Şarkım
| |
"Mûsiki de tabiat gibi temizleyicidir. Onda kinler ve hasetler dayanamaz, erirler. Menfaatlerle şöhretler soytarılar gibi sırıtır, küçük düşerler. Ümitsiz kederse ondan çok uzaklardadır. Tabiat gibi o da aşkımızın kaynağıdır. Mûsiki ümitlerin de kaynağıdır. Sonsuzluğa inandırır. O hem de hakikatlerin yaratıcısıdır. Bir roman veya felsefe eseri melodinin herhangi bir safhasından çıkartılır. Samimî bir eser ortaya koymadan önce mûsiki dinlemelidir. Dostluk andlaşması mûsiki ile bestelenmeli, okullarda derse, ve meclislerde oturuma mûsiki ile başlamalıdır. Çünkü, o aşkımızın ifadesi ve samimiyetimizin mürşididir.
"Hayatın bunca vehimleri arasında benliğini yitiren insan tabiatın kucağında ve mûsikide kendini buluyor. Öz, asıl bunların içindeki'dir. Ancak bunların ikisi birlikte bulunmuyorlar. Bulunsalardı, o Mutlak Varlığın huzurunda dayanılmazdı. Musa. Allah'la konuşuyor, fakat görmüyordu. Onu görmek istedi, bu temaşaya dayanamadı. Tabiat, bütün ruhu sarınca mûsikiyi susturur, mûsiki söz alınca tabiatı siler ve unutturur. Bunlar kıskanç iki silâh gibidirler, birbirini istemezler. Yanyana gelemeyen iki sevdalıdır bunlar. Halbuki bir olan Mutlak Varlığın iki türlü görünüşüdürler. Bunlara, dost olanlar, âlemi idare eden kanunların perdesini yırtan bir takım sırlara mahrem olurlar. Onlardan haber alır, müjdelenirler. Mutlak; Varlığın kendilerini koruduğunu hissederler. Zaman zaman onu can gözü ile bütünde görür, mânâda tanırlar. Sessiz, sözsüz ve hareketsiz münasebet ruhu sarınca. Varlıkla benliğin birleşmesi tamam olmuş, insan kendini bulmuş demektir. Hadiste söylendiği gibi: "Kendini bilen Rabbini bilir"' hakikati, çevrik şekliyle de doğrudur: Rabbini bilen kendini bilir" (N. Topçu…Hareket. 1973, Sy: 90).
« Prev Post
Next Post »
Benzer Yazılar
Yorumlar
Yorum Gönder