Cemil Meriç Sözlüğü 3
| |
Ödip Kompleksi: Erkek çocuğun enesine karşı
duyduğu
sevgi ve babasına karşı duyduğu
düşmanlığı
ifade eden Freudî görüş. “Ödip Kompleksi fikir
adamlarının ortak zaafı.” BÜ.s.190.
Ödip:
Kral Oidipus. Sphokles’in MÖ.425’e doğru oynanan oyunu. Oyunda
kahramanı Oidipus babasının katili ve kendi öz annesinin kocasıdır. “Çünkü önce
, farkına varacaklardır ki Ebülhevl’in sakladığı
sır:insanldır , kainatın ikinci nüshası , Allahın halifesi olan tabiatın bütün
unsurlarını ve güçlerini hülasa eden insan.habeşistan.”
IDG.s.212
Öğütler Kitabı: Edwin Arnold (1832-1904)’un
1861 yılnda yazdığı eserinin adı. “1861’de
“hipotadesa”dan ilham alarak “Öğütler Kitabı”nı yayımlar,
1876’da “Gita- Govenda”dan esinlenerek Hint’in Neşideler Neşidesi’ni
kaleme alır, 1879’da yayımladığı “Asya’nın Işığı”
(“The Lıght of Asia”) budizmle ilgili nasları ve efsaneleri bir araya toplar, İngilizce
konuşulan
ülkelerde eşsiz bir ilgi uyandırır kitap.”
BED.s.45. Öklid: MÖ.III. asırlarda yaşadığı
sanılan Yunanlı Matematikçi. “Onunla Almagest’i, Öklid’in ‘Elemanlar’ını ve bir
parça mantık okuyan delikanlı çok geçmeden hocasını geride bırakmıştır.”
Kİ.s.183.
Öldüren: Hint
mitolojisinde istek tanrısı Kama’nın ünvanlarından birisi. “Bir karısı Şefkat,
Kama’nın, öteki Şehvet ve adları saymakla
bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan,
Sarhoş Eden,
Öldüren...” BDE.s.181.
Ölmeye Yatmak: Adalet Ağaoğlu
(1929-..)’nun 1973 yılında yazdığı ilk romanı. “Düğün
Gecesi’ne bir dehlizden giriyoruz: Ölmeye Yatmak.” KA.s.362.
Ölü Canlar: Nikolay Gogol’ün 1842 yılında yazdığı
romanının adı. “Çağdaş Rus
romanı Ölü Canlar’la başlar.” KA.s.207.
Ölü Deniz:
Batı Asya’da kıyıları İsrâil ve Ürdün’e uzanan kapalı
deniz olan Lut Gölü. Ölü deniz elyamaları ise,1946-1956 aeasında Lut gölü’nün
Kuzey Batı kıyısında, Kurman sitindeki mağaralarda bulunan aramca ya da İbranice
yazılmış eski
elyazmalarına denir. "Eski Ahd’in Yahûdîi Konon’u nasıl kurtulmuş?
Bu konuda aydınlatıcı bilgileri ölü deniz civarındaki araştırmalarda
buluyoruz.” IDG.s.119.
Ölüm Alayı: Bu haşin, bu anlayışsız
kalabalık içinde Kişot’u ilgilendiren, daha çok
kürek mahkûmları ile sergerdeleri, Ölüm Alayı’nın oyuncuları, Biskalyalı vs..
yani ıslah etmeye yeltendiği düşmanlar.”
KA.s.201.
Ölüm Irmağı: İngiliz
edebiyatçı John Bunyan (1628-1688)’ın “Necata Doğru”
eserinde tasvir edilen bir mekan. Kahraman Mutlu Dağlara
ve Kutsal beldelere ulaşmak için bu Ölüm ırmağını
aşması
gerekmektedir. “Ama önce Ölüm Irmağını aşmak
gerekir, ayak kayar görüş bulanır.” KA.s.215.
Ölüm Karanlığı
Vadisi: İngiliz
edebiyatçı John Bunyan (1628-1688)’ın “Necata Doğru”
eserinde tasvir edilen bir mekan. “Ölüm Karanlığı
Vadisi’dir burası. Sonra, Kibir Kent’e ulaşır: alışveriş,
riya, yalan panayırı.” KA.s.215.
Ömer Hayyam: (1047-1122). Rübaileriyle ünlü İranlı
şair
ve feylesof. “Ömer Hayyam’ın rubailerini Almancaya aktarmış.”
Kİ.s.103.
Ömer Rıza Doğrul: (1893-1952). El-Ezher
Üniversitesi’nden mezun, Cumhuriyet dönemi gazeteci ve yazarı ve DP
milletvekili. “İlki 1260’da yapılmış (
Horasanlı Ahmet ). Sonuncusu Ömer Rıza Doğrul’un ( 1945 ).” BDE.s.236.
Ömer Riza:
Bkz. Ömer Rıza Doğrul. “Ömer Riza’nın çocuklar
için yazılan Ramayana tercümesine, Kelile ve Dimme’sine rağmen
tanımıyoruz.” Jur.I.s.149.
Ömer Seyfetti: (1884-1920). Milli Edebiyat dönemi hikâye
yazarı. Genç Kalemler dergisini çıkardı ve Yeni Lisan harelketinin öncüleri
arasında yer alarak dilde sadeleşme cereyenını başlattı.
“Recaizade’ye Behruz Bey, Hüseyin Rahmi’ye Şık ve Şıpsevdi,
Ömer Seyfettin’e Efruz Bey tiplerini kim ilham ettirmiştir?”
KA.s.338
Ömer: Adalet
Ağaoğlu
(1929-....)’nun 1973 yılında yazdığı Ölmeye yatmak romanının ana
karakterlerinden biri. “Ölmeye Yatmak pısırık bir koca olarak tanıdığımız
Ömer, bir Anna Karanina’nın talihsiz eşine hiç benzemiyor.” KA.s.363.
Örgüt Psikolojisi: Sighele (1868-1913)’nin ..
Yılında yazdığı eseri. “En ünlü eserlerinden
biri: Örgüt Psikolojisi.” BFH.s.30.
Öte Kıyıdan: Rus filozof, edebiyat tenkitçisi, gazeteci ve
yazar Aleksandr İvanoviç Herzen (1812-1870)’ın
1850 yılında yazdığı siyasi mahiyetli eserinin
adı. “1850’de buyuk bir yanki uyandiran iki kitap:Fransa ve Italya’dan
Mektuplar ve Öte Kıyıdan.” Mağ.s.87.
P.N. Boratav: Pertev Naili Boratav (1907-1998). Türk halk
Edebiyatı profesörü. J. Cassou, ‘Cervantes’in Dehası’ ;Türkçe’ye çeviren: P.N.
Boratav (Yurt ve Dünya,Ağustos 1914, sayı 8).”KA.s. 211.
Padma:
Hint Mitolojisinde tanrı şakti’nin halk arasında anılan
isimlerinden biri. “Halk inançlarında Devi, Durga, Kali, Parvati, Uma, Padma,
Kendi gibi binbir isimle anılan Ana Tanrıça'yı baştacı eder
tantrizm.” BDE.s.161.
Padova:
İtalya’da
Bacchiglione ırmağı’nın kıyısında bir şehir.
“Derken yeni bir nüshası bulunmuş ve 1664’de Padova’da basılmış.
Eserin en önemli nüshası epizodları: ‘ Trimalsipon’un Şöleni’,
ve ‘ Efes’in Matronu’.” KA.s.157.
Paganist: Paganizme uygun, paganlıkla ilgili. Bkz. Paganizm.“Yunan
felsefesi paganistti.” SNK.s.297.
Paganizm:
Hristiyanlığın başlangıcını
izleyen ilk yüzyıllarda, özellikle kırsal kesimlerde yaşayanların
uzun süre bağlı kaldıkları çok tanrıcılığa
Hristiyanların verdikleri ad. “Ferdi cemaat içinde eritmeyen pagatizm,
hürriyeti,direnişti.” KA.s.86.
Pakistan: Asya’da Hindistan’dan ayrılma Hindistan ile
Pakistan arasında, Başkenti İslâmabat,
resmi dili Urduca olan Müslüman devlet. “Fuat’ı Pakistan’dan çağırıyorlarmış.”
Jur.I.s.159.
Pal Sokağının Çocukları: Macar yazar. Ferenc Molnar
(1878-1952)’ın 1907 yılında yayımladığı romanı. “Kahramanı
delikanlılar olan nice realist roman yazılmış, mesela
Erich Koestner’in Emil ve Dedektifler Molnar’in ‘Pal Sokağinin
Çocukları’. ama hiçbirinde Twain’in havası yok.” Kİ.s.319.
Pali: Bkz.
Palice.“Pali demek, metin demek.” BDE.s.95
Palice: Orta
Hindistanda Hint-ari dili. Sankripçeye yakın, ortaçağ budhacılığının
din dili. “Ne var ki Hint yarımadasından çabuk sökülmüş Palice.”
BDE.s.95
Pallas:28
Mart 1802’de Alman W.Olbers tarafından ikinci kez bulunan küçük gezegen.
“Hermes’in alev alev yanan toprağında, Pallas’ın masmavi ğöğü
altında, Jan’ın (Yuhanna) muzdarip ve peygamberane beldesi içinde, bizim sisili
batının kucağında, bir rüya gibi, hayal
meyal seçtiğim hakikatler, muhteşem
bir gerçek oldu.” IDG.s.152.
Pallava:
250-910 yılları arasında eski Hint hanedanı. “Şimdi 7.
yüzyılın başındayız, kuzeyde hükümdar Harşa
saltanat sürmektedir, güneyde Pallava hanedanı.” BDE.s.290 Palmerston:
Henry temple Palmerston (1784-1865). Britanyalı siyaset adamı. “Osmanlı
hanedanı’nın son renkli müstebiti II. Mahmud’la küstah Mısır valisi Mehmet Ali
arasındaki anlaşmazlıktan faydalanan
Palmerston, Padişaha Britanya müzaheretini vaad
etti.” BFH.s.80.
Pamela yahut Mükâfatlandırılan Fazilet: Pamela, or Virtue Rewarded. İngiliz
yazar Samuel Richardson (1689-1761)’un1740 yılında mektuplar halinde yazdığı
romanı. “ Onlardan birçok hikayeler dinlemiş. Pamela
yahut Mükâfatlandırılan Fazilet (1740), bu hatıralardan doğmuş.”
KA.s.219
Pamela: İngiliz yazar Samuel Richardson
(1689-1761)’un1740 yılında mektuplar halinde yazdığı
romanı Pamela yahut Mükâfatlandırılan Fazilet (Pamela, or Virtue Rewarded)’in
baş kahramanı.
“Pamela hayranları, kendini beğenmiş bir
yazarla, kahramanlarının duygusal dalgalanışlarını
tartışırken,
Fielding, Joseph Andrew’da (1742) han odalarının erkekli atmosferini, kavga döğüşleri,
tabiatın bağrından geçen maceraları ele
almaktaydı.” KA.s.219.
Pampa:
X. asırda yaşamış ve
Kannara dilinde eser vermiş Hint şairi.
“10.yüzyılda yaşayan Pampa, Kannara
edebiyatının en büyük şairi sayılır.” BDE.s.295.
Pan:
“Yunan mitolojisinde, kırlar, çobanlar, ormanlar ve görüldüğü
zaman panik oluşturan kaca ve ürkütücü
cinsellik tanrısı. “Kır Tanrısı olarak Pan’la karıştırılır.”
IDG.s.209
Panama Kanalı: Orta Amerika’da, Panama Cumhuriyeti’nde
okyanuslar arasıkanal. Kanal Atlas Okyanus’unu (Antiler Denizi), Büyük
Okyanus’a ( Panama Körfezi) bağlar. “Süveyş Kanalı
da Panama Kanalı gibi insanlığa Saint-Simoncuların armağanı.”
SSSS.s.107.
Panaroma: Yakup Kadri Karaosmanoğlu
(1889-1974)’nun 1953/1954 yılında iki cilt olarak yayımladığı
romanı. “Halide hanım Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri Yaban’ı ve Panaroma’nın
ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok Fransa’nın bu gerip taşra
kasabasını hatırlamış değil
midirler?” KA.s.315.
Pança-Tantra: sanskripçe pantra (beş)
ve tantra (Öğreti) kelimelerinden oluşan
isim Hindistan’da, miladın ilk yıllarında derlenmiş bir
masal ve hikaye kitabı olup ilerde yazılacak bü tür eserlerin ilk örneği
ve kaynağıdır.
“Bugün tanıdığımız masalların ana kaynağı:
‘Pança-Tantra’ (politika ve idare sanatı üzerine beş kitab).
Eserin ilk şekli kayıp.” Kİ.s.309.
Pandavalar: Pandava Kral Pandu’nun beş oğlunun
soyadı. Pandavalar da Mahabharata Destanı’nda şiir olup,
Kral Pandu’nun oğullarının yüz kişilik
yeğenlerine
karşı
zaferini anlatır. “Nasıl vaktiyle, halk arasında dolaşan
bütün masallar, fıkralar Pandavalar'ın maceralarına bağlanmışsa,
İsa
'dan sonraki ilk asırlarda da bütün destan parçacıkları Buda'nın hayat
hikayesine bağlanıyordu.” BDE.s.172.
Pandit:
Pandita Hoca, allame, uzman anlamına gelen sanskripçe bir kelime olup
Hindistan’da geleneksel dini bilgi sahiplerine, kutsal metin uzmanlarına
verilen bir ünvandır. “Vezir Danişment Han, frenk bilginini
memnun etmek için saraya, Dara Şükuh’un Upanişadlar’ı
çevirtmek üzere Delhi’ye çağırdığı
Panditler’den birini davet etmiştir.” BDE.s.33.
Pandular:
Pandu solgun anlamında bir kelime olup mahabharata Destanı’nda hikâyesi
anlatılan Hastinapura kralının adıdır. Pandular, Pandu’nun hikâyelerini anlatan
Mahabharata Destanı’ndaki şiirlerdir. “Pandular cennete
döndüler, her biri bir tanrı oldu.” BDE.s.344.
Panini: MÖ
V-IV asırlarda yaşadığı
sanılan Hintli gramerci. Sanskritçe dilbilgisi üstüne Astadhyayı (sekiz Bölüm)
yazdı. “Dili ilk defa olarak felsefi bir incelemeye tabi tutma şerefi
ise Panini’ye ait.” BDE.s.123.
Panjermanizm: Fransız ihtilâli’ne ve Almanya’ya yerleştirilen
Napolyon ilkelerinin bazılarına tepki olarak doğan
pangermanzim, Germen asıllı halkların aynı siyasi otorite altında toplamayı
amaçlayan ideoloji. “Rusya panjermanizm fikrine panslavizm şeklini
kazanır. SNK.s.154.
Panslavizm: Slav asıllı halkların aynı siyasi otorite altında
toplamayı amaçlayan ideoloji. “Rusya panjermanizm fikrine panslavizm şeklini
kazanır.” SNK. s.154 Pant: Sumitra Nandan Pant (1900-1977). Hindistan’da
çağdaş romantizmin,
Milliyetçiliğin ve simgeciliğin
en öenemli temsilcilerinden biri olan ve Hindi diliyle yazan Hint şairi.
“Pant ile Nirala birinci akımdan yanadırlar, deneyciler Benedetto Croce’den,
Freud’la Jung’un psikanalizinden, egzistansiyalizmden, Japon şiirinden
ilham alan yeni bir edebiyat yaratırlar.” BDE.s.251.
Pantagruel: Fransız Hümanisti François Rabelais (1490-1553)ın
1532 yılında yazdığı romanı. “Şüphesiz
Don Kişot
da büyük eser ama Pantagruel ile Gargantua’nın yanında daha tek boyutlu.” KA.s.
230.
Panteist:
Tanrıyı ile dünyayı birleştiren ve aynileştiren
felsefi akıma inanan kişi. “Panteist düşüncesinin
zaferi yobazları telaşa düşürür.”
BDE.s.62.
Panteizm:
Tanrıyı ile dünyayı birleştiren ve aynileştiren
felsefi akım. “Tasavvuf’daki vahdet-i vücut. Vahdet-i vücut demek Allah’la
kainat arasında cevherce ayniyet vardır, demek değildir.”
IDG.s.76.
Panteon: Devlet
ve Memleketine şan vermiş olan
kişilerin
gömüldüğü
milli anıt mezar. “Bütün soylu insanların Panteonu olmalı bu tapınak;
insanoğluna
sürekli hazlar sağlayan, zekâmızı geliştiren
herkesin yurdu Parnas da Serrat gibi”.” Kİ.s.51
Panteon: Yunan
ve Romalı’ların bütün tanrılarına adadıkları tapınaklar. “Hint
panteonundaki mabutlar saymakla bitmez.”BDE.s. 136
Pantheon:
MÖ. Julii ailesiyle ilişkili tanrılar adına yaptırılan
ve Romada bulunan anıt. Anıtı Agrippa yaptırmış Eser bir
çok kere tahrib olmuş ve retore edilmiştir.
Fantheon anıtı 609 yılında santa Maria ad Martyres’e adanmıştır.
Raffaello’nun Vittorio Emanuele II’nin ve Umberto I’in mezarları bu anıtta
bulunmaktadır.“Bu keşmekeşte
Andre Suare sesini yükseltir: Zola’nın yerine Pantheon’dur.” KA.s.308.
Panurge:
Fransız Hümanisti, yazFrançois Rabelais (1490-1553)’in Gargantua romanının
kahramanı. “Asıl vaka Panurge’ün mutlu bir evlenme yapıp yapmayacağı
üçüncü kitapta başlar.” KA.s.234.
Papadiamantopulos: İoannis
Moreas Papadiamantopulos (1856-1910). Fransız klasik şairi.
“Başka
bir tabirle papadiamantopulos ( jean Moreas) ile Kübalı Heredia’nın coşkun
tilmizi Yahya Kemâl, Paris kahvehanelerinde duyduklarını Peyam-ı Sabah
okuyucularına şöyle aktarır.” UU.s.13.
Papağan’ın Yetmiş Hikâyesi: Tutiname. Hikâye Irmakları
Okyanusu anlamına gelen Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak
1063-1081 yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli
eserinde bir hikaye kitabının adı. “ ‘Papağan’ın Tetmiş Hikâyesi’’
Doğu’da
en çok okunan kitaplardan biri ( Tutiname ).” BDE.s.237.
Papaz Zossima: Rus yazar Dostoyevsky’nin 1879-1880 yıllarında
yazdığı
romanı Karamazof Kardeşler’in şahıslarından
biri. Karamazoflar’ı Papaz Zossima’nın ölümü sahnesine kadar karıştırmış.
“Arkasını merak eden varsa, zahmet edip kendi kendine okusun” buyuruyordu.” Mağ.s.
272.
Parabol: Saint-Simon’un
1819 yılında yazdığı ancak öğrencisi
Olinde Rodrigues tarafından 1832 yılında “parabol” diye isimlendirilen meşhur
hicvî eserinin adı. “Uzun zaman tek başına savaşan
‘Parabol’ yazarının fikirleri 1820’den sonra yankılar uyandırır ve üstat
gözlerini kapar kapamaz adını taşıyan bir mektep kurulur.” SSSS.
S.61.
Paralel Hayatlar: (Bioi parelleloi). İ.S.
I. asırda yaşadığı
sanılan Plutarkhos’un biyografik eseri. “Ama gerçek biyografi dönemi Plutarque
‘Paralel Hayatlar’ı ile başlar.”KA.s. 391.
Paramatman: Hint inanışında yüce ruh, tanrı anlamında
bir terim. “Günaha girmeden dünyadaki ömrünü tamamlayan ruh, bir
"paramatman"olur ve bir zaman için Saİ.Sara'dan
kurtulur.” BDE.s.165.
Parantapa: Hint milli şairi ve oyun yazarı Kalisada
(IV-V.asır)’nın Raghuvanşa isimli eserinde sözü edilen
ve prenses İndumati ile evlenmek isyeten
beylerden biri. “Dünyada binlerce bey var, doğru.
Ama onlar yıldız Parantapa ay...” BDE.s.187.
Parcanya:
Yağmur
bulutlu anlamına gelen bir kelime olup Rigveda’da zikredilen tanrılardan
biridir. Fırtına Tanrısı. “Parcanya: böğüren bir boğa,/
Tohum saçıyor toprağa,/ Gözleri kor kor.”
BDE.s.304.
Pareto: Vilfredo
Pareto (1848-1923). İtalyan sosyolog ve iktisatçı.
Huseyin Cahit Pareto’yu:Abdullah Cevde Gustave le Bon’u getirir.” SNK.s.28.
Paricata:
Hint mitolojisinde güzel kokular saçan ve genneti kokularıyla süsleyen bir ağaç.
“Sonra cenneti güzel kokuları ile dolduran ağaç:
Paricata.”BDE.s.156.
Paris Asya Derneği: 1812 yılında doğu
kültürüni araştırmak amacıyla Pariste kurulan
dernek. “Ondokuzuncu asrın başlarından itibaren Doğu
ile ilgili bir çok dernekler kurulur: 1812’de Paris Asya Derneği.”
Kİ.s.62.
Paris Büyükelçiliği: Osmanlı’nın Paris Büyükelçiliği.
“Dilini anlamadığı o Babil kulesinde tek
kılavuzu Paris Büyükelçiliğinde görevli imam hoca Tahsin
Efendi’nin , çok tonton bir adam diye kendisinden söz ettiği
A. Fanton” Mağ.s.191.
Paris Esrari: Fransız romancı Eugene Sue (1804-1857)’nin
1842-1483 yıllarında yazdığı eseri. “Tefrika romanlari
geniş halk
tabakalarina hitap ettikleri icin, onun hayatini kaleme alirlar: Eu. Sue’nun
‘Paris Esrari’ SNK.s.159.
Paris Kominasi: Fransız edebiyat doktoru, sosyoloji profesörü ve
tarihçi Henri Lefebvre (1901-1991)’nin eseri. “H.Lefebvre (1958 Komunist
Partisi’nden kovulan degerli tarihci) Paris Komunasi adli eserinde bir tarihcini
ilk vasfi yalan soylememektir.” SNK.s.48.
Paris Komünü: Temmuz 1789-Ekim 1795 arası Fransız ihtilali
sırasında Paris belediye Hükümeti. “Bürjuvazi Paris Komünası’ndan sonra,
aristokrasinin putlarına sarılır,Spiritüalist olur.” SNK.s.142.
Paris Kongresi: 1856’da Krım Savaşın’ndan
hemen sonra III. Napolyon tarafından toplanan kongre. ''Paris kongresinde
kapütülasyonların ilgasını taleb eden Osmanlı murahhaslarının
kastettikleri,sadece ikamet anlaşmalarının ilgasıdır.” BFH.s.92.
Paris Muhasebeleri: Ali Kemal (1867-1922)’in1899
yılında yazdığı eseri. “Paris Muhasebeleri’ni
hâlâ severek okurum.” BÜ.s. 164.
Paris. Fransa’nın
başkenti.
"Sokrat'ın istihzasını Gringore veya Rabelais'nin maskesi altında saklayan
akıllı deliler; Charles-quint veya II.Philippe gibi dünyaya söz geçirmeyi düşleyen
ikbalperest deliler; Pavie'de I.François esir edilen yahut Berquin ve
Nubourg'la alevler içinde can veren yiğit deliler; Munster'deki
anabaptisler veya Paris'teki protestanlar gibi azgın deliler." IDG.s.160.
Paris: Fransa’nın
başkenti.
“Paris’e giderken bir yangından kaçtığını zannediyordu genç doktor.”
BÜ.s.139
Parlamentarizm: Yürütme organının seçimle kurulmuş yasama
organına karşısorumlu olduğu
siyasî sistem. “Avrupa’da ne politika vardır, ne millet! Parlamentarizm,
demokrasi... bunlar büyük dâvâları küçük menfaatlerin ve küçük insanların
oyuncağı
yapacaktır.” Mağ.s.151.
Parmak Çocuk: Charles Perrault’nun 1697 yılında yazdığı
Histoires ou contes du temps passe isimli eserinde yer alan bir masal. “Ayni
masalin yalniz Fransa’da degil dunyanin cesitli ulkelerinde bir cok benzerleri
bulunmustur.mesela parmak cocuk, mesela Ormanda uyuyan guzel.” Kİ.s.315.
Parnasse: Parnasse okulu. Romantiklerin duygusallığına
tepki olarak kurulan şirin duygusallığı
yansıtmamasını, nesnelliğe, şeklî
yetkinlik ve uyuma ağırlık veren,Pazitivist okulun
görüşlerinibenimseyen
Fransız şiir
okulu. “Boileau mu? Paranesse’ın o babacan kanun vazıı yarı somurtan yarı
sırıtan adasıyla Horace’ı okuyun der size Aristo’yu okuyun.” UU.s.253.
Pascal: Blaise
Pascal (1623-1662). Fransız bilim adamı ve yazar. Daha çok fizik ve matemetik
alanındaki çalışmaları ile bilinen pascal aynı
zamanda iyi bir nesir yazarıdır da. Öfke bazen için için kükrer, Pascal’ın “
Bir Taşralıya
Mektuplar’ında olduğu gibi.” BÜ.s.127
Pascal’ın Dilemması: Dilemma ikilem demek. Pascal’ın
dilemması Pascal’ın Hristiyanlık sevdirmek, insanların Hristiyanlığa
tabi olması için geliştirdiği
akıl din ikilemi. Pascal’ın Dilemması şöyle. Hristiyanlık size bir
mutluluk vâad ediyor, neden buyruklarına uymuyorsunuz? Uysanız ne
kaybedersiniz? Aklımı susturmam lâzım diyeceksiniz, çünkü dini hakikatler
rasyonel değildir; hürriyetimden
vazgeçmeliyi, çünkü din bir takım mükellefiyetler yükler. İyi
ama, dine boyun eğmezseniz necat yolunu yani
ebedî saadetinizi kaybetmiş olmayacak mısınız? Fedâ edeceğiniz
akıl da hürriyet de fani; öte yandan kazanç nâmütenahî. “Dünyanın en korkunç
problemi önünde anarşist, Pascal’ın dilemmasını
tazelemiştir.”
BFH s.37-38.
Patriaarka: “Hem tahttan indirilen II.James’in kızı hem de
William’ın karısı olan prenses Mary, 1689 şubatında kocasıyla buluşmak
ve taç giymek için Hollanda’dan ayrılırken, onu İngiltere’ye
götüren gemide John Locke da vardı, John Locke ve istikbali.İstikbali
derken iki eserin yazmalarını kasdediyoruz.Locke onlarla ün sağlayacaktı
kendine:İnsan
Zekası Üzerine Deneme ve Sivil Hükümet Üzerine Deneme.İkinci
kitabın asıl adı: “Sivil Hükümetin hakiki menşei,
gerekçesi ve amacı üzerine ikinci deneme”,ikinci deneme, çünkü Locke onunla
aynı zamanda yayımlanacak olan birinci denemesinde, mutlakiyetçi bir yazarın,
Sir Robert Filmer’in Patriaarka adlı eserindeki yanlış prensipleri
çürütmeye çalışmıştı.”
UU.s. 231.
Paul Janet: (1823-1899) Fransız filozofu ve edebiyat
profesörü “Sosyalizme düşman bir felsefe tarihçisi, Paul
Janet, Saint-Siman’u, Saint-Simon’u, ölümünden yarım asır sonra yazdığı
bir makalede çağdaş sosyalizmin
kurucusu olarak vasıflandırır.” SSSS.s.65.
Paul Nizan: (1905-1940)’ın Fransız yazar. Siyasi hicin
türündeki eserleri ve 1934 yılında yazdığı ‘Çoban Köpekleri’ isimli
eseriyle bilinir. “1934’de Çoban Köpekleri’ni yazan Paul Nizan, Durkheim’i
oportünizmle itham eder.” SNK.s.124.
Payam-ı Sabah: Ali Kemal’in Başmuharrirliğini
yaptığı
gazetenin adı. Ali Kemâl, II. Meşrutiyet’ten sonra istanbul’da
Peyam adında günlük bir siyasi gazete çıkardı. Gazete sonraları Peyam-ı Edebî,
Peyam-i Sabah Edebî Nüshası ve Peyam-ı sabah adlarıyla yayınlandı. 1919 yılında
Damat Ferit Hükümeti’nde Maarif Nazırlığı olunca gazetesini Mihran
Efendi’nin Sabah gazetesiyle birleştirdi gazetenin adı payam-i
Sabah olarak kaldı. Peyam-i Sabah’ın başyazarı ve sorumlu müdürü oldu.
“Zavallı Payam-ı Sabah başmuharriri... o hazin başlığın
( nakş-ı
Ber Ab) yalnız bütün mahsusat-ı edebiyesini değil, kısa
fakat hummalı hayatını da kucaklayan bir mezar taşı kitâbesi
olacağını
düşünmüş müydü
acaba.” BÜ.s. 163.
Pazartesi Konuşmaları: Fransız münekkidi
Charles-Augustin Sainte-Beuve (1804- 1869)’in tenkitlerini topladığı
iki eserden biri. Eser 15 ciltlikten müteşekkildir. Diğer
eseri ise 13 ciltten oluşan “Yeni Pazartesiler”dir
“Edebiyat portrelerine düşkündür. Pazartesi Konuşmaları’nın
çoğuna
buismi verebiliriz.” KA.s.416.
Pehlevice:
"Anquelit Duperron'un (1731-1805) sonsuz fedakarlıklar pahasına
karanlıklardan kurtarabildiği ‘Avesta’, İran'ın
eski geleneklerini dile getiren pehlevice yazılmış dağınık
sayfalar, çarmıha gerilen hükümdarlara mağrur şehinşahların
menkıbelerini ebedileştiren üç beş kitabe..”
Kİ.s.294.
Peregrine Pickle’in Maceraları: Tobias Smollet (1721-1771),
Roderick Random (1748), Peregrine Pickle’in Maceraları (1751) ve en değerlisi
Humphry Clinker (1771) olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve
satirik romanı geliştirmiş.”KA.s.220.
Peron: Juan
Domingo Peron (1895-1974). Arjantinli devlet adamı ve diktatörü. “Gündelik
dilde faşizm
yalnız faşist İtalya’nın
doktrini değil, Hitler Almanya’sını da
onlara az çok benzeyen bütün rejimleri de ifade eder:Franco İspanya’sı,
Salazar Portekiz’i Peron Arjantin’i...gibi.” UU.127.
Peronizm:Arjantinli peron’un öğretilerinden
kaynaklanan siyasi düşünce.
“Peronizm,
refah çağında
ortaya çıkar, iktisadi buhranla ilgisi yoktur. ” UU.s.136
Perrault:
Charles Perrault (1628-1703) Fransız yazar. Çocukları eğlendirmek
için kaleme aldığı masallarla ün kazanmıştır.
“Fransız edebiyatinda Perrault’un masallariyla Fabliau’lar ve”roman de
renard”neyse “Remus amca”da Amerikan cocuk edebiyati icin o’dur.” Kİ.s.321
Perroux:
François Perroux (1903-1987). Fransız iktisat profesörü. “Perroux doğru
söylüyor:”Bu atom ve feza çağında hepimiz bir parça
Saint-Simoncu değil miyiz? SSSS.s.109.
Perse:Hint
mitolojisinde canavarlarla şavaşan
efsanevî kahraman. “Perse canavarlar avlarken yüzünü bir bulutla örtermiş.”
Kİ.s.336.
Persecute Maniaque: Cana kıyan manyak, cana kıyma
meraklısı anlamında Fransızca kelime grubu. “Tanpınar’ı teşhisi
yerinde: Başveren inkılâpçı bir megaloman,
bir “persecute maniaque”tır.” Mağ.s.160.
Persifal:Alman
besteci ve dramaturg Richard Wagner’in 1882 yılında tasarlanan ve oynanan
eseri. “Persifal’in muhteşem mimarisinde Hint
mabetlerinden devrilmiş merömerler var.” BDE.s.70.
Perstiş: Tapınış,
şiddetli
sevgi, gönül akışı. “Aydın okumak için okur.
Kitaba kitap olduğu için perestiş eder.”
BÜ.s.113.
Pertev Paşa: (1824-1872). Şakacı
ve hoşsohbet
bir kişi
olarak bilinen Pertev Paşa Tanzimat devri devlet adamı, şair
ve yazarlarındandır.. “Vaka -i Hayriye’den sonra devlet gemisinin dümenini
eline alan Pertev Paşa tekke şeyhlerinin
sözüyle hareket ederek Edirne antlaşmasıyla sonuçlanan meş’um
seferin açılmasına ve sonra da Cezayir’in elden gitmesine sebep oldu.”
BFH.s.120.
Peru:
Güney Amerika’da büyük Okyanus kıyısında başkenti
Lima, resmi dili İspanyolca olan devlet.
“Peru’nun, Tataristan’ın , Arabistan’ın siyasi ve ahlaki hayatına gelir.” Kİ.s.75.
Peruka:
Peruk. Tabii saçlardan ya da sentetik liflerden yapılmış yapma
saç “İkinci
mütercim Gohory (1571) XVII. Asır mütercimleri Machiavelli’ye “peruka”
giydirirler...” UU.s.182.
Pestenkiranî: Saçma, saçmasapan saçmasapan söz anlamında Farsça
bir terim. “Pestenkeranî bir burjuvazi ve yoksul zanaatkarlar.” Mağ.s.66
Peter Pan:
J.M. Barrie’nin çocuk edebiyatı klasiklerinden biri olan anlatısı. 1904 yılında
oyun olarak da yazılmıştır. “Birlesik devletler icin
huck finn italya icin pinokyo Danimarka icin Denizkizi Ingiltere icin Peter Pan
milli birer kahraman sayilmistir.heykelleri dikilmis akin akin ziyaretcileri
olmus KI.s.319.
Petersburg’dan Moskava’ya Seyahat: 18 asır Rus yazarı Radicev
(1749-1801)’in eseri. “Petersburg’dan Moskava’ya Seyahat adli eserin yazari
Radicev (1749-1801) XIX.asir Rus aydinlarinin butun hususiyetlerini tasir.” Mağ.s.71.
Petit Chose: Le Petit Chose (bir Çocuğun
Hayatı). Fransız romancı Alphonse Daudet (1840-1897)’in 1868 yılında yazdığı
romanı. Andersen’in dostu olan bu zat edebiyata talihsiz cocuk, pansiyon hayati
yetim tipleri sokmus, mucadeleci ve talepleri olan bir edebiyat yaratmis hem
“Sefiller”in Kozet’ini hemde Daudet’nin “petit’ chose”unu mujdelemistir.” Kİ.s.318.
Petraçevski: Mihail Vasiliyeviç Patraşevskiy
(1821-1866). Fourier yanlısı bir dışışleri
mütercimi ve Rus ihtilalci. “Petracevski, sosyal bir davaya gönül veren Rus
toprak sahiplerinin en güzel örnegi.” Mağ.s.80.
Petrapavlovskaya Kalesi: Matartalist Rus intelijansiyası
ve Edebiyat tenkitçisi Dimitri Pisarev (1840-1868)’in hapsedildiği
kale. “Dört yıl Petrapavlovskaya kalesinde kalmış.”
Mağ.s.98.
Petrograd:
Sen-Petersburg şehrinin 1914-1924 yılları
arasındaki adı. “Kızıl meydan’daki türbe yetmemiş Vlademir
iliç ölür ölmez petrograd’a Lenigrrad adını takmişılar..
vs.” Jur.I.s.89.
Petronius. Caius arbiter Petronius (öl İ.S.66).
Latin yazar. Pison’un ihânetini öğrendikten sonra Neron
tarafından intihare zorlanan, zevk düşkünü ve zeki senatorla aynı kişi
olarak kabul edilen Petronius Satyrikon isimli eserin yazar olduğu
sanılmaktadır. “Bu Petronius, Marsilya civarında doğan
bir Galyalı imiş.” KA.s.156.
Peyami Safa: (1899-1961). Cumhuriyet sonrası roman, hikaye,
inceleme ve deneme yazarı. “Peyami Safa’nin Turk İnkilabına
bakışlari
Celal Nuri’ninkine kiyasiya cok sığ ve tarihi temelden mahrum bir
karalamadir.”Kİ.s.113.
Peyami:
Bkz. Peyami Safa. Nazım, Peyami’ye kıyasla mutlu azınlığın
temsilcisidir. Kİ.s.229.
Peygamber Şeklinde
Ortaya Çıkan Kahraman:
Thomas Carlyle (1795-1881)’ün bir yazısının başlığı.
“Batı’da Hazret-i Muhammed için neler söylenmiş? Burada
da Dante’nin İlahî Komedya sından,
Voltaire’in Adetler Üzerine Denemesi sinden, Napoleon’un Günlük lerinden,
Carlyle’ın Peygamber Şeklinde Ortaya Çıkan Kahraman
yazısından, Lamartine’in Türkiye Tarihi I inden, Renan’ın Muhammed ve İslâm’ın
Menşei
inden, Hugo’nun Asırların Destanı şiirinden metinler sıralanıyor.”
Kİ.s.154.
Peyk:
Uydu. Güçlü bir devlete her bakımdan (ideolojik, ekonomik, politik..) bağlı
devlet için kullanılır. “İslamiyet’ten önce, biri
Bizans’a, öteki İran’a bağlı
iki peyk vardı.” Kİ.s.147.
Phanomenologie des Geistes: Tinin Görüngübilimi Hegel’in
1807 yauımlanan ve Hegel’in Schelling’den kopuşunun
belgesi olarak kabul edilen eseri. “Phanomenologie des Geistes’in yayımladığı
1807 ise, edebiyat olgusunun bir tarih olayı olarak kavrandığı,
yani akışı
içinde ele alındığı yıldır.” KA.s.410.
Philippe II: "Sokrat'ın istihzasını Gringore
veya Rabelais'nin maskesi altında saklayan akıllı deliler; Charles-quint veya
II.Philippe gibi dünyaya söz geçirmeyi düşleyen ikbalperest deliler;
Pavie'de I.François esir edilen yahut Berquin ve Nubourg'la alevler içinde can
veren yiğit
deliler; Munster'deki anabaptisler veya Paıis'teki protestanlar gibi azgın
deliler.” IDG.s.161.
Philon:
İskenderiyeli
Philon (MÖ.20,13-MS.50). Yunan diasporasından Yahudi filozof. Kitab-ı Mukaddes
ve Torah yorumcusu. "Joseph'le Philon'un yanında Kilise, daha doğrusu
bazı Doğu
kiliseleri, bize apokaliptik ve mistik mahiyette bir çok eser aktarmıştır.”IDG.s.112.
Physiocratie: Fransız İktisatçı ve siyaset adamı
Dupont de Nemours (1739-1817)un 1767 yılında yazdığı
Eseri. Eserin Tam adı:Physiocratie,ou Constitution naturelle du gouvernement le
plus avantageux du genre humain olup, Fiziyokrasi ya da insanlık için en elverişli
yöntemin doğal kuruluşu
anlamına gelmektedir. “Say bu adı Ouesnay’nın 1782de Dupont de Nemours
tarafından yayımlanan “Physiocratie” yazılarından almış.”
Jur.I.s.132.
Pic De La Mirandolle Pico Della Mirandola
(1463-1494). İtalyan hümanist ve filozof. Pic
de la Mirandolle (hümanist) ile papa VI. Aleksandr kirli bir evde karşılaşırlar.
SNK.s.185.
Pico della mirandello: Bkz. Pic de la
mirandolle “Arayan Pico della Mırandella da Pascal veya Montesquieu’de modern
antropolojik düşüncenin yaklaşımlarını
hatırlatan birçok fikirler bulunabilir.” Kİ.S.21.
Picon: Gaetan
Picon (1915-1976). Fransız edebiyat tenkitçisi ve deneme yazarı. “Picon’un
kanaatı şu:
Rougon Macguart’lar, karaİ.Sar bir destan.” KA.s.266.
Pierre Larousse: (1817-1875)Fransız sözlük
bilimci ve yayıncı. “Mithat efendi bir asrı dolduran düşüncedir.Osmanlıların
Diderots’u; daha doğrusu Pierre Larpusse’u.” Kİ.S.232.
Pierre Leroux: “Sosyalizm kelimesi önce İtalya’da
Kralcı manasında, sonra İngiltere’de Robert Owen’da,
Fransa’da Louis Reybaund ve Pierre Leroux’da geçer.” SNK.s.115.
Pierre Mouchon: Panckouckce 1755 de (dördü metin, biri planş olmak
üzere) beş ciltlik bir ek çıkartdı
ansiklopediye (Paris, 1776-77).Sonra bunlara Pierre Mouchon’un hazırladığı
2 cild endeks de ilave adildi. (Aİ.Sterdam 1780).” IDG. S.20
Pikaresk Roman: Toplumun alt kesimlerinden (Serseri, uşak...)
gelen ve yaşadığı
serüvenler sırasında toplumun kurulu düzenini eleştirme
fırsatı bulan bir kahramanın hikâyesini anlatan eserlere denir. “Tam bir
pikaresk roman havası.” BDE.s.236.
Pilpay: Pilpay
ya da Bidpai. III. Asırda yasadığı sanılan yarı efsanevi Brahman
Rahip. Kanynağını Pança-Tantra’dan alan ve doğulu
ve batılı masal yazarlarıyla kitap resimcilerini etkileyen ahlakî hikâyeler
kitabını Sanskritçe olarak kaleme alır. "Pilpay (Beyd-i Ba)'ın
hikâyelerini yüzyıllardan beri zevkle okuyan Avrupa onlardaki derin ve gerçekçi
hayat felsefesini anlıyabilmiş midir? Zimmer, «hayır» diyor bu
soruya..." Kİ.S.309.
Pindare: Pindaros
(MÖ.518-438). Yunan lirik şairi. Pythionikoi ya da Zafer
Odaları isimli eseri "Bir Pindare'ın od'unda, Eflatun'un diyaloğunda,
Horas'ın şiir sanatında, Seneka'nın bir
kitabında, hatta Roma forum'unda ve hatta Atina'nın Akropol'unda, düzen ve
ahenk aramak fazla nekazet"KA.s.124.
Pindaros. Bkz. Pandare. “Pindaros, bahtiyarların yaşadığı
hayal ülkesini söyle anlatır: Mağ.s.185.
Pindus: Doğu
Yunanistan’ı Batı Yunanistan’dan ayıran kireçli, narnlı, kum yamaçlı dağlar
bütünü. “Zümrüt yamaçlı Pindus; yanık yamaçlı Sina. Uzaklardan, Newton’u
müjdeleyen Hiseta...” UU.s.344
Pinokyo:
İtalyan
yazar Collodi’nin,1880-1883’te yazdığı, küçük bir çocuğa
dönüşmüş bir
kuklanın serüvenlerini anlattığı eseri. “Ne Pinokyo’yu
tanimisim, ne Alis Harikalar diyarinda’yi.” Kİ.s.312
Pirizade Sahip Mehmed Molla: 1674-1748. Osmanlı Şeyhülİslamı.
Şair
yazar ve mütercim. İbn-i Haldun mütercimi olara
bilinir. "Baron de Slane 1730'da Prizade Sahip Mehmed Mollo tarafından
Türkçeyeöevrilen mukaddemeyi kullanır".” SNK.s. 174.
Pirizade Sahip Molla: Bkz. Pirizade Sahip Mehmed
Molla. "Bizde ilok defa Prizade Sahip Molla 5'de 3'ünü yapar. SNK. S.69
Pirizade: Bkz. Pirizade Sahip Mehmed Molla “XVIII.asırın başlarında
Pirizade, Mukaddime’nin üçte ikisini türkçeleştirir. ”
UU. s.142
Pisarev: Pisarev
veya Pisaryov. Dimitri Pisarev (1840-1868). Kısacık ve mahkumiyetle dolu ömrüne
dört tane değerli eser sığdırabilen
matartalist Rus Edebiyat tenkitçisi. " “Pisarev veya Pisaryov (1840-1868),
"Bazarov ben'im" diyecek kadar tok sözlü ve cesur".” Mağ.s.97.
Pitoresk: Durumu,görünüşü bir nedenle resim konusu
olmaya elverişli bir görünim,bir nesne ve
benzeri için kullanılır.Sanatta ise 18. ve 19. yy’larda İngilterede
bahçe düzenleme sanatında ve konak mimarlığında görülen bir eyilim için
kullanılr. “Orientales'in Divan'dan farkı: Goethe’de pitoreskin, içerde
olması".K:A:s.35
Pitt: “Birisi
Pitt’in gazetecisidir, öteki hükümetten maaş alır,
üçüncüsü insafsız bir muhafazakar kesilir”.Jur.II.s:63
Pitt:
1.Pitt William Pitt (1708-1778) 2.Pitt William Pitt (1759-1806) Baba oğul
olan İngiliz
siyaset adamları. “O sırada yayımlanan bir ansiklopediye makaleler yazarak başlamış mesleğe
(bilhassa Montesguieu,Montaigne,Nelson ve iki Pitt üzerine) Schiller’in Hal
Tercümesi’ni kaleme almış.Kİ.s.366
Planş: Grav. Estamp çıkarmak için
kazıma işleminin
yapıldığı
ahşap
ya da metal levha ya da kazılmış bir planş yardımıyla
basılmış estamp
prova baskı. “Diderot ve arkadaşları daha çok planş’larla
estamplardan faydalandılar.” IDG.s.15.
Platonizm: Platonculuk, platon ve Tilmizlerinin temsil ettği
felsefi akım. "Hakikat-ı Muhammediye ve akl-ı külli telâkkasinin
platonizm,neo-platonizm ve Hristiyanlığın (logos, kelime-i
ilâhiye)tesiriyle Müslümanlar arasında yayıldığı öne sürülmüştür.”
IDG.s.183.
Plehanov: Georgiy Walentinovich Plehanov (1856-1918) Rus
sosyalist yazar. Kerim Sâdi, Türk soyalizminin Pelehanov’udur.” BÜ.s. 252
Pleiade Ansiklopedisi: Pleiade mektebi üyelerinin
hazırlamış oldukları edebiyat
ansiklobedisi. Bkz pleiade mektebi. Üç ciltlik Pledia Ansiklopedisi’nin
Edebiyatlar tarihi adını taşıyan birinci cildine bir önsöz
yazan Ratmınd Queneau esere neden edebiyat tarihi değil
de edebiyatlar tarihi denildiğini açıklar.”KA.s. 383.
Pleiade mektebi: Fransız edebiyatında şairler
grubu.Atlas’ın yedi kızına tembihte bulunularak yedi kişiden
oluşur.
“Klasisizm, Pleiade mektebinin çabalarından sonra XVII. yüzyılda doruğuna
ulaşır".”
Kİ.s.72.
Pleiade şairleri: Pleiade mektebine mensup olan
yedi şair.
Bunlar: J.Du.Bellay,J.A.De Baif,Pontus De Tyard,E. Jodelle, R.Belleau (1554’de
genç yaşta
ölen J.De Laperuse yerini aldı) ve J.Dorat (Ronsart’ın 1582’de J.Pelatier Du
Mans’ın ölümünden sora onu seçtiği sanılır.) “Pleiade şairleri
bütün Ortaçağ geleneklerini bir yana iterek
yalnız Yunan ve Latin örneklerini benimser” KA.s.116.
Plekhanov: Bkz Plehanov. "Lenin ile Plekhanov
arasındaki ihtilafda bu değil mi? Tkaçev, Rus devletinin
meşruti
bir devlet ve burjuva devleti haline gelmesini istemek". Mağ.s.103.
Plotinius:
(205-270) İskenderiyeli Filozof. “bu
unsurlar Plotinius’dan gelen saf akıl ve ruhların süduru nazariyesiyle kaynaştırılmıştır.”
IDG. 70
Plutark Tercümesi: Bkz. Plutarque tercümesi "Galiba
kelimeyi 16. asırda Plütark tercümesinin ithafında yalnız Amyot kullanmış ve
I.François'nın Fransa'da edebiyatın yeniden doğuşunu
(rönesansını) başlattığından
söz etmiş"KA.s.116
Plutark’ın Kahramanları: Yunanlı yazar Plutarkhos
(50-125)’ın hayatlar isimli biyografi kitabında söz ettiği
46 Yunanlı ve Romalı ünlü. Kimi örnek göstereceksin çocuklarına Plutark’ın
kahramanlarını mı? Plutark’ın kahramanları Rousseau’yu heyecanlandırabilirdi.
Jur.I.s.203
Plutarque Tercümesi: Fransız Hümanist Jacgues
Amyot (1513-1593)’un 1572 yılında Plutarktos’tan tercüme ettiği
baş eseri.
“İspanyada
Sevilla İsidore
ile Tolede’luy İldefonse’nin Flanders’da,
Gembloux’lu Sigeber’in İtalya’da Petrarque’ın De
Viris’leri Rönesansa Antikite’yi keşfettiren büyük eserlerden biri
Amyot’nun Plutarque tercümesi.” KA.s.393-394.
Plutorque:
İ.S.
I. asırda yaşadığı
sanılan Yunanlı biyografi yazarı “Hermes’in kitaplarindan ilk soz eden Yunanli
plutorque olmuş.” IDG.s.203.
Plütark:Bkz. Plutorque Kelimeyi, muhib-i hikmet
tâbiriyle açıklayan Plütark olmuştur.” IDG.s.37
Pococke:
Edward Pococke (1604-1691) Okxford ünüversitesın’de Arapça profösörü ve İngiliz
şarkiyatçı.
“Bu alimlerin başında Herbolot’yu talebesi
Galand’ı,Oxford Universitesinden Pacocke’u, Utretch’te doğu
dilleri hocalığa yapan Reland’ı, Cambridge
üniversitesinde Arapça okutan Ocleky’i görürüz.” Kİ.s.76.
Poem : Fransızca
bir kelime olup şiir anlamındadır. “İskoçyalı
Thomas Moore (17791817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret
kazanan bir poem yazar : “Lalla-Rookh”. Üç yıl sonra Fransızca’ya çevrilen bu
poem, bir Saint-Simoncu tarafından operaklaştırılır:
sahnede Bernier’in Hint’ini ve Evrengzib’in çehresini görür gibi oluruz.”
BDE.s.44.
Poetik: Şiirle alakalı, şiirin
yapı, tür,biçim vb. özelliklerini konu alan edebi eserlerin genel adı. "Bu
dönem, Aristo'nun Poetik'i üzerindeki yorumlar ve tartışmalar
sayesinde (Yunanca yazma 1508'de bulunmuştu), klasik edebiyat tenkidinin
ölçülerini de meydana çıkarmıştır” Kİ.s.72.
Polatika: Bir yazar veya düşünürün şiir
hakkındaki görüşlerini ihtiva eden eseri.
Metinde kastedilen ise Aristo’nun eseridir. “Onun için ne Eflatun’un devletiyle
kanunlarına ne Aristo’nun Poletika’sına nede Hristiyan orta çağının
beli başlı
siyasi eserlarine yer vere bildik.” UU.s168.
Polemologie: Savaşın toplumsalve Psikolojik bir
olay olarak bütün alanlardaki (siyasi, ekonomik, demografik) neden ve
sonuçlarıyla birlikte incelenmesi anlamına gelen bir terim olup ilk defa 1945
yılında Fransız sosyolog Gaston Bouthoul tarafından öne sürülmüştür.
Polemologie ile ilgili Aron’un, Bouthol’un eserleri vardır.” SNK.s.144 Police:
Polis. “Police XVII. Asırdan itibaran bu günkü manada kullanılmaya başlar:
zabtiye.” UU.s.81.
Poligamiyi: Bir erkeğin birden çok kadınla ya da
kadının birden çok erkekle yasal olarak evlenmesine izin veren sistem. Çok eşlilik.
“Hint’in kalkınması için avrupa’ya dayanması gerektiğine
inandığı
için,İngilizler’le
dost olur,onların reform hamlelerini destekler:dulların yakılmasını önleyen,
yeniden evlenmelerini sağlayan,kadınlara miras hakkı
tanıyan,polgamiyi yasaklayan reformlardır bunlar.”BDE.s. 273.
Politeizm:
Çok tanrıcılık. “Mütenahi’nin namitenahiden mutlak olarak ayrı olduğunu
söylemek caizdir, ama, birbirinden mutlak olarak ayrı iki şe’niyet
nizamı olmayacağına göre böyle bir iddia
politeizm’e götürür.” IDG.s.79.
Politeizmi: Çok tanrıcılık. “Walter’e göre Hazret-i Muhammed
politeizmin mirasındaki temelleri korumuş ama onları muhtevalarından
sayırarak vahdaniyet umdesine bağlamıştır.”
Kİ.s.151.
Politika: Aristo’nun tamamlanmamış sekiz
kitaptan müteşekkil eseri. “İbn
Haldundevlet
‘i de okumamıştır. Aristo’nun
Politika’sında.” UU.s.159.
Politika: Onyedinci yüzyılın dev yazarlarından biri olan
“Bossuet (1627-1704)’in En tanınmış eseri “Kitab-ı
Mukaddesten Çıkarılmış Politika, (kısaca politika) ile
Cihan Tarihi Üzerine Deneme.” UU.s.211.
Politika: Saint-Simon (1760-1825)’ın 1819 yılında
yayımlamaya başladığı
ve onikinci sayısında kapanan dergisinin adı. “‘Politika’dan sonra
‘Organizatör’ ve Saint-Simon’un meşhur Parabol’u.” SSSS.s.81.
Polonya: Orta
Avrupada, başkenti Vaşova,
resmi dili lehçe olan bir devlet. "Lehistan niçin ve ne zamandan
beri Polonya olmuş?”Kİ.s.325.
Poltava:
Ukrayna’da Vorskla kıyısında bir şehir. “Petro , Poltava’da XII.
Charles’ın İsveçlilerini yenilgiye uğratmasa,
bu teşebbüslerin
hiçbiri başarılı olamazdı.” BFH.s.121.
Pompei Son Günleri: Edward Bulwer Lytton’un 1834
yılında yazdığı ve Pompei faciasının
arefesindeki Güney İtalya’da Yunan-Latin uygarlığının
yeniden canlandırmaya çalışılmasını anlatan eseri. “Galiba
az cok uzak bir gecmişe uzanmak daha hoşa
gidiyor.Mesela Alexandre Dumas’inin “Üc Silahsorler” I Walter Scott’un Orta Çağ Romanlari
veya Pompel’nin Son Gunleri” Rosny’nin tarih oncesi hikayeleri.” Kİ.s.321.
Pondichery: Hindistan’da, Bengal körfezi kıyısında bir şehir.
“Sonra, Pondichery’den, Antiller’den söz ediyor yazar.” UU.s.29.
Pondişeri: Bkz. Pondichery “10 Ağustos
1755’de Pondişeri’ye çıktılar, Anquetil
kuzeye gitmek istiyordu, ona, “nereye ey garip yolcu, burası tehlikeler diyarı”
dediler, güldü ve yoluna devam etti.” BDE.s.38.
Ponna:
10. asırda yaşayan Hint Kannara edebiyatının
en önemli şairlerinden biri. “İkinci
büyük şair
Ponna.” BDE.s.295.
Ponson du Terrail: (1829-1871) Tefrika Romanları
ile ün kazanan Fransız yazar. “Çerçeve, Ponsol du Terrail’in ; muhteva yepyeni.
Yöntem aynı: Merak uyandırmak.” KA.s.141.
Pop:
Popüler’in kısaltılmışı olarak kullanılan İngilizce
bir terim. Pop müzik, pop şarkıcısı gibi. Bakıyorlar ki,
bitnikler hipi olmuş, ‘free jazz’,’rock’la ‘pop’u
tahtından indirmek üzere.” UU.s. 89.
Pope: Alexander
Pope (1688-1744) İngiliz şairi.
“Konfiüçyüs de unutulmamış. Sonra yamaçlarda sohbet
edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens, Fenelon. Az ötede, bir başka
kafilenin şeyhi Horas ve maiyeti :
Pope'lar.Boileau'lar, Montaigne'ler".” Kİ.s.51.
Portekiz:
Güney Batı Avrupada başkenti Lizbon, resmi dili
Portekizce olan bir devlet. “Portekiz’in tek büyük şairi
var: Camoens (1525-1580). Şiire Şark’ın
kapılarını açan Camoens tek eser yaratmış: “Os Luciades”.” BDE.s.31.
Portekizce öbeği: Hint-Avrupa dil grubunun bir
alt kolu olup Portekiz ve Brezilya’da konuşulan Roman dilini ve Goa, Sri
Lanka, Diu ve Makao’da konuşulan Hint Portekizcesini içine
alır. “Bugün Roman diller denilince Latince’den türeyen dil âilesi akla gelir: İtalyanca
öbeği,
sarca öbeği, provans öbeği,
Katalan dil öbeği, İspanyolca
öbeği,
Portekizce öbeği Faransızca öbeği
vs.” KA.s.135.
Posidonius: (MÖ.135- MÖ.51) Rodos Felsefe okulunun kurucusu,
Çiçeron ve Ponpeius’un hocası olan Yunanlı yazar. “ Ciceron-Yunanlı Panetiuns
ve Posidoninus gibi- kelimenin manalarını ayırmaya çalışmıştır.”
KA.s.96.
Postnişin kutup: Tasavvufta, özellikle
Mevlevilikte, Pos’ta oturan yani seyhlik makamında bulunan kişi.
“Ovidius’un dediği gibi: “Prolem sine matre
creatam”.Masonlukta üstad-ı azam oldu: bektaşilikde
postnişin
kutup, felsefede ise şakirdi olmayan bir hoca.” Kİ.s.214.
Pothier:
Robert Joseph Pothier (1699-1772) Fransız hukukçu. “Pothier’de: “Yeni din
mavera ile ilgisini kesmeli” demiyor muydu?” BDE.s.61.
Poussin: Nikolas
Poussin (1594-1665) Fransız ressam. “1693'te şöyle der:
"Raphael'ler, Carrache'lar, Poussin'ler nasıl resim yapmışlarsa,
biz de öyle yazmalıyız.” Kİ.s.62.
Pozitif Felsefe Dersleri: Auguste Comte (1798-1857)’un
1830 ile 1842 yılları arasında yayımladığı altı ciltlik eseri.
“Levy-Bruhl, daha takdirkârdır: Saint-Simon Comte’a kılavuzluk etmiş,
dehasının gelişmesi için en uygun yolu
göstermiştir
fakat Pozitif Felsefe Dersleri’nin yazarı orijinal bir filozoftur.” SSSS.s.89.
Pozitivizm : Felsefede olgularla desteklenen ya da olgularla
ilgili verilere dayanan bilginin tek sağlam bilgi türü olduğu
görüşü.
Dar anlamıyla August Comte 'un felsefesi için de kullanılır. Genel çizgileriyle
Pozitivizm, deney konusu edilebilecek olgularla ilgili, yani en geniş anlamıyla
bilimselbilginin sağlam bilgi olduğunu
vurgular. Bunun dışında, olgucuların çoğu
mantık ve matematik gibi bilgi türlerinin varlığını kabul
eder, ama bunların içeriksiz olduğunu ileri sürerler. Olguculuğun
en temel özelliğiyse, geleneksel felsefe görüşlerini,
olumsuzbir anlam yüküyle "metafizik" olarak niteleyerek karşı
çıkmasıdır. Comte 'dan bu yana "metafizik" nitelemesi insanlığın
geride bıraktığı bir aşamayla
ilgili, geçerliliğini yitirmiş,
yerini "pozitif" bilimlere bırakmış bir bilgi
türünü çağrıştırır.
“Hint’i teolojik çağın karanlık dehlizlerine tıkar
pozitivizm.” BED.s 62.
Pracapati:
Yaratıkların efendisi anlamına gelen Sanskritçe bir kelime.Veda inancında
tabiat güçlerini birleştiren yaratıcı güçü ifade eder.
“Sonra bir oğlan geldi dünyaya. Bu
pracapati’ydi.: ‘ varlıkların efendisi’.” BDE.s.317.
Prag Öğrenci Mitingleri: 1968 yılında Çek
Cumhuriyetinde öğrenciler tarafından,otoriteye
baş kaldırı
niteliğinde
anarşizmin
tesiriyle yapılan gösteriler. “Sarbon’da (Paris), Madrid Üniversitesi’nde, Roma
Üniversitesi’nde Prag öğrenci mitinglerinde... Bunların
hepsi de 1968’de olmuştur ve dev şirketlere,
orduya, bürokrasiye karşı besledikleri güvensizlik ve
kin yönünden anarşizme benzerler.” Mağ.s.177.
Pragmatizm: Doğruyu ve gerçekliği
eylemlerin sonuçları değerlendiren ve onlara fayda
açısından yaklaşan faydacılık. anlamına gelen
Amerikan Felsefesi. "Pragmatizm'den daha da ileri giderek, her
metafizik mutlağı reddeder.” KA.s.106.
Prakritçe: Eski Hindistanda kullanılan ve modern Hint-Ari
dillerinin kaynağı olan yrel dillere verilen
isim. “15. yüzyılın sonlarına kadar Sanskritçe ön plandadır, Prakritçe ise
1000yıllarından sonra pek kullanılmaz.” BDE.s.93.
Prakriti: Samkhya’da bütün görünüşler
dünyasını kuran üç ilkeyi (Guna) içinde taşıyan sonsuz tözü belirten Hindu
Felsefesi. “Prakriti üç kuvvetin kaynağı: zekâ,
enerji, adalet ve şuursuzluk.” BDE.s.149.
Prehistoire: Tarih öncesi Tarihi zamanlar olarak adlandırılan
dönemden daha öncesine ait ya da bu dönemlerle ilgili. “Peygamberlerin Prehistoire’inda
mertebesi , Nebiliktir.” IDG.s.206
Premçand:Navab
Ray diyede bilinir. (1880-1936) Eserlerini Hint, Urdu ve İngiliz
diliyle kaleme alan Hint’li yazar. “Ceynandra’nın psikolojik romanları, yeni kuşakları
Premçand’ınkilerden daha fazla etkilemektedir.” BDE.s.251.
Prens: Bkz.
Hükümdar. “ ‘Prens’ Napoleon'un en çok okuduğu
kitaptır ve Chateaubriand'a göre Napoleon Prens'tir.” SNK.s.87.
Prenses Mary: “Hem tahttan indirilen II.James’in kızı hem de
William’ın karısı olan prenses Mary, 1689 şubatında kocasıyla buluşmak
ve taç giymek için Hollanda’dan ayrılırken, onu İngiltere’ye
götüren gemide John Locke da vardı, John Locke ve istikbali.İstikbali
derken iki eserin yazmalarını kasdediyoruz.Locke onlarla ün sağlayacaktı
kendine:İnsan
Zekası Üzerine Deneme ve Sivil Hükümet Üzerine Deneme.İkinci
kitabın asıl adı: “Sivil Hükümetin hakiki menşei,
gerekçesi ve amacı üzerine ikinci deneme”,ikinci deneme, çünkü Locke onunla
aynı zamanda yayımlanacak olan birinci denemesinde, mutlakiyetçi bir yazarın,
Sir Robert Filmer’in Patriaarka adlı eserindeki yanlış prensipleri
çürütmeye çalışmıştı.”
UU.s. 231
Presbiterianizm: Calvin tarafından ön görülen ve kilisenin
yönetimini Protestan Papazlarla laik kişilerden oluşan
Presbyterium adındaki karma bir kurula veremeyi amaölayan düşünce.
“Fakat protestanlık Almanya’da çabucak yozlaştı,Ya İngilterede’ki
presbiterianizm?” Kİ.s.381.
Pretoria: Güney Afrika Cumhuriyetinin hükümet merkezi ve
Transvaal eyaletinin merkezi. “Yıl 1893. Güney Afrika’dayız. Proteria’ya
giden trenin birinci mevki kompartımanında genç bir avukat üzerine aldığı
dâvâyı düşünüyor.” BÜ.s.213.”
Prevost: Marcel
Prevost (1882-1941) Fransız yazar. “Yalnız Fransız romanını ele alsak, bir Le
Sage, bir Marivaux, bir Prevost, bir Rousseau, bir Laclos, bir Sade.. insan
ruhunun karanlık dehlizlerinde taramadık bir köşe bırakmışlar
mıydı?” KA.s.129.
