Print Friendly and PDF

Cemil Meriç Sözlüğü 3

|

 

Ödip Kompleksi: Erkek çocuğun enesine karşı duyduğu sevgi ve babasına karşı duyduğu düşmanlığı ifade eden Freudî görüş. “Ödip Kompleksi fikir adamlarının ortak zaafı.” BÜ.s.190.

Ödip: Kral Oidipus. Sphokles’in MÖ.425’e doğru oynanan oyunu. Oyunda kahramanı Oidipus babasının katili ve kendi öz annesinin kocasıdır. “Çünkü önce , farkına varacaklardır ki Ebülhevl’in sakladığı sır:insanldır , kainatın ikinci nüshası , Allahın halifesi olan tabiatın bütün unsurlarını ve güçlerini hülasa eden insan.habeşistan.” IDG.s.212

Öğütler Kitabı: Edwin Arnold (1832-1904)’un 1861 yılnda yazdığı eserinin adı. “1861’de “hipotadesa”dan ilham alarak “Öğütler Kitabı”nı yayımlar, 1876’da “Gita- Govenda”dan esinlenerek Hint’in Neşideler Neşidesi’ni kaleme alır, 1879’da yayımladığı “Asya’nın Işığı” (“The Lıght of Asia”) budizmle ilgili nasları ve efsaneleri bir araya toplar, İngilizce konuşulan ülkelerde eşsiz bir ilgi uyandırır kitap.” BED.s.45. Öklid: MÖ.III. asırlarda yaşadığı sanılan Yunanlı Matematikçi. “Onunla Almagest’i, Öklid’in ‘Elemanlar’ını ve bir parça mantık okuyan delikanlı çok geçmeden hocasını geride bırakmıştır.” Kİ.s.183.

Öldüren: Hint mitolojisinde istek tanrısı Kama’nın ünvanlarından birisi. Bir karısı Şefkat, Kama’nın, öteki Şehvet ve adları saymakla bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan, Sarhoş Eden, Öldüren...” BDE.s.181.

Ölmeye Yatmak: Adalet Ağaoğlu (1929-..)’nun 1973 yılında yazdığı ilk romanı. “Düğün Gecesi’ne bir dehlizden giriyoruz: Ölmeye Yatmak.” KA.s.362.

Ölü Canlar: Nikolay Gogol’ün 1842 yılında yazdığı romanının adı. Çağdaş Rus romanı Ölü Canlar’la başlar.” KA.s.207.

Ölü Deniz: Batı Asya’da kıyıları İsrâil ve Ürdün’e uzanan kapalı deniz olan Lut Gölü. Ölü deniz elyamaları ise,1946-1956 aeasında Lut gölü’nün Kuzey Batı kıyısında, Kurman sitindeki mağaralarda bulunan aramca ya da İbranice yazılmış eski elyazmalarına denir. "Eski Ahd’in Yahûdîi Konon’u nasıl kurtulmuş? Bu konuda aydınlatıcı bilgileri ölü deniz civarındaki araştırmalarda buluyoruz.” IDG.s.119.

Ölüm Alayı: Bu haşin, bu anlayışsız kalabalık içinde Kişot’u ilgilendiren, daha çok kürek mahkûmları ile sergerdeleri, Ölüm Alayı’nın oyuncuları, Biskalyalı vs.. yani ıslah etmeye yeltendiği düşmanlar.” KA.s.201.

Ölüm Irmağı: İngiliz edebiyatçı John Bunyan (1628-1688)’ın “Necata Doğru” eserinde tasvir edilen bir mekan. Kahraman Mutlu Dağlara ve Kutsal beldelere ulaşmak için bu Ölüm ırmağını aşması gerekmektedir. “Ama önce Ölüm Irmağını aşmak gerekir, ayak kayar görüş bulanır.” KA.s.215.

Ölüm Karanlığı Vadisi: İngiliz edebiyatçı John Bunyan (1628-1688)’ın “Necata Doğru” eserinde tasvir edilen bir mekan. “Ölüm Karanlığı Vadisi’dir burası. Sonra, Kibir Kent’e ulaşır: alışveriş, riya, yalan panayırı.” KA.s.215.

Ömer Hayyam: (1047-1122). Rübaileriyle ünlü İranlı şair ve feylesof. “Ömer Hayyam’ın rubailerini Almancaya aktarmış.” Kİ.s.103.

Ömer Rıza Doğrul: (1893-1952). El-Ezher Üniversitesi’nden mezun, Cumhuriyet dönemi gazeteci ve yazarı ve DP milletvekili. “İlki 1260’da yapılmış ( Horasanlı Ahmet ). Sonuncusu Ömer Rıza Doğrul’un ( 1945 ).” BDE.s.236.

Ömer Riza: Bkz. Ömer Rıza Doğrul. “Ömer Riza’nın çocuklar için yazılan Ramayana tercümesine, Kelile ve Dimme’sine rağmen tanımıyoruz.” Jur.I.s.149.

Ömer Seyfetti: (1884-1920). Milli Edebiyat dönemi hikâye yazarı. Genç Kalemler dergisini çıkardı ve Yeni Lisan harelketinin öncüleri arasında yer alarak dilde sadeleşme cereyenını başlattı. “Recaizade’ye Behruz Bey, Hüseyin Rahmi’ye Şık ve Şıpsevdi, Ömer Seyfettin’e Efruz Bey tiplerini kim ilham ettirmiştir?” KA.s.338

Ömer: Adalet Ağaoğlu (1929-....)’nun 1973 yılında yazdığı Ölmeye yatmak romanının ana karakterlerinden biri. “Ölmeye Yatmak pısırık bir koca olarak tanıdığımız Ömer, bir Anna Karanina’nın talihsiz eşine hiç benzemiyor.” KA.s.363.

Örgüt Psikolojisi: Sighele (1868-1913)’nin .. Yılında yazdığı eseri. “En ünlü eserlerinden biri: Örgüt Psikolojisi.” BFH.s.30.

Öte Kıyıdan: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın 1850 yılında yazdığı siyasi mahiyetli eserinin adı. “1850’de buyuk bir yanki uyandiran iki kitap:Fransa ve Italya’dan Mektuplar ve Öte Kıyıdan.” Mağ.s.87.

P.N. Boratav: Pertev Naili Boratav (1907-1998). Türk halk Edebiyatı profesörü. J. Cassou, ‘Cervantes’in Dehası’ ;Türkçe’ye çeviren: P.N. Boratav (Yurt ve Dünya,Ağustos 1914, sayı 8).”KA.s. 211.

Padma: Hint Mitolojisinde tanrı şakti’nin halk arasında anılan isimlerinden biri. “Halk inançlarında Devi, Durga, Kali, Parvati, Uma, Padma, Kendi gibi binbir isimle anılan Ana Tanrıça'yı baştacı eder tantrizm.” BDE.s.161.

Padova: İtalya’da Bacchiglione ırmağı’nın kıyısında bir şehir. “Derken yeni bir nüshası bulunmuş ve 1664’de Padova’da basılmış. Eserin en önemli nüshası epizodları: ‘ Trimalsipon’un Şöleni’, ve ‘ Efes’in Matronu’.” KA.s.157.

Paganist: Paganizme uygun, paganlıkla ilgili. Bkz. Paganizm.Yunan felsefesi paganistti.” SNK.s.297.

Paganizm: Hristiyanlığın başlangıcını izleyen ilk yüzyıllarda, özellikle kırsal kesimlerde yaşayanların uzun süre bağlı kaldıkları çok tanrıcılığa Hristiyanların verdikleri ad. “Ferdi cemaat içinde eritmeyen pagatizm, hürriyeti,direnişti.” KA.s.86.

Pakistan: Asya’da Hindistan’dan ayrılma Hindistan ile Pakistan arasında, Başkenti İslâmabat, resmi dili Urduca olan Müslüman devlet. “Fuat’ı Pakistan’dan çağırıyorlarmış.” Jur.I.s.159.

Pal Sokağının Çocukları: Macar yazar. Ferenc Molnar (1878-1952)’ın 1907 yılında yayımladığı romanı. “Kahramanı delikanlılar olan nice realist roman yazılmış, mesela Erich Koestner’in Emil ve Dedektifler Molnar’in ‘Pal Sokağinin Çocukları’. ama hiçbirinde Twain’in havası yok.” Kİ.s.319.

Pali: Bkz. Palice.Pali demek, metin demek.” BDE.s.95

Palice: Orta Hindistanda Hint-ari dili. Sankripçeye yakın, ortaçağ budhacılığının din dili. Ne var ki Hint yarımadasından çabuk sökülmüş Palice.” BDE.s.95

Pallas:28 Mart 1802’de Alman W.Olbers tarafından ikinci kez bulunan küçük gezegen. “Hermes’in alev alev yanan toprağında, Pallas’ın masmavi ğöğü altında, Jan’ın (Yuhanna) muzdarip ve peygamberane beldesi içinde, bizim sisili batının kucağında, bir rüya gibi, hayal meyal seçtiğim hakikatler, muhteşem bir gerçek oldu.” IDG.s.152.

Pallava: 250-910 yılları arasında eski Hint hanedanı. “Şimdi 7. yüzyılın başındayız, kuzeyde hükümdar Harşa saltanat sürmektedir, güneyde Pallava hanedanı.” BDE.s.290 Palmerston: Henry temple Palmerston (1784-1865). Britanyalı siyaset adamı. “Osmanlı hanedanı’nın son renkli müstebiti II. Mahmud’la küstah Mısır valisi Mehmet Ali arasındaki anlaşmazlıktan faydalanan Palmerston, Padişaha Britanya müzaheretini vaad etti.” BFH.s.80.

Pamela yahut Mükâfatlandırılan Fazilet: Pamela, or Virtue Rewarded. İngiliz yazar Samuel Richardson (1689-1761)’un1740 yılında mektuplar halinde yazdığı romanı. “ Onlardan birçok hikayeler dinlemiş. Pamela yahut Mükâfatlandırılan Fazilet (1740), bu hatıralardan doğmuş.” KA.s.219

Pamela: İngiliz yazar Samuel Richardson (1689-1761)’un1740 yılında mektuplar halinde yazdığı romanı Pamela yahut Mükâfatlandırılan Fazilet (Pamela, or Virtue Rewarded)’in baş kahramanı. “Pamela hayranları, kendini beğenmiş bir yazarla, kahramanlarının duygusal dalgalanışlarını tartışırken, Fielding, Joseph Andrew’da (1742) han odalarının erkekli atmosferini, kavga döğüşleri, tabiatın bağrından geçen maceraları ele almaktaydı.” KA.s.219.

Pampa: X. asırda yaşamış ve Kannara dilinde eser vermiş Hint şairi. “10.yüzyılda yaşayan Pampa, Kannara edebiyatının en büyük şairi sayılır.” BDE.s.295.

Pan: “Yunan mitolojisinde, kırlar, çobanlar, ormanlar ve görüldüğü zaman panik oluşturan kaca ve ürkütücü cinsellik tanrısı. “Kır Tanrısı olarak Pan’la karıştırılır.” IDG.s.209

Panama Kanalı: Orta Amerika’da, Panama Cumhuriyeti’nde okyanuslar arasıkanal. Kanal Atlas Okyanus’unu (Antiler Denizi), Büyük Okyanus’a ( Panama Körfezi) bağlar. “Süveyş Kanalı da Panama Kanalı gibi insanlığa Saint-Simoncuların armağanı.” SSSS.s.107.

Panaroma: Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974)’nun 1953/1954 yılında iki cilt olarak yayımladığı romanı. “Halide hanım Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri Yaban’ı ve Panaroma’nın ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok Fransa’nın bu gerip taşra kasabasını hatırlamış değil midirler?” KA.s.315.

Pança-Tantra: sanskripçe pantra (beş) ve tantra (Öğreti) kelimelerinden oluşan isim Hindistan’da, miladın ilk yıllarında derlenmiş bir masal ve hikaye kitabı olup ilerde yazılacak bü tür eserlerin ilk örneği ve kaynağıdır. “Bugün tanıdığımız masalların ana kaynağı: ‘Pança-Tantra’ (politika ve idare sanatı üzerine beş kitab). Eserin ilk şekli kayıp.” Kİ.s.309.

Pandavalar: Pandava Kral Pandu’nun beş oğlunun soyadı. Pandavalar da Mahabharata Destanı’nda şiir olup, Kral Pandu’nun oğullarının yüz kişilik yeğenlerine karşı zaferini anlatır. “Nasıl vaktiyle, halk arasında dolaşan bütün masallar, fıkralar Pandavalar'ın maceralarına bağlanmışsa, İsa 'dan sonraki ilk asırlarda da bütün destan parçacıkları Buda'nın hayat hikayesine bağlanıyordu.” BDE.s.172.

Pandit: Pandita Hoca, allame, uzman anlamına gelen sanskripçe bir kelime olup Hindistan’da geleneksel dini bilgi sahiplerine, kutsal metin uzmanlarına verilen bir ünvandır. “Vezir Danişment Han, frenk bilginini memnun etmek için saraya, Dara Şükuh’un Upanişadlar’ı çevirtmek üzere Delhi’ye çağırdığı Panditler’den birini davet etmiştir.” BDE.s.33.

Pandular: Pandu solgun anlamında bir kelime olup mahabharata Destanı’nda hikâyesi anlatılan Hastinapura kralının adıdır. Pandular, Pandu’nun hikâyelerini anlatan Mahabharata Destanı’ndaki şiirlerdir. “Pandular cennete döndüler, her biri bir tanrı oldu.” BDE.s.344.

Panini: MÖ V-IV asırlarda yaşadığı sanılan Hintli gramerci. Sanskritçe dilbilgisi üstüne Astadhyayı (sekiz Bölüm) yazdı. “Dili ilk defa olarak felsefi bir incelemeye tabi tutma şerefi ise Panini’ye ait.” BDE.s.123.

Panjermanizm: Fransız ihtilâli’ne ve Almanya’ya yerleştirilen Napolyon ilkelerinin bazılarına tepki olarak doğan pangermanzim, Germen asıllı halkların aynı siyasi otorite altında toplamayı amaçlayan ideoloji. “Rusya panjermanizm fikrine panslavizm şeklini kazanır. SNK.s.154.

Panslavizm: Slav asıllı halkların aynı siyasi otorite altında toplamayı amaçlayan ideoloji. “Rusya panjermanizm fikrine panslavizm şeklini kazanır.” SNK. s.154 Pant: Sumitra Nandan Pant (1900-1977). Hindistan’da çağdaş romantizmin, Milliyetçiliğin ve simgeciliğin en öenemli temsilcilerinden biri olan ve Hindi diliyle yazan Hint şairi. “Pant ile Nirala birinci akımdan yanadırlar, deneyciler Benedetto Croce’den, Freud’la Jung’un psikanalizinden, egzistansiyalizmden, Japon şiirinden ilham alan yeni bir edebiyat yaratırlar.” BDE.s.251.

Pantagruel: Fransız Hümanisti François Rabelais (1490-1553)ın 1532 yılında yazdığı romanı. “Şüphesiz Don Kişot da büyük eser ama Pantagruel ile Gargantua’nın yanında daha tek boyutlu.” KA.s. 230.

Panteist: Tanrıyı ile dünyayı birleştiren ve aynileştiren felsefi akıma inanan kişi. “Panteist düşüncesinin zaferi yobazları telaşa düşürür.” BDE.s.62.

Panteizm: Tanrıyı ile dünyayı birleştiren ve aynileştiren felsefi akım. “Tasavvuf’daki vahdet-i vücut. Vahdet-i vücut demek Allah’la kainat arasında cevherce ayniyet vardır, demek değildir.” IDG.s.76.

Panteon: Devlet ve Memleketine şan vermiş olan kişilerin gömüldüğü milli anıt mezar. Bütün soylu insanların Panteonu olmalı bu tapınak; insanoğluna sürekli hazlar sağlayan, zekâmızı geliştiren herkesin yurdu Parnas da Serrat gibi”.” Kİ.s.51

Panteon: Yunan ve Romalı’ların bütün tanrılarına adadıkları tapınaklar. “Hint panteonundaki mabutlar saymakla bitmez.”BDE.s. 136

Pantheon: MÖ. Julii ailesiyle ilişkili tanrılar adına yaptırılan ve Romada bulunan anıt. Anıtı Agrippa yaptırmış Eser bir çok kere tahrib olmuş ve retore edilmiştir. Fantheon anıtı 609 yılında santa Maria ad Martyres’e adanmıştır. Raffaello’nun Vittorio Emanuele II’nin ve Umberto I’in mezarları bu anıtta bulunmaktadır.“Bu keşmekeşte Andre Suare sesini yükseltir: Zola’nın yerine Pantheon’dur.” KA.s.308.

Panurge: Fransız Hümanisti, yazFrançois Rabelais (1490-1553)’in Gargantua romanının kahramanı. “Asıl vaka Panurge’ün mutlu bir evlenme yapıp yapmayacağı üçüncü kitapta başlar.” KA.s.234.

Papadiamantopulos: İoannis Moreas Papadiamantopulos (1856-1910). Fransız klasik şairi. “Başka bir tabirle papadiamantopulos ( jean Moreas) ile Kübalı Heredia’nın coşkun tilmizi Yahya Kemâl, Paris kahvehanelerinde duyduklarını Peyam-ı Sabah okuyucularına şöyle aktarır.” UU.s.13.

Papağan’ın Yetmiş Hikâyesi: Tutiname. Hikâye Irmakları Okyanusu anlamına gelen Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak 1063-1081 yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli eserinde bir hikaye kitabının adı. “ ‘Papağan’ın Tetmiş Hikâyesi’’ Doğu’da en çok okunan kitaplardan biri ( Tutiname ).” BDE.s.237.

Papaz Zossima: Rus yazar Dostoyevsky’nin 1879-1880 yıllarında yazdığı romanı Karamazof Kardeşler’in şahıslarından biri. Karamazoflar’ı Papaz Zossima’nın ölümü sahnesine kadar karıştırmış. “Arkasını merak eden varsa, zahmet edip kendi kendine okusun” buyuruyordu.” Mağ.s. 272.

Parabol: Saint-Simon’un 1819 yılında yazdığı ancak öğrencisi Olinde Rodrigues tarafından 1832 yılında “parabol” diye isimlendirilen meşhur hicvî eserinin adı. “Uzun zaman tek başına savaşan ‘Parabol’ yazarının fikirleri 1820’den sonra yankılar uyandırır ve üstat gözlerini kapar kapamaz adını taşıyan bir mektep kurulur.” SSSS. S.61.

Paralel Hayatlar: (Bioi parelleloi). İ.S. I. asırda yaşadığı sanılan Plutarkhos’un biyografik eseri. “Ama gerçek biyografi dönemi Plutarque ‘Paralel Hayatlar’ı ile başlar.”KA.s. 391.

Paramatman: Hint inanışında yüce ruh, tanrı anlamında bir terim. “Günaha girmeden dünyadaki ömrünü tamamlayan ruh, bir "paramatman"olur ve bir zaman için Saİ.Sara'dan kurtulur.” BDE.s.165.

Parantapa: Hint milli şairi ve oyun yazarı Kalisada (IV-V.asır)’nın Raghuvanşa isimli eserinde sözü edilen ve prenses İndumati ile evlenmek isyeten beylerden biri. Dünyada binlerce bey var, doğru. Ama onlar yıldız Parantapa ay...” BDE.s.187.

Parcanya: Yağmur bulutlu anlamına gelen bir kelime olup Rigveda’da zikredilen tanrılardan biridir. Fırtına Tanrısı. “Parcanya: böğüren bir boğa,/ Tohum saçıyor toprağa,/ Gözleri kor kor.” BDE.s.304.

Pareto: Vilfredo Pareto (1848-1923). İtalyan sosyolog ve iktisatçı. Huseyin Cahit Pareto’yu:Abdullah Cevde Gustave le Bon’u getirir.” SNK.s.28.

Paricata: Hint mitolojisinde güzel kokular saçan ve genneti kokularıyla süsleyen bir ağaç. “Sonra cenneti güzel kokuları ile dolduran ağaç: Paricata.”BDE.s.156.

Paris Asya Derneği: 1812 yılında doğu kültürüni araştırmak amacıyla Pariste kurulan dernek. “Ondokuzuncu asrın başlarından itibaren Doğu ile ilgili bir çok dernekler kurulur: 1812’de Paris Asya Derneği.” Kİ.s.62.

Paris Büyükelçiliği: Osmanlı’nın Paris Büyükelçiliği. “Dilini anlamadığı o Babil kulesinde tek kılavuzu Paris Büyükelçiliğinde görevli imam hoca Tahsin Efendi’nin , çok tonton bir adam diye kendisinden söz ettiği A. Fanton” Mağ.s.191.

Paris Esrari: Fransız romancı Eugene Sue (1804-1857)’nin 1842-1483 yıllarında yazdığı eseri. “Tefrika romanlari geniş halk tabakalarina hitap ettikleri icin, onun hayatini kaleme alirlar: Eu. Sue’nun ‘Paris Esrari’ SNK.s.159.

Paris Kominasi: Fransız edebiyat doktoru, sosyoloji profesörü ve tarihçi Henri Lefebvre (1901-1991)’nin eseri. “H.Lefebvre (1958 Komunist Partisi’nden kovulan degerli tarihci) Paris Komunasi adli eserinde bir tarihcini ilk vasfi yalan soylememektir.” SNK.s.48.

Paris Komünü: Temmuz 1789-Ekim 1795 arası Fransız ihtilali sırasında Paris belediye Hükümeti. “Bürjuvazi Paris Komünası’ndan sonra, aristokrasinin putlarına sarılır,Spiritüalist olur.” SNK.s.142.

Paris Kongresi: 1856’da Krım Savaşın’ndan hemen sonra III. Napolyon tarafından toplanan kongre. ''Paris kongresinde kapütülasyonların ilgasını taleb eden Osmanlı murahhaslarının kastettikleri,sadece ikamet anlaşmalarının ilgasıdır.” BFH.s.92.

Paris Muhasebeleri: Ali Kemal (1867-1922)’in1899 yılında yazdığı eseri. “Paris Muhasebeleri’ni hâlâ severek okurum.” BÜ.s. 164.

Paris. Fransa’nın başkenti. "Sokrat'ın istihzasını Gringore veya Rabelais'nin maskesi altında saklayan akıllı deliler; Charles-quint veya II.Philippe gibi dünyaya söz geçirmeyi düşleyen ikbalperest deliler; Pavie'de I.François esir edilen yahut Berquin ve Nubourg'la alevler içinde can veren yiğit deliler; Munster'deki anabaptisler veya Paris'teki protestanlar gibi azgın deliler." IDG.s.160.

Paris: Fransa’nın başkenti. “Paris’e giderken bir yangından kaçtığını zannediyordu genç doktor.” BÜ.s.139

Parlamentarizm: Yürütme organının seçimle kurulmuş yasama organına karşısorumlu olduğu siyasî sistem. “Avrupa’da ne politika vardır, ne millet! Parlamentarizm, demokrasi... bunlar büyük dâvâları küçük menfaatlerin ve küçük insanların oyuncağı yapacaktır.” Mağ.s.151.

Parmak Çocuk: Charles Perrault’nun 1697 yılında yazdığı Histoires ou contes du temps passe isimli eserinde yer alan bir masal. “Ayni masalin yalniz Fransa’da degil dunyanin cesitli ulkelerinde bir cok benzerleri bulunmustur.mesela parmak cocuk, mesela Ormanda uyuyan guzel.” Kİ.s.315.

Parnasse: Parnasse okulu. Romantiklerin duygusallığına tepki olarak kurulan şirin duygusallığı yansıtmamasını, nesnelliğe, şeklî yetkinlik ve uyuma ağırlık veren,Pazitivist okulun görüşlerinibenimseyen Fransız şiir okulu. “Boileau mu? Paranesse’ın o babacan kanun vazıı yarı somurtan yarı sırıtan adasıyla Horace’ı okuyun der size Aristo’yu okuyun.” UU.s.253.

Pascal: Blaise Pascal (1623-1662). Fransız bilim adamı ve yazar. Daha çok fizik ve matemetik alanındaki çalışmaları ile bilinen pascal aynı zamanda iyi bir nesir yazarıdır da. Öfke bazen için için kükrer, Pascal’ın “ Bir Taşralıya Mektuplar’ında olduğu gibi.” BÜ.s.127

Pascal’ın Dilemması: Dilemma ikilem demek. Pascal’ın dilemması Pascal’ın Hristiyanlık sevdirmek, insanların Hristiyanlığa tabi olması için geliştirdiği akıl din ikilemi. Pascal’ın Dilemması şöyle. Hristiyanlık size bir mutluluk vâad ediyor, neden buyruklarına uymuyorsunuz? Uysanız ne kaybedersiniz? Aklımı susturmam lâzım diyeceksiniz, çünkü dini hakikatler rasyonel değildir; hürriyetimden vazgeçmeliyi, çünkü din bir takım mükellefiyetler yükler. İyi ama, dine boyun eğmezseniz necat yolunu yani ebedî saadetinizi kaybetmiş olmayacak mısınız? Fedâ edeceğiniz akıl da hürriyet de fani; öte yandan kazanç nâmütenahî. “Dünyanın en korkunç problemi önünde anarşist, Pascal’ın dilemmasını tazelemiştir.” BFH s.37-38.

Patriaarka: “Hem tahttan indirilen II.James’in kızı hem de William’ın karısı olan prenses Mary, 1689 şubatında kocasıyla buluşmak ve taç giymek için Hollanda’dan ayrılırken, onu İngiltere’ye götüren gemide John Locke da vardı, John Locke ve istikbali.İstikbali derken iki eserin yazmalarını kasdediyoruz.Locke onlarla ün sağlayacaktı kendine:İnsan Zekası Üzerine Deneme ve Sivil Hükümet Üzerine Deneme.İkinci kitabın asıl adı: “Sivil Hükümetin hakiki menşei, gerekçesi ve amacı üzerine ikinci deneme”,ikinci deneme, çünkü Locke onunla aynı zamanda yayımlanacak olan birinci denemesinde, mutlakiyetçi bir yazarın, Sir Robert Filmer’in Patriaarka adlı eserindeki yanlış prensipleri çürütmeye çalışştı.” UU.s. 231.

Paul Janet: (1823-1899) Fransız filozofu ve edebiyat profesörü “Sosyalizme düşman bir felsefe tarihçisi, Paul Janet, Saint-Siman’u, Saint-Simon’u, ölümünden yarım asır sonra yazdığı bir makalede çağdaş sosyalizmin kurucusu olarak vasıflandırır.” SSSS.s.65.

Paul Nizan: (1905-1940)’ın Fransız yazar. Siyasi hicin türündeki eserleri ve 1934 yılında yazdığı ‘Çoban Köpekleri’ isimli eseriyle bilinir. “1934’de Çoban Köpekleri’ni yazan Paul Nizan, Durkheim’i oportünizmle itham eder.” SNK.s.124.

Payam-ı Sabah: Ali Kemal’in Başmuharrirliğini yaptığı gazetenin adı. Ali Kemâl, II. Meşrutiyet’ten sonra istanbul’da Peyam adında günlük bir siyasi gazete çıkardı. Gazete sonraları Peyam-ı Edebî, Peyam-i Sabah Edebî Nüshası ve Peyam-ı sabah adlarıyla yayınlandı. 1919 yılında Damat Ferit Hükümeti’nde Maarif Nazırlığı olunca gazetesini Mihran Efendi’nin Sabah gazetesiyle birleştirdi gazetenin adı payam-i Sabah olarak kaldı. Peyam-i Sabah’ın başyazarı ve sorumlu müdürü oldu. “Zavallı Payam-ı Sabah başmuharriri... o hazin başğın ( nakş-ı Ber Ab) yalnız bütün mahsusat-ı edebiyesini değil, kısa fakat hummalı hayatını da kucaklayan bir mezar taşı kitâbesi olacağını düşünmüş müydü acaba.” BÜ.s. 163.

Pazartesi Konuşmaları: Fransız münekkidi Charles-Augustin Sainte-Beuve (1804- 1869)’in tenkitlerini topladığı iki eserden biri. Eser 15 ciltlikten müteşekkildir. Diğer eseri ise 13 ciltten oluşan “Yeni Pazartesiler”dir “Edebiyat portrelerine düşkündür. Pazartesi Konuşmaları’nın çoğuna buismi verebiliriz.” KA.s.416.

Pehlevice: "Anquelit Duperron'un (1731-1805) sonsuz fedakarlıklar pahasına karanlıklardan kurtarabildiği ‘Avesta’, İran'ın eski geleneklerini dile getiren pehlevice yazılmış dağınık sayfalar, çarmıha gerilen hükümdarlara mağrur şehinşahların menkıbelerini ebedileştiren üç beş kitabe..” Kİ.s.294.

Peregrine Pickle’in Maceraları: Tobias Smollet (1721-1771), Roderick Random (1748), Peregrine Pickle’in Maceraları (1751) ve en değerlisi Humphry Clinker (1771) olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve satirik romanı geliştirmiş.”KA.s.220.

Peron: Juan Domingo Peron (1895-1974). Arjantinli devlet adamı ve diktatörü. “Gündelik dilde faşizm yalnız faşist İtalya’nın doktrini değil, Hitler Almanya’sını da onlara az çok benzeyen bütün rejimleri de ifade eder:Franco İspanya’sı, Salazar Portekiz’i Peron Arjantin’i...gibi.” UU.127.

Peronizm:Arjantinli peron’un öğretilerinden kaynaklanan siyasi düşünce.

“Peronizm, refah çağında ortaya çıkar, iktisadi buhranla ilgisi yoktur. ” UU.s.136

Perrault: Charles Perrault (1628-1703) Fransız yazar. Çocukları eğlendirmek için kaleme aldığı masallarla ün kazanmıştır. “Fransız edebiyatinda Perrault’un masallariyla Fabliau’lar ve”roman de renard”neyse “Remus amca”da Amerikan cocuk edebiyati icin o’dur.” Kİ.s.321

Perroux: François Perroux (1903-1987). Fransız iktisat profesörü. “Perroux doğru söylüyor:”Bu atom ve feza çağında hepimiz bir parça Saint-Simoncu değil miyiz? SSSS.s.109.

Perse:Hint mitolojisinde canavarlarla şavaşan efsanevî kahraman. Perse canavarlar avlarken yüzünü bir bulutla örtermiş.” Kİ.s.336.

Persecute Maniaque: Cana kıyan manyak, cana kıyma meraklısı anlamında Fransızca kelime grubu. “Tanpınar’ı teşhisi yerinde: Başveren inkılâpçı bir megaloman, bir “persecute maniaque”tır.” Mağ.s.160.

Persifal:Alman besteci ve dramaturg Richard Wagner’in 1882 yılında tasarlanan ve oynanan eseri. “Persifal’in muhteşem mimarisinde Hint mabetlerinden devrilmiş merömerler var.” BDE.s.70.

Perstiş: Tapınış, şiddetli sevgi, gönül akışı. “Aydın okumak için okur. Kitaba kitap olduğu için perestiş eder.” BÜ.s.113.

Pertev Paşa: (1824-1872). Şakacı ve hoşsohbet bir kişi olarak bilinen Pertev Paşa Tanzimat devri devlet adamı, şair ve yazarlarındandır.. “Vaka -i Hayriye’den sonra devlet gemisinin dümenini eline alan Pertev Paşa tekke şeyhlerinin sözüyle hareket ederek Edirne antlaşmasıyla sonuçlanan meş’um seferin açılmasına ve sonra da Cezayir’in elden gitmesine sebep oldu.” BFH.s.120.

Peru: Güney Amerika’da büyük Okyanus kıyısında başkenti Lima, resmi dili İspanyolca olan devlet. “Peru’nun, Tataristan’ın , Arabistan’ın siyasi ve ahlaki hayatına gelir.” Kİ.s.75.

Peruka: Peruk. Tabii saçlardan ya da sentetik liflerden yapılmış yapma saç “İkinci mütercim Gohory (1571) XVII. Asır mütercimleri Machiavelli’ye “peruka” giydirirler...” UU.s.182.

Pestenkiranî: Saçma, saçmasapan saçmasapan söz anlamında Farsça bir terim. Pestenkeranî bir burjuvazi ve yoksul zanaatkarlar.” Mağ.s.66

Peter Pan: J.M. Barrie’nin çocuk edebiyatı klasiklerinden biri olan anlatısı. 1904 yılında oyun olarak da yazılmıştır. “Birlesik devletler icin huck finn italya icin pinokyo Danimarka icin Denizkizi Ingiltere icin Peter Pan milli birer kahraman sayilmistir.heykelleri dikilmis akin akin ziyaretcileri olmus KI.s.319.

Petersburg’dan Moskava’ya Seyahat: 18 asır Rus yazarı Radicev (1749-1801)’in eseri. “Petersburg’dan Moskava’ya Seyahat adli eserin yazari Radicev (1749-1801) XIX.asir Rus aydinlarinin butun hususiyetlerini tasir.” Mağ.s.71.

Petit Chose: Le Petit Chose (bir Çocuğun Hayatı). Fransız romancı Alphonse Daudet (1840-1897)’in 1868 yılında yazdığı romanı. Andersen’in dostu olan bu zat edebiyata talihsiz cocuk, pansiyon hayati yetim tipleri sokmus, mucadeleci ve talepleri olan bir edebiyat yaratmis hem “Sefiller”in Kozet’ini hemde Daudet’nin “petit’ chose”unu mujdelemistir.” Kİ.s.318.

Petraçevski: Mihail Vasiliyeviç Patraşevskiy (1821-1866). Fourier yanlısı bir dışışleri mütercimi ve Rus ihtilalci. “Petracevski, sosyal bir davaya gönül veren Rus toprak sahiplerinin en güzel örnegi.” Mağ.s.80.

Petrapavlovskaya Kalesi: Matartalist Rus intelijansiyası ve Edebiyat tenkitçisi Dimitri Pisarev (1840-1868)’in hapsedildiği kale. Dört yıl Petrapavlovskaya kalesinde kalmış.” Mağ.s.98.

Petrograd: Sen-Petersburg şehrinin 1914-1924 yılları arasındaki adı. “Kızıl meydan’daki türbe yetmemiş Vlademir iliç ölür ölmez petrograd’a Lenigrrad adını takmişılar.. vs.” Jur.I.s.89.

Petronius. Caius arbiter Petronius (öl İ.S.66). Latin yazar. Pison’un ihânetini öğrendikten sonra Neron tarafından intihare zorlanan, zevk düşkünü ve zeki senatorla aynı kişi olarak kabul edilen Petronius Satyrikon isimli eserin yazar olduğu sanılmaktadır. “Bu Petronius, Marsilya civarında doğan bir Galyalı imiş.” KA.s.156.

Peyami Safa: (1899-1961). Cumhuriyet sonrası roman, hikaye, inceleme ve deneme yazarı. “Peyami Safa’nin Turk İnkilabına bakışlari Celal Nuri’ninkine kiyasiya cok sığ ve tarihi temelden mahrum bir karalamadir.”Kİ.s.113.

Peyami: Bkz. Peyami Safa. Nazım, Peyami’ye kıyasla mutlu azınlığın temsilcisidir. Kİ.s.229.

Peygamber Şeklinde Ortaya Çıkan Kahraman: Thomas Carlyle (1795-1881)’ün bir yazısının başğı. “Batı’da Hazret-i Muhammed için neler söylenmiş? Burada da Dante’nin İlahî Komedya sından, Voltaire’in Adetler Üzerine Denemesi sinden, Napoleon’un Günlük lerinden, Carlyle’ın Peygamber Şeklinde Ortaya Çıkan Kahraman yazısından, Lamartine’in Türkiye Tarihi I inden, Renan’ın Muhammed ve İslâm’ın Menşei inden, Hugo’nun Asırların Destanı şiirinden metinler sıralanıyor.” Kİ.s.154.

Peyk: Uydu. Güçlü bir devlete her bakımdan (ideolojik, ekonomik, politik..) bağlı devlet için kullanılır. “İslamiyet’ten önce, biri Bizans’a, öteki İran’a bağlı iki peyk vardı.” Kİ.s.147.

Phanomenologie des Geistes: Tinin Görüngübilimi Hegel’in 1807 yauımlanan ve Hegel’in Schelling’den kopuşunun belgesi olarak kabul edilen eseri. “Phanomenologie des Geistes’in yayımladığı 1807 ise, edebiyat olgusunun bir tarih olayı olarak kavrandığı, yani akışı içinde ele alındığı yıldır.” KA.s.410.

Philippe II: "Sokrat'ın istihzasını Gringore veya Rabelais'nin maskesi altında saklayan akıllı deliler; Charles-quint veya II.Philippe gibi dünyaya söz geçirmeyi düşleyen ikbalperest deliler; Pavie'de I.François esir edilen yahut Berquin ve Nubourg'la alevler içinde can veren yiğit deliler; Munster'deki anabaptisler veya Paıis'teki protestanlar gibi azgın deliler.” IDG.s.161.

Philon: İskenderiyeli Philon (MÖ.20,13-MS.50). Yunan diasporasından Yahudi filozof. Kitab-ı Mukaddes ve Torah yorumcusu. "Joseph'le Philon'un yanında Kilise, daha doğrusu bazı Doğu kiliseleri, bize apokaliptik ve mistik mahiyette bir çok eser aktarmıştır.”IDG.s.112.

Physiocratie: Fransız İktisatçı ve siyaset adamı Dupont de Nemours (1739-1817)un 1767 yılında yazdığı Eseri. Eserin Tam adı:Physiocratie,ou Constitution naturelle du gouvernement le plus avantageux du genre humain olup, Fiziyokrasi ya da insanlık için en elverişli yöntemin doğal kuruluşu anlamına gelmektedir. “Say bu adı Ouesnay’nın 1782de Dupont de Nemours tarafından yayımlanan “Physiocratie” yazılarından almış.” Jur.I.s.132.

Pic De La Mirandolle Pico Della Mirandola (1463-1494). İtalyan hümanist ve filozof. Pic de la Mirandolle (hümanist) ile papa VI. Aleksandr kirli bir evde karşılaşırlar. SNK.s.185.

Pico della mirandello: Bkz. Pic de la mirandolle “Arayan Pico della Mırandella da Pascal veya Montesquieu’de modern antropolojik düşüncenin yaklaşımlarını hatırlatan birçok fikirler bulunabilir.” Kİ.S.21.

Picon: Gaetan Picon (1915-1976). Fransız edebiyat tenkitçisi ve deneme yazarı. “Picon’un kanaatı şu: Rougon Macguart’lar, karaİ.Sar bir destan.” KA.s.266.

Pierre Larousse: (1817-1875)Fransız sözlük bilimci ve yayıncı. “Mithat efendi bir asrı dolduran düşüncedir.Osmanlıların Diderots’u; daha doğrusu Pierre Larpusse’u.” Kİ.S.232.

Pierre Leroux: “Sosyalizm kelimesi önce İtalya’da Kralcı manasında, sonra İngiltere’de Robert Owen’da, Fransa’da Louis Reybaund ve Pierre Leroux’da geçer.” SNK.s.115.

Pierre Mouchon: Panckouckce 1755 de (dördü metin, biri planş olmak üzere) beş ciltlik bir ek çıkartdı ansiklopediye (Paris, 1776-77).Sonra bunlara Pierre Mouchon’un hazırladığı 2 cild endeks de ilave adildi. (Aİ.Sterdam 1780).” IDG. S.20

Pikaresk Roman: Toplumun alt kesimlerinden (Serseri, uşak...) gelen ve yaşadığı serüvenler sırasında toplumun kurulu düzenini eleştirme fırsatı bulan bir kahramanın hikâyesini anlatan eserlere denir. “Tam bir pikaresk roman havası.” BDE.s.236.

Pilpay: Pilpay ya da Bidpai. III. Asırda yasadığı sanılan yarı efsanevi Brahman Rahip. Kanynağını Pança-Tantra’dan alan ve doğulu ve batılı masal yazarlarıyla kitap resimcilerini etkileyen ahlakî hikâyeler kitabını Sanskritçe olarak kaleme alır. "Pilpay (Beyd-i Ba)'ın hikâyelerini yüzyıllardan beri zevkle okuyan Avrupa onlardaki derin ve gerçekçi hayat felsefesini anlıyabilmiş midir? Zimmer, «hayır» diyor bu soruya..." Kİ.S.309.

Pindare: Pindaros (MÖ.518-438). Yunan lirik şairi. Pythionikoi ya da Zafer Odaları isimli eseri "Bir Pindare'ın od'unda, Eflatun'un diyaloğunda, Horas'ın şiir sanatında, Seneka'nın bir kitabında, hatta Roma forum'unda ve hatta Atina'nın Akropol'unda, düzen ve ahenk aramak fazla nekazet"KA.s.124.

Pindaros. Bkz. Pandare. “Pindaros, bahtiyarların yaşadığı hayal ülkesini söyle anlatır: Mağ.s.185.

Pindus: Doğu Yunanistan’ı Batı Yunanistan’dan ayıran kireçli, narnlı, kum yamaçlı dağlar bütünü. Zümrüt yamaçlı Pindus; yanık yamaçlı Sina. Uzaklardan, Newton’u müjdeleyen Hiseta...” UU.s.344

Pinokyo: İtalyan yazar Collodi’nin,1880-1883’te yazdığı, küçük bir çocuğa dönüşş bir kuklanın serüvenlerini anlattığı eseri. “Ne Pinokyo’yu tanimisim, ne Alis Harikalar diyarinda’yi.” Kİ.s.312

Pirizade Sahip Mehmed Molla: 1674-1748. Osmanlı Şeyhülİslamı. Şair yazar ve mütercim. İbn-i Haldun mütercimi olara bilinir. "Baron de Slane 1730'da Prizade Sahip Mehmed Mollo tarafından Türkçeyeöevrilen mukaddemeyi kullanır".” SNK.s. 174.

Pirizade Sahip Molla: Bkz. Pirizade Sahip Mehmed Molla. "Bizde ilok defa Prizade Sahip Molla 5'de 3'ünü yapar. SNK. S.69

Pirizade: Bkz. Pirizade Sahip Mehmed Molla “XVIII.asırın başlarında Pirizade, Mukaddime’nin üçte ikisini türkçeleştirir. ” UU. s.142

Pisarev: Pisarev veya Pisaryov. Dimitri Pisarev (1840-1868). Kısacık ve mahkumiyetle dolu ömrüne dört tane değerli eser sığdırabilen matartalist Rus Edebiyat tenkitçisi. " “Pisarev veya Pisaryov (1840-1868), "Bazarov ben'im" diyecek kadar tok sözlü ve cesur".” Mağ.s.97.

Pitoresk: Durumu,görünüşü bir nedenle resim konusu olmaya elverişli bir görünim,bir nesne ve benzeri için kullanılır.Sanatta ise 18. ve 19. yy’larda İngilterede bahçe düzenleme sanatında ve konak mimarlığında görülen bir eyilim için kullanılr. “Orientales'in Divan'dan farkı: Goethe’de pitoreskin, içerde olması".K:A:s.35

Pitt: “Birisi Pitt’in gazetecisidir, öteki hükümetten maaş alır, üçüncüsü insafsız bir muhafazakar kesilir”.Jur.II.s:63

Pitt: 1.Pitt William Pitt (1708-1778) 2.Pitt William Pitt (1759-1806) Baba oğul olan İngiliz siyaset adamları. “O sırada yayımlanan bir ansiklopediye makaleler yazarak başlamış mesleğe (bilhassa Montesguieu,Montaigne,Nelson ve iki Pitt üzerine) Schiller’in Hal Tercümesi’ni kaleme almış.Kİ.s.366

Planş: Grav. Estamp çıkarmak için kazıma işleminin yapıldığı ahşap ya da metal levha ya da kazılmış bir planş yardımıyla basılmış estamp prova baskı. Diderot ve arkadaşları daha çok planş’larla estamplardan faydalandılar.” IDG.s.15.

Platonizm: Platonculuk, platon ve Tilmizlerinin temsil ettği felsefi akım. "Hakikat-ı Muhammediye ve akl-ı külli telâkkasinin platonizm,neo-platonizm ve Hristiyanlığın (logos, kelime-i ilâhiye)tesiriyle Müslümanlar arasında yayıldığı öne sürülmüştür.” IDG.s.183.

Plehanov: Georgiy Walentinovich Plehanov (1856-1918) Rus sosyalist yazar. Kerim Sâdi, Türk soyalizminin Pelehanov’udur.” BÜ.s. 252

Pleiade Ansiklopedisi: Pleiade mektebi üyelerinin hazırlamış oldukları edebiyat ansiklobedisi. Bkz pleiade mektebi. Üç ciltlik Pledia Ansiklopedisi’nin Edebiyatlar tarihi adını taşıyan birinci cildine bir önsöz yazan Ratmınd Queneau esere neden edebiyat tarihi değil de edebiyatlar tarihi denildiğini açıklar.”KA.s. 383.

Pleiade mektebi: Fransız edebiyatında şairler grubu.Atlas’ın yedi kızına tembihte bulunularak yedi kişiden oluşur. Klasisizm, Pleiade mektebinin çabalarından sonra XVII. yüzyılda doruğuna ulaşır".” Kİ.s.72.

Pleiade şairleri: Pleiade mektebine mensup olan yedi şair. Bunlar: J.Du.Bellay,J.A.De Baif,Pontus De Tyard,E. Jodelle, R.Belleau (1554’de genç yaşta ölen J.De Laperuse yerini aldı) ve J.Dorat (Ronsart’ın 1582’de J.Pelatier Du Mans’ın ölümünden sora onu seçtiği sanılır.) Pleiade şairleri bütün Ortaçağ geleneklerini bir yana iterek yalnız Yunan ve Latin örneklerini benimser” KA.s.116.

Plekhanov: Bkz Plehanov. "Lenin ile Plekhanov arasındaki ihtilafda bu değil mi? Tkaçev, Rus devletinin meşruti bir devlet ve burjuva devleti haline gelmesini istemek". Mağ.s.103.

Plotinius: (205-270) İskenderiyeli Filozof. “bu unsurlar Plotinius’dan gelen saf akıl ve ruhların süduru nazariyesiyle kaynaştırılmıştır.” IDG. 70

Plutark Tercümesi: Bkz. Plutarque tercümesi "Galiba kelimeyi 16. asırda Plütark tercümesinin ithafında yalnız Amyot kullanmış ve I.François'nın Fransa'da edebiyatın yeniden doğuşunu (rönesansını) başlattığından söz etmiş"KA.s.116

Plutark’ın Kahramanları: Yunanlı yazar Plutarkhos (50-125)’ın hayatlar isimli biyografi kitabında söz ettiği 46 Yunanlı ve Romalı ünlü. Kimi örnek göstereceksin çocuklarına Plutark’ın kahramanlarını mı? Plutark’ın kahramanları Rousseau’yu heyecanlandırabilirdi. Jur.I.s.203

Plutarque Tercümesi: Fransız Hümanist Jacgues Amyot (1513-1593)’un 1572 yılında Plutarktos’tan tercüme ettiği baş eseri. “İspanyada Sevilla İsidore ile Tolede’luy İldefonse’nin Flanders’da, Gembloux’lu Sigeber’in İtalya’da Petrarque’ın De Viris’leri Rönesansa Antikite’yi keşfettiren büyük eserlerden biri Amyot’nun Plutarque tercümesi.” KA.s.393-394.

Plutorque: İ.S. I. asırda yaşadığı sanılan Yunanlı biyografi yazarı “Hermes’in kitaplarindan ilk soz eden Yunanli plutorque olmuş.” IDG.s.203.

Plütark:Bkz. Plutorque Kelimeyi, muhib-i hikmet tâbiriyle açıklayan Plütark olmuştur.” IDG.s.37

Pococke: Edward Pococke (1604-1691) Okxford ünüversitesın’de Arapça profösörü ve İngiliz şarkiyatçı. “Bu alimlerin başında Herbolot’yu talebesi Galand’ı,Oxford Universitesinden Pacocke’u, Utretch’te doğu dilleri hocalığa yapan Reland’ı, Cambridge üniversitesinde Arapça okutan Ocleky’i görürüz.” Kİ.s.76.

Poem : Fransızca bir kelime olup şiir anlamındadır. “İskoçyalı Thomas Moore (1779­1817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret kazanan bir poem yazar : “Lalla-Rookh”. Üç yıl sonra Fransızca’ya çevrilen bu poem, bir Saint-Simoncu tarafından operaklaştırılır: sahnede Bernier’in Hint’ini ve Evrengzib’in çehresini görür gibi oluruz.” BDE.s.44.

Poetik: Şiirle alakalı, şiirin yapı, tür,biçim vb. özelliklerini konu alan edebi eserlerin genel adı. "Bu dönem, Aristo'nun Poetik'i üzerindeki yorumlar ve tartışmalar sayesinde (Yunanca yazma 1508'de bulunmuştu), klasik edebiyat tenkidinin ölçülerini de meydana çıkarmıştır” Kİ.s.72.

Polatika: Bir yazar veya düşünürün şiir hakkındaki görüşlerini ihtiva eden eseri. Metinde kastedilen ise Aristo’nun eseridir. “Onun için ne Eflatun’un devletiyle kanunlarına ne Aristo’nun Poletika’sına nede Hristiyan orta çağının beli başlı siyasi eserlarine yer vere bildik.” UU.s168.

Polemologie: Savaşın toplumsalve Psikolojik bir olay olarak bütün alanlardaki (siyasi, ekonomik, demografik) neden ve sonuçlarıyla birlikte incelenmesi anlamına gelen bir terim olup ilk defa 1945 yılında Fransız sosyolog Gaston Bouthoul tarafından öne sürülmüştür. Polemologie ile ilgili Aron’un, Bouthol’un eserleri vardır.” SNK.s.144 Police: Polis. “Police XVII. Asırdan itibaran bu günkü manada kullanılmaya başlar: zabtiye.” UU.s.81.

Poligamiyi: Bir erkeğin birden çok kadınla ya da kadının birden çok erkekle yasal olarak evlenmesine izin veren sistem. Çok eşlilik. Hint’in kalkınması için avrupa’ya dayanması gerektiğine inandığı için,İngilizler’le dost olur,onların reform hamlelerini destekler:dulların yakılmasını önleyen, yeniden evlenmelerini sağlayan,kadınlara miras hakkı tanıyan,polgamiyi yasaklayan reformlardır bunlar.”BDE.s. 273.

Politeizm: Çok tanrıcılık. “Mütenahi’nin namitenahiden mutlak olarak ayrı olduğunu söylemek caizdir, ama, birbirinden mutlak olarak ayrı iki şe’niyet nizamı olmayacağına göre böyle bir iddia politeizm’e götürür.” IDG.s.79.

Politeizmi: Çok tanrıcılık. “Walter’e göre Hazret-i Muhammed politeizmin mirasındaki temelleri korumuş ama onları muhtevalarından sayırarak vahdaniyet umdesine bağlamıştır.” Kİ.s.151.

Politika: Aristo’nun tamamlanmamış sekiz kitaptan müteşekkil           eseri. İbn

Haldundevlet ‘i de okumamıştır. Aristo’nun Politika’sında.” UU.s.159.

Politika: Onyedinci yüzyılın dev yazarlarından biri olan “Bossuet (1627-1704)’in En tanınmış eseri Kitab-ı Mukaddesten Çıkarılmış Politika, (kısaca politika) ile Cihan Tarihi Üzerine Deneme.” UU.s.211.

Politika: Saint-Simon (1760-1825)’ın 1819 yılında yayımlamaya başladığı ve onikinci sayısında kapanan dergisinin adı. “‘Politika’dan sonra ‘Organizatör’ ve Saint-Simon’un meşhur Parabol’u.” SSSS.s.81.

Polonya: Orta Avrupada, başkenti Vaşova, resmi dili lehçe olan bir devlet. "Lehistan niçin ve ne zamandan beri Polonya olmuş?”Kİ.s.325.

Poltava: Ukrayna’da Vorskla kıyısında bir şehir. “Petro , Poltava’da XII. Charles’ın İsveçlilerini yenilgiye uğratmasa, bu teşebbüslerin hiçbiri başarılı olamazdı.” BFH.s.121.

Pompei Son Günleri: Edward Bulwer Lytton’un 1834 yılında yazdığı ve Pompei faciasının arefesindeki Güney İtalya’da Yunan-Latin uygarlığının yeniden canlandırmaya çalışılmasını anlatan eseri. “Galiba az cok uzak bir gecmişe uzanmak daha hoşa gidiyor.Mesela Alexandre Dumas’inin “Üc Silahsorler” I Walter Scott’un Orta Çağ Romanlari veya Pompel’nin Son Gunleri” Rosny’nin tarih oncesi hikayeleri.” Kİ.s.321.

Pondichery: Hindistan’da, Bengal körfezi kıyısında bir şehir. “Sonra, Pondichery’den, Antiller’den söz ediyor yazar.” UU.s.29.

Pondişeri: Bkz. Pondichery “10 Ağustos 1755’de Pondişeri’ye çıktılar, Anquetil kuzeye gitmek istiyordu, ona, “nereye ey garip yolcu, burası tehlikeler diyarı” dediler, güldü ve yoluna devam etti.” BDE.s.38.

Ponna: 10. asırda yaşayan Hint Kannara edebiyatının en önemli şairlerinden biri. “İkinci büyük şair Ponna.” BDE.s.295.

Ponson du Terrail: (1829-1871) Tefrika Romanları ile ün kazanan Fransız yazar. “Çerçeve, Ponsol du Terrail’in ; muhteva yepyeni. Yöntem aynı: Merak uyandırmak.” KA.s.141.

Pop: Popüler’in kısaltılmışı olarak kullanılan İngilizce bir terim. Pop müzik, pop şarkıcısı gibi. Bakıyorlar ki, bitnikler hipi olmuş, ‘free jazz’,’rock’la ‘pop’u tahtından indirmek üzere.” UU.s. 89.

Pope: Alexander Pope (1688-1744) İngiliz şairi. Konfiüçyüs de unutulmamış. Sonra yamaçlarda sohbet edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens, Fenelon. Az ötede, bir başka kafilenin şeyhi Horas ve maiyeti : Pope'lar.Boileau'lar, Montaigne'ler".” Kİ.s.51.

Portekiz: Güney Batı Avrupada başkenti Lizbon, resmi dili Portekizce olan bir devlet. “Portekiz’in tek büyük şairi var: Camoens (1525-1580). Şiire Şark’ın kapılarını açan Camoens tek eser yaratmış: “Os Luciades”.” BDE.s.31.

Portekizce öbeği: Hint-Avrupa dil grubunun bir alt kolu olup Portekiz ve Brezilya’da konuşulan Roman dilini ve Goa, Sri Lanka, Diu ve Makao’da konuşulan Hint Portekizcesini içine alır. “Bugün Roman diller denilince Latince’den türeyen dil âilesi akla gelir: İtalyanca öbeği, sarca öbeği, provans öbeği, Katalan dil öbeği, İspanyolca öbeği, Portekizce öbeği Faransızca öbeği vs.” KA.s.135.

Posidonius: (MÖ.135- MÖ.51) Rodos Felsefe okulunun kurucusu, Çiçeron ve Ponpeius’un hocası olan Yunanlı yazar. “ Ciceron-Yunanlı Panetiuns ve Posidoninus gibi- kelimenin manalarını ayırmaya çalışştır.” KA.s.96.

Postnişin kutup: Tasavvufta, özellikle Mevlevilikte, Pos’ta oturan yani seyhlik makamında bulunan kişi. “Ovidius’un dediği gibi: “Prolem sine matre creatam”.Masonlukta üstad-ı azam oldu: bektaşilikde postnişin kutup, felsefede ise şakirdi olmayan bir hoca.” Kİ.s.214.

Pothier: Robert Joseph Pothier (1699-1772) Fransız hukukçu. “Pothier’de: “Yeni din mavera ile ilgisini kesmeli” demiyor muydu?” BDE.s.61.

Poussin: Nikolas Poussin (1594-1665) Fransız ressam. “1693'te şöyle der: "Raphael'ler, Carrache'lar, Poussin'ler nasıl resim yapmışlarsa, biz de öyle yazmalıyız.” Kİ.s.62.

Pozitif Felsefe Dersleri: Auguste Comte (1798-1857)’un 1830 ile 1842 yılları arasında yayımladığı altı ciltlik eseri. “Levy-Bruhl, daha takdirkârdır: Saint-Simon Comte’a kılavuzluk etmiş, dehasının gelişmesi için en uygun yolu göstermiştir fakat Pozitif Felsefe Dersleri’nin yazarı orijinal bir filozoftur.” SSSS.s.89.

Pozitivizm : Felsefede olgularla desteklenen ya da olgularla ilgili verilere dayanan bilginin tek sağlam bilgi türü olduğu görüşü. Dar anlamıyla August Comte 'un felsefesi için de kullanılır. Genel çizgileriyle Pozitivizm, deney konusu edilebilecek olgularla ilgili, yani en geniş anlamıyla bilimselbilginin sağlam bilgi olduğunu vurgular. Bunun dışında, olgucuların çoğu mantık ve matematik gibi bilgi türlerinin varlığını kabul eder, ama bunların içeriksiz olduğunu ileri sürerler. Olguculuğun en temel özelliğiyse, geleneksel felsefe görüşlerini, olumsuzbir anlam yüküyle "metafizik" olarak niteleyerek karşı çıkmasıdır. Comte 'dan bu yana "metafizik" nitelemesi insanlığın geride bıraktığı bir aşamayla ilgili, geçerliliğini yitirmiş, yerini "pozitif" bilimlere bırakmış bir bilgi türünü çağştırır. “Hint’i teolojik çağın karanlık dehlizlerine tıkar pozitivizm.” BED.s 62.

Pracapati: Yaratıkların efendisi anlamına gelen Sanskritçe bir kelime.Veda inancında tabiat güçlerini birleştiren yaratıcı güçü ifade eder. “Sonra bir oğlan geldi dünyaya. Bu pracapati’ydi.: ‘ varlıkların efendisi’.” BDE.s.317.

Prag Öğrenci Mitingleri: 1968 yılında Çek Cumhuriyetinde öğrenciler tarafından,otoriteye baş kaldırı niteliğinde anarşizmin tesiriyle yapılan gösteriler. “Sarbon’da (Paris), Madrid Üniversitesi’nde, Roma Üniversitesi’nde Prag öğrenci mitinglerinde... Bunların hepsi de 1968’de olmuştur ve dev şirketlere, orduya, bürokrasiye karşı besledikleri güvensizlik ve kin yönünden anarşizme benzerler.” Mağ.s.177.

Pragmatizm: Doğruyu ve gerçekliği eylemlerin sonuçları değerlendiren ve onlara fayda açısından yaklaşan faydacılık. anlamına gelen Amerikan Felsefesi. "Pragmatizm'den daha da ileri giderek, her metafizik mutlağı reddeder.” KA.s.106.

Prakritçe: Eski Hindistanda kullanılan ve modern Hint-Ari dillerinin kaynağı olan yrel dillere verilen isim. “15. yüzyılın sonlarına kadar Sanskritçe ön plandadır, Prakritçe ise 1000yıllarından sonra pek kullanılmaz.” BDE.s.93.

Prakriti: Samkhya’da bütün görünüşler dünyasını kuran üç ilkeyi (Guna) içinde taşıyan sonsuz tözü belirten Hindu Felsefesi. Prakriti üç kuvvetin kaynağı: zekâ, enerji, adalet ve şuursuzluk.” BDE.s.149.

Prehistoire: Tarih öncesi Tarihi zamanlar olarak adlandırılan dönemden daha öncesine ait ya da bu dönemlerle ilgili. Peygamberlerin Prehistoire’inda mertebesi , Nebiliktir.” IDG.s.206

Premçand:Navab Ray diyede bilinir. (1880-1936) Eserlerini Hint, Urdu ve İngiliz diliyle kaleme alan Hint’li yazar. “Ceynandra’nın psikolojik romanları, yeni kuşakları Premçand’ınkilerden daha fazla etkilemektedir.” BDE.s.251.

Prens: Bkz. Hükümdar. “ ‘Prens’ Napoleon'un en çok okuduğu kitaptır ve Chateaubriand'a göre Napoleon Prens'tir.” SNK.s.87.

Prenses Mary: “Hem tahttan indirilen II.James’in kızı hem de William’ın karısı olan prenses Mary, 1689 şubatında kocasıyla buluşmak ve taç giymek için Hollanda’dan ayrılırken, onu İngiltere’ye götüren gemide John Locke da vardı, John Locke ve istikbali.İstikbali derken iki eserin yazmalarını kasdediyoruz.Locke onlarla ün sağlayacaktı kendine:İnsan Zekası Üzerine Deneme ve Sivil Hükümet Üzerine Deneme.İkinci kitabın asıl adı: “Sivil Hükümetin hakiki menşei, gerekçesi ve amacı üzerine ikinci deneme”,ikinci deneme, çünkü Locke onunla aynı zamanda yayımlanacak olan birinci denemesinde, mutlakiyetçi bir yazarın, Sir Robert Filmer’in Patriaarka adlı eserindeki yanlış prensipleri çürütmeye çalışştı.” UU.s. 231

Presbiterianizm: Calvin tarafından ön görülen ve kilisenin yönetimini Protestan Papazlarla laik kişilerden oluşan Presbyterium adındaki karma bir kurula veremeyi amaölayan düşünce. “Fakat protestanlık Almanya’da çabucak yozlaştı,Ya İngilterede’ki presbiterianizm?” Kİ.s.381.

