Kenan Refai ile tanısmımı? Neden tanışmasın! O da, bütün çagdaşları gibi Sultan Hamid’e düşman.”UU.s.29.

Kenaniler: Amurrular’ın göçünden (MÖ 24. ve 18. asır çivarlarında) sonra Fenike- Filistinde ortaya çıkarak din ve dil alanında kendini gösteren kültürel topluluğa verilen ad “Ama toprağın eski sahibi olanKenani’ler, istilacılara karşı direnmektedir’’ IDG. s.95.

Kepler: Johannes Kepler (1571-1630) Alman fök bilimci. Modern gök bilimin kurucusu sayılır. “Meselâ bir Kepler’le bir Newton’un keşifleri, şu veya bu sebepten dolayı içtimaîleşmiyorsa bu sebepleri ortadan kaldırmak için çekinmemek lâzım.” BÜ.s.205.

Kepler: Johannes Kepler (1571-1630) modern gök biliminin kurucularından olan Alman gök bilimcisi. "Kepler, Galileo çılmış,tabiat ilimleri almış yürümüştür, ama felsefi düşünce henüz emeklemektedir. SNK.s.72.

Kerim Sadi: Asıl adı Ahmet Nevzat Cerrahoğlu (1900-1977) Türk araştırmacı ve sosyalist yazarı. “Ne garip Akif için yazılmış en güzel kitap hâlâ Kerim Sadi’nin imzasını taşıyor. Kİ. s 224

Keşava: uzun saçlı anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta (sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta (kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana (varlıkların kaynağı ve barınağı).” BDE.s.128.

Keşf-üz Zünûn: Keşf-üz-Zünûn an Esâmi-il-Kütüb vel-Fünûn: Katip Çelebi (1608- 1656)’nin On beş bine yakın kitap ve on bine yakın müellifi tanıtan büyük bir bibliyografya ansiklopedisi mâhiyetindeki eserinin adı. Mısır’da, Almanya’da, İstanbul’da basıldı. Lâtinceye de tercüme ve tâb edilmiştir. “On sekizinci asırda Kâtip Çelebî , Kitabiyat Ansiklopedisi’ni ‘Keşf-uz Zunun’ ismiyle Arapça yayımlamıştı.” Kİ.s.284.

Keşiş Meslier: Bkz. Jean Meslier “Keşiş Meslier’ye benzemek. her dürüst yazarın kaderi değil mi?” Kİ.s.257

Keşiş: Hristiyanlarda, manastırda yaşayan, hiç evlenmemiş papaz, karabaş rahip. “Sarayın direnişi azaldıkça kapitalizm, taarruzunu yoğunlaştırır: keşişler, mektepler, mürebbiyeler, mason locaları...” BÜ.s.135

Keşmir: Hindistan’da eski bir eyalet Hindistan ile Pakistan arasında paylaşılmış olmasına rağmen 2 devlet arasındaki ihtilafın temel sebebidir. “9.yuzyilda,Kesmirli edebiyatcilarin-Kalidisa ve daha sonraki buyuk sairlere dayanarak-kurduklari saf siir teorisi cagimizdakini hatirlatir...”.BDE.s.195.

Ketubim: Aziz Hieromymus’tan başlayarak, Tevrat’ın 3.bölümüne verilen ad. İlk 2 bölümünün adı Torah ve Nebiin’dir. “Hakikat şu ki koleksiyonun belli başlı kısımları (Kanun, ebiler. Ketubim) MÖ. birinci asırda yazılmış buluynuyordu” IDG.s.91 Keyhüsrev: İran efsanevi hükümdarı Siyauş’un oğlu ve Efrasiyap’ın torunu. Hayat macerası onun adını bir cins isim olarak kullanılmasına vesile olmuş ve Edebiyatımızda kahramanlığı ve güçlü hükümdarı simgelemek için kullanılan bir ünvan “Nemesis, Nemesis, Alnı bir mezar taşı kadar soğuk, bakışı bir cellat satırından daha korkunç ilahe! Neyimi kıskandın benim? Keyhüsrev’in debdebe ve daratına kızmakta haklıydın, Krezüs belki hışmına layıktı.” Jur.I.s.37.

Keynes. John Maynard Keynes (1883-1946) İngiliz iktisatçı ve yazarı. “İnsanoğlunun iktisadi ilerlemesinde görülmemiş bir epizodtu.” BFH.s.101.

Kıpçakça:“Tatarcandan, Kıpçakçadan, Çağataaycadan ölü kelimeler devşirildi.” Jur.s.72.

Kıpçakça: Tarihi Türk şivelerinden biri. orta Türkçenin kuzey batı kolunu oluşturtan tarihi lehçe. Kumancada denir. “Tatarcadan,Kıpçakçadan,Çağataycadan ölü kelimeler devşirildi.”Jur.I.s.72.

Kıpti: Eski Mısır halkından olan kıpt sülalesinden gelen kimse Başlangıçta Mısır halkına günümüzde ise Mısırdaki Hristiyanlara verilen isim. “Bereket ki,Bizanslı tarihçiler,Suriyeli,Ermeni ve Kıpti vakanüvislerle el ele vererek sünni tarihçilerin dokunmadığı bir çok hakikati ortaya çıkardılar.”Kİ.s.147.

Kırım Savaşı: 1853-1856 yılları arasında Osmanlı Devleti ile müttefikleri İngiltere, Fransa Piemonte ile Rusya arasında yapılan savaş “Kırım Savaşı Osmanlı’ya karşı alakayı arttırınca İngiliz zabitanı İçin bir Vademecum yayımlar.”Kİ.s.270.

Kırım Soneleri: Polonya’nın en büyük şairi Adam Mickiewicz (1798-1855)’in Rusya sürgününde şârkî usulle yazdığı kasidesinin adı. “Rus döneminde güzel bir şark kasidesi ‘Faris’, nefis -Kırım soneleri’ ve ‘Kondrat Valenrod’ kaleme alınmıştır.K.İ s.328.

Kırım Sonetleri: Polonya’nın en büyük şairi Adam Mickiewicz (1798-1855)’in 1826 yılında yazdığı ve romantik tabiat görünüşünün yoğunlaşğı eserinin adı. Eserin asıl adı: Sonety Kryİ.Skie’dir. “Rus döneminde güzel bir şark kasidesi -Faris-, nefis -Kırım soneleri- ve -Kondrat Valenrod- kaleme alınmıştır.Kİ.s.328.

Kırım Tarihi: Geschichte der Chane der Krim (Kırım Hanlartı Tarihi) Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi Hammer Purgstall (1774-1856)’ın 1856 yılında yazdığı eserinin adı. “Kırım Tarihi’ni yazmış.” Kİ.s.103.

Kırım: Ukrayna’ya bağlı bir Tatar Türklerinin yaşadığı özerk cumhuriyet. “Venedikli bezirganlar Cengiz’in bayrağı altında hiçbir endişe duymadan huzur ve emniyet içinde Kırım’dan Pekin’e, Suriye sahillerinden Çin denizine kadar gidebiliyorlar. Jur.I.s.153.

Kırk Ambar: Cemil Meriç’in 1980 yılında yayımladığı eserinin adı. “Kırk Ambar’da dünya edebiyatları kavramına dokunmuştur. ‘Bir Dünyanın Eşiğinde’ ise dünyanın en eski edebiyatına ayrılmıştır.” IDG.s.87.

Kırmızı ve Siyah: Stendhal’ın 1830 yılında yazmış olduğu romanın adı. Roman Kızıl ve Kara ismiyle de bilinir. “Kırmızı ve Siyah’ı da seninle beraber okumak isterdim.” Jur.II.s.33.

Kısası Embiya: Kısas-ı Embiya ve Tevarih-i Hulefa, Ahmet Cevdet paşa (1822 veya1823-1895)’nın 1874-1889 yıllarında yazdığı 6 ciltlik eserinin adı. “Halk arasında itibar gören Siret’lerle Cevdet Paşa’nın ‘Kısası Embiyası’sı idi.” Kİ.s.84.

Kıvılcımlı: Hikmet Kıvılcımlı (1902-1971), Türk siyaset adamı doktor ve yazar. 1954 Vatan Partisi kurucusu ve genel başkanı. “Atak, terbiyesiz deli dolu bir yazardı Kıvılcımlı.” Kİ.s.258.

Kıyas. Kıyas-ı Fukaha. İslam Fıkhında, bir hadisenin kitap,sünnet ve içma-i ümmet ile sabit olan hükmünü; aynı illete, aynı sebebe ve aynı hikmete dayandırarak o hadisenin tam benzerinde ispat etmektir. Diğer bir ifâde ile hakkında nass (âyet-i kerîme ve hadîs­i şerîf) bulunmayan bir mes'elenin hükmünü, buna benzeyen ve hakkında nass bulunan başka bir mes'elenin hükmüne benzeterek anlama. “Kıyas’da çeşitli vakalara hukuk kurallarının uygulanışı idi.” Kİ.s.196.

Kıymetli Taşlar: Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatının önemli manzum eserlerinden biri. “Yüz doksan bir dörtlük, her dörtlükte dört ayrı şeyden bahsedilir, her dörtlük kıymetli bir taş, kitabın adına bunun için “Kıymetli Taşlar” denmiş.” BDE.s.288.

Kızıl Meydan: Rusca’da “Krasnaya Ploşçard” yani “Güzel meydan”. Kremlin sarayının karşısında bulunan Moskova’nın en büyük meydanının adı. “Kızıl Meydan’daki türbe yetmemiş vlademir iliç ölür ölmez petrograd’a lenigrrad adını tak millar.. vs.” Jur.1.s.189.

Kızıl Sultan: Sultan II. Abdülhamit Han için Siyonist gazeteci Theodor Herlz’in ortaya attığı lakap. "Adına ve hatırasına eklenen -Kızıl Sultan- lakabı tarihin en büyük yalanı.” BFH.s.128.

Kızılbaş: Şii mezhebi’nin kolların da birine mensup olan kişilere verilen ad. “Anadolu’nun bazı mahallelerinde mevcut olan Kızılbaşlar,hep Mezdekîler bakayasındandır.” Mağ.s.217.

Kızılbaşlık: Kızılbaşların oluşturduğu mezhep. “Bir limonluk (sera) havası, bir kızıbaşlık ve istimna iklimi içinde tükenip gider.” Mağ.s.55.

Kızılderili: Kuzey Amerika yerlilerinin (Kuzey Kutbu ve Labrador bölgesindeki Eskimolar ve kuzey-batı kıyısındaki ahalkların çoğu dışında) tümünü belirten ad. “Sosyologlarımız, bir Kızılderili köyünü keşfe gider gibi, alan araştırmasına koyoluyorlar.” BÜ.s.106.

Kibir Kent: İngiliz edebiyatçı John Bunyan (1628-1688)’ın “Necata Doğru” eserinde tasvir edilen bir mekan. “Ölüm Karanlığı Vadisi’dir burası. Sonra, Kibir Kent’e ulaşır: alışveriş, riya, yalan panayırı.” KA.s.215.

Kierkegaard: Soren Kierkegaard (1813-1885). Danimarkalı yazar ve tanrıbilimci. “Marx ‘ı tanıyormuyuz Kierkegaard tanıyormuyuz.” UU.s.252.

Kilikya: Anadolu’nun güneyindeki bölge. Adana, Mersin, ve Karaman illeriyle Konya’nın güneyini, Antalya’nın doğusunu kapsıyordu. “Suriye ile Kilikya’yı Mehmet Ali’ye kazandıran Kütahya Barış antlaşması, Mısır valisinin zaferini belgeler.”BFH.s.121.

Kimnaralar: “Ne insanlar” anlamına gelen Kimnaralar, Hint Mitolojisinde At başlı ve insan vücutlu yaratıklar olup, Kubara’nın sarayında Guhyalar,yakşalar ve Kimpuruşalarla birlikte hizmet ederler. “Kimnaralar şarkı söylüyordu, Gandavralar şarkı söylüyordu. Münacat okuyordu Siddhalar. Karanalar ilahi okuyordu.” BDE.s.376.

Kipling: Joseph Rudyard Kipling (1865-1936). Bombay’da doğan ve hayatının önemli bir kısmını Hindistan’da geçiren İngiliz yazarı ve 1907 nobel edebiyat ödülü sahibi. “Ama bence, macera romanı, kahramanları yaşayan kimseler olmak şartıyle, sanat eseri sayılabilir. Kipling’in, Conrad’ın ve Stevenson’ın kahramanları gibi.” KA.s.150.

Kisra: Sasanî hükümdarlarının kullandığı unvan. Kisra ünvanını ilk olarak Anuşliveran kullanmış olup sonraları bu soydan gelen herkez kullnmaya başlamıştır. Kisra makamı sözü ile de hükümdarlık anlatılıyor. “Bu arada Mezdek’i sevmeyen Şehzade Hüsrev sabırsızlıkla tahta çıkmayı bekliyordu Mezdekçiler, Kavaz’ın büyük oğlunu Kisralık makamına geçirmek emelindeydiler.” Mağ.s.215.

Kitab el Hâsıl ve’l Mâhsul: İslâm âleminde yetişen meşhur felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina (980-1037)’nın 21ciltlik eseri. “Riyaziyenin bütününü sergileyen Kitab el Mecmu’ilimlerin tümünü elealan yirmibir ciltlik ‘Kitab el Hâsıl vel Mâhsul’ayrıca ahlâk üzerine bir eser.” Kİ.s.183.

Kitab el İnsaf: Büyük İslam bilginlerinden olan filozof ve hekim İbn Sina (980- 1037).’nın’ doğu ve batı felsefesini değerlendirdiği büyük ansiklopedik eserinin adı. “Mesela yirmi ciltlik Kitab el İnsaf.” Kİ.s.185.

Kitab el Ma’âd: İslâm âleminde yetişen meşhur felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina’nın 1015 yılında yazdığı eseri. “Tanınmış devlet büyüklerini tedavi eder.Ve ‘Kitab el Ma âd’ı nyazar.Kİ.s.184.

Kitab el Mecmu: İslâm âleminde yetişen meşhur felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina’nın yazdığı ilk eserinin ad. “Riyaziyenin bütününü sergileyen ‘Kitab El Mecmu’,ilimlerin tümünü ele alan yirmibbir ciltlik ‘Kitab el Hâsıl vel Mâhsul’ayrıca ahlâküzerine bir eser.” Kİ.s.183.

Kitab el Şifa: Büyük İslam bilginlerinden olan filozof ve hekim İbn Sina (980- 1037).’nın kapsamlı bir felsefe ve bilim ansiklopedisi niteliğindeki eserinin adı. “En ünlüleri muazzam Kitab el Şifa ile El Kanun fi’l Tıp” Kİ.s.185.

Kitab el Şifa: İslâm âleminde yetişen meşhur felsefeci ve tıp âlimi İbn-i Sina (980- 1037)’nın 1020 yılında yazdığı eseri. “On ciltlik ‘Lisan el Arab’İki yüz elliden fazla eseri: En ünlüleri muazzam ‘Kitab el şifa’ile ‘El kanun Fi’l tıb’.” Kİ.s.185.

Kitab- ı Mukaddesin Serseri Yahûdisi: Kitab-ı Mukaddeste anlatılan bir hikaye Hadise şu: Yahudi bir ayakkabı tamircisi sandallarını tamir ettirmek isteyen Hz. İsa’yı tanımaz ve kovar bu davranışından dolayı Tanrı’nın gazabına uğrar ve ömür boyu dolaşmaya mahkûm edilir. Ayrıca bu garip Yahudi bir feleket taşıyıcısıdır gittiği her yere Veba illetini taşır, onun gittiği her yerde bir bereketsizlik vuku bulur. “Serseri Yahudî” aynı zamanda Fransız romancı Eugene Sue’nin bu olayı anlatan romanıdır. “Türk aydını Kitab-ı Mukaddesin serseri yahûdisi.” BÜ.s.95.

Kitab-ı Mukaddes. Eski Ahit (Tevrat ve Zebur) ve Yeni Ahit (İncil) bir arada (66 kitapçık veya kısım olarak) tek bir kitap oluşturmaktadır. Buna da Kitab-ı Mukaddes veya Kutsal Kitap denilir. “Emil Kitab-ı Mukaddesin şeytana yüklediği suçları, hemcinslerine yükler.” BÜ.s.196.

Kitab-ı Mukaddes’ten Çıkarılmış Politika: Onyedinci yüzyılın dev yazarlarından biri olan “Bossuet (1627-1704)’in En tanınmış eseri. “Kitab-ı Mukaddesten Çıkarılmış Politika, Doğunun ezelden beri aşinası olduğu bir konuyu işlemiş.” UU.s.209.

Kitabiyat Ansiklopedisi: Bkz. Keşf-üz Zünûn. On sekizinci asırda Kâtip Çelebî, Kitabiyat Ansiklopedisi’ni ‘Keşf-uz Zunun’ ismiyle Arapça yayımlamıştı. ismiyle Arapça yayımlamıştır “Kİ.s.284.

Kitab-ül Macid: 800’lu yıllarda yaşayan Arap simyacı ve Cafer-i Sadık’ın telebesi olan Cabir bin Hayyan’ın eseri. Kitab ül Macid’e göre onu anlamak, yani bu kitabı bütün Corpus’un düzenini anlamaktır.” IDG.s.218.

Kitap el-İmta: X. asırda yaşayan, ancak hayatı hakkında fazla bbir malumata sahip olmadığımız İslam fıkıh âlimi ve mutasavvıfı. Abu Hayyan el Tevhidi’nin hiciv muhtevalı eseri. “Stern, Abu Hayyan el Tevhidi’nin “Kitap el-İmta”ını okuduktan sonra bu kanaatini te’yit edecektir.” IDG.s.52.

Kitap ve Hayat: Fransız yazar Marthe Robert’in “La verite Epique” (Destan Hakikatleri) isimli eserinde bir bölüm adı. “Marthe Robert, eserinin ‘Kitap ve Hayat’ adlı bölümüne şöyle başlar: Destanın temel görevi bir manada gerçeği aksettirmekti.” KA.s.190.

Kitaplar Kavgası: Jonathan Swift (1667-1745)’ın hicviyesi.“Kitaplar Kavgası ise öğrenmek zahmetine katlanmadan her şeyi bilmek iddiasındaki ukelâların hicvi. Saheseri: Güliver’in Seyahatleri (1726).” KA.s.217.

Kitle Psikolojisi: Bkz. Yığın Psikolojisi. “Hangi muhalledat? Kitle Psikolojisi yazarı, rüzgarın istikametine göre yönelen bir düşünce fırıldağıdır.” BÜ.s.162.

Kiyas-ı Fıkhî: Bkz. Kıyas. “Cüzziden cuzziye ferdden ferde intikal yani temsil veya kıyas-ı fikhî” IDG.s.195.

Kiyetizm: Dingincilik.İhtiraslardan ve dünya hırslarından sıyrılarak gönül huzuru içinde arzuları dizginlemek ve Kendini ilahi iradeye teslim etme. Böyle yapacakların kiyetizm’i (dingincilik) lüzumsuz, bu itibarla faydasız bir hareketten sakınmak olacaktır.” Kİ.s.359.

Klasik Fransız Edebiyatı Tarihi: Fransız edebiyat tenkitçisi Ferdinand Brunetiere (1849-1906)’in 1904 yılında yaımladığı eserinin adı. “Ne Fransız Edebiyatı Tarihi'nde (1897), ne de Klasik Fransız Edebiyatı Tarihi’nde (1904-1918) polemiğe yer verir.” KA.s.420.

Klasik Lecture: Niccola Machiavelli (1469-1527)’nin yazdığı eseri. “Zindan sonra San Casciano. Vettorini'ye mektup. Klasik lecture'ler. Sefalat. "Prenslikler hakkında" (Hükümdar) adlı eser bu devamlı okumalarının sonucunda doğar.” SNK.s.188.

Klasisizm: XVII asırda, Özellikle XIV.Louis döneminde Fransa’da ve dönem Fransız yazarlarının eserlerinde eğilim ve kuramların (Yunan ve Roma Antikitelerine hayranlık, ölçü ve biçimde mükemmellik kaygısı, insan doğasına duyulan ilgi) bütünü için kullanılan kelime. “Klasisizm birçokları için biçime verilen büyük önemdir.” KA. s.77. Kleopatra: Yunan mitolojisinde Boreas ile Oreithyia’nın kızı. Phineus’un karısı. Efsaneye göre Kleopatra’nın kocası, Dardanos ile evlenebilmek için onu hapseder, sonra Argonuatlar harekete geçer ve Kleopatra’yı kurtararak kocası Phineus öldürürler. "Soğan sattırır Kleopatra'ya." Kİ.s.304.

Klerikalizm: Din adamlarının kendi alanları dışına çıkarak kamu işlerine karışmalarını kamu işlerini etkisi altına almalarını amaçlayan sistem ya da akım. “Ve Gambetta Fransa ve insanlığın tek düşmanı vardır: Klerikalizm,der.” SNK.s.278.

Klinger: Frederich Maximilian Von Klinger (1752-1831). Alman oyun ve roman yazarı. “Nihayet romanesk edebiyat: Wieland’ın Agaton ve Abderiten’i, Goethe’nim Werther ve Wilhelm Meister’i, Klinger, Heinse ve F.H.Jacobi’nin romanları.” KA.s.212.

Klukhohn: Clyde Kay Maben Klukhohn (1905-1960). Amerikalı antropolog ve yazar. “Amerika’nın en tanınmış antropologlarındam, Kroeber ile Klukhohn, kültürün şimdilik 161 tarifini tesbir etmişler.” UU.s.98.

Koalisyona Karşı Alınacak Tedbirler: Saint-Simon (1760-1825)'ın 1815 yılında Thierry ile birlikte yazdığı eserinin adı.“Koalisyona Karşı Alınacak Tedbirler,1815, (Thierry ile) (Opinions sur les Mesures a prendre contre la Coalition).” SSSS.s.152.

Koçi Bey: Sultan IV. Murât ve kardeşi Sultan İbrâhim’e sunduğu risâleleri ile tanınan 17. yüzyıl Osmanlı devlet adamı. “Osmanlı Devleti: IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s. 80.

Koestler: Arthur Koestler (1905-1983). İngiliz uyruğuna geçen ve İngilizce yazan Macar muharriri. Koestler “Gün Ortasında Karanlık”ta, tarihte şiddetin rolü ve tarihin akışını tayin eden kanunlar üstüde durur.” SNK.s.26.

Kokolukika: Pança Kantra’nın 3 bölümünün genel başğı. “Üçüncü bölümün adı: Harp ve Sulh, Kokolukika (Kargalarla Baykuşların Düşmanlığı) ( Kelile ve Dimne’nin sekizinci, Hümayunname’ni dördüncü mephası. )” BDE.s.233.

Kolektivizm: Üretim araçları üzerinde,küresel milli ya da evrensel çapta ortak mülkiyete dayanan iktisadî sistem. “Kolektivizm, kanunlaşş bir komünizm: Herkesin yeri bellidir; kolektivizmde insanlar çalışmak zorundalar; yaptıkları işe göre yer, içer,giyinir ve başlarını sokcak bir yer sağlarlar sosayalizmin tasarladığı düzende sanayi onbaşılarına, yüzbaşılarına ihtiyaç vardır.” Mağ.s.172.

Kolit: Kalınbağırsak iltihabı. “Kolit’e yakalanan ve çeşitli huzursuzluklar içinde kıvranan şeyhimiz kendini Hamadan’a atar ve 1037 Ramazanında ölür.Kİ.s.185.

Kolombiya: Güney Amerika’da Büyük Okyonus ile Antiler Denizi arasında yer alan bir devlet. “John Dewey'nin ‘Cyclopaedia of Education (1911)!daki ‘kültür’manası, ne Tylor’u zikreder ne başka bir antropolog’u. Oysa yazar, Kolombiya’da iken Boas’la tanışştır.” Kİ.s.33.

Kolonizatör: Sömürgeleştiren, gittiği yerlerin kaynaklarını sömürmek için yeni yerlere gidip yerleşen. “Hristiyanlarla, yahudiler aşağı yukarı aynı zamanda Arabistan’a gelmiş, Hristiyanlar daha çok misyoner, yahudiler ise kolonizatör olarak.” Kİ.s.151.

Kombinezon: Bir bütünü oluşturmak için değişik elemenları düzenlemek, ayarlamak, birleştirmek. "Abdülhamid’in ayırıcı vasfı tirimetrik (düzenleyici) olmaktır, kombinezonlara bayılır, kesin çözümlemelerden hoşlanmaz." BFH.s.128.

Komedi: Komedi ya da Komedya. Olay örgüsünün işlenişi, bir çağa has törelerin hicvi, kusurların ve gülünç yönlerin sergilenmesiyle güldürmek amacını güden tiyatro oyunu. “Tarih, eserini iki defa oynarmış; önce trajedi, sonra komedi.” BÜ.s.85.

Komprador: Yabancılarla ilişki kurmaları hükûmetleri tarafından yasaklanan halklarla sömürgeci şirketler arasındaki ticarete mecburî olarak aracılık eden yerli. “Türkiye'de mekanik materyalizm bir nevi kompradorluktur. SNK.s.171.Komünist Beyannamesi: Komünist Parti Manifestosu. 29 Kasım-10 Aralık 1847 arasında Londra’da toplanan komünistler birliği ikinci kongresinin, Frederich Engels’nin teklifiyle yaptığı başvuru üzerine Karl Marrx’ın, yine F. Engels’in yardımıyla kaleme aldığı metin. Metnin yazımı1848 ocak ayının sonuna doğru tamamlandı ve metin aynı yıl K. Marx adıyla Almanca sonra da İsveççe yayımlandı.Fakat İngilizce ceviride (1850), gerekse Rusça (1869), Sırpça (1871), Fransızca ve İspanyolca (1872) vb. Marx ile Engels’in isimleri birlikte yer alır. “Marx-Engels’in Komünist Beyannamesi’nde (1848) şöyle yazıyor.” UU.s. 96.

Komünist Manifestosu: Bkz. Komünist Beyannamesi. “Thiers etat nedir? 1848 Komünist Manifestosu ile karşılaştırılması, dikkate layık sonuçlara götürebilir’’ SNK.s.235.

Komünist Parti: Fransız Komünist Partisi (FKP). 1920’de Fransa’da kurulan siyasi parti. “Fransa’da Komünist Parti’sine hürriyet sağlayan 89’da ölenlerdir, 48’de ölenlerdir, 70’te ölenlerdir. Aristokrasi, liberalizme âşık olduğu için burjuvaziyi geliştirmedi.” Jur.I.s.381.

Komünizm: “Kominizme gelişini Fyordizm’le açıklayan yazar hiç de inandırıcı değildir.” KA.s.355.

Komünizm: Maddi servetin ortak hale getirilmesini amaçlayan siyasî kuram. “Kapitalizmle komünizm Batı’nın iki çehresi... Biri kumarhane, öteki mahpes.” BÜ.s.214.

Komünler: Fransız idârî teşkilatlanmasının temelini meydana getiren tüzel kişiliğe sahip merkezden bağımsız toprak ortaklığı. “12. asırdan beri haklarını adım adım fetheden (burjuvazinin başlangıcı olan) komünler 1789’da iktidara geçer.” SNK.s.23.

Kondrat Valenrod: Polonya’nın en büyük şairi Adam Mickiewicz (1798-1855)’in 1828 yılında yazdığı ve bir ayaklanma çağrısı olan eserinin adı. Eserin asıl adı: Konrad Wallenrod’dur. “Rus döneminde güzel bir şark kasidesi -Faris-, nefis -Kırım soneleri- ve -Kondrat Valenrod- kaleme alınmıştır.Kİ.s.328.

Konfiçyüs. MÖ. (551-479) yılları arasında Buda’yla Konfiçyüs’ün sesi uzun zaman erişemez Avrupa’ya ve Asya’nın hikmetini tek başına Zerdüşt temsil eder.” BÜ.s.145.

Konformist: Yerleşmiş adetlere ya da davranış biçimlerine ya da büyük bir çoğunluğu düşüncelerine uyan kimse veya bu kimselerin tutumu için kullanılır. “En liberal demokrasi Amerika, en konformist ülke Platin saçlı vamp’ın, milyonlarca “examplaire”i. Moda bitevileştiriyor insanları.” Jur.I.s.200.

Konkan: Hindistan’da kıyı bölgesi, Daman ve Goa arasında, Batı Gatlar’a sırtını dayayan 500km uzunluğundaki ova bölgesi. “Köpek Konkana gitmiş/ Aslan olurmu söyle./Kaşiyi gördü diye/Fil mi olacak domuz?.”BDE.s.297.

Korentlilere Birinci Mektup: Yeni Ahit’te yer alan öğreti metinlerinden birsi. Eser; ölümden sonra dirilişin inkârı, cinsî ahlâksızlık, hizipleşme, bazı vaizlerin belâgat gücünü abartması gibi konulardan bahsetmektedir. Korentlilere birinci mektup: İlk Hristiyan cemaatini etkileyen meselelerden bir kısmını ele alır.” IDG.s.116.

Korentlilere İkinci Mektup: Yeni Ahit’te yer alan öğreti metinlerinden birsi. Eser; risaleleri tanımayanlara karsı Paul’un müdafaası niteliğindedir. Yeni Ahit’te yer alan öğreti metinlerinden birsi. Korentlilere 2.mektup: Cemaatler meselesini ele alır ama teferruata inmez.” IDG.s.116.

Korovalar:Muhabharata destanındaki kandavaların düşmanı. İsa’dan bin iki yüz yıl önce Korovalar’la Pandavalar’ın dedesi olarak tecelli etmiş.” BDE.s.140.

KorozyalılaraMektup: Yeni Ahit’in üçüncü kısmı olan resullerin kitabında yer alan kitaplardan birisi. “Korozyalılara mektup: Efeslilere mektupla bir çok benzerlikleri var."IDG.s.116.

Korporatizm:Hem ferdiyetçiliği hem kolektivizmi rededen ve meslekleri karar alma yetkisine sahip hükümet katında temsil edilen, kararları kamu güçlerince yaptırıma bağlanan, sürekli ve kurumsal organlar halünde teşkilatlanmasını ön gören akım. İtalyan faşizminin en büyük özelliği korporatizmidir.” UU.s.133.

Kosiki: Kalisada tarafından yazılan Hint tiyatro eseri. “Malavika ile Agnimitra”nın kadın kahramanı Malavika’nın mürebbiyesi. Kosili görmüş geçirmiş bir kadi.” BDE.s.212.

Kosmos Karşısında İnsan: Jean Guitton’un Nouvells Litteraires gazetesinde 31 ocak 1963 yılında yayımladığı yazının başşğı. “Yazının başğı ‘Kosmos Karşısında İnsan’.” Jur.I.s.110.

Kosmos. Kozmos. Evren ve yasaları, ya da daha genel olarak, gerçek, ya bilimselya da düşsel bir anlayıstan doğan her türlü evren. “Kaosu kosmos yapan insan zekâsı, tecrübelrini ideolojilerde sergilemiş.” BÜ.s.93.

Kosta ibn Luka: (820-912): Çağdaş ruh hekimliğinin öncüsü kabul edilen ünlü Abbasi dönemi müellif ve mütercimi. “Kosta İbn Luka da (820-912) da çağdaş ruh hakimliğinin öncüsü sayılan büyük mütercim ve müelliflerden”IDG.s.223.

Kostak: Günümüz şiir ve roman yazarlarından Alcan Sayılgan (1924- . ...)’ın 1976 yılında yayımladığı Deprem romanın şahıslarından biri. Geçmişe uzanan Kostak (yani yazar)27 Mayıs öncesini hatırlamaktadır.” KA.s.353.

Kovadis. Polonyalı yazar Henryk Sienkiewicz’in eseri. Eseri, Şaziye Berin Kurt Türkçe’ye çevirmiştir. “Mesela bir Senkiyeviç, Senkiyeviç’in Kovadisi sadece Avrupaya kendisine çok süslü, çok muhteşem bir tasvirini sunduğu için mutlaka layık görülmüştür.” SNK.s.384.

Kovalan: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum romanlarından biri olan Silappatigaram’ın erkek kahramanı. “Kovalan zengin bir tüccar karısı Kannege hem güzel hem kibar.”BDE.s.289.

Kozanoğlu: Bkz. Ziya Kozanoğlu. Scott, Balzac’ı yaratır; Michel Zevaco, Kozanoğlu’nu.” BÜ.s. 234.

Kozet: Jan Valjan’ın tüyler ürperten öyküsü. Yoksulluk sonucu içine düşülen yanlış davranışlar sonunda kürek cezasına mahkum edilmiş. Bu mahkumiyetin Jan Valjan üzerindeki olumsuzetkileri, cezaevinden çıktıktan sonra Jan Valjan’ın isim değiştirerek yeni bir hayata atılma çabası karşısında önüne çıkan engeller. “Andersen’in dostu olan bu zat edebiyata talihsiz cocuk, pansiyon hayati yetim tipleri sokmus, mucadeleci ve talepleri olan bir edebiyat yaratmis hem “Sefiller”in Kozet’ini hemde Daudet’nin “petit’ chose”unu mujdelemistir.” Kİ.s.318.

Kozmoloji: Evren Bilimi. “Gazali bile kozmolojisinin etkisinde kalmıştır.” Kİ.s.186.

Kozmolojik İlimler: Evren ve onun düzeni ile ilgilenen bilim. "Kozmolojik ilimlerin amacını tayin eden ilahi iradedir.” IDG.s.76

Kozmolojik: Evren bilim ile ilgili. “İhvan’ın kozmolojik ve metafizik görüşlerini ele alır.’’ IDG.s.51.

Kölelikten Efendiliğe: Samiha Ayverdi’nin 1978 yılında yayınladığı, Hicrî 1400. senesinin idrâki dolayısiyle başta Müslüman devlet başkanları olmak üzere bütün İslâm âlemine yapılmış bir birlik ve berâberlik çağrısı niteliğindeki eseri. “Samiha Ayverdi’nin Kölelikten Efendiliğe adlı risalesi de unutulup gitti.” Kİ.s.281.

Köprülü: Fuat Köprülü (1890-1966). Edebiyat tarihçisi ve Yeni Türk Edebiyatı profesörü. “Köprülüyü dinleyelim: ‘Fikret’in gençlere tahayyül ettirmek istediği âlem, bütün anâsırı arasında kutsî bir âhenk, ilâhî bir aşk, mevcud olan bir iyilik ve güzellik dünyası:mev’ud bir eremdir.” BÜ.s.140

Körler Üzerine Mektup: Fransız yazar ve Ansiklopdedist Diderot’un 1749 yılında yazdığı eserinin adı. “1749.Temmuzunda Diderot, “Körler üzerine mektup” yazısından dolayı tutuklandı.” IDG.s.17.

Kral Eğleniyor: Fransız yazar Victor Hugo (1802-1885)’nun tiyatro eseri. “Sonra Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion Delorme. Yarım kalmış bir Kıral Eğleniyor.” Mağ.s.281.

Krallar I, II: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihi konulu kitaplarından birisi. Kapsam itibariyle Davud’un ölümünden Kudüs’ün düşmesine kadar olan İsrail tarihinini anlatır ve bir cilttir.1 ve2 Krallar: İÖ 500-400: Önceleri Davud’un ölümünden Kudüs’ün düşmesine kadar İsrail tarihini anlatan tek ciltlik bir eserdi.” IDG.s.127.

Krallar Kitabı: Bkz. 1. ve 2. Krallar. “Krallar Kitabı gündelik yaşamayı yansıtan düz yazılarla dolu” IDG.s.90.

Krallar: Bkz. 1. ve 2. Krallar. “Kitabların başlıcaları şunlardır: Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )” IDG.s.94.

Kremlin: Kremi Moskovski (Moskova Kremlini) Moskova’nın merkez mahallesi. Moskova prenslerine ve rus çarlarına âit eski konutların, daha sonra SSCB yönetim birimlerinin ve günümüzde Rusya fedarasyonunu hükûmet binalarının bulunduğu yer.“Devrimci bir kanat.Bougle ile Halevy’e göre,Kremlin’e yerleşen Lenin,”Kapital’in üç cildini yazı masasına koyarken,çarların sarayına Saint-Simonculuğun aşırı sol kanadı otağ kuruyordu.” SSSS.s.110.

Kristof Kolomb: (1450 veya1451-1506) Amerika kıtasını keşfeden ispanyol denizci. Kristof Kolomb’un önüne Amerika’yı çıkaran kader, benim karşıma da Dosto’yu çıkarmıştı, Dosto’yu yani sonsuzu. Mağ.a.271.

Krişna Kumari: Bengalli şair ve yazar Madusun Datta (1824-1873)’un trajedi eseri. “Krişna Kumari İlk Bengalce trajedi.” BDE.s.275.

Krişna Üçlemesi: Bengalli yazar Nabina Çandra Sen (1846-1909)’in eseri. Krişna Üçlemesi, Hint rönesansının destanı. Nabina Çandra Sen: (1846-1909)bazen Byron’u hatırlatır,bazen Hugo’yu.” BDE.s.275.

Krişna:Adı “kara” anlamına gelir. Hint Mitolojisinin en önemli kahramanlarından ve tanrılarındandır. Tanrı Vişnu dünyada insan olarak bedenleşmiş şekillerinden biridir Krişna. Büyük Hint destanı Mahabbaratta da ve mahabbaratta’ya ek olarak yazıldığı düşünülen Harivaİ.Sa da Krişna’nın kahramanlıklarından çok söz edilir. “17.asırda Krişna ile Rada’nın aşklarını terennüm eden Biharilal bile Sattasai’nin taklitlerinden ilham almış.” BDE.s.179.

Kritisizm: Eleştiricilik. Kant’ın “Saf Aklın Eleştirisi” kitabıyla bir metod ve problemetik olarak ortaya çıkmıştır. “Kant’ı devam ettiren kritisizim, Maine de Biran’dan gelme Spritüalizm” Jur1. s.185.

Kriz Çağının Sosyal Felsefesi: “Sorokin 1953’de Kriz Çağının Sosyal Felsefesi adlı bir eser çıkarır”.SNK.s.251

Kroeber: Alfret Louis Koeber (1876-1960).Amerikalı antropoloji profesörü ve yazar. “Amerika’nın en tanınmış antropologlarındam, Kroeber ile Klukhohn, kültürün şimdilik 161 tarifini tesbir etmişler.” UU.s. 98.

Kronaloji: Tarihî olayların zamanlarını ve tarihlerini inceleyen bilim dalı. “Kronoloji ve Yunanca muallimi, Canterbury baş piskoposu, Oxford’ta doktor, sonra Aİ.Sterdam’daki Athenaum’da profesör.” Kİ.s.404.

Kronikler I.-II.: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihi konulu kitaplarından birisi. 1. ve 2 Kronikler Yahudi Canon’unda son kitaptır ve tek cilttir. 1. ve 2 Kronikler Adem'den başlar,Yahudilerin Hüsrev zamanındaki restorasyon kalkınmalarına kadar gelir. Kelime itibariyle Kronik de olayları önemlerine göre değil, yalnızca oluş sırasına göre anlatan tarihî metinlere denir. "1 ve 2 Kronikler:Yahudi Canon'unda son kitap olup tek cilt halindedir.” IDG.s.127.

Kronikler: Bkz. Kronikler I, II “Sonra bunlara beş tomar daha eklenir: Neşideler, Neşidesi, Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler.” IDG.s.109.

Kronos. Yuanan mitolojisine göre bir süre dünyaya hakim olan tanrı. Adı zaman anlamına gelen Khronos’tan kelimesinden türetilmiştir. Yunan mitolojisinde Kronos dönemi yeryüzünün “altın çağı” olarak kabul edilir. “İsa 'dan beş yüz yıl önce yaşayan Yunan komedi yazarlarına göre , kronos 'un saltanat sürdüğü devirlerde insanlar zevk içinde yaşamaktaydılar.” BDE.s.158.

Kropotkin: Pyotr Alekseyeviç Kropotkin(1842-1921).Rus devrimci ve yazar.“Bakunın ve Kropotkin için devrim yakın bir gelecekte, devleti ortadan kaldıracaktır.” BFH.s.41. Kruşçef: “Kruşçef eski merkeziyetçilikten                           vazgeçmiş,polis rejimi nispeten

yıkılmıştır”.SNK.s.265

Ksenofon: “Hüükmdarlığının ilk yıllarından itibaren, asilzadelerinin eğitimi için Tukidites'in, Ksenofon'un, Diodore de Sicile'ın, vs. tercüme eserlerini bastırır:” KA.s.118.