Price:
Richard Price (1723-1791) İngiliz reformist kilise papazı.
Vaiz ve gazete yazarı özellikle iktisadi konularda araştırmalar
yapmıştır.
Nitekim ünlü İngiliz alimi Priestley’in
teorisini tahlil eden Price, maddeciliğin hürriyet kavramına ters düştüğünü
ve her türlü kişisel teşebbüsü
yok ettiğini
ileri sürer.” Kİ.s.358.
Priestley: John Boynton Priestley (1894-1984) İngiliz
yazar. “Nitekim ünlü İngiliz alimi Priestley’in
teorisini tahlil eden Price, maddeciliğin hürriyet kavramına ters düştüğünü
ve her türlü kişisel teşebbüsü
yok ettiğini
ileri sürer.” Kİ.s.358.
Primiti ve Culture: Tylor’un 1871 yılında yazmış olduğu
Romanın adı. “Tylor’un kitabından biri (Primitive Culture, 1871), ilkel
medeniyetlerden değil, ilkel kültürlerden
bahsetmek âdet olur.” UU.s.97.
Princesse de Cleves. Mme de La Fayette’in 1678’de
adını açıklamadan yayımladığı Romanı. “1678’de Fransız
romanı en mükemmel ifadesini Princesse de Cleves’de bulur; İngiliz
romanı Necata Doğru’da.” KA.s.216.
Pritiraç:
Ne zaman yaşadığı
kesin belli olmayan Hint şairi Cand bardai’nin destansı
nitelikli eseri. “12. yüzyılın sonlarında geçen bir cengi destanlaştırmış.
Eserinin adı, ‘Pritiraç’.”BDE.s.246.
Probus. Mercus
valerius Probus. MS.I. asırda yaşamış Latin
dilci. “Probus, Yunan felsefe eserlerini ilk defa olarak Siryaniceye çevirir.”Kİ.s.148.
Proclus. Krestomati
seçme özetler mecmuası. İlk örnek Proclus’un
Kresttomati’si” KA.s.392.
Prodüktör:
Sinema yapımcısı. “Ve üstadın ölmeden önce kurmağı
tasarladığı ‘Prodüktör’ adlı gazetenin başına
geçmiş.”
SSSS.s. 102.
Profesör Etiemble: “Profesör Etiemble, Türk
Romanı’nın Doğuşu’nu
Fransız okuyucuya şöyle tanıtmış:
“Bayan Dino’nun denemesi yalnızca Türk Romanının oluşumunu
değil
sömürgecilikten kurtulan ülkelerin romanlarının genel sorununu da açıklar”
KA.s.318
Prolem Sine Matre Creatam: “Ovidius’un dediği
gibi: “Prolem sine matre creatam’ Masonlukta üstad-ı azam oldu: bektaşilikde
postnişin
kutup, felsefede ise şakirdi olmayan bir hoca.” Kİ.s.214.
Proleter: “Asya’da sınıflar teşekkül
etmemiştir,
hepsi proleter milletlerdir. Komintern İslamiyet’e cephe alırsa,
mücadeleyi kaybeder”.SNK.s.263.
Proleterleşme:Evvelce milk sahibi olan bir
sınıfın bir gölümünün genellikle bir sanayileşme süreci
sonunda emekçiler sınıfına katılmak zorunda kalmasıyla içine düştüğü
siyasi ve içtimai durum. İşci durumuna düşme.
“İktisadi
çöküş;
yerli üreticilerin, zanaatkarların, imalatçıların proleterleşmesi.”
BFH.s.81.
Proleterya: Fransızca Proleter kelimesiyle alâkalı bir
kelime. Proleter, günlük çalışmalarıyla yaşayan,
bunun dışında
herhangi bir geliri olmayan amale anlamındadır. Proleterya işci
sınıfı demektir. Daha özel bir anlamı ise: Karl Marx’ın Kapitalizmdeki işçi
sınıfı. “Proleterya veya işçi sınıfı denilen yığınlar
böyle doğdu.”
BFH.s.7.
Prolog: Bir
edebi eserde asıl konudan önce olayları anlatmak için yazılan bir nev’i giriş gölümü.“H.A.R.
Gibb, kitaba dört sayfalık bir Önsöz yazmış.Bunu iki sayfalık bir Giriş ve
yirmi iki sayfalık bir Prolog takip diyor.” IDG.s.67.
Promete:Prometheus.
Yuanan mitolojisinde titanlardan biri, İatepos’un oğlu.Gökten
ateşi
çaldığı
için tanrıların gazabına uğrayan, kaf dağının
tepesine zincirlenen ve gündüzleri kartal tarafından ciğerleri
kemrilen yarı tanrıça Promete romantizmde tanrılara isyan eden bir kahraman
olarak işlenir.
“Kendini Promete sanan Avrupalı... içtikçe artan susuzluk, ve devrim.”
BÜ.s.181.
Propertius: Sextus Aurelius Propertius (İ.Ö.47-16’ya
doğru).
Latin şairi. “Şair
Propertius
(İ.Ö.
47-15) Hint Kadınının vefakârlığını göklere çıkarır.” BDE.s.30.
Prophetique: Peygamberlerle ilgili; geleceği
bildiren manasında franzızca bir kelime. “Bu ‘initiatipue’ felsefe,
'prophetique’ felsefe çizgisindedir.” IDG.s.44.
Prospektüs: Tarife, tanıtım, bir şey
hakkında tanıtıcı ce açıklayıcı bilgi veren kağıt, buroşür.
“1750 Kasımında, 8 büyük sayfalık bir prospektüs yayımlandı”.”IDG.s. 17.
Protestan: Adını 1517’de Reformcu Luter’in arkadaşlarıyla
birlikte, Katolik Roma kilisesine karşı neşrettiği
bir protesto metninden alan Hristiyan mezhebi. “Cevdet Paşa’nın
torunu Katolik rahibesi, Fikret’in oğlu Protestan papazı olur.”
BÜ.s.134.
Protohistoire: Ön tarih, tarih öncesi. “Protohistoire’da bile
tabiat kanunlara idare olunur.” SNK.s.33.
Proudhon:
Pierr-joseph Proudhon (1809-1865). “Tanrı kötüdür.” ve “Mülkiyet hırsızlıktır.”
Sözleriyle tanınan kendi kendini yetiştirmiş bir
Fransız bira yapımcısı, önceleri sosyalist, anarşist ve
militan. Proudhon, siyasal anarşizmin kurucusu sayılır. Toplumu
örgütlemenin ilk adımı olarak üretim kooperatiflerini ve faiz bankacılığını
savunmuştur.
Proudhon insanların şiddetli zaafları olduğunu
bu zaafları kontrol altında tutabilmek için âilenin gerekliliğini
de savunmuştur “Proudhon’un küçük burjuva şakirtleri
mütüelizm kelimesini kullanırlar, sosyalist şakirtlerse
önce kolektivizm, sonra komünizm kelimesini kullanırlar.” SNK.s.153.
Proust:
Marcel Proust (1871-1922). Fransız roman yazarı ve mütercim. “Ama Rousseau’dan
Proust’a, Wordsworth’dan Hardy’ye kadar Avvrupa edebiyatını dolduran bu tabiat
sevgisi gelip geçici bir olay değil mi acaba?” KA.s.76.
Provans öbeği: Oc dilleri anlamına geldiği
gibi, eski provece, Nice Kontluğu,Venaissin ve Nimes ile Uzes
yürelerinde konuşulan oc lehçesi anlamına da
gelir. “Bugün Roman diller denilince Latince’den türeyen dil âilesi akla gelir:İtalyanca
öbeği,
sarca öbeği, provans öbeği,
Katalan dil öbeği, İspanyolca
öbeği,
Portekizce öbeği Faransızca öbeği
vs.” KA.s.135.
Provence Kontları Döneminde Yaşayan
En Eski ve En Ünlü Şairlerin Hayatı: Les Vies des plus celebres et
anciens poetes provençaux (En Ünlü ve En Eski Provenceli şairlerin
hayatı) Fransız hukukçuve yazar Jean Nostredame (1507-1577)’ın 1575 yılında
tamamlanan eseri. "Ne varki üç asır sonra 1575’de Nostradamus Provence
Kontları Döneminde Yaşayan En Eski ve En Ünlü Şairlerin
Hayatı isimli kitabını kaleme aldığı zaman hiçbir şey
değişmemiştir.”KA.s.
395.
Provence:
Eski güney Fransa eyaleti. “Fransa’da ilk “yabancı edebiyatlar”hocası olan
Claude Fauriel, Provence İtalyan edebiyatlarının
kaynaklarını düzenli olarak incelerken, Almanya’da Koberstein ve daha da çok
Wackernagel (Ortaçağ için), Sturm und Drang’ın ve
romantizmin tarihçileri tarafından girişilen çok aceleci ve çok hissi
çalışmaları
yeni baştan
ve derinlemesine ele alırlar.” Kİ.s.416.
Providence:ABD’de Narrzgansettkoyunun ağzında,
yönetim, ticaret ve üniversite merkezi şehir. “Providence yoksa, ezeli
bir iradenin belli bir yere doğru ilerlettiği
bir kuvvet yoksa, onu yönetmek bizim elimizde.”SNK.s.150.
Prusya:
Kuzey Almanya’da, başkenti Berlin olan eski devlet.
“Hegel idealistti, Prusya’nın resmî felsefecisiydi.” BÜ.s.190.
Psikanaliz: Froud tarafından 1895 yılında ortaya atılan,
Eylemlerin, kelimelerin, rüya ve sabuklamaların bilinç altında bulunan öz kaynağına
inip çatışma ve karmaşaları
yüzeye, bilinç alanına çıkararak anlaşılmaz ve çözülmez gibi görünen
problemleri aydınlatma ve cözmeye yönelik terapi yöntemi. “Psikanalizde:
Psikodram Hangi ruh düğümünü çözebilmiş?
Şuuraltı,Psikanalizde
de, psikodramda da şarlatanlığın
payı çok büyük.” Jur.I.s.142.
Psikiyatır: Ruh bilimci, Psikiyatri uzmanı hekimler. “Mesela
sömürgeler çağında, psikiyatrlar,
Afrikalı’ların aşağılını
ispat için bilimselteoriler kurarlar.” Mağ.s.37.
Psikodram:
Travma yaratan eski bir duruma son verme girişimin de
bulunmayı ya da güç bir durumu ele almayı amaçlayan ya da hayali sahnelerden
oluşan
dramatik oyun. “Psikodram Hangi ruh düğümünü çözebilmiş?Şuuraltı,Psikanalizde
de,psikodramda da şarlatanlığın
payı çok büyük.” Jur.I.s.142.
Psikoloji Dersleri: “Boirac’ın “Psikoloji Dersleri”
“ilm’en-nefis” diye tecrübe edilir, Türkçe’ye”.SNK.s.269.
Psikoloji:
Psiko (ruh), loji (bilim) kelimelerinin birleşiminden
oluşan
kelime ruh bilim anlamına gelmektedir. Ama çağdaş psikoloji,
ruhu değil,
insan ve hayvan davranışlarını araştırma
alanı olarak kabul eder. . “Freud öncesi psikoloji, çeşitli
bilgin çehreleri sunan bir kaleidoskop.” BÜ.s.209.
Psikoz:
Kişinin
toplumla ilgili bağlantısını koparmasına sebep
olan ve kişiliği
derindsen etkileyen akıl hastalığına verilen isim. “Uykusuzluk
psikoz Başlangıcıdır.” BÜ.s.113.
Psişe. Latince kökenli olan bu
sözcük, o dilde “ruh” anlamına gelirse de günümüzde daha çok “zihin” sözcüğünü
karşılamaktadır.
Jung ekolünde kişiliğin
tümü psişe
olarak adlandırılır. Psişe, bilinçli ya da bilinçdışı
tüm duygu, düşünce ve davranışları
içerir. İnsanın
fiziksel ve toplumsalçevresine uyum göstermesini Sağlar.:
Yunanistan’da, Olimpus’da, Akropol’da, Ölezis’de, bu düşüncelerin
insanda ve tanrılarda ete ve deriye bürünerek, beşeri
trajedi ve Psişe’nin semavi hikayesi suretinde
geçit resmi yaptıklarına şahit oldu.”IDG.s. 150.
Psysiocratie : “Psysiocratie, Physis’nin , yani tabiat
kanunlarının hakimiyetidir.” SNK.s.207
Pugaçef: Yemelyan
İvanoviç
pugaçev (1742-1775). Rus ordusu subayı ve 1773-74 rus halk ayaklanmasının
lideri. “Nihayet radikal intelijansiya kendi Pugacef’lerini
buldu,boylece aydinlarin en sert ve en suurlulari iktidara yukseldiler. Mağ.s.78.
Purana: Hint
edebiyatında IV ve V. Asırlarda yazılan, amacı Vedalar’ın Brahmanalar’ın ve
Upanişadlar’ın
hükümlerini okuması yazması olmayan, yani kadınlara ve aşağı
kastların üyelerine iletmek olan bir epik hikâyeler dizisine verilen isim.
Hitolojik halk hikâyeleri. “Bu devirde hem Sanskritçe kullanılmış,
hem Orta Hint dilleri. Yeni kutsal metinler yazılmış:
Purana ve Upapuranalar.” BDE.s. 92
Purusapariksa: Hikâye Irmakları Okyanusu anlamına gelen
Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak 1063-1081
yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli eserinde
bir hikaye kitabının adı. ‘‘ ‘Sindbad Kitabı’, ‘Yedi Vezirler’... hep ‘Hikâye
Irmakları Okyanusu’ndan alınmış. ‘Purusapariksa’ da hoş bir
hikâye: Ölüme mahkum edilen bir hırsız altın eker biçerim diyor.” BDE.s.237.
Puruşa: İnsan
anlamına gelen bir Sanskritçe kelime olup, samkhya ve yoga Hindu okullarında
arı ruhu ve Vedalar’da ilk kurban eden ve ilk kurban edilmiş olan
ve bedenin çeşitli bölümlerinin yaradılışının
öğeleri
durumuna gelen, makrokozmosun kişileştirilmesini,
temel insanı adlandırır. “Puruşa, bilen, hükmeden. Kosmosun
nedeni, puruşa.” BDE.s.149
Puşkin ve Belinski: Rus Edebiyat tenkitçisi Dimitri
Pisarev (1840-1868)’in 1865 yılında yazdığı eserinin adı. "Ama
vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar
uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev,
Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları
(1864) , Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen
proletarya (1865)". Mağ.s.98
Puşkin: Alexsandr Sergeyeviç Puşkin
(1799-1837). Rus yazarı. "Büyük şairin
fırtınalı hayatına bir göz atalım 1798'de -yani Puşkin'den
bir yıl önce -Litvanya'da doğar." Kİ.s.326.
Putları Deviriyoruz: Nazım Hikmet’in, M.Zekeriya
(Sertel) ve Sahiba Zekeriya (Sertel) tarfından İstanbul’da
1924 yılından itibaren, aylık olarak yayımlanan Resimli Ay dergisindeki bir
yazı dizisinin başlığı
“Nazım’ın Resimli Ay’daki Putları Deviriyoruz tefrikasını karalamak için şairane
kabiliyet, Batı estetiği ile bir miktar yatıp kalkmış olmak
yeter de artardı.” Kİ.s.258.
Püritenler:Kitab-ı Mukaddes’i yeni bir gözle okumaktan yana
olan ve XIX.asır sonlarından başlayarak çoğu
Amerika’ya göç eden katı bir presbiteriyen tarikatının üyeleri. “Filhakika,
Gabel’e göre ‘kapitalizmin Püritenler’den aldığı
ideolojik armağan, rasyonaliste değil
eşyalaşmaya’dır.”
UU.s.21.
Pyrrhusvari Bir Zafer: Pyrrhus, yaklaşık
MÖ.318-272 yıllarında yaşamış Epeiros
kralı. Hayatı savaşlar ve zaferlerle dolu olan bu
kral, zaferlerinin sonuçlarnı görmekte bu kadar nasipli değildir.
280 yılında fillerinin de yardımıyla Romalı’lara karşı
büyük Herakleia zaferini kazandı; ama Appius Claudius Caecus’un Seneto’yu saptığı
barış teklifini
geri cevirmeye ikna edememesi üzerine zaferinin hiçbir faydasını göremedi.
Pyrrhus ismi, bir taraftan kazanıp öbür taraftan kaybetme ya da savaşta
kazanıp masada kaybetme durumunu anlatan bir durum için kullanılmıştır.
“Ateş mazinin bir çok levslerini
temizlemişti, ama Pyrrhusvari bir zaferdi
bu.” Mağ.s.263
Pythagoras: MÖ.570’e doğru -MÖ.480’e doğru.
Yunanlı matemetikçi. “19. yüzyıl Avrupası’na göre, Yunan mucizesi bütün ihtişamını
Asya’ya borçlu: Pythagoraslar, Demokritoslar, Lykurgoslar meşalelerini
ya Ganj kıyılarında tutuşturmuşlar,
ya Nil boylarında.” BDE.s.28.
Quarter Latin: Geleneksel olarak Paris’in sol kıyısındaki
bölümüne verilen ad. Ortaçağ’da Latince konuşan
öğretmenler
ve öğrenciler
burada toplanıyordu Çünkü zamanın üniversiteleri de burada bulunuyordu.
“Fransa’nın 3.cumhuriyetinde Quarter Latin’de sanat öğrenimi
yapmış bir
şair,
Lale devri’nin şairi.” KA.s.370.
Quatrefages. Etinne Marc Quatrefages (1782-1857). Özellikle
Arap tarihi dili ve edebiyatı üzerine çalışmaları ile tanınan Fransız doğu
dilleri profesörü. “Quatrefages, brocart insani fert ve cemiyeti
iliskileri icinde incelemek istiyordu.”SNK.s.45.
Quesnay: François
Quesnay (1694-1774). Fransız hekim ve İktisatçi. Diderot’un
Ansiklopedisi için Çiftçi (1756) ve Tahıl (1757) maddelerini yazar. “Dördüncü
ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide Voltaire, Marmontel,
Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert, Morellet, Necker,
Quesnay görünür.” IDG.s.19.
Quetelet:
Adolphe Quetelet (1796-1874). Belçikalı gökbilimci, matematikçi ve
istatistikçi. “Qutelet geni kitlelerde Previsibilite (onceden gorüş)determenizm
var de dar kitleler yok.” SNK.s.39.
Quevedo: Francisco
Quevedo Y Villegas (1580-1645). İspanyol roman ve hikaye yazarı.
“Lope de Vega, Gongora, Quevedo, Tirso de Molina, Calderon.. onyedinci
yüzyılın birinci yarısına pırıltı saçarlar.” Kİ.s.67
Quinet:
Bkz.Edgar Quinet. “Göl şairlerinin hepsi de Asya’ya âşık
, Quinet’ye göre.” BDE.s.:43
Quintilien: Marcus Fabius Quintilianus (İ.S.30-100).
Seneca okulu’nun temsil ettiği cağdaş eğitime
karşıcicerocu
klasiğe
dönüşü
savunan Latin retorikçi. “Ciceron ile Quintilien litteatura kelimesini
kullanıyorlardı.” KA.s.379.
Quo Vadis?: Bkz. Kovadis. “Le Feu”yü on dokuzunda okumuş ve
edebi zevkini değiştirmiş SNK.s.384.
Rabelais. François Rabelais (1490-1553). Fransız Hümanisti,
yazar ve düşünür. Gargantua isimli romanı
önemlidir. “Avrupa, mazisine hürmetkârdır, şaheserleri
hırsların ve heveslerin tasallutuna terk etmez; Montaigne’i yirminci asır
Fransızına, onaltıncı asrın garip imlası sunar, Rabelais’nin tek kelimesi
dokunulmaz.” UU.s.310. Raca: Hindistan Ülkelerinde kral. “Rahip kafadır,
raca kol” BDE.s.111.
Racastan: Hindistan’ın Kuzey Batısında merkezi Caypur olan eyalet.
“Çand Racastanlı. Racastan Hint’in racalar bölgesi, bu bölgede yaşayanların
başlıca
meşgalesi
cenk.” BDE.s.246.
Racastanca:Racastan dili. Hindistan’ın Kuzey Batısında bir
eyalet olan Racastan da konuşulan Hint dili. “Bu geniş bölgede
Hint nüfusunun yarısı yaşar ve başlıca
dört dil konuşulur: Racastanca, Batı Hindîce,
Doğu
Hindîce ve Biharca.” BDE.s.245.
Racine:
Jean Racine (1639-1699).Fransız klasiklerinden. Corneille ile birlikte 17 asır
Fransa’sının en büyük trajedi yazarı sayılır. “Genç Racine çok beğenmiş eseri,
Boileau Telemak’la mukayeseye kalmış.” KA.s.154.
Racisme:
Irkçılık anlamında Fransızca bir kelime. “Racisme (ırkçılık) Tevrat’la başlar.”
SNK. s.99.
Raçput: Özellikle,
geniş topraklara
sahip olma özelliğinie sahip Rancutana’da yaşayan
kuzey Hindistan Müslüman halkı. “Kâh yağma
ihtiyacı, kâh kan gütme, kâh üstünlük davası, kâh kız kaçırma yüzünden Raçput
beyleri boyuna dövüşmüşler.”
BDE.s.246.
Rada: Hint
mitolojik tanrıçalarından biri. Krişna’nın karısı. “17.asırda
Krişna
ile Rada’nın aşklarını terennüm eden Biharilal
bile Sattasai’nin taklitlerinden ilham almış.”BDE.s.179.
Radcliff:
Emily Bronte’nin 1874 yılında E. Bell takma adıyla yayımladığı
romanı Wuthering Heights (Rüagarlı Tepe ya da Rüzgarlı Bayır)’ın erkek
kahramanı. “Rüzgârlı Tepe’de Radcliff, Cathie’yi elde etmek için bütün
insanları öldürmeye hazırdır ama bu cinnetin makul olduğunun
veya herhangi bir sisteme dayandığını ileri sürmek akıldan
geçmez.” BFH.s.52.
Radcliffe Brown: Alfred Reginald Radcliffe Brown
(1881-1955). “İngiliz andropolog. “Radcliffe
Brown ile onun etkisi altında kalan bazı İngiliz sosyal andropologları
kelimeye iltifat etmemişlerdeir.” Kİ.s.23-24.
Radha:Bkz.
Rada. “Kız dünya güzeli Radha. Ormanda dolaşan
delikanlı Hari (yani Krişna).”BDE.s. 392.
Radhakrişnan: sarvepalli Radhakrişhan
(1888-1975). Hindistanlı devlet adamı ve yazar. “Gandi (1869-1948),
Radharişnan
(1888-1975), Nehru (1889-1964) İngilizce eserleriyle Hint’i
dünya efkârına tanıtan değerli imzalar.” BDE.s.94
Radicev: (1749-1801).
Rus yazarı. “Petersburg’dan Moskava’ya Seyahat adli eserin yazari
Radicev (1749-1801) XIX.asir Rus aydinlarinin butun hususiyetlerini tasir.” Mağ.s.71.
Rafaello:
Santi Rafaello (1483-1520). İtalyan ressam ve mimar. “Ne
Dante rahipti, ne Aristo, ne Tasso. Rafaello, Michel Angelo, Leonardo da Vinci
laiktiler.” SSSS.s.93.
Raghuvanşa: Hint klasik dönem şair
ve yazarı Kalidasa (IV-V.asır)’nın Raghular soyu anlamına gelen biyografi
dizisi niteliğindeki eseri. “Bir başka
yerde şehzade
maiyetiyle bir şehirden geçerken kadınlar
pencerelere koşuyor, Kalidasa "Raghuvanşa"nın
bir sahnesini yazarken , bu tasvirden ilham almış.”
BDE.s..174.
Rahibe Neşideleri: Pali Edebiyatında miladın
hemen öncesinde veya başlarında yazıldığı
sanılan “Dustur”un ikinci bölümünde yer alan dini manzum metinlerden biri. “Beşinci
tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham
alan şiirin
en güzel örneklerini "Rahip neşideleri" (Theragatha) ile
"Rahibe Neşideleri"ni (Theragatha)
buluyoruz.” BDE.s.170.
Rahibe: Fransız
Yazar Diderot (1713-1784)’un,1760yılında yazmaya başladığı
ve ölümünden sonra, 1796 yılında yayımlanan romanı. “Mesela Rousseau’nun Yeni
Heloise (1761), Diderot’nun Rahibe’si (1760), Laclos’nun Tehlikeli Alakalar’ı
(1782).”KA.s. 237.
Rahip Neşideleri: Pali Edebiyatında miladın
hemen öncesinde veya başlarında yazıldığı
sanılan “Dustur”un ikinci bölümünde yer alan dini manzum metinlerden biri. “Beşinci
tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham
alan şiirin
en güzel örneklerini "Rahip neşideleri" (Theragatha) ile
"Rahibe Neşideleri"ni (Theragatha)
buluyoruz.” BDE.s.170.
Rahip: Budizmde
ve başka
bazı dinlerde din adamlarına verilen ismi. “Rahip kafadır, raca kol ”
BDE.s.111.
Raif Necdet Bey: Raif Necdet Kestelli (1881-1936). Meşrutiyet
dönemi yazarı ve edebiyat tenkitçisi. “İlk isyan eserlerinden biri
Resimli Kitap yazarlarından Raif Necdet Bey: ‘ abana hars’ın âheng-i telaffuzu
pek abûs, pek soğuk ve kaba geliyor...’
diyordu.” Kİ.s.13.
Raif Necdet: Bkz. Raif Necdet Bey. “Raif Necdet,
müstehcene, bayağıya boğulan
edebiyat karşısında isyan eden maşeri
vicdan.” KA.s.299.
Raison: “Raison
bazen mutlak olarak logos manasına kullanılır: Kelam."IDG.s.165
Rakım Efendi ve Eflatun Bey: Ahmet Mitat Efendinin 1875
yılında yazdığı romanı. Romanda Felâtun beyin
şahsında
alafranga hayat özentisi, Rakım Efendi’nin sahsında da yerli hayat anlatılır.
“Mithat efendiyi okumalıyız ama Rakım efendi ve eflatun bey ‘Hasan Mellah ,gibi
hikayelerini değil ‘Avrupa’da bir Cevelan,
‘Üss-ü inkilab, ‘Niza-ı ilim ve Din, gibi ciddi kitaplarını.” Kİ.s.232.
Rakşasalar: Raksas’lara âit olanlara veya
Raksaslara benzeyenlere verilen isimdir. Hint mitolojisinde kötü ruhlar olarak
kabul edilen Rakşasların nasıl türediği
ihtilaflıdır. Brahma’nın ayağından veya Pulastya’nın
neslinden olma Ravana’dan türediğinın yanında başka
bir görüş de
Khasa’nın çocukları olduğu yönündedir.Yaksalar gibi yarı
tanrı, yarı iyiliksever olanları, Tanrılara düşman
olanlar ve gece faaliyet gösterüp, mezarlıklarda dolaşan
böylece kurban törenlerini bozup insan eti yiyen gibi çeşitleri
vardır. “Rakşasalar azıttıkça azıtmış ...İfritler
kralı Ravana'nın Tanrıları'ı taktığı yok.” BDE.s.153.
Raktavica: Çilekeşler Tanrısı’nın vefakâr eşi,
ifritler ordusunun baş buğu
“Raktavica’yla bu isim altında çarpışır.”BDE.s. 133
Rama:
Ramayana Destanı’nın baş kahramanı. Tanrı Vişnu’nun
yeryüzündeki yedinci tecellisi.Hint mitolojisinin Krişna’dan
sonra en tanınmış kahramanlarından biri. Rama
dünyayı zalim Raksasa ravana’dan kurtaran ve cennetteki tanrıların ricasıyla
yeryüzüne inmiş vişni
olarak kabul edilmiş. “Rama'yı Tanrılaştıran
parçalar belli ki sonradan eklenmiş.”BDE.s.150.
Ramaknişna: (1836-1886). Hayatı boyunca
kitaplardan sağlanacak klaşik
bir eğitimi
reddederek dünya nimetlerinden el etek çekerek Tanrıca Kali’ya bağlanan
ve çileli bir hayat sürmek üzere ormana gekilen Bengalli Brahman. “20. yüzyılın
Fransası’na Gandi’yi, Ramakrişna’yı Vivekananda’yı tanıtan
üstadın üslübu da onlarınki kadar muhteşem.” BDE.s.71.
Ramayana:
Rama’nın serüvenlerini anlamına gelen, en eski Hint destanı. 25.000 beyit ve
Balakanda, Ayodhyakanda, Aranyakanda,Kişkindhyakanda, Sundarakanda,
Yuddhakanda ve Uttarakanda olmak üzere 7 bölümden oluşur.
Konusu: Ayodhya krallığında ortaya çıkan bir taht
mücadelesi ve üvey annasi Kaikeyi’nin çevirdiği dolaplar
yüzünden karısı Sita ve kardeşi Lakşmana
ile sürgüne giden Rama’nın serüvenidir. Destanın yazarı belli olmamakla
birlikte ermiş Valmiki’nin yazdığı
söylenir. “Göklerden boşanan bir çiçek yağmurudur
Ramayana.İfritleri bile güzeldir o
destanın .” Kİ.s.150.
Rameau’nun Yeğeni: Fransız yazar Diderot
(1713-1784)’un ölümünden çok sonra, 1821’de yayınlanan romanının
adı.“Rameau’nun Yeğenini okuyanlar, yirmibeş yaşındaki
Celâl’le karşı karşıya
geleceklerdir. Hayır ve şerden habersiz şefeati
içinde mağrur, ele avuca sığmayan
bir zekâ.” BÜ.s.149.
Rammohan Roy (1772-1833) Hint fikir adamı ve yazarı. Düşüncelerini
yaymak için Hindistan’da yazılarını İngilizce yazan ilk kişi
olarak bilinir. “Doğu’dan ilham alan insani ve
cihanşumul
bir din fikri, Fransız aydınlarının zihnini kurcalarken, Rammohan Roy Avrupa’ya
gelir.” BDE.s. 61
Rammohan
Roy:(1772-1833). Brahmo Samac hareketinin kuruscusu, Bhagavad Gita’nın bengal
diline mütercimi ve din reformcusu olan Bengalli gazeteci ve yazar. “Kalküte: İki
kıtanın kucaklaştığı
bölde, Roy iki kültürü kaynaştıran adam,dünyaya Hint’ten
seslenen ilk insan. Rammohan Roy’un adını anmadan 19.asır Hindistanı’ndaki
herhangi bir fikir hareketinden bahsetmek imkânsız.” BDE.s.273.
Ramus: Fierre
DeLa Ramee Ramus (1515-1572). Fransız hümanisti ve matematikçi filozof. “Daha
sonraki Fransız hümanistlerini şöyle sıralıyabiliriz:
Stephanos, Scaligar, Dolet, Ramus, nihayet Rabelais, Mountaigne ve
Casaubon”KA.s.111
Raphael:“
19.yüzyılda Preraphaelite okula göre (Ruskin, Swimburne) Raphael’in resmi bir
çöküşü
ifade eder.” SNK.s.112.
Rappoport:
Emile Stanislaw Rappapoer (1877-1965). Polonyali hukukçu. 1927’de Carşova’da
toplanan ilk milletler arası konferansın düzenleyicisi. Rappoport
marksistir.Tunuslu filozofun tarih goruslerini tarihi maddecilige yakin buldugu
icin hararetle mudafaasini ve taniticiligini yapar.Sonra Maunier,Bouthoul v.s.”
IDGs.227.
Raskolnikov: Dostoyevskiy’in Suç ve Ceza romanının erkek
kahramanının adı. “Suç ve Ceza”nın kahramanı Raskolnikov’u daha çıplak, daha
kendisi, daha insan” BÜ.s.204.
Rastignac: Balzac’ın Goriot Baba adlı eserinde taşradan
Paris’e geldikten sonra Mme de Nucingen’in önce sevgilisi sonra da damadı olan
üniversite öğrencisi. “Goriot Baba”nın
kahramanı Rastignac daha oturmuş, daha zinde bir toplumun çocuğudur.”
BÜ.s.203-204.
Rasyonalizm: Akılcılık. Aklın varlığını,aklın
önceliğini
ve üstünlüğünü, yani bilginin kaynağı
olarak insan aklını kabul ve müdafaa eden görüş. “Mazinin
bir tekibe kavuşmayan halk hareketleri
rasyonalizmle mistizm kutupları arasında yalpa vurur gibi.” BÜ.s.212.
Rasyonel: Akılcı, akla dayanan, ölçülü. “Rasyonel, irrasyonel
gibi nevzuhur tefriklerden habersizdiler.” BÜ.s.175-176.
Ratio:
Bir bilenço ya da sonuç hesabında işletmenin yönetim göstergesi
olarak kullanılaniki büyüklük arasındaki oran. “Ratio ile intellectus
birbirinin zıttıdır.” IDG.s.172.
Ravana:
Lanka adasının sahibi ve Rakşasa denilen kötü ruhların başıdır.
“Ama Tanrı olduğunu bilmez, herkez gibi acı
çeker, yaralanır, çileye girer, insanları Ravana'nın şerrinden
kurtarıp vazifesini başardıktan sonra Tanrı olduğunu
hatırlar.”BDE.s. 152.
Râyegân:
Kelime anlamı çok bulunan, değersiz ve ucuz gibi manalara
gelen Râyegan özel isim olarak Cemil Meriç’in Paris’te tanıştığı
ve kendisine hissî yakınlık duyduğu genç bir kızın adıdır.
“Yalnız onları çıkarmıştı karşısına.Sonra
Râyegân.” Jur.I.s.101
Raymont Aron: (1905-1983). Fransız sosyoloji Profösörü ve
Filozof. “Çağdaş bir
yazar, Raymont Aron her nesil başka türlü okuyacaktır
Weber’ider.” UU.s.245.
Râzi: Fahreddin
Razi (1149-1209). İranlı meşhur
kelam âlimi vedin felsefecisi. “Kardeşler, İslâm’daki
çeşitli
fıkralardan bahsederken Râzi’yi hatırlatırlar.” IDG.s.37.
Razmoçinsi Çesitli seviyeden insanlar topluluğu
anlamına gelip iflas etmiş soylular, kesis ve bezirgan
çocuklari, ordudan ayrilmis subaylar gibi guruplardan oluşur.
“Bir “razmoçinsi”, yani, toplumun çeşitli tabakalarından kopup gelen
bir insanlar yamalı bohçası.” Mağ.s.65.
Re’: “Malik
icma’ın hudutlarını genişleterek, re’yi mümkün olduğu
kadar kısıtlamıştır.” Kİ.s.197.
Realist ve Milli Gelişme-Gogol: Vogüe’nin Rus Romanı isimli
romanının üçüncu kısmı. “Vogüe’nin kitabının (Rus Romanı) üçüncü bölümü:
“Realist ve milli gelişme- Gogol” başlığını
taşımaktadır.”
KA.s.224.
Reaumur: ReneAntoine
Ferchault de Reaumur (1683-1757). Fransız fizikçi ve şarkiyatçı.
“1711’den beri büyük alim Reaumur’ün başkanlığında
yapılan bu geniş çalışmalardan,
belli bir mesleği inceleyen ve estamplarla
süslenen bir çok tasvir veya “precis”ler doğmuştu.”
IDG.s.15.
Rebelais:
François Rebelais (1494-1553). Fransız yazarı. “Klasik Fransızca, Amyot,
Rebelais, Montaigne ile Cheteaubriand, Victor Hugo, Honore de Balzac arasında
başlayıp
biten Fransızca'dır..”.” Kİ.s.53.
Recaizade:
Recâîzâde Mahmut Ekrem (1847-1914) Tanzimat II. Dönem şiir,
hikâye, roman, tiyatro yazarı ve edebiyat hocası. “Muallim Naci ile
Recaizade’yi kanlı bıçaklı düşman yapan fikir ihtilafı mı
idi?” Kİ.s.228.
Recherches Dialectiques. Lucien Goldmann (1913-1970)’in
Diyelektik araştırmalar anlamına gelen 1961
yılında fıransızca olarak yazdığı eseri. “Goldmann “Recherches
dialectiques”de, sosyolojiyi Marx’ın kurduğunu ve “Kapital”den başka
sosyoloji kitabı yazılmadığını söyler.” SNK.s.20.
Reclus.
Elisse Reclus (1830-1905). Fransız coğrafyacı ve anarşist.
“Coğrafya
bilgini Reclus’e göre, “gerçek insan yalnız anarşittir,
kendi başlarına
ayakta duramayan bütün o gevşek ve tabansız varlıklar karşısında
değerinin
farkında olan tek insan.” BFH.s.39.
Red ale’l-dehriyyin: Tabiatçiliğı
Red anlamına gelir. Cemâlettin Afganî’nin iki eserinin adı. Eseri Aziz Akpınar
Arapçadan tercüme ederek 1956 yılında diyenet yayınlaı tarafından yayınlanmıştır.Şöhreti
dünyayı tutan bu masal kahramanının insanlığa mîrası:
minnacık bir Efgan tarihi ile küçücük bir reddiye (Red ale’l-dehriyyin)
UU.s.68.
Redhouse:
Sir James William Redhouse (1811-1892).İngiliz dil araştırmacısı
ve şarkiyatçısı.
Özellikle sözlük alanında yaptığı çalışamalar
kendisine Osmanlı hakanı Abdülmecit tarafından nişan-ı
iftihar (1841), İngiliz hükûmetince de sir
ünvanın verilmesine vesile oldu. “Çeyrek asır önce Rıza Tevfik’ten Türkçenin en
güvenilir lügatı hangisidir diye sormuştum,tereddüt etmeden Redhouse’
un Lexicon’udur demişti.” Kİ.S.267
Redhouse-i İngilizi: Bkz. Redhouse. “Türkçenin ilk
lugatını ise İskoçyalı bir maceraperest
Redhouse-i İngilizi kaleme almış.”
Kİ.S.262.
Refik Halit: Refik Halit Karay (1888-1965). Cumhuriyet dönemi
hikaye ve roman yazarlarından. Romanları sayıca fazla olmasına karşılık
hikâyeciliği ile tanınmıştır.
“Refik Halit yazılarını Zent- Avesta başlığı
altında sergiler.” BÜ.s.147.
Regence: “Fransa tarihinde XV.Louis’in henüz reşit
olmadığı
yılları (1715- 1723) kapsayan ve XIV. Louis’in parlementonun gücünü sınırlayan
vasiyetinin gene parlementosunca iptalinden sonra Orleans dükü II. Phlippe’nin
kral naibi sıfatıyla ülkeyi yönettiği dönem. “İngiltere’nin
ve ölüm tehlikesi geçiren protestanlığın kışkırttığı
bu hücumlar Fransa’da, Regence’tan ihtilalin arefesine kadar çeşitli
şekillere
bürünecektir.Unutulmaz eserleriyle tanınan dört büyük isim Locke, Montesquieu,
Rousseau ve Sieyes, bütün bir asır süren bu yolun kilometre taşlarıdır.”
UU.s. 227.
Regularite: Kanunîlik, kanuna ve yasalara uygunluk anlamında
Fransızca bir kelime. “İlim tabiati bazan siniflandiran
bazan etiketlendiren ilim regularite (kanunsallik) ile yasıt.” SNK.s.33.
Reich: Almanca
olan kelime eskiden rejim ne olursa olsun devlet anlamına geliyordu; günümüzde
ise kelime daha çok imparatorluğu ve Alman Devletinin öbür
emperyalist biçimlerini belirten bir mana taşımaktadır.
“Mektebi bitiren ve askerliğini yapan Alman genci devletten
aldığı
bir belgeyle Reich’ın vatandaşlığı
şerefini
ihraz edebilir.” UU.125 Reineke Fuchs: Goethe (1749 - 1832)’in1793
yılında yazdığı Kurnaz Tilki anlamına gelen
12 fasıllık cocuk romanı. “Reineke Fuchs, Gesta Romanarum ve Fabliau’lardan, La
Fontaine’in, Grimm’in, Andersen’in masallarına kadar bir çok meşhur
eser bu Sanskritçe kaynaktan geniş ölçüde faydalanmış (
L. Renou ).” BDE.s.236
Relatiflik: Varlığı veya değeri
ancak başka
birşeyin
işlevine
bağlı
olma durumu. “Sosyal ilimlerle uğraşan
her insanın alacağı ilk ders, sosyal ilimlerinin
relatifliğidir.” SNK.s.19.
Remus Amca: Remus Uncle. Amerikalı gazeteci ve yazar Joel
Chandler Harriss (1848- 1908)’in 1880 yılında yazdığı
zengi masalları derlemesinden oluşan eseri. Esere adını veren
Remus Amcanın kimliği ihtilaflı olmakla beraber
Georgia’daki Sapelo Island adasında yaşamış olan
Bilali adlı Müslüman bir kölenin adı olduğunu ileri sürüyorlar. “Bu
olaylara Chandler Harris’in (1880) ‘Remus Amca’sindaki hikayeleri de eklemek
lazım.” Kİ.s.320.
Remus Amcasindaki Hikayeler: Bkz. Remus Amca. “Bu olaylara
chandler harris’in (1880)” Remus Amcasindaki Hikayeler de eklemek lazim.” Kİ.s.320.
Remzi Kitabevi: İstanbul’da 1927 yılında Remzi
Bengi (1907-1978) tarafından kurulan yayınevi. “Suut Kemal Yetkin, Dünya
Edebiyatının Üç Tipi, Hamlet, Don Kişot, Faust adıyla J. Calvet’den
çevirdiği
derne çatma risalenin sonunda (Remzi Kitabev,İstanbul
1945,) Kİ.s.60-61
Remzi Oğuz Arık: (1899-1954) Arkeoloji
profesörü ve 1952’de Türkiye Köylü Partisi kurucusu ve genel başkanı.
Coğrafyadan
Vatana isimli eseri meşhurdur. “Remzi Oğuz
Arık’a göre kelimenin onbeş yirmi yıllık mazisi
vardır,ideale rakip olarak kullanılıyor, ama idealdeki bütünlükten mahrum çünkü
metafizik yok.” Kİ.s.49.
Ren:
Batı Avrupa’da Alplerden doğup Kuzey denizine dökülen yaklaşık
1320 km uzunluğundaki ırmak. “Yeter!Vatandaş kalmak
istiyorsan, dur artık! Diyen Rubikon, Esko, Ren, Nil ve Ar.” UU.s.343.
Renaissance und Barock: İsviçreli
tarihçi Heinrich Wölfflin (1864-1945)’in 1888 yılında yayımladığı
eserinin adı. “1888’de İsviçre sanat tarihçisi
Wölfflin, İtalya’da, Renaissance und
Barock adlı eserini yayımladı.” KA.s.426.
Renan Müdafaanamesi: Ernest Renan’ın İslamiyet
ve Maarif hakkındaki “L’İslâmisme et Science” adlı
konferansında İslâmiyet’in çeşitli
konularda tenkit edilmesine karşın İslâmı
müdafaa olarak yazdığı Eserin adı. Eser, 1908
yılında İstanbul’da
neşredilmiştir.
“Renan müdefaanamesi ise o bülten zekanın hamiyetini ebediyete kadar ispat
edecek bir vesikadır.” Kİ.s.87.
Renan: Ernest Renan (1823-1892). Fransız yazar ve
dinler tarihçisi. "Konu,
öylesine geniş, o kadar karışık
ve içinden çıkılmaz meseleleri kucaklıyordu ki.. önce Renan’ın 5 ciltlik “İsrail
Tarihi”ne başvurduk." IDG. s.87.
Rene Gonnnard: “Rene Gonnnard ‘on dokuzuncu asır sosyalizm
tarihini Saint Simon- Simon ile başlatmak âdet olmuş diyor.”
SSSS.II.s.
Rene ile Atala: Fransız romantiklerinden, roman, deneme ve
seyahat yazarı François- Rene de Chateaubriand (1768-1848)’nin eseri.
“Chateaubriand, 1802’de, Rene ile Atala’yı Hristiyanlığı
yüceltmek için kaleme aldığı Le Genie du Christianisme’e
ithal edince, roman kavgası sona ermiştir.”KA.s. 238.
Resimli Ay: M. Zekeriya (Sertel) ve Sahiba Zekeriya (Sertel)
tarafından İstanbul’da 1924 yılından
itibaren, aylık olarak yayımlanan dergi. “Nazım’ın Resimli Ay’daki Putları
Deviriyoruz tefrikasını karalamak için şairane kabiliyet, Batı estetiği
ile bir miktar yatıp kalkmış olmak yeter de artardı.” Kİ.s.258.
Restorasyon Devri: Fransa tarihinde Viyana
Kongresi'nden Navarin Olayı'na kadar geçen döneme (1815-1827) Avrupa'da
"Yeniden kurmak, düzenlemek" anlamına gelen Restorasyon Devri denilmiştir.
Bu dönemde Avrupa'nın büyük devletleri, Viyana Kongresi kararlarını
uygulatabilmek ve mutlak krallık yöntemini devam ettirebilmek için kendi
aralarında Kutsal İttifak ve Dörtlü İttifaklar
kurmuşlardır.
“Unutmayalım ki, Restorasyon devrindeyiz.” SSSS.s.34
Resullerin mektupları: Kitab-ı Mukaddes’in Yeni Ahit
bölümünde yer alan kitaplardan birisi. " ‘Havarilerin İşleri’
Kitab-ı Mukaddes üzerinde çalışanlarca zaman zaman ihmal
edilmiş ama
‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de yeni Ahit
için o kadar önemlidir. O olmasa Resullerin mektuplarını okuyanlar sık sık
istikametlerini şaşırırlardı."
IDG.s.115.
Resûlzâde: Mehmet Emin Resûlzâde (1884 - 1955) Tarihteki ilk Türk
Cumhuriyeti olan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı
“Eski bir dâvâ arkadaşı, Resûlzâde, Ahmet Bey’i şöyle
anlatıyor.” BÜ.s. 155.
Resurrection: “O zamana kadar yalnız Grek tipiyle meşgul
olmuştur
ve Asya’ya yeni bir resurrection (diriliş) tanır.Spengler”.SNK.s.249
Reşat Ekrem Koçu : (1905-1975) Tarihçi, yazar.
Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve
incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi’yle
tanınmıştır.
“Muhterem hocamız Reşat Ekrem Koçu Beyefendi’nin
dest-i mekrünetpeyvestlerini öperek.” Jur.II.s.196.
Reşat Nuri: Reşat
Nuri Güntekin (1889-1956). Cumhuriyet dönemi roman hikâye ve oyun yazarı.
“Mesela yeni harflerden önce, ilk mektep tahsili yapan her İstanbullu
Refik Halit’i, Reşat Nuri’yi, Halide Edip’i rahat
okuyabiliyordu.” Jur.s.71.
Reşit Paşa: Mustafa Reşit
Paşa
(1800-1858) Tanzimat'ın ilanında ve uygulanmasında önemli rol oynamış Osmanlı
devlet adamı. “IV. Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi
Bey’den Reşit Paşa’ya
kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80
Retorik:
Tekhne retrike Aristoteles’in MÖ.330 yıllarına doğru kalema
aldığı
sanılan eseri. “Aristo’ya gelince, üstad, Retorik’inin üç kitabı ile
Poetika’sını bir nevi edebiyat tenkidine ayırmıştır.”
KA.s.387.
Retz Kardinali: Başarısız bitr politikacı olan la
rochefucauld ‘da sevimli epi kürcü la fontaine ‘de usta bir menevracı olan retz
kardinali kadar değerli birer müşvirdiler.”
UU.s166.
Revolte: Fransızca
bir kelime olup ayaklanma demektir. “Ayaklanma ( revolte veya seditoin)
embrionun aşırı bir sıcaklıkta zamansız ve
yapay olarak kabuğunu kırmasıdır; böylece ölümünü
hazırlamış olur embrion.” BFH.s.26.
Revue de Metaphysique et de Morale: Fransa’da1893 yılında
çıkarılmaya başlanan felsefe dergisi. “Önümde
bir başka
derginin heybetli ciltleri: Revue de Metaphysique et de Morale” BÜ.s.105
Revue des Deux Mondes. 1Ağustos
1828’de Mauroy ve segur dupeyrontarafından kurulan süreli yayın organı. İki
ayda bir yayılanan dergide edebiyat ağırlıklı konu idi. Revue des
Deux Mondes1830 yılında Journal des Voyages ile birleşir.
1831’de François Buloz derginin idaresini eline alır. Dergi 1832den itibaren
siyaset, iktisat ve güzel sanatlar konularını da işlemeye
başladı.
19. Asrın sonlarına brunetere’nin etkisiyle katolik taraftarı bir hal alan
dergi, aydın Fransız burjuvazisinin tercümanlığı ile maruftur.
“Revue des Deux Mondes Fransa’nın en uzun ömürlü dergisi. 1829’da kurulan dergi
1831’de eski bir musahhihin Buloz’ın eline geçer. BÜ.s.102.
Revue Philosophiqve: Fransa’da Theodure Ribot
(1839-1916)’un öncülüğünde 1875 yılında çıkarılmaya
başlanan
Fransız dergisi. “İşte doksanını dolduran bir başka
dergi: “Revue Philosophiqve dergiyi Ribot kurmuş”
BÜ.s.104.
Rey:
İran’da
tahran şehir
merkezine 7km uzaklıkta yer alan tarihi bir kent. “Burada da birçok eserler
yazar.1014’le 1015 arası Rey’dedir.”Kİ.s.148.
Reybaud: Reybaud,
Marıe Roch Louıs (1799-1879) Fransız sosyalist filozof “Sosyalizme
çatanların hepsi Reybaud’nun delillerini tekrarlar.” SNK.s.210 Reyhaniye:
Hatay İli’nin
Süriye sınırı yakınlarındaki Reyhanlı ilçesi. “Bu tespitin, mucip sebepleri:
Hammer, Reyhaniye’nin bilmem hangi köyünden Ahmed Efendi tarafından okunacak
kadar yayındı.” Kİ.S.104.
Rezzan:
Ağır
vakarlı kimseler için kullanılan bir sıfat olan kelime, Özel İsim
olarak Cemil Meri’in yakınlık kurduğu kişilerden
biri. Bu kişi kimliğini
ve ilişkisinin
hangi seviyede olduğunukonusunda eserlerinde net
bir ibare yoktur. “Rezzan, biraz romantik, biraz Avrupalı, hem yerli, hem
yabancı.”Jur.II.s.110.
Rheinische Zeitung Gazetesi: Almanya’da ilk sayısı
1
Ocak 1842'de yayınlanan bir yıl sonra da sonsüre uğreyerek
kapatılan gazetenin adı. “Genç Marx, onun aracılığıyla
“Rheinische Zeitung”gazetesinin yazı ailesine katılır.” SSSS.II.s.114.
Rheinland:
Almanya’da XIX.Purusya-Pen eyaleti adıyla tanınan tarihi bölge. “Ve
Rheinland’da kafası Aydınlıklar Çağının felsefesi ile yoğrulu
bir nesil yetişir.” SSSS.s.112.
Rıza Nur’un Tarihi: Rıza Nur (1879-1942)’un 12
ciltlik Türk Tarihi isimli eseri. “Yutar gibi okuduğu
kitaplar: Yusuf Akçora, Türk Yurdu Koleksiyonları, Türk Yıllığı,
Rıza Nur’un Tarih’i.” Mağ.s.280.
Rıza Tevfik: 1868-1949 Rıza Tevfik Bölükbaşı
Şair,
felsefeci ve devlet adamı. “Rıza Tevfik Paşa’nın felsefe hocasıydı.
BÜ.s.105 “Hecenin en usta şairi Rıza Tevfik nesirlerinde
ne kadar derbeder, ne kadar yavan. BÜ.s.82-83.
Ribot:
Theodule Ribot (1839-1916). Fransız filozof ve ruhbilimci. Deneysel ruhbilimin
Fransa’daki öncüsü. “Felsefe dergisi, çağdaş düşüncenin
bütününü sunmalıdır, Ribot’ a göre.” BÜ.s.104.
Rical-i İhtilal: Ali Kemâl (1867-1922)’in 1913
yılında yazdığı ve Fransız ihtilâlini anlattığı
eserinin adı. “Fransız Devrimini ben de Rical-i İhtilal’den
heceledim.” BÜ.s. 163-164.
Ricardo:David
Ricardo (1772-1823). İngiliz maliyeci ve iktisatçısı.
“Cenevreli sismondi Iktisat prensipleri’ni (1819)Ingiltere’yi ettikten sonra
yazar.”Olaylar Ricardo ve Say’in iyiİ.Serligini yalanci
cikarmaktadir,buyuk endüsrinin gelismesi icin sinifini yoksulluga
suruklemektedir.”SSSS. s.44
Richardson: Samuel Richardson (1689-1761). İngiliz
yazar. Modern İngiliz Romanını temellendiren
kişilerden
biri olarak kabul edilir. Bazı yazarlar da Richardson’dan, Fielding’den
esinlenmişler.” KA.s.212.
Richart Simon: “Bible incelemelerinin tarihi, Fransa’da XVII.
asırda. ilahiyatçı Bossuet ile tenkitçi Richart Simon arasındaki tartışmayla
meşhurdu”
IDG.s:92 Richelieu Vasiyetnamesi: Fransız din ve devlet adamı Almand
Jean Du Plessis Richelieu (1585-1642)’nun Siyasi mahiyetteki vasiyetnamesi.
Vasiyetname aşama aşama
gerçekleştirdiği
ülkeyi kalkındırma programını ihtivâ eder. “Büyük Frederik de, Voltaire gibi düşünür:
‘En parlak zekâlerın karardığı oluyor: Richelieu
Vasiyetname’yi yazıyor, Newton Vahiy Kitabı’nı” UU.s.33.
Richelieu:
Almand Jean Du Plessis Richelieu (1585-1642). Fransız din ve devlet adamı.
Siyasi mahiyetteki vasiyetnamesi ile ünlüdür. “Mesela elimizde Richelieu’nün
Siyasi Vasiyetname’si, XIV.Louis’nin Veliahtın Talim ve Terbiyesi için
Layiha’sı, Bismark’ın nice karanlıklara ışık tutan Masa Başı
Sohbetler’i var.” UU.s.165.
Riga üniversitesi: Letonya’nın Başkenti
Riga’da kurulmuş olan üniversite. “Schubart (doğumu
1897)Almanyada doğmuş,Letonya’ya
gitmiş,
sosyoloji ve felsefe doçenti olmuştur, Riga üniverstesinde.”
SNK.s.249.
Rig-Veda: Hint kutsal kitabı Vedalar’ın Dört kitabından
birisidir. Rigveda Ric’lerin bilgisi, ric de ilâhî demektir.Yani Rigveda kelime
olarak ilâhî bilgisi kitabıdır. Hint mitolojisinin en önemli kaynağıdır.
Rigveda diğer Veda eserlerine kaynaklık
yapmıştır.
“Rig-Veda’nın her kitabı onu öven bir ilahi ile başlar.”
BDE.s.101.
Rimbaud:
Arthur Rimbaud (1854-1891). Fransız Sembolist ve Empresyonist şairi.
“Ribmaud’ya göre Asya,”hikmetin ezelî vatanıdır”, Mallarme “Nala ile Damayanti”
gibi daha önce Fransızca’ya çevirilen Hint masallarını yeni baştan
yazar.” BDE.s.69.
Rimini Aşıkları: Dante’nin İlahî
Komedya ismli eserinin ana bölümlerinden bir olan Cehennem bölümünün 33
bölümünden biri.“Cehennem’in en güzel parçası: Rimini Aşıkları.”
Jur.II.s.33.
Rişiler: Eski Hint Bilgeleri. Vedsalardaki
ilahileri yazan kişileredenir ki Mutlak hakikati
gören büyük bilge anlamına gelmektedir. “İlhâmlarını kâh sözle, kâh
izgiyle dile getiren bir düşünce adamı, kadîm Rişiler
gibi.” BÜ.s.242.
Rivarol: Antoine
Rivaroli Rivarol (1753-1801). İtalyan asıllı Fransız yazarı. “Rivarol
için bir üslup terimidir tercüme, en büyük faydası insana kendi dilinin
imkanlarını tanıtmasıdır.” BÜ.s.118.
Riyazet:
Dünya işlerinden
el etek çekme. Nefsi kırma. Tasavvufta salikin dünyevi ve bedeni ihtiyaçlarını
azaltarak bütün iradesiyle ahlakını güzelleştirmeye
çalışması.
“Riyazet kalesi bir sırça köşk.” Jur.I.s.54.
Robert Bage: Robert Bage, 1843-1929. 1730-1801 Bu türün başlıca
temsilcileri: Robert Bage ve William Godwin gibi radikallerdir.”KA.s.221.
Robespierre: Maxsimilien De Robespierre (1758-1794), Fransız İhtilâlinin
en önde gelen isimlerinden biridir. Jakobinler hareketinin önderliğini
üstlendi. Jakobin hareketinin güçlü olduğu yıllarda sayısız insanı
katletti. Cumhuriyetçi ve idealist olan Robespierre, tam bir diktatör oldu.
28.7.1794’ te meclisten alınarak giyotine gönderildi. “Bununla beraber 1789
Fransası’nda bir Robespierre, Napolyon’un ordusunda mareşal,
1848’den sonraki Fransa’da bir Besceherelle olabilirdi, ihtimal.” Jur.I.s.85.
Robinson Crouse: Daniel Defoe’nun 1719 yılında
yazdığı
romanı. “Şaheserler köklerini bu tabakaya
salarlar: Don Kişot, Manon Lescaunt, Robinson
Crouse.” KA.s.436.
Robinson Crusoc: Bkz. Robinson Crouse “Manon Lescaut ve Robinson
Crusoc’dan Proust’a uzanan zaman, roman zaferler çağı.”
KA.s.147.
Robinson Crusoe: Bkz. Robinson Crouse “En tanınmış serüven
hikâyesi: Robinson Crusoe” KA.s.137.
Rock:1950’li
yıllarda rock and roll (sallamak ve çevirmek)’dan türeyen müzik üslübunun genel
adı. “Bakıyorlar ki, bitnikler hipi olmuş, ‘free jazz’,’rock’la ‘pop’u
tahtından indirmek üzere.” UU.s.89.
Rodbertus: Johann Karll Rodbertus (1805-1875). Alman
iktisatçı ve siyaset adamı. Lasselle’in, Dühring’in, Fichte’in , Rodbertus’un
sosyalist doktrinleri sınıf ahengine dayanır, sınıf çatışmasına
değil.”
SNK.s.130
Roderick Random: Tobias Smollet (1721-1771)’in
1748 yılında yazdığı pikaresk romanı. “Tobias
Smollet (1721-1771), Roderick Random (1748), Peregrine Pickle’in Maceraları
(1751) ve en değerlisi Humphry Clinker (1771)
olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve satirik romanı geliştirmiş.”KA.s.
220.
Rodin:Auguste
Rodin (1840-1917). Fransız heykeltıraş. “Yazarı Flaubert’e
benzetmiş.
Oysa Rodin’e daha yakın. Kocaman bir kaya parçasından yalnızca çehreyi
yontuyor.” KA.s.356.
Roma imparatorluğu: “Antikçağın,
Roma kentinden başlayarak İlkin
italya’yı ardından da bütün Akdeniz dünyasını ele geçiren devletlerden biri.
“Denilebilir ki Roma imparatorluğunun sonundan bu yana
Avrupa’nın manevi politikası Kitap-ı Mukaddes tercümelerinin haritasında
belirir” IDG.s.89
Roma: İtalyanın başşehri
ve Lazio bölgesinin merkezi. “Roma’nın kazları heybetli bir trajedinin
kahramanlarıydılar, bizimkiler tatsız bir komedyanın aktörleri.” BÜ.s.85.
Romain Rolland: Romain Rolland (1866 -1944). Fransız yazarı.
“Romain Rolland iki duşman milleti Fransa ile Almanya
‘yi kardeş yapmak ister sonra doğuyla
batıyı kaynastirmayı hayal eder.” SNK.s.29.
Romains:Jules Romains (1885-1972). Ünanizm düşüncesini
ortaya atmasıyla bilinen Fransız şair ve yazar Louis Farigoule’ün
eserlerinde kullandığı takma ad. “Ama ne Mauriac’ın yeri
doldurulmuştur, ne Duhamel’in ne
Romains’in.” KA.s.270.
Romalılara Mektup: Aziz Paulus’un mektubu. Mektuun
57-58 kışında
yazılmış olduğu
sanılıp Paulus’un mektuplar içinde Hristiyanlığın gelişmesine
en fazla katkıyı sağlayandır. "Romalılara
mektup, Paul'ün vaazlarına, başka mektuplardan daha geniş yer
ayırır." IDG S.115.
Roman de la Rose: Fransız alegorik şiirinin
iki bilümlük baş eseri. Eser 1230-1235 yılında
yazılan 4058 mısralık ilk bölümü Guillume de Lorris’e mal edilir; 1270-1275
yılları yazılan 17723 mısralık ikinci bölüm de Jean de Meung tarafından yazılmıştır.
Nitekim Roman De La Rose’un yazarı, rahipleri prenslerden ve hükümdarlardan
üstün tutar, çünkü bu soylular ‘ literatür bilmezler’.”KA.s. 380-381.
Roman de Renard: Fransız edebiyatinda Perrault’un masallariyla
Fabliau’lar ve ‘Roman de Renard’neyse “Remus amca”da Amerikan cocuk edebiyati
için o’dur.” Kİ.s.321.
Roman Dili: atince’den türemiş, ve V. ve
X. asırlar arasında Romania’nın bütününde konuşulmuş ve
kullanıldığı yörelere göre
galya-roman,italık -roman, İspanyol-roman gibi çeşitlilik
gösteren dil. “Kaldı ki İspanya, Schlegel’ler döneminden
beri Alman eridüsyonunun ve bilhassa Roman dilleri filoloji uzmanlarının at koşturmaktan
hoşlandıkları
anlardan biri.” KA.s.424.
Romanda Hesaplaşma: Naci Çelik (1947-....)’in 1971
yılında yazdığı roman tenkitlerini ihtiva
eden eserinin ad. Romanda Hesaplaşma’ya dönelim. Aynı çevirmen
1862’de Sefiller’i, Madurin Hikâyesi adıyla çevirmiş.”KA.s.
333
Romanesk: Romanı andıran roman gibi. Cervantes şurasını
sezmiştir
ki faydalanmak istediği destan unsurları içinde,
romanesk muhteva, taklide en elverişli olanıdır.”KA.s. 197
Romanın Menşei: Pierre- Daniel Hunet’in 1670
yılında yazdığı eseri. Eser Madam dö la
Fayette’in Zaide’ine isimli eserinin önsözü şeklindedir.
“1670’de, Madam dö la Fayette’in Zaide’ine önsöz olarak bir kitap kaleme almış:
Romanın Menşei.” KA.s.399. Romanların
Menşei
Hakkında Mektup:
Piskopos Huet (1630-1721) tarafından 1670 yılında Madam dö la Fayette’in Zaide
isimli eserine yazdığı takriz. “Madam dö Fayette’in
Zaide adlı kitabını bir takriz saymış: Romanların Menşei
Hakkında Mektup (1670).”KA.s. 132.
Romanların Romanı: Cemil Meriç’in Kırk Ambar
iaimli eserinin, yaklaşık 100 sayfadan oluşan
4. bölümü. “Türkçe’ye çeviren: P.N. Boratav (Yurt ve Dünya,Ağustos
1914, sayı 8).Sabahattin Eyüboğlu, ‘Don Kişot,
Romanların Romanı’ (Edebiyat Faküıtesi Mecmuası, no 1, 1935. İstanbul).
KA.S.:210-211.
Romanof: 1613’ten
1917 yılına kadar Rusya’da hüküm süren hanedanlık. "Romanof'lardan beri
Rus toplumu bir dengeye varamamıştır".” Mağ.s.99.
