ELSA'NIN GÖZLERİ…Les Yeux d'Elsa
| |
Türkçesi: HÜSEYİN DEMİRHAN
GÖZLERİN
İZİNDE...
Aragon'un
Elsa'nın Gözleri adlı ünlü şiirini, hepimiz biliriz. Şairin ilk baskısı 1942'
de yapılan ve aynı adı taşıyan kitabının tamamı ilk kez Hüseyin Demirhan
tarafından dilimize çevrildi.
Demirhan
bu yapıtın çevirisine yıllarını verdi. Bir türlü tam olarak bittiğine kendini
inandıramıyordu. Şiirleri yeniden yeniden ele alıyor, falanca dize ya da sözcük
nasıl daha iyi çevrilir diye tüm şiirleri, bir daha, bir daha gözden geçiriyordu.
Böylece
yıllar geçti. Sürekli daha iyiyi, daha yetkini arayan çevirmen, şu ünlü sözü
sık sık yinelerdi: "Çeviri kadın gibidir. Güzeli sadık, sadık olanı
güzel olmaz." Hemen ardından da şunu eklerdi: "Ben hem sadık, hem
güzel olabileceğini göstermek istiyorum."
Yıllar
süren bu çabanın sonu gelmedi bir türlü. Gelemezdi de. Çünkü mükemmeli aramanın
sonu yoktu. Kitabın tamamı çoktan çevrilmişti ama Hüseyin Demirhan'a göre bir
türlü bitmiyordu bu çeviri. Bu yüzden Elsa'nın Gözleri'nin yayımlandığını göremedi.
Ölümünden
sonra Metin Demirtaş aracılığıyla, çevirinin elyazısı metinlerine ulaştım.
Aslında bunları bilmiyor değildim. Antalya'da günler boyu Aragon çevirilerini
birlikte okumuş, üzerinde konuşmuştuk. Yine de bunları sonradan ele aldığımda,
yayına hazırlarken bir hayli güçlükle karşılaştım. Sayfalar karışmıştı, yazılar
zor okunuyordu. Bu saygıdeğer çabaya ihanet etmemek için çok dikkatli olmak
zorundaydım. Olabildiğince titiz bir çalışma sonucunda, Fransızcasıyla da
karşılaştırarak; Elsa'nın Gözleri kitabının Türkçesini günyüzüne çıkarmaya
çalıştım. Şiirlerde çevirmenin yazımına bağlı kaldım.
Hüseyin
Demirhan'ın emeğine saygı duyarak bu değerli çalışmayı okurlara ulaştırmaktan
mutluluk duyuyorum.
Yayımlayan,
yayımlanmasına katkıda bulunan herkese, bu arada özellikle, çeviriyi yok
olmaktan kurtaran Sayın Metin Demirtaş'a teşekkür ediyorum.
Ülkü ULUIRMAK
LES YEUX D'ELSA
Tes
yeux sont si profonds qu'en me penchant pour boire
]'
ai vu tous les soleils y venir se mirer
S'y
jeter a mourir tous les desesperes
Tes
yeux sont si profonds que j'y perds la memoire
A
l'ombre des oiseaux c'est l'ocean trouble
Puis
le beau temps soudain se leve et tes yeux changent
L'ete
taille la nue au tablier des anges
Le
ciel n'est jamais bleu comme il l'est sur les bles
Les
vents chassent en vain les chagrins de l'azur
Tes
yeux plus clairs que lui lorsqu'une larme y luit
Tes
yeux rendent jaloux le ciel d'apres la pluie
Le
verre n'est jamais si bleu qu'a sa brisure
Mere
des sept douleurs ô lumiere mouillee
Sept
glaives ont perce le prisme des couleurs
Le
jour est plus poignant qui point entre les pleurs
L'iris
troue de noir plus bleu d'etre endeuille
ELSA'NIN GÖZLERİ
Ne
derinmiş içmeye eğildiğim gözlerin
Gördüm
ki güneşlerin yansır oraya tümü
Her
umutsuz onlara dalıp bulur ölümü
Ben
kendimi yitirdim ta dibinde o yerin
Kuşlar
gölge düşürür bu duru okyanusa
Sonra
bir açar hava ışır gözbebeklerin
Yaz
kırpar önlüğüne bulutu meleklerin
Gök
bunca mavi vurur ekine vursa vursa
Atamaz
yas tülünü göğün yüzünden rüzgar
Gözlerin
gökten parlak bir yaşarmaya görsün
Kıskandırır
şavkını yağmur sonu göğünün
Ancak
bir cam kırığı mavi olur bu kadar
Sen
ey ıslak parıltı anası yedi hüznün
Yedi
kılıç doğranmış yedi renkli kuşağı
Gözyaşından
doğan gün sanki alev yumağı
Keder
masmavi kılmış karasını gözünün
Tes
yeux dans le malheur ouvrent la double breche
Par
ou se reproduit le miracle des Rois
Rois
Lorsque le coeur battant ils virent tous les trois
Le
manteau de Marie accroche dans la creche
Une
bouche suffit au mois de Mai des mots
Pour
toutes les chansons et pour tous les helas
Trop
peu d'un firmament pour des millions d'astres
n
leur fallait tes yeux et leurs secrets gémeaux
L'
enfant accapare par les belles images
Ecarquille
les siens moins demesurement
Quand
tu fais les grands yeux je ne sais si tu mens
On
dirait que l'averse ouvre des fleurs sauvages
Mutsuzlukta
çift gedik açar gözlerin senin
Yinelenir
tansığı kralların böylece
Yürekleri
çarparak üç kral da görünce
lsa'nın
beşiğinde hırkasını Meryem'in
Bütün
şarkılar için bütün acılar için
Yeter
sözlüklerdeki mayısa bir tek ağız
Sığmaz
bu gökkubbeye şu milyonlarca yıldız
Senin
gözlerin gerek ikiz burçlu gözlerin
Çekici
resimlerle büyülenen çocuklar
Açmazlar
gözlerini senin kadar kocaman
Yoksa
yalan mı böyle gözlerini ayırman
Sanki
dağ çiçekleri açmış orda sağnaklar
Cachent-ils
des eclairs dans cette lavande ou
Des
insectes defont leurs amours violentes
Je
suis pris au filet des etoiles filantes
Comme
un marin qui meurt en mer en plein mois d'aoı1t
]'ai
retire ce radium de la pechblende
Et
j'ai brı1le mes doigts a ce feu defendu
O
paradis cent fois retrouve reperdu
Tes
yeux sont mon Perou ma Golconde mes Indes
Il
advint qu'un beau soir l'univers se brisa
Sur
des recifs que les naufrageurs enflammerent
Moi
je voyais briller au-dessus de la mer
Les
yeux d'Elsa les yeux d'Elsa les yeux d'Elsa
O
gözler şimşekler mi saklar bu hoş kokuda
Sımsıkı
aşklarını çözer orda böcekler
Akan
yıldızlar beni ağına takmış gider
Yaz
ortası boğulan denizci gibi suda
Bu
radyumu uranyum taşından elde ettim
Yaktım
elimi onun yasak alevinde ben
Sen
ey cennetim benim yüz kez bulunup yiten
Gözlerin
Peru'm benim Hint'teki altın kentim
Bu
akşam paramparça oldu evren ansızın
Korsanların
ateşe verdiği kayalıkta
Baktım
deniz üstünde ışıl ışıl yanmakta
Elsa'nın
o gözleri o gözleri Elsa'nın
LES NUITS… GECELER
LA
NUIT DE MAI
Les
spectres evitaient la route ou j' ai passe
Mais
la brume des champs trahissait leur haleine
La
nuit se fit legere au-dessus de la plaine
Quand
nous eumes laisse les murs de La Bassee
Un
feu de ferme flambe au fond de ce desert
Aux
herbes des fosses s'accroupit le silence
Un
aero dit son rosaire et te balance
Une
fusee au-dessus d'Ablain Saint-Nazaire
Les
spectres egares brouillent leurs propres traces
Les
pas cent fois refaits harassent leur raison
Des
panaches de peur montent a l'horizon
Sur
les maisons d'Arras en proie aux chars Arras
MAYIS GECESİ
Hayaletler
kırlara kaçıyordu yolumdan
Ama
sisten onların belliydi soluduğu
Kalktı
ova üstünden gecenin koyuluğu
La
Bassee surlarından ayrıldığımız zaman
Bir
çiftlik ateşi var bu çölün diplerinde
Çömelip
sinmiş susku siperlerin otuna
Bir
pilot dua edip bir bomba sallar sana
Ablain
Saint-Nazaire denen o kentin üzerinde
Şaşkın
hayaletlerin yitip ayak izleri
Usları
bitkin düşer yüz kez gidip gelmekten
Nice
korku sorgucu salar ufka her renkten
Arras
adlı tanklara yem olan Arras şehri
Interferences
des deux guerres je vous vois
Voici
la necropole et voici la colline
Ici
la nuit s' ajoute a la nuit orpheline
Aux
ombres d'aujourd'hui les ombres d'autrefois
Nous
qui revions si bien dans l'herbe sans couronnes
La
terre un trou la date et le nom sans ci-git
Va-t-il
falloir renaitre a vos mythologies
On
n'entend plus pourtant grincer les cicerones
O
revenants bleus de Vimy vingt ans apres
Morts
a demi Je suis le ehemin d' aube helice
Qui
tourne autour de l'obelisque et je me risque
Ou
vous errez Malendormis Malenterres
Çakışan
iki savaş izlemekteyim sizi
İşte
antik gömütlük ve bir tepe yüksekçe
Burda
öksüz geceye eklenir yine gece
Ve
yeni gölgelere birçok gölge eskisi
Biz
ki o taçyapraksız otlarda düş kurardık
Bir
çukur yazısız ad ölüm yılı üstüne
Doğmak
mı gerekecek söylencelerde yine
Ne
ki dırdırı kesmiş turist rehberi artık
Ey
Vimy'nin mavi-mor hortlakları yıllar var
Siz
yarı ölüsünüz bense sarmal tan yolu
Gezdiğiniz
yerlerde olmaz içim korkulu
Ey
yarı gömülmüşler ey yarı uyumuşlar
Panorama
du souvenir Assez souffert
Ah
c'est fini Repos Qui de vous cria Non
Au
bruit retrouve du canon Faux Trianon
D'un
vrai calvaire a blanches croix et tapis vert
Les
vivants et les morts se ressemblent s'ils tremblent
Les
vivants sont des morts qui dorment dans leurs lits
Cette
nuit les vivants sont desensevelis
Et
les morts reveilles tremblent et leur ressemblent
A-t-il
fait nuit si parfaitement nuit jamais
Ou
sont partis Musset ta Muse et tes hantises
Il
flotte quelque part un parfum de cytises
C'est
mil neuf cent quarante et c'est la nuit de Mai
Hep
anılar anılar yeter bu iç sancısı
Bitti
dinlen! Hanginiz dirilen top sesine
Hayır
diye haykırdı. Sahte barıştan yine
Kaldı
haçla halıyla süslü çarmıh acısı
Ölülerle
diriler benzeşir çırpınınca
Diriler
ölülerdir evde uyuyakalan
Bu
gece dirilerdir gömütünden sıyrılan
Titrer
onlara benzer ölüler uyanınca
Hiç
gece olmuş mudur tümden koyu karanlık
Ey
Musset şimdi Müz'ün saplantıların nerde
Sarısalkım
kokusu dalgalanır bir yerde
Gece
Mayıs gecesi yıl bin dokuzyüz kırk
LA NUIT DE DUNKERQUE
La
France sous nos pieds comme une étoffe usée
S'est
petit a petit a nos pas refusée
Dans
la mer ou les morts se melent aux varechs
Les
bateaux renversés font des bonnets d'éveque
Bivouac
a cent mille au bord du ciel et l'eau
Prolonge