Pretoria: Güney Afrika Cumhuriyetinin hükümet merkezi ve Transvaal eyaletinin merkezi. Yıl 1893. Güney Afrika’dayız. Proteria’ya giden trenin birinci mevki kompartımanında genç bir avukat üzerine aldığı dâvâyı düşünüyor.” BÜ.s.213.”

Prevost: Marcel Prevost (1882-1941) Fransız yazar. “Yalnız Fransız romanını ele alsak, bir Le Sage, bir Marivaux, bir Prevost, bir Rousseau, bir Laclos, bir Sade.. insan ruhunun karanlık dehlizlerinde taramadık bir köşe bırakmışlar mıydı?” KA.s.129.

Price: Richard Price (1723-1791) İngiliz reformist kilise papazı. Vaiz ve gazete yazarı özellikle iktisadi konularda araştırmalar yapmıştır. Nitekim ünlü İngiliz alimi Priestley’in teorisini tahlil eden Price, maddeciliğin hürriyet kavramına ters düşğünü ve her türlü kişisel teşebbüsü yok ettiğini ileri sürer.” Kİ.s.358.

Priestley: John Boynton Priestley (1894-1984) İngiliz yazar. Nitekim ünlü İngiliz alimi Priestley’in teorisini tahlil eden Price, maddeciliğin hürriyet kavramına ters düşğünü ve her türlü kişisel teşebbüsü yok ettiğini ileri sürer.” Kİ.s.358.

Primiti ve Culture: Tylor’un 1871 yılında yazmış olduğu Romanın adı. “Tylor’un kitabından biri (Primitive Culture, 1871), ilkel medeniyetlerden değil, ilkel kültürlerden bahsetmek âdet olur.” UU.s.97.

Princesse de Cleves. Mme de La Fayette’in 1678’de adını açıklamadan yayımladığı Romanı. “1678’de Fransız romanı en mükemmel ifadesini Princesse de Cleves’de bulur; İngiliz romanı Necata Doğru’da.” KA.s.216.

Pritiraç: Ne zaman yaşadığı kesin belli olmayan Hint şairi Cand bardai’nin destansı nitelikli eseri. “12. yüzyılın sonlarında geçen bir cengi destanlaştırmış. Eserinin adı, ‘Pritiraç’.”BDE.s.246.

Probus. Mercus valerius Probus. MS.I. asırda yaşamış Latin dilci. “Probus, Yunan felsefe eserlerini ilk defa olarak Siryaniceye çevirir.”Kİ.s.148.

Proclus. Krestomati seçme özetler mecmuası. İlk örnek Proclus’un Kresttomati’si” KA.s.392.

Prodüktör: Sinema yapımcısı. “Ve üstadın ölmeden önce kurmağı tasarladığı ‘Prodüktör’ adlı gazetenin başına geçmiş.” SSSS.s. 102.

Profesör Etiemble: “Profesör Etiemble, Türk Romanı’nın Doğuşu’nu Fransız okuyucuya şöyle tanıtmış: “Bayan Dino’nun denemesi yalnızca Türk Romanının oluşumunu değil sömürgecilikten kurtulan ülkelerin romanlarının genel sorununu da açıklar” KA.s.318

Prolem Sine Matre Creatam: “Ovidius’un dediği gibi: “Prolem sine matre creatam’ Masonlukta üstad-ı azam oldu: bektaşilikde postnişin kutup, felsefede ise şakirdi olmayan bir hoca.” Kİ.s.214.

Proleter: “Asya’da sınıflar teşekkül etmemiştir, hepsi proleter milletlerdir. Komintern İslamiyet’e cephe alırsa, mücadeleyi kaybeder”.SNK.s.263.

Proleterleşme:Evvelce milk sahibi olan bir sınıfın bir gölümünün genellikle bir sanayileşme süreci sonunda emekçiler sınıfına katılmak zorunda kalmasıyla içine düşğü siyasi ve içtimai durum. İşci durumuna düşme. “İktisadi çöküş; yerli üreticilerin, zanaatkarların, imalatçıların proleterleşmesi.” BFH.s.81.

Proleterya: Fransızca Proleter kelimesiyle alâkalı bir kelime. Proleter, günlük çalışmalarıyla yaşayan, bunun dışında herhangi bir geliri olmayan amale anlamındadır. Proleterya işci sınıfı demektir. Daha özel bir anlamı ise: Karl Marx’ın Kapitalizmdeki işçi sınıfı. “Proleterya veya işçi sınıfı denilen yığınlar böyle doğdu.” BFH.s.7.

Prolog: Bir edebi eserde asıl konudan önce olayları anlatmak için yazılan bir nev’i giriş gölümü.“H.A.R. Gibb, kitaba dört sayfalık bir Önsöz yazmış.Bunu iki sayfalık bir Giriş ve yirmi iki sayfalık bir Prolog takip diyor.” IDG.s.67.

Promete:Prometheus. Yuanan mitolojisinde titanlardan biri, İatepos’un oğlu.Gökten ateşi çaldığı için tanrıların gazabına uğrayan, kaf dağının tepesine zincirlenen ve gündüzleri kartal tarafından ciğerleri kemrilen yarı tanrıça Promete romantizmde tanrılara isyan eden bir kahraman olarak işlenir. Kendini Promete sanan Avrupalı... içtikçe artan susuzluk, ve devrim.” BÜ.s.181.

Propertius: Sextus Aurelius Propertius (İ.Ö.47-16’ya doğru). Latin şairi.          Şair

Propertius (İ.Ö. 47-15) Hint Kadınının vefakârlığını göklere çıkarır.” BDE.s.30.

Prophetique: Peygamberlerle ilgili; geleceği bildiren manasında franzızca bir kelime. Bu ‘initiatipue’ felsefe, 'prophetique’ felsefe çizgisindedir.” IDG.s.44.

Prospektüs: Tarife, tanıtım, bir şey hakkında tanıtıcı ce açıklayıcı bilgi veren kağıt, buroşür. “1750 Kasımında, 8 büyük sayfalık bir prospektüs yayımlandı”.”IDG.s. 17.

Protestan: Adını 1517’de Reformcu Luter’in arkadaşlarıyla birlikte, Katolik Roma kilisesine karşı neşrettiği bir protesto metninden alan Hristiyan mezhebi. “Cevdet Paşa’nın torunu Katolik rahibesi, Fikret’in oğlu Protestan papazı olur.” BÜ.s.134.

Protohistoire: Ön tarih, tarih öncesi. “Protohistoire’da bile tabiat kanunlara idare olunur.” SNK.s.33.

Proudhon: Pierr-joseph Proudhon (1809-1865). “Tanrı kötüdür.” ve “Mülkiyet hırsızlıktır.” Sözleriyle tanınan kendi kendini yetiştirmiş bir Fransız bira yapımcısı, önceleri sosyalist, anarşist ve militan. Proudhon, siyasal anarşizmin kurucusu sayılır. Toplumu örgütlemenin ilk adımı olarak üretim kooperatiflerini ve faiz bankacılığını savunmuştur. Proudhon insanların şiddetli zaafları olduğunu bu zaafları kontrol altında tutabilmek için âilenin gerekliliğini de savunmuştur “Proudhon’un küçük burjuva şakirtleri mütüelizm kelimesini kullanırlar, sosyalist şakirtlerse önce kolektivizm, sonra komünizm kelimesini kullanırlar.” SNK.s.153.

Proust: Marcel Proust (1871-1922). Fransız roman yazarı ve mütercim. “Ama Rousseau’dan Proust’a, Wordsworth’dan Hardy’ye kadar Avvrupa edebiyatını dolduran bu tabiat sevgisi gelip geçici bir olay değil mi acaba?” KA.s.76.

Provans öbeği: Oc dilleri anlamına geldiği gibi, eski provece, Nice Kontluğu,Venaissin ve Nimes ile Uzes yürelerinde konuşulan oc lehçesi anlamına da gelir. “Bugün Roman diller denilince Latince’den türeyen dil âilesi akla gelir:İtalyanca öbeği, sarca öbeği, provans öbeği, Katalan dil öbeği, İspanyolca öbeği, Portekizce öbeği Faransızca öbeği vs.” KA.s.135.

Provence Kontları Döneminde Yaşayan En Eski ve En Ünlü Şairlerin Hayatı: Les Vies des plus celebres et anciens poetes provençaux (En Ünlü ve En Eski Provenceli şairlerin hayatı) Fransız hukukçuve yazar Jean Nostredame (1507-1577)’ın 1575 yılında tamamlanan eseri. "Ne varki üç asır sonra 1575’de Nostradamus Provence Kontları Döneminde Yaşayan En Eski ve En Ünlü Şairlerin Hayatı isimli kitabını kaleme aldığı zaman hiçbir şey değişmemiştir.”KA.s. 395.

Provence: Eski güney Fransa eyaleti. “Fransa’da ilk “yabancı edebiyatlar”hocası olan Claude Fauriel, Provence İtalyan edebiyatlarının kaynaklarını düzenli olarak incelerken, Almanya’da Koberstein ve daha da çok Wackernagel (Ortaçağ için), Sturm und Drang’ın ve romantizmin tarihçileri tarafından girişilen çok aceleci ve çok hissi çalışmaları yeni baştan ve derinlemesine ele alırlar.” Kİ.s.416.

Providence:ABD’de Narrzgansettkoyunun ağzında, yönetim, ticaret ve üniversite merkezi şehir. “Providence yoksa, ezeli bir iradenin belli bir yere doğru ilerlettiği bir kuvvet yoksa, onu yönetmek bizim elimizde.”SNK.s.150.

Prusya: Kuzey Almanya’da, başkenti Berlin olan eski devlet. “Hegel idealistti, Prusya’nın resmî felsefecisiydi.” BÜ.s.190.

Psikanaliz: Froud tarafından 1895 yılında ortaya atılan, Eylemlerin, kelimelerin, rüya ve sabuklamaların bilinç altında bulunan öz kaynağına inip çatışma ve karmaşaları yüzeye, bilinç alanına çıkararak anlaşılmaz ve çözülmez gibi görünen problemleri aydınlatma ve cözmeye yönelik terapi yöntemi. “Psikanalizde: Psikodram Hangi ruh düğümünü çözebilmiş? Şuuraltı,Psikanalizde de, psikodramda da şarlatanlığın payı çok büyük.” Jur.I.s.142.

Psikiyatır: Ruh bilimci, Psikiyatri uzmanı hekimler. “Mesela sömürgeler çağında, psikiyatrlar, Afrikalı’ların aşağılını ispat için bilimselteoriler kurarlar.” Mağ.s.37.

Psikodram: Travma yaratan eski bir duruma son verme girişimin de bulunmayı ya da güç bir durumu ele almayı amaçlayan ya da hayali sahnelerden oluşan dramatik oyun. “Psikodram Hangi ruh düğümünü çözebilmiş?Şuuraltı,Psikanalizde de,psikodramda da şarlatanlığın payı çok büyük.” Jur.I.s.142.

Psikoloji Dersleri: “Boirac’ın “Psikoloji Dersleri” “ilm’en-nefis” diye tecrübe edilir, Türkçe’ye”.SNK.s.269.

Psikoloji: Psiko (ruh), loji (bilim) kelimelerinin birleşiminden oluşan kelime ruh bilim anlamına gelmektedir. Ama çağdaş psikoloji, ruhu değil, insan ve hayvan davranışlarını araştırma alanı olarak kabul eder. . “Freud öncesi psikoloji, çeşitli bilgin çehreleri sunan bir kaleidoskop.” BÜ.s.209.

Psikoz: Kişinin toplumla ilgili bağlantısını koparmasına sebep olan ve kişiliği derindsen etkileyen akıl hastalığına verilen isim. “Uykusuzluk psikoz Başlangıcıdır.” BÜ.s.113.

Psişe. Latince kökenli olan bu sözcük, o dilde “ruh” anlamına gelirse de günümüzde daha çok “zihin” sözcüğünü karşılamaktadır. Jung ekolünde kişiliğin tümü psişe olarak adlandırılır. Psişe, bilinçli ya da bilinçdışı tüm duygu, düşünce ve davranışları içerir. İnsanın fiziksel ve toplumsalçevresine uyum göstermesini Sağlar.: Yunanistan’da, Olimpus’da, Akropol’da, Ölezis’de, bu düşüncelerin insanda ve tanrılarda ete ve deriye bürünerek, beşeri trajedi ve Psişe’nin semavi hikayesi suretinde geçit resmi yaptıklarına şahit oldu.”IDG.s. 150.

Psysiocratie : “Psysiocratie, Physis’nin , yani tabiat kanunlarının hakimiyetidir.” SNK.s.207

Pugaçef: Yemelyan İvanoviç pugaçev (1742-1775). Rus ordusu subayı ve 1773-74 rus halk ayaklanmasının lideri. Nihayet radikal intelijansiya kendi Pugacef’lerini buldu,boylece aydinlarin en sert ve en suurlulari iktidara yukseldiler. Mağ.s.78.

Purana: Hint edebiyatında IV ve V. Asırlarda yazılan, amacı Vedalar’ın Brahmanalar’ın ve Upanişadlar’ın hükümlerini okuması yazması olmayan, yani kadınlara ve aşağı kastların üyelerine iletmek olan bir epik hikâyeler dizisine verilen isim. Hitolojik halk hikâyeleri. “Bu devirde hem Sanskritçe kullanılmış, hem Orta Hint dilleri. Yeni kutsal metinler yazılmış: Purana ve Upapuranalar.” BDE.s. 92

Purusapariksa: Hikâye Irmakları Okyanusu anlamına gelen Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak 1063-1081 yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli eserinde bir hikaye kitabının adı. ‘‘ ‘Sindbad Kitabı’, ‘Yedi Vezirler’... hep ‘Hikâye Irmakları Okyanusu’ndan alınmış. ‘Purusapariksa’ da hoş bir hikâye: Ölüme mahkum edilen bir hırsız altın eker biçerim diyor.” BDE.s.237.

Puruşa: İnsan anlamına gelen bir Sanskritçe kelime olup, samkhya ve yoga Hindu okullarında arı ruhu ve Vedalar’da ilk kurban eden ve ilk kurban edilmiş olan ve bedenin çeşitli bölümlerinin yaradılışının öğeleri durumuna gelen, makrokozmosun kişileştirilmesini, temel insanı adlandırır. Puruşa, bilen, hükmeden. Kosmosun nedeni, puruşa.” BDE.s.149

Puşkin ve Belinski: Rus Edebiyat tenkitçisi Dimitri Pisarev (1840-1868)’in 1865 yılında yazdığı eserinin adı. "Ama vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev, Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları (1864) , Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen proletarya (1865)". Mağ.s.98

Puşkin: Alexsandr Sergeyeviç Puşkin (1799-1837). Rus yazarı. "Büyük şairin fırtınalı hayatına bir göz atalım 1798'de -yani Puşkin'den bir yıl önce -Litvanya'da doğar." Kİ.s.326.

Putları Deviriyoruz: Nazım Hikmet’in, M.Zekeriya (Sertel) ve Sahiba Zekeriya (Sertel) tarfından İstanbul’da 1924 yılından itibaren, aylık olarak yayımlanan Resimli Ay dergisindeki bir yazı dizisinin başğı “Nazım’ın Resimli Ay’daki Putları Deviriyoruz tefrikasını karalamak için şairane kabiliyet, Batı estetiği ile bir miktar yatıp kalkmış olmak yeter de artardı.” Kİ.s.258.

Püritenler:Kitab-ı Mukaddes’i yeni bir gözle okumaktan yana olan ve XIX.asır sonlarından başlayarak çoğu Amerika’ya göç eden katı bir presbiteriyen tarikatının üyeleri. “Filhakika, Gabel’e göre ‘kapitalizmin Püritenler’den aldığı ideolojik armağan, rasyonaliste değil eşyalaşmaya’dır.” UU.s.21.

Pyrrhusvari Bir Zafer: Pyrrhus, yaklaşık MÖ.318-272 yıllarında yaşamış Epeiros kralı. Hayatı savaşlar ve zaferlerle dolu olan bu kral, zaferlerinin sonuçlarnı görmekte bu kadar nasipli değildir. 280 yılında fillerinin de yardımıyla Romalı’lara karşı büyük Herakleia zaferini kazandı; ama Appius Claudius Caecus’un Seneto’yu saptığı barış teklifini geri cevirmeye ikna edememesi üzerine zaferinin hiçbir faydasını göremedi. Pyrrhus ismi, bir taraftan kazanıp öbür taraftan kaybetme ya da savaşta kazanıp masada kaybetme durumunu anlatan bir durum için kullanılmıştır. Ateş mazinin bir çok levslerini temizlemişti, ama Pyrrhusvari bir zaferdi bu.” Mağ.s.263

Pythagoras: MÖ.570’e doğru -MÖ.480’e doğru. Yunanlı matemetikçi. “19. yüzyıl Avrupası’na göre, Yunan mucizesi bütün ihtişamını Asya’ya borçlu: Pythagoraslar, Demokritoslar, Lykurgoslar meşalelerini ya Ganj kıyılarında tutuşturmuşlar, ya Nil boylarında.” BDE.s.28.

Quarter Latin: Geleneksel olarak Paris’in sol kıyısındaki bölümüne verilen ad. Ortaçağ’da Latince konuşan öğretmenler ve öğrenciler burada toplanıyordu Çünkü zamanın üniversiteleri de burada bulunuyordu. “Fransa’nın 3.cumhuriyetinde Quarter Latin’de sanat öğrenimi yapmış bir şair, Lale devri’nin şairi.” KA.s.370.

Quatrefages. Etinne Marc Quatrefages (1782-1857). Özellikle Arap tarihi dili ve edebiyatı üzerine çalışmaları ile tanınan Fransız doğu dilleri profesörü. Quatrefages, brocart insani fert ve cemiyeti iliskileri icinde incelemek istiyordu.”SNK.s.45.

Quesnay: François Quesnay (1694-1774). Fransız hekim ve İktisatçi. Diderot’un Ansiklopedisi için Çiftçi (1756) ve Tahıl (1757) maddelerini yazar. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert, Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG.s.19.

Quetelet: Adolphe Quetelet (1796-1874). Belçikalı gökbilimci, matematikçi ve istatistikçi. “Qutelet geni kitlelerde Previsibilite (onceden gorüş)determenizm var de dar kitleler yok.” SNK.s.39.

Quevedo: Francisco Quevedo Y Villegas (1580-1645). İspanyol roman ve hikaye yazarı. Lope de Vega, Gongora, Quevedo, Tirso de Molina, Calderon.. onyedinci yüzyılın birinci yarısına pırıltı saçarlar.” Kİ.s.67

Quinet: Bkz.Edgar Quinet. “Göl şairlerinin hepsi de Asya’ya âşık , Quinet’ye göre.” BDE.s.:43

Quintilien: Marcus Fabius Quintilianus (İ.S.30-100). Seneca okulu’nun temsil ettiği cağdaş eğitime karşıcicerocu klasiğe dönüşü savunan Latin retorikçi. “Ciceron ile Quintilien litteatura kelimesini kullanıyorlardı.” KA.s.379.

Quo Vadis?: Bkz. Kovadis. “Le Feu”yü on dokuzunda okumuş ve edebi zevkini değiştirmiş SNK.s.384.

Rabelais. François Rabelais (1490-1553). Fransız Hümanisti, yazar ve düşünür. Gargantua isimli romanı önemlidir. “Avrupa, mazisine hürmetkârdır, şaheserleri hırsların ve heveslerin tasallutuna terk etmez; Montaigne’i yirminci asır Fransızına, onaltıncı asrın garip imlası sunar, Rabelais’nin tek kelimesi dokunulmaz.” UU.s.310. Raca: Hindistan Ülkelerinde kral. “Rahip kafadır, raca kol” BDE.s.111.

Racastan: Hindistan’ın Kuzey Batısında merkezi Caypur olan eyalet. “Çand Racastanlı. Racastan Hint’in racalar bölgesi, bu bölgede yaşayanların başlıca meşgalesi cenk.” BDE.s.246.

Racastanca:Racastan dili. Hindistan’ın Kuzey Batısında bir eyalet olan Racastan da konuşulan Hint dili. “Bu geniş bölgede Hint nüfusunun yarısı yaşar ve başlıca dört dil konuşulur: Racastanca, Batı Hindîce, Doğu Hindîce ve Biharca.” BDE.s.245.

Racine: Jean Racine (1639-1699).Fransız klasiklerinden. Corneille ile birlikte 17 asır Fransa’sının en büyük trajedi yazarı sayılır. “Genç Racine çok beğenmiş eseri, Boileau Telemak’la mukayeseye kalmış.” KA.s.154.

Racisme: Irkçılık anlamında Fransızca bir kelime. “Racisme (ırkçılık) Tevrat’la başlar.” SNK. s.99.

Raçput: Özellikle, geniş topraklara sahip olma özelliğinie sahip Rancutana’da yaşayan kuzey Hindistan Müslüman halkı. Kâh yağma ihtiyacı, kâh kan gütme, kâh üstünlük davası, kâh kız kaçırma yüzünden Raçput beyleri boyuna dövüşşler.” BDE.s.246.

Rada: Hint mitolojik tanrıçalarından biri. Krişna’nın karısı. 17.asırda Krişna ile Rada’nın aşklarını terennüm eden Biharilal bile Sattasai’nin taklitlerinden ilham almış.”BDE.s.179.

Radcliff: Emily Bronte’nin 1874 yılında E. Bell takma adıyla yayımladığı romanı Wuthering Heights (Rüagarlı Tepe ya da Rüzgarlı Bayır)’ın erkek kahramanı. “Rüzgârlı Tepe’de Radcliff, Cathie’yi elde etmek için bütün insanları öldürmeye hazırdır ama bu cinnetin makul olduğunun veya herhangi bir sisteme dayandığını ileri sürmek akıldan geçmez.” BFH.s.52.

Radcliffe Brown: Alfred Reginald Radcliffe Brown (1881-1955). “İngiliz andropolog. “Radcliffe Brown ile onun etkisi altında kalan bazı İngiliz sosyal andropologları kelimeye iltifat etmemişlerdeir.” Kİ.s.23-24.

Radha:Bkz. Rada. “Kız dünya güzeli Radha. Ormanda dolaşan delikanlı Hari (yani Krişna).”BDE.s. 392.

Radhakrişnan: sarvepalli Radhakrişhan (1888-1975). Hindistanlı devlet adamı ve yazar. Gandi (1869-1948), Radharişnan (1888-1975), Nehru (1889-1964) İngilizce eserleriyle Hint’i dünya efkârına tanıtan değerli imzalar.” BDE.s.94

Radicev: (1749-1801). Rus yazarı. Petersburg’dan Moskava’ya Seyahat adli eserin yazari Radicev (1749-1801) XIX.asir Rus aydinlarinin butun hususiyetlerini tasir.” Mağ.s.71.

Rafaello: Santi Rafaello (1483-1520). İtalyan ressam ve mimar. “Ne Dante rahipti, ne Aristo, ne Tasso. Rafaello, Michel Angelo, Leonardo da Vinci laiktiler.” SSSS.s.93.

Raghuvanşa: Hint klasik dönem şair ve yazarı Kalidasa (IV-V.asır)’nın Raghular soyu anlamına gelen biyografi dizisi niteliğindeki eseri. “Bir başka yerde şehzade maiyetiyle bir şehirden geçerken kadınlar pencerelere koşuyor, Kalidasa "Raghuvanşa"nın bir sahnesini yazarken , bu tasvirden ilham almış.” BDE.s..174.

Rahibe Neşideleri: Pali Edebiyatında miladın hemen öncesinde veya başlarında yazıldığı sanılan “Dustur”un ikinci bölümünde yer alan dini manzum metinlerden biri. “Beşinci tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham alan şiirin en güzel örneklerini "Rahip neşideleri" (Theragatha) ile "Rahibe Neşideleri"ni (Theragatha) buluyoruz.” BDE.s.170.

Rahibe: Fransız Yazar Diderot (1713-1784)’un,1760yılında yazmaya başladığı ve ölümünden sonra, 1796 yılında yayımlanan romanı. “Mesela Rousseau’nun Yeni Heloise (1761), Diderot’nun Rahibe’si (1760), Laclos’nun Tehlikeli Alakalar’ı (1782).”KA.s. 237.

Rahip Neşideleri: Pali Edebiyatında miladın hemen öncesinde veya başlarında yazıldığı sanılan “Dustur”un ikinci bölümünde yer alan dini manzum metinlerden biri. “Beşinci tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham alan şiirin en güzel örneklerini "Rahip neşideleri" (Theragatha) ile "Rahibe Neşideleri"ni (Theragatha) buluyoruz.” BDE.s.170.

Rahip: Budizmde ve başka bazı dinlerde din adamlarına verilen ismi. “Rahip kafadır, raca kol ” BDE.s.111.

Raif Necdet Bey: Raif Necdet Kestelli (1881-1936). Meşrutiyet dönemi yazarı ve edebiyat tenkitçisi. “İlk isyan eserlerinden biri Resimli Kitap yazarlarından Raif Necdet Bey: ‘ abana hars’ın âheng-i telaffuzu pek abûs, pek soğuk ve kaba geliyor...’ diyordu.” Kİ.s.13.

Raif Necdet: Bkz. Raif Necdet Bey. “Raif Necdet, müstehcene, bayağıya boğulan edebiyat karşısında isyan eden maşeri vicdan.” KA.s.299.

Raison: “Raison bazen mutlak olarak logos manasına kullanılır: Kelam."IDG.s.165

Rakım Efendi ve Eflatun Bey: Ahmet Mitat Efendinin 1875 yılında yazdığı romanı. Romanda Felâtun beyin şahsında alafranga hayat özentisi, Rakım Efendi’nin sahsında da yerli hayat anlatılır. “Mithat efendiyi okumalıyız ama Rakım efendi ve eflatun bey ‘Hasan Mellah ,gibi hikayelerini değil ‘Avrupa’da bir Cevelan, ‘Üss-ü inkilab, ‘Niza-ı ilim ve Din, gibi ciddi kitaplarını.” Kİ.s.232.

Rakşasalar: Raksas’lara âit olanlara veya Raksaslara benzeyenlere verilen isimdir. Hint mitolojisinde kötü ruhlar olarak kabul edilen Rakşasların nasıl türediği ihtilaflıdır. Brahma’nın ayağından veya Pulastya’nın neslinden olma Ravana’dan türediğinın yanında başka bir görüş de Khasa’nın çocukları olduğu yönündedir.Yaksalar gibi yarı tanrı, yarı iyiliksever olanları, Tanrılara düşman olanlar ve gece faaliyet gösterüp, mezarlıklarda dolaşan böylece kurban törenlerini bozup insan eti yiyen gibi çeşitleri vardır. “Rakşasalar azıttıkça azıtmış ...İfritler kralı Ravana'nın Tanrıları'ı taktığı yok.” BDE.s.153.

Raktavica: Çilekeşler Tanrısı’nın vefakâr eşi, ifritler ordusunun baş buğu “Raktavica’yla bu isim altında çarpışır.”BDE.s. 133

Rama: Ramayana Destanı’nın baş kahramanı. Tanrı Vişnu’nun yeryüzündeki yedinci tecellisi.Hint mitolojisinin Krişna’dan sonra en tanınmış kahramanlarından biri. Rama dünyayı zalim Raksasa ravana’dan kurtaran ve cennetteki tanrıların ricasıyla yeryüzüne inmiş vişni olarak kabul edilmiş. “Rama'yı Tanrılaştıran parçalar belli ki sonradan eklenmiş.”BDE.s.150.

Ramaknişna: (1836-1886). Hayatı boyunca kitaplardan sağlanacak klaşik bir eğitimi reddederek dünya nimetlerinden el etek çekerek Tanrıca Kali’ya bağlanan ve çileli bir hayat sürmek üzere ormana gekilen Bengalli Brahman. “20. yüzyılın Fransası’na Gandi’yi, Ramakrişna’yı Vivekananda’yı tanıtan üstadın üslübu da onlarınki kadar muhteşem.” BDE.s.71.

Ramayana: Rama’nın serüvenlerini anlamına gelen, en eski Hint destanı. 25.000 beyit ve Balakanda, Ayodhyakanda, Aranyakanda,Kişkindhyakanda, Sundarakanda, Yuddhakanda ve Uttarakanda olmak üzere 7 bölümden oluşur. Konusu: Ayodhya krallığında ortaya çıkan bir taht mücadelesi ve üvey annasi Kaikeyi’nin çevirdiği dolaplar yüzünden karısı Sita ve kardeşi Lakşmana ile sürgüne giden Rama’nın serüvenidir. Destanın yazarı belli olmamakla birlikte ermiş Valmiki’nin yazdığı söylenir. “Göklerden boşanan bir çiçek yağmurudur Ramayana.İfritleri bile güzeldir o destanın .” Kİ.s.150.

Rameau’nun Yeğeni: Fransız yazar Diderot (1713-1784)’un ölümünden çok sonra, 1821’de yayınlanan romanının adı.“Rameau’nun Yeğenini okuyanlar, yirmibeş yaşındaki Celâl’le karşı karşıya geleceklerdir. Hayır ve şerden habersiz şefeati içinde mağrur, ele avuca sığmayan bir zekâ.” BÜ.s.149.

Rammohan Roy (1772-1833) Hint fikir adamı ve yazarı. Düşüncelerini yaymak için Hindistan’da yazılarını İngilizce yazan ilk kişi olarak bilinir. “Doğu’dan ilham alan insani ve cihanşumul bir din fikri, Fransız aydınlarının zihnini kurcalarken, Rammohan Roy Avrupa’ya gelir.” BDE.s. 61

Rammohan Roy:(1772-1833). Brahmo Samac hareketinin kuruscusu, Bhagavad Gita’nın bengal diline mütercimi ve din reformcusu olan Bengalli gazeteci ve yazar. “Kalküte: İki kıtanın kucaklaşğı bölde, Roy iki kültürü kaynaştıran adam,dünyaya Hint’ten seslenen ilk insan. Rammohan Roy’un adını anmadan 19.asır Hindistanı’ndaki herhangi bir fikir hareketinden bahsetmek imkânsız.” BDE.s.273.

Ramus: Fierre DeLa Ramee Ramus (1515-1572). Fransız hümanisti ve matematikçi filozof. “Daha sonraki Fransız hümanistlerini şöyle sıralıyabiliriz: Stephanos, Scaligar, Dolet, Ramus, nihayet Rabelais, Mountaigne ve Casaubon”KA.s.111

Raphael:“ 19.yüzyılda Preraphaelite okula göre (Ruskin, Swimburne) Raphael’in resmi bir çöküşü ifade eder.” SNK.s.112.

Rappoport: Emile Stanislaw Rappapoer (1877-1965). Polonyali hukukçu. 1927’de Carşova’da toplanan ilk milletler arası konferansın düzenleyicisi. Rappoport marksistir.Tunuslu filozofun tarih goruslerini tarihi maddecilige yakin buldugu icin hararetle mudafaasini ve taniticiligini yapar.Sonra Maunier,Bouthoul v.s.” IDGs.227.

Raskolnikov: Dostoyevskiy’in Suç ve Ceza romanının erkek kahramanının adı. “Suç ve Ceza”nın kahramanı Raskolnikov’u daha çıplak, daha kendisi, daha insan” BÜ.s.204.

Rastignac: Balzac’ın Goriot Baba adlı eserinde taşradan Paris’e geldikten sonra Mme de Nucingen’in önce sevgilisi sonra da damadı olan üniversite öğrencisi. “Goriot Baba”nın kahramanı Rastignac daha oturmuş, daha zinde bir toplumun çocuğudur.” BÜ.s.203-204.

Rasyonalizm: Akılcılık. Aklın varlığını,aklın önceliğini ve üstünlüğünü, yani bilginin kaynağı olarak insan aklını kabul ve müdafaa eden görüş. “Mazinin bir tekibe kavuşmayan halk hareketleri rasyonalizmle mistizm kutupları arasında yalpa vurur gibi.” BÜ.s.212.

Rasyonel: Akılcı, akla dayanan, ölçülü. “Rasyonel, irrasyonel gibi nevzuhur tefriklerden habersizdiler.” BÜ.s.175-176.

Ratio: Bir bilenço ya da sonuç hesabında işletmenin yönetim göstergesi olarak kullanılaniki büyüklük arasındaki oran. Ratio ile intellectus birbirinin zıttıdır.” IDG.s.172.

Ravana: Lanka adasının sahibi ve Rakşasa denilen kötü ruhların başıdır. “Ama Tanrı olduğunu bilmez, herkez gibi acı çeker, yaralanır, çileye girer, insanları Ravana'nın şerrinden kurtarıp vazifesini başardıktan sonra Tanrı olduğunu hatırlar.”BDE.s. 152.

Râyegân: Kelime anlamı çok bulunan, değersiz ve ucuz gibi manalara gelen Râyegan özel isim olarak Cemil Meriç’in Paris’te tanışğı ve kendisine hissî yakınlık duyduğu genç bir kızın adıdır. “Yalnız onları çıkarmıştı karşısına.Sonra Râyegân.” Jur.I.s.101

Raymont Aron: (1905-1983). Fransız sosyoloji Profösörü ve Filozof. Çağdaş bir yazar, Raymont Aron her nesil başka türlü okuyacaktır Weber’ider.” UU.s.245.

Râzi: Fahreddin Razi (1149-1209). İranlı meşhur kelam âlimi vedin felsefecisi. Kardeşler, İslâm’daki çeşitli fıkralardan bahsederken Râzi’yi hatırlatırlar.” IDG.s.37.

Razmoçinsi Çesitli seviyeden insanlar topluluğu anlamına gelip iflas etmiş soylular, kesis ve bezirgan çocuklari, ordudan ayrilmis subaylar gibi guruplardan oluşur. “Bir “razmoçinsi”, yani, toplumun çeşitli tabakalarından kopup gelen bir insanlar yamalı bohçası.” Mağ.s.65.

Re’: “Malik icma’ın hudutlarını genişleterek, re’yi mümkün olduğu kadar kısıtlamıştır.” Kİ.s.197.

Realist ve Milli Gelişme-Gogol: Vogüe’nin Rus Romanı isimli romanının üçüncu kısmı. “Vogüe’nin kitabının (Rus Romanı) üçüncü bölümü: “Realist ve milli gelişme- Gogol” başğını taşımaktadır.” KA.s.224.

Reaumur: ReneAntoine Ferchault de Reaumur (1683-1757). Fransız fizikçi ve şarkiyatçı. “1711’den beri büyük alim Reaumur’ün başkanlığında yapılan bu geniş çalışmalardan, belli bir mesleği inceleyen ve estamplarla süslenen bir çok tasvir veya “precis”ler doğmuştu.” IDG.s.15.

Rebelais: François Rebelais (1494-1553). Fransız yazarı. “Klasik Fransızca, Amyot, Rebelais, Montaigne ile Cheteaubriand, Victor Hugo, Honore de Balzac arasında başlayıp biten Fransızca'dır..”.” Kİ.s.53.

Recaizade: Recâîzâde Mahmut Ekrem (1847-1914) Tanzimat II. Dönem şiir, hikâye, roman, tiyatro yazarı ve edebiyat hocası. “Muallim Naci ile Recaizade’yi kanlı bıçaklı düşman yapan fikir ihtilafı mı idi?” Kİ.s.228.

Recherches Dialectiques. Lucien Goldmann (1913-1970)’in Diyelektik araştırmalar anlamına gelen 1961 yılında fıransızca olarak yazdığı eseri. “Goldmann “Recherches dialectiques”de, sosyolojiyi Marx’ın kurduğunu ve “Kapital”den başka sosyoloji kitabı yazılmadığını söyler.” SNK.s.20.

Reclus. Elisse Reclus (1830-1905). Fransız coğrafyacı ve anarşist. “Coğrafya bilgini Reclus’e göre, “gerçek insan yalnız anarşittir, kendi başlarına ayakta duramayan bütün o gevşek ve tabansız varlıklar karşısında değerinin farkında olan tek insan.” BFH.s.39.

Red ale’l-dehriyyin: Tabiatçiliğı Red anlamına gelir. Cemâlettin Afganî’nin iki eserinin adı. Eseri Aziz Akpınar Arapçadan tercüme ederek 1956 yılında diyenet yayınlaı tarafından yayınlanmıştır.Şöhreti dünyayı tutan bu masal kahramanının insanlığa mîrası: minnacık bir Efgan tarihi ile küçücük bir reddiye (Red ale’l-dehriyyin) UU.s.68.

Redhouse: Sir James William Redhouse (1811-1892).İngiliz dil araştırmacısı ve şarkiyatçısı. Özellikle sözlük alanında yaptığı çalışamalar kendisine Osmanlı hakanı Abdülmecit tarafından nişan-ı iftihar (1841), İngiliz hükûmetince de sir ünvanın verilmesine vesile oldu. “Çeyrek asır önce Rıza Tevfik’ten Türkçenin en güvenilir lügatı hangisidir diye sormuştum,tereddüt etmeden Redhouse’ un Lexicon’udur demişti.” Kİ.S.267

Redhouse-i İngilizi: Bkz. Redhouse. “Türkçenin ilk lugatını ise İskoçyalı bir maceraperest Redhouse-i İngilizi kaleme almış.” Kİ.S.262.

Refik Halit: Refik Halit Karay (1888-1965). Cumhuriyet dönemi hikaye ve roman yazarlarından. Romanları sayıca fazla olmasına karşılık hikâyeciliği ile tanınmıştır. “Refik Halit yazılarını Zent- Avesta başğı altında sergiler.” BÜ.s.147.

Regence: “Fransa tarihinde XV.Louis’in henüz reşit olmadığı yılları (1715- 1723) kapsayan ve XIV. Louis’in parlementonun gücünü sınırlayan vasiyetinin gene parlementosunca iptalinden sonra Orleans dükü II. Phlippe’nin kral naibi sıfatıyla ülkeyi yönettiği dönem. “İngiltere’nin ve ölüm tehlikesi geçiren protestanlığın kışkırttığı bu hücumlar Fransa’da, Regence’tan ihtilalin arefesine kadar çeşitli şekillere bürünecektir.Unutulmaz eserleriyle tanınan dört büyük isim Locke, Montesquieu, Rousseau ve Sieyes, bütün bir asır süren bu yolun kilometre taşlarıdır.” UU.s. 227.

Regularite: Kanunîlik, kanuna ve yasalara uygunluk anlamında Fransızca bir kelime. “İlim tabiati bazan siniflandiran bazan etiketlendiren ilim regularite (kanunsallik) ile yasıt.” SNK.s.33.

Reich: Almanca olan kelime eskiden rejim ne olursa olsun devlet anlamına geliyordu; günümüzde ise kelime daha çok imparatorluğu ve Alman Devletinin öbür emperyalist biçimlerini belirten bir mana taşımaktadır. Mektebi bitiren ve askerliğini yapan Alman genci devletten aldığı bir belgeyle Reich’ın vatandaşğı şerefini ihraz edebilir.” UU.125 Reineke Fuchs: Goethe (1749 - 1832)’in1793 yılında yazdığı Kurnaz Tilki anlamına gelen 12 fasıllık cocuk romanı. “Reineke Fuchs, Gesta Romanarum ve Fabliau’lardan, La Fontaine’in, Grimm’in, Andersen’in masallarına kadar bir çok meşhur eser bu Sanskritçe kaynaktan geniş ölçüde faydalanmış ( L. Renou ).” BDE.s.236

Relatiflik: Varlığı veya değeri ancak başka birşeyin işlevine bağlı olma durumu. Sosyal ilimlerle uğraşan her insanın alacağı ilk ders, sosyal ilimlerinin relatifliğidir.” SNK.s.19.

Remus Amca: Remus Uncle. Amerikalı gazeteci ve yazar Joel Chandler Harriss (1848- 1908)’in 1880 yılında yazdığı zengi masalları derlemesinden oluşan eseri. Esere adını veren Remus Amcanın kimliği ihtilaflı olmakla beraber Georgia’daki Sapelo Island adasında yaşamış olan Bilali adlı Müslüman bir kölenin adı olduğunu ileri sürüyorlar. “Bu olaylara Chandler Harris’in (1880) ‘Remus Amca’sindaki hikayeleri de eklemek lazım.” Kİ.s.320.

Remus Amcasindaki Hikayeler: Bkz. Remus Amca. “Bu olaylara chandler harris’in (1880)” Remus Amcasindaki Hikayeler de eklemek lazim.” Kİ.s.320.

Remzi Kitabevi: İstanbul’da 1927 yılında Remzi Bengi (1907-1978) tarafından kurulan yayınevi. “Suut Kemal Yetkin, Dünya Edebiyatının Üç Tipi, Hamlet, Don Kişot, Faust adıyla J. Calvet’den çevirdiği derne çatma risalenin sonunda (Remzi Kitabev,İstanbul 1945,) Kİ.s.60-61

Remzi Oğuz Arık: (1899-1954) Arkeoloji profesörü ve 1952’de Türkiye Köylü Partisi kurucusu ve genel başkanı. Coğrafyadan Vatana isimli eseri meşhurdur. “Remzi Oğuz Arık’a göre kelimenin onbeş yirmi yıllık mazisi vardır,ideale rakip olarak kullanılıyor, ama idealdeki bütünlükten mahrum çünkü metafizik yok.” Kİ.s.49.

Ren: Batı Avrupa’da Alplerden doğup Kuzey denizine dökülen yaklaşık 1320 km uzunluğundaki ırmak. “Yeter!Vatandaş kalmak istiyorsan, dur artık! Diyen Rubikon, Esko, Ren, Nil ve Ar.” UU.s.343.

Renaissance und Barock: İsviçreli tarihçi Heinrich Wölfflin (1864-1945)’in 1888 yılında yayımladığı eserinin adı. “1888’de İsviçre sanat tarihçisi Wölfflin, İtalya’da, Renaissance und Barock adlı eserini yayımladı.” KA.s.426.

Renan Müdafaanamesi: Ernest Renan’ın İslamiyet ve Maarif hakkındaki “L’İslâmisme et Science” adlı konferansında İslâmiyet’in çeşitli konularda tenkit edilmesine karşın İslâmı müdafaa olarak yazdığı Eserin adı. Eser, 1908 yılında İstanbul’da neşredilmiştir. “Renan müdefaanamesi ise o bülten zekanın hamiyetini ebediyete kadar ispat edecek bir vesikadır.” Kİ.s.87.

Renan: Ernest Renan (1823-1892). Fransız yazar ve dinler tarihçisi. "Konu, öylesine geniş, o kadar karışık ve içinden çıkılmaz meseleleri kucaklıyordu ki.. önce Renan’ın 5 ciltlik “İsrail Tarihi”ne başvurduk." IDG. s.87.

Rene Gonnnard: “Rene Gonnnard ‘on dokuzuncu asır sosyalizm tarihini Saint Simon- Simon ile başlatmak âdet olmuş diyor.” SSSS.II.s.

Rene ile Atala: Fransız romantiklerinden, roman, deneme ve seyahat yazarı François- Rene de Chateaubriand (1768-1848)’nin eseri. “Chateaubriand, 1802’de, Rene ile Atala’yı Hristiyanlığı yüceltmek için kaleme aldığı Le Genie du Christianisme’e ithal edince, roman kavgası sona ermiştir.”KA.s. 238.

Resimli Ay: M. Zekeriya (Sertel) ve Sahiba Zekeriya (Sertel) tarafından İstanbul’da 1924 yılından itibaren, aylık olarak yayımlanan dergi. “Nazım’ın Resimli Ay’daki Putları Deviriyoruz tefrikasını karalamak için şairane kabiliyet, Batı estetiği ile bir miktar yatıp kalkmış olmak yeter de artardı.” Kİ.s.258.

Restorasyon Devri: Fransa tarihinde Viyana Kongresi'nden Navarin Olayı'na kadar geçen döneme (1815-1827) Avrupa'da "Yeniden kurmak, düzenlemek" anlamına gelen Restorasyon Devri denilmiştir. Bu dönemde Avrupa'nın büyük devletleri, Viyana Kongresi kararlarını uygulatabilmek ve mutlak krallık yöntemini devam ettirebilmek için kendi aralarında Kutsal İttifak ve Dörtlü İttifaklar kurmuşlardır. “Unutmayalım ki, Restorasyon devrindeyiz.” SSSS.s.34

Resullerin mektupları: Kitab-ı Mukaddes’in Yeni Ahit bölümünde yer alan kitaplardan birisi. " ‘Havarilerin İşleri’ Kitab-ı Mukaddes üzerinde çalışanlarca zaman zaman ihmal edilmiş ama ‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de yeni Ahit için o kadar önemlidir. O olmasa Resullerin mektuplarını okuyanlar sık sık istikametlerini şaşırırlardı." IDG.s.115.

Resûlzâde: Mehmet Emin Resûlzâde (1884 - 1955) Tarihteki ilk Türk Cumhuriyeti olan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı “Eski bir dâvâ arkadaşı, Resûlzâde, Ahmet Bey’i şöyle anlatıyor.” BÜ.s. 155.

Resurrection: “O zamana kadar yalnız Grek tipiyle meşgul olmuştur ve Asya’ya yeni bir resurrection (diriliş) tanır.Spengler”.SNK.s.249

Reşat Ekrem Koçu : (1905-1975) Tarihçi, yazar. Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi’yle tanınmıştır. Muhterem hocamız Reşat Ekrem Koçu Beyefendi’nin dest-i mekrünetpeyvestlerini öperek.Jur.II.s.196.

Reşat Nuri: Reşat Nuri Güntekin (1889-1956). Cumhuriyet dönemi roman hikâye ve oyun yazarı. “Mesela yeni harflerden önce, ilk mektep tahsili yapan her İstanbullu Refik Halit’i, Reşat Nuri’yi, Halide Edip’i rahat okuyabiliyordu.” Jur.s.71.

Reşit Paşa: Mustafa Reşit Paşa (1800-1858) Tanzimat'ın ilanında ve uygulanmasında önemli rol oynamış Osmanlı devlet adamı. “IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80

Retorik: Tekhne retrike Aristoteles’in MÖ.330 yıllarına doğru kalema aldığı sanılan eseri. “Aristo’ya gelince, üstad, Retorik’inin üç kitabı ile Poetika’sını bir nevi edebiyat tenkidine ayırmıştır.” KA.s.387.

Retz Kardinali: Başarısız bitr politikacı olan la rochefucauld ‘da sevimli epi kürcü la fontaine ‘de usta bir menevracı olan retz kardinali kadar değerli birer müşvirdiler.” UU.s166.

Revolte: Fransızca bir kelime olup ayaklanma demektir. “Ayaklanma ( revolte veya seditoin) embrionun aşırı bir sıcaklıkta zamansız ve yapay olarak kabuğunu kırmasıdır; böylece ölümünü hazırlamış olur embrion.” BFH.s.26.

Revue de Metaphysique et de Morale: Fransa’da1893 yılında çıkarılmaya başlanan felsefe dergisi. “Önümde bir başka derginin heybetli ciltleri: Revue de Metaphysique et de Morale” BÜ.s.105

Revue des Deux Mondes. 1Ağustos 1828’de Mauroy ve segur dupeyrontarafından kurulan süreli yayın organı. İki ayda bir yayılanan dergide edebiyat ağırlıklı konu idi. Revue des Deux Mondes1830 yılında Journal des Voyages ile birleşir. 1831’de François Buloz derginin idaresini eline alır. Dergi 1832den itibaren siyaset, iktisat ve güzel sanatlar konularını da işlemeye başladı. 19. Asrın sonlarına brunetere’nin etkisiyle katolik taraftarı bir hal alan dergi, aydın Fransız burjuvazisinin tercümanlığı ile maruftur. “Revue des Deux Mondes Fransa’nın en uzun ömürlü dergisi. 1829’da kurulan dergi 1831’de eski bir musahhihin Buloz’ın eline geçer. BÜ.s.102.

Revue Philosophiqve: Fransa’da Theodure Ribot (1839-1916)’un öncülüğünde 1875 yılında çıkarılmaya başlanan Fransız dergisi. “İşte doksanını dolduran bir başka dergi: “Revue Philosophiqve dergiyi Ribot kurmuş” BÜ.s.104.

Rey: İran’da tahran şehir merkezine 7km uzaklıkta yer alan tarihi bir kent. “Burada da birçok eserler yazar.1014’le 1015 arası Rey’dedir.”Kİ.s.148.

Reybaud: Reybaud, Marıe Roch Louıs (1799-1879) Fransız sosyalist filozof Sosyalizme çatanların hepsi Reybaud’nun delillerini tekrarlar.” SNK.s.210 Reyhaniye: Hatay İli’nin Süriye sınırı yakınlarındaki Reyhanlı ilçesi. “Bu tespitin, mucip sebepleri: Hammer, Reyhaniye’nin bilmem hangi köyünden Ahmed Efendi tarafından okunacak kadar yayındı.” Kİ.S.104.

Rezzan: Ağır vakarlı kimseler için kullanılan bir sıfat olan kelime, Özel İsim olarak Cemil Meri’in yakınlık kurduğu kişilerden biri. Bu kişi kimliğini ve ilişkisinin hangi seviyede olduğunukonusunda eserlerinde net bir ibare yoktur. “Rezzan, biraz romantik, biraz Avrupalı, hem yerli, hem yabancı.”Jur.II.s.110.

Rheinische Zeitung                    Gazetesi:           Almanya’da ilk sayısı

1 Ocak 1842'de yayınlanan bir yıl sonra da sonsüre uğreyerek kapatılan gazetenin adı. “Genç Marx, onun aracılığıyla “Rheinische Zeitung”gazetesinin yazı ailesine katılır.” SSSS.II.s.114.

Rheinland: Almanya’da XIX.Purusya-Pen eyaleti adıyla tanınan tarihi bölge. “Ve Rheinland’da kafası Aydınlıklar Çağının felsefesi ile yoğrulu bir nesil yetişir.” SSSS.s.112.

Rıza Nur’un Tarihi: Rıza Nur (1879-1942)’un 12 ciltlik Türk Tarihi isimli eseri. “Yutar gibi okuduğu kitaplar: Yusuf Akçora, Türk Yurdu Koleksiyonları, Türk Yıllığı, Rıza Nur’un Tarih’i.” Mağ.s.280.

Rıza Tevfik: 1868-1949 Rıza Tevfik Bölükbaşı Şair, felsefeci ve devlet adamı. “Rıza Tevfik Paşa’nın felsefe hocasıydı. BÜ.s.105 “Hecenin en usta şairi Rıza Tevfik nesirlerinde ne kadar derbeder, ne kadar yavan. BÜ.s.82-83.

Ribot: Theodule Ribot (1839-1916). Fransız filozof ve ruhbilimci. Deneysel ruhbilimin Fransa’daki öncüsü. “Felsefe dergisi, çağdaş şüncenin bütününü sunmalıdır, Ribot’ a göre.” BÜ.s.104.

Rical-i İhtilal: Ali Kemâl (1867-1922)’in 1913 yılında yazdığı ve Fransız ihtilâlini anlattığı eserinin adı. “Fransız Devrimini ben de Rical-i İhtilal’den heceledim.” BÜ.s. 163-164.

Ricardo:David Ricardo (1772-1823). İngiliz maliyeci ve iktisatçısı. “Cenevreli sismondi Iktisat prensipleri’ni (1819)Ingiltere’yi ettikten sonra yazar.”Olaylar Ricardo ve Say’in iyiİ.Serligini yalanci cikarmaktadir,buyuk endüsrinin gelismesi icin sinifini yoksulluga suruklemektedir.”SSSS. s.44

Richardson: Samuel Richardson (1689-1761). İngiliz yazar. Modern İngiliz Romanını temellendiren kişilerden biri olarak kabul edilir. Bazı yazarlar da Richardson’dan, Fielding’den esinlenmişler.” KA.s.212.

Richart Simon: “Bible incelemelerinin tarihi, Fransa’da XVII. asırda. ilahiyatçı Bossuet ile tenkitçi Richart Simon arasındaki tartışmayla meşhurdu” IDG.s:92 Richelieu Vasiyetnamesi: Fransız din ve devlet adamı Almand Jean Du Plessis Richelieu (1585-1642)’nun Siyasi mahiyetteki vasiyetnamesi. Vasiyetname aşama aşama gerçekleştirdiği ülkeyi kalkındırma programını ihtivâ eder. “Büyük Frederik de, Voltaire gibi düşünür: ‘En parlak zekâlerın karardığı oluyor: Richelieu Vasiyetname’yi yazıyor, Newton Vahiy Kitabı’nı” UU.s.33.

Richelieu: Almand Jean Du Plessis Richelieu (1585-1642). Fransız din ve devlet adamı. Siyasi mahiyetteki vasiyetnamesi ile ünlüdür. “Mesela elimizde Richelieu’nün Siyasi Vasiyetname’si, XIV.Louis’nin Veliahtın Talim ve Terbiyesi için Layiha’sı, Bismark’ın nice karanlıklara ışık tutan Masa Başı Sohbetler’i var.” UU.s.165.

Riga üniversitesi: Letonya’nın Başkenti Riga’da kurulmuş olan üniversite. “Schubart (doğumu 1897)Almanyada doğmuş,Letonya’ya gitmiş, sosyoloji ve felsefe doçenti olmuştur, Riga üniverstesinde.” SNK.s.249.

Rig-Veda: Hint kutsal kitabı Vedalar’ın Dört kitabından birisidir. Rigveda Ric’lerin bilgisi, ric de ilâhî demektir.Yani Rigveda kelime olarak ilâhî bilgisi kitabıdır. Hint mitolojisinin en önemli kaynağıdır. Rigveda diğer Veda eserlerine kaynaklık yapmıştır. Rig-Veda’nın her kitabı onu öven bir ilahi ile başlar.” BDE.s.101.

Rimbaud: Arthur Rimbaud (1854-1891). Fransız Sembolist ve Empresyonist şairi. “Ribmaud’ya göre Asya,”hikmetin ezelî vatanıdır”, Mallarme “Nala ile Damayanti” gibi daha önce Fransızca’ya çevirilen Hint masallarını yeni baştan yazar.” BDE.s.69.

Rimini Aşıkları: Dante’nin İlahî Komedya ismli eserinin ana bölümlerinden bir olan Cehennem bölümünün 33 bölümünden biri.“Cehennem’in en güzel parçası: Rimini Aşıkları.” Jur.II.s.33.

Rişiler: Eski Hint Bilgeleri. Vedsalardaki ilahileri yazan kişileredenir ki Mutlak hakikati gören büyük bilge anlamına gelmektedir. “İlhâmlarını kâh sözle, kâh izgiyle dile getiren bir düşünce adamı, kadîm Rişiler gibi.” BÜ.s.242.

Rivarol: Antoine Rivaroli Rivarol (1753-1801). İtalyan asıllı Fransız yazarı. Rivarol için bir üslup terimidir tercüme, en büyük faydası insana kendi dilinin imkanlarını tanıtmasıdır.” BÜ.s.118.

Riyazet: Dünya işlerinden el etek çekme. Nefsi kırma. Tasavvufta salikin dünyevi ve bedeni ihtiyaçlarını azaltarak bütün iradesiyle ahlakını güzelleştirmeye çalışması. “Riyazet kalesi bir sırça köşk.” Jur.I.s.54.

Robert Bage: Robert Bage, 1843-1929. 1730-1801 Bu türün başlıca temsilcileri: Robert Bage ve William Godwin gibi radikallerdir.”KA.s.221.

Robespierre: Maxsimilien De Robespierre (1758-1794), Fransız İhtilâlinin en önde gelen isimlerinden biridir. Jakobinler hareketinin önderliğini üstlendi. Jakobin hareketinin güçlü olduğu yıllarda sayısız insanı katletti. Cumhuriyetçi ve idealist olan Robespierre, tam bir diktatör oldu. 28.7.1794’ te meclisten alınarak giyotine gönderildi. “Bununla beraber 1789 Fransası’nda bir Robespierre, Napolyon’un ordusunda mareşal, 1848’den sonraki Fransa’da bir Besceherelle olabilirdi, ihtimal.” Jur.I.s.85.

Robinson Crouse: Daniel Defoe’nun 1719 yılında yazdığı romanı. “Şaheserler köklerini bu tabakaya salarlar: Don Kişot, Manon Lescaunt, Robinson Crouse.” KA.s.436.

Robinson Crusoc: Bkz. Robinson Crouse “Manon Lescaut ve Robinson Crusoc’dan Proust’a uzanan zaman, roman zaferler çağı.” KA.s.147.

Robinson Crusoe: Bkz. Robinson Crouse “En tanınmış serüven hikâyesi: Robinson Crusoe” KA.s.137.

Rock:1950’li yıllarda rock and roll (sallamak ve çevirmek)’dan türeyen müzik üslübunun genel adı. “Bakıyorlar ki, bitnikler hipi olmuş, ‘free jazz’,’rock’la ‘pop’u tahtından indirmek üzere.” UU.s.89.

Rodbertus: Johann Karll Rodbertus (1805-1875). Alman iktisatçı ve siyaset adamı. Lasselle’in, Dühring’in, Fichte’in , Rodbertus’un sosyalist doktrinleri sınıf ahengine dayanır, sınıf çatışmasına değil.” SNK.s.130

Roderick Random: Tobias Smollet (1721-1771)’in 1748 yılında yazdığı pikaresk romanı. “Tobias Smollet (1721-1771), Roderick Random (1748), Peregrine Pickle’in Maceraları (1751) ve en değerlisi Humphry Clinker (1771) olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve satirik romanı geliştirmiş.”KA.s. 220.

Rodin:Auguste Rodin (1840-1917). Fransız heykeltıraş. Yazarı Flaubert’e benzetmiş. Oysa Rodin’e daha yakın. Kocaman bir kaya parçasından yalnızca çehreyi yontuyor.” KA.s.356.

Roma imparatorluğu: “Antikçağın, Roma kentinden başlayarak İlkin italya’yı ardından da bütün Akdeniz dünyasını ele geçiren devletlerden biri. “Denilebilir ki Roma imparatorluğunun sonundan bu yana Avrupa’nın manevi politikası Kitap-ı Mukaddes tercümelerinin haritasında belirir” IDG.s.89

Roma: İtalyanın başşehri ve Lazio bölgesinin merkezi. “Roma’nın kazları heybetli bir trajedinin kahramanlarıydılar, bizimkiler tatsız bir komedyanın aktörleri.” BÜ.s.85.

Romain Rolland: Romain Rolland (1866 -1944). Fransız yazarı. “Romain Rolland iki duşman milleti Fransa ile Almanya ‘yi kardeş yapmak ister sonra doğuyla batıyı kaynastirmayı hayal eder.” SNK.s.29.

Romains:Jules Romains (1885-1972). Ünanizm düşüncesini ortaya atmasıyla bilinen Fransız şair ve yazar Louis Farigoule’ün eserlerinde kullandığı takma ad. “Ama ne Mauriac’ın yeri doldurulmuştur, ne Duhamel’in ne Romains’in.” KA.s.270.

Romalılara Mektup: Aziz Paulus’un mektubu. Mektuun 57-58 kışında yazılmış olduğu sanılıp Paulus’un mektuplar içinde Hristiyanlığın gelişmesine en fazla katkıyı sağlayandır. "Romalılara mektup, Paul'ün vaazlarına, başka mektuplardan daha geniş yer ayırır." IDG S.115.

Roman de la Rose: Fransız alegorik şiirinin iki bilümlük baş eseri. Eser 1230-1235 yılında yazılan 4058 mısralık ilk bölümü Guillume de Lorris’e mal edilir; 1270-1275 yılları yazılan 17723 mısralık ikinci bölüm de Jean de Meung tarafından yazılmıştır. Nitekim Roman De La Rose’un yazarı, rahipleri prenslerden ve hükümdarlardan üstün tutar, çünkü bu soylular ‘ literatür bilmezler’.”KA.s. 380-381.

Roman de Renard: Fransız edebiyatinda Perrault’un masallariyla Fabliau’lar ve ‘Roman de Renard’neyse “Remus amca”da Amerikan cocuk edebiyati için o’dur.” Kİ.s.321.

Roman Dili: atince’den türemiş, ve V. ve X. asırlar arasında Romania’nın bütününde konuşulmuş ve kullanıldığı yörelere göre galya-roman,italık -roman, İspanyol-roman gibi çeşitlilik gösteren dil. “Kaldı ki İspanya, Schlegel’ler döneminden beri Alman eridüsyonunun ve bilhassa Roman dilleri filoloji uzmanlarının at koşturmaktan hoşlandıkları anlardan biri.” KA.s.424.

Romanda Hesaplaşma: Naci Çelik (1947-....)’in 1971 yılında yazdığı roman tenkitlerini ihtiva eden eserinin ad. Romanda Hesaplaşma’ya dönelim. Aynı çevirmen 1862’de Sefiller’i, Madurin Hikâyesi adıyla çevirmiş.”KA.s. 333

Romanesk: Romanı andıran roman gibi. Cervantes şurasını sezmiştir ki faydalanmak istediği destan unsurları içinde, romanesk muhteva, taklide en elverişli olanıdır.”KA.s. 197

Romanın Menşei: Pierre- Daniel Hunet’in 1670 yılında yazdığı eseri. Eser Madam dö la Fayette’in Zaide’ine isimli eserinin önsözü şeklindedir. “1670’de, Madam dö la Fayette’in Zaide’ine önsöz olarak bir kitap kaleme almış: Romanın Menşei.” KA.s.399. Romanların Menşei Hakkında Mektup: Piskopos Huet (1630-1721) tarafından 1670 yılında Madam dö la Fayette’in Zaide isimli eserine yazdığı takriz. “Madam dö Fayette’in Zaide adlı kitabını bir takriz saymış: Romanların Menşei Hakkında Mektup (1670).”KA.s. 132.