Romans. Özellikle İspanyol
edebiyatında, hikayew niteliği taşıyan
sevgi üzerine yazılmış, ezgili söylene dokunaklı bir şiir
türü. “Bunlar birer romans.” BDE.s. 287 Romantizm: XVIII.asrın
sonlarından itibaren İngiltere ve Almanya’da Ardından
Fransa İtalya
ve İspanya’da,
duygunun akıl, hayal gücünün de eleştirel çözümleme karşısında
üstünlüğünü
savunan düşünce hareketi. “Romantizm’ın
bütün devleri Buloz’un dergisinde boy gösterir, romantizm ve Fransız
diplomasisinin.”BÜ. s.103.
Romanya:
Doğu
Avrapa’da Karadeniz kıyısında başkenti Bükreş,
Resmi dili Rumence olan devlet. "Romanya ise siyasi bakımdan Almanya’nın
bir parçasıydı, kültür bakımdan Fransa’nın." BFH s.131
Romeo: William
Shakespeare’in 5 Perdelik Romeo ve Juliet dramının erkek kahramanı. “Juliette
kadar geçsin.Virginie kadar çocuk.Ben de Romeo’nun kara sevdasıyla tutuşuyorum.”
Jur.I.s.327.
Ronsard: Fierre
De Ronsard (1524-1585). Fransız şairi. “Ronsard’ı kaç kişi
okuyordu? Mallarme’yi kaç kişi okuyor.” KA.s..372.
Roosevelt: Theodore Roosevelt (1858-1919). Amerikalı siyaset
adamı ve 1901-1908 ABD başkanı. “Roosevelt de
Garraud’nun söylediklerini tekrarlayacaktır.” SNK.s. 312. Rosenberg:
Bkz. Alfret Rosenberg. “Rosenberg kitabının adını Yirminci Asrın Miti koyar.”
UU.s.132.
Rosny:
Edebiyatın konu olarak tarih öncesini işlemesi gerektiği
görüşünü
savunan Joseph Henri (1856-1940) ve kardeşi Seraphin Justin Boex
(1859-1948)’in takma adları. “Galiba az cok uzak bir geçmişe
uzanmak daha hoşa gidiyor. Mesela Alexandre
Dumas’nın “Üç Silahsörler”, Walter Scott’un orta çağ romanları
veya Pompel’nin Son Günleri” Rosny’nin tarih oncesi hikayeleri.” Kİ.s.321
Rossi:
Pellegrino Rossi (1787-1848). Fransız vatandaşlığına
geçmiş İtalyan
iktisatçı, siyaset adamı ve Hukuk profesorü. “Yeni kurulan Anayasa kürsüsüne İtalyan
Rossi getirilir.” SNK.s.234.
Rotterdam: Hollanda’da, Yeni Maas kıyısında, Ren ile Meuse’ün
ağzında
bir liman kenti. “Roterdam'dan Bale'a, Roma’dan Venedik'e velondra'ya yelken
açtıktan sonra, günün birindde herkes tarafında çağın
en büyük dehası ve en sevilen yazarı olarak kabul edilmişti.”IDG.s.159
Rougan Maucquart: Fransız Romancı Emile Zola (1840-1902)’nın
1871-1893 tarihlerinde, “İkinci İmparatorluk
Döneminde Bir Alilenin Tabii ve Sosyal Tarihi” genel başlığı
altında kalema aldığı yirmi ciltlik roman serisi.
“Raif, Rougan Maucquart’ları okumuş muydu? Sanmıyoruz.”KA.s.302.
Rousseau:
Jean-Jacques Rousseau (1711778). Fransız Flozof ve sanatkarı. Romantizmin
kurucularından sayılır. “Ne var ki hukuk-u esasiye müderrisi, Şirazlı
şairle
Montequies veya Rousseau arasında nasıl bir münasebet bulacağını
katiyen söylemez.” BÜ.s.159.
Roy:
Bkz. Rammohan Roy. “Milton daha önce Roy’u okumuş, hatta
belki onunla bir araya gelip sohbet bile etmiştir.”
BDE.s.39.
Royal Asiatic Society of Great Britain And İreland: 1823 yılında İngiltere’de
kurulan oryantalist deneklerden biri. “1823’de Royal Asiatic Society of Great
Britain And İreland:”. Kİ.s.63.
Royal Asiatic Society: Bkz Royal Asiatic Society of
Great Britain And İreland “186164 arası Royal
Asiatic Society’de sekreter.” Kİ.s.270.
Roza:
Günümüz şiir
ve roman yazarlarından Alcan Sayılgan (1924- .. ,.)’ın 1976 yılında yayımladığı
Deprem romanın şahıslarından biri. EserdeRoza
ile eserin bir başka kahraman olan Kostak
arasında hissi bir bağ vardır. “Bu yaprakların altında
mahrem,acıklı,yaşanmış bir
hikaye: Kostakla Roza’nın aşkları.” KA.s.353.
Rölativizm: Görecelik.Bütün bilgilerimizin bizzat bize,
ölçülerimize ve duygularımıza göre olduğunu bizim mutlak ve kesin
bilgiye ulaşamayacağımızı,
bizim ancak febomenleri ve onlar arasındaki münasebetleri bilebileceğimizi
ileri şiren
felsefi görüş. “Bunlardan biri rasyonallizmdir.Kültürü
korumak için, hayatın hiçbir manası olmadığını ileri sürer.öteki
rölativizimdir.” Kİ.s.35.
Rönesans: Yeniden doğuş anlamına
gelen, XV. Asırda İtalya’da doğan
XVI.asırda bütün Avrupa’ya yayılan kiltür ve sanatta yenilenme hareketi. “İsa’nın
tahtında Rönesans’tan bu yana Promete vardır.” KA.s..359
Röntgen:
Wilhelm Conrad Röngen (1845-1923). Alman fizik bilgini ve 1901 Nobel fizik
ödülü sahibi. “Promete büyücü idi, Röntgen büyücü.” Jur.I.s. 396.
Rub’-u meskûn: Dünyanın kara olan dürte bir kısmı. “Ve rub’-u
meskûn, Avrupa’nın abeslerini Tanrılaştırmış.”
BÜ.s.194.
Rubab-ı Şikeste: Kırık Saz anlamında olup
Tevfik Fikret’in 1900 yılında yazdığı eseri. “Fikret, yeis dolu bir
ömrün bütün kahrını kelimeleştiren bu manzumeyi “Rebab-ı Şikeste”
ye almamış.” Kİ.s.219.
Rudyard Kipling: 1856-1936 Hint şairi ve
hikâye yazarı. Yazar 1907 yılında Nobel ödülüne, 1926 yılında da İngiltere
Kraliyet Edebiyat Cemiyeti altın madalyasına layık görülür. “Bu sömürge
politikasının yanısıra, bir de sömürge edebiyatı doğar,
Hindistan’da yaşayan memurların ya da memur
ailelerin geliştirdiği
ve son şeklini
Rudyard Kipling’in (1865 - 1936) eserinde bulacak olan bir edebiyat.” BDE.s.48.
Ruef: Jacques
Leon Rueff (1896-1978). Fransız iktisatçı yazar ve maliyeci. “Ruef kapitalist
olun, sosyalist olun, yalnız yalancı olmayın diyor.” Jur.I.s. 83.
Ruge: Arnold
Ruge (1802-1880) Alman siyaset adamı ve Hegel’ci sol düşünceyi
savunucu filozof. Azadedilmişler: Kendilerine “Azadedilmişler”
ismini veren bu serâzât insanlar ne yasa tanımaktadırlar ne başkan:
Bauer Kardeşler, şair
Hervegh, Ruge, Marx, Engels vs.” BÜ.s.200.
Ruh Hakkında: Del’espit. Fransız filozof Claude Adrien Helvetius
(1715-1771)’un 1758 yılında ismini yazmadan yayımladığı
eserinin adı. “1758’ de Helvetius’un “Ruh Hakkında”’sı baştakileri
öfkelendirdi.” IDG.s.18.
Ruhr:
Almanyada bir sanayi bölgesi ve yönetim merkezi. “Aksine Ruhr’un yahut
Lombardiya’nın sanayicileri de, İtalya’nın büyük toprak
sahipleri gibi, Hitler ve Mussolini’ye yardımlarını esirgememişlerdir.”
UU.s.130.
Ruht:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler
kısmında yer alan kitaplarından birisi. Bu eserde, Hakimler zamanındaki yaşayış anlatılır,
Eski İsrâil
evlenme âdetlerinden örnekler verilir. “Ruht: Hakimler zamanındaki pastoral yaşayışı
anlatır.”IDG.s.127.
Ruh-u Cihan: Mısır’ın gökleri altında Menfis ve Teb’de, büyük
ehramın önünde, kutsal İsis’in ve kadimler kadimi
Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı ve haşmeti
içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini
halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı.
IDG.s.150.
Rum Konstantiniyesi: Bizans zamanı İstanbul’u.
“Rum Konstantiniyesi’nde boyle bir egemenlik Yoktu. Orada her zorba, kayser
olabilirdi.”Kİ.s.114-115.
Rum: Kıbrıs’taki
hellen kökenli Ortadoks Hırstiyan halka verilen adı. “Aboneler, yani sekiz Rum,
üç beş Ermeni
ve birkaç Fransız.” BÜ.s. 134
Rumuz-ül Edep: Sami Paşazade Sezaî’nin eserinin adı.
Rumuz-ül Edep, yazarın Şergüzeşt
ve Küçük Şeyler haricinde başlangıçtan
sona kadar yazdığı bütün yazıları ihtiva eder.
Cemil Meriç Kırk Ambar kitabının birici kısmı için de bu ismi uygun görüp aynı
isimle isimlendirmiştir. “Rumuz-ül Edep,
edebiyatların pek az işlenmiş meselelerine
ışık
tutmak için kaleme alındı.” Kİ.s.12
Rus Dramının Dayanakları: Rus Edebiyat tenkitçisi Dimitri
Pisarev (1840-1868)’in 1864 yılında yazdığı eserinin adı."Ama
vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar
uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev,
Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları
(1864) , Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen
proletarya (1865)”. Mağ.s.98.
Rus İhtilali: 1917 yılının şubatında
çarlığı
deviren ve 1917 ekiminde iktidarı Bolşeviklerin almasından sonra,
Ocak 1918’de Rusya Federatif Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla
sonuçlanan ihtilal hareketi. “Dünyadaki başka ihtilaller de felçli doğmuş.
Fransız ihtilali, İngiliz Sanayi Devrimi, Rus İhtilali”
KA.s.355.
Rus Romanı: Fransız denemeci ve yazar.Eugene Melchior De
Vogüe (1848-1910)’nün 1886 yılında yazdığı ve Gogol, Turgenyef,
Dostoyefski, Tolyos gibi tanınmış Rus romancıları anlattığı
inceleme eseri. Mesela Rus Romanı da Fransız Romanının çırağı
olmuş,
Dosto’nun (Dostyevski) kahramanları bütün Avrupa’yı dolaşan
bir insan tipi,ama yine Rus” KA.s.325.
Rus Romanının Kristof Kolomb’u: Rus Romanını kefeden kişi.
Vogüe için kullanılmaktadır. “Sözü Vogüe’ye bırakalım ( Rus romanının Kristof
Kolomb’u o. Avrupa Gogol’ları, Dosto’ları, Tostoy’ları ondan öğrenmiş.)”
BÜ.s.206
Rus. Rusya
halkından olan. “Rus ve Leh edebiyatının öyle bir sadeliği
,öyle bir teklifsizliği var ki,kendi edebiyatımız
için de bunu senelerden beri hasret çekerek düşündüm.”
KA.s.372.
Rusça: Doğu
öbeğinin
en önemli slav dili. “Kadın kocasından habersiz Rusça öğretecek
bir hoca tutuyor.” BÜ.s.154.
Ruska:
Julius Ruska (1867-1949) Alman şarkiyatcı. “Maalesef Ruska’nın
da şikâyet
ettiüi gibi, klasik filolojimizin ufku bir dil sınırına dayandı kaldı, her iki
taraf da ortak olan yanları birbirinden ayıramadı.” IDG.s.224-225.
Ruskin:
John Ruskin (1819-1900). İngiliz sanat tenkitçisi.
Sosyolog ve sosyalist. “Susamlar ve zambaklar” Ruskin’in en çok sevilen, en
okunan kitabı” BÜ.s.106.
Russel: Bertrand
Russell (1872-1970) İngiliz filozof ve mantıkçı.
“Bütün tartışmaların konusu o... Eflatun’dan
Russel’a, Aristo’dan Marks’a kadar düşüncenin bellibaşlı
pehlivanları o meçhul, o müphem nazenin uğrunda savaş vermişler.”IDG.s.157.
Russkaya Pravda: Rus Gerçeği
ya da Rus Hukuku. Kiev devleti ve ona bağlı prensliklerin hukukuyla
ilgili, anayasa mahiyetindeki derleme. “Liberal düşünceleri
benimsedi, bircok gizli dernek kurdu ve devrimci görüşlerini
bir anayasa tasarisi olan “Russkaya Pravda”da (Rus Gerçegi) açıkladı.” Mağ.s.67.
Rusya: Avrupa’nın
kuzey bölümünde başkenti Moskova, Resmi dili Rusça
olan bir devlet. “Çünkü Rusya bir yönüyle Avrupa’dır.” KA.s.325.
Ruşen Eşref: Ruşen
Eşref
Ünaydın (1892-1959). Cumhuriyet dönemi araştırmacı ve yazarlarından. “Şimdi
de 1921’lerde Ruşen Eşref
ile konuşmasını
hatırlayalım:” KA.s.305.
Ruth:
Ruth’un kitabı. MÖ.450 yıllarına doğru yazılan ve halk
söylentilerine dayanan hikâye ve masallardan oluşan Yahudi
kutsal kitabı. "Sonra bunlara beş tomar daha eklenir: Neşideler,
Neşidesi,
Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler." IDG.s.109.
Ruyer: Raymond
Ruyer (1902-1987). Fransız filozof. “Ruyer’e göre Ütopla reelin karşısına
mümkünü çıkarır, reeli mümkünle zenginleştirir.” UU.s.264
Ruzname-i Ceride-i Havadis. 1840’ta Türkçe yayınlanan
Ceride-i Havadis gazetesi Türkçe olarak çıkarılmaya başladı.
Gazetenin başında William Churchill adlı bir
İngiliz
gazeteci bulunmaktaydı. Bu kişi,1864’te öldü. Ölümünden sonra
oğlu,
Ceride-i Havadis gazetesini kapatıp Ruzname-i Ceride-i Havadis adlı gazeteyi
çıkarmaya başladı. “İşte
Cevdet Kudret’in yazdıkları: “Victor Hugo’dan özetlenerek çevrilen ve Ruzname-i
Ceride-i Havadis gazetesinde tefrika edilen Mağdurin
Hikâyesi... KA.s. 333.
Rückert:Friedrich
Rückart (1788-1866). Alman şairi ve şarkiyetçı.
“Ya şairler?
Heine, Novalis, Hölderlin, Rückert... “Hintliler antik çağın
romantikleri, Cermenler modern çağların” diyor von Schroder.”
BDE.s.54.
Rüyetullah: Allah’ın görülmesi, ilâhî tecellilerin bu dünyada
temaşa
edilmesi anlamına gelen tasavvufî bir terim. “Bu mertebe bir velâyet ve
rüyetullah mertebesidir.” IDG.s.43.
Rüzgârlı Tepe: Wuthering Heights. Rüzgarlı tepe ya da rüzgarlı
bayır. Emily Bronte’nin 1874 yılında E. Bell takma adıyla yayımladığı
romanı. “Rüzgârlı Tepe’de Radcliff, Cathie’yi elde etmek için bütün insanları
öldürmeye hazırdır ama bu cinnetin makul olduğunun veya herhangi
bir sisteme dayandığını ileri sürmek akıldan
geçmez.” BFH.s.52.
S.O.S.: Canımızı
kurtarın anlamındaki ingilizce ‘Save our Souls’ cümlesinin kısatılmışı
Telsiz telgıraf yardımı istemeden, tehlike işareti
vermede kulanılan Mors koduyla Sos harflerini simgeleyen ve araya kesinti
koymadan . ---. biçiminde iletilmesi zorunlu olan uluslar arası tehlike işareti.“Dün
akşan
sesin batan bir gemiden geliyordu: S.O.S.” Jur.II.s.29.
S’de Sacy:
Bkz Sylvestre De Sacy.“Arapcadan yapılan ilk Fransızca tercüme S’de Sacy’nindir.
(1816) ilk ingilizce tercüme 1819 yayimlanir.” Kİ.S.310.
Saadet ve Huzur Kılavuzu: “1820’de İncil’e
dayanarak Saadet ve Huzur Kılavuzu’’nu yazar.’’ BDE.s.273.
Saavedra Faxardo: "Yazar Saavedra Faxardo (1576-1648), yaman
bir üslûpçu." Kİ.s.304.
Saavedra:
“Saavedra’nın Edebiyat Cumhuriyeti’ni hatırlıyorum.” UU.s.182-183
Sâb’îler: Bkz. Sâbî “Hem sâbîler’in, hem ismailîlerin
anlayışını
mezceder.”IDG.s.45.
Sabahattin Bey: Prens Sabahattin (1878-1948). Meşrutiyet
dönemi siyaset ve fikir adamı. “Celâl Nuri, Abdullah Cevdet, Baha Tevfik
ve Sabahattin Bey vs. sözde bir isyandı bu.... Taassuba, istibdâda karşı
zekânın direnişiydi.” BÜ.s.174.
Sabahattin Eyüboğlu:1908-1973. Cumhuriyet dönemi eğitimci
mütercim ve yazarlarından. “Şimdi Sabahattin Eyüboğlu’nda
ve onunla beraber pek çok gençlerimizde gördüğümüz
Anayurt Anadolu’yu payen geçmişiyle beraber yaşayarak
benimseme fikri, kökenlerini burada bulur’ diyor.” UU.s14.
Sâbi:
El Cezire ve Harran’da yaşayan bir sınıf halkın adı. “Son
zamanlarda Corbin, Sabi’lerle İsmailileri arasındaki
münasebetleri incelerken İhvan hakkında şöyle
bir hüküm belirtmiştir: bunlar bir münevver
topluluğu
idi: aynı zamanda İsmaili akımın sözcüsü idiler.”
IDG.s.52.
Sabii:
El Cezire ve Harran’da yaşayan ve Sabi adıyla anılan bir
sınıf halkın inanç sistemini benimseyen kişiler. “Zerdüşt’le,
Sabii’lerin (kısmen de brahmanların ve belki de Budistlerin) fikirleri iç içe
idi.” IDG.s.46.
Sabit ibn Korra: Doğum ve ölümü kaynaklarda
muhtelif olarak zikredilir: (826-907), (836-901) bigi ihtimaller vardır.
Abbasiler döneminde VIII. Asıda, Edes yakınlarında kurulan Harran Mektebinin
yetiştirmiş olduğu
en meşhur
mütercimlerden biri. “VIII. asırdan X. Asra kadar büyük mütercimler yatiştirmiş bu
mektep;en meşhurları Sabit ibn Korra
(826-907) IDG.s.223.
Sabiyin: Sabilik
inancına mensup olan kişiler. “Sabiyin’ler bilhassa
ilm-i nücum’da ileri gittiler.”IDG.s.223.
Sabri Esat: Sabri Esat Siyavuşgil
(1907-1968).Cumhuriyet devri şair ve yazarlarından olup Yedi
Meşaleciler
diye anılan yazarlar grubundandır. “Bir Sabri Esat’ın, bir Yaşar
Nabi’nin, bir Yusuf Ziya’nın.Türk halkıyla ne ilgisi vardı.” Jur.II.s.171.
Sacy:
Bkz. Silvestre De Sacy. “Sacy, Burnouf, Chezy... gibi filologlar Doğu
Rönesansı’nı Fransa’ya, hatta bütün bir medeniyet dünyasına yaymışlardır.”.”
BDE.s.66.
Saddharma: Bkz. Saddharma-Pundarika “Buda Tanrılar
Tanrısı'dır "Saddharma"da, ezelidir, sonsuzdur, ama insanlığın
ızdıraplarına acıyan bir sonsuz, ona kurtuluş yolunu
gösteren bir kılavuz.” BDE.s.173.
Saddharma-Pundarika: İyi
yasa, doğru
öğreti
anlamında Sanskritçe bir kelime olup Doğu Asya’da etkili Mahayana
Budhacılığının en eski metnlerinden
biridir. “Binlerce Bodisatva dinler Buda'yı en önemli sutra "Şeriat
Lotüsü" (Saddharma-Pundarika).” BDE.s.173.
Sade: Marguis
de Sade 1740-1814 Fransız roman ve piyes yazarı. Sadizmin babasıdır. Ömrünün 27
yılını yaşadığı
gayrı ahlâki ilişkilerden dolayı hapishanelerde
geçirmiştir.
Eserlerin çoğu hapishane yıllarının ürünüdür
Özellikle sürrealistler Sade’den etkilenmişler ve üstat kabul etmişledir.
Eserlerinden bazıları: Justine Yahut Faziletin Belâları, Juliette Yahut
Hayasızlığın Mutlulukları, Sodome’da 120
Gün, Aline ile Valcour, Halvet Odasında Felsefe. “Sade, kütüphanelerin şeref
misafiri, sadizm abesin işiz kardeşi.”
Sadık Rıfat Paşa: Mehmet Sadık Rıfat Paşa
(1807-1857). Osmanlı diplomatı, yönetici ve yazarı. “Bununla beraber Akvemü’l
Mesâlik yazarını Tahtavî’yi, Sadık Rıfat Paşa’yı, daha
sonra Şinasi’yi,
Ziya Paşa’yı,
Namık Kemal’i, Efgani ve Muhammet Abduh’u.. içine alan zincirin halkalarınından
biri sayabiliriz.” UU.s.49.
Sadık Rıfat: Bkz. Sadık Rıfat Paşa
“Reşit
Paşa
için medeniyet, ‘terbiye-i nas ve icra-yı nizâmat’tı; SadıkRıfar için ‘usul-ü
me’nüsiyet’ ”. Mağ.s.190.
Sadi: Sâdi-i
Şirazi
(1213-1292). İranlı meşhur
şair
ve yazar. Sadi mahlası olup Asıl adı Ebu Abdullah Müşerrifüttin
bin Müslih eş-Şirazi’dir.
"Sadi'nin Gülistan ve Bostan’ı Cumhuriyet'e kadar Rüşdiye
talebelerinin tecessüsüne açıktı." Kİ.s.299.
Sadizm: Kişinin
karşısındaki
kişiye
ıstırap cektirerek cinsî doyuma olaşma durumuna anlatan bir
psikoloji terimi. Adını 19 asırda yaşamış olan
ve romanlarında cinselliğe bağlı
zalimlik ve gaddarlık sahneleriyle tanınan Marguis de Sade’den almıştır.
“Sadizm hapsediciliği muhabbet evlerinden çıkıp
kütüphanelerin başköşesine
kuruldu, Goncourt armağanları bile alıyor artık.”
KA.s.273.
Sadrazam:Osmanlı
devletinde hükümet başkanının resmi adı. Bu günkü karşılığı
ile başbakan.
“Öyle bir vaziyet olduki tanzimatan sonra, yabancı dil bilmek, sadrazamlığa
kadar getiriyordu insanı.” SNK.s.392.
Sadrıesbak kâmil paşa:“Daha evvel yazdığı
halde Meşrudiyret’ten
sonra bastırılan Sadrıesbak Kâmil Paşa merhumun ‘Tarihi Siyasi-i
Devleti Osmaniye’ adlı eserinin ilk iki cildi Hammer Tarihi’nin
hülasasındanibarettir.” Kİ.S.105.
Sadri Ethem: (1898-1943) Cumhuriyet dönemi hikâye ve roman
yazarı. “Sadri Ethem her İstanbul gelişi
Nisvaz’da otağ kurardı.” BÜ.s.150
Sadri Maksudi: “Dün akşam Sadri Maksudi’nin kızı:
“Connais pas” dedi.” Jur.I.s.369. Sadullah Paşa: 1838-1891 Tanzimat devri
devlet adamı ve şair. Tercüme Odası çalışanlarından
Sadullah Paşanın batı dillerinden yaptığı
tercümelerin en meşhuru Göl adlı eseridir. “Mechul
ilimlere sefer eden hiçbir yolcu, Avrupa’nı Sadullah Paşa’ya
telkin ettiği vecdi tadamamıştır.”
Mağ.s.194.
Safa Kardeşleri: XI.asrıda İhvane’s-Safa
(safa Kardeşler) adı altında Müslümanları
taassuptan kurtarmak, ilim zihniyetini,tabiat ilimlerine dayanan felsefeyi
hakim kılmak,cemiyeti düzeltecek bir aydınlar sınıfı ve ahlakı kurmak
maksadıyla kurulmuş gizli bir cemiyetin adı. “Safa
Kardeşleri,
tabii ve ahlâki ilimleri ortak bir düşünce etrafında toplamak istemişlerdi,
başarıya
ulaşamadılar
ama İslâm
doğu’da
hür düşüncenin
son büyük çabası oldu bu.”IDG.s. 35
Safahat:
Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini derlediği
eserinin adı. Eser Sahaift-i Hayattan adı altında 1908 yılında neşredilmeye
başlanmıştır.
“ ‘Safahat’ Türk dilinin en mükemmel ve en dolu kitaplarındanbiri.Akif ise
mistik hülyalardan uzak, tam bir Asr-ı Saadet Müslümanı.” Kİ.
s 225.
Saffet Paşa: (1815-1883). Asıl adı Mehmet
Esattır. Osmanlı deblet adamı maarif nazırı ve sadrazamı. “Maarif nazırı Saffet
Paşa,
‘ tercüme odası hulefasından’ Kostantinidi Efendi’ye bir Yunan-ı Kadim Tarihi
ısmarlar.” UU.s.10-11
Safvet Nezihi: (1871-1939). Asıl adı: Ömer lüttfi Zavallı
Necdet isimli romanıyla hatırlanan XX.asır roman yazarı. “Safvet Nezihi,
müsebbip, 1910.” Mağ.s.145.
Sağduyu: Fransız maddeci filozof ve
papazı Rahip Meslier diye de bilinen Jean Meslier (1664-1729)’in eseri olmasına
rağman
1928’de Boran'Holbach'ın imzasıyla çıkan eseri. Eserin Türkçeye tecümesini Abdullah
Cevdet yapar. “Abdullah Cevdet papaz Meslier’nin (d’Holbach) “Sağduyu”
adlı eserini çevirir, yani 18.yüzyıl mekanik materyalislerinin şakirdidir.”
SNK.s.279.
Sahadeva:
Mahabbaratta Destanı’nıda anılan erkek kahramanlardan, Pandu’nun Madri’den olma
ikiz çocuklarından biridir ki doğruluk ve dürüslüğü
ön plandadır. İkiz kardeşi
Nakula’dır. “İşte doğruluk
öğreten
kardeşim
Sahadeva! Bilgi onda, erdem onda.” BDE.s.332.
Sahip Efendi: Bkz. Pirizade Sahip Mehmed Molla “Iki yıl sonra
Sahib Efendi tercümesi iki cilt olarak bastırılınca benim tercümem de ücüncü
cilt olarak tab’ettirildi.” IDG.s.231.
Sahra:
Dünyanın en büyük çölü. Kuzey Afrika’nın Akdeniz kıyıları, ve zenci Afrika,
Atlas okyonusu ile Kızıldeniz arasında 8 milyon Km2 yi aşan
bir alanı kapsar. Kuzeyinde Sahra Atlasları, Libya ve Mısır’da denize kadar
uzanan çölün sınırını çızer; güneyde ise kesin bir had yoktur. “Petrol
kaynaklarının bulunuşu Amerika Birleşik
Devletleri’nin iktisadî tarihini değiştirmiştir,
ama daha o zamanlarda Ortadoğu’da, Sahra’da veya Lübnan’da
bir o kadar önemli kaynaklar vardı.” BDE.s.74.
Sahyun Nebileri: İsrâil Peygamberleri.
üsluplarının haşin ve sertliği
ve korkunç kehanetlerde bulunmalarıyla meşhurdur. “İlk
büyük temsilcileri: Horatius ile juvenalis. Birincisi Sadi’yi ve Hayyam’ı
hatırlatıt: Rint, bilge, zarif; ikincisi sahyun nebilerini: haşin,
yavuz, öfkeli.” BÜ.s.123.
Saib: Mirza
Muhammed Ali bin Abdurrahman- Tebrizi (1607-1670). Türk kökenli İranlı
şair.
“Uzak ve putperest, Hint’e ihtiyacı yoktu Osmanlının, İran
emrindeydi: Sadi’nin, Hafız’ın, Saib’in İran’ı.” BDE.s.86.
Said Nursî: (1873 - 1960) Meşrutiye ve
Cumhuriyet dönemi din, düşünce ve aksiyon adanı. “Said
Nursî, bir kavga adamı.” BÜ.s.246.
Saim: Peyami
Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli eserindeki erkek
sahıslardan biri olup, Roman kahramanı Ferit’nin arkadaşı
rolünde bir karakterdir. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları
da birer soyutlama: Saim, şapşal
bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye
misafir edilmiş.” Kİ.s.228.
Saint Just: Louis Antoine Leon Saint-Just (1767-1794). Fransız
siyaset adamı. “Bu doktrin sulandırılmıştır bazen,
Robespierre, Saint Just’ün terörist tasfiyesi gibi.” BFH.s.18-19.
Saint Lambert: Jean François Saint Lambert (1716-1783). Fransız şair
ve yazar. “Dördüncü ciltte: Turgot, Duclos, Borden... Beşincide
Voltaire, Marmontel, Forbonnais, Deleyre; altıncıda De Brosses, Saint Lambert,
Morellet, Necker, Quesnay görünür.” IDG.s.19.
Saint- Martin: Louis Claude De Saint-Martin (1743-1803).
Fransız teozof ve yazar. “Sainte-Beuve’ün “çağımızın
Hazreti Süleyman’ı” diye adlandırdığı Saint-Martin’e göre,
“meyveler olgunlaştıkça Batı’ya döküldü.”
BDE.s.60.
Saint Petersburg: ABD’de yarımadanın batı kıyısında Tapma körfesi
kıyısında bir şehir. “Saint Petersburg, ihtişam
ve sefaletin kucak kucağa yaşadığı
şehir.”
BÜ.s.204.
Saint Real: Cesar Vichart Saint Real (1639-1692). Fransız
tarihçi. “Saint Real, ‘Roman bir caddede dolaştıran
aynadır’ demiş” KA.s.150.
Saint- Simon: Saint Simon İlk Sosyolog, İlk
Sosyalist. Cemil Meriç’in Fransız Saint Simon hakkında 1967 yılında yazmış olduğu
eserinin adı. “Hint Edebiyatı, Saint- Simon, Bu Ülke veya Umrandan
Uygarlığa
aynı kaynaktan fışkırdılar.” Mağ.s.284.
Saint Vincent De Paul: Liberter sosyalistlerde
devlet kanserli bir hücredir, daima zalimdir. Bakunin, “devletin başına
bir Saint Vincent De Paul’ü getirseniz, kısa zamanda bir Guizot veya bir
Metternich olup çıkar,” der.. SNK. s.153
Saint’e-Barthelemy : “Çünkü “letters de cachet”ler Doğu’da
yazılmış,Hindi
Doğu
talan etmiş,Haçlı seferleri Doğu’nun
eseri,Saint’e-Barthelemy, toprak köleliği Doğu’da
boy atmış.”Jur.II.s.179
Saint-Barthelemy Katliamı: 24 Ağustos
1572 Paris’te Kral IX Charles’ın emriyle Protestanların topluca katledilmesi
olayına verilen ad. “1576... Saint-Barthelemy katliamı dört yıl önce olmuştur.
“UU.S.185.
Saint-Barthelemy: Bkz. Saint-Barthelemy Katliami.
“Saint-Barthelemy İsa şerefine
tertiplemiş; engizisyon İsa
adına konuşmuş.”
BÜ.s.194.
Saint-Barthelemy:Küçük Antiler’de Fransa’ya bağlı
bir ada. “1573’de, Saint- Barthelemy ferdasında,tanınmış bir
hukukçu, François Hotman, Calvin’in vatanı olan Cenevre’den bir risale fırlatır
Fransa’ya, kısa zamanda ün kazanacak bir risale: Franko- Galya.” UU.s.185.
Saint-Beuve: Charles Augustin Saint-Beuve (1804-1869). Fransız
yazar ve edebiyat tenkitçisi. “Nitekim Saint-Beuve’den sonra bir edebiyat
psikolojisi kurmaya çalışır Taine.” KA.s..436
Saint-Denis. Fransa’da Saint Dennis Ovasının Paris’in kuzey
banliyösü ve kanton merkezi. “Tanrı Temmuz İhtilalini
Saint-Denis sokağının bezirganları için yaptırmış herhalde.”
SSSS.s.113.
Sainte-Beuve:Charles-Augustin Sainte-Beuve (1804-1869).
Fransız münekkidi. Başta tenkit olmak üzere şiir
ve roman türlerinde eserler vermiştir. Tenkitlerini 15 ciltlik
pazartesi Konuşmaları ve 13 ciltlik yeni
pazartesiler isimli eserlerinde toplamıştır. “Sainte-Beuve’ün “çağımızın
Hazreti Süleyman’ı” diye adlandırdığı Saint-Martin’e göre,
“meyveler olgunlaştıkça Batı’ya döküldü.” .”
BED.s. 60.
Saint-Expery: Antonie De Saint-Expery (19000-1944) Fransız
hayacı ve yazar. “Saint- expery’nin ‘Küçük Prens’i yazması gibi...” Kİ.S.323.
Saint-Michel: Fransa’da Meuse Irmağı
ile Est kanalıarasında kanton merkezi. “Yalnızlık ve Madam Fouche. Saint-Michel
Bulvarındaki apartman, şüphenin zehri, hastahane,
Luxembourg bahçesi.” Jur.I.s.343.
Saint-Simon: Claude-Henri de Rouvroy Saint-Simon (1760-1825).
Fransız filozor ve iktisatçı. “Saint-Simon’un amacı çalışanları
şuurlandırmaktı.”
SSSS.II.s.56.
Saint-Simoncu:Saint-Simon’un felsefi ve iktisadî prensiplerini
kabul eden kimseler. “İskoçyalı Thomas Moore
(1779-1817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret kazanan bir poem yazar :
“Lalla-Rookh”. Üç yıl sonra Fransızca’ya çevrilen bu poem, bir Saint- Simoncu
tarafından operaklaştırılır: sahnede Bernier’in
Hint’ini ve Evrengzib’in çehresini görür gibi oluruz.” BDE.s.44
Sait Bey: Kemalpaşazade
Sait Bey. Namı
diğer
Plastik Sait (1848-1921). Türk gazeteci va yazarı. “Bir başka
Zola-perest de Sait Bey (1848-1921. İnkıraz çağının
hırçın,başarı, hürendiş bir
edebi.” KA.s.291.
Sait Faik:
Sait Faik Abasıyanık (1906-1954). Cumhuriyet dönemi hikaye yazarlarından. “Sait
Faik’in mütecessiz bakışları, bir hikâye konusu arar
gibi dolaşırdı masalara.” BÜ.s.150
Sait Halim Paşa: 1864’te Kahire’de doğdu.
6 Aralık 1921’de Roma’da vurularak şehit edildi.Kalavalı Mehmet Ali
Paşa’nın
torunu ve vezir halim paşanın oğludur.1912’de
Şûrâ-yı
Devlet reisi oldu, 1913’te Mahmut Şevket Paşa’nın
sadrazamlığında Hariciye Nazırı oldu. Aynı
sene Mahmut Şevket Paşa’nı
vefatı üzerine sadrazam oldu İttihatçıların elindeki yetkileri
yavaş yavaş olması
üzerine şubat
1917 yılında sadrazamlığı bıraktı.10 Mart 1919
tarihinde tevkif edildi 22 Mayıs’ta diğer siyasi mahkûmlarla birlikte
Malta adasına sürüldü.29 nisan 1921de bırakıldı. İstanbul’a
kabul edilmediği için Roma’ya gitti. Roma’da
bir Ermeni Tarafından şehit edilen Sait halim Paşa
Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce biliyordu. “Önündeki
koleksiyon Sait Halim Paşa’nın kütüphanesinden geliyor.”
BÜ.s.105
Sait Halim: Bzk. Sait Halim Paşa. “İkinci
meşrutiyet
intelijansiyası, bir Abdullah Cevdet, bir Rıza Tevfik bir İzmirli
bir Said halim bir Mehmed Ali Aynı bir Şehbenderzade.” Kİ.s.85.
Sakamet:
Bozukluk, sakatlık. “Sami bey, bir lügat yazarının tarafsız olması gerektiğini
unutarak sosyalizmi sakametle damgalar.” Mağ.s.222.
Sakson Köleleri: Sakson ilk kez btolemaios tarfından anılan ve
elbe ve trave arasında yaşayan gelmen halkı İ.S.
3.asrın sonunda Elbe’nin güneyine yayılarak komşuları olan
chauklar’ı cheruscı ve ankrivari halkalrınıda kendilerine katarlar “Sakson
köleleri boyunlarına bir tasma takarlarmış. Efendilerinin adı yazılırmış bu
tasmaya.” BÜ.s.187.
Salambo:
Salommbo.Gustave Flaubert (1821-1880)in 1862 yılında kaleme aldığı
eserinin adı. “Flaubert’e “Salambo”yu yazdıran arkeoloji, Lecomte de Lille’in
ilham perisidir, “Les Poemes Antiques”de eski çağların
mitolojileri dile gelir...” BDE.s. 68 Salaş tiyatro: Genellikle cadır tiyatrosu
deyimiyle eş anlamlı olup bir kentin kenar
semtlerinde, kasba panayırı, Pazar ve benzeri yerlerde temsiller veren tiyatro
topluluğu
“Salaş tiyatrosunda
bakanlık rolüne çıkmaktan âciz bir hergele”Kİ.s.
Salazar:
Antonio De Oliveira Salazar (1889-1970) Portekizli siyaset adamı “Bir Franko,
bir Salazar, bir peron’un faşist rejiminden bahsedilebilir
SNK.S.127
Salhane:
Mezbaha, kesim evi “Ziya Paşa ilk defa olarak Türk düşüncesini
hükümete “salhane” diyen insandır.” SNKs.155
Salib: Salip.Haç,
Salib-i Ahmer : Kızıl haç “Salib için dehşet kaynağı
idi İslamiyet.”
SNK.s.292.
Sâlih Zeki: (1864-1921) Matematik bilgini ve millieğitim
bakanlığı
müsteşarı
“Kaybedilmiş davanın biricik havarisi Salih
Zeki.” BÜ.s.143.
Salluste:
Sallustius (MÖ.86-MÖ.35/34). Kendine has bir üslüpla dönemin tarihi olaylarını
ve politik kişiliklerini anlattığı
eserleriyle bilinen Romalı tarihçi ve yazar. “Salluste cumhuriyet döneminde
arada bir beceriksizce de olsa Thucydide’nin mirasına sahip çıkar.” KA.s.391.
Salname: Yıllık.
“Yunan destanları birer cinayet salnamesi, Yunan İskandinav,
Germen destanları.” BÜ.s.207.
Salome:
(Öl.72) Yahudi prenses Herodes philippus ile Herodias’ın kızı Markos ve Matta İncillerinde
sözü edilen Salome dansı ile ün yapmıştır. “Havva,Meryem,Salome sizde
hepsi var.Kah bir Elizabeth Barrett’siniz Kah bir Sainte Therese.Santa Maria
Magdalena.”Jur.II.s111.
Salzbourg:
Avusturyada, tuz zengillikleri ile ünlü bir il ve yönetim merkezi “Ve kırık
dal, Salzbourg tuzlalarındaki gibi bir kristal hevengi olur.” Jur.II.s.36.
Samanoğulları: Porasan ve Mavera ünnehir de
874-999 yılları arasında hüküm süren İrab kökenli haledanlık. “Buhara
Samanoğullarının
payihatı ve bir irfan merkezi.” Kİ.s.183
Samari:
Samaria, Samiriye. Filistinde, İsrail krallığının
başkenti.
Şehir
MÖ. 880 yıllarında Omri tarafından kurulmuştur.“Amos, Samari'dedir.”
IDG.s.107.
Sama-Veda: Hint kutsal kitabı Vedalar’ın Dört kitabından
birisidir. Diğerleri ise: Rigveda,Yacur veda
ve Samaveda’dır. “Sama-Veda, melodi bilgisi, hepsi de Rig- Veda’dan alınma 1500
kadar ilahi.” BDE.s.109.
Samih Rıfat: 1874-1932 Türk Dil Kurumu Başkanı.
Şair
müsteşer
milletvekili. “Samih Rıfat - bir fırenk lisaniyatçısına dayanarak hazret’in
Turan asıllı olduğuna yemin ederken , -aynı Frenk
lisaniyatçısını şâhit gösteren- Rıza Tevfik
Avesta mübdiinin aryâniliğini ispata çalışıyordu
.” BÜ.s.147.
Samiha Ayverdi: (1916-1993). Cumhuriyet sonrası Türk roman,
hikaye ve demene yazarı. “Samiha Ayverdi’nin Kölelikten Efendiliğe
adlı risalesi de unutulup gitti.” Kİ.s.281.
Samkiya: Samkhya.
Sanskritçe’de doğru bilgi veya sayı ablamında
bir kelime olup Hint felsefesinin a’tı geleneksel sistemlerinden bir okul.
“Gita’da iki inanç kaynaşır. Samkiya, Yoga. Samkiya
tahlil demek.” BDE.s.148
Sampu: Hint
edebiyatında XI. Asırdan sonra yazılmaya başlayan bir
edebi tür. Bu edebi nevi nazım nesir karışımıdır ve roman olarak değerlendirilmektedir.
“11. yüzyılda yazılmaya başlanan ‘sampu’lar da nazım nesir
karışımı
roman.” BDE.s.239.
Samsara: Ruhların
göçü Hint mitolojisinden hayat, ölüm ve yeniden doğum
hadisesini belirten Sanskritçe bir kelimedir. Her insan, bitki ve hayvan için
Saİ.Sara
durmadan yenilenen bir dönüşümdür. “Saİ.Sara
çok eski halk geleneklerinden sızmış Upanişadlar’a,
sonra Hint’in temel inançlarından biri olmuş, Yunan düşüncesini
damgalamış, oradan çeşitli
ülkelere atlamış.” BDE.s.116
Samson:
Tevrat’ta sözü edilen, MÖ. 12. asırda yaşadığı
sanılan İsrail’in
son hakımlerinden biri. Filistinlilere karşı direnişin
ruhu kabul edilen saİ.Son’un kadınlara düşkünlüğü
sonunu hazırlamıştır. Dalila, Saİ.Son’un
saçlarında gizli olan güçün sırrını onun ağzından aldı ve Saİ.Son
uyuduğu
sırada saçlarını traş ederek onu Filistinlilere
teslim etti. “Saİ.Son’un gücü saçlarındaydı,
esirlerin gücü yalanlarında.” BÜ.s. 288
Samuel I. ve II. Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihi kısmında yer alan
kitaplarından olup Eski Ahit’ın dokuzuncu va onuncu kitaplarını oluşturur.
Samuel (I. veII.) kitabı, Samuel’in doğuşundan
Davud as.’nın saltanatının sona ermesine kadar geşen zamanı
konu alan bir tarih kitabıdır. “ Kitabların başlıcaları şunlardır:
Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu,
Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )’’ IDG.94
Samuel Johnson: Samuel Johnson (1709-1784)’ın İngiliz
araştırmacı,
yazar ve sözlik bilimci. “1779-1781 yıllarında yazdığı
eserinin adı. 1774-1781 arasında Thomas Warton’un İngiliz
Şiirinin
Tarihi ile 1779-1781 arasında Samuel Johnson’ın Şairlerin
Hayatı.” KA.s. 399
Samuel Kitabı:Bkz. Samuel (I. veII.). “Samuel’in hikayesi
Samuel Kitabı’nda anlatılıyor ama kitabı yazanın Samuel olmadığı
muhakkak’’ IDG. sy:99
Sanat ve İlimlerin
Üniversal Kamusu:
An Üniversal Dictionary of Arts Sciences (Sanat ve İlimlerin
Üniversal Kamusu) veya sedece “Cyclopaedia” İngiliz
Ansiklopedici
Ephrahim Charbers ( 1680-1740)’ın 1728 yılında yazdığı
Ansiklopedisi. Eser, ansiklopedi çalışmaları için öncü neteliktedir.
“Britanica’da şunları oukyoruz: “Ephraim
Chambers, 1728’de Cyclopedia’sını yayımladı.Kitabın bir adı da:Sanat ve İlimlerin
Üniversal Kamusu (iki büyük cilt.)Yazar, önsözde daha önceki kamuslardan,
bilhassa Fransız ve İtalyan akademilerinin
sözlüklerinden, Furetiere’in, Trevoux’nun, Chauvin’in , Haris’in kamuslarından geniş ölçüde
faydalandığını anlatıyor.” IDGS.16 Sand:
Bkz.George Sand. “Sand gibi dişlemediği
memnu meyve kalmayan bir alutfe-i cihan dehşetli
utanır, kapı dışarı eder Balzac’ı.” BÜ.s.199.
Sangam edebiyatı:Bkz. Sangam “Sangam edebiyatında ne cainizmin
izine rastlıyoruz,ne budizmin.” BDE.s.290.
Sangam:
Tamul Edebiyatında şiir antolojileri dizisi. Sangam
terimi Hristiyanlık çağının ilk iki asrında eser veren
bir grup yazarı belirtmek içinde kullanıulır. Sangam şiirlerinin
belirgin özelliği dini umursamazlık, coğrafî
ve hissî temaları titizlikle işlemesidir. “Ahiret endişesi
de yok sangam şairlerinde, önemli olan
dünyadaki hayat.” BDE.s.285. Sangita Sala: Kutsal metinleri özellikle
Vinaya metinlerini makamla okumak üzere sık sık toplanan Buda rahipleri
meclisini belirten Sanskripçe bir kelime. “Simdi dramlarin oynadigi Sangita
Sala’ya girelim.” BDE.s.210.
Sankülotlar: Sans-culotte (culotte: kısa pantolan, sans-culotte
(culotte’siz). Fransız ihtilâlinin başlarında, ihtilal ordusunda
cörev yapan giysi ve silah bakımından yeterli biçimde donatılmamış gönüllülere
verilen ad. “Gizli bildiriler basılıyor, genç ve yoksul memurlar
tarafından dağıtılıyordu. Ortalığı
işsizler
kaplamıştır:
geleceğin
‘sankülotlar’.” Mağ.s.95.
Sanskrit Edebiyatları Tarihi: Marx Müler (1823-1900)’in
Hint medeniyeti ile alakalı kitaplar dizisinde yer alan en mühim eserlerden
biri. “ “Sanskrit Edebiyatları Tarihi”,”Sanskritçe Gramer” ya da asıl adıyla
“Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?” en önemli
eserlerindendir.” BDE.s.68
Sanskrit dili: Brahma medeniyetinin din ve edebiyat dili olarak
kulanılmış en eski Hint-ali dili.“
Sanskrit diliyle Latince,Yunanca, Almanca, İngilizce,
Farsça arasındaki münasebetler, ona bütün bu dillerin bir menşeden
geldiğini,
Arya (Asil) diye bir yaşamış olduğu
fikrini ilham eder.” SNK. s.101
Sanskrit:
Hindistan’da yaşayan Hinduların klasik edebiyat
dili olan eski Hint-Ari dili. "Bu sayede ilk mütercimler Yunan, Süryani,
Saskrit ve Pehlevi dillerindeki metinleri kolayca aktarmışlardır.”
IDG.s.78.
Sanskritçe Derneği: 1951 yılında Hindistan’da,
hükûmet tarafından Sanstritçe’nin öğrenilmesi ve Sanskrit eserlerin
incelenmesi amacıyla kurulan kültür derneği. “Bu amaçla 1951’de bir
‘‘Sanskritçe Derneği’’ kurulmuş,
hem bir çok Hint aliminin, hem de dünyadaki çeşitli araştırıcıların
üye olduğu
bir dernek.” BDE.s.242.
Sanskritçe Gramer: Diğer
adıyla “Hint’ten Neler Öğreniyoruz” Marx Müler (1823-
1900)’in Hint medeniyeti ile alakalı kitaplar dizisinde yer alan en mühim
eserlerden biri. “ ‘Sanskrit Edebiyatları Tarihi’, ‘Sanskritçe Gramer’ ya da
asıl adıyla ‘Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?’ en önemli
eserlerindendir.” BDE.s.68.
Santa Maria Magdalena: “Havva,Meryem,Salome sizde
hepsi var.Kah bir Elizabeth Barrett’siniz Kah bir Sainte Therese.Santa Maria
Magdalena.”Jur.II.s.111
Santa Maria Magdalena: “Santa Maria Magdalena, İsa’nın
yaralı ayaklarını gözyaşlarıyla yıkadı ve saçlarıyla
kuruladı.” Jur.II.s.44.
Santimantal : “Bizim kuşağın
toplumcuları arasında Cemil Meriç adının özel bir yeri vardır ki,ben ya islah
kabul etmez bir santimantal,o yerde içi dışı bir adam olduğumdan,yıllar
geçse de hep o yerde muhafaza ettim..””Jur.II.s.191
Santinketan: Barış yurdu anlamında Sanskritçe bir
kelime olup,1863 yılında Bengalli şair Rabindranat Togor’un babası
Maharşi
Debendranath’nin Kalküta’nın 160 km güneyinde kurduğu
tefekkür merkezi. Togor’un 1901 yılında burayı geliştirerek
özel bir okula cevirir. Santinketan 50 yıl sonra uluslararası devlet
üniversitesi olarak kabul görmüştür. Bu okul Tagore'nin
yönetimi altında Doğu ve Batı kültürleri arasında
bir tür köprü haline geldi. “Şahsiyetinin ilk müjdesi, Hint’e
dönünce yazdığı ‘Akşam
Şarkıları’.
Kırk yaşında
kendini başkalarına vaketmek istiyor,
Santinketan’a çekiliyor. ‘Orman Çiçekleri’: İlk şiirleri
on üç yaşındayken
yayımlanıyor: ’’Orman Çiçekleri’’ BDE.s.276.
Sapir:
Edward Sapir (1884-1939). ABD’li dilbilimci ve antrapolog. “Mesela Summer,
Keller, Malinowski, Lowie, Wisler, Sapir, Boas, Benedict. A.B.D’de antroploji
kendini,’kültür ilimi’ olarak tarif eder.” Kİ.s.41
Sarasvati Vak:Vedalar’da Sarasvati için kullanılan bir isim.
Vedalar sonrası dönemde Sarasvati Brahma’nın karısı olarak konuşma
ve öğrenme
tanrısıdır. Vedalarda ise bir nehiridir. Irmak gibi akan söz anlamında
Sarasvati Vak diye ifâde edilerek ilahilerde ona hem bir tanrıça hem de
birnehir olarak yalvarılmaktadır. “Her mesleğin bir
tanrısı var. Mesala aydınların Tanrısı: Sarasvati Vak (ırmaklar gibi akan
söz).”BDE.s. 124.
Sarasvati:
Hint Mitolojisinde bilgi ve sanat tanrıçası. “Her köşede
rebap çalan bir Sarasvati.” BDE.s.402.
Saravasti Irmağı: Hint mitoılojisinde kutsal
ırmak. “Nerdesiniz Mankiva inekleri? Bal getirdik./Saravasti ırmağının
sularından içtiniz mi?/Saravasti ırmağının sularından içtiniz mi?”
BDE.s.135..
Saray:
Bir hükümdarın içinde yaşadığı
ve devleti yönettiği yapı ya da yapılar topluluğu.“Nihayet
medrese ve saray.” JurI.s.62.
Saray-ı Hümayun: Padişah sarayı. “Cuma namazlarını
Saray-ı Hümayun’a 300 metre ötede bir camide kılmaya başlıyor.”BFH
s.127
Sarezen Yahut Araplar: Fransız Ansiklopedis Diderot
(1713-1784)’un yazarak kendi Ansiklopesisinde yayımladığı
makalelerden biri. “Diderot, 1764’ de bir tesadüf eseri olarak “Sarezen
yahut Araplar” adlı makalesini gözden geçirdi.” IDG.s.18.
Sarf ve Nahiv: Arapça kelime ve cümle bilgisi anlamına gelen
Sarf ve Nahiv, Cemil Meriç’in eserinde özel isim olarak Reşid
Eş-Şarttûnî’in
Arapça gramer kitabının adıdır. “Beyryut’ta basılan Reşid
Eş-Şarttûnî
‘nin Sarf ve Nahiv kitanını okumuştuk.” Kİ.s.283.
Sarhoş Eden: Hint mitolojisinde istek
tanrısı Kama’nın ünvanlarından birisi. “Bir karısı Şefkat,
Kama’nın, öteki Şehvet..ve adları saymakla
bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan,
Sarhoş Eden,
Öldüren...” BDE.s.181.
Sarıoğulları: Yaşar
Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan
ve aralarında kan davası bulunan iki sülâleden birinin adı. Davalı olduğu
sülâlenin adı da: Akyollular’dır. “Nihayet hikâye, Akyollularla Sarıoğulları
arasında eski bir kan davası.”KA.s.347.
Sarte: Bkz.
J.P. Sarte. “Zerdüşt’le Russell, Yajnavalkiya ile
sarte aynı insan.” BÜ.s.217.
Sarton:George
Alfred Leon Sarton (1884-1956). Belçika asıllı ABD’li bilim adamı ve yazar.
“Batı bilginlerinden küçük bir kısmı, mesela Stern ve Sarton, Risalelerin
yazarları hakkında eski İslam müelliflerinin görüşünü
kabul etmiş: onları büyük bir ihtimalle
Basra’da yerleşmiş bir
bilginler zümresinin yazdığını ileri sürmüştür.”
IDG.s.52.
Sartor Resarturs. Thomas Carlyle (1795-1881)’ün
1830’lu yıllarda yazdığı eserinin adı. “İkincisi
ideal hayat için Sartor Resarturs’u okuyalım. Sokaktaki adam için insan
nedir?Pantalon giyen iki ayaklı bir hayvan.” Kİ.s.370
Sartre:
Jean Paul Sartre (1905-1980). Varoluşçuluğun
kurucusu olan çagdaş Fransız filozofu. “Bireysel
özgürlüğü
ön plana çıkaran "varoluşçuluk" düşüncesini
geliştirmiş olan
Fransız yazar ve düşünürü. Sartre “Fleur du Mal”
yazarını ite kaka egzistansiyalizm kalıbına sokmak istiyor.” Jur.I.s.193
Sasaniler:
Adını ataları Sasan’dan alan, I. Ardeşir tarafından kurulan
MS.224-651 yılları arasında İran topraklarında hüküm süren
hanedanlık. “Sasanilerin yükseliş devrinde nasıl Palmir, bir
kervan merkezi ise, Mekke de bir kervan merkezi oldu.” Kİ.s.149.
Sataka:Yuzlerce
kadin tanimis ve tecrubelerini “Sataka” basligi altinda ebedilestirmis. Satı
Bey: Mustafa Satu El-Husrî (1880-1968). Osmanlı’nin eğitim
sistemini çağdaşlaştırmak
için çalışan Arap milliyetçisi, eğitimci
ve düşünür.
“Once Sati Bey, yazari ve eserini cok degerli bir tetkiknameye konu
yapmis, M.Babi, Haldun’un siyasi nazariyesini incelemis, Muhsin Mehdi, Sosyal
Ilimler Ansiklopedisi’ne ustadi tanitan etrafli bir makale hazirlamis.”
IDG.s.228.
Sati: Hint
Mitolojisinde Şiva’nın karılarından biri olan
Parvati’nin adlarından biri olan sati Hint geleneginde, kocasının cenaze ateşinde
ya da ölüsünden sonra dul kadının da kendisini yakması olayına verilen isimdir.
“Şiva’nın
karısı Himalaya’nın kızı Parvati. Binbir adı var bu Tanrıça’nın: Uma (nazlı),
Beravi (korkunç), Sati (vefakâr eş), Gori (parlak), Kali (siyah),
Durga (yaman)...” BDE.s.132.
Sattanar: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum
romanlarından biri olan. Manimakhale’nin yazarı.“ “Manimakhale”nin yazarı
sattanar, Madura Akademisinden, geniş ufuklu bir tenkitçi.” BDE.s.289
Sattasai: Prakrit edebiyatının şaheseri
bir antoloji: “‘Sattasai’.Yazarı Dekkan’ın kuzey doğusunda
hüküm süren bir hükümdar: Hala.” BDE.s.178.
Satyagraha: Hint dilinde hakikat gücü ya da hakikate adanma
anlamına gelen bir kelime olup XX. Asır’da Hindistan’da Mahadma Gandi’nin
ortaya attığı, belli bir kötülüğe
karşı
akararlılıkla ama şiddete başvurmaksızın
direnmeyi esas alan felsefî akım. “Zafere götüren tek yol: Satyagraha, Hak
yolu, -Kuzey kutbu ile Güney kutbu arasında ne kadar fark varsa, Satya-graha
ile paris mukavemet arasında o kadar fark var.” Kİ.s.336.
Saul: MÖ.
XI asrda yaşadığı
sanılan, Eski Ahit’in I. samuel kitabına göre hem hakim hem de kral olan İsrailoğullarının
ilk kralı. “Tüm İsrail kavmi meşru
iktidara sahip Saul’un kumandasında tek insana dönüştü.”
UU.s.215.
Saül:
Bkz. Saul. “Yahve’nin emriyle Nebi Samuel, İsrail’in
ilk hükümdarını seçer saül” IDG.s.95.
Savayambu: Kendiliğinden var olan, başkasının
yaratmasına mutaç olmayan, kadir anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hint
mitolojisinde Tanrı Vişnu’nun ünvanlarından birirdir.
“Vişnu’nun
çeşitli
sıfatları var: Savayambu (kendiliğinden varolan), Ananta
(sonsuz), Hari (kendine bağlayan, çeken), Mukunta
(kurtarıcı), Madhava (baldan), Keşava (uzun saçlı), Narayana
(varlıkların kaynağı ve barınağı).”
BDE.s.128
Savitri:
Hint mitolojisinde canlandırıcı ve harekete geçirici bir tanrı olarak tasvir
edilir mesela Güneş Tanrısı’dır dünyayı canlandırır
ve harekete geçirir. “Savitri bir padişah kızıydı.” BDE.s.350.
Savonoralle: Girolamo Savonoralle (1452-1498). Baskıcı
yöneticilere ve yozlaşmış din
adamlarına karşı mücadelesiyle tanınan
reformist İtalyan din adamı. "Bu
çekilişte
bir İtalyan
Dominiken papazı olan Savonoralle büyük rol oynar."SNK.s.185.
Saydıgah:
Sayd-gah. Avlanma yeri. "Türklere düşen iş de
-saydığah-
in bekçiliğini ve jandarmalığını
yapmak." BFH.s.133.
Sayılar:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün Torah kısmında yer alan kitaplarından birisinin adı.
Sayılar kitabı Sina’da konaklayış,ü ve İsrailoğullarının
Moba ovasına kadar sahralarda dolaşmasını konu alır. “ Kitabların
başlıcaları
şunlardır:
Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu,
Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 ) IDG.94.
Sayılgan: Alcan Sayılgan (1924- ....) Günümüz şiir
ve roman yazarlarından. “Yaşa Sayılgan” KA.s.357.
Scaliger: Julius Caesar Scaliger (1484-1558). Botanik,
zooloji, dilbilim ve edebiyat tenkidi konularında eserler veren İtalyan
asıllı Fransız bilgin. "Daha sonraki Fransız hümanistlerini şöyle
sıralıyabiliriz: Stephanos, Scaligar, Dolet, Ramus, nihayet Rabelais,
Mountaigne ve Casaubon"KA.s.111.
Scarron: Paul
Scarron (1610-1660). Bürlesk, oyun ve roman türünde eserler veren ve bu
türlerin gelişmesinde önemli katkılar sağlayan
Fransız yazar. “Scarron, Komik Roman’da (1651), Don Kişot’tan
birkaç sahne aktarır.” KA.s.208.
Schelling:
Friedrich Wilhelm Joseph Schelling (1775-1854) Kant sonrası Alman idealizmin
önde gelen temsilcilerinden olan Alman filozof ve eğitimci.
“Byron’dan Poe’ya kadar birçok şairi etkileyen Coleridge’de de,
Alman romantiklerinin harekete geçirdiği mistisizmlerden, Boehme ve
Schelling’ten, yeni doğan endiyanizmden pırıltılar
var.” BDE.s.44.
Schellingcilik: Alman filozof Schelling’in felsefi ve idealist
görüşlerini
ihtiva eden felsefî akım. “Hegel’cilikle Schelling’cilik en aşırı
yorumlarına ulaşırken Saint- Simon’la
Fourier’nin doktrinleri de Ruslaştırılıyordu.” Mağ.s.79.
Schiller: Johann Friedrich Von Schiller (1759-1805). Alman oyun
yazarı, şair
ve edebiyat kuramcısı. Özellikle sanat ve eğitim
konusundaki görüşleriyle haklı bir ün kazanmış olan
Schiller, Alman romantik tiyatrosunun en mühüm temsilcisidir.“Xenephon’un
‘Husrev-Name sinden, Cervantes’in Don Kişot’una, Zola’nın romanlarına,
Schiller’in Haydutlar’ına kadar... dünya edebiyatının enafis-i asarını onun
büyük gayreti sayesinde tanıdık.Schopenhauer felsefesinden söz açan ilk
Müslüman O’dur.’ Kİ.S.231.
Schiller’in Hal Tercümesi: İskoç
Yazar Thomas Carlyle (1795-1881)’ın 1823 yılında yazdığı
eseri. “O sırada yayımlanan bir ansiklopediye makaleler yazarak başlamış mesleğe
(bilhassa Montesguieu,Montaigne,Nelson ve iki Pitt üzerine) Schiller’in Hal
Tercümesi’ni kaleme almış.” Kİ.s.368.
Schlegel: August Wilhelm von Schlegel (1767-1845). Alman
romantizmin en etkili savunucularından biri. Şair, arştırmacı
ve edebiyat tenkitçisi. Aynı zamanda Doğu dilleri araştırmacısı
ve Shakspeare mütercimi olarak da bilinir. “İşte
Schlegel’i deli eden: Nala ile Damayanti, ‘Dünya edebiyatında, duyguları
böylesine dile getiren, bu kadar içli, bu kadar ince, bu kadar heyecan verici
başka
bir eser yok.’” BDE.s.139.
Schopenhauer Felsefesi: Alman Ffilozof Arthur
Schopenhauer (1788-1860)’in Hegel’ci idealizme tepki olarak ortaya attığı
ve Varoluşçuları ve Freud’cu psikolojiyi
ettilediği
metafizik sistem öğretisi. “Xenephon’un
‘Husrev-Name sinden, Cervantes’in Don Kişot’una, Zola’nın romanlarına,
Schiller’in Haydutlar’ına kadar... dünya edebiyatının enafis-i asarını onun
büyük gayreti sayesinde tanıdık.Schopenhauer felsefesinden söz açan ilk
Müslüman O’dur.” Kİ.s.231.
Schopenhauer: Arthur Schopenhauer (1788-1860). Hegel’ci
idealizme tepki olarak ortaya attığı metafizik sistem öğretisi
ile maruf alman filozof. “Kabiliyet ile dehayı şöyle
ayırıyor Schopenhauer: Kabiliyet, belli bir hedefe başkalarından
daha ustaca ok atmak ; deha, oklarını, başkalarının bakışlarıyla
dahi ulaşamayacağı
bir hedefe saplamak.” BÜ.s. 226.