dans le ciel la plage de Malo
11
monte dans le soir ou des chevaux pourrissent
Comme
un piétinement de betes migratrices
Le
passage a niveau leve ses bras rayés
Nous
retrouvons en nous nos coeurs dépareillés
Cent
mille amours battant au coeur des Jean-sans-terre
Vont-ils
a tout jamais cent mille fois se taire
O
saints Sébastiens que la vie a criblés
Que
vous me ressemblez que vous me ressemblez
DÜNKERK GECESİ
Fransa
çekti gitti parça parça kendini
Ayağımız
altından yırtık bir bez biçimi
Yosunlara
karışır denizdeki ölüler
Papaz
takke1erine benzer devrik gemiler
Gökle
suyun ucuna kurulmuş koca çadır
Mala'daki
kumsalı gökyüzüne uzatır
Çadır
yükselir akşam atlarsa ağır aksak
Göçer
hayvanı gibi gider ayak vurarak
Açar
tren geçidi çizgili kollarını
Kalbimiz
bulur yine kavuşma yollarını
Yurtsuz
denen Jean'ların kalbindeki yüzbin aşk
Gün
gelip sonsuza dek yüzbin kez mi susacak
Ey
yaşamın kalbura çevirdiği ermişler
Nasıl
da benzersiniz bana nasıl da sizler
Sur
que seuls m'entendront ceux qui la faiblesse eurent
De
toujours a leur coeur preferer sa blessure
Moi
du moins je crierai cet amour que je dis
Dans
la nuit on voit mieux les fleurs de l'incendie
Je
crierai je crierai dans la ville qui brule
A
faire chavirer des toits les somnambules
Je
crierai mon amour comme le matin tôt
Le
remouleur passait chantant Couteaux Couteaux
Je
crierai je crierai Mes yeux que j'aime ou etes
Vous
Ou es-tu mon alouette ma mouette
Je
crierai je crierai plus fort que les obus
Que
ceux qui sont blesses et que ceux qui ont bu
Je
crierai je crierai Ta levre est le verre ou
J'ai
bu le long amour ainsi que du vin rouge
Kuşkusuz
beni yalnız güçsüz kişiler anlar
Yarasını
kalbine yeğ tutan o insanlar
Haykırıp
duracağım hiç değilse bu aşkı
Yangın
çiçeklerinin gece belirir şavkı
Haykırıp
duracağım görüp kentte alevler
Öyle
güçlü ki düşer damdaki uyurgezer
Haykırıp
duracağım sevdamı sabah erken
Bileycinin
yollarda sesi türkülenirken
Haykırıp
duracağım neredesiniz diye
Ey
sevgili gözlerim ey kuşlarım siz diye
Haykırıp
duracağım tüm füzelerden güçlü
Esrik
gezenden güçlü yaralı erden güçlü
Haykırıp
duracağım kadeh diye dudağın
Bana
ucundan aşkın meyini tattırdığın
Le
lierre de tes bras a ce monde me lie
Je
ne peux pas mourir Celui qui meurt oublie
Je
me souviens des yeux de ceux qui s'embarquerent
Qui
pourrait oublier son amour a Dunkerque
Je
ne peux pas dormir a cause des fusees
Qui
pourrait oublier l'alcool qui l'a grise
Les
soldats ont creuse des trous grandeur nature
Et
semblent essayer l'ombre des sepultures
Visages
de cailloux Postures de dements
Leur
sommeil a toujours l'air d'un pressentiment
Les
parfums du printemps le sable les ignote
Voici
mourir le Mai dans les dunes du Nord
Kolunun
sarmaşığı dünyaya bağlar beni
Ölemem
ölemem ben ölen unutur seni
Gemiye
binenlerin unutmam bakışını
Kim
unutabilir ki Dünkerk'te o aşkını
Füzelerden
dolayı uyuyamam bir türlü
Kim
unutur kalbini esrik eden alkolü
İnsan
boyu çukurlar kazdı yere askerler
Sanki
tüm gömütlerin gölgesini ölçerler
Çakıldandır
yüzleri çılgınca duruşları
Bir
önsezi havası taşır uyuyuşları
Bahar
kokularını kumlar nerden tanısın
Kuzey
kumuliarında ölüm günü mayısın
LA NUIT D'EXIL
Qu'importe
a l'exile que les couleurs soient fausses
On
jurerait dit-il que c'est Paris si on
Ne
refusait de croire aux apparitions
J'entends
le violon preluder dans la fosse
C'est
!'Opera dit-il ce feu follet changeant
J'aurais
voulu fixer dans mes yeux mal ouverts
Ces
balcons embrases ces bronzes ce toit vert
Cette
emeraude eteinte et ce renard d'argent
Je
reconnais dit-il ces danseuses de pierre
Celle
qui les conduit brandit un tambourin
Mais
qui met a leur front ces reflets sous-marins
Le
dormeur-eveille se frotte les paupieres
SÜRGÜN GECESİ
Umursar
mı bir sürgün sahte de olsa renkler
Der
ki yemin ederdim bu kent Paris'tir diye
İnanmak
gerekseydi dirilen bir ölüye
Duyarım
bir gömütte keman sesini dener
Der
ki oynak ışıklı opera alanı bu
İsterdim
yarı açık gözlerime çakılsın
Bu
tutuşmuş balkonlar tunçlar yeşili damın
Bu
donuk şavklı zümrüt bu gümüş tilki postu
Der
ki bu mermer tenli dansözleri bildim ben
Tef
çalar en baştaki ama kim bunca kızın
Alnına
kor denizler altından gelme ışın
Gözlerini
ovalar bir adam uyanırken
Des
meduses dit-il des lunes des halos
Sous
mes doigts fins sans fin deroulent leurs paleurs
Dans
!'Opera pare d' opales et de pleurs
L'orchestre
au grand complet contrefait mes sanglots
J'
aurais voulu fixer dans ma folle memoire
Cette
rose dit-il cette mauve inconnue
Ce
domino fantôme au bout de I'avenue
Qui
changeait pour nous seuls de robe tous les soirs
Ces
nuits t'en souvient-il Me souvenir me nuit
Avaient
autant d'eclairs que l'oeil noir des colombes
Rien
ne nous reste plus de ces bijoux de l'ombre
Nous
savons maintenant ce que c'est que la nuit
Der
ki aylar aylalar Medusa'lar boyuna
Parmaklarım
altına yayar soluk birer renk
Opalle,
gözyaşıyla süslü operaya dek
O
tam takım orkestra öykünür hıçkırmama
Der
ki çakmak isterdim çılgın belleğime ben
O
gülü o kırdaki bilinmez mor bitkiyi
Yolda
bir hortlak gibi duran o maskeliyi
Her
gece bizim için başka kılığa giren
Anımsa
o geceler -anımsamak işkence-
Şimşekliydi
kapkara güvercin gözü kadar
Artık
yok gölgedeki o pırlanta çocuklar
Öğrendik
ne demekmiş neymiş karanlık gece
Ceux
qui s'aiment d'amour n'ont qu'elle pour adresse
Et
tes levres tenaient tous les soirs le pari
D'un
ciel de cyclamen au-dessus de Paris
O
nuits a peine nuits couleur de la tendresse
Le
firmament pontait ses diamants pour toi
Je
t'ai joue mon coeur sur les chances egales
Soleil
tournant des boulevards feux de Bengale
Que
d'etoiles a terre et par dessus les toits
Quand
j'y songe aujourd'hui les etoiles tricherent
Le
vent charriait trop de reves derives
Et
les pas des reveurs sonnaient sur les paves
Des
amants s'enlaçaient sous les portes cocheres
Bir
o kızın yerini bilir aşık kişiler
Senin
dudaklarınsa her akşam girer bahse
İnecek
mor menekşe bir gök diye Paris'e
Ey
sevecenlik renkli ancak olmuş geceler
Gök
sürer elmasını senin için kumara
Ben
kalbimi oynadım şansımız olup özdeş
Eğlence
fişekleri bulvarda dönen güneş
Ne
de çok yıldız düşmüş yere ve çatılara
Anladım
ki yıldızlar oyun etmişler bana
Bir
nice sapık düşü sürüp götürür rüzgar
Düş
kuran insanların adımları tıpırdar
.Aşıklar
sarmaş dolaş biner birer faytona
Nous
peuplions a deux l'infini de nos bras
Ta
blancheur enflammait la penombre eternelle
Et
je ne voyais pas au fond de tes prunelles
Les
yeux d'or des trottoirs qui ne s'eteignaient pas
Passe-t-il
toujours des charrettes de legumes
Alors
les percherons s'en allaient lentement
Avec
dans les choux-fleurs des hommes bleus dormant
Les
chevaux de Marly se cabraient dans la brume
Les
laitiers y font-ils une aube de fer-blanc
Et
pointe Saint-Eustache aux crochets des boutiques
Les
bouchers pendent-ils des bêtes fantastiques
Epinglant
la cocarde a leurs ventres sanglants
İkimiz
kolumuzun sonsuzunda yaşardık
Bitmez
yarı gölgeyi yakıyordu ak tenin
Ve
ben görmez olmuştum gözbebeğinde senin
Kaldırımların
sönmez altın gözünü artık
Geçip
durunca yoldan sebze arabaları
Ot
yüklü kadanalar yürürdü ağır aksak
Uyku
çeken mavimsi adamlar taşıyarak
Marly'nin
atlarıysa siste şaha kalkardı
Sütçü
güğümlerinde sökünce orda şafak
Dükkan
çengellerinden kubbesivrisi çıkar
Kasaplar
usa sığmaz hayvanlar mı asarlar
Kanlı
karınlarına onların süs takarak
A-t-il
a tout jamais decide de se taire
Quand
la douceur d'aimer un soir a disparu
Le
phono mecanique au coin de notre rue
Qui
pour dix sous français chantait un petit air
Reverrons-nous
jamais le paradis lointain
Les
Halles l'Opera la Concorde et le Louvre
Ces
nuits t'en souvient-il quand la nuit nous recouvre
La
nuit qui vient du coeur et n' a pas de matin
Aşkın
tadı bir akşam uçup gittiği zaman
Karar
verdi mi sesi susmaya bir an olsun
Sokağımız
dibinde duran gramofonun
On
paraya karşılık bir küçük hava çalan
Yine
kavuşur mu yaz uzak cennetimize
Görür
müyüz yeniden Louvre'u hallerimizi
An
o geceleri sen gece sarınca bizi
O
sabahı olmayan yürekten gelen gece
LA NUIT EN PLEIN MIDI
il
regne sur la ville une nuit negatrice
L'Arlequin
blanc et noir noir et blanc devenu
N'y
voit rien de change sinon que les actrices
Accrochent
au moyen d'epingles a nourrice
L'ombre
des rayons X a leur epaule nue
Equation-fantôme
aux belles inconnues
Ces
jours-ci s'est ouvert le Carnaval de Nice
Personne
excepte moi ne s'en est souvenu
Une
lumiere inverse encre la mascarade
Sous
les mimosas noirs un feuillage de lait
Donne
aux jardins fardes leur edat de salade
Accroches
au dessous des eroiles malades
Un
chale de lueurs y drape ses chalets
Dans
leur panier de fleurs immobile ballet
Football
petrifie descendant vers la rade
Le
peuple des maisons prend des airs de palais
TAM ÖGLE ÜSTÜ GECE
Yok
edici bir gece sinmiş kentin üstüne
Kimi
ak kimi kara oluveren soytarı .