Romanların Romanı: Cemil Meriç’in Kırk Ambar iaimli eserinin, yaklaşık 100 sayfadan oluşan 4. bölümü. “Türkçe’ye çeviren: P.N. Boratav (Yurt ve Dünya,Ağustos 1914, sayı 8).Sabahattin Eyüboğlu, ‘Don Kişot, Romanların Romanı’ (Edebiyat Faküıtesi Mecmuası, no 1, 1935. İstanbul). KA.S.:210-211.

Romanof: 1613’ten 1917 yılına kadar Rusya’da hüküm süren hanedanlık. "Romanof'lardan beri Rus toplumu bir dengeye varamamıştır".” Mağ.s.99.

Romans. Özellikle İspanyol edebiyatında, hikayew niteliği taşıyan sevgi üzerine yazılmış, ezgili söylene dokunaklı bir şiir türü. “Bunlar birer romans.” BDE.s. 287 Romantizm: XVIII.asrın sonlarından itibaren İngiltere ve Almanya’da Ardından Fransa İtalya ve İspanya’da, duygunun akıl, hayal gücünün de eleştirel çözümleme karşısında üstünlüğünü savunan düşünce hareketi. “Romantizm’ın bütün devleri Buloz’un dergisinde boy gösterir, romantizm ve Fransız diplomasisinin.”BÜ. s.103.

Romanya: Doğu Avrapa’da Karadeniz kıyısında başkenti Bükreş, Resmi dili Rumence olan devlet. "Romanya ise siyasi bakımdan Almanya’nın bir parçasıydı, kültür bakımdan Fransa’nın." BFH s.131

Romeo: William Shakespeare’in 5 Perdelik Romeo ve Juliet dramının erkek kahramanı. Juliette kadar geçsin.Virginie kadar çocuk.Ben de Romeo’nun kara sevdasıyla tutuşuyorum.” Jur.I.s.327.

Ronsard: Fierre De Ronsard (1524-1585). Fransız şairi. “Ronsard’ı kaç kişi okuyordu? Mallarme’yi kaç kişi okuyor.” KA.s..372.

Roosevelt: Theodore Roosevelt (1858-1919). Amerikalı siyaset adamı ve 1901-1908 ABD başkanı. Roosevelt de Garraud’nun söylediklerini tekrarlayacaktır.” SNK.s. 312. Rosenberg: Bkz. Alfret Rosenberg. “Rosenberg kitabının adını Yirminci Asrın Miti koyar.” UU.s.132.

Rosny: Edebiyatın konu olarak tarih öncesini işlemesi gerektiği görüşünü savunan Joseph Henri (1856-1940) ve kardeşi Seraphin Justin Boex (1859-1948)’in takma adları. “Galiba az cok uzak bir geçmişe uzanmak daha hoşa gidiyor. Mesela Alexandre Dumas’nın “Üç Silahsörler”, Walter Scott’un orta çağ romanları veya Pompel’nin Son Günleri” Rosny’nin tarih oncesi hikayeleri.” Kİ.s.321

Rossi: Pellegrino Rossi (1787-1848). Fransız vatandaşğına geçmiş İtalyan iktisatçı, siyaset adamı ve Hukuk profesorü. “Yeni kurulan Anayasa kürsüsüne İtalyan Rossi getirilir.” SNK.s.234.

Rotterdam: Hollanda’da, Yeni Maas kıyısında, Ren ile Meuse’ün ağzında bir liman kenti. “Roterdam'dan Bale'a, Roma’dan Venedik'e velondra'ya yelken açtıktan sonra, günün birindde herkes tarafında çağın en büyük dehası ve en sevilen yazarı olarak kabul edilmişti.”IDG.s.159

Rougan Maucquart: Fransız Romancı Emile Zola (1840-1902)’nın 1871-1893 tarihlerinde, “İkinci İmparatorluk Döneminde Bir Alilenin Tabii ve Sosyal Tarihi” genel başğı altında kalema aldığı yirmi ciltlik roman serisi. “Raif, Rougan Maucquart’ları okumuş muydu? Sanmıyoruz.”KA.s.302.

Rousseau: Jean-Jacques Rousseau (1711778). Fransız Flozof ve sanatkarı. Romantizmin kurucularından sayılır. “Ne var ki hukuk-u esasiye müderrisi, Şirazlı şairle Montequies veya Rousseau arasında nasıl bir münasebet bulacağını katiyen söylemez.” BÜ.s.159.

Roy: Bkz. Rammohan Roy. “Milton daha önce Roy’u okumuş, hatta belki onunla bir araya gelip sohbet bile etmiştir.” BDE.s.39.

Royal Asiatic Society of Great Britain And İreland: 1823 yılında İngiltere’de kurulan oryantalist deneklerden biri. “1823’de Royal Asiatic Society of Great Britain And İreland:”. Kİ.s.63.

Royal Asiatic Society: Bkz Royal Asiatic Society of Great Britain And İreland “1861­64 arası Royal Asiatic Society’de sekreter.” Kİ.s.270.

Roza: Günümüz şiir ve roman yazarlarından Alcan Sayılgan (1924- .. ,.)’ın 1976 yılında yayımladığı Deprem romanın şahıslarından biri. EserdeRoza ile eserin bir başka kahraman olan Kostak arasında hissi bir bağ vardır. “Bu yaprakların altında mahrem,acıklı,yaşanmış bir hikaye: Kostakla Roza’nın aşkları.” KA.s.353.

Rölativizm: Görecelik.Bütün bilgilerimizin bizzat bize, ölçülerimize ve duygularımıza göre olduğunu bizim mutlak ve kesin bilgiye ulaşamayacağımızı, bizim ancak febomenleri ve onlar arasındaki münasebetleri bilebileceğimizi ileri şiren felsefi görüş. “Bunlardan biri rasyonallizmdir.Kültürü korumak için, hayatın hiçbir manası olmadığını ileri sürer.öteki rölativizimdir.” Kİ.s.35.

Rönesans: Yeniden doğuş anlamına gelen, XV. Asırda İtalya’da doğan XVI.asırda bütün Avrupa’ya yayılan kiltür ve sanatta yenilenme hareketi. “İsa’nın tahtında Rönesans’tan bu yana Promete vardır.” KA.s..359

Röntgen: Wilhelm Conrad Röngen (1845-1923). Alman fizik bilgini ve 1901 Nobel fizik ödülü sahibi. “Promete büyücü idi, Röntgen büyücü.” Jur.I.s. 396.

Rub’-u meskûn: Dünyanın kara olan dürte bir kısmı. “Ve rub’-u meskûn, Avrupa’nın abeslerini Tanrılaştırmış.” BÜ.s.194.

Rubab-ı Şikeste: Kırık Saz anlamında olup Tevfik Fikret’in 1900 yılında yazdığı eseri. “Fikret, yeis dolu bir ömrün bütün kahrını kelimeleştiren bu manzumeyi “Rebab-ı Şikeste” ye almamış.” Kİ.s.219.

Rudyard Kipling: 1856-1936 Hint şairi ve hikâye yazarı. Yazar 1907 yılında Nobel ödülüne, 1926 yılında da İngiltere Kraliyet Edebiyat Cemiyeti altın madalyasına layık görülür. “Bu sömürge politikasının yanısıra, bir de sömürge edebiyatı doğar, Hindistan’da yaşayan memurların ya da memur ailelerin geliştirdiği ve son şeklini Rudyard Kipling’in (1865 - 1936) eserinde bulacak olan bir edebiyat.” BDE.s.48.

Ruef: Jacques Leon Rueff (1896-1978). Fransız iktisatçı yazar ve maliyeci. “Ruef kapitalist olun, sosyalist olun, yalnız yalancı olmayın diyor.” Jur.I.s. 83.

Ruge: Arnold Ruge (1802-1880) Alman siyaset adamı ve Hegel’ci sol düşünceyi savunucu filozof. Azadedilmişler: Kendilerine “Azadedilmişler” ismini veren bu serâzât insanlar ne yasa tanımaktadırlar ne başkan: Bauer Kardeşler, şair Hervegh, Ruge, Marx, Engels vs.” BÜ.s.200.

Ruh Hakkında: Del’espit. Fransız filozof Claude Adrien Helvetius (1715-1771)’un 1758 yılında ismini yazmadan yayımladığı eserinin adı. “1758’ de Helvetius’un “Ruh Hakkında”’sı baştakileri öfkelendirdi.” IDG.s.18.

Ruhr: Almanyada bir sanayi bölgesi ve yönetim merkezi. “Aksine Ruhr’un yahut Lombardiya’nın sanayicileri de, İtalya’nın büyük toprak sahipleri gibi, Hitler ve Mussolini’ye yardımlarını esirgememişlerdir.” UU.s.130.

Ruht: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler kısmında yer alan kitaplarından birisi. Bu eserde, Hakimler zamanındaki yaşayış anlatılır, Eski İsrâil evlenme âdetlerinden örnekler verilir. “Ruht: Hakimler zamanındaki pastoral yaşayışı anlatır.”IDG.s.127.

Ruh-u Cihan: Mısır’ın gökleri altında Menfis ve Teb’de, büyük ehramın önünde, kutsal İsis’in ve kadimler kadimi Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı ve haşmeti içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı. IDG.s.150.

Rum Konstantiniyesi: Bizans zamanı İstanbul’u. “Rum Konstantiniyesi’nde boyle bir egemenlik Yoktu. Orada her zorba, kayser olabilirdi.”Kİ.s.114-115.

Rum: Kıbrıs’taki hellen kökenli Ortadoks Hırstiyan halka verilen adı. “Aboneler, yani sekiz Rum, üç beş Ermeni ve birkaç Fransız.” BÜ.s. 134

Rumuz-ül Edep: Sami Paşazade Sezaî’nin eserinin adı. Rumuz-ül Edep, yazarın Şergüzeşt ve Küçük Şeyler haricinde başlangıçtan sona kadar yazdığı bütün yazıları ihtiva eder. Cemil Meriç Kırk Ambar kitabının birici kısmı için de bu ismi uygun görüp aynı isimle isimlendirmiştir. “Rumuz-ül Edep, edebiyatların pek az işlenmiş meselelerine ışık tutmak için kaleme alındı.” Kİ.s.12

Rus Dramının Dayanakları: Rus Edebiyat tenkitçisi Dimitri Pisarev (1840-1868)’in 1864 yılında yazdığı eserinin adı."Ama vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev, Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları (1864) , Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen proletarya (1865)”. Mağ.s.98.

Rus İhtilali: 1917 yılının şubatında çarlığı deviren ve 1917 ekiminde iktidarı Bolşeviklerin almasından sonra, Ocak 1918’de Rusya Federatif Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla sonuçlanan ihtilal hareketi. “Dünyadaki başka ihtilaller de felçli doğmuş. Fransız ihtilali, İngiliz Sanayi Devrimi, Rus İhtilali” KA.s.355.

Rus Romanı: Fransız denemeci ve yazar.Eugene Melchior De Vogüe (1848-1910)’nün 1886 yılında yazdığı ve Gogol, Turgenyef, Dostoyefski, Tolyos gibi tanınmış Rus romancıları anlattığı inceleme eseri. Mesela Rus Romanı da Fransız Romanının çırağı olmuş, Dosto’nun (Dostyevski) kahramanları bütün Avrupa’yı dolaşan bir insan tipi,ama yine Rus” KA.s.325.

Rus Romanının Kristof Kolomb’u: Rus Romanını kefeden kişi. Vogüe için kullanılmaktadır. “Sözü Vogüe’ye bırakalım ( Rus romanının Kristof Kolomb’u o. Avrupa Gogol’ları, Dosto’ları, Tostoy’ları ondan öğrenmiş.)” BÜ.s.206

Rus. Rusya halkından olan. “Rus ve Leh edebiyatının öyle bir sadeliği ,öyle bir teklifsizliği var ki,kendi edebiyatımız için de bunu senelerden beri hasret çekerek düşündüm.” KA.s.372.

Rusça: Doğu öbeğinin en önemli slav dili. “Kadın kocasından habersiz Rusça öğretecek bir hoca tutuyor.” BÜ.s.154.

Ruska: Julius Ruska (1867-1949) Alman şarkiyatcı. “Maalesef Ruska’nın da şikâyet ettiüi gibi, klasik filolojimizin ufku bir dil sınırına dayandı kaldı, her iki taraf da ortak olan yanları birbirinden ayıramadı.” IDG.s.224-225.

Ruskin: John Ruskin (1819-1900). İngiliz sanat tenkitçisi. Sosyolog ve sosyalist. “Susamlar ve zambaklar” Ruskin’in en çok sevilen, en okunan kitabı” BÜ.s.106.

Russel: Bertrand Russell (1872-1970) İngiliz filozof ve mantıkçı. “Bütün tartışmaların konusu o... Eflatun’dan Russel’a, Aristo’dan Marks’a kadar düşüncenin bellibaşlı pehlivanları o meçhul, o müphem nazenin uğrunda savaş vermişler.”IDG.s.157.

Russkaya Pravda: Rus Gerçeği ya da Rus Hukuku. Kiev devleti ve ona bağlı prensliklerin hukukuyla ilgili, anayasa mahiyetindeki derleme. Liberal düşünceleri benimsedi, bircok gizli dernek kurdu ve devrimci görüşlerini bir anayasa tasarisi olan “Russkaya Pravda”da (Rus Gerçegi) açıkladı.” Mağ.s.67.

Rusya: Avrupa’nın kuzey bölümünde başkenti Moskova, Resmi dili Rusça olan bir devlet. “Çünkü Rusya bir yönüyle Avrupa’dır.” KA.s.325.

Ruşen Eşref: Ruşen Eşref Ünaydın (1892-1959). Cumhuriyet dönemi araştırmacı ve yazarlarından. “Şimdi de 1921’lerde Ruşen Eşref ile konuşmasını hatırlayalım:” KA.s.305.

Ruth: Ruth’un kitabı. MÖ.450 yıllarına doğru yazılan ve halk söylentilerine dayanan hikâye ve masallardan oluşan Yahudi kutsal kitabı. "Sonra bunlara beş tomar daha eklenir: Neşideler, Neşidesi, Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler." IDG.s.109.

Ruyer: Raymond Ruyer (1902-1987). Fransız filozof. “Ruyer’e göre Ütopla reelin karşısına mümkünü çıkarır, reeli mümkünle zenginleştirir.” UU.s.264

Ruzname-i Ceride-i Havadis. 1840’ta Türkçe yayınlanan Ceride-i Havadis gazetesi Türkçe olarak çıkarılmaya başladı. Gazetenin başında William Churchill adlı bir İngiliz gazeteci bulunmaktaydı. Bu kişi,1864’te öldü. Ölümünden sonra oğlu, Ceride-i Havadis gazetesini kapatıp Ruzname-i Ceride-i Havadis adlı gazeteyi çıkarmaya başladı. İşte Cevdet Kudret’in yazdıkları: “Victor Hugo’dan özetlenerek çevrilen ve Ruzname-i Ceride-i Havadis gazetesinde tefrika edilen Mağdurin Hikâyesi... KA.s. 333.

Rückert:Friedrich Rückart (1788-1866). Alman şairi ve şarkiyetçı. “Ya şairler? Heine, Novalis, Hölderlin, Rückert... “Hintliler antik çağın romantikleri, Cermenler modern çağların” diyor von Schroder.” BDE.s.54.

Rüyetullah: Allah’ın görülmesi, ilâhî tecellilerin bu dünyada temaşa edilmesi anlamına gelen tasavvufî bir terim. Bu mertebe bir velâyet ve rüyetullah mertebesidir.” IDG.s.43.

Rüzgârlı Tepe: Wuthering Heights. Rüzgarlı tepe ya da rüzgarlı bayır. Emily Bronte’nin 1874 yılında E. Bell takma adıyla yayımladığı romanı. “Rüzgârlı Tepe’de Radcliff, Cathie’yi elde etmek için bütün insanları öldürmeye hazırdır ama bu cinnetin makul olduğunun veya herhangi bir sisteme dayandığını ileri sürmek akıldan geçmez.” BFH.s.52.

S.O.S.: Canımızı kurtarın anlamındaki ingilizce ‘Save our Souls’ cümlesinin kısatılmışı Telsiz telgıraf yardımı istemeden, tehlike işareti vermede kulanılan Mors koduyla Sos harflerini simgeleyen ve araya kesinti koymadan . ---. biçiminde iletilmesi zorunlu olan uluslar arası tehlike işareti.“Dün akşan sesin batan bir gemiden geliyordu: S.O.S.” Jur.II.s.29.

S’de Sacy: Bkz Sylvestre De Sacy.“Arapcadan yapılan ilk Fransızca tercüme S’de Sacy’nindir. (1816) ilk ingilizce tercüme 1819 yayimlanir.” Kİ.S.310.

Saadet ve Huzur Kılavuzu: “1820’de İncil’e dayanarak Saadet ve Huzur Kılavuzu’’nu yazar.’’ BDE.s.273.

Saavedra Faxardo: "Yazar Saavedra Faxardo (1576-1648), yaman bir üslûpçu." Kİ.s.304.

Saavedra: “Saavedra’nın Edebiyat Cumhuriyeti’ni hatırlıyorum.” UU.s.182-183

Sâb’îler: Bkz. Sâbî Hem sâbîler’in, hem ismailîlerin anlayışını mezceder.”IDG.s.45.

Sabahattin Bey: Prens Sabahattin (1878-1948). Meşrutiyet dönemi siyaset ve fikir adamı. Celâl Nuri, Abdullah Cevdet, Baha Tevfik ve Sabahattin Bey vs. sözde bir isyandı bu.... Taassuba, istibdâda karşı zekânın direnişiydi.” BÜ.s.174.

Sabahattin Eyüboğlu:1908-1973. Cumhuriyet dönemi eğitimci mütercim ve yazarlarından. “Şimdi Sabahattin Eyüboğlu’nda ve onunla beraber pek çok gençlerimizde gördüğümüz Anayurt Anadolu’yu payen geçmişiyle beraber yaşayarak benimseme fikri, kökenlerini burada bulur’ diyor.” UU.s14.

Sâbi: El Cezire ve Harran’da yaşayan bir sınıf halkın adı. “Son zamanlarda Corbin, Sabi’lerle İsmailileri arasındaki münasebetleri incelerken İhvan hakkında şöyle bir hüküm belirtmiştir: bunlar bir münevver topluluğu idi: aynı zamanda İsmaili akımın sözcüsü idiler.” IDG.s.52.

Sabii: El Cezire ve Harran’da yaşayan ve Sabi adıyla anılan bir sınıf halkın inanç sistemini benimseyen kişiler. “Zerdüşt’le, Sabii’lerin (kısmen de brahmanların ve belki de Budistlerin) fikirleri iç içe idi.” IDG.s.46.

Sabit ibn Korra: Doğum ve ölümü kaynaklarda muhtelif olarak zikredilir: (826-907), (836-901) bigi ihtimaller vardır. Abbasiler döneminde VIII. Asıda, Edes yakınlarında kurulan Harran Mektebinin yetiştirmiş olduğu en meşhur mütercimlerden biri. “VIII. asırdan X. Asra kadar büyük mütercimler yatiştirmiş bu mektep;en meşhurları Sabit ibn Korra (826-907) IDG.s.223.

Sabiyin: Sabilik inancına mensup olan kişiler. “Sabiyin’ler bilhassa ilm-i nücum’da ileri gittiler.”IDG.s.223.

Sabri Esat: Sabri Esat Siyavuşgil (1907-1968).Cumhuriyet devri şair ve yazarlarından olup Yedi Meşaleciler diye anılan yazarlar grubundandır. Bir Sabri Esat’ın, bir Yaşar Nabi’nin, bir Yusuf Ziya’nın.Türk halkıyla ne ilgisi vardı.” Jur.II.s.171.

Sacy: Bkz. Silvestre De Sacy. “Sacy, Burnouf, Chezy... gibi filologlar Doğu Rönesansı’nı Fransa’ya, hatta bütün bir medeniyet dünyasına yaymışlardır.”.” BDE.s.66.

Saddharma: Bkz. Saddharma-Pundarika “Buda Tanrılar Tanrısı'dır "Saddharma"da, ezelidir, sonsuzdur, ama insanlığın ızdıraplarına acıyan bir sonsuz, ona kurtuluş yolunu gösteren bir kılavuz.” BDE.s.173.

Saddharma-Pundarika: İyi yasa, doğru öğreti anlamında Sanskritçe bir kelime olup Doğu Asya’da etkili Mahayana Budhacılığının en eski metnlerinden biridir. “Binlerce Bodisatva dinler Buda'yı en önemli sutra "Şeriat Lotüsü" (Saddharma-Pundarika).” BDE.s.173.

Sade: Marguis de Sade 1740-1814 Fransız roman ve piyes yazarı. Sadizmin babasıdır. Ömrünün 27 yılını yaşadığı gayrı ahlâki ilişkilerden dolayı hapishanelerde geçirmiştir. Eserlerin çoğu hapishane yıllarının ürünüdür Özellikle sürrealistler Sade’den etkilenmişler ve üstat kabul etmişledir. Eserlerinden bazıları: Justine Yahut Faziletin Belâları, Juliette Yahut Hayasızlığın Mutlulukları, Sodome’da 120 Gün, Aline ile Valcour, Halvet Odasında Felsefe. “Sade, kütüphanelerin şeref misafiri, sadizm abesin işiz kardeşi.”

Sadık Rıfat Paşa: Mehmet Sadık Rıfat Paşa (1807-1857). Osmanlı diplomatı, yönetici ve yazarı. “Bununla beraber Akvemü’l Mesâlik yazarını Tahtavî’yi, Sadık Rıfat Paşa’yı, daha sonra Şinasi’yi, Ziya Paşa’yı, Namık Kemal’i, Efgani ve Muhammet Abduh’u.. içine alan zincirin halkalarınından biri sayabiliriz.” UU.s.49.

Sadık Rıfat: Bkz. Sadık Rıfat Paşa “Reşit Paşa için medeniyet, ‘terbiye-i nas ve icra-yı nizâmat’tı; SadıkRıfar için ‘usul-ü me’nüsiyet’ ”. Mağ.s.190.

Sadi: Sâdi-i Şirazi (1213-1292). İranlı meşhur şair ve yazar. Sadi mahlası olup Asıl adı Ebu Abdullah Müşerrifüttin bin Müslih eş-Şirazi’dir. "Sadi'nin Gülistan ve Bostan’ı Cumhuriyet'e kadar Rüşdiye talebelerinin tecessüsüne açıktı." Kİ.s.299.

Sadizm: Kişinin karşısındaki kişiye ıstırap cektirerek cinsî doyuma olaşma durumuna anlatan bir psikoloji terimi. Adını 19 asırda yaşamış olan ve romanlarında cinselliğe bağlı zalimlik ve gaddarlık sahneleriyle tanınan Marguis de Sade’den almıştır. “Sadizm hapsediciliği muhabbet evlerinden çıkıp kütüphanelerin başşesine kuruldu, Goncourt armağanları bile alıyor artık.” KA.s.273.

Sadrazam:Osmanlı devletinde hükümet başkanının resmi adı. Bu günkü karşılığı ile başbakan. “Öyle bir vaziyet olduki tanzimatan sonra, yabancı dil bilmek, sadrazamlığa kadar getiriyordu insanı.” SNK.s.392.

Sadrıesbak kâmil paşa:“Daha evvel yazdığı halde Meşrudiyret’ten sonra bastırılan Sadrıesbak Kâmil Paşa merhumun ‘Tarihi Siyasi-i Devleti Osmaniye’ adlı eserinin ilk iki cildi Hammer Tarihi’nin hülasasındanibarettir.” Kİ.S.105.

Sadri Ethem: (1898-1943) Cumhuriyet dönemi hikâye ve roman yazarı. “Sadri Ethem her İstanbul gelişi Nisvaz’da otağ kurardı.” BÜ.s.150

Sadri Maksudi: “Dün akşam Sadri Maksudi’nin kızı: “Connais pas” dedi.” Jur.I.s.369. Sadullah Paşa: 1838-1891 Tanzimat devri devlet adamı ve şair. Tercüme Odası çalışanlarından Sadullah Paşanın batı dillerinden yaptığı tercümelerin en meşhuru Göl adlı eseridir. “Mechul ilimlere sefer eden hiçbir yolcu, Avrupa’nı Sadullah Paşa’ya telkin ettiği vecdi tadamamıştır.” Mağ.s.194.

Safa Kardeşleri: XI.asrıda İhvane’s-Safa (safa Kardeşler) adı altında Müslümanları taassuptan kurtarmak, ilim zihniyetini,tabiat ilimlerine dayanan felsefeyi hakim kılmak,cemiyeti düzeltecek bir aydınlar sınıfı ve ahlakı kurmak maksadıyla kurulmuş gizli bir cemiyetin adı. “Safa Kardeşleri, tabii ve ahlâki ilimleri ortak bir düşünce etrafında toplamak istemişlerdi, başarıya ulaşamadılar ama İslâm doğu’da hür düşüncenin son büyük çabası oldu bu.”IDG.s. 35

Safahat: Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini derlediği eserinin adı. Eser Sahaift-i Hayattan adı altında 1908 yılında neşredilmeye başlanmıştır. “ ‘Safahat’ Türk dilinin en mükemmel ve en dolu kitaplarındanbiri.Akif ise mistik hülyalardan uzak, tam bir Asr-ı Saadet Müslümanı.” Kİ. s 225.

Saffet Paşa: (1815-1883). Asıl adı Mehmet Esattır. Osmanlı deblet adamı maarif nazırı ve sadrazamı. “Maarif nazırı Saffet Paşa, ‘ tercüme odası hulefasından’ Kostantinidi Efendi’ye bir Yunan-ı Kadim Tarihi ısmarlar.” UU.s.10-11

Safvet Nezihi: (1871-1939). Asıl adı: Ömer lüttfi Zavallı Necdet isimli romanıyla hatırlanan XX.asır roman yazarı. “Safvet Nezihi, müsebbip, 1910.” Mağ.s.145.

Sağduyu: Fransız maddeci filozof ve papazı Rahip Meslier diye de bilinen Jean Meslier (1664-1729)’in eseri olmasına rağman 1928’de Boran'Holbach'ın imzasıyla çıkan eseri. Eserin Türkçeye tecümesini Abdullah Cevdet yapar. Abdullah Cevdet papaz Meslier’nin (d’Holbach) “Sağduyu” adlı eserini çevirir, yani 18.yüzyıl mekanik materyalislerinin şakirdidir.” SNK.s.279.

Sahadeva: Mahabbaratta Destanı’nıda anılan erkek kahramanlardan, Pandu’nun Madri’den olma ikiz çocuklarından biridir ki doğruluk ve dürüslüğü ön plandadır. İkiz kardeşi Nakula’dır. “İşte doğruluk öğreten kardeşim Sahadeva! Bilgi onda, erdem onda.” BDE.s.332.

Sahip Efendi: Bkz. Pirizade Sahip Mehmed Molla “Iki yıl sonra Sahib Efendi tercümesi iki cilt olarak bastırılınca benim tercümem de ücüncü cilt olarak tab’ettirildi.” IDG.s.231.

Sahra: Dünyanın en büyük çölü. Kuzey Afrika’nın Akdeniz kıyıları, ve zenci Afrika, Atlas okyonusu ile Kızıldeniz arasında 8 milyon Km2 yi aşan bir alanı kapsar. Kuzeyinde Sahra Atlasları, Libya ve Mısır’da denize kadar uzanan çölün sınırını çızer; güneyde ise kesin bir had yoktur. “Petrol kaynaklarının bulunuşu Amerika Birleşik Devletleri’nin iktisadî tarihini değiştirmiştir, ama daha o zamanlarda Ortadoğu’da, Sahra’da veya Lübnan’da bir o kadar önemli kaynaklar vardı.” BDE.s.74.

Sahyun Nebileri: İsrâil Peygamberleri. üsluplarının haşin ve sertliği ve korkunç kehanetlerde bulunmalarıyla meşhurdur. “İlk büyük temsilcileri: Horatius ile juvenalis. Birincisi Sadi’yi ve Hayyam’ı hatırlatıt: Rint, bilge, zarif; ikincisi sahyun nebilerini: haşin, yavuz, öfkeli.” BÜ.s.123.

Saib: Mirza Muhammed Ali bin Abdurrahman- Tebrizi (1607-1670). Türk kökenli İranlı şair. “Uzak ve putperest, Hint’e ihtiyacı yoktu Osmanlının, İran emrindeydi: Sadi’nin, Hafız’ın, Saib’in İran’ı.” BDE.s.86.

Said Nursî: (1873 - 1960) Meşrutiye ve Cumhuriyet dönemi din, düşünce ve aksiyon adanı. “Said Nursî, bir kavga adamı.” BÜ.s.246.

Saim: Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli eserindeki erkek sahıslardan biri olup, Roman kahramanı Ferit’nin arkadaşı rolünde bir karakterdir. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları da birer soyutlama: Saim, şapşal bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye misafir edilmiş.” Kİ.s.228.

Saint Just: Louis Antoine Leon Saint-Just (1767-1794). Fransız siyaset adamı. Bu doktrin sulandırılmıştır bazen, Robespierre, Saint Just’ün terörist tasfiyesi gibi.” BFH.s.18-19.

Saint Lambert: Jean François Saint Lambert (1716-1783). Fransız şair ve yazar. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert, Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG.s.19.

Saint- Martin: Louis Claude De Saint-Martin (1743-1803). Fransız teozof ve yazar. “Sainte-Beuve’ün “çağımızın Hazreti Süleyman’ı” diye adlandırdığı Saint-Martin’e göre, “meyveler olgunlaştıkça Batı’ya döküldü.” BDE.s.60.

Saint Petersburg: ABD’de yarımadanın batı kıyısında Tapma körfesi kıyısında bir şehir. “Saint Petersburg, ihtişam ve sefaletin kucak kucağa yaşadığı şehir.” BÜ.s.204.

Saint Real: Cesar Vichart Saint Real (1639-1692). Fransız tarihçi. “Saint Real, ‘Roman bir caddede dolaştıran aynadır’ demiş” KA.s.150.

Saint- Simon: Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist. Cemil Meriç’in Fransız Saint Simon hakkında 1967 yılında yazmış olduğu eserinin adı. Hint Edebiyatı, Saint- Simon, Bu Ülke veya Umrandan Uygarlığa aynı kaynaktan fışkırdılar.” Mağ.s.284.

Saint Vincent De Paul: Liberter sosyalistlerde devlet kanserli bir hücredir, daima zalimdir. Bakunin, “devletin başına bir Saint Vincent De Paul’ü getirseniz, kısa zamanda bir Guizot veya bir Metternich olup çıkar,” der.. SNK. s.153

Saint’e-Barthelemy : “Çünkü “letters de cachet”ler Doğu’da yazılmış,Hindi Doğu talan etmiş,Haçlı seferleri Doğu’nun eseri,Saint’e-Barthelemy, toprak köleliği Doğu’da boy atmış.Jur.II.s.179

Saint-Barthelemy Katliamı: 24 Ağustos 1572 Paris’te Kral IX Charles’ın emriyle Protestanların topluca katledilmesi olayına verilen ad. “1576... Saint-Barthelemy katliamı dört yıl önce olmuştur. “UU.S.185.

Saint-Barthelemy: Bkz. Saint-Barthelemy Katliami. “Saint-Barthelemy İsa şerefine tertiplemiş; engizisyon İsa adına konuşmuş.” BÜ.s.194.

Saint-Barthelemy:Küçük Antiler’de Fransa’ya bağlı bir ada. “1573’de, Saint- Barthelemy ferdasında,tanınmış bir hukukçu, François Hotman, Calvin’in vatanı olan Cenevre’den bir risale fırlatır Fransa’ya, kısa zamanda ün kazanacak bir risale: Franko- Galya.” UU.s.185.

Saint-Beuve: Charles Augustin Saint-Beuve (1804-1869). Fransız yazar ve edebiyat tenkitçisi. “Nitekim Saint-Beuve’den sonra bir edebiyat psikolojisi kurmaya çalışır Taine.” KA.s..436

Saint-Denis. Fransa’da Saint Dennis Ovasının Paris’in kuzey banliyösü ve kanton merkezi. Tanrı Temmuz İhtilalini Saint-Denis sokağının bezirganları için yaptırmış herhalde.” SSSS.s.113.

Sainte-Beuve:Charles-Augustin Sainte-Beuve (1804-1869). Fransız münekkidi. Başta tenkit olmak üzere şiir ve roman türlerinde eserler vermiştir. Tenkitlerini 15 ciltlik pazartesi Konuşmaları ve 13 ciltlik yeni pazartesiler isimli eserlerinde toplamıştır. “Sainte-Beuve’ün “çağımızın Hazreti Süleyman’ı” diye adlandırdığı Saint-Martin’e göre, “meyveler olgunlaştıkça Batı’ya döküldü.” .” BED.s. 60.

Saint-Expery: Antonie De Saint-Expery (19000-1944) Fransız hayacı ve yazar. “Saint- expery’nin ‘Küçük Prens’i yazması gibi...” Kİ.S.323.

Saint-Michel: Fransa’da Meuse Irmağı ile Est kanalıarasında kanton merkezi. “Yalnızlık ve Madam Fouche. Saint-Michel Bulvarındaki apartman, şüphenin zehri, hastahane, Luxembourg bahçesi.” Jur.I.s.343.

Saint-Simon: Claude-Henri de Rouvroy Saint-Simon (1760-1825). Fransız filozor ve iktisatçı. “Saint-Simon’un amacı çalışanları şuurlandırmaktı.” SSSS.II.s.56.

Saint-Simoncu:Saint-Simon’un felsefi ve iktisadî prensiplerini kabul eden kimseler. “İskoçyalı Thomas Moore (1779-1817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret kazanan bir poem yazar : “Lalla-Rookh”. Üç yıl sonra Fransızca’ya çevrilen bu poem, bir Saint- Simoncu tarafından operaklaştırılır: sahnede Bernier’in Hint’ini ve Evrengzib’in çehresini görür gibi oluruz.” BDE.s.44

Sait Bey: Kemalpaşazade Sait Bey. Namı diğer Plastik Sait (1848-1921). Türk gazeteci va yazarı. Bir başka Zola-perest de Sait Bey (1848-1921. İnkıraz çağının hırçın,başarı, hürendiş bir edebi.” KA.s.291.

Sait Faik: Sait Faik Abasıyanık (1906-1954). Cumhuriyet dönemi hikaye yazarlarından. “Sait Faik’in mütecessiz bakışları, bir hikâye konusu arar gibi dolaşırdı masalara.” BÜ.s.150

Sait Halim Paşa: 1864’te Kahire’de doğdu. 6 Aralık 1921’de Roma’da vurularak şehit edildi.Kalavalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve vezir halim paşanın oğludur.1912’de Şûrâ-yı Devlet reisi oldu, 1913’te Mahmut Şevket Paşa’nın sadrazamlığında Hariciye Nazırı oldu. Aynı sene Mahmut Şevket Paşa’nı vefatı üzerine sadrazam oldu İttihatçıların elindeki yetkileri yavaş yavaş olması üzerine şubat 1917 yılında sadrazamlığı bıraktı.10 Mart 1919 tarihinde tevkif edildi 22 Mayıs’ta diğer siyasi mahkûmlarla birlikte Malta adasına sürüldü.29 nisan 1921de bırakıldı. İstanbul’a kabul edilmediği için Roma’ya gitti. Roma’da bir Ermeni Tarafından şehit edilen Sait halim Paşa Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce biliyordu. “Önündeki koleksiyon Sait Halim Paşa’nın kütüphanesinden geliyor.” BÜ.s.105

Sait Halim: Bzk. Sait Halim Paşa. İkinci meşrutiyet intelijansiyası, bir Abdullah Cevdet, bir Rıza Tevfik bir İzmirli bir Said halim bir Mehmed Ali Aynı bir Şehbenderzade.” Kİ.s.85.

Sakamet: Bozukluk, sakatlık. “Sami bey, bir lügat yazarının tarafsız olması gerektiğini unutarak sosyalizmi sakametle damgalar.” Mağ.s.222.

Sakson Köleleri: Sakson ilk kez btolemaios tarfından anılan ve elbe ve trave arasında yaşayan gelmen halkı İ.S. 3.asrın sonunda Elbe’nin güneyine yayılarak komşuları olan chauklar’ı cheruscı ve ankrivari halkalrınıda kendilerine katarlar “Sakson köleleri boyunlarına bir tasma takarlarmış. Efendilerinin adı yazılırmış bu tasmaya.” BÜ.s.187.

Salambo: Salommbo.Gustave Flaubert (1821-1880)in 1862 yılında kaleme aldığı eserinin adı. “Flaubert’e “Salambo”yu yazdıran arkeoloji, Lecomte de Lille’in ilham perisidir, “Les Poemes Antiques”de eski çağların mitolojileri dile gelir...” BDE.s. 68 Salaş tiyatro: Genellikle cadır tiyatrosu deyimiyle eş anlamlı olup bir kentin kenar semtlerinde, kasba panayırı, Pazar ve benzeri yerlerde temsiller veren tiyatro topluluğu “Salaş tiyatrosunda bakanlık rolüne çıkmaktan âciz bir hergele”Kİ.s.

Salazar: Antonio De Oliveira Salazar (1889-1970) Portekizli siyaset adamı “Bir Franko, bir Salazar, bir peron’un faşist rejiminden bahsedilebilir SNK.S.127

Salhane: Mezbaha, kesim evi “Ziya Paşa ilk defa olarak Türk düşüncesini hükümete “salhane” diyen insandır.” SNKs.155

Salib: Salip.Haç, Salib-i Ahmer : Kızıl haç Salib için dehşet kaynağı idi İslamiyet.” SNK.s.292.

Sâlih Zeki: (1864-1921) Matematik bilgini ve millieğitim bakanlığı müsteşarı “Kaybedilmiş davanın biricik havarisi Salih Zeki.” BÜ.s.143.

Salluste: Sallustius (MÖ.86-MÖ.35/34). Kendine has bir üslüpla dönemin tarihi olaylarını ve politik kişiliklerini anlattığı eserleriyle bilinen Romalı tarihçi ve yazar. “Salluste cumhuriyet döneminde arada bir beceriksizce de olsa Thucydide’nin mirasına sahip çıkar.” KA.s.391.

Salname: Yıllık. “Yunan destanları birer cinayet salnamesi, Yunan İskandinav, Germen destanları.” BÜ.s.207.

Salome: (Öl.72) Yahudi prenses Herodes philippus ile Herodias’ın kızı Markos ve Matta İncillerinde sözü edilen Salome dansı ile ün yapmıştır. “Havva,Meryem,Salome sizde hepsi var.Kah bir Elizabeth Barrett’siniz Kah bir Sainte Therese.Santa Maria Magdalena.”Jur.II.s111.

Salzbourg: Avusturyada, tuz zengillikleri ile ünlü bir il ve yönetim merkezi “Ve kırık dal, Salzbourg tuzlalarındaki gibi bir kristal hevengi olur.” Jur.II.s.36.

Samanoğulları: Porasan ve Mavera ünnehir de 874-999 yılları arasında hüküm süren İrab kökenli haledanlık. “Buhara Samanoğullarının payihatı ve bir irfan merkezi.” Kİ.s.183

Samari: Samaria, Samiriye. Filistinde, İsrail krallığının başkenti. Şehir MÖ. 880 yıllarında Omri tarafından kurulmuştur.“Amos, Samari'dedir.” IDG.s.107.

Sama-Veda: Hint kutsal kitabı Vedalar’ın Dört kitabından birisidir. Diğerleri ise: Rigveda,Yacur veda ve Samaveda’dır. “Sama-Veda, melodi bilgisi, hepsi de Rig- Veda’dan alınma 1500 kadar ilahi.” BDE.s.109.

Samih Rıfat: 1874-1932 Türk Dil Kurumu Başkanı. Şair müsteşer milletvekili. “Samih Rıfat - bir fırenk lisaniyatçısına dayanarak hazret’in Turan asıllı olduğuna yemin ederken , -aynı Frenk lisaniyatçısını şâhit gösteren- Rıza Tevfik Avesta mübdiinin aryâniliğini ispata çalışıyordu .” BÜ.s.147.

Samiha Ayverdi: (1916-1993). Cumhuriyet sonrası Türk roman, hikaye ve demene yazarı. “Samiha Ayverdi’nin Kölelikten Efendiliğe adlı risalesi de unutulup gitti.” Kİ.s.281.

Samkiya: Samkhya. Sanskritçe’de doğru bilgi veya sayı ablamında bir kelime olup Hint felsefesinin a’tı geleneksel sistemlerinden bir okul. “Gita’da iki inanç kaynaşır. Samkiya, Yoga. Samkiya tahlil demek.” BDE.s.148

Sampu: Hint edebiyatında XI. Asırdan sonra yazılmaya başlayan bir edebi tür. Bu edebi nevi nazım nesir karışımıdır ve roman olarak değerlendirilmektedir. “11. yüzyılda yazılmaya başlanan ‘sampu’lar da nazım nesir karışımı roman.” BDE.s.239.

Samsara: Ruhların göçü Hint mitolojisinden hayat, ölüm ve yeniden doğum hadisesini belirten Sanskritçe bir kelimedir. Her insan, bitki ve hayvan için Saİ.Sara durmadan yenilenen bir dönüşümdür. “Saİ.Sara çok eski halk geleneklerinden sızmış Upanişadlar’a, sonra Hint’in temel inançlarından biri olmuş, Yunan düşüncesini damgalamış, oradan çeşitli ülkelere atlamış.” BDE.s.116

Samson: Tevrat’ta sözü edilen, MÖ. 12. asırda yaşadığı sanılan İsrail’in son hakımlerinden biri. Filistinlilere karşı direnişin ruhu kabul edilen saİ.Son’un kadınlara düşkünlüğü sonunu hazırlamıştır. Dalila, Saİ.Son’un saçlarında gizli olan güçün sırrını onun ağzından aldı ve Saİ.Son uyuduğu sırada saçlarını traş ederek onu Filistinlilere teslim etti. “Saİ.Son’un gücü saçlarındaydı, esirlerin gücü yalanlarında.” BÜ.s. 288

Samuel I. ve II. Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihi kısmında yer alan kitaplarından olup Eski Ahit’ın dokuzuncu va onuncu kitaplarını oluşturur. Samuel (I. veII.) kitabı, Samuel’in doğuşundan Davud as.’nın saltanatının sona ermesine kadar geşen zamanı konu alan bir tarih kitabıdır. “ Kitabların başlıcaları şunlardır: Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )’’ IDG.94

Samuel Johnson: Samuel Johnson (1709-1784)’ın İngiliz araştırmacı, yazar ve sözlik bilimci. “1779-1781 yıllarında yazdığı eserinin adı. 1774-1781 arasında Thomas Warton’un İngiliz Şiirinin Tarihi ile 1779-1781 arasında Samuel Johnson’ın Şairlerin Hayatı.” KA.s. 399

Samuel Kitabı:Bkz. Samuel (I. veII.). “Samuel’in hikayesi Samuel Kitabı’nda anlatılıyor ama kitabı yazanın Samuel olmadığı muhakkak’’ IDG. sy:99

Sanat ve İlimlerin Üniversal Kamusu: An Üniversal Dictionary of Arts Sciences (Sanat ve İlimlerin Üniversal Kamusu) veya sedece “Cyclopaedia”                               İngiliz

Ansiklopedici Ephrahim Charbers ( 1680-1740)’ın 1728 yılında yazdığı Ansiklopedisi. Eser, ansiklopedi çalışmaları için öncü neteliktedir. “Britanica’da şunları oukyoruz: “Ephraim Chambers, 1728’de Cyclopedia’sını yayımladı.Kitabın bir adı da:Sanat ve İlimlerin Üniversal Kamusu (iki büyük cilt.)Yazar, önsözde daha önceki kamuslardan, bilhassa Fransız ve İtalyan akademilerinin sözlüklerinden, Furetiere’in, Trevoux’nun, Chauvin’in , Haris’in kamuslarından geniş ölçüde faydalandığını anlatıyor.” IDGS.16 Sand: Bkz.George Sand. “Sand gibi dişlemediği memnu meyve kalmayan bir alutfe-i cihan dehşetli utanır, kapı dışarı eder Balzac’ı.” BÜ.s.199.

Sangam edebiyatı:Bkz. Sangam “Sangam edebiyatında ne cainizmin izine rastlıyoruz,ne budizmin.” BDE.s.290.

Sangam: Tamul Edebiyatında şiir antolojileri dizisi. Sangam terimi Hristiyanlık çağının ilk iki asrında eser veren bir grup yazarı belirtmek içinde kullanıulır. Sangam şiirlerinin belirgin özelliği dini umursamazlık, coğrafî ve hissî temaları titizlikle işlemesidir. “Ahiret endişesi de yok sangam şairlerinde, önemli olan dünyadaki hayat.” BDE.s.285. Sangita Sala: Kutsal metinleri özellikle Vinaya metinlerini makamla okumak üzere sık sık toplanan Buda rahipleri meclisini belirten Sanskripçe bir kelime. “Simdi dramlarin oynadigi Sangita Sala’ya girelim.” BDE.s.210.

Sankülotlar: Sans-culotte (culotte: kısa pantolan, sans-culotte (culotte’siz). Fransız ihtilâlinin başlarında, ihtilal ordusunda cörev yapan giysi ve silah bakımından yeterli biçimde donatılmamış gönüllülere verilen ad. Gizli bildiriler basılıyor, genç ve yoksul memurlar tarafından dağıtılıyordu. Ortalığı işsizler kaplamıştır: geleceğin ‘sankülotlar’.” Mağ.s.95.

Sanskrit Edebiyatları Tarihi: Marx Müler (1823-1900)’in Hint medeniyeti ile alakalı kitaplar dizisinde yer alan en mühim eserlerden biri. “ “Sanskrit Edebiyatları Tarihi”,”Sanskritçe Gramer” ya da asıl adıyla “Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?” en önemli eserlerindendir.” BDE.s.68

Sanskrit dili: Brahma medeniyetinin din ve edebiyat dili olarak kulanılmış en eski Hint-ali dili.“ Sanskrit diliyle Latince,Yunanca, Almanca, İngilizce, Farsça arasındaki münasebetler, ona bütün bu dillerin bir menşeden geldiğini, Arya (Asil) diye bir yaşamış olduğu fikrini ilham eder.” SNK. s.101

Sanskrit: Hindistan’da yaşayan Hinduların klasik edebiyat dili olan eski Hint-Ari dili. "Bu sayede ilk mütercimler Yunan, Süryani, Saskrit ve Pehlevi dillerindeki metinleri kolayca aktarmışlardır.” IDG.s.78.

Sanskritçe Derneği: 1951 yılında Hindistan’da, hükûmet tarafından Sanstritçe’nin öğrenilmesi ve Sanskrit eserlerin incelenmesi amacıyla kurulan kültür derneği. “Bu amaçla 1951’de bir ‘‘Sanskritçe Derneği’’ kurulmuş, hem bir çok Hint aliminin, hem de dünyadaki çeşitli araştırıcıların üye olduğu bir dernek.” BDE.s.242.

Sanskritçe Gramer: Diğer adıyla “Hint’ten Neler Öğreniyoruz” Marx Müler (1823- 1900)’in Hint medeniyeti ile alakalı kitaplar dizisinde yer alan en mühim eserlerden biri. “ ‘Sanskrit Edebiyatları Tarihi’, ‘Sanskritçe Gramer’ ya da asıl adıyla ‘Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?’ en önemli eserlerindendir.” BDE.s.68.

Santa Maria Magdalena: “Havva,Meryem,Salome sizde hepsi var.Kah bir Elizabeth Barrett’siniz Kah bir Sainte Therese.Santa Maria Magdalena.”Jur.II.s.111

Santa Maria Magdalena: “Santa Maria Magdalena, İsa’nın yaralı ayaklarını gözyaşlarıyla yıkadı ve saçlarıyla kuruladı.” Jur.II.s.44.

Santimantal : “Bizim kuşağın toplumcuları arasında Cemil Meriç adının özel bir yeri vardır ki,ben ya islah kabul etmez bir santimantal,o yerde içi dışı bir adam olduğumdan,yıllar geçse de hep o yerde muhafaza ettim..”Jur.II.s.191

Santinketan: Barış yurdu anlamında Sanskritçe bir kelime olup,1863 yılında Bengalli şair Rabindranat Togor’un babası Maharşi Debendranath’nin Kalküta’nın 160 km güneyinde kurduğu tefekkür merkezi. Togor’un 1901 yılında burayı geliştirerek özel bir okula cevirir. Santinketan 50 yıl sonra uluslararası devlet üniversitesi olarak kabul görmüştür. Bu okul Tagore'nin yönetimi altında Doğu ve Batı kültürleri arasında bir tür köprü haline geldi. “Şahsiyetinin ilk müjdesi, Hint’e dönünce yazdığı ‘Akşam Şarkıları’. Kırk yaşında kendini başkalarına vaketmek istiyor, Santinketan’a çekiliyor. ‘Orman Çiçekleri’: İlk şiirleri on üç yaşındayken yayımlanıyor: ’’Orman Çiçekleri’’ BDE.s.276.

Sapir: Edward Sapir (1884-1939). ABD’li dilbilimci ve antrapolog. “Mesela Summer, Keller, Malinowski, Lowie, Wisler, Sapir, Boas, Benedict. A.B.D’de antroploji kendini,’kültür ilimi’ olarak tarif eder.” Kİ.s.41

Sarasvati Vak:Vedalar’da Sarasvati için kullanılan bir isim. Vedalar sonrası dönemde Sarasvati Brahma’nın karısı olarak konuşma ve öğrenme tanrısıdır. Vedalarda ise bir nehiridir. Irmak gibi akan söz anlamında Sarasvati Vak diye ifâde edilerek ilahilerde ona hem bir tanrıça hem de birnehir olarak yalvarılmaktadır. “Her mesleğin bir tanrısı var. Mesala aydınların Tanrısı: Sarasvati Vak (ırmaklar gibi akan söz).”BDE.s. 124.

Sarasvati: Hint Mitolojisinde bilgi ve sanat tanrıçası. “Her köşede rebap çalan bir Sarasvati.” BDE.s.402.

Saravasti Irmağı: Hint mitoılojisinde kutsal ırmak. “Nerdesiniz Mankiva inekleri? Bal getirdik./Saravasti ırmağının sularından içtiniz mi?/Saravasti ırmağının sularından içtiniz mi?” BDE.s.135..

Saray: Bir hükümdarın içinde yaşadığı ve devleti yönettiği yapı ya da yapılar topluluğu.“Nihayet medrese ve saray.” JurI.s.62.

Saray-ı Hümayun: Padişah sarayı. “Cuma namazlarını Saray-ı Hümayun’a 300 metre ötede bir camide kılmaya başlıyor.”BFH s.127

Sarezen Yahut Araplar: Fransız Ansiklopedis Diderot (1713-1784)’un yazarak kendi Ansiklopesisinde yayımladığı makalelerden biri. Diderot, 1764’ de bir tesadüf eseri olarak “Sarezen yahut Araplar” adlı makalesini gözden geçirdi.” IDG.s.18.

Sarf ve Nahiv: Arapça kelime ve cümle bilgisi anlamına gelen Sarf ve Nahiv, Cemil Meriç’in eserinde özel isim olarak Reşid Eş-Şarttûnî’in Arapça gramer kitabının adıdır. “Beyryut’ta basılan Reşid Eş-Şarttûnî ‘nin Sarf ve Nahiv kitanını okumuştuk.” Kİ.s.283.

Sarhoş Eden: Hint mitolojisinde istek tanrısı Kama’nın ünvanlarından birisi. “Bir karısı Şefkat, Kama’nın, öteki Şehvet..ve adları saymakla bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan, Sarhoş Eden, Öldüren...” BDE.s.181.

Sarıoğulları: Yaşar Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan ve aralarında kan davası bulunan iki sülâleden birinin adı. Davalı olduğu sülâlenin adı da: Akyollular’dır. “Nihayet hikâye, Akyollularla Sarıoğulları arasında eski bir kan davası.”KA.s.347.

Sarte: Bkz. J.P. Sarte. “Zerdüşt’le Russell, Yajnavalkiya ile sarte aynı insan.” BÜ.s.217.

Sarton:George Alfred Leon Sarton (1884-1956). Belçika asıllı ABD’li bilim adamı ve yazar. “Batı bilginlerinden küçük bir kısmı, mesela Stern ve Sarton, Risalelerin yazarları hakkında eski İslam müelliflerinin görüşünü kabul etmiş: onları büyük bir ihtimalle Basra’da yerleşmiş bir bilginler zümresinin yazdığını ileri sürmüştür.” IDG.s.52.

Sartor Resarturs. Thomas Carlyle (1795-1881)’ün 1830’lu yıllarda yazdığı eserinin adı. “İkincisi ideal hayat için Sartor Resarturs’u okuyalım. Sokaktaki adam için insan nedir?Pantalon giyen iki ayaklı bir hayvan.” Kİ.s.370

Sartre: Jean Paul Sartre (1905-1980). Varoluşçuluğun kurucusu olan çagdaş Fransız filozofu. “Bireysel özgürlüğü ön plana çıkaran "varoluşçuluk" düşüncesini geliştirmiş olan Fransız yazar ve düşünürü. Sartre “Fleur du Mal” yazarını ite kaka egzistansiyalizm kalıbına sokmak istiyor.” Jur.I.s.193

Sasaniler: Adını ataları Sasan’dan alan, I. Ardeşir tarafından kurulan MS.224-651 yılları arasında İran topraklarında hüküm süren hanedanlık. “Sasanilerin yükseliş devrinde nasıl Palmir, bir kervan merkezi ise, Mekke de bir kervan merkezi oldu.” Kİ.s.149.

Sataka:Yuzlerce kadin tanimis ve tecrubelerini “Sataka” basligi altinda ebedilestirmis. Satı Bey: Mustafa Satu El-Husrî (1880-1968). Osmanlı’nin eğitim sistemini çağdaşlaştırmak için çalışan Arap milliyetçisi, eğitimci ve düşünür. Once Sati Bey, yazari ve eserini cok degerli bir tetkiknameye konu yapmis, M.Babi, Haldun’un siyasi nazariyesini incelemis, Muhsin Mehdi, Sosyal Ilimler Ansiklopedisi’ne ustadi tanitan etrafli bir makale hazirlamis.” IDG.s.228.

Sati: Hint Mitolojisinde Şiva’nın karılarından biri olan Parvati’nin adlarından biri olan sati Hint geleneginde, kocasının cenaze ateşinde ya da ölüsünden sonra dul kadının da kendisini yakması olayına verilen isimdir. Şiva’nın karısı Himalaya’nın kızı Parvati. Binbir adı var bu Tanrıça’nın: Uma (nazlı), Beravi (korkunç), Sati (vefakâr eş), Gori (parlak), Kali (siyah), Durga (yaman)...” BDE.s.132.

Sattanar: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum romanlarından biri olan. Manimakhale’nin yazarı.“ “Manimakhale”nin yazarı sattanar, Madura Akademisinden, geniş ufuklu bir tenkitçi.” BDE.s.289

Sattasai: Prakrit edebiyatının şaheseri bir antoloji: “‘Sattasai’.Yazarı Dekkan’ın kuzey doğusunda hüküm süren bir hükümdar: Hala.” BDE.s.178.

Satyagraha: Hint dilinde hakikat gücü ya da hakikate adanma anlamına gelen bir kelime olup XX. Asır’da Hindistan’da Mahadma Gandi’nin ortaya attığı, belli bir kötülüğe karşı akararlılıkla ama şiddete başvurmaksızın direnmeyi esas alan felsefî akım. “Zafere götüren tek yol: Satyagraha, Hak yolu, -Kuzey kutbu ile Güney kutbu arasında ne kadar fark varsa, Satya-graha ile paris mukavemet arasında o kadar fark var.” Kİ.s.336.

Saul: MÖ. XI asrda yaşadığı sanılan, Eski Ahit’in I. samuel kitabına göre hem hakim hem de kral olan İsrailoğullarının ilk kralı. Tüm İsrail kavmi meşru iktidara sahip Saul’un kumandasında tek insana dönüştü.” UU.s.215.

Saül: Bkz. Saul. “Yahve’nin emriyle Nebi Samuel, İsrail’in ilk hükümdarını seçer saül” IDG.s.95.

Savayambu: Kendiliğinden var olan, başkasının yaratmasına mutaç olmayan, kadir anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun ünvanlarından birirdir. “Vişnu’nun çeşitli sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta (sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta (kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana (varlıkların kaynağı ve barınağı).” BDE.s.128

Savitri: Hint mitolojisinde canlandırıcı ve harekete geçirici bir tanrı olarak tasvir edilir mesela Güneş Tanrısı’dır dünyayı canlandırır ve harekete geçirir. “Savitri bir padişah kızıydı.” BDE.s.350.

Savonoralle: Girolamo Savonoralle (1452-1498). Baskıcı yöneticilere ve yozlaşş din adamlarına karşı mücadelesiyle tanınan reformist İtalyan din adamı. "Bu çekilişte bir İtalyan Dominiken papazı olan Savonoralle büyük rol oynar."SNK.s.185.

Saydıgah: Sayd-gah. Avlanma yeri. "Türklere düşen iş de -saydığah- in bekçiliğini ve jandarmalığını yapmak." BFH.s.133.

Sayılar: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün Torah kısmında yer alan kitaplarından birisinin adı. Sayılar kitabı Sina’da konaklayış,ü ve İsrailoğullarının Moba ovasına kadar sahralarda dolaşmasını konu alır. “ Kitabların başlıcaları şunlardır: Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 ) IDG.94.

Sayılgan: Alcan Sayılgan (1924- ....) Günümüz şiir ve roman yazarlarından. “Yaşa Sayılgan” KA.s.357.

Scaliger: Julius Caesar Scaliger (1484-1558). Botanik, zooloji, dilbilim ve edebiyat tenkidi konularında eserler veren İtalyan asıllı Fransız bilgin. "Daha sonraki Fransız hümanistlerini şöyle sıralıyabiliriz: Stephanos, Scaligar, Dolet, Ramus, nihayet Rabelais, Mountaigne ve Casaubon"KA.s.111.

Scarron: Paul Scarron (1610-1660). Bürlesk, oyun ve roman türünde eserler veren ve bu türlerin gelişmesinde önemli katkılar sağlayan Fransız yazar. Scarron, Komik Roman’da (1651), Don Kişot’tan birkaç sahne aktarır.” KA.s.208.

Schelling: Friedrich Wilhelm Joseph Schelling (1775-1854) Kant sonrası Alman idealizmin önde gelen temsilcilerinden olan Alman filozof ve eğitimci. “Byron’dan Poe’ya kadar birçok şairi etkileyen Coleridge’de de, Alman romantiklerinin harekete geçirdiği mistisizmlerden, Boehme ve Schelling’ten, yeni doğan endiyanizmden pırıltılar var.” BDE.s.44.

Schellingcilik: Alman filozof Schelling’in felsefi ve idealist görüşlerini ihtiva eden felsefî akım. “Hegel’cilikle Schelling’cilik en aşırı yorumlarına ulaşırken Saint- Simon’la Fourier’nin doktrinleri de Ruslaştırılıyordu.” Mağ.s.79.

Schiller: Johann Friedrich Von Schiller (1759-1805). Alman oyun yazarı, şair ve edebiyat kuramcısı. Özellikle sanat ve eğitim konusundaki görüşleriyle haklı bir ün kazanmış olan Schiller, Alman romantik tiyatrosunun en mühüm temsilcisidir.“Xenephon’un ‘Husrev-Name sinden, Cervantes’in Don Kişot’una, Zola’nın romanlarına, Schiller’in Haydutlar’ına kadar... dünya edebiyatının enafis-i asarını onun büyük gayreti sayesinde tanıdık.Schopenhauer felsefesinden söz açan ilk Müslüman O’dur.’ Kİ.S.231.

Schiller’in Hal Tercümesi: İskoç Yazar Thomas Carlyle (1795-1881)’ın 1823 yılında yazdığı eseri. “O sırada yayımlanan bir ansiklopediye makaleler yazarak başlamış mesleğe (bilhassa Montesguieu,Montaigne,Nelson ve iki Pitt üzerine) Schiller’in Hal Tercümesi’ni kaleme almış.” Kİ.s.368.

Schlegel: August Wilhelm von Schlegel (1767-1845). Alman romantizmin en etkili savunucularından biri. Şair, arştırmacı ve edebiyat tenkitçisi. Aynı zamanda Doğu dilleri araştırmacısı ve Shakspeare mütercimi olarak da bilinir. İşte Schlegel’i deli eden: Nala ile Damayanti, ‘Dünya edebiyatında, duyguları böylesine dile getiren, bu kadar içli, bu kadar ince, bu kadar heyecan verici başka bir eser yok.’” BDE.s.139.