Schopenhauer’un Felsefesi: Fransız Flozof ve ruhbilimci
Theodure Ribot (1839- 1916)’un eseri. “Çağdaş İngiliz
Psikolojisi (1870) ile Schopenhauer’un Felsefesi o zamana kadar basılan başlıca
eserleri.” BÜ.s.104
Schopenhaur :Bkz. Schopenhauer. “Yani, bugün Freud’a, yarın
Marxa , öbür gün Schopenhaur’e, bu şekilde,yalpa vuran bir zeka
sadec bir şair yetiştirir,bişr
fikir adamı yetiştiremez.” SNK.s.388
Schumann: Clara Schumann (1819-1896). Alman piyanist ve
besteci. Besteci Robert Schumann’ın eşi. “Çalarken dinleyicilerin
umurunda, olmasın diyor Schumann, karşısında bir üstat varmış gibi
çal.” KA.s.449.
Schumpeter: Prof. Dr. Joseph Alois Schumpeter (1883 - 1950)
Avusturya asıllı Amerikalı iktisatçı ve sosyolog. “Biz de Schumpeter gibi düşünüyoruz.
Entelektül, tariflere hapsedilmez.” Mağ.s.24.
Sciences humaines: Sciences İlim,
bilim. Humaines: insan. Sciences humaines: sosyal bilimler anlamında Fransızca
bir kelime grubu. “insani insane olarak inceleyen ilimlere 2.Dunya Harbi’nden
sonra “sciences humaines”dendi ve bu ilimler 1936 Lucien fevbre’in cikardigi
fransiz ansiklopedisinde mihver oldu.” SNK.s.45.
Scienza Nuova: İtalyan filozof Giambattista
Vico (1668-1744)’nun tarih felsefesi ile ilgili en önemli eseridir. Eserin
orijinal ve tam adı: Principi di una Scienza Nuova d’intorno alla commune
natura dele nazioni (Milletlerin Ortak Özü çerçevesinde kurulan yeni bir
bilimin ilkeleri)’dir. “Scienza Nuova teknolojinin sisleri karşısında
çakan bir şimşek.”
BÜ.s.230.
Scorbut:
İskorbüt.
C vitamini eksikliğinden ileri gelen ve kanama şeklinde
beliren hastalık. “Toplumun scurbut içinde çırpınması bundandır.” BFH.s.34.
Scott: Walter
Scott (1771-1832). İskoçyalı şair
ve yazar. “Scott’un hikâyeleri yirmi yaşlarımın “Binbir Gece”lerinden.”
BÜ.s.233
Sebil: Bkz.
Sebilürreşat. Hocam şöyle
demiştiniz
Sebil’deki bir yanınızda: ‘1960’tan sonra Batılılaşmak
isteyenlerle Marksistler arasında ne durum meydana geldi? Onu yazacağız.’”
SNK.s.394
Sebil-el Reşad”: 1908’te çıkmaya başlayan
Sırat-ı Müstakim’in devamı olan; Şemseddin Günaltay, İzmirli
İsmail
Hakkı, Sa’id Halim Paşa gibi dinde reformcuların ve
Mehmed Akif, Ahmed Hamdi (Aksekili) gibi yazarların yazdığı
dergi. Bu dergi yayımını aralıklarla Cumhuriyetten sonra da sürdürdü. “Sırat-ı
Müstakim” ve “Sebil-el Reşad” mecmualarındaki makaleleri
ise İslami
ilimlerdeki behresine su götürmez birer burhandır. Kİ.
s 219
Sebük Tekin: Ebu Mansur Sebüktiğin
(942-997). Sasaniler’in gerilemesinden faydalanarak Gazne Devleti sınırlarını
Hindistan’a kadar genişleten Gazneli hükümdarı. “Sebük
Tekin’in oğlu Hezarbütgede’yi mescit
eylerken Elbiruni fikir hazinelerini taşımış Doğuya,
Abdülhak Hâmit Bombay’dan bir iki kartpostal getirdi.” Jur.I.s. 147.
Seçme Yazılar: Saint-Simon (1760-1825)’ın ölümünden sonra 1861
yılında yayımlanan eseri. “1859-61 arasında yeni bir “Seçme Yazılar” basılır.”
SSSS.s.150.
Seditoin: İngilizcede
hükümete karşı kışkırtma,
kışkırtma
anlamına gelen bir kelime “Ayaklanma (revolte veya seditoin) embrionun aşırı
bir sıcaklıkta zamansız ve yapay olarak kabuğunu
kırmasıdır; böylece ölümünü hazırlamış olur embrion.” BFH.s.26.
Seine Nehri: Sen Irmağı. Fransa’nın Loire’dan sonra
ikinci uzun ırmağı.“Peau de Chagrin’in
Rafael’i,kendini Seine Nehri’ne atmak isterken,bir fahişe,intihar
için daha erken der,geceyi bekle,kurtarılır ve gülünç olursun.”Jur.II.s.166
Sekene:
Sakinin cemisi, sakinler. Bir yerde oturanlar. “Osmanlı İmparatorluğu’nda
Anayasa düşman grupların eline verilen
imkândı. Tarihimiz için bir yüzkarasıdır. Gayrı Müslim sekeneyi, Galata
esnafını korımakatan ibaretti’’ SNK. s.235
Selahaddin Eyyübi: Namık Kemal (1840-1888)’in
1871 yılında yazdığı Evrak-ı Perişan
ismli biyografi kitabında bir bölüm. “Kemâl’in Hal Tecrübe’leri bir Selehaddin
Eyyübi, bir Nevruz Bey, bir Yıldırım Beyazit... tarihten çok destandır.” Kİ.s.96.
Selâhattin Eyyübî: (1133-1193). Haclılarla
mücadelesiyle tanınan Eyyubî devleti’nin kurucusu ve hükümdarı. “Bir düzine
roman ismi, iç beş kahraman, birkaç peyzaj, mechul
bir dâvâ uğruna dövüşen
yiğit,
serâzât, inatçı insanlar, kan ve ölüm, Aslan Yürekli Rişar’la
Selahâttin Eyyûbi Haçlıların iİstanbul’a girişi
ve oldukça geniş bir zaman çerçevesi içinde dal
budak salan ihtiraslar, Londra, saray, gelişen
burjuvazi, dere beyleri ile şehirler arasındaki savaş,
İsviçre’nin
hürriyet kavgası, hayat ve gerçek... BÜ.s. 233-234.
Selanik: Yunanistan’ın
kuzeyinde bir şehir ve yönetim merkezi.
“Selanikte Ermeniler, Hınçak ve Taşnaksutyun partilerini kurmuşlardır”.”
SNK.s.260.
Selçukoğulları Devleti: XI.,XII.,ve XIII. Asırda
ÖnAsya’da hükümran olan, ve iki devlet kuran, Oğuzların
Kınık boyuna mansuphanedanlık. “Osmanlı’nın rayeti, hem Selçukoğulları
Devletinin devam ettiğini hem de yeni bir zuhurun
vukubulduğunu gösteriyor.” Mağ.s.261.
Selevkos Nikator: Selevkos I. (MÖ.358/354-281). Selevkos Krallığı’nı
kuran mekadonyalı hükümdar. “Batlamyus Mısır’ı, Kıbrıs’ı, Fenike’yi ele
geçirir, Asya’daki ülkelerin çoğu Selevkos Nikator’a nasip olur.”
BDE.s.29.
Seligman:
Edwin Robert Anderson (1861-1939). ABD’li İktisatçı ve eğitimci.
"Amerikalı Seliigman "Social Sciences"in idarecesi olan bir
burjuva ekonomisti, tarihi maddeciliği inandiğı
halde,sosyalizme karşıdır.” SNK.s. 77.
Selim III.: (1761-1808). 1789-1807 arası Osmanlı padişahı
ve Nizam-i Cedid kurucusu. “Bu yenileşme hastalığının,
halk vicdanında, yarattığı zincirleme tepkiler, III.
Selim’in tahttan indirilişi, Alemdar hareketi, Sened-i İttifak
denilen yüz karası, Yunan isyanı.” Mağ.s.258.
Selma:
Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli
eserindeki kadın sahıslardan biri. “Felsefe talebesi Ferid’in arkadaşları
da birer soyutlama: Saim, şapşal
bir komünist; Muhtar, nazizme hayran; Selma ile Nilüfer, romana laf olsun diye
misafir edilmiş.” Kİ.S.228.
Semantique: Anlambilim. “Lügat belli bir dilin kelimelerini
kaynaklara kadar çıkarak, Semantique inkişafıyla, o dilin yazılı
vesikalarına dayanarak, alfabe sırasıyla veren kitaptır.” SNK.s. 317.
Semavettaki Pederimiz: Hz. İsa.
“Sonra anlaşılmış ki,
“semevattaki pederimiz” günahlarını bağışlatmak
için ( kime bağışlatacak
belli değil)
Mesih suretinde tecelli etmiş.” BÜ.s.194.
Sembolizmin Üç Silahşörü:1870 ‘li yıllarda, şiirlerinde
zaman zaman sembolist öğelere yer vererek sembolist şiirn
ilk örneklerini veren Arthur Rimbaut, Stephane Mallerme, Paul Verleine için
kullanılan tâbir. Bu şairlerin ayırt edici özelliği,
cümle yapılarına ehemmiyet vermemeleri ve kelimeleri istedikleri manalarda
kullanmış olmalarıdır.
Yeni kelime türetmekten de kaçınmışlardır ancak mana itibariyle
“kullandıkları her kelime yenidir.”
Seneca: Milattan
önce 5 ve Milattan sonra 65 yılları arasında yaşamış ünlü
Romalı düşünür. Stoacı ahlak görüşüyle
tanınan Seneca, ahlakının temeline doğaya uygun yaşama
ilkesiyle, bir bilge idealini yerleştirmiştir.
Zamanın toplumunu bir vahşi hayvanlar topluluğu
olarak gören Seneca, bilge kişisini, kendi kendine yeten,
hazza olduğu kadar eleme karşi
da duygusuz, korku bilmez, evrenin gerçek efendisi, erdemi özgür iradesinin
sonucu olan ve ölümden korkmayan kişi olarak tanımlamıştır.
“Seneca “her dâhi bir parça delidir” diyordu.” BÜ.s. 227.
Sened-i İttifak: Osmanlı Padişahının
hakimiyetinde kısıtlayan, Sadrazam alemdar Mustafa paşa
ile Anadolu ayanları arasında 29 Eylül 1808tarihinde imzalanan ve II. Mahmut
tarafından onaylanan anlaşma. “Bu yenileşme
hastalığının,
halk vicdanında, yarattığı zincirleme tepkiler, III.
Selim’in tahttan indirilişi, Alemdar hareketi, Sened-i İttifak
denilen yüz karası, Yunan isyanı.” Mağ.s.258.
Senegal: Batı
Afrika’nın en batısında yer alan, başkenti Dakar olan bir kıyı
ülkesi. “Fransız benim, Japon da benim, Senegalli de ben.” Jur.I.s.144.
Senfoni:
Orkestra için bestelenmiş uzun kompozisyon. “Biliyorum
ki, küçük bir aldatış senfoniyi kakafoniye çevirir”.”
Jur.II.s.68
Sen-Piyer Kilisesi: “İlk
defa olarak seyrettiğimiz Partenon’un, Sen-Piyer
Kilisesi’nin veya Notr-Dam’ın önünde nasıl huşu ile eğilirsek,
Ansiklopedi’nin önünde de aynı saygıyla eğilelim.” IDGs.13.
Senyör: Efendi
anlamına gelen Fransızca bir kelime olup, Avrupa’da feodal toplumun hakim
sınıfını oluşturan toprak aristokrasisinin
üyesi. “Senyörler sınıfının idelogu.” SNK.s.287.
Septisizm: Septikler. Herhangi bir konu hakkında doğru
ya da yanlış şeklinde yargıda bulunulamayacağını
ileri süren görüştür. En önemli temsilcileri,
Pyrrhon, Timon, Karneades, Arkesilaos'tur. “Bacon’ın ilimler şeması,
Locke’un felsefesinde ve Newton’un ilmine uydurulmuş,
Locke’un insan müdrikesi ile ilgili tahlilleri Gassendi’nin Epikürcü Atomizmi
ile Bayle’in septisizmi arasında yer almıştır.” IDG.s.20
Seraz:
Calius Julius Caesar (MÖ.101-44) Romalı Komutan ve devlet adamı Kelime, Cemil
Meriç’in eserlerinde anlam genişlemesine uğrayarak,
zulm ettiği, eli kanlı olduğu
düşünülen
herkesi kapsayacak şekilde kullanılır. “Barrault:
Barrault, daha coşkundu: ‘anne Tanrının dünyaya
yolladığı
melek! Küreyi Serazların kanlı pençesi mıncıklamış, o artık
muhteşem
ve sakin, senin beyaz ellerinde dinlenecek.” SSSS.s.104.
Serbest Fırka: Sebest Cumhuriyet Fırkası (SCF). 1930 yılında,
Fethi Okyar öncülüğünde kurulan ve kuruluşundan
birkaç ay sonra kapatılan siyasi parti. “Ancak serbest fırka komedyasından
sonra dilleri çözülür.” BÜ.s.159.
Serdengeçti: Osman Yüksel Serdengeçti (1917 - 1983). Asıl adı
Osman Zeki Yüksel' dir. Şair yazar ve siyasetçi. Siyasi
hayatında Alparslan Türkeş ve Atsız ile hareket etti. Ama
1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi Antalya Milletvekilliği
yaptı. “Necip Fazıl, Atsız, Serdengeçti birer dava adamı idiler. Yaşıyorlardı
ve bağırıyorlardı.
Bu cocuklar vıyaklıyor.”Jur.I.s.298.
Sergius Raş Ayna: Bu dönemin büyük şöhreti
Sergius Raş Ayna (ölümü İstanbul
536); bu çalışkan nesturi papazi, kendi yazdığı
eserler bir yana, Galien’in eserleri ile Aristo’nun mantıla ilgili eserlerinden
bir çoğunu
siryaniceye çevirmiştir.”IDG.s. 222.
Sergüzeşt: Samipaşazade
Sezai (1860-1936)’nin 1889yılında yayımladığı romanı.
“Ahmet Mithat hangi romancının yolunu tıkamış? Sergüzeşt,
Dünyada İkinci
Geliş’in
tekâmülüdür.” KA.s.337.
Serlevha:
Yazılarda başlık. “Okuma Hastalığı”
serlevhalı makale şöyle başlıyor.”
BÜ.s.113
Serseri Yahudi: Bkz. Kitab-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi. “Rougon
Macguart’lar hem sefiller’e hem serseri Yahudi’ye (Eugene sue) benzer.”
KA.s.267.
Server Tanilli: (1931-....) Hukuk Profesörü ve yazar. “Ahmet Akat,
Fuat Andıç, Berke Vardar, Ali Özgüven, İzzet Tanju, Server Tanilli,
Nadir Demirel, Halil Açıkgöz, Cevat Özkaya, Mehmet Akif Ak, Lamia Çataloğlu
ve daha niceleri Cemil Meriç’in yazı masasının karşı
tarafında yeralan sabırlı, gayretli, vefalı çalışma arkadaşları
olmuşlardır.”
SNK.s.12.
Server:
Bkz. Server Tanilli. “Server galiba dargın.” Jur.I.s.395.
Servet:
Her düşünce
için karanlık yıllar. Paris’de Dolet’nin, Cenevre’de Servet’nin yakılan
cesetleri.. bir düşüncenin yolunu aydınlatacak
olan uğursuz
iki fener.”KA.s.230.
Servet-ı Fünûn: Edebiyat-ı Cedide.1896-1901 yılları arasında
Sevet-i fünûn dergisi etrafındaki şair ve yazarların oluşturdukları
edebi anlayışın adı. “Servet-ı Fünûn bir
müstağripler
kervanıdır, Her iskeleye uğrayan hiçbir ülkeye yerleşemeyen
bir kervan.” BÜ.s.146.
Servet-i Fünun: Ahmed İhsan (Tokgöz) Bey tarafından 27
Mart 1891’de çıkarılmaya başlanan ve Edebiyat tarihi
açısından önemli bir yer işgal eden dergi. Servet-i Fünun
Dergisi. Ocak 1895’te mecmuanın idaresini Tevfik Fikret aldı ve altı yıllık bir
yayından sonra 1901’de ayrılmasına rağmen yayınına devam etti.
"Türkiye'de herkes Taine'in şakirdi olduğunu
söyler: H.Cahit, Köprülü, Ahmet Şuayp (Servet-i Fünun'un en çok
okuyan eleştiricisi"Hayat ve
Kitaplar" da uzun uzdıya Tain'den bahseder.) SNK. s.83.
Servius Tulliys: MÖ: (578-534). Yurttaşları
servetlerine göre beş sınıfa ayırması ve gümüş ve
bronz sikkeler kullanmaya başlaması ile bilinen Romanın
altıncı kralı. "Servius Tullius adlı bir hükümdar İsa'dan
altıyüz yıl önce Roma halkını sınıflara ayırmış, birinci sınıfa
"proletarius". Amaç: Zenginlere imtiyazlı bir yer sağlamak.”
Kİ.s.61.
Servius. Bkz.
Servius Tulliys. "Servius, Romalıları sınıflara ayırmasa, asırları soluk
soluğa
bırakan o heybetli sistemler doğmayacaktı hiç".” Kİ.s.63.
Sevim:
Cemil Meriç’in kendisine hissî yakınlık duyduğu genç bir
kızın adıdır.Ancak nerde ve ne zaman tanıştığına
dair eserlerde bir bilgi yoktur. “Sevim şuursuz bir orospuydu, belki
eski bir hizmetçi.” Jur.I.s.101
Sevkülceyş: Marksist teoriye göre: Namuslu
aydınlar işçi sınıfının saflarına karışacak,
ona tabiye ve sevkülceyş (strateji ve taktik) hocalığı
yapacaktı. Mağ.s.39.
Sevr: Sevr
Anlaşması.
I. Dünya savaşı sonunda İtilaf
devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920
terihinde imzalanan anlaşma. “Sonra Sevr ve
Lozan...
Mustafa
Kemal 150 aydını mektepten talebe kovar gibi sınır dışı
etti.” UU.s.215.
Seyahatname-yi Londra: Aleko Efendi’nin 1852 yılında
yazdığı
eserinin adı. “1852’de Londra sergisini ziyarete giden Aleko Efendi daha
dikkatli bir müşahittir. Seyahatnameyi Londra’da
tiyatrolara geniş yer verilir.” Mağ.s.191.
Seyfü’d-Devle: Asıl ası Ebu’l Hasan Ali (916-967). Hamdanilerin
Halep okulunu kuran Arap emiri. “Halep emiri Seyf ud Devle’nin sarayinda yasamiş duvarcılık
yaparmış,
öldukten çok sonra meşhur olmuş.”
SNK.s.66.
Seyhulİslam Yahya Efendi: 1552-1644). XVII asır divan şairleri.
“Divan nesrini en parlak orneklerinden biri sayilan Humayunnaname Seyhulİslam
Yahya Eendi tarafindan kisaltilmis Mulahhas-I humayun.” Kİ.s.311.
Seyit Mahmut: 17.yy da Bengal de yaşamış olan
meşhur
Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman
şairleri
arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca
sayılabilir.18.yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut...” BDE.s.282.
Seyit Sultan: 17.yy da Bengal de yaşamış olan
meşhur
Müslüman şair. “17.yüzyılın en tanınmış Müslüman
şairleri
arasında Alaol, Kazi, Nasir Mahmut, Seyit Sultan ve Ali Raqca
sayılabilir.18.yüzyılın en önemli ismi Hayal Mahmut.” BDE.s.282.
Seylan:
Sri Lanka. “Çağırılavcak devletlerin listesini
Pakistanlı Mehmet Ali, Birmanya başvekili Unu, Seylanlı Sör John
Kotelawala ile beraber hazırlayan Nehru ile Sukarso’nun başlangıçta
ilk amaçları dünya sulhunun korunmasına yardım edecek bir konferans
toplamaktı.” Jur.I.s.387.
Seyyid Ahmet: Seyit Ahmet Han (1817-1898). Hindistanlı
Müslüman eğitimci,Hukuk bilgini ve yazar.
“Seyyid Ahmed,1875’de bir ‘İngiliz- Müslüman Koleji’açmış,
İslâm
Modernizminde büyük bir şöhret kazanmıştı.”
UU.s. 68.
Seyyid Hamid bin Engeli: İlham
perisi olarak Seyyid Hamid bin Engeli’yi seçmiştir
Cervantes.”KA.s.194
Sezai Bey:
Bkz.Samipaşazade Sezai.“Kılavuzum
fısıldıyor Sezai Bey.” KA.s.368.
Sezai Karakoç: (1933-....). Günümüz şair
veyazarlarından olup şiirleriyle İkinci
Yeni şiir
hareketi dahilinde zikredilir. “Ötekiler büsbütün süprüntü. Ötekiler
kim?Sezai Karakoç mu? Yazıları günlük kokuyor.Camiden fazla kilise.” Jur.II.s.199.
Sezai:
Bkz.Samipaşazade Sezai. “Sezai’ye, Cenaba,
hatta nazife rağmen dilimiz aydınlık ve berrak
bir ifadeye ulaşamamıştır.”
Mağ.s.237.
Sfenks:
Eski Yunan ve Mısır kültürlerinde önemli bir yeri olan insan başlı,
arslan gövdeli mitolojik yaratık. “Ve Sfenks sorularını cevapsız bırakanları
parçalar.” Jur.I.s.69.
Shafterbury: Anthony Ashley Cooper Shafterbury (1621-1683). İngiliz
siyaset adamı ve yazar. “Doktor Locke, Lord Ashley’le tanıştı.
Az sonra Shafterbury kontu ünvanını taşıyacak olan bu zat,
Restorasyonun en çekici fakat en hayal kırıcı siyaset adamlarından biriydi.”
UU.s.230
Shaftesbury Kont:Bkz. Shafterbury. "İngiliz
klasikleri içinde, Kara Avrupa düşüncesini etkilemiş olan
biricik yazar Shaftesbury Kont'u".” Kİ.s.73
Shakespeare: William Shakespeare (1564-1616). İngiliz
ve dünya edebiyatının en tanınmış tiyatro yazarlarından biri.
“Shakespeare” yazarı için ilhâm mechul bir varlığın esrarlı
fısıltısı değildir, artık.” BÜ.s.226.
Shaw: George
Benard Shaw (1856-1950). İrlandalı komedi yazarı edebiyat
tenkitçisi ve denemici. Aynı zamanda 1925 Nobel Edebiyat ödülü sahibi. Grupları
ve kilisecikleri bu iki kutba göre gelişti. Shaw’la Voltaire’yi,
Aragon’la Saint-Just’ü karşılaştırın,
farkı anlarsınız.” Mağ.s.40.
Shelley:
Percy Bysshe Shelley (1792-1822). İngiliz şairi.
“Shelley (1792-1822) kâh Vedalar’a dalar, kâh Binbir Gece Masalları’na.”
BED.s.44.
Sınaî Kapitalizm: Üretimi iş süreçleri
içinde ve arasında karmaşık iş bölümlerinin
olduğu
bir fabrika sistemini, tasarlanmış iş yeri ve
fabrikaların kurulmasını, geleneksel el ustalığı
hünerlerinin devre dışı bırakılmasını ve işlerin
rutinleştirilmesini
amaçlayan kapitalist anlayış. “Sınaî kapitalizm,
Protestan ahlâkının eseri.” BÜ.s.185.
Sıraç il mülük: “Eski arap yazarları, İslam
tarihçileri, Mesudi, Tortuşi (Sıraç ül Mülük), Mesudi
(Tenbih) İbn Haldun'un tabiriyle avı
kovalamış,
fakat tutamamışlardır.”SNK.s.176.
Sırat-ı Müstakîm: Ağustos 1908’de İstanbul’da
yayımlanmaya başlayan ve Mart 1912’de adı
sebilü’r- Reşad cevrilen fikir ve siyaset
dergisi. “Sırat-ı Müstakim” ve “Sebil-el Reşad”
mecmualarındaki makaleleri ise İslami ilimlerdeki behresine su
götürmez birer burhandır.” Kİ.s 219
Sırr el Halika: Hakikatın sırrı ve tabiatın tekniği
anlamına gelen, Abbasi hükümdarı Memun zamanında yazılan, yazarı belli olmayan
ve Apollonios de Tyane ismiyle yayınlanan eser. ”Hilkatın sırrı ve tabiatın
tekniği
zamanında meçhul bir Müslüman tarafından yazılmış fakat
adsıyla piyasaya sürülmüştür.” IDG.s.208
Sibirya:
Günetbatı ucı dışında bütünüyle Rusya
fedarasyonu içinde yer alan, soğuklarıyla ünlü çoğrafî
bölge. “Ben Sibirya’nın iklimini değiştirecek
kadar ateşliyim.” Jur.II.s.99.
Sicilya:
Akdeniz’in ve İtalya’nın en büyük ve en
kalabalık adası. “Fenikeliler Kartaca’ya, Yunanlılar Güney İtalya’ya
ve Sicilya’ya, İngilizler Kuzey Amerika’ya ve
Avustralya’ya kültürlerini böyle yaymışlardır.” UU.s.109.
Sidarta:
Siddarta Gautama. Bkz. Budha. “Ilık bir rüzgar esti Benares'ten, şefkatin
okşayan
rüzgarı.. .Ve o karanlığı aydınlatmak için yanıp tutuşan
Sidarta.” BDE.s.168.
Siddhalar:
Hint mitolojisinde gökyüzünün çeşitli katlarında yaşadıkları
düşünülen,
kutsal ve saf bir topluluk. Bunlar insanlara dostça davranan yarı tanrı
hayaletler olarak tasvir edilir. “Kimnaralar şarkı
söylüyordu, Gandavralar şarkı söylüyordu. Münacat
okuyordu Siddhalar. Karanalar ilahi okuyordu.” BDE.s.376.
Sidney: Sir
Philip Sidney (1554-1586).Elizabet döneminde Shakspeare’nin sonelerinden sonra
bu türdeki en başarılı örnekleri veren İngiliz
devlet adamı ve şairi. “Sidney, nesirde, Spercer
şiirde
Shakespare ve Ben Johnson yetişir.” SNK.s.119.
Siena Üniversitesi: Temelleri XIII. asırda atılan
Orta İtayla’da
Siena şehrinde
karma öğretim
yapan devlet üniversitesi. “Quadri, Sienne Üniversitesinde öğretim
üyesi.” Kİ.s.193.
Sieyes: Emmanuel
Josph Sieyes (1748-1836). Geliştirdiği
halk hakimiyeti kavramıyla Fransız İhtilâli’nin başlarında
Burjuvazinin monarşi ve aristokrasiye karşı
mücadelesine istikâmet veren Fransız din adamı ve anayaşa
kuramcısı. “Unutulmaz eserleriyle tanınan dört büyük isim Locke, Montesquieu,
Rousseau ve Sieyes, bütün bir asır süren bu yolun kilometre taşlarıdır.”
UU.s.227.
Sigebert:
Gembloux’lu Sigebert (1030-1112). Ortaöaoğ’ın en önemli vakanüvislerinden
biri ve keşiş. Ortaçağ tarihçilerinin
geniş ölçide
faydalandığı Chronicon an anno 381 ad 1113
(381’den 1113’ kadar Olaylar) isimli eseriyle bilinir. “İspanya’da
Sevilla İsidore
ile Tolede’luy İldefonse’nin Flanders’da,
Gembloux’lu Sigebert’in İtalya’da Petrarque’ın De
Viris’leri Rönesansa Antikite’yi keşfettiren büyük eserlerden biri
Amyot’nun Plutarque tercümesi.” KA.s.393-394.
Siham- ı Kaza: Kaza okları.Meşhur Hiciv şairi.
Erzurumlu Nef’i (1572-1635)’nin “Nef’î’nin “ siham-ı Kaza’sıyla sürurî’nin
“Hezeliyât”ı arasındaki fark birincisinin daha usta bir şairin
elinden çıkmış olması.” BÜ.s.124.
Sihizm: 1469-1538
tarihleri arasında yaşayan Nanak Şah
ya da Guru Nanak’ın hindistanda kurduğu din. Sihler tek tanrı ve bir
guru (aracı ( sayesinde kurtuluşa erceklerine inanırlar.
Sihizmde 10 guru vardır. “Sihizm, Müslümanlık’la bazı Hint inançlarını kaynaştırır.”
BDE.s.248.
Sihler:
Nanak Şah
(1469-1538) ya da Guru Nanak’ın Hindistan’da kurduğu
dine inanan, Sihizm dinine mensup kişiler. “Nanak ile şakirtlerinin
yazıları Sihler’in kutsal kitabında biraraya toplanmış.
Bu kitabın adı ‘‘Adi-Granth’’ ( Temel Kitap ). Kitap Pencap’ta Pencap alfabesi
ile yazılmış, ama kısa bir bölüm dışında,
kullanılan dil Pencapca değil, Hindîce.”BDE.s.249.
Silappatigaram: Tamul romanesk edebiyatının önemli romanlarından
biri. Eseri Kola kralının ikinci oğlu Ilan Kovadigal yazmıştır.
““Silappatigaram” beş büyük romanın ikincisi. Yani
manimekhale’den sonra yazılmış.” BDE.s.289.
Silezya: Polonyada
tarihi bir bölge. Bölgede bir çok yerleşim yeri yar alıp Polanya
nüfsünün yaklaşı dörtte biri, sanayiden
dolayı, burada ikamet etmektedir. “Silezyalı dokumacılardan bize neydi?”
Mağ.s.281.
Silk-i Sakim-i İştirakiyün:
Şemsettin
Sami’nin Kamus u Türkisî isimli eserinde Sosyalizm karşılığı
kullanılan terkip. “1878’de sosyalizmi göklere çıkaran Şeİ.Stin
Sami, sosyalizm kelimesinin çevrilemeyeceğini söyler, ama sözlüğünde
Silk-i Sakim-i İştirakiyün olarak vasıflandırır
onu.” SNK.s.199.
Silojizm: “Bazı konularda Aristo felsefesi ağır
basar, ama umumiyetle yalnız silojizm yönüyle değil, İran
ve Hint etkisi.” IDG.s.60.
Silone:Ignazio
Silone (1900-1978). II. Dünya Savaşı sırasıda faşizm
muhalifi güçlü romanlarıyla milletler arası üne kavuşmuş İtalyan
romancı,hikâye yazarı ve siyasî lider. “Silone, okuyucuyu kavgaya çağırıyor:
‘ Şunun
bunun armağanı değildir
hürriyet. İstibdat içinde hür olabilirsin
diktatörlüğe karşı
savaşman
yeter. Kendi kafasıyla düşünen hürdür, adaletine inandığı
bir dava için dövüşen hürdür.” Mağ.s.197.
Simav:
Eğe
Bölgesi’nin iç batı Anadolu Bölümü’nde Kütahya iline bağlı
bir ilçe merkezi. “Hazret aynı zamanda hem Hicaz’da, hem İstanbul’da,
hem Bursa’da, hem de Simav’da bulunmaktadır.” Mağ.s.157.
Simmel: Georg
Simmel (1858-1918). Sosyoloji’de metodolojiye ilişkin çalışmalarıyla
maruf Alman sosyolog ve Yeni Kantçı düşünür. “Simmel şöyle
demiş:
“Hürriyet daima başka bir şeye
nisbetle mevcuttur, hürriyet bir engelin zıddı olarak düşünülürse
mana taşır.”
Kİ.s.360
Simonde de Sisimondi: Jean Charles Leonard Simon de
Sismondi (1773- 1842).Sanayileşmenin tuzak ve tehlikelerine dikkat
çekmeye çalışan İsviçreli
tarihçi ve iktisatçı. “ Hayır bunu 1816’da Sismonde de Sisimondi görmüştür.”
SNK.s.395.
Simone de Beauvoir: (1908-1986). Fransız kadın
yazarı. Ekzistansiyalist akım mensubu. “Temps Moderns Simonede Beauvoir’ın:
Temps moderns simonede beauvoir’ın hatıralarını yazıyor.” Jur1.s.188.
Simplon:
İsviçre’nin
güneyinde Penine ve Lepontine Alpleri arasında dağ geçidi.
“Alpler büyümediler fakat biz Simplon’u aştık.” UU.s.104.
Simurg:Türk
halk kültüründe bir kuş motifi. Yükseklerden uçar ve
talih getirir. Kaşgarlı Mahmu’a göre Acemlerde
“Simurg”, Araplar’da “Anka” kuşu olan bu kuşun
Türkçe’deki adı “Toğrul”dur. "İpliği
kopan bir kolye gibi dağılıveren İskender
İmparatorluğu,
İran
göklerine yeniden kanat geren Simurg." Kİ.s.293.
Simurk: Bkz.
Simurg. “Aşkın alevinden Simurk gibi
taptaze, dipdiri ve çelik bir mızrak gibi bükülmez çıkacağım.”
Jur.II.s.98.
Sina dağı: Tur-i Sina. Hz. Musa’nın
Allah ile konuştuğu
ve ilahi vahyin geldiği dağın
adı. “Deuteronomr, ikinci kanun demek. Birincisi Sina dağında
Musa’ya vahyedilen ittifak Kitabı’dır’’ IDG.s.97.
Sina: Bkz. Sina dağı. “Zümrüt yamaçlı
Pindus; yanık yamaçlı Sina. Uzaklardan, Newton’u müjdeleyen Hiseta...”
UU.s.344.
Sinan Paşa: (1440-1486). Yusuf Sinan Paşa
olarak da bilinir. Tazarrunamasiyle maruf Osmanlı alimi, mutasavvıf ve devlet
adamı. “Bu büyük kelime virtüozumuz Sinan Paşa’yı, Koçi
Bey’i, Naima’yı, Hümayunname tercümesini, Evliya Çelebi’yi hiç okumamış olabilir
mi?” KA.s.369.
Sinclair: Upton Sincleir (1878-1968). The Jungle (1906) ve Şikago
Mezbahaları (1968) isimli romanlarıyla ünlü ABD’li yazar. “Sinclair, göğsünü
gere gere, Dosto’dan tek kitap okumadığını söylüyordu.” Mağ.s.272.
Sind:
MÖ.3000-2000’lerde İndus Vadisi Medeniyetinin
merkezi olan, bugün Pakistan’ın güneydoğusunda bir eyalet. “Hindistan
deyince, batıda Gücerat, Sind ve Pencap, kuzeyde Himalayalar, doğuda
Bengal, güneyde de Orissa ve Marat bölgeleriyle çevrilmiş olan
Hint yarımadasının kuzeyi gelir akla.” BDE.s.245.
Sindbad Kitabı: Birbir Gece Masallarında yer alan bir hikâye adı.
Sindbad, masallarda yaptığı yedi yolculukta başından
geçen geçen olağanüstü hadiselerle ünlü
kahraman.’Sindbad Kitabı’, ‘Yedi Vezirler’...hep ‘Hikâye Irmakları
Okyanusu’ndan alınmış. ‘Purusapariksa’ da hoş bir
hikâye.” BDE.s.237.
Singulier:
Fransızca’da benzersiz eşsiz, nadide gibi anlamlar taşıyan
kelime gramer terimi olarak teklik anlamında kullanılmaktadır. “Singulier
(tekil)vakalarla gazette mesgul olur.” SNK.s.47.
Sion:İsviçre’nin
güneybatı kesiminde Valais kantonunun merkezi olan şehir.
"Yahve, Sion'da kükrüyor, Kudüs'den duyuluyor sesi, Ağıllar
gözyaşı
içinde, Carmel doruğu kurudu." IDG.s.108.
Sipahi: Toprağa
dayalı atlı asker sınıfı. “Hint’deki Sipahi isyanı Marx’ı Hint’e karşı
düşman
yapar”.” SNK.s. 258.
Sipra Irmağı: Bambulu kadın yeni bir hükümdarın
önünde sözaldı.Karşında Avanti beyi!Sipra ırmağı
yıkar has bahçesini. Mehtapta sabaha kadar sevişilir.”
BDE.s. 187.
Sir Charles Grandison’un Hikâyesi: İngiliz
yazar Samuel Richardson (1689- 1761)’un1753-1754 yılında mektuplar halinde
kaleme aldığı üç romanından sonuncusu.
“Sonra da, kadın gözü ile ideal bir erkek tasvir eden, Sir Charles Grandison’un
Hikâyesi (1753-54).”KA.s. 219
Sis: Tevfik
Fikret’in şiiri. “Sis, İmparatorluğun
mezar taşı
kitabesi.” BÜ.s.124
Sisam: Ege
denizinde Yunanistana bağlı bir ada. “Navarin bozgunu,
1828’de Ruslar’ın Edirne’ye girişi, 1829’da Yunan bağımsızlığı.
1830’da Cezayir Fransızlarca işgal, 1832’de Sisam’a muhtariyet
verilmiş.”
Mağ.s.258.
Sismondi:
Bkz. Simonde de Sisimondi “Sismondi, Manchester mektebinin gösterdiği
gibi kapitalizmin gül pembe ufuklara yürümediğini, maşinizmin
işçi
sınıfının felaketine yol açacağını göstermiştir.”
SNK.s.98.
Sisyphe:Sisyphe
yahut Sisyphop, Korent’in efsanevi kralı. Muhtelif bir cezadan dolayı
Cehennemde büyük bit kaya parçasınıdağın tepesine çıkarmakla
cezalandırılmıştır. Büyük uğraşlarla
çıkarmaya çalıştığı
kaya tepeye varır varmaz aşağıya
yuvarlanmaktadır. dolayısıyla bir türlü kayayı çıkaramaz ve cezasını
tamamlayamaz. Sisyphos adı, zor ve neticeye ulaşılamayan
bir işi
devamlı tekrarlayan kişiler için kullanılır ve bu
hadiseye telmihte bulunulur. “Bir adam mechule tırmanıyordu. Sisyphe’e
benziyordu uzaktan.” BÜ.s.255.
Sita: Ramayana
Destanı’nın kahramanı Rama’nın karısının adı. Sita Hintliler için saflık, yumuşaklık
ve sevgi sembolüdür. “İhtiyar Homeros'un o dilber
Helena'sı, senin Sita’n yanında bir kaldırım yosması.”BDE.s. 152.
Sivastopol: Ukrayna’da, Kırım Özerk Coumhuriyetinde bir liman şehri.
“Hayati tehlikede idi, Rusya’nin Sivastopol onundeki bozgunu da vahim
gecikmeleri ihtar ediyordu:ekonomik destek kohnemis ve cokuyorsa,askeri guc
ayakta duramaz.” Mağ.s.68.
Sivil Hükümet Üzerine Deneme: Liberelist İngiliz
filozofu ve siyaset kuramcısı Johan Lucke (1632-1704)’in 1760 yılında yayımladığı
eseri. “Büyük modern devletlerin monarşik mutlakiyete doğru
çetin yürüyüşünü izlerken Machiavelli’nin
Hükümdar’ı Bodin’in Devlet’i , Hobbes’un Leviathan’ı Bousuet’nin Kitabı
Mukaddes’den çıkarılan Siyaset’iyle karşılaşıyoruz
önce; sonra tersine bir hareketin mutlak monarşiye karşı
muzaffer bir tepkinin başlayış ve
ilerleyişini
gösteren kitaplar: Locke’un Sivil Hükümet Üzerine Deneme’si, Montesquieu’nun
Kanunların Ruhu, Rousseeau’nun Toplum sözleşmesi,
Sieyes’in Üçüncü Sınıf Nedir’i..” UU.s170.
Siyam :
“Çin’in, Japonya’nın, Tibet’in, Siyam’ın , Birmanya’nın, Seylan’ın manevi
vatanı: Hint.” BDE.s.21.
Siyâsetnâme: Arap, Fars ve Türk edebiyatında, devlet
adamlarına yöneticilik sanatı ile alâkalı bilgi veren eserlerin genel adı. İslâmî
devir içinde Türk Dili ve Edebiyatı’nın olduğu kadar,
Türk Kültür Târihinin de asla ihmal edemeyeceği bir
siyâsetnâmedir. .” KA.s.332.
Siyasi Vasiyetname: “Fransız devlet ve din adamı
Armond Jean Du Plessis Michelieu (1585-1642)’nun devlet adamlığı
sırasında yaptıklarını anlattığı siyasi vasiyetnamesi. “Mesela
elimizde Richelieu’nün Siyasi Vasiyetname’si, XIV. Louis’nin Veliahtın Talim ve
Terbiyesi için Layiha’sı, Bismark’ın nice karanlıklara ışık
tutan Masa Başı Sohbetler’i var.” UU.s.165.
Siyonist:
Siyonizme bağlı, Siyonist amaller için çalışan
kişi.
“Yahudi için Siyonist akımın kilometre taşlarından biridir Zola.”
KA.s.307
Siyonizm:
Yahudilerin eski yurtları olarak kabul ettikleri Filitin’de, mili bir Yahudi
devleti kurarak arz-ı Mev’ud’u gerçekleştirme amacını taşıyan
aşırı
Yahudî milliyetçilik hareketi. “Siyonizmin kurucusu Teoder Herzl bile Dreyfus
Dâvâsı’ndan sonra yolunu bulmuş.” KA.s.307.
Sizif Masalı: Bkz. Sizif Miti. “Sizif Masalında, Anlaşmazlık’ta,
Yabancı’da, cana kıyılır veya intihar edilir.” BFH.s.47.
Sizif Miti: Fransız Roman, deneme, tiyatro ve Makale yazarı. Albert
Camus (19131960)’ 1942 yolında yaymladığı romanı. “Camus’nün temel düşümcesi
Sizif Miti. (1943) ile İsyan (1951) dadır.” BFH.s.47.
Skanda: Hint
savaş tanrısı.
Skanda’nın diğer adı: Karttikeya’dır. Ayrıca
Güney Hindistan bölgesindeki adı: Subrahmanya’dır. “Hint’in her
bankasında heykelcileri var. Şiva’nın iki oğlu
daha olmuş. Savaş Tanrısı
Skanda ile servet Tanrısı Kubera.” BDE.s.133.
Skobolev:
(1843-1882) Rus Generali. “Skobolev ve Kaufman’ın Tatar ülkesindeki
fetihlerinden sonra Rus istilâsı İç Asya’da da dizginlenmiş oluyordu.”
BFH.s.6
Slav:
Daha çok Avrupa’nın güney doğusunda, ayrıvca Asya’nın Büyük
Okyanus’a kadar uzanan kesiminde yaşayan, avrupa’nın en kalabalık
etnik ve dini topluluğu. "Toprakları insafsızca
elinde alınmıştı, Rus askerlerinin ve onların
kışkırttığı
Slav halkının zulmünden kaçan bir sürü Müslüman muhacir akın etmişti
İstanbul’a.”
BFH.s.130.
Slavlar: Slav
dilleri alanında yaşayan etnik grup. Rus, Beyaz
Rus, Ukraynalı, Leh, Sırp, Hırvat, Sloven, Bulgar, Slovak ve Çek halklarına dillerindeki
yakınlık dolayısıyla verilen ortak ad. “Dadaizm, sürrealizm veya
ekspresiyonizm gibi akımlar ne belli bir toplumun vazıh ve tabii
ihtiyaçlarından doğar, ne Cermenlerin, Slavların
veya Latinlerin mizacından, ne menşelerini belirlemek, ne bir
edebiyetın başka bir edebiyat üzerindeki
etkisinden söz etmek, ne ölçülük davası gütmek kabildir.' (Felix Bertaux).” Kİ.s.41
Smolett: (1721-1771). İngiliz cerrah mütercim ve
gazareci. İngiltere için önemli
dergilerden dergisinin uzun yıllar nâşiri. “Don Kişot’u
İngilizce’ye
kazandıran romancı Smolett de, Lancelot Greaves’in birçok temalarını ondan devşirmiş”
KA.s.209.
Sodom:
Sodom veya Sedom şehri. Hz. Lut’un ve kavminin yaşadığı
şehir.
Eşcinselliğin
yaygınlığı
ile bilinen bu şehir İçinden
Hz Lut ve Kendine inananlar bir seher vakti ayruılınca Allah tarafından helâk
edilir. “Sodom’da kalmış Lut’un ümmeti.” BÜ.s. 283. Sofisler:
Antik Yunan’da İnsanın doğru
bilgiye herkes için geçerli olabilecek bilgiye ulaşılamayacağını,
bilginin kişiden kişiye
değiştiğini
ileri süren filozoflardır. “Bouthoul’un vereceği tek
cevap şu
olabilir: “lbre familiarite”, sofistlerden sonraki Yunan düşüncesinin
mümeyyiz vasfı.” Jur.I.s.384.
Sofistler: Eski Yunan’da MÖ. V.asrın ikinci yarısından
IV.asrın başlarına kadar para karşılığı
felsefe öğreten gezgin felsefeciler. “Ama
sofistlerin asıl amacı,gençleri pratik ve sosyal hayata hazırlamaktı.” Mağ.s.26.
Sofokles. Sophokles (MÖ.496-406). Yazdığı
sanılan 123 oyundan 7 tanesi günümüze ulaşan Eski Yunan’ın üç büyük
tragedya yazarından biri. “Racine’in, gerçek seyircileri Homeros,
Vergilius, Sofokles.” KA.s.449.
Sofolk: Bkz.
Sofokles"Muhteşem bir revakta üç büyük insan:
Eflatun, Sofokl, Demostes".” Kİ.s.51
Sokrat: Bkz.
Sokrates “Rousseau da Sokrat gibi hayasız ve Sokrat gibi sarsıcı. Maruf tâbirle,
at sineği.”
BÜ.s.197.
Sokrates. MÖ. 469-399 yılları arasında yaşamış olan
ünlü Yunanlı düşünür. Platon'un hocası olan
Sokrates, yazılı hiçbir şey bırakmamış,
tüm zamanını özellikle gençlerle felsefe tartışarak
geçirmiştir.
Görüşleri,
tartışmaları
yeni iktidarın temsilcileri tarafından beğenilmeyen Sokrates, 'yeni
tanrılar icad ettiği, görüş ve
tartışmalarıyla,
gençleri baştan çikardigi' gerekçesiyle
ölüme mahkum edilmiştir. Sokrates’in
Demon’u, Musa’nın yanan çalısı, Numa’nın perisi... birer remiz.” BÜ.s. 226.
Sokrates’in Demon’u: Bkz. Demon. “Sokrates’in
Demon’u, Musa’nın yanan çalısı, Numa’nın perisi... birer remiz.” BÜ.s.226.
Solidarite: Zingirleme kefillik, dayanışma
anlamına gelen Fransızca bir iktisat terimi. “Sınıf solidarite’si (dayanışması)
diye bir şey yoktur, endüstrisi
kurulmayan Doğu ülkelerinde mesele karmaşıklaşmaktadır”.SNK.s.261.
Solon: (MÖ.630-560).
Eski Yunanın yedi bilgesinden biri olarak kabul edilen Yunanlı devlet adamı ve şair.
"Sainte-Beuve, ihtiyar Doğu'ya saygı borcunu ödedikten sonra,
kendi dünyasına geçiyor.. Solon'ların, Heziod'ların, Eyüp'lerin Süleyman'ların
dünyasına".” Kİ.s.51.
Soma: Hint
mitolojik Tanrısı. Soma aynı zamanda hem Tanrılar tarafından hem de Brahmanlar
tarafında içilen süt gibi suyu olan tırmanıcı bir bitkinin özsuyudur. Dini
törenlerin odak noktasını soma içkisi oluşturduğu
için Onun tanrısı soma da önem kazanmıştır. “Dörtnala koşan
atlar/ Nasıl sürüklerse arabayı,/ Soma da öyle sürüklüyor beni.”BDE.s.100.
Somadeva: (Öl.1070). Sanskrit dilinde manzum masallar derleyerek
Hindistan’ın eski halk kültürünün kotunmasına önemli katkısı olan, Şiva
tarikatına bağlı Keşmirli
Brahman. “Somadeva çok faydalanmış bu kitaptan. Eserinin adı:
“Hikâye Irmakları Okyanusu’’ (Kathasaritsagara), İsa’dan
sonra 1063’le 1081 arasında kaleme alınmış. Kocaman bir kitap bu.”
BDE.s.236.
Sombart:
Werner Sombart (1863-1941). Hayatının son yıllarında Nazilerin iktisadî görüşlerine
yakınlığı
ile bilinen Alman İktisatçı. “Babil Kulesinde yaşıyoruz
Sombart’a göre.” BFH.s.3.
Somme:
“Fransa’nın kuzayindeki Piccardie planlama bölgesinde, Somme Irmağını
da içine alan il. “Pierre pascal’a göre, ‘’Karamazof’’ Dosto’nun Somme’u.”
UU.s.212.
Sommer: Ferdinand
Sommer (1875-1962). Hititçe ve klasik diller üzerine araştırmalarıyla
ünlü Alman tarihsel dilbilim uzmanı. “İncelemesinde
aydınlatmağa çalışmıştık.Bu
Esseyenler batı yazarlarını iki ayrı kampa ayıran bir topluluktur.”IDG.s. 143.
Somptueux:
Bol masraflı şatafatlı anlamında Fransızca
bir kelime. “Hayattaki trajediler sahnedekiler gibi ‘somptueux’ olmaz.”
UU.s.217.
Son Asır Türk Şairleri: Mahmut Kemal’in “Son Asır
Türk Şairleri”nde
de çok sığ üç beş satır.
Kİ.
s 224
Son Sadrazamlar: Bkz. Osmanlı Döneminde Son Sadrazamlar. “Son
Sadrazamlar yazarının hakkı var.” Mağ.s.147.
Sone: Belli
bir uyak düzenine sahip 14 dizekli lirik batı nazım şekli.“Stans,
sone, balad en çok kullanılan kalıplar”.” Jur.II.s.64.
Sonya:
Suç ve Ceza Romanının kadın kahramanı. “Raskolnikov, fahişe
Sonya’nın önünde eğilirken “senin önünde değil,
acı çeken bütün insanlığın önünde diz çöküyorum”der.”
BÜ.s.206
Sophie’nin Başına
Gelenler: “Bir
Esegin Hatıraları’, Sophie’nin başına gelenler”.. .kontes
perilerin buyulu asasi yerine sik sik kamciya başvurur.” Kİ.s..320.
Sorbon: Bkz. Sorbonne. “Dergisinde, Jaures’in “politikacı” sosyalizmine,
Sorbon’da hakim olan pozilivisl ve laik düşünceye aleş püskürür
hazrel.” Mağ.s.56.
Sorbonne: İlahiyalçı
Roberl de Sorbon (1201-1274)’un yaklaşık 1257 yılında kurduğu
ve zamanla Avrupa’nın başlıca öğrelim
merkezi durumuna gelen ve Paris Üniversilesinin çekirdeğini
oluşruran
yüksek okul. “Sorbonne’deki son konferansının Şeyh
Cemâleddin’e lelkin elliği son derece dikkale değer
düşünceleri
dünkü gazelenizde alâkayla okudum.” UU.s.74.
Sorel: GeorgesSorel
(1847-1922). Fransız sosyalisl ve anarko-sendikalisl. “Bakumin,
Blanqul,Georges, sorel,Troçki, Mussolini, Goebbels aynı doklrinin devamcıları.”
BFH.s.19.
Sorokin: Pilirim
Alexandrovilch Sorokin ( 1889-1968). Rus asıllı ABD’li sosyoloji profesörü. “Birinci
Cihan Harbi’den sonra Almanya’da Mannheim ve Lukacs, Fransa’da Goldmann,
Amerika’da Sorokin,Veblen,Znanieczki.” SNK.s.204
Sos: Bkz.
S.O.S “sos isleyen bir insan cagimizin insani kendini arayan ve lanriyi
bulamayan insan.” SNKs.38
Sosyal antropolaji: Sosyal anlropolajinin çağdaş anlropologlara
göre larifi, insane loplumlarinin ilmi.” Kİ.s.55.
Sosyal Determinizm Nazariyesi: Sosyal delerminizm nazariyesi
“bu doklrinden neş’el eden bir lakım manlıki
prensiplerindendir.” Kİ.s.353
Sosyal Fizyoloji Üstüne: Saint Sımon (1760-1825)’ın 1810
yılında kaleme aldığı eserinin adı. “Sosyal
Fizyoloji Üstüne”den önce “İnsanın Tarihi”ni (1812) kaleme
alır.” SSSS.s. 136
Sosyal Meslekler: Fransa’daki Bordeaux (Bordo) Üniversitesi’nde
1965 yılında açılan bilim enstitüsü adı. “Aynı yıl, üniversitenin Teknoloji
Enstitüsünde kurulan Sosyal Meslekler ve Haberleşme
Meslekleri adlı iki bölüm, İLTAM’ın araştırmalarına
geniş bir
pedagojik uygulama sahası açlı...” KA.s.458.
Sosyalim:
İştimayı
teşkilandırmayı
adalet ölçüsüne göre düzelymek amacına giden siyasive iklisadi fikir akımı.
“Ribol’un dergisi bülün hürriyelçi iddialara rağmen 1894’e
kadar sosyalizm’e kapalı gibidir.” BÜ.s. 104
Sosyolojinin El Kitabı: Fransız filozof ve sosyolog
Armand Cuvillier (1887-1973)’in 1948yılında yayımladığı
eserinin adı. Cuvillier, Sosyolojinin Elkilabı ‘nda medeniyellerin yirmi
larifini vermiş.” UU.s. 98.
Sosyolojinin Problemleri: Polonyalı Sosyal Darwinci,
malaryalisl sosyolog ve hukukçu.Ludwig Gumplovicz (1838-1909)’in eseri.
"Balı'da ilk defa Gumblovilch, ‘Sosyoloji problemleri’ adlı eserinde, İbn
Hâldun'un imparalorlukları savaşa bağlama
fikrini beğenir.” SNK.s.69
Sosyolojiye Giriş: İngiliz
sosyolog ve filozof Herberl Spencer (1820-1903)’in 1895 yılında yazdığı
eseri. “Spencer ‘’Sosyolojiye giriş’’inde sosyal ilimlerin gelişmesi
10 büyük yalana bağlar (Milli yalan, sınıf yalan
vs.)’’ SNK.s.241.
Southey:
Roberl Soulhey (1774-1843) İngiliz yazar “Soulhey
(1774-1843) “Kehama’nın Bedduası’nda (1810), Hinl Kaynaklarından geniş ölçüde
faydalanır: Bhagavad-Gila, Gila-Govenda, Vedalar, Manu Kanunları.” BDE.s.43.
Sovyet Rusya: Eski Rusya fedarasyonu.Bkz.SSCB “Dava lalihsiz bir
kavmin çilesine ağilmek larihin derinliklerine
ibrelkavmin çilesine eğilmek değil,
Soovyel Rusraya'nın dillere deslan makyevelizmini bir kere daha yermek."Kİ.s.325
Söğüt: Bilecik ilinin balı Karadeniz bölümünde
kalan kesiminde bir ilçe. “Osmanlı Beyliği 1299’da Söğül’le
kurulduğu
zaman 400 allıya sahip bir uç beyliği iken, 1326 Bursa felhinde
Orhan Bey, 38.000 allıya kumanda ediyordu.” Mağ.s.260
Specimens of English Dramatic Poets: Charles Lamb’ın 1808 yılında
yayımladığı eserin adı. “İnce
bir zevk sahibi olan Charles Lamb, Specimens of English Dramalic Poels (1808)
adlı eserinde,aşkla seçliği
melinleri ve bilgiyi üslubun büyüsüiçinde eriyen notlar sayesinde unutulan bir
tiyatronun füsununu ihyaya muvaffak olur .” KA.s.413.
Spectator: The Spectator 1 mart 1711 den 20 aralık 1714 de
kadar Londra da yayımlanmış gazete. “Öte yandan
Spectator ve Defoe neslinden beri,milli bir burjuva edebiyatı mayalanmaktadır.”
Kİ.s.399.
Spektroskop: Tayf gözlemin eş anlamlısı.
“Işık
tayflarını incelemeye yarayan âlet. Tayf ölçer. “ve sosyolojik bir
spektroskoptan seyrediyor.” BÜ.s.210.
Spekülasyonlar: Bilgi edinmenin ötesinde hiçbir amaç gütmeden bir
türlü tartışma inceleme ve dayanaksız
kanıtlanamaz yorum. “Ama bu büro Pazar için spekülasyonlar yapmaz.” SNK.s.207
Spencer:
Herbert Spencer (1820-1903). İngiliz felsefecisi. Spencer
tekamül prensibinin, belirsiz uyuİ.Suz ve türdeşlikten
belirli uyumlu bir farklılığa yükselme esasının tabiat
dahilinde ve insanlığın ferdî, içtimâî hatta ahlâkî
hayatında nasıl gerçekleştiğini
göstermeye çalışmıştır.
“Öte yandan Spencer, antropolojik kültür anlayışını
müjdeler ama kendisi kültür kelimesini pek kullanmaz.” Kİ.s.21.
Spengler: Oswald Spencer (1880-1936) Alman tarih
felsefecisi. Spengler, tarihi gelişmenin geleneksel, tek cizgili
açıklanmasını reddederek insan geçmişini temelde doğum
ve ölümün görünürde biyolojik örneklerine tabi olan kendi kendini havi
(toplayan, içine alan) kültürler olarak tasvir etmiştir.
“Avrupa Spengler’den bu yana hakikatın tek yönlü olmadığını
idrak etmiş bulunuyor.” IDG.s.66.
Spercer:
Edmund Spencer (1552/53-1599). Protestanlığı ver püritenliği
savunduğu
İngiltere’yi
ve kraliçe Elizabeth’i yücelttiği uzun alegorik şiiri
“The Faerie Queene”ile ümlü İngiliz şairi.
“Sidney nesirde, Spercer şiirde Shakespare ve Ben Johnson
yetişir.”
SNK.s.119.
Spinoza:
Benedicte Spinoza (1632-1677) Hollandalı rasyonalist felsefeci.Felsefesinin
amacı insanlar arasında ilişkiyi sağlayan
iyiyi aramaktır. Ona göre bu iyinin keşfi insana sonsuza kadar devamlı
bir sevinç sağlayacaktır. “Spinoza, “havaya
fırlatılan taş, konuşabilseydi
kendi arzusu ile yola çıktığını söylerdi,” diyor.” BÜ.s.
285.
Spinoza’nın Bir Şakirdi
Tarafından Kaleme Alınan İnsanlığın
Kutsal Tarihi:
Alman siyaset kuramcısı ve Siyonist Moses Hess (1812-1875)’nin 1837 yılında
yayımladığı eserinin adı. “1837 ile 41
arasında Saint-Simon’a karşı hayranlığını
gösteren üç eseri yayımlanır. İlk kitabın adı: “Spinoza’nın
Bir Şakirdi
Tarafından Kaleme Alınan İnsanlığın
Kutsal Tarihi.” SSSS.s.114.
Spirtüalist: Spirtüalizm düşüncesini
benimsemiş olan kişi.
“Ondokuzuncu asır Fransasının spirtüalist akımı temsil eden bu muhteşem
lügatten felsefe hocalarımızın hiçbiri haberdar olmamıştır.”
Kİ.s.206.
Spontane:
Kendiliğinden
olan, kendiliğinden oluşan
veya anında yapılan anlamında bir kelime. “Demek ki, ideolojiler
“spontane”diller.” UU.s.282.
Spontaneite: Bkz. Sportane. “Kalıplaşmayan,
katılaşmayan,
hayal için yaşayan tam bir spontanetie
(kendiliğindenlik)
örneğidir.”
SNK.s. 308.
Spree:
Almanya’da, yaklaşık 403 km uzunluğunda
bir ırmak “Mübalağa etmeden diyebiliriz ki, insan
zekâsı yalnız Ganj ve Spree kıyılarında düşüncenin özüne inebilmiş.”
Diyor Tanie.” BDE.s.51
Spritüalizm:Bkz. Spiritüalizm. “Kant’ı devam ettiren
kritisizim, Maine de Biran’dan gelme Spritüalizm” Jur1. s.185.
SSCB:
1991 öncesi Rusya’sının adı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği.
“İmparatorluklar
yok artık, iki blok var. Hakim devletler bir ülkenin adını taşımıyor.
İsimleri
baş harflerinden
ibaret:ABD, SSCB” BÜ.s.214.
Stael:Gelmaine
Neçker Stael (1766-1817) Fransız kadın edebiyatcı. “Stael’cilerin öteki
kanadında yer alan Sismondi (yarı İtalyan yarı İsviçreli
iktisatçı)Güney Avrupa Edebiyatı (1813) adlı eserinde İspanyol
yazarlarını uzun uzun inceler. KA.s. 409.
Stalin: Josef
Visarionoviç Cugaşvili Stalin (1879-1953) Sovyet
devlet adamı. “Mars rasgele çalışırken müsvedde olarak kâğıda
almış.’’Asya’da
demokrasi olamaz, sosyalizim olamaz Stalin’le Cengiz aynı vahşidir”
SNK.s.237.
Steele: Sir
Richart Steele (1672-1729) İrlandalı yazar Addison’un
arkadaşı
olan steele askerken Corneille’den esinlenerek komedi yamaya başlamıştır.
“Gerek Steele ile addison'un halk şuurunu ganişletmek
için harçadıkları çabalarda, gerk Swift'in yazılarında karşımıza
çıkan: akıl uğruna , cidiyet uğruna,
etkin bir rasyonalizm uğruna katlanılmış vakur
bir çekingenlik ve yücelik idealidir".” Kİ.s.73.
Stendal (1783-1842).
Fransız Realist sanatçılarından.Hikâye, roman, seyahat ve hatıra yazarı.
Kırmızı ve Siyah ve Parma manastırıyazarın en ünlü eserleridir. “Stendal
ne demiş:
“Korku içinde olan toplumları, kıt zekâlı, gözü dönmüş kişiler
yönetir.” BFH.s.28.
Sterne: Lawurence
Strene (1713-1768) İngiliz yazar. “Daha sonra
Sterne, Voltaire ve nodiler gelecektir.”IDGs.160
Stevenson:
Robert Louis Balfour Stevenson (1850-1894) Define adası romanının yazarı olarak
tanınan İskoç
yazar. “Ama bence, macera romanı, kahramanları yaşayankimseler
olmak şartıyle,
sanat eseri sayılabilir. Kipling’in, Conrad’ın ve Stevenson’ın kahramanları
gibi.” KA.s.150.
Stirner: Johann
Kaspar Schmidt Stirner (1806-1856) Alman filozof. “Kemikleri çürümeden unutuldu
Stirner.” BÜ.s. 200.
Stoa: Zenon
tarafından kurulan Stoa’cıların felsefe okulu. “Atina felaketten felakete
sürüklendikten sonra dinleyecektir Stoa’yı.” SNK.s.118.
Stoacılar:
Felsefi ve ahlaki bir öğreti olan Stoacılığın
yandaşlarına
verilen isim. “Kitap hem yeni fisagorcu'ların, hem eflatuncuların, hem de
stoacıların ilham aldığı felsefi bir gnose'la
doludur." IDG.s.111
Strabon: MÖ.58-İ.S.21
ile 25 arası Yunanlı coğrafyacı. “Paşa
eski Yunan ve latin kaynaklarına dayanarak ilkçağ kavimleri
arasında Türklerin çok geniş bir yeri olduğunu
iddia eder, söylediklerine delil olarak da Heredot, Strabon Thukudides v.b.
gibi klasik tarihilerin eserlerini gösterir.”Kİ.s.326.
Strasbourg Andı:Bkz Strasbourg antlaşması “Fransa,Strasbourg
And’ından (842) bu yana Galya’da konuşulan,yazılan ne varsa Fransızca
sayılıyor.”Jur.II.s.170.
Strasbourg antlaşması: Lotharı Fontenayen Puisaye’de
yendikten sonra 841 yılında Kel Charles ve Germen Ludwik, Strasbourg da buluştular
burada askerlerin önünde yemin ederek müttefik olduklarını ilan ettiler. Bu
yemin Charles’la Ludwik’in askerleri tarafından Töton ve Roman dilinde yazıldı.
Tarihçi Nithart tarafından saklanan bu yeminin metni Fransızca Alman dillerinin
en eski metinleri olark kabul edilir “Fransızca,Strasbourg antlaşmasından
beri Fransızcadır.” Jur.I.s.69.