Ksenophon: (MÖ:430-355) Yunanlı filozof ve tarihçi. Sokrates’in öğrencisi. “Batı, Hint’e dair ilk masalları Ksenophon’un çağdaşı Ktesias’dan (İ.Ö. 5. yüzyıl) dinler.” BDE.s.28.

Kşatriya: Hindistan’daki soylu ve savaşçı kast. Savaşçı asil analamında sankritçe bir kelime. Kşatriya Brahmanlardan sonra gelen kastır. “Batılı nasıl uzun veya kısa boylu, sarışın veya esmer, Danimarkalı veya İspanyol olarak doğarsa; Hintli de dokumacı veya balıkçı, Brahman veya Kşatriya olarak doğar.”BDE.s.20.

Ktesias. MÖ. V asırlarda yaşayan Yunanlı tarihçi ve önce genç Keyhusrev’in daha sonra da II.Artakserkses Mnemon’un hekimi. “Batı, Hint’e dair ilk masalları Ksenophon’un çağdaşı Ktesias’dan (İ.Ö. 5. yüzyıl) dinler.” BDE.s.28.

Kubera: Kuvera adıyla da anılır. Hint zenginlik ve servet Tanrısıdır. Kubera, Visravas adlı Brahman’ın oğlu olduğu için Vaisravana diye de çağırılır. “Hint’in her bankasında heykelcileri var. Şiva’nın iki oğlu daha olmuş. Savaş Tanrısı Skanda ile servet Tanrısı Kubera.”BDE.s.133.

Kudüs Rûhânî Meclisi: Hristiyan dünyasının beş büyük patrikhanesinden biri. Bir asır sonra (1672'de) Kudüs Ruhani Meclisi Doğu Ortodoks kilisesi için Eski Ahit'in Kanon'unu yeniden düzenledi."IDG.s.121.

Kudüs: Bugün Siyonist İsrail tarafından işgal edilmiş durumda bulunan Filistin topraklarının ortalarında, Lut Gölü’nün yaklaşık yirmi dört km. batısında, Akdenizden yaklaşık elli km içerde, denizle Şeria Irmağı arasında yer alan İslam'ın kutsal kentlerinden Beytü'l-Makdis, Mukaddes, el-Kuds ve Kuds-i Şerif gibi adlarla da anılır. İbranice'de Yeruşalim adıyla bilinir. Müslümanlar gibi Yahudiler ve Hristiyanlarca da kutsal sayılır. “Filhakika, peygamberin ölümünden sonra İslam orduları Filistin ve Kudüs’ü fethetmiş, halife Ömer zaptedilen ülkeler ahalisinin hürriyet ve mülklerine, hakim ve kanunlarına dokunmamıştı.”BFH.s.89.

Kûfe: Kadisiye Savaşını kazanan Sad bin Ebu Vakkas tarafından 638-640 yıllarında Irak’ta kurulan, İslâm’ı İran topraklarına yaymak için bir üs vazifesi gören İslam’ın ilk dönemlerindeki önemli şehirlerinden biri. “Kurucusu Ebu Hanife .Küfe’li Basra’da müderrislik yapmış,767’de zindanda ölmüş.” Kİ.s.196.

Kuhn: Dieter Kuhn (1935-....). Konularını genellikle tarihten alan Alman yazarı. “Bir Alman tarihçisinin (Kuhn) kaleminden çıkan cümle belli ki, bu kaynaktan ilham alıyor UU.s.97.”

Kumarasambav: Hint lirik şairi kalidasa’nın Asuralar (kafir, ifrit) ile savaşan tanrıların savaşlarını anlattığı uzun şiiri. “Kumarasambav’a” şairin uzun şiirlerinden ilki.” BDE.s.185.

Kumarbaz Rus Romancı Fyod Mihailloviç Dostoyevskiy (1821-1881)’nin 1867 yılında yazdığı, mutsuz bir aşk yüzünden profesyonel bir kumarbaz olup çıkan genç bir adamla kumar tutkusu yüzünden servetini kaybeden yaşlı bir kadının anlatıldığı romanı. ‘Sonra Kumarbaz’ı okudum. Sarmadı.” UU.s.212.

Kur’ân: Son vahiy dini olan İslâm'ın mükaddes kitabı. Kur'ân, "karae" fiilinden edilen bir mastar olup, Allâh'ın son kitabına özel ad olmuştur. “Kur’an mensudur: Yedi askı Şairlerini secdeye kapandıran bir nesir.”BÜ.s.82.

Kurbağalar: Aristophane’in MÖ.405 yılında sergilenen komedisi. “Dönemi anlatmak için Aristofan’ın Kurbağalar’ını hatırlıyalım oyunun belkemiği, eşil ile Öripid arsında ki karşılaştırma. Dioinisos bir şair bulmak için cehenneme iner.”KA.s. 386.

Kurb-u sultan, ateş-i suzan: Sultana yakın olmak yakıcı, kavurucu bir ateş gibidir. “Timur'un büyük iltifatlarına mazhar olur, ama bilir ki ‘Kub-u sultan, ateş-i suzan’dır.” SNK.s.68.

Kureyşliler: Peygamber Efendimiz’in mensup olduğu Mekke’li Arap kabilesi. “Kâbe inşa edilmiş ve Kâbe’nin koruyuculuğu babadan oğula geçerek Kureyşlilere kadar gelmiş.” Kİ.s.149.

Kurtlar Sofrası: Sonra,              “Bıçağın     Ucu”nu okudum. Sonra “Kurtlar

Sofrası”nı.Jur.II.s.190.

Kuru: Hindistan’da yaşayan Sihlerin Peyganber kabul ettiği kişilerin genel adı. “Silkin ey Kuru’nun oğlu! Erkekleş! Hükümdara fazilet değil, yavuzluk yaraşır.” BDE.s.339.

Kurum Türkçesi: Türk Dil Kurumun türettiği kelimeler. “Kurum Türkçesine senden başka hiç kimsede tahammül edemiyorum.Jur.II.s.192.

Kussiyetmeap: Kutsiyetin bulunduğu yer. “Kaşlarını atar kutsiyetmaeap Bizim kanunlarımız avam içindir der, dâhiler için değil.” BÜ.s.149.

Kuşa: Hint şairi Kalidasa’nın “Raghuvanşa” isimli eserinin erkek kahramanı. Kuşa’nın tahta geçişi...Siyahlar içinde genç hükümdarın karşısına dikilen Kuşavati beldesinin ruhu: BDE.s.188.

Kuşavati: Hint şairi Kalidasa’nın “Raghuvanşa” isimli eserinde tasvir edilen bir yerleşim yeri, bir belde. Kuşa’nı tahta geçişi...Siyahlar içinde genç hükümdarın karşısına dikilen Kuşavati beldesinin ruhu:” BDE.s.188.

Kuşku Kapısı: Attila İlhan’ın “Hangi Batı” isimli eserinin bölümlerinden biri, II. Bölümü. “İkinci Bölüm: ‘Kuşku Kapısı’. Yalanla beslenen bir neslin ızdıraplarıyla karşı karşıyasınız; ızdırapları, isyanları ve arayışlarıyla.” UU.s.30.

Kutadgu Bilig: Yûsuf Has Hâcib’in 1069-1070 yılında yazdığı meşhur eseri. Kutadgu Bilig, siyâsî ve kültür bakımından, Türk-İslâm muhîtinin çok mühim bir merhalesini teşkil etmektedir. Eser, Tavgaç Ulug Bugra Karahan (Hakan) Ebu Ali Hasan bin Süleyman Arslan Kara Hana ithâf edilmiştir. Kitâba ilk ilâve edilen 77 beyitlik bir manzûme vardır. Bu manzûm önsözde eserin kendisi ve yazarı hakkında malûmât verilmektedir. “Kutadgu Bilig’den Humayunname’ye kadar birçok siyasetnameler.” KA.s. 332.

Kutup Yıldızı: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın 1855 yılında Londra’da çıkardığı gazetenin adı. “Aynı yıl bir gazete kurdu: Kutup Yıldızı.” Mağ.s.87.

Kuzguncuk: İstanbul’da Boğaziçi’nin Anadoluı yakasının güney kesimlerinde, Üsküdar ile Beylerbeyi arasında bir semt. “Kolomb’un önüne Amerika’yı çıkaran tesadüf 1936’da Kuzguncuk’taki yalı’ya sürükledi beni.” UU.s.246

Küba: Büyük Antiller’de, Meksika Körfezi’nin girişinde, Küba adası ve bağlı adacıklardan oluşan, başkenti Havana, resmi dili İspanyolca olan ülke. “Monokültür sisteminin kuruluş sebebi bu: Brezilya ‘da kahve, Birmanya’da pirinç Güney Denizleri’ndeki adalarda baharat, Küba’da şeker kamışı, Havana’da Tütün v.s Arada, Avrupa’nın talepleri artıyordu birden.” BFH.s.6.

Küçük Asya: Anadolu’nun Karadeniz ile Akdeniz arasındaki batıya, Ege ve Marmara Denizi’ne doğru uzanan yarımada kesimine verilen isim. “Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari münasebetler vardı.” BFH.s.89.

Küçük Prens: Fransız hayacı ve yazar Antonie De Saint-Expery (1900-1944)’nin 1956 yılında yayımlanan eseri. “Saint-expery’nin ‘Küçük Prens’i yazması gibi...” Kİ.s.323.

Kültür Gerçeği: ABD’ye göç eden Polonyalı filozof ve toplum bilimci. Florain Witold Znaniecki (1882-1958)’in 1919 yılında yazmış olduğu felsefi ve sosyolojik eserin adı. “F. Znaniecki Polonyalı bir sosyolog. “Kültür Gerçeği”adlı kitabını ingilizce yazmış (1919).” Kİ.s.35.

Kültür ve Anarşi: Matthew Arnold (1822-1888)’un 1869 yılında yayımladığı eserinin adı. “Matthew Arnold'un ‘Kültür ve Anarşi’de (1869) ileri sürüldüğü görüşler John Bright'e bir cevaptı.” Kİ.S.31.

Kültür ve Tarih: Tarihçi ve antropolog Fhilip Bagby’nin 1958 yılında londra’da yayınlanan eseri. “Eseri 1958’de yayımlanır: Kültür ve Tarih ( Culture and History, Londra.)”UU.s.103.

Kültür, Kavramlara ve Tanımlara Eleştirel bir Bakış: A.L.Kroeber ile Clyde Kluckhohn tarafından yazılan ve ilk defa, New York’ta 1952 yılında yayınlanan eser. “Birincisi aydınlarımızca uzun zamandır zikredilen fakat okunmuş olduğu çok şüpheli olan İngilizce bir eser: Culture, a Critical Review of Concepts and Definitions (Kültür, Kavramlara ve Tanımlara Eleştirel bir Bakış)” Kİ.s.19.

Kültüralizm: Kültür ve kişilik antropoloji okulunun ileri sürdüğü görüşlerin tümü. Bu okula göre her kültür, tipik bir bireysel kişilik, özel bir ruhbilimselyapı özel bir davranış, özel bir düşünce biçimi geliştirir. “Kültüralizm tabirini, kültür olayı üzerinde gelişen düşüncelere açıktan açığa veya zımni olarak dayanan ön faraziyeler zemini üzerinde kurulabilecek bir dünya görüşü için kullanacağız.” Kİ.s.35.

Kürt Mahmut: Yaşar Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan roman kahramanlarından birinin adı. Roamnda Kürt Mahmut Akyollu Murtaza adında diğer bir şahısı öldürür. Kürt Mahmut, Derviş’in uşağı,’yı öldürecek.” KA.s. 347.

Kürtler: Ön Asya’da, bugün İran, Türkiye, Suriye, Irak, gibi yerlerde yaşayan bir kavim. “Ama mahallesindekiler başka bir dil konuşuyorlardı. Çerkezler vardı, Kürtler vardı,Türkmenler vardı,Türk yoktu.” Jur.I.s. 78.

Kütahya Barış Antlaşması: 1833 yılında Osmanlı Devleti ile Mısır Valisi Kalavalı Mehmet Ali Paşa arasında imzalanan anlaşma. “Suriye ile Kilikya’yı Mehmet Ali’ye kazandıran Kütahya Barış antlaşması, Mısır valisinin zaferini belgeler...” BFH.s.121. Kypride: Yunan Mitolojisinde, dünyaya hükmeden ve hüküm sürdüğü çağda dünyaya altın çağını yaşatan bir tanrıça. “Empedokles'e sorarsanız ,altın çağlarda ,bir Tanrıça (Kypride) dünyaya hükmetmekteydi.” BDE.s.158.

L’Ancien et le Nouveau: L’Ancien et le Nouveau, De Don Quichotte a Kafka ( Eski ve Yeni Don kişottan Kafka’ya) Fransız tenkitçi Marthe Robert’in 1967 yılında pariste yayımladığı eserinin ismi. Don Kişot’a yeni bir yorum getiren en değerli eser, çağdaş bir kadın yazarın: L’Ancien et le Nouveau.” KA.s.183.

L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet Din ve Toplum): Fransız Medeniyet tarihçisi ve müsteşrik Louis Gardet (1904-1986)’in 1967 yılında yazdığı İslamiyet ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış; ‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın Büyük İnsanları)1977 belli başlı eserleridir.” Kİ.s.163.

La Bruyere: Jean de La Bruyere (1645-1696). Fransız yazarı. Sağlam bir üslup ile kaleme aldığı portreler ile tanınmıştır. “La Bruyere’in Karakterleri’i edebi eser sayılmayacaktı.” KA.s.236.

La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique: Müslüman Şehir Sosyal ve Siyasi Hayat Fransız Medeniyet tarihçisi ve müsteşrik Louis Gardet (1904-1986)’in 1957 yılında yazdığı İslamiyet ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış; ‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın Büyük İnsanları)1977 belli başlı eserleridir.” Kİ.s.163.

La Fascination de I’İslam: Batı’yı Büyüleyen İslam. Maxime Rodinson’un eseri. Eseri 1983 yılında Cemil Meriç Türkçe’ye kazandırmıştır. "Her Müslümanın ibretle okuması gereken nefis bir hicviye. 3- Rodinson’un kitabı: “La Fascination de I’İslam” (batıyı Büyüleyen İslam) (1980).” IDG.s.82.

La Fontaine: Jean de La Fontaine: (1621-1695). Fabl türündeki eserleriyla tanınmış Fransız yazarı. Fabllerini 12 kitaplık “Fabller” isimli eserinde toplamıştır. “La Fontaine, ‘‘Karga, Geyik, Kaplumbağa ve Fare’’ masalını buradan almış. İkinci bölüm birinciden çok daha kısa.” BDE.s. 232.

La Harpe: (1739-1803) Fransız şairi ve tenkitçisi.1799’da Lise veya Eski ve Yeni Edebiyat dersleri adlı bir kitap yayımlar. Bu eser Fransa’da ilk edebiyat tarihini bütünü içinde ele alan ilk kitaptır. La Harpe, şairliği ve tenkitçiliği dışında tiyatroculuğuyla da ön plana çıkmıştır. “La Harpe isteyenen dilediği mânâda kullandığı bu içi boş kelimelerden hiç hoşlanmaz.” BÜ.s.225.

La Manie de la lecture: Manası “Okuma Hastalığı”. Ossip-Lourie’nin 1915’de, Theodure Ribot (1839-1916)’un kurduğu Revue Philosophigue dergisinde okuma üzerine yazılmış olan bir yazı.“Psikolog romancının Revue Philosophigue ‘de çıkan bu yazıyı (La Manie de la lecture), Ossip- lourie s. 261, vd. 1915) okumamış olmasına imkân var mı? BÜ.s.113.

Lacan: Jacques Marie Lacan (1901-1981).Fransız hekim ve psikanalizci. “Lacan:’ı okuyorum (Paris Tıp Fakültesi klinik şeflerinden doktor Lacan’ın Fransız Ansiklopedisinin “La Vie Mentale”e ayrılmış sekizinci cildinde yer alan “Aile”yazısı.)” Jur.1.s.121.

Laclos. Pierre Choderlos de Laclos (1741-1803). Fransız hikaye, roman ve deneme yazarı. “Yalnız Fransız romanını ele alsak, bir Le Sage, bir Marivaux, bir Prevost, bir Rousseau, bir Laclos, bir Sade.. insan ruhunun karanlık dehlizlerinde taramadık bir köşe bırakmışlar mıydı?” KA.s.129.

Lâedriye: Agnostisizmin eş anlamlısı. Bilinmezcilik. Bilinmezciliğin eski adılarından biri. “Agnostisizm,bütün felsefe ıstılahlarımız gibi yabancı,ama cihan ölçüsünde bir gerçeği isimlendiriyor. Eskiler kah ‘Lâedriye’ demiş, kah ‘Lâirfaniye’.” Kİ.s.199.

Lafargue: Paul Lafargue (1842-1911). Fransız siyaset adamı, önceleri Proudhoncu sonra Marx’cı sosyalime yöneldi. Marx’in damadı. “Bu kaypak tanımlar, hürriyet kelimesini de daha birçok kelimeler gibi, ‘Metafizik bir orospu’ haline getirmiş (Lafargue).” Mağ.s.198.

Lagouis. “Sana Legouis’nin kitabını almağa gidiyorum.”Jur.II.s108

Lahbabi: Muhammed Aziz El Lahbabi (1922- ....). eserlerini Fransızca yazan Faslı çağdaş Arap yazarı. Lahbani’nin asabiye’yi izah tarzı oldukça dikate değer; asabiye diyalektiğin iharekete geçiren kuvvet. İbn Haldun hayatın gelişmesini böyle bir diyalektikile açıklar.” UU.s.152.

Lahmiler: Irak’a yerleşen ve el-Hire’de (kada sonra kurulan Kûfe yakınında) Pers İmparatorluğuna bağlı bir hanedanlık kuran eski bir arap kabilesi. “Bizans’ın peyki: Gassaniler , İranlı’ların peyki: Lahmiler.” Kİ.S.148.

Lahor: Afganıstan’da, bir şehir. Daha sonra, yani 1000 yıllarında batıdan gelen yeni kültür Efganistan’dan inerek Lahor’a yerleşecektir: İslam.” Jur.I.s. 154

Lâirfaniye: Agnostisizmin eş anlamlısı. Bilinmezcilik. Bilinmezciliğin eski adılarından biri. “Agnostisizm, bütün felsefe ıstılahlarımız gibi yabancı, ama cihan ölçüsünde bir gerçeği isimlendiriyor. Eskiler kah ‘Lâedriye’ demiş, kah ‘Lâirfaniye’. ” Kİ.S.199.

Laisizm: “Laisizm bahsinde de su-i tefehhüm mümkün değildir. Bilakis,Avrupa’nın üzerinde ittifak edilebilecek din-dışı (protan) bir takvim kabul ve teklif etmemesi yani pozitivist.Jur.II.s.183.

Laisizm: Laiklik kelimesinin es anlamlısı bir Fransızca kelime. “Hümanizm, çağdaş laisizmin ilk şekli.” BFH.s.11.

Lakşmana: Hint Ramayana Destanı’nda dasaratha’nın Sumitra’dan olma oğlu, destana kahramanı Rama’nın üvey kardeşidir. Destanda Rama’ya olan bağlılığı ve sevgisi ile dikkati çeker.“Lakşmana ile şatrugna üçüncü bir kraliçenin çocuklarıdır.” BDE.s.153.

Lakşmi:Hint mitolojisinde güzellik, aşk, talih ve bolluk tanrıçası. “Tanrısaldır Dropadi’nin güzelliği, sonbahar lötüslerinin sevgilisi tanrıça Lakşmi’ninki kadar.” BDE.s.333.

Lalande Andre : Bkz. Lalande. “Onlar da Fourier gibi her şeyin (çekim sayesinde) tıkır tıkır işleyeceğini söyler. Bir kelimeyle hepsi de iyiİ.Serdir.” (Lalande Andre, Vacobulaire Technique et Critique de la Philosophie, Paris 1960).” Mağ.s.166.

Lalande: Andre Lalande (1867-1963). Fransız filozofu ve profesörü. ''Lalande'a göre bu mübhemiyetleri önlemenin tek yolu vardır: akılı ikiye ayırmak:birinci akıl müesses'dir. "IDG.s.174.

Lale devri: Fransa’nın 3.cumhuriyetinde Quarter Latin’de sanat öğrenimi yapmış bir şair, Lale devri’nin şairi Ahmet Haşim de yeni değildir.” KA.s..370

Lale Devri: Osmanlı tarihinde, 1718 Pasorofça Anlaşması’ndan 1830 Patrona Halil İsyanı ve akbinde III. Ahmet’in tahtan indirilmesine kadar geçen süre için kullanılan isim. “Yirmibirinci yüzyılın makine gürültüleri içinde sersemleyen insanlerına Lale Devri unutulmaz şarkılarını,ihtiraslarını,ürpertilerini terennüm eden ‘Kökü mazide olan atidir.” Kİ.s.239.

Lalla-Rookh: İskoçyalı Thomas Moore (1779-1817)’un konusunu 1817 yılında yayımladığı, konusunu doğudan (Hint) alan manzum eserinin adı. Eser dört hikayeden oluşur ve Vivtoria dönemi öncesi egzotizmin klasik bir örneği olarak kabul edilir. “İskoçyalı Thomas Moore (1779-1817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret kazanan bir poem yazar : “Lalla-Rookh”. Üç yıl sonra Fransızca’ya çevrilen bu poem, bir Saint- Simoncu tarafından operaklaştırılır: sahnede Bernier’in Hint’ini ve Evrengzib’in çehresini görür gibi oluruz.” BDE.s.44.

Lamartine: Alphose De Lamartine (1790-1869). Fransız şair ve romancısı. Eserlerindeki şairanelik ayırıcı vasıflarından biridir. Bu cezbe Lamartine’in de yabancısı değildir. “Mucizelerini terennüm edeyim diye, ikinci bir ses yerdin bana Tanrım.” BÜ.s.225-226.

Lamennais: Felicite De La Menneis. (1782-1854). Fransız yazar ve düşünür ve papaz. “Birinci düşünceyi aristokratik ve teokratik mektep temsil eder, Bonald’ın Maistre’in, Lamennais’nin mektebi; ötekini liberal mektep, Benjamin Constnt’in, ‘Minerve’ yazılarının mektebi.” SSSS.s.50.

Lamia: YunancadaVampir ve dişi canavar adında bir kelime. Yunan mitolojisine göre Zeus bir Lamia’yı sever cocukları Hera tarafından öldürüldüğü için o bütün anneleri kıskanır ve çocuklarını öldürür. “Örnek almışlar Yunanlıları: Messalia Lamia’yı, gölgede bırakmış, Neron Dematrius’u, Heliogabalus Alkibiyades’i.” UU.s.15.

Lamia: Bkz. Lamia Çataloğlu. “Ben, Lamia’mda Rezzan’ımda, Eminem’de Goethe’nin ezeli kadınnını buldum.”Jur.II.s111.

Lancashire: İngiltere’nin kuzeyinde İrlanda Denizi ile Penin arasında yer alan yönetim merkerzi. “Bu tarihten önce Lancashire’deki pamuk dokuma tezgâhları Hint’tekiler kadar basitti.” BDE.s.75.

Lane Poole: Standey Lane Poole (1854-1931). İngiliz doğu bilimci. “Kazanova, daha 1915’de bu fikirleri ileri sürer: Goldziher, Macdonald, Lane Poole, Massignon ve İvanoy da onu takip ederler.” IDG.s.52.

Langles: Louis Mathieu Langles (1763-1824). Fransız şarkiyatçı. 1795 yılında Fransada, doğu dilleri özel okulunun ve coğrafya derneği’nin öncüsü. “Konvansiyon tarafindan 1795’de acilmistir. Kurucusu: Langles.”Kİ.s.62.

Langlois. Charles Victor Langlois (1863-1929). Fransız ortacağ tarihiçisi ve Sorbone Üniversitesi pofesörü. Renard’ın amacı, Langlois ile Seignobus’un tarih için yaptığını, edebiyat tarihi için yapmak, yani bir edebiyat tarihinin gerektirdiği araştırmaları bir bir anlatmak.” KA.s.446.

Lanson: “Aynı zamanda Fransa dışında Dilthey’in Fransa’da Taine’in veya Lanson’un etkisiyle mukayeseli edebiyat uzmanları düşmanca tavırlarını bastırmış gibilerdir.” KA.s.430.

Lanson: Bkz. Gustave Lanson. “Lanson’a göre: “insan iradesinden en fazlasını isteyen bütün doktrinler, prensip olarak ifadenin aczini kabul ettiler, ihtiyari hareketi yok sayıp, dünyayı kaderciliğe teslim ettiler”.” Kİ.s.358.

Lanzo del Vasto: Doğum Tarihi ekle Fransa’da yaşayan çağdaş İtalyan romancı, şair ressam ve tiyatro yazarı “Lanzo del Vasto doğru söylüyor: Korkunç bir tehlikenin arifesindeyiz. Çatışan milletler ve sınıflarla, gelişen teknik uçuruma açılan iki ray.” BÜ.s.213.

Lao Tseu: MÖ. VI. asırda yaşadığı sanılan Çinli Filozof. “Konfiçyüs ile Lao Tseu Çin felsefesini kurmuşlar.” BDE.s.163.

Laocoon: Alman yazar Gotthold Ephrahim Lessing (1729-1781)’in 1766 yılında yayımladığı estetik tenkit konulu eseri. “Lessing için, Mektuplar da Laocoon da, Hamburg Dramaturjisi de nazari izahlar olmaktan çok birer kavga kitabı.” KA.s.408.

Laplace: Jean Laplache (1924-....). Alman doktor ve psikanalizci. “20. asirin baslarinda Boutroux, Brunschvig ve Bergson Laplace ve kant’in anladigi manada kati bir determinizmi insani sahada Kabul etmezler ve determinizme ilk darbeyi indirdiler.” SNK.s.37.

Larousse: 1852 yılında Parris’te Pierre Lauresse ve Augustin Boyer tarafından kurulan yayınevi. Hangi ansiklopedi Larousse’un Avrupa irfanına armağan etti “XIX.Asrın Büyük Üniversel Kamusu” ile heyetçe boy ölçüşebilir.” IDG.s.12.

Latin: Latium halkından olan kimseler. Dadaizm, sürrealizm veya ekspresiyonizm gibi akımlar ne belli bir toplumun vazıh ve tabii ihtiyaçlarından doğar, ne Cermenlerin, Slavların veya Latinlerin mizacından, ne menşelerini belirlemek, ne bir edebiyetın başka bir edebiyat üzerindeki etkisinden söz etmek, ne ölçülük davası gütmek kabildir.' (Felix Bertaux).” Kİ.s.41.

Latince: “Sol, Latince’de meş’um, eski Almanca’da eğri demek.” BÜ.s.78.

Lautreamont: İsidore Ducaase Lautreamont (1846-1879). Fransız şairi. Sürrelistlerin ilham kaynaklarından ve akıl hocalarından biri. “Lautreamont birkaç havâi fişek savurdu, entelektüel birer tepkiydi bunlar.” BFH.s.39.

Lavater: Johann Kapsar Lavater (1741-1801). İsviçreli kuramcı, şair, hatip ve Protestan tanrıbilimci. “Bu ilmin üstadı Balzac’ın hayran olduğu Lavatar’dır SNK.s.148.

Lavoisier: Antoine Laurent De Lavosisier (1743-1794).Fransız kimyacısı. “Lavoisier'nin "Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbirşey yeniden var olmaz' dediği gibi, din de "Allah'a ısmarladık deyip gitmez.” SNK.s.80.

Lavoisier:”Bir Lavoisier,bir Chenier,bir Danton,bir Saint-Just.Ve dudaklarında tebessüm bir aşk randevusuna gider gibi giyotine giden mağrur,mühteszi,zarif bir aristokrasi.” Jur.II.s.153.

Lavrov: Pyotr Lavroviç Lavrov (1823-1900). Rus sosyalist ve yazar. Lavrov, başından itibaren devrimcidir ama Bakunin'in isyan metodunu benimsemez."Mağ.s.101.

Laytmotiv: Leitmotiv. Bir müzük eserinde bir düşünceyi, bir duyguyu, bir durumu ya da kişiyi çağştırmaya yarayan ayırt edici motif veye tema. “Batının faikiyeti Akvemü’l Mesâlik’in laytmotivlerinden biri.” UU.s.57.

Le Bon Sens. Fransız maddeci filozof ve papazı Rahip Meslier diye de bilinen Jean Meslier (1664-1729)’in eseri olmasına rağmen 1928’de Boran'Holbach'ın imzasıyla çıkan eseri. Eserin Türkçeye tecümesini Abdullah Cevdet yapar “O sırada çıkan ve Abbe Meslier’nin adını taşıyan “Le Bon Sens” adlı eser aslında Baron d’Holbach’ındır, Tanrı tanımaz.” SNK.s.25.

Le Bon:Bkz. Gustave Le Bon. “Vatanında pek az tanınan Le Bon, Osmanlı ülkesinde yaman bir mürüt bulur, Abdullah Cevdet.” BÜ.s.160.

Le Breton: François Andre Le Breton (1708-1779) Fransız basımcı, kitapçı. Özellikle abone yoluyla piyasaya sürdüğü (ekim 1750) ve yayımlanmasını 1772 yılına kadar sürdürdüğü Ansiklopedi’yi basmasıyla tanınır. 1745 de le Breton iki ortak daha almıştı: matematikçi D’Alembert’le iktisatçı Malves 1746 başlarında filozof Denis Diderot da onlara katıldı ve 1747 Ekiminde Ansiklopedinin genel yönetimini üzerine aldı.” IDG.s.17.

Le Genie du Christianisme; Fransız romantiklerinden, roman, deneme ve seyahat yazarı François-Rene de Chateaubriand (1768-1848)’nin 1802 yılındakaleme aldığı Hristiyanlığı yücelten eserinin adı. “Chateaubriand, 1802’de, Rene ile Atala’yı Hristiyanlığı yücelten aldığı Le Genie du Christianisme’e ithal edince, roman kavgası sona ermiştir.” KA.s.238.

Le Play: 1806-1882 Fransız mühendisi ve iktisatçısı. Tasarladığı pederşâhî dünya düzeninde, çeşitli hücrelerin âile düzeni gibi işlemesini ve istihsah bolluğundan çok, huzura yönelmelerini ister. Le Play meşrutiyet devri aydınlarımızı da etkilemiştir.Ali Suâvi ilk hayranlarındandır. Cemil Meriç’e göre Prens Sabahattin’in de akıl hocasıdır.“Le Play, sürüyü şer kuvvetlerine kaptırmak istemeyen kiliseyi temsil eder; şer kuvvetlerine, yani sosyalizme.” BÜ.s.183.

Le Prophete del’İslam: Hindistanlı hukuk doktoru ve İslam târihçisi Prof. Dr.Muhammet Hamidullah (1908-2002)’ın yazdığı eser. “Üçüncü olarak d “Üçüncü olarak da Hamidullah’ın Le Prophete del’İslam (İslâm’ın Peygamberi) adlı kitabından haberdar ediyor okuyucuyu Walter.” Kİ.s.154.

Le Roman Experimental: Fransız Edebiyat tenkitçisi Ferdinand Bruntiere (1849- 1906)’nin 14 Şubat 1880 tarihinde Revue des Deux Mondes dergisinde yayımladığı makale. “Bruntiere’in Revue des Deux Mondeks’daki Le Roman Experimental, (14 Şubat 1880) ve Les Romanciers (15 Eylül 1881) makalelerini görmüş olsa o kadar aşırı bir hayranlığa kapılmayacaktı.” KA.s.290.

Le Sage: Alain Rene Lesage (1668-1747 Fransız romancı ve dram yazarı. Topal Şeytan ve Gil Blas en tanınmış iki romanıdır. “Yalnız Fransız romanını ele alsak, bir Le Sage, bir Marivaux, bir Prevost, bir Rousseau, bir Laclos, bir Sade.. insan ruhunun karanlık dehlizlerinde taramadık bir köşe bırakmışlar mıydı?” KA.s.129.

Lebbeyk: "Efendim, buyurunuz, emrediniz!" mânâsında, çağırana cevap ifâdesi. “Yönetilmek, yetkileri de bilgileri de, faziletleri de olmayan yaratıklar tarafından göz altında bulundurulmak, casuslanmak, sürüklenmek, onların kanunlarına boyun eğmek, kurallarına lebbeyk demek, güdülmek, tartaklanmak, damgalanmaktır..” BFH.s.43.

Lecanaire: (1800-1836). Fransız katil, hırsız. Yayınlanmış bir eseri bulunmamasına rağmen şair. Kellesi kesilmeden “Hatıralar”ını yazdığı için yazar. Özel isminden çok cins isim olarak meşhur olmuş, Topluma, kanuna ve toplum kurallarına aykırı olanları adlandırmak için bir cins isim. Marx da toplumun eseri, Lacenaire de.” BÜ.s. 217.

Lefebvre: Henry Lefebvre (1901-1991)Fransız sosyolog ve filozof. Fransızlar içinde dünya görüşü tabirini Goldmann ve Lefebvre gibi Alman kültürü ile temas edenler kullanıyor.” SNK.s.296.

Legion d’Honnerur: 19 Mayıs 1802 tarihinde Bonapart tarafından ihdas edilen Fransız askeri ve sivil madalyasının adı. “ Maupassant çok daha insafsız: ‘ bir aydını küçülten üç şey var: akademi üyeliği, Legion d’Honnerur nişanı, Revue des DeuxMondes yazarlığı.” BÜ.s.104.

Lehçe-i Osmanî: Ahmet Vefik Paşa (1823-1891)’nın 1877 yılında yazdığı eseri. “Velet Çelebi Doktor Knoş’un bir kitabına yazdığı önsözde, Vefik Paşa’nın Lehçe-i Osmanisi’de Şemsettin Sami’nin Kamus-u Türkisi de, Redhouse’un müsveddelerinden faydalanılarak tertip edilmiştir,hükmünü veriyordu.” Kİ.s.267.

Lehçe-t-ül Hakayık: Ali Bey’in (1844-1899) Hakikatlerin dili anlamına gelen eserinin adı. Eser lügat şeklinde düzenlenmiş olup, kelimelerin alay yollu açıklanışı sırasında insanlığın ve 19.asrın sonunda Osmanlı toplumunun kusurları tenkit edilmiştir. Cemil Meriç Kırk Ambar kitabının ikinci kısmı için bu ismi uygun görüp aynı isimle isimlendirmiştir. “İkinci bölüm Lehçe-t-ül Hakayık liberalizm’den kapitülasyonlara, sömürgecilikten kadın ruhuna, kader muammasından Ali Şerati’ye, Marksizm’den İslamiyet’e, üçüncü dünya kavgalarına kadar çağımızın belli başlı problemleri.” Kİ.s.12. Lehçetü’l-Lûgat: Şeyhülİslam Esat Efendi(1685-1753)’nin H.(1136-1145) yılları arasında telif ettiği Türkçeden Arapça ve Farsça’ya sözlüğüdür. “XVIII. Yüzyılda Şeyhülİslam Esat Efendi ilk defa Türkçe’nin lügatını yazar. Bestekardır. Lehçe-t-ül Lûgat’ı için sekiz sene çalışır.”SNK.s.321.

Lehimci Bunyan: Bkz. “ ‘Ah’mâk-ı Hayâl’dilimizde ilk defa yazılan felsefi bir roman. Lehimci Bunyan’ın ‘Necat Yolunda’sı İngiltere’de Kitab-ı Mukaddes’ten sonra en çok okunan kitapmış.” Kİ.s.88.

Lehistan: Eskiden Polonya’ya verilen ad. Lehistan niçin ve ne zamandan beri Polonya olmuş?” Kİ.s.325.

Leibniz: Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716). Alman filozof. Leibniz'e göre, akıl ise hakikatların zincirlenişi; insan zihninin tabi olarak kavradığı hakikatlar.” IDG.s.172. Leiden: Hollanda’nın güneyinde bir şehir merkezi. “Bkz. Arab socialism, Hanna and gardaner,Leiden 1969.” Mağ.s.223.

Leipzig: Almanya’nın Saksonya eyaletinde Saksonya Anhalt eyaleti sınırına yakın bir şehir. “1845’de Leipzig’de Alman Dogu Derneği ve Gazetesi.” Kİ.s.63.

Leitmotiv: Bkz. Laytmotiv. “Hayalle gerçek arasındaki çatışma, bütün eserlerinin leitmotiv’i” KA.s. 208.

Lejitimist: Herhangi bir hanedanın veya krallığın haklarını koruyan kimse. “İşte lejitimist, Orleancı’nın zıddı, Bourboncu demektir, meşrutiyetçi değil.” SNK.s.232.

Lejyon: Roma ordusunun askerî birlikleri. “Doğduğu zaman Roma Lejyonlari’nın çiğnediği aç ve muzdarip kalabalıkların dini olarak doğar.” SNK.s.50.

Leman Gölü: Orta Asya’da, Alplerin eteğinde yer alan göllerin en büyüğü. “Ne yazık ki Leman Gölü kıyılarında hayal kirikliği bekliyordu Saint-Simon’u, Madam do Stael anlamadı onu.” Jur.II.s.30.

Lenigrrad: Sen-Petersburg şehrinin 1924-1991 yılları arasında taşımış olduğu adı. “Kızıl meydan ‘daki türbe yetmemiş vlademir ilç ölür ölmez petrograd’a lenigrrad adını takmışlar. vs .”Jur.I.s.189.

Lenin: Vlademir İliç Ulyanov Lenin (1870-1924). Rus komünist devlet adamı. “Marx’la Engels’in Kömünist Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i, Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı.” UU.s170.

Leninizm: Lenincilik, Lenin’in kavram ve uygulamalarının tamamı. “Düşüncelerin bütünü değişmişti:İzafiyet ve Quantum nazariyeleri,hormonların ve psikanalizin keşfi, Leninizm ve davranış psikolojisi,uçak ve radyo, ekspresyonizm, sürrealizm.” Mağ.s.40. Leon X.: “Bir Cesar Borgia’nın başaramadığı işi neden bir Medici başaramasın?Cesar’ı bir papa destekliyordu:VI.Aleksandr. Medici’yi de bir papa desteklemektedir:X.Leon...” UU.S.173.

Leonardo da Vinci: (1452-1519). İtalyan ressalm, heykelci,mühendis ve mimar. Mono Lisa başta olmak üzere bir koç meşhur tasvirin sahibi. “Leonardo da Vinci, beyaz bir kuğuya benzeyen uçak, dağlardan karları alıp kucak kucak yanan şehirlerin bağrına serpsin istiyordu.” SNK.s.22.

Leopald Wiese: Leopold Von Wiese (1876-1969). Alman sosyolog. Alman sosyoloğu Leopald Wiese, “kelime tasviri sosyolojide asla kullanılmamalıdır” ,diyor (1919). Lundberg'e göre kavram müphemdir (1939).Chapple ve Coon'un “Antropoloji Prensipleri”nde kültür kelimesine bile bile yer verilmemiştir.” Kİ.s.23.

Lepanto: İnebahtı. İnebahtı Deniz Savaşı: Sonraları, Don Kişot’u yazmaktan çok, Lepanto çolağı olmakla övünürmüş.” KA.s.176.

Lermantof: Bkz. Lermantov. “Lermantof, çağımızın anlayışına daha yakın.” KA.s.225. Lermontov: Mihail Yuriyeviç Lermontov (1814-1841). 1840 yılında Zamanımızın bir kahramanı isimli eserinin yayımlanmasıyla Rus cemiyet ve ahlâki hayatına getirdiği tenkitlerden dolayı skandal meydana getiren Rus şairi ve yazarı. “Bana ilk evvel kafkasya’yı sevdiren, kafkasya’nın güzelliklerini andıran Lermontov ve Puşkin’in tasvirleridir.” BÜ.s.159.

Les Religions et les Debuts de la Philosophie: Bkz. Dinler ve Felsefenin Başlangıcı “LHistorie du Developpement Culture et Scientifique de I’humanite,” insanlığın ilmi ve Külterel Gelişme Tarihi. Cilt 2: L’Antiquite, Eski Çağlar “Les Religions et les Debuts de la Philosophie” Dinler ve Felsefenin Başlangıcı 193 v.d Paris 1967. ” IDG.s.100.

Les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam Teolojisinin Büyük Prablemleri): Fransız Medeniyet tarihçisi ve müsteşrik Louis Gardet (1904-1986)’in 1967 yılında yazdığı İslamiyet ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış; ‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın Büyük İnsanları)1977 belli başlı eserleridir.” Kİ.s.163.