Schopenhauer Felsefesi: Alman Ffilozof Arthur Schopenhauer (1788-1860)’in Hegel’ci idealizme tepki olarak ortaya attığı ve Varoluşçuları ve Freud’cu psikolojiyi ettilediği metafizik sistem öğretisi. “Xenephon’un ‘Husrev-Name sinden, Cervantes’in Don Kişot’una, Zola’nın romanlarına, Schiller’in Haydutlar’ına kadar... dünya edebiyatının enafis-i asarını onun büyük gayreti sayesinde tanıdık.Schopenhauer felsefesinden söz açan ilk Müslüman O’dur.” Kİ.s.231.

Schopenhauer: Arthur Schopenhauer (1788-1860). Hegel’ci idealizme tepki olarak ortaya attığı metafizik sistem öğretisi ile maruf alman filozof. Kabiliyet ile dehayı şöyle ayırıyor Schopenhauer: Kabiliyet, belli bir hedefe başkalarından daha ustaca ok atmak ; deha, oklarını, başkalarının bakışlarıyla dahi ulaşamayacağı bir hedefe saplamak.” BÜ.s. 226.

Schopenhauer’un Felsefesi: Fransız Flozof ve ruhbilimci Theodure Ribot (1839- 1916)’un eseri. “Çağdaş İngiliz Psikolojisi (1870) ile Schopenhauer’un Felsefesi o zamana kadar basılan başlıca eserleri.” BÜ.s.104

Schopenhaur :Bkz. Schopenhauer. “Yani, bugün Freud’a, yarın Marxa , öbür gün Schopenhaur’e, bu şekilde,yalpa vuran bir zeka sadec bir şair yetiştirir,bişr fikir adamı yetiştiremez.” SNK.s.388

Schumann: Clara Schumann (1819-1896). Alman piyanist ve besteci. Besteci Robert Schumann’ın eşi. “Çalarken dinleyicilerin umurunda, olmasın diyor Schumann, karşısında bir üstat varmış gibi çal.” KA.s.449.

Schumpeter: Prof. Dr. Joseph Alois Schumpeter (1883 - 1950) Avusturya asıllı Amerikalı iktisatçı ve sosyolog. “Biz de Schumpeter gibi düşünüyoruz. Entelektül, tariflere hapsedilmez.” Mağ.s.24.

Sciences humaines: Sciences İlim, bilim. Humaines: insan. Sciences humaines: sosyal bilimler anlamında Fransızca bir kelime grubu. “insani insane olarak inceleyen ilimlere 2.Dunya Harbi’nden sonra “sciences humaines”dendi ve bu ilimler 1936 Lucien fevbre’in cikardigi fransiz ansiklopedisinde mihver oldu.” SNK.s.45.

Scienza Nuova: İtalyan filozof Giambattista Vico (1668-1744)’nun tarih felsefesi ile ilgili en önemli eseridir. Eserin orijinal ve tam adı: Principi di una Scienza Nuova d’intorno alla commune natura dele nazioni (Milletlerin Ortak Özü çerçevesinde kurulan yeni bir bilimin ilkeleri)’dir. “Scienza Nuova teknolojinin sisleri karşısında çakan bir şimşek.” BÜ.s.230.

Scorbut: İskorbüt. C vitamini eksikliğinden ileri gelen ve kanama şeklinde beliren hastalık. “Toplumun scurbut içinde çırpınması bundandır.” BFH.s.34.

Scott: Walter Scott (1771-1832). İskoçyalı şair ve yazar. “Scott’un hikâyeleri yirmi yaşlarımın “Binbir Gece”lerinden.” BÜ.s.233

Sebil: Bkz. Sebilürreşat. Hocam şöyle demiştiniz Sebil’deki bir yanınızda: ‘1960’tan sonra Batılılaşmak isteyenlerle Marksistler arasında ne durum meydana geldi? Onu yazacağız.’” SNK.s.394

Sebil-el Reşad”: 1908’te çıkmaya başlayan Sırat-ı Müstakim’in devamı olan; Şemseddin Günaltay, İzmirli İsmail Hakkı, Sa’id Halim Paşa gibi dinde reformcuların ve Mehmed Akif, Ahmed Hamdi (Aksekili) gibi yazarların yazdığı dergi. Bu dergi yayımını aralıklarla Cumhuriyetten sonra da sürdürdü. “Sırat-ı Müstakim” ve “Sebil-el Reşad” mecmualarındaki makaleleri ise İslami ilimlerdeki behresine su götürmez birer burhandır. Kİ. s 219

Sebük Tekin: Ebu Mansur Sebüktiğin (942-997). Sasaniler’in gerilemesinden faydalanarak Gazne Devleti sınırlarını Hindistan’a kadar genişleten Gazneli hükümdarı. “Sebük Tekin’in oğlu Hezarbütgede’yi mescit eylerken Elbiruni fikir hazinelerini taşımış Doğuya, Abdülhak Hâmit Bombay’dan bir iki kartpostal getirdi.” Jur.I.s. 147.

Seçme Yazılar: Saint-Simon (1760-1825)’ın ölümünden sonra 1861 yılında yayımlanan eseri. “1859-61 arasında yeni bir “Seçme Yazılar” basılır.” SSSS.s.150.

Seditoin: İngilizcede hükümete karşı kışkırtma, kışkırtma anlamına gelen bir kelime “Ayaklanma (revolte veya seditoin) embrionun aşırı bir sıcaklıkta zamansız ve yapay olarak kabuğunu kırmasıdır; böylece ölümünü hazırlamış olur embrion.” BFH.s.26.

Seine Nehri: Sen Irmağı. Fransa’nın Loire’dan sonra ikinci uzun ırmağı.Peau de Chagrin’in Rafael’i,kendini Seine Nehri’ne atmak isterken,bir fahişe,intihar için daha erken der,geceyi bekle,kurtarılır ve gülünç olursun.Jur.II.s.166

Sekene: Sakinin cemisi, sakinler. Bir yerde oturanlar. “Osmanlı İmparatorluğu’nda Anayasa düşman grupların eline verilen imkândı. Tarihimiz için bir yüzkarasıdır. Gayrı Müslim sekeneyi, Galata esnafını korımakatan ibaretti’’ SNK. s.235

Selahaddin Eyyübi: Namık Kemal (1840-1888)’in 1871 yılında yazdığı Evrak-ı Perişan ismli biyografi kitabında bir bölüm. “Kemâl’in Hal Tecrübe’leri bir Selehaddin Eyyübi, bir Nevruz Bey, bir Yıldırım Beyazit... tarihten çok destandır.” Kİ.s.96.

Selâhattin Eyyübî: (1133-1193). Haclılarla mücadelesiyle tanınan Eyyubî devleti’nin kurucusu ve hükümdarı. “Bir düzine roman ismi, iç beş kahraman, birkaç peyzaj, mechul bir dâvâ uğruna dövüşen yiğit, serâzât, inatçı insanlar, kan ve ölüm, Aslan Yürekli Rişar’la Selahâttin Eyyûbi Haçlıların iİstanbul’a girişi ve oldukça geniş bir zaman çerçevesi içinde dal budak salan ihtiraslar, Londra, saray, gelişen burjuvazi, dere beyleri ile şehirler arasındaki savaş, İsviçre’nin hürriyet kavgası, hayat ve gerçek... BÜ.s. 233-234.

Selanik: Yunanistan’ın kuzeyinde bir şehir ve yönetim merkezi. “Selanikte Ermeniler, Hınçak ve Taşnaksutyun partilerini kurmuşlardır”.” SNK.s.260.

Selçukoğulları Devleti: XI.,XII.,ve XIII. Asırda ÖnAsya’da hükümran olan, ve iki devlet kuran, Oğuzların Kınık boyuna mansuphanedanlık. “Osmanlı’nın rayeti, hem Selçukoğulları Devletinin devam ettiğini hem de yeni bir zuhurun vukubulduğunu gösteriyor.” Mağ.s.261.

Selevkos Nikator: Selevkos I. (MÖ.358/354-281). Selevkos Krallığı’nı kuran mekadonyalı hükümdar. “Batlamyus Mısır’ı, Kıbrıs’ı, Fenike’yi ele geçirir, Asya’daki ülkelerin çoğu Selevkos Nikator’a nasip olur.” BDE.s.29.

Seligman: Edwin Robert Anderson (1861-1939). ABD’li İktisatçı ve eğitimci. "Amerikalı Seliigman "Social Sciences"in idarecesi olan bir burjuva ekonomisti, tarihi maddeciliği inandiğı halde,sosyalizme karşıdır.” SNK.s. 77.

Selim III.: (1761-1808). 1789-1807 arası Osmanlı padişahı ve Nizam-i Cedid kurucusu. “Bu yenileşme hastalığının, halk vicdanında, yarattığı zincirleme tepkiler, III. Selim’in tahttan indirilişi, Alemdar hareketi, Sened-i İttifak denilen yüz karası, Yunan isyanı.” Mağ.s.258.

Selma: Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli eserindeki kadın sahıslardan biri. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları da birer soyutlama: Saim, şapşal bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye misafir edilmiş.” Kİ.S.228.

Semantique: Anlambilim. “Lügat belli bir dilin kelimelerini kaynaklara kadar çıkarak, Semantique inkişafıyla, o dilin yazılı vesikalarına dayanarak, alfabe sırasıyla veren kitaptır.” SNK.s. 317.

Semavettaki Pederimiz: Hz. İsa. “Sonra anlaşılmış ki, “semevattaki pederimiz” günahlarını bağışlatmak için ( kime bağışlatacak belli değil) Mesih suretinde tecelli etmiş.” BÜ.s.194.

Sembolizmin Üç Silahşörü:1870 ‘li yıllarda, şiirlerinde zaman zaman sembolist öğelere yer vererek sembolist şiirn ilk örneklerini veren Arthur Rimbaut, Stephane Mallerme, Paul Verleine için kullanılan tâbir. Bu şairlerin ayırt edici özelliği, cümle yapılarına ehemmiyet vermemeleri ve kelimeleri istedikleri manalarda kullanmış olmalarıdır. Yeni kelime türetmekten de kaçınmışlardır ancak mana itibariyle “kullandıkları her kelime yenidir.”

Seneca: Milattan önce 5 ve Milattan sonra 65 yılları arasında yaşamış ünlü Romalı düşünür. Stoacı ahlak görüşüyle tanınan Seneca, ahlakının temeline doğaya uygun yaşama ilkesiyle, bir bilge idealini yerleştirmiştir. Zamanın toplumunu bir vahşi hayvanlar topluluğu olarak gören Seneca, bilge kişisini, kendi kendine yeten, hazza olduğu kadar eleme karşi da duygusuz, korku bilmez, evrenin gerçek efendisi, erdemi özgür iradesinin sonucu olan ve ölümden korkmayan kişi olarak tanımlamıştır. Seneca “her dâhi bir parça delidir” diyordu.” BÜ.s. 227.

Sened-i İttifak: Osmanlı Padişahının hakimiyetinde kısıtlayan, Sadrazam alemdar Mustafa paşa ile Anadolu ayanları arasında 29 Eylül 1808tarihinde imzalanan ve II. Mahmut tarafından onaylanan anlaşma. “Bu yenileşme hastalığının, halk vicdanında, yarattığı zincirleme tepkiler, III. Selim’in tahttan indirilişi, Alemdar hareketi, Sened-i İttifak denilen yüz karası, Yunan isyanı.” Mağ.s.258.

Senegal: Batı Afrika’nın en batısında yer alan, başkenti Dakar olan bir kıyı ülkesi. “Fransız benim, Japon da benim, Senegalli de ben.” Jur.I.s.144.

Senfoni: Orkestra için bestelenmiş uzun kompozisyon. “Biliyorum ki, küçük bir aldatış senfoniyi kakafoniye çevirir”.” Jur.II.s.68

Sen-Piyer Kilisesi: “İlk defa olarak seyrettiğimiz Partenon’un, Sen-Piyer Kilisesi’nin veya Notr-Dam’ın önünde nasıl huşu ile eğilirsek, Ansiklopedi’nin önünde de aynı saygıyla eğilelim.” IDGs.13.

Senyör: Efendi anlamına gelen Fransızca bir kelime olup, Avrupa’da feodal toplumun hakim sınıfını oluşturan toprak aristokrasisinin üyesi. Senyörler sınıfının idelogu.” SNK.s.287.

Septisizm: Septikler. Herhangi bir konu hakkında doğru ya da yanlış şeklinde yargıda bulunulamayacağını ileri süren görüştür. En önemli temsilcileri, Pyrrhon, Timon, Karneades, Arkesilaos'tur. “Bacon’ın ilimler şeması, Locke’un felsefesinde ve Newton’un ilmine uydurulmuş, Locke’un insan müdrikesi ile ilgili tahlilleri Gassendi’nin Epikürcü Atomizmi ile Bayle’in septisizmi arasında yer almıştır.” IDG.s.20

Seraz: Calius Julius Caesar (MÖ.101-44) Romalı Komutan ve devlet adamı Kelime, Cemil Meriç’in eserlerinde anlam genişlemesine uğrayarak, zulm ettiği, eli kanlı olduğu düşünülen herkesi kapsayacak şekilde kullanılır. “Barrault: Barrault, daha coşkundu: ‘anne Tanrının dünyaya yolladığı melek! Küreyi Serazların kanlı pençesi mıncıklamış, o artık muhteşem ve sakin, senin beyaz ellerinde dinlenecek.” SSSS.s.104.

Serbest Fırka: Sebest Cumhuriyet Fırkası (SCF). 1930 yılında, Fethi Okyar öncülüğünde kurulan ve kuruluşundan birkaç ay sonra kapatılan siyasi parti. “Ancak serbest fırka komedyasından sonra dilleri çözülür.” BÜ.s.159.

Serdengeçti: Osman Yüksel Serdengeçti (1917 - 1983). Asıl adı Osman Zeki Yüksel' dir. Şair yazar ve siyasetçi. Siyasi hayatında Alparslan Türkeş ve Atsız ile hareket etti. Ama 1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi Antalya Milletvekilliği yaptı. “Necip Fazıl, Atsız, Serdengeçti birer dava adamı idiler. Yaşıyorlardı ve bağırıyorlardı. Bu cocuklar vıyaklıyor.”Jur.I.s.298.

Sergius Raş Ayna: Bu dönemin büyük şöhreti Sergius Raş Ayna (ölümü İstanbul 536); bu çalışkan nesturi papazi, kendi yazdığı eserler bir yana, Galien’in eserleri ile Aristo’nun mantıla ilgili eserlerinden bir çoğunu siryaniceye çevirmiştir.”IDG.s. 222.

Sergüzeşt: Samipaşazade Sezai (1860-1936)’nin 1889yılında yayımladığı romanı. “Ahmet Mithat hangi romancının yolunu tıkamış? Sergüzeşt, Dünyada İkinci Geliş’in tekâmülüdür.” KA.s.337.

Serlevha: Yazılarda başlık. “Okuma Hastalığı” serlevhalı makale şöyle başlıyor.” BÜ.s.113

Serseri Yahudi: Bkz. Kitab-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi. “Rougon Macguart’lar hem sefiller’e hem serseri Yahudi’ye (Eugene sue) benzer.” KA.s.267.

Server Tanilli: (1931-....) Hukuk Profesörü ve yazar. “Ahmet Akat, Fuat Andıç, Berke Vardar, Ali Özgüven, İzzet Tanju, Server Tanilli, Nadir Demirel, Halil Açıkgöz, Cevat Özkaya, Mehmet Akif Ak, Lamia Çataloğlu ve daha niceleri Cemil Meriç’in yazı masasının karşı tarafında yeralan sabırlı, gayretli, vefalı çalışma arkadaşları olmuşlardır.” SNK.s.12.

Server: Bkz. Server Tanilli. “Server galiba dargın.” Jur.I.s.395.

Servet: Her düşünce için karanlık yıllar. Paris’de Dolet’nin, Cenevre’de Servet’nin yakılan cesetleri.. bir düşüncenin yolunu aydınlatacak olan uğursuz iki fener.”KA.s.230.

Servet-ı Fünûn: Edebiyat-ı Cedide.1896-1901 yılları arasında Sevet-i fünûn dergisi etrafındaki şair ve yazarların oluşturdukları edebi anlayışın adı. “Servet-ı Fünûn bir müstağripler kervanıdır, Her iskeleye uğrayan hiçbir ülkeye yerleşemeyen bir kervan.” BÜ.s.146.

Servet-i Fünun: Ahmed İhsan (Tokgöz) Bey tarafından 27 Mart 1891’de çıkarılmaya başlanan ve Edebiyat tarihi açısından önemli bir yer işgal eden dergi. Servet-i Fünun Dergisi. Ocak 1895’te mecmuanın idaresini Tevfik Fikret aldı ve altı yıllık bir yayından sonra 1901’de ayrılmasına rağmen yayınına devam etti. "Türkiye'de herkes Taine'in şakirdi olduğunu söyler: H.Cahit, Köprülü, Ahmet Şuayp (Servet-i Fünun'un en çok okuyan eleştiricisi"Hayat ve Kitaplar" da uzun uzdıya Tain'den bahseder.) SNK. s.83.

Servius Tulliys: MÖ: (578-534). Yurttaşları servetlerine göre beş sınıfa ayırması ve gümüş ve bronz sikkeler kullanmaya başlaması ile bilinen Romanın altıncı kralı. "Servius Tullius adlı bir hükümdar İsa'dan altıyüz yıl önce Roma halkını sınıflara ayırmış, birinci sınıfa "proletarius". Amaç: Zenginlere imtiyazlı bir yer sağlamak.” Kİ.s.61.

Servius. Bkz. Servius Tulliys. "Servius, Romalıları sınıflara ayırmasa, asırları soluk soluğa bırakan o heybetli sistemler doğmayacaktı hiç".” Kİ.s.63.

Sevim: Cemil Meriç’in kendisine hissî yakınlık duyduğu genç bir kızın adıdır.Ancak nerde ve ne zaman tanışğına dair eserlerde bir bilgi yoktur. “Sevim şuursuz bir orospuydu, belki eski bir hizmetçi.” Jur.I.s.101

Sevkülceyş: Marksist teoriye göre: Namuslu aydınlar işçi sınıfının saflarına karışacak, ona tabiye ve sevkülceyş (strateji ve taktik) hocalığı yapacaktı. Mağ.s.39.

Sevr: Sevr Anlaşması. I. Dünya savaşı sonunda İtilaf devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920 terihinde imzalanan anlaşma. Sonra Sevr ve Lozan...

Mustafa Kemal 150 aydını mektepten talebe kovar gibi sınır dışı etti.” UU.s.215.

Seyahatname-yi Londra: Aleko Efendi’nin 1852 yılında yazdığı eserinin adı. “1852’de Londra sergisini ziyarete giden Aleko Efendi daha dikkatli bir müşahittir. Seyahatname­yi Londra’da tiyatrolara geniş yer verilir.” Mağ.s.191.

Seyfü’d-Devle: Asıl ası Ebu’l Hasan Ali (916-967). Hamdanilerin Halep okulunu kuran Arap emiri. “Halep emiri Seyf ud Devle’nin sarayinda yasamiş duvarcılık yaparmış, öldukten çok sonra meşhur olmuş.” SNK.s.66.

Seyhulİslam Yahya Efendi: 1552-1644). XVII asır divan şairleri. “Divan nesrini en parlak orneklerinden biri sayilan Humayunnaname Seyhulİslam Yahya Eendi tarafindan kisaltilmis Mulahhas-I humayun.” Kİ.s.311.

Seyit Mahmut: 17.yy da Bengal de yaşamış olan meşhur Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman şairleri arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca sayılabilir.18.yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut...” BDE.s.282.

Seyit Sultan: 17.yy da Bengal de yaşamış olan meşhur Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman şairleri arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca sayılabilir.18.yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut.” BDE.s.282.

Seylan: Sri Lanka. “Çağırılavcak devletlerin listesini Pakistanlı Mehmet Ali, Birmanya başvekili Unu, Seylanlı Sör John Kotelawala ile beraber hazırlayan Nehru ile Sukarso’nun başlangıçta ilk amaçları dünya sulhunun korunmasına yardım edecek bir konferans toplamaktı.” Jur.I.s.387.

Seyyid Ahmet: Seyit Ahmet Han (1817-1898). Hindistanlı Müslüman eğitimci,Hukuk bilgini ve yazar. “Seyyid Ahmed,1875’de bir ‘İngiliz- Müslüman Koleji’açmış, İslâm Modernizminde büyük bir şöhret kazanmıştı.” UU.s. 68.

Seyyid Hamid bin Engeli: İlham perisi olarak Seyyid Hamid bin Engeli’yi seçmiştir Cervantes.”KA.s.194

Sezai Bey: Bkz.Samipaşazade Sezai.“Kılavuzum fısıldıyor Sezai Bey.” KA.s.368.

Sezai Karakoç: (1933-....). Günümüz şair veyazarlarından olup şiirleriyle İkinci Yeni şiir hareketi dahilinde zikredilir. Ötekiler büsbütün süprüntü. Ötekiler kim?Sezai Karakoç mu? Yazıları günlük kokuyor.Camiden fazla kilise.Jur.II.s.199.

Sezai: Bkz.Samipaşazade Sezai. “Sezai’ye, Cenaba, hatta nazife rağmen dilimiz aydınlık ve berrak bir ifadeye ulaşamamıştır.” Mağ.s.237.

Sfenks: Eski Yunan ve Mısır kültürlerinde önemli bir yeri olan insan başlı, arslan gövdeli mitolojik yaratık. “Ve Sfenks sorularını cevapsız bırakanları parçalar.” Jur.I.s.69.

Shafterbury: Anthony Ashley Cooper Shafterbury (1621-1683). İngiliz siyaset adamı ve yazar. “Doktor Locke, Lord Ashley’le tanıştı. Az sonra Shafterbury kontu ünvanını taşıyacak olan bu zat, Restorasyonun en çekici fakat en hayal kırıcı siyaset adamlarından biriydi.” UU.s.230

Shaftesbury Kont:Bkz. Shafterbury. "İngiliz klasikleri içinde, Kara Avrupa düşüncesini etkilemiş olan biricik yazar Shaftesbury Kont'u".” Kİ.s.73

Shakespeare: William Shakespeare (1564-1616). İngiliz ve dünya edebiyatının en tanınmış tiyatro yazarlarından biri. “Shakespeare” yazarı için ilhâm mechul bir varlığın esrarlı fısıltısı değildir, artık.” BÜ.s.226.

Shaw: George Benard Shaw (1856-1950). İrlandalı komedi yazarı edebiyat tenkitçisi ve denemici. Aynı zamanda 1925 Nobel Edebiyat ödülü sahibi. Grupları ve kilisecikleri bu iki kutba göre gelişti. Shaw’la Voltaire’yi, Aragon’la Saint-Just’ü karşılaştırın, farkı anlarsınız.” Mağ.s.40.

Shelley: Percy Bysshe Shelley (1792-1822). İngiliz şairi. “Shelley (1792-1822) kâh Vedalar’a dalar, kâh Binbir Gece Masalları’na.” BED.s.44.

Sınaî Kapitalizm: Üretimi iş süreçleri içinde ve arasında karmaşık iş bölümlerinin olduğu bir fabrika sistemini, tasarlanmış iş yeri ve fabrikaların kurulmasını, geleneksel el ustalığı hünerlerinin devre dışı bırakılmasını ve işlerin rutinleştirilmesini amaçlayan kapitalist anlayış. Sınaî kapitalizm, Protestan ahlâkının eseri.” BÜ.s.185.

Sıraç il mülük: “Eski arap yazarları, İslam tarihçileri, Mesudi, Tortuşi (Sıraç ül Mülük), Mesudi (Tenbih) İbn Haldun'un tabiriyle avı kovalamış, fakat tutamamışlardır.”SNK.s.176.

Sırat-ı Müstakîm: Ağustos 1908’de İstanbul’da yayımlanmaya başlayan ve Mart 1912’de adı sebilü’r- Reşad cevrilen fikir ve siyaset dergisi. “Sırat-ı Müstakim” ve “Sebil-el Reşad” mecmualarındaki makaleleri ise İslami ilimlerdeki behresine su götürmez birer burhandır.” Kİ.s 219

Sırr el Halika: Hakikatın sırrı ve tabiatın tekniği anlamına gelen, Abbasi hükümdarı Memun zamanında yazılan, yazarı belli olmayan ve Apollonios de Tyane ismiyle yayınlanan eser. ”Hilkatın sırrı ve tabiatın tekniği zamanında meçhul bir Müslüman tarafından yazılmış fakat adsıyla piyasaya sürülmüştür.” IDG.s.208

Sibirya: Günetbatı ucı dışında bütünüyle Rusya fedarasyonu içinde yer alan, soğuklarıyla ünlü çoğrafî bölge. “Ben Sibirya’nın iklimini değiştirecek kadar ateşliyim.” Jur.II.s.99.

Sicilya: Akdeniz’in ve İtalya’nın en büyük ve en kalabalık adası. “Fenikeliler Kartaca’ya, Yunanlılar Güney İtalya’ya ve Sicilya’ya, İngilizler Kuzey Amerika’ya ve Avustralya’ya kültürlerini böyle yaymışlardır.” UU.s.109.

Sidarta: Siddarta Gautama. Bkz. Budha. “Ilık bir rüzgar esti Benares'ten, şefkatin okşayan rüzgarı.. .Ve o karanlığı aydınlatmak için yanıp tutuşan Sidarta.” BDE.s.168.

Siddhalar: Hint mitolojisinde gökyüzünün çeşitli katlarında yaşadıkları düşünülen, kutsal ve saf bir topluluk. Bunlar insanlara dostça davranan yarı tanrı hayaletler olarak tasvir edilir. “Kimnaralar şarkı söylüyordu, Gandavralar şarkı söylüyordu. Münacat okuyordu Siddhalar. Karanalar ilahi okuyordu.” BDE.s.376.

Sidney: Sir Philip Sidney (1554-1586).Elizabet döneminde Shakspeare’nin sonelerinden sonra bu türdeki en başarılı örnekleri veren İngiliz devlet adamı ve şairi. “Sidney, nesirde, Spercer şiirde Shakespare ve Ben Johnson yetişir.” SNK.s.119.

Siena Üniversitesi: Temelleri XIII. asırda atılan Orta İtayla’da Siena şehrinde karma öğretim yapan devlet üniversitesi. “Quadri, Sienne Üniversitesinde öğretim üyesi.” Kİ.s.193.

Sieyes: Emmanuel Josph Sieyes (1748-1836). Geliştirdiği halk hakimiyeti kavramıyla Fransız İhtilâli’nin başlarında Burjuvazinin monarşi ve aristokrasiye karşı mücadelesine istikâmet veren Fransız din adamı ve anayaşa kuramcısı. “Unutulmaz eserleriyle tanınan dört büyük isim Locke, Montesquieu, Rousseau ve Sieyes, bütün bir asır süren bu yolun kilometre taşlarıdır.” UU.s.227.

Sigebert: Gembloux’lu Sigebert (1030-1112). Ortaöaoğ’ın en önemli vakanüvislerinden biri ve keşiş. Ortaçağ tarihçilerinin geniş ölçide faydalandığı Chronicon an anno 381 ad 1113 (381’den 1113’ kadar Olaylar) isimli eseriyle bilinir. “İspanya’da Sevilla İsidore ile Tolede’luy İldefonse’nin Flanders’da, Gembloux’lu Sigebert’in İtalya’da Petrarque’ın De Viris’leri Rönesansa Antikite’yi keşfettiren büyük eserlerden biri Amyot’nun Plutarque tercümesi.” KA.s.393-394.

Siham- ı Kaza: Kaza okları.Meşhur Hiciv şairi. Erzurumlu Nef’i (1572-1635)’nin “Nef’î’nin “ siham-ı Kaza’sıyla sürurî’nin “Hezeliyât”ı arasındaki fark birincisinin daha usta bir şairin elinden çıkmış olması.” BÜ.s.124.

Sihizm: 1469-1538 tarihleri arasında yaşayan Nanak Şah ya da Guru Nanak’ın hindistanda kurduğu din. Sihler tek tanrı ve bir guru (aracı ( sayesinde kurtuluşa erceklerine inanırlar. Sihizmde 10 guru vardır. “Sihizm, Müslümanlık’la bazı Hint inançlarını kaynaştırır.” BDE.s.248.

Sihler: Nanak Şah (1469-1538) ya da Guru Nanak’ın Hindistan’da kurduğu dine inanan, Sihizm dinine mensup kişiler. “Nanak ile şakirtlerinin yazıları Sihler’in kutsal kitabında biraraya toplanmış. Bu kitabın adı ‘‘Adi-Granth’’ ( Temel Kitap ). Kitap Pencap’ta Pencap alfabesi ile yazılmış, ama kısa bir bölüm dışında, kullanılan dil Pencapca değil, Hindîce.”BDE.s.249.

Silappatigaram: Tamul romanesk edebiyatının önemli romanlarından biri. Eseri Kola kralının ikinci oğlu Ilan Kovadigal yazmıştır. ““Silappatigaram” beş büyük romanın ikincisi. Yani manimekhale’den sonra yazılmış.” BDE.s.289.

Silezya: Polonyada tarihi bir bölge. Bölgede bir çok yerleşim yeri yar alıp Polanya nüfsünün yaklaşı dörtte biri, sanayiden dolayı, burada ikamet etmektedir. Silezyalı dokumacılardan bize neydi?” Mağ.s.281.

Silk-i Sakim-i İştirakiyün: Şemsettin Sami’nin Kamus u Türkisî isimli eserinde Sosyalizm karşılığı kullanılan terkip. 1878’de sosyalizmi göklere çıkaran Şeİ.Stin Sami, sosyalizm kelimesinin çevrilemeyeceğini söyler, ama sözlüğünde Silk-i Sakim-i İştirakiyün olarak vasıflandırır onu.SNK.s.199.

Silojizm: “Bazı konularda Aristo felsefesi ağır basar, ama umumiyetle yalnız silojizm yönüyle değil, İran ve Hint etkisi.” IDG.s.60.

Silone:Ignazio Silone (1900-1978). II. Dünya Savaşı sırasıda faşizm muhalifi güçlü romanlarıyla milletler arası üne kavuşmuş İtalyan romancı,hikâye yazarı ve siyasî lider. “Silone, okuyucuyu kavgaya çağırıyor: ‘ Şunun bunun armağanı değildir hürriyet. İstibdat içinde hür olabilirsin diktatörlüğe karşı savaşman yeter. Kendi kafasıyla düşünen hürdür, adaletine inandığı bir dava için dövüşen hürdür.” Mağ.s.197.

Simav: Eğe Bölgesi’nin iç batı Anadolu Bölümü’nde Kütahya iline bağlı bir ilçe merkezi. “Hazret aynı zamanda hem Hicaz’da, hem İstanbul’da, hem Bursa’da, hem de Simav’da bulunmaktadır.” Mağ.s.157.

Simmel: Georg Simmel (1858-1918). Sosyoloji’de metodolojiye ilişkin çalışmalarıyla maruf Alman sosyolog ve Yeni Kantçı düşünür. “Simmel şöyle demiş: “Hürriyet daima başka bir şeye nisbetle mevcuttur, hürriyet bir engelin zıddı olarak düşünülürse mana taşır.” Kİ.s.360

Simonde de Sisimondi: Jean Charles Leonard Simon de Sismondi (1773- 1842).Sanayileşmenin tuzak ve tehlikelerine dikkat çekmeye çalışan İsviçreli tarihçi ve iktisatçı. “ Hayır bunu 1816’da Sismonde de Sisimondi görmüştür.” SNK.s.395.

Simone de Beauvoir: (1908-1986). Fransız kadın yazarı. Ekzistansiyalist akım mensubu. “Temps Moderns Simonede Beauvoir’ın: Temps moderns simonede beauvoir’ın hatıralarını yazıyor.” Jur1.s.188.

Simplon: İsviçre’nin güneyinde Penine ve Lepontine Alpleri arasında dağ geçidi. “Alpler büyümediler fakat biz Simplon’u aştık.” UU.s.104.

Simurg:Türk halk kültüründe bir kuş motifi. Yükseklerden uçar ve talih getirir. Kaşgarlı Mahmu’a göre Acemlerde “Simurg”, Araplar’da “Anka” kuşu olan bu kuşun Türkçe’deki adı “Toğrul”dur. "İpliği kopan bir kolye gibi dağılıveren İskender İmparatorluğu, İran göklerine yeniden kanat geren Simurg." Kİ.s.293.

Simurk: Bkz. Simurg. “Aşkın alevinden Simurk gibi taptaze, dipdiri ve çelik bir mızrak gibi bükülmez çıkacağım.” Jur.II.s.98.

Sina dağı: Tur-i Sina. Hz. Musa’nın Allah ile konuştuğu ve ilahi vahyin geldiği dağın adı. “Deuteronomr, ikinci kanun demek. Birincisi Sina dağında Musa’ya vahyedilen ittifak Kitabı’dır’’ IDG.s.97.

Sina: Bkz. Sina dağı. Zümrüt yamaçlı Pindus; yanık yamaçlı Sina. Uzaklardan, Newton’u müjdeleyen Hiseta...” UU.s.344.

Sinan Paşa: (1440-1486). Yusuf Sinan Paşa olarak da bilinir. Tazarrunamasiyle maruf Osmanlı alimi, mutasavvıf ve devlet adamı. “Bu büyük kelime virtüozumuz Sinan Paşa’yı, Koçi Bey’i, Naima’yı, Hümayunname tercümesini, Evliya Çelebi’yi hiç okumamış olabilir mi?” KA.s.369.

Sinclair: Upton Sincleir (1878-1968). The Jungle (1906) ve Şikago Mezbahaları (1968) isimli romanlarıyla ünlü ABD’li yazar. Sinclair, göğsünü gere gere, Dosto’dan tek kitap okumadığını söylüyordu.” Mağ.s.272.

Sind: MÖ.3000-2000’lerde İndus Vadisi Medeniyetinin merkezi olan, bugün Pakistan’ın güneydoğusunda bir eyalet. “Hindistan deyince, batıda Gücerat, Sind ve Pencap, kuzeyde Himalayalar, doğuda Bengal, güneyde de Orissa ve Marat bölgeleriyle çevrilmiş olan Hint yarımadasının kuzeyi gelir akla.” BDE.s.245.

Sindbad Kitabı: Birbir Gece Masallarında yer alan bir hikâye adı. Sindbad, masallarda yaptığı yedi yolculukta başından geçen geçen olağanüstü hadiselerle ünlü kahraman.’Sindbad Kitabı’, ‘Yedi Vezirler’...hep ‘Hikâye Irmakları Okyanusu’ndan alınmış. ‘Purusapariksa’ da hoş bir hikâye.” BDE.s.237.

Singulier: Fransızca’da benzersiz eşsiz, nadide gibi anlamlar taşıyan kelime gramer terimi olarak teklik anlamında kullanılmaktadır. “Singulier (tekil)vakalarla gazette mesgul olur.” SNK.s.47.

Sion:İsviçre’nin güneybatı kesiminde Valais kantonunun merkezi olan şehir. "Yahve, Sion'da kükrüyor, Kudüs'den duyuluyor sesi, Ağıllar gözyaşı içinde, Carmel doruğu kurudu." IDG.s.108.

Sipahi: Toprağa dayalı atlı asker sınıfı. “Hint’deki Sipahi isyanı Marx’ı Hint’e karşı düşman yapar”.” SNK.s. 258.

Sipra Irmağı: Bambulu kadın yeni bir hükümdarın önünde sözaldı.Karşında Avanti beyi!Sipra ırmağı yıkar has bahçesini. Mehtapta sabaha kadar sevişilir.” BDE.s. 187.

Sir Charles Grandison’un Hikâyesi: İngiliz yazar Samuel Richardson (1689- 1761)’un1753-1754 yılında mektuplar halinde kaleme aldığı üç romanından sonuncusu. “Sonra da, kadın gözü ile ideal bir erkek tasvir eden, Sir Charles Grandison’un Hikâyesi (1753-54).”KA.s. 219

Sis: Tevfik Fikret’in şiiri. “Sis, İmparatorluğun mezar taşı kitabesi.” BÜ.s.124

Sisam: Ege denizinde Yunanistana bağlı bir ada. “Navarin bozgunu, 1828’de Ruslar’ın Edirne’ye girişi, 1829’da Yunan bağımsızlığı. 1830’da Cezayir Fransızlarca işgal, 1832’de Sisam’a muhtariyet verilmiş.” Mağ.s.258.

Sismondi: Bkz. Simonde de Sisimondi “Sismondi, Manchester mektebinin gösterdiği gibi kapitalizmin gül pembe ufuklara yürümediğini, maşinizmin işçi sınıfının felaketine yol açacağını göstermiştir.” SNK.s.98.

Sisyphe:Sisyphe yahut Sisyphop, Korent’in efsanevi kralı. Muhtelif bir cezadan dolayı Cehennemde büyük bit kaya parçasınıdağın tepesine çıkarmakla cezalandırılmıştır. Büyük uğraşlarla çıkarmaya çalışğı kaya tepeye varır varmaz aşağıya yuvarlanmaktadır. dolayısıyla bir türlü kayayı çıkaramaz ve cezasını tamamlayamaz. Sisyphos adı, zor ve neticeye ulaşılamayan bir işi devamlı tekrarlayan kişiler için kullanılır ve bu hadiseye telmihte bulunulur. “Bir adam mechule tırmanıyordu. Sisyphe’e benziyordu uzaktan.” BÜ.s.255.

Sita: Ramayana Destanı’nın kahramanı Rama’nın karısının adı. Sita Hintliler için saflık, yumuşaklık ve sevgi sembolüdür. “İhtiyar Homeros'un o dilber Helena'sı, senin Sita’n yanında bir kaldırım yosması.”BDE.s. 152.

Sivastopol: Ukrayna’da, Kırım Özerk Coumhuriyetinde bir liman şehri. “Hayati tehlikede idi, Rusya’nin Sivastopol onundeki bozgunu da vahim gecikmeleri ihtar ediyordu:ekonomik destek kohnemis ve cokuyorsa,askeri guc ayakta duramaz.” Mağ.s.68.

Sivil Hükümet Üzerine Deneme: Liberelist İngiliz filozofu ve siyaset kuramcısı Johan Lucke (1632-1704)’in 1760 yılında yayımladığı eseri. “Büyük modern devletlerin monarşik mutlakiyete doğru çetin yürüyüşünü izlerken Machiavelli’nin Hükümdar’ı Bodin’in Devlet’i , Hobbes’un Leviathan’ı Bousuet’nin Kitabı Mukaddes’den çıkarılan Siyaset’iyle karşılaşıyoruz önce; sonra tersine bir hareketin mutlak monarşiye karşı muzaffer bir tepkinin başlayış ve ilerleyişini gösteren kitaplar: Locke’un Sivil Hükümet Üzerine Deneme’si, Montesquieu’nun Kanunların Ruhu, Rousseeau’nun Toplum sözleşmesi, Sieyes’in Üçüncü Sınıf Nedir’i..” UU.s170.

Siyam : “Çin’in, Japonya’nın, Tibet’in, Siyam’ın , Birmanya’nın, Seylan’ın manevi vatanı: Hint.” BDE.s.21.

Siyâsetnâme: Arap, Fars ve Türk edebiyatında, devlet adamlarına yöneticilik sanatı ile alâkalı bilgi veren eserlerin genel adı. İslâmî devir içinde Türk Dili ve Edebiyatı’nın olduğu kadar, Türk Kültür Târihinin de asla ihmal edemeyeceği bir siyâsetnâmedir. .” KA.s.332.

Siyasi Vasiyetname: “Fransız devlet ve din adamı Armond Jean Du Plessis Michelieu (1585-1642)’nun devlet adamlığı sırasında yaptıklarını anlattığı siyasi vasiyetnamesi. “Mesela elimizde Richelieu’nün Siyasi Vasiyetname’si, XIV. Louis’nin Veliahtın Talim ve Terbiyesi için Layiha’sı, Bismark’ın nice karanlıklara ışık tutan Masa Başı Sohbetler’i var.” UU.s.165.

Siyonist: Siyonizme bağlı, Siyonist amaller için çalışan kişi. “Yahudi için Siyonist akımın kilometre taşlarından biridir Zola.” KA.s.307

Siyonizm: Yahudilerin eski yurtları olarak kabul ettikleri Filitin’de, mili bir Yahudi devleti kurarak arz-ı Mev’ud’u gerçekleştirme amacını taşıyan aşırı Yahudî milliyetçilik hareketi. “Siyonizmin kurucusu Teoder Herzl bile Dreyfus Dâvâsı’ndan sonra yolunu bulmuş.” KA.s.307.

Sizif Masalı: Bkz. Sizif Miti. “Sizif Masalında, Anlaşmazlık’ta, Yabancı’da, cana kıyılır veya intihar edilir.” BFH.s.47.

Sizif Miti: Fransız Roman, deneme, tiyatro ve Makale yazarı. Albert Camus (1913­1960)’ 1942 yolında yaymladığı romanı. “Camus’nün temel düşümcesi Sizif Miti. (1943) ile İsyan (1951) dadır.” BFH.s.47.

Skanda: Hint savaş tanrısı. Skanda’nın diğer adı: Karttikeya’dır. Ayrıca Güney Hindistan bölgesindeki adı: Subrahmanya’dır. “Hint’in her bankasında heykelcileri var. Şiva’nın iki oğlu daha olmuş. Savaş Tanrısı Skanda ile servet Tanrısı Kubera.” BDE.s.133.

Skobolev: (1843-1882) Rus Generali. “Skobolev ve Kaufman’ın Tatar ülkesindeki fetihlerinden sonra Rus istilâsı İç Asya’da da dizginlenmiş oluyordu.” BFH.s.6

Slav: Daha çok Avrupa’nın güney doğusunda, ayrıvca Asya’nın Büyük Okyanus’a kadar uzanan kesiminde yaşayan, avrupa’nın en kalabalık etnik ve dini topluluğu. "Toprakları insafsızca elinde alınmıştı, Rus askerlerinin ve onların kışkırttığı Slav halkının zulmünden kaçan bir sürü Müslüman muhacir akın etmişti İstanbul’a.” BFH.s.130.

Slavlar: Slav dilleri alanında yaşayan etnik grup. Rus, Beyaz Rus, Ukraynalı, Leh, Sırp, Hırvat, Sloven, Bulgar, Slovak ve Çek halklarına dillerindeki yakınlık dolayısıyla verilen ortak ad. Dadaizm, sürrealizm veya ekspresiyonizm gibi akımlar ne belli bir toplumun vazıh ve tabii ihtiyaçlarından doğar, ne Cermenlerin, Slavların veya Latinlerin mizacından, ne menşelerini belirlemek, ne bir edebiyetın başka bir edebiyat üzerindeki etkisinden söz etmek, ne ölçülük davası gütmek kabildir.' (Felix Bertaux).” Kİ.s.41 Smolett: (1721-1771). İngiliz cerrah mütercim ve gazareci. İngiltere için önemli dergilerden dergisinin uzun yıllar nâşiri. “Don Kişot’u İngilizce’ye kazandıran romancı Smolett de, Lancelot Greaves’in birçok temalarını ondan devşirmiş” KA.s.209.

Sodom: Sodom veya Sedom şehri. Hz. Lut’un ve kavminin yaşadığı şehir. Eşcinselliğin yaygınlığı ile bilinen bu şehir İçinden Hz Lut ve Kendine inananlar bir seher vakti ayruılınca Allah tarafından helâk edilir. “Sodom’da kalmış Lut’un ümmeti.” BÜ.s. 283. Sofisler: Antik Yunan’da İnsanın doğru bilgiye herkes için geçerli olabilecek bilgiye ulaşılamayacağını, bilginin kişiden kişiye değiştiğini ileri süren filozoflardır. “Bouthoul’un vereceği tek cevap şu olabilir: “lbre familiarite”, sofistlerden sonraki Yunan düşüncesinin mümeyyiz vasfı.” Jur.I.s.384.

Sofistler: Eski Yunan’da MÖ. V.asrın ikinci yarısından IV.asrın başlarına kadar para karşılığı felsefe öğreten gezgin felsefeciler. Ama sofistlerin asıl amacı,gençleri pratik ve sosyal hayata hazırlamaktı.” Mağ.s.26.

Sofokles. Sophokles (MÖ.496-406). Yazdığı sanılan 123 oyundan 7 tanesi günümüze ulaşan Eski Yunan’ın üç büyük tragedya yazarından biri. Racine’in, gerçek seyircileri Homeros, Vergilius, Sofokles.” KA.s.449.

Sofolk: Bkz. Sofokles"Muhteşem bir revakta üç büyük insan: Eflatun, Sofokl, Demostes".” Kİ.s.51

Sokrat: Bkz. Sokrates “Rousseau da Sokrat gibi hayasız ve Sokrat gibi sarsıcı. Maruf tâbirle, at sineği.” BÜ.s.197.

Sokrates. MÖ. 469-399 yılları arasında yaşamış olan ünlü Yunanlı düşünür. Platon'un hocası olan Sokrates, yazılı hiçbir şey bırakmamış, tüm zamanını özellikle gençlerle felsefe tartışarak geçirmiştir. Görüşleri, tartışmaları yeni iktidarın temsilcileri tarafından beğenilmeyen Sokrates, 'yeni tanrılar icad ettiği, görüş ve tartışmalarıyla, gençleri baştan çikardigi' gerekçesiyle ölüme mahkum edilmiştir. Sokrates’in Demon’u, Musa’nın yanan çalısı, Numa’nın perisi... birer remiz.” BÜ.s. 226.

Sokrates’in Demon’u: Bkz. Demon. “Sokrates’in Demon’u, Musa’nın yanan çalısı, Numa’nın perisi... birer remiz.” BÜ.s.226.

Solidarite: Zingirleme kefillik, dayanışma anlamına gelen Fransızca bir iktisat terimi. “Sınıf solidarite’si (dayanışması) diye bir şey yoktur, endüstrisi kurulmayan Doğu ülkelerinde mesele karmaşıklaşmaktadır”.SNK.s.261.

Solon: (MÖ.630-560). Eski Yunanın yedi bilgesinden biri olarak kabul edilen Yunanlı devlet adamı ve şair. "Sainte-Beuve, ihtiyar Doğu'ya saygı borcunu ödedikten sonra, kendi dünyasına geçiyor.. Solon'ların, Heziod'ların, Eyüp'lerin Süleyman'ların dünyasına".” Kİ.s.51.

Soma: Hint mitolojik Tanrısı. Soma aynı zamanda hem Tanrılar tarafından hem de Brahmanlar tarafında içilen süt gibi suyu olan tırmanıcı bir bitkinin özsuyudur. Dini törenlerin odak noktasını soma içkisi oluşturduğu için Onun tanrısı soma da önem kazanmıştır. “Dörtnala koşan atlar/ Nasıl sürüklerse arabayı,/ Soma da öyle sürüklüyor beni.”BDE.s.100.

Somadeva: (Öl.1070). Sanskrit dilinde manzum masallar derleyerek Hindistan’ın eski halk kültürünün kotunmasına önemli katkısı olan, Şiva tarikatına bağlı Keşmirli Brahman. “Somadeva çok faydalanmış bu kitaptan. Eserinin adı: “Hikâye Irmakları Okyanusu’’ (Kathasaritsagara), İsa’dan sonra 1063’le 1081 arasında kaleme alınmış. Kocaman bir kitap bu.” BDE.s.236.

Sombart: Werner Sombart (1863-1941). Hayatının son yıllarında Nazilerin iktisadî görüşlerine yakınlığı ile bilinen Alman İktisatçı. “Babil Kulesinde yaşıyoruz Sombart’a göre.” BFH.s.3.

Somme: “Fransa’nın kuzayindeki Piccardie planlama bölgesinde, Somme Irmağını da içine alan il. “Pierre pascal’a göre, ‘’Karamazof’’ Dosto’nun Somme’u.” UU.s.212.

Sommer: Ferdinand Sommer (1875-1962). Hititçe ve klasik diller üzerine araştırmalarıyla ünlü Alman tarihsel dilbilim uzmanı. İncelemesinde aydınlatmağa çalışştık.Bu Esseyenler batı yazarlarını iki ayrı kampa ayıran bir topluluktur.”IDG.s. 143.

Somptueux: Bol masraflı şatafatlı anlamında Fransızca bir kelime. “Hayattaki trajediler sahnedekiler gibi ‘somptueux’ olmaz.” UU.s.217.

Son Asır Türk Şairleri: Mahmut Kemal’in “Son Asır Türk Şairleri”nde de çok sığ üç beş satır. Kİ. s 224

Son Sadrazamlar: Bkz. Osmanlı Döneminde Son Sadrazamlar. “Son Sadrazamlar yazarının hakkı var.” Mağ.s.147.

Sone: Belli bir uyak düzenine sahip 14 dizekli lirik batı nazım şekli.“Stans, sone, balad en çok kullanılan kalıplar”.” Jur.II.s.64.

Sonya: Suç ve Ceza Romanının kadın kahramanı. “Raskolnikov, fahişe Sonya’nın önünde eğilirken “senin önünde değil, acı çeken bütün insanlığın önünde diz çöküyorum”der.” BÜ.s.206

Sophie’nin Başına Gelenler: “Bir Esegin Hatıraları’, Sophie’nin başına gelenler”.. .kontes perilerin buyulu asasi yerine sik sik kamciya başvurur.” Kİ.s..320. Sorbon: Bkz. Sorbonne. “Dergisinde, Jaures’in “politikacı” sosyalizmine, Sorbon’da hakim olan pozilivisl ve laik düşünceye aleş püskürür hazrel.” Mağ.s.56.

Sorbonne: İlahiyalçı Roberl de Sorbon (1201-1274)’un yaklaşık 1257 yılında kurduğu ve zamanla Avrupa’nın başlıca öğrelim merkezi durumuna gelen ve Paris Üniversilesinin çekirdeğini oluşruran yüksek okul. “Sorbonne’deki son konferansının Şeyh Cemâleddin’e lelkin elliği son derece dikkale değer düşünceleri dünkü gazelenizde alâkayla okudum.” UU.s.74.

Sorel: GeorgesSorel (1847-1922). Fransız sosyalisl ve anarko-sendikalisl. “Bakumin, Blanqul,Georges, sorel,Troçki, Mussolini, Goebbels aynı doklrinin devamcıları.” BFH.s.19.

Sorokin: Pilirim Alexandrovilch Sorokin ( 1889-1968). Rus asıllı ABD’li sosyoloji profesörü. Birinci Cihan Harbi’den sonra Almanya’da Mannheim ve Lukacs, Fransa’da Goldmann, Amerika’da Sorokin,Veblen,Znanieczki.SNK.s.204

Sos: Bkz. S.O.S sos isleyen bir insan cagimizin insani kendini arayan ve lanriyi bulamayan insan.” SNKs.38

Sosyal antropolaji: Sosyal anlropolajinin çağdaş anlropologlara göre larifi, insane loplumlarinin ilmi.” Kİ.s.55.

Sosyal Determinizm Nazariyesi: Sosyal delerminizm nazariyesi “bu doklrinden neş’el eden bir lakım manlıki prensiplerindendir.” Kİ.s.353

Sosyal Fizyoloji Üstüne: Saint Sımon (1760-1825)’ın 1810 yılında kaleme aldığı eserinin adı. “Sosyal Fizyoloji Üstüne”den önce “İnsanın Tarihi”ni (1812) kaleme alır.” SSSS.s. 136

Sosyal Meslekler: Fransa’daki Bordeaux (Bordo) Üniversitesi’nde 1965 yılında açılan bilim enstitüsü adı. “Aynı yıl, üniversitenin Teknoloji Enstitüsünde kurulan Sosyal Meslekler ve Haberleşme Meslekleri adlı iki bölüm, İLTAM’ın araştırmalarına geniş bir pedagojik uygulama sahası açlı...” KA.s.458.

Sosyalim: İştimayı teşkilandırmayı adalet ölçüsüne göre düzelymek amacına giden siyasive iklisadi fikir akımı. “Ribol’un dergisi bülün hürriyelçi iddialara rağmen 1894’e kadar sosyalizm’e kapalı gibidir.” BÜ.s. 104

Sosyolojinin El Kitabı: Fransız filozof ve sosyolog Armand Cuvillier (1887-1973)’in 1948yılında yayımladığı eserinin adı. Cuvillier, Sosyolojinin Elkilabı ‘nda medeniyellerin yirmi larifini vermiş.” UU.s. 98.

Sosyolojinin Problemleri: Polonyalı Sosyal Darwinci, malaryalisl sosyolog ve hukukçu.Ludwig Gumplovicz (1838-1909)’in eseri. "Balı'da ilk defa Gumblovilch, ‘Sosyoloji problemleri’ adlı eserinde, İbn Hâldun'un imparalorlukları savaşa bağlama fikrini beğenir.” SNK.s.69

Sosyolojiye Giriş: İngiliz sosyolog ve filozof Herberl Spencer (1820-1903)’in 1895 yılında yazdığı eseri. “Spencer ‘’Sosyolojiye giriş’’inde sosyal ilimlerin gelişmesi 10 büyük yalana bağlar (Milli yalan, sınıf yalan vs.)’’ SNK.s.241.

Southey: Roberl Soulhey (1774-1843) İngiliz yazar “Soulhey (1774-1843) “Kehama’nın Bedduası’nda (1810), Hinl Kaynaklarından geniş ölçüde faydalanır: Bhagavad-Gila, Gila-Govenda, Vedalar, Manu Kanunları.” BDE.s.43.

Sovyet Rusya: Eski Rusya fedarasyonu.Bkz.SSCB “Dava lalihsiz bir kavmin çilesine ağilmek larihin derinliklerine ibrelkavmin çilesine eğilmek değil, Soovyel Rusraya'nın dillere deslan makyevelizmini bir kere daha yermek."Kİ.s.325

ğüt: Bilecik ilinin balı Karadeniz bölümünde kalan kesiminde bir ilçe. “Osmanlı Beyliği 1299’da Söğül’le kurulduğu zaman 400 allıya sahip bir uç beyliği iken, 1326 Bursa felhinde Orhan Bey, 38.000 allıya kumanda ediyordu.” Mağ.s.260

Specimens of English Dramatic Poets: Charles Lamb’ın 1808 yılında yayımladığı eserin adı. “İnce bir zevk sahibi olan Charles Lamb, Specimens of English Dramalic Poels (1808) adlı eserinde,aşkla seçliği melinleri ve bilgiyi üslubun büyüsüiçinde eriyen notlar sayesinde unutulan bir tiyatronun füsununu ihyaya muvaffak olur .” KA.s.413.

Spectator: The Spectator 1 mart 1711 den 20 aralık 1714 de kadar Londra da yayımlanmış gazete. Öte yandan Spectator ve Defoe neslinden beri,milli bir burjuva edebiyatı mayalanmaktadır.” Kİ.s.399.

Spektroskop: Tayf gözlemin eş anlamlısı. “Işık tayflarını incelemeye yarayan âlet. Tayf ölçer. “ve sosyolojik bir spektroskoptan seyrediyor.” BÜ.s.210.

Spekülasyonlar: Bilgi edinmenin ötesinde hiçbir amaç gütmeden bir türlü tartışma inceleme ve dayanaksız kanıtlanamaz yorum. Ama bu büro Pazar için spekülasyonlar yapmaz.SNK.s.207

Spencer: Herbert Spencer (1820-1903). İngiliz felsefecisi. Spencer tekamül prensibinin, belirsiz uyuİ.Suz ve türdeşlikten belirli uyumlu bir farklılığa yükselme esasının tabiat dahilinde ve insanlığın ferdî, içtimâî hatta ahlâkî hayatında nasıl gerçekleştiğini göstermeye çalışştır. “Öte yandan Spencer, antropolojik kültür anlayışını müjdeler ama kendisi kültür kelimesini pek kullanmaz.” Kİ.s.21.

Spengler: Oswald Spencer (1880-1936) Alman tarih felsefecisi. Spengler, tarihi gelişmenin geleneksel, tek cizgili açıklanmasını reddederek insan geçmişini temelde doğum ve ölümün görünürde biyolojik örneklerine tabi olan kendi kendini havi (toplayan, içine alan) kültürler olarak tasvir etmiştir. “Avrupa Spengler’den bu yana hakikatın tek yönlü olmadığını idrak etmiş bulunuyor.” IDG.s.66.

Spercer: Edmund Spencer (1552/53-1599). Protestanlığı ver püritenliği savunduğu İngiltere’yi ve kraliçe Elizabeth’i yücelttiği uzun alegorik şiiri “The Faerie Queene”ile ümlü İngiliz şairi. “Sidney nesirde, Spercer şiirde Shakespare ve Ben Johnson yetişir.” SNK.s.119.

Spinoza: Benedicte Spinoza (1632-1677) Hollandalı rasyonalist felsefeci.Felsefesinin amacı insanlar arasında ilişkiyi sağlayan iyiyi aramaktır. Ona göre bu iyinin keşfi insana sonsuza kadar devamlı bir sevinç sağlayacaktır. “Spinoza, “havaya fırlatılan taş, konuşabilseydi kendi arzusu ile yola çıktığını söylerdi,” diyor.” BÜ.s. 285.

Spinoza’nın Bir Şakirdi Tarafından Kaleme Alınan İnsanlığın Kutsal Tarihi: Alman siyaset kuramcısı ve Siyonist Moses Hess (1812-1875)’nin 1837 yılında yayımladığı eserinin adı. “1837 ile 41 arasında Saint-Simon’a karşı hayranlığını gösteren üç eseri yayımlanır. İlk kitabın adı: “Spinoza’nın Bir Şakirdi Tarafından Kaleme Alınan İnsanlığın Kutsal Tarihi.” SSSS.s.114.

Spirtüalist: Spirtüalizm düşüncesini benimsemiş olan kişi. “Ondokuzuncu asır Fransasının spirtüalist akımı temsil eden bu muhteşem lügatten felsefe hocalarımızın hiçbiri haberdar olmamıştır.” Kİ.s.206.

Spontane: Kendiliğinden olan, kendiliğinden oluşan veya anında yapılan anlamında bir kelime. “Demek ki, ideolojiler “spontane”diller.” UU.s.282.

Spontaneite: Bkz. Sportane. “Kalıplaşmayan, katılaşmayan, hayal için yaşayan tam bir spontanetie (kendiliğindenlik) örneğidir.” SNK.s. 308.

Spree: Almanya’da, yaklaşık 403 km uzunluğunda bir ırmak “Mübalağa etmeden diyebiliriz ki, insan zekâsı yalnız Ganj ve Spree kıyılarında düşüncenin özüne inebilmiş.” Diyor Tanie.” BDE.s.51

Spritüalizm:Bkz. Spiritüalizm. “Kant’ı devam ettiren kritisizim, Maine de Biran’dan gelme Spritüalizm” Jur1. s.185.

SSCB: 1991 öncesi Rusya’sının adı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği. “İmparatorluklar yok artık, iki blok var. Hakim devletler bir ülkenin adını taşımıyor. İsimleri baş harflerinden ibaret:ABD, SSCB” BÜ.s.214.

Stael:Gelmaine Neçker Stael (1766-1817) Fransız kadın edebiyatcı. “Stael’cilerin öteki kanadında yer alan Sismondi (yarı İtalyan yarı İsviçreli iktisatçı)Güney Avrupa Edebiyatı (1813) adlı eserinde İspanyol yazarlarını uzun uzun inceler. KA.s. 409.

Stalin: Josef Visarionoviç Cugaşvili Stalin (1879-1953) Sovyet devlet adamı. “Mars rasgele çalışırken müsvedde olarak kâğıda almış.’’Asya’da demokrasi olamaz, sosyalizim olamaz Stalin’le Cengiz aynı vahşidir” SNK.s.237.

Steele: Sir Richart Steele (1672-1729) İrlandalı yazar Addison’un arkadaşı olan steele askerken Corneille’den esinlenerek komedi yamaya başlamıştır. “Gerek Steele ile addison'un halk şuurunu ganişletmek için harçadıkları çabalarda, gerk Swift'in yazılarında karşımıza çıkan: akıl uğruna , cidiyet uğruna, etkin bir rasyonalizm uğruna katlanılmış vakur bir çekingenlik ve yücelik idealidir".” Kİ.s.73.

Stendal (1783-1842). Fransız Realist sanatçılarından.Hikâye, roman, seyahat ve hatıra yazarı. Kırmızı ve Siyah ve Parma manastırıyazarın en ünlü eserleridir. Stendal ne demiş: “Korku içinde olan toplumları, kıt zekâlı, gözü dönmüş kişiler yönetir.” BFH.s.28.

Sterne: Lawurence Strene (1713-1768) İngiliz yazar. “Daha sonra Sterne, Voltaire ve nodiler gelecektir.”IDGs.160

Stevenson: Robert Louis Balfour Stevenson (1850-1894) Define adası romanının yazarı olarak tanınan İskoç yazar. “Ama bence, macera romanı, kahramanları yaşayankimseler olmak şartıyle, sanat eseri sayılabilir. Kipling’in, Conrad’ın ve Stevenson’ın kahramanları gibi.” KA.s.150.

Stirner: Johann Kaspar Schmidt Stirner (1806-1856) Alman filozof. “Kemikleri çürümeden unutuldu Stirner.” BÜ.s. 200.

Stoa: Zenon tarafından kurulan Stoa’cıların felsefe okulu. “Atina felaketten felakete sürüklendikten sonra dinleyecektir Stoa’yı.” SNK.s.118.