Strauss: Davit
Friedrich Strauss (1808-1874) Alman tarihçi ve yazar. “İnsanlık,düşünce
tarihinde yeni ufuklar açan stratus’un İsanın Hayatı adlı eseri de,Almanca
aslından çok,onun Fransızca tercümesinden okudu.” Kİ.s.264.
Stuard Mill: Bkz. John Stuart Mill. "Ne Yapmalı'yı
zindanda yazdı Çernişevski. hepsini Owen'de,
Fourier'de George Sand'da, Godwin'de veya Stuart Mill'de bulmak
kabildir".” Mağ.s.97.
Stuart Hanedanı: Stewart ya da Sreuart olarak
bilinir. 1371’den başlayarak İskoçya’yı;1603’ten
başlayarak
da İngiltere’yi
yöneten ve Cromwell Cumhuriyeti dönemi (1649-1660) dışında
1714’e değin başta
kalan hanedanlık. “İngiltere’ye gelindiğinde
Tudor’lar bitmiş,Stuart Hanedanı’ndan I.Jacques
tahta geçmiştir.” SNK.s.217
Stuart Merrill: (1863-1915). Fransızca yazan Amerikalı şair.
“Aynı soruyu Conrad, Apollinnaire, Moreas yahut Stuart Merril için de
tekrarlıyabiliriz”KA.s.42.
Stuartlar:
Bkz Stuart Hanedanı “Devrim, Stuart’ların feodal düzenine son vermiş,
orta sınıfın ticâri çıkarları sosyal ve siyasî ağırlık
kazanmış.”
KA.s.216.
Suâvi: Bkz.
Ali Suâvî “Hatalarını hayatıyla ödeyen Ali Kemâl bana hep Suavi’yi hatırlatır.”
BÜ.s.163.
Suç ve Ceza: Dostoyevskiy’nin 1866 yılında yayımladığı
eserinin adı. “Suç ve Ceza’yı ne kadar anlamıştım,
bilir miyim? Marmeledov’un meyhanede söyledikleri, bugün okumuşum
gibi aklımda: Yoksulluk ayıp değil mösyö, ama sefalet...” Mağ.s.
271 Suçlu Adam: İtalyan Kriminoloji uzmanı ve
yazarı Cesare Lombroso (1835-1909).’un 1875yılında kaleme aldığı
eseri. “C. Lombroso Suçlu Adam’ı sırf anarşist tipleri tesbit için kaleme
aldı.” SNK.s.311.
Sue: Eugene
Sue (1804-1857). Fransız roman yazarı. “Tefrika romanlari genis halk
tabakalarina hitap ettikleri icin, onun hayatini kaleme alirlar: Eu. Sue’nun
“Paris Esrari” . (Hugo ve Balzac’dan sonra ilk defa edebiyatta argo gorulur)
“Sue, Fourier’cidir.” SNK.s.159.
Suffolk Bölgesi: Büyük biritanyanın güney doğusunda
kuzey denizi kıyısında bir yönetim bölgesi “İngiltere’nin
Suffolk Bölgesinden Londraya gelmiş beş yaşında
bir yetim,bir aile dostunun yardımıyla Christ Hospital’e yerleştiriliyor.”Kİ.s.268
Sufi:
Tasavvufu hayat tarzı olarak seçen kişi. Mutasavvıf. “Sufilerin iman
ve ihsanla ilgili ibadetleri Hz. Muhammed’in vahyinden kaynaklanır.” IDG.s.57.
Suidas sözlüğü: 10. asırdan, Bizans döneminden
kalma Yunanca eser sözlüksel bilgilerin yanı sıra bugün yok olmuş eserlerden
parçalar ve bir biyokrafik notlarda içerir. “Bir asır sonra yazılan Suidas’ın
sözlük’ü ise daha eski kaynaklara dayanıyor.” KA.s.393.
Sukarno: (1901-1970) Endonezyalı devlat adamı. 17 Ağustos
1945 tarihinde
Endonezya
Cumhuriyeti’ni ilan etti ve Devlet başkanı oldu. “Çağırılacak
devletlerin listesini Pakistanlı Mehmet Ali, Birmanya başvekili
Unu, Seylanlı Sör John Kotelawala ile beraber hazırlayan Nehru ile Sukarno’nun
başlangıçta
ilk amaçları dünya sulhunun korunmasına yardım edecek bir konferans
toplamaktı.” Jur.I.s.387.
Sully Prudhomme: Armand Sully Prudhomme (1839-1907). Fransız şairi
ve Nobel edebiyat ödülü sahibi. “Sully Prudhomme, Francois Copee Lucie Delaure
Madrus de çocuklar icin siirler yazmak istemistir ama pek basarili
olamamislar.” Kİ.s.322
Sultan Galiev: Mir Sayid Sultan Galiyev (1880-1939) Tatar siyaset
adamı ve SSCB’de ki ulusal Müslüman komünist hareketinin önderi.“Sultan Galiev
adlı bir Tatar komünisti,bu düşünceleri daha sonra dile
getirecektir”.SNK.s.261
Sultan Murat : Bkz.Murat IV “Moralı Vassaf, Sultan Murat,
1911;” Mağ.s.145
Sultan Süleyman: Bkz. Kanuni Süleyman. “Osmanlı Devleti: IV.
Murat’a Sultan Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit
Paşa’ya
kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici.” BÜ.s.80
Surat :
Hindistan’da Cambay körfezi kıyısında,Tapti ırmağı ağzı
yakınlarında tarihi bir şehir. “Binbir hayal kırıklığından
sonra Surat’a vardı (2 Nisan 1758).” BDE.s.38
Surdas: (1483-1563)
Brac dilinde şiirler yazan şairlerin
ilki ve en büyüğü olarak kabul edilen Hintli şair.Buna
mukabil, Hint-Arya dilleri edebi bir kişilik kazanır. Bilhassa Hindice,
Bengalce, Maratca, Güceratca. Bu edebiyatların altın çağı
1400 yıllarında başlar, en büyük temsilcileri
Candidas, Vidyapati, Surdas ve Tulsidas.” BDE.s.93.
Suriye:
“Orta Doğu
da başkent
Şam,resmi
dili Arapça olan bir devlet. “Akdeniz’in Batı havzasındaki Marsilya, Cenova,
Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle Küçük Asya’nın,
Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari münasebetler
vardı.” BFH.s.89.
Susamlar ve Zambaklar: İngiliz
sanat tenkitçisi. Sosyolog ve sosyalist John Ruskin (1819-1900)’in 1865 yılında
yazdığı
eseri. “ ‘Susamlar ve zambaklar’ Ruskin’in en çok sevilen, en okunan kitabı”
BÜ.s.106.
Sutralar:
Sanskritçe özdeyişler biçiminde yazılmış dini
metinlere verilen isim. “Hint’in sutralarını hatırlatır bu yalın ve bu esrarlı
kelime yığını bütün lezzetleriyle
tadabilmek için kendisini dinlemeliydiniz.” BÜ.s.152.
Sutta-Pitaka: Pali dilinde söz sepeti anlamına gelen bir
kelime olup, therava buddhacılığı yasasını oluşturan
geniş bir
metinler toplulupunn belirtmek için kullanılır. “Sutta-Pitaka,sepetlerin
ikincisi.buda ile çömezlerinin nutukları, konuşmaları
,Buda'nın düşünceleri.” BDE.s.170.
Suut Kemal Yetkin: (1903-1980) XX. Asır
edebiyatçı yazarlarından. Özellelikle Deneme türündeki eserleriyla tanınmıştır.
Suut Kemal Yetkin, Dünya Edebiyatının Üç Tipi, Hamlet, Don Kişot,
Faust adıyla J. Calvet’den çevirdiği derne çatma risalenin sonunda
(Remzi Kitabev,İstanbul 1945,s. 60-61), ‘Don Kişot
için Türkçe Kaynaklar’ kaydı ile şu bilgiyi verir: J. Cassou,
‘Cervantes’in Dehası’ ;Türkçe’ye çeviren: P.N. Boratav (Yurt ve Dünya,Ağustos
1914, sayı 8). Sabahattin Eyüboğlu, ‘Don Kişot,Romanların
Romanı’ (Edebiyat Faküıtesi Mecmuası, no 1, 1935. İstanbul).
KA.s.210-211.
Sühreverdi: Şihabettin
Ebülfütuh Yahya bin Habeş bin Emirek Es-Sühreverdi. (11551191).
İşrakiye
isimli felsefi akımının kurucusu. “Felsefi düşünce ile
imanı tecrübenin (sprituel) terkibini yapan İslam
Yeni-eflatuncuları , açıktan açığa Hermes’edayanan bir isnad
silsilesi kuralar.Mesela (1191) ,” IDG.s.207.
Süleyman Efendi’nin nasırı: Orhan Veli’nin Kitabe-i
Seng-i Mezar şiirine konu olan ve ayağındaki
nasırdan dolayı ayakkabısı vuran böylece acı ve ızdırap çeken tahayyülü kişi.
“Mızmız bir düş ağrısı, daha
doğrusu
Süleyman Efendi’nin nasırı.” Jur.I.s.395.
Süleyman Nazif: (1870-1927). Nüktedân kişiliği
ile tanınan Sevet-i Fünün ve sonrası dönemin şair ve
yazarlarından. “Süleyman Nazif bütün ciddiyetine rağmen,
Farsçayı bildiğini fakat Arapçaya o kadar
hakim olamadığını itiraf etmekten çekinmez.”
Kİ.S.284.
Süleyman Tunahan: Süleyman Hilmi Tunahan (1888-1959) Cumhuriyet
dönemi ve sonrası din âlimi, tasavvuf ve aksiyon adamı. Süleyman Hilmi Tunahan
Nakşi
Tarikatı’nın 33. halkası ve Mürşid-i Kâmilidir.[1]
“Süleymancılığın başı
olan Süleyman Tunahan’ın (subay ve Silistreli.1950’de ölüyor), Rus casusu olduğu
söyleniyor.” SNK.s.271.
Süleyman: Hz. Süleyman. Kur’an’da adı geçen peygamberlerden
biri. “İsrail
kavminin Yeşu’ya, Davut’a ve Süleyman’a
borçlu olduğu nimetler, Fransa’nın
XIV.Louis’ye borçlu olduklarından daha mı büyüktü?” UU.s. 213.
Süleyman’ın Mezmurları: İ.Ö.
1. asırda yazılmış 18 mezmur. İsa
döneminde yaşayan Farizi’lerin inançları ve
Mesih’i bekleyişlerini aydınlatır.” IDG.s.131.
Süleyman'ın Bilgeliği
Kitabı: Kutsal
Kitap’ta yer alan eserlenden biri. "Süleyman'ın Bilgeliği
Kitabı da Meseller kitabı gibi hem yöneticiler hem de uyruklar için öğütlerle
doludur." IDG.s.111.
Süleyman'ın Hikmeti: Kutsal Kitap’ta yer alan
eserlenden biri. "Süleyman'ın Hikmeti ise Hristiyan ahlâkına daha yakın
bir kitap olup bütün bu apokrif edebiyatın incisidir." IDG.s.111.
Süleyman'ın Neşideleri: Tevrat’ta Süleymen
Peygamber’in sözlerinden oluşan bölüm. MÖ.200 yılında
Süleyman Peygamber’den yaklaşık 700 sene sonra derlenmiştir.
“ O zamana kadar Süleyman'ın Neşideleri ve Ecclsiastes’in
durumu şüpheli
kalmıştır.
Jamina’da kesin olarak kanon’a geçirilmişlerdir. Buna mukabil kanon'a
Esther,Jeremiah ve Daniel ekleri -Septant'da olmalarına rağmen-ithal
edilmemişlerdir.”
IDG.s.118.
Süleymaniye: Süleymaniye Camii. İstanbul’da,
Kanunî Sultan Süleyman zamanında, 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan
tarafından yapılan büyük caimi. “İslamiyet Süleymaniyede kubbe,
Itride nağme, Bakide şiir.”
Mağ.s.
228.
Sümer Medeniyetleri: Bkz. Sümerler. “Bidenbire Mısır
ve Sümer medeniyetleri doğuveriyor.” Jur.I.s. 156.
Sümer: Bkz.
Sümerler. “Yazıyı Sümer bulmuş önce (İ.Ö.3500),sonra
Mısır,nihayet Çin.” KA.s.17.
Sümerce:
Mezepotamya’nın güneyinde III. Bin yılda konuşulmuş olan
en eski yazı dili. “İki asırdan beri iki dünyada
yetişen
bilginlerin çalışmaları sayesinde, Fenik’çe,
Asuri ve Bible’ce, Sümerce, Hititçe metinler de bir söküldü” IDG.s.92.
Sümerler:
Sümerler. MÖ. 4000 yıllarında aşağı
Mezepotamya‘ya yerleşen ve ilk yazıyı kullanan
kavim. Bir orta mektep tarih kitabında Sümerleri, Hititleri, hatta Etrüskleri
bulamayınca afallıyor.” UU.s.30.
Sünnî: Sünnet
üzere olan Müslüman. Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamberin sünnetine yorum
getirmeden veya bir kısmını reddetmeksizin sıkı sıkıya bağlı
olan kimse. Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu
toplantıları anlatırken sünnî, şiî, haricî, mutezili, imamî,
Zerdüşti
âlimler bir araya geliyordu, der.”IDG.s. 36.
Sünniler: Sünnet üzere olan, Kur’an-ı Kerim’e ve Hz.
Peygamberin sünnetine yorum getirmeden veya bir kısmını reddetmeksizin sıkı
sıkıya bağlı olan möüslümanlar.
“Hicret’in ikinci asırından itibaren sünnilerin bir kat daha abarttıkları kaza
ve kader inancı bir çok muarızlar bulur karşısında:
IDG.s.34.
Sünnilik:
Hz. Peygamber’in âlinin ve ashabının sünneti üzerine yaşayan,
Kur’an ve sünnet’e kesin olarak bağlı olma durumu. “Daha eski
dinlerin zaman zaman dile gelişi ve Sünniliğin
kabuğunu
çatlatışı.”
Jur.I.s.354.
Sürfe: Kurtçuk.
“Karanlık bile değil. Sürfe bile değil.
Sürfe bir ümittir. Vasco di Gama’nın fetihleri bir esrarkeşin
rüyası. Portekiz gerçekte tek fatih yetiştirmiş:
Camoens” Jur.I.s.368
Sürrealist: Sürrealizm akımının prensiplerini benimsemiş olan
kimse. Bkz. Sürrealizm. “Klasiklere göre, klasikti realite. Romantiklere
göre,romantik; sürrealistlere göre, sürreeldi.”KA.s.275.
Sürrealizm: Türkçemizde gerçeküstücülük diye ifade edilen
sürrealizm, 20. asrın ilk çeyreğinde ortaya çıkmış olan
Froud Psikanalizine, bilinçaltı, rüya ehemmiyet veren; edebiyat, ahlak ve edep
endişesinden
uzak akıma denir. "Dadaizm, sürrealizm veya ekspresiyonizm gibi
akımlar ne belli bir toplumun vazıh ve tabii ihtiyaçlarından doğar,
ne Cermenlerin, Slavların veya Latinlerin mizacından, ne menşelerini
belirlemek, ne bir edebiyetın başka bir edebiyat üzerindeki
etkisinden söz etmek, ne ölçülük davası gütmek kabildir.' (Felix Bertaux).” Kİ.s.40
Sürûri: Osman
Sürûrî (1752-1814). XVIII. asır divan şair. “Nef’î’nin ‘Siham-ı
Kaza’sıyla Sürurî’nin “Hezeliyât”ı arasındaki fark birincisinin daha usta bir şairin
elinden çıkmış olması.” BÜ.s.124.
Süryani:
Aramî kökenli bir Hristiyan topluluğu olan, Süriye, Irak, Lübnan ve
Türkiye’de; Mardin, Midyad, Diyarbakır, Antep’te yaşayan
Süryanilerden olan kimse. "Bu sayede ilk mütercimler Yunan, Süryani,
Saskrit ve Pehlevi dillerindeki metinleri kolayca aktarmışlardır."
IDG.s.78.
Süryanice:
Hami- Sami dil gurubunun Sami kolundan, doğu Aramca’ya yakın dil. “İncil
Süryanice veya Aramice anlatılmış olsa ne ifade ederdi” IDG.s.89.
Süveyş Kanalı: Doğu
Akdeniz ile Kızıldeniz arasında bağlantıyı sağlayan
1859-1869 yılları arasında açılan 195km uzunluğunda,
Mısır Topraklarında yer alan kanal. “Süveyş Kanalı da Panama Kanalı gibi
insanlığa
Saint-Simoncuların armağanı.” SSSS s.107.
Swedenburg: Emmanuel Swendenborg (1688-1772). İsveçli
teolog ve Yeni Kudüs Öğretisi ( Yani eski kilise
sonuna erdiği için Tanrı’nın şimdi
kurmak zorunda olduğu Yeni Kilise için öğreti.)
diye isimlendirilen bir doktrinin kurucusu. “ Ne olusa olsun, insanlığın
bir tek dini var. Hint, Çin, İsa, Muhammet ve nihayet
Swedenburg, hep aynı zincirin halkaları.” BDE.s. 64
Swift:
Jonathan Swift (1667-1745). İrlandalı hikâye ve roman
yazarı. “Serüven hilkâyesi ile aşk hikâyesinde olabilirlik
aranır, fantastik romanda aranmaz. Rabelais’nin Gargantua’sını,Cervantes’in Don
Kişot’unu,
Swift’in Güliver’ini hatırlayalım.” KA.s.136
Swinburne: Algernon Charles Swinburne (1837-1909). Yarı
erotik romanı ve anormal ten zevklerini açığa
vurmasıyla bilinen İngiliz şairi.
“Bir Heine’nin, bir Swinburne’un şiirlerinde olduğu
gibi insanla beraber yaşamıyor.” KA.s.350.
Synthetiser: Birleşim haline sokmak anlamında
Fransızca bir kelime. Synthetiser etme, birleşim karışım
yapma, sentez kurma. “Yunan Hint’in, Asya’nın, Mısır’ın propaganda bilen
mirasçısıdır, Synthetiser etmesini bilmiş, süzmüş ve
gelecek asırlara nakledebilmiştir.” SNK.s.25.
Şafak: Günün ve Güneş Tanrıçası’nın
habercisi olan ve genç bir kız olarak tasvir edilen Şafak,
Vedalar’da bir Tanrıca olarak kabul edilir. “Şafak,
Vedalar panteonunun en sevimli Tanrıçası.”BDE.s.102.
Şafilik: İmamı
İmam
Ebu İdris-i
Şâfi
olan, Ehl-i sünnet Müslümanlarının bağlı olduğu
dört mezhepten biri. “Üçüncü büyük mezhep: Şafilik.
Kurucusu:Muhammed bin İdris eş Şafi.
(ölümü 817)” Kİ.s.197.
Şah Nimetullah Veli: Emir Nurettin Nimetullah veli
(1329-1431). İranlı sufi ve Nimetullah
tarikatının öncüsü. “İran’da bir tasavvuf üstadı olan
(XV.yüzyıl) Şah Nimetullah Veli, Jildaki’nin
Nihayet ül-Talib adlı kitabına kendi eliyle şerhler düşer.”IDG.s.
218.
Şahcihanoğlu
Dara Şükuh: Bkz. Dara Şükuh.
“1656’daki bir Türk şehzadesi Şahcihanoğlu
Dara Şükuh
(1627- 1658) mutlak hakikate ermek için bütün kutsal kitapları karşılaştırmak
istemiş,
aradığını
Tevrat ve İncil’de bulamayınca, Vedalar’ı
merak ederek Benaresli bilginleri Delhi’ye çağırtmış ve
Upanişadlar’ı
Farsça’ya çevirtmişti.” BDE.s.61.
Şahristanî: Ebul Faht Taceddin El Şahristanî
(1076-1153).Ortaçağ İslam dinyasının en büyük din
tarihçilerinden biri. Horasanlı’dır. “Şahristani de ‘Necat’ın mükemmel
bir hülasasını, aydınlık ve sadık bir yorumunu yapmış:
‘El Milel Ve Nihel’.” Kİ.s.188.
Şairler Tezkiresi: Avusturyalı şarkiyatçı
ve tarihçi Hammer (1774-1856)’in 1836 tarihinde yazarak II. Mahmut’a 2 bcilt
halinde takdin ettiği, yaklaşık
2200 Türk şairinden söz ettiği
eseri. “Hammer’in edebiyat tarihimiz için büyük bir değer
olan dört ciltlik bir Şairler Tezkiresi var.” Kİ.s.106.
Şairlerin Hayatı: İngiliz
yazar Samuel Johnson (1709-1784)’ın 1779-1781 yıllarında yazdığı
eserinin adı. “1774-1781 arasında Thomas Warton’un İngiliz
Şiirinin
Tarihi ile 1779-1781 arasında Samuel Johnson’ın Şairlerin
Hayatı.” KA.s. 399.
Şakti: Güç, Kudret, kutsal enerji
anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hindulukta bie etkin kadın enerjisini
belirtir ve Büyük Tanrı görünüşleri olarak kabul edilen
tanrıların eşlerini, özellikle Şiva’nınkileri
(Kali, Durga, Uma, Parvati...) belirtmek için bu retim Vedalar Çağı’ndan
beri kullanılmıştır. “ikincisi çok daha yeni ve
çok daha güzel.Puranalar'da sık sık adı geçen bir Tanrı da Şakti,
Puranalar'da ve Tantralar'da.” BDE.s.156.
Şaktizm: Şakticilik.
Hindistan’da Vişnuculuk, Şivacılık
ve Tantracılık gibi bazı akımlara özgü, yaratıcı kadın enerjisine (şakti)
inanan ve önem veren dini kuram. “Tantralar'da karşımıza
çıkan yeni inanç şaktizm.” BDE.s.159.
Şakuntala: Hint klasik dönem şair
ve yazarı Kalidasa (IV-V.asır)’nın tiyatro eseri. Eser, Mahabharata’da kral
ksatriya Vişvamitra ve apsaras Menaka’nın
kızı olan Şakuntala’nın kral Dusyanta ile
olan karşılaşmalarını
ve aşklarını
anlatır.“Kalidasa, Hint sahnesinin incisi “Şakuntala”yı
o ummanın derinliklerinden çıkardı.” BDE.s.141.
Şam: Orta doğuda
bir tarih ve kültür şehri. Suriye’nin başkenti
“Ortacagda batiya aristo ve eflatun’u ve endulus ve sam medreseleri tanitir.”
SNK.s.67.
Şanghay: Çin’in en büyük şehri.
Çin’de Huangpu kıyısında, Yangzi Ciang aüzında yer olan bir liman şehri.
"Beyoğlu ve Galata’da İzmir’in
Frenk mahallesinde küçük küçük Şanghay’lar gelişmiştir
zamanla...” BFH.s.135.
Şankara: Yaşadığı
tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte (700-750, 788-820 gibi ihtmaller
vardır) VII asırın sonu ile VIII asrın başlarında yaşadığı
sanılan Hindistanlı filazof. “Şankara’nın (788 - 820)
“Vedanta”sına dayanarak Batı’nın bütün bilginlerini küçümseyen Tolstoy budizmin
tesiri altında her türlü şiddeti makûm eder.” BDE.s.70. Şankr:
Derinin ve
mukozaların, rührüvi hastalık yaralarına verilen isim. Frengi Şankrı,
Cüzam Şankrı
gibi. “1870 sıralarında Paris’i işgal eden Alman ordusunun adını
hatırlamadığım kumandanı Lutece’i yakmak
isteyince arkadaşı olan general sakın ha diyor,
Paris’e dokunma, Fransa’yı bu şankr mahvedecektir.” UU.s. 209.
Şanso
Pansa: “Araplar olmasaydı, Don Kişot
ile Şanso
Pansa tek bir insanda
birleşecekti,
Ülis’in bir nevi kopyası.” KA.s.181.
Şapolyo: Enver Behnan Şapolyon.
Cumhuriyet dönemi Türk tarih araştırmacısı gazeteci ve yazar. “Şapolyo’nun
terekesinde kalmış olabilir.” SNK.s.382.
Şark: Doğu
İlk
medeniyetlere beşiklik eden şehir
hayatını ve yazıyı bilen bir ülkeler grubuna (Mısır, Suriye, Anadolu,
Mzopotamya, İran) tarihçilerin verdiği
isim. “Milli şairimiz purosu ve şişman
vücuduyla Şark eşyasına
meraklı bir Polonya zenginine benze miyor mu?” KA.s.371.
Şart: Bkz. 1814 Şartı
“Emlâk sahiplerinin büyük çoğunluğu
Şart’tan (Charta)
yanaydı.”
SSSS.s.55.
Şato: Eserlerini Almanca yazan Çek
eksprestyonist yazarı.Franz Kafka (1883-1924)’nın 1926 yılında yayımlanan
romanı. Roman kahramanı. “Nietzsche’nin Zerdüş’ü ile
Kafka’nın Şato’su da birer fantastik
hikâye.” KA.s.136
Şebisteri: Şehy
Sadettin Bin Abdulkerim (öl:1320) İran lı şair
ve sufi. “Rıza Tevfik,bu hakikati ispat için Doğu’nun bir
çok şair
ve nâsirini sahneye çıkarır: Ebul Ala, Fahrettin Razi, Hafız,Mevlana, Şebisteri
ve Feyzi Hindi.” Kİ.s.202.
Şefik-name:Tarihçi Şefik
Mehmet’in (öl.1715) 1703 yılında cereyan eden Feyzullah Efendi yada Edirne
Vakası diye bilinen olayla ilgili yazdığı eseri. Eser ancak 1866
yılında basılmıştır.“Sora yazar,çeşitli
eserlerdeki Türkçe kelime nisbetlerini yüzde olarak tesbit ediyor.Hadikadüs-suada
% 22,Şefik-name’de
% 17...” Kİ.s.140.
Şefkat: Hint mitolojisinde istek
tanrısı Kama’nın karısı olarak tasvir edilen özel bir isim. “Bir karısı Şefkat,
Kama’nın, öteki Şehvet..ve adları saymakla
bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan,
Sarhoş Eden,
Öldüren...” BDE.s.181.
Şehbenderzade Hilmi Bey: Bkz. Şehzenderzade
Ahmet Hilmi. “Şehbenderade Hilmi
Bey,oryantalistler arasında Renan’a imtiuazlı bir yer verir.” Kİ.s.190.
Şehbenderzade: Bkz. Şehzenderzade
Ahmet Hilmi. “Efganiler,Abduh’lar Akifler zincirinin bir halkası Şehbenderzade.”
Kİ.s.85.
Şehname: Firdevsi’nin 11. yy yazdığı
manzum İran
milli destanı. “Firdevsi, altmışbin beyitlik destanını bu
geleneklerle yoğurdu, «Şehname»
adlı muazzam abidede mermer birer sütun selabeti kazanan bu silik hatıralar,
dehanın kudretini ispat ettikleri için sayfalarımızda yer alıyor."
K.s.294.
Şehrazat: Binbir gece masallarında
masalların anlatıcısı olan kişi. “Zavallı Şehrazat
ya her akşam yeni bir masalla eğlendirecektir
sultanı, ya canından olacaktır.” KA.s.128.
Şehvet: Hint mitolojisinde istek
tanrısı Kama’nın karısı olarak tasvir edilen özel bir isim. “Bir karısı Şefkat,
Kama’nın, öteki Şehvet..ve adları saymakla
bitmez: Beş Oklu, Gönüllerde Doğan,
Sarhoş Eden,
Öldüren...” BDE.s.181.
Şehzenderzade Ahmet Hilmi: (1865-1913) Meşrutiyet
dönemi felsefe ve mutasavıfı roma, hikaye, oyun yazarı. “Oysa Şehzenderzade
Ahmet Hilmi neslimizin ilk defa yazılan felsefi bir roman. Lehimci Bunyan’ın
«A’mâk-ı Hayal» neslimizin büsübtün meçhulü. Kİ.s.88.
Şemsed Devle: Ebu Tahir Bin Fahrut Devle Şesed
Devle. 10. yy sonları ile 11.yy başlarında yaşamış olan
Büveyhi emiri. “Hamadan’da, Şemsed Devle’yi ağır
bir hastalıktan kurtarır.” Kİ.s.184.
Şemseddin Günaltay: Şemsettin
Günaltay (1883-1961). Türk tarihçi ve siyaset adamı. 1941 yılından ölümüne
kadar Türk tarih kurumu başkanlığı
yapar. Daha sonra İsmet Paşa’nın
başvekilliğini
yapacak olan tanınmış din bilgini. Şemseddin
Günaltay’a göre “Şeyh Peygamber kadar şâyân-ı
hürmet, ona itiraz edenler Ebu Cehil kadar lânete müstahaktır.” UU.s. 67.
Şemsettin Sâmi: (1850-1904). Tanzimat dönemi
yazarlarından ve sözlük bilimci. “Bir Hüseyin Kadri, bir Şemsettin
Sami, günümüzde bir Mehmet Doğan... Lügat yapmak Akademinin
vazifesi olduğu halde Akademinin dışında
kalmış dışında
gelişmiş.”
Kİ.s.289-290
Şenköy: Htay’ın merkez ilçesine bağlı
bucak. “Ben iki Antakyalı’nın kıskacı arasındaydım.Biri Çakaltepe’den
öteki Şenköy’den.”Jun.II.s.135.
Şeriat Lötüsü: Bkz.Saddharma-Pundarika.“Binlerce
Bodisatva dinler Buda'yı en önemli sutra "Şeriat
Lotüsü" (Saddharma-Pundarika).” BDE.s.173.
Şeriat: Kur’âna dayalı İslam
hukuku ve Allah’ın insanların fiillerine ilişkin
hükümlerinin tamamı. “Ulema Şeriatin temsilcisiydi.Şeriatin,yani
ezeli hakikatlerin...” Kİ.s.390.
Şeriat-ı Ahmediyye: İslam
şeriatı.
“Bu makaslama sayesinde ,burjuva demokrasisi olup çıkar sosyalizm: “Şeriat-ı
Ahmediyye’ye tıpatıp uygun bir demokrasi.” Mağ.s.222.
Şevirev: Stephan Petroviç Şevirev
(1806-1864) Rus gazeteci yazar ve edebiyat tarihçisi. “Rusya’da 1850
civarı,Miliukov ile Şevirev gibi yazarlar bölük
pörçük teşebbüslerde bulunmuş,ama
Bielinski ile şakirtlerinden beklenen
bilanço,ondokuzuncu asrın ilk yarısında gerçekleşmemişti.”
KA.s. 411.
Şevket Süreyya: Bkz. Şevket
Süreyya Aydemir.“Katılan Türkler arasında Şevket Süreyya da
vardır”.SNK.s.261.
Şezlongdaki Aydınlar: Eklemli iki tahta yada metal
çerçeve arasına geçirilip gerilmiş bezden oluşan,
istendiğinde
üzerine uzalıcak biçimde ayarlanabilen katlana bilir koltuk.
“Suffert
bir Fransız gazetecisi, 1974’lerde kaleme aldığı kitabı: Şezlongdaki
Aydınlar, şaka ile ciddiyi kaynaştırıyor.”
Mağ.s.59.
Şık: Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın
1889 yılında neşrettiği
romanı. “Recaizade’ye Behruz Bey, Hüseyin Rahmi’ye Şık
ve Şıpsevdi,
Ömer Seyfettin’e Efruz Bey tiplerini kim ilham ettirmiştir?
KA.s.338.
Şıpsevdi: Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın
1911 yılında neşrettiği
romanı. “Recaizade’ye Behruz Bey, Hüseyin Rahmi’ye Şık
ve Şıpsevdi,
Ömer Seyfettin’e Efruz Bey tiplerini kim ilham ettirmiştir?
KA.s.338.
Şiârı Publius Syrus. Milattan önce birinci asırda yaşamış olan
Yunan komedi şairi.Şiârı
Publius Syrus’un bir sözü: “Suçluyu affeden hakim kendini mahkûm etmiş olur.”
BÜ.s.102.
Şiî: Şiilik
meshebine mensup olan kişi. “Bir tarihçi,
Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî,
haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu,
der.”IDG.s. 36.
Şiir ve İnşa: Ziya Paşa’nın
Divan edebiyatını tenkit ettiği, divan şsirlerini
Şuarâ-yı
İrân
diye itham ettiği ve gerçek Türk edebiyatı
olarak halk edebiyatını gösterdiği makalesinin adı. “Cumhuriyet
aydınları ,üstadın Şiir ve İnşa
başlıklı
makalesini, tartışılmaz bir delil imiş gibi
her vesileyle öne sürer.” Kİ.s.241.
Şinasi: İbrahim
Şinasi
(1824-1871) Tanzimat dönemi gazeteci ve yzarı. “Dava en güzel ifadesini Şinasi’de
bulmuştur:Avrupa’nın
bikr-i fikri ile Asya’nın aklı piranesi’ni evlendirmek.”Kİ.s.403.
Şiraz: İran’da
zagroz dağların arasında yer alan bir şehir.
Fars ilinin merkezi.” “ Müslümanlığı benimseyen o putperestin
-tâbir F. Schlegel’indir- hayali, Himayala eteklerinden çok, Şiraz
bahçelerine kanatlanır.” BDE.s.53.
Şîrler Pençe-i: Yavuz Sultan Selim’in meşhur
mısraları:Merdüm-ü dîdeme bilmem ne füsûn etti felekGiryemi etti füsûn eşkimi
hûn etti felekŞîrler pençe-i kahrımda olurken
lerzânBeni bir gözleri âhûya zebûn etti felek. Günümüz Türkçesiyle: “Bilmem
beni nasıl büyüledi felek, Devamlı ağlıyorum kanlı gözyaşları
dökerek./ Aslanlar benim kahrımın pençesinde titrerken, bir ceylan gözlü
(sevgili)nın Zebûnu (esiri) etti beni felek. “Şîrler
Pençe-i kahrımızda lerzan olurken, felek bizi de bu gözleri ahûya zebûn etmez
mi?” BÜ.s.195.
Şit: Kur’an-ı Kerim’de adı geçen
Peygamberlerden biri. “Adem’in oglu Şit (AS)dan Hazret-i İsa’ya
Hazret-i Isa’dan Salman’ın şahsına Hazret-i Muhammet’e
intikal eden Nur.” IDG.s.218.
Şiva: Hint’in üç biyük tanrısında
biri. Değrleri:
Brahma ve Vişnu. Şiva,
Hem Mahakala (Büyük Zaman) zaman gibi yalıcı, Hem Sankara (uğurlu);
hem İsvara
(yüce efendi), hem Mahayogi (büyük çileci). Tezatları kendinde toplayan bir
tanrı. Hem hiddetli hem merhametli. Elinde Trisüla adında üç uçlu bir mızrak
var. Mızrak kimine göre yaratıcı, kimine göre yok edici. “Kartal
Caruda’nın sırtında, gökten toprağa inen, kâh ermiş,
kâh bilge kılığına bürünen Vişnu,
Şiva’nın
yaptığı
kötülükleri düzeltecekti.”BDE.s.130.
Şivacı: Hint inancında tanrı Şiva’ya
tapan ve Şivacılık mensup olan kişi.
“Birçok din adamı, Vişnucu ve Şivacı
birçok şair
bu tepkiyi bayraklaştırmışlar.BDE.s.148.
Şivacılık: Hinduculuktan gelen, şiva’ya
tapmayı ön gören birçok mezhebin kaynaklandığı din
akımı. “Coşun, evrenle kucaklaşın,varlıkların
bitip tükenmeyen raksına ayak uydurun diyen Hint felsefesi. Şivacılık
bizi ne karamsarlı ğa sürükler, ne aylaklığa.”
BDE.s.131.
Şloka: Sekizer hecelik dörder dizeden
oluşan
Hint edebiyatı nazım şekli ve Budacı Uyagurları Şiir
anlamında kullandığı kelime. “Hitliler
Ramayana’yı,işlenmiş şiirin,
“kavya”nın,ilk örneği sayarlar,onlara göre Valmiki
ilk gerçek şairidir,şiirde
kullanılan “şloka” kalıbını da yaratan o.”
BDE.s.178
Şovenizm: Milli olan her şeye
karşı
kayıtsız şartsız hayranlık gösterip
yabancı olan herşeyi karalayan aşırı
yurtseverlik ve milliyetcilik “Değişik ırk ve
milletler arasında düşmanlık aşılamayı
hedefleyen ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı
milliyetçilik akımı. “Ve kâbusa dönen şovenizm
rüyası.” Mağ.s.280.
Şurpanaka: Ravana’nın kız kardeşi
olan dişi
ruhlu bir Rakşasadır. Şurpanaka
(Şurpanakha)
yelpeze tırnaklı anlamına gelir ve onun çirkinliğini
belirtir. Şurpanaka, Ramayana’da Rama ve
Lakşmana’yı
yoldan çıkarmak ister; ama kendisine yüz vermezler.“Gelgelelim Şurpanaka
Rama'yı başatan çıkarmak ister.”
BDE.s.153.
T.D.K. Sözlüğü: Türk Dil Kurumu Sözlüğü.
Türk Dil Kurumu’nun değişik
tarhlerde yayınladığı Türkçe Sözlük. “Kâmûs-u
Fransevî’nin verdiği karşılık
‘münakaşa-i
kemâliyye’: ‘T.D.K Sözlüğü’nün “açık tartışma’.”
BÜ.s.126.
T.S Eliot:
Thomas Stearns Eliot (1888-1965) Amerikan asıllı İngiliz şair,
edebiyat tenkitçisi, deneme ve oyun yazarı. “Hümanistlik kültür kavramıyla
ilgili son yorumlar T.S Eliot’undur.” Kİ.s.37.
Taaffüf: İfetli, temiz,ifetli görünme.
“Son zamanlarda tek hikayecimizin Taaffüf’ü neşredilince
her taraftan hakikiyyun tarzında yazılmış bir eser, diye sesler
yükseldi.” KA.s.298.
Taberi:
Ebu Tayip Tahir Bin Abdullah Taberi (959-1058) Şafii
meshebi fıkır alimi. “Eseri, İbn İshak’dan,
Tabari’den, Mesudi’den, Dante’den, Napolyon’dan, Renan’dan, Hugo’dan
alıntılarla”İDG.s.148.
Tabiatçılığı Red: Cemelettin Efgani’nin telif
ettiği
tek eser. “Tabiatçılığı Red, Arapçadan tercüme eden
Avukat Aziz Akpınar, Diyanet İşleri Reisliği
Yayınları, sayı:50, Ankara 1956” UU.s.68.
Tablas Poeticas. İspanyol
hümanist Francisco Cascales. (1564-1642)’in 1617 yılında yazdığı
yazdığı
ve tarih ve edebiyat meseleleri hakkındaki görüşlerini
dile getirdiği eserinin adı.. “İ Nihayet
1617 ‘de Francisco Cascales’in Tablas Poeticas’ı,ilk edebiyat tarihi taslağı
sayilabilir.” KA.s.398.
Table Ronde: 1948 de ralarında R.aron, A.Camus, A.Malraux,
Th.Maulnier, F.Mauriac, J.Roy’nın bulunduğu bir grup yazar tarafından
kurulan edebiyat dergisi. Derginin yayın hayatı 1969 da sona erdi. Bu tarihten
sonra değişik
isimlerle yayın hayatına devam etti. “ ‘Table Ronde’ dergisi, 1950’de hususi
bir sayı çıkartmış: ‘Aspects de I’Occultimes’.”
Jur.I.s.397.
Tabula Smaragdina: Bkz.Yahut Levha. “Kitap
‘Yahut Levha’ (Tabula smaragdina) bahsiyle hitam bulur.” IDG.s.208.
Tac Mahal:
Hint Türk İmparatoru Şah
Cihan’ın karısı Müntaz Mahal için Akra’da Yamuna nehri kıyısında, 1643 yılında
yaptırdığı
eser. “Lord Bentick de Tac Mahal’i yıktırıp mermerlerini açık attırmayla
satmayı düşünebilecek kadar Hint düşmanıdır.”
BED.s.47.
Tac’et Tevarih: Seyhulİslam koca Sadettin efendinin,
Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Yavuz Sultan Selim’in
ölümüne kadar olan dönemi anlattığı tarh kitabı. “Aşik
Pasa tarihi yahut Hoca Sadrettin Efendi’nin Tac’et Tevarih’i sadece sarayi
anlatir. SNK. s.167
Tacitus: Marcus
Claudius Tacitus (200-276) Roma imparatoru (275-276). “İyi
yönetilen bir ülke burası. Millî Savunma Bakanı: Sezar. Tacitus.Dış İşleri
Başkanı.
Seutonius, müsteşar." Kİ.s.303.
Tacitus: Publius
Tacitus (MS. 55-120) latin tarihçi. "Ciceron'un, Quintilien'in,
Nepos'un, Plautus'un, Martial'ın, Ovid'in, Pline'in, Varon'nun, Tavitus'un ve
daha az tanınmış kişilerin
yeni eserleri manastırlarda ve daha başka yerlerde yeni eserler keşvedildi.”
KA.s.108.
Tac-ül Arus fi Lügat-ül Okyanus. Firûz Abâdî’nin yazdığı
lügat. Mütercim Asım eseri üç cil olarak özetlemiş ve
Türkçe’ye çevirmiştir. “Tac-ül Arus fi Lügat-ül
Okyanus ondokuz cilt,Bulak (Mısır).” Kİ.s.262.
Tagor: Rabindranath
Tagor (1861-1941) Hint yazar ve şair. “Tagor’ da korkusu yok.
Sevgililer ondan şarkı bekliyor. Öbür dünyayı
neden düşüİ.Sün?”
BÜ.s. 242.
Tahmuras:
Avesta, Şeh
Name gibi İran efsanelerinde adı geçen
mitoloji kahramanı. "İşte Angremenyu'nun sırtına binip
dünyayı dolaşan Tahmurat, cinleri cehenneme
tıkan Cemşit.." Kİ.s.295.
Tahran:
İran’ın
baş şehri.
“Paşa
belki Buhara ve Tahran’da bir iyi sadr-ı azam olabilirdi.” UU.s.46.
Tahsin Efendi: (1851-1916) Türk hattat, imam ve Beyazıt
kütüphanesinin müdürü. “Dilini anlamadığı o Babil kulesinde tek
kılavuzu Paris Büyükelçiliğinde görevli imam hoca Tahsin
Efendi’nin , çok tonton bir adam diye kendisinden söz ettiği
A. Fanton” Mağ.s.191.
Tahsin Yücel: (1933-....) Günümüz yazarlarından. Hikâye,
deneme ve tenkit yazarı ve Profesör. “Ahmet Mithat’ın pabuçları Tahsin
Yücel’den daha değerli.” Jur.I.s.:363.
Taif: SuudiAarabistan’da
Mekke şehrine
90 km uzaklığında bir şehir.
“Birbirleriyle yarışan üç belde görüyoruz: Mekke,
Yesrib (Medine) ve Taif.” Kİ.s.148.
Taine: Hipholyte
Adolphe (1828-1893) Fransız filozof ve tarihçi. “Taine, dehayı girift bir
varlık olarak vasıflandırıyor.”BÜ.s.226.
Takrir-i Sükün: Bkz Takrir-i Sükûn Kanunu “1923’ten sonraki
Takrir-i Sükün kanununa da hiçbir itirazda bulunmalar”.SNK.S.264
Taksila Racası: Taksila, Pakistan’da bir sanayi merkezi. Eski
Hindistan’ın önemli şehirlerinden biriydi. “Taksila
racası da İskender’i memnun etmek için ona
sarayındaki bilgelerden birini yollar.” BDE.s.29.
Talat Paşa: (1874-1921) Osmanlı sadrazamı
ve İttihat
ve Terakki Komitesi üyesi. “Talat Paşa , Gökalp bir memleketin dini
ve iktisadı hayatı bilmeden hiçbirşey yapılamaz demiş.”
SNK.s.382.
Talebe-i Ulum İsyanları:
Medrese
talebelerini İstanbul’da Sadrazam Mahmut
Nedin Paşa’nın
görevden alınması için 10-12 Mayıs 1876 tarihinde yaptıkları yürüyüş.
“Belki Viyana bozgunu,belki Yeniçeri,Talebe-i Ulum isyanları belki Tanzimat,
belki Cumhuriyet’in kuruluşu...” KA.s.354 .
Talleyrand: Charles Maurice De Talleyrant-Perigord (1754-1838)
Fransız siyaset adamı. “Talleyrand doğru
söylüyor galiba:” dilin görevi hakikati gizlemektir.” BÜ.s.291.
Talmud kitapları: Yahudiliğin Tevrat sonrası döneme ait,
Torah yada yazılı yasanın gerçek yorumu sayılan en önemli eseri. Talmut Musa
yasasının yorumlanması ile ilgili geniş bir derlemedir. “Mişna
kanunları ile ilgili şerhler aynı zamanda hem
Filistin’de hem de Babil’de hazırlandı.” IDG.s.139.
Talmud:
Bkz. Talmud kitabları. “Kendi dillerine hapsedilmiş olan
bu kitaplar nihayet Talmud kadar önem taşırdı: sinagog kürsülerinde
titizce muhafaza edilen bir Tora.Bu garip kitaba umulmadık bir şans
kazandıran:Septant tercümesi.” IDG.s.88.
Talut: Kur’an’da
adı geçen beni İsrail kralı. Kitab-ı
Mukaddes’teki adı Samuel’dir. Musa Peygamberden sonra İsrail
oğullarının
başına
Talut geçmiştir. “Talut, Davut, Delf
şehri,
Endor mağarası,
her akşam
altın makasla kesilen mukaddes mum... Ölülerin arasında Nemrut’u görüyorum.”
UU.s.343.
Tamara:
Yahudi tarihi metinlerine göre Davud’uun üvey kızı. “Üvey kız kardeşi
Tamara’nın ırzına geçer” IDG.s:95.
Tamu:
Cehennem. “Kır zincirlerini arşa yüksel. Eğrilik
insanı Tamu’ya sürükler.” BDE.s.326.
Tamul Edebiyatı: Sanskritçe’den sonra Hint kültürünün en önemli
anlatımlarının yer aldığı Tamulca ile yazılmış edebi
metinler. “Mersiye yalnız Tamul edebiyatında karşımıza
çıkar.” BDE.s.285.
Tamul:Bkz.
Tamulca “Hint yarımadasının güney yarısında yaygın olan Dravitçe’nin
dört büyük lehçesi var: Tamul, Malayalam, Kannada, Telugu.” BDE.s.95.
Tamulca: Tamulca
veya Tamilce. Dravid dillerinin en önemlilerinden biri olan Tamulca Tamil Nadu
eyâletinin resmi dilidir ve Sri Lanka’da Tamil azınlığı
tarafından kullanılır. Hindistan dışında Birmanaya, Malezya ve
Singapur’da üç remi dilden biridir. Ayrıca, Hint Okyanusu adalarında,
Endonozya’da ve Vietnam’da da kullanılmaktadır. “Yirmi milyon insan konuşur
Tamulca’yı, edebiyatı aşağı yukarı
yirmi asrı kucaklar.” BDE.s.284.
Tank Binbaşısı
Demir: Aclan
Sayılgan’ın 1977 yılında yayımladığı “Deprem isimli belgesel
romanının kahramanı. “Ve birden tank binbaşısı Demir, gençlerin omzunda
kalabalığı
selamlıyor.” KA.s. 353.
Tanpınar: Ahmet Hamdi Tanpınar 1901-1962, İstanbul.
Cumhuriyet dömemi şair, hikaye, deneme, roman
yazarı ve edebiyat araştırmacısı. “Büyük ölüyü ebedî
istirahatgâhına teşyi eden bir ses duyduk:
Tanpınar’ın sesi.” BÜ.s.122.
Tanrının Belgesi İçinizdedir:
"Gandhi'nin
batıdaki kaynaklarını da merak etmiyoruz. Ne Tolstoy'u -Tanrının Belgesi İçinizdedir-,
ne Ruskin'i -Sonuncuyu da Kendin Gibi- ne Thoreau'yu -Medeni İtaatsizlik-
okuyan var."Kİ .s.339.
Tantal: Lydia
Kralı Tantalos’tur. Tanrı Zeus’un oğludur. Pluton’dan doğmuştur.
Efsanede dal budak salmış lanetli bir soyun atası olarak
kabul edilir. Ölüler ülkesinde çektiği ceza ile ünlüdür. Tantolos,
Sipylos dağında bir krallık kurmuş güçlü
ve zengin bir kişi. Suçu konusunda rivayetler
çoktur: Başka bir din ve düzen adına baş kaldırdığı,
tanrıların kendine teveccühünü kötüye kullanarak şımarıp
ölçüyü kaçırdığı, fânilere tattırmak için
ölmezler sofrasından nektar çaldığı gibi rivayetler vardır.Zeus,
Tantal’a fena halde öfkelenip cehenneme yollamış.
Zebaniler bir adaya götürüp orada bulunan bir ağaca sıİ.Sıkı
bağlamışlar.
Susuzluktan yanmaktadır, dudakları uzadıkça göl çekilir. Bağlandığı
ağaç
altın meyvelerle yüklüdür ama Tantal’ın elleri uzadıkça rüzgar ağacın
dallarını bulutlara kadar uzatır. Bu işkence kıyamete kıyamete kadar
sürecektir.Tantal kelimesi İngilizce’de “tantalize” olarak
kullanılır ve boşuna ümit vermek, umutlandırıp
vermemek anlamına gelir. Tantal İşkencesi deyimiyle de: elinin
altındaki nimetlere erişemeyen veya arzuları tam
gerçekleşmek
üzere iken beklenmedik engeller yüzünden gerçekleşmeyenlerin
durumu için kullanılır. “Arzudan tutuşan parmaklarınla dallara boşuna
uzanma Tantal.” BÜ.s.275.
Tantralar:
Şiva
ile Şakti
arasında konuşmalar şeklinde
aktarılmışkutsal sayılan yazılar.
“Tantralar 'la adeta bütünleşen şakti
inancı Hint'in üç büyük dini olan brahminizmi ,cainizmi ve budizmi, değişik
ölçüde de olsa, etkiler.” BDE.s.159.
Tantrizm:
Bir yoga okulu. “Halk inançlarında Devi, Durga, Kali, Parvati, Uma, Padma,
Kendi gibi binbir isimle anılan Ana Tanrıça'yı baştacı eder
tantrizm.” BDE.s..161.
Tanyol:
Cahit Tanyol (1914-....). Felsefe profesörü. Şair ve
yazar. “Sosyalizm İslamiyet’in cennetidir.
Tanyol’un görüsşü.” SNK.s.162.
Tanzimat:
Osmanlı Devleti tarihinde Abdülmecit’in imzasını taşıyan
Gülhane Hattı Hümayunu’nun 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşit
Paşa
tarafından okunmasıyla başlayan ve 1876 yılına kadar
devam eden dönemin adı. “Filhakika, intelijansiyamızın şerefine
şampanya
şişeleri
patlattığı
bu sözde bâkire, Tanzimat’tan beri tanıdığımız “batılılaşma
mitinin ta kendisi.” BÜ.s. 97.
Taranto:İtalya’da,
Taranta körfezi kıyısında bir şehir. “Saint-Jerome’un tercüme
hatasını Taranto ruhaniler meclisi kutsallaştırmış.”
UU.s.338.
Taras Bulba: Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852)’in hikâye
kitabının adı. Taras Bulba, savaşlarla geçen bir hayatın, iki oğlunu
savaşta
kaybeden bir babanın, bir Kazak komutanının Lehlerle olan kavgasının
hikayesidir. “Bu hikâyelerin en güzeli: Taras Bulba, mensur bir destan..
,”BDE.s.148.
Taraskonlu Tatarin: A. Daudet’nin 1872 yılında
yazdığı
romanı. Eserin Tarascon surları içinde ün kazanmış kahramanı
cezair’e arslan avına gitmeyi düşler. Gittiği
yerden aslan postundan çok hayal kırıklıklarıyla döner. Ama geriye kazandığı
nam ve kendi çapında bir dünya kurmasını sağlayan
“serap” kalacaktır. “Sonra, bu yaman silahşorlar -aslan avına çıkan
Taraskonlu Tatarin gibi-Derviş Bey sanarak üç masum kaçakçıyı
öldürüyorlar” KA.s.350.
Tarık Buğra: (1918-1994) Hikâye roman ve
fıkra yazarı. “Kıvrak ve inzibatı üslubunu her gün yeniden takdir etmek
fırsatını bulduğumuz Tarık Buğra’ya,
dostça.” Jur.II.s.196.
Tarık:
Bkz. Tarık Buğra. “Tarık’a bayılırım.”
KA.s.372.
Tarih Üzerine Yazılar: Fransız tarihçi Fernand
Braudel (1902-1985)’in 1969 yılında yayımladığı eseri.
“‘Oluşan
Dünya.’ Yazarı Fernand Braudel, College de France hocalarından, Modern
Medeniyet Tarihi okutuyor; Ecole Pratique des Hautes Etudes’de de kurulduğu
günden beri bölüm başkanı. Başlıca
Eserleri: II.Flip Devrinde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Maddî Medeniyet ve
kapitalizm Sonra çeşitli makalelerini bir araya
getiren Tarih Üzerine Yazılar.” UU.s.93.
Tarih-i Cevdet: Ahmet Cevdet Paşa’nın
1853'te de otuz yılda ikmal ettiği 12 ciltlik meşhur
eseri. "Tarih-i Cevdet" isimli tarih eseri.Medresenin bu son büyük
temsilcisi, Tarih-i Cevdet’in ifade selasetini Encümen-i Dâniş’in
telkinlerine bağlıyacak kadar mahviyetkârdır.”
UU.s.316.
Tarih-i Ebül Faruk: Asıl adı Mehmet Murat olan
Türk taritçi ve siyaset adamı Mizancı Murat (1854-1917)’ın 12 cilt olarak
tasarladığı ancak 7 cilt olarak 1912
yılında yayımlanabilen eserinin adı. “Tarih-i Ebul Faruk da mevcut olan intikadi
ve tevzizkâr fikirlerin mühi bir kısmı, mehazının müellif olan Hammer’indir ve
Murat Bey kendine mal etmemiştir... Kİ.s.105.
Tarih-i Edebiyat-ı Arabiye: bkz. Arap Edebiyatı tarihi.
Cezmi Ertuğrul’un Dil ve Edebiyatı İle
Fehmi Efendi’nin Tarih-i Edebiyat-ı Arabiye’si aynı yılda yayımlanmış.”
Kİ.s.281.
Tarih-i Tedenniyât-ı Osmaniye: Gazeteci Celâl Nurî İleri’nin
1915 yılında yazdığı eserin adı. Osmanlı’nın
Gerileme ( aşağılanma)
Tarihi anlamına gelir. “İkinci Meşrûtiyet’in
bir başka
Le Bon peresti’de Celâl Nuri. Tarih-i Tedenniyat-ı Osmaniye yazarına göre:
“Bizim ahvalimiz, husüsiyle Meşrutiyet’ten sonra cerayan eden
vak’alar nazar-ı dikkate alınırsa, G. Le Bon pek ziyade hak kazanır.” BÜ.s.161.
Tarihte Usûl: Zeki Velidî Togan (1890-1970)’ın 1950 yılında
yazdığı
eserinin adı. “Z.V. Togan’ın ‘Tarihte Usul’ adlı nefis araştırİ.Sında
M. Şemseddin
ismine rastlayamadık.” Kİ.s.90.
Tarik-ül Necat: Kurtuluş Yolu anlamında ama Ebuzziya’nın
ifâdesine göre, Ali Suavi’nın kendisine itibar sağlamak için
Arapça müellif ve eser isimleri uydurur ve bunlardan tercüme yaparak yazılarına
alıntılar yaparmış. Ebuzziya, Tarik-ül Necat
isminin de böyle bir eser ismi olduğunu söylüyor. “Abdürrafi Kendi
Tarik-ül Necat’ ın da dedi ki...diye uydurduğu ibareyi
tercüme eder gibi yazmaktı.” Mağ.s.150.
Tarpea:
Bkz. Tarpeya. “Bilirsin ki Kapitol ile Terpea yanyanadır.”Jun.II.s.158.
Tarpeya: Tarpala
kayası. Adını Tarpeia’dan olan, Capitolium’un güneybatı ucu. İ.S.
I. asıra kadar ölüme mahkum edilen kişiler buradan aşağı
atılırdı. “Her medeniyet uçuruma açılan bir kapı:Tarpeya’sı olan Kapitol.”
UU.s.112.
Tarzan:
1914’te E.R. Burroughs’un yazdığı ve 1929 yılında Harold Foster
tarafından çizgi romana uyarlanan kahraman. “Leopar derisinden donu ile
yenilmez Tarzan silindir sapkasi ile kursun islemez “mandrake”bu garip
mitolojinin baslica kahramanlari .” Kİ.s.322.
Tasannü: Divan
Edebiyatı’nda şairin bilgisinigöstermek, başkalarından
farklı görünmek birbiriyle kafiyeli kelimeler bulabilmek gibi sebeplerle
sürüklendiği samimiyetten uzak, yapmacıklı
zorlama anlatım yolu. "Tasannü (manierizm) tohumları belagatin
içindedir".” Kİ.s.65.
Tasso:
Tarquato Tasso (1544-1595). İtalyan şair
ve yazar. “Ne Dante rahipti, ne Aristo, ne Tasso. Rafaello, Michel Angelo,
Leonardo da Vinci laiktiler.” SSSS.s.93.
Taşer: Bkz Dündar Taşer.
“Sesimi Taşer’in sesiyle gürleştirerek
haykırıyorum: Tarihte tek mucize vardır: Osmanlı mucizesi.” Mağ.s.260.
Tat Fizyolojisi: “1825, garip bir kitabın doğuşuna
şahit
olur: Tat Fizyolojisi.” KA.s.433.
Tat Tvamasi: Tanrı nedir? Diye soruyorsun. Tanrı sensin: Tat
Tvamasi BDE.s. 120 Tatar medeniyeti: “İntelijansya
Türk-İslam
medeniyeti yoktur. Hun medeniyeti, Tatar medeniyeti vardır, ecdadımızdır diyor
ve Osmanlı’yı tarihten kazımak istiyor.” SNK.s.293.
Tatar:
Kazan Türkleri de denir. Kazan Cumhuriyetini kuran ve çoğu
Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nde yaşayan Türkler. “Skobolev ve
Kaufman’ın Tatar ülkesindeki fetihlerinden sonra Rus istilâsı İç
Asya’da da dizginlenmiş oluyordu.” BFH.s.76.
Tatarca: Kuzey-Batı
Türkçesi dahilinde bir Türk şivesi. “Tatarcadan,
Kıpçakçadan, Çağataaycadan ölü kelimeler devşirildi.”
Jur.I.s.72.
Tataristan: Bakenti Kazan resmi Türkçe olan, Rusya
federasyonunda özerk cumhuriyet. Eskiden Türkistan içinde bu isim kullanılmakla
birlikte Avrupalılar, XIV.asırda Küçük Asya tabiri yerine de Tataristan
kelimesini kullanırlardı. “Peru’nun, Tataristan’ın , Arabistan’ın siyasi ve
ahlaki hayatına gelir.” Kİ.s.75.
Tavernier:
Jean-Baptiste Tavernier (1605-1689) Fransız tacir, seyyah ve seyahatname
yazarı. “Sylvestre de Sacy ile münasebet kurdu. Marco Polo’nun, Tavernier’nin,
Chardi’nin seyahatnamelerini okudu.” KA.s.33.
Tayf: Hayalet,
ruh, görüldüğü zannedilen hayali varlık.
“Hem Marseyyez, hem Eşil... Tayf da orda melek de...
Elektr’in kapısında Capanee beklemekte. Ve Lodi köprüsünde Bonapart ayaktadır.”
UU.s.344.
Teb:
Yukarı Mısırda Nil kıyısında bir şehir. “Mısır’ın gökleri altında
Menfis ve Teb’de, büyük ehramın önünde, kutsal İsis’in ve
kadimler kadimi Ebulhevl’in huzurunda, çölün aydınlığı
ve haşmeti
içinde Ezeli Ruh’un, Ruh-u cihanın bütün varlıklarla, onların istihalelerini
halkeden yaratıcı Kelam’ın, konuşan remizleri ile karşılaştı.
IDG. s.150 Tecrübî Roman: (Le Roman Experimental). Natüralizmin kurucusu
Fransız Romancı Emile Zola (1840-1902)’nın 1880 yılında kaleme aldığı
Natüralizmin bildirisi niteliğindeki yazısı. “Önce ‘Edebiyat
belgeleri’ni, ‘ tecrübî roman’ını, ‘natüralist romancılar’ını okudum sonra
Rougon Macguart’lari KA.s.314.
Tedrisat-ı İptidaiye
Mecmuası:
1868'de ilkokullara (sübyan okullarına) öğretmen yetiştirmek
üzere, İstanbul'da
kurulan "Darülmuallimin-i İptidaiye"okulunun II.
Meşrutiyetten
sonraki müdürü olarak Sati Bey tarafından Bakanlık adına çıkarılan dergi.
Muallim cevdet: ‘Tedrisat-i Iptidaiye’ mecmuasinda Velidi’nin goruslerini
tenkit etmis.Cevdet Beyin itirazla karsiladigi dusunceler sunlarmis.
‘Teokratizm, Turkler için başbelası olan bir zihniyettir.’
Teokratizm, İslam camiasinin oz sifati
degildir.” IDG.s.232.
Tefekkür Sînâ’sı: Sînâ, Arap Yarımadası’nın Mısır ile birleştiği
yerde bir üçgen teşkil eden yarımadanın adı. Başka
bir tarifle Sînâ çölü. Tur-ı Sînâ’da buradadır. Hz. Musa’nın burada Allah ile
konuşması
hadisesine atıfta bulunarak, tefekkür kutsal Sînâ’da yapılan konuşmaya
benzetilmiş “Mâbetler her çağda
ziyaretsiz kalmış. Tefekkür Sina’sı metruk bir
manastır.” BÜ.s. 270.
Tefsir: Örtülü,
kapalı olan şeyi ortaya çıkarmak, açmak,
beyân etmek, beşerî kudret dâhilinde, Kur'ân-ı
kerîm âyetlerindeki murâd-ı ilâhîyi (Allahü teâlânın murâdını) anlamak.Arapça
gramer kaidelerinden, dini kaynaklardan, ilmi görüş ve
kuramlardan faydalanarak yapılan Kur’an yorumu. “Tefsir,Hadis,Fıkıh vs İslam
hayatın bütününü kucaklıyor,düşünceye ihtiyaç bırakmıyordu.”
Jur.II.s.209
Tehlikeli Alakalar: Fransız hikaye, roman ve
deneme yazarı Pierre Choderlos de Laclos (1741-1803)’un 1782 yılında yazdığı
eserinin ad. “Mesela Rousseau’nun Yeni Heloise (1761), Diderot’nun Rahibe’si
(1760), Laclos’nun Tehlikeli Alakalar’ı (1782).” KA.s.237.
Teilhard de Chardin: (1881-1955) Fransız filozof
yazar ve papaz. “Filozof papaz, Teilhard de Chardin’in (1881-1955) Avrupalıya
tavsiyesi: Hristiyanlığa dönüş;
daha geniş, daha şuurlu,
daha limî bir Hristiyanlığa.” UU.s.105.
Tek Parti Devri: Cumhuriyetin kuruluşundan
1946 yılına kadar deam eden süre. “Sonra, zaman zaman çığlıklar
duyulur, tek parti devrinin kesif ve kasvetli havasını dağıtmaya
çalışan
çığlıklar.”
BÜ.s.101
Tekvin:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümündeki Torah’ın ilk kitabısır. Eserde İnsanlığın
yaradılışı,
Adem ile Havva’nın Cennetten uzaklaştırılışı,
İbrahim
a.s’ın peygamber oluşu, İbranilerin
Mısır’dan çıkışları anlatılmaktadır.
“Kitabların başlıcaları şunlardır:
Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu,
Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )” IDG.94
Telemak: Fenelon’un
veliahtı devlet idaresine alıştırmak için kaleme aldığı
romanı. “Hüsrevnâme siyasî, ahlâkî ve askerî bir hikâye, bir parça Telemak
gibi.” KA.s.153.