Les Hommes de I’İslam’ (İslamın Büyük İnsanları): Fransız Medeniyet tarihçisi ve müsteşrik Louis Gardet (1904-1986)’in 1977 yılında yazdığı İslamiyet ile alakalı eser. “La Cite Musulmane, Vie Sociale et Politique” (Müslüman Şehir Sosyal ve Siyasi Hayat)1957, eser1976’da dördüncü kere basımış; ‘Connaitre I’İslam’ (İslâmı Tanımak) 1958; ‘les Grands Problemes de la Theologie Musulmane” (İslam Teolojisinin Büyük Prablemleri), 1967; ‘L’İslam, religion et Communaute (İslâmiyet Din ve Toplum), 1967; ‘Les Hommes de I’İslam’ (İslamın Büyük İnsanları)1977 belli başlı eserleridir.” Kİ.s.163.

Les Lois Psychologi gues de l’Evolution des Peuples: Le Bon’un eseri. “Ve bir kavmin tabib-i içtimîsi olmak üsteyenlere uzviyet-i akvâmın teşrihini, fizyolocyasını göstermek için Les Lois Psychologi gues de l’Evolution des Peuples’ü tercümeye koyulur.” BÜ.s.160.

Les Oriantales: Victor Hugo (1802-1885)’nun 1829 ytılında yazdığı romanı. Hugo'ya Doğu'yu tanıtan: Fouinet olmuş. Fouinet’in sunduğu malzemeyi geniş ölçüde Les Oriantales'in (1829) arkasına yığş şair, bir kısmınıda dosyalarında saklamış” KA.s.34. Les Romanciers: Fransız Edebiyat tenkitçisi Ferdinand Bruntiere (1849-1906)’nin 15 Eylül 1881 tarihinde Revue des Deux Mondes dergisinde yayımladığı makale. “Bruntiere’in Revue des Deux Mondeks’daki Le Roman Experimental, (14 Şubat 1880) ve Les Romanciers (15 Eylül 1881) makalelerini görmüş olsa o kadar aşırı bir hayranlığa kapılmayacaktı.” KA.s.290.

Lesbos: Midilli. “Ne var ki Avrupa daha çok Lesbos’lu Longüs’ün bir pastorali üzerine durmuş: Dafnis ve Kloe.” KA.s.154.

Lessing: Gotthold Ephrahim Lessing (1729-1781). Alman tiyatro ve eleştiri yazarı. “Spinoza’nın, Lessing’in sempati ile karşıladığı, adeta benimsediği bir inanç.” BDE.s.116.

Lester Ward: Lester Frank Ward (1841-1913). Fransız sosyolog, botanikçi ve palrontolog) “Lester Ward’a göre: Almancada kültürle medeniyet birbirinden çok ayrı iki kavram” Kİ.s.25.

Levh-i Mahfuz: Korunmuş levha; Allahü Teâlâ’nın takdir ettiği her şeyin yazılı bulunduğu, nasıl olduğu bizce bilinmeyen ve her türlü te'sirden korunmuş levha. “Levh-i mahfuzdaki bilgiler onun malûmatının sadece bir bölümüdür.”IDG.s.182. Leviathan: Leviathan or the Matter, From and Power of a Commonwealth Ecclesiastical and Civil (Leviathan ya da dinine bağlı sivil bir devletin özü, biçimi ve gücü).Thomas Hobbes’un 1651 yılında yazdığıve tasarladığı devlet yapısını açıkladığı eserinin adı. “Cumhuriyet İngiltere’sinde Cromwell hüküm sürüyor ve 1651 sene-i miladiyesinde garip başlıklı bir kitap yayımlanıyordu: Leviathan.” UU.s.199.

Leviler: Kaynaklarda Leviller, Levitler ve Levililer gibi değişik şekillerinde zikredilir. Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün Torah kısmında yer alan kitaplarından birisinin adı. Kitap Sina’da nazil olan kanunları, kurban kanununu ve rahiplik müessesesinin kuruluşu bigi konuları ihtiva eder. “Kitabların başlıcaları şunlardır: Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )” IDG.s.94.

Levsiyat: Kirli ve aşağılık şeyler. “Zola, levsiyatı hoşlandığı için tavsiye etmez.” KA.s.302

Levy-Bruhl : “C.Levi-Strauss,Levy-Bruhl’ün birçok görüşleri,sınıfının ve cemiyetinin ideolojisinin tesiri altında kalmıştır iddiasındadır.” SNK.s.204

Levy-Bruhl: Lucien Levy-Bruhl (1857-1939) Fransız filozof ve sosyolog. “Levy- Bruhl, daha takdirkârdır: Saint-Simon Comte’a kılavuzluk etmiş, dehasının gelişmesi için en uygun yolu göstermiştir fakat Pozitif Felsefe Dersleri’nin yazarı orijinal bir filozoftur.” SSSS.s.89.

Lewis. Matthew Gregory Monk Lewis (1775-1818). İngiliz roman ve piyes yazarı. En önemli eseri 1796 yılında yazdığı The Monk adlı romanıdır. “Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace Walpole’nun gotik romanı, Otrante Şatosu (1764), Beckword’un, Ann Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun heyecan ihtiyacını karşılar.” KA.s.221.

Lexicologie: Fransızca sölük bilimi anlamında bir terim. Lexicologie kelimeler dünyasına açılan kapı, kelimelerin çağlar boyunca geçirdiği farklılıklar, şecereleri, sicilleri.” SNK.s.316.

Lexicon: Sözlük, Lügat. “Çeyrek asır önce Rıza Tevfik’ten Türkçenin en güvenilir lügatı hangisidir diye sormuştum, tereddüt etmeden Redhouse’un Lexicon’udur demişti.” Kİ.s.267.

Leyla ile Mecnun: Konusu arap kaynaklı olmasına rağmen İran ve Türk edebiyatlarında da, mesnevi konusu olarak çok sık işlenen aşk efsanesi. “Brötanya ozanlarının rüyası, bütün Avrupa’nın rüyası olmuş. Doğunun Leyla ile Mecnun’u gibi Nala ile Damayanti’si gibi, Ferhat’la Şirin’i gibi..” KA.s.161.

Leyla ve Mecnun: “Daha sonra yazar , “Romandan önce klasik Osmanlı yazınında anlatım türü ,Farsça’dan kaynaklanan mesnevilerle kendini gösterir;bunlardan en çok bilinenler Leyla ve Mecnun, Yusuf ile Züleyha ,Hüsrev ile Şirin vs.dir” der” KA.s.320.

LHistorie du Developpement Culture et Scientifique de I’humanite: Bkz. İnsanlığın İlmi ve Külterel Gelişme Tarihi: “LHistorie du Developpement Culture et Scientifique de I’humanite,” insanlığın ilmi ve Külterel Gelişme Tarihi. Cilt 2: L’Antiquite, Eski Çağlar “Les Religions et les Debuts de la Philosophie” Dinler ve Felsefenin Başlangıcı 193 v.d Paris 1967. ” IDG.s.100.

Liberal: Liberelizm yanlısı. “Liberallerle, Fabiancılarla, filantroplarla tartışabilirsiniz.” BÜ.s.211.

Liberalizm: Devlet toplum ve birey arasındaki ilişkilerde önceliğin bireyin hak ve özgürlüklerinde olması gerektiğüni savunan iktisadi ve siyasi düşünce akımı.“Fransa’da Komünist Parti’sine hürriyet sağlayan 89’da ölenlerdir, 48’de ölenlerdir, 70’te ölenlerdir. Aristokrasi, liberalizme âşık olduğu için burjuvaziyi geliştirmedi.” Jur.I.s.381

Liberalizm: Gerek ekonomi felsefesinde gerekse siyaset felsefesinde devlet, toplum ve birey arasındaki tüm ilişkilerde bireyin hak ve özgürlüklerini öne çıkaran; her bireyin vicdan, inanç ve düşünce özgürlüğünün tanınması gerektiğini savunan ekonomik ve siyasal öğreti. “Kartel ve Trustleri kuran bir dünyada liberalizm olamaz SNK.s.129.

Liberalizm: “Liberalizm burjuvazinin ortaya attığı bütün teoriler otonomisidir.” SNK.s.98

Liliputlar Ülkesi: Gülüver’in ilk yolculuğunda karaya çıktığı düşünülen hayal ülkesi. Burası küçültülmüş bir ingiltere’dir. “Köy bir gurbet, bir sürgün, bir Lilluputlar ülkesidir hazret için.” Jur.I.s.380.

Linda: Cemil Meriç’in gençliğinde, Hatay’da, bir kerhanmede karşılaşğı ve beraber olduğu hayat kadını. “Linda ne bir ‘la Dame aux Camelias’ydı , ne bir Manon Lescaut.” Jur.I s. 91.

Linga: Simge anlamında bir Sabskritçe kelime. Terim olarak da Hint Mitolojisinde tanrı Şiva’nın erkeklik organı biçiminde, taştan ya da benzeri madeden yapılmış, bir sutunla ya da daha küçük bir şeyle şekillendirilen simgesi. “Birden bir Linga belirdi önümüzde, pırıl pırıl bir Linga.” BDE.s.377.

Lingua Romana: Roman dilleri. “813 Tours Konsilinde halkın halkın anlaması için papazların halk dilinde, yani romanca vaaz etmeleri kararlaştırılmıştır: lingua romana, eski Fransız halkının konuştuğu dil.” KA.s.135.

Lisan el Arap: Büyük İslam bilginlerinden olan filozof ve hekim İbn Sina (980- 1037).’nın İsfahan'da bir Arapça bilgininin onu dilbilgisindeki yetersizliği dolayısıyla eleştirmesi üzerine üç yıl çalışarak yazdığı eserinin adı. “On ciltlik ‘Lisan el Arap’ iki yüz elliden fazla eseri kitaplar, mektuplar bize kadar gelmiştir.” Kİ.s.185.

Liszt: Franz Von Liszt (1851-1919). Suçluyu bir hasta olarak kabul eden ve ve ona kişiliğine uygun bir ceza verilmesi gerektiği fikrini ortaya atan Alman kriminoloji uzmanı. “Liszt de, Henrie Heine de onun şakirdi.” SSSS.s.109.

Litterature Üniverselle: Dünya edebiyatı anlamında gelen Fransızca bir kelime. Kelimenin Almanca karşılığı: weltliteratere; İngilizcesi ise woldliteratere’dir. “Carlyle İngilizceye ‘World literature’diye çevirmiş mefhumu,Fransızlar ‘Litterature universelle’diye.” KA.s.24.

Littre: Emile Litre (1801-1881). Fransız filozof ve sözlük bilimci. “Le Monde’dan öğrendiğimize göre littre, 2 Haziran 1881’de hayata gözlerini yummuş.” Kİ.s.261.

Littre’nin Sözlüğü: Dictionnaire de la Lenguage Française. Fransız filozof ve sözlük bilimci Emile Litre (1801-1881)’in 1863-1873 seneleri arasında yazdığı sözlüğü. “Gabriel Matzneff şöyle demiş bu yıl dönümü vesilesiyle:Littre’nin Sözlüğü,bize yeni hazineler,hayalimizden geçmeyen zevkler sunan Ali Baba’nın Mağarası.” Kİ.s.261.

Litvanya: Baltık Deniz’i kıyısında, Kuzeyinde Letonya, Güney batısında Rusya, Güneyinde Polonya, doğu ve güneydoğusunda beyaz Rusya arasında kalan bir devlet. "Büyük şairin fırtınalı hayatına bir göz atalım 1798'de -yani Puşkin'den bir yıl önce Litvanya'da- doğar.” Kİ.s.326.

Lizbon: Portekiz’de Tajo Irmağının sağ kıyısında bulunan bir şehir. Portekiz’in başkenti. “Her akşam Lizbon sokaklarında bir hayalet dolaşırmış, efendisi Camuens’e sadaka toplamağa çıkan Cavalı bir köle.” BÜ.s.232.

Locke: Johan Lucke (1632-1704). Mutlakiyetçiliğe karşı çıkarak erkler ayrılğını avunması sebebiyle Liberalizmin kurucusu kabul edilen İngiliz filozof ve siyaset adamı. Bacon’ın ilimler şeması, Locke’un felsefesinde ve Newton’un ilmine uydurulmuş, Locke’un insan müdrikesi ile ilgili tahlilleri Gassendi’nin Epikürcü Atomizmi ile Bayle’in septisizmi arasında yer almıştır.” IDG.s.20.

Lodovico Muratori: (1672-1750). İtalyan yazar. 25 ciltlik eseri: Rerum İtalicarum scriptores ismli eseri Ortaçağ tarihinin kaynaklarını ortaya koyan önemli bir eserdir. Bunlara muratori parçaları da denir,çünkü fihristi yayımlayanın adı Ludvico Muratori'dir.” IDG.s.124.

Logos Spermaticos: Sperma söz anlamında bir kelime olup insanları tesir altında bırakacak kadar güçlü olan sözlere için kullanılır. “Logos Spermaticos, diyor bir yazar: gebe bırakan söz. Kimi?” BÜ.s.261.

Loire Irmağı: Fransada bulunan 1006 km uzunluğu ile farnsanın en uzun akarsuyu olan irmak. “Birincisi, Eisleben’de bir köylü kulübesinde, gotik kulelerin ve ormanların gölgedinde. İkincisi Chinon’da, Loire ırmağının çiçekli kıyılarında, kimine göre bir aktar dükkanında, kimine göre meyhanede.”KA.s.230.

Lombardiya: İtalyan’ın güneyinde yer alan, ülkenin en kalabalık bölgesi. “Aksine Ruhr’un yahut Lombardiya’nın sanayicileri de, İtalya’nın büyük toprak sahipleri gibi, Hitler ve Mussolini’ye yardımlarını esirgememişlerdir.” UU.s.130

Lombroso:Cesare Lambroso (1835-1909). İtalyan kriminoloji uzmanı. “Bu mektebin üç büyük temsilcisi: Lombroso, Feri, Sighele”. BFH.s.23.

Loncalar: Eskiden aynı meslekten kişilerin özellikle esnaf ve zanaatkarların çalışma ve Pazar sorunlarını çözmek, mesleğe yeni eleman yetiştirmek amacıyla kurdukları birlik. “Orta-Çağ loncalarında ve loncalara bağlı Hermetizm kollarında amaç bu idi.” IDG.s.74.

Londra: Thames Irmağı kıyısında yer alan büyük biritanya’nın başkenti. “1751-52 lerde Londra’da 7 kere basılmış Chambers. IDG.s.16.

Lope de Vega: Felix Lepo de Vega Carpio (1562-1635). İspanyol komedi yazarı. “Lope de Vega, Gongora, Quevedo, Tirso de Molina, Calderon.. onyedinci yüzyılın birinci yarısına pırıltı saçarlar”.Kİ.s.67.

Lotüs. Bkz. Lötüs. Bazen bir lotüsse kurulup vina çalar.”BDE.s.126.

Louis- Philippe: (1773-1850). Fransızlar’ın 1830-1848 yılları arsındaki Kralı. Kelimeye bu anlamı kazandıranlar, onsekizinci yüzyılda La Harpe, Voltaire, Cizvitler; ondokuzda, İmparatorluk üniversitesi, Resterasyon devriyle Louis-Philippe devrinin hocaları.” Kİ.s.63

Lourdes. Franasa’da Hautes-Pyrenees kontunun merkezi. Hristiyanlarca mücizelerin gerçekleştiğine inanılan bir yer olduğuna inanılan Lourdes’i her yıl 4 milyona yakın kişi ziyaret eder. “Ben ne Jeanne D’arc’ım, ne Lourdes’da meryem ana’yı gören çoban kızı.” UU.s.249.

Louvre: Louvre Sarayı. Eskiden Fransa kralının paristeki sarayı. “Bir Amerikan milyonerinin Louvre’da dolaşması gibi, Joconde onu görür, o joconde’u görmez.” UU.s.206.

Lovejoy: Arthur Lovejoy (1873-1962). Düşünce tarihinin öncülerinden biri olarak kabul edilen Amerikalı filozof. “Ne var ki Amerikalı Lovejoy’un ‘Düşünceler Tarihi Üzerine Denemeleri’nde Durum başkadır.” KA.s.427.

Lowie: Robert Harry Lowie (1883-1957). Avusturya kökenli Amerikalı antrapolog. “Mesela Summer, Keller, Malinowski, Lowie, Wisler, Sapir, Boas, Benedict. A.B.D’de antroploji kendini, ‘kültür ilimi’ olarak tarif eder.” Kİ.S.41

Lozan: Lozan Barış Antlaşması. İstiklâl Savaşının sonunda Türkiye ile I. Dünya Savaşı’nı kazanan Devletler (İngiltere, Fransa, İtalya) ve Yunanistan arasında Romanya ve Japonya’nın katılmasıyla, İsviçre’nin Lozan kentinde 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan anlaşma. “Lozan’da Türklere fazla mülâyim davrana itilaf devletlerine kızacak kadar da Türk dostudur” BÜ.s.161.

Lötüs: Botanikçilerce hiçbirisi lötüs olarak sayılmayan birçok bitki türüne verilen ad. Hint mitolojisinde lotus gün doğarken açan gün batarken kapanan bir çiçek olarak tasvir edilir ve güzelliği saflığı ve tanrı güzelliğini temsil eder. “Sonbahar lötüsünün yapraklarına benzer kirpikleri, teni sonbahar lötüsü kokar.” BDE.s.333.

LSD: ya da L.S.D. 25. Almanca Lyserg Suare Diathylamid’in baş harflari. İndol türevlerinin başında gelen halisinojen. Önceleri yapay olarak elde edilen sonra çavdar mahmuzu ürünlerde tabii olarak bulunan uyuşturucu madde. “Çağdaşlaşmak, Avrupa’nın yeni ihraç metâı, kokain ve LSD gibi... şuuru felce uğratan bir zehir.” BÜ.s.97.

Lucretius. Tam adıyla: Titus Lucretius Carus (MÖ.98-55). Latin şairi. “Bhagavad’ın yanında Lucretius’un: “De Rerum Natura“sı ne kadar sığ, ne kadar nesir.” BDE.s.87.

Lugat-i Naci:Tanzimat devri şair ve yazarlarından Muallim Naci (1850-1893)’nin 1890 yılında yazdığı lügatı. “Lugat-I Naci’de,renksiz kokusuz.”Kİ.s.274

Lugaz: Türk edebiyatında, Konusunu canlı ya da cansız varlıların, eşyaların oluşturduğu manzum bilmeceler. “Oysa gerçek, içinden çıkılmaz bir lugaz.” KA.s.206. Luka İncili: Luka İncili ya da Aziz Luka’ya göre İncil. Aziz Markos İncilinden sonra 80’li yıllarda yazılmış olan ve kilisenin kanbul ettiği dört incilden üçüncüsü. "Luke (Luka) İncili'ne gelince. Bu kitapta Marc'da da Mathieu'de de bulunmayan malzeme vardır." IDG.s.114.

Lukacs. György Lukacs (1885-1971) Macar komünist filozof, edebiyat kuramcısı ve siyaset adamı. “Etiemble, belli ki Lukacs ile Goldmann’ın roman hakkındaki tezini beğenmemiş.” Kİ.s.247.

Lukas. Bkz Luka İncili. “Lukas da aynı kaynaktan yararlanmış. İnciller içinde en yaygını.”IDG.s.129.

Lunaçarski: Anatoliy Vasilyeviç Lunaçarskiy (1875-1933). Rus siyaset adamı ve yazar. “Sovyet tenkitcisi Lunacarski (1875-1933)ye gore Bazarov, Rus edebiyatinda ilk “musbet” kahraman.” Cagdaslarinin deyimiyle bir Orlando Furioso.” Mağ.s.84.

Lundberg: Erik Lundberg (1907-.). İsveçli iktisatçı ve ünlü İsveç Konjonktör Enstitüsü müdürü (1944-1955). Alman sosyologu Leopald Wiese, “kelime tasviri sosyolojide asla kullanılmamalıdır,” diyor (1919). Lundberg’e göre kavram müphemdir (1939).Chapple ve Coon’un “Antropoloji Prensipleri”nde kültür kelimesine bile bile yer verilmemiştir.” Kİ.s.23.

Lut Kıssası: Kitab- Mukaddes’te ( Yaradılış XIX bölümünde) anlatılan kıssa. “ (Neşideler Neşidesini hatırlarsınız.. .1 ladi şiirin hakları vardır diyelim, hürrüyeti vardır diyelim. Lut kıssasına ne buyrulur.)” BÜ.s.198.

Lut: Hz. Lût (a.s) Kur'ân-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerden biri. Eşcinsellikle mücadelesi ile tanınır. Hz. İbrahim'in kardeşi Hârân'ın oğludur. Lût (a.s), İbrahim (a.s) ile birlikte Harran'dan Filistin'e göç etti. Burada kıtlık baş gösterince Lût ve İbrahim (a.s.) beraberce Mısır'a gittiler. Bir süre sonra Mısır kralının verdiği mal ve sürüleri yanlarına alarak birlikte tekrar Filistin'e döndüler. Zamanla yerleştikleri bölge, sürülerini almaz oldu. Hz. Lût bunun üzerine, amcası İbrahim (a.s.)'ın bölgesinden ayrılıp Sedom şehrine yerleşti. Daha sonra bu şehre peygamber olarak gönderildi. Sedomlu’lar bozuk ahlâklı, kötü niyet insanlar idi. Yol keserler, yolcuların elinde avucunda ne varsa alırlardı.Sedom halkı dünyada daha önce kimsenin yapmadığı sapık işleri, ahlaksızlıkları yapıyor, eşcinsel davranışlarda bulunuyor, azgınlıkta birbirleriyle yarış ediyorlardı. Hz. Lût, kavmini doğru yola davet ettiyse de aldırmadılar. Yaptıkları kötü işleri devam ettirdiler. Karısı da ona inanmayanlardandı. Hz. Lut Kavmi kütülüklerinden uzaklaştıramayınca allah melekleri vasıtasıyla Sodomluları helek etmek istedi Melekler, Lût'un bulunduğu Sedom şehrine geldiler. Kendisine iman edenlerle birlikte sahan olmadan şehri terk etmesini söylediler. Sabah olunca, her birinin üzerinde kime isabet edeceği yazılı taşlar yağmaya başladı. Böylece kavim helek oldu. “Sodom’da kalmış Lut’un ümmeti.” BÜ.s.283.

Luter: Martin Lüter (1483-1546). Reform hareketlerinin öncülerinden Alman tanrıbilimci. “Polemiğin tuzu biberi: küfür. Luther, Erasmus, Calvin tulumbacı gibi küfrederler.” BÜ.s.127.

Luxembourg Bahçesi: Luxembourg Sarayı ve Bahçesi. Paris’te VI. arrondissement’da naiplik görevini yürüten Marie de Medicis tarafından 1612 yılında Luxsemborg konağının yakınında yaptırılan, Boyceau’nun düzenlediği, 1650 yılından beri sanatçı ve yazarların uğrak yeri olan bahçe. “Yalnızlık ve Madam Fouche. Saint- Michel Bulvarındaki apartman, şüphenin zehri, hastahane, Luxembourg bahçesi.” Jur.I.s.343.

Lübnan: Lübnan Cumhuriyeti, Batı Asya’da, Akdeniz kıyısında, başkenti Beyrut, resmi dili Arapça oaln bir devlet. “Petrol kaynaklarının bulunuşu Amerika Birleşik Devletleri’nin iktisadî tarihini değiştirmiştir, ama daha o zamanlarda Ortadoğu’da, Sahra’da veya Lübnan’da bir o kadar önemli kaynaklar vardı.” BDE.s.74.

Lykurgos: (MÖ.390-324): Platon ve İsokrates’in öğrencisi Atinalı Hatip. “19. yüzyıl Avrupası’na göre, Yunan mucizesi bütün ihtişamını Asya’ya borçlu: Pythagoraslar, Demokritoslar, Lykurgoslar. meşalelerini ya Ganj kıyılarında tutuşturmuşlar, ya Nil boylarında.” BDE.s.28.

Lyon:Fransa’da bir şehir. O zamana kadar (İrenaeus ve Tertullian'a göre)hem Lyon hem Kartaca kutsal kitap olarak İncilleri, Paul'un Mektuplarını ve daha bazı mektupları okuyorlardı.” IDG.s.124.

Lysias. (MÖ:440’a doğru-380’e doğru). Atinalı hatip. “Atina’da ki hatiplerin kavgalarına da karışş Zoil İsokrat’a karşı Lysais’u tutmuş.” KA.s.386.

M. Ali Ayni: Mehmet Ali Aynî (1869-1945) Cumhuriyet öncesinde ve sonrası düşünür ve. Dârü'l-fünûn Edebiyat fakültesi felsefe tarihi profesörü. “M.Ali Ayni:İntikat ve İntikadi Mülahazalar.”SNK.s.273.

M. Şemseddin: Şemseddin Günaltay. “ Z.V. Togan’ın ‘Tarihte Usul’ adlı nefis araştırİ.Sında M. Şemseddin ismine rastlayamadık. Kİ.s.90.

Maari: Ebülala el Maari (973-1073) 4 yaşında yakalndığı çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybeden ve hayatı boyunca onun psikolojik tesirini üzerinden atamayan arap feylesofu. “Yahut insanların arasına çıkabilmek için deha ile taçlanmaları, bir Homer, bir Milton, bir Maarri olmaları şart.” Jur.I.s.107

Maarifetname: Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın 1760 yılında telif ettiği din, tasavvuf ve bilim konularını kapsayan ansiklobedik eseri. “Bu efendiye göre tek kitap vardı dünyada:Maarifetname.” UU.s.257.

Mabadüt Tabiyesi: Metafizik, fizik öresi. “Avrupa’nın mabadüt tabiyesi neyi halletmiş.” Kİ.s.385.

Mably: Gabriel Bonnot de Mably (1709-1785). Fransız filozof ve tarihçi. “Bir uyur­gezerler kafilesi aralarında kimler yok ki: Mably, Rousseau, Fenelon...” Mağ.s.211.

Macarca: Ural-Altay dil ailesinin Fin-Ugur dillerinden, özellikle Macaristan’da konuşulan bir dil.“İnkilap,ancak yazı dilleri olmayan milletlerde,mesela Macarca ve Çekçede düşünülebilir.”Kİ.s.141.

Macaristan: Balkanlarda, başkenti Budapeşte, resmi dili Bulgarca olan. “Oysa Macaristan’da Michael Babits 1942’de Avrupa Edebiyat Tarihi’ni yazmıştır.” KA.s.428.

Macarlar: Macar halkından olan kişliler. “Çinlilerden Suriyelilere, İranlılara; Annamitlerden Lehlere, veya Macarlara kadar eski dünyanın bütün medeni kavimleri vatanlarına vahşi akıncıların dolduğun gördüler.” Jur.I.s.153.

Macauley: Thomas B. Macauley (1800-1859). İngiliz hukukçu, siyaset adamı, şair, Tarih ve deneme yazarı. “İngilizler 19. asrın başından itibaren kendi dillerini öğretmeye başlarlar Hint’lilere, Macauley İngilizcenin yerleşmesinde büyük bir rol oynar.”BDE.s.94.

Machiavelli: Neccolo Machivelli (1469-1527). İtalyan siyaset adamı ve yazar. “Machiavelli, insanlığı ikiye ayırır: tarihi yapanlar, tarihin malzemesi.” BÜ.s.203.

Mackay:Claude Mavkay (1890-1948). Zenci rönesansının önemli isimlerinden olan Amerikalı şair, roman ve biyografi yazarı. Biyografilerini 1937 yılında yayımladığı ‘A Long Way from Home’ isimli eserinde yayımladı. “O çılgın zekâyı, ölümünden yarım asır sonra bir biyografın (Mackay) hayran tecessüsü umulmadık birba’s-ü bâd-el mevte kavuşturacaktır.” BÜ.s.200-201.

Madam dö Stael: (1766-1817) Fransız kadın yazarlarından. Romantizm çerçevesinde değerlendirilir. “19. yüzyılın başlarında Fransız aydınlarına kılavuzluk eden iki büyük yazar var: Chateaubriand ve Madam dö Stael.” BED.s.59.

Madam Bovary: Gustave Flaubert (1821-1880)in 1857 yılında kaleme aldığı romanı adı. “Flaubert’in romanı. Emme’nın müphem ve çılgın, acı hayâl kırıklıklarını,arayışlarını, küçük sevinçlerini ve sonsuz acılarının dramlaştırıldığı eser.“Madam Bovary” Flaubert’in kendisi.” BÜ.s.209.

Madam dö Renal: Stendhal’in Kırmızı ve Siyah romanının kadın kahramanı. “Kırmızı ve Siyah’ın Madam dö Renal’i sana ne kadar benzer bilmiyorum.” Jur.II.s.33.

Madam dü Deffant ile Horace Walpole Aş: Madam dü Deffant Fransız kadın yazar (1697-1780) skandallarla dolu bir hayatı var. Horace Walpole de İngiliz yazar (1717­1797). Bu iki yazar birbirlerinde ahir-i ömürde aşık olurlar aralarındaki mektuplaşma Madam dü Deffant’in ölümünden sonra (1809) yayımlanan Mektuplar’ının kaynağını teşkil eder. Aşkın yaşı olmaz. Madam dü Deffant ile Horace Walpole’un aşkı Jur.II.s.38.

Madde ve Kuvvet: Alman maddeci filozof Ludwig Bürcner (1824-1899)’in 1855 yılında yayımladığı eserinin adı. Büchner’in “Madde ve Kuvvet”i (Baha Tevfik) ile, Abbe Meslier’nin “Akl-ı Selim”i (Baron d’Holbach) Abdullah Cevdet’ten bu yana Türk intelijansyası üzerinde en çok etki eden iki kitaptır.” SNK.s.25.

Maddecilik: Maddenin zihinden önce geldiğini,kabul ederek maddi doyuma ve hazza öncelik tanıyan felsefi görüş. Materyalizm. “Ama gemi su almakta devam ediyor. Maddecilik keşiflerin kara cübbeleri altında imparatorluğun dört bucağına taşınır.” BÜ.s.133.

Maddî Medeniyet ve Kapitalizm: Fransız tarihçi Fernand Braudel (1902-1985)’in 1979 yılında yayımladığı üç ciltlik eseri. “ ‘Oluşan Dünya.’ Yazarı Fernand Braudel, College de France hocalarından, Modern Medeniyet Tarihi okutuyor; Ecole Pratique des Hautes Etudes’de de kurulduğu günden beri bölüm başkanı. Başlıca Eserleri: II.Flip Devrinde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Maddî Medeniyet ve kapitalizm Sonra çeşitli makalelerini bir araya getiren Tarih Üzerine Yazılar.” UU.s.93.

Maddiyun: Maddinin çokluğu. Maddeciler, materyalistler anlamında. “Hükemanın yüksek kısmı olan israkiyun böyle halt etseler maddiyun tabiiyun gibi asağı kısımları ne halt etsin ? Masaaiyun da melaikeye ukul-u asare ve erbab-ul enva ismini vermiş.” IDG.s.196.

Madhava: Baldan anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta (sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta (kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana (varlıkların kaynağı ve barınağı).” BDE.s.128.

Madrid: Madrit’in il merkezi ve İspanya’nın başşehri. “Paris, Londra veya Madrit herhangi bir dişi kadar muhteşem herhengi bir dişi kadar alelâde.” BÜ.s.260.

Madritli Müslime: İhvanü’s-Safa risalelerini derlemesiyle bilinen, Hicri IV. Asırda yaşayan İslam bilgini. Bir İslâm âlimi, Madridli Müslime ( ölümü 395 ) doğaya yaptığı bir seyahatte risaleleri toplayıp yok olmaktan kurtarmış.”IDG.s.37.

Madura Akademisi: Hindistan’da Vagiai Irmağı kıyısında bir kent olan Madura’da kurulan akademi. “Manimekhalenin yazarı Sattanar, Madura Akademisinden, geniş ufuklu bir tenkitçi” BDE.s.289.

Madura Akademisi: Hint Tamul edebiyatında bahsedilen üç akademiden biri. Rivâyetlere göre Pandya krallarının korumasında olan bu akademiler 9950 yıl sürmüş ve 8598 kere ödül almıştır.“ ‘Manimakhale’nin yazarı sattanar, Madura Akademisi’nden, geniş ufuklu bir tenkitçi.” BDE.s.289.

Madura Hindistan’da Vagiai Irmağı kıyısında bir kent: “Kovalan bu değerli bileziği Maduradaki bir kuyumcuya satmak istiyor.” BDE.s.289.

Madura: “Madura şehrindeymiş bu akademi, Comorin burnunun güneyinde yer alan bu şehri de, akademiyi de dalgalar alıp götürmüş.” BDE.s.284.

Madura: Hindistan’da, Vaigai Irmağı kıyısında tarihi bir kent. “Kovalan bu değerli bileziği Madura’daki bir kuyumcuya satmak istiyor.” BDE.s.289.

Madurin Hikâyesi: Victor Hugo’nun Sefiller romanının Türkçeye yapılan tercümesinin adı. Romanda Hesaplaşma’ya dönelim. Aynı çevirmen 1862’de Sefiller’i, Madurin Hikâyesi adıyla çevirmiş.” KA.s.333.

Madusun Datta: (1824-1873). Bengalli şair ve komedi yazarı. “Tom Amca’nın Kulübesi: Bu realist şahesere Bengal’in Tom Amca’nın Kulübesi adını verirler. Aynı yıl edebiyat göklerinde yeni bir yıldız pırıldar: Madusun Datta (1824-1873).” BDE.s.274- 275.

Maghada Hanı: Hint milli şairi ve oyun yazarı Kalisada (IV-V.asır)’nın Raghuvanşa isimli eserinde sözü edilen şahıslardan biri. Sadıç kadın Maghada Hanı’nın önünde durup söze başladı.” BDE.s.186.

Magosa: Gazi Magosa. Kıbrıs’ın doğu kıyısında bir liman kenti. “Namık Kemal’in hayatından Magosa’yı çıkarın, “Hürriyet Kasidesi” sönükleşiverir.” Jur.I.s.365-366.

Magrib: Bkz. Mağrib. “Batı’nın bilhassa Magrib’in metinlerde adı çok az geçer.” Kİ.s.158.

Mağrib: Afrika’nın kuzey batısında Akdeniz ile Büyük Sahra arasında kalan ülkelerin bütününe verilen isim. Mağrib üç büyük bölgeye ayrılır bunlar: 1-İfrikiyye (Trablus ve Tunus). 2-Orta Mağrib (Cezayir).3- El-Aksa (Fas). “Batı irfanına İslam dünyasını tanıtan ilk eser Doğu Kütüphanesi... ve Doğu Kütüphanesi’nde Mağrib yok  ” UU.s.140

Mahabharata: Ünlü Hint destanı. Mahabbaratta, “Büyük Bharata Soyu” anlamına gelen bir kelimedir ve bu soyun yaşadığı “Büyük Savaşı” anlatır. Eser yaklaşık 100.000 beyitten ve 18 bölümden oluşmaktadır. “Hint'in en büyük iki destanından biri olan Ramayana, Hintliler'e göre, Mahabharata'dan çok daha yaşlı.” BDE.s.151.

Mahakavya: Büyük Kavya anlamına gelen bu kelime Hint edebiyatında genellikle meşur bir efsanenin kahramanını anlatan ve şairin amacı hüner göstermek olan destansı şiir türünün adıdır. “Destanın çeşitleri var Hint’te: İtihasa, Kavya, Mahakavya.” BDE.s.138.

Mahatma: Mahatma Gandhi (1869-1948) Hindistanın bağımsızlık kahramanı. “İlyada, Şehname, Mahabharata, Mahatma'nın yarattığı epope yanında ne kadar zavallı.” Kİ.s.335.

Mahavira: Büyük kahraman anlamında bir kelime olup canizmin kurucusunun bir ismidir. “Mahavira'yı yaratan böyle bir çevre.” BDE.s.164.

Mahir: Bkz. Hasan Mahir. “Evet zavallı Mahir.” KA.s.361.

Mahmut Celâlettin Paşa: Çorluluzade Mahmut Celâlettin Paşa (1839-1899).Türk siyast adamı besteci ve tarihçisi. “Karısının âşıkı olduğu rivayet edilen İngiliz Sait Paşa için , “fasid ve ebleh” dir. Suavi, Mirat-ı Hakikat sahibi Mahmut Celâlettin Paşa’nın hükmü de hayranlık belirtmekten uzak: “müsfit, sefih-i rüzigar, ebleh- firib.”Mağ.s.151.

Mahmut Ali: Cemil Meriç’in oğlu Mahmut Ali Meriç. Oğlu Mahmut Ali ile kızı Ümit liseyi bitirene kadar, yaz tatillerinde babalarına yardımcı olurlar.” SNK.s.12.

Mahmut Celalettin: Bkz. Mahmut Celâlettin Paşa. “Devrin tarihçilerine göre Suavi’yi bu kanlı teşebbüse götüren hırsıdır (Mahmut Celalettin, Abdurrahman Şeref).”Mağ.s.154.

Mahmut II: (1784-1839) Otuzuncu Osmanlı sultanı ve İslâm halîfelerinin doksan beşincisidir. Osmanlı Sultanlarından I. Abdülhamit Han’ın, Nakş-i Dil Sultandan olan oğludur.1808 yılından 1839 yılına kadar padişahlık yapmıştır. “Osmanlı Hanedanı’nın son renkli müstebidi II. Mahmut’la küstah Mısır valisi Mehmet Ali arasındaki anlaşmazlıktan faydalanan Palmerston, Padişaha Britanya müzaheretini vaad etti.” BFH.s.80.

Mahreçler Teorisi: Mahreç satiş sürüm sürüm yerleri anlamına gelir. Bu kanuna göre ekonominin tamamında talep yetersizliğinden veya diğer deyimle aşırı üretimden kaynaklanan gayri iradi işsizliğin ortaya çıkması mümkün değildir. Bu kanuna göre arzda meydana gelen her artiş kendisi kadar bir talep artişina yol açmakta yani "her arz kendi talebini yaratmaktadir.” Her arz kendi talebini yaratacağindan toplam talep toplam arza eşit olacaktir. 2. Fransız Dalı. İyimserdirler. Jean-Baptististe Say, Bastiat. Say mahreçler Teorisinin kurucusu.” SNK.s.147.

Maia: “Yunan mitolojisinde Adlas ile pleione’nin kızı. Tanrı Zeus ile birleşerek Hermes’i doğurmuştur. Zeus’la Kallisto’dan olma arkas’a sütninelik yaptığı için Hera’nın hışmına uğramış ve bir yıldız olarak göğe çıktıktan sonra rahat etmiştir. Yunan Tanrısı , Zeus’le Maia’nın oğlı, Maia ise Atlas’ın kızıdır.” IDG.s.209.

Maistre: Bkz. Joseph de Maistre. “Birinci düşünceyi aristokratik ve teokratik mektep temsil eder, Bonald’ın Maistre’in, Lamennais’nin mektebi; ötekini liberal mektep, Benjamin Constnt’in, ‘Minerve’ yazılarının mektebi.” SSSS.s.50.

Maitreyi: Upanişadlar’da (Brihadarankaya-Upanişad’da) Yahnavalkya’nın karısı. “ ‘Yacnavalkya ‘maitreyi, dedi, yolcu yolunda gerek’.”BDE.s.319.

Makedonya: Balkanlarda Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutlık ve Sırbistan arasında kalan, resmi dili Makedonca başkenti Üsküp olan devlet. "Balkan devletleri, o zamanlar Avrupa Türkiyesi denilen kara parçasının merkezine yani Makedonya’ya hep birden göz dikinceye kadar padişahın işine yaramıştı." BFH.s.131.

Makedonyalı Zoil: Bkz Zoil. “Bu sayede bütün edebiyat tenkitçilerin ceddini tanıyoruz işe başlar başlamaz: Makedonyalı Zoil.” KA.s.386.

Makrokosmos: Büyük evren anlamında bir fessefî terim. “Makrokosmos’un da, içinde başka ne var: su, toprak, hava ve aleş...” IDG.s.211.

Makroskopik: Gözle görülebilen, müşahede edilebilen anlamında bir terim. “Mikroskopik dunya ile Makraskopik dunyanin kanunları cok ayri.” SNK.s.32 Makyavel: “Politikacı Makyavel’den beri şüpheli bir yaratıktır.” KA.s.358.

Makyavelcilik: Yönetmek için her yolun geçerli olduğu düşüncesine dayanan ve hiçbir ahlâkî değeri dikkate almayan Machiavelli’nin siyasal sistemi. “Maddeciliğin zaferler kazandığı bir devirde, liberal burjuvazi Voltaire’ciydi, Enfantin’le müritlerini Makyavelcilikle suçladı.” SSSS.s.101.