Stoacılar: Felsefi ve ahlaki bir öğreti olan Stoacılığın yandaşlarına verilen isim. “Kitap hem yeni fisagorcu'ların, hem eflatuncuların, hem de stoacıların ilham aldığı felsefi bir gnose'la doludur." IDG.s.111

Strabon: MÖ.58-İ.S.21 ile 25 arası Yunanlı coğrafyacı. “Paşa eski Yunan ve latin kaynaklarına dayanarak ilkçağ kavimleri arasında Türklerin çok geniş bir yeri olduğunu iddia eder, söylediklerine delil olarak da Heredot, Strabon Thukudides v.b. gibi klasik tarihilerin eserlerini gösterir.”Kİ.s.326.

Strasbourg Andı:Bkz Strasbourg antlaşması Fransa,Strasbourg And’ından (842) bu yana Galya’da konuşulan,yazılan ne varsa Fransızca sayılıyor.Jur.II.s.170.

Strasbourg antlaşması: Lotharı Fontenayen Puisaye’de yendikten sonra 841 yılında Kel Charles ve Germen Ludwik, Strasbourg da buluştular burada askerlerin önünde yemin ederek müttefik olduklarını ilan ettiler. Bu yemin Charles’la Ludwik’in askerleri tarafından Töton ve Roman dilinde yazıldı. Tarihçi Nithart tarafından saklanan bu yeminin metni Fransızca Alman dillerinin en eski metinleri olark kabul edilir “Fransızca,Strasbourg antlaşmasından beri Fransızcadır.” Jur.I.s.69.

Strauss: Davit Friedrich Strauss (1808-1874) Alman tarihçi ve yazar. “İnsanlık,düşünce tarihinde yeni ufuklar açan stratus’un İsanın Hayatı adlı eseri de,Almanca aslından çok,onun Fransızca tercümesinden okudu.” Kİ.s.264.

Stuard Mill: Bkz. John Stuart Mill. "Ne Yapmalı'yı zindanda yazdı Çernişevski. hepsini Owen'de, Fourier'de George Sand'da, Godwin'de veya Stuart Mill'de bulmak kabildir".” Mağ.s.97.

Stuart Hanedanı: Stewart ya da Sreuart olarak bilinir. 1371’den başlayarak İskoçya’yı;1603’ten başlayarak da İngiltere’yi yöneten ve Cromwell Cumhuriyeti dönemi (1649-1660) dışında 1714’e değin başta kalan hanedanlık. İngiltere’ye gelindiğinde Tudor’lar bitmiş,Stuart Hanedanı’ndan I.Jacques tahta geçmiştir.” SNK.s.217

Stuart Merrill: (1863-1915). Fransızca yazan Amerikalı şair. “Aynı soruyu Conrad, Apollinnaire, Moreas yahut Stuart Merril için de tekrarlıyabiliriz”KA.s.42.

Stuartlar: Bkz Stuart Hanedanı “Devrim, Stuart’ların feodal düzenine son vermiş, orta sınıfın ticâri çıkarları sosyal ve siyasî ağırlık kazanmış.” KA.s.216.

Suâvi: Bkz. Ali Suâvî “Hatalarını hayatıyla ödeyen Ali Kemâl bana hep Suavi’yi hatırlatır.” BÜ.s.163.

Suç ve Ceza: Dostoyevskiy’nin 1866 yılında yayımladığı eserinin adı. Suç ve Ceza’yı ne kadar anlamıştım, bilir miyim? Marmeledov’un meyhanede söyledikleri, bugün okumuşum gibi aklımda: Yoksulluk ayıp değil mösyö, ama sefalet...” Mağ.s. 271 Suçlu Adam: İtalyan Kriminoloji uzmanı ve yazarı Cesare Lombroso (1835-1909).’un 1875yılında kaleme aldığı eseri. “C. Lombroso Suçlu Adam’ı sırf anarşist tipleri tesbit için kaleme aldı.” SNK.s.311.

Sue: Eugene Sue (1804-1857). Fransız roman yazarı. “Tefrika romanlari genis halk tabakalarina hitap ettikleri icin, onun hayatini kaleme alirlar: Eu. Sue’nun “Paris Esrari” . (Hugo ve Balzac’dan sonra ilk defa edebiyatta argo gorulur) “Sue, Fourier’cidir.” SNK.s.159.

Suffolk Bölgesi: Büyük biritanyanın güney doğusunda kuzey denizi kıyısında bir yönetim bölgesi “İngiltere’nin Suffolk Bölgesinden Londraya gelmiş beş yaşında bir yetim,bir aile dostunun yardımıyla Christ Hospital’e yerleştiriliyor.”Kİ.s.268

Sufi: Tasavvufu hayat tarzı olarak seçen kişi. Mutasavvıf. “Sufilerin iman ve ihsanla ilgili ibadetleri Hz. Muhammed’in vahyinden kaynaklanır.” IDG.s.57.

Suidas sözlüğü: 10. asırdan, Bizans döneminden kalma Yunanca eser sözlüksel bilgilerin yanı sıra bugün yok olmuş eserlerden parçalar ve bir biyokrafik notlarda içerir. “Bir asır sonra yazılan Suidas’ın sözlük’ü ise daha eski kaynaklara dayanıyor.” KA.s.393.

Sukarno:     (1901-1970) Endonezyalı devlat adamı. 17 Ağustos 1945 tarihinde

Endonezya Cumhuriyeti’ni ilan etti ve Devlet başkanı oldu. “Çağırılacak devletlerin listesini Pakistanlı Mehmet Ali, Birmanya başvekili Unu, Seylanlı Sör John Kotelawala ile beraber hazırlayan Nehru ile Sukarno’nun başlangıçta ilk amaçları dünya sulhunun korunmasına yardım edecek bir konferans toplamaktı.” Jur.I.s.387.

Sully Prudhomme: Armand Sully Prudhomme (1839-1907). Fransız şairi ve Nobel edebiyat ödülü sahibi. “Sully Prudhomme, Francois Copee Lucie Delaure Madrus de çocuklar icin siirler yazmak istemistir ama pek basarili olamamislar.” Kİ.s.322

Sultan Galiev: Mir Sayid Sultan Galiyev (1880-1939) Tatar siyaset adamı ve SSCB’de ki ulusal Müslüman komünist hareketinin önderi.“Sultan Galiev adlı bir Tatar komünisti,bu düşünceleri daha sonra dile getirecektir”.SNK.s.261

Sultan Murat : Bkz.Murat IV “Moralı Vassaf, Sultan Murat, 1911;” Mağ.s.145

Sultan Süleyman: Bkz. Kanuni Süleyman. “Osmanlı Devleti: IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80

Surat : Hindistan’da Cambay körfezi kıyısında,Tapti ırmağı ağzı yakınlarında tarihi bir şehir. “Binbir hayal kırıklığından sonra Surat’a vardı (2 Nisan 1758).” BDE.s.38

Surdas: (1483-1563) Brac dilinde şiirler yazan şairlerin ilki ve en büyüğü olarak kabul edilen Hintli şair.Buna mukabil, Hint-Arya dilleri edebi bir kişilik kazanır. Bilhassa Hindice, Bengalce, Maratca, Güceratca. Bu edebiyatların altın çağı 1400 yıllarında başlar, en büyük temsilcileri Candidas, Vidyapati, Surdas ve Tulsidas.” BDE.s.93.

Suriye: “Orta Doğu da başkent Şam,resmi dili Arapça olan bir devlet. “Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari münasebetler vardı.” BFH.s.89.

Susamlar ve Zambaklar: İngiliz sanat tenkitçisi. Sosyolog ve sosyalist John Ruskin (1819-1900)’in 1865 yılında yazdığı eseri. “ ‘Susamlar ve zambaklar’ Ruskin’in en çok sevilen, en okunan kitabı” BÜ.s.106.

Sutralar: Sanskritçe özdeyişler biçiminde yazılmış dini metinlere verilen isim. “Hint’in sutralarını hatırlatır bu yalın ve bu esrarlı kelime yığını bütün lezzetleriyle tadabilmek için kendisini dinlemeliydiniz.” BÜ.s.152.

Sutta-Pitaka: Pali dilinde söz sepeti anlamına gelen bir kelime olup, therava buddhacılığı yasasını oluşturan geniş bir metinler toplulupunn belirtmek için kullanılır. “Sutta-Pitaka,sepetlerin ikincisi.buda ile çömezlerinin nutukları, konuşmaları ,Buda'nın düşünceleri.” BDE.s.170.

Suut Kemal Yetkin: (1903-1980) XX. Asır edebiyatçı yazarlarından. Özellelikle Deneme türündeki eserleriyla tanınmıştır. Suut Kemal Yetkin, Dünya Edebiyatının Üç Tipi, Hamlet, Don Kişot, Faust adıyla J. Calvet’den çevirdiği derne çatma risalenin sonunda (Remzi Kitabev,İstanbul 1945,s. 60-61), ‘Don Kişot için Türkçe Kaynaklar’ kaydı ile şu bilgiyi verir: J. Cassou, ‘Cervantes’in Dehası’ ;Türkçe’ye çeviren: P.N. Boratav (Yurt ve Dünya,Ağustos 1914, sayı 8). Sabahattin Eyüboğlu, ‘Don Kişot,Romanların Romanı’ (Edebiyat Faküıtesi Mecmuası, no 1, 1935. İstanbul). KA.s.210-211.

Sühreverdi: Şihabettin Ebülfütuh Yahya bin Habeş bin Emirek Es-Sühreverdi. (1155­1191). İşrakiye isimli felsefi akımının kurucusu. “Felsefi düşünce ile imanı tecrübenin (sprituel) terkibini yapan İslam Yeni-eflatuncuları , açıktan açığa Hermes’edayanan bir isnad silsilesi kuralar.Mesela (1191) ,” IDG.s.207.

Süleyman Efendi’nin nasırı: Orhan Veli’nin Kitabe-i Seng-i Mezar şiirine konu olan ve ayağındaki nasırdan dolayı ayakkabısı vuran böylece acı ve ızdırap çeken tahayyülü kişi. “Mızmız bir düş ağrısı, daha doğrusu Süleyman Efendi’nin nasırı.” Jur.I.s.395.

Süleyman Nazif: (1870-1927). Nüktedân kişiliği ile tanınan Sevet-i Fünün ve sonrası dönemin şair ve yazarlarından. “Süleyman Nazif bütün ciddiyetine rağmen, Farsçayı bildiğini fakat Arapçaya o kadar hakim olamadığını itiraf etmekten çekinmez.” Kİ.S.284.

Süleyman Tunahan: Süleyman Hilmi Tunahan (1888-1959) Cumhuriyet dönemi ve sonrası din âlimi, tasavvuf ve aksiyon adamı. Süleyman Hilmi Tunahan Nakşi Tarikatı’nın 33. halkası ve Mürşid-i Kâmilidir.[1] “Süleymancılığın başı olan Süleyman Tunahan’ın (subay ve Silistreli.1950’de ölüyor), Rus casusu olduğu söyleniyor.” SNK.s.271.

Süleyman: Hz. Süleyman. Kur’an’da adı geçen peygamberlerden biri. “İsrail kavminin Yeşu’ya, Davut’a ve Süleyman’a borçlu olduğu nimetler, Fransa’nın XIV.Louis’ye borçlu olduklarından daha mı büyüktü?” UU.s. 213.

Süleyman’ın Mezmurları: İ.Ö. 1. asırda yazılmış 18 mezmur. İsa döneminde yaşayan Farizi’lerin inançları ve Mesih’i bekleyişlerini aydınlatır.” IDG.s.131.

Süleyman'ın Bilgeliği Kitabı: Kutsal Kitap’ta yer alan eserlenden biri. "Süleyman'ın Bilgeliği Kitabı da Meseller kitabı gibi hem yöneticiler hem de uyruklar için öğütlerle doludur." IDG.s.111.

Süleyman'ın Hikmeti: Kutsal Kitap’ta yer alan eserlenden biri. "Süleyman'ın Hikmeti ise Hristiyan ahlâkına daha yakın bir kitap olup bütün bu apokrif edebiyatın incisidir." IDG.s.111.

Süleyman'ın Neşideleri: Tevrat’ta Süleymen Peygamber’in sözlerinden oluşan bölüm. MÖ.200 yılında Süleyman Peygamber’den yaklaşık 700 sene sonra derlenmiştir. “ O zamana kadar Süleyman'ın Neşideleri ve Ecclsiastes’in durumu şüpheli kalmıştır. Jamina’da kesin olarak kanon’a geçirilmişlerdir. Buna mukabil kanon'a Esther,Jeremiah ve Daniel ekleri -Septant'da olmalarına rağmen-ithal edilmemişlerdir.” IDG.s.118.

Süleymaniye: Süleymaniye Camii. İstanbul’da, Kanunî Sultan Süleyman zamanında, 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan tarafından yapılan büyük caimi. “İslamiyet Süleymaniyede kubbe, Itride nağme, Bakide şiir.” Mağ.s. 228.

Sümer Medeniyetleri: Bkz. Sümerler. “Bidenbire Mısır ve Sümer medeniyetleri doğuveriyor.” Jur.I.s. 156.

Sümer: Bkz. Sümerler. “Yazıyı Sümer bulmuş önce (İ.Ö.3500),sonra Mısır,nihayet Çin.” KA.s.17.

Sümerce: Mezepotamya’nın güneyinde III. Bin yılda konuşulmuş olan en eski yazı dili. “İki asırdan beri iki dünyada yetişen bilginlerin çalışmaları sayesinde, Fenik’çe, Asuri ve Bible’ce, Sümerce, Hititçe metinler de bir söküldü” IDG.s.92.

Sümerler: Sümerler. MÖ. 4000 yıllarında aşağı Mezepotamya‘ya yerleşen ve ilk yazıyı kullanan kavim. Bir orta mektep tarih kitabında Sümerleri, Hititleri, hatta Etrüskleri bulamayınca afallıyor.” UU.s.30.

Sünnî: Sünnet üzere olan Müslüman. Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamberin sünnetine yorum getirmeden veya bir kısmını reddetmeksizin sıkı sıkıya bağlı olan kimse. Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu, der.”IDG.s. 36.

Sünniler: Sünnet üzere olan, Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamberin sünnetine yorum getirmeden veya bir kısmını reddetmeksizin sıkı sıkıya bağlı olan möüslümanlar. “Hicret’in ikinci asırından itibaren sünnilerin bir kat daha abarttıkları kaza ve kader inancı bir çok muarızlar bulur karşısında: IDG.s.34.

Sünnilik: Hz. Peygamber’in âlinin ve ashabının sünneti üzerine yaşayan, Kur’an ve sünnet’e kesin olarak bağlı olma durumu. “Daha eski dinlerin zaman zaman dile gelişi ve Sünniliğin kabuğunu çatlatışı.” Jur.I.s.354.

Sürfe: Kurtçuk. “Karanlık bile değil. Sürfe bile değil. Sürfe bir ümittir. Vasco di Gama’nın fetihleri bir esrarkeşin rüyası. Portekiz gerçekte tek fatih yetiştirmiş: Camoens” Jur.I.s.368

Sürrealist: Sürrealizm akımının prensiplerini benimsemiş olan kimse. Bkz. Sürrealizm. “Klasiklere göre, klasikti realite. Romantiklere göre,romantik; sürrealistlere göre, sürreeldi.”KA.s.275.

Sürrealizm: Türkçemizde gerçeküstücülük diye ifade edilen sürrealizm, 20. asrın ilk çeyreğinde ortaya çıkmış olan Froud Psikanalizine, bilinçaltı, rüya ehemmiyet veren; edebiyat, ahlak ve edep endişesinden uzak akıma denir. "Dadaizm, sürrealizm veya ekspresiyonizm gibi akımlar ne belli bir toplumun vazıh ve tabii ihtiyaçlarından doğar, ne Cermenlerin, Slavların veya Latinlerin mizacından, ne menşelerini belirlemek, ne bir edebiyetın başka bir edebiyat üzerindeki etkisinden söz etmek, ne ölçülük davası gütmek kabildir.' (Felix Bertaux).” Kİ.s.40

Sürûri: Osman Sürûrî (1752-1814). XVIII. asır divan şair. Nef’î’nin ‘Siham-ı Kaza’sıyla Sürurî’nin “Hezeliyât”ı arasındaki fark birincisinin daha usta bir şairin elinden çıkmış olması.” BÜ.s.124.

Süryani: Aramî kökenli bir Hristiyan topluluğu olan, Süriye, Irak, Lübnan ve Türkiye’de; Mardin, Midyad, Diyarbakır, Antep’te yaşayan Süryanilerden olan kimse. "Bu sayede ilk mütercimler Yunan, Süryani, Saskrit ve Pehlevi dillerindeki metinleri kolayca aktarmışlardır." IDG.s.78.

Süryanice: Hami- Sami dil gurubunun Sami kolundan, doğu Aramca’ya yakın dil. “İncil Süryanice veya Aramice anlatılmış olsa ne ifade ederdi” IDG.s.89.

Süveyş Kanalı: Doğu Akdeniz ile Kızıldeniz arasında bağlantıyı sağlayan 1859-1869 yılları arasında açılan 195km uzunluğunda, Mısır Topraklarında yer alan kanal. “Süveyş Kanalı da Panama Kanalı gibi insanlığa Saint-Simoncuların armağanı.” SSSS s.107.

Swedenburg: Emmanuel Swendenborg (1688-1772). İsveçli teolog ve Yeni Kudüs Öğretisi ( Yani eski kilise sonuna erdiği için Tanrı’nın şimdi kurmak zorunda olduğu Yeni Kilise için öğreti.) diye isimlendirilen bir doktrinin kurucusu. “ Ne olusa olsun, insanlığın bir tek dini var. Hint, Çin, İsa, Muhammet ve nihayet Swedenburg, hep aynı zincirin halkaları.” BDE.s. 64

Swift: Jonathan Swift (1667-1745). İrlandalı hikâye ve roman yazarı. “Serüven hilkâyesi ile aşk hikâyesinde olabilirlik aranır, fantastik romanda aranmaz. Rabelais’nin Gargantua’sını,Cervantes’in Don Kişot’unu, Swift’in Güliver’ini hatırlayalım.” KA.s.136

Swinburne: Algernon Charles Swinburne (1837-1909). Yarı erotik romanı ve anormal ten zevklerini açığa vurmasıyla bilinen İngiliz şairi. “Bir Heine’nin, bir Swinburne’un şiirlerinde olduğu gibi insanla beraber yaşamıyor.” KA.s.350.

Synthetiser: Birleşim haline sokmak anlamında Fransızca bir kelime. Synthetiser etme, birleşim karışım yapma, sentez kurma. Yunan Hint’in, Asya’nın, Mısır’ın propaganda bilen mirasçısıdır, Synthetiser etmesini bilmiş, süzmüş ve gelecek asırlara nakledebilmiştir.” SNK.s.25.

Şafak: Günün ve Güneş Tanrıçası’nın habercisi olan ve genç bir kız olarak tasvir edilen Şafak, Vedalar’da bir Tanrıca olarak kabul edilir. Şafak, Vedalar panteonunun en sevimli Tanrıçası.”BDE.s.102.

Şafilik: İmamı İmam Ebu İdris-i Şâfi olan, Ehl-i sünnet Müslümanlarının bağlı olduğu dört mezhepten biri. “Üçüncü büyük mezhep: Şafilik. Kurucusu:Muhammed bin İdris eş Şafi. (ölümü 817)” Kİ.s.197.

Şah Nimetullah Veli: Emir Nurettin Nimetullah veli (1329-1431). İranlı sufi ve Nimetullah tarikatının öncüsü. “İran’da bir tasavvuf üstadı olan (XV.yüzyıl) Şah Nimetullah Veli, Jildaki’nin Nihayet ül-Talib adlı kitabına kendi eliyle şerhler düşer.”IDG.s. 218.

Şahcihanoğlu Dara Şükuh: Bkz. Dara Şükuh. “1656’daki bir Türk şehzadesi Şahcihanoğlu Dara Şükuh (1627- 1658) mutlak hakikate ermek için bütün kutsal kitapları karşılaştırmak istemiş, aradığını Tevrat ve İncil’de bulamayınca, Vedalar’ı merak ederek Benaresli bilginleri Delhi’ye çağırtmış ve Upanişadlar’ı Farsça’ya çevirtmişti.” BDE.s.61.

Şahristanî: Ebul Faht Taceddin El Şahristanî (1076-1153).Ortaçağ İslam dinyasının en büyük din tarihçilerinden biri. Horasanlı’dır. “Şahristani de ‘Necat’ın mükemmel bir hülasasını, aydınlık ve sadık bir yorumunu yapmış: ‘El Milel Ve Nihel’.” Kİ.s.188.

Şairler Tezkiresi: Avusturyalı şarkiyatçı ve tarihçi Hammer (1774-1856)’in 1836 tarihinde yazarak II. Mahmut’a 2 bcilt halinde takdin ettiği, yaklaşık 2200 Türk şairinden söz ettiği eseri. “Hammer’in edebiyat tarihimiz için büyük bir değer olan dört ciltlik bir Şairler Tezkiresi var.” Kİ.s.106.

Şairlerin Hayatı: İngiliz yazar Samuel Johnson (1709-1784)’ın 1779-1781 yıllarında yazdığı eserinin adı. “1774-1781 arasında Thomas Warton’un İngiliz Şiirinin Tarihi ile 1779-1781 arasında Samuel Johnson’ın Şairlerin Hayatı.” KA.s. 399.

Şakti: Güç, Kudret, kutsal enerji anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hindulukta bie etkin kadın enerjisini belirtir ve Büyük Tanrı görünüşleri olarak kabul edilen tanrıların eşlerini, özellikle Şiva’nınkileri (Kali, Durga, Uma, Parvati...) belirtmek için bu retim Vedalar Çağı’ndan beri kullanılmıştır. “ikincisi çok daha yeni ve çok daha güzel.Puranalar'da sık sık adı geçen bir Tanrı da Şakti, Puranalar'da ve Tantralar'da.” BDE.s.156.

Şaktizm: Şakticilik. Hindistan’da Vişnuculuk, Şivacılık ve Tantracılık gibi bazı akımlara özgü, yaratıcı kadın enerjisine (şakti) inanan ve önem veren dini kuram. “Tantralar'da karşımıza çıkan yeni inanç şaktizm.” BDE.s.159.

Şakuntala: Hint klasik dönem şair ve yazarı Kalidasa (IV-V.asır)’nın tiyatro eseri. Eser, Mahabharata’da kral ksatriya Vişvamitra ve apsaras Menaka’nın kızı olan Şakuntala’nın kral Dusyanta ile olan karşılaşmalarını ve aşklarını anlatır.“Kalidasa, Hint sahnesinin incisi “Şakuntala”yı o ummanın derinliklerinden çıkardı.” BDE.s.141.

Şam: Orta doğuda bir tarih ve kültür şehri. Suriye’nin başkenti “Ortacagda batiya aristo ve eflatun’u ve endulus ve sam medreseleri tanitir.” SNK.s.67.

Şanghay: Çin’in en büyük şehri. Çin’de Huangpu kıyısında, Yangzi Ciang aüzında yer olan bir liman şehri. "Beyoğlu ve Galata’da İzmir’in Frenk mahallesinde küçük küçük Şanghay’lar gelişmiştir zamanla...” BFH.s.135.

Şankara: Yaşadığı tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte (700-750, 788-820 gibi ihtmaller vardır) VII asırın sonu ile VIII asrın başlarında yaşadığı sanılan Hindistanlı filazof. “Şankara’nın (788 - 820) “Vedanta”sına dayanarak Batı’nın bütün bilginlerini küçümseyen Tolstoy budizmin tesiri altında her türlü şiddeti makûm eder.” BDE.s.70. Şankr: Derinin ve mukozaların, rührüvi hastalık yaralarına verilen isim. Frengi Şankrı, Cüzam Şankrı gibi. “1870 sıralarında Paris’i işgal eden Alman ordusunun adını hatırlamadığım kumandanı Lutece’i yakmak isteyince arkadaşı olan general sakın ha diyor, Paris’e dokunma, Fransa’yı bu şankr mahvedecektir.” UU.s. 209.

Şanso Pansa:     Araplar olmasaydı, Don Kişot ile Şanso Pansa tek bir insanda

birleşecekti, Ülis’in bir nevi kopyası.” KA.s.181.

Şapolyo: Enver Behnan Şapolyon. Cumhuriyet dönemi Türk tarih araştırmacısı gazeteci ve yazar. “Şapolyo’nun terekesinde kalmış olabilir.” SNK.s.382.

Şark: Doğu İlk medeniyetlere beşiklik eden şehir hayatını ve yazıyı bilen bir ülkeler grubuna (Mısır, Suriye, Anadolu, Mzopotamya, İran) tarihçilerin verdiği isim. “Milli şairimiz purosu ve şişman vücuduyla Şark eşyasına meraklı bir Polonya zenginine benze miyor mu?” KA.s.371.

Şart: Bkz. 1814 Şartı “Emlâk sahiplerinin büyük çoğunluğu Şart’tan           (Charta)

yanaydı.” SSSS.s.55.

Şato: Eserlerini Almanca yazan Çek eksprestyonist yazarı.Franz Kafka (1883-1924)’nın 1926 yılında yayımlanan romanı. Roman kahramanı. “Nietzsche’nin Zerdüş’ü ile Kafka’nın Şato’su da birer fantastik hikâye.” KA.s.136

Şebisteri: Şehy Sadettin Bin Abdulkerim (öl:1320) İran lı şair ve sufi. “Rıza Tevfik,bu hakikati ispat için Doğu’nun bir çok şair ve nâsirini sahneye çıkarır: Ebul Ala, Fahrettin Razi, Hafız,Mevlana, Şebisteri ve Feyzi Hindi.” Kİ.s.202.

Şefik-name:Tarihçi Şefik Mehmet’in (öl.1715) 1703 yılında cereyan eden Feyzullah Efendi yada Edirne Vakası diye bilinen olayla ilgili yazdığı eseri. Eser ancak 1866 yılında basılmıştır.“Sora yazar,çeşitli eserlerdeki Türkçe kelime nisbetlerini yüzde olarak tesbit ediyor.Hadikadüs-suada % 22,Şefik-name’de % 17...” Kİ.s.140.

Şefkat: Hint mitolojisinde istek tanrısı Kama’nın karısı olarak tasvir edilen özel bir isim. “Bir karısı Şefkat, Kama’nın, öteki Şehvet..ve adları saymakla bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan, Sarhoş Eden, Öldüren...” BDE.s.181.

Şehbenderzade Hilmi Bey: Bkz. Şehzenderzade Ahmet Hilmi. “Şehbenderade Hilmi Bey,oryantalistler arasında Renan’a imtiuazlı bir yer verir.” Kİ.s.190.

Şehbenderzade: Bkz. Şehzenderzade Ahmet Hilmi. “Efganiler,Abduh’lar Akifler zincirinin bir halkası Şehbenderzade.” Kİ.s.85.

Şehname: Firdevsi’nin 11. yy yazdığı manzum İran milli destanı. “Firdevsi, altmışbin beyitlik destanını bu geleneklerle yoğurdu, «Şehname» adlı muazzam abidede mermer birer sütun selabeti kazanan bu silik hatıralar, dehanın kudretini ispat ettikleri için sayfalarımızda yer alıyor." K.s.294.

Şehrazat: Binbir gece masallarında masalların anlatıcısı olan kişi. “Zavallı Şehrazat ya her akşam yeni bir masalla eğlendirecektir sultanı, ya canından olacaktır.” KA.s.128.

Şehvet: Hint mitolojisinde istek tanrısı Kama’nın karısı olarak tasvir edilen özel bir isim. “Bir karısı Şefkat, Kama’nın, öteki Şehvet..ve adları saymakla bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan, Sarhoş Eden, Öldüren...” BDE.s.181.

Şehzenderzade Ahmet Hilmi: (1865-1913) Meşrutiyet dönemi felsefe ve mutasavıfı roma, hikaye, oyun yazarı. “Oysa Şehzenderzade Ahmet Hilmi neslimizin ilk defa yazılan felsefi bir roman. Lehimci Bunyan’ın «A’mâk-ı Hayal» neslimizin büsübtün meçhulü. Kİ.s.88.

Şemsed Devle: Ebu Tahir Bin Fahrut Devle Şesed Devle. 10. yy sonları ile 11.yy başlarında yaşamış olan Büveyhi emiri. “Hamadan’da, Şemsed Devle’yi ağır bir hastalıktan kurtarır.” Kİ.s.184.

Şemseddin Günaltay: Şemsettin Günaltay (1883-1961). Türk tarihçi ve siyaset adamı. 1941 yılından ölümüne kadar Türk tarih kurumu başkanlığı yapar. Daha sonra İsmet Paşa’nın başvekilliğini yapacak olan tanınmış din bilgini. Şemseddin Günaltay’a göre “Şeyh Peygamber kadar şâyân-ı hürmet, ona itiraz edenler Ebu Cehil kadar lânete müstahaktır.” UU.s. 67.

Şemsettin Sâmi: (1850-1904). Tanzimat dönemi yazarlarından ve sözlük bilimci. “Bir Hüseyin Kadri, bir Şemsettin Sami, günümüzde bir Mehmet Doğan... Lügat yapmak Akademinin vazifesi olduğu halde Akademinin dışında kalmış şında gelişmiş.” Kİ.s.289-290

Şenköy: Htay’ın merkez ilçesine bağlı bucak. Ben iki Antakyalı’nın kıskacı arasındaydım.Biri Çakaltepe’den öteki Şenköy’den.”Jun.II.s.135.

Şeriat Lötüsü: Bkz.Saddharma-Pundarika.“Binlerce Bodisatva dinler Buda'yı en önemli sutra "Şeriat Lotüsü" (Saddharma-Pundarika).” BDE.s.173.

Şeriat: Kur’âna dayalı İslam hukuku ve Allah’ın insanların fiillerine ilişkin hükümlerinin tamamı. “Ulema Şeriatin temsilcisiydi.Şeriatin,yani ezeli hakikatlerin...” Kİ.s.390.

Şeriat-ı Ahmediyye: İslam şeriatı. “Bu makaslama sayesinde ,burjuva demokrasisi olup çıkar sosyalizm: “Şeriat-ı Ahmediyye’ye tıpatıp uygun bir demokrasi.” Mağ.s.222.

Şevirev: Stephan Petroviç Şevirev (1806-1864) Rus gazeteci yazar ve edebiyat tarihçisi. “Rusya’da 1850 civarı,Miliukov ile Şevirev gibi yazarlar bölük pörçük teşebbüslerde bulunmuş,ama Bielinski ile şakirtlerinden beklenen bilanço,ondokuzuncu asrın ilk yarısında gerçekleşmemişti.” KA.s. 411.

Şevket Süreyya: Bkz. Şevket Süreyya Aydemir.“Katılan Türkler arasında Şevket Süreyya da vardır”.SNK.s.261.

Şezlongdaki Aydınlar: Eklemli iki tahta yada metal çerçeve arasına geçirilip gerilmiş bezden oluşan, istendiğinde üzerine uzalıcak biçimde ayarlanabilen katlana bilir koltuk.

“Suffert bir Fransız gazetecisi, 1974’lerde kaleme aldığı kitabı: Şezlongdaki Aydınlar, şaka ile ciddiyi kaynaştırıyor.” Mağ.s.59.

Şık: Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1889 yılında neşrettiği romanı. “Recaizade’ye Behruz Bey, Hüseyin Rahmi’ye Şık ve Şıpsevdi, Ömer Seyfettin’e Efruz Bey tiplerini kim ilham ettirmiştir? KA.s.338.

Şıpsevdi: Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1911 yılında neşrettiği romanı. “Recaizade’ye Behruz Bey, Hüseyin Rahmi’ye Şık ve Şıpsevdi, Ömer Seyfettin’e Efruz Bey tiplerini kim ilham ettirmiştir? KA.s.338.

Şiârı Publius Syrus. Milattan önce birinci asırda yaşamış olan Yunan komedi şairi.Şiârı Publius Syrus’un bir sözü: “Suçluyu affeden hakim kendini mahkûm etmiş olur.” BÜ.s.102.

Şiî: Şiilik meshebine mensup olan kişi. Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu, der.”IDG.s. 36.

Şiir ve İnşa: Ziya Paşa’nın Divan edebiyatını tenkit ettiği, divan şsirlerini Şuarâ-yı İrân diye itham ettiği ve gerçek Türk edebiyatı olarak halk edebiyatını gösterdiği makalesinin adı. “Cumhuriyet aydınları ,üstadın Şiir ve İnşa başlıklı makalesini, tartışılmaz bir delil imiş gibi her vesileyle öne sürer.” Kİ.s.241.

Şinasi: İbrahim Şinasi (1824-1871) Tanzimat dönemi gazeteci ve yzarı. “Dava en güzel ifadesini Şinasi’de bulmuştur:Avrupa’nın bikr-i fikri ile Asya’nın aklı piranesi’ni evlendirmek.”Kİ.s.403.

Şiraz: İran’da zagroz dağların arasında yer alan bir şehir. Fars ilinin merkezi.” “ Müslümanlığı benimseyen o putperestin -tâbir F. Schlegel’indir- hayali, Himayala eteklerinden çok, Şiraz bahçelerine kanatlanır.” BDE.s.53.

Şîrler Pençe-i: Yavuz Sultan Selim’in meşhur mısraları:Merdüm-ü dîdeme bilmem ne füsûn etti felekGiryemi etti füsûn eşkimi hûn etti felekŞîrler pençe-i kahrımda olurken lerzânBeni bir gözleri âhûya zebûn etti felek. Günümüz Türkçesiyle: “Bilmem beni nasıl büyüledi felek, Devamlı ağlıyorum kanlı gözyaşları dökerek./ Aslanlar benim kahrımın pençesinde titrerken, bir ceylan gözlü (sevgili)nın Zebûnu (esiri) etti beni felek. “Şîrler Pençe-i kahrımızda lerzan olurken, felek bizi de bu gözleri ahûya zebûn etmez mi?” BÜ.s.195.

Şit: Kur’an-ı Kerim’de adı geçen Peygamberlerden biri. “Adem’in oglu Şit (AS)dan Hazret-i İsa’ya Hazret-i Isa’dan Salman’ın şahsına Hazret-i Muhammet’e intikal eden Nur.” IDG.s.218.

Şiva: Hint’in üç biyük tanrısında biri. Değrleri: Brahma ve Vişnu. Şiva, Hem Mahakala (Büyük Zaman) zaman gibi yalıcı, Hem Sankara (uğurlu); hem İsvara (yüce efendi), hem Mahayogi (büyük çileci). Tezatları kendinde toplayan bir tanrı. Hem hiddetli hem merhametli. Elinde Trisüla adında üç uçlu bir mızrak var. Mızrak kimine göre yaratıcı, kimine göre yok edici. Kartal Caruda’nın sırtında, gökten toprağa inen, kâh ermiş, kâh bilge kılığına bürünen Vişnu, Şiva’nın yaptığı kötülükleri düzeltecekti.”BDE.s.130.

Şivacı: Hint inancında tanrı Şiva’ya tapan ve Şivacılık mensup olan kişi. “Birçok din adamı, Vişnucu ve Şivacı birçok şair bu tepkiyi bayraklaştırmışlar.BDE.s.148.

Şivacılık: Hinduculuktan gelen, şiva’ya tapmayı ön gören birçok mezhebin kaynaklandığı din akımı. “Coşun, evrenle kucaklaşın,varlıkların bitip tükenmeyen raksına ayak uydurun diyen Hint felsefesi. Şivacılık bizi ne karamsarlı ğa sürükler, ne aylaklığa.” BDE.s.131.

Şloka: Sekizer hecelik dörder dizeden oluşan Hint edebiyatı nazım şekli ve Budacı Uyagurları Şiir anlamında kullandığı kelime. “Hitliler Ramayana’yı,işlenmiş şiirin, “kavya”nın,ilk örneği sayarlar,onlara göre Valmiki ilk gerçek şairidir,şiirde kullanılan “şloka” kalıbını da yaratan o.” BDE.s.178

Şovenizm: Milli olan her şeye karşı kayıtsız şartsız hayranlık gösterip yabancı olan herşeyi karalayan aşırı yurtseverlik ve milliyetcilik Değişik ırk ve milletler arasında düşmanlık aşılamayı hedefleyen ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı milliyetçilik akımı. Ve kâbusa dönen şovenizm rüyası.” Mağ.s.280.

Şurpanaka: Ravana’nın kız kardeşi olan dişi ruhlu bir Rakşasadır. Şurpanaka (Şurpanakha) yelpeze tırnaklı anlamına gelir ve onun çirkinliğini belirtir. Şurpanaka, Ramayana’da Rama ve Lakşmana’yı yoldan çıkarmak ister; ama kendisine yüz vermezler.“Gelgelelim Şurpanaka Rama'yı başatan çıkarmak ister.” BDE.s.153.

T.D.K. Sözlüğü: Türk Dil Kurumu Sözlüğü. Türk Dil Kurumu’nun değişik tarhlerde yayınladığı Türkçe Sözlük. “Kâmûs-u Fransevî’nin verdiği karşılık ‘münakaşa-i kemâliyye’: ‘T.D.K Sözlüğü’nün “açık tartışma’.” BÜ.s.126.

T.S Eliot: Thomas Stearns Eliot (1888-1965) Amerikan asıllı İngiliz şair, edebiyat tenkitçisi, deneme ve oyun yazarı. “Hümanistlik kültür kavramıyla ilgili son yorumlar T.S Eliot’undur.” Kİ.s.37.

Taaffüf: İfetli, temiz,ifetli görünme. “Son zamanlarda tek hikayecimizin Taaffüf’ü neşredilince her taraftan hakikiyyun tarzında yazılmış bir eser, diye sesler yükseldi.” KA.s.298.

Taberi: Ebu Tayip Tahir Bin Abdullah Taberi (959-1058) Şafii meshebi fıkır alimi. “Eseri, İbn İshak’dan, Tabari’den, Mesudi’den, Dante’den, Napolyon’dan, Renan’dan, Hugo’dan alıntılarla”İDG.s.148.

Tabiatçılığı Red: Cemelettin Efgani’nin telif ettiği tek eser. “Tabiatçılığı Red, Arapçadan tercüme eden Avukat Aziz Akpınar, Diyanet İşleri Reisliği Yayınları, sayı:50, Ankara 1956” UU.s.68.

Tablas Poeticas. İspanyol hümanist Francisco Cascales. (1564-1642)’in 1617 yılında yazdığı yazdığı ve tarih ve edebiyat meseleleri hakkındaki görüşlerini dile getirdiği eserinin adı.. “İ Nihayet 1617 ‘de Francisco Cascales’in Tablas Poeticas’ı,ilk edebiyat tarihi taslağı sayilabilir.” KA.s.398.

Table Ronde: 1948 de ralarında R.aron, A.Camus, A.Malraux, Th.Maulnier, F.Mauriac, J.Roy’nın bulunduğu bir grup yazar tarafından kurulan edebiyat dergisi. Derginin yayın hayatı 1969 da sona erdi. Bu tarihten sonra değişik isimlerle yayın hayatına devam etti. “ ‘Table Ronde’ dergisi, 1950’de hususi bir sayı çıkartmış: ‘Aspects de I’Occultimes’.” Jur.I.s.397.

Tabula Smaragdina: Bkz.Yahut Levha. “Kitap ‘Yahut Levha’ (Tabula smaragdina) bahsiyle hitam bulur.” IDG.s.208.

Tac Mahal: Hint Türk İmparatoru Şah Cihan’ın karısı Müntaz Mahal için Akra’da Yamuna nehri kıyısında, 1643 yılında yaptırdığı eser. “Lord Bentick de Tac Mahal’i yıktırıp mermerlerini açık attırmayla satmayı düşünebilecek kadar Hint düşmanıdır.” BED.s.47.

Tac’et Tevarih: Seyhulİslam koca Sadettin efendinin, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Yavuz Sultan Selim’in ölümüne kadar olan dönemi anlattığı tarh kitabı. “Aşik Pasa tarihi yahut Hoca Sadrettin Efendi’nin Tac’et Tevarih’i sadece sarayi anlatir. SNK. s.167

Tacitus: Marcus Claudius Tacitus (200-276) Roma imparatoru (275-276). “İyi yönetilen bir ülke burası. Millî Savunma Bakanı: Sezar. Tacitus.Dış İşleri Başkanı. Seutonius, müsteşar." Kİ.s.303.

Tacitus: Publius Tacitus (MS. 55-120) latin tarihçi. "Ciceron'un, Quintilien'in, Nepos'un, Plautus'un, Martial'ın, Ovid'in, Pline'in, Varon'nun, Tavitus'un ve daha az tanınmış kişilerin yeni eserleri manastırlarda ve daha başka yerlerde yeni eserler keşvedildi.” KA.s.108.

Tac-ül Arus fi Lügat-ül Okyanus. Firûz Abâdî’nin yazdığı lügat. Mütercim Asım eseri üç cil olarak özetlemiş ve Türkçe’ye çevirmiştir. “Tac-ül Arus fi Lügat-ül Okyanus ondokuz cilt,Bulak (Mısır).” Kİ.s.262.

Tagor: Rabindranath Tagor (1861-1941) Hint yazar ve şair. “Tagor’ da korkusu yok. Sevgililer ondan şarkı bekliyor. Öbür dünyayı neden düşüİ.Sün?” BÜ.s. 242.

Tahmuras: Avesta, Şeh Name gibi İran efsanelerinde adı geçen mitoloji kahramanı. "İşte Angremenyu'nun sırtına binip dünyayı dolaşan Tahmurat, cinleri cehenneme tıkan Cemşit.." Kİ.s.295.

Tahran: İran’ın baş şehri. “Paşa belki Buhara ve Tahran’da bir iyi sadr-ı azam olabilirdi.” UU.s.46.

Tahsin Efendi: (1851-1916) Türk hattat, imam ve Beyazıt kütüphanesinin müdürü. “Dilini anlamadığı o Babil kulesinde tek kılavuzu Paris Büyükelçiliğinde görevli imam hoca Tahsin Efendi’nin , çok tonton bir adam diye kendisinden söz ettiği A. Fanton” Mağ.s.191.

Tahsin Yücel: (1933-....) Günümüz yazarlarından. Hikâye, deneme ve tenkit yazarı ve Profesör. “Ahmet Mithat’ın pabuçları Tahsin Yücel’den daha değerli.” Jur.I.s.:363.

Taif: SuudiAarabistan’da Mekke şehrine 90 km uzaklığında bir şehir. “Birbirleriyle yarışan üç belde görüyoruz: Mekke, Yesrib (Medine) ve Taif.” Kİ.s.148.

Taine: Hipholyte Adolphe (1828-1893) Fransız filozof ve tarihçi. “Taine, dehayı girift bir varlık olarak vasıflandırıyor.”BÜ.s.226.

Takrir-i Sükün: Bkz Takrir-i Sükûn Kanunu “1923’ten sonraki Takrir-i Sükün kanununa da hiçbir itirazda bulunmalar”.SNK.S.264

Taksila Racası: Taksila, Pakistan’da bir sanayi merkezi. Eski Hindistan’ın önemli şehirlerinden biriydi. “Taksila racası da İskender’i memnun etmek için ona sarayındaki bilgelerden birini yollar.” BDE.s.29.

Talat Paşa: (1874-1921) Osmanlı sadrazamı ve İttihat ve Terakki Komitesi üyesi. “Talat Paşa , Gökalp bir memleketin dini ve iktisadı hayatı bilmeden hiçbirşey yapılamaz demiş.” SNK.s.382.

Talebe-i Ulum İsyanları: Medrese talebelerini İstanbul’da Sadrazam Mahmut Nedin Paşa’nın görevden alınması için 10-12 Mayıs 1876 tarihinde yaptıkları yürüyüş. “Belki Viyana bozgunu,belki Yeniçeri,Talebe-i Ulum isyanları belki Tanzimat, belki Cumhuriyet’in kuruluşu...” KA.s.354 .

Talleyrand: Charles Maurice De Talleyrant-Perigord (1754-1838) Fransız siyaset adamı. Talleyrand doğru söylüyor galiba:” dilin görevi hakikati gizlemektir.” BÜ.s.291.

Talmud kitapları: Yahudiliğin Tevrat sonrası döneme ait, Torah yada yazılı yasanın gerçek yorumu sayılan en önemli eseri. Talmut Musa yasasının yorumlanması ile ilgili geniş bir derlemedir. “Mişna kanunları ile ilgili şerhler aynı zamanda hem Filistin’de hem de Babil’de hazırlandı.” IDG.s.139.

Talmud: Bkz. Talmud kitabları. “Kendi dillerine hapsedilmiş olan bu kitaplar nihayet Talmud kadar önem taşırdı: sinagog kürsülerinde titizce muhafaza edilen bir Tora.Bu garip kitaba umulmadık bir şans kazandıran:Septant tercümesi.” IDG.s.88.

Talut: Kur’an’da adı geçen beni İsrail kralı. Kitab-ı Mukaddes’teki adı Samuel’dir. Musa Peygamberden sonra İsrail oğullarının başına Talut geçmiştir. Talut, Davut, Delf şehri, Endor mağarası, her akşam altın makasla kesilen mukaddes mum... Ölülerin arasında Nemrut’u görüyorum.” UU.s.343.

Tamara: Yahudi tarihi metinlerine göre Davud’uun üvey kızı. “Üvey kız kardeşi Tamara’nın ırzına geçer” IDG.s:95.

Tamu: Cehennem. “Kır zincirlerini arşa yüksel. Eğrilik insanı Tamu’ya sürükler.” BDE.s.326.

Tamul Edebiyatı: Sanskritçe’den sonra Hint kültürünün en önemli anlatımlarının yer aldığı Tamulca ile yazılmış edebi metinler. “Mersiye yalnız Tamul edebiyatında karşımıza çıkar.” BDE.s.285.

Tamul:Bkz. Tamulca Hint yarımadasının güney yarısında yaygın olan Dravitçe’nin dört büyük lehçesi var: Tamul, Malayalam, Kannada, Telugu.” BDE.s.95.

Tamulca: Tamulca veya Tamilce. Dravid dillerinin en önemlilerinden biri olan Tamulca Tamil Nadu eyâletinin resmi dilidir ve Sri Lanka’da Tamil azınlığı tarafından kullanılır. Hindistan dışında Birmanaya, Malezya ve Singapur’da üç remi dilden biridir. Ayrıca, Hint Okyanusu adalarında, Endonozya’da ve Vietnam’da da kullanılmaktadır. “Yirmi milyon insan konuşur Tamulca’yı, edebiyatı aşağı yukarı yirmi asrı kucaklar.” BDE.s.284.

Tank Binbaşısı Demir: Aclan Sayılgan’ın 1977 yılında yayımladığı “Deprem isimli belgesel romanının kahramanı. “Ve birden tank binbaşısı Demir, gençlerin omzunda kalabalığı selamlıyor.” KA.s. 353.

Tanpınar: Ahmet Hamdi Tanpınar 1901-1962, İstanbul. Cumhuriyet dömemi şair, hikaye, deneme, roman yazarı ve edebiyat araştırmacısı. “Büyük ölüyü ebedî istirahatgâhına teşyi eden bir ses duyduk: Tanpınar’ın sesi.” BÜ.s.122.

Tanrının Belgesi İçinizdedir: "Gandhi'nin batıdaki kaynaklarını da merak etmiyoruz. Ne Tolstoy'u -Tanrının Belgesi İçinizdedir-, ne Ruskin'i -Sonuncuyu da Kendin Gibi- ne Thoreau'yu -Medeni İtaatsizlik- okuyan var."Kİ .s.339.

Tantal: Lydia Kralı Tantalos’tur. Tanrı Zeus’un oğludur. Pluton’dan doğmuştur. Efsanede dal budak salmış lanetli bir soyun atası olarak kabul edilir. Ölüler ülkesinde çektiği ceza ile ünlüdür. Tantolos, Sipylos dağında bir krallık kurmuş güçlü ve zengin bir kişi. Suçu konusunda rivayetler çoktur: Başka bir din ve düzen adına baş kaldırdığı, tanrıların kendine teveccühünü kötüye kullanarak şımarıp ölçüyü kaçırdığı, fânilere tattırmak için ölmezler sofrasından nektar çaldığı gibi rivayetler vardır.Zeus, Tantal’a fena halde öfkelenip cehenneme yollamış. Zebaniler bir adaya götürüp orada bulunan bir ağaca sıİ.Sıkı bağlamışlar. Susuzluktan yanmaktadır, dudakları uzadıkça göl çekilir. Bağlandığı ağaç altın meyvelerle yüklüdür ama Tantal’ın elleri uzadıkça rüzgar ağacın dallarını bulutlara kadar uzatır. Bu işkence kıyamete kıyamete kadar sürecektir.Tantal kelimesi İngilizce’de “tantalize” olarak kullanılır ve boşuna ümit vermek, umutlandırıp vermemek anlamına gelir. Tantal İşkencesi deyimiyle de: elinin altındaki nimetlere erişemeyen veya arzuları tam gerçekleşmek üzere iken beklenmedik engeller yüzünden gerçekleşmeyenlerin durumu için kullanılır. “Arzudan tutuşan parmaklarınla dallara boşuna uzanma Tantal.” BÜ.s.275.

Tantralar: Şiva ile Şakti arasında konuşmalar şeklinde aktarılmışkutsal sayılan yazılar. “Tantralar 'la adeta bütünleşen şakti inancı Hint'in üç büyük dini olan brahminizmi ,cainizmi ve budizmi, değişik ölçüde de olsa, etkiler.” BDE.s.159.

Tantrizm: Bir yoga okulu. “Halk inançlarında Devi, Durga, Kali, Parvati, Uma, Padma, Kendi gibi binbir isimle anılan Ana Tanrıça'yı baştacı eder tantrizm.” BDE.s..161.

Tanyol: Cahit Tanyol (1914-....). Felsefe profesörü. Şair ve yazar. “Sosyalizm İslamiyet’in cennetidir. Tanyol’un görüsşü.” SNK.s.162.

Tanzimat: Osmanlı Devleti tarihinde Abdülmecit’in imzasını taşıyan Gülhane Hattı Hümayunu’nun 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmasıyla başlayan ve 1876 yılına kadar devam eden dönemin adı. “Filhakika, intelijansiyamızın şerefine şampanya şişeleri patlattığı bu sözde bâkire, Tanzimat’tan beri tanıdığımız “batılılaşma mitinin ta kendisi.” BÜ.s. 97.

Taranto:İtalya’da, Taranta körfezi kıyısında bir şehir. “Saint-Jerome’un tercüme hatasını Taranto ruhaniler meclisi kutsallaştırmış.” UU.s.338.

Taras Bulba: Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852)’in hikâye kitabının adı. Taras Bulba, savaşlarla geçen bir hayatın, iki oğlunu savaşta kaybeden bir babanın, bir Kazak komutanının Lehlerle olan kavgasının hikayesidir. “Bu hikâyelerin en güzeli: Taras Bulba, mensur bir destan.. ,”BDE.s.148.

Taraskonlu Tatarin: A. Daudet’nin 1872 yılında yazdığı romanı. Eserin Tarascon surları içinde ün kazanmış kahramanı cezair’e arslan avına gitmeyi düşler. Gittiği yerden aslan postundan çok hayal kırıklıklarıyla döner. Ama geriye kazandığı nam ve kendi çapında bir dünya kurmasını sağlayan “serap” kalacaktır. “Sonra, bu yaman silahşorlar -aslan avına çıkan Taraskonlu Tatarin gibi-Derviş Bey sanarak üç masum kaçakçıyı öldürüyorlar” KA.s.350.

Tarık Buğra: (1918-1994) Hikâye roman ve fıkra yazarı. Kıvrak ve inzibatı üslubunu her gün yeniden takdir etmek fırsatını bulduğumuz Tarık Buğra’ya, dostça.Jur.II.s.196.

Tarık: Bkz. Tarık Buğra. “Tarık’a bayılırım.” KA.s.372.

Tarih Üzerine Yazılar: Fransız tarihçi Fernand Braudel (1902-1985)’in 1969 yılında yayımladığı eseri. “‘Oluşan Dünya.’ Yazarı Fernand Braudel, College de France hocalarından, Modern Medeniyet Tarihi okutuyor; Ecole Pratique des Hautes Etudes’de de kurulduğu günden beri bölüm başkanı. Başlıca Eserleri: II.Flip Devrinde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Maddî Medeniyet ve kapitalizm Sonra çeşitli makalelerini bir araya getiren Tarih Üzerine Yazılar.” UU.s.93.

Tarih-i Cevdet: Ahmet Cevdet Paşa’nın 1853'te de otuz yılda ikmal ettiği 12 ciltlik meşhur eseri. "Tarih-i Cevdet" isimli tarih eseri.Medresenin bu son büyük temsilcisi, Tarih-i Cevdet’in ifade selasetini Encümen-i Dâniş’in telkinlerine bağlıyacak kadar mahviyetkârdır.” UU.s.316.

Tarih-i Ebül Faruk: Asıl adı Mehmet Murat olan Türk taritçi ve siyaset adamı Mizancı Murat (1854-1917)’ın 12 cilt olarak tasarladığı ancak 7 cilt olarak 1912 yılında yayımlanabilen eserinin adı. “Tarih-i Ebul Faruk da mevcut olan intikadi ve tevzizkâr fikirlerin mühi bir kısmı, mehazının müellif olan Hammer’indir ve Murat Bey kendine mal etmemiştir... Kİ.s.105.

Tarih-i Edebiyat-ı Arabiye: bkz. Arap Edebiyatı tarihi. Cezmi Ertuğrul’un Dil ve Edebiyatı İle Fehmi Efendi’nin Tarih-i Edebiyat-ı Arabiye’si aynı yılda yayımlanmış.” Kİ.s.281.

Tarih-i Tedenniyât-ı Osmaniye: Gazeteci Celâl Nurî İleri’nin 1915 yılında yazdığı eserin adı. Osmanlı’nın Gerileme ( aşağılanma) Tarihi anlamına gelir. “İkinci Meşrûtiyet’in bir başka Le Bon peresti’de Celâl Nuri. Tarih-i Tedenniyat-ı Osmaniye yazarına göre: “Bizim ahvalimiz, husüsiyle Meşrutiyet’ten sonra cerayan eden vak’alar nazar-ı dikkate alınırsa, G. Le Bon pek ziyade hak kazanır.” BÜ.s.161.

Tarihte Usûl: Zeki Velidî Togan (1890-1970)’ın 1950 yılında yazdığı eserinin adı. “Z.V. Togan’ın ‘Tarihte Usul’ adlı nefis araştırİ.Sında M. Şemseddin ismine rastlayamadık.” Kİ.s.90.

Tarik-ül Necat: Kurtuluş Yolu anlamında ama Ebuzziya’nın ifâdesine göre, Ali Suavi’nın kendisine itibar sağlamak için Arapça müellif ve eser isimleri uydurur ve bunlardan tercüme yaparak yazılarına alıntılar yaparmış. Ebuzziya, Tarik-ül Necat isminin de böyle bir eser ismi olduğunu söylüyor. “Abdürrafi Kendi Tarik-ül Necat’ ın da dedi ki...diye uydurduğu ibareyi tercüme eder gibi yazmaktı.” Mağ.s.150.

Tarpea: Bkz. Tarpeya. “Bilirsin ki Kapitol ile Terpea yanyanadır.”Jun.II.s.158.

Tarpeya: Tarpala kayası. Adını Tarpeia’dan olan, Capitolium’un güneybatı ucu. İ.S. I. asıra kadar ölüme mahkum edilen kişiler buradan aşağı atılırdı. “Her medeniyet uçuruma açılan bir kapı:Tarpeya’sı olan Kapitol.” UU.s.112.

Tarzan: 1914’te E.R. Burroughs’un yazdığı ve 1929 yılında Harold Foster tarafından çizgi romana uyarlanan kahraman. “Leopar derisinden donu ile yenilmez Tarzan silindir sapkasi ile kursun islemez “mandrake”bu garip mitolojinin baslica kahramanlari .” Kİ.s.322.

Tasannü: Divan Edebiyatı’nda şairin bilgisinigöstermek, başkalarından farklı görünmek birbiriyle kafiyeli kelimeler bulabilmek gibi sebeplerle sürüklendiği samimiyetten uzak, yapmacıklı zorlama anlatım yolu. "Tasannü (manierizm) tohumları belagatin içindedir".” Kİ.s.65.

Tasso: Tarquato Tasso (1544-1595). İtalyan şair ve yazar. “Ne Dante rahipti, ne Aristo, ne Tasso. Rafaello, Michel Angelo, Leonardo da Vinci laiktiler.” SSSS.s.93.

Taşer: Bkz Dündar Taşer. “Sesimi Taşer’in sesiyle gürleştirerek haykırıyorum: Tarihte tek mucize vardır: Osmanlı mucizesi.” Mağ.s.260.

Tat Fizyolojisi: “1825, garip bir kitabın doğuşuna şahit olur: Tat Fizyolojisi.” KA.s.433.

Tat Tvamasi: Tanrı nedir? Diye soruyorsun. Tanrı sensin: Tat Tvamasi BDE.s. 120 Tatar medeniyeti: “İntelijansya Türk-İslam medeniyeti yoktur. Hun medeniyeti, Tatar medeniyeti vardır, ecdadımızdır diyor ve Osmanlı’yı tarihten kazımak istiyor.” SNK.s.293.

Tatar: Kazan Türkleri de denir. Kazan Cumhuriyetini kuran ve çoğu Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nde yaşayan Türkler. “Skobolev ve Kaufman’ın Tatar ülkesindeki fetihlerinden sonra Rus istilâsı İç Asya’da da dizginlenmiş oluyordu.” BFH.s.76.

Tatarca: Kuzey-Batı Türkçesi dahilinde bir Türk şivesi. “Tatarcadan, Kıpçakçadan, Çağataaycadan ölü kelimeler devşirildi.” Jur.I.s.72.

Tataristan: Bakenti Kazan resmi Türkçe olan, Rusya federasyonunda özerk cumhuriyet. Eskiden Türkistan içinde bu isim kullanılmakla birlikte Avrupalılar, XIV.asırda Küçük Asya tabiri yerine de Tataristan kelimesini kullanırlardı. “Peru’nun, Tataristan’ın , Arabistan’ın siyasi ve ahlaki hayatına gelir.” Kİ.s.75.

Tavernier: Jean-Baptiste Tavernier (1605-1689) Fransız tacir, seyyah ve seyahatname yazarı. “Sylvestre de Sacy ile münasebet kurdu. Marco Polo’nun, Tavernier’nin, Chardi’nin seyahatnamelerini okudu.” KA.s.33.

Tayf: Hayalet, ruh, görüldüğü zannedilen hayali varlık. “Hem Marseyyez, hem Eşil... Tayf da orda melek de... Elektr’in kapısında Capanee beklemekte. Ve Lodi köprüsünde Bonapart ayaktadır.” UU.s.344.

Teb: Yukarı Mısırda Nil kıyısında bir şehir. “Mısır’ın gökleri altında Menfis ve Teb’de, büyük ehramın önünde, kutsal İsis’in ve kadimler kadimi Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı ve haşmeti içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı. IDG. s.150 Tecrübî Roman: (Le Roman Experimental). Natüralizmin kurucusu Fransız Romancı Emile Zola (1840-1902)’nın 1880 yılında kaleme aldığı Natüralizmin bildirisi niteliğindeki yazısı. “Önce ‘Edebiyat belgeleri’ni, ‘ tecrübî roman’ını, ‘natüralist romancılar’ını okudum sonra Rougon Macguart’lari KA.s.314.

Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası: 1868'de ilkokullara (sübyan okullarına) öğretmen yetiştirmek üzere, İstanbul'da kurulan "Darülmuallimin-i İptidaiye"okulunun II.

Meşrutiyetten sonraki müdürü olarak Sati Bey tarafından Bakanlık adına çıkarılan dergi. Muallim cevdet: ‘Tedrisat-i Iptidaiye’ mecmuasinda Velidi’nin goruslerini tenkit etmis.Cevdet Beyin itirazla karsiladigi dusunceler sunlarmis. ‘Teokratizm, Turkler için başbelası olan bir zihniyettir.’ Teokratizm, İslam camiasinin oz sifati degildir.” IDG.s.232.

Tefekkür Sînâ’sı: Sînâ, Arap Yarımadası’nın Mısır ile birleştiği yerde bir üçgen teşkil eden yarımadanın adı. Başka bir tarifle Sînâ çölü. Tur-ı Sînâ’da buradadır. Hz. Musa’nın burada Allah ile konuşması hadisesine atıfta bulunarak, tefekkür kutsal Sînâ’da yapılan konuşmaya benzetilmiş “Mâbetler her çağda ziyaretsiz kalmış. Tefekkür Sina’sı metruk bir manastır.” BÜ.s. 270.

Tefsir: Örtülü, kapalı olan şeyi ortaya çıkarmak, açmak, beyân etmek, beşerî kudret dâhilinde, Kur'ân-ı kerîm âyetlerindeki murâd-ı ilâhîyi (Allahü teâlânın murâdını) anlamak.Arapça gramer kaidelerinden, dini kaynaklardan, ilmi görüş ve kuramlardan faydalanarak yapılan Kur’an yorumu. Tefsir,Hadis,Fıkıh vs İslam hayatın bütününü kucaklıyor,düşünceye ihtiyaç bırakmıyordu.Jur.II.s.209

Tehlikeli Alakalar: Fransız hikaye, roman ve deneme yazarı Pierre Choderlos de Laclos (1741-1803)’un 1782 yılında yazdığı eserinin ad. “Mesela Rousseau’nun Yeni Heloise (1761), Diderot’nun Rahibe’si (1760), Laclos’nun Tehlikeli Alakalar’ı (1782).” KA.s.237.