Değişme
görmez orda bir tek şu ki değişme
Aktrisler
çırçıplak omuzları üstüne
Röntgen
ışınlarının gölgesini saplardı
Güzel
bilinmeyenli hayalet denklem vardı
Bugünlerde
başladı Nis karnavalı yine
Unuttu
gitti onu tüm benden başkaları
Ters
bir ışık morartır bu maskeli baloyu
Kara
mimozalardan düşen sütsü yapraklar
Far
sürmüş bahçelere renk verir açık koyu
Ki
hasta yıldızlara erer onların boyu
Orda
bir ışık şalı köşklerini kucaklar
Bir
çiçek sepetinde donakalmış bale var
Taşlaşmış
ayaktopu iner bulur bir koyu
Saraylara
özenir halk işi barınaklar
Gratte-ciel
florentins Kremlins miniatures
Dedale
de Delhi Poker d'as a cent des
Alhambras
delirants Villas Architectures
Venise
au petit pied Schoenbrunn caricature
Cauchemar
mil neuf cent Palaces d'orchidees
Ou
Pelleas epele un pale a b c d
Et
les cheveux epars reve de stucatures
En
chemise de nuit Melisande accoudee
Balcons
ceruleens ornes de figurines
Saxes
depayses Tanagras et grigris
Le
cygne de minuit vient chercher Lohengrin
Et
Lancelot-du-Lac qu'une Manon chagrine
Devisage
au tournant une fausse Marie
Bashkirtseff
qui causait avec des Walkyries
Bedlam
ou Charenton Pres de la Fornarine
Desdemone
a surpris Othello son mari
Floransa
yapıları birer minik Kremlin
Delhi
labirentleri yüz zarlı büyük poker
Dev
gibi Elhamra'lar villalar köşkler zengin
Karikatür
Schönbrunn küçüğü Venedik'in
Bin
dokuzyüz kabusu orkideden oteller
Pelleas
orda soluk bir alfabeyi söker
Savruk
saça düş olup yapma mermerci için
Gecelikli
Melisande dirseklerine çöker
Şekilciklerle
süslü o mavimsi balkonlar
Muskalar
yontucuklar yurtsamış kaç porselen
Yarı
gece kuğusu hep Lohengrin'i arar
Ve
Manon'un üzdüğü şövalye Lancelot var
Düzmece
bir Meryem'i dikizleyen köşeden
Bashkirtsev'di
Walkirie kızlarıyla söyleşen
Ya
da başkalarıyla Desdemone yakalar
Kocası
Othello'yu Fornarin'e gelmeden
Le
geste au ralenti que fait le discobole
Lance
une lune opaque entre I'epoque et nous
Que
de farandoliers pour une farandole
La
redoute commence ou l'intrigue se noue
Ou
les dominos blancs ressemblent aux burnous
Juan
Tenorio que poursuivent les folles
Üte
le loup de l'une et reste sans parole
Ce
n'est pas pour prier qu'il se jette a genoux
Amour
abandonnons aux tenebres mentales
Leur
camaval imaginaire II me suffit
Du
monde tel qu'il est sur les cartes postales
La
gesticulation d'ombres monumentales
Commente
le soleil de leur hypertrophie
Des
passants a faux-nez l'un l'autre s'y defient
o
nuit en plein midi des eclipses totales
Triste
comme les rois sur leurs photographies
Disk
atanın ağırdan dönüp duran tek kolu
Çağ'la
aramıza bir ay atar donuk yoğun
Kaç
oyuncu el ele oynar bu farandol'u
Şenlik
başlar arada düğümlenince oyun
Ak
maskeler benzeri olduğunda bornozun
Nice
çılgın kadınsa izler o İspanyolu
O
da çeker bfrinin maskesini suskulu
Dua
için değildir dize gelişi onun
Ustaki
karanlığa bırakalım ey sevda
Düşsel
karnavalını onların bana yeter
Dünya
olduğu gibi renkli posta kartında
Kocaman
gölgelerin el kol oynatması da
Çok
şişme güneşini onların belli eder
Birbirini
küçümser burnu takma efeler
Ey
öğlen inen gece güneş tutulduğunda
Kral
fotoğrafları gibi yüzünde keder
FETES GALANTES
On
voit des marquis sur des bicyclettes
On
voit des marlous en cheval-jupon
On
voit des morveux avec des voilettes
On
voit les pompiers brliler les pompons
On
voit des mots jetes a la voirie
On
voit des mots eleves au pavois
On
voit les pieds des enfants de Marie
On
voit le dos des diseuses a voix
On
voit .des voitures a gazogene
On
voit aussi des voitures a bras
On
voit des lascars que les longs nez genent
On
voit des co'iôns de dix-huit carats
ÇAPKINCA EGLENCELER
Bisiklete
binmiş kürklüler görülür
Eteğe
binmiş pezevenkler her türlü
Yüzü
peçeli sümüklüler görülür
Tutuşur
tulumbacıların püskülü
Sözcükler
görülür çöplüğe atılmış
Sözcükler
dalgalanan bayrakları
Söylevci
kadınlar var sırtı açılmış
Ve
Meryem çocuklarının ayakları
Lüks
arabalar görülür benzin yakan
Görülür
elde giden arabacıklar
Büyük
burunlular yoksulları sıkan
Görülür
kimi kez altın gerdanlıklar
On
voit ici ce que l' on voit ailleurs
On
voit des demoiselles devoyees
On
voit des voyous On voit des voyeurs
On
voit sous les ponts passer des noyes
On
voit chômer les marchands. de chaussures
On
voit mourir d'ennui les mireurs d'oeufs
On
voit pericliter les valeurs sfires
Et
fuir la vie ala six-quatre-deux
Burda
da görülür görülen şey orda
Görülür
baştan çıkmış kızlar kadınlar
Sürten
ipsizler dikizciler yollarda
Köprü
altlarında boğulup kalanlar
Kunduracılar
görülür işsiz kalan
Sıkıntıdan
oynayanlar yumurtayla
Ne
sağlam değerler görülür sarsılan
Ve
yaşam kaçar gider bizden dörtnala
LES FOLIES-GIBOULEES
Diable
de temps qui fait ce qu'il lui plait
A
Nice etant se croit au Chatelet
Et
prend la Promenade des Anglais
Pour
une chausse-trape
On
y rencontre un etrange charroi
Des
gens cousus d'or qui tremblent de froid
Et
des gens tout nus qui cherchent un roi
Des
filles et des frappes
Tates
d'oiseaux qui tournent a tout vent
Pretes
a tout faire Atout coeur Je vends
Jouez
sur la noire Entrez au couvent
Si
ce n'est au theatre
Rien
ne se dit qui n'ait l'air d'un echo
La
mer a pris un vert de haricot
Voila
qu'il repleut sur le Negresco
Plus
bleme que le platre
SAGNAK-ÇILGINLIKLAR
Hey
gelgeç hevesli acayip rüzgar
Bulunduğu
Nis'i köy sanıp şaşar
Ve
sanır ordaki parkı kurmuşlar
Ona
tuzak olarak
Görülür
orada bir garip kervan
Para
babaları donar soğuktan
Çıplak
kimseler var kral arayan
Piçler
kızlar ve evrak
Dönen
kuş başları her işte yelde
Benimse
satılık kör kozum elde
Oynayın
karaya keşiş değil de
Oyuncuysanız
eğer
Bir
yankı gibidir tüm sözlerimiz
Yeşil
fasulyeye benzedi deniz
Negresco
üstüne alçıdan renksiz
Yine
bir yağmur iner
Diable
de temps qui ne sait ce qu'il veut
Mars
se mouchait qui se sentait morveux
Pas
plus tôt plu que le ciel se fait bleu
Comme
un billet de mille
Cette
ombre neuve attachée a tes pas
Qu'en
as-tu fait qu'on ne la trouve pas
Tu
l'as vraiment vendue un prix trop bas
Pauvre
Peter Schlemihl
Tu
cherches partout une ombre d'emprunt
Exile
des murs et du sol commun
Symbole
ambulant de quarante-et-un
Tirant
la queue au diable
Diable
de temps qui met sa montre au clou
Sa
femme ailleurs et n'en est pas jaloux
Et
qui prétend qu'il n'a pas peur du loup
Tant
le loup est aimable
Hey
ne ister bilmez acayip rüzgar
Akar
martın burnu silse ne kadar
Tam
göğün maviye döndüğü anlar
Binlik
bir banknot gibi
Gövdenin
bu yeni gölgesini sen
N'ettin
ki ortadan yok oldu hemen
Ucuza
satmışsın onu gerçekten
Peter
Schlemihl garibi
Ödünç
gölge arar durursun her gün
Duvarlardan
sürgün, yurttan sürgün
Bir
simgesisin sen kırkbir göçünün
Yok
cebinde metelik
Saati
rehinli hey garip rüzgar
Kıskanmaz
eşini sürten o kadar
Kurttan
korkmam diye bir de savı var
Kurt
da nazik mi nazik
Diable
de temps Pas de bonheur sans bon
On
a des chapeaux comme des bonbons
En
fait de bouquet on offre un jambon
La
consigne est d'en rire
Diable
de temps ceux qu'on disait amis
Sont
ennemis avant qu'on soit remis
Le
noir est blanc le defendu permis
Le
meilleur est le pire
Bonosuz
mutluluk yok garip rüzgar
Bonbon
biçiminde ne şapkalar var
Buket
diye bize jambon sunarlar
Güler
insan bu şeye
Hey
acayip rüzgar dost bilinenler
Düşman
olur yoksul düşersen eğer
Kara
aka yasak yasala döner
Kötü
olan iyiye
LES LARMES SE RESSEMBLENT
Dans
le ciel gris des anges de fa1ence
Dans
le ciel gris des sanglots erouffes
Il
me souvient de ces jours de Mayence
Dans
le Rhin noir pleuraient les filles-fees
On
trouvait parfois au fond des ruelles
Un
soldat tue d'un coup de couteau
On
trouvait parfois cette paix emelle
Malgre
le jeune vin blanc des coteaux
J'
ai bu l'alcool transparent des cerises
J'ai
bu les serments echanges tout bas
Qu'ils
etaient beaux les palais les eglises
J'
avais vingt ans Je ne comprenais pas
Qu'est-ce
que je savais de la defaite
Quand
ton pays est amour defendu
Quand
il te faut la voix des faux-prophetes
Pour
redonner vie a l'espoir perdu
GÖZYAŞLARI BİRBİRİNE BENZER
Bu
külrengi göğünde fayanstan meleklerin
Boğuk
hıçkırıkların bu külrengi göğünde
O!