Makyavelizm: Bkz. Makyavelcilik. “Ferman dinlettigi bir dunyada tarafsizlik meziyet olabilir mi?” Kİ.s.67-68.

Makyevalik: Makyavel gibi düşünen. Habis, haris, Makyevalik bir toplumu anlamasına imkan yoktu Osmanlı’nın.SNK.s.283.

Makyevelizm: Bkz. Makyavelcilik. "Dava talihsiz bir kavmin çilesine ağilmek tarihin derinliklerine ibretkavmin çilesine eğilmek değil, Sovyet Rusraya'nın dillere destan makyevelizmini bir kere daha yermek.” Kİ.s.325.

Mala Ovası: Hint Klasik dönem şair ve yazarı Kalidasa’nın mensur eseri Meghaduta’da adı geçen bir yer. “Mala ovasında genç kızlar/ seni türkülerle karşılayacak.” BDE.s.379.

Malabar Körfezi: Hindistan’ın Umman Denizi kıyısında Dakkan Yarımadası’nın batı bölgesinde yer alan Goa ile Kanya Kumari burnu arasında yer alan Malabar şehrinde sınırları içindeki yer. “Almanların ve Malabar Körfezi’nde bir Camoens’leri vardı, ne Kalküta’da bir Jones’leri.” BDE.s.52.

Malaki: Malaki (Malachi). Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî nebisi. Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel, 2. Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, malaki.”IDG.s.135-136.

Malavika ile Agnimitra: Hint klasik dönem şair ve yazarı Kalidasa (IV-V.asır)’nın tiyatro eseri. “Malavika Ile Agnimitra”ustadın gençlik eseri.” BDE.s.211.

Malavika: Kalisada tarafından yazılan Hint tiyatro eseri. “Malavika ile Agnimitra”nın kadın kahramanı. Malavika, kralice Dharini’nin cariyelerinden bir rakkasedir. Malavika has bahceye, aşokayi çiçeklendirmeye iner.” BDE.s.212.

Malay: Malezya, Endonozya Güney-doğu Asya takımadaları ve Sunda adalarında yaşayan halka verilen isim. Malaya dili Endonozya öbeğinden olan, Endonozya ve malezya’da konuşulan dil.“Galland’ın tercümesi Grek, Alman, Felemenk, Macar ve Malay dillerine aktarılmış.” BDE.s.236.

Malaya Dağları: Malezya’nın diğer adı. Malezya Dağları. “Malaya dağlarından ince bir rüzgâr eser.” BDE.s.386.

Malayalam: Kerala eyaletinde yaklaşık 33 milyon kişi tarafından konuşulan Güney Dravid dili. Hint yarımadasının güney yarısında yaygın olan Dravitçe’nin dört büyük lehçesi var: Tamul, Malayalam, Kannada, Telugu.” BDE.s.95.

Malcolm X: (1925-1965). Molcolm Little de denir. Hayatını Amerika’da kurulmasını hayal ettiği tam bağımsız bier zenci devletine adayan Amerikalı Müslüman siyaset adamı. “Fakat asıl mürşid: Malcon X. Deli mi dahi mi bilmiyorum.” Kİ.s.279.

Malebranche: Nicolas De Malebranche (1638-1715). Fransız rahip ve filozof. “Eflatun orta çağın realistleri Malebranche, Fenelon gibi aklı savunan filozoflara göre namütenahi, mutlak zaruri, ezeli, cihanşümul, mükammel gibi mafhumlar yalnız müspet birer düşünce değil, bütün düşüncelerin en müspetidirler, onlar sayesinde karşı konmaz ve en yüce gerçeği tanırız.” IDG.s.169.

Malesherbes: Chretien Guillaume De Lamoignon De Malesherbes (1721-1794). Diderot’un Ansiklopedisi’nin yayınlanmasına verdiği destekle bilinen Fransız yargıç ve siyaset adamı. “Bereket XVI. Louis’nin neşriyat müdürü Malesherbes, Diderot’yu zamanında uyardı ve müsveddeleri kendi evinde sakladı.” IDG.s.17.

Malezyaca: Bkz. Malay. “Malgaşça’yı: Bulucistan’da Seylan’a: Dravit Dillerini: Konuşanların sayısı yetmiş milyonu aşar. Seylan’a da aşar Dravit dilleri izlerine Bulucistan’da bile rastlanır. Gramer bakımından Türkçe’ye benzer Dravit dilleri fonetik bakımından daha çok Malgaşça’yı, Malezca’yı andırır.” BDE.s.283.

Malgaşça: Madagaskar’da konuşlan, birbirine çok yakın15 lehçeden oluşan, Endonozya öbeğinden bir dil. “Bulucistan’da Seylan’a: Dravit Dillerini:Konuşanların sayısı yetmiş milyonu aşar. Seylan’a da aşar Dravit dilleri izlerine Bulucistan’da bile rastlanır.Gramer bakımından Türkçe’ye benzer Dravit dilleri fonetik bakımından daha çok Malgaşça’yı, Malezca’yı andırır.” BDE.s.283.

Malherbe: Francois de Malherbe (1555-1628). Fransız klasik şairi. Fransız Klasik şiirinin kurucusu sayılır. Fransa'da Pleade'ın yapay klasisizm'ine karşı olan Malherbe, Fransızca'nın mükemmelleşmesine adar kendini ve klasik akımın kanun kurucusunu olur.” Kİ.s.72.

Malik bin Enes. (771-795). Ehl-i Sünnet ve Cemâat mezhebinin amelde dört mezhebinden birisi olan Mâlikî Mezhebi’nin imamı. 771 (H.93) yılında Medine-i Münevvere’de doğmuş 795 (H.179) yılında yine Medine-i Münevvere’de vefat etmiştir.“Maliki Mezhebi’de çok yayılmış bir mezhep.Medine’de kurulmuş,kurucusu Malik bin Enes.” Kİ.s.197.

Malikî Mezhebi: Ehl-i Sünnet ve Cemâat mezhebinin amelde dört mezhebinden birisi. İmamı: İmam Malikü’bnü Enes’tir. Bkz. Malik bin Enes. “Maliki Mezhebi de çok yayılmış bir mezhep. Medine’de kurulmuş, kurucusu Malik bin Enes.” Kİ.S.197.

Malinowski: Bronislaw Malinowski (1884-1942) Polonyalı antrapolog. Mesela Summer, Keller, Malinowski, Lowie,Wisler, Sapir, Boas, Benedict. A.B.D’de antroploji kendini,’kültür ilimi’ olarak tarif eder.” Kİ.s.41.

Mallarme :Stephane Mallerme (1842-1898). Sembolizmin öncülerinden olan Fransız şairi. “Ribmaud’ya göre Asya,”hikmetin ezelî vatanıdır”, Mallarme “Nala ile Damayanti” gibi daha önce Fransızca’ya çevirilen Hint masallarını yeni baştan yazar.” BDE.s.69.

Malta şövalyesi: Akdeniz küçük bir takımadanın başlıca adı olan Malta’nın Sövalyelerinin Katolit kilisesini savunması ve kendilerini kilisenin mücahidi görmeleri ile ünlenmiş. “Oysa Saint-Simonlar doğar doğmaz Malta şövalyesidirler.SSSS.s.28.

Malta: Akdeniz kıyısında küçük bir takımadacıklar bütününün genel adı. Azerbaycan Heyet-i Murahhas azası sıfatıylaBakü’den Paris’e gitmeküzere iken İstanbul’da İngilizler tarafından tutuklanarak Malta’ya sürdürülür.” BÜ.s. 156.

Manche: Manş. Avrupa’nın Kuzey-batısında, Fransa ile İngiltere arasında sığ deniz. "Manche ötesi için de öyle mi acaba? Hayır".” Kİ.s.70

Mandragor: La Mandragola İtalyan siyaset adamı ve yazar Neccolo Machivelli (1469­1527) 1520 yılında yazdığı tiyatro eser. "Belfegor adlı bir hikaye ile Mandragor adlı tatlı bir tiyatro eseri vardır". SNK. s.188.

Manifesto: Bildiri. Beyanname. "Gerçekte avrupa medeniyetinin ilk Manifesto'su Dercarte'in "Usul Hakkındaki Risâle"sidir. (bizde 1895, 1983 ve Vekâletin 2 baskısı "konuşma" diye yanlış çevrilmiştir.) SNK. S.72

Maniheizm: Mani tarafından kurulan, iki eşit ve zıt iyilik-kötülük ilkesinin birlikte var olaİ.Sına dayanan dini anlayış. “Bu melek , insanın semavi bir nüshası olan ışıktan bir suret şeklinde tasavvur edilen ve zerdüştilikte kişiye ölüm anında ayan olan .” IDG.s.208

Manikavaşaga: VIII-IX asırlarda yaşamış en önemli şivacı şairi. Şiirlerinin geneli ilahi mahiyetindedir. “Manikavaşaga 8. yüzyılda yaşamış, ötekilerden daha olgun, daha derli toplu. Şaheseri “Tiruvaşaga”.İngilizce’de Almanca’da birçok tercümeleri var bu kitabın.” BDE.s. 291

Manimakhale: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum romanlarından biri. ve baş kahramanı. Manimakhale, konu olarak Silappatigaram’ın devamıdır. Eserin kahramanı Manimakhale, Silappatigaram’da roman kahramanı olan Kovalan’ın dansöz sevgilisi Matavi’nin kızıdır. “ “Manimakhale”nin yazarı sattanar, Madura Akademisinden, geniş ufuklu bir tenkitçi.”BDE.s. 289.

Manimekhale: Mudaralı Cattan’ın roman terzındaki şiiri. Tamul romanesk edebiyatının en öenmli eserlerinden biri Eser Tamul edebiyatının ilk milli eseri olarak da kabul edilen. “Yani Manimekhaleden sonra yazılmış” BDE.s. 289.

Manivela: Kaldıraç, Komiserin manivelası: devrim, dava alt yapıyı değiştirmek, üst yapı kendiliğinden düzelir.”BDE.s. 145.

Mannheim: Karl Mannheim (1893-1947)Avusturya kökenli İngiliz sosyolog ve frofesör “Mannheim’e göre İdeolojinin gayesi mevcut düzeni devam ettirmektedir.” UU.s.264

Mantık: Akıl yürütmeyi kendi başına,yani yüneldiği konudan ve hertürlü ruh bilimselsüreçten bağımsız olarak inceleyen bilim. “İlk iktisat kitabını 1828’de kaleme almış.1843’de ‘Mantık’ 1848’de ‘İktisat Prensipleri’.” Kİ.S.210.

Manu Kanunları: Efsanevi Hint kıralı manu’nun hazırladığı sanılan “Manu-smriti” yasaları.“Hint kozmogonisini dünyaya tanıtacak, eser “Manu Kanunları” adıyla ün salarak, 1797’de Almanca’ya, 1833’de Fransızca’ya çevrilecektir.” BDE.s.:42

Manu: Manu “adam” anlamında sanskrıtçe bir kelime; Hint mitolojisınde evrenin her evresinde insan soyunun atası sayılan ilk insan için kullanılır.Manu-smriti yasalarını hazırlayan kişi olrak bilinir. “Bir sabah Manu’ya yıkanması için su getirdiler.” BDE.s.316.

Manuel de Socialogie: Bkz. Sosyolojinin El Kitabı. “1962-63’de başlayan bu Sosyoloji öğrencileri için Fransızca derslerinde Cemil Meriç, Cuvillier’nin “Manuel de Socialogie”sini (Sosyoloji El Kitabı) okutuyordu.” SNK.s.14.

Manuel: Bkz. Sosyolojinin El Kitabı. “Cuvillier'in iki ciltlik Manuel’inde (1952)bir dip notuna misafir edilir ustad.” IDG.s.227

Manukaritram: XV. asrın sonu ve XVI asrın başlarında yaşayan Hint şairi Allasani Peddana’nın Telugu diliyle yazdığı eserleri. “Allasani Peddana var,eseri “Manukaritram”,konu Markandeya Puranadan alınma.” BDE.s.298.

Marat: Jeanpul marat (1743-1793) Fıransız doktorve siyaset adamı. “Başka doktrinciler, sınırları daha kesin ideolojik nazariyeler kurdular; mesela Marat, bir biolojist ve doktordu; amacı korkutmaktı önceleri,hayatının sonuna doğru imha yanlısı oldu.” BFH.s.19.

Marazi Okuma: İncelemek düşünmek için değil, okumak için okuma yöntemi.başka bir ifadeyle sanat heyecanı yada zeka geliştirme gibi gayeler gütmeden okuma biçimi. “marazî oluma bir sebep midir.Netice mi?” BÜ.s.115.

Marc (Markos) İncili: Katolik kilisesinin kabul ettiği dört İncil kitabından birisi olup dört incilin en eskisidir. “Marc (Markos) İncili dört İncil'in en kısası ve birçok bilgine göre en eskisidir.” IDG s.114.

Marc İncili: Bkz. Marc (Markos) İncili “Marc İncili'nin ilk bölümlerinde beslenme, tedavi ve tabiat güçlerine boyun eğdirme mucizeleri vardır.” IDG.s.114.

Marcel ayme: (1902-1967) Roman ve oyun yazarı. “Biz de marcel Ayme gibi düşünüyoruz.” KA.s.82

Marcel Proust: (1871-1922) Fıransız şair ve roman yazarı. "Marcel Proust, çocukken okuduğu kitapların başında Teophile Gautier'nin ‘Capitaine Fracasse’ını hatırlıyor.” Kİ.s.307.

Marco Polo: (1254-1324) Venedikli gezgin. Marco Polo’nun kitabı ya da il milione adlı eseri çin’e ve ona komşu ülkelerin efsanevi zenginliklerine ilişkin mitlerin gelişmesine kaynaklık etmesi açisından önemlidir.” “Hindistan’a kadar uzanan Marco Polo’nun (1254-1323) anlattıklarına dudak bükülür ve açtığı yol çok geçmeden unutulur, gider.” BDE.s.31.

Marcuse: Her bert Marcuse (1898-1979) Alman kökenli Amerikalı filozof. Freudcu Marxçılığın başlıca temsilcilerinden biri. Kahramanımızın masasında daima Marcuse gülümser.” Mağ.s.60.

Marguerite D’Angouleme: (1492-1549). Navara kraliçesi hikaye ve komedi yazarı. Heptameron yazarı Marguerite d’Angouleme’in üstadı da, Boccacio.” KA.s.212.

Mari: Gassani devletine 495 yılında kıral olan 4. Haris’in küpeleriyle meşur karısının adı. “IV. Haris, lakabı: Ekber. O da ününü karısı Mari’ye borçlu, Mari’nin şöhreti ise küpelerinden geliyor, bu küpelerin dünyada bir benzeri daha yokmuş, her biri güvercin yumurtası büyüklüğünde ikinci.” Kİ.s.148.

Maria Joseph Chenier: (1764-1811) Fransız siyaset adamı ve tiyatro yazarı. La Harpe İhtilal Lisesi’nde, Maria Joseph Chenier İmparatorluk Atheneesi’nde,Villemain Ecole Normale Superieure’de, sonra Paris Üniversitesi’nde ders verir.” KA.s.415.

Marie-Antoinette: (1755-1793) Fransa kraliçesi. İmparator I. Franız ile Avusturya imparatoriçesi Maria-Theresia’nın kızı. Versay’a yürüyenler kimlerdi biliyor musunuz? Yüz bin XVI. Louis ile yüz bin Marie-Antoinette.” UU.s.176.

Marie-louise: Marie-Louise de habsbourg-Lorraine (1791-1847) Avustuya arşidüşesi, Fransızların imparatoriçesi. “1810’da Marie Louise’le beraber parise gelir. Kİ.s.102.

Marion De Lorme: (1611-1650) Lorme senyörü ve Fıransa maliyecilerinin Champagnedeki başkanı Jean Delon’un kızı ve Fransız yazar Victor Hugo (1802- 1885)’nun 1831 yılında yazdığı piyesinin kadın kahramanı. Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion Delorme. Yarım kalmış bir Kıral Eğleniyor.” Mağ.s.281.

Marivaux: Pierre Carled de Chamblain de Marivaux (1688-1763). Fransız tiyatro ve roman yazarı. “Yalnız Fransız romanını ele alsak, bir Le Sage, bir Marivaux, bir Prevost, bir Rousseau, bir Laclos, bir Sade. insan ruhunun karanlık dehlizlerinde taramadık bir köşe bırakmışlar mıydı?” KA.s.129.

Mark Twain: (1835-1910) Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat yazarı. “Mark Twain’in Huckleberry finn”I ise idrakimin bugun ku nufuz edemedigi bir dunya.” Kİ.s.312.

Marksist: Marksın düşüncelerini benimseyen ve kabül eden. “Marksist ne demek ? Marx, ne vahye mahzar bir peygamberdir, ne tecrübe dışı bilgilerle donanmış bir kâhin.” BÜ.s.187.

Marksizm: Marxcılık Karl Marx Friedrich Engels ve izleyicilerinin görüşleri. “Marksizmin tek büyük faydası olmuş: dikkatimizi liberal Avrupanın yalanlarına çekmek.” BÜ.s.186.

Marlinsky: Aleksandr Bestujev (1797-1837). Rus yazarı. Marlinsky imzasıyla yazdığı serüven romanları ile tanınmıştır. “Başka romancılar da çıkmış o dönemde, Marlinsky gibi.” KA.s.225.

Marlowe: Christopher Marlowe (1564-1593) İngiliz oyun yazarı. “Shakespeare’in çağdaş olan Marlowe da işlemiş.” Jur.I.s.358.

Marmontel: Jean François Marmontel (1723-1799). Fransız trajedi, roman ve anı yazarı. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert, Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG.s.19.

Marquis de Sade: Bkz. Sade. “İsa’dan Marquis de Sade’a, Homeros’tan Milton’a kadar bütün bu büyükler Nemesis’in hışmına uğradı” Jur.I.s.40.

Marseillaise: Fransızların mılli marşi sözleri 14 temmuz 1795’de müziği ise 14 şubat 1879’da kabül edilmiştir. Yazarı Claude Joseph Rouget De Lisle’dir. “Her şiir bir Marseillaise, bir edebi bir Mirabeau nutku olamaz ki.” KA.s.301.

Marshall Plânı:Avrupa’ya iktisâdî yardım yapmak için düzenlenen ve General Marshall tarafından ortaya konulan program. “İkinci Dünya savaşı’ndan sonra yeni putlar çıkmış ortaya: Truman, Marshall Plânı ve Amerikan sosyolojisi.” BÜ.s.184.

Marsilya: Fransa’da bir kent. Akdeniz kıyısında yer alan bu şehir Fransa’nın 2. büyük şehridir. “Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arsında uzun zamandan beri ticari münasebetler vardı.” BFH.s.89.

Martyr: İnancından ötürü öldürülen ya da işkenceye tabi tutulan hristyan. “O halde?

Tefekkürün her ülkede birnevi “martyr” olduğu belki bir vakıa.” Jur.I.s.110

Marx: Karl Marks (1818-1883) Alman filozof ve kuramcı Marxsizmin kurucusu. “Hatta Marx’ın tarihi maddeciliğini bile bile sahneye çıkarır.” BÜ.s.159 Marx-Engels’in Komünist Beyannamesi: Bkz. Komünist Beyannamesi “Marx- Engels’in Komünist Beyannamesi’nde (1848) şöyle yazıyor.” UU.s.96.

Marya: Gassani hükümdarı II. Haris’in karısı. “Gassaniler sülâlesi tarihini pek az biliyoruz. Batı tarihçilerinin kendisinden bahsettiği Gassani hükümdarlarından ilki: II. Haris, daha doğrusu dul karısı Marya.” Kİ.s.148.

Masal Tarihinin Tenkidi: İspanyol rahip bibliyografçacı ve yazar Nicolas Antonio (1617-1684)’nun eserinin adı. “Sevilla’lı bir rahip, Nicolas Antonio, önce Masal Tarihinin Tenkidi’ni yazar -manalı bir başlık- Sonra 1672’de,Yeni İspanya Kütüphanesi’ni (Bibliotheca Hispana Nova) yayımlar.” Kİ.s.404.

Masallar: “Taine’in edebiyat tenkidi alanındaki ana eserleri:La Fontaine ve Masalları, Tite-live,İngiliz edebiyatı Tarihi,Sanat Felsefesi.”KA.s.439.

Mask: Bir kimsenin, özellikle de yeni ölmüş bir kimsenin yüzünden çıkarılan ve gerektiğinde çoğaltılan kalıp. Hoca yürüyen bir Manyetofon bir mask, Zeus gibi kafasından bir Atena doğurmuyor, zürriyeti yok.” UU.s. 210.

Maslahat: İş husus, konu, madde anlamına gelen maslahat İslam hukukunda iyiliğe ve hayıra vesile olan şey anlamında bir terimdir. Filhakika ehl-i sünnet vel cemaat uleması, kaynakları oldukça bulanık olan bu ‘muhit-ül maarife’temas etmeden geçmeyi maslahata daha uygun bulmuşlardır.” IDG.s.34.

Mason Locası: Çeşitli aşamalardaki masonlardan oluşan gurupların her biri. “Sarayın direnişi azaldıkça kapitalizm, taarruzunu yoğunlaştırır: keşişler, mektepler, mürebbiyeler, mason locaları...” BÜ.s.135.

Masonluk: Üyelelerinin (biraderler veya kardeşler) birbirlerini işret ya da sembollerinden tanıdıkları ve sırlarını saklı tutmayı yemin ettikleri dünya çapındaki Yahûdi teşkilatı. Ovidius’un dediği gibi: “Prolem sine matre creatam”.Masonlukta üstad-ı azam oldu: bektaşilikde postnişin kutup, felsefede ise şakirdi olmayan bir hoca. Kİ.s.214.

Massachusetts Kanunname: ABD’nin Kuzey Doğusunda yer alan bir eyalet ve o eyaletin kanunları “Hürriyet nedir? Şarlman’ın hocası Alcuin’e göre: Günahsız bir hayat.bir ahlakçının anlayışı bu.Massachusetts kanunname’sindeki tarif de aşağı yukarı aynı: “doğru ve iyi olanı yapmak hakkı.” Mağ.s.201.

Massignon: Louis Massignon (1883-1962). Fransız Şarkiyatçı. “Kazanova, daha 1915’de bu fikirleri ileri sürer: Goldziher, Macdonald, Lane Poole, Massignon ve İvanoy da onu takip ederler.” IDG.s.52.

Maş’allah: (Öl.815) Asıl adı Mişa olan Yahudî kökenli arap gökbilimci. “İranlı Nevbaht ile Yahudi Maşallah, Bağdat medresesinin sorumluluklarını İbn Masuyeh ile paylaşırlar.” IDG.s.223.

Matavi: Silappatigaram’da roman kahramanı olan Kovalan’ın dansöz sevgilisinin adı. Eserin erkek kahramanı Kovalan eşi Kannege’yi Matavi ile aldatır. Manimakhale, Kovalan ile sevgilisi dansöz Matavi ‘nın kızı.” BDE.s.289.

Mateo Aleman: (1547-1608). İspanyol roman yazarı. “Benzerlerine ibret olsun diye, bu güzel romanı kaleme almış Mateo Aleman.” KA.s. 174

Mathura: Hindistan’da Yamuna kıyısında yer alan bir kent.Mathura Vişnucuların kutsal kenti olup Hindistan’ın yedi kutsal şehrinde biridir.” Krişna, Mathura’da dünyaya gelir.” BDE.s.129.

Matsudan Datta: (1824-1873) Bengal’in en büyük şairlerinden biri. Bengal’in en büyük şairlerinden Matsudan Datta’nın (1824-1873) “Captive Lady”si geçek bir edebi değer.” BDE.s.94.

Matta İncili: Matta’ya göre İncil Kilise’ye göre I.tarihi sıraya göre ıse III. incildir. Eserde Eski Ahit düşüncesi ile yoğrulmuş kişilere hitab eden yazar İsa’nın Peygamberlerce geleceği bildirilen mesh olduğunu kanıtlamaya çalışır. Kitab-ı Mukaddes’teki bir başka tercüme hatası da Matta İncili’nde: “Devenin iğne deliğinden geçmesi,zenginin Allah’ın melekütuna girmesinden daha kolaydır.” UU.s.338-339.

Matteiotti: Giacomo Matteotti (1885-1924). İtalyan siyaset adamı. “Mülkiyet rejiminde bir değişiklik yok, bir zorlamayla iktidara geliş yok. (Sosyalist milletvekili Matteiotti’nin öldürülmesi hariç.” SNK.s.131.

Matthew Arnold: (1822-188). İngiliz şair ve yazarı; ayrıca Oxford Üniversitesi edebiyat hocası. John Stuart Mill ve Matthew arnold gibi yazarlar, incelmiş fakat din dışı dünya görüşü olarak ele alınan hümanizmin en mükemmel temsilcileridir"KA.s.112.

Maupassant: Guy de Maupassant (1850-1893). Fransız hikâyeci ve realist- naturalist yazarı. Üç yüzü aşan hikayeleriyle hikâyecilikte bir tarz oluşturmuştur. Maupassant çok daha insafsız: “Bir aydını küçülten üç şey var: Akademi üyeliği, Legion d’Honneuer nişanı, Revue des Deux Mondes yazarlığı” BÜ.s.102.

Mauriac: François Mauriac (1185-1970). Fransız roman yazarı. “Roman bu çıkmazı aşabilecek mi? Romancılar ümitlidir. Mauriac’ı dinleyelim.” KA.s.148.

Maurras. Charles Maurras (1868-1952). Fransız yazar ve siyaset kuramcısı. “Marx’la Engels’in Kömünist Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i, Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı.” UU.s.170.

Maurras’cı: Fransız yazar ve siyaset kuramcısı Charles Maurras (1868-1952).ın görüşlerini kabül edip savunan. “Mauras’cı da Chamberlain’cı da. Bütün ideolojiler ilme dayandıklarını ileri sürmektedirler.” Mağ.s.58

Mauss. Marcel Mauss (1872-1950). Fransız sosyolog ve anropolog. « Bu dersi yeğeni Mauss 1925’de basar.” SNK.s.123

Maverdi: Ebul Hasan Ali bin Muhammed El Maverdi (974-1058). Bağdat medreselerinde yetişmiş Şafii fıkıh alimi. “İslâm’ı iyi tanıyordu Hayrettin İbn-i Haldun’u, Maverdi’yi, Gazali’yi okumuştu.” UU.s.49.

Mayakovski: Vladimir Vladimirovic Mayakovski (1893-1930). Rus şairi. Şairi eserleri fütürist (gelecekçi) akım çerçevesinde değerlendirilmektedir. “Biraz Heine, biraz Nietzsche, biraz Mayakovski; biraz divan, biraz halk, biraz Fikret, biraz Arif. Ama yine de kendsi.” Mağ.s.239.

Mayorka: Mallorca İspanya’ya bağlı Balear adalarının en büyük adası. Merkezi Palma’dır. Mayorka’daki inzivagahında Zohar’ın ibranice metnine eğilen hurufi Raymond Luyle mi?” IDG.s.154.

Mayötik: Karşısınıdakinin zihninde gerçeğin belirmesini amaçlayan Platoncu Felsefi yöntem. Sokrat'ın 'mayötiğinden' ve Eflatun'un diyalektiğinden başlayıp İzokrat'ın sofistiğinden ve Ciceron'un retoriğinden geçerek Kilise Babalarının apolojetiğine ve Ortaçağ'ın skolastiğine kadar devam eden fasılasız davranış.”KA.s.122.

Mayura: 7.asırda yaşayan Hint şairi. “Öfkelenmiş yumurcak hayasız babasına beddua etmiş, cüzzama yakalanmış Mayura Ama ‘Gunese Sarki’ başlıklı şiiri Tanriları oylesine costurmus ki,sucunu bagİslamislar.” BDE.s.198.

Mazdeizm: Eski bir İran dini. Mecusilik olarak bilinir. Ahuramazda’ya tapınılması nedeniyle mazdeizm olarak adlandırılır. “Elbette ki XIX. asrı kızıla boyayan bu mezhep- sîyasî yi mazdeizm’e icra etmek yanlış.” Mağ.s.179.

Mazoşizm: Kişinin bir başkası tarafından kendisine verilen acıdan haz duyması olarak kendini gösteren cinsi sapıklık. “Allah bizi içine düşğümüz mazoşizm girdabından bir an önce kurtarsın.” Kİ.s.226.

Me’mun: Ebu Cafer Abdullah Bin Harun Reşit (786-933). Abbasi halifesi (813-833). Harun Reşit’in oğludur. “Hilkatın sırrı ve tabiatın tekniği Me’mun zamanında meçhul bir Müslüman tarafından yazılmış fakat ‘Apollonius de Tyane’ adsıyla piyasaya sürülmüştür.” IDG.s.208.

Meani’il lehçe: İngiliz dil araştırmacısı ve şarkiyatçı Sir James William Redhouse (1811-1892). 1890 yılında yazdığı eser.“Redhouse 1890’da “Meani’il Lehçe”yi (lehçelerin manasını) hazırlar.” SNK.s.323.

Mecelle: Osmanlı Devleti zamânında, Ahmed Cevdet Paşa Başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından, İslâm Hukûkuna bağlı kalınarak hazırlanan ve asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye olan meşhur kânun. Mecelle, lügatte; içinde hikmet bulunan sahife, ciltlenmiş kitap, dergi vs. mânâlarına gelir. 1877 yılında Abdülhamid Han zamânında tatbik edilmeye başlanmış. 1926’da yürürlükten kaldırılmıştır. Mecelle, 1851 maddeden meydana gelmiş bir kânun olup, İslâm devletlerinde ve bu arada Osmanlı Devletinde uygulanmış, bugünkü mânâsıyla medenî hukûkun ve hukuk usûlünün birçok bölümünü ihtivâ etmekteclir"-Mecelle-nin son kitapları tatbik mevkiine girmiş, hukuk mahkemelerinin sayısı da selahiyeti de artmış, şeri mahkemelerinin selahiyetleri ise bir kat caha kısıtlanmıştır.” BFH.s.135.

Meclis-i Kebir-i Maarif: Osmanlı cevletince Sait Paşa’nın Sacrazamlığı sırasınca,1885 yılınca, eğitim alanınca en yüksek karar organı niteliğince oluşturulan makam. “Meclis­i Kebir-i maarif ve Encümen-i Dâniş azasıcır.” UU.s.66.

Mecmua-i Ebuzziya: Ebuzziya Tevfik tarafıncan 21 Ağustos 1880’cen başlayarak onbeşgüce bir İstanbul’ca yayınlanan cergi. “Ve eser Tanzimat aycınlarının tefekkür ve tecessüs hucutlarını gösteren tarihî bir vesika olarak Mecmua-i Ebuzziyâ’nın sayfaları arasınca unutulcu gitti.” BÜ.s.197.

Mecmuâ-i Fünûn: Tanzimat ve meşrutiyet cönemince İstanbulca bu ismi taşıyan birçok cergi varcır. Kastecilen cergi ise Temmuz 1862’ce başlayarak aylık olarak Ahmet Vefik Paşa, Münif Paşa, Hayrullah Efenci, Ethem Pertev Paşa gibi yazarların katkısıyla çıkan cergicir. Mecmua-i Fünûn bir avuç bürokrasinin nâşir-i efkârıcır caha coğrusu Batı’can ithal ecilen posa fikirlerin segilenciği bir meycan.” BÜ.s.101.

Meçhul Asker: Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir şiirinin adı. Arif Nihat Asya bu topraklar uğruna şehit olan hiç kisenin meçhul olmadığı, onların yerinin Cennet-i Alâ olduğunu düşündüğü için yapılan Meçhul Asker tanımlamasına karşı çıkmış ve bunu Bir Bayrak Rüzgar bekliyor şiirine konu etmitir. “Yarın beynine son kurşunu yerken tabiatın şehrayini ile bir kere daha kucaklaşacak ve nesiller Meçhul Asker’in mazar taşında onu da hürmetle selamlayacaktır” Jur.I.s.38

Meddah: Gelenekli halk tiyatrosunda tek kişi tarafından sahnelenen oyun ve anlatıyı yapan kişinin adı. “Şimdi Meddah’dı,şimdi pehlivan,az sonra politikacı,derken saz şairi.”Kİ.s.213-214.

Medeniyetler Tarihi Bu Günü aydınlatan Dün: Fransız tarihçi Fernand Braudel (1902-1985)’in 1969 yılında yayımladığı üç ciltlik Tarih üzerine yazılar kitabını oluşturan makalelerden biri. “1969 yılında yayımladığı bu eserde yer alan makalelerden birsi de Medeniyetler Tarihi: Bu Günü aydınlatan Dün” UU.s.93.

Medici: Floransa’yı hakimiyet altına aldıktan sonra XVI-XVIII. asırlar arsında bu şehirde hüküm süren İtalyan bankacı âilesi. “Bir yandan, memleketin bu karanlık günlerinde kendisi gibi usta bir kaptandan faydalanılmasını tavsiye ederken, bir yandan da Medici’yi İtalyan birliğini kurmağa davet eder.” UU.s.173.

Medine: Medine-i Münevvere. Peygambermizn hicret ettiği ve mübarek ravzasının bulunduğu şehir. Medine’nin eski adı Yesrib olup Medine ismini Hicretten sonra Peygamberimiz vermiştir. “Üçüncü asırdan itibaren durum değişecek, Medine civarına Yemen’den bir çok aşiretler gelecektir.” Kİ.s.151.

Medler: MÖ.VII-Vı.asırlarda hüküm süren doğu imparatorluğunun temelini oluşturan eski İran halkı. “En korkuncu dragon, Arslan: Babil'dir. Medler: Ayı. Panter: İran. Dragon'a gelince.” IDG.s.110

Medlicott: “İngiliz tarihçisi Medlicott, -Berlin Kongresi ve Sonrası- adlı eserinde şöyle yazar:” BFH s.130.

Medrese: Selçuklu ve Osmanlı Devletlerindeki ünüversite düzeyinde eğitim yapan Türk eğitim kurumu. “Nihayet medrese ve saray.” Jur.I.s.62.

Mefatih il-Ulûm: X. Asırda yaşamış İranlı alim Ebu Abdullah Muhammed bin Ahmed El Harizmî’nin “ilimlerin anahtarları” anlamına gelen ansiklopedi tarzında hazırlanmış çeşitli konulardaki makalelerden müteşekkil eseri. “Mefâtih il-ulûm” isimli eseriyl tanınmıştır. “Harizmi’nin ‘Mefatih il-Ulum’u Nedim’in Fihrist’i gibi ansiklopediler de İslamın düşünce hayatına o dönemin armağanlarıdır.” IDG.s.81.

Mefisto: “Bir akşam için ruhumu Mefisto’ya verirdim.” Jur.II.s.45.

Mefisto: Mefistofeles ya da Mephistopheles’in kısa söylenişidir ki Faust’un kahramanıdır. Faust’un tutkularını karşılamak için yeryüzüne gelen, misterlerde görülen hayalet ortaçağ insanının şuur altındaki İblisi simgeler. “Mefisto’ya benzeyen bir hayelet.” Kİ.s.214.

Mega-Duta: Bkz. Haberci Bulut. “1808’de Colebrooke’e iltihak eden Wilson, 1813’de “Mega-Duta”yı İngilizce’ye çevirdi.” BDE.s.43

Megasthenes. MÖ.III. asırda yaşamış, 302-297 yılları arasında Seleukos Nikator tarafındab çeşitli görevlerle Hint kralı Mandragupta’nın sarayına gönderilen, buradaki gözlemlerini indika isimli eserinde anlatan Yunanlı tarihçi ve çoğrafyacı. “Seleukos MÖ. 212’de Babil tahtına kurulur, Ganj kıyılarında muazzam bir ülke olduğunu duymuştur. Pataliputra şehrinde oturan hükümdara bir elçi yollamaya karar verir: Megasthenes.” BDE.s.29.

Meghanada-Badha: Bengalli şair ve yazar Madusun Datta (1824-1873)’nın Ramayana destanı kahramanı Rama’nın Seylan’a olan seferini konu alan eseri. “Meghanada Badha kafiyesiz yazılan epik bir şiir konu Rama’nın Seylan seferi. Krişna Kumari:İlk Bengalce trajedi. BDE.s.275.

Mehdî: Doğru yolda olan, hidayete ermiş olan gibi anlamlara gelen mehdi terim anlamda Hz. İsa’nın kıyamet kopmazdan önce kaldırıldığı semadan yeryüzüne tekrar ineceği ve dünyadaki dirlik ve düzeni sağlayacağı inancını ifade eder. Burada söz konusu olan Mizan-ı hak’tır, yani adı. Adl’i gerçekleştirecek olan ise, Mehdîdir.” IDG.s. 45.

Mehlikâ Sultan: Ay yüzlü sultan anlamında olan bu kelime gurubudur. Mehlika Sultana aşık olamak, Yahya Kemal’in şiirinde de anlatıldığı üzere bir hayalin, bir emelin ve hülya’nın peşinden beyhude olarak koşan kişiler için kullanılan bir tabirdir. Cemil Meriç’in kastetdiği kişiler ise jön Türkler’dir. “Mehlikâ Sultana âşık yedi genç.” BÜ.s.131.

Mehmet Ali Ayni: (1869-1945). Türk eğitimci. Darulfünün müderrisi. Tasavvuf tarihi ve Felsefe hocası. “İkinci meşrutiyet intelijansiyası, bir Abdullah Cevdet, bir Rıza Tevfik, bir İzmirli, bir Said Halim, bir Mehmed Ali Aynı, bir Şehbenderzade teker teker incelemedikçe böyle bir işi başarmamız düşünülmez.” Kİ.s.85.

Mehmed İzzet (1891-1930) Cumhuriyet döneminin Durkheim'ci felsefecilerinden. Sorbonne Üniversitesi felsefe bölümü mezunu ve Dârü'l-fünûn'da öğretim üyesi. “Boran'Holbach'ın imzasıyla çıkan Sağduyu'yu (1928 Abdullah Cevdet tercümasi), ya Bucher'in Madde ve kuvvet'ini okumuşlardır.Abdullah Cevdet arapgirl'lidir,"20. yüzyılda zekâ"adlı bir dergisi vardır. Mehmet İzzet, Hess ile Geleyz'in sosyolojisini çevirir.” SNK.s.83.

Mehmet Ali Paşa: Kalavalı Mehmet Ali Paşa (1769-1849) Mısır Valisi ve Mısır’da Kavalalılar Hânedânlığının kurucusu. “Kolay mı! Mehmet Ali Paşa, Bonaparte’ın Mısır Seferi’nden sonra, 1805’de Memlukları boğazlayarak, Mısır valisi olmuştur.” BFH.s.118.

Mehmet Celal: (1867-1912). Adada Söylediklerim (1886) kitabımdan dolayı “Ada şairi”; her konuda kolay şiir söylediği için de “şair-i zi-irtical” lakabıyla anılan meşrutiyet dönemi Osmanlı şairi. “İsmail Habip, Mehmet Celal’i anlatırken şöyle diyor.” KA.s.339.

Mehmet Çınarlı: Günümüz şair ve yazarlarından ve Hisar Dergisi kurucusu. Bu arada Mehmet Çınarlı’nın “Halkımız ve Sanatımız” adlı kitabını da muhabbetle selamlamayı vicdani bir borç bilmiştim.Jur.II.173.

Mehmet Doğan: D. Mehmet Doğan (1947-....) Daha çok sosyal ve İktisadî tarih, fikir ve basın tarihi, dil gibi alanlarla ilgili olarak çalışmalar yaptın günümüz araştırmacı ve yazarı. Bir Hüseyin Kadri, bir Şemsettin Sami, günümüzde bir Mehmet Doğan “Lügat yapmak Akademinin vazifesi olduğu halde Akademinin dışında kalmış şında gelişmiş.” Kİ.s.289-290

Mehmet Emin Bey: Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944). Milli edebiyat dönemi şairlerinden ve Türk Yurdu dergisinin kurucularından olup Cemalettin Efgani hayranı ve bütün çağdaşları gibi Abdülhamit düşmanı. Siyasi olarak Türkçü ve 1907'de itibaren İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi. “Türk şairi Mehmet Emin Bey’e Türkçülüğü aşılayan, kendisinin söylediğine göre Efganlı Şey Cemâlettin’dir.” UU.s. 67.

Mehmet Galip: Mehmet Galip Bey (1865-1935). Tarihçi yazar ve Osmanlı’nın son döneminde, valilik büyük elçilik gibi bir çok devlet görevinde bulunan yönetici. “Mehmet Galip, Âli ve Fuat Paşaların vasiyetnamelerinden söz etmekte, fakat bunların ne zaman, hangi dille yazıldıklarını kaydetmemektedir. (Tarih-i Osmâni Encümeni Mecmuası,1329,s.70.)” UU.s.43.