Teilhard de Chardin: (1881-1955) Fransız filozof yazar ve papaz. “Filozof papaz, Teilhard de Chardin’in (1881-1955) Avrupalıya tavsiyesi: Hristiyanlığa dönüş; daha geniş, daha şuurlu, daha limî bir Hristiyanlığa.” UU.s.105.

Tek Parti Devri: Cumhuriyetin kuruluşundan 1946 yılına kadar deam eden süre. “Sonra, zaman zaman çığlıklar duyulur, tek parti devrinin kesif ve kasvetli havasını dağıtmaya çalışan çığlıklar.” BÜ.s.101

Tekvin: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümündeki Torah’ın ilk kitabısır. Eserde İnsanlığın yaradılışı, Adem ile Havva’nın Cennetten uzaklaştırılışı, İbrahim a.s’ın peygamber oluşu, İbranilerin Mısır’dan çıkışları anlatılmaktadır. “Kitabların başlıcaları şunlardır: Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )” IDG.94

Telemak: Fenelon’un veliahtı devlet idaresine alıştırmak için kaleme aldığı romanı. “Hüsrevnâme siyasî, ahlâkî ve askerî bir hikâye, bir parça Telemak gibi.” KA.s.153.

Telemaque: Bkz. Telemak. “Genç eleştirmen bu incileri Cevdet Kudret’ten derlemiştir. O da, Cevdet Kudret de ne Tercüme-i Telemak’ı okumuşlardı, ne Telemaque’ı.” KA.s.332.

Telugu Edebiyatı: Telugu diliyle XI asırda özgün şekilde şekillenmeye başlayan edebiyat cereyanı. “İlk yazıt 633 tarihli. Telugu edebiyatının Sanskritçedeki adı Andra Edebiyatı.” BDE.s.296.

Telugu: Dravid dili. Andhra Pradeş eyaletinde yaklaşık 70 milyon kişi tarafından konuşulan dil. Hint yarımadasının güney yarısında yaygın olan Dravitçe’nin dört büyük lehçesi var: Tamul, Malayalam, Kannada, Telugu.” BDE.s.95.

Teluguce: Telugu dili. Bkz. Telugu. “Teluguce, kelime hazinesi bakımından ,Tamulca’ya en uzak, Hint-Arya dillerine en yakın olan Dravit lehçesi.” BDE.s.296.

Temerküz Kampları: Toplama kampları. “Temerküz kamplarından çok daha insanca bir çözüm yolu.” BDE.s.25.

Temp Modernes: Bkz. Temps Modernes Dergisi. “Aron’un ilk eseri “Alman Sosyolojisi”1933. Sartre’la 1946’da Temp Modernes’i kurar.” SNK.s.103.

Temps Modernes Dergisi: Jean Paul Sartre (1905-1980) ile Aron’un 1946 yılında kurduğu derginin adı. “Varoluşçuluğun kurucusu olan çagdas Fransız filozofu. 1905­1980 Aron, Sartre ile Camus’nün eski bir arkadaşı. Temps Modernes dergisinin yazı ailesinden.” Mağ.s.59.

Temsili Hükümet: Stuart Mill’in 1899 yılında yazdığı eseri. “Diğer eserleri de şunlar: ‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsili Hükümet’, ‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’ (1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.

Tenbih: Arap seyyah ve tarihçi Ebul Ali bin Hüseyin El Mesudî (öl.956)’nin 930’lardan sonra kelema aldığı Kitab- üt-tenbih ve’l işrâf adlı eseri. "Eski arap yazarları, İslam tarihçileri, Mesudi, Tortuşi (Sıraç ül Mülük), Mesudi (Tenbih) İbn Haldun'un tabiriyle avı kovalamış, fakat tutamamışlardır.”SNK.s.176.

Tenkidin Gelişmesi: Çağımıza has bir özelliktir bu. İlk konferans dizisinin başğı da Tenkidin Gelişmesi'dir. Kİ.s. 419.

Tennyson: Alfred Tennyson (1809-1892). İngiliz yazarı. "Filhakika, ‘Doğu Kütüphanesi’, Hugo’dan Nerval’e, Tennyson’dan Lamennais’ye kadar bir çok batı yazarlarının başvurduğu bir anakitaptır." IDG.s.83.

Tensiye: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün Torah kısmındaki kitaplarından birisi. “ Kitabların başlıcaları şunlardır: Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu, Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )’’ IDG.s.94. Tentation: Şuça eğilim, suça meyil anlamında Fransızca bir hukuk terimi. “Brüda’nın eşeği, böyle bir ‘paperasse’ mahşeri içinde çeşitli ‘tentation’ların itip kaktığı bilgi avcısından daha az bedbahttır.” UU.s.206.

Teodosyus. Roma İmparatorluğunda, Vali Antiokhos’un teşvikiyle II. Theodosius’un 435-438 yıllarında hazırladığı kanun. Theodosius’un kanunları batı Roma yıkılıncaya kadar etkisini sürdürmüştür. “Bu son moda mitolojinin yerli rahipleri bana hap Voltaira’nin bir tarifini hatırlatır:” Avukat Paris’in örf ve adâbını öğrenmek için yıllarca Teodosyus ve Justinianus kanunlarını ezberleyen, sonra efendim, kaydını yaptırarak ücretini mukabilinde müdafaaya çıkmak hakkını kazanan bir kimse, sesi münasipse tabiî.” BÜ.s.184.

Teokrasi: Siyasî iktidarın Tanrıdan kaynaklandığı, bu iktidarın Tantının yeryüzündeki temsilcisi tarafından kullanıldığı inancına dayanan siyasî sistem. “Abdülhamit idarede teokrasinin dış şekillerini muhafaza etmeye çalışır.” BFH 136

Teokratizm: Teokratlık. Bkz. Teokrasi. “Cevdet Beyin itirazla karşıladığı düşünceler şunlarmış. “Teokratizm, Türkler icin basbelasi olan bir zihniyettir.” “Teokratizm, İslam camiasinin öz sıfatı değildir.” IDG.s.232.

Teoloji: İlahiyat, tanrı bilimi. “Yeni teolojinin üç eknumu -Le Bon ve Demolins gibi yamaklarıyla birlikte -ikinci meşrutiyet’in en itibarlı kâhinleri-.” BÜ.s.183.

Teophile Gautier: (1811-1872). Fransız şairi ve münekkidi. "Marcel Proust, çocukken okuduğu kitapların başında Teophile Gautier'nin ‘Capitaine Fracasse’ını hatırlıyor.” Kİ.s.307.

Tepedelenli Âlî Paşa: (1744-1822). Osmanlı veziri. Bonapart'ın karşısına çıkabilecek tek dâhiyi Doğu yetiştirdi: Tepedelenli Ali Paşa.” KA.s.37.

Terakki Makalesi: Namık Kemal’in İbret Gazetesi’nde Hicri 12 Teşrinievvel1288 tarihinde yayımladığı makalenin adı. “Ve ülkesinin insanlarını bir çalışma seferberliğine çağırır Namık Kemâl (Bkz. Terakki Makalesi, 12 teşrinievvel 1288, ibret) Mağ.s.194.

Tercüman’ın İnci’si: 1955 yılında yayımlanmaya başlayan ve günümüze kadar çeşitli inkıtalarla devam eden Tercüman gazetesinin 1970’li yıllardaki eki. M. Nazım Tercüman’ın İnci’sinde (6 Ekim 1970) fakiri hakketmediği iltifatlara gark etti.Jur.II.s.173.

Tercüman-ı Hakikat: 1878 senelerinde, Ahmed Midhat Efendi’nin çıkardığı gazete. Gazete, Ahmed Mithad Efendinin başarılı kalemi, devleti tenkid etmeyen memleket yanlısı tutumu, ciddi haberciliğiyle bu devrin en uzun ömürlü ve itibarlı gazetesi oldu. “Naci’ye Tercüma-nı Hakîkatin kısmı edebisini tevdi eden Efendi,şairin inkar edilmez kabiliyetlerini herkesten çok takdir ediyordu.” Mağ.s.236.

Tercüman-ı Şark Gazetesi: 1878 senelerinde arasında, Şemseddin Sami’nin başyazarlığını yaptığı ve Mihran Efendinin yayınladığı kısa süreli gazete. Tercüman-ı Şark gazetesi Ali Suavi’nin Londra ve Paris’te anarşistlere elebaşılık ettiğini yazar.” SNK.s.310.

Tercüme Odası: 1821’de İstanbul’da kurulan tercüme birimi. “Başhoca İshak Efendi’nin yardımıyla Tercüme Odasına girer.” Kİ.s.269.

Tercüme-i Telemak: Yusuf Kâmil Paşa’nın Telemak Tercümesi. Bkz. Telemak. “Genç eleştirmen bu incileri Cevdet Kudret’ten derlemiştir. O da, Cevdet Kudret de ne Tercüme-i Telemak’ı okumuşlardı, ne Telemaque’ı.” KA.s.331.

Tereddi: Menfi gelişme gösterme. Soysuzlaşma yozlaşmak. “Onları ararkan Nordau çıktı karşıma, Nordau, Haeckel, Büchner ve bütün mistisizmlerin birer şarlatanlık, birer tereddi olduğunu haykırdılar.” Jur.I.s.397.

Terörizm:Fertlerin ya da azınlıkların şiddete dayanan ve kişilere mallara ya da kurallara yönelik siyasî eylemi; bu şiddet eylemlerinin tamamı. “Terörizm, bir metot veya metodun dayandığı teori.”BFH.s.20.

Tertulian: 155-222’e deoğru. Natı kilisesinin kurucularından ve Hristiyan yazarların ilki. "O zamana kadar (İrenaeus ve Tertullian'a göre)hem Lyon hem Kartaca kutsal kitap olarak İncilleri, Paul'un Mektuplarını ve daha bazı mektupları okuyorlardı."IDG.s.124.

Teşrî- magister: Kanun yapma gücü, kanun koyma selahiyeti. “Emr (teşrî- magister) Kur’an’ındır. Fıkıh (kazaî- magister) bütün müminlerindir.”BÜ.s. 171.

Tevetoğlu: Fethi Devetoğlu (1916-1989). Türk şiyaset adamı ve yazar. “Bugün ideolojik renkleri ne olursa olsun eski tecrübeleri verimli hale getirmemizi sağlayacak kitaplar var.Tevetoğlu, Cerrahoğlu veya Mete Tuncay’ın kitapları”.SNK.s.268.

Tevrat: Hz. Musa’ya inan Musevîlerin Kutsî kitabı.“Sağ, kibar ve imtiyazlı; Rabbin sevgili kulları sağında yer oturacaktır, diyor Tevrat.” BÜ.s.78.

Tevrat’ın Serseri Yahudi’si: Bkz. Kitab-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi. Marx, “Tevrat’ın serseri Yahudi’si gibi ömür boyu bir ülkeden öbürüne kovulmuştur.” SNK.s.144

Tezel: Adalet Ağaoğlu (1929-....)’nun 1979 yılında yazdığı romanı Düğün Gecesi’nin ana şahıslarından biri. “Tezel’i çok seviyorum.” KA.s.363.

Th.Morus: Bkz.Thomas More: Ütopya 1516 Th.Morus U-Topia:zamanın ve mekanın dışında olan, hiçbir yerde olmayan.” SNK.s.209.

Thackeray: William Makepeace Thackeray (1811-1863). İngiliz yazarı. “Thackerey’i Arnold’u, Thompson’u ise, Hint şiirinden çok Binbir Gece Masalları büyüler.” BDE.s.44.

Thames: İngiltere’de 338 Km uzunluğunda bir ırmak. “Ne varki genç şair ne sınıf çatışmalarının farkındadır, ne de Thames’ten yükselen kokuların.” Mağ.s.191.

The Hero in History: Sidney Hook’un 1950 yılında yazdığı eserinin adı. “Üstadın en dikkate layık eserlerinden biri, “The Hero in History” (Tarihte Kahraman).” Kİ.s.353. Theodora: (VI.asrın başları-548). 527-548 arası Bizans İçparatoriçesi. “V. Haris, Jüstinyen tarafından genel filark nasbedilmiş, monofizist temayüllü bir Hristiyan olduğundan Theodora’nın iltifatına nail olmuş.” Kİ.S.148.

Theokritos: (MÖ.300-MÖ.250 civarı). Yunanlı şair. “Thaokritos’un Vergilious’un, Raca’nin klasik cercevesi, ama ne buyuk ilham farki!” BDE.s.203.

Theragatha: Bkz. Rahip Neşideleri. “Beşinci tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham alan şiirin en güzel örneklerini "Rahip Neşideleri" (Theragatha) ile "Rahibe neşideleri"ni (Theragatha) buluyoruz.” BDE.s.170.

Theragatha: Pali Edebiyatında miladın hemen öncesinde veya başlarında yazıldığı sanılan “Dustur”un ikinci bölümünde yer alan dini manzum metinlerden biri. “Beşinci tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham alan şiirin en güzel örneklerini "Rahip neşideleri" (Theragatha) ile "Rahibe Neşideleri"ni                               (Theragatha) buluyoruz.”

BDE.s.170.

Therive: Roger Puthoste Andre Therive (1891-1967). Fransız yazar ve Temps gazatesi edebiyat tebkitçisi. “Therive yalnız kendi ülkesini değil, bizim dertlerimizide ne güzel sergilemiş:Bir zamanlar bir kamuoyu,bir toplum,bir edebiyat dünyası vardı.Bugün beş altı tane.Hepsininde burnu Kaf dağında.” Mağ.s.245.

Thermidor: Fransız ihtilâli döneminde Cumhuriyet takviminin 11. ayına verilen isimdir ki 19 ya da 20 Temmuzdan 19 ya da 20 Ağustosa kadar olan süreyi kapsar.

“Thermidor’dan sonra burjuvazi “Il me faut une epee” (bana bir kılıç lazım) der’’ SNK. s.235.

Thibaudet: Albert Thibaudet (11874-1936). Fransız edebiyat eleştirmeni ve yazar. “Roman okuyucusu, tesadüfen, bir vaya birkaç roman karıştıran bir insan değildir.’ Thibaudet’ye göra romandaki dünyanın gerçek olduğuna inanmış bir roman tiryakisidir.” KA.s.144.

Thierry: Augustin Thierry (1795-1856). Fransız tarihçisi Saint-Simon (1760-1825)’ın sekreterliğini yaptı. Modern tarihin kurucularından biri olarak kabul edilir. “Thierry, için demekratik cumhuriyetlerin sonu ahlâkî bir alçalıştır.” BÜ.s.169.

Thiers etat: Fransa’da Ancien Regime döneminde din adamları ve soylular sınıfına mensup olmayan ve tarattığın üçüncü sınıfını oluşturan kişilerin tamamı. Thiers etat önce mücadelesinini dine karşı verir, sonra 18. yüzyılda kilise ile taht beraber zedelenir.” SNK.s.145.

Thiers: Adolphe Thiers (1797-1877). Fransız siyaset adamı, gazeteci ve tarihçi. “Fransız demiryolları, devlete ve başvekil Thiers’e rağmen, onların eseri.” SSSS.s.107.

Thomas Moore: Thomas Moore (1779-1817). 1817 yılında yazdığı ve kendisini meşhur eden “Lalla-Rookh” eseriyle meruf İskoçyalı Şair. “İskoçyalı Thomas Moore (1779-1817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret kazanan bir poem yazar: “Lalla-Rookh”.” BDE.s.44.

Thomas More: Thomas More ya da Morus (1478-1535). 1516 yılında yazdığı Ütopya isimli eseriyle tanıan,1535 yılında, ömrünün son senesinde aziz sınıfına kabul edilen İngiliz şovalyesi. "Don-Quichotte bir rüyâyı yaşar. Thomas More bu rüyâyı yaratır.” SNK.s.75.

Thomas Morus: Bkz.Thomas More. "O da saray adamı, elçi veya dostu Thomas Morus gibi nazır olabilirdi."IDG.s.159.

Thompson: Françis Thompson (1859-1907). İngiliz şair ve yazarı “Thackerey’i Arnold’u, Thompson’u ise, Hint şiirinden çok Binbir Gece Masalları büyüler.” BDE.s.44.

Thoreau: Henry David Thoreau (1817-1862).Amerikalı anarşist, şair ve yazar. “Şiarları: Pasif direnme. Ferdiyetçi ve barışçı anarşizm, hükümet müdahalesini kabul etmeyen ve bu prensibi sonuna kadar götüren tek anarşizmdir. En tanınmış temsilcisi: Thoreau.” Mağ.s.171.

Thukudides: ( MÖ.460’e doğru-395’e doğru). Yunanlı tarihçi.”Paşa eski Yunan ve latin kaynaklarına dayanarak ilkçağ kavimleri arasında Türklerin çok geniş bir yeri olduğunu iddia eder, söylediklerine delil olarak da Heredot, Strabon Thukudides v.b. gibi klasik tarihçilerin eserlerini gösterir."K.İ s.326.

Tıbbiye: Hekim yetiştiren Yüksek okul. Tıp fakültesi. 1821 Tercüme Odası,1831 Tıbbiye, Elçilikler, Misyoner Mektepleri ile ulemânın karşısına yepyeni bir zümre çıkar: intelijansya.” SNK.s.283.

Tıfl-ı Ebcedhan: Ebced okuyan cocuk anlamına gelip, çok acemi, daha başlangıçta manasında kullanılan bir terkiptir. “Ve Kelam-ı Kadim her müminin hafızasında veya elindeydi.Avrupa’nın en güzide alimleri,Osmanlının arif-i ümmi’leri yanında birer tıfl-ı ebcedhandır.”Kİ.s.384.

Tılsımlı Deri: Peau de Chagrin. Fransız romancı Balzac’ın 1830 yılında yazdığı romanı. “Balzac’ın “Tılsımlı Derisi” şahane bir kitap.”Jur.II.s105.

Tırpan: Fakir Baykurt (1929-1999)’un 1970 yılında yayımladığı romanı. Fakir Baykurt Tırpan’ın başında şöyle der:” KA.s.342.

Tibet: Şizang. Çin’deki beş özerk bölgeden biri. “Çin’in, Japonya’nın, Tibet’in, Siyam’ın , Birmanya’nın, Seylan’ın manevi vatanı: Hint.” BDE.s.21.

Tibül: Albius Tibullus (MÖ50-MÖ.19-18). Latin şairi. "Sonra yamaçlarda sohbet edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens, Fenelon. Az ötede, bir başka kafilenin şeyhi Horas ve maiyeti : Pope'lar.Boileau'lar, Montaigne'ler".” Kİ.s.51

Tih Sahrası: Sina yarımadasının ortasında, doğuda Akabe Körfezi, ve Vadi Araba çukuru, batıda Şuveyş körfezi arasında yer aolan taşlık ve kumluk çöl. Hz.Musa’nın liderliğinde Mısır’dan ayrılan Musevîlerin burada yıllarca dolaşğı varsayılarak Arap cğgrafyacıları tarafından “Sahra-yıBen-i İsrail” adı kullanılır. “Fısıldayan Dodon, Teb, Raphidim, kutsalkaya, Arz-ı mev’üt, Musa’nın kollarını semaya kaldıran Harun’la Hur, cenkler ve Tih Sahrası, Amos’un kasırgayla çalkalanan arabası.” UU.s.342.

Tikkana: 13 aırda yaşamış. Hintli mütercim. Sanskritçe’den Telugu diline tercümeler yapmıştır. “Mahabharata tercümesini tamamlamak, 13. yüzyılın ortalarında yaşayan ,Tikkana’ya nasip olmuş.” BDE.s.297.

Tilcik: Kelime karşılığı uydurulan bir kelime. “Ve o eciş bücüş “tilciklerle” edebî güzeli yaratmak için çırpınıyordu.” BÜ.s.153.

Timur: (1336-1405). Timur Devleti’nin Kurucusu ve 1370-1405 yılları arası Devletin ilk Hakanı. "Timur'un büyük iltifatlarına mazhar olur, ama bilir ki ‘Kub-u sultan, ateş-i suzan’dır .” SNK.s.68.

Tintagel: Büyük Biritanya’da Cornwall’ın kuzey batı kıyısında bir yer “Sevalıların naaşlarını Tintagel’e götürdü gemisiyle.” KA.s.166.

Tipitaka:Tripitaka.Pali dilinde üç sepet anlamına gelen ve Budhacı hinayana kanonunun tümünü adlandıran Sanskritçe kelime. “Palice yazılan en eski,en değerli esrer,budizmin "Düstur"u kabul edilen"Tipitaka" ya da Üç Sepet.” BDE.s.170.

Tiran: Eski Yunan’da zora başvurarak ele geçirdiği iktidarı mutlak bir biçimde kullanan kişi. Eski Yunan ve Roma’da kanun dışı yollardan iktidara geçenlerin adı: “Tiran”dı.” Kİ.s.385.

Tirikkural: Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatının önemli manzum eserlerinden biri. Eserin konusu: Fazilet, para, aşk. Eserin yazarı ise Tiruvalluar’dır. “Tirikkural’ı yazanın annesi parya imiş, Şiva karışmı işe Akademinin dağılışıunı bu anlayışsızlığa bağlayanlar bile var.” BDE.s.287.

Tirimetrik: Düzenleyici. "Abdülhamid’in ayırıcı vasfı tirimetrik (düzenleyici) olmaktır, kombinezonlara bayılır, kesin çözümlemelerden hoşlanmaz." BFH.s.128.

Tirso de Molina: (1583-1648). Entrika üzerine kurulu komedileri ve romansı dramları ile bilinen İspanyol oyun yazarı. "Lope de Vega, Gongora, Quevedo, Tirso de Molina, Calderon.. onyedinci yüzyılın birinci yarısına pırıltı saçarlar".” Kİ.s.67.

Tirtankara:Irmak geçidini geçen kişi anlamında Sanskritçe bir kelime olup Caynacılıkta yeniden doğuşlar okyonusunu aşmayı başaran ve başka insanlara yol gösteren kişilere denir. “Konuların çoğu Hint geleneğinden alınma Tirtankaralar'ı öven mersiyeler, şükran neşideleri...” BDE.s.167.

Tirukkural: Tamular tarafından evrensel Veda olarak kabul edilen 1330 beyit ve üç bölümden oluşan eserin adı. “On sekiz büyük vecize kitabı var, en önemlilerinden biri “Tirukkural”.”BDE.s.287.

Tiruttakkadevar: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum romanlarından biri olan Civakaçintamani’nin yazarı. “Beşinci Romanın adı: “Civakaçintamani”. Yazarı: Tiruttakkadevar.” BDE.s.290.

Tiruvalluar: Tamul şairi. Hayatı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatının önemli manzum eserlerinden biri olan Tirikkural’ın yazarıdır.

“Dokumacı Tiruvalluar’ın dilden dile dolaşan eserinden birkaç örnek verelim.” BDE.s.287.

Tiruvaşaga: VIII-IX asırlarda yaşamış, Tamul edebiyatının en önemli şivacı şairi Manikavaşaga’nın VIII asırda yazdığı eseri. “Manikavaşaga 8. yüzyılda yaşamış, ötekilerden dahaolgun, daha derli toplu.Şaheseri “Tiruvaşaga”.İngilizcede Almancada birçok tercümeleri var bu kitabın.” BDE.s.291.

Titan: Yunan mitolojisinde Olimposlulardan önceki tanrılar. Uranos ve Gaia’dan doğan Titanlar altısı erkek ve altısı kadın on iki tanrıdan oluşmaktadır. “Sonsuz karanlıkların bağrına hangi Titan çizmişti bu tabloyu?” UU.s.345.

Tite Live: Titus Liveus. (MÖ59-İ.S.17) Romalı terihçi. “Daha sonra Tite Live yeni bir uslup kazandırır tarihe, dürüst ve hayale yer vermeyen bir romanlı uslubu.” KA.s.391. Tite-Live Üzerinde Discorsi: Discorsi sopra la prima deca di Tito Livio ( Titus Livius’un on iki yılı üzerine konuşmalar). Niccola Machiavelli (1469-1527)’nin 1519 yılında yazdığı eserinin adı.“Halk Caliban’dır henüz. Daha çok “Tite-Live üzerinde Discorsi”sinde cumhuriyetten yanadır.” SNK.s.192.

Tit-liv: Bkz. Tite-Live. "Lükres, Katül, Virjil, Horas. hepsi de büyük şair; Sezar, Tit- Liv ve Ciceron” KA.s.66.

Tiyatro Üzerine Mektup: Fransız Flozof ve sanatkarı Jean-Jacques Rousseau (1711- 1778)’nun 1758 yılında yazdığı eseri “Tiyatro üzerine mektup, tiyatroyu bir mekteb-i edeb değil, bir mektep-i feâhat olarak vasıflandırır.” BÜ.s.196.

To be or not to be: To be or not to be that is the question ( Olamak ya da olmamak işte bütün mesele bu) William Shakespeare (1564-1616)’nin kahramanlarından Hamlet’in monoloğunun ilk dizesi. "İnsanlığın "to be or not to be" si burdadır".” SNK.s.180.

Tobias Smollet: “Tobias Smollet (1721-1771), Roderick Random (1748), Peregrine Pickle’in Maceraları (1751) ve en değerlisi Humphry Clinker (1771) olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve satirik romanı geliştirmiş.” KA.s.220.

Tocqueville: Charles Alexis Henri Tocquevelle Clerel de (1805-1859).Fransız siyaset adamı ve tarihçi yazar. “1790’la 1848 arası: Burke’in Fransız İhtilali Üzerine Düşünceler’i, Fichte’nin Alman Milletine Nutuk’u Tocquevelle’in Amerika’da Demokrasi’si.” UU.s170.

Tokadızade Şekip: (1871-1932). Meşrutiyat dönemi şairi. “Tokadızade Şekip Fikret’in bu iltifatını yavanlaştırarak tekrar eder.” Kİ.S.235.

Tokugava: Minamotorlar’a dayanan J,apon soylu âile. 1603-1867 yılları arasında devam eden Şogun Hanedanlığının kurucusu olan âile. Hiç olmazsa Tokugava’lar döneminin başlarına kadar (on yedinci yüzyıl)Avrupa’dan bağımsız olarak gelişen bir edebiyat geleneği.” KA.s.401.

Toledo: İspanya’da bir kent. Cervantes, Toledo’nun Yahudi mahallelerinde dolaşırken bulmuş kitabını, kesekağıdı yapılmaktan kurtarmış.”KA.s.194.

Tolkappiyam:V. asırda yazılmış Tamul dilbilgisi kitabı. “Tamulca’nın en eski abidesi bir gramer: “Tolkappiyam”.” BDE.s.285.

Tolstoy, Turgeniev, Gonçarov'un Roman ve Hikayelerindeki Kadınlar: Rus Edebiyat tenkitçisi Dimitri Pisarev (1840-1868)’in 1861 yılında yazdığı eserinin adı."Ama vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev, Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları (1864), Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen proletarya (1865)”. Mağ.s.98.

Tolstoy: Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910). Rus ve Dünya edebiyatının en büyük romancılarından biri ve Savaş ve Barış, Anna karanina gibi tanıdığınız bir çok romanın yazarı. “Ama vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev, Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları (1864), Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen proletarya (1865)". Mağ.s.98.

Tom Amca’nın Kulübesi: Uncle Tom’s Cabin. Harriet Beecher-Stowe’un 1852 yılında yazdığı romanı. “Bu realist şahesere Bengal’in Tom Amca’nın Kulübesi adını verirler. Aynı yıl edebiyat göklerinde yeni bir yıldız pırıldar: Madusun Datta (1824- 1873).”BDE.s.274.

Tom Jones: The History of Tom Jones a Founding. İngiliz Komedi, fars ve parodi yazarı Henry Fielding (1707-1754)’ 1750’lı yıllarda yazdığı eserinin adı. Eserde, sokak serserilerinin serüveni anlatılmaktadır. “Homer’in Odise’sindeki kişiler ve olaylar da Fielding’in Tom Jones’unkindekiler kadar gerçek bir anlamda.” KA.s.134.

Tom Sawyer: Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat yazarı Mark Twain: (1835-1910)’in 1876 yılında yayımdığı romanının adı. “Hazine adasi”nin yayimlanmasindan bir yil sonra, dunyanin butun cocouklari icin bir dost oluveren bir kahraman yaratiyordu Mark Twain:”huckleberry finn” (1884),”Tom Sawyer (1876)nin arkadasi idi bu hazine adasinin kahramanida Alice de yazarlarina pek benzemez.” Kİ.s.319.

Tom: Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat yazarı Mark Twain (1835- 1910)’in 1876yılında yazdığı Tom Sawyer romanının kahramanı. “Tom ile Huck ise Mark Twain’in çocukluk hatıralarına bağlıdır.” Kİ.s.319.

Topal Seytan: Diable Boiteux. Fransız yazar Alain Rene Lasage (1668-1747)’nin 1707 yılında yazığı romanı. “Batı’nın ilk romanlarından biri ‘Topal Şeytan’” BÜ.s.119.

Toplum Sözleşmesi Üzerine:Saint-Simon (1760-1825)’ın 1822 yılında yayımladığı eserinin adı. “Kitap beklenmedik bir adla yayımlanıyor: ‘Topluım Sözleşmesi Üzerine’, yazan: Saint -Simon.” SSSS.s.83.

Toplum Sözleşmesi: J.J.Rousseeau’nun 1762 yılında yayımladığı ve devlet ve vatandaşların karşılıklı vazifeleri konusunda fikirlerini ortaya koyduğu eserinin adı. 1762’de çıkan iki kitap Fransa’da hiç yankı uyandırmaz.Bunlardan biri “Emile” öbürü ‘Toplum Sözleşmesi’dir.” SNK.s.148.

Toplumu Yeni Baştan Kurmak için Gereken Çalışmalarının Prospektüsü: Fransız Flozofu, Saint-Simon’un öğrencisi ve sekreteri ve Pozitivizmin kurucusu Auguste Comte (1789-1857)’un 1822 yılında yazdığı eseri. “Comte bu konudaki düşüncelerini ‘Toplumu Yeni Baştan Kurmak içinGereken Çalışmalarının Prospektüfü’ başlıklı bir eserde topluyor ve bu defa imzalıyor da.” SSSS.s.83.

Toprak: Fransız Natüralist sanatçı Emile Zola (1840-1902)’nın 1887 yılında yazdığı romanının adı. “Türk okuyucu Assomoir’ı de, Nana’yı da, Germinal’i de yadırgayacaktı şüphesiz. Ahmet Midhat hiçbir kabiliyete, hiçbir hakikate düşman değildi. Ama Toprak yazarını sevmiyordu, sevemezdi de.” KA.s.295.

Tora: Tora ya da Torah. İbranice kanun anlamına gelen bir kelime olup Kitab-ı Mukaddes’in ilk beş kitabına verilen isimdir. “İkincisi nazil olan kitaplar: Tora, İnciller, kur’an ve enbiyaya meleklerin ilhamıyla sâdir olan sayfalar.” IDG.s.60.

Tortuşi: “Eski arap yazarları, İslam tarihçileri, Mesudi, Tortuşi (Sıraç ül Mülük), Mesudi (Tenbih) İbn Haldun'un tabiriyle avı kovalamış, fakat tutamamışlardır". SNK.s.176.

Totalitarizm: Totaliter rejim ve doktrin. Bütün vatandaşların tek bir blok halinde devlet hizmetinde birleşmelerini isteyen ve savunan görüş. “Totalitarien Dictatorship and Autocracy adlı kitabında Brzezinski totalitarizm için altı kıstas kabul eder:” UU.s.127.

Totaliter Rejimler: Karl Friedrich’in Brzenski’ye yazdığı Totaliter Rejimler’de bu rejimler belli kıstaslarla tanınır: Resmi bir devlet ideolojisi mevcuttur, milli hayat bir polis kontrolü altındadır.” SNK.s. 126.

Totaliter: Bütün vatandaşların tek bir blok halinde devlet hizmetinde birleşmesini isteyen rejim sistemi. ''Totoliter rejimler sahneye çıkmıştır''.” BFH.s.102.

Totemizm:Bazı toplumlarda insan grupları ve ya da şahıslar ile hayvan guruplarıya da bitkiler arasında ritüelleşmiş adetleri ya da bazı durumlarda onları yemeden sakınmayı gerektiren bir ilişki. Frazer totemizm üzerine oniki ciltlik deneme yazmış: ‘Altin Dal’” Kİ.S.58.

Toynbee: Arnold Toynbee (1889-1975). İngili tarihçi yazar. "Toynbee'e göre 17 büyük medeniyet kurulmuştur, bunlardan 7'si kalmıştır, onların da içinde yaşamaya nazmet olan yanlız doğu madeniyetleridir."SNK.s.175.

Tönnies: Ferdinand Tönnies (1855-1936). Alman sosyolog ve Alman Sosyoloji derneğinin kurucularından biri. “Tönnies’ın tasnifi şöyle (1887): Cemaatle. Cemiyet ayrı kavramlardır. Cemaatin kültür vardır. Bu kültür tür uzvidir.” Kİ.S.28.

Trablus. Libya’nın Kuzey Batı kesimidir ki Ülke insanının yaklaşık 3’te ikisi burada yaşar. Bulgaristan’da bagıİ.Sızıik, Bosna-Hersek’in Avusturya-Macaristan’a kaıiıisı.”. Trablusgar Savaşı: 1911-1912. İtalyan’ların Trablusgarb’ı işgali üzerine başlayan İtalyan savaşının özellikle kara savaşını oluşturan bölümü için kıllanılır. “Yani Balkan Savaşı,Trablusgarb Savaşı, Dünya savaşı, Anadolu istiklal savaşı.” SNK.s.393 Trablusgarp: Libya’nın başkenti. “1251’de İskenderiye ve Trablusgarp’a Fransız konsoloslar atanır. İki buçuk asır sonra, Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethedince -ilk iş olarak- 1251’de Memluk sultanlarının bahşettiği fermanı tazeler.’’BFH.s.90.

Trade-Unioniste: Büyük Britanya’ada İsçileri meslek dallarına göre aynı sendikada toplayan hareket. Sendika. “Olsa olsa bir Trade-Unioniste şuura varır.”SNK. s.259.

Traite du physique et du morale de I’homme: Fransız hekim ve filozof Georges Cabanis (1757-1808)’in 1802 yılında yazdığı eserinin adı. “Cabanis “Traite du physique et du morale de I’homme” (1802) (insanda ruhla bedenin munasabetleri)adli bir eser kaleme alır.” SNK.s.37.

Trajedi: Konusunu tarihten yada mitolojiden alan ünlü kişileri sahneye koyan ve insan tutkuları ile bu tutkuların kaçınılmaz sonuçlarını gözler önüne sererek seyircilerde acım ve dehşet duygusunu uyandırmayı amaçlayan tiyatro oyunu. Tarih, eserini iki defa oynarmış; önce trajedi, sonra komedi.” BÜ.s.85.

Treatise Concerning the Principles of Human Knowledge: İnsan Bilgisinin İlkeleri üzerine İnceleme anamına gelen İrlandalı pisikopos, tanrı bilimci ve filozofu George Berkeley (1685-1753)’in 1710 yılında yazdığı eseri. “Bazı Avrupalı düşünürlerin kitapları da bu dile çevrilmiş. Bacon’un ‘‘Novum Organum’’u, Locke’un “Essay Concerning Human Understanding”i, Berkeley’in “Treatise Concerning the Principles of Human Knowledge” i gibi.’’ BDE.s.241.

Trent Konsili: 1545-1549 arasında 1551-1552’de ve 1562-1563’te İtalya’nın Trento şehrinde toplanan piskoposlar meclisi. "Ama Roma Katolik Kilisesi Trent Konsilinde, 11 Esdas ve Manasses duası hariç Apokrifleri Eski Ahd'in parçası olarak kabul etmiştir."IDG.s.126.

Treves: Rier’in Fransızca adı. “Marx’ın doğum yeri olan Trier (Treves), 1795’den 1814’e kadar Fransa’ya bağlı kalır.” SSSS.s.112.

Trier:Almanya’nın Rheinland-Pfaiz Eyaleti’nde bir şehir. “Marx’ın doğum yeri olan Trier (Treves), 1795’den 1814’e kadar Fransa’ya bağlı kalır.” SSSS.s.112.

Trimalcion: Bkz. Trimalsipo’nun Şöleni. “Trimalcion dünya edebiyatının ölüİ.Süzlerinden biri.” KA.s.364.

Trimalsipo’nun Şöleni: Petronius’un Satyrikon adlı eserinin en ünlü bölümlerinden biri. “Derken yeni bir nüshası bulunmuş ve 1664’de Padova’da basılmış. Eserin en önemli nüshası epizodları: ‘ Trimalsipon’un Şöleni’, ve ‘ Efes’in Matronu’.” KA.s.157. Trimurti: Hunduculukta “üç biçim” yani, Brahma, Şiva ve Vişnu tarafından simgelenen Yüce Varlık’ın üçlü belirtisi anlamına gelen Sanskritçe kelime. Trimurti’nin ilki Brahma, bugün bir isimden ibaret.” BDE.s.136.

Trinity Koleji: İngiltere’de lise düzeyinde eğitim veren bir okul. “Trinity kolejinde okur.” SNK. s.120.

Trissino:Gian Georgia Trissino (1478-1550). İtalyan şair ve oyun yazarı. "Scaliger (1561 ile Castelvetro (1571)'nun şerhleri, Trissino'nun destan ve trajedide düzenli üslup hakkındaki müdafaası, hakikate sadakat, sanat eserinde birlik mefhumlarını yerleştirdi".” Kİ.s.72

Tristan’la Iseult: Tristan et Yseut. XII ve XIII.asırda manzum ya da düz yazı uyarlamalarından tanınan ortaçağ efsanesi. Aşkın önüne geçilmez gücünü anlatan hikâye Batı’nın en ünlü efsane çiftini oluşturur. “Onikinci yüzyılda kaleme alınan bir aşk hikâyesi Tristan’la Iseult.” KA.s.167.

Trivalluar: Dravit edebiyatı şairlerinden biri. hayatı hakkında teferruatlı bilgi yoktur. “Kapilar trivalluarın kardeşi imiş, gelenek böyle diyor.” BDE.s.288

Troçki: Lev Davidoviç Bronstein Troçki (1879-1940). Yahudi asıllı Rus siyaset adamı ve yazar. “Bakumin, Blanqul,Georges, Sorel, Troçki, Mussolini, Goebbels aynı doktrinin devamcıları.” BFH.s.19.

Trubadur. Fransa’da XII ve XIII. asırda Oc dillerinden birinde eserler veren lirik şair. Trubadurlarun Hayatı üzerine yazılan kitapların en ünlüsü, onüçüncü asrın ortalarında yaşayan Uc De Saint-Circ’in.”KA.s.394.

Truman:Harry S. Truman (1884-1972). Amerikan devlet adamı. “İkinci Dünya savaşı’ndan sonra yeni putlar çıkmış ortaya: Truman,Marshall Plânı ve Amerikan sosyolojisi.” BÜ.s.184.

Trumurai: VII. ve XI. Asırda yazılmış tTamul edebiyatı kutsal metinlerinden müteşekkil eserin adı. “Nayarlar eserlerini “Tamul Vedası”da denilen, “Trumurai” isimli kutsal bir kitapta toplamışlar.” BDE.s.291.

Truva Harbi: Akhalar ile Turuva şehri halkını karşı karşıya getiren savaş. Bu savaş İlyada ve birçok erken dönem şiirinde efsanevi ve manzum bir anlatımla dile getirilmiştir. 4 mühim elma var,Adem’in elması,Truva harbine sebep olan Paris’in elması, Newton’un başına düşen elma ve kendi elması.” SNK.s.214.

Truva’nın atı: Turava SavasındaOdysseus’un ısrarıyla Yunanlılar’ın tahtadan yaptığı, içine savaşcıları gizleyerek şehre soktukları ve böylece savaşı kazanmalarını sağlayan yapma at. Ama intelijansya tarihten ve halktan kopar, Fransız ve İngiliz burjuvazisinin içimize soktuğu tahta attır, Truva’nın atıdır.” SNK.s.284.

Tucker: Josiah Tuckar (1712-1799). Amerikadaki İngiliz sömürgelerine hürriyet verilmesinin İngiltere’nin menfaatine olduğunu savunan İngiliz iktisatçı. “Godwin, Proudhon, Stirner, Tucker devleti kayısız şartsız reddeder.” BFH.s.41.

Tudor: 1485’ten 1603’e kadar ingiltere’de hüküm süren hadedanlığın kaynaklandığı anglogalyalı aile. İngiltere’ye gelindiğinde Tudor’lar bitmiş, Stuart Hanedanı’ndan I.Jacques tahta geçmiştir.” SNK.s.217.

Tufan Efsanesi: Kur’an’da, diğer mukaddes kitaplarda ve Hint ve Yunan mitolojisinde, Gılgamış destanında geçen su baskını feleketi. “Daniel kitabında Tufan efsanesi, bu inancın ifadesi”.” SNK.s.249.

Tuhfe-tüz Zekiye: 1826 Yunan savası sırasında Rusya’ya İltica eden G.Rasy isimli bir Rum’un Fransızca’dan Türkçe’ye hazırladığı 1828 yılında Moskova’da yayımladığı eseri. “Rasy işi geniş tutar. Lügatı: “Tuhfe-tüz Zekiye”. Fransızca’dan Türkçe’ye 1828 Moskova.” SNK.s.322.

Tulsi Das: Vinayapatrika ve Kavitavali isimli eserleriyle tanınan Hint diliyle yazan Hindistanlı yazar. “Onun için, mesela Tulsidas’ın Hindî dilinde yazmış olduğu ‘‘Ramayana’’ veya çağdaş Avrupa eserleri bugün hâlâ Sanskritçe’ye çevrilmektedir.’’ BDE.s.240.

Tuna: Orta Avrupa’da sekiz devlerin sınırlarından gecerek Karadeniz’e dökülen ırmak. "Hayat kitabını okudu.10 Kasım 1619'da Tuna kıyısında "poele'in içindedir.” SNK.s.73.

Tunus: Kuzey Afrika’da Akdeniz kıyısında Başkenti Tunus, Resmi dili Arapça olan Arap devleti. İlk defa İslâm ülkelerinde anayasayı Tunus yapar.SNK.s.295.

Tunuslu Hayrettin Paşa: (1821- 1890). Abaza asıllı Osmanlı Sadrazamı.“Tunuslu Hayrettin Paşa,Tunuslu Ahmet Paşa’nın yanında yetişir.SNK.s.295.

Tunuslu Hayrettin: Bkz. Tunuslu Hayerettin Paşa. “TunuslouHayrettin’den sonra,çok beklediği müh-rü saderet kendisine verilmemiştir.” Kİ.s.94.

Turan: Dünyadaki bütün Türkleri bir arada toplanması hayal edilen tahayyülî yer. Türkistan. Firdevsi’nin Şahnamesindeki Türk ülkesi. “İntelijansya Osmanlı’yı inkar etmek için bazen İran’a, bazen Yunan’a, bazen Turan’a kaçtı.” SNK.s.293.

Turgeniev: Bkz. Turgenyev. “Şu farkla ki, Cooper’in kahramanları içkiyle sarhoşturlar. Turgeniev’inki Hegel ve Büchner’le.” BFH.s.46.

Turgenyef: Bkz. Turgenyev. “Rus Romanı, Gogol’dan sonra Turgenyef’i, Dostoyefski’yi, Tolyos’u anlatıyor.” KA.s.228.

Turgenyev: İvan Turgenyev (1818-1883). Rus hikâye, Roman ve tiyatro yazarı. Geçenlerde Turgenyev anlattı; Buloz, son hikâyelerinin bazı yerlerini makaslamış...” BÜ.s.103

Turgot: Anne Robert Jacgues Turgot (1727-1781). Fransız devlet adamı. “Ekonomik tablo yazarı Quesnay, Dupont de, Nemours, Mercier de la Riviere, Turgot’a göre bizim dışımızda bir tabiat düzeni vardır.” SNK.s.145

Turhan Fevzioğlu: (1922-1988)Hukuk profesörü ve siyaset adamı. Yarım asır Avrupa tefekkürü ile uğraştıktan sonra kendi gerçeklerine dönen eski bir müstağribin Batı-Doğu muhasebesini dikkat-i nazarlarınıza takdim ediyorum, muhterem Turhan Fevzioğlu.Jur.II.s.197.

Tur-i Sina: Bkz. SinaDağı. “Bir kelimeyle Paşa, Tur-ı Sina’da ilâhî nurdan gözleri kamaşş bir Musa Peygamber’in cezbesi içindedir.” Mağ.s.194.

Tutiname: ya da diğer adıyla Papağan’ın Yetmiş Hikâyesi. Sanskriptçe Çarsaptati adlı kitaptan kaynaklanan bir çerçeve içinde bir dizi eğlendirici, ders verici masalı ve hikâyeyi derleyen eser. Eser çeşitli defalar çeşitli yazarlar tarafından yazılmıştır. “ ‘Binbir Gece’ye “Binbir Gün’e, Tutinâme’ye, halk arasında dolaşan yüzlerce masala rağmen tanımıyoruz.” Jur.I.s.149.

Tüdorlar:Bkz. Tudor. “Tüdorlar’ın usta ellerinden, Stuartlar’ın beceriksiz ellerine düşeri beri sarsıntıdan kurtulamamışİngiltere.” UU.s.199.

Türk Cihan Hâkimiyeti Mefküresi Tarihi:Prof. Dr. Osman Turan’ın1968 yılında yayımladığı eserinin adı. “Osman Turan Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkiresi Tarihi Flora Trisatn, George Sand, Comtess d’Agoult (Daniel Stern) düşünce tarihinin ilk kadınları değil.” SNK.s.230.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi: Ezel Everdi, Mustafa Kutlu, İsmail Kara gibi kişilerin öncülüğünde ve Mehmet Kaplan, Ali Nihat Tarlan, Tahsin Banguoğlu, İnci Enginün.... gibi bilim adamlarının rehberliğinde Dergah Yayınları tarafından 8 cilt olarak yazımlanan edebiyet ansiklopedisi. (Bkz.Rekin Ertem,Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi)KA.s.24.

Türk Dili: Türk Dili Dergisi. 1933 yılından beri çıkarmakta olan 1982 yılından bu yana yayımı Türk Dil Kurumu tarafından yapılan ilmî, aylık dergi.“Cumhuriyet, Varlık, Türk Dili.” Jur.II.s.200.

Türk Edebiyatı Tarihi: Osmanlı Şiiri ve Sanatı tarihi 1836-1838)Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi Hammer Purgstall (1774-1856)’in Türk edebiyatı şiiri yazdığı 4 ciltlik eseri. “Eserleri arasında bir ‘Türk Edebiyat Tarihi’ de var.” Kİ.s.103.

Türk Edebiyatı: Türk Edebiyatı Dergsi.1972 yılından Ahmet Kabaklı ve arkadaşları tarafından çıkarılmaya başlayan, günümüzde de devam eden, uzun yıllar kesintisiz devamedebilme muvaffakiyetini göstermiş Türk edebiyatı ve fikir dergisi. Hisar. Türk Edebiyatı,Hareket,yazılarıma sayfalarını açmak nezaketini gösteren üç dergi.Jur.II.s.190.

Türk İnkılabı: Gazeteci, yazar ve mebus Celal Nuri İleri (1877-1939)’nin 1926 yolında yazdığı En önemli eserleri. “’Turk Inkilabi’, asırlık bir davanın bir çesit ‘fezleke’si.” Kİ.S.110.

Türk İnkılabına Bakıslar: Peyami Safa (1899-1961)’nın Peyami Safa’nın1938 yılında yazdığı eserinin adı. Turk Inkilabina Bakislar’ı Celel Nuri’ninkine kıyasla çok sığ ve tarihi temelden mahrum bir karalamadır.” Kİ.s.113.

Türk İslam Ansiklopedisi: Meşrutiyet döneminde yazılması amaçlanan ancak başarılı olunamayan bir Ansiklopedi çalışmasının adı.“Naim Bey, maalesef tamamlanmayan Türk İslam Ansiklopedisi’nin de yazı ailesindendir.” Kİ.s.219.

Türk Ocakları Matbaası:1913 yılında Kurulan Türk Ocakları derneğinin yayın Organı oLan Türk Yurdu dergisini basmak ve diğer Türk Yurdu reşriyatları yapmak maksadıyla müteakip yıllarda kurulan basımevi. “Türk Yurdu gibi milliyetçiliği bayraklaştırmış bir dergide parça parça yayımlanan eser1928’de Kitap olarak basılıyor. (Türk Ocakları Matbaası).” BÜ.s.156.

Türk Romanı’nın Doğuşu: Güzin Dino’nun 1978 yılında Cem Yayınları arasında yayımladığı eseri. “Güzin Dino’nun Türk Romanı’nın Doğuşu adlı kitabını okurken Tanpınar’ın ne büyük bir zirve olduğunu bir kere daha anladım.” KA.s..318

Türk Romanının Doğuşu: Güzin Dino’nun 1978 yılında Cem yayınları arasında yayımladığı eserinin adı. “Güzin Dino ‘Türk Romanının Doğuşunu , adlı kitabını okurken Tanpınar’ın ne büyük bir zirve olduğunu bir kere daha anladım.” Kİ.s.246 Türk Sazı: Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944)’un 1914 yılında yazdığı şiir kitabı. “Edebiyatımızın en büyük ‘İslâm inkılapçısına yegâne borcu Türk Sazı şairi de değildir.” UU.s.67.

Türk Teceddüt Edebiyatı: İsmail Habip’in 1925’lerde yayımlanan edebiyat tarihi. Yazar bu kitapta Tanzimat’tan eserin yazıldığı devre kadar uzanan bir edebiyatın müdafaasını yapar. Daha sonra bazı değişikliklerle bu kitap liselerde ders kitabı olarak okutulur. Eser, “Edebi Yeniliğimiz” adıyla da birkaç baskı yapmıştır. “Türk Teceddüt Edebiyatı asırlık bir kavganın şairane bir fezlekesi.” BÜ.s.121.

Türk Yurdu: Yusuf Akcora yönetiminde 1911 yılında 15 günde bir yayımlanmaya başlayan dergi. 1913 yılında Türk ocaklarının açılmasıyla Ocağın yayın organı haline gelir. “Ayrica Yusuf Akcora’ya da yollamis yazıyı.Akcora yaziyi Turk Yurdu;na koymamis;Bilgi dergisinde yayimlatmiş.” IDG.s.232.

Türk: Türk Milleti. “Türk adâleti, kimse tarafından benimsenmeyen bu silik ve haysiyetsiz kelimeyi pek ciddiye almaz.” BÜ.s.78.

Türkçe’de Roman: Cumhuriyet dönemi edebiyat tarihçisi Mustafa Nihat Özön (1896- 1980)’ün 1963 yılında yazdığıeserinin adı. “Mustafa Nihat’ın Türkçe’de Roman’ından da haberleri yoktu.” KA.s. 332

Türkçede Hikaye ve Roman: Bkz. Türkçe’de Roman. “Sanıyoruz ki Güzin Hanım’in başlıca kaynağı M.N.Özön’ün ‘Türkçe’de Hikaye ve Roman’ adlı karalamasıdır.” Kİ.s.249.

Türkçeden-Fransızcaya Lügat: Fransız Türkolog Bianchi (1783-1864)’nin. 1835­1837 yıllarında yazdığı 2 ciltlik Türkçe-Fransızca sözlük. Eserin asıl adı: Dictionaire tuck-français’tir. “1833’de İstanbul’da 1834’de Türkçe-İngilizce-Fransızca Sözlük Bianchi Türkçeden-Fransızcaya Lügatı’nı yayımladığı için Redhouse’un kitabı basılmaz.”Kİ.s.269

Türkçeden-İngilizceye Sözlük: İngiliz dil araştırmacısı ve şarkiyatçısı Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1855 yılında yayımladığı küçük sözlük. Bu eser cep kılavuzu şeklinde hazırlanmıştır. “1856’da Türkçeden-İngilizceye, İngilizceden- Türkçeye iki küçük sözlük.” Kİ.s.270.

Türkçe-İngilizce Sözlük: İngiliz dil araştırmacısı ve şarkiyatçısı Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1855 yılında yayımladığı küçük sözlük. Bu eser cep kılavuzu şeklinde hazırlananlardan daha farklı ve kaİ.Samlı bir lügattır. “1861’de İngilizce- Türkçe Sözlük, yayımlanır. 1890’da Türkçe-İngilizce.”Kİ.s.270

Türkçe-İngilizce-Fransızca Sözlük: İngiliz dil araştırmacısı ve şarkiyatçısı Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1834 yılında yazdığı ancak yayımlatmadığı eserinin adı. “1834’de Türkçe-İngilizce-Fransızca Sözlük Bianchi Türkçeden-Fransızcaya Lügatı’nı yayımladığı için Redhouse’un kitabı basılmaz.” Kİ.s.269.

Türkçülüğün Esasları: Ziya Gökalp (1876-1924)’ın 1923 yılında yazdığı eserinin adı. Türkçülüğün esasları.” Mağ.s.20.

Türkiye Cumhuriyeti: 29 Ekim 1923 yılında kurulan Türk devleti. “Ne varki, Turkiye Cumhuriyetibahtiyar tesadufler içinde doğuyor.” Kİ.S.117.

Türkiye Defteri Dergisi: 1973 yılında çıkarılmaya başlayan aylık edebiyat ve Siyaset dergisi. “ ‘Her ülkenin sosyalistleri kendi yollarını kendileri bulmak, daha açıkçası sosyalizmlerini kendileri yaratmak zorundadırlar.’ ” ( Konuşmalarından, Türkiye Defteri, s.6)” BÜ.s.251.

Türkiye Milli Kültür Vakfı:K1969 yılında kurulan, Türk öğrencilere karşılıksız burs sağlayanonların milli kültür ve geleneklere bağlı olarak yetişmelerini amaçlayan vakıf.

“Kitap, aynı yıl Türkiye Milli Kültür Vakfı ödülünü kazanır.Kırk Ambar,Ötüken Yayınları arasında basılan son eseridir.Cemil Meriç’in ve bir daha basılmaz.” KA.s.12.

Türkiye Yayınevi: Tahsin Demiraytarafından İstanbul’da 1925 yılında kurulan Cumhuriyet döneminin ilk yayınevlerinden birinin adı. “Türkiye yayınevi’ ninkine birşey ekliyecek mi büyük bir şeyekliyecek mi” Jur1.s.179.

Türkiye’de Çağdaş şünce Tarihi: Hilmi Ziyâ Ülken’in 1966 yılında yayımladığı eserinin adı. “Hilmi Ziya Ülken’e göre: “Medreseden yetişmiş ateşli bir devrimci ” (Türkiye’de Çağdaş şünce Tarihi, 1966, C. I, s. 101).” Mağ.s.145.

Türkiye’de Sosyalizmin Tarihine Katkı: Kerim Sadi (Ahmet Nevzat Cerrahoğlu)’nin 1975 yılında yazdığı eserinin adı. “A. Cerrahoğlu, Türkiye’de Sosyalizmin Tarihine Katkı, s.75-76.” Mağ.s.181.

Türkiyede Sosyalizm: Kerim Sadi (AhmetNevzatCerrahoğlu)’nun 1965-68 yılında yazdığı 4 ciltlik eserinin adı. “A. Cerrahoğlu, Türkiyede Sosyalizm, ikinci kitap, İstanbul 1966 üçüncü not” Mağ.s.222.

Türkmenler: Büyük bir bölümü Türkmenistan’da bunun dışında, Irak, İran, Özbekistan, Afkanistan Sivastopol,Karakalpak özerk bölgesi.... Gibi yerlerde yaşayan Türk boyu. “Ama mahallesindekiler başka bir dil konuşuyorlardı. Çerkezler vardı, Kürtler vardı, Türkmenler vardı, Türk yoktu.” Jur.I.s.78.

Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi: İstanbul’un Göztepe Semti’nde Cemil meriç’in uzun zaman İkamet ettiği cadde. Tütüncü Mehmet Efendi Cad.2/4 Göztepe,İstanbul.Jur.II.s.188.

Tylor: Edward Burnett (1832-1917). İngiliz antropolog ve yazar. “Tylor’un kitabından biri ( Primitive Culture, 1871), ilkel medeniyetlerden değil, ilkel kültürlerden bahsetmek âdet olur.” UU.s.97.

Tyr: İskandinav mitolojisinde savaş tanrısı. "Şam'la Tyr'i aşmayan bir dünya." IDG.s.108.

Tzara: Tristan Tzara (1896-1963). Roman asıllı Fransız şairi ve yazar.. Dadaizmin kurucusudur. “Merleau Ponty ile Tzara, Koestler üzerinde tartışmaya girişmişler.” Jur.I.s.195.

Ueber die Neuere Deutsche Literatur: Yeni Alman Edebiyatı Üzerine.Alman filozof ve yazarı Johhan Gottfried Herder (1744-1803)’in 1767 yılında yazdığı eserinin adı. “İlk eserlerinden biri Lessing’in Mektuplar’ına bir nevi zeyl (Beilage): Ueber die Neuere Deutsche Literatur (1767) (Yeni Alman Edebiyatı Üzerine)” KA.s. 408.

Ukul’u aşere: Aristoteles’in yaptığı ayrıma göre aklın on basamağı. “ve boylece ukul-u asare dedikleri birbirinden tureyen on akil varlığı tevehhum edilerek dalalete gidilmiştir.” IDG.s.196.

Ulemây-ı Rüsüm: İslâm Dini ile ilgili hükümleri yalnızca mantıki çıkarımlar olarak formel bağlamda temellendiren bu hükümlerin muhtevasına, derinliğine girmemiş din bilginleri için kullanılan tabir.. “Evet bir imparatorluk parça parça yıkılırken Ulemâ-i Rüsüm İran’in filozof-u tabisi” uğruna her fedakarlığı göze alıyor her zillete katalanıyordu.” BÜ.s.148.

Ulis: “Ulis Hileyi temsil eder; Asil şerri.” SNK.s.61.

Ulu’l emr: Padişah, kanun vâzıı, hükümdar. “Allah, her ul-ül-emr’i otorite ile doğrudan doğruya techiz eder.” BÜ.s. 170.

Uluğ Nutku : “Sayın Uluğ Nutku, Hayam daha önce yaşayan adamlarını tek mısra ile yolcu ediyor tarihe: “masal söylediler ve uykuya daldılar”.Jur.II.s.195.

Ulûm-ı İctimaiyye ve iktisâdiye Mecmuası: Ahmet Şuayp,Rıza Tevfik ve Mehmet Câvit tarafından İstanbul’da 1908-1910 yılları arasında çıkarılan aylık dergi.Degi 26 sayıdan oluşmaktadır. “İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra Ahmet Şuayp, Rıza Tevfik ve Câhit Beylerlerin büyük iddialarla neşrettikleri “Ulum-ı İctimaiyye ve iktisadiye Mecmuası’nda da üstatla sık sık karşılaşırız” BÜ.s.162.

Ulunay: Refi Cevad Ulunay (1890-1968). Cumhuriyet dönemi Roman, Tiyatro ve gezi yazıları yazarı. “Evde babasından duyduğu Türkçeyi konuştu, okumaktan vazgeçti, yahut Ulunay’ı, Burhan Felek’i, Vâ-Nûyu okudu.” Jur.I.s.140.

Ulus: Hakimiyet-i Milliyet Gazetesi’nin 1934’ten sonraki adı.“Sonra Ulus’a yazar oldu.” Jun.II.s.159

Uma: Işık anlamında bir kelime olup özel anlamda Şiva’nın karısının adlarından biridir. “Tanrılar Şiva’ya Himalaya’nın kızı Uma’yı gönderiyorlar.”BDE.185.

Umrandan Uygarlığa: Cemil Meriç’in 1974yılında yayımladığı, Yunan Mucizesi deyiminden Medeniyetlerin Ölümüne, Nazizmden sosyalizme kadar çeşitli konularda kaleme aldığı denemelerinden oluşan eserinin adı. Hint Edebiyatı, Saint- Simon, Bu Ülke veya Umrandan Uygarlığa aynı kaynaktan fışkırdılar. Mağ.s. 284.

Unamuno: Miguel De Unamuno Y Jugo (1864-1936). İspanyol yazar, filolog, şair ve romancı. “Menendezy Pelayo’nun gerçek şakirtleri Unamuno ve daha da çok Ortega y Gasset.” KA.s.425.

Unesco: 4 Kasım 1946 tarihinde kurulan, merkezi Paris’te bulunan, Birleşmiş Milletler eğitim,bilim ve kültür teşkilâtı. Anlamında BM uzman teşkilatı. “UNESCO, kitap yılında kitap için yazılmış en büyük eseri hatırlayamadı. Susamlar ve Zambaklar” BÜ. s.106

United Bible Society: 1946 yılında kurulan ve Kitab-ı Mukaddes Cemiyetlerinin faaliyetlerini düzenleyen kurum. United Bible Society tarafından düzenlendi.”IDG.s. 132.