Telemaque:
Bkz. Telemak. “Genç eleştirmen bu incileri Cevdet
Kudret’ten derlemiştir. O da, Cevdet Kudret de ne
Tercüme-i Telemak’ı okumuşlardı, ne Telemaque’ı.”
KA.s.332.
Telugu Edebiyatı: Telugu diliyle XI asırda özgün şekilde
şekillenmeye
başlayan
edebiyat cereyanı. “İlk yazıt 633 tarihli. Telugu
edebiyatının Sanskritçedeki adı Andra Edebiyatı.” BDE.s.296.
Telugu: Dravid
dili. Andhra Pradeş eyaletinde yaklaşık
70 milyon kişi tarafından konuşulan
dil. “Hint yarımadasının güney yarısında yaygın olan Dravitçe’nin dört
büyük lehçesi var: Tamul, Malayalam, Kannada, Telugu.” BDE.s.95.
Teluguce:
Telugu dili. Bkz. Telugu. “Teluguce, kelime hazinesi bakımından ,Tamulca’ya en
uzak, Hint-Arya dillerine en yakın olan Dravit lehçesi.” BDE.s.296.
Temerküz Kampları: Toplama kampları. “Temerküz
kamplarından çok daha insanca bir çözüm yolu.” BDE.s.25.
Temp Modernes: Bkz. Temps Modernes Dergisi. “Aron’un ilk eseri
“Alman Sosyolojisi”1933. Sartre’la 1946’da Temp Modernes’i kurar.” SNK.s.103.
Temps Modernes Dergisi: Jean Paul Sartre (1905-1980)
ile Aron’un 1946 yılında kurduğu derginin adı. “Varoluşçuluğun
kurucusu olan çagdas Fransız filozofu. 19051980 Aron, Sartre ile Camus’nün
eski bir arkadaşı. Temps Modernes dergisinin
yazı ailesinden.” Mağ.s.59.
Temsili Hükümet: Stuart Mill’in 1899 yılında yazdığı
eseri. “Diğer eserleri de şunlar:
‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsili Hükümet’,
‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’
(1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.
Tenbih:
Arap seyyah ve tarihçi Ebul Ali bin Hüseyin El Mesudî (öl.956)’nin 930’lardan
sonra kelema aldığı Kitab- üt-tenbih ve’l işrâf
adlı eseri. "Eski arap yazarları, İslam tarihçileri, Mesudi, Tortuşi
(Sıraç ül Mülük), Mesudi (Tenbih) İbn Haldun'un tabiriyle avı
kovalamış,
fakat tutamamışlardır.”SNK.s.176.
Tenkidin Gelişmesi: Çağımıza
has bir özelliktir bu. İlk konferans dizisinin başlığı
da Tenkidin Gelişmesi'dir. Kİ.s.
419.
Tennyson:
Alfred Tennyson (1809-1892). İngiliz yazarı. "Filhakika,
‘Doğu
Kütüphanesi’, Hugo’dan Nerval’e, Tennyson’dan Lamennais’ye kadar bir çok batı
yazarlarının başvurduğu
bir anakitaptır." IDG.s.83.
Tensiye:
Biblia (Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün Torah kısmındaki kitaplarından birisi. “ Kitabların başlıcaları
şunlardır:
Tekvin, Çıkış, Leviler, Sayılar, Tesniye, Yeşu,
Hakimler, Samuel (1 ve 2) Krallar (1 ve2 )’’ IDG.s.94. Tentation: Şuça
eğilim,
suça meyil anlamında Fransızca bir hukuk terimi. “Brüda’nın eşeği,
böyle bir ‘paperasse’ mahşeri içinde çeşitli
‘tentation’ların itip kaktığı bilgi avcısından daha az
bedbahttır.” UU.s.206.
Teodosyus. Roma İmparatorluğunda,
Vali Antiokhos’un teşvikiyle II. Theodosius’un
435-438 yıllarında hazırladığı kanun. Theodosius’un
kanunları batı Roma yıkılıncaya kadar etkisini sürdürmüştür.
“Bu son moda mitolojinin yerli rahipleri bana hap Voltaira’nin bir tarifini
hatırlatır:” Avukat Paris’in örf ve adâbını öğrenmek
için yıllarca Teodosyus ve Justinianus kanunlarını ezberleyen, sonra efendim,
kaydını yaptırarak ücretini mukabilinde müdafaaya çıkmak hakkını kazanan bir
kimse, sesi münasipse tabiî.” BÜ.s.184.
Teokrasi: Siyasî iktidarın Tanrıdan kaynaklandığı,
bu iktidarın Tantının yeryüzündeki temsilcisi tarafından kullanıldığı
inancına dayanan siyasî sistem. “Abdülhamit idarede teokrasinin dış şekillerini
muhafaza etmeye çalışır.” BFH 136
Teokratizm: Teokratlık. Bkz. Teokrasi. “Cevdet Beyin
itirazla karşıladığı
düşünceler
şunlarmış.
“Teokratizm, Türkler icin basbelasi olan bir zihniyettir.” “Teokratizm, İslam
camiasinin öz sıfatı değildir.” IDG.s.232.
Teoloji:
İlahiyat,
tanrı bilimi. “Yeni teolojinin üç eknumu -Le Bon ve Demolins gibi yamaklarıyla
birlikte -ikinci meşrutiyet’in en itibarlı
kâhinleri-.” BÜ.s.183.
Teophile Gautier: (1811-1872). Fransız şairi
ve münekkidi. "Marcel Proust, çocukken okuduğu
kitapların başında Teophile Gautier'nin
‘Capitaine Fracasse’ını hatırlıyor.” Kİ.s.307.
Tepedelenli Âlî Paşa:
(1744-1822).
Osmanlı veziri. “Bonapart'ın karşısına çıkabilecek tek dâhiyi Doğu
yetiştirdi:
Tepedelenli Ali Paşa.” KA.s.37.
Terakki Makalesi: Namık Kemal’in İbret
Gazetesi’nde Hicri 12 Teşrinievvel1288 tarihinde
yayımladığı makalenin adı. “Ve ülkesinin
insanlarını bir çalışma seferberliğine
çağırır
Namık Kemâl (Bkz. Terakki Makalesi, 12 teşrinievvel 1288, ibret) Mağ.s.194.
Tercüman’ın İnci’si:
1955 yılında
yayımlanmaya başlayan ve günümüze kadar çeşitli
inkıtalarla devam eden Tercüman gazetesinin 1970’li yıllardaki eki. “M.
Nazım Tercüman’ın İnci’sinde (6 Ekim 1970) fakiri
hakketmediği iltifatlara gark etti.” Jur.II.s.173.
Tercüman-ı Hakikat: 1878 senelerinde, Ahmed
Midhat Efendi’nin çıkardığı gazete. Gazete, Ahmed Mithad
Efendinin başarılı kalemi, devleti tenkid
etmeyen memleket yanlısı tutumu, ciddi haberciliğiyle bu
devrin en uzun ömürlü ve itibarlı gazetesi oldu. “Naci’ye Tercüma-nı Hakîkatin
kısmı edebisini tevdi eden Efendi,şairin inkar edilmez
kabiliyetlerini herkesten çok takdir ediyordu.” Mağ.s.236.
Tercüman-ı Şark Gazetesi:
1878
senelerinde arasında, Şemseddin Sami’nin başyazarlığını
yaptığı
ve Mihran Efendinin yayınladığı kısa süreli gazete. “Tercüman-ı
Şark
gazetesi Ali Suavi’nin Londra ve Paris’te anarşistlere
elebaşılık
ettiğini
yazar.” SNK.s.310.
Tercüme Odası: 1821’de İstanbul’da kurulan tercüme
birimi. “Başhoca İshak
Efendi’nin yardımıyla Tercüme Odasına girer.” Kİ.s.269.
Tercüme-i Telemak: Yusuf Kâmil Paşa’nın
Telemak Tercümesi. Bkz. Telemak. “Genç eleştirmen bu incileri Cevdet
Kudret’ten derlemiştir. O da, Cevdet Kudret de ne
Tercüme-i Telemak’ı okumuşlardı, ne Telemaque’ı.”
KA.s.331.
Tereddi:
Menfi gelişme gösterme. Soysuzlaşma
yozlaşmak.
“Onları ararkan Nordau çıktı karşıma, Nordau, Haeckel, Büchner
ve bütün mistisizmlerin birer şarlatanlık, birer tereddi olduğunu
haykırdılar.” Jur.I.s.397.
Terörizm:Fertlerin
ya da azınlıkların şiddete dayanan ve kişilere
mallara ya da kurallara yönelik siyasî eylemi; bu şiddet
eylemlerinin tamamı. “Terörizm, bir metot veya metodun dayandığı
teori.”BFH.s.20.
Tertulian: 155-222’e deoğru. Natı kilisesinin
kurucularından ve Hristiyan yazarların ilki. "O zamana kadar (İrenaeus
ve Tertullian'a göre)hem Lyon hem Kartaca kutsal kitap olarak İncilleri,
Paul'un Mektuplarını ve daha bazı mektupları okuyorlardı."IDG.s.124.
Teşrî- magister: Kanun yapma gücü, kanun koyma
selahiyeti. “Emr (teşrî- magister) Kur’an’ındır.
Fıkıh (kazaî- magister) bütün müminlerindir.”BÜ.s. 171.
Tevetoğlu: Fethi Devetoğlu
(1916-1989). Türk şiyaset adamı ve yazar. “Bugün
ideolojik renkleri ne olursa olsun eski tecrübeleri verimli hale getirmemizi sağlayacak
kitaplar var.Tevetoğlu, Cerrahoğlu
veya Mete Tuncay’ın kitapları”.SNK.s.268.
Tevrat:
Hz. Musa’ya inan Musevîlerin Kutsî kitabı.“Sağ, kibar ve
imtiyazlı; Rabbin sevgili kulları sağında yer oturacaktır, diyor
Tevrat.” BÜ.s.78.
Tevrat’ın Serseri Yahudi’si: Bkz. Kitab-ı Mukaddes’in
Serseri Yahudisi. Marx, “Tevrat’ın serseri Yahudi’si gibi ömür boyu bir ülkeden
öbürüne kovulmuştur.” SNK.s.144
Tezel:
Adalet Ağaoğlu
(1929-....)’nun 1979 yılında yazdığı romanı Düğün
Gecesi’nin ana şahıslarından biri. “Tezel’i çok
seviyorum.” KA.s.363.
Th.Morus: Bkz.Thomas More: “Ütopya 1516 Th.Morus
U-Topia:zamanın ve mekanın dışında olan, hiçbir yerde
olmayan.” SNK.s.209.
Thackeray:
William Makepeace Thackeray (1811-1863). İngiliz yazarı. “Thackerey’i
Arnold’u, Thompson’u ise, Hint şiirinden çok Binbir Gece
Masalları büyüler.” BDE.s.44.
Thames: İngiltere’de 338 Km uzunluğunda
bir ırmak. “Ne varki genç şair ne sınıf çatışmalarının
farkındadır, ne de Thames’ten yükselen kokuların.” Mağ.s.191.
The Hero in History: Sidney Hook’un 1950 yılında
yazdığı
eserinin adı. “Üstadın en dikkate layık eserlerinden biri, “The Hero in
History” (Tarihte Kahraman).” Kİ.s.353. Theodora:
(VI.asrın başları-548). 527-548 arası Bizans
İçparatoriçesi.
“V. Haris, Jüstinyen tarafından genel filark nasbedilmiş,
monofizist temayüllü bir Hristiyan olduğundan Theodora’nın iltifatına
nail olmuş.” Kİ.S.148.
Theokritos: (MÖ.300-MÖ.250 civarı). Yunanlı şair.
“Thaokritos’un Vergilious’un, Raca’nin klasik cercevesi, ama ne buyuk ilham
farki!” BDE.s.203.
Theragatha:
Bkz. Rahip Neşideleri. “Beşinci
tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham
alan şiirin
en güzel örneklerini "Rahip Neşideleri" (Theragatha) ile
"Rahibe neşideleri"ni (Theragatha)
buluyoruz.” BDE.s.170.
Theragatha: Pali Edebiyatında miladın hemen
öncesinde veya başlarında yazıldığı
sanılan “Dustur”un ikinci bölümünde yer alan dini manzum metinlerden biri. “Beşinci
tomarın bir başka eserinde, budizmden ilham
alan şiirin
en güzel örneklerini "Rahip neşideleri" (Theragatha) ile
"Rahibe Neşideleri"ni (Theragatha)
buluyoruz.”
BDE.s.170.
Therive:
Roger Puthoste Andre Therive (1891-1967). Fransız yazar ve Temps gazatesi
edebiyat tebkitçisi. “Therive yalnız kendi ülkesini değil,
bizim dertlerimizide ne güzel sergilemiş:Bir zamanlar bir kamuoyu,bir
toplum,bir edebiyat dünyası vardı.Bugün beş altı tane.Hepsininde burnu Kaf
dağında.”
Mağ.s.245.
Thermidor:
Fransız ihtilâli döneminde Cumhuriyet takviminin 11. ayına verilen isimdir ki
19 ya da 20 Temmuzdan 19 ya da 20 Ağustosa kadar olan süreyi
kapsar.
“Thermidor’dan
sonra burjuvazi “Il me faut une epee” (bana bir kılıç lazım) der’’ SNK. s.235.
Thibaudet:
Albert Thibaudet (11874-1936). Fransız edebiyat eleştirmeni
ve yazar. “Roman okuyucusu, tesadüfen, bir vaya birkaç roman karıştıran
bir insan değildir.’ Thibaudet’ye göra
romandaki dünyanın gerçek olduğuna inanmış bir
roman tiryakisidir.” KA.s.144.
Thierry:
Augustin Thierry (1795-1856). Fransız tarihçisi Saint-Simon (1760-1825)’ın
sekreterliğini yaptı. Modern tarihin
kurucularından biri olarak kabul edilir. “Thierry, için demekratik
cumhuriyetlerin sonu ahlâkî bir alçalıştır.” BÜ.s.169.
Thiers etat: Fransa’da Ancien Regime döneminde din adamları
ve soylular sınıfına mensup olmayan ve tarattığın üçüncü
sınıfını oluşturan kişilerin
tamamı. Thiers etat önce mücadelesinini dine karşı verir,
sonra 18. yüzyılda kilise ile taht beraber zedelenir.” SNK.s.145.
Thiers: Adolphe
Thiers (1797-1877). Fransız siyaset adamı, gazeteci ve tarihçi. “Fransız
demiryolları, devlete ve başvekil Thiers’e rağmen,
onların eseri.” SSSS.s.107.
Thomas Moore: Thomas Moore (1779-1817). 1817 yılında yazdığı
ve kendisini meşhur eden “Lalla-Rookh” eseriyle
meruf İskoçyalı
Şair.
“İskoçyalı
Thomas Moore (1779-1817), 1817’de dünya ölçüsünde şöhret
kazanan bir poem yazar: “Lalla-Rookh”.” BDE.s.44.
Thomas More: Thomas More ya da Morus (1478-1535). 1516
yılında yazdığı Ütopya isimli eseriyle
tanıan,1535 yılında, ömrünün son senesinde aziz sınıfına kabul edilen İngiliz
şovalyesi.
"Don-Quichotte bir rüyâyı yaşar. Thomas More bu rüyâyı
yaratır.” SNK.s.75.
Thomas Morus: Bkz.Thomas More. "O da saray adamı, elçi veya
dostu Thomas Morus gibi nazır olabilirdi."IDG.s.159.
Thompson:
Françis Thompson (1859-1907). İngiliz şair
ve yazarı “Thackerey’i Arnold’u, Thompson’u ise, Hint şiirinden
çok Binbir Gece Masalları büyüler.” BDE.s.44.
Thoreau:
Henry David Thoreau (1817-1862).Amerikalı anarşist, şair
ve yazar. “Şiarları: Pasif direnme.
Ferdiyetçi ve barışçı anarşizm,
hükümet müdahalesini kabul etmeyen ve bu prensibi sonuna kadar götüren tek anarşizmdir.
En tanınmış temsilcisi: Thoreau.” Mağ.s.171.
Thukudides: ( MÖ.460’e doğru-395’e doğru).
Yunanlı tarihçi.”Paşa eski Yunan ve latin
kaynaklarına dayanarak ilkçağ kavimleri arasında Türklerin
çok geniş bir
yeri olduğunu iddia eder, söylediklerine
delil olarak da Heredot, Strabon Thukudides v.b. gibi klasik tarihçilerin
eserlerini gösterir."K.İ s.326.
Tıbbiye: Hekim
yetiştiren
Yüksek okul. Tıp fakültesi. “1821 Tercüme Odası,1831 Tıbbiye,
Elçilikler, Misyoner Mektepleri ile ulemânın karşısına
yepyeni bir zümre çıkar: intelijansya.” SNK.s.283.
Tıfl-ı Ebcedhan: Ebced okuyan cocuk anlamına gelip, çok acemi,
daha başlangıçta
manasında kullanılan bir terkiptir. “Ve Kelam-ı Kadim her müminin hafızasında
veya elindeydi.Avrupa’nın en güzide alimleri,Osmanlının arif-i ümmi’leri
yanında birer tıfl-ı ebcedhandır.”Kİ.s.384.
Tılsımlı Deri: Peau de Chagrin. Fransız romancı Balzac’ın 1830
yılında yazdığı romanı. “Balzac’ın “Tılsımlı
Derisi” şahane
bir kitap.”Jur.II.s105.
Tırpan: Fakir
Baykurt (1929-1999)’un 1970 yılında yayımladığı romanı. “Fakir
Baykurt Tırpan’ın başında şöyle
der:” KA.s.342.
Tibet:
Şizang.
Çin’deki beş özerk bölgeden biri. “Çin’in,
Japonya’nın, Tibet’in, Siyam’ın , Birmanya’nın, Seylan’ın manevi vatanı: Hint.”
BDE.s.21.
Tibül: Albius
Tibullus (MÖ50-MÖ.19-18). Latin şairi. "Sonra
yamaçlarda sohbet edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens,
Fenelon. Az ötede, bir başka kafilenin şeyhi
Horas ve maiyeti : Pope'lar.Boileau'lar, Montaigne'ler".” Kİ.s.51
Tih Sahrası: Sina yarımadasının ortasında, doğuda
Akabe Körfezi, ve Vadi Araba çukuru, batıda Şuveyş körfezi
arasında yer aolan taşlık ve kumluk çöl. Hz.Musa’nın
liderliğinde
Mısır’dan ayrılan Musevîlerin burada yıllarca dolaştığı
varsayılarak Arap cğgrafyacıları tarafından
“Sahra-yıBen-i İsrail” adı kullanılır.
“Fısıldayan Dodon, Teb, Raphidim, kutsalkaya, Arz-ı mev’üt, Musa’nın kollarını
semaya kaldıran Harun’la Hur, cenkler ve Tih Sahrası, Amos’un kasırgayla
çalkalanan arabası.” UU.s.342.
Tikkana:
13 aırda yaşamış.
Hintli mütercim. Sanskritçe’den Telugu diline tercümeler yapmıştır.
“Mahabharata tercümesini tamamlamak, 13. yüzyılın ortalarında yaşayan
,Tikkana’ya nasip olmuş.” BDE.s.297.
Tilcik:
Kelime karşılığı
uydurulan bir kelime. “Ve o eciş bücüş “tilciklerle”
edebî güzeli yaratmak için çırpınıyordu.” BÜ.s.153.
Timur:
(1336-1405). Timur Devleti’nin Kurucusu ve 1370-1405 yılları arası Devletin ilk
Hakanı. "Timur'un büyük iltifatlarına mazhar olur, ama bilir ki ‘Kub-u
sultan, ateş-i suzan’dır .” SNK.s.68.
Tintagel:
Büyük Biritanya’da Cornwall’ın kuzey batı kıyısında bir yer “Sevalıların naaşlarını
Tintagel’e götürdü gemisiyle.” KA.s.166.
Tipitaka:Tripitaka.Pali
dilinde üç sepet anlamına gelen ve Budhacı hinayana kanonunun tümünü adlandıran
Sanskritçe kelime. “Palice yazılan en eski,en değerli
esrer,budizmin "Düstur"u kabul edilen"Tipitaka" ya da Üç
Sepet.” BDE.s.170.
Tiran: Eski
Yunan’da zora başvurarak ele geçirdiği
iktidarı mutlak bir biçimde kullanan kişi. “Eski Yunan ve
Roma’da kanun dışı yollardan iktidara geçenlerin
adı: “Tiran”dı.” Kİ.s.385.
Tirikkural: Tamul vecizeler (Gromik şiir)
edebiyatının önemli manzum eserlerinden biri. Eserin konusu: Fazilet, para, aşk.
Eserin yazarı ise Tiruvalluar’dır. “Tirikkural’ı yazanın annesi parya imiş,
Şiva
karışmı
işe
Akademinin dağılışıunı
bu anlayışsızlığa
bağlayanlar
bile var.” BDE.s.287.
Tirimetrik: Düzenleyici. "Abdülhamid’in ayırıcı vasfı
tirimetrik (düzenleyici) olmaktır, kombinezonlara bayılır, kesin
çözümlemelerden hoşlanmaz." BFH.s.128.
Tirso de Molina: (1583-1648). Entrika üzerine kurulu komedileri ve
romansı dramları ile bilinen İspanyol oyun yazarı. "Lope
de Vega, Gongora, Quevedo, Tirso de Molina, Calderon.. onyedinci yüzyılın
birinci yarısına pırıltı saçarlar".” Kİ.s.67.
Tirtankara:Irmak geçidini geçen kişi
anlamında Sanskritçe bir kelime olup Caynacılıkta yeniden doğuşlar
okyonusunu aşmayı başaran
ve başka
insanlara yol gösteren kişilere denir. “Konuların çoğu
Hint geleneğinden alınma Tirtankaralar'ı
öven mersiyeler, şükran neşideleri...”
BDE.s.167.
Tirukkural: Tamular tarafından evrensel Veda olarak kabul
edilen 1330 beyit ve üç bölümden oluşan eserin adı. “On sekiz büyük
vecize kitabı var, en önemlilerinden biri “Tirukkural”.”BDE.s.287.
Tiruttakkadevar: Tamul romanesk edebiyatının önemli manzum
romanlarından biri olan Civakaçintamani’nin yazarı. “Beşinci
Romanın adı: “Civakaçintamani”. Yazarı: Tiruttakkadevar.” BDE.s.290.
Tiruvalluar: Tamul şairi. Hayatı hakkında kesin bir
bilgi yoktur. Tamul vecizeler (Gromik şiir) edebiyatının önemli manzum
eserlerinden biri olan Tirikkural’ın yazarıdır.
“Dokumacı
Tiruvalluar’ın dilden dile dolaşan eserinden birkaç örnek
verelim.” BDE.s.287.
Tiruvaşaga: VIII-IX asırlarda yaşamış,
Tamul edebiyatının en önemli şivacı şairi
Manikavaşaga’nın
VIII asırda yazdığı eseri. “Manikavaşaga
8. yüzyılda yaşamış,
ötekilerden dahaolgun, daha derli toplu.Şaheseri “Tiruvaşaga”.İngilizcede
Almancada birçok tercümeleri var bu kitabın.” BDE.s.291.
Titan:
Yunan mitolojisinde Olimposlulardan önceki tanrılar. Uranos ve Gaia’dan doğan
Titanlar altısı erkek ve altısı kadın on iki tanrıdan oluşmaktadır.
“Sonsuz karanlıkların bağrına hangi Titan çizmişti
bu tabloyu?” UU.s.345.
Tite Live:
Titus Liveus. (MÖ59-İ.S.17) Romalı terihçi. “Daha
sonra Tite Live yeni bir uslup kazandırır tarihe, dürüst ve hayale yer vermeyen
bir romanlı uslubu.” KA.s.391. Tite-Live Üzerinde Discorsi: Discorsi
sopra la prima deca di Tito Livio ( Titus Livius’un on iki yılı üzerine konuşmalar).
Niccola Machiavelli (1469-1527)’nin 1519 yılında yazdığı
eserinin adı.“Halk Caliban’dır henüz. Daha çok “Tite-Live üzerinde Discorsi”sinde
cumhuriyetten yanadır.” SNK.s.192.
Tit-liv: Bkz.
Tite-Live. "Lükres, Katül, Virjil, Horas. hepsi de büyük şair;
Sezar, Tit- Liv ve Ciceron” KA.s.66.
Tiyatro Üzerine Mektup: Fransız Flozof ve sanatkarı
Jean-Jacques Rousseau (1711- 1778)’nun 1758 yılında yazdığı
eseri “Tiyatro üzerine mektup, tiyatroyu bir mekteb-i edeb değil,
bir mektep-i feâhat olarak vasıflandırır.” BÜ.s.196.
To be or not to be: To be or not to be that is
the question ( Olamak ya da olmamak işte bütün mesele bu) William
Shakespeare (1564-1616)’nin kahramanlarından Hamlet’in monoloğunun
ilk dizesi. "İnsanlığın
"to be or not to be" si burdadır".” SNK.s.180.
Tobias Smollet: “Tobias Smollet (1721-1771), Roderick Random
(1748), Peregrine Pickle’in Maceraları (1751) ve en değerlisi
Humphry Clinker (1771) olan hikâyelerinde pikaresk bir hava içinde komik ve
satirik romanı geliştirmiş.”
KA.s.220.
Tocqueville: Charles Alexis Henri Tocquevelle Clerel de
(1805-1859).Fransız siyaset adamı ve tarihçi yazar. “1790’la 1848 arası:
Burke’in Fransız İhtilali Üzerine Düşünceler’i,
Fichte’nin Alman Milletine Nutuk’u Tocquevelle’in Amerika’da Demokrasi’si.”
UU.s170.
Tokadızade Şekip: (1871-1932). Meşrutiyat
dönemi şairi.
“Tokadızade Şekip Fikret’in bu iltifatını
yavanlaştırarak
tekrar eder.” Kİ.S.235.
Tokugava: Minamotorlar’a dayanan J,apon soylu âile.
1603-1867 yılları arasında devam eden Şogun Hanedanlığının
kurucusu olan âile. “Hiç olmazsa Tokugava’lar döneminin başlarına
kadar (on yedinci yüzyıl)Avrupa’dan bağımsız olarak gelişen
bir edebiyat geleneği.” KA.s.401.
Toledo: İspanya’da bir kent. “Cervantes,
Toledo’nun Yahudi mahallelerinde dolaşırken bulmuş kitabını,
kesekağıdı
yapılmaktan kurtarmış.”KA.s.194.
Tolkappiyam:V. asırda yazılmış Tamul
dilbilgisi kitabı. “Tamulca’nın en eski abidesi bir gramer: “Tolkappiyam”.”
BDE.s.285.
Tolstoy, Turgeniev, Gonçarov'un Roman ve
Hikayelerindeki Kadınlar:
Rus Edebiyat tenkitçisi Dimitri Pisarev (1840-1868)’in 1861 yılında yazdığı
eserinin adı."Ama vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar
uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev,
Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları
(1864), Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen
proletarya (1865)”. Mağ.s.98.
Tolstoy:
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910). Rus ve Dünya edebiyatının en büyük romancılarından
biri ve Savaş ve Barış,
Anna karanina gibi tanıdığınız bir çok romanın yazarı.
“Ama vazgeçmemiş yazı yazmaktan: Yankılar
uyandıran bir dizi yayımlamış: Tolstoy, Turgeniev,
Goncarov'un Roman ve Hikayelerindeki kadınlar (1861), Rus Dramının Dayanakları
(1864), Puşkin ve Belinski (1865), Düşünen
proletarya (1865)". Mağ.s.98.
Tom Amca’nın Kulübesi: Uncle Tom’s Cabin. Harriet
Beecher-Stowe’un 1852 yılında yazdığı romanı. “Bu realist şahesere
Bengal’in Tom Amca’nın Kulübesi adını verirler. Aynı yıl edebiyat göklerinde
yeni bir yıldız pırıldar: Madusun Datta (1824- 1873).”BDE.s.274.
Tom Jones: The History of Tom Jones a Founding. İngiliz
Komedi, fars ve parodi yazarı Henry Fielding (1707-1754)’ 1750’lı yıllarda
yazdığı
eserinin adı. Eserde, sokak serserilerinin serüveni anlatılmaktadır. “Homer’in
Odise’sindeki kişiler ve olaylar da Fielding’in
Tom Jones’unkindekiler kadar gerçek bir anlamda.” KA.s.134.
Tom Sawyer: Amerikan hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat
yazarı Mark Twain: (1835-1910)’in 1876 yılında yayımdığı
romanının adı. “Hazine adasi”nin yayimlanmasindan bir yil sonra, dunyanin butun
cocouklari icin bir dost oluveren bir kahraman yaratiyordu Mark
Twain:”huckleberry finn” (1884),”Tom Sawyer (1876)nin arkadasi idi bu hazine
adasinin kahramanida Alice de yazarlarina pek benzemez.” Kİ.s.319.
Tom: Amerikan
hikâye, roman, otobiyografi ve seyahat yazarı Mark Twain (1835- 1910)’in
1876yılında yazdığı Tom Sawyer romanının
kahramanı. “Tom ile Huck ise Mark Twain’in çocukluk hatıralarına bağlıdır.”
Kİ.s.319.
Topal Seytan: Diable Boiteux. Fransız yazar Alain Rene Lasage
(1668-1747)’nin 1707 yılında yazığı romanı. “Batı’nın ilk
romanlarından biri ‘Topal Şeytan’” BÜ.s.119.
Toplum Sözleşmesi
Üzerine:Saint-Simon
(1760-1825)’ın 1822 yılında yayımladığı eserinin adı. “Kitap
beklenmedik bir adla yayımlanıyor: ‘Topluım Sözleşmesi
Üzerine’, yazan: Saint -Simon.” SSSS.s.83.
Toplum Sözleşmesi: J.J.Rousseeau’nun 1762
yılında yayımladığı ve devlet ve vatandaşların
karşılıklı
vazifeleri konusunda fikirlerini ortaya koyduğu eserinin
adı. 1762’de çıkan iki kitap Fransa’da hiç yankı uyandırmaz.Bunlardan biri
“Emile” öbürü ‘Toplum Sözleşmesi’dir.” SNK.s.148.
Toplumu Yeni Baştan
Kurmak için Gereken Çalışmalarının Prospektüsü: Fransız Flozofu, Saint-Simon’un
öğrencisi
ve sekreteri ve Pozitivizmin kurucusu Auguste Comte (1789-1857)’un 1822 yılında
yazdığı
eseri. “Comte bu konudaki düşüncelerini ‘Toplumu Yeni Baştan
Kurmak içinGereken Çalışmalarının Prospektüfü’ başlıklı
bir eserde topluyor ve bu defa imzalıyor da.” SSSS.s.83.
Toprak: Fransız
Natüralist sanatçı Emile Zola (1840-1902)’nın 1887 yılında yazdığı
romanının adı. “Türk okuyucu Assomoir’ı de, Nana’yı da, Germinal’i de
yadırgayacaktı şüphesiz. Ahmet Midhat hiçbir
kabiliyete, hiçbir hakikate düşman değildi.
Ama Toprak yazarını sevmiyordu, sevemezdi de.” KA.s.295.
Tora: Tora
ya da Torah. İbranice kanun anlamına gelen
bir kelime olup Kitab-ı Mukaddes’in ilk beş kitabına verilen isimdir. “İkincisi
nazil olan kitaplar: Tora, İnciller, kur’an ve enbiyaya
meleklerin ilhamıyla sâdir olan sayfalar.” IDG.s.60.
Tortuşi: “Eski arap yazarları, İslam
tarihçileri, Mesudi, Tortuşi (Sıraç ül Mülük), Mesudi
(Tenbih) İbn Haldun'un tabiriyle avı
kovalamış,
fakat tutamamışlardır". SNK.s.176.
Totalitarizm: Totaliter rejim ve doktrin. Bütün vatandaşların
tek bir blok halinde devlet hizmetinde birleşmelerini
isteyen ve savunan görüş. “Totalitarien Dictatorship
and Autocracy adlı kitabında Brzezinski totalitarizm için altı kıstas kabul
eder:” UU.s.127.
Totaliter Rejimler: Karl Friedrich’in Brzenski’ye
yazdığı
Totaliter Rejimler’de bu rejimler belli kıstaslarla tanınır: Resmi bir devlet
ideolojisi mevcuttur, milli hayat bir polis kontrolü altındadır.” SNK.s. 126.
Totaliter:
Bütün vatandaşların tek bir blok halinde
devlet hizmetinde birleşmesini isteyen rejim sistemi.
''Totoliter rejimler sahneye çıkmıştır''.” BFH.s.102.
Totemizm:Bazı
toplumlarda insan grupları ve ya da şahıslar ile hayvan guruplarıya
da bitkiler arasında ritüelleşmiş adetleri
ya da bazı durumlarda onları yemeden sakınmayı gerektiren bir ilişki.
“Frazer totemizm üzerine oniki ciltlik deneme yazmış:
‘Altin Dal’” Kİ.S.58.
Toynbee: Arnold
Toynbee (1889-1975). İngili tarihçi yazar.
"Toynbee'e göre 17 büyük medeniyet kurulmuştur,
bunlardan 7'si kalmıştır, onların da içinde yaşamaya
nazmet olan yanlız doğu
madeniyetleridir."SNK.s.175.
Tönnies:
Ferdinand Tönnies (1855-1936). Alman sosyolog ve Alman Sosyoloji derneğinin
kurucularından biri. “Tönnies’ın tasnifi şöyle (1887): Cemaatle. Cemiyet
ayrı kavramlardır. Cemaatin kültür vardır. Bu kültür tür uzvidir.” Kİ.S.28.
Trablus. Libya’nın
Kuzey Batı kesimidir ki Ülke insanının yaklaşık 3’te
ikisi burada yaşar. “Bulgaristan’da bagıİ.Sızıik,
Bosna-Hersek’in Avusturya-Macaristan’a kaıiıisı.”. Trablusgar Savaşı:
1911-1912. İtalyan’ların
Trablusgarb’ı işgali üzerine başlayan
İtalyan
savaşının
özellikle kara savaşını oluşturan
bölümü için kıllanılır. “Yani Balkan Savaşı,Trablusgarb Savaşı,
Dünya savaşı, Anadolu istiklal savaşı.”
SNK.s.393 Trablusgarp: Libya’nın başkenti. “1251’de İskenderiye
ve Trablusgarp’a Fransız konsoloslar atanır. İki buçuk
asır sonra, Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethedince -ilk iş olarak-
1251’de Memluk sultanlarının bahşettiği
fermanı tazeler.’’BFH.s.90.
Trade-Unioniste: Büyük Britanya’ada İsçileri
meslek dallarına göre aynı sendikada toplayan hareket. Sendika. “Olsa olsa bir
Trade-Unioniste şuura varır.”SNK. s.259.
Traite du physique et du morale de I’homme: Fransız hekim ve filozof
Georges Cabanis (1757-1808)’in 1802 yılında yazdığı eserinin
adı. “Cabanis “Traite du physique et du morale de I’homme” (1802) (insanda
ruhla bedenin munasabetleri)adli bir eser kaleme alır.” SNK.s.37.
Trajedi: Konusunu
tarihten yada mitolojiden alan ünlü kişileri sahneye koyan ve insan
tutkuları ile bu tutkuların kaçınılmaz sonuçlarını gözler önüne sererek seyircilerde
acım ve dehşet duygusunu uyandırmayı
amaçlayan tiyatro oyunu. “Tarih, eserini iki defa oynarmış;
önce trajedi, sonra komedi.” BÜ.s.85.
Treatise Concerning the Principles of Human
Knowledge: İnsan
Bilgisinin İlkeleri üzerine İnceleme
anamına gelen İrlandalı pisikopos, tanrı
bilimci ve filozofu George Berkeley (1685-1753)’in 1710 yılında yazdığı
eseri. “Bazı Avrupalı düşünürlerin kitapları da bu dile
çevrilmiş.
Bacon’un ‘‘Novum Organum’’u, Locke’un “Essay Concerning Human Understanding”i,
Berkeley’in “Treatise Concerning the Principles of Human Knowledge” i gibi.’’
BDE.s.241.
Trent Konsili: 1545-1549 arasında 1551-1552’de ve 1562-1563’te İtalya’nın
Trento şehrinde
toplanan piskoposlar meclisi. "Ama Roma Katolik Kilisesi Trent Konsilinde,
11 Esdas ve Manasses duası hariç Apokrifleri Eski Ahd'in parçası olarak kabul
etmiştir."IDG.s.126.
Treves:
Rier’in Fransızca adı. “Marx’ın doğum yeri olan Trier (Treves),
1795’den 1814’e kadar Fransa’ya bağlı kalır.” SSSS.s.112.
Trier:Almanya’nın
Rheinland-Pfaiz Eyaleti’nde bir şehir. “Marx’ın doğum
yeri olan Trier (Treves), 1795’den 1814’e kadar Fransa’ya bağlı
kalır.” SSSS.s.112.
Trimalcion: Bkz. Trimalsipo’nun Şöleni.
“Trimalcion dünya edebiyatının ölüİ.Süzlerinden biri.” KA.s.364.
Trimalsipo’nun Şöleni: Petronius’un Satyrikon adlı
eserinin en ünlü bölümlerinden biri. “Derken yeni bir nüshası bulunmuş ve
1664’de Padova’da basılmış. Eserin en önemli nüshası
epizodları: ‘ Trimalsipon’un Şöleni’, ve ‘ Efes’in Matronu’.”
KA.s.157. Trimurti: Hunduculukta “üç biçim” yani, Brahma, Şiva
ve Vişnu
tarafından simgelenen Yüce Varlık’ın üçlü belirtisi anlamına gelen Sanskritçe
kelime. “Trimurti’nin ilki Brahma, bugün bir isimden ibaret.” BDE.s.136.
Trinity Koleji: İngiltere’de lise düzeyinde eğitim
veren bir okul. “Trinity kolejinde okur.” SNK. s.120.
Trissino:Gian
Georgia Trissino (1478-1550). İtalyan şair
ve oyun yazarı. "Scaliger (1561 ile Castelvetro (1571)'nun şerhleri,
Trissino'nun destan ve trajedide düzenli üslup hakkındaki müdafaası, hakikate
sadakat, sanat eserinde birlik mefhumlarını yerleştirdi".”
Kİ.s.72
Tristan’la Iseult: Tristan et Yseut. XII ve
XIII.asırda manzum ya da düz yazı uyarlamalarından tanınan ortaçağ efsanesi.
Aşkın
önüne geçilmez gücünü anlatan hikâye Batı’nın en ünlü efsane çiftini oluşturur.
“Onikinci yüzyılda kaleme alınan bir aşk hikâyesi Tristan’la Iseult.”
KA.s.167.
Trivalluar: Dravit edebiyatı şairlerinden
biri. hayatı hakkında teferruatlı bilgi yoktur. “Kapilar trivalluarın kardeşi
imiş,
gelenek böyle diyor.” BDE.s.288
Troçki: Lev
Davidoviç Bronstein Troçki (1879-1940). Yahudi asıllı Rus siyaset adamı ve
yazar. “Bakumin, Blanqul,Georges, Sorel, Troçki, Mussolini, Goebbels aynı
doktrinin devamcıları.” BFH.s.19.
Trubadur. Fransa’da XII ve XIII. asırda Oc dillerinden
birinde eserler veren lirik şair. “Trubadurlarun
Hayatı üzerine yazılan kitapların en ünlüsü, onüçüncü asrın ortalarında yaşayan
Uc De Saint-Circ’in.”KA.s.394.
Truman:Harry S. Truman (1884-1972). Amerikan devlet
adamı. “İkinci
Dünya savaşı’ndan sonra yeni putlar çıkmış ortaya:
Truman,Marshall Plânı ve Amerikan sosyolojisi.” BÜ.s.184.
Trumurai:
VII. ve XI. Asırda yazılmış tTamul edebiyatı kutsal
metinlerinden müteşekkil eserin adı. “Nayarlar
eserlerini “Tamul Vedası”da denilen, “Trumurai” isimli kutsal bir kitapta
toplamışlar.”
BDE.s.291.
Truva Harbi: Akhalar ile Turuva şehri
halkını karşı karşıya
getiren savaş. Bu savaş İlyada
ve birçok erken dönem şiirinde efsanevi ve manzum bir
anlatımla dile getirilmiştir. “4 mühim elma
var,Adem’in elması,Truva harbine sebep olan Paris’in elması, Newton’un başına
düşen
elma ve kendi elması.” SNK.s.214.
Truva’nın atı: Turava SavasındaOdysseus’un ısrarıyla
Yunanlılar’ın tahtadan yaptığı, içine savaşcıları
gizleyerek şehre soktukları ve böylece savaşı
kazanmalarını sağlayan yapma at. “Ama
intelijansya tarihten ve halktan kopar, Fransız ve İngiliz
burjuvazisinin içimize soktuğu tahta attır, Truva’nın
atıdır.” SNK.s.284.
Tucker:
Josiah Tuckar (1712-1799). Amerikadaki İngiliz sömürgelerine hürriyet
verilmesinin İngiltere’nin menfaatine olduğunu
savunan İngiliz
iktisatçı. “Godwin, Proudhon, Stirner, Tucker devleti kayısız şartsız
reddeder.” BFH.s.41.
Tudor: 1485’ten
1603’e kadar ingiltere’de hüküm süren hadedanlığın
kaynaklandığı anglogalyalı aile. “İngiltere’ye
gelindiğinde
Tudor’lar bitmiş, Stuart Hanedanı’ndan I.Jacques
tahta geçmiştir.” SNK.s.217.
Tufan Efsanesi: Kur’an’da, diğer mukaddes kitaplarda ve Hint
ve Yunan mitolojisinde, Gılgamış destanında geçen su baskını
feleketi. “Daniel kitabında Tufan efsanesi, bu inancın ifadesi”.” SNK.s.249.
Tuhfe-tüz Zekiye: 1826 Yunan savası sırasında Rusya’ya İltica
eden G.Rasy isimli bir Rum’un Fransızca’dan Türkçe’ye hazırladığı
1828 yılında Moskova’da yayımladığı eseri. “Rasy işi
geniş tutar.
Lügatı: “Tuhfe-tüz Zekiye”. Fransızca’dan Türkçe’ye 1828 Moskova.” SNK.s.322.
Tulsi Das: Vinayapatrika ve Kavitavali isimli eserleriyle
tanınan Hint diliyle yazan Hindistanlı yazar. “Onun için, mesela Tulsidas’ın
Hindî dilinde yazmış olduğu
‘‘Ramayana’’ veya çağdaş Avrupa
eserleri bugün hâlâ Sanskritçe’ye çevrilmektedir.’’ BDE.s.240.
Tuna: Orta
Avrupa’da sekiz devlerin sınırlarından gecerek Karadeniz’e dökülen ırmak.
"Hayat kitabını okudu.10 Kasım 1619'da Tuna kıyısında "poele'in
içindedir.” SNK.s.73.
Tunus:
Kuzey Afrika’da Akdeniz kıyısında Başkenti Tunus, Resmi dili Arapça
olan Arap devleti. “İlk defa İslâm
ülkelerinde anayasayı Tunus yapar.” SNK.s.295.
Tunuslu Hayrettin Paşa:
(1821- 1890).
Abaza asıllı Osmanlı Sadrazamı.“Tunuslu Hayrettin Paşa,Tunuslu
Ahmet Paşa’nın
yanında yetişir.” SNK.s.295.
Tunuslu Hayrettin: Bkz. Tunuslu Hayerettin Paşa.
“TunuslouHayrettin’den sonra,çok beklediği müh-rü saderet kendisine
verilmemiştir.” Kİ.s.94.
Turan: Dünyadaki
bütün Türkleri bir arada toplanması hayal edilen tahayyülî yer. Türkistan.
Firdevsi’nin Şahnamesindeki Türk ülkesi. “İntelijansya
Osmanlı’yı inkar etmek için bazen İran’a, bazen Yunan’a, bazen
Turan’a kaçtı.” SNK.s.293.
Turgeniev:
Bkz. Turgenyev. “Şu farkla ki, Cooper’in
kahramanları içkiyle sarhoşturlar. Turgeniev’inki Hegel ve
Büchner’le.” BFH.s.46.
Turgenyef:
Bkz. Turgenyev. “Rus Romanı, Gogol’dan sonra Turgenyef’i, Dostoyefski’yi,
Tolyos’u anlatıyor.” KA.s.228.
Turgenyev: İvan
Turgenyev (1818-1883). Rus hikâye, Roman ve tiyatro yazarı. “Geçenlerde
Turgenyev anlattı; Buloz, son hikâyelerinin bazı yerlerini makaslamış...”
BÜ.s.103
Turgot:
Anne Robert Jacgues Turgot (1727-1781). Fransız devlet adamı. “Ekonomik tablo
yazarı Quesnay, Dupont de, Nemours, Mercier de la Riviere, Turgot’a göre bizim
dışımızda
bir tabiat düzeni vardır.” SNK.s.145
Turhan Fevzioğlu: (1922-1988)Hukuk profesörü ve
siyaset adamı. “Yarım asır Avrupa tefekkürü ile uğraştıktan
sonra kendi gerçeklerine dönen eski bir müstağribin
Batı-Doğu
muhasebesini dikkat-i nazarlarınıza takdim ediyorum, muhterem Turhan Fevzioğlu.”
Jur.II.s.197.
Tur-i Sina: Bkz. SinaDağı. “Bir kelimeyle Paşa,
Tur-ı Sina’da ilâhî nurdan gözleri kamaşmış bir
Musa Peygamber’in cezbesi içindedir.” Mağ.s.194.
Tutiname:
ya da diğer
adıyla Papağan’ın Yetmiş Hikâyesi.
Sanskriptçe Çarsaptati adlı kitaptan kaynaklanan bir çerçeve içinde bir dizi eğlendirici,
ders verici masalı ve hikâyeyi derleyen eser. Eser çeşitli
defalar çeşitli yazarlar tarafından
yazılmıştır.
“ ‘Binbir Gece’ye “Binbir Gün’e, Tutinâme’ye, halk arasında dolaşan
yüzlerce masala rağmen tanımıyoruz.” Jur.I.s.149.
Tüdorlar:Bkz.
Tudor. “Tüdorlar’ın usta ellerinden, Stuartlar’ın beceriksiz ellerine düşeri
beri sarsıntıdan kurtulamamıştı İngiltere.”
UU.s.199.
Türk Cihan Hâkimiyeti Mefküresi Tarihi:Prof. Dr. Osman Turan’ın1968
yılında yayımladığı eserinin adı. “Osman Turan
Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkiresi Tarihi Flora Trisatn, George Sand, Comtess
d’Agoult (Daniel Stern) düşünce tarihinin ilk kadınları değil.”
SNK.s.230.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi: Ezel Everdi, Mustafa Kutlu, İsmail
Kara gibi kişilerin öncülüğünde
ve Mehmet Kaplan, Ali Nihat Tarlan, Tahsin Banguoğlu, İnci
Enginün.... gibi bilim adamlarının rehberliğinde
Dergah Yayınları tarafından 8 cilt olarak yazımlanan edebiyet ansiklopedisi.
(Bkz.Rekin Ertem,Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi)KA.s.24.
Türk Dili:
Türk Dili Dergisi. 1933 yılından beri çıkarmakta olan 1982 yılından bu yana
yayımı Türk Dil Kurumu tarafından yapılan ilmî, aylık dergi.“Cumhuriyet,
Varlık, Türk Dili.” Jur.II.s.200.
Türk Edebiyatı Tarihi: Osmanlı Şiiri
ve Sanatı tarihi 1836-1838)Avusturyalı şarkiyetçi ve tarihçi Hammer
Purgstall (1774-1856)’in Türk edebiyatı şiiri yazdığı
4 ciltlik eseri. “Eserleri arasında bir ‘Türk Edebiyat Tarihi’ de var.” Kİ.s.103.
Türk Edebiyatı: Türk Edebiyatı Dergsi.1972 yılından Ahmet Kabaklı
ve arkadaşları tarafından çıkarılmaya başlayan,
günümüzde de devam eden, uzun yıllar kesintisiz devamedebilme muvaffakiyetini
göstermiş Türk
edebiyatı ve fikir dergisi. “Hisar. Türk Edebiyatı,Hareket,yazılarıma
sayfalarını açmak nezaketini gösteren üç dergi.” Jur.II.s.190.
Türk İnkılabı: Gazeteci, yazar ve mebus
Celal Nuri İleri (1877-1939)’nin 1926
yolında yazdığı En önemli eserleri. “’Turk
Inkilabi’, asırlık bir davanın bir çesit ‘fezleke’si.” Kİ.S.110.
Türk İnkılabına Bakıslar: Peyami Safa (1899-1961)’nın
Peyami Safa’nın1938 yılında yazdığı eserinin adı. Turk Inkilabina
Bakislar’ı Celel Nuri’ninkine kıyasla çok sığ ve tarihi
temelden mahrum bir karalamadır.” Kİ.s.113.
Türk İslam Ansiklopedisi: Meşrutiyet
döneminde yazılması amaçlanan ancak başarılı olunamayan bir
Ansiklopedi çalışmasının adı.“Naim Bey, maalesef
tamamlanmayan Türk İslam Ansiklopedisi’nin de yazı
ailesindendir.” Kİ.s.219.
Türk Ocakları Matbaası:1913 yılında Kurulan Türk
Ocakları derneğinin yayın Organı oLan Türk
Yurdu dergisini basmak ve diğer Türk Yurdu reşriyatları
yapmak maksadıyla müteakip yıllarda kurulan basımevi. “Türk Yurdu gibi
milliyetçiliği bayraklaştırmış bir
dergide parça parça yayımlanan eser1928’de Kitap olarak basılıyor. (Türk
Ocakları Matbaası).” BÜ.s.156.
Türk Romanı’nın Doğuşu:
Güzin Dino’nun
1978 yılında Cem Yayınları arasında yayımladığı eseri.
“Güzin Dino’nun Türk Romanı’nın Doğuşu adlı
kitabını okurken Tanpınar’ın ne büyük bir zirve olduğunu
bir kere daha anladım.” KA.s..318
Türk Romanının Doğuşu: Güzin Dino’nun 1978 yılında
Cem yayınları arasında yayımladığı eserinin adı. “Güzin Dino
‘Türk Romanının Doğuşunu , adlı
kitabını okurken Tanpınar’ın ne büyük bir zirve olduğunu
bir kere daha anladım.” Kİ.s.246 Türk Sazı: Mehmet
Emin Yurdakul (1869-1944)’un 1914 yılında yazdığı şiir
kitabı. “Edebiyatımızın en büyük ‘İslâm inkılapçısına yegâne borcu
Türk Sazı şairi de değildir.”
UU.s.67.
Türk Teceddüt Edebiyatı: İsmail
Habip’in 1925’lerde yayımlanan edebiyat tarihi. Yazar bu kitapta Tanzimat’tan
eserin yazıldığı devre kadar uzanan bir
edebiyatın müdafaasını yapar. Daha sonra bazı değişikliklerle
bu kitap liselerde ders kitabı olarak okutulur. Eser, “Edebi Yeniliğimiz”
adıyla da birkaç baskı yapmıştır. “Türk Teceddüt Edebiyatı
asırlık bir kavganın şairane bir fezlekesi.”
BÜ.s.121.
Türk Yurdu: Yusuf Akcora yönetiminde 1911 yılında 15 günde
bir yayımlanmaya başlayan dergi. 1913 yılında Türk
ocaklarının açılmasıyla Ocağın yayın organı haline gelir.
“Ayrica Yusuf Akcora’ya da yollamis yazıyı.Akcora yaziyi Turk Yurdu;na
koymamis;Bilgi dergisinde yayimlatmiş.” IDG.s.232.
Türk:
Türk Milleti. “Türk adâleti, kimse tarafından benimsenmeyen bu silik ve
haysiyetsiz kelimeyi pek ciddiye almaz.” BÜ.s.78.
Türkçe’de Roman: Cumhuriyet dönemi edebiyat
tarihçisi Mustafa Nihat Özön (1896- 1980)’ün 1963 yılında yazdığıeserinin
adı. “Mustafa Nihat’ın Türkçe’de Roman’ından da haberleri yoktu.” KA.s.
332
Türkçede Hikaye ve Roman: Bkz. Türkçe’de Roman.
“Sanıyoruz ki Güzin Hanım’in başlıca kaynağı
M.N.Özön’ün ‘Türkçe’de Hikaye ve Roman’ adlı karalamasıdır.” Kİ.s.249.
Türkçeden-Fransızcaya Lügat: Fransız Türkolog Bianchi
(1783-1864)’nin. 18351837 yıllarında yazdığı 2
ciltlik Türkçe-Fransızca sözlük. Eserin asıl adı: Dictionaire
tuck-français’tir. “1833’de İstanbul’da 1834’de Türkçe-İngilizce-Fransızca
Sözlük Bianchi Türkçeden-Fransızcaya Lügatı’nı yayımladığı
için Redhouse’un kitabı basılmaz.”Kİ.s.269
Türkçeden-İngilizceye
Sözlük: İngiliz
dil araştırmacısı
ve şarkiyatçısı
Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1855 yılında yayımladığı
küçük sözlük. Bu eser cep kılavuzu şeklinde hazırlanmıştır.
“1856’da Türkçeden-İngilizceye, İngilizceden-
Türkçeye iki küçük sözlük.” Kİ.s.270.
Türkçe-İngilizce Sözlük: İngiliz
dil araştırmacısı
ve şarkiyatçısı
Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1855 yılında yayımladığı
küçük sözlük. Bu eser cep kılavuzu şeklinde hazırlananlardan daha
farklı ve kaİ.Samlı bir lügattır. “1861’de İngilizce-
Türkçe Sözlük, yayımlanır. 1890’da Türkçe-İngilizce.”Kİ.s.270
Türkçe-İngilizce-Fransızca Sözlük: İngiliz
dil araştırmacısı
ve şarkiyatçısı
Sir James William redhouse (1811-1892)’un 1834 yılında yazdığı
ancak yayımlatmadığı eserinin adı. “1834’de
Türkçe-İngilizce-Fransızca
Sözlük Bianchi Türkçeden-Fransızcaya Lügatı’nı yayımladığı
için Redhouse’un kitabı basılmaz.” Kİ.s.269.
Türkçülüğün Esasları: Ziya Gökalp (1876-1924)’ın
1923 yılında yazdığı eserinin adı. “Türkçülüğün
esasları.” Mağ.s.20.
Türkiye Cumhuriyeti: 29 Ekim 1923 yılında kurulan
Türk devleti. “Ne varki, Turkiye Cumhuriyetibahtiyar tesadufler içinde doğuyor.”
Kİ.S.117.
Türkiye Defteri Dergisi: 1973 yılında çıkarılmaya başlayan
aylık edebiyat ve Siyaset dergisi. “ ‘Her ülkenin sosyalistleri kendi yollarını
kendileri bulmak, daha açıkçası sosyalizmlerini kendileri yaratmak
zorundadırlar.’ ” ( Konuşmalarından, Türkiye Defteri,
s.6)” BÜ.s.251.
Türkiye Milli Kültür Vakfı:K1969 yılında kurulan, Türk öğrencilere
karşılıksız
burs sağlayanonların
milli kültür ve geleneklere bağlı olarak yetişmelerini
amaçlayan vakıf.
“Kitap,
aynı yıl Türkiye Milli Kültür Vakfı ödülünü kazanır.Kırk Ambar,Ötüken Yayınları
arasında basılan son eseridir.Cemil Meriç’in ve bir daha basılmaz.” KA.s.12.
Türkiye Yayınevi: Tahsin Demiraytarafından İstanbul’da
1925 yılında kurulan Cumhuriyet döneminin ilk yayınevlerinden birinin adı.
“Türkiye yayınevi’ ninkine birşey ekliyecek mi büyük bir şeyekliyecek
mi” Jur1.s.179.
Türkiye’de Çağdaş Düşünce
Tarihi: Hilmi
Ziyâ Ülken’in 1966 yılında yayımladığı eserinin adı. “Hilmi Ziya
Ülken’e göre: “Medreseden yetişmiş ateşli
bir devrimci ” (Türkiye’de Çağdaş Düşünce
Tarihi, 1966, C. I, s. 101).” Mağ.s.145.
Türkiye’de Sosyalizmin Tarihine Katkı: Kerim Sadi (Ahmet Nevzat
Cerrahoğlu)’nin
1975 yılında yazdığı eserinin adı. “A. Cerrahoğlu,
Türkiye’de Sosyalizmin Tarihine Katkı, s.75-76.” Mağ.s.181.
Türkiyede Sosyalizm: Kerim Sadi
(AhmetNevzatCerrahoğlu)’nun 1965-68 yılında yazdığı
4 ciltlik eserinin adı. “A. Cerrahoğlu, Türkiyede Sosyalizm, ikinci
kitap, İstanbul
1966 üçüncü not” Mağ.s.222.
Türkmenler: Büyük bir bölümü Türkmenistan’da bunun dışında,
Irak, İran,
Özbekistan, Afkanistan Sivastopol,Karakalpak özerk bölgesi.... Gibi yerlerde yaşayan
Türk boyu. “Ama mahallesindekiler başka bir dil konuşuyorlardı.
Çerkezler vardı, Kürtler vardı, Türkmenler vardı, Türk yoktu.” Jur.I.s.78.
Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi: İstanbul’un
Göztepe Semti’nde Cemil meriç’in uzun zaman İkamet ettiği
cadde. “Tütüncü Mehmet Efendi Cad.2/4 Göztepe,İstanbul.”
Jur.II.s.188.
Tylor:
Edward Burnett (1832-1917). İngiliz antropolog ve yazar.
“Tylor’un kitabından biri ( Primitive Culture, 1871), ilkel medeniyetlerden değil,
ilkel kültürlerden bahsetmek âdet olur.” UU.s.97.
Tyr:
İskandinav
mitolojisinde savaş tanrısı. "Şam'la
Tyr'i aşmayan
bir dünya." IDG.s.108.
Tzara: Tristan
Tzara (1896-1963). Roman asıllı Fransız şairi ve yazar.. Dadaizmin
kurucusudur. “Merleau Ponty ile Tzara, Koestler üzerinde tartışmaya
girişmişler.”
Jur.I.s.195.
Ueber die Neuere Deutsche Literatur: Yeni Alman Edebiyatı
Üzerine.Alman filozof ve yazarı Johhan Gottfried Herder (1744-1803)’in 1767
yılında yazdığı eserinin adı. “İlk
eserlerinden biri Lessing’in Mektuplar’ına bir nevi zeyl (Beilage): Ueber die
Neuere Deutsche Literatur (1767) (Yeni Alman Edebiyatı Üzerine)” KA.s. 408.
Ukul’u aşere: Aristoteles’in yaptığı
ayrıma göre aklın on basamağı. “ve boylece ukul-u asare
dedikleri birbirinden tureyen on akil varlığı tevehhum
edilerek dalalete gidilmiştir.” IDG.s.196.
Ulemây-ı Rüsüm: İslâm Dini ile ilgili hükümleri
yalnızca mantıki çıkarımlar olarak formel bağlamda
temellendiren bu hükümlerin muhtevasına, derinliğine
girmemiş din
bilginleri için kullanılan tabir.. “Evet bir imparatorluk parça parça
yıkılırken Ulemâ-i Rüsüm İran’in filozof-u tabisi” uğruna
her fedakarlığı göze alıyor her zillete
katalanıyordu.” BÜ.s.148.
Ulis: “Ulis
Hileyi temsil eder; Asil şerri.” SNK.s.61.
Ulu’l emr:
Padişah,
kanun vâzıı, hükümdar. “Allah, her ul-ül-emr’i otorite ile doğrudan
doğruya
techiz eder.” BÜ.s. 170.
Uluğ Nutku : “Sayın Uluğ Nutku,
Hayam daha önce yaşayan adamlarını tek mısra ile
yolcu ediyor tarihe: “masal söylediler ve uykuya daldılar”.” Jur.II.s.195.
Ulûm-ı İctimaiyye ve iktisâdiye
Mecmuası: Ahmet
Şuayp,Rıza
Tevfik ve Mehmet Câvit tarafından İstanbul’da 1908-1910 yılları
arasında çıkarılan aylık dergi.Degi 26 sayıdan oluşmaktadır.
“İkinci
Meşrutiyetin
ilanından sonra Ahmet Şuayp, Rıza Tevfik ve Câhit
Beylerlerin büyük iddialarla neşrettikleri “Ulum-ı İctimaiyye
ve iktisadiye Mecmuası’nda da üstatla sık sık karşılaşırız”
BÜ.s.162.
Ulunay:
Refi Cevad Ulunay (1890-1968). Cumhuriyet dönemi Roman, Tiyatro ve gezi
yazıları yazarı. “Evde babasından duyduğu Türkçeyi konuştu,
okumaktan vazgeçti, yahut Ulunay’ı, Burhan Felek’i, Vâ-Nûyu okudu.”
Jur.I.s.140.
Ulus: Hakimiyet-i
Milliyet Gazetesi’nin 1934’ten sonraki adı.“Sonra Ulus’a yazar oldu.”
Jun.II.s.159
Uma: Işık
anlamında bir kelime olup özel anlamda Şiva’nın karısının adlarından
biridir. “Tanrılar Şiva’ya Himalaya’nın kızı Uma’yı
gönderiyorlar.”BDE.185.
Umrandan Uygarlığa: Cemil Meriç’in 1974yılında
yayımladığı, Yunan Mucizesi deyiminden
Medeniyetlerin Ölümüne, Nazizmden sosyalizme kadar çeşitli
konularda kaleme aldığı denemelerinden oluşan
eserinin adı. Hint Edebiyatı, Saint- Simon, Bu Ülke veya Umrandan Uygarlığa
aynı kaynaktan fışkırdılar. Mağ.s.
284.
Unamuno: Miguel
De Unamuno Y Jugo (1864-1936). İspanyol yazar, filolog, şair
ve romancı. “Menendezy Pelayo’nun gerçek şakirtleri Unamuno ve daha da
çok Ortega y Gasset.” KA.s.425.
Unesco:
4 Kasım 1946 tarihinde kurulan, merkezi Paris’te bulunan, Birleşmiş Milletler
eğitim,bilim
ve kültür teşkilâtı. Anlamında BM uzman teşkilatı.
“UNESCO, kitap yılında kitap için yazılmış en büyük eseri hatırlayamadı.
Susamlar ve Zambaklar” BÜ. s.106
United Bible Society: 1946 yılında kurulan ve
Kitab-ı Mukaddes Cemiyetlerinin faaliyetlerini düzenleyen kurum. United Bible
Society tarafından düzenlendi.”IDG.s. 132.
Upanişadlar: Adak, Tanrı, ruh gibi
konularla ilgili mevzuları kuşaktan kuşağa
aktaran ve Hint felsefesinin temelini oluşturan mistik eserler. Kelime
Upa (yanında) +ni+şad (oturmak) fiilinin birleşiminden
oluşmakta
ve “Bir kimsenin dizinin dibinde oturmak” anlamını taşımakatadır.Yani
mürşid
bu gizli bilgileri yalnız yanındaki mürütlerine bahşetmekteydi.
Upanişadlara
“Vedanta” da denilmektedir. “Upanişadlar çözülmeye yüz tutan bir
düzenin karaİ.Sar felsefesi.” BDE.s.113
Upton Sinclair: Bkz. Uptain Sinclair. “Oysa tanınmış Amerikan
romancısı Upton Sinclir ,bir Amerikalı ,bir Avrupalının doğarken
sahip olduğu kültürü ancak elli yaşlarında
elde ediyor diyordu.” Kİ.s.48.
Ural:
Ural Dağları,
Rusya’da kuzeyde, Kuzey Buz denizinden Güneyde Hazar denizine kadar 2000km
boyunca uzanan ve Rus Platosunu Sibirya bilatosundan ayıran dağlar
bütünü. “Ama Donetz’de, Ural’da, Mançuri’de, Hint’te, Güney Afrika’da da
kolayca işletilebilir kol kömür madenleri
vardır.” BED.s.74.