Mehmet Murat Bey: (1708-1778). Damatzade, Molla Murat olarak da bilinen Osmanlı kazaskeri. Mizanci Murat, Mehmet Murat Bey'in “Tarih-i Ebul Faruk” namiyla meşhur tarihi.”SNK.s.167.

Mehmet Namık Paşa: (1804-1892). Osmanlı asker, vali, nazır, ve siyaset adamı. “Burada değerli koruyucular bulur: Vefik Paşa. Mehmet Namık Paşa gibi.” Kİ.s.269 Mehmet Rauf: (1875-1931) Eylül romanıyla maruf Servet-i Fünün dönemi roman yazarı. “Resimli kitabın edebiyat tenkitçisi Raif Necdet, arkadaşı Mehmet Rauf’un Yunan Tarih-i Edebiyatı’nı büyük bir muhabbetle selamlar.” UU.s.12

Mehmet Sadık Paşa: (1825-1901). Osmanlı Sadrazamı ve Ali Paşa ve Mithat Paşaların Maliye Nazırı. “İnal, Suavi’yi ve Çırağan olayını, eserinin Sadrazam Mehmet Sadık Paşa’ya ayırdığı bölümünde ele almıştır.” Mağ.s.147.

Mein kampf: Kavgam. Adolf Hitler’in 1925 yılında yayımlanan, mücadelesini ve siyasi düşüncelerini anlattığı eserinin adı. "Mussolini İyalyası, Almanya'da nasyonal sosyolizm, Rusya'da Bolşevizm. Şiddet her yere hakim. Lenin"Devlet ve İhtilal "i, Hitler "Mein Kampf"ı yazar”.SNK.s.179.

Meiners. “ ‘Tarih Felsefesi’nde bize ilgilendiren kişiler: Irwing, Adelung, Herder, Meiners ve Jenisch. Hepsini eserleri 1779-1801 arasında yayılmış.” Kİ.s.29.

Mekâtib-i Sultanye Nâzırı: Bu günkü anlamda: Lise Okulları Bakanlığı. Osmanlıda, Orta Öğretimler genel müdürlüğü karşılığında bir makam.“Mektab-i Sultani’ye yerleşen yeni müdür ilk iş olarak Mekâtib-i Sultanye Nâzırı ünvanını benimser.” Mağ.s.152.

Mekke: Bu gün Suudî Arabistan sınırları içinde bulunan, İslamın doğduğu ve onun yüce peygamberi Hz. Muhammed’nin doğduğu, Müslümanların mübarek haram şehri. “Birbirleriyle yarışan üç belde görüyoruz: Mekke, Yesrib (Medine) ve Taif.” Kİ.s.148. Mekong Nehri: Tibet Platosundan 5000 m’yi aşan bir yükseltiden doğan Güney-doğu Asya’nın en uzun ırmağı. Mekong nehrinin ağzında ölümle kucaklaşır ve elinde dalgalardan kurtardığı şaheser, karaya çıkar.” BÜ.s.231-232.

Meksika: Latin Amerika’da başkenti Meksiko, resmi dili İspanyolca olan bir devlet. “Avrupalıların Amerika’da boy gösterişi Perulu ve Meksikalı’lar için tesadüfi olmuştur.” Kİ.s.363

Mektebi Harbiye: Mekteb-i Umum-i Harbiye. Osmanlı’da II. Mahmut zamanında,1834 yılında, açılan ve savaş bilimleri öğrenimi veren okul. “Mektebi Harbiye’nin talebe mevcudu büyük artış kaydetmiştir: Abdulhamit saltanatının başlarında 50 zabit mezun olurken, son on yılında 700 zabit mezun olmaya başlamıştır.” BFH.s.135.

Mekteb-i Sultani: Galatasaray Lisesi. “Mektab-i Sultani’ye yerleşen yeni müdür ilk iş olarak Mekâtib-i Sultanye Nâzırı ünvanını benimser.” Mağ.s.152.

Mektuplar: Alman tiyatro ve eleştiri yazarı Gotthold Ephrahim Lessing (1729-1781)’in eseri. “Lessing için, Mektuplar da, Laocoon da, Hamburg Dramaturjisi de nazari izahlar olmaktan çok birer kavga kitabı.” KA.s.408.

Melanchton: “Psikoloji 16.yüzyılda ruh çağırma ilmi (Melanchton) 1560.Wolff-Bonet (Fransız). Fakat XVIII. Asır psyche kelimesine düşmandır.SNK.s.199.

Melanchton: Plilipp Schwarzerd Melanchton (11497-1560).Alman reformcu ve Yunanca profesörü. “Erasmus yazı hayatına Deliliğe Methiye ile başlar; Luther, dostu Melanchton’la kafayı çeker.” KA.s.231.

Melih Cevdet: Melih Cevdet Anday (1915-....) Günümüz şair ve yazarı. “Melih Cevdet ve benzerleri, Ataç gübreliğinde yetişen son mantarlar.” Jun.II.s.160.

Memfis: Menfis ya da Memphis diye de adlandırılır.Kahire’nin 35 km güneyinde yer alan tarihi Mısır sitesi “Memfis ve Sümer medeniyetleri, bütün manevi fetihlerini nibeten çok kısa bir zamanda tamamlamış.” Jur.I.s.157.

Memluklular: Kölemenler de denir. Eyyübî devletinin ardından Mısır ve Sürüye’de 1250-1517 arasında hüküm süren devlet. “II. Mahmud sabırsızlık içindedir, yeniçeri baskısından kurtulmaya can atar, ama kolay mı! Mehmet Ali Paşa, Bonaparte’ın Mısır valisi olmuştur.” BFH.s.118.

Memun: Ebu Cafer Abdullah Bin Harun Reşid (786-833). 813-833 yılları arasında hilafet makamında oturan Abbasi halifesi. Kur’an felsefesinin icaplarına göre yorumlamaya, harfi tefsirlere karşı aklın ve ahlâkın hakları korunmağa çalışıldı, bilhassa “Memun’un hilafeti devrinde bu yeni görüşler öylesine hakimdiler ki başka düşünceleri susturmağa kalkıştılar.” IDG.s.34

Menandr: Louis Menanr (1822-1901). Antikçağ kütüründen etkilenerek, Hristiyanlık ve antik çoktanrıcılığı bağdaştırarak yeni bir din kurma sevdasında olan Fransız bilgin ve yazar. Konfiüçyüs de unutulmamış. Sonra yamaçlarda sohbet edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens, Fenelon. Az ötede, bir başka kafilenin şeyhi Horas ve maiyeti: Pope’lar. Boileau'lar, Montaigne'ler.” KA.s.51.

Menandros: MÖ.II asrın ikinci yarısında yaşayan Buda dinini kabul eserek Budacılıkla Helenizm arasında bir bileşim oluşturmaya çalışan Baktria’nın Yunanlı kralı. Menandros Hint'in benimsediği tek yabancı hükümdar. ( İ.Ö.2.asır.)” BDE.s.171.

Menandros: (MÖ.342-292). Yunanlı komedi yazarı. “Neden bir rüzgâr Keats ile Baudelaire’in eserlerini Menandros’unkilerin yanına sürüklemesin?” UU.s114.

Menendez Pelayo: Marcolino Menendez Pelayo (1856-1912). İspanyol edebiyat tenkitçisi ve yazar. “Menendez Y Pelayo’nun Fransa ile sıkı münasebetleri var: şakirtlerinin en büyüğü Menendez Pidal.”Kİ.s.424.

Menendez Pidal: Ramon Menendez Fidal (1869-1968). İspanyol edebiyat tenkitçisi ve dilbilimci. Özellikle Eski İspanyol dili ve edebiyatı üzerine çalışştır. “Menendez Pelayo’nun Fransa ile sıkı münasebetleri var: şakirtlerinin en büyüğü Menendez Pidal.” Kİ.s.424.

Menenius Agrippa Masalı: MÖ.502’de Roma Konsülü. Ağır borçlar altında bulunan ve Aventino tepesinde çekilmiş pleblerle senatoyu yazdığı bir meselle barıştırır. “Organisist nazariye Menenius Agripa masalının ilim kılığına sokulnuş ifadesidir.” Kİ.s.350.

Meninski: Franciszek Meninski (1623-1698) asıl adı:François de Mesgnien ya da Manin’dir. Fransız kökenki Polonyalı doğu bilimci ve Türkolog.” Doğu dilleriyle uğraşanların sonunda Meninski’yi zikrediyor Galland.” IDG.s.86.

Mensucat: Tekstil, dokunmuş şeyler, dokumalar. “Avrupa menseli mensucatla Avrupa emtiası ancak bir avuç tüketiciyi ilgilendiriyordu, yok denecek kadar az tüketiciyi.”BFH.s.79.

Mephis. Fransız feminist ve sosyalist yazar. Flora Tristan (1803-1844)’in 1830 yılında yazdığı romanı. “Proletarya kelimesi ilk defa 1830’lara doğru (feminizmin öncüsü) Flora Tristan’ın Mephis adlı romanında sahneye çıkar.” SNK.s.158.

Merime: Prosfer Merime (1803-1870). Fransız hikaye yazarı .“Birçok büyük eserlerin ilk şekillerini bu dergide buluruz: Musset’in Geceler’i, Vigny’nin Kaderler’i, Merimee’nin Colombo’su.” BÜ.s.103.

Merimee: Prosper Merimee (1803-1870). Fransız romantik edebiyatının özgün adlarından biridir. Eserde yer alan Çingenelerin yaşamları,yaşayışları üzerine bilgiler; yazarın, Çingenelerin yaşamlarınıderin bir araştırma sonucu bu eserde ortaya koyduğunugösteriyor. “Birçok büyük eserlerin ilk şekillerini bu dergide buluruz: Musset’in Geceler’i, Vigny’nin Kaderler’i, Merimee’nin Colombo’su.” BÜ.s.103.

Merkantilizm: Amerika’da altın ve gümüş madenlerinin bulunmasıdan sonra, XVI. Ve XVII. Yüzyıllarda ortaya atılmış olan, devletlerin asıl zenginliğinin değerli maddelerden oluştuğunu ileri süren ve korumacı bir politikayı savunan iktisadi görüş. “Başka ülkelerle ticaret yapmağa girişiyorlarsa, sırf çıkarları içindi bu. Merkantilizm dönemi.” BFH.s.4.

Mersiyeler: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili kitaplarından birisi. Mersiyaler’de Kudüs felaketini anlatan akrostiş tarzda manzumeler yer alır. "Mersiyeler Kudüs'ün felaketlerini anlatan akrostiş tarzında manzumeler.” IDG.s.128.

Merton: Robert King Metron (1910..?). Amerikalı sosyolog ve yazar. “Bu kadar esnek teori her hadiseyi izah eder, daha doğrusu hiçbir hadiseyi izah edemez, Merton’a göre” UU.s.284.

Merton: Robert King Metron (1910-....) Amerikalı toplumbilimci ve düşünür. “Merton’a göre anomi’nin kaynağı, toplumun teklif ettiği amaçlarla, bu amaçları elde etmemizi sağlayan meşru vasitalar arasında uyuşmazlıktır; ferdin toplum tabakaları içindeki yerinde doğan bir uyuşmazlık.” Mağ.s.184.

Meru: Vedalar’da dı geşen efsanevi Hint dağı. Hint mitolojisine göre bu dağ dünyanın ekseni olarak kabul edilir ve eteklerinde Himalayalar yer alır. “Dağlar padişahı Meru, gün ışığında nasıl pırıl pırıl yanarsa, kandava öyle yanıyordu.” BDE.s.348.

Meryem Ana: Hz. İsa’nın annesi. Hz. Meryem. “Ben ne Jeanne D’arc’ım, ne Lourdes’da Meryem Ana’yı gören çoban kızı.” UU.s.249.

Mes’udi: Ebulhasan Ali bin Hüseyin El Mesûdî (öl:956). Arap seyyah ve tarihçi. “Onuncu asrın başlangıcı, Farabi’nin, Mes’udi’nin, İsfahanlı Abul Farac’ın, İslâmi sanat ve ilimlerin doğuşunda büyük bir rol oynayan daha bir çok _limlerin sahneye çıkışına şahit oldu.”IDG.s.81.

Meseller: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler kısmında yer alan kitaplarından birisi. "Meseller, eski Doğu'da, bilhassa Mısır'da üzerinde çok uğraşılmış bir türün örnekleriyle dolu.” IDG. s.110.

Mesih: Dinler tarihinde,kusurlu ya da kötü olan yürürlükteki düzene son verip, ilahi destekle adalet ve mutluluk düzeni kuracağına, inanılan kişi. “Sonra anlaşılmış ki, “semevattaki pederimiz” günahlarını bağışlatmak için (kime bağışlatacak belli değil) Mesih suretinde tecelli etmiş.” BÜ.s.194.

Meslier: Jean Meslier (1664-1729). Rahip Meslier de denir. Fransız maddeci filozof ve papaz. Vasiyet isimli eserindeki görüşleriyle XVIII. asırda anarşizmin öncülerinden biri olarak kabul görür. “Abdullah Cevdet papaz Meslier’nin (d’Holbach) ‘Sağduyu’ adlı eserini çevirir, yani 18.yüzyıl mekanik materyalislerinin şakirdidir.” SNK.s.279.

Mesnevi: Mevlânâ Celalaeddin Rumî’nin 6 ciltlik, Farsça manzum eseri. “Yunusun mısralarını kanatlandıran imanla, Mesnevideki pırıltılar aynı ezeli nurdan.” Mağ.s.228 Mesnevi-i Şerif: Bkz. Mesnevî. “Mesnevi-i Şerif’in tasavvufa ve hikemiyata müteallik aksamından madasında yani, menakıb ve hikayat kısmında sırf realizm mesleği ihtiyar buyurulmuştur.”KA.s. 294.

Messalina: Valeria Messalina (Doğumu MS.25’e doğru ) Roma Kraliçesi. Zalim entrikaçı ve çok evli. Roma Kraliçesi iki tane Messaline vardır. Diğer Messaline MÖ. 35yıllarında doğan Neron’un üçüncü karısıdır. İkisinin ortak yönü çok evlilikleri. Ancak Cemil Meriç’in kastettiği Masselina, Valeria Messalina’dır. Çünkü Valeria Messalina, Yunan mitolojisindeki Lamia ile kıskançlık, intikam ve ölüm saçma gibi yönlerden benzeşmektedir. “Örnek almışlar Yunanlıları: Messalia Lamia’yı, gölgede bırakmış, Neron Dematrius’u, Heliogabalus Alkibiyades’i.” UU.s.15.

Meşaaiyûn: İslâm dünyasında Aristocu felsefeye ve o felfefeyi benimseyenlere verilen ad. “Meşaaiyun da melaikeye ukul-u asare ve erbab-ul enva ismini vermiş” IDG. s.196. Meşrûtiyet II: 23 Temmuz 1908 Tarihinde II.Abdülhamit tarafından Kanun-u Esasi’nin ikinci kez yürürlüğe konmasıyla başlayan meşrûti yönetim dönemi. 16 Mart 1920 târihine kadar devam eder. “İkinci Meşrûtiyet’in bir başka Le Bon peresti’de Celâl Nuri. Tarih-i Tedenniyat-ı Osmaniye yazarına göre.” BÜ.s.161.

Meşrutiyet II: Osmanlı Devletinde 23 Temmuz 1908’den 16 Mart 1920 târihine kadar olan Meşruti idare dönemi. “Deregiler, ikinci Meşrutiyet’te bir hitabet kürsüsüydü.hitabet kürsüsü veya bayrak.” BÜ.s.101.

Metafizik: Fizikötesi. Felsefenin öze, mahiyetlere ve sebeplere âit olan kısmı. Başka bir ifedeyle varlığın mutlak bilgisini amaçlayan bütüncü düşünce. “Bir yandan mutlak’ı bilemeyiz,der; ve daha başlangıçta metafiziği ve hadsi bilgileri reddederler bir yandan da ilme çatarlar.” Kİ.s.201.

Metodist: XVIII. asırda Jhon Wesley tarafından kurulmuş olan Hristiyanlık tarikatına mensup olan kişi. “Metodistler, yolculuğa çıkmadan veya ev değiştirmeden önce Kitab-ı Mukaddes’e başvururlar, karşılarına çıkan ilk cümle Tanrı’nın davranışlarını tasvip ettiğinin veya etmediğinin delilidir.” Kİ.s.346.

Metot Üzerinde Deneme: Metot Üzerinde Deneme veya Metot Üzerine Konuşma Descates’in 1637 yılında yayımladığı eserinin adı. “Descartes’in Metod Üzerine Denemesi’sinde mefhumu daha gelişmiş bir şekilde buluruz.” Kİ.s.20.

Metternich: Metternich-Winnerburg (1773-1790). Rheinland asıllı Avusturyalı devlet adamı ve diplomat. “Bakunin, ‘devletin başına bir Saint Vincent De Paul’ü getirseniz, kısa zamanda bir Guizot veya bir Metternich olup çıkar,’der.” SNK.s.153.

Mevlâna: Mevlâna Celaleddin Rumi (1207-1273). Merv’den göş ederek Anadoluya gelen ve Anadolu’nu Türk İslam kimliği kazanmasında büyük bir yeri olan Türk sufisi. Mevlana ‘Ne güzel âlimdir âmirin önünde eğilmez, ne güzel âmirdir âlimin önünde eğilir’der.” SNK.s.286.

Mevud Hüküm:Halide Edip Adıvar (1884-1964)’ın 1918 yılında yazdığı romanı. “Halide Hanım bu aşka uzun zaman sadık kalacak Mevud Hüküm romanı (1917) perestide -i hayaline armağan edecek.” KA.s.305

Mey: “Asırlarca meydana getirdiğimiz eserler, Gül ve Bülbül, Şem ve Pervane, Mey, Muğbece gibi dokuz on manzumeden ibaret kaldı.” KA.s.369.

Meydan Larousse: Büyük Ligat ve Ansiklopedi. Grand Larousse Encyclopedique’nin Meydan gazetecilik ve neşriyad limitet şirketi tarafından yapılan Türkçe baskısı. “ Ne güzel tarif: “Gerici, bir toplumun gelişmesini istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse)” ( Meydan Larousse) BÜ.s.80.

Mezamir: Hristiyan ve Yahudilerin ibadetlerinde yer alan Kitab-ı Mukaddesteki 150 Mezmurun tamamı ve bunları içiren kitap. "Bu risalelerin en mühimi: Mezamir. Hem havralarda, hem kiliselerde okunur." IDG.s.110.

Mezdek Mezhebi: İran’da V.asırda, Mezdek tarafından kurulan mezhep. “Cevdet paşa olsa Mezdek mezhebinin artıkları der geçerdi.” BÜ.s.202.

Mezdek: Hayatı hakkında kesin bilgi bulunmamakla bereber V.asrın ikinci yarısında yaşayan ve Mezdekilik mezhebinin kuran kişi. “Sasani hükümdarlarından Kabaz zamanında Mezdek.” Mağ.s.215.

Mezmurlar: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler kısmında yer alan kitaplarından birisi. Kitap ibâdetlerde okunmak üzere yazılan neşideleri ve ilâhîleri ihtivâ eder. “Mezmurlar’da dünya edebiyatının en yüce lirik neşidelerinden bazılarını bulursunuz.” IDG.s.90.

Mezopotamya: İki Irmak arasındaki ülke anlamında bir kelime olup, Dicle ve Fırat Nehri’nin arasındaki yerin -özellikle aşağı kesimlerindeki aliviyonlu toplarkarın

bulunduğu havza- adı. “Bir zamanlar dünyanın en eski edebiyat mahsulü zannediliyordu Bible... oysa bugin anlaşılmıştır ki en kadim kısımları bile gerek Mezopotamya’daki gerekse Mısır’daki edebiyat eserlerinden aşağı yukarı ikibin yıl daha gençtir.”IDG.s.93. MHP: Alparslan Türkeş’in kuruculuğu ve liderliğini yapyığı Milliyetçi Hareket Partisi. “Ahmet hakikati arayan iyi niyetli bir insan, Taşer de öyleydi. MHP büyülü, CHP öyle.” SNK.s.401.

Mısır: Akdeniz ve Kızıldeniz kıyısında Nil Nehri’nin iki yakasına kurulmuş eski bir medeniyet merkezi ve bu gün bu topraklarda hüküm süren devletin adı. “Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari münasebetler vardı.” BFH.s.89.

Micah: Mika (Micah). Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygambarlarla ilgili kitaplarından birisi. Eserde Micah isimli nebi sosyal adâletsizlik konusunda kehanetlerde bulunur."İsaiah'ın çağdaşı, sosyal adaletsizlikler karşısında kehanette bulunur. Kudüs,büyük bir felaketin arifesindedir.”IDG. s.129.

Michel Angelo: Michelangelo Bounarroti (1475-1564). İtalyan heykelci, ressam, mimar ve de şair. “Ne Dante rahipti, ne Aristo, ne Tasso. Rafaello, Michel Angelo, Leonardo da Vinci laiktiler.” SSSS.s.93.

Michelangelo: Bkz. Michel Angelo. “Rüyalarından biri Machiavelli oldu, mısralarından biri Michelangelo.” BÜ.s.228.

Michelet: Jules Michelet (1798-1874). Fransız yazarı ve tarihçisi. “Ne gariptir ki, Michelet ve Quinet gibi Fransız tarihçileri Hint’i metafizik hürriyetin vatanı olarak selâmlar ve Upanişadlar’ı İnsan Hakları Beyannamesi’ne bağlarken, Alman nazariyecileri, Gobineau’dan da faydalanarak, Hint’lerin milletleri boyunduruk altına alma fetvası koparmaya çalışıyorlardı.” BDE.s.69.

Midhat Paşa: (1822-1884)Tanzimat devri Osmanlı sadrâzamlarından 31 Temmuz 1872’den başlamak üzere çeşitli defalar sadarete getirildi. Abdülazîz Han’ın şehit edilmesinde rol oynadığı tespit olunarak îdama mahkum oldu. Buna, kabîne üyeleri, eski sadrâzamlar, müşir ve feriklerden teşekkül eden bir Temyîz Heyeti karar verdiyse de Pâdişâh azınlıkta kalanların reylerini tercih ederek îdâm hükmünü sürgüne çevirtti. İzzeddîn Vapuru ile Cidde üzerinden Tâif’e gönderildi. Midhat Paşa, üç yıl kadar burada yaşadı. İngilizler tarafından kaçırılacağını haber alan Hicaz Vâlisi Osman Nuri Paşanın emriyle, 8 Mayıs 1884 gecesi, kaldığı odayı basan Berber İsmâil adındaki bir asker tarafından boğularak öldürüldü. Cenâzesi, Tâif Kalesi surları dışındaki kabristana defnedildi. 26 Haziran 1951’de kemikleri Tâif’ten İstanbul’a getirilerek Hürriyet-i Ebediye Tepesinde gömüldü. “Büyük diye tanıtılan Tanzimat ricalinin zavallılığı. Midhat Paşa ve dört elle sarılınan son tılsım: Kanun-ı Esasi.” Mağ.s.258

Midrash: Kitab-ı Mukaddes’in hahamlarca yorumlanma yöntemi. Bu yönteme göre değişen dini, siyasi ve içtimai durum karşısında kutsal metinhlerin tarihin belli bir anında saptanmış, sözel anlamının ötesindebu duruma uygun daha derin bir anlam ortaya çıkarmaya çalışılır. Bu gibi malzemeyi kucaklayan özel denemeler de vardır: Midrash” IDG.s139.

Mihailovski:Nikolay Konstantinoviç Mihailovski (1876-1952). Rus siyeset adamı gazeteci ve sosyolog. Mihalovski'ye göre, Rus toplumunda iki endişe var: Sorumluluk endişesi, haysiyet endişesi.”Mağ.s.99.

Mihaylovski: Bkz Mihailovski. “Mihaylovski, zekayı arka plana iten bu anlayışı alayla karşılamış.” Kİ.s.357.

Mihran Efendi: Şemsettin Sami Bey Mihran Efendi’nin Tercüman-i Sark’ında Gotha progaraminin seriat-i Ahmediye’ye uygun oldugunu yazar.”SNK.s.162.

Mika: Kitab-ı Mukaddes’te adı geçen ve İşaya ile aynı dönemde yaşamış olan peygamber. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel, 2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, malaki.” IDG.s.135-136.

Miken Medeniyeti: Yunanistan’da, Anadolu'dan MÖ. II. binde Yunanistan'a gelen Akalar tarafından oluşturulan, antikçağ medeniyeti. “Yunan mucizeside masal. Yani uzun bir hazırlığın neticesi: Girit medeniyeti, Miken medeniyeti. Sonra Dorlar istilası. Jur.I.s.157.

Mikrokosmos. Küçük evren yani insan. dış dünya ile arasınada benzerlik bulunması bakımından ele alınan insan. “Mikrokosmos’un da , içinde başka ne var: su, toprak, hava ve ateş.” IDG.s.211.

Miletos Masalları: Büyük İskender zamanında Miletos’lu Aristit tarafından yazıldığı sanılan; ancak bu güne herhengi bir nüshası kalmamış olan masal kitabı. “Bunların en önemlisi Miletos Masalları.” KA.s.153.

Militarizm: Bir topluluğun hayatında askrî ögelerinhakim bir yer tutması. “Mistisizmi arasında her zaman medd-ü cezir vardır.” BFH.s.100.

Miller: Henry Miller (1891-1980). Amerikalı yazar. Otobiyografi tarzına benzeyen Romalarıyla ün yapmıştır. “Yunanıstan’a giderken, vapurda iki gençle tanışıyor Müller.” BÜ.s.154.

Milletlerarası Anarşistler Konferansı: 1922 yılının Aralık ayında Berlinde toplanan Anarşist konferansı. “1922 Aralık’ında, Berlin’de toplanan ve aşağı yukarı bütün anarşist sendikaları bir araya getiren, Milletlerarası Anarşistler Konferansı, Lenin’in Proleterye diktatoryası nazariyesini açıktan açığa reddetmişti;konferansta söyle deniliyordu.Mağ.s.176.

Milli Eğitim Bakanlığı: Eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak, bu hizmetlere yönelik kurum ve kuruluşların açıklasıyla ilgili çalışmaları sürdürmek üzere kurulan bakanlık. “Kaldı ki, gerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerekse Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirileri Devlet başğını taşımaktadır.” UU.s.333

Milli Eğitim ve Kültür: “Bu makaleler daha sonra genişletilerek ‘Milli Eğitim ve Kültür’ dergisinde çıktı.” IDG.s.49.

Milli Mecmua:Cumhuriyetin ilanından sonra istanbul’da,1 Kasım 1923 tarihinden itibaren, Mehmet Mesih Bey atarafından aylık olarak yayın hayatına başlayan ilk dergi. Freklerde bir adamın münevver olabilmesinin ilk şartı kadim Roma ve Yunan medeniyetlerinin şaheserleriyle kendi milletlerinin büyük klasiklerini asıl metinlerden okumak idi. (Milli Mecmua, sayı: 1, 1927).” Mağ.s.21.

Mills: Lawrance Heywrth Mills (1837-1918). Amerikalı doğu bilimci.ve Oxford’da Zerdüş metinleri filolojisi profesörü. “Zerdüşt ünvanlı uzun bir şiirini Mills’ten alınmış bir epigrafla tuğralar.” BÜ.s.147.

Milton: John Milton (1608-1674). İngiliz Şairi, tarihçisi,bilgini ve denlet adamı. Klasizm akımına mensup. En önemli eseri: Kaybolan Cennet’tir. “Cromwell ne Marx’ın annesi oğlunu anlayabilmiş; ve Cromwell, Milton’u.” BÜ.s. 220.

Mir: Kolektif toprak mülkiyeti, köy komünü. “Ama her iki taraf da Mir’den ve ortaklaşa calismadan yana idi.” Mağ.s.68.

Mirabai: ‘XVI.asırda Hindi ve Guracarati diliyle yazan kadın şair ce Racput prenses. ‘Krişna sevgisi Batı Hint’te çok gelişmiş, Codpurlu prenses Mirabai (15. yüzyıl), kocası öldükten sonra kayınbiraderinden kötü muamele görmüş, ibadete vermiş kendini, o kadar sevmiş ki Krişna’yı, Krişna’nın heykeli ikiye bölünüp kucaklamış prensesi!” BDE.s.247.

Mirabeau: Honore Gabriel Riqueti Mirabeau (1749-1791). Fransız siyaset adamı ve yazar Konuşma kabiliyeti, zekâsı ve çarpıcı çirkinliği ile ünlü olan yazarın nutukları ünlüdür. Her şiir bir Marseillaise, bir edebi bir Mirabeau nutku olamaz ki.” KA.s.301.

Mirat-ı Hakikat: Türk siyast adamı besteci ve tarihçisi Çorluluzade Mahmut Celâlettin Paşa (1839-1899)’nın 1908-1909 yıllaeında yayımladığı eserinin adı. “Karısının âşıkı olduğu rivayet edilen İngiliz Sait Paşa için , “fasid ve ebleh” dir Suavi, Mirat-ı Hakikat sahibi Mahmut Celâlettin Paşa’nın hükmü de hayranlık belirtmekten uzak: “müsfid, sefih-i rüzigar, ebleh-firib.” Mağ.s.151.

Mirza: Genellikle İran hükümdar soyundan gelenlere ve bunların dışında soylu kişilerle ülkede önde gelenlere verilen ad. “Hüseyin Daniş samimi bir Zerdüştpereşttir. Mirzanin İran- kadimmuhabbeti bir kaçış değil, kendi kendine dönüş.” BÜ.s.147.

Misissipi: ABD’de 3780km uzunluğundaki dünyanın en uzun ırmağı. “Huck finn’de insanligin somurgeciligin koleligin hicvi var suphesiz, fakat kitabin degerini yapan o bolumleri degil, Misissipi’ye verilen yer cok daha onemlidir. K.İ.s.319.

Miskaveh: Ebu Ali Ahmet bin Muhammd bin Yakup Miskeveyh (933-1030). İranlı filozof ve tarihçi. “İbn Zarah, Miskaveh, Abu’l Vafa, al Buzcani, Abu’l Kasım el Ahvazi bunların sözleri bir araya getirilerek Risaleler meydana çıkmış.” IDG.s.50.

Misterler: Avrupa’da Orta Çağ’ın sonu ile XVI asır arasındaki döneme özgü tiyatro olup, Kutsal kitapaki oyunların taklit ve tekrarına dayanması bakımından dini mahiyetli bir oyundur. Misterlerde yaşamış filozofların ezoterik (bâtinî) derslerinde devam etmiştir.” BFH.s.10.

Mistifikasyon: “Anlaşılmasını güçleştirip gizli duruma sokma”.“Ahlâk burjuvazinin mistifikasyonudur” SNK.s.247.

Mistizm: Müşahede ve mürakabeden çok duygu ve sesgiye dayanan akide. “Mazinin bir terkibe kavuşmayan halk hareketleri rasyonalizmle mistizm kutupları arasında yalpa vurur gibi.” BÜ.s.210.

Misyoner: Bir dini, özellikle de Hristiyanlığı yaymakla görevli kimse. “Hristiyanlarla, yahudiler aşağı yukarı aynı zamanda Arabistan’a gelmiş, Hristiyanlar daha çok misyoner, yahudiler ise kolonizatör olarak.” Kİ.s.151.

Mişna kanunları: Torah (yazılı yasa) haham yorumları derlemesi. Tanrı buyrukları ile ilgili bir yasal düzenlama sayılmaktadır bu sebepten gelenekçi sözlü yasa olarak adlandırılmaktadır. “İsrail bilginler ve hahamlarını önermiş, tartışş ve kabul etmişler.”

Mit: Geleneksel olarak yapılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili hayalî alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos, mitoloji. “ Batılılaşma miti eskiyince yeni bir nâzenin çıktı sahneye... daha doğrusu, aynı nâzenin taze bir makyajla arz-ı endam etti.” BÜ.s. 97.

Mithat Efendi: Bkz. Ahmet Mithat Efendi. “Renan müdefaanamesi ise o bülten zekanın hamiyetini ebediyete kadar ispat edecek bir vesikadır.” Kİ.s.87.

Mitos. Mitoloji. Bkz. Mit, “Avrupa’nın içtimâi ve siyasi mitosları karşısında bu apışıp kalmak, bu kendini küçük görmek, bu papağanlaşmak ne için?” BÜ.s.188.

Mitra: Rigveda’da adı geşen en büyük tanrılardan biri. Genellikle Tanrı Varuna ile birlikte anılır. Mitra aynı zamanda güneş tanrısıdır; zaten esere göre güneşin yönünü Mitra düzenler. “Agni’nin iki kızı var: biri beyaz, biri siyah. Gündüzleri Mitra dinler ilahilerimizi, geceleri Varuna.” BDE.s.101.

Mitra-Bheda: Beş bölümden oluşan Pança-Tantra’nın ilk bölümünün adı. “Birinci bölümün adı Mitra-Bheda ( Dostluğun Bozuluşu ).” BDE.s.232.

Mizanci Murat: (1854-1917). Asıl adı Mehmet Murat olan Türk taritçi ve siyaset adamı. Mizan dergisinin sahibidir. 12 cilt olarak tasarladığı ancak 7 cilt olarak yayımlanabilen Tarih-i Ebul Faruk ile ünlüdür. “Mizanci Murat, Mehmet Murat Bey'in “Tarih-i Ebul Faruk” namiyla meshur tarihi.” SNK.s.167.

Moda: İstanbul’da bir semt. “Sonra Moda’da Caddebostan’ında Bağlarbaşı’ında birer oda.” UU.s.258.

Moderen Çağdaşlarda Fikirlerin ve Hadiselerin Gelişmesi Üstüne Düşünceler: Fransız İktisatçı, metemetikçi ve filozof Antoine Augustin Cournot (1801-1877)’nun 1877 yılında eseri. “İşte Cournot’nun 1872’de yayımlanan moderen çağdaşlarda fikirlerin ve hadiselerin gelişmesi üstüne düşünceleri.” UU.s.169.

Modern Avrupa’daki Devrimler: Ünlü İskoç yazar Thomas Carlyle (1795-1881)’nin 1837 yılında verdiği bir kısım desler dizisi. “1837’de ‘Modern Avrupa’daki Dervrimler’ üzerine dersler vermiş” Kİ.s.368.

Modern Sosyalistler veya Islahatçılar: Fransız filozof Louis Reybaud’un ağustos 1836, Kasım 1837 ve nisan 1838’de tarilerinde Revue da deux mondes’da üç inceleme yazısının başğı ve aynı başlıktaki eseri. “‘Gerçek şu ki, yeni doğan sosyalizm lafzını aydınlar çevresine tanıtan Louis Reybaud’un Modern Sosyalistler veya Islahatçılar ünvanlı eseri.” Mağ.s.210.

Moğol: Moğolistan halkından ya da Moğol soyundan olan kimse. “Kendine yeni cedler arayan kibar intelijansiyamız, elbette ki Yunan’ı Moğol veya Hun’a tercih edecekti.” UU.s.14.

Mohenco Daro: Pakistan’da Sind bölgesinde, Sindhu (İndus) kıyısında ön tarih dönemine âit arkeolojik yer. Mohenco Daro beş bin yıldan beri konuşmuyor, Aryalar ne zaman gelmiş Hint’e, Vedalar hangi tarihte yazılmış, bilen yok.” BDE.s.91

Mohikan: Eskiden Connecticut bölgesinde yerleşmiş; ancak bugün kabile olma niteliğini kaybetmiş Algonkin kizılderililerine verilen ad. “Savaş halindeki bir cemiyette herkes bir mohikan.” Jur.I.s.130.

Mohikanlarin Sonuncusu: Fenimore Coopper’ın 1926 yılında yayımlanan romanı. “Mohikanlarin sonuncusu (1828) toplumun icinde bulundugu durumu ifsa eder.” Kİ.s.318.

Moksa: Tesanuh’tan, metampsikoz’dan kurtuluş. Ölüm ve doğumların ezeli çarkından, saİ.Sara’dan kurtuluş. “Kurtuluş (Moksa) kesretten vahdete dönüş.”BDE.s. 120.

Moliere: (1622-1673) Fransız tiyatro yazarı. Dünya komedi türünün en büyük yazarlarından biri. "Moliere'in son komedisinde, eski adetleri ileri sürerek kendini kaldırmaya çalışan bir ukala dümbeleğine şu cevabı verir kızçağız: 'Eskiler eskilerdir efendim, bizse şimdi yaşıyoruz".” Kİ.s.61

Molnar:Ferenc Molnar (1878-1952). Macar yazar. “Kahramanı delikanlılar olan nice realist roman yazılmış, mesela Erich Koestner’in Emil ve Dedektifler Molnar’in ‘Pal Sokağinin Çocukları’... ama hiçbirinde Twain’in havası yok.” KI.s.319.

Monarşi Üzerine Anket: Fransız yazar ve siyaset kuramcısı.: Charles Maurras (1868- 1952)’in eseri.“Marx’la Engels’in Kömünist Beyanname’si, Maurras’ın Monarşi Üzerine Anket’i, G.Sorel’in Şiddet Üzerine Düşenceler’i, Lenin’in Devlet ve İhtilal’i, Hitler’in Mein Kampf yahut Kavgam’ı..” UU.s170.

Monizm: Hukukî normların tamamını bür bütün olarak kabul eden akide. "Vahdet-i vücut demek Allah’la kainat arasında cevherce ayniyet vardır, demek değildir. Bunun panteizm’in ya da monizm’in herhangi bir şekliyle de ilgisi yoktur." IDG. s.76.

Monod: Gabriel Monod (1844-1912). Fransız tarih profesörü. “Hocaları Fustel de Coulanges, Monod. ” SNK.s.122.

Monofizist: Hz. İsa’nın varlığında tanrılıkla insanlığın tek ve aynı bir öz halinde birleştiğini kabul eden kişi. “V. Haris, Jüstinyen tarafından genel filark nasbedilmiş, monofizist temayüllü bir Hristiyan olduğundan Theodora’nın iltifatına nail olmuş.” Kİ.S.148.

Monokültür: Ekonomide, peşin satılık ürün, peşin satış amaçlı üretim anlamlarına gelir. Geçim amacıyla ya da takas yoluyla değiştirilmekten ziyada, yalnızca paraya dayalı bir piyasa da satılmak üzere yetiştirilen bir tarım ürünüdür. “ Monokültür sisteminin kuruluş sebebi bu: Brezilya ‘da kahve, Birmanya’da pirinç Güney Denizleri’ndeki adalarda baharat, Küba’da şeker kamışı, Havana’da Tütün v.s Arada, Avrupa’nın talepleri artıyordu birden. BFH.s.6.

Monroe Doktrini: James Monroe’nun 2 Aralık 1823 tarihinde Amerikan Kongresi‘ne sunduğu yıllık raporda ileri sürülen dış politika prensipleri. Bu raporun temel düşüncesi: Latin Amerika’nın Avrupalılar tarafından sörülmesini ABD engellemelidir. “Birinci engel ABD’nin geçen asrın ilk çeğreğinde ilan ettiği Monroe doktrini ABD, Avrupa’nın iştiyaklarını dizginleyecek kadar güçlü değildi o sırada.” BFH.s.73-74.

Montagnard: Fransa’da, Konvansiyon meclisinden üst sırada oturan montagnelı milletvekilleri. “Daha çok bir ‘Montagnard’ gibi konuşur ve hareket eder.” SSSS.s.75.

Montaigne: Michel de Montaigne (1533-1592). Serbest düşüncenin öncülerinden olan Fransız deneme yazarı. Hayatı boyunca yazdığı tek eseri ünlü “Denemeler”idir. “Montaigne elinde bir kitapla resim çektiren adam.” BÜ.s. 209.

Monte Kristo: Alexandre Dumas’ın 1845 yılında yazdığı romanı. Hamzanâmelerle beslenen muhayyeleler, ‘Monte Krosto’lara ‘Üç Silahşörler’e, ‘Jozef Balsamo’lara eğilecekti.” BÜ.s.234.

Montemayor: Jorge De Montemayor (1520-1561). İspanyol roman yazarı. “Tür, Montemayor’un Diana’sıyla (1550) fethetti İspanya’yı: çoban kızı Diana ile çoban Sireno’nun sevdalıları.” KA.s.172.

Montesquies.Charles De Secondat Montesquies (1689 - 1755). Fransız yazar. “Ne var ki hukuk-u esasiye müderrisi, Şirazlı şairle Montequies veya Rousseau arasında nasıl bir münasebet bulacağını katiyen söylemez.” BÜ.s. 159.