Upanişadlar: Adak, Tanrı, ruh gibi konularla ilgili mevzuları kuşaktan kuşağa aktaran ve Hint felsefesinin temelini oluşturan mistik eserler. Kelime Upa (yanında) +ni+şad (oturmak) fiilinin birleşiminden oluşmakta ve “Bir kimsenin dizinin dibinde oturmak” anlamını taşımakatadır.Yani mürşid bu gizli bilgileri yalnız yanındaki mürütlerine bahşetmekteydi. Upanişadlara “Vedanta” da denilmektedir. “Upanişadlar çözülmeye yüz tutan bir düzenin karaİ.Sar felsefesi.” BDE.s.113

Upton Sinclair: Bkz. Uptain Sinclair. “Oysa tanınmış Amerikan romancısı Upton Sinclir ,bir Amerikalı ,bir Avrupalının doğarken sahip olduğu kültürü ancak elli yaşlarında elde ediyor diyordu.” Kİ.s.48.

Ural: Ural Dağları, Rusya’da kuzeyde, Kuzey Buz denizinden Güneyde Hazar denizine kadar 2000km boyunca uzanan ve Rus Platosunu Sibirya bilatosundan ayıran dağlar bütünü. “Ama Donetz’de, Ural’da, Mançuri’de, Hint’te, Güney Afrika’da da kolayca işletilebilir kol kömür madenleri vardır.” BED.s.74.

Uranos. Yunan mitolojisinde en eski üç büyük tanrıdan biri. Uranos Gaia ile birleşerek Titanlar, Hokatogkheiroi Kyklopslar... gibi birçok tanrısal varlık türetir. “Yunan panayırındaki bir kitabeden anlaşıldığına göre, Yunan mitolojisinin en eski üç tanrısı, Uranos, Kronos ve Zeus, önceleri adanın hükümdarıymış.” KA.s.153.

Urfa: Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan tarih ve kültür şehri. “Bizans imparatoru, İranlı’lara Nizip şehrini terk edince,Urfa’da (Edes) bir mektep kurulur.” IDG.s.221.

Usas: Tan anlamında Sanskritçe bir kelime olup Rigveda’lardaki en güzel ilâhilerden birkaçının konusu olan Tan tanrısını temsil eder. Tan göğün kızıdır, hergün yeniden doğar. Bu sebeple hep genç kalır. “Karanlıklardan doğar Usas,/Tüle bürünür.” BDE.s.303.

Usul Hakkında Nutuk: Discours de la Methode. Fransız filozof Rene Descartes (1596­1650). 1641 yılında yazdığı eseri. “Ne kadar garip, İbrahim Ethem Bey bir çağrı gaflet uykusundan uyandıran bu mürşit kitabı Usul Hakkında Nutuk diye çevirir.” UU.s.336.

Usul Hakkında Risâle: Bkz. Usul Hakkında Nutuk. "Gerçekte avrupa medeniyetinin ilk Manifesto'su Dercarte'in "Usul Hakkındaki Risâle"sidir. (bizde 1895, 1983 ve Vekâletin 2 baskısı "konuşma" diye yanlış çevrilmiştir.)SNK.s.72.

Usul-ü Meşveret: Parlemento sistemi. “Aff-ı şahaneye mazhar olmak için her fedakârlığı göze alan Suavi Efendi, Vakit gazetesine usul-ü meşveret aleyhinde uzunca bir bend yollar.” Mağ.s.151

Uşas. Bkz. Usas. “Has bahçelerda nilüferler, lötüsler, vecd içinde selamlıyor Uşas’ı.”BDE.s. 355.

Utopya: İngiliz şovalyesi Thomas More: Thomas More ya da Morus (1478-1535). Yunanca u (yok), topia (yer) kelimelerinden türettiği kelime ve 1516 yılında yazdığı eserinin adı. “Hayalperestlerin en eskisi Eflatun (Devlet).Arkasından gelenler hep onu kopye etmiş,değiştirerek.Mesela Morus (Utopya), mesela Companelle (Güneş Bbeldesi).” Mağ.s.211.

Utrecht: Hollanda’da bir il merkezi. "Utrecht katedralinde merhameten büyütülmüştü."IDG.s.159.

Uvenga: Canizmin Kutsal metinlerinden muhtelif zamanlarda yazılan Düstur içinde yer alan ve Sudarman tarafından keleme alınan eser. “Bu Düstur'a dahil edilen kutsal metinleri Cina'nın şakirtleri kağıda geçirmiş, Düstur'un metinleri olan "Anga"ve "Uvenga" ları Sudarman kaleme almış, diğer metinler ise çok daha sonra yaşamış Cainist rahipler tarafından yazılmış . BDE.s..166.

Uyanık: John Bunyan (1628-1688)’ın Necata Doğru isimli eserinindeki şahıslardan biri. “Şatonun nöbetçisi Uyanık, onu bilge kızlarına emânet eder.” KA.s.215.

Uydurma Dil: Dilimizdeki Arapça ve Farsça kelimelerin yerine Tarihi olarak Türkçede görülmeyen bir şekilde bazı köklerin üzerine, eklerin fonksiyonları dikkate alınmadan, ekler getirilerek yani türetilen kelime. “Bu ‘uydurma dil’ in bir hain virüs gibi, kanser mikrobu gibi hepimizi sardığını, kafamızı tahrip ettiğini, hayatım boyunca esefle müşahede ettim.” Kİ.S.290.

Uydurmaca: Bkz. Uydurma dil.“Ömür boyu okumamıştı zavallı dostum. Kelime dağarcığı fakirdi. Ve kendini bir uçuruma atar gibi uydurmacıların kucağına fırlattı.” BÜ.s.152.

Üç Başlı Ejderha: Bkz. Dahhak. "Üç başı ejderhanın (Dahhak) İran ülkesinde bin yıl süren saltanatı, insan beyinleriyle beslenen o korkunç canavara karşı yükselen isyan ve istiklal bayrağı: Demirci Kave, Feridun ve Demavant dağlarında zincire vurulan Dahhak..." Kİ.S.295.

Üç medeniyet: Ahmet Ağayef tarafından kaleme alınan bir yazının başğı. “Üç medeniyet serlevhalı bu insafsız ithamnamede İslam medeniyetine âit her değer kötülenir.” BÜ.s.159.

Üç Sepet: Bkz. Tipitaka. “Palice yazılan en eski,en değerli esrer,budizmin "Düstur"u kabul edilen"Tipitaka" ya da Üç Sepet. BDE.s.170.

Üç silahşörler: Alexandre Dumas Pere’in 1844 yılında yazdığı romanı. Mesela Alexandre Dumas’inin ‘Üç Silahşörler’i Walter Scott’un orta çağ romanları veya Pompel’nin Son Günler’i Rosny’nin tarih öncesi hikayeleri.” Kİ.s.321.

Üç Şehir: Fransız romancı Emile Zola (1840-1902)’nın eseri. Trois Villes (Lourdes,1894; Rome,1896; Paris1897.) “Barbusse’in Zola’sı büyülemişti beni. Sonra Üç Şehir’le Dört İncil... hayranlığım gittikçe artıyordu.” KA.s.314.

Üçel: 1970’li yıllarda, İstanbul’da bir Lokanta. “Üçel’de içtik,Üçel İstanbul’da seninle son içtiyimiz lokanta”.” Jur.II.s.87.

Üçüncü Dünya: Dünya nüfüsünün üçte ikisini oluşturan, genellikle sömürgelikten yeni çıkmış,gelişme yolundaki ülkelere verilen isim. “Bandoung’da ise bir yandan Üçüncü Dünya’nın kesin olarak şuurlanışına, yeni sınırları çizmek için sabırsızlaşğına öte yandan iki bin yıllık uykusundan uyanan Çin’in bütün gücü, bütün yaşama irâdesiyle dünya sahnesinde yeniden boy gösterişine şahit oluruz.” Jur.I.s.387.

Üçüncü Tabaka: Bkz. Thiers etat. “Söz gelişi Fransa’da realist edebiyatının temsilcileri (Villo ve Rabelais’den Moliere, Diderot ve Voltaire’e kadar) daha çok “Üçüncü Tabaka”dan, romantizminkiler ise (Chateaubriand, Vigny, Lamartine, Musset) küçük zadegândan gelmektedir.” KA.s.461.

Ülkeleri Tanımak için En Emin Yol: Tunuslu Hayrettin Paşa (1821-1890)’in 1876 yılında yazdığı eseri. “Kapaktaki isim: “Ülkeleri Tanımak için En Emin Yol’.” UU.s.47. Ümit Burnu: Güney Afrika’da, Atlas Okyanusu kıyısında 1487 yılında B. Dias’ın keşfettiği yüksek burun. “Ümit Burnu’nun keşfi Asya’yı bütün ihtişamıyla Batı’ya tanıttığı gün, Ortaçağ sona erer.” BDE.s.31.

Ümit Yaşar: Ümit Yaşar Oğuzcan (1926-1984). 1940 sonrası Türk şairi. “Ümit Yaşar’ın şiirleri ancak kerhanelerde ilgi toplıyabilir.” Jur.I.s.181.

Ümit: Ümit Meriç Yazan (1946-....).Cemil Meriç’in kızı ve Kurumlar Sosyolojisi Profesörü. Oğlu Mahmut Ali ile kızı Ümit liseyi bitirene kadar, yaz tatillerinde babalarına yardımcı olurlar.” SNK. s.i2.

Üniversite Gençliği: Prof. Nephan Sara’nın i975 yılında İ.Ü.E.F. Yayınları arasında neşrettiği eserinin adı. “Anomi hakkında tafsilâtlı bilgi için Prof. Nephan Sara’nın Üniversite Gençliği, İ.Ü.E.F. Yayınları,i975, adlı incelemesine başvurabilir.” BFH.s.65. Ünlü Kişilerin Hayatı: Yunanlı yazar Plutarkhos (50-i25)’ın 46 Yunanlı ve Romalı ünlü kişiyi anlattığı eseri. “Demosthene ile Ciceron, Suetone, birkaç yıl sonra, On İki Sezarın Hayatı ile beraber ‘Ünlü Kişilerin Hayatı’nı da kaleme alır.” KA.s.39i.

Üreticilerin El Kitabı: Saint-Simon (i760-i825)’un i823-i824 dört defter halinde hazırlanan fakat i.2. ve4. defter olarak yayımlanan eseri. 3. defter Comte’un tarafından hazırlanmıştır. “Aralık i823’den Haziran i824’e kadar”Ureticilerin El Kitabi”başğı altında dört kitap yayımlanır.” SSSS.II.s.35.

Üreticilerin El Kitabına: Saint-Simon (i760-i825)’ın Auguste Comte ile birliktei823- i824 yıllarında yazdığı dört defterden oluşan eserinin adı. “Üreticilerin El Kitabı”na (1823-24) eklenen bir parçada ise şunları okuyoruz:” Proleterler sınıfı da, zenginler kadar yararlı ve yaratıcı.” SSSS.s. i35.

Üsküdarlı Talat Bey: Üsküdarlı Ahmet Talat (1858-1926). Meşrutiyet dönemi şair ve yazarı.” Mağ.s.204[2]

Üslup-u sihrâmiz: Büyüleyici üslup. “Bu rûya ikliminin halikı: tannan bir hassasiyet, bir kalb-i râşedar ve üslûp-u sihrâmizdir.” BÜ.s.122.

Üss-ü İnkilap:Ahmet Mitat Efendi’nin 1853 Kırım Muharebesinden Sultan II. Abdulhamit Han’ın culusuna kadar geçen olayları anlattığı eseri. Eserin yazılmasını Sultan II. Abdülhamit Han istemiştir. Eser Sultan Abdülaziz dönemini saygı ifâde eden bir üslüpla ama şiddetle tenkit etmektedir. “Mithat efendiyi okumalıyız ama ‘Rakım efendi ve Eflatun bey, ‘Hasan Mellah,gibi hikayelerini değil ‘Avrupa’da bir Cevelan, ‘Üss-ü İnkilab, ‘Niza-ı ilim ve Din,gibi ciddi kitaplarını.”.” Kİ.s.232.

Üstureler: Masal, Efsane. “Üstureler ezelden beri karamsar.” UU.s.104.

Üsturevi: Efsanevî. Avrupa’nın tamamen milli,mahalli hatta üsturevi kıymetlerini bütün dünyaya telkin etmesi üzüyor bizi.Jur.IIs.184

Ütilitarianizm: Felsefede faydacılık. “Ütilitarianizme göre, insan, eleme de hazza da yatkındır" KA.s.101.

Ütilitaryanizm: İngiliz filozof ve iktisatçı Stuart Mill (1806-1873)’in 1863 yılında yayımladığı kitabın ismi. “Diğer eserleri de şunlar: ‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsil Hükümet’, ‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’ (1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.

Ütopyacı Sosyalizm: Sınıf mücadelelerini ve sınıfları ortadan kaldırmaya yönelik proletarya diktatörlüğünü temel alan bilimselsosyalizme karşıt olarak Saint-Simaoncu, Fouriercilik gibi duygusal ve reformcubir ideale dayanan sosyalist öğretilere F. Engels’in taktığı küçümseyici ad. “Ütopyacı Sosyalizm Engels’in Reybaud’dan aldığı bir tabiridir.” SNK.s. 147.

Vacherot: 1809-1897 yılları arasında yaşayan Fransız felsefecisi. “Demokrasi adaletin temelidir, Vacherot’ya göre.” BÜ.s.69.

Vafi Bey: Peyami Safa’nın 1949 yılında yazdığı Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli romanındaki şahıslardan biri. “Dualar mırıldanan Vafi Bey, Bursa canavarının bıçakladığı teyze, iyi saatte olsunların kaçırdığı ermeni kadın, kaybolan anahtar, merdivenlerde dolaşan fotoğrafçı.” Kİ.s.227.

Vaftiz: Hristiyanlıkta Hz. İsa’nın kilisesine katılmanın hukukî ve kutsî göstergesi. "İsa'nın risalet hayatı, vaftiz oluşuyla ve çölde şeytan tarafından baştan çıkarılma teşebbüsüyle devam eder."IDG.s.114.

Vahdaniyet: Birlik anlamında olup İslamda Allah’ın birliğini ifade eder. "İslam’da vahdaniyet temel prensiptir.” IDG.s.76.

Vahiy: Lügatlarda; gizli konuşma, işaret etme, emretme, ilham etme, ima etme, fısıldama, mektup yazma, elçi gönderme, acele etme, seslenme gibi anlamları olan bu kelimenin İslâm dininde ki istilahî manası: Yüce Allah'ın vasıtasız olarak veya değişik vasıtalarla (Cebrâil (as) vasıtasıyla) emirlerini peygamberlerine bildirmesidir. “ İslâmiyet gibi geleneksel bir medeniyette, kozmolojik ilimler sıkı sıkıya vahiye bağlıdır, çünkü böyle medeniyetlerde vahiy eseri olan ezelî mebdeler, başka bir deyişle “egemen düşünce” kendini her yerde gösterir.” IDG.s. 73.

Vaişya: Hint Kast sisteminde üçüncü kast. Brahmanlar ve Kşatriyalar’dan sonra gelen ve zanaatkârlar, çiftçiler, ve çobanların temsil ettiği sınıf. “İyi ile kötü ayrıldı birbirinden. Ağzından Brahman’ı, kollarında Kşatriya’yı, bacaklarından Vaişya’yı, ayaklarından Şudra’yı yarattı.” BDE.s.324.

Vâiz: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler kısmında yer alan kitaplarından birisi. Eser, hayattan gam alma mantığını aşılayıcı konular içirmektedir."Vâiz, Eyyub'ün zıddı olan bir düşünceyi sergiler." IDG.s.110.

Vak’a-i Hayriye: Yeniçeri Ocağının kaldırılması hâdisesi için kullanılan tâbir. Yeniçeri Ocağının imhâ edildiği 15 Haziran 1826 târihi için Osmanlılar ve târihçiler “Vak’a-ı Hayriyye” tabirini kullandılar. “Kaynarca’dan Vak’a-i Hayriye’ye kadar geçen zaman için, Hammer’i tamamlayacak bir tarih yazmak vazifesini ona vermişti.” UU.s.318 Vakit Gazetesi:1875 yılında Filip Efendi tarafından çıkarılmaya başlanan ve 1879 yılında kapatılan gazete. “Aff-ı şahaneye mazhar olmak için her fedakârlığı göze alan Suavi Efendi, Vakit gazetesine usul-ü meşveret aleyhinde uzunca bir bend yollar.” Mağ.s.151.

Vâlâ Nurettin: (1901-1967). Cumhuriyet Devri şair, gazeteci ve yazarları..“Vâlâ Nurettin ne kadar gazeteci, Reyyan ne kadar avukat,Türk burjuvazisi ne kadar burjuva ise,Ümit Yaşar da o kadar şair. Jur.I.s.140.

Valance: Fransa’da Paris’in 560 km güney doğusunda bir yönetim merkezi “İspanyo anarşistleri, Valence’deki bir toplantıda şöyle diyorlardı: “Toplum boyun eğerse ne âlâ.” BFH.s.37.

Valery: Paul Valery (1871-1945).Fransız Sembolist ve Engzistansiyalist şairleri ve deneme yazarı. “Flaubert romanlarını aşar, kimine göre. Valery şiirini aşar.” BÜ.s.235. Valmiki: Ramayana Destanı’nın yazarı olarak gösterilen bilge kişi. Aynı zamanda Valmiki destanda Zikredilen bir şahıs. Bu şahıs Destan kahramanı Rama’nın karısı Sita’yı Çitrakuta’daki çile yerinde korumuş, ikiz çocukları Kusa ve Lava’ya destanı öğretmiştir. “Batı'nın varlığını daha dün fark ettiği tabiat,Valmiki'nin gözönüne serdiği dünya yanında , bir tiyatro dekoru kadar cansız.” BDE.s154.

Valois: 1328-1589 arasında Fransa’da saltanat sürmüş krallar hanedanı. "Valois'lar devrinde, Fransız edebiyatını nasıl bir idealın yenileştirdiğini gösterir:"KA.s.116.

Vandalizm: Sanat eserlerini güzel ve yararlı şeyleri tahrip etme zihniyeti. Vandalın düşünce ve davranış biçimini benimseme. “Sonra tarihi tersine çeviren ve altı yüz yılın emeğini yok eden Vandalizm.” BFH.s.148.

Vankulu: Vankulu Mehmet Efendi. (?- 1592) Türk dil ve din âlimi. Arapça’dan tercüme ettiği Sahhah Lügatı Lâle Devri’nde İbrahim Müteferrika’nın İstanbul’da kurduğu, ilk Türk matbaada basılan ilk eser olmuştur. Vankulu, Sahhah Lûgatını Türkçe’ye çevirir ve 1729’da Müteferrika tarafından basılır, bunu Esat Efendi’ninki takip eder. Arkasından Firuzabadî’nin lügatı Farsça’dan Türkçe’ye çevrilir: Kaamus-u Okyanus.” SNK.s.322.

Vâ-Nû: Bkz.Vâlâ Nurettin. “Evde babasından duysuğu Türkçeyi konuştu, okumaktan vazgeçti, yahur Ulunay’ı, Burhan Felek’i, Vâ-Nûyu okudu.” Jur.I.s.140.

Varlık ve Yokluk: Etre et le NeantJ.P.Sarte’ın1943’te yayımladığı eseri. “Bir Varlık ve Yokluk’u kaç bahtiyar okuyabildi? Oysa egzistansiyalist roman orta mektep talebelerinin çantasında ve hafızasında” KA.s.137.

Varlık: 15 Temmuz 1933 tarihinden itibaren Yaşar Nabi Nayır’ın çıkarmaya başladığı Türkiye’nin en uzun ömürlü edebiyat dergisidir. Cumhuriyet,Varlık,Türk Dili.” Jur.II.s.200.

Varoluşçular:Varlıktan çok insanın yaşantıları üzerinde duran ve varoluşun özden önce geldiğini savunan felsefe akımının mensupları. “Varoluşçuların entelektüel anlayışı da müphem ve kaypak.” Mağ.s.20.

Varron: Marcus Terentius Varro (MÖ.116-MÖ.27). Latin yazarı. “Varron’un edebiyatla ilgili eserleri kaybolmuş mesala yazarların hal tercümesi.” KA.s.389.

Varuna: Rigvede’da adı geşen en büyük tanrılardan biri. Genellikle Tanrı Mitra ile birlikte anılır. Varuna, Rigveda’larda cihanşumul bir tanrı olarak addedilir ve fizikî ve ahlâkî düzeni ayakta tumakla övülür. Sonra Mitra ışık oldu, bütün ihtişamı ile ışık. Varuna da ayı, yıldızları ile gece.” BDE.s.101.

Varuni: Hint içki ve şarap tanrısı. “Önce Surapi çıktı denizden .sonrası şarap Tanrıçası Varuni, gözleri sarhoşluktan şimşek şimşek.”BDE.s.157.

Vasavadatta: MS. VII asırda yaşayan Hint yazarı Subandu’nun romanı. “En taninmis romani ‘Vasavadatta’. ” BDE.s.208.

Vasco da Gama: (1469-1524) Hindistan’a giden deniz yolunu keşfiyle maruf Portekizli denizci. “Vasco da Gama’nın 1498’de açtığı yoldan Asya’yı Hristiyanlaştırma’ya koşan kişiler de, dikkati Uzakdoğu’ya çektiler.” BDE.s.34.

Vassaf: Sefarettin Abdullahbin Fazlullah Şirazî Vassaf (1264/1265-1334). İranlı şair ve tarihçi. Tarih-i Vassaf isimli 5 ciltlik eseriyle ün yapmış olup devrinde otorite olark kabul edilen bir ilim adamıdır.“Vassafıl’ın ‘İlhanlılar Tarihi’ni tanıtmış Avrupa’ya.” Kİ.s.103.

Vatikan: 11 Şubat1929 tarihinde Papalığa mutlak ve gözle gmrülür bağımsızlık; milletler arası alanda bile güvence altına alınmıştartışılmaz bir hükümranlık sağlamak için kurulan, başkanı papa olan bağımsız devlet. “Vatikan'ın yıldırımlarıylada. Ruh-ül Kudüs adına, başında mihveri, sağı solu bombalayan papayı görünce basıyor kahkahayı.”IDG.s.162.

Vauban: (1633-1707) Fransız mimar, iktisatçı ve mareşal. Lille ve Namur şehirlerinin kuşatılşmasında komutandır ve Fransa sınırlarında birçok keleyi onartır. Vauban, yorulma bilmeden amacın gerçekleşmesi için çalışmadı mı?” UU.s.225.

Veblen: Thorstein Veblen (1857-1929). Amerikan İktisatçı ve sosyolog. Birinci Cihan Harbi’den sonra Almanya’da Mannheim ve Lukacs, Fransa’da Goldmann, Amerika’da Sorokin, Veblen, Znanieczki.” SNK.s.204.

Veda İlahileri: Marx Müler (1823-1900)’in “Doğu’nun Kutsal Kitapları” isimli eserler serisinde yer alan ve Hint kutsal metinlerini İngilizce’ye tercümesinden oluşan eserinin adı. “Külliyat’ta Müller’in İngilizce’ye kazandırdığı ‘Felsefi Upanişatlar’, ‘Sanskrit Edebiyatları Tarihi’, ‘Sakskritçe Gramer’ ya da asıl adıyla ‘Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?’ en önemli eserlerinden.” BDE.s.68.

Vedalar Üzerine Deneme ya da Hindular’ın Kutsal Metinleri: On the Veda sor Sacred Writings of the Hindus. Colebrook’un 1805 yılında yazdığı eseri. “ ‘Vedalar Üzerine Deneme ya da Hindular’ın Kutsal Metinleri” (1805) adlı eseri bugün de değerini kaybetmemiştir.” BDE.s.42.

Vedalar:Veda kelimesi bilgi anlamına gelmektedir.Vedalar kutsal bilgi kitaplarıdır.Hint Aryaları’nın en eski eserleri olup çoğunluklar ilahilerden oluşur.Dört tane Veda kitabı vardır.Bunlar Rigveda,Yacurveda,Samaveda ve Atharvaveda’dır. “Shelley (1792-1822) kâh Vedalar’a dalar, kâh Binbir Gece Masalları’na.” BDE.s.44

Vedanga: Dilbilgisini, fonetiği, etimolojiyi, astronomiyi ele alan, Vedalar’a bağlı metinlerin genel adı. “Sutralar Vedanga’nın en önemli kolu, dilbilgisi de.”BDE.s. 122.

Vedanta: Hintli’lerin Upanişatlar için kullandığı isim Vedaların sonu anlamına gelmektedir; Zira Upanişatlar Vedalar’ın sonuna ilâve edilmiştir. “Şankara’nın (788 - 820) “Vedanta”sına dayanarak Batı’nın bütün bilginlerini küçümseyen Tolstoy budizmin tesiri altında her türlü şiddeti makûm eder.” BDE.s.70.

Vedat Günyol: (1912-...). Cumhuriyet sonrası araştırmacı, deneme ve tenkit yazarı. “Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol’a veryansın ediyor Naci Bey” KA.s.341.

Vefayat ül-Ayan: Vefeyât-ül-A’yân ve Enbâu Ebnâ-iz-Zemân On üçüncü asırda yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh ve târih âlimi Ibn Hallıkan (1211-1282)’ın tarihi ve Biyoğrafik bilgiler ihtiva eden meşhur eseri. “Ibn Hallıkan, İslamın Plutarque Vefayat- ül Ayan birçok yazarın hal tercümesini intiva eder.” KA.s.394.

Velet Çelebi: Konya 1868 - 1953 Ankara. Cumhuriyet dönemi Türk dili araştırmacısı. “Velet Çelebi Doktor Knoş’un bir kitabına yazdığı önsözde,Vefik Paşa’nın Lehçe-i Osmanisi’de Şemsettin Sami’nin Kamus-u Türkisi de, Redhouse’un müsveddelerinden faydalanılarak tertip edilmiştir,hükmünü veriyordu.” Kİ.s.267

Veli Hasan Ağa: Yaşar Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan roman kahramanlarından birinin adı. Veli Hasan Ağa, okuyucuya yakası açılmadık küfürler dinletmek için şöyle bir görünüp kayboluyor.KA.s.349.

Velidi: Bkz. Zeki Velidi Togan. “Muhakkak olan su ki, Bilgi dergisinde yayimlanan bu makale Mustafa Kemal tarafindan okunmuş ve beğenilmiş.1930’da Çankaya’da cumhurbaşkanı ile karşılaşan Velidi iltifata mazhar olmuş.” IDG.s.232.

Vemana: Xv. asrın ilk yarısında yaşaması muhtemel olan Tamul Edebiyatı şairi. “Telugu Edebiyatının en tanınmış Şairi Vemana.” BDE.s.297.

Venedik Taciri: William Shakespeare (1564-1616)’in 1596 yılında yazdığı komedisi. “Filhakika “Venedik Taciri” nin dayandığı iki hikayenin de kaynağı budizmdir.” BDE.s.40.

Venedik:İtalya’da ,Veneto’nun merkezi olan şehir. “Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari münasebetler vardı.” BFH.s.89.

Venüs. Aphrodıte (Venüs) Göz kamaştıran bir güzelkliğe sahip olan Aphrodite (Venüs ) güzellik tanrıçasıdır. Efsaneye göre dalgaların köpüğünden doğmuştur. Bir ilk bahar sabahı, Kıbrıs adası kıyılarında kıpırtısız olan deniz birden bire köpüklü beyaz bir dalga ile hareketlendi. Bu dalga ile birlikte bir sedef kabuğu kıyıya vurdu. Sedefin kapağı açıldığında içinden güzeller güzeli Aphrodite (Venüs ) çıkmıştı. Beraberinde aşk tanrısı olan oğlu Eros da vardı. Kumsalda yürüdükçe bastığı yerlerde renk renk güzel kokulu çiçekler açıyordu. Daha sonra onu ve oğlunu alıp Olympos'a çıkardılar. Olympostaki tanrılar bu güzeli görünce hayranlıklarını gizleyemediler. Ogünden sonra Aphrodite güzellik ve aşk tanrıçası olarak Olymposta diğer tanrı ve tanrıçalarla birlite yaşamaya başladı. Güzellik, aşk, mutluluk, servet Tanrıçası Lakşmi, çalkalanmasından doğmuş. Bir adı da Sri. Doğuşuyla Venüs’ü hatırlatır, adıyla Seres’i.” BDE.s.128

Vergilius: Publius Moro Vergilius (MÖ.70-MÖ.19)Latin şairi. “Racine’in, gerçek seyircileri Homeros, Vergilius, Sofokles.” KA.s.449.

Verhaeren: Emile Verhaeren (1855-1916) Eserlerini Fransızca yazan Belçikalı sembolist şair. Verhaeren’den manzum bir tercüme: Emek, Amaç, Yirminci Asır, v.s. Mağ.s.281.

Verite: Gerçek, hakikat. Tarih Verite’lerle mesgul olur.” SNK.s.48.

Verlaine: Paul Verlaine1844-1896 Fransız şairi. Sembolizminin öncülerinden olan Verlaine, empresyonist cizgide de değerlendirilmektedir. “Max Nordau, Beethoven’den Tostoy’a, Verlaine’den Rimbaud’ya kadar geçen asrın bütün şöhretlerini tereddi ile damgalar.” BÜ.s.227.

Versailles Bahçeleri: Versailles şato ve XIII. Louis,1624’te Versailles köyü yakınlarında küçük bir tepede bir av köşkü olarak yaptırdığı ve 10 yıl sonra mimar Le Roy, köşşato haline getirilen yer. “Bahçeleri Versailles Bahçeleri gibi tahtlara ayrılmış toplum ama tahtların sınırı belirsiz.” BÜ.s.217.

Versailles: Fransa’da Paris’ın 15km güney-batısında department merkezi. Çünkü Paris veya Versailles edebiyat sosyetesi,bir neslin dar zaman sınırlarına mahpustu ve kendi kendine yeten bir topluluktu.” KA.s.398.

Versay Anlaşması: 28 Haziran 1919 tarihinde I. Dünya Savaşı sonunda Almanya ile İtilaf devletleri arasında imzalanan barış anlaşması. “Versay anlaşmasıyla bütün haklarından mahrum bırakılan Cermenler bir yandan Ficthe, Herder Nasyonolizmini, bir yandan yeni doğan sosyalizmi kaynaştırır.” SNK.s.133.

Versay: Bkz. Versailles.“Versay’a yürüyenler kimlerdi biliyor musunuz?Yüzbin XVI.louis ile yüzbin Marie-Antoinette.” UU.s.176.

Veyl: Yazık, vah anlamında kullanılan bir kelime. “Veyl kuvveti olmayanlara.” BDE.s.335.

Veysi: Cemil Meriç’in mektuplaşğı, görüşğü ve sevdiği İngilizce öğretmeni Lamia Çataloğlu’nun oğlu. “Ben bu üç insanı, Veysi’yi, Ayşe’yi, Babür’ü küçültecek, bu üç insanın yüzünü kızartacak, onları annelerinden utandıracak her hareketi cinayet sayarım.” Jur.II.43.

Vezin: Dizeyi oluşturan kelimelerdeki hecelerin nitelik (aruz) ya da nicelik (hece)bakımından denkliğine dayanan ahenk unsuru. Kullandıkları vezin renklerin aleksandrenidir (6+6).Jur.II.172.

Vicayanagar: Karnataka Hint devleti sınırları içinde Tungabhadra’nın kıyısında bulunan ve aynı adı taşıyan büyük bir imparatorluğun (1336-1565) bugün harabe şeklindeki başkenti. “1565’de, bir hindu krallığı olan Vicayanagar’a Müslümanların eline geçiyor ve Telugu edebiyatını ihtişamı tarihe karışıyor, şairler erotik konulara iltifat ediyorlar,edebiyat da oyun oluyor.” BDE.s.298.

Vico: Giambattista Vico (1668-1744) İtalyan tarihçisi ve filozof. “İbn-i Haldun akıl, Vico seziş. İkisi de zirvedir.” BÜ.s. 230.

Vicq d’Azyr: Felix Vicq d’Azyr (1748-1794).Fransız hekim ve anatomici. “Volteire’i, Rousseau’yu, İdeologlar takip eder: onlar da materyalisttir: d’Holbach, Vicq d’Azyr, Cabanis.” SNK.s.277.

Victor Hugo: (1802-1885) Fransız şair, tiyatro ve roman yazarı. Cromwell önsözü ile romantizmin ilkelerini ortaya koyan kişi ve Sefiller yazarı. Klasik Fransızca, Amyot, Rebelais, Montaigne ile Cheteaubriand, Victor Hugo, Honore de Balzac arasında başlayıp biten Fransızca'dır..’.” Kİ.s.53.

Vidarba: Hint edebiyatındaki Nala ile Damayanti hikâyesinde mekan. “Yeni açmış bir nilüfer kadar temizmiş, Vidarba hanımın kızı aşktan habersizmiş.” BDE.s.355.

Vidarbalar Ülkesi: Bkz. Vidarba. “Vidarbalar ülkesine uçarım, sevgilisine aşkından söz açarım.” BDE.s.355.

Vietnam: Güney Doğu Asya’da başkenti Hanoi, Resmi dili Vietnam dili olan devlet. Suçlu durumuna düşen kızlar mı? Vietnam haklı mı? KA.s.342

Vigny: Bkz. Alfred Comte de Vigny. “Birçok büyük eserlerin ilk şekillerini bu dergide buluruz: Musset’in Geceler’i, Vigny’nin Kaderler’i, Merimee’nin Colombo’su.” BÜ.s.103.

Vikramaditya: Hindistan’da IV. asırda hükümdar olan II. Çandragupta’nın lakabı. 4. yüzyılın sonlarında tahta çıkan II. Çandragupta bu hanedanın en ünlü hükümdarı, lakabı: Yiğitlik Güneşi (Vikramaditya).”BDE.s.184.

Viktorya: Manuel Felix Fernandez Victoria (1786-1843). Meksika fedaral Cumhuriyetinin ilk başkanı. “Zaman zaman göz kamaştıran çağlar: Firavunların, Roma’nın, Charlemagne’nın, Charles Quint’in, Napolyon’un, Bismark’ın ve Viktorya’nın çağları.” Jur.I.s.387.

Vilambiyakanar: Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatının önemli manzum eserlerinden biri olan “Kıymetli Taşlar”isimli eserin yazarı. “Bir başka vecize kitabı da Vilambiyakanar’ınki.” BDE.s.288.

Villon: Françaois Villon (1431-1463’ten sonra) Fransız şairi. Nitekim Chaucer veya Villon gibi orta çağ yazarları, matbaanın icadı sırasında yaşadıkları ve editör bulabildikleri için, gerçek anlamı ile edebiyatın malı olmuşlardır.” KA.s.396.

Vina: Kalın bir deynek üzerine monte edilmiş,dört teli ve sesi yankılayan iki asmakabağı olan kithara. En önemli Hint telli çalgılarından biri. Bazen bir lotüsse kurulup vina çalar.” BDE.s.126.

Vinaya-Pitaka: Pali Edebiyatında miladın hemen öncesinde veya başlarında yazıldığı sanılan “Dustur”un ikinci bölümünü oluşturan dini manzum metinlerden oluşan tomarın (sepet de denir) adı. “Vinaya-Patika, sepetlerin ikincisi.” BDE.s.170.

Vinci’nin Herodiad’ı: “Vinci’nin Herodiad’ına benziyordu”.Jur.II.s.59.

Vipaşsit: “Hayatı bir fazilet destan olan hükümdar vipşsit ,bilmeyerek işlediği bir hata yüzünden cehennemde kalmaya mahküm.” BDE.s.156.

Virgile: Richelieu, DeLille’in Akademi’ye giremeyecek kadar genç olduğunu söyleyince, üyelerden biri haykırmış: “Çok mu genç? İki bin yaşında, Virgile kadar yaşlı.” BÜ.s.117

Virginie: Virginia ya da Verginia, Romalı kız çocuğu (MÖ449-441). Efsanevi hayatı söyledir: Bir centurionun kızıydı.kendisine karşı cinsel bir istek duyan decemvir Appius Claudius,amacına ulaşmak için etkisini ve magistratuslukyetkisini kullanmaya kalkışır. Kızının namusunu kotumak isteyen baba onu öldürdü ve Avantino tepesine sığındı. Juliette kadar geçsin.Virginie kadar çocuk.Ben de Romeo’nun kara sevdasıyla tutuşuyorum.Jur.I.s.327.

Virilite: Erkeklik, yüğütlik anlamında Fransızca bir kelime. “ ‘Virilite’si olmayan bir sınıf, ‘virilite’si olmayan bir şair.” Jur.I.s.139.

Virjil: "Konfiüçyüs de unutulmamış. Sonra yamaçlarda sohbet edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens, Fenelon. Az ötede, bir başka kafilenin şeyhi Horas ve maiyeti : Pope'lar.Boileau'lar, Montaigne'ler".” Kİ.s.51.

Virtüozluk: Virtözün müzükteki kabiliyet ve başarısı, ustalık. “Baş kaygıları virtiozluk.” KA.s.89.

Visuddhimagga: Arılığın yolu, V.asırda Budacı yazar Buddhaghosa’nın Pali Dili’nde yazdığı ve Tripitakayasasının tamamını özetleyen eserin adı. “Ayrıca "Visuddhimagga" adlı eserinde , budizmin Pali dilindeki en sistematik açıklamasına yer vermiş ,destanlara başvurmuş bunun için , şiire başvurmuş ve eser , edebiyat açısından da önemli bir değere kavuşmuş .”BDE.s. 171.

Vişnu Tarikatı: Şivacılık ve Şaktiçilik ile birlikte Hinduculuğun başlıca biçimlerinden biri. Vişnucular, Vişnu’yu yüce Brahmanın kişi olarak görünüşü kabul ederler. “Hakkinda bilinen tek sey Visnu Tarikatindanbir Brahman olduğu” BDE.s.208.

Vişnu: Hint’in üç biyük tanrısında biri. Değerleri: Brahma ve Şiva. Vişnu, güneş tanrısıdır, üç adımda dünyayı dolaşır. “O çağa şeref veren sekiz telugu şair var, hepsi de ya Vişnuyu terennüm etmiş, ya Şivayı, yani eserleri birer yankı.” BDE.s.298

Vişnucu: Bkz. Visnu Tarikatı. “Bir çok din adamı, Vişnucu ve Şivacı birçok şair bu tepkiyi bayraklaştırmışlar.”BDE.s.148.

Vişnuşarman: Hint şair ve yazarı. Hayatı hakkında bilgiler tahminidir. IV.asırda Keşmir’de yaşadığı sanılmaktadır. Dünya üzerinda yazılmış, bugün tanıdığımız birçok masala kaynaklık yapan Pança-Tantra’yı yazdığı tahmin edilmektedir. “Yazar (büyük ihtimalle Vişnuşarman) belikli usta bir şair.” BDE.s.232.

Vivekananda: “Ramakrişna’nın izleyicisi Narendranath Data (1862-1902)’nın dini adı. “Ramakrişna: (1836-1886)Tek satır bırakmamış bir peygamber, mürşidi Vivekananda, asıl adı Narendranat Datt (1862-1902) ikiside Bengalli.” BDE.s.279.

Vivian Derozio: (1809-1831).Hindistanlı şair. İngilizlerin Hindistan’daki kültür politikasının neticesi olarak eserlerini İngilizce yazan ilk Hint şairidir. “İngilizce yazan ilk Hint şairi Vivian Derozio (1809-1831).” BDE.s.94.

Viyana Bozgunu: II. Viyana Kuşatması, 14 Temmuz 1683 terihinde başlayan ve Osmanlı’nın yenilgisiyele sonuçlanan, nihayetinde 1699 Karlofça anlaşmasının imzalandığı şavaş. “Belki Viyana bozgunu, belki Yeniçeri, Talebe-i Ulum isyanları belki Tanzimat, belki Cumhuriyet’in kuruluşu...” KA.s.354.

Vizigot: Gaolar grubuna başlı olan en eski alman halkı.“O devirde, batıda iş başındaki papalar, Fransa ve İtalya’da tahta çıkan krallar, Bizans imparatorları, İspanya’nın vizigot hükümdarları, İslam âleminde hüküm süren halifeler.” Kİ.s.153.

Vogüe: Eugene Melchior De Vogüe (1848-1910) Fransız denemeci ve yazar. Konusmayi kitabina alan Vogue,bayilir bu tesbihe” Mağ.s.82.

Vokabüler: Söz varlığı. “Esasen vokabüler üzerinde durmak, yani, yerleşim yerleri ‘Arapça’dır diye atmaya kalkmak’, sadece cehaletle kabil-i izahtır.” Jur.I.s.72.

Volney: Costantin François De Chasse-Boeuf Volney (1757-1820). Arapça öğrenmek için Lübnan’daki bir Kıptî manastırında sekiz ay kaldıktan sonra Mısır ve Suriye’yi dolaşan ve bu seyahati neticesinde 1787 yılında Mısır ve Suriye Yolculuğu kitabını yazan Fransız filozof. Harflerimizi değiştirmemizi ilk defa teklif eden İslam düşmanı Volney’dir. Münif Paşa’nın hocasıdır.” SNK.s.295.

Voltaire: François Marie Arouet Voltaire (1694-1778) Fransız fikir adamı ve yazar. “Katıksız demokrasi ayaktakımının “despotizmidir”, diyor Voltaire.” BÜ.s.169.

Von Hammer: Bkz. Hammer. “Von Hammer Kurdugu dergi de oryantalizmin gelismesinde buyuk bir rol oynayacaktir (1809-1818)” Kİ.s.62.

Voss: Johann Heinrich Voss (1751-1826). Alman mütercimi adamı ve şair. "Lessing'in, Herde'in Homer mütercimi Voss'un, klasik filolojinin kurucusu F.A. Wolf'un, olgunluk çağındaki Geothe'nin ve son yıllarında Schiller'in, Kant'ın, filozof devlet adamı Wilhelmvon Humbolt'un klasisizmi Alman terbiyesini etkiler".” Kİ.s.74.

Votka: Tahıl tanelerinden yapılan ve Rusya, Polonya vb. gibi ülkelerede çok miktarda tüketilen damıtık içki. “Votka inhisarı 130 milyon Rus’a bir milyar ruble (2 milyon 660 bin frank) ödetiyor.” BFH.s.81.

Vulgate:Aslını merak ediyorum;aynı cümle Vulgate’da da var:”Et Spiritus Dei ferebatur super aquas.” (Vulgate,Tevrat’ın İbranice aslı kadar geçerli sayılan Latince tercümesi.) UU.s.338

Vurun Kahpeye: Halide Edip Adıvar (1884-1964)’ın 1926 yılında yazdığı romanının adı. “Halide Hanım, Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri Yaban’ı ve Panaroma’nın ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok Fransa’nın bu gerip taşra kasabasını hatırlamış değil midirler?” KA.s.315.

Wagner: Richard Wagner (1813-1883). Alman bestecisi ve dramaturg (Dram yazarı.) Eserlerinde tarihsel kisiliklere, hayali kahramanlara mitolojiye yer vermesi ve sahne eserlerini şiir,dans, müzikle süsleyeyerk bütüncü bir sanat anlayışı ortaya koymaya çalışması mihim bir özelliğidir. Ayrıca, sanatları ilk defa birleştirmek fikri Wagner'indir.“Almanya’da Gobienau’nun en büyük takdirkârı Wagner (1813 - 1883), Latin geleneğine düşman olduğu için Hint ve Cermen mitolojisi ile ilgilenir.” BDE.s.69. Walt Whitman: (1819-1892) Amerika’nı en büyük şairlerinden biri ve yazar. “Zola, Walt Whitman ile beraber bir gerçek demokrasi peygamberi olmak edasını taşır.” KA. s.312.

Walter Bagehot (1826-1877). İngiliz İktisatçısı ve hukukçusu.. “E.B.Taylor’un İlkel kültür ‘üyle Walter Bagehot’un Fizik ve Politikası 1871-1872 de yayınlanır.” Kİ.s.21. Walter Scott: (1771-1832) İskoçyalı. Tarihî romanın öncülerinden ve şair. “Talisman” adlı romanında Aslan Yürük Rişar ile Selahattin Eyyubî’nin mücadelesini, Robert Of Paris isimli kitabında da Bizans devri İstanbulunu tasvir eder. “İskoçya, walter Scott’un cazibesine yakalananlar için kendi vatanlarından daha canlı, daha gerçek,daha iyi bilinen bir dünyadır.” BÜ.s.112.

Waterloo Savaşı: Napılyon I’in 18 Haziran 1815 yılında İngiliz ve Prusyalılara kadrşı kaybettiği savaşın adı."19. asır 1814 waterloo savaşı ile başlar SNK.s.77.

Waterloo: Bkz. Waterloo Savaşı. “Waterloo’da sona eren kanlı devreyi uzun barış yılları takip etti.” UU.s.34.

Way of Life: İngilizce bir kelime grubu olup “hayat şekli”, “hayat tarzı” gibi anlamlara gelmektedir. Amerikan hayat tarzı (way of life)ile batı aydınlarının ideoloji diye adlandırdıkları mefhum taban tabana zıt birbirine.” Mağ.s.50.

Weber: Max Weber (1864-1920). ünlü Alman düşünürü ve sosyoloğu. Weber'in büyük önemi, onun Emile Durkheim'la birlikte, ayrı ve bağımsız bir disiplin olarak modern sosyolojinin kurucusu olması olgusundan kaynaklanmaktadır. O, sosyal bilimlere felsefi bir temel, sosyolojiye de kavraİ.Sal bir çerçeve kazandırmıştır. “Weber, Protestan insanın yani Hristiyan Avrupa’nın destancısıdır.” BÜ.s.186.

Webster: Noah Webster (1758-1843). Amerikalı gazeteci, dilbilim uzmanı ve sözlük bilimci. İngiliz ve İngiliz ve Amerikan İngilizcesi üzerine yazdığı değişik sözlüklerle bilinir. “Kelimenin antropolojik manasını ilk belirten İngilizce sözlük, Webster’in “New Internatıonal Dictionary”sidir.” Kİ.s.39.

Weltanschanug: Almanca bir kelime olup dünya görüşü anlamına gelmektedir. Kelimenin Fransızcadaki karşılığı: “Conception du Mondeİngilizce de ise: dir. “Büyük kilisenin Hristiyan Ortodoksluğu ister istemez bu Weltanschanug'u yikmaya çalışacaktı.” IDG.s.224.

Weltliteratür: Dünya edebiyatı anlamında gir kelime. Cemil Meriç’ten kelimenin banisinin Goethe olduğunu öğreniyoruz. Kelimenin İngilizce karşılığı: World literatere, Fransızca’da ise Litterature universell’dir. “Milli edebiyatlar belli bir belli bir gelişme merhalesine varmadan, gittikçe yoğunlaşan alışverişlerle bütünleşmeden dünya edebiyatından söz edilebilir mi? Goethe etmiş: Weltliteratür, Avrupa dillerine onun armağanı (Kunst and Altertum Dergisi,1827).” KA.s.24.

Wertheimer: Şakirtleri bilhassa 1912’den sonra Wertheimer, Gestalt diye tanınan psikolojik doktrini çıkardılar.” KA.s.426.

Westfalya Antlaşması[3]: Otuz Yıl Savaşları sonunda 1648 yılında Almanya ile muhaliflerinin imzaladıkları anlaşma. Almanya'ya gelince.. Otuz Yıl Savaşı ile Westfalya antlaşması, Almaya tarihinin en karanlık devirleri: Ülke parça parçadır".” Kİ.s.68.

Westminister-Hall: “Westminister- Hall’de yanılmıyorsam birinci Charles Stuart’ın hatıralarıyla ilgili bir cümle hafızamı rahatsız ediyor: baltayla oynamayınız.” Jur.II.38. Whitman :Walt Whitman (1819-1892). Amerikalı şair vr deneme yazar. Leaves of Grass ( Çimen Yaprakları) isimli şiiriyle kendisini Amerika’nın en büyük şairi olarak kabul ettirdi. “Amerikan şiirinde, Hint’in en büyük temsilcisi Whitman’dır (1819 - 1892).” BDE.s.46.

Wieland:Christoph Martin Wieland (1733-1813). Alman şair ve yazarı. Nihayet romanesk edebiyat: Wieland’ın Agaton ve Abderiten’i, Goethe’nin Werther ve Wilhelm Meister’i, Klinger, Heinse ve F.H.Jacobi’nin romanları.” Kİ.s.212

Wilhelm II: (1859-1941) Prusya kralı ve Alman İmparatoru. I. Wilhelm’in torunu olup 1888 yılında başladığı devlet başkanlığı görevi 1918 yılına kadar devam etti. II. Wilhelm, Osmanlı ile kurduğu iyi ilikilerle bilinmektedir. “Bu panjermanizm II. Wilhelm zamanında Pazar ve mahreç arayan panjermanizmden farklı.” UU.s.134.

Wilhelm Meister: Alman yazar Johann Wolfgang Von Gothe (1749-1832)’ın Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları (1796) ve Wilhelm Meister’in yolculuk yılları (1821) isimli iki eserinden oluşan romanının adı. “Eser,az sonra Goethe’nin önsözüyle Almancaya çevrilmiş,1824’de Goethe’nin Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları’nı İngilizceye kazandırmış.” Kİ.s.368.

Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları: Alman yazar Johann Wolfgang Von Gothe (1749-1832)’ın Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları (1796) ve Wilhelm Meister’in yolculuk yılları (1821) isimli iki eserinden oluşan romanının birinci eserinin adı. “Eser, az sonra Goethe’nin önsözüyle Almancaya çevrilmiş, 1824’de Goethe’nin Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları’nı İngilizceye kazandırmış.”Kİ.s.368.

Wilhelm von Schlegel: (1767-1845). Alman romantizminin en etkili savunucularında şair araştırmacı ve edebiyat tenkitçisi. “Wilhelm von Schlegel, Gita’yı aslından okumak için Sanskritçe ve bu eşsiz poemi Latinceye kazandırmış.” BDE.s.144.

Wilhelm: Bkz. Wilhelm von Schlegel. “Ne var ki Doğu Rönesansı’nın gerçek kurucusu Wilhelm değil, onun küçük kardeşi Friedrich von Schlegel’dir (1772-1828).” BDE.s.56. Wilhelm: II. Wilhelm 1859-1941 Prusya Kralı ve Alman İmparatoru (1888-1918). “Milletlerarası sahnede nice oyunlar oynayan imparator Wilhelm, İslâm hamisi rolüne de özenmişti.” BFH.s.147.

Wilkins: (1749-1836) İngiliz doğu bilimci. Hintdistan’ın kültür hazinelerinin dünyaca tanınmasına öncülük eden insanlardan biri. Bir Hint şirketinde memurken Hint kültürüne merak sarar, Sankripçe ve Farsça öğrenir. Bhagavad-Gita (1785) ve Mahabbaratta (1793)’yı İngilizceye o tercüme etmiştir. “Endiyanizm sarayı dört büyük sütun üzerinde yükselir: William Jones, Colebrook, Wilkins, Wilson.” BDE.s.40 William Blake: (1757-1827)İngiliz şair ressam ve gravürcü. “Madhura Şenne Kannara ülkesinin William Blake’i. Kailasam’ı İbsen’e benzetirler.” BDE.s.296.

William Of Orange: “Stuartlar iktidadayken bu anlayış tehlikeli oluyodu da Locke’un yakın dostu William of orange iktidardayken tehlikeli olmuyor muydu?” UU.s. 236. Wilson:Harece Harman Wilson (1786-1860). İngiliz doğu bilimci. Bir Hint şirketinde doktorken Hint kültürüne merek sarar. Sankripçe öğrenir. Bir Sankripçe- İngilizce Sözlük (1819), Bir Sanskritçe Dlbilgisi (1841) hazırlar. Vişnu-purana (1940)ve Rigveda (1850) yı İngilizceye çevirir. “Endiyanizm sarayı dört büyük sütun üzerinde yükselir: William Jones, Colebrook, Wilkins, Wilson.” BDE.s.40.

Winckelmann: Johann Joachim Winckelmann (1717-1768) Alman sanat tarihçisi ve arkeolog. “Yunan heykeltıraşlarını inceleyen Winckelmann bütün sanatların sırrını bulmuştur artık.” Kİ.s.73.

Wintrop: JohnWintrop (1588-1649). İngiliz kolonici. Ateşli püriten Geleneklerine sıkı sıkıya bağlıliği ve İngiliz kolonilerini bir fedarasyon altında poplama çalışmaları ile bilinir. “Kanun koyuculardan biri, Wintrop (1588-1649) tarifi şöyle açıklar: “İki türlü hürriyet var...Biri bozuk.. .hayvan da, insan da kullanabilir bu hürriyeti: Hoşuna gideni yapmak.” Mağ.s.201

Wirth: Joseph Wirth (1879-1956). Alman siyaset adamı. “Wirth’ göre ise: “Sosyal yönelişlerin dayandığı temel zayıflamışsa (yani herkes başka bir telden çalıyorsa, fertler arasında dayanışma kalmamışsa, değerler levhâsı altüst olmuşsa), toplum yapısı çökmeye yüz tutar.” Mağ.s.184.

Wolf: Frederich August Wolf (1759-1824).Alman filozof ve antikçağ uzmanı. “Lessing'in, Herde'in Homer mütercimi Voss'un, klasik filolojinin kurucusu F.A. Wolf'un, olgunluk çağındaki Geothe'nin ve son yıllarında Schiller'in, Kant'ın, filozof devlet adamı Wilhelmvon Humbolt'un klasisizmi Alman terbiyesini etkiler."KA.s.74. Wordsworth: William Wordsworrth (1770-1850). İngiliz şair. “Wordsworrth’de de (1770-1850) aynı büyük ilhamın yankıları: “Doğuşumuz bir uykudan başka ne? Bir uyku, bir unutuş.” BDE.s.44.

World literature: Dünya edebiyatı anlamında gelen İngilizce bir kelime. Kelimenin Almanca karşılığı: Weltliteratere, Fransızcası ise Litterature universell’dir. “Carlyle

İngilizceye ‘World literature’diye         çevirmiş mefhumu,Fransızlar ‘Litterature

universelle’diye.” KA.s.24

Wölfflin: Heinrich Wölfflin (1864-1945)’in İsviçreli tarihçi ve yazar. “1888’de İsviçre sanat tarihçisi Wölfflin, İtalya’da ,Renaissance und Barock adlı eserini yayımladı.” KA.s.426.

Wund: Hastings Encylopaedia of Religon and Ethics (1912) Ansiklopedisinde antropogların yazdığı makaleler ve ilkel dinler üzerinde zengin malzemeler buluruz. Ama kültür maddesini kaleme alan filozof C.G. Shaw antropolojik kavramından hiç söz etmez .Antropolog olarak yalnız Wund'u anar. C.G.Shaw'a göre kültürü İngiltere'ye tanıtan Bacon'dır .Delil olarak da ‘Bilginin İlerlemesi’.” Kİ.s.33.

Wundt: Wilhelm Wundt (1832-1920). Alman ruhbilimci ve fizyolog. “Sonra dost isimler janet, Spencer, Wundt. Bir kelimeyle bütün Batı.” BÜ.s.104.

Wycliffe: John Wycliffe (1330 civarı-1384). İngiliz ilâhiyatçı ve Oxford Üniversitesi kurucusu. Vulgat,1384’de Wyclif tarafından İnglizceye çevrilmiş.” IDG.s.137.

Xavier de Maistre: "Xavier de Maistre hikayecidir, Joseph de Maistre politikacıdır (St. Petersburg geceleri)".” SNK.s.181.

Xavier de Montepin: (1823-1902). 1884 yılında yazdığı Ekmekçi Kadın romanıyla meşhur 19. asır Fransız roman yazarı. “Kamil Paşa böyle bir fedakârlığa katlansa, yani gazete okuyucularına hitap etse, Hugo’yu Xavier de Montepin’leştirmeye kalkışsa (ki buna ne irfanı, ne izan’ı, ne vekarı müsaitti) elbette ki “bilinçle, akılla” “sade anlatım” seçerdi.”KA.s.333.

XIX. Asrın Felsefesine Giriş: Saint-Simon (1760-1825)’un 1810 yılında yazdığı eserinin adı. “XIX. Asrın Felsefesine Giriş”de ise şunları okuyoruz:”İlk insanlar zekaca öteki hayvanlardan pek de üstün değildiler.” SSSS.s.131.

XIX. Asrin İlmi Çalışmalarına Giriş: Saint- Simon (1760-1825)’un 1807-1808 yıllarında yazdığı eserinin adı. Eser, XIX. Asrin İlmi Çalışmalarına Giriş I, II, olmak üzere iki cilt olarak yayınlanır. “XIX. Asrın İlmi Çalışmalarına Giriş, vefakar Didar,in himmetiyle yayımlanır.” SSSS. s.31.

XIX.Asır Türk Edebiyatı Tarihi:Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962)’ın 1949 yılında yazdığı eserinin adı. “XIX.Asır Türk Edebiyatı Tarihi Bütün dağınıklığına, bütün derbederliğine rağmen, çok zengin bir müşahadeler ve oldukça isabetli hükümler mecmuası; bir talebe kitabından çok, meselelerimize ışık getirmek isteyen serazad bir düşünce adamının tereddütlerini, ifşalarını sergileyen bir deneme.” Kİ.s.246.

Yaban: Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından 1932 yılıdanda yazılan, İstiklâl Savaşı yıllarının Anadolu’sunu ve Anadolu köylüsünü anlattığı sosyal muhtevalı romanın adı. “Halide hanım Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri Yaban’ı ve Panaroma’nın ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok Fransa’nın bu gerip taşra kasabasını hatırlamış değil midirler?” KA.s.315.

Yabancı: I’Etranger. Fransız Roman, deneme, tiyatro ve Makale yazarı. Albert Camus (1913-1960)’un 1940 yılında tamanladığı, 1942 yılında yayımladığı ve “saçmanın romanı “diye simlendirilen eseri. “Sizif Masalında, Anlaşmazlık’ta, Yabancı’da, cana kıyılır veya intihar edilir.” BFH.s.47

Yacur: Bkz. Yacur-Veda. “Rig-Veda’nın iki, Sama’nın on, Atharva’nın bir, Yacur’un iki Brahmanası var.” BDE.s.112.

Yacur-Veda: Hint kutsal kitabı Vedalar’ın Dört kitabından birisidir.. “Yacur-Veda’da adak törenlerinde okunacak dualarla Hint nesrinin ilk örnekleri sayılan yorumlar var.”Kara Yacur” da dualarla yorumlar yanyana, “Ak Yacur” da yalnız dualar var.”BDE.s.108-109.

Yahuda: İskariotes’de denir. On iki havariden birinin adı olup, Malta incili ve Resullerin işleri kitabına göre Hz. İsa’yı düşmanlarına teslim ettikten sonra kendini öldürür. “Yoksa Enfantin’in dediğiği gibi yeni bir Yahuda karşısında mıyız?” SSSS.s.78.

Yahuda: Kitab-ı Mukaddes’te adı geçen Yakup’un oğlu. "Yusuf kıssasında Yahveciler, Yahuda'yı kardeşlerin öncüsü olarak tanıtırlar."IDG.s.105.

Yahudiler: Yuda krallığı halından olan, kendilerine ait dini, sosyolojik ve kültürel özellikleri olan ve bugün İsrail devleti başta olmak üzere dünyanın muhtelif yerlerinde yaşayan kavim. “Padişah aynı atıfeti Ermenilerden de esirgememişti. Yahudilerin de kendilerine mahsus âdalet düzeni aynen ibka edilmişti.” BFH.s.89.

Yahut Levha: Abbasi Halifesi Memun zamanında, Müslüman bir kişi tarafından yazılan hermetik eser Sırr el Halika isimli eserin netice bölümü. “Kitap ‘Yahut Levha’ (Tabula smaragdina) bahsiyle hitam bulur.” IDG.s.208.

Yahve: Yehova. Kitab-ı Mukaddes’e göre Sina’da musaya kendini gözteren Yahudi tanrısı. "Bunlardan birinde Tanrı'nın adı Yahve'dir, ötekinde Elohim."IDG.s.102.

Yahveciler: Yehovacı. Tevrat’ın dört kaynağını oluşturan dört belgenin biri içindir. Bu belgeye Yehovacı yada yahveci denilmesinin sebebi Tanrı’nın Yahova olarak zikredilmesidir. “Bunların en değerlileri Yahveci’lerle Elohacı’lara atfedilen belgeler.

Yahveci’ler için İsrail kavminin milli tanrısı Yahve’dir. Elohacı’lar için Elohin” IDG.s.95.

Yahya Bermeki: Fazıl bin Yahya El-Bermakî (739-805). Ünlü Bermekî ailesinden Harun Reşit dönemi Abbasi veziri. 786-803 tarihleri arasında 17 yıl başarıyla vezirlik yapmıştır.“Yahya Bermeki'nin dostu Fazl Ibn Sehl (Merv'in güneyindeki Saraş); Muhammed ibn Musa Harzemi, araplara atfedilen cebrin kurucusu (cebir kitabi 820 lerde yazilmiş), Hiyre Mekke’den ne kadar uzaksa Harzemi de araplıktan o kadar uzaktır; Marvarrudi; Mervli Habes. Ahmed Fergani; Ebu Mashar Belhi (Bahtrian'li).”IDG.s.224.