Mayence günlerinin anısı bende derin
Peri
kızları vardı ağlayan Kara Ren'de
Bulurduk
kimi zaman, dar sokaklarda yatan
Delik
deşik edilmiş ölüsünü bir erin
Bu
korkunç barışı da bulurduk kimi zaman
Taze
beyaz şarabı olsa da üzümlerin
İçtim
kirazların ben o saydam içkisini
Fısıltıyla
edilmiş tüm yeminleri içtim
Neydi
kiliselerin sarayların görkemi
Şu
dünyadan haberim yoktu daha pek gençtim
Bildiğim
neydi benim yenilgi üzerine
Ülken
olduğu zaman sana yasak bir sevda
Yitik
umudumuza can vermek için yine
Düzme
yalvaç sesleri gerektiği bir anda
Il
me souvient de chansons qui m'emurent
Il
me souvient des signes a la craie
Qu'on
decouvrait au matin sur les murs
Sans
en pouvoir dechiffrer les secrets
Qui
peut dire ou la memoire comrnence
Qui
peut dire ou le temps present finit
Ou
le passe rejoindra la romance
Ou
le malheur n'est qu'un papier jauni
Comme
l' enfant surpris parmi ses reves
Les
regards bleus des vaincus sont genants
Le
pas des pelotons a la releve
Faisait
fremir le silence rhenan
Şarkılar
var aklımda içime coşku veren
Çizgiler
var aklımda tebeşirle yapılmış
Gün
doğunca duvarlar üzerinde beliren
Ama
anlamlarının gizi çözülmez kalmış
Kim
söyleyebilir ki nerede başlar bellek
Kim
söyleyebilir ki nerede biter "şu an"
Geçmişle
içli türkü nerde olur tek gerçek
Mutsuzluk
nerde farksız olur solmuş kağıttan
Düşünde
yakalanmış küçük çocuk örneği
Sıkıcıydı
masmavi bakışı yeniklerin
Titretirdi
boyuna Ren'deki sessizliği
Adımları
nöbeti alan birçok askerin
J'
ai traverse les ponts de Ce
C'est
la que tout a commence
Une
chanson des temps passes
Parle
d'un chevalier blesse
D'une
rose sur la chaussee
Et
d'un corsage delace
Du
chateau d'un duc insense
Et
des cygnes dans les fosses
De
la prairie ou vient danser
Une
eternelle fiancee
Geçtim
ben C'deki birçok köprüden
Orada
bağladı tüm olup biten
Kalmış
bir şarkı var hayli eskiden
Söz
eder yaralı bir şövalyeden
Üzerinde
bir gül açmış şoseden
Ve
bağcığı çözük kalmış korseden
Çılgın
bir düke mülk olan kaleden
İçinde
kullar yüzen dereden
Çimenler
üstünde koşup danseden
Sonsuzca
nişanlı kalan tazeden
Et
j' ai bu comme un lait glace
Le
long lai des gloires faussees
La
Loire emporte mes pensees
Avec
les voitures versees
Et
les armes desamorcees
Et
les larmes mal effacees
Oma
France ô ma delaissee
}'ai
traverse les ponts de Ce
Ve
soğuk süt gibi içtim kaseden
Kof
ünleri öven bir koşuğu ben
Luar'dır
gönlümü uzağa iten
Batık
taksilerle sürüyüp giden
Silahlar
var yoksun içi mermiden
Kalan
gözyaşları tam silinmeden
Ey
Fransa'm kimsesiz kızcağızım sen
Geçtim
ben C'deki birçok köprüden
L'ESCALE
Les
voyageurs d'Europe entre eux parlaient d'affaires
Les
yeux de la vigie adoraient l'horizon
Dans
la cale olı valsaient d'obscures salaisons
Le
reve des mutins se tordait dans les fers
Oublions
qu'ils ont soif puisque nous nous grisons
Sur
le pont-promenade on joue un jeu d'enfer
Des
marchands de betail que les vents decoifferent
En
quatre coups de des perdaient leur cargaison
Soudain
le ciel blanchit et des rochers s'escarpent
Pure
comme une nuit decoupee aux ciseaux
C'est
une ile Voyez sa couronne d'oiseaux
Les
dauphins alentour sautent comme des carpes
La
mer qui vient briser contre elle son biseau
D'ecume
en soupirant l'entoure d'une echarpe
Avez-vous
entendu la tristesse des harpes
Aux
doigts musiciens qui caressent les eaux
MOLA
İş
konuşur vapurda Avrupa yolcuları
Gözcünün
bakışları tutkunu ufukların
Zıpladığı
mahzende tuzlanmış balıkların
İsyancıların
düşü zincirde kıvranırdı
Biz
içelim kurusun dili o tutsakların
Güvertede
barutsu bir barbut oynanırdı
Rüzgarda
kepi uçan birkaç koyun tüccarı
Yitirirdi
malını dört elinde kumarın
Birden
ağardı gökler ve sarplaştı kayalar
Makaslanmış
bir gece gibi yoksun buluttan
Bir
ada var başını taç gibi kuşlar saran
Çevresinde
yunuslar sazanlar gibi zıplar
Ve
köpüklü yanını adaya doğru kıran
Deniz
içini çekip onu bu şalla kaplar
Duydunuz
mu nasıl da hüzünlü çalar harplar
Müzisyen
parmaklarda suyu okşayıp duran
De
quel predestine Dame de delivrance
Attends-tu
sur la pierre noire la venue
Blanche
a qui l'acier bleu cerde les poings menus
Ou
saignent les rubis d'un bracelet garance
Les
marins regardaient cette femme inconnue
Etrangement
paree aux couleurs de souffrance
Attachee
au recif borde d'indifference
Si
belle qu'on tremblait de voir qu'elle etait nue
Andromede
Andromede ô tendre prisonniere
N'est-ce
pas toi qui pleure et Meduse qui rit
Le
moderne Persee aurait-il entrepris
Sur
le cheval volant l'ecole buissonniere
Aux
jours que nous vivons les heros ont peri
Je
n'attends plus des Dieux que l'injure derniere
Va
dire qu'Andromede est morte asa maniere
Dans
ses cheveux dores en revant de Paris
Hangi
cennetlik kuldan ey kurtarıcı ana
Kara
taşa ak gelen o kızdır beklediğin
Bilekleri
tutsağı olan mavi çeliğin
Kızıl
bileziğinin boyadığı al kana
Tayfalar
meraktaydı bu yabancı kız için
Garip
birer süs vermiş her renkten acı ona
Bağlıydı
o ilgisiz bir deniz kayasına
Ç1plak
teni içini titretir her erkeğin
Ey
tatlı Andromeda sevecen yüzlü tutsak
Sensin
ağlayan elbet gülen cadı Medusa
Düşer
miydi acaba bugünkü Perseus'a
Uçan
atına binip okulundan sıvışmak
O
eski kahramanlar ermedi çağımıza
Tanrılar
artık bana sövgüler yağdıracak
Git
de ki o kız öldü yüreğine uyarak
Paris
düşü koyarak saçındaki yaldıza
Va
dire au monde sourd qu'une seule Andromede
Qu'il
croit au coeur des mers a jamais oubliee
Peut
esclave mourir a son rocher liée
Meduse
aux yeux d' argent tourne autour d' elle mais
De
nuit le rossignol fait peur aux sangliers
Car
toute tyrannie en soi porte remède
Ah
soulevez le ciel millions d'Archimedes
Qui
chantez ma chanson geants humilies
La
mer comme le sable est sujette aux mirages
L'espace
efface un pli dans son rideau mouvant
J'avais
cru voir une ile a l'aisselle du vent
Et
celle qui criait la langue des naufrages
N'est
que l'illusion qui me reprend souvent
Depuis
qu'ayant quitte les terres sans courage
Plus
oisif que l'oiseau j'ai choisi pour ouvrage
De
guetter le soleil sur le gaillard d'avant
De
ki sağır dünyaya bir tek Andromeda var
Onun
denizde yitik sandığı sonsuza dek
Kayaya
bağlanarak köle ölebilecek
Gümüş
gözlü Medusa çevresinde tur atar
Geceyle
domuzları bir bülbül kılar ürkek
Çünkü
her zorbalığın özünde şifa yatar
Birer
Arşimed olup gökleri kaldırsınlar
Milyonlarca
ezik dev şarkımı söyleyerek
Deniz
de seraplara uğrar kumlar biçimi
Uzay
siler bir kıvrım değişken perdesinden
Rüzgarın
koltuğunda bir ada mı gördüm ben
Haykıran
bir adaysa kazaların dilini
Bir
göz aldanışıydı sık sık başıma gelen
Korka
korka atınca bir gemiye kendimi
Kuşlardan
da aylakça geçirdim tüm vaktimi
Güneşi
gözlemekle ön kasara üstünden
J'escompte
vainement les escales du sort
Terre
Mais ce n'est pas la terre ou tu naquis
Quel
calme On se croirait dans un pays conquis
Les
passagers vetus de tweed et de tussor
Trouvent
que ce voyage est tout a fait exquis
La
mer est une reine Eux ses princes-consorts
Et
la vie a passe comme ant fait les Açores
Dit
le poete Vladimir Mafakovski
Yazgının
molasını gönlüm boşuna bekler
Toprak
ama doğduğun o toprak bu değil ki
Tıs
yok yenilmiş suskun bir ülkedeyim sanki
İpekliler
giyerek yola çıkmış kimseler
Bulurlar
bu geziyi tümüyle ince zevkli
Deniz
bir kraliçe onlar eşi prensler
Ve
Asar adaları gibi geçti yaşam der
Geçti
der ünlü ozan Vladimir Mayakovski
LES PLAINTES
YAKINMALAR
PLAINTE
POUR LE QUATRIEME CENTENAIRE
D'UN AMOUR
L'amour
survit aux revers de nos armes
Linceul
d'amour a minuit se decoud
Les
diamants naissent au fond des larmes
L'avril
encore eclaire l'epoque ou
S'etend
sur nous cette ombre aux pieds d'argile
Jeunesse
peut rever la corde au cou
Elle
oublia Charles-Quint pour Virgile
Les
temps troubles se ressemblent beaucoup
Abandonnant
le casque et la cantine
Ces
jeunes gens qui n'ont jamais souri
L'esprit
jaloux des paroles latines
Qu'ont-ils
appris qu'ils n'auront desappris
Ces
deux enfants dans les buissons de France
Ressemblent
l'Ange et la Vierge Marie
11
sait par coeur Tite-Live et Terence
Quand
elle chante on dirait qu'elle prie
BİR AŞKIN DÖRTYÜZÜNCÜ YILDÖNÜMÜ İÇİN
Silahlarımız
yenik düşse de sürer sevda
Geceyarısı
aşkın sökülür kefen bağı
Ve
elmaslar belirir gözyaşı pınarında
Kil
ayaklı gölgenin üstümüze vardığı
Dönemi
aydınlığa boğar şimdiden nisan
Gençlik
düş kurabilir ipte olsa ayağı
Ozan
Vergilius için vazgeçer kral Şarl'dan
Çok
benzer birbirine türlü kargaşa çağı
Kantini
ve miğferi bırakarak geride
Giden
o genç çocuklar bir daha hiç gülmedi
Tartışır
dururlardı Latince sözleri de
Neler
görmediler ki unuttukları şimdi
Çayırlarda
dolaşan gençle kız çocuğuysa
Melek
ile Meryem'in birer benzeri idi
Oğlan
şiirler okur söz Latin koşuğuysa
Kız
şarkı mırıldanır dua edermiş gibi
Je
l'imagine. Elle a des yeux noisette
Je
les aurais pour moi bleus preferes
Mais
ses cheveux sont roux comme vous etes
O
mes cheveux adores et dores
Je
vois la Saône et le Rhône s'eprendre
Elle
de lui comme eux deux separes
Il
la regarde et le soleil descendre