Uranos. Yunan
mitolojisinde en eski üç büyük tanrıdan biri. Uranos Gaia ile birleşerek
Titanlar, Hokatogkheiroi Kyklopslar... gibi birçok tanrısal varlık türetir.
“Yunan panayırındaki bir kitabeden anlaşıldığına
göre, Yunan mitolojisinin en eski üç tanrısı, Uranos, Kronos ve Zeus, önceleri
adanın hükümdarıymış.” KA.s.153.
Urfa:
Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan
tarih ve kültür şehri. “Bizans imparatoru, İranlı’lara
Nizip şehrini
terk edince,Urfa’da (Edes) bir mektep kurulur.” IDG.s.221.
Usas: Tan
anlamında Sanskritçe bir kelime olup Rigveda’lardaki en güzel ilâhilerden
birkaçının konusu olan Tan tanrısını temsil eder. Tan göğün
kızıdır, hergün yeniden doğar. Bu sebeple hep genç kalır.
“Karanlıklardan doğar Usas,/Tüle bürünür.”
BDE.s.303.
Usul Hakkında Nutuk: Discours de la Methode.
Fransız filozof Rene Descartes (15961650). 1641 yılında yazdığı
eseri. “Ne kadar garip, İbrahim Ethem Bey bir çağrı
gaflet uykusundan uyandıran bu mürşit kitabı Usul Hakkında Nutuk
diye çevirir.” UU.s.336.
Usul Hakkında Risâle: Bkz. Usul Hakkında Nutuk. "Gerçekte
avrupa medeniyetinin ilk Manifesto'su Dercarte'in "Usul Hakkındaki
Risâle"sidir. (bizde 1895, 1983 ve Vekâletin 2 baskısı "konuşma"
diye yanlış çevrilmiştir.)SNK.s.72.
Usul-ü Meşveret: Parlemento sistemi. “Aff-ı şahaneye
mazhar olmak için her fedakârlığı göze alan Suavi Efendi, Vakit
gazetesine usul-ü meşveret aleyhinde uzunca bir bend
yollar.” Mağ.s.151
Uşas. Bkz. Usas. “Has bahçelerda
nilüferler, lötüsler, vecd içinde selamlıyor Uşas’ı.”BDE.s.
355.
Utopya: İngiliz şovalyesi
Thomas More: Thomas More ya da Morus (1478-1535). Yunanca u (yok), topia (yer)
kelimelerinden türettiği kelime ve 1516 yılında yazdığı
eserinin adı. “Hayalperestlerin en eskisi Eflatun (Devlet).Arkasından gelenler
hep onu kopye etmiş,değiştirerek.Mesela
Morus (Utopya), mesela Companelle (Güneş Bbeldesi).” Mağ.s.211.
Utrecht: Hollanda’da
bir il merkezi. "Utrecht katedralinde merhameten büyütülmüştü."IDG.s.159.
Uvenga:
Canizmin Kutsal metinlerinden muhtelif zamanlarda yazılan Düstur içinde yer
alan ve Sudarman tarafından keleme alınan eser. “Bu Düstur'a dahil edilen
kutsal metinleri Cina'nın şakirtleri kağıda
geçirmiş,
Düstur'un metinleri olan "Anga"ve "Uvenga" ları Sudarman
kaleme almış, diğer
metinler ise çok daha sonra yaşamış Cainist
rahipler tarafından yazılmış . BDE.s..166.
Uyanık:
John Bunyan (1628-1688)’ın Necata Doğru isimli eserinindeki şahıslardan
biri. “Şatonun
nöbetçisi Uyanık, onu bilge kızlarına emânet eder.” KA.s.215.
Uydurma Dil: Dilimizdeki Arapça ve Farsça kelimelerin yerine
Tarihi olarak Türkçede görülmeyen bir şekilde bazı köklerin üzerine,
eklerin fonksiyonları dikkate alınmadan, ekler getirilerek yani türetilen kelime.
“Bu ‘uydurma dil’ in bir hain virüs gibi, kanser mikrobu gibi hepimizi sardığını,
kafamızı tahrip ettiğini, hayatım boyunca esefle müşahede
ettim.” Kİ.S.290.
Uydurmaca: Bkz. Uydurma dil.“Ömür boyu okumamıştı
zavallı dostum. Kelime dağarcığı
fakirdi. Ve kendini bir uçuruma atar gibi uydurmacıların kucağına
fırlattı.” BÜ.s.152.
Üç Başlı Ejderha: Bkz. Dahhak. "Üç başı
ejderhanın (Dahhak) İran ülkesinde bin yıl süren
saltanatı, insan beyinleriyle beslenen o korkunç canavara karşı
yükselen isyan ve istiklal bayrağı: Demirci Kave, Feridun ve
Demavant dağlarında zincire vurulan
Dahhak..." Kİ.S.295.
Üç medeniyet: Ahmet Ağayef tarafından kaleme alınan
bir yazının başlığı.
“Üç medeniyet serlevhalı bu insafsız ithamnamede İslam
medeniyetine âit her değer kötülenir.” BÜ.s.159.
Üç Sepet:
Bkz. Tipitaka. “Palice yazılan en eski,en değerli
esrer,budizmin "Düstur"u kabul edilen"Tipitaka" ya da Üç
Sepet. BDE.s.170.
Üç silahşörler:
Alexandre
Dumas Pere’in 1844 yılında yazdığı romanı. Mesela Alexandre
Dumas’inin ‘Üç Silahşörler’i Walter Scott’un orta çağ romanları
veya Pompel’nin Son Günler’i Rosny’nin tarih öncesi hikayeleri.” Kİ.s.321.
Üç Şehir: Fransız romancı Emile Zola
(1840-1902)’nın eseri. Trois Villes (Lourdes,1894; Rome,1896; Paris1897.)
“Barbusse’in Zola’sı büyülemişti beni. Sonra Üç Şehir’le
Dört İncil...
hayranlığım
gittikçe artıyordu.” KA.s.314.
Üçel: 1970’li
yıllarda, İstanbul’da bir Lokanta.
“Üçel’de içtik,Üçel İstanbul’da seninle son
içtiyimiz lokanta”.” Jur.II.s.87.
Üçüncü Dünya: Dünya nüfüsünün üçte ikisini oluşturan,
genellikle sömürgelikten yeni çıkmış,gelişme
yolundaki ülkelere verilen isim. “Bandoung’da ise bir yandan Üçüncü Dünya’nın
kesin olarak şuurlanışına,
yeni sınırları çizmek için sabırsızlaştığına
öte yandan iki bin yıllık uykusundan uyanan Çin’in bütün gücü, bütün yaşama
irâdesiyle dünya sahnesinde yeniden boy gösterişine şahit
oluruz.” Jur.I.s.387.
Üçüncü Tabaka: Bkz. Thiers etat. “Söz gelişi
Fransa’da realist edebiyatının temsilcileri (Villo ve Rabelais’den Moliere,
Diderot ve Voltaire’e kadar) daha çok “Üçüncü Tabaka”dan, romantizminkiler ise
(Chateaubriand, Vigny, Lamartine, Musset) küçük zadegândan gelmektedir.”
KA.s.461.
Ülkeleri Tanımak için En Emin Yol: Tunuslu Hayrettin Paşa
(1821-1890)’in 1876 yılında yazdığı eseri. “Kapaktaki isim: “Ülkeleri
Tanımak için En Emin Yol’.” UU.s.47. Ümit Burnu: Güney Afrika’da, Atlas
Okyanusu kıyısında 1487 yılında B. Dias’ın keşfettiği
yüksek burun. “Ümit Burnu’nun keşfi Asya’yı bütün ihtişamıyla
Batı’ya tanıttığı gün, Ortaçağ sona
erer.” BDE.s.31.
Ümit Yaşar: Ümit Yaşar
Oğuzcan
(1926-1984). 1940 sonrası Türk şairi. “Ümit Yaşar’ın
şiirleri
ancak kerhanelerde ilgi toplıyabilir.” Jur.I.s.181.
Ümit: Ümit
Meriç Yazan (1946-....).Cemil Meriç’in kızı ve Kurumlar Sosyolojisi Profesörü. “Oğlu
Mahmut Ali ile kızı Ümit liseyi bitirene kadar, yaz tatillerinde babalarına
yardımcı olurlar.” SNK. s.i2.
Üniversite Gençliği: Prof. Nephan Sara’nın i975
yılında İ.Ü.E.F.
Yayınları arasında neşrettiği
eserinin adı. “Anomi hakkında tafsilâtlı bilgi için Prof. Nephan Sara’nın Üniversite
Gençliği,
İ.Ü.E.F.
Yayınları,i975, adlı incelemesine başvurabilir.” BFH.s.65. Ünlü
Kişilerin
Hayatı:
Yunanlı yazar Plutarkhos (50-i25)’ın 46 Yunanlı ve Romalı ünlü kişiyi
anlattığı
eseri. “Demosthene ile Ciceron, Suetone, birkaç yıl sonra, On İki
Sezarın Hayatı ile beraber ‘Ünlü Kişilerin Hayatı’nı da kaleme
alır.” KA.s.39i.
Üreticilerin El Kitabı: Saint-Simon (i760-i825)’un
i823-i824 dört defter halinde hazırlanan fakat i.2. ve4. defter olarak
yayımlanan eseri. 3. defter Comte’un tarafından hazırlanmıştır.
“Aralık i823’den Haziran i824’e kadar”Ureticilerin El Kitabi”başlığı
altında dört kitap yayımlanır.” SSSS.II.s.35.
Üreticilerin El Kitabına: Saint-Simon (i760-i825)’ın
Auguste Comte ile birliktei823- i824 yıllarında yazdığı
dört defterden oluşan eserinin adı. “Üreticilerin
El Kitabı”na (1823-24) eklenen bir parçada ise şunları
okuyoruz:” Proleterler sınıfı da, zenginler kadar yararlı ve yaratıcı.” SSSS.s.
i35.
Üsküdarlı Talat Bey: Üsküdarlı Ahmet Talat
(1858-1926). Meşrutiyet dönemi şair
ve yazarı.” Mağ.s.204[2]
Üslup-u sihrâmiz: Büyüleyici üslup. “Bu rûya ikliminin halikı:
tannan bir hassasiyet, bir kalb-i râşedar ve üslûp-u sihrâmizdir.”
BÜ.s.122.
Üss-ü İnkilap:Ahmet Mitat Efendi’nin 1853
Kırım Muharebesinden Sultan II. Abdulhamit Han’ın culusuna kadar geçen olayları
anlattığı
eseri. Eserin yazılmasını Sultan II. Abdülhamit Han istemiştir.
Eser Sultan Abdülaziz dönemini saygı ifâde eden bir üslüpla ama şiddetle
tenkit etmektedir. “Mithat efendiyi okumalıyız ama ‘Rakım efendi ve Eflatun
bey, ‘Hasan Mellah,gibi hikayelerini değil ‘Avrupa’da bir Cevelan,
‘Üss-ü İnkilab,
‘Niza-ı ilim ve Din,gibi ciddi kitaplarını.”.” Kİ.s.232.
Üstureler: Masal, Efsane. “Üstureler ezelden beri karamsar.”
UU.s.104.
Üsturevi: Efsanevî. “Avrupa’nın tamamen milli,mahalli
hatta üsturevi kıymetlerini bütün dünyaya telkin etmesi üzüyor bizi.”Jur.IIs.184
Ütilitarianizm: Felsefede faydacılık. “Ütilitarianizme göre,
insan, eleme de hazza da yatkındır" KA.s.101.
Ütilitaryanizm: İngiliz filozof ve iktisatçı
Stuart Mill (1806-1873)’in 1863 yılında yayımladığı kitabın
ismi. “Diğer eserleri de şunlar:
‘Ütilitaryanizm’ (1863), ‘August Comte ve Pozitivizm’ (1865), ‘Temsil Hükümet’,
‘Kadının Köleleştirilmesi’, ‘Otobiyografi’
(1899) , ‘Din Üstünde Denemeler’.” Kİ.s.210.
Ütopyacı Sosyalizm: Sınıf mücadelelerini ve
sınıfları ortadan kaldırmaya yönelik proletarya diktatörlüğünü
temel alan bilimselsosyalizme karşıt olarak Saint-Simaoncu,
Fouriercilik gibi duygusal ve reformcubir ideale dayanan sosyalist öğretilere
F. Engels’in taktığı küçümseyici ad. “Ütopyacı
Sosyalizm Engels’in Reybaud’dan aldığı bir tabiridir.” SNK.s. 147.
Vacherot: 1809-1897 yılları arasında yaşayan
Fransız felsefecisi. “Demokrasi adaletin temelidir, Vacherot’ya göre.” BÜ.s.69.
Vafi Bey:
Peyami Safa’nın 1949 yılında yazdığı Matmazel Noraliya’nın Koltuğu
isimli romanındaki şahıslardan biri. “Dualar
mırıldanan Vafi Bey, Bursa canavarının bıçakladığı teyze,
iyi saatte olsunların kaçırdığı ermeni kadın, kaybolan
anahtar, merdivenlerde dolaşan fotoğrafçı.”
Kİ.s.227.
Vaftiz: Hristiyanlıkta
Hz. İsa’nın
kilisesine katılmanın hukukî ve kutsî göstergesi. "İsa'nın
risalet hayatı, vaftiz oluşuyla ve çölde şeytan
tarafından baştan çıkarılma teşebbüsüyle
devam eder."IDG.s.114.
Vahdaniyet: Birlik anlamında olup İslamda
Allah’ın birliğini ifade eder. "İslam’da
vahdaniyet temel prensiptir.” IDG.s.76.
Vahiy:
Lügatlarda; gizli konuşma, işaret
etme, emretme, ilham etme, ima etme, fısıldama, mektup yazma, elçi gönderme,
acele etme, seslenme gibi anlamları olan bu kelimenin İslâm
dininde ki istilahî manası: Yüce Allah'ın vasıtasız olarak veya değişik
vasıtalarla (Cebrâil (as) vasıtasıyla) emirlerini peygamberlerine
bildirmesidir. “ İslâmiyet gibi geleneksel bir
medeniyette, kozmolojik ilimler sıkı sıkıya vahiye bağlıdır,
çünkü böyle medeniyetlerde vahiy eseri olan ezelî mebdeler, başka
bir deyişle
“egemen düşünce” kendini her yerde
gösterir.” IDG.s. 73.
Vaişya: Hint Kast sisteminde üçüncü
kast. Brahmanlar ve Kşatriyalar’dan sonra gelen ve
zanaatkârlar, çiftçiler, ve çobanların temsil ettiği
sınıf. “İyi
ile kötü ayrıldı birbirinden. Ağzından Brahman’ı, kollarında Kşatriya’yı,
bacaklarından Vaişya’yı, ayaklarından Şudra’yı
yarattı.” BDE.s.324.
Vâiz: Biblia
(Bible)’nin diğer adıyla Kitab-ı Mukaddes’in
Eski Ahit bölümünün şiirler ve özdeyişler
kısmında yer alan kitaplarından birisi. Eser, hayattan gam alma mantığını
aşılayıcı
konular içirmektedir."Vâiz, Eyyub'ün zıddı olan bir düşünceyi
sergiler." IDG.s.110.
Vak’a-i Hayriye: Yeniçeri Ocağının
kaldırılması hâdisesi için kullanılan tâbir. Yeniçeri Ocağının
imhâ edildiği 15 Haziran 1826 târihi için
Osmanlılar ve târihçiler “Vak’a-ı Hayriyye” tabirini kullandılar. “Kaynarca’dan
Vak’a-i Hayriye’ye kadar geçen zaman için, Hammer’i tamamlayacak bir tarih
yazmak vazifesini ona vermişti.” UU.s.318 Vakit Gazetesi:1875
yılında Filip Efendi tarafından çıkarılmaya başlanan ve
1879 yılında kapatılan gazete. “Aff-ı şahaneye mazhar olmak için her
fedakârlığı göze alan Suavi Efendi, Vakit
gazetesine usul-ü meşveret aleyhinde uzunca bir bend
yollar.” Mağ.s.151.
Vâlâ Nurettin: (1901-1967). Cumhuriyet Devri şair,
gazeteci ve yazarları..“Vâlâ Nurettin ne kadar gazeteci, Reyyan ne kadar
avukat,Türk burjuvazisi ne kadar burjuva ise,Ümit Yaşar
da o kadar şair. Jur.I.s.140.
Valance:
Fransa’da Paris’in 560 km güney doğusunda bir yönetim merkezi “İspanyo
anarşistleri,
Valence’deki bir toplantıda şöyle diyorlardı: “Toplum boyun
eğerse
ne âlâ.” BFH.s.37.
Valery: Paul
Valery (1871-1945).Fransız Sembolist ve Engzistansiyalist şairleri
ve deneme yazarı. “Flaubert romanlarını aşar, kimine göre. Valery şiirini
aşar.”
BÜ.s.235. Valmiki: Ramayana Destanı’nın yazarı olarak gösterilen bilge
kişi.
Aynı zamanda Valmiki destanda Zikredilen bir şahıs. Bu şahıs
Destan kahramanı Rama’nın karısı Sita’yı Çitrakuta’daki çile yerinde korumuş,
ikiz çocukları Kusa ve Lava’ya destanı öğretmiştir.
“Batı'nın varlığını daha dün fark ettiği
tabiat,Valmiki'nin gözönüne serdiği dünya yanında , bir tiyatro
dekoru kadar cansız.” BDE.s154.
Valois: 1328-1589
arasında Fransa’da saltanat sürmüş krallar hanedanı. "Valois'lar
devrinde, Fransız edebiyatını nasıl bir idealın yenileştirdiğini
gösterir:"KA.s.116.
Vandalizm: Sanat eserlerini güzel ve yararlı şeyleri
tahrip etme zihniyeti. Vandalın düşünce ve davranış biçimini
benimseme. “Sonra tarihi tersine çeviren ve altı yüz yılın emeğini
yok eden Vandalizm.” BFH.s.148.
Vankulu: Vankulu
Mehmet Efendi. (?- 1592) Türk dil ve din âlimi. Arapça’dan tercüme ettiği
Sahhah Lügatı Lâle Devri’nde İbrahim Müteferrika’nın İstanbul’da
kurduğu,
ilk Türk matbaada basılan ilk eser olmuştur. “Vankulu, Sahhah
Lûgatını Türkçe’ye çevirir ve 1729’da Müteferrika tarafından basılır, bunu Esat
Efendi’ninki takip eder. Arkasından Firuzabadî’nin lügatı Farsça’dan Türkçe’ye
çevrilir: Kaamus-u Okyanus.” SNK.s.322.
Vâ-Nû:
Bkz.Vâlâ Nurettin. “Evde babasından duysuğu Türkçeyi konuştu,
okumaktan vazgeçti, yahur Ulunay’ı, Burhan Felek’i, Vâ-Nûyu okudu.”
Jur.I.s.140.
Varlık ve Yokluk: Etre et le NeantJ.P.Sarte’ın1943’te yayımladığı
eseri. “Bir Varlık ve Yokluk’u kaç bahtiyar okuyabildi? Oysa egzistansiyalist
roman orta mektep talebelerinin çantasında ve hafızasında” KA.s.137.
Varlık: 15
Temmuz 1933 tarihinden itibaren Yaşar Nabi Nayır’ın çıkarmaya başladığı
Türkiye’nin en uzun ömürlü edebiyat dergisidir. “Cumhuriyet,Varlık,Türk
Dili.” Jur.II.s.200.
Varoluşçular:Varlıktan çok insanın yaşantıları
üzerinde duran ve varoluşun özden önce geldiğini
savunan felsefe akımının mensupları. “Varoluşçuların
entelektüel anlayışı da müphem ve kaypak.” Mağ.s.20.
Varron: Marcus
Terentius Varro (MÖ.116-MÖ.27). Latin yazarı. “Varron’un edebiyatla ilgili
eserleri kaybolmuş mesala yazarların hal
tercümesi.” KA.s.389.
Varuna: Rigvede’da
adı geşen
en büyük tanrılardan biri. Genellikle Tanrı Mitra ile birlikte anılır. Varuna,
Rigveda’larda cihanşumul bir tanrı olarak addedilir
ve fizikî ve ahlâkî düzeni ayakta tumakla övülür. “Sonra Mitra ışık
oldu, bütün ihtişamı ile ışık.
Varuna da ayı, yıldızları ile gece.” BDE.s.101.
Varuni: Hint
içki ve şarap
tanrısı. “Önce Surapi çıktı denizden .sonrası şarap
Tanrıçası Varuni, gözleri sarhoşluktan şimşek
şimşek.”BDE.s.157.
Vasavadatta: MS. VII asırda yaşayan Hint
yazarı Subandu’nun romanı. “En taninmis romani ‘Vasavadatta’. ” BDE.s.208.
Vasco da Gama: (1469-1524) Hindistan’a giden deniz yolunu keşfiyle
maruf Portekizli denizci. “Vasco da Gama’nın 1498’de açtığı
yoldan Asya’yı Hristiyanlaştırma’ya koşan
kişiler
de, dikkati Uzakdoğu’ya çektiler.” BDE.s.34.
Vassaf: Sefarettin
Abdullahbin Fazlullah Şirazî Vassaf (1264/1265-1334). İranlı
şair
ve tarihçi. Tarih-i Vassaf isimli 5 ciltlik eseriyle ün yapmış olup
devrinde otorite olark kabul edilen bir ilim adamıdır.“Vassafıl’ın ‘İlhanlılar
Tarihi’ni tanıtmış Avrupa’ya.” Kİ.s.103.
Vatikan: 11
Şubat1929
tarihinde Papalığa mutlak ve gözle gmrülür bağımsızlık;
milletler arası alanda bile güvence altına alınmıştartışılmaz
bir hükümranlık sağlamak için kurulan, başkanı
papa olan bağımsız devlet. “Vatikan'ın
yıldırımlarıylada. Ruh-ül Kudüs adına, başında mihveri, sağı
solu bombalayan papayı görünce basıyor kahkahayı.”IDG.s.162.
Vauban: (1633-1707)
Fransız mimar, iktisatçı ve mareşal. Lille ve Namur şehirlerinin
kuşatılşmasında
komutandır ve Fransa sınırlarında birçok keleyi onartır. “Vauban,
yorulma bilmeden amacın gerçekleşmesi için çalışmadı
mı?” UU.s.225.
Veblen: Thorstein
Veblen (1857-1929). Amerikan İktisatçı ve sosyolog. “Birinci
Cihan Harbi’den sonra Almanya’da Mannheim ve Lukacs, Fransa’da Goldmann,
Amerika’da Sorokin, Veblen, Znanieczki.” SNK.s.204.
Veda İlahileri: Marx Müler (1823-1900)’in “Doğu’nun
Kutsal Kitapları” isimli eserler serisinde yer alan ve Hint kutsal metinlerini İngilizce’ye
tercümesinden oluşan eserinin adı. “Külliyat’ta
Müller’in İngilizce’ye kazandırdığı
‘Felsefi Upanişatlar’, ‘Sanskrit Edebiyatları
Tarihi’, ‘Sakskritçe Gramer’ ya da asıl adıyla ‘Hint’ten Neler Öğrenebiliriz?’
en önemli eserlerinden.” BDE.s.68.
Vedalar Üzerine Deneme ya da Hindular’ın Kutsal
Metinleri: On
the Veda sor Sacred Writings of the Hindus. Colebrook’un 1805 yılında yazdığı
eseri. “ ‘Vedalar Üzerine Deneme ya da Hindular’ın Kutsal Metinleri” (1805)
adlı eseri bugün de değerini kaybetmemiştir.”
BDE.s.42.
Vedalar:Veda
kelimesi bilgi anlamına gelmektedir.Vedalar kutsal bilgi kitaplarıdır.Hint
Aryaları’nın en eski eserleri olup çoğunluklar ilahilerden oluşur.Dört
tane Veda kitabı vardır.Bunlar Rigveda,Yacurveda,Samaveda ve Atharvaveda’dır.
“Shelley (1792-1822) kâh Vedalar’a dalar, kâh Binbir Gece Masalları’na.”
BDE.s.44
Vedanga: Dilbilgisini,
fonetiği,
etimolojiyi, astronomiyi ele alan, Vedalar’a bağlı
metinlerin genel adı. “Sutralar Vedanga’nın en önemli kolu, dilbilgisi
de.”BDE.s. 122.
Vedanta:
Hintli’lerin Upanişatlar için kullandığı
isim Vedaların sonu anlamına gelmektedir; Zira Upanişatlar
Vedalar’ın sonuna ilâve edilmiştir. “Şankara’nın
(788 - 820) “Vedanta”sına dayanarak Batı’nın bütün bilginlerini küçümseyen
Tolstoy budizmin tesiri altında her türlü şiddeti makûm eder.” BDE.s.70.
Vedat Günyol: (1912-...). Cumhuriyet sonrası araştırmacı,
deneme ve tenkit yazarı. “Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol’a veryansın
ediyor Naci Bey” KA.s.341.
Vefayat ül-Ayan: Vefeyât-ül-A’yân ve Enbâu Ebnâ-iz-Zemân On
üçüncü asırda yetişen Şâfiî
mezhebi fıkıh ve târih âlimi Ibn Hallıkan (1211-1282)’ın tarihi ve Biyoğrafik
bilgiler ihtiva eden meşhur eseri. “Ibn Hallıkan, İslamın
Plutarque Vefayat- ül Ayan birçok yazarın hal tercümesini intiva eder.” KA.s.394.
Velet Çelebi: Konya 1868 - 1953 Ankara. Cumhuriyet dönemi Türk
dili araştırmacısı.
“Velet Çelebi Doktor Knoş’un bir kitabına yazdığı
önsözde,Vefik Paşa’nın Lehçe-i Osmanisi’de Şemsettin
Sami’nin Kamus-u Türkisi de, Redhouse’un müsveddelerinden faydalanılarak tertip
edilmiştir,hükmünü
veriyordu.” Kİ.s.267
Veli Hasan Ağa: Yaşar
Kemâl’in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında yer alan
roman kahramanlarından birinin adı. “Veli Hasan Ağa,
okuyucuya yakası açılmadık küfürler dinletmek için şöyle
bir görünüp kayboluyor.” KA.s.349.
Velidi: Bkz.
Zeki Velidi Togan. “Muhakkak olan su ki, Bilgi dergisinde yayimlanan bu makale
Mustafa Kemal tarafindan okunmuş ve beğenilmiş.1930’da
Çankaya’da cumhurbaşkanı ile karşılaşan
Velidi iltifata mazhar olmuş.” IDG.s.232.
Vemana:
Xv. asrın ilk yarısında yaşaması muhtemel olan Tamul
Edebiyatı şairi. “Telugu Edebiyatının en
tanınmış Şairi
Vemana.” BDE.s.297.
Venedik Taciri: William Shakespeare (1564-1616)’in 1596 yılında
yazdığı
komedisi. “Filhakika “Venedik Taciri” nin dayandığı iki
hikayenin de kaynağı budizmdir.” BDE.s.40.
Venedik:İtalya’da
,Veneto’nun merkezi olan şehir. “Akdeniz’in Batı
havzasındaki Marsilya, Cenova, Piza, Venedik, Barselona şehirleriyle
Küçük Asya’nın, Suriye ve Mısır’ın limanları arasında uzun zamandan beri ticari
münasebetler vardı.” BFH.s.89.
Venüs. Aphrodıte
(Venüs) Göz kamaştıran bir güzelkliğe
sahip olan Aphrodite (Venüs ) güzellik tanrıçasıdır. Efsaneye göre dalgaların
köpüğünden
doğmuştur.
Bir ilk bahar sabahı, Kıbrıs adası kıyılarında kıpırtısız olan deniz birden
bire köpüklü beyaz bir dalga ile hareketlendi. Bu dalga ile birlikte bir sedef
kabuğu
kıyıya vurdu. Sedefin kapağı açıldığında
içinden güzeller güzeli Aphrodite (Venüs ) çıkmıştı.
Beraberinde aşk tanrısı olan oğlu
Eros da vardı. Kumsalda yürüdükçe bastığı yerlerde renk renk güzel
kokulu çiçekler açıyordu. Daha sonra onu ve oğlunu alıp
Olympos'a çıkardılar. Olympostaki tanrılar bu güzeli görünce hayranlıklarını
gizleyemediler. Ogünden sonra Aphrodite güzellik ve aşk
tanrıçası olarak Olymposta diğer tanrı ve tanrıçalarla
birlite yaşamaya başladı.
Güzellik, aşk, mutluluk, servet Tanrıçası
Lakşmi,
çalkalanmasından doğmuş.
Bir adı da Sri. Doğuşuyla
Venüs’ü hatırlatır, adıyla Seres’i.” BDE.s.128
Vergilius: Publius Moro Vergilius (MÖ.70-MÖ.19)Latin şairi.
“Racine’in, gerçek seyircileri Homeros, Vergilius, Sofokles.” KA.s.449.
Verhaeren: Emile Verhaeren (1855-1916) Eserlerini Fransızca
yazan Belçikalı sembolist şair. “Verhaeren’den
manzum bir tercüme: Emek, Amaç, Yirminci Asır, v.s. Mağ.s.281.
Verite: Gerçek,
hakikat. “Tarih Verite’lerle mesgul olur.” SNK.s.48.
Verlaine: Paul Verlaine1844-1896 Fransız şairi.
Sembolizminin öncülerinden olan Verlaine, empresyonist cizgide de değerlendirilmektedir.
“Max Nordau, Beethoven’den Tostoy’a, Verlaine’den Rimbaud’ya kadar geçen asrın
bütün şöhretlerini
tereddi ile damgalar.” BÜ.s.227.
Versailles Bahçeleri: Versailles şato
ve XIII. Louis,1624’te Versailles köyü yakınlarında küçük bir tepede bir av köşkü
olarak yaptırdığı ve 10 yıl sonra mimar Le Roy,
köşkü
şato
haline getirilen yer. “Bahçeleri Versailles Bahçeleri gibi tahtlara ayrılmış toplum
ama tahtların sınırı belirsiz.” BÜ.s.217.
Versailles: Fransa’da Paris’ın 15km güney-batısında department
merkezi. Çünkü Paris veya Versailles edebiyat sosyetesi,bir neslin dar zaman
sınırlarına mahpustu ve kendi kendine yeten bir topluluktu.” KA.s.398.
Versay Anlaşması: 28 Haziran 1919 tarihinde I.
Dünya Savaşı sonunda Almanya ile İtilaf
devletleri arasında imzalanan barış anlaşması.
“Versay anlaşmasıyla bütün haklarından
mahrum bırakılan Cermenler bir yandan Ficthe, Herder Nasyonolizmini, bir yandan
yeni doğan
sosyalizmi kaynaştırır.” SNK.s.133.
Versay:
Bkz. Versailles.“Versay’a yürüyenler kimlerdi biliyor musunuz?Yüzbin XVI.louis
ile yüzbin Marie-Antoinette.” UU.s.176.
Veyl:
Yazık, vah anlamında kullanılan bir kelime. “Veyl kuvveti olmayanlara.”
BDE.s.335.
Veysi:
Cemil Meriç’in mektuplaştığı,
görüştüğü
ve sevdiği
İngilizce
öğretmeni
Lamia Çataloğlu’nun oğlu.
“Ben bu üç insanı, Veysi’yi, Ayşe’yi, Babür’ü küçültecek, bu üç
insanın yüzünü kızartacak, onları annelerinden utandıracak her hareketi cinayet
sayarım.” Jur.II.43.
Vezin: Dizeyi
oluşturan
kelimelerdeki hecelerin nitelik (aruz) ya da nicelik (hece)bakımından denkliğine
dayanan ahenk unsuru. “Kullandıkları vezin renklerin aleksandrenidir
(6+6).”Jur.II.172.
Vicayanagar: Karnataka Hint devleti sınırları içinde
Tungabhadra’nın kıyısında bulunan ve aynı adı taşıyan büyük
bir imparatorluğun (1336-1565) bugün harabe şeklindeki
başkenti.
“1565’de, bir hindu krallığı olan Vicayanagar’a
Müslümanların eline geçiyor ve Telugu edebiyatını ihtişamı
tarihe karışıyor, şairler
erotik konulara iltifat ediyorlar,edebiyat da oyun oluyor.” BDE.s.298.
Vico: Giambattista
Vico (1668-1744) İtalyan tarihçisi ve filozof. “İbn-i
Haldun akıl, Vico seziş. İkisi
de zirvedir.” BÜ.s. 230.
Vicq d’Azyr: Felix Vicq d’Azyr (1748-1794).Fransız hekim ve
anatomici. “Volteire’i, Rousseau’yu, İdeologlar takip eder: onlar da
materyalisttir: d’Holbach, Vicq d’Azyr, Cabanis.” SNK.s.277.
Victor Hugo: (1802-1885) Fransız şair,
tiyatro ve roman yazarı. Cromwell önsözü ile romantizmin ilkelerini ortaya
koyan kişi
ve Sefiller yazarı. “Klasik Fransızca, Amyot, Rebelais, Montaigne ile
Cheteaubriand, Victor Hugo, Honore de Balzac arasında başlayıp
biten Fransızca'dır..’.” Kİ.s.53.
Vidarba:
Hint edebiyatındaki Nala ile Damayanti hikâyesinde mekan. “Yeni açmış bir
nilüfer kadar temizmiş, Vidarba hanımın kızı aşktan
habersizmiş.” BDE.s.355.
Vidarbalar Ülkesi: Bkz. Vidarba. “Vidarbalar
ülkesine uçarım, sevgilisine aşkından söz açarım.” BDE.s.355.
Vietnam: Güney
Doğu
Asya’da başkenti Hanoi, Resmi dili Vietnam
dili olan devlet. “Suçlu durumuna düşen kızlar
mı? Vietnam haklı mı? KA.s.342
Vigny: Bkz.
Alfred Comte de Vigny. “Birçok büyük eserlerin ilk şekillerini
bu dergide buluruz: Musset’in Geceler’i, Vigny’nin Kaderler’i, Merimee’nin
Colombo’su.” BÜ.s.103.
Vikramaditya: Hindistan’da IV. asırda hükümdar olan II.
Çandragupta’nın lakabı. “4. yüzyılın sonlarında tahta çıkan II.
Çandragupta bu hanedanın en ünlü hükümdarı, lakabı: Yiğitlik
Güneşi
(Vikramaditya).”BDE.s.184.
Viktorya:
Manuel Felix Fernandez Victoria (1786-1843). Meksika fedaral Cumhuriyetinin ilk
başkanı.
“Zaman zaman göz kamaştıran çağlar:
Firavunların, Roma’nın, Charlemagne’nın, Charles Quint’in, Napolyon’un,
Bismark’ın ve Viktorya’nın çağları.” Jur.I.s.387.
Vilambiyakanar: Tamul vecizeler (Gromik şiir)
edebiyatının önemli manzum eserlerinden biri olan “Kıymetli Taşlar”isimli
eserin yazarı. “Bir başka vecize kitabı da
Vilambiyakanar’ınki.” BDE.s.288.
Villon:
Françaois Villon (1431-1463’ten sonra) Fransız şairi.
Nitekim Chaucer veya Villon gibi orta çağ yazarları, matbaanın icadı
sırasında yaşadıkları ve editör
bulabildikleri için, gerçek anlamı ile edebiyatın malı olmuşlardır.”
KA.s.396.
Vina: Kalın
bir deynek üzerine monte edilmiş,dört teli ve sesi yankılayan
iki asmakabağı olan kithara. En önemli Hint
telli çalgılarından biri. “Bazen bir lotüsse kurulup vina çalar.”
BDE.s.126.
Vinaya-Pitaka: Pali Edebiyatında miladın hemen öncesinde veya
başlarında
yazıldığı
sanılan “Dustur”un ikinci bölümünü oluşturan dini manzum metinlerden
oluşan
tomarın (sepet de denir) adı. “Vinaya-Patika, sepetlerin ikincisi.” BDE.s.170.
Vinci’nin Herodiad’ı: “Vinci’nin Herodiad’ına
benziyordu”.Jur.II.s.59.
Vipaşsit: “Hayatı bir fazilet destan
olan hükümdar vipşsit ,bilmeyerek işlediği
bir hata yüzünden cehennemde kalmaya mahküm.” BDE.s.156.
Virgile: Richelieu,
DeLille’in Akademi’ye giremeyecek kadar genç olduğunu
söyleyince, üyelerden biri haykırmış: “Çok mu genç? İki
bin yaşında,
Virgile kadar yaşlı.” BÜ.s.117
Virginie: Virginia ya da Verginia, Romalı kız çocuğu
(MÖ449-441). Efsanevi hayatı söyledir: Bir centurionun kızıydı.kendisine karşı
cinsel bir istek duyan decemvir Appius Claudius,amacına ulaşmak
için etkisini ve magistratuslukyetkisini kullanmaya kalkışır.
Kızının namusunu kotumak isteyen baba onu öldürdü ve Avantino tepesine sığındı.
“Juliette kadar geçsin.Virginie kadar çocuk.Ben de Romeo’nun kara
sevdasıyla tutuşuyorum.” Jur.I.s.327.
Virilite:
Erkeklik, yüğütlik anlamında Fransızca bir
kelime. “ ‘Virilite’si olmayan bir sınıf, ‘virilite’si olmayan bir şair.”
Jur.I.s.139.
Virjil: "Konfiüçyüs
de unutulmamış. Sonra yamaçlarda sohbet
edenler: Virjil ve çevresinde Menandr, Tibül, Terens, Fenelon. Az ötede, bir başka
kafilenin şeyhi Horas ve maiyeti : Pope'lar.Boileau'lar,
Montaigne'ler".” Kİ.s.51.
Virtüozluk: Virtözün müzükteki kabiliyet ve başarısı,
ustalık. “Baş kaygıları virtiozluk.” KA.s.89.
Visuddhimagga: Arılığın yolu, V.asırda Budacı yazar
Buddhaghosa’nın Pali Dili’nde yazdığı ve Tripitakayasasının tamamını
özetleyen eserin adı. “Ayrıca "Visuddhimagga" adlı eserinde ,
budizmin Pali dilindeki en sistematik açıklamasına yer vermiş ,destanlara
başvurmuş bunun
için , şiire
başvurmuş ve
eser , edebiyat açısından da önemli bir değere kavuşmuş .”BDE.s.
171.
Vişnu Tarikatı: Şivacılık
ve Şaktiçilik
ile birlikte Hinduculuğun başlıca
biçimlerinden biri. Vişnucular, Vişnu’yu
yüce Brahmanın kişi olarak görünüşü
kabul ederler. “Hakkinda bilinen tek sey Visnu Tarikatindanbir Brahman olduğu”
BDE.s.208.
Vişnu: Hint’in üç biyük tanrısında
biri. Değerleri:
Brahma ve Şiva. Vişnu,
güneş tanrısıdır,
üç adımda dünyayı dolaşır. “O çağa
şeref
veren sekiz telugu şair var, hepsi de ya Vişnuyu
terennüm etmiş, ya Şivayı,
yani eserleri birer yankı.” BDE.s.298
Vişnucu: Bkz. Visnu Tarikatı. “Bir
çok din adamı, Vişnucu ve Şivacı
birçok şair
bu tepkiyi bayraklaştırmışlar.”BDE.s.148.
Vişnuşarman: Hint şair
ve yazarı. Hayatı hakkında bilgiler tahminidir. IV.asırda Keşmir’de
yaşadığı
sanılmaktadır. Dünya üzerinda yazılmış, bugün tanıdığımız
birçok masala kaynaklık yapan Pança-Tantra’yı yazdığı
tahmin edilmektedir. “Yazar (büyük ihtimalle Vişnuşarman)
belikli usta bir şair.” BDE.s.232.
Vivekananda: “Ramakrişna’nın izleyicisi Narendranath
Data (1862-1902)’nın dini adı. “Ramakrişna: (1836-1886)Tek satır
bırakmamış bir peygamber, mürşidi
Vivekananda, asıl adı Narendranat Datt (1862-1902) ikiside Bengalli.”
BDE.s.279.
Vivian Derozio: (1809-1831).Hindistanlı şair.
İngilizlerin
Hindistan’daki kültür politikasının neticesi olarak eserlerini İngilizce
yazan ilk Hint şairidir. “İngilizce
yazan ilk Hint şairi Vivian Derozio
(1809-1831).” BDE.s.94.
Viyana Bozgunu: II. Viyana Kuşatması, 14 Temmuz 1683
terihinde başlayan ve Osmanlı’nın
yenilgisiyele sonuçlanan, nihayetinde 1699 Karlofça anlaşmasının
imzalandığı şavaş.
“Belki Viyana bozgunu, belki Yeniçeri, Talebe-i Ulum isyanları belki Tanzimat,
belki Cumhuriyet’in kuruluşu...” KA.s.354.
Vizigot: Gaolar
grubuna başlı olan en eski alman halkı.“O
devirde, batıda iş başındaki
papalar, Fransa ve İtalya’da tahta çıkan krallar,
Bizans imparatorları, İspanya’nın vizigot
hükümdarları, İslam âleminde hüküm süren
halifeler.” Kİ.s.153.
Vogüe: Eugene
Melchior De Vogüe (1848-1910) Fransız denemeci ve yazar. “Konusmayi
kitabina alan Vogue,bayilir bu tesbihe” Mağ.s.82.
Vokabüler:
Söz varlığı. “Esasen vokabüler üzerinde
durmak, yani, yerleşim yerleri ‘Arapça’dır diye
atmaya kalkmak’, sadece cehaletle kabil-i izahtır.” Jur.I.s.72.
Volney: Costantin
François De Chasse-Boeuf Volney (1757-1820). Arapça öğrenmek
için Lübnan’daki bir Kıptî manastırında sekiz ay kaldıktan sonra Mısır ve
Suriye’yi dolaşan ve bu seyahati neticesinde
1787 yılında Mısır ve Suriye Yolculuğu kitabını yazan Fransız
filozof. “Harflerimizi değiştirmemizi
ilk defa teklif eden İslam düşmanı
Volney’dir. Münif Paşa’nın hocasıdır.” SNK.s.295.
Voltaire: François Marie Arouet Voltaire (1694-1778) Fransız
fikir adamı ve yazar. “Katıksız demokrasi ayaktakımının “despotizmidir”, diyor
Voltaire.” BÜ.s.169.
Von Hammer: Bkz. Hammer. “Von Hammer Kurdugu dergi de
oryantalizmin gelismesinde buyuk bir rol oynayacaktir (1809-1818)” Kİ.s.62.
Voss: Johann
Heinrich Voss (1751-1826). Alman mütercimi adamı ve şair.
"Lessing'in, Herde'in Homer mütercimi Voss'un, klasik filolojinin
kurucusu F.A. Wolf'un, olgunluk çağındaki Geothe'nin ve son
yıllarında Schiller'in, Kant'ın, filozof devlet adamı Wilhelmvon Humbolt'un
klasisizmi Alman terbiyesini etkiler".” Kİ.s.74.
Votka: Tahıl
tanelerinden yapılan ve Rusya, Polonya vb. gibi ülkelerede çok miktarda
tüketilen damıtık içki. “Votka inhisarı 130 milyon Rus’a bir milyar ruble (2
milyon 660 bin frank) ödetiyor.” BFH.s.81.
Vulgate:Aslını
merak ediyorum;aynı cümle Vulgate’da da var:”Et Spiritus Dei ferebatur super
aquas.” (Vulgate,Tevrat’ın İbranice aslı kadar geçerli
sayılan Latince tercümesi.) UU.s.338
Vurun Kahpeye: Halide Edip Adıvar (1884-1964)’ın 1926 yılında
yazdığı
romanının adı. “Halide Hanım, Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri Yaban’ı ve
Panaroma’nın ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok Fransa’nın
bu gerip taşra kasabasını hatırlamış değil
midirler?” KA.s.315.
Wagner:
Richard Wagner (1813-1883). Alman bestecisi ve dramaturg (Dram yazarı.)
Eserlerinde tarihsel kisiliklere, hayali kahramanlara mitolojiye yer vermesi ve
sahne eserlerini şiir,dans, müzikle süsleyeyerk
bütüncü bir sanat anlayışı ortaya koymaya çalışması
mihim bir özelliğidir. Ayrıca, sanatları ilk
defa birleştirmek fikri
Wagner'indir.“Almanya’da Gobienau’nun en büyük takdirkârı Wagner (1813 - 1883),
Latin geleneğine düşman
olduğu
için Hint ve Cermen mitolojisi ile ilgilenir.” BDE.s.69. Walt Whitman:
(1819-1892) Amerika’nı en büyük şairlerinden biri ve yazar.
“Zola, Walt Whitman ile beraber bir gerçek demokrasi peygamberi olmak edasını
taşır.”
KA. s.312.
Walter Bagehot (1826-1877). İngiliz İktisatçısı
ve hukukçusu.. “E.B.Taylor’un İlkel kültür ‘üyle Walter
Bagehot’un Fizik ve Politikası 1871-1872 de yayınlanır.” Kİ.s.21.
Walter Scott: (1771-1832) İskoçyalı. Tarihî romanın
öncülerinden ve şair. “Talisman” adlı romanında
Aslan Yürük Rişar ile Selahattin Eyyubî’nin
mücadelesini, Robert Of Paris isimli kitabında da Bizans devri İstanbulunu
tasvir eder. “İskoçya, walter Scott’un
cazibesine yakalananlar için kendi vatanlarından daha canlı, daha gerçek,daha
iyi bilinen bir dünyadır.” BÜ.s.112.
Waterloo Savaşı: Napılyon I’in 18 Haziran 1815
yılında İngiliz
ve Prusyalılara kadrşı kaybettiği
savaşın
adı."19. asır 1814 waterloo savaşı ile başlar
SNK.s.77.
Waterloo: Bkz. Waterloo Savaşı.
“Waterloo’da sona eren kanlı devreyi uzun barış yılları
takip etti.” UU.s.34.
Way of Life: İngilizce
bir kelime grubu olup “hayat şekli”, “hayat tarzı” gibi
anlamlara gelmektedir. “Amerikan hayat tarzı (way of life)ile batı
aydınlarının ideoloji diye adlandırdıkları mefhum taban tabana zıt birbirine.”
Mağ.s.50.
Weber: Max
Weber (1864-1920). ünlü Alman düşünürü ve sosyoloğu.
Weber'in büyük önemi, onun Emile Durkheim'la birlikte, ayrı ve bağımsız
bir disiplin olarak modern sosyolojinin kurucusu olması olgusundan
kaynaklanmaktadır. O, sosyal bilimlere felsefi bir temel, sosyolojiye de kavraİ.Sal
bir çerçeve kazandırmıştır. “Weber, Protestan insanın
yani Hristiyan Avrupa’nın destancısıdır.” BÜ.s.186.
Webster:
Noah Webster (1758-1843). Amerikalı gazeteci, dilbilim uzmanı ve sözlük
bilimci. İngiliz ve İngiliz
ve Amerikan İngilizcesi üzerine yazdığı
değişik
sözlüklerle bilinir. “Kelimenin antropolojik manasını ilk belirten İngilizce
sözlük, Webster’in “New Internatıonal Dictionary”sidir.” Kİ.s.39.
Weltanschanug: Almanca bir kelime olup dünya görüşü
anlamına gelmektedir. Kelimenin Fransızcadaki karşılığı:
“Conception du Monde” İngilizce de ise: dir. “Büyük
kilisenin Hristiyan Ortodoksluğu ister istemez bu
Weltanschanug'u yikmaya çalışacaktı.” IDG.s.224.
Weltliteratür: Dünya edebiyatı anlamında gir kelime. Cemil
Meriç’ten kelimenin banisinin Goethe olduğunu öğreniyoruz.
Kelimenin İngilizce karşılığı:
World literatere, Fransızca’da ise Litterature universell’dir. “Milli
edebiyatlar belli bir belli bir gelişme merhalesine varmadan,
gittikçe yoğunlaşan
alışverişlerle
bütünleşmeden
dünya edebiyatından söz edilebilir mi? Goethe etmiş:
Weltliteratür, Avrupa dillerine onun armağanı (Kunst and Altertum
Dergisi,1827).” KA.s.24.
Wertheimer: “Şakirtleri bilhassa 1912’den
sonra Wertheimer, Gestalt diye tanınan psikolojik doktrini çıkardılar.”
KA.s.426.
Westfalya Antlaşması[3]: Otuz Yıl Savaşları
sonunda 1648 yılında Almanya ile muhaliflerinin imzaladıkları anlaşma.
“Almanya'ya gelince.. Otuz Yıl Savaşı ile Westfalya antlaşması,
Almaya tarihinin en karanlık devirleri: Ülke parça parçadır".” Kİ.s.68.
Westminister-Hall: “Westminister- Hall’de
yanılmıyorsam birinci Charles Stuart’ın hatıralarıyla ilgili bir cümle hafızamı
rahatsız ediyor: baltayla oynamayınız.” Jur.II.38. Whitman :Walt Whitman
(1819-1892). Amerikalı şair vr deneme yazar. Leaves of
Grass ( Çimen Yaprakları) isimli şiiriyle kendisini Amerika’nın
en büyük şairi olarak kabul ettirdi.
“Amerikan şiirinde, Hint’in en büyük
temsilcisi Whitman’dır (1819 - 1892).” BDE.s.46.
Wieland:Christoph
Martin Wieland (1733-1813). Alman şair ve yazarı. Nihayet romanesk
edebiyat: Wieland’ın Agaton ve Abderiten’i, Goethe’nin Werther ve Wilhelm
Meister’i, Klinger, Heinse ve F.H.Jacobi’nin romanları.” Kİ.s.212
Wilhelm II: (1859-1941) Prusya kralı ve Alman İmparatoru.
I. Wilhelm’in torunu olup 1888 yılında başladığı
devlet başkanlığı
görevi 1918 yılına kadar devam etti. II. Wilhelm, Osmanlı ile kurduğu
iyi ilikilerle bilinmektedir. “Bu panjermanizm II. Wilhelm zamanında Pazar ve
mahreç arayan panjermanizmden farklı.” UU.s.134.
Wilhelm Meister: Alman yazar Johann Wolfgang Von Gothe
(1749-1832)’ın Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları (1796) ve Wilhelm Meister’in
yolculuk yılları (1821) isimli iki eserinden oluşan
romanının adı. “Eser,az sonra Goethe’nin önsözüyle Almancaya çevrilmiş,1824’de
Goethe’nin Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları’nı İngilizceye
kazandırmış.” Kİ.s.368.
Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları: Alman yazar Johann Wolfgang
Von Gothe (1749-1832)’ın Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları (1796) ve Wilhelm
Meister’in yolculuk yılları (1821) isimli iki eserinden oluşan
romanının birinci eserinin adı. “Eser, az sonra Goethe’nin önsözüyle Almancaya
çevrilmiş,
1824’de Goethe’nin Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları’nı İngilizceye
kazandırmış.”Kİ.s.368.
Wilhelm von Schlegel: (1767-1845). Alman
romantizminin en etkili savunucularında şair araştırmacı
ve edebiyat tenkitçisi. “Wilhelm von Schlegel, Gita’yı aslından okumak için
Sanskritçe ve bu eşsiz poemi Latinceye kazandırmış.”
BDE.s.144.
Wilhelm:
Bkz. Wilhelm von Schlegel. “Ne var ki Doğu Rönesansı’nın gerçek kurucusu
Wilhelm değil, onun küçük kardeşi
Friedrich von Schlegel’dir (1772-1828).” BDE.s.56. Wilhelm: II. Wilhelm
1859-1941 Prusya Kralı ve Alman İmparatoru (1888-1918).
“Milletlerarası sahnede nice oyunlar oynayan imparator Wilhelm, İslâm
hamisi rolüne de özenmişti.” BFH.s.147.
Wilkins: (1749-1836)
İngiliz
doğu
bilimci. Hintdistan’ın kültür hazinelerinin dünyaca tanınmasına öncülük eden
insanlardan biri. Bir Hint şirketinde memurken Hint
kültürüne merak sarar, Sankripçe ve Farsça öğrenir.
Bhagavad-Gita (1785) ve Mahabbaratta (1793)’yı İngilizceye
o tercüme etmiştir. “Endiyanizm sarayı
dört büyük sütun üzerinde yükselir: William Jones, Colebrook, Wilkins, Wilson.”
BDE.s.40 William Blake: (1757-1827)İngiliz şair
ressam ve gravürcü. “Madhura Şenne Kannara ülkesinin William
Blake’i. Kailasam’ı İbsen’e benzetirler.” BDE.s.296.
William Of Orange: “Stuartlar iktidadayken bu
anlayış tehlikeli
oluyodu da Locke’un yakın dostu William of orange iktidardayken tehlikeli
olmuyor muydu?” UU.s. 236. Wilson:Harece Harman Wilson (1786-1860). İngiliz
doğu
bilimci. Bir Hint şirketinde doktorken Hint
kültürüne merek sarar. Sankripçe öğrenir. Bir Sankripçe- İngilizce
Sözlük (1819), Bir Sanskritçe Dlbilgisi (1841) hazırlar. Vişnu-purana
(1940)ve Rigveda (1850) yı İngilizceye çevirir. “Endiyanizm
sarayı dört büyük sütun üzerinde yükselir: William Jones, Colebrook, Wilkins,
Wilson.” BDE.s.40.
Winckelmann: Johann Joachim Winckelmann (1717-1768) Alman
sanat tarihçisi ve arkeolog. “Yunan heykeltıraşlarını
inceleyen Winckelmann bütün sanatların sırrını bulmuştur
artık.” Kİ.s.73.
Wintrop: JohnWintrop
(1588-1649). İngiliz kolonici. Ateşli
püriten Geleneklerine sıkı sıkıya bağlıliği
ve İngiliz
kolonilerini bir fedarasyon altında poplama çalışmaları ile
bilinir. “Kanun koyuculardan biri, Wintrop (1588-1649) tarifi şöyle
açıklar: “İki türlü hürriyet var...Biri
bozuk.. .hayvan da, insan da kullanabilir bu hürriyeti: Hoşuna
gideni yapmak.” Mağ.s.201
Wirth:
Joseph Wirth (1879-1956). Alman siyaset adamı. “Wirth’ göre ise: “Sosyal yönelişlerin
dayandığı
temel zayıflamışsa (yani herkes başka
bir telden çalıyorsa, fertler arasında dayanışma kalmamışsa,
değerler
levhâsı altüst olmuşsa), toplum yapısı çökmeye yüz
tutar.” Mağ.s.184.
Wolf: Frederich
August Wolf (1759-1824).Alman filozof ve antikçağ uzmanı.
“Lessing'in, Herde'in Homer mütercimi Voss'un, klasik filolojinin kurucusu F.A.
Wolf'un, olgunluk çağındaki Geothe'nin ve son
yıllarında Schiller'in, Kant'ın, filozof devlet adamı Wilhelmvon Humbolt'un
klasisizmi Alman terbiyesini etkiler."KA.s.74. Wordsworth: William
Wordsworrth (1770-1850). İngiliz şair.
“Wordsworrth’de de (1770-1850) aynı büyük ilhamın yankıları: “Doğuşumuz
bir uykudan başka ne? Bir uyku, bir unutuş.”
BDE.s.44.
World literature: Dünya edebiyatı anlamında gelen İngilizce
bir kelime. Kelimenin Almanca karşılığı:
Weltliteratere, Fransızcası ise Litterature universell’dir. “Carlyle
İngilizceye
‘World literature’diye çevirmiş mefhumu,Fransızlar
‘Litterature
universelle’diye.”
KA.s.24
Wölfflin: Heinrich Wölfflin (1864-1945)’in İsviçreli
tarihçi ve yazar. “1888’de İsviçre sanat tarihçisi
Wölfflin, İtalya’da ,Renaissance und
Barock adlı eserini yayımladı.” KA.s.426.
Wund:
Hastings Encylopaedia of Religon and Ethics (1912) Ansiklopedisinde
antropogların yazdığı makaleler ve ilkel dinler
üzerinde zengin malzemeler buluruz. Ama kültür maddesini kaleme alan filozof
C.G. Shaw antropolojik kavramından hiç söz etmez .Antropolog olarak yalnız
Wund'u anar. C.G.Shaw'a göre kültürü İngiltere'ye tanıtan Bacon'dır
.Delil olarak da ‘Bilginin İlerlemesi’.” Kİ.s.33.
Wundt: Wilhelm
Wundt (1832-1920). Alman ruhbilimci ve fizyolog. “Sonra dost isimler janet,
Spencer, Wundt. Bir kelimeyle bütün Batı.” BÜ.s.104.
Wycliffe: John Wycliffe (1330 civarı-1384). İngiliz
ilâhiyatçı ve Oxford Üniversitesi kurucusu. “Vulgat,1384’de Wyclif
tarafından İnglizceye çevrilmiş.”
IDG.s.137.
Xavier de Maistre: "Xavier de Maistre
hikayecidir, Joseph de Maistre politikacıdır (St. Petersburg geceleri)".”
SNK.s.181.
Xavier de Montepin: (1823-1902). 1884 yılında yazdığı
Ekmekçi Kadın romanıyla meşhur 19. asır Fransız roman
yazarı. “Kamil Paşa böyle bir fedakârlığa
katlansa, yani gazete okuyucularına hitap etse, Hugo’yu Xavier de Montepin’leştirmeye
kalkışsa
(ki buna ne irfanı, ne izan’ı, ne vekarı müsaitti) elbette ki “bilinçle,
akılla” “sade anlatım” seçerdi.”KA.s.333.
XIX. Asrın Felsefesine Giriş:
Saint-Simon (1760-1825)’un 1810 yılında yazdığı eserinin
adı. “XIX. Asrın Felsefesine Giriş”de ise şunları
okuyoruz:”İlk insanlar zekaca öteki
hayvanlardan pek de üstün değildiler.” SSSS.s.131.
XIX. Asrin İlmi
Çalışmalarına
Giriş:
Saint- Simon (1760-1825)’un 1807-1808 yıllarında yazdığı
eserinin adı. Eser, XIX. Asrin İlmi Çalışmalarına
Giriş I,
II, olmak üzere iki cilt olarak yayınlanır. “XIX. Asrın İlmi
Çalışmalarına
Giriş,
vefakar Didar,in himmetiyle yayımlanır.” SSSS. s.31.
XIX.Asır Türk Edebiyatı Tarihi:Ahmet Hamdi Tanpınar
(1901-1962)’ın 1949 yılında yazdığı eserinin adı. “XIX.Asır Türk
Edebiyatı Tarihi Bütün dağınıklığına,
bütün derbederliğine rağmen,
çok zengin bir müşahadeler ve oldukça isabetli
hükümler mecmuası; bir talebe kitabından çok, meselelerimize ışık
getirmek isteyen serazad bir düşünce adamının tereddütlerini,
ifşalarını
sergileyen bir deneme.” Kİ.s.246.
Yaban:
Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından 1932 yılıdanda
yazılan, İstiklâl Savaşı
yıllarının Anadolu’sunu ve Anadolu köylüsünü anlattığı
sosyal muhtevalı romanın adı. “Halide hanım Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri
Yaban’ı ve Panaroma’nın ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok
Fransa’nın bu gerip taşra kasabasını hatırlamış değil
midirler?” KA.s.315.
Yabancı:
I’Etranger. Fransız Roman, deneme, tiyatro ve Makale yazarı. Albert Camus
(1913-1960)’un 1940 yılında tamanladığı, 1942 yılında yayımladığı
ve “saçmanın romanı “diye simlendirilen eseri. “Sizif Masalında, Anlaşmazlık’ta,
Yabancı’da, cana kıyılır veya intihar edilir.” BFH.s.47
Yacur: Bkz. Yacur-Veda. “Rig-Veda’nın iki, Sama’nın on,
Atharva’nın bir, Yacur’un iki Brahmanası var.” BDE.s.112.
Yacur-Veda: Hint kutsal kitabı Vedalar’ın Dört kitabından
birisidir.. “Yacur-Veda’da adak törenlerinde okunacak dualarla Hint nesrinin
ilk örnekleri sayılan yorumlar var.”Kara Yacur” da dualarla yorumlar yanyana,
“Ak Yacur” da yalnız dualar var.”BDE.s.108-109.
Yahuda:
İskariotes’de
denir. On iki havariden birinin adı olup, Malta incili ve Resullerin işleri
kitabına göre Hz. İsa’yı düşmanlarına
teslim ettikten sonra kendini öldürür. “Yoksa Enfantin’in dediğiği
gibi yeni bir Yahuda karşısında mıyız?” SSSS.s.78.
Yahuda:
Kitab-ı Mukaddes’te adı geçen Yakup’un oğlu. "Yusuf kıssasında
Yahveciler, Yahuda'yı kardeşlerin öncüsü olarak tanıtırlar."IDG.s.105.
Yahudiler:
Yuda krallığı halından olan, kendilerine
ait dini, sosyolojik ve kültürel özellikleri olan ve bugün İsrail
devleti başta olmak üzere dünyanın
muhtelif yerlerinde yaşayan kavim. “Padişah
aynı atıfeti Ermenilerden de esirgememişti. Yahudilerin de kendilerine
mahsus âdalet düzeni aynen ibka edilmişti.” BFH.s.89.
Yahut Levha: Abbasi Halifesi Memun zamanında, Müslüman bir kişi
tarafından yazılan hermetik eser Sırr el Halika isimli eserin netice bölümü.
“Kitap ‘Yahut Levha’ (Tabula smaragdina) bahsiyle hitam bulur.” IDG.s.208.
Yahve:
Yehova. Kitab-ı Mukaddes’e göre Sina’da musaya kendini gözteren Yahudi tanrısı.
"Bunlardan birinde Tanrı'nın adı Yahve'dir, ötekinde
Elohim."IDG.s.102.
Yahveciler: Yehovacı. Tevrat’ın dört kaynağını
oluşturan
dört belgenin biri içindir. Bu belgeye Yehovacı yada yahveci denilmesinin
sebebi Tanrı’nın Yahova olarak zikredilmesidir. “Bunların en değerlileri
Yahveci’lerle Elohacı’lara atfedilen belgeler.
Yahveci’ler
için İsrail
kavminin milli tanrısı Yahve’dir. Elohacı’lar için Elohin” IDG.s.95.
Yahya Bermeki: Fazıl bin Yahya El-Bermakî (739-805). Ünlü Bermekî
ailesinden Harun Reşit dönemi Abbasi veziri.
786-803 tarihleri arasında 17 yıl başarıyla vezirlik yapmıştır.“Yahya
Bermeki'nin dostu Fazl Ibn Sehl (Merv'in güneyindeki Saraş);
Muhammed ibn Musa Harzemi, araplara atfedilen cebrin kurucusu (cebir kitabi 820
lerde yazilmiş), Hiyre Mekke’den ne kadar
uzaksa Harzemi de araplıktan o kadar uzaktır; Marvarrudi; Mervli Habes. Ahmed
Fergani; Ebu Mashar Belhi (Bahtrian'li).”IDG.s.224.
Yahya ibn Masuye: (Öl. 837). Arap bilgin ve mütercim. 832’de
halife El Memnun Dar-ül Hikme’nin ilk müdürü.“Bağdat 765’de
kuruldu.832’de halife El Memnun Dar-ül Hime’yi tesis ederek müdürlüğünü
Yahya ibn Masuye’ye (ölümü 857) tevdi etti.” IDG.s.222.
Yahya Kemal: Yahya Kemal Beyatlı, 1884’te Üsküp’te-1 Kasım
1958’de İstanbul’da
vefât etti. Yirminci yüzyıl Türk şair, yazar ve devlet
adamlarından. Şiirlerinde İstanbul
ve Osmanlı sevgisine geniş yer verdi. Aruzu kullanmadaki
başarısı
bilinen bir özelliğibdir. 1884’te Üsküp’te doğdu.
1 Kasım 1958’de İstanbul’da vefât etti. “Yahya
Kemal Bütün hüviyeti ile Türk’tür. Jöntürk değil, gerçek
Türk! Kİ.s.238.