Yahya ibn Masuye: (Öl. 837). Arap bilgin ve mütercim. 832’de halife El Memnun Dar-ül Hikme’nin ilk müdürü.“Bağdat 765’de kuruldu.832’de halife El Memnun Dar-ül Hime’yi tesis ederek müdürlüğünü Yahya ibn Masuye’ye (ölümü 857) tevdi etti.” IDG.s.222.

Yahya Kemal: Yahya Kemal Beyatlı, 1884’te Üsküp’te-1 Kasım 1958’de İstanbul’da vefât etti. Yirminci yüzyıl Türk şair, yazar ve devlet adamlarından. Şiirlerinde İstanbul ve Osmanlı sevgisine geniş yer verdi. Aruzu kullanmadaki başarısı bilinen bir özelliğibdir. 1884’te Üsküp’te doğdu. 1 Kasım 1958’de İstanbul’da vefât etti. “Yahya Kemal Bütün hüviyeti ile Türk’tür. Jöntürk değil, gerçek Türk! Kİ.s.238.

Yajnavalkiya: Upanişatlarda adından sık sık söz edilen bir filozof. “Zerdüşt’le Russell, Yajnavalkiya ile sarte aynı insan.” BÜ.s.217.

Yaksa: Hint Zenginlik Tanrısı Kubere’nın hizmetçilerinin adı. Damarlarda alevleşen kan ve kutsal gölü bırakıp sevgilisine koşan Yaksa...” BDE.s.193.

Yaksalar: Hint Zenginlik Tanrısı Kubere’nın hizmetçileri olan tabiatüstü bir yaratık grubu. “Aşağıda Yaksalar diyarı Alaka.” BDE.s.381.

Yakup Kadri: Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974), Millî Mücadele dönemi ve Cumhuriyet sonrası hikâye ve roman yazarı. “Halide hanım Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri Yaban’ı ve Panaroma’nın ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok Fransa’nın bu gerip taşra kasabasını hatırlamış değil midirler?” KA. s.315.

Yakup: Bkz. Yakup Kadri. “Yakup şöhret avcılığına çıkarken boynuna tılsımlı bir muska takar: Nirvana.” BÜ.s.147.

Yakut: Şihabettin Ebu Abdullah Yakut Rumî (1179-1229). Arap çoğrafyacısı ve biyografi yazarı. “Ondan biraz önce, Arap corafyacısı Yakut, Mu’cem ül-Buldan adlı eserinde edebiyata da yer vermiş ve ünlü edebiyatçılar lügatı de kaleme almışlardır.” KA.s.394.

Yalta:Yatla konferansı.4-11 şubat 1945’te Roosevelt, Churchill ve Stalin’i Livadya (Yalta)’da bir araya getiren konferans. Birleşmiş milletler teşkilatının kurulacağı San Francisco’da bir konferansın toplanacağı burada belirlendi. “Bandoung olmasa Yalta yarım kalırdı.” Jur.I.s.387.

Yama: Hint ölüm Tanrısı. “Götür beni, Yama’nın hüküm sürdüğü yere/ Götür İndra için ak, boşan,çağla ey iksir.” BDE.s.307.

Yamuna Irmağı: Cumna da denir. Hindistan’da Ganj Irmağı’nın yukarı ve orta çığırındaki başlıca kolu. Yamuna ırmağının Hindistan’a ulaşğı yer Hint inanışına göre kutsal kabul edilir. Yamuna Irmağı’na yaklaşınca bir de ne görsün?” BDE.s.129.

Yamuna Vadisi: Hindistanda Cumna ırmağının aktığı, ve Hintliler tarafında mukaddes kabul edilen Randavalar’ın hüküm sürdüğü yer. Pandavalar Yamuna vadisinde hüküm sürer.” BDE.s.141.

Yanıp yıkılmalar: Eski Ahit’in sonunda, haciyografya da denilen Ketubin diye isimlendirilen kitap içinde yer alan risalelerden birinin adı. "Sonra bunlara beş tomar daha eklenir: Neşideler, Neşidesi, Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler." IDG.s.109.

Yanlızlar Burcu: Cemil Meriç’in Mehmet Çınarlı’ya gönderdiği 30 Mart 1970 tarihli mektupta yazdığı esere isim olarak vermeyi düşündüğünü ifâde ettiği isim. ‘Yalnızlar Burcu’ o zaman birinci bölümde de başğı olur bu: İbn Haldun, Machiavel, Dante, Camoens, Hobbes, Vico, Buckle ve Milton.” Jur.II.s.167.

Yanya: Yunanistan’da Yayma gölü’nin batı kıyısında yer alan Şemsettin Sami’nin doğduğu şehir. “Rum lisesini bitirdikten sonra İstanbul’a gelen Yanyalı Şemsettin Sâmi için sosyalizm, bugünkü medeniyetin büyük bir “hareket-i meneviyesi” dir.” Mağ.s.221. Yaraya Tuz Basmak: Attila İlhan (1925-2005).’ın 1978 yılında yazdığı romanı. “Acaba yazar Atilla İlhan’ın Yaraya Tuz Basmak’ını yeni mi okudu.” KA.s.363.

Yaş: Yaş ya da İaşi ya da diğer ismiyle Jassy, Romanya’da bir şehir. “1807’ye kadar Yaş’da konsolostur Kİ.s.102.

Yaşar Kemal: (1922-....) Asıl Adı Kemal Sadık Göğceli olan günümüz hikâye ve roman yazarı. Bu romanların bir araya gelmesiyle Yaşar Kemal’in gerçeklerine tanık olduk.” KA.s.342.

Yaşar Nâbi: Yaşar Nabi Nayır (1908-1981). Cumhuriyet sonrası şair yazar ve mütercimi Bir Sabri Esat’ın,bir Yaşar Nabi’nin,bir Yusuf Ziya’nın...Türk halkıyla ne ilgisi vardı.” Jur.II.s.171

Yaşar: Bkz.Yaşar Kemâl. “Uzaktan sıkılan kurşun ve bütün boyalarını sayfalara boca eden Yaşar” KA.s.350.

YaŞayan Doğu Dilleri Mektebi: Paris’te 1795 yılında açılan yüksek çğretim kurumu. “Pariste Yaşayan Doğu Dilleti Mektebi’ Konvansiyon tarafından 1795’te açılmıştır.” Kİ.S.62.

Yavuz Sultan Selim: (1466-1520), Dokuzuncu Osmanlı Padişahı. 1512-1520 yılları arasında 8 sene padişahlık yapmıştır. “1251’de İskenderiye ve Trablusgarp’a Fransız Konsoloslar atanır. İki buçuk asır sonra, Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethedince -ilk iş olarak-1251’de Memluk sultanlarının bahşettiği fermanı tazeler.” BFH.s.90.

Yazılar: Bkz. Hacıyografa. “Hacıyografa veya Yazılar kötülük ve ölümün varlıklar zinciri içinde nasıl bir yer tutuğunu anlatır.” IDG.s.94.

Yeçüş-Meçüş: Kur’ân-ı Kerim’de, adları birlikte zikredilen zararlı ve bozguncu iki kavim. “Tanzimat’tan sonra kendi kabuğuna çekilen sınıf-ı ulemâ, bu Yeçüş-Meçüş taifesinin zaferi karşısında afalladı.” SNK.s.300.

Yedi Askı: Muallekatı seb’a. Cahiliye devri Arap edebiyatında Kabe’nin duvarına asılan yedi ünlü kasidenin hepsine birden verilen ad. “Kur’an mensudur: Yedi askı Şairlerini secdeye kapandıran bir nesir.” BÜ.s.82.

Yedi Meşale: Cumhuriyet Döneminde, 1928 yılında yedi genç şairin edebiayt cemiyeti. “Bizim hececiler ise (bilhassa Yedi Meşale’cileri kastediyorum) hece veznini halktan değil Frenklerden aldılar.Jur.s.171.

Yedi Vezirler: Birbir Gece Masallarında yer alan bir hikâye adı. “ ‘Sindbad Kitabı’, ‘Yedi Vezirler’. hep ‘Hikâye Irmakları Okyanusu’ndan alınmış. ‘Purusapariksa’ da hoş bir hikâye.” BDE.s.237.

Yehova: Kitab-ı Mukaddes’te tanrı. “Musa’nın kavmi, Yehova’nın çocuğu olduğuna inanır, ezeli’nin ülkesinde yaşamaktadır. Neden daha eski kaynaklarıyla ilgilensin ?” BDE.s.27.

Yemen: Arap yarımadasının güneyinde, Kızıldeniz ve Aden Körfezi kıyısında, başkenti Sanâ, resmi dili Arapça olan devlet. "Yemen veya Fizan’da göz altında bulundurulmaktan tutunda Payitahttan az veya çok uzak vilayet veya kazalarda valilik veya kaymakamlığa kadar." BFH.s.128.

Yeni Ahid: Kitab-ı Mukaddes’te, Hristiyanlarca kutsal kabul edilen metinlerin bulunduğu bölüm, İncil. “‘Havarilerin İşleri’ Kitab-ı Mukaddes üzerinde çalışanlarca zaman zaman ihmal edilmiş ama ‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de Yeni Ahid için o kadar önemlidir."IDG.s.115.

Yeni Eflatunculık: MS.III asırda İskenderiye’de ortaya çıkan felsefe sidtemi.Vı. yy’a kadar öğretilen bu sistemin amacı Platoncu anlayışa mistik unsurlar katarak onu yeniden canlandırmayı amaçlıyordu. “Üstat Aristo felsefesiyle onun İskenderiyeli yorumcularını, bilhassa Yeni Eflâtuncuları kaynaştırmış ve onların hepsini tevhid inancıyla uzlaşacak tarzda yorumlamıştır.” Kİ.s.186.

Yeni Heloise: .J. Rousseau’nun 1761 yılında yayımladığı romanı. “Rousseau çağını fetheden biricik aşk romanı ‘Yeni Heloise’ başğı ile sunmuş." Kİ.s.305.

Yeni Hristiyanlık: Saint Simon (1760-1825)un 1825 yılında yazdığı eserinin adı. Bu eser Saint-Simon’un son eseridir. “Saint-Simon ölümünden az önce şakirdi Olinde Rodrigues’e ‘Son eserimiz Yeni Hristiyanlık ötekilerden daha geç anlaşılacak’ diyordu.” SSSS.s.93.

Yeni İspanya Kütüphanesi: İspanyol rahip bibliyografçacı ve yazar Nicolas Antonio (1617-1684)’nun, İspanyol Edebiyatının XVI. ve XVII. Asrını incelediği ve 1672 yılında yayımladığı bibliyografik eseri. “Nicolas Antonio,Masal Tarihinin Tenkidi’ni yazar -manalı bir başlık- sonra 1672’de Yeni İspanya Kütüphanesi’ni (Bibliotheca Hispana Vetus).” Kİ.s.404.

Yeni Lisan: Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının Genç Kalemler’de (Selânik 1911) başlattıkları dilde sadeleşme ve Türkçecilik hareketi. “İki yıl Pazar akşamları beraber geçirdik. Beraber okurduk ‘Yeni Lisan’ı.” BÜ.s.151.

Yeni Odise: Bkz. Don Kişot. Cemil Meriç,Homeros’un Odysseia destanı ile Cervantes’in Don Kişot romanını değerlendirirken aralarındaki münasebetten dolayı OdysseiaDestanına Eski Odise, Don Kişot romanına da Yeni Odise ismini verir. Yeni Odise’nin vaftiz babası böyle bir herif işte.” KA.s.194.

Yeni Osmanlılar: Bkz. Jön Türkler. “Ali Kemâl Yeni Osmanlılar’ın son temsilcisidir.” BÜ.s.164.

Yeni Türkçe-İngilizce Sözlük: Redhouse’un 1968 yayınlanan lügatı. “Biraz daha aydınlık için Redhouse’un 1968 yayınlanan Yeni Türkçe-İngilizce Sözlük okuyalım ‘Halk the common people, folk; people, nation, population; crowd.” Kİ.s.243.

Yeniçeri: Osmanlı Devleti’nde Kurulduğu 1362 yılından ilga edildiği 1826 yılına kadar ordunun ana gövdesini oluşturan yaya asker sınıfı. “Celal Nuri’ye gore Yeniceriligin ilgasina kadar hicbir yenilik gerceklesemezdi.”Kİ.s.123.

Yenişehirli Avni Bey: (826-1883)., XIX. Asır divan şairi. “Şimdi de Divan edebiyatını son büyük temsilcilerinden birine soralım şairi .İşte Yenişehirli Avni Bey’in cevabı:” Mağ.s.236.

Yeremya: İncildeki büyük peygamberlerden biri.aynı zamanda Yeremya Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit’deki kitaplarından biri. Eser Yeremya isimli Peygamberin hayat hikâyesini ve mücadelesini anlatır.Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya, malaki.IDG.s.135-136.

Yerrapragada: XIV. asırda yaşamış Tamul edebiyatı şairi. “Yerrapragada bir sonraki en tanınmış şairi.” BDE.s.297.

Yesrib: Medine-i Münevvere’in Hicret’ten önceki ismi. Şehre Medine ismi peygamberimiz tarafından verilmiştir. “Birbirleriyle yarışan üç belde görüyoruz: Mekke, Yesrib (Medine) ve Taif.” Kİ.s.148.

Yesuh hazretleri : “Derler ki,Yesuh hazretleri,tanrının bir niyeti olarak insanlığı,nasıl katıldığını hiçbir zaman idrak edemediğini ve edemeyeceğim.Jur.II.s.180

Yeşil Gölge: Kemal Bilbaşar’ın 1959 yılında yazdığı romanın adı. Roman Cumhuriyet dönemi toplum hayatını konu alır. Kemal Bilbaşar ve Yeşil Gölge adlı hakkında Naci Çelik’in hükmü şu: “Bilbaşar’ın doğru’su, Türkiye’nin hâlâ 1938’den sonra bozulduğundan öteye gidememiştir.” KA.s.341.

Yeşu: Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihî konulu kitaplarından biri. Eser Yeşu isimli kişinin komutasındaki ordunun Kenan Bölgesini fethetmesini anlatır. İsrail kavminin Yeşu’ya, Davut’a ve Süleyman’a borçlu olduğu nimetler, Fransa’nın XIV.Louis’ye borçlu olduklarından daha mı büyüktü?” UU.s.213.

Yezdan: Zerdüştîlerde hayır tanrısı. “Ateşgedeyi ilâhî şimşekle tutuşturan cehalet içinde kıvranan çağları ışığa boğan, yolunu kaybetmiş milletlere doğru yolu gösteren, Yezdan’ın nuruyla çölleri gül bahçesine çeviren Zerdüşt..” BÜ.s.147.

ğın Psikolojisi: ğın Psikolojisi ya da Kitle Psikolojisi. Fransız hekim ve sosyolog Gustave Le Bon (1841-1931)’in 1895 yılında yazdığı eseri. “Le Bon’un eseri.Yığın Psikolojisi mi çevrilmiş? Nevzuhur mütercimlere yıldırımlar yağdırır ve kolları sıvayıp kitabı kazandırır Türkçeye.” BÜ.s.160.

Yıldırım Beyazit: Namık Kemal (1840-1888)’in 1871 yılında yazdığı Evrak-ı Perişan ismli biyografi kitabında bir bölüm. “Kemâl’in Hal Tecrübe’leri bir Selehaddin Eyyübi, bir Nevruz Bey, bir Yıldırım Beyazit... tarihten çok destandır.” Kİ.s.96.

Yıldız Köş: Bkz. Yıldız Sarayı. "Saltanat yılları uzadıkça hükümdar, Yıldız Köşkü’ne daha çok kapanıyor.” BFH.s.127.

Yıldız Sarayı: İstanbul’da Beşiktaş Semti’nde, Beşiktaş ile Ortaköy arasında bogaziçine hakim bir mevkide bulunan Osmanlı Sarayı. "Bütün işler Yıldız Sarayı’nda çözümlenir, bütün pazarlıklar orda yapılırdı.” BFH.s.126.

Yılmaz Altuğ: (1925-....). Türk siyaset adamı ve hukukçu. Hususî Hukuk profesörü. “Prof. Yılmaz Altuğ, Atatürk Devrimleri Araştırma Enstitüsü Başkanı, Bayrak dergisinin bir muhabiriyle yaptığı konuşmada şöyle diyor: Türk inkilabı hakkında ciddi çalışmalar gerekli.” Kİ.s.143.

Yiğitlik Güneşi: Bkz.Vikramaditya. “4. yüzyılın sonlarında tahta çıkan II. Çandragupta bu hanedanın en ünlü hükümdarı, lakabı: Yiğitlik Güneşi (Vikramaditya).”BDE.s.184.

Yirmi Beş Hortlak Hikâyesi: Hikâye Irmakları Okyanusu anlamına gelen Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak 1063-1081 yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli eserinde bir hikayenimn adı. “ ‘Yirmi beş Hortlak Hikâyesi’ de ‘‘Kathasaritsagara’’ya sıkıştırılmış.” BDE.s.237.

Yirminci Asır: Fransızca yazan Belçikalı şair Emile Verhaeren (1855-1916)’in şiiri. “Verhaeren’den manzum bir tercüme: Emek, Amaç, Yirminci Asır, v.s.” Mağ.s. 281.

Yirminci Asrın Miti: Nazi ırkçılığının kuramcısı olarak kabul edilen Alman siyaset adamı Alfred Rosenberg (1893-1946)’in 1930 yılında yazdığı eseri. “Rosenberg kitabının adını Yirminci Asrın Miti koyar.” UU.s.132.

Yoel: MÖ. IV asırda yaşadığı kabul götren Kitab-ı Mukaddes’te adı geçen nebilerden biri. “Eski Nebiler (Yeşu,Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: IDG.s.135-136.

Yoga: Birleşme bir anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hinduculukta insanın maddi ve manevi egzersizlerle Samsara’dan kurtulma ve mistik hayata geçebilmek için başvurulan her türlü vasıta için kullanılır. “Yoga, bütün kaygılardan soyunuş.” BDE.s.363.

Yogi ile Komiser: The Yogi and The Commisar. İngiliz uyruğuna geçen ve İngilizce yazan Macar muharriri. Arthur Koestler (1905-1983)’in 1945 yılında yayımladığı eserinin adı. “Eserin asıl adı: The Yogi and Comisser “Yogi ile Komiser” de “Gün Ortasında Karanlık”ın bir uzantısı.” BÜ.s.210.

Yoksul Carudatta: Kalidasa’dan önce yaşayaşayan Hintli şair Bhasa’nın 1910 yılında bulunan eseri. “ ‘Yoksul Carudatta’ adlı piyesi Sudraka tarafından “Toprak Arabacık”ta işlenmiş” BDE.s.208.

Yolcu ve Gölgesi: Nietzsche’nin 1879 yılında yazdığı eserinin adı. "Nietzsche, Yolcu ve Gölgesi'inde sorar: Alman klasikleri var mıdır? Cevap yoktur.” Kİ.s.69.

Yön: 1961-1967 arası İstanbul’da yayımlanan haftalık siyasî dergi. “Düşüncelerimle, inançlarımla Yön’e yakınım.” Jur.I.s.361.

Yudhisthira: Hint Mahabharata Destanında Beş Pandava kardeşten en büyüğü olup İnsan Babası Pandu, Tanrı babası Dharma’dır. Tıpkı Dharma gibi erdem sembolü bir kişidir. “Yudhisthira ile zar atacaklardır.” BDE.s.328.

Yudistira: Bkz. Yudhisthira Pandavalar’dan Yudistira yüz beş şehzadenin en yaşlısı.”BDE.s.141.

Yugoslavya:Güney Avrapa’da Balkan Yarımadasında yer alan İki federal cumhuriyetten (Sırbistan ve Karadağ) oluşan, Başkenti Belgrad remi dili Sırpça olan devlet. “Bugün Yugoslavya’da üç ayrı alfabe aynı dil için kullanılıyor.Hırvat--Latin Slav - Kiril”.” SNK.s.271.

Yunan Edebiyat Tarihi: Alfred ve Maurice Croiset'nin (1887-1893) eseri. “Ondokuzuncu yüzyıl sona ererken aşağı yukarı onbeş senelik fasılalarla, Alfred ve Maurice Croiset'nin Yunan Edebiyat Tarihi (1887-1893) ile Wilamowitz- Mollendorff un Die griechiche Literatür des Altertums'u yayımlanacaktır.” Kİ.s.422.

Yunan Tarih-i Edebiyatı: Mehmet Rauf (1875-1931)’ın 1911 yılında yazdığı eseri. “Resimli kitabın edebiyat tenkitçisi Raif Necdet, arkadaşı Mehmet Rauf’un Yunan Tarih-i Edebiyatı’nı büyük bir muhabbetle selamlar.” UU.s.12.

Yunan: Yunanlı, Yunan milletine mensup olan kişi. Yunanistanlı. “Bütün tecessüsleri ile yaşayan bir Olemp’li, gerçek bir Fuast, İranlı, Hintli, Barbar, Yunan, İtalyan”.Jur.II.s.65

Yunanca: Yunanlılar tarafından konuşulan Hint Avrupa dil ailesinden bir dil. “Polemik Yunanca’dan geliyor: polemikash savaş demek.” BÜ.s.126

Yunan-ı Kadim Tarihi: Kantantinidi Efendi’nin 1870 yılında yazdığı eseri. “Kostantinidi Efendi’ye bir Yunan-ı Kadim Tarihi ısmarlar.” UU.s.10-11.

Yunanistan: Avrupa’nın Akdeniz bölümünde yer alan Başkenti Atina, resmî dili Yunanca olan devlet. Oysa ekonomileri bizimkine benzeyen Bulgaristan’da her Bulgar 33, Yunanistan’da ise her Rum 45 altın frank ödemekteydi.” BFH.s.81.

Yunus Emre: (öl.1320/21?). Yunus Emre, XIII. asır dini tasavvufî Türk edebiyatı şairi ve mutasavvıfı. Fuzuli’nin, Nedim’in, Yahya Kemal’in,Ahmet Haşim’in kullandığı vezin en az Karacaoğlan’ın,Dadaloğlu’nun,Yunus Emre’nin kullandığı vezin kadar bizimdir.Jur.II.s.171-172.

Yunus: Bkz. Yunus Emre. “Peki Yunus , peki Karacaoğlan peki o kayalardan fışkırırcasına coşkun halk edebiyatımız diyecek oluyorum.” KA.s.368.

Yusuf Akçura: (1876-1935). Türkçülük akımının önde gelen düşünür ve tarihçisidir. 1904'te Türk Gazetesinde çıkan “Üç Tarz-ı Siyaset” başlıklı dizi makale özel önem taşır. “Osmanlı İmparatorluğu neden çöktü? Diye bir kitabı vardır. Yusuf Akçura’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş devri ile ilgili bir kitabı vardır’’ SNK. s.242.

Yusuf ile Züheyla: Kaynağını Kur’an-ı Kerim’deki Yusuf süresinden alan, Arap, İran ve Türk edebiyatlarında sıkça işlenen Yusuf Peygamber’in Züleyha ya da Zeliha ile olan kıssası. “Daha sonra yazar,’Romandan önce klasik Osmanlı yazınında anlatan türü, Farsçadan kaynaklanan mesnevilerle kendini gösterir;bunlardan en çok bilinenler Leyla ile Mecnun Yusuf ile Süheyla,Hüsrev ile Şiirin dir” Kİ.s.248.

Yusuf Mardin : (1916 - 1995) Türk şair ve yazarı.. “Doğru dürüst bir kanalizasyon sisteminden yoksun bulunan Londra’nın açık kanallarından gelenkokular insanı rahatsız ettiğinden, konaklarda oturanlar kapı ve pencerelerini sımsıkı kapamak zorundadırlar’ (Yusuf Mardin).” Mağ.s.191.

Yusuf Şerif: Öfkeli yazardan fazla dikkat bekleyemezdik ama Mustafa Nihat’ın Avrupa’da roman bölümünü sırf bazı hatırlatmalar yapmak için Yusuf Şerif’in Van Tieghem’den çevirdiği Muhtasar Avrupa Edebiyatı Tarihi’nden aktardığını nasıl görmeyebilir? KA.s. 340.

Yusuf Ziya Ortaç:(1895-1967). Beş Hececiler grubuna dahil Cumhuriyet dönemi şair ve yazarı. Sayın Yusuf Ziya Ortaç, Sizi Himalaya doruklarına çağıran bir kitap bu.” Jur.I.s.371.

Yusuf ziya: Bkz. Yusuf Ziya Ortaç Bir Sabri Esat’ın,bir Yaşar Nabi’nin,bir Yusuf Ziya’nın.. .Türk halkıyla ne ilgisi vardı.Jur.II.s. 171

Yusuf: Yusuf Peygamber. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerden birisi. “Kur’an’ın bir çok âyetlerinde, İbrahim’in, Yusuf’un, İsa’nın, Sokrat’ın, Fisagor’un birçok sözlerinde bu mertebeye imalâr vardır.” IDG.s.43.

Yusufçuk Yusuf: Yaşar Kemal (1922-....)’in 1975 yılında yazdığı romanı. Filhakika, Hilmi Yavuz’a göre, “Yusufcuk Yusuf Yaşar Kemal’in ilk kez bilimseldünya görüşü çerçevesi içinde tarihsel bir dönemi temellendirdiği bir romandır”.”KA.s. 344.

Yücel: 23 Şubat 1935 tarihinde Muhtar F. Enata tarafından Atatürkçü bir dergi olarak çıkarılmaya başlanan ve 1956 yılına kadar yayın hayatını sürdüren aylık siyasi dergi. Ayın Bibliyografya’sında bir yıl kadar yazdım. Konu: tercüme tenkitleri. Oradan “Yücel”e geçiş.” Mağ.s.281.

Yüceller: Prof. Dr.Tahsin Yücel (1930-....) Fransız dilbilimci ve hikâye yazarı. Çölde vaazlar vermiyordu Baydur. Arkasında ilerici Türk basını vardı.. Ataçlar’ı, Eyüboğullar’ı, Yüceller’i ve muhteşem Dil Kurumuyla Türk basını.” Mağ.s.267.

Yüz Günler: Nopolyon’un 20 Mart 1815 tarihinde Elbe Adasından dönüp ikinci kez tahtan feragat ettiği tarih olan 22 Haziran 1815 tarihine kadar süren son saltanat dçnemi. “Elbe Adasından Dönüş ya da ‘yüz Günler’: Restorasyon ve 1814 Şartı, Devrimden yana olanları da liberalleri de ürkütmüştür.” SSSS.s.48.

Zafernâme: Ziya Paşa (1825-1880)’nın1868 yılında yazdığı meşhur hicviyesi. “Büyük bir kabiliyetin küçük kinleri dikenleştiren Zafernâme” BÜ.s.124.

Zaloğlu Rüstem: Adı Şehnamede övgüyle anılan İran’ın Efsanevî kahramanı. “Sokaktaki adam alışkanlıklarıyla Zaloğlu Rüstem.” Jur.I.s.389.

Zamanımız ve İnsanlar: Faransız Hachette yayın evinin hazırladığı kitap dizisinin genel adı.. “Hachette yayınevinin çıkardığı ve Collage de France Profesörlerinden Jean Delumeau’nun yönettiği ‘Zamanımız ve İnsanlar’ dizisi bir kitabını da İslâmiyet’e ayırmış: İslam’ın Büyük İnsanları.” Kİ.s.163.

Zangoç: Kilise hizmetini gören, kutsal eşyalarla ilgilenen, çan çalan ve görünüş olarak korku veren kimse. “Oryantalizmin zaferi için kalabalıkları mabede çağıracak bir zangoç lâzımdı. Doğu Rönesansı’nın zangocu Eckstein’dir.” BDE.s.62.

Zarmanoşegas: Augustus’un sarayına gelerek İskender’in elçisi Megasthenes’in önünde kendini yaktıran kadın bilge. “Augustus’un sarayına Zarmanoşegas adında bir Hint bilgesi gelir ve diri diri yaktırır kendini, Kalanos gibi.” BDE.s.30.

Zavallı Celâl. Bkz. Celay Sılay. Elinde ne Oscar Wilde’nin İngilizcesi gibi muhteşem bir piyano ne Mallerme’nin Fransızcasına benzer çok sesli bir org var.” BÜ.s.153.

Zaza: Doğu Anadolunun bazı merkezlerinde, Kazakistan (Cambul), Gürcistan (Batum) gibi bazı devletlerde yaşayan bir kavim. “Zaza,kurmanci ,Karahanlar birbirlerinin dilini anlamıyor.” SNK.s.382.

Zebur: Allah tarafından Davut Peygamber’e indirilen mukaddes kitap. “...yahut Aristo’nun gizli Zebur’u. Yıl boyu üç felsefi şölen de vardır.” IDG.s.57.

Zehi Hayali Muhal: İmkansızı hayal etmek ne güzel anlamında bir terkip. “Bu hadim edilmiş idrakle, bu izinli hürriyetle kalkınmak mümkün mü? Zehi tasavvur-u batıl, zehi hayali muhal.” Kİ.s.387.

Zehi Tasavvur-u Batıl: Batılı düşünmek ne güzel anlamında bir terkip. “Bu hadim edilmiş idrakle, bu izinli hürriyetle kalkınmak mümkün mü? Zehi tasavvur-u batıl, zehi hayali muhal.” Kİ.s.387.

Zeitgeist: Hegel'in meşhur ettiği sonraları Kuhn ve Popper’in de eserlerinde söz ettiği ve Almanca’da “zamanın ruhu” anlamına gelen bir kelime. “Rhin’in her iki kıyısında peşine düşülen:bir devrin ruhudur -hep bir “Zeitgeist” KA.s.416.

Zeka: Zekâ Üzerine (De I’Intelligence). Fransız filozof ve tarihçi Taine (1828-1893)’in 1870 yılında yazdığı eseri. “Zeka yazarı, felsefeciler dışında kalan aydınları daha çok şu yönleriyle etkiler.” KA.s.438.

Zekariya: Kur’ân-ı Kerim’de ve Tevrat’ta zikredilen paygamber isimleinden biri. “Eski Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel, 2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus, Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, Zekarya, Malaki.” IDG.s.135-136.

Zeki Müren: (1931-1996). Türk ses sanatçısı. “Kırk yaşında bir tapet, bir nevi Zeki Müren.” Jur1.s :93.

Zeki Velidi Togan: 1890-1970. Başkırdıstan devlet başkanlığıda yapmış olan Tarihçi ilim adamı. İstanbul Üniversitesi’de tarih Profesör. 1890 tarihinde Başkurt ilinde İsterlitamak'a bağlı Küzen köyünde doğmuş olan Zeki Velidi Togan Rusça, Farsça, Arapça bilmekteydi. “Kazan Universitesi Arkeoloji Cemiyetine sunarak bir teblig halinde ozetlemiş.”IDG.s.232.

Zemindari: “Zemindari ve Ryotwari sistemleri dahi bütün kötülüklerine rağmen birbirinden ayrı iki özel toprak mülkiyeti demektir, Asya cemiyetinin büyük hasreti.” BDE.s.80.

Zemstvo: Avrupa Rusya’sında (1864-1917arası)) illerde yerel yönetimi sağlayan meclis. Bir Zemstvo’lar genel meclisi kuracak, tesis edecegi koylu bankasiyla Mir’e avans verecek, vergiyi azaltacak, fabrikalarda calisma saatini dusurecek, Sibirya’ya göçü teskilatlandıracaktır.” Mağ.s.69.

Zemzem Kuyusu: Kabe Yakınlarında bir noktada bulunan Zemzem Suyu’nun çıktığı kuyu. “İslamiyet politeizmin tanrıları silip süpürmüş ama mabetlerine pek dokunmamış, onları İslamiyet için mübarek yerler saymış (Hacer-i Esved, Zemzem Kuyusu ve Hira Dağı üzerine malumat, bkz. sh. 49-50).” Kİ.s.151.

Zenon: (426-491). İsaurialı Doğu imparatoru. İmparator Zenon 489’da hocaların nasturi temayüllerini bahane ederek mektebi kapatır.”IDG.s.221.

Zenon: Kitionlu Zenon MÖ.315-264) Stoacı Yunanlı Filozof. “Fenikeli tüccar Zenon, Yunanistan’a yeni bir dünya görüşü getirir: Ölmeden önce ölmeyi getrir.” SNK. s.118.

Zent-Avesta: Zerdüşlerin kitabı Avesta’nın Avrupa literatüründeki adıdır. “Refik Halit yazılarını Zent- Avesta başğı altında sergiler.” BÜ.s.147.

Zentçe: İran’ın eski dillerinden birisi. “Sonra oryantalizm’in olgunluk çağı... Esrarı çözülen Zentçe.” BÜ.s.146.

Zerdust Böyle Dedi: Nietszche’nin 1883-1885 yılları arasında yazdığı eserinin adı. “Nietszche’de “Ahlakin Seceresi” “iyinin veya guzelin otesinde “ “Zerdust boyle dedi” de Surhomme’u (üstün insan) anlatir.” SNK.s.61.

Zerdüşlük: İranlı Zerdüşt tarafından kurulan tek tanrılı inanç sistemi. İnanılan tek tanrıya verdikleri Ahura Mazda adıyla bağlantılı olarak Mazdeizm de denir. Sonraki dönemlerde ise daha çok Mecusilik adıyla anılmıştır.Tek tanrılı bir inanç sistemi getirdiği için kimilerince peygamber olarak kabul edilen Zerdüşt'ün hayatıyla ilgili bilgiler daha çok efsanelere dayanır. Musevilik Zerdüşğün damgasını taşır: hayırla şer arasındaki ikililik meleklerle cinlerin savaşı kıyamet gününem îman.” BÜ.s.145 Zerdüşt: (MÖ.628-551) İran’da yayılan Zerdüştçülük ya da Mezdekiliğin kurucusu “Tarihin mihver çağı: Boudha, Zerdüşt, Cania.” SNK.s.117.

Zerdüşt: Böyle Buyurdu Zedüşt veya sadece Zedüş diye de anılır. Bkz. Zerdüst Böyle Dedi. “Nietzsche’nin 1883-5 yılında neşrettiği Eserinin adı “Goethe’nin açtığı çığırda dikkate layık iki eser:Nietzsche’nin Zerdüşt’ü ile Stefan Goerge’un Asma Bahçeler’i.” KA.s. 33

Zerdüştî: Zerdüşt dininden olan kimse, Mecusi ya da Ateşgede. Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu, der.” IDG.s.36.

Zeus: Yunan Mitolojisinde Eski Yunanlılar’ın en büyük Tanrısı. “Vedalar’da güneş: Mitra’nın gözü, Avesta’da Hürmüz’ün, Orfikler’de Zeus’un.” BDE.s.106.

Zeydan: Bkz. Circi Zeydan. “Gerçi, Zeydan’ın Medeniyet-ı İslâmiye Tarihi ile Seyit Emir Ali’nin iki ciltlik Tarih-i İslamı var.” Kİ.s.81.

Zeyil: Bir yazıya ek olarak yazılan yazılar ya da bir eseri tamamlamak için yazılan başka bir eser anlamında bir edebiyat terimi. "Ayrıca Visdelou ile Galland’ın 284 sayfalık bir zeyli (1780).” IDG.s.84

Zeytinburnu: İstanbul’un Avrupa yakasında bir merkez ilçe. “B. Zeytinburnu’lu dostlarıyla sarmaş dolaş olmuştu”. Jun.II.s.135.

Zimmer: Heinrich Zimmer (1890-1943) Hindistan’ın Avrupa’da bilinen imajını düzeltmek ve orada egemen olan yanlış inanış ve tasavvurları bertaraf etmeyi amaçlayan ABD’li New York’daki Columbia Üniversitesi Profesörü. “Pilpay (Beyd-i Ba)'ın hikâyelerini yüzyıllardan beri zevkle okuyan Avrupa onlardaki derin ve gerçekçi hayat felsefesini anlıyabilmiş midir? Zimmer, ‘hayır’ diyor bu soruya...” Kİ.s.309.

Zinovyev: Grigoriy Yevseyeviç Radomiyslkiy Zinovyev (1883-1936). Rus ihtilalci ve yazar. “Pek ciddiye almaz kongreyi. Zinovyev[4] başkandır.” SNK.s.261.

Ziya Nur: Ziya Nur Aksun. 1930-, eserlerinden ziyade sohbetleriyle tanınmış olan tarih yazarı. Ziya Nur’un en büyük eseri "Osmanıl Tarihi"dir. “Ziya nur beyin kalemine borçlu oldugumuz mütaalar, cağdaş bir fazılın kolay kolay bulunamayacak aydınlatmalar.” Kİ.s.86.

Ziya Gökalp: (1876-1924) Milli Edebiyat dönemi ebebiyatçi ve sosyoloğu. Aynı zamanda Türkçülük akımının en büyük temsilcilerinden biri. Sosyolog olarak Yahudi Durkheim’in taklidinden ileri gidemediği için özelikle Nurettin Topçu tarafından ağır şekilde tenkit edilmiştir. Ali Suavi’den Ziya Gökalp’e kadar hepsi Osmanlı’yı silmek istedi.SNK.s. 303.

Ziya Kozanoğlu: Abdullah Ziya Kozanoğlu (1906-1966). Roman yazarı. Kolsuz Kahraman, Dağlar Delisi, Hilal ve Hac, Kızıl Tuğ, Palroııalilar... gibi tarihî romanları ile bilinen bir yazardır. Dahi, hocasını iyi seçendir. Scott, Balzac’ı yaratır. Michel Zevaco, Ziya Kozanoğlu’nu.” KA.s.223.

Ziya Paşa Hakkında Bir Araştırma: Kaya Bilgegil’in 1979 yılında Ankara’da yayımladığı eserin adı. “ (Kaya Bilgegil, Ziya Paşa Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1979, s.180-181).” Mağ.s.149.

Ziya Paşa: (1825-1880). Tanzimat dönemi şairi ve devlet adamı. Cemil Meriç’in ifadesiyle “ Mısırlı bir ikbalpaerstin kalemşörlüğünü Devlet-i Aliyye’nin Kıbrıs mutasarrıflığına tercih eden paşa. Küçük kinlerin harekete geçirdiği büyük bir zeka.” “Eşref de minnacık bir Ziyâ Paşa.” BÜ.s.124.

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu: (1902-1974) Cumhuriyet dönemi felsefeci yazar ve sosyoloji profesör. 1934-70 yılları arasında yayınladığı İş ve Düşünce adlı dergideki yazılarında, özel ve toplumsal mülkiyeti uzlaştıracak bir sosyo-ekonomik modeli savundu. “Bu devrin fikir adamları içinde, İbn Haldun’la en çok meşgul olan Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’dur.” UU.s.143.

Ziyaeddin Fahri: Bkz. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu. “1922’de Ziyaeddin Fahri Bey de bu yaziyi takdirle zikretmis.” IDG.s.232.

Znanieczki: Florian Witold Znaniecki (1882-1958). Polonya asıllı ABD’li filozof ve sosyolog. Birinci Cihan Harbi’den sonra Almanya’da Mannheim ve Lukacs, Fransa’da Goldmann, Amerika’da Sorokin, Veblen, Znanieczki.SNK.s.204.

Zohar: Zohar ya da Sephar Ha Zohar (Aydınlığın Kitabı). Yahudi Kabala edebiyatının temel eseri. Geleneğe göre büyük bir bölümü Rabbi Şimon bar Yohay’a mal edilir. Çağdaş tenkitçiler gerçek yazarın 1270 ile 1300 yılları arasında en büyük bölümü Kabalacı Leonlu Moiz’in yazdığını, üçüncü bölümünün de izleyicileri tarafından yazıldığını ortaya çıkarmıştır. “Mayorka’daki inzivagahında Zohar’ın ibranice metnine eğilen hurufi Raymond Luyle mi?” IDG.s.154.

Zoil: Zoilos. MÖ. IV asırlarda yaşadığı sanılan Yunanlı sofis ve tenkitçi. Ününü, sadece Homeros’un şiirlerindeki çelişkilere, karabetlere ve zıtlıklara yazdığı dokuz kitaplık eserine borçlu. Zoilos’un ismi sonradan hırslı, kindar ve kötü tenkitçiler için bir cins isim gibi kullanılır olmuş. “Janus gibi iki çehreli. Kimine göre Aristark, kimine göre Zoil.” Mağ.s.240.

Zola: Emile Zola (1840-1909). Fransız yazarı. Natüralizm akımının kurucusu ve en önemli temsilcisi. “Naturalizm bir hisardı Zola için.” KA.s.265.

Zooloji: Hayvan Bilimi. “Ama Hint’in tarihi ile, musikisi ile, zoolojisi ile de ilgilendi.” BDE.s.41.

Zu’l-Nun Mısrî: (796-859) IX. asır arap sûfilerinden Abu’l-fayz Savbân’ın lakabı. “Bu istilahlar (ölümü 859)aracılığı ile tassavufa da sızar .” IDG.s.207.

Züheyla: Yusuf ile Züleyha Mesnevilerinin kadın kahramanı. “Byron da (1788 - 1824) selviler diyarına âşıktır, Asya ile Avrupa’yı birleştiren birer altı halkadır şiirleri. Gülnar, Züheyla, Leyla Asyalı’dırlar, ama o mermer göğüslerin altında çarpan kalpler Avrupalı.” BDE.s.45

Zweig: (1881-1942). Avusturyalı yazar. Deneme ve romanlarıyla tanınmıştır. Balzac’la başladım yazı hayatına, Zweig ömür boyu yaşadı. Balzac’ı ve eserini tamamlayamadan öldü.” BÜ.s. 235


 

SONUÇ

 

Cemil Meriç’in eserleri üzerine yapmış olduğumuz çalışmadaki malzeme 12 telif eserin taranmasıyla ortaya çıktı. Sayfa hesabıyla yaklaşık 4000 sayfa üzerinde çalıştık.

Yaptığımız Çalışmada 7300 özel isim ya da özel anlamlı kelimeye rastladık. Bunlardan 3286’sı kişi adıdır. Bu kişi adları ait oldukları millet ve ülkelere göre şöyle bir dağılım gösterir.

Alman

: 276

Amerika

: 30

Arap

: 206

Bulgar

: 5

Fransız

: 697

Hint, Bengal, vb.

İngiliz

İran

: 434

: 315

: 39

İrlanda

: 7

İskoç

İspanyol

: 51

: 5

Japon

: 5

Pakistan

: 13

Polonya

: 12

Rus

: 335

Türk

: 551

Yahudi

: 47

Yunan

: 243

Hollanda

: 5

 

Bu şahısların mesleklerini, uğraştıkları ilim dallarını tespit etmeye kalktığımız zaman karşımıza şu şekil bir tablo çıkmaktadır.

Antropolog

:30

Asker

:45

Din adamı

:151

Edebiyat tarihçisi

:58

Edebiyat tenkitçisi

:93

Felsefeci

:247

 

 

Gazeteci

:109

Gök bilimci

:16

Mitolojik İsim

:180

Mütercim

:73

Padişah, kral, başkan

:98

Roman kahramanı

:181

Roman vb. metin yazarı

:1018

Siyaset ve devlet adamı

:142

Sosyolog

:316

Şair

:349

Tarihçi

:158

Mitolojik tanrı veya tanrıça

:77

Diğerleri

:123

 

Cemil Meriç’in eserlerinde yaklaşık 2973 adet eser adı zikredilmiştir.

Özel anlamlı kelime

:300

Bunun dışında;

Gazete İsmi

:140

Dergi adı:139

Yayınevi :26

Tapınak, Heykel vs.

Kıta, Ülke, şehir vs.

:27

:295

Millet ve medeniyet adı

:32

Resmi Kurum

:58’dir.

 

Görüldüğü üzere Cemil MERİÇ’in eserleri bir isimler ve eserler kamusu. Onun kültür hazinesi Amerika’dan Japonya’ya, Arap aleminden Norveç’e; Hint kütlrüründen, İspanyol, Petekiz kültürüne; tıp terminolojisinden felsefî dokrinlere kadar kadar uzanmıştır. Yukarıdaki rakamlar onun bir dünya edebiyatı yazma sevdasına kapılmasının neticesidir.

Değerlendirmemizden anlaşılan bir diğer nokta da Cemil MERİÇ’in mesleki kimliğinidir. O her şeyden önce bir edebiyatçıdır. Çünkü sözünü ettiği kişilerin % 46.1’i edebiyat dünyasıyla alâkalı kişilerdir. Cemil MERİÇ bir sosyolog olarak bilinmesine ve yıllarca sosyoloji dersleri vermesine rağmen eserlerinde sosyologji ile ilgili ismlerin oranı: %10.5’te kalmaktadır. Bunun dışında Cemil MERİÇ’in eserlerindeki kişilerin mesleki oranları şöyledir:

Felsefeci                                                          :%7.5

Siyaset ve devlet adamları                              :%7.3

Dini hüviyet taşıyan isimler                           :%6.9,

Mitolojik İsimler                                             : %5.4

Gazeteci                                                          : %3.3

Diğerleri                                                          :  %13

Cemil MERİÇ’in eserlerinde kişilerin milliyetlerine göre oranlarını hesapladığımız zaman da karşımıza şu şekil bir tablo çıkmaktadır.

Arap     :%6.2

Rus       :%10.2

Hintli :%13.2

Fransız :%21.2

Yunan :%7.4

Alman :%8.4

İngiliz :%9.5

Türk :%16.8

Diğerleri :%7.1

Bu tabloda bilinen ve tahmin edilen doğrultuda veriler çıkyor karşımıza. Görüldüğü gibi Cemil MERİÇ’in en hakim olduğu kültür Fransız kültürüdür, eserlerinde kendi milletinin kişilerinden daha fazla Fransızlara yer vermiştir. Fransızlardan sonra Türk ondan sonra’da Hint kültürünün mensubu kişiler yer almaktadır.

Cemil Meriç, İngilizce, Arapça ve Fransızcayı çok iyi bildiği için bu kültürlere âit eserlerin hemen hemen tamamını asıl kaynaklarından okuyordu. Bu dillerden Türkçeye yapılan tercümeleri çoğu zaman tenkit etmekte ve Ayın Bibliyografyası, Yurt ve Dünya, Ağaç, Gün gibi dergilerde tercüme hatalarını makaleleştirmektedir. Bunun içindir ki onun kültür hazinesini şekillendiren eserlerin birçoğuna, özellikle Hindoloji terim ve isimlerine Türkçe kaynaklardan ulaşmakta zorlandık. Ulaşamadığımız dolayısıyla hakkında bilgiler veremediğimiz özel isimleri ve özel anlamlı kelimeleri eserimizin sonunda dikkatlere sunmayı uygun bulduk.

EKLER

A Deo: A.Deo, Tanrı’dan; doğru ama, Akino’lu aziz Thomas, “per populum”, halk aracılığıyla, diye tasrih ediyor; Kilise’nin ananevi akidesi budur. UU.s.219.

Aguru: “Şimdi göğüsler Kaliga’yla ovuluyor. Saçlar siyah Aguru’yla. Cömert bir üsareyle kabaran pirinçler arasında dişi ceylanlar dolaşıyor...” BDE.s.192.”

Akhakhaya: “Kuru bir bağırsağa benzeyen kurbağa / Başladı bağırmaya,/Bir curcuna , bir kıyamet, bir vakvaka/Akhakhaya, Akhakhaya’” BDE.s.310.

Akino: A Deo, Tanrı’dan; doğru ama, Akino’lu aziz Thomas, “per populum”, halk aracılığıyla, diye tasrih ediyor;Kilise’nin ananevi akidesi budur.” UU.s. 219.

Ali İbn Harûn Zencânî: “Elimizdeki metinler Onuncu Asır’dan kalmış. Yazarlardan bazılarının adlarını tanıyoruz: Ebû Süleyman Musti, Mukaddesî, Ali İbn Harûn Zencânî, Mehrcânî, Awfî.” IDG.s.43.

Alsibiad: Eflatun sokrat’ta ideayı gördüğü için sever onu, Alsibiad da Sokrat’ta Tanri’yi sever. SNK.s.61.

Anee Sociologique: “Anee Sociologique etrafında toplar talebelerini.” SNK.s.123.

Anquetil: “Anquetil’in Batı kütüphanesine kazandırdığı Upanişadlar, bu Farsça nüshanın tercümesidir.” BDE.s. 61.

Apabramşaca: “Yaklaşık dokuz yüz yıldan beri, yeni Hint dilleri giderek praktritçe ve apabramşaca’nın yerine geçmeye ve Sanskritçenin yanı sıra edebiyat alanında kullanılmaya başlar.” BDE.s.240.

Apolloncu: “Antik medeniyetin Apollon’cu bir ruhları vardır, Batı medeniyetinin Faust’cu.”UU.s.100.

Aulu-gelle: “Sekiz asır sonra yaşayan Aulu-Gelle, kelimeyi edebiyat dünyasına aktarmış: ‘scriptor classicu’, ‘scriptor proletarius’un zıddı; klasik yazar, üstün bir içtimai sınıfa hitap eder, proleter yazar, yığına” KA.s.62.

Beyaz Şiir: “Batı dillerinde ‘Beyaz Şiir,bir tabir vardır.Milton Kaybolan Cennet bu beyaz nazımla kaleme almıştır.” Kİ.s.238.

Bhagavata-Purana: “En ünlüleri tanrı vişnu'nun maceralarını destanlaştıran Vişnupurana ile Krişna'nun menkıbelerini terennüm eden Bhagavata-purana.” BDE.s.156.

Bhagirata: “Zorlu bir çilekeşti Bhagirata;/ Yüce bir handı.” BDE.s.374.

Bhanumati: “Sen’in hikâyeleri de var, ‘Bhanumati’si bu alanda bir şaheser olarak kabul ediliyor.” BDE.s.276.

Bharata: “Sen Vazifeni düşün Bharata’ Kşatriya dövüşür, ah etmez.” BDE.s.363.

Bhartirahi: “Avrupa’nin tanidigi ilk Hint sairi:Bhartirahi. “BDE.s.196.

Ebû Süleyman Musti: “Elimizdeki metinler Onuncu Asır’dan kalmış. Yazarlardan bazılarının adlarını tanıyoruz: Ebû Süleyman Musti, Mukaddesî, Ali İbn Harûn Zencânî, Mehrcânî, Awfî.” IDG.s.43.

Ebü’l Berekat Bağdadî:”İlerde göreceğiz, tabiat-ı tamme temasından İbn Sina’nin akl­ı faal nazariyesinin neticelerini çokaracaktır.” IDG.s.208.

Edgar Morin: “İşte sosyolog Edgar Morin ile yapılan bir mülakat:” UU.s119.

Existence metafiziği: “Molla Şirazi’nin ‘essence”lar metafiziğine karşı ortaya attığı ‘existence’metafiziğinde de stoacılığa yakın fikirler bulmaktayız.” IDG.s.208.

Greko Oryantal: “Yunan simyası ile Cabir ibn Hayyan simyası arasındaki bağları İran’ın “Greko-oryantal’’ mirası ile damgalanmış merkezlerinde aramak lazım geldiğini göstermez mi?” IDG.s.223.

Haezrahi Yehuda: Londra Üniversitesinde İbranice hocası olan bir edebiyat ansiklopedisi (Cassell’s Encyclopedia of Literature) için yazdığı “İbranice Edebiyatı” başlıklı makalenin tercümesidir.” IDG.s.138.

Ikarya: Fransız komünist kuramcı ve romancı Etienne Cabet(1788-1856)’ın1840 yılında yayımladığı felsefî roman. Romanın tam adı Voyage en İcarie’dır. “Cabet, Ikarya’yi yazmistir. SNK.s.160.

Irving Babitt: “Nisard, Brunetiere, Maurras, Seilliere, Irving Babitt, T.E. Hulme, T.S.Eliot ve beşkaları, romantizmi yere batırmak için klasiği yücelymiş”. KA.s.63.

Işıktı (Viş): “Vedalar çağının Vişnu’su bütün kâinata işleyen Işıktı (Viş), üç adımda dolaşıyordu evreni.” BDE.s.127.

İbn Âkil: “Düşüncelerini savunurken rastgele bir devlat adamının tanıyamayacağı bir çok fakihlerden de iktibas yapar: Mavak, İbn Abidin, Taftazani, İbn Kayyim el Cevziyye, ibn Âkil ve el Harafî gibi.” UU.s.49.

John Mills. “Çevirenler bir İngiliz banka memuru John Mills’le, profesyonel bir mütercim olan Alman G. Selluis idi.” IDG.s.17.

John Purvey:1396’da bu tercümenin tarafından düzeltilen bir nüshası basılır. IDG.s.137.

Judeo Kretien: Batının ezoterik geleneği de resmi dini gibi Judeo Kretiendir. IDG.s.153.

Ludwig von Westphalen: “Fakat genç Marx’a Saint-Simon’u bütün yönleriyle tanıtan ilk mürşit, kendisinin de itiraf edeceği gibi, kayınpederi Ludwig von Westphalen.” SSSS.s.112.

Marcelle: Mathieu kim ? Romana da , Marcelle’in odasına girer gibi , ayaklarının ucuna basarak giriyor. Jur.I.s .92.

Muhammed at Medina: “1958’de Fransızcaya çevrilen kitaba Maxime Rodinson bir Önsöz yazmış. Muhammed at Medina, Londra 1956, 412 sayfa.” Kİ.s.154.

Physis: “Psysiocratie, Physis’nin , yani tabiat kanunlarının hakimiyetidir.SNK.s.207.

Picavet: “Picavet’ye göre ideoloji gözlemci ile konunun baş başa kalmasını sağlayan görüştür,aralarında hiçbir peşin hüküm,hiçbir üniversal prensip olmayacaktır.SNK.s.200.

Raphael: 1693'te şöyle der: "Raphael'ler, Carrache'lar, Poussin'ler nasıl resim yapmışlarsa, biz de öyle yazmalıyız".” Kİ.s.62.

Reşit Yasimi: “İbn Haldun’un tarih felsefesi, Kafiyeci’nin görüşlerinden , Ahmet Vefik Paşa’nın, Gelenbevi Tevfik’in Müşir, Köprülü Fuad’ın Akçuraoğlu’nun, Tahâ Hüseyin’in , Reşit Yasimi’nin tarihle ilgili düşünceleri de bir nalatımış.” Kİ.s.90-91.

Roinard: “Roinard’ın Gelecek Asırdan Portreler’’ adlı kitabını resimlendirmesi için Henry de Groux’ya telkinlerde bulunuyor:” UU.s. 220.

Roland Knox: Roland Knox 1944,1947-50 yeni Vulgat tercümesi. IDG.s.137 Santa-croce:"1870'de, Santa-Croce'ye, büyük İtalyanlar'a aiy kiliseye taşınmıştır mezarı". SNK. s.187

Santal:Santal ile ovulu göğüslerde sarhoş inciler. BDE.s.181.

Seres: “Güzellik, aşk, mutluluk, servet Tanrıçası Lakşmi, çalkalanmasından doğmuş.

Bir adı da Sri. Doğuşuyla Venüs’ü hatırlatır, adıyla Seres’i.” BDE.s.128.

BİBLİYOĞRAFYA

Alternatif Düşünceler Sözlüğü, İnsan Yayınları, İstanbul 2001.

AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, C1-29, Hürriyet Gazetecilik, İstanbul,1994.

Arseven, Celal Esad; Sanat Ansiklopedisi, MEB Yayınları, İstanbul 1998.

Banarlı, Nihat Sâmi; Resimli Türk Edebiyatı Tarihi,C1-2Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1997.

Tüsidit: “Perikles’i onlar yetiştirdi, Öripid dramlarının, Tüsidid tarihinin ilham kaynağı onlar.” Mağ.s.28.

Beydilli, Celal; Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Yurt Kitap-yayın, Ankara 2005.

Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İpek Yayınlar, İstanbul1998.

Bolay, Süleyman Hayri, Felsefî Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Ankara 1997.

Büyük Türk Klasikler, C.1-14 Ötüken Yayınları, İstanbul,1994.

Can, Şefik, Klasik Yunan Mitolojisi, İnkılap Kitabevi, İstanbul 1997.

Cevizci, Ahmet, Felsefe Terimleri Sözlüğü, Paradigma, İstanbul 2000.

Devellioğlu, Ferit; Osmanlıca -Türkçe Ansiklopedik Sözlük, Aydın Kitabevi Yayınları, Ankara1993.

Dinçoğlu, Onur, Türkçede Yabancı Terimler Sözlüğü, İnkılap Kitabevi istanbul 2003.

Erhat, Azra; Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul 2002.

Erzurumluoğlu, Prof.Dr. Kenan; “Üniversiteler ve Demokrasinin Evrensel Hastalığı:

Jakobenizm”, Orkun Dergsi, 95. sayı Ocak 2006.

Gökberg, Macit, Felsefe Tarihi, Remzi Yayınevi, İstanbul,1999.

Hancerlioğlu, Orhan, Düşünce Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul,1998.

İslâm Ansiklopedisi, C1-13 MEB Yayınları. Eskişehir,1997.

İslâm Ansiklopedisi, C1-24 Türkiye Diyânet Vakfı Yayınları.

Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, C1-4, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul 2004.

Kaya, Orhan, Hint Mitolojisi Sözlüğü, İmge Yayınları, Ankara 1997.

Kirman, Mehmet Ali, Din Sosyolojisi Terimleri Sözlüğü, Rağbet Yayınları, Ankara, 2004.

Korkmaz, Zeynep, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 1992.

Kudret, Cevdet; Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman 3 cilt. İnkilap Kitabevi, İstanbul 1990.

Marshall Gordon, Sosyoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 1999.

Meriç, Cemil, Bir Dünyanın Eşiğinde, İletişim Yayınları, İstanbul,1998.

Meriç, Cemil, Bir Fâciânın Hikâyesi, Umran Yayınları, 1981.

Meriç, Cemil, Bu Ülke, İletişim Yayınları, İstanbul,1998.

Meriç, Cemil, Işık Doğudan Gelir, İnsan Yayınları, İstanbul 1984.

Meriç, Cemil, Jurnal 1, İletişim Yayınları, İstanbul,1998.

Meriç, Cemil, Jurnal 2, İletişim Yayınları, İstanbul,1998.

Meriç, Cemil, Kırk Ambar, İletişim Yayınları, İstanbul,1998.

Meriç, Cemil, Kültürden İrfâna, İnsan Yayınları, İstanbul 1985.

Meriç, Cemil, Mağaradakiler, İletişim Yayınları, İstanbul, 1998.

Meriç, Cemil, Saint- Simon İlk Sosyolog İlk Sosyalist, İletişim Yayınları, İstanbul, 1998.

Meriç, Cemil, Sosyoloji Notları ve Konferanslar, İletişim Yayınları, İstanbul, 1998.

Meriç, Cemil, Umrandan Uygarlığa, İletişim Yayınları, İstanbul,1998.

Meydan Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, C1-24, Milliyet Gazetecilik Anonim Şirketi, İstanbul,1986.

Necatigil, Behçet, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü, Varlık Yayınları, İstanbul 1997.

Necatigil, Behçet, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Varlık Yayınları, İstanbul 2004.

Ögel, Bahaeddin, Türk Mitolojisi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1989.

Özkılımlı, Atilla; Edebiyat Ansiklopedisi C1-5, Cem Yayınları, İstanbul 1990.

Pala, İskender, Divân Şiiri Ansiklopedik Sözlüğü, Akçağ Yayınları Ankara 1995.

Sami, Şemsettin; Kamus-i Türkî Enderun Kitabevi, İstanbul 1989.

Saraç, Tahsin, Büyük Fransızca- Türkçe Sözlük, Adam Yayınları, İstanbul 2001.

Tekin, Dr. Arslan; Edebiyatımızda İsimler ve Terimler Sözlüğü, Ötüken Yayınları, İstanbul 1999.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C1-7,Dergâh Yayınları.

Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1998.

Uludağ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2001.

Yıldız, Zekeriya, Politika Sözlüğü, Timaş Yayınları, İstanbul 2003.

 



[1] Cemil Meriç’in Süleyman Hilmi Tunahan’ın ismini eserlerinde sadece bir defa zikreder. Aşağıdaki cümlede de görüleceği üzere Cemil Meriç, Süleyman Hilmi Tunahan’ı tanımıyordu. Zaten Süleyman Efendi’nin zikredildiği metin 24 Haziran 1973 tarihinde evde alınmış bir nottur. Muhtemelen bu metni bir sohbet esnasında başkalarının ağzından not almıştır. Çünkü Süleyman Efendi hakkında verilen bilgilerden Silistre doğumlu olduğu hariç hiç birisi doğru değildir. Bir kere Süleyman Hilmi Tunahan subay değil, müderris ve dersiâmdır. Dar’ül bekâya irtihali1950 değil 16 Eylül 1959 tarihidir. Cemil Meriç’in bu şekilde bir hataya düşmesinin sebebi muttemelen bir dost meclisinde alınmış ve yorumlanıp tetkik edilmemiş bir ham not olmasından kaynaklanmaktadır. Sayın Ümit Meriç hanım da yaptığımız görüşmede bu ihtimal üzerinde durdu.

[2] Üsküdarlı Talat Bey ismi bir cümlede değil Bir beytin altında yazar adı olarak zikredilmektedir.

[3] Meydan Larousse anlaşmanın adını: Westfelen anlaşmaları olarak zikretmektedir.

[4] Metinde Zinovief olarak zikredilmektedir.


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar

Yorumlar