Elle
a seize ans et n'a jamais pleure
Les
bras puissants de ces eaux qui se melent
C'est
cet amour qu'ils ne connaissent pas
Qu'ils
revaient tous deux Olivier comme elle
Lui
qu'un faux amour a Cahors trampa
Vetu
de noir comme aux temps d'aventure
Les
paladins fiances au trepas
Ceux
qui portaient a la table d'Arthur
Le
deuil d'aimer sans refermer leurs bras
Düşlerim,
fındık rengi gözleri var o kızın
Daha
açardı beni mavi olsaydı onlar
Ama
saçları sanki kızılıymış yaldızın
Ey
benim tapılası saçımdaki altınlar
Sôn
ve Rôn nehri yer yer buluşan iki aşık
Onlarsa
buluşmamış yakın zamana kadar
Oğlan
bir kıza bakar bir batan güne artık
Kızcağız
daha pek genç görmemiş acı anlar
Kavuşur
o suların kolları birbirine
İşte
gençlerin daha bilmediği bu sevda
Ama
kimi kez konu olan düşlemlerine
Oğlan
yalan bir aşka düşüp bir gün Cahors'da
Karalar
giyinmişti serüvenlere uygun
Ölüme
nişanlanmış iki üç bahadır da
Aşkın
yasını tutup masasına Arthur'un
Kollarını
açarak çökmüşlerdi art arda
N'aimes-tu
pas le velours des mensonges
Il
est des fleurs qu'on appelle pensees
J'en
ai cueilli qui poussaient dans mes songes
J'
en ai pour toi des couronnes tresse
Ils
sont entres dans la chapelle peinte
Et
sacrilege il allait l' embrasser
La
foudre eclate et brule aux yeux la Sainte
Le
toit se fend Les murs sont renverses
Ce
coup du ciel a jamais les separe
Rien
ne refleurira ces murs noircis
Et
dans nos coeurs perces de part en part
Qui
sarclera ces fleurs de la merci
Ces
fleurs couleur de Saône au coeur de l'homme
Ce
sont les fleurs qu'on appelle soucis
Olivier
de Magny se rend a Rome
Et
Loyse Labe demeure ici
Sevmez
misin yalanın tatlı kadifesini
Çiçekler
var anlamı düşünceler de olan
Derdim
bu çiçeklerden düşlerimde biteni
Başına
taçlar ördüm onlardan zaman zaman
Boyalı
kiliseden içeri girer gençler
Ne
günah kızı orda öpmeye kalkar oğlan
Meryem'in
gözlerine o an yıldırım düşer
Duvarlar
gümbür gümbür yıkılır çöker tavan
Artık
tam ayrılırlar uğrayıp gök hışmına
O
kararmış duvarlar ışımaz sonsuza dek
Ya
yırtık kalbimizden şu bizim baştan sona
Acı
çiçeklerini kim gelip de sökecek
İnsan
yüreğindeki bu Sôn rengi çiçekler
Adı
kaygı nergisi olacak birer çiçek
Ve
Olivier de Magny kalkar Roma'ya gider
Loyse
Labe'yse orda kalır acı çekerek
Quel
etrange nom la Belle Cordiere
Sa
bouche est rouge et son corps enfantin
Je
m'en souviens mal. C'est un reve d'hier
Elle
etait blanche ainsi que le matin
Lyon
Lyon n'ecoute pas la Saône
Trop
de noyes sont assis au festin
Ah
que ces eaux sont boueuses et jaunes
Comment
pourrais-je y lire mon destin
Je
chanterai cet amour de Loyse
Qui
fut soldat comme Jeanne a seize ans
Dans
ce decor qu'un regard depayse
Qui
defera ses cheveux alezans
Elle
avait peur que la nuit füt trop daire
Elle
avait peur que le vin füt grisant
Elle
avait peur surtout de lui deplaire
Sur
la colline ou fuyaient des faisans
Ne
garip adı vardı İplik Eğiren Yosma
Dudağı
kırmızıydı çocuksuydu bedeni
Pek
anımsamam onu. Bir düş bu dünden kalma
Sabah
ışığı kadar beyazdı onun teni
Hey
Lyon türküsünü dinleme Rôn'un sakın
Suda
boğulmuş nice kişi sarmış şöleni
Ah
rengi ne de sarı bu çamurlu suların
Nasıl
okurum orda ben yazgıma düşeni
Loyse
kızın bu aşkı söylenecek türkümde
Jan
Dark gibi on altı yaşında olan asker
Bir
bakışın insanı attığı bu sürgünde
Al
yele saçlarını onun kim gelir çözer
Korkmuş
genç kız gecenin çok parlak olmasından
Korkmuş
vuracak diye başıma içilenler
En
çok da belki beni beğenmez diye oğlan
Çıktıkları
tepede kaçışırdı sülünler
Quatre
cents ans les amants attendirent
Comme
pecheurs a prendre le poisson
Quatre
cents ans et je reviens leur dire
Rien
n'est chı;ınge ni nos coeurs ne le sont
C'est
toujours l' ombre et toujours la mal' heure
Sur
les chemins deserts oi:ı nous passons
France
et l'Amour les memes larmes pleurent
Rien
ne finit jamais par des chansons
Sevdalılar
dörtyüz yıl bekleyip durdu öyle
Balık
tutmaya çıkmış balıkçılar örneği
Tam
dörtyüz yıl onlara dönük sözlerim şöyle
Hiçbir
şey değişmedi aynı insan yüreği
Her
zaman gölgeİer var her zaman kötü günler
Bütün
ıssız yollarda gövdemizin gittiği
Fransa
ile sevda aynı yaşları döker
Görülmez
hiçbir şeyin şarkılarla bittiği
PLAINTE
POUR LA MORT DE MADAME VITTORIA
COLONNA MARQUISE DE PESCAIRE
Qu'il
m'est doux de dormir le songe de la pierre
Le
sommeil est profond qui berce les statues
Quand
le siecle est infame a fermer les paupieres
Non-voir
et non-sentir deviennent des vertus
Chut
Ne m'eveille pas Baisse la voix veux-tu
Qui
parle dans la chambre ou la mort fait silence
Ce
n'est pas le sculpteur immobile et revant
N'avais-je
assez souffert de la fin de Florence
Madame
et fallait-il que je vous voie avant
Michel-Ange
avant moi devant le Dieu vivant
Je
suis jaloux de Lui comme des fleurs legeres
Que
tu melais parfois a tes cheveux dores
J'ai
pleure si souvent dans la Rome etrangere
Ecole
de l' exil pour l'amour separe
Le
malheur pour lequel je vais demain pleurer
MARKİZ VITTORIA COLONNA'NIN
ÖLÜMÜ İÇİN
Ne
tatlı gelir bana taşın düşüne yatmak
Yontuların
daldığı uyku ne kadar derin
Tiksindirecek
denli yüzyıl olunca alçak
Görmemek
ve duymamak erdem olur halk için
Dur
uyandırma beni n'olur az çıksın sesin
Konuşan
kim sustuğu bu odada ölümün
Değil
bu düşler kuran yontucu devinmeden
Az
mı acı çekmiştim Florence* yittiği gün
Madam
görmeli miydim sizi daha önce ben
Yoksa
İsa önünde Mikel-Anj mı önceden
Kıskanırım
onu ben hoppa çiçekler gibi
Yaldızlı
saçlarına zaman zaman taktığın
Öyle
sık ağlattı ki yabancı Roma beni
Sürgün
okulu olan ayrı düşmüş sevdanın
Bu
mutsuzluk içinse ağlayacağım yarın
"
Florence: Hem Floransa, hem de kadın adı.
Ma
Vittoria aux yeux clos que l' eternite farde
Toi
que mes bras au grand jamais n'enlaceront
J'
ai frôle ta main froide et pour toujours je garde
Le
regret de n' avoir ose toucher ton front
O
terrible desir que plus rien n'interrompt
Madame
Colonna sur le lit a colonnes
Vous
changez de visage a ce jour dechirant
Et
la nuit des tombeaux finalement vous donne
Les
traits que j'ai donnes chapelle Saint-Laurent
A
cette Nuit qui reve un monde different
Amour
n'auras-tu pas pitie de mon grand age
Amour
assez longtemps ne m'as-tu point ha'i
Amour
dans le cercueil aime-t-on davantage
Rien
ne pourra calmer ce pauvre coeur vieilli
Et
ni d' avoir perdu Vittoria et mon pays
Sonsuzlukla
sürmeli kirpiği inik Vittoria'm
Kollarım
sarmayacak seni sonsuza değin
Soğuk
eline değdim sonra hep yanıp durdum
Alnına
dokunmaktan çekindim diye niçin
Ey
artık hiç sönmeyen en korkuncu isteğin
Ey
kolonlu yatakta yatan Madam Colonna
Bu
yürek yırtan günde değişmiş yüzün senin
Gömütlerin
gecesi sonunda vermiş sana
Verdiğim
çizgileri ey hoşu kilisenin
Düş
kuran bu gecede bir başka dünya için
Sevda
koca yaşıma yok mu senin acıman
Sevda
yetmez mi artık bana beslediğin kin
Sevda
tabutta daha çok mu severmiş insan
Hiçbir
şeyle yatışmaz acısı bu yüreğin
Ve
yası Vittoria ile yurdu yitirmişliğin
PLAINTE
POUR LE GRAND DESCORT DE FRANCE
S'il
se pouvait un choeur de violes voilees
S'il
se pouvait un coeur que rien n'aurait vieilli
Pour
dire le descort et l'amour du pays
S'il
se pouvait encore une nuit etoilee
S'il
se pouvait encore
Une
nuit de beau temps met les ombres d'accord
Comme
l'aveugle tend les cordes sans connaitre
L'instrument
ni le ton du ciel ala fenetre
Ah
si tu veux chantons dans ce triste decor
Ah
si tu veux chantons
Je
reprends le meme air Amour ô phlogiston
Que
le vieillard Homere avec ses yeux fermes
Disait
au monde sourd lui qui n'a pas aime
Comme
il faisait grand jour alors qu'en savait-on
Comme
il faisait grand jour
FRANSA'NIN BÜYÜK ACISI İÇİN
Bir
perdeli kemanlar korosu olabilse
Olabilse
hiç mi hiç kocamayan bir yürek
Ülkenin
acısını aşkını söyleyecek
Gökyüzüne
silmece yıldızlar dolabilse
Dolabilse
ah birden
Hoş
bir bahar gecesi eş eder gölgeleri
Telleri
gerip duran kör gibi görmese de
Ne
çalgıyı ne göğün rengini pencerede
Şarkılarımız
sarsın ah bu hüzünlü yeri
Sarsın
eğer dilersen
Yine
aynıdır şarkım aşk ey alevli madde
Yaşlı
kör Homeros'un sağır olmuş dünyaya
Haykırdığı
kendisi uzaksa da sevdaya
Nasıl
ışırdı güneş bilmezdik bunu hiç de
Bilmezdik
bunu hiç de
Les
femmes ont perdu l'image de l'amour
Dans
leurs yeux defendus par des paupieres Parme
Mais
dimanche ou jeudi c'est tout un pour les larmes
Dans
l'amour que je dis descend l'ombre des tours
Dans
l'amour que je dis
L'ombre
des tours qui tourne au cadran d'incendie
Sur
le pave des cours noires de la prison
Inscrit
la ronde teme et lente des saisons
ki
le temps lanterne ici la mort mendie
ki
le temps lanterne
Comparer
le bagnard ou le fou qu'on interne
Et
le coeur qui saigna dans sa geôle de chair
Sait-il
aux prisonniers parler sa langue d'air
Le
ciel qui s'est baigne dans l'eau d'une citerne
Le
ciel qui s'est baigne
Kadınlar
yitirmişler sevdanın imgesini
Bir
kapakla korunan gözlerinde ey Parma
Ama
gözyaşı için aynıdır pazar cuma
Bu
aşka salar işte kuleler gölgesini
Bu
aşka salar işte
Bir