Yajnavalkiya: Upanişatlarda adından sık sık söz
edilen bir filozof. “Zerdüşt’le Russell, Yajnavalkiya ile
sarte aynı insan.” BÜ.s.217.
Yaksa:
Hint Zenginlik Tanrısı Kubere’nın hizmetçilerinin adı. “Damarlarda
alevleşen
kan ve kutsal gölü bırakıp sevgilisine koşan Yaksa...” BDE.s.193.
Yaksalar:
Hint Zenginlik Tanrısı Kubere’nın hizmetçileri olan tabiatüstü bir yaratık
grubu. “Aşağıda
Yaksalar diyarı Alaka.” BDE.s.381.
Yakup Kadri: Yakup Kadri Karaosmanoğlu
(1889-1974), Millî Mücadele dönemi ve Cumhuriyet sonrası hikâye ve roman
yazarı. “Halide hanım Vurun Kahpeye’yi, Yakup Kadri Yaban’ı ve Panaroma’nın
ikinci cildini kaleme alırken, kendi vatanlarından çok Fransa’nın bu gerip taşra
kasabasını hatırlamış değil
midirler?” KA. s.315.
Yakup: Bkz.
Yakup Kadri. “Yakup şöhret avcılığına
çıkarken boynuna tılsımlı bir muska takar: Nirvana.” BÜ.s.147.
Yakut: Şihabettin
Ebu Abdullah Yakut Rumî (1179-1229). Arap çoğrafyacısı
ve biyografi yazarı. “Ondan biraz önce, Arap corafyacısı Yakut, Mu’cem
ül-Buldan adlı eserinde edebiyata da yer vermiş ve ünlü
edebiyatçılar lügatı de kaleme almışlardır.” KA.s.394.
Yalta:Yatla
konferansı.4-11 şubat 1945’te Roosevelt,
Churchill ve Stalin’i Livadya (Yalta)’da bir araya getiren konferans. Birleşmiş milletler
teşkilatının
kurulacağı
San Francisco’da bir konferansın toplanacağı burada belirlendi. “Bandoung
olmasa Yalta yarım kalırdı.” Jur.I.s.387.
Yama: Hint
ölüm Tanrısı. “Götür beni, Yama’nın hüküm sürdüğü yere/
Götür İndra
için ak, boşan,çağla
ey iksir.” BDE.s.307.
Yamuna Irmağı: Cumna da denir. Hindistan’da
Ganj Irmağı’nın yukarı ve orta çığırındaki
başlıca
kolu. Yamuna ırmağının Hindistan’a ulaştığı
yer Hint inanışına göre kutsal kabul edilir. “Yamuna
Irmağı’na
yaklaşınca
bir de ne görsün?” BDE.s.129.
Yamuna Vadisi: Hindistanda Cumna ırmağının
aktığı,
ve Hintliler tarafında mukaddes kabul edilen Randavalar’ın hüküm sürdüğü
yer. “Pandavalar Yamuna vadisinde hüküm sürer.” BDE.s.141.
Yanıp yıkılmalar: Eski Ahit’in sonunda, haciyografya da denilen
Ketubin diye isimlendirilen kitap içinde yer alan risalelerden birinin adı.
"Sonra bunlara beş tomar daha eklenir: Neşideler,
Neşidesi,
Ruth, Yanıp yıkılmalar, Esdras, Nehemie, Kronikler." IDG.s.109.
Yanlızlar Burcu: Cemil Meriç’in Mehmet
Çınarlı’ya gönderdiği 30 Mart 1970 tarihli mektupta
yazdığı
esere isim olarak vermeyi düşündüğünü
ifâde ettiği isim. “‘Yalnızlar
Burcu’ o zaman birinci bölümde de başlığı
olur bu: İbn Haldun, Machiavel, Dante,
Camoens, Hobbes, Vico, Buckle ve Milton.” Jur.II.s.167.
Yanya: Yunanistan’da
Yayma gölü’nin batı kıyısında yer alan Şemsettin Sami’nin doğduğu
şehir.
“Rum lisesini bitirdikten sonra İstanbul’a gelen Yanyalı Şemsettin
Sâmi için sosyalizm, bugünkü medeniyetin büyük bir “hareket-i meneviyesi” dir.”
Mağ.s.221.
Yaraya Tuz Basmak: Attila İlhan (1925-2005).’ın 1978
yılında yazdığı romanı. “Acaba yazar Atilla İlhan’ın
Yaraya Tuz Basmak’ını yeni mi okudu.” KA.s.363.
Yaş: Yaş ya
da İaşi
ya da diğer
ismiyle Jassy, Romanya’da bir şehir. “1807’ye kadar Yaş’da
konsolostur Kİ.s.102.
Yaşar Kemal: (1922-....) Asıl Adı Kemal
Sadık Göğceli
olan günümüz hikâye ve roman yazarı. “Bu romanların bir araya gelmesiyle
Yaşar
Kemal’in gerçeklerine tanık olduk.” KA.s.342.
Yaşar Nâbi: Yaşar
Nabi Nayır (1908-1981). Cumhuriyet sonrası şair yazar
ve mütercimi “Bir Sabri Esat’ın,bir Yaşar
Nabi’nin,bir Yusuf Ziya’nın...Türk halkıyla ne ilgisi vardı.” Jur.II.s.171
Yaşar: Bkz.Yaşar
Kemâl. “Uzaktan sıkılan kurşun ve bütün boyalarını
sayfalara boca eden Yaşar” KA.s.350.
YaŞayan Doğu
Dilleri Mektebi: Paris’te
1795 yılında açılan yüksek çğretim kurumu. “Pariste ‘Yaşayan
Doğu
Dilleti Mektebi’ Konvansiyon tarafından 1795’te açılmıştır.”
Kİ.S.62.
Yavuz Sultan Selim: (1466-1520), Dokuzuncu
Osmanlı Padişahı. 1512-1520 yılları arasında
8 sene padişahlık yapmıştır.
“1251’de İskenderiye ve Trablusgarp’a
Fransız Konsoloslar atanır. İki buçuk asır sonra, Yavuz
Sultan Selim, Mısır’ı fethedince -ilk iş olarak-1251’de Memluk
sultanlarının bahşettiği
fermanı tazeler.” BFH.s.90.
Yazılar:
Bkz. Hacıyografa. “Hacıyografa veya Yazılar kötülük ve ölümün varlıklar zinciri
içinde nasıl bir yer tutuğunu anlatır.” IDG.s.94.
Yeçüş-Meçüş:
Kur’ân-ı
Kerim’de, adları birlikte zikredilen zararlı ve bozguncu iki kavim.
“Tanzimat’tan sonra kendi kabuğuna çekilen sınıf-ı ulemâ, bu
Yeçüş-Meçüş taifesinin
zaferi karşısında afalladı.” SNK.s.300.
Yedi Askı: Muallekatı seb’a. Cahiliye devri Arap edebiyatında
Kabe’nin duvarına asılan yedi ünlü kasidenin hepsine birden verilen ad. “Kur’an
mensudur: Yedi askı Şairlerini secdeye kapandıran
bir nesir.” BÜ.s.82.
Yedi Meşale: Cumhuriyet Döneminde, 1928
yılında yedi genç şairin edebiayt cemiyeti. “Bizim
hececiler ise (bilhassa Yedi Meşale’cileri kastediyorum) hece
veznini halktan değil Frenklerden aldılar.”Jur.s.171.
Yedi Vezirler: Birbir Gece Masallarında yer alan bir hikâye
adı. “ ‘Sindbad Kitabı’, ‘Yedi Vezirler’. hep ‘Hikâye Irmakları Okyanusu’ndan
alınmış.
‘Purusapariksa’ da hoş bir hikâye.” BDE.s.237.
Yehova:
Kitab-ı Mukaddes’te tanrı. “Musa’nın kavmi, Yehova’nın çocuğu
olduğuna
inanır, ezeli’nin ülkesinde yaşamaktadır. Neden daha eski
kaynaklarıyla ilgilensin ?” BDE.s.27.
Yemen:
Arap yarımadasının güneyinde, Kızıldeniz ve Aden Körfezi kıyısında, başkenti
Sanâ, resmi dili Arapça olan devlet. "Yemen veya Fizan’da göz altında
bulundurulmaktan tutunda Payitahttan az veya çok uzak vilayet veya kazalarda
valilik veya kaymakamlığa kadar." BFH.s.128.
Yeni Ahid:
Kitab-ı Mukaddes’te, Hristiyanlarca kutsal kabul edilen metinlerin bulunduğu
bölüm, İncil.
“‘Havarilerin İşleri’ Kitab-ı Mukaddes üzerinde
çalışanlarca
zaman zaman ihmal edilmiş ama ‘Tarihî Kitaplar’ Eski Ahit
için ne kadar önemli ise, ‘Havariler’ de Yeni Ahid için o kadar
önemlidir."IDG.s.115.
Yeni Eflatunculık: MS.III asırda İskenderiye’de
ortaya çıkan felsefe sidtemi.Vı. yy’a kadar öğretilen bu
sistemin amacı Platoncu anlayışa mistik unsurlar katarak onu
yeniden canlandırmayı amaçlıyordu. “Üstat Aristo felsefesiyle onun İskenderiyeli
yorumcularını, bilhassa Yeni Eflâtuncuları kaynaştırmış ve
onların hepsini tevhid inancıyla uzlaşacak tarzda yorumlamıştır.”
Kİ.s.186.
Yeni Heloise: .J. Rousseau’nun 1761 yılında yayımladığı
romanı. “Rousseau çağını fetheden biricik aşk
romanı ‘Yeni Heloise’ başlığı
ile sunmuş." Kİ.s.305.
Yeni Hristiyanlık: Saint Simon (1760-1825)un
1825 yılında yazdığı eserinin adı. Bu eser
Saint-Simon’un son eseridir. “Saint-Simon ölümünden az önce şakirdi
Olinde Rodrigues’e ‘Son eserimiz Yeni Hristiyanlık ötekilerden daha geç anlaşılacak’
diyordu.” SSSS.s.93.
Yeni İspanya Kütüphanesi: İspanyol
rahip bibliyografçacı ve yazar Nicolas Antonio (1617-1684)’nun, İspanyol
Edebiyatının XVI. ve XVII. Asrını incelediği ve 1672 yılında yayımladığı
bibliyografik eseri. “Nicolas Antonio,Masal Tarihinin Tenkidi’ni yazar -manalı
bir başlık-
sonra 1672’de Yeni İspanya Kütüphanesi’ni
(Bibliotheca Hispana Vetus).” Kİ.s.404.
Yeni Lisan: Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının
Genç Kalemler’de (Selânik 1911) başlattıkları dilde sadeleşme
ve Türkçecilik hareketi. “İki yıl Pazar akşamları
beraber geçirdik. Beraber okurduk ‘Yeni Lisan’ı.” BÜ.s.151.
Yeni Odise: Bkz. Don Kişot. Cemil Meriç,Homeros’un
Odysseia destanı ile Cervantes’in Don Kişot romanını değerlendirirken
aralarındaki münasebetten dolayı OdysseiaDestanına Eski Odise, Don Kişot
romanına da Yeni Odise ismini verir. “Yeni Odise’nin vaftiz babası böyle
bir herif işte.” KA.s.194.
Yeni Osmanlılar: Bkz. Jön Türkler. “Ali Kemâl
Yeni Osmanlılar’ın son temsilcisidir.” BÜ.s.164.
Yeni Türkçe-İngilizce
Sözlük: Redhouse’un
1968 yayınlanan lügatı. “Biraz daha aydınlık için Redhouse’un 1968 yayınlanan
Yeni Türkçe-İngilizce Sözlük okuyalım ‘Halk
the common people, folk; people, nation, population; crowd.” Kİ.s.243.
Yeniçeri:
Osmanlı Devleti’nde Kurulduğu 1362 yılından ilga edildiği
1826 yılına kadar ordunun ana gövdesini oluşturan yaya
asker sınıfı. “Celal Nuri’ye gore Yeniceriligin ilgasina kadar hicbir yenilik
gerceklesemezdi.”Kİ.s.123.
Yenişehirli Avni Bey: (826-1883)., XIX. Asır divan şairi.
“Şimdi
de Divan edebiyatını son büyük temsilcilerinden birine soralım şairi
.İşte
Yenişehirli
Avni Bey’in cevabı:” Mağ.s.236.
Yeremya:
İncildeki
büyük peygamberlerden biri.aynı zamanda Yeremya Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit’deki kitaplarından biri. Eser Yeremya
isimli Peygamberin hayat hikâyesini ve mücadelesini anlatır.Eski Nebiler (Yeşu,
Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, zekarya,
malaki.IDG.s.135-136.
Yerrapragada: XIV. asırda yaşamış Tamul
edebiyatı şairi. “Yerrapragada bir sonraki
en tanınmış şairi.” BDE.s.297.
Yesrib: Medine-i
Münevvere’in Hicret’ten önceki ismi. Şehre
Medine ismi peygamberimiz tarafından verilmiştir.
“Birbirleriyle yarışan üç belde görüyoruz: Mekke,
Yesrib (Medine) ve Taif.” Kİ.s.148.
Yesuh hazretleri : “Derler ki,Yesuh
hazretleri,tanrının bir niyeti olarak insanlığı,nasıl
katıldığını
hiçbir zaman idrak edemediğini ve edemeyeceğim.”Jur.II.s.180
Yeşil Gölge: Kemal Bilbaşar’ın
1959 yılında yazdığı romanın adı. Roman Cumhuriyet
dönemi toplum hayatını konu alır. “Kemal Bilbaşar
ve Yeşil
Gölge adlı hakkında Naci Çelik’in hükmü şu: “Bilbaşar’ın
doğru’su,
Türkiye’nin hâlâ 1938’den sonra bozulduğundan öteye gidememiştir.”
KA.s.341.
Yeşu: Biblia (Bible)’nin diğer
adıyla Kitab-ı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünün tarihî konulu kitaplarından
biri. Eser Yeşu isimli kişinin
komutasındaki ordunun Kenan Bölgesini fethetmesini anlatır. “İsrail
kavminin Yeşu’ya, Davut’a ve Süleyman’a
borçlu olduğu nimetler, Fransa’nın
XIV.Louis’ye borçlu olduklarından daha mı büyüktü?” UU.s.213.
Yezdan:
Zerdüştîlerde
hayır tanrısı. “Ateşgedeyi ilâhî şimşekle
tutuşturan
cehalet içinde kıvranan çağları ışığa
boğan,
yolunu kaybetmiş milletlere doğru
yolu gösteren, Yezdan’ın nuruyla çölleri gül bahçesine çeviren Zerdüşt..”
BÜ.s.147.
Yığın Psikolojisi: Yığın
Psikolojisi ya da Kitle Psikolojisi. Fransız hekim ve sosyolog Gustave Le Bon
(1841-1931)’in 1895 yılında yazdığı eseri. “Le Bon’un eseri.Yığın
Psikolojisi mi çevrilmiş? Nevzuhur mütercimlere
yıldırımlar yağdırır ve kolları sıvayıp kitabı
kazandırır Türkçeye.” BÜ.s.160.
Yıldırım Beyazit: Namık Kemal (1840-1888)’in 1871 yılında yazdığı
Evrak-ı Perişan ismli biyografi kitabında
bir bölüm. “Kemâl’in Hal Tecrübe’leri bir Selehaddin Eyyübi, bir Nevruz Bey,
bir Yıldırım Beyazit... tarihten çok destandır.” Kİ.s.96.
Yıldız Köşkü: Bkz. Yıldız Sarayı.
"Saltanat yılları uzadıkça hükümdar, Yıldız Köşkü’ne
daha çok kapanıyor.” BFH.s.127.
Yıldız Sarayı: İstanbul’da Beşiktaş Semti’nde,
Beşiktaş ile
Ortaköy arasında bogaziçine hakim bir mevkide bulunan Osmanlı Sarayı.
"Bütün işler Yıldız Sarayı’nda
çözümlenir, bütün pazarlıklar orda yapılırdı.” BFH.s.126.
Yılmaz Altuğ:
(1925-....). Türk siyaset adamı ve hukukçu. Hususî Hukuk profesörü. “Prof.
Yılmaz Altuğ, Atatürk Devrimleri Araştırma
Enstitüsü Başkanı, Bayrak dergisinin bir
muhabiriyle yaptığı konuşmada
şöyle
diyor: Türk inkilabı hakkında ciddi çalışmalar gerekli.” Kİ.s.143.
Yiğitlik Güneşi:
Bkz.Vikramaditya. “4.
yüzyılın sonlarında tahta çıkan II. Çandragupta bu hanedanın en ünlü hükümdarı,
lakabı: Yiğitlik Güneşi
(Vikramaditya).”BDE.s.184.
Yirmi Beş Hortlak Hikâyesi: Hikâye Irmakları Okyanusu
anlamına gelen Somadeva’nın Gunadya’nın Brihatkata” eserinden faydalanarak
1063-1081 yıllarında yazdığı Kathasaritsagara isimli
eserinde bir hikayenimn adı. “ ‘Yirmi beş Hortlak Hikâyesi’ de
‘‘Kathasaritsagara’’ya sıkıştırılmış.”
BDE.s.237.
Yirminci Asır: Fransızca yazan Belçikalı şair
Emile Verhaeren (1855-1916)’in şiiri. “Verhaeren’den manzum bir
tercüme: Emek, Amaç, Yirminci Asır, v.s.” Mağ.s. 281.
Yirminci Asrın Miti: Nazi ırkçılığının
kuramcısı olarak kabul edilen Alman siyaset adamı Alfred Rosenberg
(1893-1946)’in 1930 yılında yazdığı eseri. “Rosenberg kitabının
adını Yirminci Asrın Miti koyar.” UU.s.132.
Yoel: MÖ.
IV asırda yaşadığı
kabul götren Kitab-ı Mukaddes’te adı geçen nebilerden biri. “Eski Nebiler (Yeşu,Hakimler,1.Samuel,2.Samuel,1.Krallar,2.Krallar.
Sonraki Nebiler: IDG.s.135-136.
Yoga:
Birleşme
bir anlamında Sanskritçe bir kelime olup Hinduculukta insanın maddi ve manevi
egzersizlerle Samsara’dan kurtulma ve mistik hayata geçebilmek için başvurulan
her türlü vasıta için kullanılır. “Yoga, bütün kaygılardan soyunuş.”
BDE.s.363.
Yogi ile Komiser: The Yogi and The Commisar. İngiliz
uyruğuna
geçen ve İngilizce yazan Macar muharriri.
Arthur Koestler (1905-1983)’in 1945 yılında yayımladığı
eserinin adı. “Eserin asıl adı: The Yogi and Comisser “Yogi ile Komiser” de
“Gün Ortasında Karanlık”ın bir uzantısı.” BÜ.s.210.
Yoksul Carudatta: Kalidasa’dan önce yaşayaşayan
Hintli şair
Bhasa’nın 1910 yılında bulunan eseri. “ ‘Yoksul Carudatta’ adlı piyesi Sudraka
tarafından “Toprak Arabacık”ta işlenmiş”
BDE.s.208.
Yolcu ve Gölgesi: Nietzsche’nin 1879 yılında
yazdığı
eserinin adı. "Nietzsche, Yolcu ve Gölgesi'inde sorar: Alman
klasikleri var mıdır? Cevap yoktur.” Kİ.s.69.
Yön:
1961-1967 arası İstanbul’da yayımlanan haftalık
siyasî dergi. “Düşüncelerimle, inançlarımla Yön’e
yakınım.” Jur.I.s.361.
Yudhisthira: Hint Mahabharata Destanında Beş Pandava
kardeşten
en büyüğü
olup İnsan
Babası Pandu, Tanrı babası Dharma’dır. Tıpkı Dharma gibi erdem sembolü bir kişidir.
“Yudhisthira ile zar atacaklardır.” BDE.s.328.
Yudistira: Bkz. Yudhisthira “Pandavalar’dan Yudistira
yüz beş şehzadenin
en yaşlısı.”BDE.s.141.
Yugoslavya:Güney Avrapa’da Balkan Yarımadasında yer alan İki
federal cumhuriyetten (Sırbistan ve Karadağ) oluşan,
Başkenti
Belgrad remi dili Sırpça olan devlet. “Bugün Yugoslavya’da üç ayrı alfabe aynı
dil için kullanılıyor.Hırvat--Latin Slav - Kiril”.” SNK.s.271.
Yunan Edebiyat Tarihi: Alfred ve Maurice Croiset'nin
(1887-1893) eseri. “Ondokuzuncu yüzyıl sona ererken aşağı
yukarı onbeş senelik fasılalarla, Alfred ve
Maurice Croiset'nin Yunan Edebiyat Tarihi (1887-1893) ile Wilamowitz- Mollendorff
un Die griechiche Literatür des Altertums'u yayımlanacaktır.” Kİ.s.422.
Yunan Tarih-i Edebiyatı: Mehmet Rauf (1875-1931)’ın
1911 yılında yazdığı eseri. “Resimli kitabın
edebiyat tenkitçisi Raif Necdet, arkadaşı Mehmet Rauf’un Yunan Tarih-i
Edebiyatı’nı büyük bir muhabbetle selamlar.” UU.s.12.
Yunan: Yunanlı,
Yunan milletine mensup olan kişi. Yunanistanlı. “Bütün
tecessüsleri ile yaşayan bir Olemp’li, gerçek bir
Fuast, İranlı,
Hintli, Barbar, Yunan, İtalyan”.Jur.II.s.65
Yunanca:
Yunanlılar tarafından konuşulan Hint Avrupa dil ailesinden
bir dil. “Polemik Yunanca’dan geliyor: polemikash savaş demek.”
BÜ.s.126
Yunan-ı Kadim Tarihi: Kantantinidi Efendi’nin 1870
yılında yazdığı eseri. “Kostantinidi
Efendi’ye bir Yunan-ı Kadim Tarihi ısmarlar.” UU.s.10-11.
Yunanistan: Avrupa’nın Akdeniz bölümünde yer alan Başkenti
Atina, resmî dili Yunanca olan devlet. “Oysa ekonomileri bizimkine
benzeyen Bulgaristan’da her Bulgar 33, Yunanistan’da ise her Rum 45 altın frank
ödemekteydi.” BFH.s.81.
Yunus Emre: (öl.1320/21?). Yunus Emre, XIII. asır dini
tasavvufî Türk edebiyatı şairi ve mutasavvıfı. “Fuzuli’nin,
Nedim’in, Yahya Kemal’in,Ahmet Haşim’in kullandığı
vezin en az Karacaoğlan’ın,Dadaloğlu’nun,Yunus
Emre’nin kullandığı vezin kadar bizimdir.”Jur.II.s.171-172.
Yunus: Bkz.
Yunus Emre. “Peki Yunus , peki Karacaoğlan peki o
kayalardan fışkırırcasına coşkun
halk edebiyatımız diyecek oluyorum.” KA.s.368.
Yusuf Akçura: (1876-1935). Türkçülük akımının önde gelen düşünür
ve tarihçisidir. 1904'te Türk Gazetesinde çıkan “Üç Tarz-ı Siyaset” başlıklı
dizi makale özel önem taşır. “Osmanlı İmparatorluğu
neden çöktü? Diye bir kitabı vardır. Yusuf Akçura’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun
çöküş devri
ile ilgili bir kitabı vardır’’ SNK. s.242.
Yusuf ile Züheyla: Kaynağını
Kur’an-ı Kerim’deki Yusuf süresinden alan, Arap, İran ve
Türk edebiyatlarında sıkça işlenen Yusuf Peygamber’in
Züleyha ya da Zeliha ile olan kıssası. “Daha sonra yazar,’Romandan önce klasik
Osmanlı yazınında anlatan türü, Farsçadan kaynaklanan mesnevilerle kendini
gösterir;bunlardan en çok bilinenler Leyla ile Mecnun Yusuf ile Süheyla,Hüsrev
ile Şiirin
dir” Kİ.s.248.
Yusuf Mardin : (1916 - 1995) Türk şair
ve yazarı.. “Doğru dürüst bir kanalizasyon
sisteminden yoksun bulunan Londra’nın açık kanallarından gelenkokular insanı rahatsız
ettiğinden,
konaklarda oturanlar kapı ve pencerelerini sımsıkı kapamak zorundadırlar’
(Yusuf Mardin).” Mağ.s.191.
Yusuf Şerif: Öfkeli yazardan fazla dikkat
bekleyemezdik ama Mustafa Nihat’ın Avrupa’da roman bölümünü sırf bazı
hatırlatmalar yapmak için Yusuf Şerif’in Van Tieghem’den çevirdiği
Muhtasar Avrupa Edebiyatı Tarihi’nden aktardığını nasıl
görmeyebilir? KA.s. 340.
Yusuf Ziya Ortaç:(1895-1967). Beş Hececiler
grubuna dahil Cumhuriyet dönemi şair ve yazarı. “Sayın
Yusuf Ziya Ortaç, Sizi Himalaya doruklarına çağıran bir
kitap bu.” Jur.I.s.371.
Yusuf ziya: Bkz. Yusuf Ziya Ortaç “Bir Sabri
Esat’ın,bir Yaşar Nabi’nin,bir Yusuf
Ziya’nın.. .Türk halkıyla ne ilgisi vardı.”Jur.II.s. 171
Yusuf: Yusuf
Peygamber. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerden birisi. “Kur’an’ın bir
çok âyetlerinde, İbrahim’in, Yusuf’un, İsa’nın,
Sokrat’ın, Fisagor’un birçok sözlerinde bu mertebeye imalâr vardır.” IDG.s.43.
Yusufçuk Yusuf: Yaşar Kemal (1922-....)’in 1975
yılında yazdığı romanı. “Filhakika,
Hilmi Yavuz’a göre, “Yusufcuk Yusuf Yaşar Kemal’in ilk kez
bilimseldünya görüşü çerçevesi içinde tarihsel bir
dönemi temellendirdiği bir romandır”.”KA.s. 344.
Yücel: 23
Şubat
1935 tarihinde Muhtar F. Enata tarafından Atatürkçü bir dergi olarak
çıkarılmaya başlanan ve 1956 yılına kadar
yayın hayatını sürdüren aylık siyasi dergi. “Ayın Bibliyografya’sında
bir yıl kadar yazdım. Konu: tercüme tenkitleri. Oradan “Yücel”e geçiş.”
Mağ.s.281.
Yüceller: Prof. Dr.Tahsin Yücel (1930-....) Fransız
dilbilimci ve hikâye yazarı. “Çölde vaazlar vermiyordu Baydur. Arkasında
ilerici Türk basını vardı.. Ataçlar’ı, Eyüboğullar’ı,
Yüceller’i ve muhteşem Dil Kurumuyla Türk basını.”
Mağ.s.267.
Yüz Günler: Nopolyon’un 20 Mart 1815 tarihinde Elbe
Adasından dönüp ikinci kez tahtan feragat ettiği tarih
olan 22 Haziran 1815 tarihine kadar süren son saltanat dçnemi. “Elbe Adasından
Dönüş ya
da ‘yüz Günler’: Restorasyon ve 1814 Şartı, Devrimden yana olanları
da liberalleri de ürkütmüştür.” SSSS.s.48.
Zafernâme:
Ziya Paşa
(1825-1880)’nın1868 yılında yazdığı meşhur
hicviyesi. “Büyük bir kabiliyetin küçük kinleri dikenleştiren
Zafernâme” BÜ.s.124.
Zaloğlu Rüstem: Adı Şehnamede
övgüyle anılan İran’ın Efsanevî kahramanı.
“Sokaktaki adam alışkanlıklarıyla Zaloğlu
Rüstem.” Jur.I.s.389.
Zamanımız ve İnsanlar:
Faransız Hachette
yayın evinin hazırladığı kitap dizisinin genel adı..
“Hachette yayınevinin çıkardığı ve Collage de France
Profesörlerinden Jean Delumeau’nun yönettiği ‘Zamanımız ve İnsanlar’
dizisi bir kitabını da İslâmiyet’e ayırmış:
İslam’ın
Büyük İnsanları.”
Kİ.s.163.
Zangoç:
Kilise hizmetini gören, kutsal eşyalarla ilgilenen, çan çalan ve
görünüş olarak
korku veren kimse. “Oryantalizmin zaferi için kalabalıkları mabede çağıracak
bir zangoç lâzımdı. Doğu Rönesansı’nın zangocu
Eckstein’dir.” BDE.s.62.
Zarmanoşegas: Augustus’un sarayına gelerek İskender’in
elçisi Megasthenes’in önünde kendini yaktıran kadın bilge. “Augustus’un
sarayına Zarmanoşegas adında bir Hint bilgesi
gelir ve diri diri yaktırır kendini, Kalanos gibi.” BDE.s.30.
Zavallı Celâl. Bkz. Celay Sılay. “Elinde ne Oscar
Wilde’nin İngilizcesi gibi muhteşem
bir piyano ne Mallerme’nin Fransızcasına benzer çok sesli bir org var.”
BÜ.s.153.
Zaza:
Doğu
Anadolunun bazı merkezlerinde, Kazakistan (Cambul), Gürcistan (Batum) gibi bazı
devletlerde yaşayan bir kavim. “Zaza,kurmanci
,Karahanlar birbirlerinin dilini anlamıyor.” SNK.s.382.
Zebur:
Allah tarafından Davut Peygamber’e indirilen mukaddes kitap. “...yahut
Aristo’nun gizli Zebur’u. Yıl boyu üç felsefi şölen de
vardır.” IDG.s.57.
Zehi Hayali Muhal: İmkansızı
hayal etmek ne güzel anlamında bir terkip. “Bu hadim edilmiş idrakle,
bu izinli hürriyetle kalkınmak mümkün mü? Zehi tasavvur-u batıl, zehi hayali
muhal.” Kİ.s.387.
Zehi Tasavvur-u Batıl: Batılı düşünmek
ne güzel anlamında bir terkip. “Bu hadim edilmiş idrakle,
bu izinli hürriyetle kalkınmak mümkün mü? Zehi tasavvur-u batıl, zehi hayali
muhal.” Kİ.s.387.
Zeitgeist:
Hegel'in meşhur ettiği
sonraları Kuhn ve Popper’in de eserlerinde söz ettiği
ve Almanca’da “zamanın ruhu” anlamına gelen bir kelime. “Rhin’in her iki
kıyısında peşine düşülen:bir
devrin ruhudur -hep bir “Zeitgeist” KA.s.416.
Zeka: Zekâ
Üzerine (De I’Intelligence). Fransız filozof ve tarihçi Taine (1828-1893)’in
1870 yılında yazdığı eseri. “Zeka yazarı,
felsefeciler dışında kalan aydınları daha çok şu
yönleriyle etkiler.” KA.s.438.
Zekariya:
Kur’ân-ı Kerim’de ve Tevrat’ta zikredilen paygamber isimleinden biri. “Eski
Nebiler (Yeşu, Hakimler, 1.Samuel,
2.Samuel, 1.Krallar, 2.Krallar. Sonraki Nebiler: İşâya
Yeremya, Hezekiel, Hoşça, Yoel, Amos, Abodya, Yunus,
Mika, Nahun, Habakkuk, İsefanya, Haggay, Zekarya,
Malaki.” IDG.s.135-136.
Zeki Müren: (1931-1996). Türk ses sanatçısı. “Kırk yaşında
bir tapet, bir nevi Zeki Müren.” Jur1.s :93.
Zeki Velidi Togan: 1890-1970. Başkırdıstan
devlet başkanlığıda
yapmış olan
Tarihçi ilim adamı. İstanbul Üniversitesi’de tarih
Profesör. 1890 tarihinde Başkurt ilinde İsterlitamak'a
bağlı
Küzen köyünde doğmuş olan
Zeki Velidi Togan Rusça, Farsça, Arapça bilmekteydi. “Kazan Universitesi
Arkeoloji Cemiyetine sunarak bir teblig halinde ozetlemiş.”IDG.s.232.
Zemindari:
“Zemindari ve Ryotwari sistemleri dahi bütün kötülüklerine rağmen
birbirinden ayrı iki özel toprak mülkiyeti demektir, Asya cemiyetinin büyük
hasreti.” BDE.s.80.
Zemstvo: Avrupa
Rusya’sında (1864-1917arası)) illerde yerel yönetimi sağlayan
meclis. “Bir Zemstvo’lar genel meclisi kuracak, tesis edecegi koylu
bankasiyla Mir’e avans verecek, vergiyi azaltacak, fabrikalarda calisma saatini
dusurecek, Sibirya’ya göçü teskilatlandıracaktır.” Mağ.s.69.
Zemzem Kuyusu: Kabe Yakınlarında bir noktada bulunan Zemzem
Suyu’nun çıktığı kuyu. “İslamiyet
politeizmin tanrıları silip süpürmüş ama mabetlerine pek dokunmamış,
onları İslamiyet
için mübarek yerler saymış (Hacer-i Esved, Zemzem Kuyusu
ve Hira Dağı üzerine malumat, bkz. sh. 49-50).”
Kİ.s.151.
Zenon: (426-491).
İsaurialı
Doğu
imparatoru. “İmparator Zenon 489’da hocaların
nasturi temayüllerini bahane ederek mektebi kapatır.”IDG.s.221.
Zenon: Kitionlu
Zenon MÖ.315-264) Stoacı Yunanlı Filozof. “Fenikeli tüccar Zenon, Yunanistan’a
yeni bir dünya görüşü getirir: Ölmeden önce ölmeyi
getrir.” SNK. s.118.
Zent-Avesta: Zerdüşlerin kitabı Avesta’nın Avrupa
literatüründeki adıdır. “Refik Halit yazılarını Zent- Avesta başlığı
altında sergiler.” BÜ.s.147.
Zentçe:
İran’ın
eski dillerinden birisi. “Sonra oryantalizm’in olgunluk çağı...
Esrarı çözülen Zentçe.” BÜ.s.146.
Zerdust Böyle Dedi: Nietszche’nin 1883-1885
yılları arasında yazdığı eserinin adı. “Nietszche’de
“Ahlakin Seceresi” “iyinin veya guzelin otesinde “ “Zerdust boyle dedi” de
Surhomme’u (üstün insan) anlatir.” SNK.s.61.
Zerdüşlük: İranlı
Zerdüşt
tarafından kurulan tek tanrılı inanç sistemi. İnanılan
tek tanrıya verdikleri Ahura Mazda adıyla bağlantılı
olarak Mazdeizm de denir. Sonraki dönemlerde ise daha çok Mecusilik adıyla
anılmıştır.Tek
tanrılı bir inanç sistemi getirdiği için kimilerince peygamber
olarak kabul edilen Zerdüşt'ün hayatıyla ilgili bilgiler
daha çok efsanelere dayanır. “Musevilik Zerdüşlüğün
damgasını taşır: hayırla şer
arasındaki ikililik meleklerle cinlerin savaşı kıyamet
gününem îman.” BÜ.s.145 Zerdüşt: (MÖ.628-551) İran’da
yayılan Zerdüştçülük ya da Mezdekiliğin
kurucusu “Tarihin mihver çağı: Boudha, Zerdüşt,
Cania.” SNK.s.117.
Zerdüşt: Böyle Buyurdu Zedüşt
veya sadece Zedüş diye de anılır. Bkz. Zerdüst
Böyle Dedi. “Nietzsche’nin 1883-5 yılında neşrettiği
Eserinin adı “Goethe’nin açtığı çığırda
dikkate layık iki eser:Nietzsche’nin Zerdüşt’ü ile Stefan Goerge’un Asma
Bahçeler’i.” KA.s. 33
Zerdüştî: Zerdüşt
dininden olan kimse, Mecusi ya da Ateşgede. “Bir tarihçi,
Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, şiî,
haricî, mutezili, imamî, Zerdüşti âlimler bir araya geliyordu,
der.” IDG.s.36.
Zeus: Yunan
Mitolojisinde Eski Yunanlılar’ın en büyük Tanrısı. “Vedalar’da güneş:
Mitra’nın gözü, Avesta’da Hürmüz’ün, Orfikler’de Zeus’un.” BDE.s.106.
Zeydan: Bkz.
Circi Zeydan. “Gerçi, Zeydan’ın Medeniyet-ı İslâmiye
Tarihi ile Seyit Emir Ali’nin iki ciltlik Tarih-i İslamı
var.” Kİ.s.81.
Zeyil:
Bir yazıya ek olarak yazılan yazılar ya da bir eseri tamamlamak için yazılan başka
bir eser anlamında bir edebiyat terimi. "Ayrıca Visdelou ile Galland’ın
284 sayfalık bir zeyli (1780).” IDG.s.84
Zeytinburnu: İstanbul’un
Avrupa yakasında bir merkez ilçe. “B. Zeytinburnu’lu dostlarıyla sarmaş dolaş olmuştu”.
Jun.II.s.135.
Zimmer: Heinrich
Zimmer (1890-1943) Hindistan’ın Avrupa’da bilinen imajını düzeltmek ve orada
egemen olan yanlış inanış ve
tasavvurları bertaraf etmeyi amaçlayan ABD’li New York’daki Columbia
Üniversitesi Profesörü. “Pilpay (Beyd-i Ba)'ın hikâyelerini yüzyıllardan beri
zevkle okuyan Avrupa onlardaki derin ve gerçekçi hayat felsefesini anlıyabilmiş midir?
Zimmer, ‘hayır’ diyor bu soruya...” Kİ.s.309.
Zinovyev: Grigoriy Yevseyeviç Radomiyslkiy Zinovyev
(1883-1936). Rus ihtilalci ve yazar. “Pek ciddiye almaz kongreyi. Zinovyev[4]
başkandır.”
SNK.s.261.
Ziya Nur: Ziya Nur Aksun. 1930-, eserlerinden ziyade
sohbetleriyle tanınmış olan tarih yazarı. Ziya Nur’un
en büyük eseri "Osmanıl Tarihi"dir. “Ziya nur beyin kalemine borçlu
oldugumuz mütaalar, cağdaş bir
fazılın kolay kolay bulunamayacak aydınlatmalar.” Kİ.s.86.
Ziya Gökalp: (1876-1924) Milli Edebiyat dönemi ebebiyatçi ve
sosyoloğu.
Aynı zamanda Türkçülük akımının en büyük temsilcilerinden biri. Sosyolog olarak
Yahudi Durkheim’in taklidinden ileri gidemediği için
özelikle Nurettin Topçu tarafından ağır şekilde
tenkit edilmiştir. “Ali Suavi’den Ziya
Gökalp’e kadar hepsi Osmanlı’yı silmek istedi.” SNK.s. 303.
Ziya Kozanoğlu: Abdullah Ziya Kozanoğlu
(1906-1966). Roman yazarı. Kolsuz Kahraman, Dağlar
Delisi, Hilal ve Hac, Kızıl Tuğ, Palroııalilar... gibi tarihî
romanları ile bilinen bir yazardır. “Dahi, hocasını iyi seçendir. Scott,
Balzac’ı yaratır. Michel Zevaco, Ziya Kozanoğlu’nu.”
KA.s.223.
Ziya Paşa Hakkında Bir Araştırma: Kaya Bilgegil’in 1979 yılında
Ankara’da yayımladığı eserin adı. “ (Kaya Bilgegil,
Ziya Paşa
Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1979,
s.180-181).” Mağ.s.149.
Ziya Paşa: (1825-1880). Tanzimat dönemi şairi
ve devlet adamı. Cemil Meriç’in ifadesiyle “ Mısırlı bir ikbalpaerstin kalemşörlüğünü
Devlet-i Aliyye’nin Kıbrıs mutasarrıflığına tercih eden paşa.
Küçük kinlerin harekete geçirdiği büyük bir zeka.” “Eşref
de minnacık bir Ziyâ Paşa.” BÜ.s.124.
Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu:
(1902-1974)
Cumhuriyet dönemi felsefeci yazar ve sosyoloji profesör. 1934-70 yılları
arasında yayınladığı İş ve
Düşünce
adlı dergideki yazılarında, özel ve toplumsal mülkiyeti uzlaştıracak
bir sosyo-ekonomik modeli savundu. “Bu devrin fikir adamları içinde, İbn
Haldun’la en çok meşgul olan Ziyaeddin Fahri
Fındıkoğlu’dur.”
UU.s.143.
Ziyaeddin Fahri: Bkz. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu.
“1922’de Ziyaeddin Fahri Bey de bu yaziyi takdirle zikretmis.” IDG.s.232.
Znanieczki: Florian Witold Znaniecki (1882-1958). Polonya
asıllı ABD’li filozof ve sosyolog. “Birinci Cihan Harbi’den sonra Almanya’da
Mannheim ve Lukacs, Fransa’da Goldmann, Amerika’da Sorokin, Veblen, Znanieczki.”
SNK.s.204.
Zohar: Zohar
ya da Sephar Ha Zohar (Aydınlığın Kitabı). Yahudi Kabala
edebiyatının temel eseri. Geleneğe göre büyük bir bölümü Rabbi Şimon
bar Yohay’a mal edilir. Çağdaş tenkitçiler
gerçek yazarın 1270 ile 1300 yılları arasında en büyük bölümü Kabalacı Leonlu
Moiz’in yazdığını, üçüncü bölümünün de
izleyicileri tarafından yazıldığını ortaya çıkarmıştır.
“Mayorka’daki inzivagahında Zohar’ın ibranice metnine eğilen
hurufi Raymond Luyle mi?” IDG.s.154.
Zoil:
Zoilos. MÖ. IV asırlarda yaşadığı
sanılan Yunanlı sofis ve tenkitçi. Ününü, sadece Homeros’un şiirlerindeki
çelişkilere,
karabetlere ve zıtlıklara yazdığı dokuz kitaplık eserine
borçlu. Zoilos’un ismi sonradan hırslı, kindar ve kötü tenkitçiler için bir
cins isim gibi kullanılır olmuş. “Janus gibi iki çehreli.
Kimine göre Aristark, kimine göre Zoil.” Mağ.s.240.
Zola:
Emile Zola (1840-1909). Fransız yazarı. Natüralizm akımının kurucusu ve en
önemli temsilcisi. “Naturalizm bir hisardı Zola için.” KA.s.265.
Zooloji: Hayvan
Bilimi. “Ama Hint’in tarihi ile, musikisi ile, zoolojisi ile de
ilgilendi.” BDE.s.41.
Zu’l-Nun Mısrî: (796-859) IX. asır arap sûfilerinden Abu’l-fayz
Savbân’ın lakabı. “Bu istilahlar (ölümü 859)aracılığı
ile tassavufa da sızar .” IDG.s.207.
Züheyla:
Yusuf ile Züleyha Mesnevilerinin kadın kahramanı. “Byron da (1788 - 1824)
selviler diyarına âşıktır, Asya ile Avrupa’yı birleştiren
birer altı halkadır şiirleri. Gülnar, Züheyla, Leyla
Asyalı’dırlar, ama o mermer göğüslerin altında çarpan kalpler
Avrupalı.” BDE.s.45
Zweig: (1881-1942).
Avusturyalı yazar. Deneme ve romanlarıyla tanınmıştır. “Balzac’la
başladım
yazı hayatına, Zweig ömür boyu yaşadı. Balzac’ı ve eserini
tamamlayamadan öldü.” BÜ.s. 235
|
SONUÇ |
Cemil
Meriç’in eserleri üzerine yapmış olduğumuz
çalışmadaki
malzeme 12 telif eserin taranmasıyla ortaya çıktı. Sayfa hesabıyla yaklaşık
4000 sayfa üzerinde çalıştık.
Yaptığımız
Çalışmada
7300 özel isim ya da özel anlamlı kelimeye rastladık. Bunlardan 3286’sı kişi
adıdır. Bu kişi adları ait oldukları millet
ve ülkelere göre şöyle bir dağılım
gösterir.
Alman |
:
276 |
Amerika |
:
30 |
Arap |
:
206 |
Bulgar |
: 5 |
Fransız |
:
697 |
Hint, Bengal, vb. İngiliz İran |
:
434 :
315 :
39 |
İrlanda |
: 7 |
İskoç İspanyol |
:
51 : 5 |
Japon |
: 5 |
Pakistan |
:
13 |
Polonya |
:
12 |
Rus |
:
335 |
Türk |
:
551 |
Yahudi |
:
47 |
Yunan |
:
243 |
Hollanda |
: 5 |
Bu şahısların
mesleklerini, uğraştıkları
ilim dallarını tespit etmeye kalktığımız zaman karşımıza
şu
şekil
bir tablo çıkmaktadır.
Antropolog |
:30 |
Asker |
:45 |
Din adamı |
:151 |
Edebiyat tarihçisi |
:58 |
Edebiyat tenkitçisi |
:93 |
Felsefeci |
:247 |
Gazeteci |
:109 |
Gök bilimci |
:16 |
Mitolojik İsim |
:180 |
Mütercim |
:73 |
Padişah,
kral, başkan |
:98 |
Roman kahramanı |
:181 |
Roman vb. metin yazarı |
:1018 |
Siyaset ve devlet adamı |
:142 |
Sosyolog |
:316 |
Şair |
:349 |
Tarihçi |
:158 |
Mitolojik tanrı veya tanrıça |
:77 |
Diğerleri |
:123 |
Cemil
Meriç’in eserlerinde yaklaşık 2973 adet eser adı
zikredilmiştir.
Özel anlamlı kelime |
:300 |
Bunun dışında; Gazete İsmi |
:140 |
Dergi
adı:139
Yayınevi
:26
Tapınak, Heykel vs. Kıta, Ülke, şehir
vs. |
:27 :295 |
Millet ve medeniyet adı |
:32 |
Resmi Kurum |
:58’dir. |
Görüldüğü
üzere Cemil MERİÇ’in eserleri bir isimler ve
eserler kamusu. Onun kültür hazinesi Amerika’dan Japonya’ya, Arap aleminden
Norveç’e; Hint kütlrüründen, İspanyol, Petekiz kültürüne; tıp
terminolojisinden felsefî dokrinlere kadar kadar uzanmıştır.
Yukarıdaki rakamlar onun bir dünya edebiyatı yazma sevdasına kapılmasının
neticesidir.
Değerlendirmemizden
anlaşılan
bir diğer
nokta da Cemil MERİÇ’in mesleki kimliğinidir.
O her şeyden
önce bir edebiyatçıdır. Çünkü sözünü ettiği kişilerin
% 46.1’i edebiyat dünyasıyla alâkalı kişilerdir. Cemil MERİÇ
bir sosyolog olarak bilinmesine ve yıllarca sosyoloji dersleri vermesine rağmen
eserlerinde sosyologji ile ilgili ismlerin oranı: %10.5’te kalmaktadır. Bunun
dışında
Cemil MERİÇ’in eserlerindeki kişilerin
mesleki oranları şöyledir:
Felsefeci :%7.5
Siyaset ve devlet adamları :%7.3
Dini hüviyet taşıyan
isimler :%6.9,
Mitolojik İsimler : %5.4
Gazeteci : %3.3
Diğerleri : %13
Cemil
MERİÇ’in
eserlerinde kişilerin milliyetlerine göre
oranlarını hesapladığımız zaman da karşımıza
şu
şekil
bir tablo çıkmaktadır.
Arap :%6.2
Rus :%10.2
Hintli
:%13.2
Fransız
:%21.2
Yunan
:%7.4
Alman
:%8.4
İngiliz :%9.5
Türk
:%16.8
Diğerleri
:%7.1
Bu
tabloda bilinen ve tahmin edilen doğrultuda veriler çıkyor karşımıza.
Görüldüğü
gibi Cemil MERİÇ’in en hakim olduğu
kültür Fransız kültürüdür, eserlerinde kendi milletinin kişilerinden
daha fazla Fransızlara yer vermiştir. Fransızlardan sonra Türk ondan
sonra’da Hint kültürünün mensubu kişiler yer almaktadır.
Cemil
Meriç, İngilizce,
Arapça ve Fransızcayı çok iyi bildiği için bu kültürlere âit
eserlerin hemen hemen tamamını asıl kaynaklarından okuyordu. Bu dillerden
Türkçeye yapılan tercümeleri çoğu zaman tenkit etmekte ve Ayın
Bibliyografyası, Yurt ve Dünya, Ağaç, Gün gibi dergilerde tercüme
hatalarını makaleleştirmektedir. Bunun içindir ki
onun kültür hazinesini şekillendiren eserlerin birçoğuna,
özellikle Hindoloji terim ve isimlerine Türkçe kaynaklardan ulaşmakta
zorlandık. Ulaşamadığımız
dolayısıyla hakkında bilgiler veremediğimiz özel isimleri ve özel
anlamlı kelimeleri eserimizin sonunda dikkatlere sunmayı uygun bulduk.
A Deo: A.Deo,
Tanrı’dan; doğru ama, Akino’lu aziz Thomas,
“per populum”, halk aracılığıyla, diye tasrih ediyor;
Kilise’nin ananevi akidesi budur. UU.s.219.
Aguru: “Şimdi göğüsler
Kaliga’yla ovuluyor. Saçlar siyah Aguru’yla. Cömert bir üsareyle kabaran
pirinçler arasında dişi ceylanlar dolaşıyor...”
BDE.s.192.”
Akhakhaya:
“Kuru bir bağırsağa
benzeyen kurbağa / Başladı
bağırmaya,/Bir
curcuna , bir kıyamet, bir vakvaka/Akhakhaya, Akhakhaya’” BDE.s.310.
Akino: A
Deo, Tanrı’dan; doğru ama, Akino’lu aziz Thomas,
“per populum”, halk aracılığıyla, diye tasrih
ediyor;Kilise’nin ananevi akidesi budur.” UU.s. 219.
Ali İbn Harûn Zencânî: “Elimizdeki metinler Onuncu
Asır’dan kalmış. Yazarlardan bazılarının
adlarını tanıyoruz: Ebû Süleyman Musti, Mukaddesî, Ali İbn
Harûn Zencânî, Mehrcânî, Awfî.” IDG.s.43.
Alsibiad:
Eflatun sokrat’ta ideayı gördüğü için sever onu, Alsibiad da
Sokrat’ta Tanri’yi sever. SNK.s.61.
Anee Sociologique: “Anee Sociologique etrafında
toplar talebelerini.” SNK.s.123.
Anquetil:
“Anquetil’in Batı kütüphanesine kazandırdığı Upanişadlar,
bu Farsça nüshanın tercümesidir.” BDE.s. 61.
Apabramşaca: “Yaklaşık
dokuz yüz yıldan beri, yeni Hint dilleri giderek praktritçe ve apabramşaca’nın
yerine geçmeye ve Sanskritçenin yanı sıra edebiyat alanında kullanılmaya başlar.”
BDE.s.240.
Apolloncu: “Antik medeniyetin Apollon’cu bir ruhları vardır,
Batı medeniyetinin Faust’cu.”UU.s.100.
Aulu-gelle: “Sekiz asır sonra yaşayan
Aulu-Gelle, kelimeyi edebiyat dünyasına aktarmış:
‘scriptor classicu’, ‘scriptor proletarius’un zıddı; klasik yazar, üstün bir
içtimai sınıfa hitap eder, proleter yazar, yığına”
KA.s.62.
Beyaz Şiir: “Batı dillerinde ‘Beyaz Şiir,bir
tabir vardır.Milton Kaybolan Cennet bu beyaz nazımla kaleme almıştır.”
Kİ.s.238.
Bhagavata-Purana: “En ünlüleri tanrı vişnu'nun
maceralarını destanlaştıran Vişnupurana
ile Krişna'nun
menkıbelerini terennüm eden Bhagavata-purana.” BDE.s.156.
Bhagirata:
“Zorlu bir çilekeşti Bhagirata;/ Yüce bir handı.”
BDE.s.374.
Bhanumati: “Sen’in hikâyeleri de var, ‘Bhanumati’si bu alanda
bir şaheser
olarak kabul ediliyor.” BDE.s.276.
Bharata:
“Sen Vazifeni düşün Bharata’ Kşatriya
dövüşür,
ah etmez.” BDE.s.363.
Bhartirahi: “Avrupa’nin tanidigi ilk Hint sairi:Bhartirahi.
“BDE.s.196.
Ebû Süleyman Musti: “Elimizdeki metinler Onuncu
Asır’dan kalmış. Yazarlardan bazılarının
adlarını tanıyoruz: Ebû Süleyman Musti, Mukaddesî, Ali İbn
Harûn Zencânî, Mehrcânî, Awfî.” IDG.s.43.
Ebü’l Berekat Bağdadî:”İlerde
göreceğiz,
tabiat-ı tamme temasından İbn Sina’nin aklı faal
nazariyesinin neticelerini çokaracaktır.” IDG.s.208.
Edgar Morin: “İşte
sosyolog Edgar Morin ile yapılan bir mülakat:” UU.s119.
Existence metafiziği:
“Molla Şirazi’nin
‘essence”lar metafiziğine karşı
ortaya attığı ‘existence’metafiziğinde
de stoacılığa yakın fikirler bulmaktayız.”
IDG.s.208.
Greko Oryantal: “Yunan simyası ile Cabir ibn Hayyan simyası
arasındaki bağları İran’ın
“Greko-oryantal’’ mirası ile damgalanmış merkezlerinde aramak lazım
geldiğini
göstermez mi?” IDG.s.223.
Haezrahi Yehuda: Londra Üniversitesinde İbranice
hocası olan bir edebiyat ansiklopedisi (Cassell’s Encyclopedia of Literature)
için yazdığı “İbranice
Edebiyatı” başlıklı makalenin tercümesidir.”
IDG.s.138.
Ikarya:
Fransız komünist kuramcı ve romancı Etienne Cabet(1788-1856)’ın1840 yılında
yayımladığı felsefî roman. Romanın tam
adı Voyage en İcarie’dır. “Cabet, Ikarya’yi
yazmistir. SNK.s.160.
Irving Babitt: “Nisard, Brunetiere, Maurras, Seilliere, Irving
Babitt, T.E. Hulme, T.S.Eliot ve beşkaları, romantizmi yere
batırmak için klasiği yücelymiş”.
KA.s.63.
Işıktı (Viş):
“Vedalar çağının
Vişnu’su
bütün kâinata işleyen Işıktı
(Viş),
üç adımda dolaşıyordu evreni.” BDE.s.127.
İbn Âkil: “Düşüncelerini
savunurken rastgele bir devlat adamının tanıyamayacağı
bir çok fakihlerden de iktibas yapar: Mavak, İbn Abidin,
Taftazani, İbn Kayyim el Cevziyye, ibn Âkil
ve el Harafî gibi.” UU.s.49.
John Mills. “Çevirenler bir İngiliz
banka memuru John Mills’le, profesyonel bir mütercim olan Alman G. Selluis
idi.” IDG.s.17.
John Purvey:1396’da bu tercümenin tarafından düzeltilen bir
nüshası basılır. IDG.s.137.
Judeo Kretien: Batının ezoterik geleneği
de resmi dini gibi Judeo Kretiendir. IDG.s.153.
Ludwig von Westphalen: “Fakat genç Marx’a
Saint-Simon’u bütün yönleriyle tanıtan ilk mürşit,
kendisinin de itiraf edeceği gibi, kayınpederi Ludwig von
Westphalen.” SSSS.s.112.
Marcelle: Mathieu kim ? Romana da , Marcelle’in odasına
girer gibi , ayaklarının ucuna basarak giriyor. Jur.I.s .92.
Muhammed at Medina: “1958’de Fransızcaya çevrilen
kitaba Maxime Rodinson bir Önsöz yazmış. Muhammed at Medina, Londra
1956, 412 sayfa.” Kİ.s.154.
Physis: “Psysiocratie,
Physis’nin , yani tabiat kanunlarının hakimiyetidir.” SNK.s.207.
Picavet: “Picavet’ye göre ideoloji gözlemci ile konunun baş başa
kalmasını sağlayan görüştür,aralarında
hiçbir peşin hüküm,hiçbir üniversal
prensip olmayacaktır.” SNK.s.200.
Raphael: 1693'te
şöyle
der: "Raphael'ler, Carrache'lar, Poussin'ler nasıl resim yapmışlarsa,
biz de öyle yazmalıyız".” Kİ.s.62.
Reşit Yasimi: “İbn
Haldun’un tarih felsefesi, Kafiyeci’nin görüşlerinden ,
Ahmet Vefik Paşa’nın, Gelenbevi Tevfik’in Müşir,
Köprülü Fuad’ın Akçuraoğlu’nun, Tahâ Hüseyin’in , Reşit
Yasimi’nin tarihle ilgili düşünceleri de bir nalatımış.”
Kİ.s.90-91.
Roinard:
“Roinard’ın Gelecek Asırdan Portreler’’ adlı kitabını resimlendirmesi için
Henry de Groux’ya telkinlerde bulunuyor:” UU.s. 220.
Roland Knox: Roland Knox 1944,1947-50 yeni Vulgat tercümesi.
IDG.s.137 Santa-croce:"1870'de, Santa-Croce'ye, büyük İtalyanlar'a
aiy kiliseye taşınmıştır
mezarı". SNK. s.187
Santal:Santal
ile ovulu göğüslerde sarhoş inciler.
BDE.s.181.
Seres: “Güzellik,
aşk,
mutluluk, servet Tanrıçası Lakşmi, çalkalanmasından doğmuş.
Bir
adı da Sri. Doğuşuyla
Venüs’ü hatırlatır, adıyla Seres’i.” BDE.s.128.
BİBLİYOĞRAFYA
Alternatif Düşünceler
Sözlüğü, İnsan
Yayınları, İstanbul 2001.
AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, C1-29, Hürriyet Gazetecilik, İstanbul,1994.
Arseven,
Celal Esad; Sanat Ansiklopedisi, MEB Yayınları, İstanbul
1998.
Banarlı, Nihat Sâmi; Resimli Türk Edebiyatı Tarihi,C1-2Millî
Eğitim
Basımevi, İstanbul 1997.
Tüsidit: “Perikles’i
onlar yetiştirdi, Öripid dramlarının,
Tüsidid tarihinin ilham kaynağı onlar.” Mağ.s.28.
Beydilli,
Celal; Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Yurt Kitap-yayın, Ankara
2005.
Bilmen,
Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İpek
Yayınlar, İstanbul1998.
Bolay,
Süleyman Hayri, Felsefî Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, Akçağ Yayınları,
Ankara 1997.
Büyük Türk Klasikler, C.1-14 Ötüken Yayınları, İstanbul,1994.
Can,
Şefik,
Klasik Yunan Mitolojisi, İnkılap Kitabevi, İstanbul
1997.
Cevizci,
Ahmet, Felsefe Terimleri Sözlüğü, Paradigma, İstanbul
2000.
Devellioğlu,
Ferit; Osmanlıca -Türkçe Ansiklopedik Sözlük, Aydın Kitabevi Yayınları,
Ankara1993.
Dinçoğlu,
Onur, Türkçede Yabancı Terimler Sözlüğü, İnkılap
Kitabevi istanbul 2003.
Erhat,
Azra; Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul
2002.
Erzurumluoğlu,
Prof.Dr. Kenan; “Üniversiteler ve Demokrasinin Evrensel Hastalığı:
Jakobenizm”, Orkun Dergsi, 95. sayı Ocak 2006.
Gökberg,
Macit, Felsefe Tarihi, Remzi Yayınevi, İstanbul,1999.
Hancerlioğlu, Orhan, Düşünce Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul,1998.
İslâm Ansiklopedisi, C1-13 MEB Yayınları. Eskişehir,1997.
İslâm Ansiklopedisi, C1-24 Türkiye Diyânet Vakfı
Yayınları.
Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı
Ansiklopedisi, C1-4, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul
2004.
Kaya, Orhan, Hint Mitolojisi
Sözlüğü, İmge
Yayınları, Ankara 1997.
Kirman, Mehmet Ali, Din
Sosyolojisi Terimleri Sözlüğü, Rağbet
Yayınları, Ankara, 2004.
Korkmaz, Zeynep, Gramer
Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 1992.
Kudret, Cevdet; Türk
Edebiyatında Hikâye ve Roman 3 cilt. İnkilap Kitabevi, İstanbul
1990.
Marshall Gordon, Sosyoloji
Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları,
Ankara, 1999.
Meriç, Cemil, Bir
Dünyanın Eşiğinde, İletişim
Yayınları, İstanbul,1998.
Meriç, Cemil, Bir
Fâciânın Hikâyesi, Umran Yayınları, 1981.
Meriç, Cemil, Bu Ülke,
İletişim
Yayınları, İstanbul,1998.
Meriç, Cemil, Işık
Doğudan
Gelir, İnsan
Yayınları, İstanbul 1984.
Meriç, Cemil, Jurnal
1, İletişim
Yayınları, İstanbul,1998.
Meriç, Cemil, Jurnal
2, İletişim
Yayınları, İstanbul,1998.
Meriç, Cemil, Kırk
Ambar, İletişim
Yayınları, İstanbul,1998.
Meriç, Cemil, Kültürden
İrfâna, İnsan
Yayınları, İstanbul 1985.
Meriç, Cemil, Mağaradakiler, İletişim
Yayınları, İstanbul, 1998.
Meriç, Cemil, Saint-
Simon İlk Sosyolog İlk
Sosyalist, İletişim
Yayınları, İstanbul, 1998.
Meriç, Cemil, Sosyoloji
Notları ve Konferanslar, İletişim
Yayınları, İstanbul, 1998.
Meriç, Cemil, Umrandan
Uygarlığa, İletişim
Yayınları, İstanbul,1998.
Meydan Larousse Sözlük ve
Ansiklopedisi,
C1-24, Milliyet Gazetecilik Anonim Şirketi, İstanbul,1986.
Necatigil, Behçet, Edebiyatımızda
Eserler Sözlüğü, Varlık Yayınları, İstanbul
1997.
Necatigil, Behçet,
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Varlık Yayınları, İstanbul
2004.
Ögel, Bahaeddin, Türk
Mitolojisi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1989.
Özkılımlı, Atilla; Edebiyat
Ansiklopedisi C1-5, Cem Yayınları, İstanbul 1990.
Pala, İskender,
Divân Şiiri Ansiklopedik Sözlüğü, Akçağ Yayınları
Ankara 1995.
Sami, Şemsettin;
Kamus-i Türkî Enderun Kitabevi, İstanbul 1989.
Saraç, Tahsin, Büyük
Fransızca- Türkçe Sözlük, Adam Yayınları, İstanbul
2001.
Tekin, Dr. Arslan; Edebiyatımızda
İsimler
ve Terimler Sözlüğü, Ötüken Yayınları, İstanbul
1999.
Türk Dili ve Edebiyatı
Ansiklopedisi,
C1-7,Dergâh Yayınları.
Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları,
Ankara 1998.
Uludağ,
Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Kabalcı Yayınevi, İstanbul
2001.
Yıldız, Zekeriya, Politika
Sözlüğü, Timaş Yayınları,
İstanbul
2003.
[1] Cemil Meriç’in Süleyman Hilmi
Tunahan’ın ismini eserlerinde sadece bir defa zikreder. Aşağıdaki
cümlede de görüleceği üzere Cemil Meriç,
Süleyman Hilmi Tunahan’ı tanımıyordu. Zaten Süleyman Efendi’nin zikredildiği metin 24 Haziran 1973 tarihinde evde
alınmış bir nottur. Muhtemelen bu metni bir
sohbet esnasında başkalarının ağzından not almıştır. Çünkü Süleyman Efendi hakkında verilen bilgilerden Silistre
doğumlu olduğu
hariç hiç birisi doğru değildir. Bir kere Süleyman Hilmi Tunahan
subay değil, müderris ve dersiâmdır. Dar’ül
bekâya irtihali1950 değil 16 Eylül 1959
tarihidir. Cemil Meriç’in bu şekilde
bir hataya düşmesinin sebebi muttemelen bir dost
meclisinde alınmış ve yorumlanıp
tetkik edilmemiş bir ham not olmasından
kaynaklanmaktadır. Sayın Ümit Meriç hanım da yaptığımız
görüşmede bu ihtimal üzerinde durdu.
[2] Üsküdarlı Talat Bey ismi bir
cümlede değil Bir beytin altında yazar adı olarak
zikredilmektedir.
[3] Meydan Larousse anlaşmanın adını: Westfelen anlaşmaları
olarak zikretmektedir.
[4] Metinde Zinovief olarak
zikredilmektedir.
« Prev Post
Next Post »
Yorumlar
Yorum Gönder