Montesquieu: “Brunschvig’e göre sosyolojinin kurucusu Montesquieu’dur.” SNK. s.110

Montessori Metotları: İtalyan kadın hakim ve eğitimci Maria Montessori (1870- 1952)’nın eğitim metodu. Bu yöntemle öocuk öğretim etkinliklerinde serbest bırakılır ve okuleğitiminin zorlayıcılığına gerek kalmadan salt beş duyunun eğitimi yoluyla aşamalı bir biçimde öğrenmeyi öğrenir. “Aşırı Montessori metotlarıyla yetiştirilen çocuklar da, hürriyet “angoisse”ıyla mücaele için haşin bir “surmoi” kuruyorlar.” Jur.I.s.198.

Montherlant: Henry Millon de Montherlant (1895-1972). Fransız trajedi ve roman yazarı. “45 yaşına kadar d’Annunzio’nun tesiri altında yazmış Montherlant Jur.I.s.194. Monthly Review: İngiltere’de 1749’da çıkarılan derginin adı. Bu dergi İngiltere’de çıkarılan ilk dergi olarak bilinir. “İngiltere’de ilk dergi 1749’da çıkar. Monthly Review.” BÜ.s.102.

Montpellier: Montpellier, Fransa’da, Üniversite,etkin bir kültür, sanayi ve ticaret merkezi. “Sonra Montpellier, göz hapsinde geçen aylarve Paris.” SSSS.s.79.

Moralist: Töreci. Eserlerini yazarken töre ve ahlâk mevzularına ehemmiyet veren Moralist davranışımızın şartları üzerinde kafa yoran adam UU.s.166.

More:Thomas More veya Morus da denir. (1478-1535). İngiliz sövalye aziz ve yazar. İdeal yönetim anlayışını konu alan ‘Ütopya’ isimli eseri ile meşhurdur. Aşağıdaki anlamlarda kullanılmış İngilizce’de :Tarım, toprağı işlemek (1420); ibadet (1483); zihnin, yeteneklerin, davranışların eğitimi (1510); More, Hobbes (1651), Johnson (1752), Macaulay (1848),Hobbes kelimeyi jimnastik anlamına da kullanmış. (1628) Kİ.S.38.

Moreas. Jean Moreas (1856-1910). Yunan asıllı Fransız sembolist şairi. "Aynı soruyu Conrad, Apollinnaire, Moreas yahut Stuart, Merril için de tekrarlıyabiliriz”K. A.s.42 Morellet: Andre Morellet (1727-1819). Fransız yazar ve filozofu. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert, Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG. s.19 Morelly: (17171778). Fransız yazar ve filozofu. “Bu çılgın yazarların başında da Morelly ile Babeuf.” Mağ.s.211.

Moreno: Jacob Levy Morena (1892-1974). Freud ve Marx etkisinde kalarak bu iki düşünceyi kaynaştırmaya çalışan Rumen asıllı Amerikan sosyolog. “Moreno’ya inanmıyorum. Jur.I.s.142.

Morgan: Lewis Henry Morgan (1818-1881). Amerikalı antropolog. “Morgan ‘Eski Toplum’ adli eserinin ilk sayfalarindan itibaren soyle der:” Kİ.s.56.

Mosca: Siyasi Fikirler Tarihini:“Mosca’nın “Siyasi Fikirler Tarihini” Fransızca’ya çevirir.” SNK. s.103

Moses Hess: 1812-1875 Alman siyaset kuramcısı.Marx ve Engels’in yakın dostu.Komünistler birliği kurucu üyelerinden olan Hess Yahudilerin hürriyetine kavuşması içinde çalışş,bu yönüylede siyonizmin öncülerinden sayılmıştır. “Moses Hess Hegeliyanizmle Saint- Simonculuğu birleştirerek Marx’ı hazırlayacaktır.” SNK.s.156.

Moskava Universetesi: Rusya’nın başşehri Moskova’da 1755 yılında kurulan Rus Üniversitesi. “1725’te bir Ilimler Akademisi kurulmustu,1755’te ise Moskava Universitesi.” Mağ.s.75.

Moskova: Rusya’nın başkenti. Sol’un halk vicdanında yarattığı tedailer: casusluk, darağaçları, Moskova; sağ’ın müphem, seviİ.Siz, sinsi bir iki hayal.” BÜ.s. 78.

Motivasyon: Güdülenme. Bir kişiyi, herhangi bir hedefe ulaşmak için gerekli olan heyecanı sağlayarak hedefe ulaşma isteği sağlamaya çalışmak anlamında bir psikoloji terimi. Kitle şiddeti, her ne kadar terörist eyleme karşı bir tepki olarak görürse de umumiyetle bir plânı yoktur, kontrol edilmesi de mümkün değildir ve rasyonel bir motivasyona dayanmayabilir. BFH.s.21-22.

Mozart: Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791). Meşhur Avusturyalı besteci. "’Aullu-Gelle yaşamamış olsa, çağdaş estetik Raphael'i, Racine'i, Mozart'ı, Geothe'yi aynı kategoriyi sokmak için nasıl bir ad bulacaktı acaba?"KA.s.63

Muallakat:Muallakat-ı Seb’a diye anılan Arapça eserlerin kısa adı. “William Jones’un Muallakat tercümelerini düşünüyorum.” Kİ.S.280.

Muallim Cevdet: Muallim Cevdet İnancalp (1883-1935). Türk yazarı ve eğitimci. “Muallim Cevdet ‘Tedrisat-i Iptidaiye’ mecmuasında Velidi’nin görüşlerini tenkit etmis. Cevdet Beyin itirazla karsiladigi dusunceler sunlarmis. ‘Teokratizm, Turkler icin basbelasi olan bir zihniyettir.’ ‘Teokratizm’, İslam camiasinin oz sifati degildir.”IDGs/232

Muallim Nâci: (1850-1893).Asıl adı ömer olan Tanzimat dönemi şair ve yazarı. “Namık Kemal, Muallim Naci aynı şikayet içindedirler. Burhan-ı Katı ile Kaamus-u Okyanusu meczeden bir lügat ihtiyacı.” SNK.s. 324.

Mubid: Mecusilerin büyük mezhep memuru. “İslâm’ın gümrah nûru ateşgedelerin titrek ışığını söndürtdükten sonra , mubidler Hint’e göçer.” BÜ.s.146.

Mucem ül-Buldan: Arap çoğrafyacısı ve biyografi yazarı Şihabettin Ebu Abdullah Yakut Rumî (1179-1229)’nin İslâm ülke ve kentlerinin tarihini, coğrafyasını ve iktisadî durumunu anlattığı eserinin adı. “Ondan biraz önce, Arap coğrafyacısı Yakut, Mu’cem ül-Buldan adlı eserinde edebiyata da yer vermiş ve ünlü edebiyatçılar lügatı de kaleme almışlardır.” KA.s.394.

Muhakemet’ül-Lûgateyn: Ali Şir Neva’i (1441-1501)’nin,1499 yılında yazdığı, Türkçe ile Farsçayı mukayese eden ve Türkçe’nin farscadan üstün bir dil olduğunu örnekleri ve delilleri ile ortaya koyan eseri. “15. asırda Ali Şir Nevai Muhakeme’tül- Lûgateyn’de Kaşgarlı’nın yaptığını yapar, Farsça ile Türkçe’yi karşilaştırır ve Türkçe’nin zenginliğini İslam dünyasına ispat eder. (Farsça).” SNK.s.321.

Muhammet Bin İdris Eş-Şafi: İmam Muhammedü’bnü İdris-i Şâfîi (767-819)[16]. Amelde dört hak mesepten biri olan Şâfî Mezhebi’nin imamıdır. “Üçüncü büyük mezhep: Şafilik.Kurucusu: Muhammed bin İdris eş Şafi. (ölümü 817)” Kİ.s.197.

Muhammed ibn Musa Harzemi: Yahya Bermeki'nin dostu Fazl Ibn Sehl (Merv'in guneyindeki Saras);Muhammed ibn Musa Harzemi, araplara atfedilen cebrin kurucusu (cebir kitabi 820 lerde yazilmis),Hiyre Mekke'den ne kadar uzaksa Harzemi de arapliktan o kadar uzaktir;Halid Marvarrudi;Mervli Habes.Ahmed Fergani;Ebu Mashar Belhi (Bahtrian'li) IDG.s.224

Muhammed ve İslâm’ın Menşei: Fransız yazar ve dinler tarihçisi Ernest Renan (1823- 1892)’ın .... Tarihinde yazdığı eserinin adı. “Batı’da Hazret-i Muhammed için neler söylenmiş? Burada da Dante’nin İlahî Komedya sından, Voltaire’in Adetler Üzerine Denemesi’ sinden, Napoleon’un Günlük’lerinden, Carlyle’ın Peygamber Şeklinde Ortaya Çıkan Kahraman yazısından, Lamartine’in ‘Türkiye Tarihi I’inden, Renan’ın Muhammed ve İslâm’ın Menşei’inden, Hugo’nun Asırların Destanı şiirinden metinler sıralanıyor.” Kİ.s.154.

Muhammed: “Muhammed’e nasıl iman ettiklerini anlıyorum”.Jur.2.S:73

Muhammet Abduh: (1849-1905). Ehl-i Sünnet akidesine zıt görüşleriyle İslam dünyasını ve başta Mehmet Akif olmak üzere bir çok şairimizi tesiri altında bırakan Mısırlı yazar ve düşünür. “Bununla beraber Akvemü’l Mesâlik yazarını Tahtavî’yi, Sadık Rıfat Paşa’yı, daha sonra Şinasi’yi, Ziya Paşa’yı, Namık Kemal’i, Efgani ve Muhammet Abduh’u.. içine alan zincirin halkalarınından biri sayabiliriz.” UU.s.49.

Muhammet Gori: Muizzettin Muhammet Guri (öl. 1206). 1173-1206 yılları arası Hint Guri sultanı. “Muhammet Gori Komutanlarından Bahtiyar’ın 1193’de Bihar’ı fethetmesi sonucu, Bengal’in büyük bir kısmı Müslümanlar’ın eline geçer ve Hindular’ın çoğu Müslümanlığı kabul eder.”BDE.s.282.

Muhammet: Hz.Muhammet. “Bütün Kanun koyucular, Solon, Muhammet veya Napolyon, suçludurlar BÜ.s. 205

Muhbir Gazetesi: 1867 senesinde Ali Süavi ve Filip Efendi’nin çıkarmaya başladığı gazete. Muhbir Gazetesi'nde hükumeti sert bir dille tenkid etmesi sebebiyle, kısa süre sonra kapandı. “Filip Efendi Muhabir gazetesini bu sıralarda (1867) çıkarmaya başlar.” Mağ.s.158.

Muhiddin İbn Arabi: İbnül Arabi de denir. (1165-1240). Arap mutasavvıf ve sufi. “Gerçi Risaleler bir Muhiddin İbn Arabi’nin veya bir Muhiddin el Buni’nin ezoterik ilmini içermez ama sade ve çok defa gayet güzel bir dille Tabiat görüşünün ana hatlarını açıklar.” IDG.s.59.

Muhiddin İbn Arabi: Muhyiddin İbn’ül Arabî (1165-1240). İslam Muhasavvıfı. Vahdet-i vücud nazariyesini son noktasına kadar götüren ve şöhreti bütün İslâm âleminde gittikçe genişleyerek bu güne kadar gelen meşhur sûfî. Sadreddin el Konevi’nin hocası. “Gerçi Risaleler bir Muhiddin İbn Arabi’nin veya bir Muhiddin el Buni’nin ezoterik ilmini içermez ama sade ve çok defa gayet güzel bir dille Tabiat görüşünün ana hatlarını açıklar.” IDG.s.59.

Muhtar: Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli eserindeki erkek sahıslardan biri olup, Roman kahramanı Ferit’nin arkadaşı rolünde bir karakterdir. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları da birer soyutlama: Saim, şapşal bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye misafir edilmiş.” Kİ.s.228

Mujik: Rusya’da ihtilâlden önce kırsal kesimde yaşayan insan. Köylü. “Slavcilar, Rus geleneginin, car, Ortodoks kilisesi ve mujik arasinda siki bir is birligi gerektirdigine ve gerektirecegine inaniyorlardi.” Mağ.s.68.

Mukaddemet’ül Edep: Edebiyata önsöz anlamında bir terkip olup Zemahşeri’nin 12. asırda yazmış olduğu Arapça sözlüktür. “12.yüzyıl, Zimahşeri, Mukeddeme-tül Edep- Arapça-Farsça-Moğolca.” SNK.s.321.

Mukaddime: İbn-i Haldun’un, 1394’ta yazdığı tarih felsefesiyle ilgili eseri. “Mukaddime, bulutları dağıtan bir rüzgâr.” BÜ.s.230.

Mukaddime-i Celâl: Celal mukaddimesi. Namık Kemal’in 1885 yılında yazdığı Celaleddin Harzemşah isimli oyununun önsözü. Uzun bir “Mukaddime-i Celâl”, yedi yüz sayfalık bir zafer neşidesi.” BÜ.s.122.

Mukunta: Kurtarıcı anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta (sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta (kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana (varlıkların kaynağı ve barınağı).” BDE.s.128

Mulahhas-ı Hümayun: Özetlenmiş, kısaltılmış Hümayunname anlamına gelip Şeyhülislâm Yahya Efendi tarafından, Kelile ve Dinme’nin XVI. asırda Türkçeye çevirisi olan Hümayünname’yi özetleyerek oluşturduğu eseridir. “Divan nesrinin en parlak örneklerinden biri sayılan Hümayunname Şeyhülislâm Yahya Efendi tarafından kısaltılmış: ‘Mulahhas-ı Hümayun’.” BDE.s.236.

Muneccimbaşı: Münetcimbaşı Ahmet Dede (1631-1702). Türk din âlimi, sufi, tarihçi ve şair. Münetcimbaşı tarihi diye anılan dünya tarihi niteliğindeki, Arapça Cami üd- Düvel isimli eseri ile meşhurdur. “17. yuzyil Muneccimbasi’nin tarihi, Arapca yazilmistir, Nedim Turkce’ye cevirmistir.” SNK.s.167.

Munster: İrlanda Cumhuriyeti’nde, adanın göney batısındaki engebeli ve dağlık bölgelere doğru uzanan bir kent. "Sokrat'ın istihzasını Gringore veya Rabelais'nin maskesi altında saklayan akıllı deliler; Charles-quint veya II.Philippe gibi dünyaya söz geçirmeyi düşleyen ikbalperest deliler; Pavie'de I.François esir edilen yahut Berquin ve Nubourg'la alevler içinde can veren yiğit deliler; Munster'deki anabaptisler veya Paıis'teki protestanlar gibi azgın deliler." IDG.s.161.

Muradyan Bey: “1908’de ll.meşrutiyet’te Osmanlı meclisine birçok sosyalist mebus girer (Vlahof Efendi Bulgar,Muradyan Bey Ermeni’dir)”.SNK.s.260

Murahhasa: Delege, Yönetim kurulu üyesi, kendine ruhsat verilen. "Nitekim Venedik’te ikamet eden Türkler de padişahın orada bulundurduğu murahhasa bağlıydılar." BFH.s.79.

Murasaki: Murasaki Şikibu (978-1014). Japon edebiyatçı ve şair. Genji Monogatari romanının yazarı. “Aşk hikâyelerinin ilk şaheseri Japonya’da yazılmış: bayan Murasaki’nin Genji’si” KA.s.135.

Murat bey: Bkz. Mizancı Murat. “Murat Bey, herkesin elinde bulunan Solakzâde ve Naima Tarihleri gibi birkaç eserle Hammer tarihinde başka bir kitap görmemiş ve hatta mehazlarını okumadığı için Hammerin muhazzam eserini inceden inceye mütalaa ve içindeki malümatı öğrenmeye de sabır tahammülü göstermemiştir.” Kİ.s.105.

Murat IV: (1612-1640) Osmanlı pâdişâhlarının on yedincisi ve Islâm halîfelerinin seksen ikincisi. Babası Birinci Ahmed Han, annesi Mâhpeyker (Kösem) Sultandır. Genç Osman’ın başına gelen acı felâket ve yerine geçen amcası Mustafa Hanın kısa bir süre sonra tahttan indirilmesi üzerine henüz on bir yaşında iken 10 Eylül 1623’te Osmanlı tahtına çıktı. “Osmanlı Devleti: IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80

Muratori: Bkz. Lodovico Muratori. Bunlara muratori parçaları da denir,çünkü fihristi yayımlayanın adı Ludvico Muratori'dir.” IDG.s.124.

Murazaki: “Genç romancı, bin yıl önce yaşayan bir Murazaki ile, bir George Sand’la,bir Madam dö Stael’le boy ölçüşebilecek bir kabiliyet.” KA.s.365.

Murugan: Dravit dilinde Savaş tanrısı. “Dravitlerin savaş tanrısı Murugan ile korkunç tanrıça Korrave arada bir boy gösterip kayboluyorlar” BDE.s.290.

Musa: Hz. Musa. Allah Teâlâ'nın, dört büyük kitaptan biri olan Tevrat'ı verdiği ve yeryüzünde dinini tebliğ edip, hakim kılması için gönderdiği Ulu'l-Azm peygamberlerden biri. Hz. İbrahim (a.s)'in soyundan olup, İsrailoğullarının akidelerini islah etmek ve onları Allah Teâlâ'nın dilediği nizama kavuşturmakla görevlendirilmişti. “Musa’nın gözünü kamaştıran nur, kavurdu gözbebeklerini.” BÜ.s.255.

Musevilik: Hz Allah tarafından Hz Musa peygambere indirilen ilâhi din Musevilik aynı zamanda en eski tek tanrılı dindir. Musevilerin kutsal kitabı Tevrat’ta din ile ilgili konular, dua ve kanunlar yer almaktadır.Yahudî Peygamberi Hz. Davud’a inen Zebur adlı ilâhî kitap Tevrat’ın tamamlayıcısı durumundadır.“Musevilik Zerdüşğün damgasını taşır: hayırla şer arasındaki ikililik meleklerle cinlerin savaşı kıyamet gününem îman.” BÜ.s.145.

Muson: Tropikal enlemlerde, özellikle Güney Asya’da Yazın denizden karaya, kısın karadan denize esen mevsimlik rüzgar sistemi ve bu rüzgar sistemiyle gelen yağmurlardır. Metinde muson yağmuru ksatedilmektedir. “Musonlar kesilince açlık başlar.” BDE.s.89.

Musset: Alfred de Musset (1810-1857) Fransız romantiklerinden şair ve tiyatro yazarı. Özellikle şiirleriyle tanınmış ve sevilmiştir. Ceceler ve Lamartine Mektuplar adlı şiir kitapları meşhurdur.“İlhâm perisi, Musset’yi de sık sık ziyaret eder. Yarı putperest, yarı Hristiyan bir bâkire bu.” BÜ.s.226.

Mussolini: “George Sorel,Mussolini ve Hitler’in çok sevdiği Lenine’in deha müsveddesi olarak vasıflandırdığı sui generist bir sosyalist.” SNK.s.109.

Mussolini: Benito Mussolini (1883-1945) İtalyan Devlet adamı ve faşist diktatörü. 1925 yılıda kurduğu diktatörlüğünü 1943 yılına kadar sürdürdü. 1945 yılında, metresi ile birlikte İsviçreye geçmeye çalışırken Como gölü yakınlarında yakalanarak îdam edildi. “Bakumin, Blanqul,Georges, sorel, Troçki, Mussolini, Goebbels aynı doktrinin devamcıları.” BFH.s.19.

Mustafa Ağa: Yaşar Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan roman kahramanlarından birinin adı. “Derviş Bey, Mustafa Ağa’ya elçi olarak Alicik’i gönderiyor.” KA.s.349.

Mustafa Bey: Yaşar Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan roman kahramanlarından birinin adı. “Sahne: Mustafa Bey’in konağı” KA.s..350.

Mustafa Celaleddin: (1828-1875). Polonya asıllı Osmanlı Paşası ve yazar. Eski Türkler isimli eserinde ilkçağ kaviöleri arasında ki Türklerin büyük yerinden bahseder. "Mustafa Celaleddin 1848 İhtilaline katıldığı için vatanını bırakmak zorunda kalan Polonya asillerinden Constantin Bergenski'dir."Kİ.S.325.

Mustafa Fazıl: Bkz. Mustafa Fazıl paşa. “Devlet-i Aliye ile ihtilafa düşen Mustafa Fazıl, emellerini gerçekleştirmek için Yeni Osmanlıları Paris’e çağırır.” UU.s.49.

Mustafa Fazil Paşa: (1829-1875). Mısır Prensi ve Mehmet Ali Paşa’nın torunu. “Çok gecmeden Mustafa Fazil Pasa’nin daveti ve Jean Pietri’nin araciligiyla Fransa’ya kaçarlar.” SNK.s.161.

Mustafa Kemal Paşa: Bkz. Mustafa Kemâl. “1923 yılında Türk Milleti Mustafa Kemal Paşa’ya, Nuh Peygamber’in gemisine bağlandığı gibi bağlanmıştır.” KA.s..354

Mustafa Kemal: Mustafa Kemâl Atatürk (1881-1939). Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı. “Sonra Sevr ve Lozan... Mustafa Kemal 150 aydını mektepten talebe kovar gibi sınır dışı etti.” Jur.I.s.215.

Mustafa Nihat: Mustafa Nihat Özön (1896-1980). Cumhuriyet dönemi edebiyat tarihçisi ve yazar. “Mustafa Nihat’ın Türkçe’de Roman’ından da haberleri yoktu.” KA.s.332.

Musurus Paşa: (1842-1907) Stephanos diye de denir. Rum asıllı Türk diplomat. “Paşadan cevap alamayan Redhouse iki yıl sonra Musurus Paşa’ya başvurur eserin dört cildini tamamlamıştır.” Kİ.s.270.

Mutezile: ayrılanlar Kenara çekilenlar anlamında bir kelime olup, emevi devleti zamanında Vasıl bi Ata’nın kurduğu düşünce akımının adıdır. Bununla beraber hemen işaret edelim ki Mutezile’nin bozguna uğraması kavgayı nihai olarak sona erdirmiş değildir.” IDG.s.35.

Mutezili: Bkz. Mutezile. “Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu, der.” IDG.s.36.

Mutlu Dağlar: John Buryan (1628-1688)’ın 1676 yılında yazdığı Necata Doğru isimli romanında mekan adı. “Sille tokat bir zindana atılan Hristiyan, ümitsizlik devrinin pençesine düşer, yine kaçmayı başarır, ver elini Mutlu Dağlar.” KA.s.215.

Mutluluğun Fethi: İngiliz filozof ve mantıkçı Bertrand Russell (1872-1970)’in 1924 yılında yazdığı eseri. “Russell’in, Mutluluğun Fethi’ni bir daha oku.” SNK.s.409.

Mutluluk Manastırı: “Kale Kumandanın Kızı:İlk kitabı ‘’Kale Kumandanın Kızı’’ (1864), ‘’Mutluluk Manastırı’’ (Anandadamat) en tanınmış romanı,Bengal vatanseverlerinin millî marşı ‘’Anavatana Selam’’ (Bande Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi. Bankim Çandra Şaterci: (1838-1894),Bengal’in Walter Scott’u,İlk kitabı,Kale Kumandanın Kızı 1864 Mutluluk Manastırı (Anandadamat) en tanınmış romanı,Bengal vatavseverlerinin millî marşı “Anavatana Selam’’ (bande mataram)bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275.

Mutluluk Manastırı: Bengal romanının babası olarak kabul edilen Bankim Çandra Şaterci: (1838-1894)’nin eseri. “İlk kitabı ‘Kale Kumandanın Kızı’ (1864), ‘Mutluluk Manastırı’ (Anandadamat) en tanınmış romanı, Bengal vatanseverlerinin millî marşı ‘Anavatana Selam’ (Bande Mataram) bu romandan alınmış bir ilahi.” BDE.s.275

Muzaffer Bey: Metinde herhangi bir açıklık bulunmadığı için bu kisinin kim olduğu mechulumüzdür. “Devlet kütüphanesi müdürü muzaffer Bey’de olabilir.” SNK.s.382. Müceddit: Yenileyici anlamına gelen bu kelime dini terim olarak, İslâm dînini kuvvetlendiren, bid'atleri yâni İslâm dînine sokulmak istenen reformları, hurâfeleri söküp atan ve sünnetleri ortaya çıkaran âlim anlamındadır. Yazık ki mücedditler Aristocuların cedel usullerini benimsemişlerdir, önce bu metotla hasımlarını hapt ettiler fakat hasımları da aynı silâhlarla karşı koyunca münazara medrese kavgasına dönüştü.”IDG.s. 34

Müdafaanâme: Bkz. Renan Müdafaanamesi. “Efganlı’ya yârenleşmek fırsatı vermekle kalmaz, Namık Kemâl’e de meşhur Müdafaanâme’sini ilham eder.” UU.s. 69.

Müderris. Osmanlı’da profesör. “Kazasker olabiliyordunuz, imam olabiliyordunuz, müderris olabiliyordunuz.” SNK.s.391.

Müeyyedüdin Hüseyin Tugrai: XI. Asırda yaşamış (öl.1087) Şirazlı düşünür devlat adamı ve yazar. “11’de katledilen İsfahanlı Meşhur şair ve simyager Müeyyedüdin Hüseyin Tugrai Cabir’in ikiyiz eserini incelemiş olan Muhyiddin Ahmet Bani (ölümü 1225) Mısır’lı Emir Aydamür Jildaki (ölümü 1342 veya 1360)sık sık Cabir’e baş vurur.”IDG.s.218.

Mülahazat-ı Felsefiyesi: “Hadimname yazarını Mülahazat-ı Felsefiyesi’yle baş başa bırakarak Mehmet Emin Bey’in muhteşem salonuna yöneldik.” KA.s.371

Mülhazat-ı Felsefiye: Rıza Tevfik’in felsefi eseri. “Abdülhak Hamid hakkındaki “Mülhazat-ı Felsefiye”sinde Hamid’den çok kendisi var.” Kİ.s.214.

Mülhit: Tanrıtanımaz, ateist. Basra’da da aynı düşünce kaynaşmasına şahit olmaktayız, üstelik orada tartışmalara, Budistler, manikeenler hattâ düpedüz mülhitler bile alınıyordu.” IDG.s.36

Mülkiyet Nedir: Mülkiyet Nedir ya da Hukuk ve Yönetim İlkesi Üstüne Araştırmalar. Proudhon’un 1840 yılında kaleme aldığı eseri. “Marks’ı komünizme getiren Proudhon’un ‘Mülkiyet Nedir?’i olmuştur” SNK.s.240.

Mülkiyet Üstüne: Bkz.Mülkiyet Nedir. “Proudhon, “Mülkiyet Üstüne”nin ilk risalesinde “kolektif güç” kelimesini kullanır.” SSSS.s.122.

Mümtaz Turhan: (1908-1969). Cumhuriyet sonrası Türk bilimadamı Sosyal Psikoloji profesörü ve yazar.“Demek ki Mümtaz Turhan için münevverin başlıca vasıfları sıkı bir talim ve terbiye görmekten ibarettir.” Mağ.s.22.

Münif Paşa: Asıl adı Mehmet Tahir (1830-1910).Meşrutiyet dönemi mütercim-yazar şair ve devlet adamı. “Mecmua-i Fünun” dergisi sahibi. “Harflerimizi değiştirmemizi ilk defa teklif eden İslâm düşmanı Volney’dir. Münif Paşa’nın hocasıdır.” SNK.s.295.

Münih: Almanya’da Isar suyu kıyısında bir şehir. “Schelling, Münih’te bir Doğu Akademisi kurmaya kalkar, akademinin başına “Cermenler’in Doğu ihtiyacını billûrlaştıran” F. von Schlegel getirilecektir.” BDE.s.57.

Müntehabat: Bir yazarın eserlerinden seçmelerin derlendiği eserin adı. “Müntehabat yıllarca mekteplerde okutulmuş.” Kİ.s.268

Müntehabatı Lügat-ı Osmaniye: İngiliz dil araştırmacısı Sir James William Redhouse (1811-1892)’un 1846 yılında yazdığı Türkçe sözlük. “Müntehebatı Lugat-ı Osmaniye 1846’da yayımlanmış,Türkşenin ilk mazbut sözlüğü.” Kİ.s.267.

Mürebbiye: Terbiyeci. Osmanlının son dönemlerinde çocukları eğitimi ile ilgilenmesi için tutulan genellikle yabancı uyruklu kadınlara verilen isim. “Mürebbiyeler üşüşür memlekete, gerçek bir istiladır bu.” BFH.s.137.

Müruriye: Resmi, köprü ya da yol gibi kamuya ait yerlerden geçmekiçin ödenen para geçmelik. “Ayrıca müruriye ve nakliye vergileri de alınıyordu. Bütün bu engeller -fiilen uygulansalar da, kağıt üzerinde kalsalar da- kapitülasyonların derpiş ettiği ticaret serbestini kavl-i mücerrette bırakıyordu.” BFH.s.80.

Müsebbip: Safvet Nezihi (1871-1939)’nın 1910 yılında yazdığı romanı. “Safvet Nezihi, müsebbip, 1910.” Mağ.s.145.

Müslümanlarda İlim: Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi Hammer Purgstall (1774- 1856)’in yazmayı hedeflediği ancak ömrünün kifayet etmediği eserinin adı. “Osmanlı Devleti Tarihi” nisimli eseriyle mâruftur. “Oniki büyük cilt olarak rastlanan kitap ‘Müslümanlarda İlim’ adlı ansiklopedisine bir giriş olacakmış. Kİ.s.103.

Müsteşrik: Doğu bilimci, şarkiyatçı. Doğu kültür ve medeniyeti hakkında araştırmalar yapan batılı ilim adamı. “Genç bir İngiliz müsteşriki: “Bu kitap ya Avesta’nın kendisidir” ,diye yazar.” BÜ.s.145.

şahedat: Ahmet Mithat efendi’nin bir hikayesinin adı. “Müşehedat, realizm tarzında yazmaya özendiği bir hikayedir.”KA.s. 295.

Müteferrika: İbrahim Müteferrika (1674-1745). Matbaacı, yazar ve mütercim. Osmanlıda ilk matbaayı kuran kişi. “Vankulu, Sahhah Lûgatını Türkçe’ye çevirir ve 1729’da Müteferrika tarafından basılır, bunu Esat Efendi’ninki takip eder. Arkasından Firuzabadî’nin lûgatı Farsça’dan Türkçe’ye çevrilir: Kaamus-u Okyanus.” SNK.s.322.

Mütefferrik Yazılar: Thomas Carlyle (1795-1881)’ün 1830’lu yıllarda, çeşitli zamanlarda yayınlanmış yazılarını toplayarak oluşturduğu eserinin adı “1827’de Edinburg Review’nun yazı ailesine katılıyor; ilk yazısı:Jean-Paul Richter. Dergilerde çıkan makaleleri ‘Mütefferrik Yazılar’ başğı altında kitaplandırılmış.” Kİ.s.368.

Mütenebbi: Ebuttayyip Ahmet bin el-Hüseyin el- Cufî El Mütenebbî (915-965). Arap şairi. “Divanı’nı manzum olarak çevirmiş. ‘Mütenebbi’nin divanı da Avrupa dillerine kazandırdığı şaheserler arasında ‘Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ni Avrupa’ya tanıtan yine o. Kİ.s.103.

Mütercim Asım: (1755-1819). Türk dil bilgini ve tarihçi. “Mütercim Asım’dan öğrendiğimiz bunlar.” Kİ.s.141.

Mütercim Rüştü Paşa: (1811-1882). XIX yüzyılda yaşayan çeşitli zamanlarda beş defa sadrazamlığa gelrn Osmanlı devlet adamı. “Mütercim Rüştü Paşa, Vefik Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa, Reşit Paşa bunların tek vazfı vardı: Batı dili bilmek.” SNK.s.392.

Müz: Zeus’un kızı ve hafıza tanrıçası. Onun için de ilham perisine yani Zeus’un kızı Bellek Tanrıçası olan Müz’e başvurur.” KA.s.192.

Mystification: Aldatıcı sey, yutturmaca anlamında Fransızca bir kelime. “Bütün sosyoloji bir mystification’dan ibarettir.” SNK.s.294.

Nâbi: (1642-1712). XVII. Asır divan şairi ve Edebiyatımızdaki hikemî tarz şiirn en öeml temsilcisi. Yahya Kemâl Fransızca öğrenen Nâbi, veya Arif Hikmet. Jur.I.s.138.

Nabina Çandra Sen: (1846-1909). XIX. Asır Bengal şairi. “Nabina Çandra Sen (1846-1909)bazen Byron’u hatırlatır, bazen Hugo’yu.” BDE.s.275.

Nabizade Nazım: (1862-1893). Tanzimat edebiyatı roman yazarlarından Karabibik romanıyla tanınmaktadır. Bir Nabizade Nazım’ı düşünün. Genç ediplerimizin en zekilerindendi.”KA.s.298.

Nabot: Karısı kraliçe Yezavel’in bahçesini genişletmek isteyen İsrail kralı Ahab’ın göz diktiği bağı satmayı kabul etmediği için, hileli bir dava sonucunda ölüme mahkum ettirdiği İsrailli kişi. “Tanrı İsrail kralı Asab ile karısı Cezabel’i şiddetle cezalandırdı; çünkü onlar, elinden bağını almak için Nabot’u öldürdüler; Tanrı’nın ve (aynı zamanda) ülkenin kanununu hiçe sayarak bir tebanın malıyla, şerefiyle, hayatıyla oynadılar.” UU.s. 224..

Naci Çelik: (1947-....) günümüz yazarlarından. Eleştiri alanında çalışmalar yapan yazar bu çalışmalarını Romanda Hesaplaşma (1971) isimli eserinde toplamıştır. Naci Çelik, Cevdet Kudret’in uydurma dile iltifatlarını az görmüş, “uyaklar”, “oluşturulmuş”, “yerselleştirmek”. gibi kelimelerle süslemiştir “iktibasını”. İmdi.”KA.s. . 332

Naci Efendi: Bkz. Muallim Naci. Müşterikler kongresinde Türkün ve İslam’ın haklarını Avrupa’nın kendini beğenmiş ilim adamlarına vakur bir celadetle haykıran ve o milletlerarası kongreden Naci efendiyle Zihni efendi iki altın nişan kazandırarak dönen yine üstadımızdır.” Kİ.s.231.

Naci: Bkz. Muallim Naci. “Naci’ye Tercümanı hakikatin kısmı edebisini tevdi eden Efendi,şairin inkar edilmez kabiliyetlerini herkesten çok takdir ediyordu.” Mağ.s.236.

Nadir Şah: (1688-1747). Bir Türkmen Afşar Hanedanlığının kurucusu ve 1736-1747 İran şahı. “Adam Farsçanın zamanımıza kadar muteber bir gramerini Fransızca olarak kaleme almış, Nâdir Şah tarihini Voltaire’in diline kazandırmış.” Kİ.S.280.

Nagalar: Hint mitolojisinde yılan tanrılardır. Nagalar, insan yüzlü ve yılan kuyruklu olarak tasvir edilir.“Nagalar taşıyordu tahtı.” BDE.s.375.

Nagarakalar: Yılan kral anlamına gelen Nagaların liderini belerten Sanskritçe bir kelime. Ve hayatın tadını çıkaran aylak bir gençlik: Nagarakalar.” BDE.s.182.

Nagarcuna: Güney Hindistan’lı, Budhacı bir filozof. Efsanavi yönü ağır basan Nagaraka’nın İ.S I. ve II. asırlarda yaşadığı sanılmaktadır. Çinli seyyah Hiuen-Tsang 'ın budizm tarihi bakımından son derece önemli eserinden öğrendiğimize göre, İsa 'dan sonraki ilk asırlarda Hint 'te dört bilge yaşıyormuş, bunlara "dünyayı aydınlatan dört güneş." Deniyormuş: Aşvagoşa, Deva, Nagarcuna ve Kumaralata. BDE.s..173.

Nagazaki: Japonya’da, Hyuşu adasında, Çin denizi kıyısında bir şehir. “Bu yol sizi atom bombasına, Nagazaki’deki iki yüz bin ölüye götürür.” BÜ.s. 211.

Nahun: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün peygamberlerle ilgili kitaplarından birisi ve Yahudî nebisi. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel, 2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, malaki.”IDG.s.135-136.

Nahuş-Natak: XIX.asır Hint şair ve yazarı Giridhardas 1857 yılında yazdığı dramı. “İlk dram ‘Nahuş-Natak’ ( 1857 ), yazarı: Giridhardas.” BDE.s.251.

Naili: (1608-1613?- 1666). Tasavvufi konularda şiirler yazan Sebk-i Hindî’yi en iyi şekilde temsil eden XVII. asır divan şairi. “Fakat bir Bâki’ye, bir Fuzuli’ye, bir Naili’ye klasik demek kelimeyi zorlamaz mı? Klasik,romantik gibi tabirler Avrupa edebiyatları için geçerlidir. KA. s.84.

Naili: (?-1666). 17 asır divan edebiyatı şairi. “Ne Fuzuli’yi hatırlıyor, ne Nedim’i , ne Naili’yi” KA.s.369.

Naima Tarihi: Ravzatü’l-Hüseyin fi Hulâsatı Ahbâri’l-Hâfîkayn. Ünlü Osmanlı müverrihi Naima (1652-1715)n’ın1574-1655 yılları arasındaki olayları anlatan tarihi. “Murat Bey, herkesin elinde bulunan Solakzâde ve Naima Tarihleri gibi birkaç eserle Hammer tarihinde başka bir kitap görmemiş ve hatta mehazlarını okumadığı için Hammerin muhazzam eserini inceden inceye mütalaa ve içindeki malümatı öğrenmeye de sabır tahammülü göstermemiştir.” Kİ.s.105.

Naima: “Bu büyük kelime virtüozumuz Sinan Paşa’yı , Koçi Bey’i , Naima’yı, Hümayunname tercümesini, Evliya Çelebi’yi hiç okumamış olabilir mi?” KA.s.369

Naimâ: 1652-1715, ilk resmî vak'anüvis ve Osmanlı tarihçileri arasında en ünlü kişidir. Asıl adı: Mustafa Naimâ Efendi’dir “Mukaddime, Osmanlı aydınının XVI.asırdan beri tavaf ettiği bir abide:Taşköprülüzade, Katip Çelebi, Naimâ... ” UU.s.142.

Nakş-ı Ber Ab: Devansız, devaİ.Sız şey anlamına gelmektedir. Ali Kemâl “Peyam-ı Sabah”taki yazılarını bu başlıkla yazar. “Zavallı Payam-ı Sabah başmuharririm o hazin başğın ( nakş-ı Ber Ab) yalnız bütün mahsusat- edebiyesini değil, kısa fakat hummalı hayatını da kucaklayan bir mezar taşı kitâbesi düşünmüş müydü acaba.” BÜ.s.163.

Nakula: Mahabbaratta Destanı’nıda anılan erkek kahramanlarden, Pandu’nun Madri’den olma ikiz çocuklarından biri. İkiz kardeşi Sahadeva’dır. “Gözlerinden alev saçılan, arslanlar kadar güçlü; yiğit ve yağız kardeşim Nakula için tek zar atacağız.”BDE.s. 331.

Nala İle Damayanti: Hint Mahabbaratta destanında bir hikâyenin adı. Damayanti İdra, Agni, Varuna ve Yama gibi büyük tanrılar arasından bir insan olan Nala’yı kendisine eş olarak seçer Kötü kalpli Dvapara ile Kalı bunu hazmedememiş ve Nala’yı krallıktan etmek için hileli bir zar oyunu ile nala’yı ormana sürgüne göndermişler. Hikâye özetle bu iki ağın birbirinden ayrılışını ve tekrar kavuşmalarını anlatır.Nala kraldır Damayanti de onun güzel, sadık ve hünerli karısıdır. “ ‘Ribmaud’ya göre Asya, ‘hikmetin ezelî vatanıdır’, Mallarme ‘Nala ile Damayanti’ gibi daha önce Fransızca’ya çevirilen Hint masallarını yeni baştan yazar.” BDE.s.69.

Nala: Hint Mahabbaratta destanındaki Nala ile Damayanti hikâyesinin erkek kahramanı. Nala, İdra, Agni, Varuna ve Yama gibi büyük tanrılar arasından yeryüzünde bir insan ve kraldır. Ayrıca Nala kelimesi Ramayana Destanı’nda Hindistan ile Seylan adası arasında köprü kuran kişinin adı olarak da geçer. “Beldenin adı. Şehzadeninki: Nala.” BDE.s.354.