yangın saatine yönelen bu gölgeler
Kara
avlularına zindana giren.yerin
Donuk
ağır rondunu kaydeder mevsimlerin
Burda
ölüm dilenir hurda zaman pinekler
Pinekler
zaman hurda
Bağlı
deliye benzer bir kürek hükümlüsü
Ve
etten zindanında kanayıp duran yürek
Güçte
mi mahkumlara yelli bir dil dökecek
Yıkandı
bir sarnıcın.sularında gökyüzü
Yıkandı
bir an orda
Est-il
assez grand deuil pour que vous reveniez
La
memoire s'effeuille au vent des derniers froids
Comme
un epouvantail avec les bras en croix
L'oubli
courbe sa paille aux doigts bruns des vanniers
L'oubli
courbe sa paille
Les
mois passent L'emoi passe et le coeur deraille
Mais
le printemps pour moi murmurera toujours
Les
mots d'un autre Mai parmi les mots d'amour
Je
n'oublierai jamais pour ses fleurs la muraille
Je
n'oublierai jamais
Les
morts du mois de Mai
Yas
var mı dönmen için yetecek kadar derin
Son
soğuk rüzgarlarda yapraklar döker bellek
Kolları
haç biçimli korkuluğa dönerek
Unutuşta
çöp büker eli sepetçilerin
Unutuşta
çöp büker
Yıl
geçer coşku geçer rayından çıkar yürek
Ama
bahar fısıldar bana sonsuza değin
Sözcükleri
bir başka mayısla aşka değgin
Belleğimde
etmiş yer o surdaki her çiçek
Belleğimde
etmiş yer
Mayısta
ölen gençler
CHANSON DE RECREANCE
Une
nouvelle fois ce parfum d'incendie
Une
nouvelle fois les caresses de l'air
Une
nouvelle fois les filles erourdies
Danseront
dans les pres la valse du temps dair
Une
nouvelle fois revient la reverdie
Reines
du crepuscule ivres comme vous l'eres
Le
soleil a regret vous fuit a reculons
Votre
joue a les fards sanglants de sa palette
La
nuit tarde a venir avec ses violons
Les
longs soirs a nouveau cueillent la violette
Le
desir au printemps joue aux des les idees
On
ne peut plus dormir sans rever des romances
Les
jours insomnieux sont pis que possedes
Car
le boire d' amour est un vin de demence
Et
le colin-maillard s'en va les yeux bandes
AYRILIK ŞARKISI
Bu
hoş yangın kokusu dolar yine havaya
Okşayışı
duyulur yine esen rüzgarın
O
hoppa kızlar yine gelirler oynamaya
Açık
hava dansını üstünde çayırların
Yeşerip
açmış kadın yine çıkar ortaya
Esrimiş
senin gibi kızıl gün eceleri
Güneş
senin önünden çekilir gönülsüzce
Yanağına
kanlı süs kor onun pençeleri
Gelmekte
çok gecikir kemanlarıyla gece
Uzun
akşamlar yine derer menekşeleri
İstek
baharda oynar düşüncelerle poker
Uyunmaz
düşlemeden artık içli bir türkü
Uykusuz
geçen günler cin çarpmışlardan beter
Çılgınlık
şarabıdır sevda içkisi çünkü
Ve
gözleri bağlanmış körebe yiter gider
Tant
qu'il rejaunira des genets sur la lande
Les
fous rajeuniront I'herbe d'anciens mots
Et
si ce n'est Tristan qui baise Yseut d'Irlande
Je
sens le sang des fleurs dans mes bras aniınaux
La
tendresse d'aimer a l'accent des guirlandes
A
chacun sa musique et sa merencolie
L'enchantement
d'avril m'entoure et me murmure
Les
paroles qui font adorer la folie
Et
je sens pénérrer au defaut de l'armure
Inoubliablement
l'oubli le bel oubli
Fundalıkta
bitkiler sarardıkça yeniden
Yeşertir
solmuşunu deliler sözcüklerin
Tristan
öpmediyse Yseut'yü duyarım ben
Hayvansı
kollarımda kanını çiçeklerin
Sevmenin
tadı ise ses taşır çelenklerden
Herkesin
türküsü de yası da özgü ona
Fısıldar
şu nisanın beni saran büyüsü
Çılgınlığı
sevdiren sözleri kulağıma
Duyarım
unutuşun sizar o güzel yüzü
Unutulmaz
biçimde zırhımın çatlağına
Le
chiffre des amants au destin s' entrelace
Aux
arbres confidents le coeur dit ce qu'il veut
Et
les songes enfants ecrivent dans la glace
Sur
l'ombre d'un baiser le spectre d'un aveu
Ou
des coeurs empennes aux fontaines des places
Heureux
couples qui vont s'aimer au fil des eaux
Suivre
sur leur miroir le vol des ephemeres
Surprendre
le secret du vent dans les roseaux
Et
comme Perceval au jardin de sa mere
Ecouter
longuement le latin des oiseaux
Karışır
aşk şifresi yazgıda birbirine
O
sırdaş ağaçlara yürek içini döker
Bir
buza bir öpüşün gölgesi üzerine
Hortlayan
aşk sözleri kondurur çocuk düşler
Ya
da oklanmış kalpler alan çeşmelerine
Gider
ırmak boyunca çiftler sevişmek için
Suların
aynasında izler su sinekleri
Yakalayıp
gizini sazlar içinde yelin
Dinlerler
bağındaki o Perceval benzeri
Uzun
Latincesini kuşlara özgü dilin
RICHARD COEUR-DE-LION
Si
l'univers ressemble a la caserne
A
Tours en France ou nous sommes reclus
Si
l'etranger sillonne nas luzernes
Si
le jour aujourd'hui n'en finit plus
Faut-il
garder le compte de chaque heure
Hai'r
mai qui n'avais jamais ha'i
On
n'est plus chez soi meme dans son coeur
O
mon pays est-ce bien mon pays
Je
ne dois pas regarder l'hirondelle
Qui
parle au ciel un langage interdit
Ni
s'en aller le nuage infidele
Ce
vieux passeur des reves de jadis
ASLAN YÜREKLİ RİŞAR
Artık
bir kışlaya dönmüşse evren
Tutsak
kaldığımız kentimiz Tours'da
Yoncamızı
düşman ise çiğneyen
Bitmiş
geliyorsa gün bugün yurda
.
Gerekir mi günlük hesaba yatmak
Ya
da kin beslemek ben ki kin bilmem
Yok
bize yürekte bile sığınak
Ey
ülkem bu yer mi gerçekten ülkem
Bakmarnam
gerekli ne kırlangıca
Yasak
dille göğe seslenip duran
Ne
giden buluta o vefasızca
Olup
yaşlı salcı düşler kaçıran
Je
ne dois pas dire ce que je pense
Ni
murmurer cet air que j'aime tant
11
faut redouter meme le silence
Et
le soleil comme le mauvais temps
Ils
sont la force et nous sommes le nombre
Vous
qui souffrez nous nous reconnaissons
On
aura beau rendre la nuit plus sombre
Un
prisonnier peut faire une chanson
Une
chanson pure comme l'eau frakhe
Blanche
a la façon du pain d'autrefois
Sachant
monter au dessus de la creche
Si
bien si haut que les bergers la voient
Yasak
düşencemi getirmem dile
Ezgi
mırıldanmam canım türkümden
Korkmak
gerek sessiz ortamdan bile
Kaçmak
bozuk hava gibi hoş günden
Onlar
kaba güçtür biz kalabalık
Acı
çeken acı çekeni bilir
Kılınamaz
gece daha karanlık
Bir
tutuklu türkü çağırabilir
Bir
türkü var duru su gibi akan
Benzeyen
geçmişin ak somununa
İsa'nın
beşiği üstüne çıkan
Öyle
ki çobanlar bakarlar ona
Tous
les bergers les marins et les mages
Les
charretiers les savants les bouchers
Les
jongleurs de mots les faiseurs d'images
Et
le troupeau des femmes aux marches
Les
gens du negoce et ceux du trafic
Ceux
qui font l'acier ceux qui font le drap
Les
grimpeurs de poteaux telegraphiques
Et
les mineurs noirs chacun l'entendra
Tous
les Français ressemblent a Blondel
Quel
que soit le nom dont nous l'appelions
La
liberte comme un bruissement d'ailes
Repond
au chant de Richard Coeur-de-Lion
Her
tayfa her kasap seyis ve çoban
Bilginin
falcının türlü türlüsü
Bir
nice §aklaban gölge oynatan
Ve
çar§ılardaki kadın sürüsü
Tüccarlar
trafiğe bakan ki§iler
Demiri
dövenin yüncünün tümü
Telgraf
tellerine çıkan i§çiler
Kara
madenciler duyar türkümü
Her
Fransız bir Rişar kurtaran sanki
Adına
ne dersen de o ozanın
Ve
özgürlük kanat vuran ku§ gibi
Şarkısına
yanıt verir Aslan'ın
POUR UN CHANT NATIONAL
Alain
vous que tient en haleine
Neige
qu'on voit en plein d'aofit
Neige
qui nait je ne sais d'ou
Comme
aux moutons frise la laine
Et
le jet d'eau sur la baleine
Vous
me /aites penser a ce poete qui s'appelait
Bertrand
de Born presque comme vous
Alain
Borne un pays sans borne
Ressemble
a votre poesie
Ou
des demoiselles choisies
Comme
au beau temps de l'unicorne
Attendent
un Bertrand de Bom
Qui
leur chante les raisons de vivre et d'aimer les
raisons
d'aimer et d'en mourir songez-y
ULUSAL BİR EZGİ İÇİN
Alain
tutar soluk soluğa seni
Ağustos
ayında görülen şu kar
Bilmem
ki bunca kar nereden çıkar
Kıvrımlanan
koyun yünü biçimi
Andıran
balina fıskiyesini
Adı
hemen hemen seninkine benzeyen o eski ozanı
anımsatıyorsun
bana
Alain
Borne şiire döktüğün sözler
Gibi
bir ülke var sonsuz sınırsız
Orada
seçilmiş bir nice genç kız
Eski
zamanlarda olana benzer
Bir
Bertrand de Born'un yolunu gözler
Kim
söyler onlara yaşama ve sevme nedenlerinin ve bundan
ölme
nedenlerinin şarkısını
Bertrand
mieux que Scheherazade
Savait
faire passer le temps
Qui
va la jeunesse insultant
Faut-il
que le coeur me brise A
D'autres
partir pour la croisade
Quand
mon amie aux cheveux d'ar est en France et nan pas a
Tyr
et que vive en paix le Sultan
Dans
les boucles de mon automne
Si
j' ai perdu mon bel ete
Qu'importe
Les eaux du Lethe
Ont
le goı1t que l' amour leur donne
Et
les baisers toujours m'etonnent
Comme
les images d'ar qui se forman! dans la bouche y
perissent
avant d'avoir ete
Bertrand
Şehrazat'tan daha da zevkli
Nasıl
geçirilir bilirdi zaman
O
gençliğe sövgü yağdırıp duran
llla
kalbimi mi kırmak gerekli
Haçlı
seferine eller gitmeli
Altın
saçlı sevgilim Sur'da değil Fransa'da iken bırakın barış
içinde
yaşasın sultan
Saç
büklümlerinde güzümden kalan
Yittiyse
güzel yazım eğer ne çıkar
Cehennem
ırmağı içinde sular
Aldıkları
tadı taşırlar aşktan
Ve
şaşırtır beni öpüşler her an
Oluşmadan
önce var olup yok olan altın imgeler
gibi
ağızda
Mais
pourtant lorsque vint la grele
On
entendit chanter Bertrand
Le
péril était different
Ou
si c'etaient des sauterelles
France
n'est pas une marelle
Ou
pousser du ciel d l'en/er mon peuple et mon coeur comme
des
cailloux faits a d'autres torrents
Les
raisons d'aimer et de vivre
Varient
comme font les saisons
Les
mots bleus dont nous nous grisons
Cessent
un jour de nous rendre ivres
La
flfıte se perd dans les cuivres
Ah
sourdra-t-il de la bataille une melodie d la taille immense de
nos
horizons
Yağan
dolu nice güçlü de olsa
Duyuldu
Bertrand'ın yine türküsü
Vardı
tehlikenin başka türlüsü
Ya
da çekirgeler oraya dolsa
Bir
çocuk oyunu değil Fransa
Nereye
itmeli cennetten cehenneme halkımı ve kalbimi başka
sellerde
oluşmuş çakıllar gibi
Aşkın
ve yaşamın nedeni bütün
Mevsimler
örneği değişir gider
Bizi
esrik eden mavi sözcükler
Esritemez
olur bakarsın bir gün
Yiter
bakırlarda sesi flütün
Ah
fışkıracak mı savaştan ufuklarımızın sonsuz genişliğinde
bir
ezgi
Le
malheur m'a pris ala Flandre
Et
m'etreint jusqu'au Roussillon
A
travers le feu nous crions
Notre
chanson de Salamandre
Mais
qui saura ce eri reprendre
Donner
voix aux morts aux vivants et plonger ses doigts dans la
cendre
y debatllonner les grillons
Il
faut une langue a la terre
Des
levres aux murs aux paves
Parlez
parlez vous qui savez
Specialistes
du mystere
Le
sang refuse de se taire
Que
le long chapelet de France egrene en/in ses terribles pater
ses
terribles ave
Mutsuzluk
Flandra'da çöktü içime
Sıkar
boğazımı Roussillon'a dek
Haykırırız
kızgın kordan geçerek
Benzer
şarkımızı soba sesine
Ama
bu çığlığı kim atar yine
Ses
vermek ölülere dirilere ve daldırmak parmakları küle ve
orada
cırcır böceklerinin dilini çözmek
Şu
toprağa bir dil vermeli insan
Yere
duvarlara birer çift dudak
Ey
bilenler size düşer konuşmak
Sizsiniz
hep gizemlerdeki uzman
Susmaya
yanaşmaz kan hiçbir zaman
Fransa'nın
uzun tespihi o korkunç "babamız" o korkunç "Selam
Meryem"
dualarını sıra/asın artık
Dans
les flots les betes marines
Les
loups dans le coeur des taillis
Ont
au prelude tressailli
O
chanteurs enflez vos narines
D'une
musique alexandrine
Pas
un brin dherbe un souffle a perdre une minute il/aut
donner
l'ut de poitrine a ton pays
Alain
vous que tient en haleine
Neige
qu'on voit en plein mois d'aoUt
Neige
qui nait je ne sais d'ou
Comme
aux moutons frise la laine
Et
le jet d'eau sur la baleine
Vous
me faites penser a ce poète qui s’appelait Bertrand de Born
presque
comne vous
Presque
comme
vous
Dalgalarda
canlı bir nice hayvan
Kurtlar
ormanların ta can evinde
Titreyen
çalgının her peşrevinde
Yanağın
senin ey şarkı okuyan
Bir
müzikle şişsin eski Mısır'dan
Bir
ot parçası yok yitirilecek bir dakika bir tek soluk yok ülkene
göğüs
do'sunu vermek gerek
Alain
tutar soluk soluğa seni
Ağustos
ayında görülen şu kar
Bilmem
ki bunca kar nereden çıkar
Kıvrımlanan
koyun yünü biçimi
Andıran
balina fıskiyesini
Adı
hemen hemen seninkine benzeyen o eski ozanı
anımsatıyorsun
bana
Hemen
hemen
seninkine
benzeyen
CONTRE LA POESIE PURE
Fonle
/rida, fonte frida,
Fonte
frida y can amor...
Fontaine
aux oiseaux fontaine profonde
Fontaine
froide ainsi que les yeux sans amour
On
y vient par les airs des quatre coins du ınonde
Jouer
dans l'eau legere et la lumiere blonde
Qui
vous font oublier le jour
Fontaine
aux oiseaux fontaine demente
Frakhe
comme la mort le mensonge et le miel
Le
songe de la sauge et le parfum des menthes
Degriment
du soleil degrisent des tourmentes
Les
pèlerins ailes du ciel
Le
passereau le merle et la mesange
Le
paon le rouge-gorge et le chardonneret
Y
donnent un concert que les grands cerfs derangent
Et
que jalousement dans leurs ailes les anges
Surveillent
du toit des forets
ARI ŞİİRE KARŞI
Fonte
/rida, /onte frida,
Fonte
frida y can amor...
Derin
pınar başı kuşlarla dolan
Benzeyen
soğuk pınar aşktan yoksun gözlere
Oynar
hava yoluyla gelip sana her yandan
Hafif
suda sarışın ışıkta nice insan
Bunlar
unutturur günü sizlere
Başı
kuşlu çılgın akışlı pınar
Ölüm
var yalan gibi bal gibi serin olan
Ada
çayının düşü nanedeki kokular
Güneş
süsünden yoksun acıdan ayık kılar
O
hacı kuşları göklere dolan
Serçe
saka gibi kuşları yerin
İskete
karatavuk tavus ve kızıl gerdan
Bir
konser verir arda bozduğu geyiklerin
Ve
de kanatlarıyla kıskançça meleklerin
Süzdükleri
orman çatılarından
On
n'y voit jamais la veuve retive
L'
aronde toute noire et son gorgerin dair
Andromaque
du vent de soi-meme captive
Ce
doux refus aile qui se deprend et prive
L'eau
de son reflet d'air
D'un
Cid oiseau chere et folle Chimene
Crains-tu
de l'oublier dans l'eau froide a plaisir
Ce
deuil aerien que partout tu promenes
Aronde
que j'adore inhumaine inhumaine
Qui
n'as pas voulu me choisir
Au
disparu pourquoi rester fidele
J'
ai des ailes aussi comme ton paysan
O
veuve blanche et noire Au fond des asphodeles
L'aigle
fait rossignol chante pour l'hirondelle
Un
long minuit de ver-luisant
Huysuz
dul görünmez bir daha orda
O
kapkara kırlangıç ve ak yakası onun
Olmuş
kendi yelinin tutsağı Andromeda
Bu
kanatlı tatlı red zincirinden kopar da
Eder
suları göksel yansıdan yoksun
Cid'in
kuşu olan hey deli Chimene
Var
mı buz gibi suda onu unutma korkun
Her
yerde gezdirirsin bu havalı yası sen
Taptığım
o kırlangıç yoksun insan kalbinden
Yoktu
gönlü beni seçmeye onun
Bağlı
kalmalıyım yitene niçin
Benim
de kanadım var senin köylünün eşi
Ey
aklı karalı dul dibinde bitkilerin
Bülbül
kesilmiş kartal şakır kırlangıç için
Bir
ateş böceği yarı gecesi
Je
ne crois pas a tes metamorphoses
Je
ne veux de plaisir que ceux de mon malheur
C'est
trop d'un rameau vert sur l'arbre olı je me pose
Je
m'enfuirais d'un pre pour une seule rose
C'est
une insulte qu'une fleur
Ou
qu'elle soit je troublerai l'eau pure
Si
tu me tends le feu je souffle et je l'eteins
Si
tu me tends ton coeur je le jette aux ordures
Ah
que le jour me blesse ah que la nuit me dure
Jusqu'aux
fantômes du matin
Un
seul Hector faisait une Andromaque
Un
pauvre Cid Chimene et ce grand bruit du sort
Me
comparer a ces forains dans leur baraque
Compte
si tu le peux les etoiles du lac
Je
pleure tout un ciel de morts
İnanmam
senin hep başkalaşmana
Ancak
mutsuzluğumdur benim istediğim zevk
Konduğum
ağaçta bir yeşil dal da çok bana
Kaçarım
bir çayırdan bir tane gül uğruna
Bir
sövgüden başka nedir bir çiçek
Bulandırırım
her pınar suyunu
Söndürürüm
verdiğin ateşi üfleyerek
Yüreğini
uzatsan çöpe atarım onu
Gündüz
yaralar beni gecemin gelmez sonu
Sabahın
korkulu düşlerine dek
Ahdromakha
buldu Hector'Ia değer
Chimene'se
garip Cid'le sesi olan kaderin
Saymak
beni baraka tutan çerçiye benzer
Göldeki
yıldızları say gücün varsa eğer
Ağlarım
göğüne ben ölülerin
Fontaine
du reve ou meurt la memoire
Ou
tournent les couleurs du beau monde volant
Doux
mentir de tes eaux poesie ô miroir
Fable
entre les roseaux les oiseaux y vont boire
Excepte
I'oiseau noir et blanc
Si
I'oiseau blesse la source meprise
Cette
aronde est mon coeur et qui la va chassant
Qu'il
assure sa fronde et sache qu'il me vise
Pour
avoir preferant la vie a la feintise
Prefere
le sang a 1 'encens
Düşler
çeşmesidir belleği yıkan
Uçan
güzel dünyanın renkleri döner onda
Ey
ayna bir şiirdir suyundaki hoş yalan
Sazlar
arası masal kuşlar su içer ordan
O
aklı karalı kuşun dışında
Küçümserse
suyu vurgun kuş eğer
O
kırlangıç kalbimdir onu vurmaya giden
Sıkı
gersin yayını ve bilsin beni gözler
Verdim
diye yaşama yapmacıktan çok değer
Ve
yeğ tuttum diye kanı övgüden
PLUS
BELLE QUE LES LARMES
J'empeche
en respirant certaines gens de vivre
Je
trouble leur sommeil d'on ne sait quel remords
Il
parait qu'en rimant je debouche les cuivres
Et
que ça fait un bruit a reveiller les morts
Ah
si l'echo des chars dans mes vers vous derange
S'il
grince dans mes cieux d'etranges cris d'essieu
C'
est qu'a l'orgue l'orage a detruit la voix d'ange
Et
que je me souviens de Dunkerque Messieurs
C'est
de tres mauvais gofü j'en conviens Mais qu'y faire
Nous
sommes quelques-uns de ce mauvais goı'.h-la
Qui
gardons un reflet des flammes de l'enfer
Que
le faro du Nord a tout jamais saoula
Quand
je parle d'amour mon amour vous irrite
Si
je crois qu'il fait beau vous me criez qu'il pleut
Vous
dites que mes pres ont trop de marguerites
Trop
d'etoiles ma nuit trop de bleu mon ciel bleu
GÖZYAŞLARINDAN DAHA GÜZEL
Soluk
almam kimine olur ölümcül keder
Bir
iç acısı ile bölerim uykusunu
Uyaklarım
açılan tıpalar gibi öter
Öyle
ki ölü bile uyanır duyup bunu
Ah
şiirimde sizi sıkıyorsa tank sesi
Garip
dingil sesleri varsa göğümde eğer
Nedeni
melek orgu boranın sindirmesi
Ve
benim şu Dünkerk'i anımsamamdır beyler
Evet
düşük bir zevk bu ama ne gelir elden
İşte
o düşük zevkli kişileriz hepimiz
Cehennem
ateşinden izler taşıyıp gelen
Belçika
birasıyla sonsuzca esrimişiz
Aşktan
söz ettiğimde aşkım kızdırır seni
Havayı
güzel bulsam hayır yağmurlu dersin
Ne
çok papatya sarmış dersin çimenlerini
Mavi
göğüm çok mavi yıldızı çok gecemin
Comme
le carabin scrute le coeur qu'il ouvre
Vous
cherchez dans mes mots la paille de l'emoi
N'ai-je
pas tout perdu le Pont-Neuf et le Louvre
Et
ce n'est pas assez pour vous venger de mai
Vous
pouvez condamner un poete au silence
Et
faire d'un oiseau du ciel un galerien
Mais