Nâmık Kemâl: (1840-1888) Tanzimat edebiyatının en ömenli gazeteci, siyâsetçi, şair ve yazarlarından. Edebiyatın hemen her türünde eserler verdi. Eserlerindeki vatan hürrüyet teması onu vatan şairi olarak tanıttı. “Nâmık Kemâl’i okurken (bilhassa mektuplarını) sık sık yüzünüz kızarır.” BÜ.s.128

Namık Kemal’in Mektupları: Namık Kemâl, İstanbul’da Avrupa’da bilhassa Magosa, Midilli Sakız’da iken doslarına, hocalarına, cocuklarına, bazı mühim şahsiyetlere mektuplar yazmıştır. Bu mektuplar Fevziye Abdullah Tansel Tarafından derlenerek, Namık Kemâl’in Mektupları başğını taşıyan dört ciltlik bir eser oluşturulmuştur. “Fevziye Abdullah Tansel, Namık Kemal’in Mektupları C. II, s. 154. İlk hayranlarından biri: Mizancı Murat ‘Suavi bu millet-i Mâdureye pek büyük bir ders-i amel gösterdi.’.”Mağ.s.145.

Nana: Fransız natüralist sanatçı Emile Zola (1840-1902)’nın 1880 yılında yazdığı içtimâi muhtevalı romanının adı. “Türk okuyucu Assomoir’ı de, Nana’yı da, Germinal’i de yadırgayacaktı şüphesiz. Ahmet Midhat hiçbir kabiliyete, hiçbir hakikate düşman değildi. Ama Toprak yazarını sevmiyordu, sevemezdi de.”KA.s. 295.

Nanak Şah: (1469-1538) Guru Nanak diye adlandırılan Hindli ruhani Lider ve Sih dininin kurucusu. “Nanak Şah, sihizmin kurucusu ve bu tarikatın on büyük guru’sundan ilki.” BDE.s.248.

Nanda: “Pança Kantra’nın Labdhapranasana bölününde anlatılan bir hikayede hükümdar rolundeki şahısın adı. “Hükümdar Nanda karısını memnun etmek için, kendi ağzına gem taktırıyor, atlar gibi kişniyor ve sırtına bindirip dolaştırıyor nâzenini.’’ BDE.s.233.

Nannaya Batta: (1022-1063) Tamul Edebiyatının 11 asırda yaşayan en önemli şairlerinden biri. Yazmış olduğu muhtasar Mahabharata tercümesi bu edebiyat için asrın en mühim eseri kabul edilir. Ayrıvca Tamulca’nın ilk gramerini de Nannaya Batta yazmıştır. “İlk önemli eser, en büyük Telugu yazar Nanaya Battanın (1022- 1063)kaleme aldığı kısaltılmış Mahabharata” BDE.s. 296.

Nantes Fermanı: 1598 yılında IV. Henri tarafından Fransa’ada yayınlanan ferman. Bu ferman ile Faransa, Protestanlığı tanıyor ve inanç hürriyetini sağlıyordu. Ferman 1685 yılnda XIV. Lous tarafından yürürlükten kaldırıldı ve Potestanlara sağlanan bütün haklar geri alındı.. 685’Türçe Nantes fermanın ilgası, Fransız protestanlarının uğrayacağı büyük zulmün ve Protestan göçünün başlıyacağını işaret ediyordu.” UU.s.230.

Napoleon III: (1808-1873) Fransız İmparatoru. Napoleon Bonapart’ın kardeşi plan Hollanda kralı Louis Bonaperte’nın oğlu olup 1852-1870 yılları arasında krallık yapmış 1870 yılında Prusya ile savaş sırasında Sedan’da ordusuyla birlikte teslim olmuştur. "Yeğeni III.Napoleon'un Ham hapishanesinde okuduğu tek kitap Prens'tir". SNK. s.187 Napoleon: Bkz. Bonapart “Devlet adamı için “mutlakiyetin habercisi (Napoleon).” BFH.s.35.

Napoli: İtalya’ın üçüncü büyük şehri. “İstediği, sadece 1 milyonluk bir istikraz ile Napoli civarına bir Osmanlı donanmasının yollanmasından ibaretti.” BFH.s.88.

Napolyon Celâl: Celal Sılay’ın lakabı. Celal Sılay’a, şair arkadaşlarının taktığı lakap. Bu lakaba Cemil Meriç bir ekleme yapar: “Deli Celâl”. “Genç şairler, aralarında bir hükümdar çalımıyla dolaşan bu küstah delikanlıya, Napolyon Celâl lakabını takmışlardı. Napolyon Celâl, Deli Celâl.” BÜ.s.150

Napolyon I : Bkz. Bonapart. “Bu itibarla Batıni (ezoterik) mezhepler ana çizgileriyle birdir; ona ister brahmanlarda, ister Mısır rahiplarinde, ister Fisagor’da, ister haham Simon-Ben-Jakain’ın “Zohar”ında, ister Kabalist Hanri Kunrat’ da, yoksul köşker Jakob Böhme’ de, ister 18. yüzyılın tanınmamış filozofu Lui Klod dö Sen Marten’ de, ister I. Napolyon tarafından ideolog diye zulme uğrayan büyük fikir adamı Fabr d’Olive’ de rastlayın.” IDG.s.152.

Napolyon: Bkz. Bonapart. “Napolyon’un orduları ihtilâlin ideolojisini dünyanın dört bucagına taşır; ideolojisini yani kelimelerini.” BÜ.s.79.

Narah: Hint dini mentinlerinden Surdalar’da kainatın yaradılışı ile ilgili bir bölümde yer anlatılan inanışa göre: kainatın atası lan Brahma’nın su için kullandığu tabirdir ki Nara’nın çocuğu anlamına gelir. “Suya narah derdi: Nara’nın cocuğu olduğundan.” BDE.s.324.

Narayana: Suların üstünde hareket eden evrensel ruh, Varlığın kaynağı ve barınağı anlamına gelen bir terim olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun ünvanlarından birirdir.“Vişnu’nun çeşitli sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta (sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta (kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana (varlıkların kaynağı ve barınağı).” BDE.s.128.

Narendranat Datt: (1862-1902) yılları arasında yaşamış Bengalli şair Vivekananda’nın asıl adı. “Vivekananda: Ramakrişna: (1836-1886)Tek satır bırakmamış bir peygamber, mürşidi Vivekananda, asıl adı Narendranat Datt (1862-1902) ikiside Bengalli.” BDE.s.279.

Narodnia Valia: Narodnaya Volya (Halkın hürriyeti).1879 yılında toprak ve özgürlükler hareletinin bölünmesiyle ortaya çıkan ihtilalci Rus teşkilatı. "Bu nesil Çerniçevski ile başlar, Narodnia Valia ile devam eder".” Mağ.s.91.

Narsis. Narsizmi benimseniş. Narsizmi tatbik ederek yaşayan kişi. “Avrupa kendi hayaline aşık bir Narsis.” SNK.s.297.

Narsis.“Kelime Narsis’in kendini seyrettiği dere.” Jur.I.s.65.

Narsizm: Kişinin kendi kendine hayran olması, Hastanın kendine karşı tutkunluk duymasıyla beliren cinsî sapıklık. “Tarihçilerin iddiasına göre, nerede doğduğu, ne zaman doğduğu, hatta doğup doğmadığı mechul olan bu insana, Avrupa’nın hâlâ taabbüt etmesi anlaşılmaz bir zaaf: belki bir kadirnaşinaşlık, belki bir narsizm.” .” BÜ.s. 195.

Nasâra Tâifesi: Müslüman hakimiyeti altındaki doğu Hristiyanlarına verilen isim. “Nasâra Tâifesi, çarmıhta can veren şefkat tanrısı adına cinayetler işlemiş.” BÜ.s.194.

Nasır Hüsrev: (1003-1088). İranlı kelam âlimi, feylesof ve şair. “Ömer Hayyam’ı Gazali’yi Nasır Hüsrev’i hatırlayalım.” IDG.s.81.

Nasır: Cemâl Abdünnasır (1918-1970). Bütün gayretini Arap dünyasının bitliği için çalışmakla geçiren Mısırlı devlet adamı. 1954 itibaren Başbakan ve 1956 dan itibaren de cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.“Petron’un Arjantin’i, Nasır’ın Mısır’ı... gibi.” UU.s.136.

Nasiketas. Hint dini mentinlerinden katha-Upanişat’da ölüm tanrısı yama ile konuşan genç Brahman. “Başka ne muradın varsa söyle Nasiketas” BDE.s.322.

Nasir Mahmut: 17.yy da Bengal de yaşamış olan meşhur Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman şairleri arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca sayılabilir.18.yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut...” BDE.s.282.

Nasreddin Tusi: Ebu Cafer Nasrettin Muhammet bin Hasan-ı Tusi (1201-1274). İranlı bilim adamı, felsefeci, felsefesi, şair ve Vezir. “Birçok büyük alimler şerhler yazmış kitaba. Mesela Nasreddin’i Tusi, Fahreddin’i Razi.” Kİ.s.188

Nasyonal Sosyalizm: Faşizm. Otoriter sağ idooloji, siyasal parti ya da devletten bahsederken kullanılan ve aşırı milliyetçilik temeline dayanan sosyol akım. “Nasyonal Sosyalizm ve Faşizm (1922-42), tanrıdan boşalan tahta başka bir mit oturttular: üstün ırk mitini.” SNK.s.24.

Nata Raca: Tanrı Şiva’nın bir başka adıdır. Nata Raca, Dans Racası anlamına gelmektedir. Çünkü şiva geceleri mezarlıklarda horo tepen çilekeş bir tanrıdır. Evet Şiva’nın bir adı da Nata Raca (Dans Racası).” BDE.s.131.

Nataka: Hint edebiyatında, konusunu tarihten ve mitolojiden alan,kahramanları tanrılar ya da hükümdarlardan oluşan, 5-10 perdeden oluşan, batı edebiyatındaki tragedyayı çağştıran bir tür tiyatro eseri. “En asilleri: Nataka.” BDE.s.209.

Nato: (North Atlantic Treaty Organization) Kuzey Atlantik Anlaşması Teşkilatı. Kuzey Atlantik bölgesinde barış ve güvenliği sağlamayı amaçlayarak 4 Nisan 1949 tarihinde ABD, İngiltere, Belçika, Hollanda, İtalya Fransa İzlanda Kanada Lügsemburg Norveç ve Portekiz’in imzaladığı anlaşma. "Kaderimize alfabenin harfleri hükmediyor. SSCB., ABD, NATO vs.” Kİ.s.331.

Natüralist: Natüralizm akımının görüşlerini benimseyen kişi. “Bununla beraber natüralist olmaktan çok, romantik. Hemaçandra Banerci (1838-1938)daha geniş tabaklara seslenen bir romancı, romanlarının konusu küçük burjuvazi. Kâh bir talebenin hayatını anlatır.kâh bir fahişenin.” BDE.s.275.

Natüralizm: Tabiatçılık anlamına gelen natüralizm XIX.asrın önemli sanat akımlarından birisidir ve sanat ve edebiyatta: “Sanat tabiatın safiyane bir taklidi olmalıdır” görüşünü benimser. Natüralizmin kurucusu ve en önemli temsilcisi Fransız yazarı Emile Zola’dır. Naturalizm bir hisardı Zola için.” KA.s.265.

Natya-Sastra: Dans sanatı anlamına gelen bir kelime olup İlkçağda yaşamış olduğu sanılan Bharata-Muni’nin yazmış olduğu, tiyatro derlemeleri aİ.Siklopedisi niteliğindeki eser. “Natya-Sastra,tiyatro’nun nasil kurulacağını, canlandıracakları duyguya gore aktorlerin takinacaklari tavrive edalari,her rol icin gerekli makyaji,yazarin kullanacagi uslubu...anlatır.” BDE.s.208.

Navarin Bozgunu: Osmanlı donanmasının Mora Adası’nın güney batısındaki Navarin Limanı’nda İngiliz Fransız ve rus müttefik donanması tarafından 20 Ekim 1927 tarihinde yakılışı. Navarin bozgunu, 1828’de Ruslar’ın Edirne’ye girişi, 1829’da Yunan bağımsızlığı. 1830’da Cezayir Fransızlarca işgal, 1832’de Sisam’a muhtariyet verilmiş.” Mağ.s.258.

Navarin: Şimdiki adıyla Pylos. Yunanistan’da Peloponisos’un batı kıyısında küçük bir şehir. “Navarin’de, Korfu’da, Tunus’ta yiğitçe dövüşş.” KA.s.176.

Nayanar: Tamul edebiyatında, VII ve XI. Asırlarda Apar, Sambandamurti, Sundaramurti gibi Şivacı şairler için kullanlan bir unvan. “Nayarlar eserlerini “Tamul Vedası”da denilen, “Trumurai” isimli kutsal bir kitapta toplamışlar.” BDE.s.291.

Nazım Hikmet: Nazım Hikmet Ran (1902-1963). Cumhuriyet dönemi şair ve yazarı. “Nazım Hikmet şiirin kapısını düşünceye açan adamdır.” Mağ.s.238

Nazım: Bkz. Nazım Hikmet.Nazım, Peyami’ye kıyasla mutlu azınlığın temsilcisidir. “Kİ.S.229

Nazif: Bkz.Süleyman Nazif. “Sezai’ye, Cenaba, hatta Nazif’e rağmen dilimiz aydınlık ve berrak bir ifâdeye ulaşamamıştır.” Mağ.s.237.

Nebatî Hayat: Bitkisel Hayat. “Ve bu hayhuy içinde, sesi büsbütün kısılan edebiyat, birkaç zavallı derginin soluk sayfaları arasında nebatî bir hayat yaşar.” BÜ.s.101

Necat Yolunda: John Buryan (1628-1688)’ın 1676 yılında yazdığı eseri. “‘Ah’mâk-ı Hayâl’ dilimizde ilk defa yazılan felsefi bir roman. Lehimci Bunyan’ın ‘Necat Yolunda’sı İngiltere’de kitab-ı Mukaddes’den sonra en çok okunan kitapmış. Kİ.s.88.

Necat: İslâm filozofu ve tıp âlimi İbn-i Sina (980-1037)’nın 1030’lu yıllarda İsfehan’da yazığı esertinin adı. “Onbeş yıl içinde en tanınmış eserlerini armağan eder edebiyete: meselâ Necat’ı,meselâ ‘Danişname-i Alâye’yi.” Kİ.s.184.

Necata Doğru: Bkz. Necat Yolunda. “Biricik şaheser John Buryan’ın (1628-1688) eseri: Necata Doğru ( Pilgrim’s Progress), (1676).” KA.S.:214.

Necati Lugal Armağanı: Prof.Dr.Necati Lugal (1878-1964)’ın hatırasına 1968 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan eser. “Ek olarak Cemal Tukin’in 1968’de nesredilen makalesinden alınmış bazi bilgileri de takdim edelim Necati Lugal Armaganı.” Kİ.s.106.

Necip Fazıl: Necip Fazıl Kısakürek (1905-1983). Cumhuriyet sonrası şiir, tiyatro, hikâye ve roman yazarlarından, Ağaç ve Büyük Doğu dergileri sahibi. “Necip Fazıl, Atsız, Serdengeçti birer dava adamı idiler. Yaşıyorlardı ve bağırıyorlardı. Bu cocuklar vıyaklıyor.” Jur.I.s.298.

Necip: Bkz. Necip Fazıl. “Necip, susuyordu, Nazım hapisteydi.” BÜ.s.126

Necker: Suzanne Curchod Mme Necker (1739-1794).Fransızca yazan İsviçreli kadın edebiyatçı ve yazar. Devlet adamı ve maliyeci Jacques Necker’in karısı ve Mme de Stael’in annesi. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Bordeu Beşincide Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert, Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG.s.19.

Nedim: (1681-1730). Asıl adı Ahmet olan Osmanlı şairi. XVIII.asrın en önemli divan şairlerinden biri. Lale Devri şairi olarak bilinir. “Şimdi arada, çok sevdiği Fuzûlî’ler, Galip’ler, nedimlerle yanyanadır. BÜ.s.122.

Nedîm: El Nedîm. Ebü’l Farac Muhammed B. ‘Abî Yakup İshak El-Varrak El Nedim El Bağdadî. Arap bibliyoğrafya müellifi olup hayatı hakkında pek az şey bilinmektedir. 987/988 yılında yazdığı Fihrist’i ile tanınmaktadır. "Harizmi’nin ‘Mefatih il-Ulum’u Nedim’in Fihrist’i gibi ansiklopediler de İslamın düşünce hayatına o dönemin armağanlarıdır.” IDG.s.81.

Nef’î: Erzurumlu Nef’i (1572-1635) Siham-ı Kaza’sıyla meşhur Hiciv şairi. Nef’î’nin “Siham-ı Kaza’sıyla sürurî’nin “Hezeliyât”ı arasındaki fark birincisinin daha usta bir şairin elinden çıkmış olması.” BÜ.s.124.

Nefs-i Emmâre: Kötülüğü emr eden nefs anlamına gelip nefsin en alt tabakasınıoluşturur. İnsanın bütün kötülükleri nefs-i emmârede toplanmıştır. Nefs-i emmâre hiç iyilik yapmak istemez. Hep kötülük yapmak ister. Kendisine ve başkalarına zararlı olan şeyleri sever. “Sonra akl-ı sani: nefs-i natıka, şeytan, nefs-i emare..." IDG.s.178.

Nefs-i nâtıka: İnsanı hep kötülük ve aşağılıkişler yapmaya zorlayan nefs-i Emarenin diğer adı. “Eski felsefede,akl-ı kül :ilk yaratılan ;asl ve hakikat-I beşeriye.Nefs-i natıka,cebrail,akl-ı faal; evvel-i ukulu aşare;müdebbire-i ukul:ruh-i Muhammedî." IDG.s.178.

Nehemiah: Nehemya: Sürgünden sonra (MÖ.V.yy) Ezra ile birlikte İran sayayındaki görevi ve daha sonraki Yahudiyye Valiliği sırasında Kudüs’ü onaran ve Ezra ilr birlikte çeşitli reformlar gerçekleştiren İranlı Yahudi. Daha sonraki bir Yahudi geleceğine göre Ezra ve Nehemiah zamanında -büyük bir Sinagog- Bible'in kanunlarını tespit etmeye kalkmış.”IDG.s.118.

Nehemie: Nehemya Kitabı. Kitab-ı Mukaddes’te Nehemya’nın yaptığı reformları anlatan bölümün adı. “Sonra bunlara beş tomar daha eklenir: Neşideler, Neşidesi, Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler." IDG.s.109.

Nehru: Cavaharlal Nehru (1889-1964). Ömrünün önemli bir kısmını Hindistanın bağımsızlığı için çalışmakla geçiren Hindistanlı devlet ve siyaset adamı. Bağımsız Hindistan’ın ilk başvekili olan Nehru İndira Gandi’nin babasıdır. Gandi (1869-1948), Radharişnan (1888-1975), Nehru (1889-1964) İngilizce eserleriyle Hint’i dünya efkârına tanıtan değerli imzalar.”BDE.s. 94

Nemçe: Neİ.Se de denir. Osmanlı devletinde XVI.asırdan itibaren Avusturyalı’lar için kullanılan isim. “İş bu Fransa ihtilâfatı sırasında, Nemçe halkı dahi serbestlik sevdasına düşş, pek çok kanlar dökerek, hükümetlerini hükümet-i meşruteye kalbetmek istemişlerse de hükümet-i imparatoriye galib gelerek yine hükümet-i mutlaka tahtında kalmışlar.” Mağ.s.214.

Nemesis.Yunan Mitolojisinde intikam tanrıçası. Mitolojiye göre Ölçüyü aşan herkesonun gazabına uğrar. “Nemesis, Nemesis, Alnı bir mezar taşı kadar soğuk, bakışı bir cellat satırından daha korkunç ilahe! Neyimi kıskandın benim? Keyhüsrev’in debdebe ve daratına kızmakta haklıydın, Krezüs belki hışmına layıktı.” Jur.I.s.37.

Nemours: Fransa’da, Gâtinais’de, Loing kıyısındabir kanton. “Sevmediği Cleves prensiyle evlenmiştir. Derken Nemours düküne çıldırasıya âşık olur.” KA.s. 235.

Nemrut: Ünlü Babil Kralı. Mısır kralları için kullanılan “firavun” ünvanı gibi genel bir ünvan olduğu yönünde görüşler de vardır. Bunlardan başka dilimizde nemrut sözü acımasız gaddar kişiler için kullanılır. “Talut, Davut, Delf şehri, Endor mağarası, her akşam altın makasla kesilen mukaddes mum... Ölülerin arasında Nemrut’u görüyorum.” UU.s.343.

Neolitik Çağ: Cilalı taş Devri. “Neolitik çağdan beri yapılan en büyük devrim, 19. yüzyılda sanayi devrimidir.” SNK.s.23.

Neo-platonizm: Yeni Eflatunculuk İ.S. III asırda İskenderiye’de ortaya çıkan ve VI asra kadar devam eden, Platoncu fikre mistik unsurlar katarakonu yeniden canlandırmayı amaçlayan düşünce sistemi. "Hakikat-ı Muhammediye ve akl-ı külli telâkkasinin platonizm, neo-platonizm ve Hristiyanlığın (logos, kelime-i ilâhiye)tesiriyle Müslümanlar arasında yayıldığı öne sürülmüştür.” IDG.s.183.

Nepal:Asya’da, Himalayalar’da,Çin ile Hindistan arasında başkenti Katmandu resmi dili Nepal dili olan bir devlet. “Nepal kütüphanesindeki eski Bengalce yazmalar 1907’de bulunmuş, en eskileri 1101 tarihini taşıyor.” BDE.s.244.

Nepos: Bkz. Cornelius Nepos. Ciceron'un, Quintilien'in, Nepos'un, Plautus'un, Martial'ın, Ovid'in, Pline'in, Varon'nun, Tavitus'un ve daha az tanınmış kişilerin yeni eserleri manastırlarda ve daha başka yerlerde yeni eserler keşvedildi" KA.s.108 Neron: Roma İmparatoru. (İ.S. 37-68) Krallığı sırasında çıkan ve Roma’nın felâketlerinden biri olan yangından sorumlu tutuldu. Yangını lir çalarak seyrettiği hatta, Roma’yı yeniden inşa etmek için kendinin çıkardığı da söylenilir. “Neron’un sefahat maceralarını bir bir anlattıktan sonra hikâyeyi bir vasiyetnâme olarak mühürlemişve imparatora armağan etmiş, sonra yummuş gözlerini hayata.” KA.s.156.

Nerval: Bkz. Gerard De Nerval. "Filhakika, “Doğu Kütüphanesi”, Hugo’dan Nerval’e, Tennyson’dan Lamennais’ye kadar bir çok batı yazarlarının başvurduğu bir anakitaptır." IDG. s.83

Nesturi: Nestorius’un kurmuş olduğu Hristiyan mezhebine mensup olan kimse. Nesturîler Hz. İsa’nın Tanrı değil tanrısal özellikleri olan bir Nebi olarak kabul ederler. “Bu dönemin büyük şöhreti Sergius Raş Ayna (ölümü İstanbul 536);bu çalışkan nesturi papazi, kendi yazdığı eserler bir yana,Galien’in eserleri ile Aristo’nun mantıla ilgili eserlerinden bir çoğunu siryaniceye çevirmiştir.”IDG.s. 222.

Neşideler Neşidesi: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler kısmında yer alan kitaplarından birisi. Neşidelerin en güzelleri anlamına gelen bir aşk şiirleri derlemesidir. Eser genelde sevda şiirlerinden oluşur. "Neşideler Neşidesi de dini bir kitaptan çok, dünyevi bir aşkın hikayesi." IDG.s.110.

Netaic-el Vukuat: Mansurizade Mustafa Nuri Paşa’nın eseri. Eser, Osmanlı Tarihinin 1841’e kadar olan bölümünü altı bölüm halinde inceler, olaylar ve sonuçları üzerinde durulur. Bu yönüyle vakanüvis geleneğinden ayrılır ve Türk tarih yazıcılığına yeni bir eksen kazandırır. “Netaic-el Vukuat Ibn Haldun’un tavirlar nazariyesini Osmanlı tarihine tatbik eder.Namik Kemal Hammer’i duzeltmek icin kaleme aldigi “Osmanlı Tarihi”nde Tunuslu filozofdan büyük bir sitayişle söz eder.” IDG.s.231.

Neuilly’de Bir Pencere:Attila İlhan’ın “Hangi Batı” isimli eserinin birinci bölümünün genelbaşğı. Neully Paris Banliyösünde varlıklı kesimin oturduğu bir komündür. “Birinci Bölüm: ‘Neuilly’de bir Pencere’.” UU.s.27.

Nevilerin Menşei: İngiliz tabiat bilimci Charles Darwin (1809-1882)in 1859 yılında yazdığı eseri. “Darvin ‘Nevilerin Menşei’ni hazırlarken kendi düşüncesini doğrulayan notları kütüphanesinin en uzak yerine sokardı, kendi düşüncesini cerhedenleri ise, her an yazıhanesinin üstünde bulundururdu’’ SNK.s.242

Nevropat: Sinir hastalığına tutulmuş olan, sinir hastası kişi. “Anarşisti somut olarak târif etmek çok güç. Kanun dışı, toplun dışı, insanlık dışı demek meseleyi hal etmez. Bilgine göre neropat. Sosyolog ve hukukçuya göre, deklase. ” BFH.s.44.

Nevrotik: Nevrozla ilgili Bkz. Nevroz.“Nevrotik bir dehâ veya tarihî bir tesadüf bu vakıayı olsa olsa hızlandırır.”

Nevroz: Sinir sisteminin bozulması. Davranış bozukluklarına sebep olmakla birikte kişiliğin tamamen yıkılmadığı akıl hastalığı. İsteri, nevrasteni, psikasteni belli başlı nevrozları oluşturur. Bazı hekimlere göre sanrıdır deha, bazılarına göre bir nevroz.” BÜ.s.227.

Nevruz Bey: Namık Kemal (1840-1888)’in 1871 yılında yazdığı Evrak-ı Perişan ismli biyografi kitabında bir bölüm. “Kemâl’in Hal Tecrübe’leri bir Selehaddin Eyyübi, bir Nevruz Bey, bir Yıldırım Beyazit. tarihten çok destandır.” Kİ.S.96.

Nev-Yunanilik: Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde Mehmet Rauf Yahya Kemal, Yakup Kadri, Hasan Ali Yücel.... Gibi aydın ye yazarlarımızın antik Yunan kültürüne hayranlıklarını ihtiva eden düşünce akımı. “Nev-Yunannilik Avrupa’dan gelen bir moda idi.” Kİ.s.238.

New English Dictionary: Amerikalı gazeteci, dilbilim uzmanı ve sözlük bilimci Noah Webster (1758-1843)’in eseri. “New English Dictionary 1375 deki kullanışı aktarır.”KA.s.381.

New York Daily Tribune: 1853 yılında New York’ta J.G.Benetti tarafından ilk olarak New York Herald adıyla kurulan günlük gazate.“New York Daily Tribune” gazetesine yazdığı makalelerde (1853) ve aynı yıl Engels’e yolladığı bir mektupta Marx ilk defa olarak, “Doğu Despotizmi” hakkındaki düşüncelerini geliştirir.” BDE.s.76.

New York: ABD’nin kuzey-doğusunda bir eyaleti. “Kültürün yaratıcı dönemi, dev kentlerde (megalopolis) sona erer: Paris, Londra, Berlin ve bilhassa New York.” UU.s.111.

Newton: Sir Isaac Newton (1642-1727). İnciliz fizik,matemetik ve astronomi bilgini. “Bacon’ın ilimler şeması, Locke’un felsefesinde ve Newton’un ilmine uydurulmuş, Locke’un insan müdrikesi ile ilgili tahlilleri Gassendi’nin Epikürcü Atomizmi ile Bayle’in septisizmi arasında yer almıştır.”IDG.s.20.

Neyzan Tevfik: Neyzen Tevfik Kolaylı (1879-1953) Hiciv şairi ve neyzendir.Türk edebiyatında Nef’î ve Şair Eşrefin ardından hiciv türünün en usta şairlerinden biri olarak kabul edilir. Şiirlerinin tamamı 1919 yılında “Hiç” adıyla 1924’te “Azab-ı Mukaddes” adıyla yayımlanmıştır. “Neyzen Tevfik, yıldırımı olmayan şimşek.” BÜ.s.124.

Nibelungenler: Nibelungen ya da Niflunfgen germen mitolojisinde cüceler soyu demektir. Ancak Kırk Ambar’da zikredilen “Nibelungenler de Homer gibi klasik, çünkü ikiside sağlam ve güçlü.” cümleisinde kastedilen Nibelungenlled’tir ki Nibelungen Sarkısı anlamına gelen 1200 yıllarında yazıldığı sanılan Alman destanıdır. “Nibelungenler de Homer gibi klasik, çünkü ikiside sağlam ve güçlü. KA.s.81.

Nicolas Antonio: (1617-1684). İspanyol rahip bibliyografçacı ve yazar. “Sevilla’lı bir rahip, Nicolas Antonio,önce Masal Tarihinin Tenkidi’ni yazarmanalı bir başlık -Sonra 1672’de, Yeni İspanya Kütüphanesi’ni (Bibliotheca Hispana Nova)yayımlar.” KA.s.404.

Nietzsche: Friedrich Wilhelm Nietzsche (1844-1900) Alman flozofu. Nietzsche, felsefî akımlardan Nihizlizmin öncüsü kabul edilir. “Avrupa medeniyetine muhalif olanlar daha cok Avrupalılardir.Mesela Nietzsche, bir Max Nordau.” KI.s.120.

Nigantu: Vedanga’ların en önemli kolundab biri olan Sutralarda dilbilgisi ile alakalı bir bölüm. Bu bölümde Vedalarda geçen kelimeleri anlamlarına göre sıralayan bölüm. Bu bölümde Vedalarda geçen anlaşılması zor kelimelerin karşısına eş anlamlıları yazılarak anlamlandırılmaya çalışılır. Bkz. Vedangalar. Vedalar’da geçen kelimeleri, anlamlarına göre sıralayan “Nigantu” lar da, dil bilgisinin bir başka bölümü.” BDE.s.122.

Nihat Sami Banarlı: (1907-1974). Cumhuriyet dönemi edebiyat araştırmacısı ve yazar. Resimli Türk Edebiyatı Tarihi isimli eseriyle maruftur. “Muhterem Nihat Sami Banarlı, Olemp’i ararken Himalaya çıktı karşıma ve ak saçlı rişilerden ilahiler dinledim.” Jur.I.s.371

Nihayet ül-Talib: XIV.arırda yaşamış İranlı din ve tasavvuf adamı Emir Aydamür Jildaki’nin tasavvufla ilgili eseri. “İran’da bir tasavvuf üstadı olan (XV.yüzyıl) Şah Nimetullah Veli, Jildaki’nin Nihayet ül-Talib adlı kitabına kendi eliyle şerhler düşer.” IDG.s.218.

Nihilist: Nihilizm akımını benimseyen kişi. Sosyal gelenek ve göreneklere tenkitçi tavır takınan, hiçbir ahlâki değer ve sosyal kontrol kabul etmeyen kişi. Bkz. Nihilizm.“Bu sahte nihilist daveti alayla karşılar.” BÜ.s.134.

Nihilizm ve Anarşizm Vech-i Zuhurları: Mehmet Rauf’un Resimli Kitap dergisinin 6 cildinde yer alan yazısının başğı. “Bununla ilgili bir başka yazıya Resimli Kitap’da rastlıyoruz: ‘Nihilizm ve Anarşizm Vech-i Zuhurları’ (M. Rauf, 1327,Cilt 6,s.1004- 1023). Renksiz sığ bir tanıtma yazısı.” Mağ.s.181.

Nihilizm: Rusya’da II Alexsandr devrinin ikinci yarısında gelişen ihtilalci, aşırı ve sert ferdiyetçilik hareketi. Nihilizm cevherî hiçbir realite olmadığını ileri sürerek her şeyi inkâr eder. Nihilizm, sosyal gelenek ve göreneklere tenkitçi bir tavır takınarak, hiçbir ahlâki değer ve sosyal kontrol kabul etmez.“Nihilizm, anarşizmin Çarlar Rusya’sında aldığı isim.” BFH.s.1.

Nikola I: (1796-1855) Rus Çarı. 1825 yılından itibaren 30 yıl çarlık yapmıştır. Ayaklanma,yeni Car I.Nikola’nin (hukumdarligi:1825-1855) hayatinda bir dönüm noktasıdir.” Mağ.s.67.

Nikola Vasiliyeviç: Önce dedesinin dizi dibinde hikâyeler dinlemiş Nikola Vasiliyeviç.” KA.s.225.

Nikola: Nikola I (1796-1855). Rus İmparatoru (1825-1855) “Ama, kurduğu yeni ordu 1828 - 29’da Nikola’nın Rusları tarafından mağlup edilir.” BFH.s.121.

Nikomakus. MS. II. asırlarda yaşamış Yunanlı matematikçi ve müzik kuramcısı. “İhvan, her vesileyle tekrarlar: ‘Bilhassa tabiatı anlamak için sayıları ele almışız, hesap ve hendeseyi remzi ve metafizik biçimde yorumlayışımız bakımından Fisagor’la Nikomakus’un izleyicisiyiz’.” IDG.s.59.

Nil: Kuzey-doğu Afrika’da Sudan topraklarından doğarak Mısır’dan Akdenize dökülen 6700kmlik nehir. “19. yüzyıl Avrupası’na göre, Yunan mucizesi bütün ihtişamını Asya’ya borçlu: Pythagoraslar, Demokritoslar, Lykurgoslar... meşalelerini ya Ganj kıyılarında tutuşturmuşlar, ya Nil boylarında.” BDE.s.28.

Nilanakta: Şiva’nın ünvanlarından biridir. Mor hançereli anlamına gelir. “Şiva’ya mor hançereli (Nilanakta) denişi bundan.”BDE.s. 132.

Nilüfer: Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli eserindeki kadın sahıslardan biri. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları da birer soyutlama: Saim, şapşal bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye misafir edilmiş.” Kİ.s.228.

Nimegue Barış Anlaşması: 1678 ve 1679’da Fransa’nın savaşmakta olduğu komşularıyla imzaladığı barış anlaşması. Bu anlaşmayla Fransa önemli topraklar kazanır ve XIV. Louis Avrupanın hakemi durumuna gelir. Unutmayalım ki XIV.Louis saltanatının en parlak yılıdır 1679.Nimegue barış anlaşması bu yıl imzalanmıştır.” UU.s. 225.

Ninon de Lenclos: (1616-1706). Eserlerinden ziyade güzelliği ve zamanının en ünlü erkekleriyle kurduğu ilişki sebebiyle hatırlanan Fransız kadın Edebiyatçı. “Bernier (1620 - 1688) felsefeyi Gassendi’den öğrenmişti: Chapelle, Moliere gibi. Ninon de Lanclos’nun salonunda “cici filozof ”du adı.” BDE.s.32.

Ninova: Dicle Irmağının orta bölününde MÖ:VII. asırda Asur’un başkenti. “Elam, Ninova, Bâbil müphem birer isimdi Avrupalı için, şairane birer isim.” UU.s114

Nirala: Surya Kant Tripathi Nirala (1896-1961) Sebest nazımla şiir yazan, Hint romantik akımının öncüsü Hintli şairi. “Pant ile Nirala birinci akımdan yanadırlar, deneyciler Benedetto Croce’den, Freud’la Jung’un psikanalizinden, egzistansiyalizmden, Japon şiirinden ilham alan yeni bir edebiyat yaratırlar.” BDE.s.251.

Nirvana: Hint dini düşüncesinde tefekküre dayalı uygulamaların nihayi amacı. Budacılıkta arzuların ve ferdi şuurun yok edilmesiyle ulaşılan aşkın özgürlük durumunu anlatır. “Yakup şöhret avcılığına çıkarken boynuna tılsımlı bir muska takar: Nirvana.” BÜ.s.147.

Nisard: Desire Nisard (1806-1888). Fransız edebiyat tenkitçisi ve yazar. "Nisard, Brunetiere, Maurras, Seilliere, Irving Babitt, T.E. Hulme, T:S. Eliot ve başkaları, romantizmi yere batırmak için klasiği yücelymiş".” Kİ.s.63

Nissen: Rudolf Nissen (1896-1981). Alman Cerrah ve tıp profesörü. “Nissen’in Büyük Tıp Lügatı’nı tıp dünyasına armağan eden o.” Kİ.S.264

Nisvaz: İstanbul’da 1940’lı yıllarda sanatçı ve aydınlarının bir araya geldiği kahvehenelerden biri. “Sadri Ethem her İstanbul gelişi Nisvaz’da otağ kurardı.” BÜ.s.150.

Nişada: Hint Mahabbaratta Destanı’nındaki “Nala ile Damayanti” hikâyesinde tasvir edilen himalaya eteklerinde bir yer adı. “Nişada, beldenin adı. Şehzadeninki: Nala” BDE.s.354.

Nişan-ı iftihar: Osmanlıda II. Mahmut zamanında çıkarılan İftihar nişanı, iftihar madalyasıdır. “1841’de Nişanı İftihar alır.” Kİ.s.270.

Nişan-ı Zîşân: Şeref madalyası. “ve Hristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir ‘nişan-ı Zîşân gibi gururla benimsedi aydınlarımız.” BÜ.s.96.

Niti-Şastra: Hint kültründe Hükümet İdaresi ve Ahlâk kaidelerini ihtiva eden ilim ya da eser. “Huzura çağırılan bilge, şehzadelere altı ayda Niti-Şastra’yı ( Hükümet İdaresi ve Ahlâk ) öğreteceğini söylüyor’’ BDE.s. 232.

Niyazi Berkes:1908-1988. Sosyoloji Profesörü. Berkes, toplumbilim üzerine görüş ve düşüncelerini yansıtan çalışmalarının yanı sıra Türkiye'nin Osmanlı Dönemi'nden günümüze değin geçirdiği değişimleri inceleyen araştırmaları ile bilinir. “Kitaba Niyazi Berkes’den bir epigrafla giriyoruz, iştihayı tıkayan kakavan bir epigraf. Bir avuç kelime leşi...” UU.s.25.

Niza-ı İlim ve Din: Amerikalı J.W. Draper’in dini, felsefi, ahlâkî konulu üç ciltlik eserinin adı. “Darülfünunda Dinler Tarihi okutan üstat, Amerikalı profesör Draper’in iddalarını Niza-ı İlim ve Din adlı üç ciltlik eserde tuzla buz etmiştir.” Kİ.s.232.

Niza-ı ilim ve Din: Ahmet Mitat Efendi’nin J.W. Draper ‘den tercüme ettiği eseri. Eser Dini, ahlâkî, felsefî mahiyettedir. Mitat Efendi eseri, kendi eklediği “İslam ve Ulûm” bölümüyle birlikte 1896 yılında neşretmiştir. “Mithat efendiyi okumalıyız ama ‘Rakım efendi ve Eflatun bey, veya ’Hasan Mellah, gibi hikayelerini değil ‘Avrupa’da bir Cevelan, ‘Üss-ü İnkilab Niza-ı ilim ve Din, gibi ciddi kitaplarını.” Kİ.s.232.

Nizam-ı Cedid: Osmanlı Devletinde 18. asır sonunda, askerî ve idârî sâhalardaki düzensizliklere çâre bulmak için yapılan teşebbüslerin ve islahatların tamâmı için

kullanılan isim. Ayrıca, Avrupa usûlleriyle meydana getirilen tâlimli orduya verilen ad. “Fakat Nizam-ı Cedid’le başlayan devir için, böyle bir fikir yürütmek imkânsız.” Mağ.s.257.

Nizamî: Nizami Aruzi XII.asrın II yarısında yaşayan İranlı şair ve yazar. “Cahilliye şiiri, onuncu asır Arap şiiri, İran şiirinde Nizami, Hafız, biraz sonra Hayyam bu geleneklerin klasikleridir.” KA.s.83-84.

Nizip: Güney doğu Anadolu bölgesinde Gazantep iline bağlı bir ilçe. “İskenderiye, Antakya, Edessa, Nizip, Haran, Gundişapur. Batı Asya’daki ve Kuzey Afrika’daki ilim merkezlerinin hepsi İslam dünyasının parçaları...” IDG.s.80.

Nobel: “Mütevazi kabiliyetleri olan bu arkadaş, Nobel peşinde koşacağına daha çok okusa, daha az yazsa hem kendisi hem de edebiyatımız için hayırlı olurdu.” KA.s.352 Nobel: İsveçli kimyacı Alfred Nobel (1833-1896)’in vasiyeti üzerine1901 yılından itibaren Stockholm Akademisi’nin seçtiği beş kişilik bir heyet tarafından verilen mükafat. “Kaldı ki Nobel’in edebiyat mükafatı , kendi aile fertlerine ihsanından ibarettir.” SNK.s.383.

Nominalist: Nominalizmi benimsediyen, nominalizme inanan kişi. "Rönesans nomanilistlerin realistleri yenişidir.” SNK.s.75.

Nominalizm: Cinsler, nev’iler yani umumi fikirlerin ve küllîlerin; zihinde ve zihnin dışında kendiliğinden veya tecrübenin mahsulü olarak mevcut olmadıklarını, bunların birer hayalden, isimden kelimeden ibâret olduğunu ileri süren felsefi görüş. Bu itibarla nominalizm realizm karşısındadır ve bilgimizin objektifliğini reddeder. "Nominalizm ve realizm tartışmaları insan kaderi için gerçekten mi önemliydi?" Kİ.s.305.

Nomokrasi: Kanunların saltanatı, kanunların, hakimiyeti. “Evet İslam bir kanun ve nizam hakimiyeti ( nomokrasi) dir.

Nonviolence: “Nonviolence mücahidi Hint sulhperestliğini cihana yaymak istedi.” Jur.I.s. 388.

Non-violence: Şiddete başvurmama, şiddeti terk anlamına gelen gelen bir Fransızca kelime. "Non-Violence Asya'dan gelir. Gandhi".” SNK.s.180.

Noralya: Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli romanında, roman kahramanı Ferit’in Büyükada’da evine taşındığı kadın. Matmazel Noraliya ölmüştür ancak . Ferit hizmetçiden dinlediği hatıralardan etkilenerek, evin her tarafına sinmiş olan Noraliya’nın mistik ruhunun izlerini sezer geceleri de rüya mı hayal mi olduğuna hükmedemediği noraliya’nın hayaletlerini görür. “Hikayede canlı olan yalnız bir ölü: Noralya...” Kİ.s.228.

Nordau: Bkz.Max Nordau. “Bu artışı nasıl açıklayacağız? Nordau, ırkın sonu diyor. Bizce burjuva düzeninin sonu.” BFH.s.32.

Normandiya: Kuzey-batı Fransa’da tarihi bir il. “‘Efendiler solcudur tabi’, ama Paris’in en muhteşem semtlerinde otururlar. Normandiya’da yazlıkları vardır.” Mağ.s.59.

Nostradamus: Jean Nostredame (1507-1577) Fransız hukukçuve yazar. “Ne varki üç asır sonra 1575’de Nostradamus, Provence Kontları Döneminde Yaşayan En Eski ve En Ünlü Şairlerin Hayatı isimli kitabını kaleme aldığı zaman hiçbir şey değişmemiştir.” KA.s.395.

Notr-Dam: Katoliklerin Meryemana verdileri unvan .Meryemana’ya adanan kiliselere de bu ad verilir. İlk defa olarak seyrettiğimiz Partenon’un, Sen-Piyer kilisesinin veya Notr-Dam’ın önünde nasıl huşu’la eğilirsek,Ansiklopedi’nin önünde de aynı saygıyla eğilelim.” IDG.s.13.

Notre Dame: Notre-Dame’ın Kamburu (Notre-Dame de Paris). Victor Hugo (1802- 1885)’nun 1831 yılında yazdığı romanı. O olmasa Hugo, “Notre Dame”ı yazamazdı.” BÜ.s.234.

Nouveau Dictionnaire d’Economie Politigue par Say et Chailley: 1900 yılında Fransa’da yayımlanan İktisat sözlüğü. “Nouveau Dictionnaire d’Economie Politigue par Say et Chailley” Mağ.s.176.

Nouvelles Litteraires: 1922’de Andre Gillon’un kurduğu, edebiyat, bilim sanateleştiri ve kaynakça üzerine yazılar yayımlayan Fransız gazetesi. “31 Ocak 1963 “Nouvelles Litteraires”de Jean Guitton’un güzel bir yazısı var.” Jur.I.s.110

Novalis: Frederic Novalis (1772-1801). Alman şairi. “Ya şairler? Heine, Novalis, Hölderlin, Rückert... “Hintliler antik çağın romantikleri, Cermenler modern çağların” diyor von Schroder.” BDE.s.54.

Novelas: Novelas Ejemplares (Örnek Hikâyeler). İspanyol yazar Migel de Cervantes (1547-1616)’in 1613 yılında yazdığı eseri. “Novelas’ları da meşhur.”KA.s. 176.

Novikov: Nikolay İvanoviç Novikov (1744-1818) Rus yergi yazarı. “Aynı yıllarda XVIII. asır uyanışının en ateşlı öncülerinden olan Novikov (1744-1818) da tutuklanıp kalebentliğe mahkum ediliyordu.” Mağ.s.71.

Novum Organum: Francis Bacon’un 1620 yılında, Latince olarak yazdığı eseri. “Bacon’un ‘Novum Organum’u, Locke’un ‘Essay Concerning Human Understanding’i, Berkeley’in ‘Treatise Concerning the Principles of Human Knowledge’i gibi.” BDE.s.241.

Nuh Peygamber: “1923 yılında Türk Milleti Mustafa Kemal Paşa’ya, Nuh Peygamber’in gemisine bağlandığı gibi bağlanmıştır.” KA.s..354

Nuh Tufanı: Kur’ân-ı Kerim’in 71.süresi olan Nuh suresinde anlatılan, Nuh peygamberin tebliğine rağmen Ved, Suva, Yegus ve Nesr gibi putlara tapmaya devam eden kavmin suda boğuluşu. "Mesela Nuh Tufanı.. Aynı eserin iki ayrı rivayete dayandığını gösterir. (gemiye alınan hayvanların sayısı, tufanın süresi, Nuh'un gemiye iki kapıdan girişi..)" IDG.s.102.

Nuh: Hz. Nûh. Ulûl-Azm" peygamberlerin ilkidir. Allah Teâlâ'ya ibadeti terkedip, tapınmak için kendilerine putlar edinen ve böylece yeryüzünde ilk defa fesada uğrayan bir kavmi tevhid akidesine döndürmek için gönderilen peygamber. IDG.s.148.

Numa: Numa Pompilius MÖ.715-672 Romanın efsanevî krallarından. Bir mağarada Su Perisi veya Kaynaklar Tanrıçası Egeria’dan öğütler almasıyla tanınır. Dindar bir hükümdar olarak bilinen Numa Pompilius aynı zamanda Roma’nın ilk kanun koyan hükümdarıdır. “Yalnız Numa’ya görünmüş Egeria”.” BÜ.s.260.

Numa’nın Perisi: Numa’yı geceleri ziyaret eden ve ona din ve devlet yönetimi, konularında öğütler veren karısı ya da dostu Egeria. Bkz. Egeria. “Sokrates’in Demon’u: Sokrates’in Demon’u, Musa’nın yanan çalısı, Numa’nın perisi... birer remiz.” BÜ.s.226.

Numenler: Kant felsefesinde fenomenin zıttı. Duyularla kavranamayan ancak akıl ve sezgi ile kavranabilen şeyler. “Kant’ın daha sonra tekrarlayacağı gibi bir Numen’ler bir de Fenomenler var. SNK.s.61.

Nuovo Scienza: Bkz. Scienza Nuovo. “Montesquieu külliyatında Vico’yu bir kere zikretmez. Çekmecesi Nuovo Scienza’dan alınmış notlarla dolu.” UU.s.254.

Nur Risaleleri: Said Nursî (1873-1960)’nin muhtelif zamanlarda yazdığı fıkıh, kelam, tefsir mahiyetli risaleler külliyatı. “Bir fırtına rüzgârına benzeyen Nur risâlelerinin zaman zaman boğuk, zaman zaman heybetli yankısı.” BÜ.s. 246.

Nurcu: Kendilerini Nur talebeleri ya da Nur şakirtleri diye adlandıran, Said Nursî (1873-1960)ye bağlı, iman ve itikat konularında onuun gösterdiği yoldan giderek dinî hayatını şekillendirmek isteyen kişi ya da kişiler. “Yani, nurculardan önce kelâm var.” BÜ.s. 246.

Nurculuk: Cumhuriyet ve sonrası dönemde Said Nursî (1873-1960)nin görüşleri doğrultusunda şekillenen dinî akide. “Nurculuk, bir tepkidir.” BÜ.s. 246.

Nur-ı Muhammedî: “Ölçüye sığmayan, sınırlandırılamayan ve vahyin kaynağını teşkil eden ilâhi ilim,Hakikat-ı Muhammediye, Nur-ı Muhammedi, akl-I külli,akl-ı ilahi." IDG.s.181.

Nuri Bey: Menapirzade Mustafa Nuri Bey (1844-1906). Vezir Gürcü Yusuf Paşa’nın oğlu, İnkılap, ibret gazetesi yazarı ve Osmanlı siyaset adamı. “Nuri Bey, sadrazamın cihanşümul bir tehlike olarak vasıflandırdığı Enternasyonel’i çoşkun bir üslupla müdafaya kalktı.” Mağ.s.220.

Nursery Rhymes: Oyun tekerlemesi, oyun için yazılan kafiyeli şiirler. “Oyun için yazılan ahenkli kafiyeli bu siirlere Fransa’da “comptines” Ingiltere’de “Nursery Rhymes”denir.” Kİ.s.322

Nusayriler: Şamın kuzeyinde, özellikle Lazkiya cevresinde ve Cebal-i Nusayriye eteklerinde aşırı şii inançlı arap topluluğuna mensup olan kimseler. “Nemiriler ya da ensariler olarak da bilinir, çoğunluğu Suriye’de yaşayan bir şii mesebinin üyeleri. “Bu mezhepler İslamdaki Şiiliğe Harram mektebi ve Nusayriler kanalıyla sızmıştır.” IDG.s.57.

Nusr: Bitlis’e bağlı bir köy. Nurslu Bilge: Said Nursi. “Nusr’lu bilgenin elli yıl önce müjdelediği rüya dileriz ki bütünüyle gerçekleşsin.” Kİ.s.100.

Nuşirevan: Bkz.Hüsrev Anuşirvan “Bir müddet dedik, zira Kabaz’ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Nuşirevan “büyüyüp de saltanatta kesb-i istiklâl edince havas-ı ricalini toplayıp” şöyle konuşmuş.” Mağ.s.216.

Nüsha-yı sugra: İnsan. Küçük nüsha, Nüsha-i Kübra olan kainatın nüshası. “İnsana ahsen-i takvim olduğu için, bir nüsha-yı sugra olarak bakar.” SNK.s.282.

Obscurantisme: Bkz. Obskürantizm “Tefek küre kapılarını kapayan bu bağnaz’izm olsa olsa “obscurantisme”dir, sosyaliz m değil. UU.s146

Obskürantizm: Halk arasında bilgi ve öğrenimin yayılmasını istemeyenlerin sistemi. “obskürantizm heyülâsı yok edilmedikçe, herhangi bir diriliş hayaline kapılmak çılgınlık.” BÜ.s.92.

Od: Pythionikoi ya da Zafer Odaları Yunan lirik şairi Pindaros’un 45 şiir ile metin aktarmaları ve parirüsler yoluyla saklanmış, çeşitli konuları içeren dört kitabın genel adı. Od, terin anlamıyla, Eski Yunanlı’larda konusuna göre biçimi değişen ezgiyle söylenen lirik şiirlerin adı. Pindare'ın od’lari "Bir Pindare'ın od'unda, Eflatun'un diyaloğunda, Horas'ın şiir sanatında, Seneka'nın bir kitabında, hatta Roma forum'unda ve hatta Atina'nın Akropol'unda, düzen ve ahenk aramak fazla nekazet"KA.s.124.

Odise:Bkz. Odysseia. “Bir Mahabarata, bir Odise belli bir zamanda yazılabilirdi ancak.” SNK.s.112.

Odysse: Bkz. Odysseia. “Odysse’de ise tanrıların elçisidir , ölüleri o götürür.” IDG.s.209

Odysseia: Homeros’a mal edilen 24 şarkılık manzum Yunan Destanı. “Ramayana, İlyada gibi biten bir Odysseia .Arada Ovidius'un metamorfozları. BDE.s.151.

Odysseus. Yunanlı Kahraman, İthakinin efsanevi kralı ve Homeros’un Epik destanı Odysseia’nın kahramanı ve batı edebiyatında en çok ele alınmış karekterlerden biridir. “Çanakkale, İstiklal Savaşı; Derviş Bey’de ünlü Odysseus gibi binbir maceradan sonra yurduna ana döner.” Kİ.s.348.

Oeuvres de Claude Henri de Saint-Simon: 1966 yılında Saint Simaon’un eserlerinin bir arada basılarak piyasaya sürülen külliyat. Bu külliyat ile Saint-Siman’un eserleri, sansürsüz olarak, okuyucusunun beğenisine çıkabilmiştir. “Fransa ancak 1966’da yeni bir Saint-Simon külliyatına sahip olabilnmiştir:” Oeuvres de Claude Henri de Saint- Simon”,Editions Anthropos, Paris, 6 cilt.” SSSS.s.150.

Ogarev: Nikolay Platonoviç Ogarev (1813-1877). Stihotvoreniya Poemıy isimli şiir kitabındaki romantizm ile dikkatleri çeken Rus şair. Herzen’in dostu. 1825’de ömur boyu dostu kalacak Ogarev’le ant içtiler, bütün güçlerini Dekabristlerin davasına adayacaklardı.” Mağ.s.86.

Ohio Üniversitesi: ABD’nin Ohio Eyaşetinde .... Tarihinde kurulan Üniversite. “Bu esrarengiz dahiyi daha yakından tanımak isteyenler Amerikanın Ohio Üniversitesi araştırıcılarından Carter V. Findley’in yazısına eğilmek zorundadırlar.” Kİ.S.268 Okuma Hastalığı: Rus asıllı Fransız yazar Ossip Lourie’nin 1915 yılında Revue Philosophique dergisinde yayımladığı makalesi. “Okuma Hastalığı serlevhalı makale şoyle başlıyor.” BÜ.s.113

Olemp Tanrıları: Yunan mitolojisinde Zeus kuşağı tanrılara verilen isim. “Olemp Tanrılarının ahlak düşı maceralarıyla,Pelopones haydutlarının düzme menkıbeleri ne alâkadar ederdi onu.” UU.s.10.

Olemp: Bkz. Olimpus. “Himayala’nın keşfi Olemp’e karşı beslediğimiz sevgiyi azaltmadı.” BDE.s.20.

Oligarşi: İktidarın az sayıda aydınları (aristokrasi)veya mülk sahibini azınlığın (plütokrasi)elinde bulunduğu siyasi sistem. “İktidar, reisleri tarafından temsil edilen büyük ailelerin elinde idi, bir nevi oligarşi...” Kİ.s.150.

Olimpus: Olympos. Homeros destanlarındaki Tanrıların toplanıp şölen yaptıkları yer efsanevi yer olup Zeus’un mekanıdır.. Yunanistan, Mekadonya ve Kıbrıs ve Girit’te bu ismi taşıyan birçok dağ vardır. Kelimenin Menşei ise bilinmemekle beraber Sümer soylu olabileceği düşünülmektedir.                 “Yunanistan’da, Olimpus’da, Akropol’da,

Ölezis’de, bu düşüncelerin insanda ve tanrılarda ete ve deriye bürünerek, beşeri trajedi ve Psişe’nin semavi hikayesi suretinde geçiş resmi yaptıklarına şahit oldu. IDG. s.150 Oluşan Dünya: Fransız tarihçi Fernand Braudel (1902-1985)’in 1959 yılında Fransız ASnsiklopedisi’nin 20. cildinde yayımladığı yazının başğı. “ ‘Oluşan Dünya.’ Yazarı Fernand Braudel, College de France hocalarından, Modern Medeniyet Tarihi okutuyor; Ecole Pratique des Hautes Etudes’de de kurulduğu günden beri bölüm başkanı. Başlıca Eserleri: II.Flip Devrinde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Maddî Medeniyet ve kapitalizm Sonra çeşitli makalelerini bir araya getiren Tarih Üzerine Yazılar.” UU.s. 93. Om: Bkz.Aun (Om). “Bütün Vedalar’ın övdüğü, bütün zahitlerin zikrettiği kutsal kelime om.” BDE.s.323.

Omnipotan: “Omnipotan,kadir-i mutlak demek.”Jur.II.s115

On Dokuzuncu Asrın Büyük Lügatı: Fransız Sözlük bilimci Pierre (1817-1875) Larousse’nin 1863 yılından başlayarak ölümüne 1876 yılına kadar fasiküller halinde yayımlanan lügatı. “Terakki hayatın kanunudur Larousse’un On Dokuzuncu Asrın Büyük Lügati’ne göre.” Mağ.s.187.

On Dokuzuncu Asrın Büyük Kamusu: Bkz. On Dokuzuncu Asrın Büyük Lügatı “Mefhumun gelişmesini Ondokuzuncu Asrın Büyük Kamusu’ndan izleyelim.” Mağ.s.198.

On İki Sezarın Hayatı: Yunanlı yazar Plutarkhos (50-125)’ın biyografi türündeki eseri. “Demosthene ile Ciceron, Suetone, birkaç yıl sonra, On İki Sezarın Hayatı ile beraber ‘Ünlü Kişilerin Hayatı’nı da kaleme alır.” KA.s.391

On Liberty: Hürriyet üstüne. İngiliz yazar ve iktisatçı John Stuart Mill (1806-1873)’ün 1859 yılında yazdığı eseri. “Yalnız Hüseyin Cahit 1927’de Stuart Mill’in ‘On Liberty’sini Fransızca’dan dilimize çevirmiş.” Kİ.s.210.

On Şehzadenin Maceraları: MS. VI. veya VII. asırda yaşadığı sanılan Hint yazar Danden’in romanı. Eser en eski Hint romanı sayılmaktadır. “En eski roman ‘On Şehzadenin Maceraları’. Hint’in Gil Blas’ı bu kitap.” BDE.s.238.

On the Veda sor Sacred Writings of the Hindus: Vedalar Üzerine Deneme ya da Hindular’ın Kutsal Metinleri. Colebrook’un 1805 yılında yazdığı eseri. “On the Veda sor Sacred Writings of the Hindus (Vedalar Üzerine Deneme ya da Hindular’ın Kutsal Metinleri).”BDE.s.109

Opera: Koro ve orkesra için sahnede oynanmak üzere yazılın dindışı, dramatik müzikli tiyatro eseri. “Operaya, Comedie-Française’e kendini kabul ettiren Hint, Binbir Gece Masalları’nı hatırlatan bir ahenk cümbüşü ile romanı da damgalar.” BDE.s.62 Oportünist: Fırsatçı. Zekeriya radikal sosyalist bile değildi, demokrat ve oportünistti.” UU.s.215.

Oportünizm: Davranışlarını şahsî menfaatlerini uygun düşecek şekilde ayarlama fırsatçılık. “1934’de Çoban Köpekleri’ni yazan Paul Nizam,Durkheim’i oportünizmle itham eder.” SNK.s.124.

Orange: Fransa’da, Rhöne ovasında konton merkezi. “Orange prensinin sancaklarına yazılı olan şiar: “Hürriyet için, Protestanlık için, Parlemento için”di.” UU.s.231 Orduca: Pakistan’da konuşulan Hint- Avrupa dil gurubunun Hint kolundan bir dil. Orta Hint dilleri içinde en önemlileri Hindice ve Orduca, kuzeybatıda Güceratca ve Maratca, kuzeydoguda ise Bengalce.”BDE.s.95

Organizatör: Saint-Simon (1760-1825)’ın 1819-1820 yıllarında çıkardığı geniş hacimli derginin adı.“‘Politika’dan sonra ‘Organizatör’ ve Saint-Simon’un meşhur Parabol’u.” SSSS.s.81.

Orhan Bey: Osmanlı Padişahlarından 2.si. Osmanlı devletini teşkilâtlandıran ve büyük bir devlet haline getiren Orhan Gazi’dir. Doğumu : (H. 680 - M. 1281)Vefatı . (H. 761 - M. 1360) Saltanatı : 1326 - 1359 (33) sene. “Osmanlı Beyliği 1299’da Söğüt’te kurulduğu zaman 400 atlıya sahip bir uç beyliği iken, 1326 Bursa fethinde Orhan Bey, 38.000 atlıya kumanda ediyordu.” Mağ.s.260.

Orhan Kemal: (1914-1970). Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü. Cumhuriyet dönemi roman,hikâye, hatıra ve oyun yazarı. Naci Çelik, Orhan Kemal’den bahsederken daha müşfiktir.” KA.s.342

Orhan Şaik Beyefendi: Orhan Şâik Gökyay (1902-1994). Günümüz şair ve yazarları ve edebiyat araştırmacısı. “Orhan Şaik Beyefendi’ye.” Jur.II.s.195.

Orhan Veli: Orhan Veli Kanık (1914-1950). Garip şâri ve 1940 sonrası şiirin önemli isimlerinden biri. “Orhan Veli de öyle. Onun da sevilen şiirleri alışılanlar ve Hüseyin Rahmi nesrinden bir arpa boyu ileri gitmeyen en güdük zekâlıların kolayca içine girebildikleri.” Jur.I.s.138.

Orient: Doğu anlamında Fransızca bir kelime. “Orient, müphem bir kelime. Bazen Rusya, bazen İspanya”.SNK.s.172.

Origen: Origenes (185’e doğru-252-254). Yunan tanrıbilimci ve Kutsal kitap yorumcusu. Aziz Augustinus ile birlikte                                Histiyan Antikçağının en büyük

şünürlerinden biridir."Çünkü Origen'den başka pek azı Yahudice biliyordu.”IDG.s.120

Origenes de la Novela: İspanyol edebiyat tarihçisi ve yazar Menendez y Pelayo’nun 1910yılında yayımlanan denemesi. “Antologia de Poetas Liricos Castellanos (1890­1908) ile Origenes de la Novela (1905-1910) adlı denemesinde Taine yönteminin izleri görülür.” KA.s.425.

Orissa: Hindistan’da Bengal körfezi kıyısında 156000Km2 yüzölçümü olan bir eyelet. ‘‘Hindistan deyince, batıda Gücerat, Sind ve Pencap, kuzeyde Himalayalar, doğuda Bengal, güneyde de Orissa ve Marat bölgeleriyle çevrilmiş olan Hint yarımadasının kuzeyi gelir akla.” BDE.s. 245

Oriyantaliz: Doğu bilimi. Avrupa da geç tanımıştır bu risaleleri. Uzun zaman “Asya Cemiyeti” nin sekreterliğini yapan allâme Jules Mohl, Stenier’in bir kitabını vesile ederek ondokuzuncu asır oriyantalizminin ortak kanaatına tercüman oluyor.” IDG.s.34. Orleans: Fransa’da bir bölge ve departement merkezi. “Filhakika Littre’nin affedilmesi güç suçları var. Orlean Piskopos’u, Akademiye alınmaması için elinden geleni yapmış:” Kİ.s.263.

Orman Çiçekleri: Bengalli Hint şairi Tagor (1861-1941)’un 1874 yılında yayımladığı çocukluk dönemi şiirlerini topladığı eseri. “İlk şiirleri on üç yaşındayken yayımlanıyor: “Orman Çiçekleri” BDE.s.276.

Ormanda Uyuyan Güzel: Perrault’un masalı. “Zavallı Ormanda Uyuyan Güzel! Seni uyandıracak şehzade doğmadı henüz, doğmayacak da.” Jur.I.s.82.

Orobindo: (1870-1950) Hintli şair. Eserlerinin büyük bir bölümü İngiliz dili ile yazılmıştır. “Bu değerler kah Orobindo gibi reformcu bilgelerin etkisiyle değişikliklere tabi tutulur, kah şüpheci ve Marksist bir yaklaşımla sigaya çekilir.” BDE.s.296.

Ortaçağ Felsefesi: “Volf'un ‘Ortaçağ Felsefesi’ başlıklı kitabından Abelard'ı okuttum." Kİ.s.305.

Ortaçağ: “Demek ki XIX.asrın ikinci yarısında ortaya çıkan Türk romanını kavramak için “Ortaçağ dünya görüşüyle,modernleşme istemi arasında yer alan bir geçiş dünya görüşü”ne eğilmek lazım.” KA.s.321

Ortadoğu: Muhtevası net olarak belirlenmemiş ve kullanan kişinin niyetine göre değişen coğrafi terim olmakla birlikte, genellikle Ortadoğu terimi Doğu Akdenize kıyı olan ülkeleri,Türkiye’yi, verimli Hilal ülkeleri (Suriye, İsrail, Lübnan, Irak, Filistin)i Mısır’ı Arabistan’ıİran ve Afkanistan’ı kapsayacak şekilde kullanılır. Libya, Sudan hatta Hindistan’ı içine alacak şekilde kullanıldığı da olur. “Petrol kaynaklarının bulunuşu Amerika Birleşik Devletleri’nin iktisadî tarihini değiştirmiştir, ama daha o zamanlarda Ortadoğu’da, Sahra’da veya Lübnan’da bir o kadar önemli kaynaklar vardı.” BDE.s.74.

Ortega y Gasset: Jose Ortega y Gasset (1883-1955). İspanyol yazar ve düşünür. “İspanyol filozofu Ortega y Gasset, yazısını hümanistik gelenek içinde kaleme alır.” Kİ.s.34.

Oryantalizm Alan: Edward Said’in “Oryantalizm” isimli eserinin üç ana kısmından birinci kısmının genel başğı. “Oryantalizm Alan adini tasiyan ilk kisim, zaman ve tarihsel tecrube icinde oryantalizmin genis bir tablosunu cizerek ayni zamanda onun felsefi ve politik motiflerini ele alır.” Kİ.s.67.

Oryantalizm: Doğu bilimi, Batının doğu ile ilgili araştırmaları. “ Sonra oryantalizm’in olgunluk çağı. Esrarı çözülen Zentçe: Zentçe İran’ın en eski dillerinden biri. “BÜ.s.146. Os Luciades: Portekiz’in tek büyük şairlerinden biri Camoens (1525-1580)’in yazdığı tek eseri. “Portekiz’in tek büyük şairi var: Camoens (1525-1580) Şiire Şark’ın kapılarını açan Camoens tek eser yaratmış: ‘Os Luciades’.” BDE.s.31.

Oscar Wilde: Oscar Wilde (1854-1900) İrlandalı şair ve oyun yazarı.Dorian Gray'ın Portresi yazarın tek romanıdır. Eserinde sanat sanat içindir görüşünün izleri, inceden inceye işlenmiş tümceler, hemen belli olmaktadır.Roman, Gotik romanın doğa üstü öğeleriyle Fransız dekadan edebiyatının "büyük günahlarını birleştirir. “Zavallı Celâl... Elinde ne Oscar Wilde’nin İngilizcesi gibi muhteşem bir piyano ne Mallerme’nin Fransızcasına benzer çok sesli bir org var.” BÜ.s. 153

Osmanlı Devleti Tarihi: Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi Hammer Purgstall (1774- 1856)’in 1830 yılında tamanladığı 10 ciltlik öeşhur Osmanlı tarihi eseri. “Hiçbir kâtip ve yardımcı kullanmadan tamamlamak istediği bu eser, Arap şiiri ve edebiyatı üzerine yazılmış en muhteşem abidelerden biri«Osmanlı Devleti Tarihi »de Peşte de yayımlanmış 1827-1843), dokuz büyük cilt, 1835-1843 arasında Fransızcaya aktarılmış. Kİ.s.103.

Osmanlı Bankası: İngiliz-Fransız ortak grubu tarafından Türkiye’de kurulan yabancı sermeyeli banka. 1863’de Bank-ı Osmânî Şâhâne adıyla kuruldu. Türkiye’nin en eski bankası olan bu kuruluşun Türkiye dışındaki adı: Banque Ottomare’dir. “Osmanlı Bankası, nişanlar, sefâret baloları ve Beyoğlu’nu zevk panayırına çeviren şuh aktrisler.” BÜ.s.135

Osmanlı Devleti: Bkz. Osmanlı İmparatorluğu. “IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80.

Osmanlı Döneminde Son Sadrazamlar: Son devrin meşhur târihçilerinden İbnülemin Mahmud Kemal İnal (1870-1957)ın 1940 yılında yayımladığı 3 ciltlik eserinin adı. “İbnülemin Mahmud Kemal İnal Osmanlı Döneminde Son Sadrazamlar, 2193 sayfa, 3 cilt, İstanbul Maarif Matbaası, 1940, s.762-763.” Mağ.s.147.

Osmanlı Gatetesi: Genç Osmanlıların Paris’e kaçarak orada kurdukları gazete. Gazetenin başında bir zaman Abdullah Cevdet de bulunmuştur. “Paris’te “Osmanlı” gazetesin yazı işlerini deruhte eden genç politikacı halk ruhiyatının yabancısıdır.” BÜ.s. 160.

Osmanlı İmparatorluğu: 1299 yılında 1923 yılına kadar hakimiyetini devam ettirten büyük Türk devleti. “Kanunların Ruhu müellifi, ülkesinin I.François’dan beri sıkı münasebet halinde bulunduğu Osmanlı İmparatorluğu’nu bu kadar tanırsa,Hint’i Çin’i, İran’ı ne kadar tanır? BÜ.s.193.

Osmanlı İmparatorluğu: “Osmanlı İmparatorluğu, tarihin tanığı tek sınıfsız ve demokratik millettir”.SNK.S.260

Osmanlı Müellifleri: Bursalı Mehmed Tahir’in eseri. Eserlerinin en mühimi olan bu kitap on iki senelik bir inceleme ve araştırma neticesinde meydana gelmiştir. İçerisinde 1600’ü aşkın âlim, şair ve evliyâ zâtın hal tercümesi anlatılmıştır. Üç cilttir. “Bursalı Tahir’e göre Suavi: “Eshab-ı faziletten bir harika-i zeka” (Osmanlı Müellifleri, C. I, 1914);” Mağ.s.145.

Osmanlı Tarihi: Namık Kemal Hammer’i duzeltmek icin kaleme aldigi eserin adı. “Hürriyet yazarlarının Osmanlı Tarihini okurken bunları düşünüyordum.” UU.s. 310.

Osmanlı Toplumunun Genel Çizgileri: Güzin Dino’nun 1978yılında yazdığı Türk Romanının Doğuşu isimli eserinin ikinci bölümünün genel başğı. “Bu basma kalıp hükümleri Osmanlı Toplumunun Genel Çizgileri takip ediyor.” Kİ.s.249.

Osmanlıca: Osmanlı dönemi Türkçesi. “Fikret’in Osmanlıcası Osmanlıcanın Kemâli, Yahya Kemal kuğunun son şarkısı.” Mağ.s.239

Osmanlılık: Osmanlı olma, Osmanlı gibi yaşama, Osmanlı’nın kültür mirasını tevarüs etme durumu. “Türk inkılabının en doğru tarifi: ‘Turk milletinin Osmanlılıktan kopusudur.” Kİ.s.121.

Ossian: III. asırda yaşamış İskoçyalı efsanevi kahraman ve şair. Fingan’ın oğlu. 1760 yılında James Macpherson Ossian adıyla gaelceden çevrilmiş Fragmensts of ancient Poetry isimli bir eser yayınlar. Eser, büyük bir ilgi görerek yeni bir şiir akımının doğmasına yol açar. Ossian’ın şiiri yeni klasik ya da ön romantik diye nitelendirilen birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. Cemil Meriç Aşağıdaki ifadesinde kendinin de işaret ettiği gibi Mussat’ın ilham perisinin Yunanlı olmaktan çok İskoçyalı olduğunu anlatmak istiyor. Çünkü o tarihlerde şair Macpherson Ossian’ı geniş bir okuyucu kitlesine sevdirmişti.“Homeros’tan çok Ossian’ın kızı. Kendini şaire sunan bir sevgili, şairi koruyan bir Tanrıça değil.” BÜ.s. 226.

Ossip Lourie: XIX asrın sonlarında ve XX.asrın başlarında yaşayan Rus asıllı Fransız ruhiyatçı ve yazar. “Psikolog romancının Revue Philosophigue ‘de çıkan bu yazıyı (La Manie de la lecture), Ossip- lourie s. 261, vd. 1915) okumamış olmasına imkân var mı?” BÜ.s.113.

Otarsi: Yun. Ter. Ekonomik anlamda kendi kendine yeterli olmaya yönelen bir ülkenin rejimi. “Ficte, Almanya için kurtuluşun bir iktisidi bağımsızlık otarsi olmasını ister.” SNK.s.133

Otarsik: Oligarşi anlayışına sahip. “(Türkiye otarsik hayat yaşamıyor. Turistler, işçi dövizleri, devalüasyonlar)”.SNK.s.272.

Otarşi: Fr. Ter. Otokrasi. Bir kişinin yönetimi tamamen elinde bulundurma şekli. “Iktisat ve kültürde otarşi (siyasi) ve otarsiye (ekonomik bakimdan kendi kendine yetmek) sahip olmalidir.” SNK.s.54.

Othello: Othello ya da Vededikli mağribi. W. Shakespeare’nin G. Giraldi Cintio’dan esinlenerek 1604’te yazdığı beş perdelik trajedi. Hristiyanların hizmetindeki Mağripli komutan Otello Destemora’nın kendisini sevmesinden ve babasına rağmen kendisiyle gizlice evlenmesinden dolayı mutludur. Ama yardımcısı sinsi İago kıskançlık duygularını uyandırınca Othello Destemora’yı boğar. Othello W. Shakespeare’nin sanat hayatında devamlı işleyeceği kıskançlık duygusunu işlediği ilk eseridir. “Othello yazarı, onun için, barbar bir palyaço idi.” KA.s.332.

Otobiyografi: İngiliz İktasatçı yazar John Stuart Mill (1806-1873)’in 1873 yılında kaleme aldığı hayat hikâyesi. “Diğer eserleri de şunlar: ‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsili Hükümet’, ‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’ (1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.

Otobiyografi: Bir yazarın kendi hayat hikâyesini anlattığı eserlere denir. “Otobiyografileri hep şüpheyle karşılarım.” BÜ.s.291.

Otopsi: Edebiyat-i Cedide’nin Otopsisi. Hikmet Kıvılcımlı (1902-1971)’nin 1935 yılında yazdığı eserinin adı. “ ‘Otopsi’de, yerini bulamamış haşin ve haşarı bir tecessün arayış ve buluşları vardı.” Kİ.s.258.

Otranto Şatosu: Orford kontu ve ingiliz yazar Horace Walpole (1717-1797)’un 1764 yılında yazdığı romanının adı. Henry Mackenzie’nin hissi hikayeleri, Horace Walpole’nun gotik romanı, Otrante Şatosu (1764), Beckword’un, Ann Radcliffe’in, Lewis’in kara romanları, okuyucunun heyecan ihtiyacını karşılar.” KA.s. 221.

Otuz İki Taht Hikâyesi: Hikâye Irmakları Okyanusu anlamına gelen Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak 1063-1081 yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli eserinde bir hikaye kitabının adı. “Otuz iki Taht Hikâyesi’’ de hoş: Hükümdar Boca, üzerinde otuz iki resim bulunan tahtına oturacak.Gelgelelim her defasında, resimlerden biri canlanıp hikâye anlatıyor.’’ BDE.s. 237.

Otuz Yıl Savaşı: 1618-1648 arasında, dini sebepler ile çıkan Avrupa’da, özellikle Kutsal İmparatorluk’ta büyük bir yıkıma yol açan ve Fransa ile ispanya arasında 1659’a kadar süren çatışma. “Buna mukabil, Almanya’da Otuz Yıl Savaşı’ndan beri siyasî ve ekonomik gelişme son derece yavaşlamış,adeta durmuştu.” UU.s.292.

Otuzundaki Kadın: Otuzundaki Kadın ya da Otuz yaşındaki kadın. Balzac’ın Scenes de la vie privee (1831-1834) dizisinde yer alan romanı. “Sonra Fergaus, Duchesse de Langeais (kitapçıda kayboldu).” Otuzundaki Kadın. Balıkçı Kız (kitapçıda kayboldu). Kibar fahişelerin İhtişam ve Sefaleti.” Mağ.s.283.

Ovaiyar: Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatında önemli şairlerinden biri. Ovaiyar, Tirikkular yazarı Tiruvalluar’ın kız kardeşi imiş. “Tirikkular yazarının bir de kız kardeşi var: Ovaiyar, vecizeleri ilk mekteplerde ezberletilen bir şair bu.” BDE.s.288.

Ovid: Bkz. Ovidius“Saatleri saniyeleştiği haz şehrayinlerinden, saatleri asırlaşğı menfa cehennemine yuvarlanan Ovid, şımarık şikayetlerini mısralaştırırken Roma’da okunacağına inanıyordu.” Jur.I.s.36.

Ovidius: Publius Naso Ovidius (MÖ:43-İ.S:17 ya da 18). Aşklar, sevme sanatı, Heroides gibi erotik eserleriyle bilinen Antikçağın ünlü Latin şairi. “Altın çağ hilkatin çağı, diyor Ovidius..” Mağ.s.186.

Owen: Robert Owen (1771-1858). İngiliz sosyalist yazar. “Owen’nin şakirtleri, İngiltere’de sosyalizim kelimesini kullanmışlardır.” SNK.s.21.

Oxford Dictionary: Oxford English Dictionary (Oxford İngilizce Sözlüğü). 1933 yılında 12 cilt olarak yayınlanan İngiliz dilinin tarihsel sözlüğü. “Kültür kavramının tarihçesini tespit ederken önce İngiliz dilinin tanınmış abidesi olan “Oxford Dictionary” den yararlanacağız.” Kİ.s.38.

Oxford Ünüversetisi: İngiltere’nin Oxford şehrinde temelleri 13 asırda atılan tarihi eğitim kurumu. Bu alimlerin başında Herbolot’yu talebesi Galand’ı, Oxford Universitesi’nden Pacocke’u, Utretch’te doğu dilleri hocalığa yapan Reland’ı, Cambridge üniversitesinde Arapça okutan Ocleky’i görürüz.” Kİ.s.76.



[1] Ahmet Hamdi Aksekili ve Elmalılı Hamdi Yazır isimleri karıştırılmıştır. Burada Elmalılı Hamdi Yazır yazılmalıydı;çünkü bahsi gecen Hak Dini Kur’ân Dili isimli Kur’ân tefsiri Elmalılı Hamdi Yzaır’ın eseridir.

[2] Hamburgische Dramaturgie.

[3] IDG. ismli eserde Husrev Anuş Revan olarak zikredilen isim kaynaklarda Hüsrev Anuşirvanolarak geçmektedir. İsimden başka Hüsrev Anuşirvan’nın doğum tarihi CM. tarafından 521olarak verildiği halde kaynaklar531 olarak vermektedir.

[4] Kelimenin yazımı kaynaklarda Hyppolyte şeklindedir.

[5] İbn Maseveyh, metinde İbn Masuyeh olarak zikredilmiştir.

[6] 1126 olarak da veren kaynaklar da vardır.

[7] Metinde İbn Sab’in olarak geçmektedir.

[8] İbn Seb’in’in ölüm yılı MEB. İslam Ansiklopedisi’nde 1269 olarak verilmektedir. Meydan Larousse ise bir tarih vermekten kaçnarak 1270’e doğru şeklinde ifade eder.

[9] MEB. İslam Ansiklopedisi’nde İbn El Hatib’in ölümü için 1374 tarihi verilmektedir.

[10] Eserin adı: Tacziyatal-amsâr va tazciyat al-a‘sar olup tarih-i Vassaf adıyla da bilinmekteidr.

[11] Mydan Larousse’nin verdiği tarih1855’tir. Cemil Meriç ise 1856 yılını vermektedir.

[12] MEB. İslam Ansiklopedisi. 911 olarak vermekte. CM. 910.

[13] Meydan Larousse eserin yazılış tarihini 1900-1904 yılları arası olarak vermektedir. Yazarın 1929 yılında yazdığı “Historia de la civilizacion espanola” adında başka bir eseri daha vardır.

[14] Cemil Meriç’in “Jules Reviczky” diye zikrettiği isim Meydan Larousse’de “Gyula Reviczky” olarak geçmektedir.

[15] Meydan Larousse eserin yazım tarihini 1888-1899 olarak vermektedir

[16] İmam-ı Şâfi’nin vefatı hemen hemen bütün kaynaklarda 819 olarak geçmesine ragmen Cemil Meriç 817 olarak vermiştir.


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar

Yorumlar