pour lui refuser le droit d'aimer la France
Il
vous faudrait savoir que vous n'y pouvez rien
La
belle que voici va-t'en de porte en porte
Apprendre
si c'est mai qui t'avais oubliee
Tes
yeux ant les couleurs des gerbes que tu portes
Le
printemps d'autrefois fleurit ton tablier
Notre
amour fut-il feint notre passion fausse
Reconnaissez
ce front ce ciel soudain trouble
Par
un regard profond comme parfois la Beauce
Qu'illumine
la zizanie au coeur des bles
Yüreği
inceleyen tıplı bir genç biçimi
Ararsın
sözlerimde kıymığını coşkunun
Her
şeyim Pont-Neufüm de Louvre'um da yitmedi mi
Benden
alacağı öç varmış demek ki onun
Zorlamak
elinizde susmaya bir ozanı
Kürek
mahkumu etmek göklerin bir kuşunu
Ama
onun elinden yurdu sevme hakkını
Alamazsınız
asla bilmeniz gerek bunu
Karşımda
olan güzel dur kapılar önünde
Bilmek
için ben miyim seni unutan erkek
Gözlerin
elindeki demetlerin renginde
Eski
zaman baharı serper önüne çiçek
Aşkımız
sahte miydi tutkumuz yalancıktan
İnceleyin
bu alnı bu tez kararan göğü
Derin
derin bakarak Beauce gibi kimi zaman
Buğdaylarda
yoz otun ışığa bürüdüğü
N'a-t-elle
pas ces bras que l'on voit aux statues
Au
pays de la pierre ou l'on fait le pain blond
Douce
perfection par quoi se perpetue
L'ombre
deJean Racine a La Ferte-Milon
Le
sourire de Reims a ses levres parfaites
Est
comme le soleil a la fin d'un beau soir
Pour
la damnation des saints et des prophetes
Ses
cheveux de Champagne ont l'odeur du pressoir
Ingres
de Montauban dessina cette epure
Le
creux de son epaule ou s'arrete altere
Le
long desir qui fait le tresor d'une eau pure
A
travers le tamis des montagnes filtre
O
Laure l'aurait-il aimee ata semblance
Celle
pour qui meurtrie aujourd'hui nous saignons
Ce
Petrarque inspire comme le fer de lance
Par
la biche echappee aux chasseurs d'Avignon
Yontularda
görülen kolları yok mu onun
Taşın
sarışın ekmek yapılan ülkesinde
Sen
ey tatlı yetkinlik hep sürdürür durursun
Racine'in
gölgesini çocukluk bölgesinde
Gülümsemesi
Reims'in düzgün dudaklarında
Güneşini
andırır hoş bir akşam sonunun
Yansın
diye ermişler cehennemin korunda
Üzüm
sıkmacı kokar şampanya saçı onun
Bu
taslağı yaratan lngres'deki yetenek
Onun
omzu içinde susuzluğundan ölür
Pınarın
hazinesi olan o uzun istek
O
pınar ki dağların eleğinden süzülür
Ey
Laure sana benzetip düşer miydi bir aşka
Bize
kanlar döktüren şu kızımız yurt için
Yüreğin
ok gibi deldiği şu Petrarca
Papa'nın
avcısından kurtulmuş bir meralin
Appelez
appelez pour calmer les fantômes
Le
mirage dore de mille-et-un decors
De
Saint-Jean-du-Desert aux caves de Brantôme
Du
col de Roncevaux aux pentes du Vercors
Il
y a dans le vent qui vient d'Arles des songes
Qui
pour en parler haut sont trop pres de mon coeur
Quand
les marais jaunis d' Aunis et de Saintonge
Sont
encore rayes par les chars des vainqueurs
Le
grand tournoi des noms de villes et provinces
Jette
un defi de fleurs ala comparaison
Qui
se perd dans la trace amoureuse des princes
Confond
dans leur objet le reve et sa raison
O
chaines qui barraient le ciel et la Durance
O
terre des bergers couleur de ses raisins
Et
Manosque si douce a françois roi de France
Qu'il
ecrivit son nom sur les murs sarrazins
Çağırın
hayaletler yatışsın diye yine
Altınsı
serabını binbir çeşit çevrenin
Şu
Saint-Jean-du-Desert'den Brantôme mahzenlerine
Roncevaux
boğazından Vercors sırtına değin
Kurulmuş
nice düş var Arles'dan esen rüzgarda
Sertçe
söylenmeyecek kadar kalbime yakın
Aunis'in
ve Saintonge'un solmuş bağları daha
Çizik
çizik dururken tanklarıyla düşmanın
Kent
ve il adları var büyük yarışlar eden
Benzetmeye
bir çiçek küstahlığı verir bu
Kralların
sevdalı izinde yitip giden
Ve
karışır böylece düşle usun konusu
Ey
bağlayan zincirler göklerle o ırmağı
Ey
çobanlar toprağı rengi üzüme benzer
Ve
ey kral François'nin o denli bayıldığı
Müslüman
surlarına adını kazdığı yer
Moins
douce que tu n'es ma folle ma jalouse
Qui
ne sais pas te reconnaitre dans mes vers
Arretons-nous
un peu sur le seuil de Naurouze
Ou
notre double sort hesite entre deux mers
Non
tu veux repartir comme un chant qui s'obstine
O
t'en vas-tu Deja passe le Mont Ventoux
C'
est la Seine qui coule en bas et Lamartine
Reve
a la Madeleine entre des pommiers doux
Femme
vin genereux berceuse ou paysage
Je
ne sais plus vraiment qui j'aime et qui je peins
Et
si ces jambes d'or si ces fruits de corsage
Ne
sont pas au couchant la Bretagne et ses pins
Gorgerin
de blancheur ou ma bouche mendie
Cidre
et lait du bonheur Plenitude a dormir
Pour
toi se creveront secrete Normandie
Les
soldats en exil aux ruines de Palmyre
Senin
tadın yok onda ey kıskancım çılgınım
Dizelerimde
sensin kendini tanımayan
Naurouze'un
eşiğinde biraz duralım canım
Yazgımızı
çift deniz arasında sallayan
Hayır
süren bir ezgi gibi gitmek istersin
Nereye
gideceksin geçtiğimiz Ventoux'dur
Aşağıda
Seine akar ve Madlen'i Lamartine
Elma
ağaçlarının ardında düşler durur
Kadın
bir cömert şarap tablo ya da salıncak
Bilmez
oldum gerçekten sever çizerim kimi
Bu
göğüs yemişleri bu altın iki bacak
Gün
batımı Brötanya ve çamları değil mi
Ağzımın
dilendiği o bembeyaz yakalık
Mutluluk
süt ve meyi doymak uyuyasıya
Senin
için ölecek sürgün askerler artık
Tadmor
örenlerinde ey gizli Normandiya
Je
ne sais plus vraiment ou commencent les charmes
Il
est des noms de chair comme les Andelys
L'image
se renverse et nous montre ses larmes
Taisez-vous
taisez-vous Ah Paris mon Paris
Lui
qui sait des chansons et qui fait des colères
Qui
n'a plus qu'aux lavoirs des drapeaux delaves
Metropole
pareille a l'etoile polaire
Paris
qui n'est Paris qu'arrachant ses paves
Paris
de nos malheurs Paris du Cours-la-Reine
Paris
des Blancs-Manteaux Paris de Fevrier
Du
Faubourg Saint-Antoine aux coteaux de Suresnes
Paris
plus dechirant qu'un eri de vitrier
Fuyons
cette banlieue atroce ou tout commence
Une
aube encore une aube et peut-etre la vie
Mais
l'Oise est sans roman la Marne sans romance
Dans
le Valois desert il n'est plus de Sylvie
Bilmez
oldum doğrusu nerde başlar güzellik
Etli
canlı adlar var Andelys'ler biçimi
İmgenin
gözyaşları görünür bize devrik
Susun
susun ah Faris yitirdim Paris'imi
O
kent ki şarkılıdır o kent ki öfkelidir
Tüm
bayrakları artık leğende ıslak kalan
Kutup
yıldızı gibi parlayan o başşehir
Ancak
kaldırımları sökerken Paris olan
Mutsuzluklar
Paris'i, geziler Paris'i
Ak
Mantolar Paris'i, şubat ayı Paris'i
Saint-Antoine
semtinden Seine yöresine değin
Bir
camcı çığlığından daha tiz çıkan sesi
Her
şeyin başladığı bu korkunç semtten kaçsak
Art
arda şafakların ve yaşamın belki de
Ama
Oise öyküsüz Marne'sa türküsüz ırmak
Artık
orman perisi yok bu ıssız bölgede
Creneaux
de la memoire içi nous accoudfunes
Nos
desirs de vingt ans au ciel en porte-a-faux
Ce
n'etait pas l'amour mais le Chemin des Dames
Voyageur
souviens-toi du Moulin de Laffaux
Tu
marches a travers des poussieres fameuses
Poursuivant
devant toi de pays en pays
Dans
la foret d'Argonne et sur les Hauts-de-Meuse
L'orient
d'une gloire immortelle et trahie
Comme
un chevreuil blesse que le fuyard flechisse
L'oeil
bleu des mares veille au sous-bois fleche d'or
Halte
sur le ebemin du banni vers la Suisse
Au
pays de Courbet qu'aime la mandragore
Je
t'ai perdue Alsace ou quand le Rhin deborde
Des
branches eblouis tombent droit les faisans
Ou
Werther a Noel pour un instant s'accorde
D'oublier
sa douleur avec les paysans
Belleğin
mazgalları dayadık biz burada
Genç
isteklerimizi o çürük gökyüzüne
Kadınlar
Yolu'ydu bu ama değildi sevda
Ey
gezgin o değirmen dönsün anında yine
Ünlü
toza toprağa bata çıka yürürsün
İzleyerek
ülkeden ülkeye durmaksızın
Ormanında
Argonne'un tepelerinde Meuse'ün
Doğuşunu
ölümsüz ve satılmış bir şanın
Sanki
kaçak bir erin okla vurduğu ceylan
Altın
oklu ormanda mavi gözü derenin
Dur
sürgünün yolunda lsviçre'ye doğrulan
Dağ
otunun sevdiği ülkesinde Courbet'nin
Rhin
taşınca yitirdim Alsace o yerde seni
Büyülenmiş
dallardan düştüğü sülünlerin
Gelir
o yere Wertner unutmaya derdini
Noel'de
köylülerle biraz konuşmak için
L'orage
qui sevit de Dunkerque a Port-Vendre
Couvrira-t-il
toutes les voix que nous aimons
Nul
ne pourrait chasser la !egende et reprendre
La
bauge de l'Ardenne aux quatre fils Aymon
Nul
ne pourrait de nous chasser ce chant de flfüe
Qui
s'eleve de siede en siede a nos gosiers
Les
lauriers sont coupes mais il est d'autres luttes
Compagnons
de la Marjolaine Et des rosiers
Dans
les feuilles j'entends le galop d'une course
Arrete-toi
fileuse Est-ce mon coeur trop plein
L'espoir
parle ala nuit le langage des sources
Ou
si c'est un cheval et si c'est Duguesdin
Qu'importe
que je meure avant que se dessine
Le
visage sacre s'il doit rena1tre un jour
Dansons
ô mon enfant dansons la capucine
Ma
patrie est la faim la misere et l'amour
O
sert bora Dünkerk'ten dağlara değin vuran
Sevdiğimiz
seslerin boğacak mı hepsini
Söylenceyi
kovamaz o dört Aymon oğlundan
Alamaz
geriye hiç kimse o Ardenne pisliğini
Bu
flüt ezgisini kovamaz bizden kimse
O
yüzyıldan yüzyıla boğazımızdan çıkan
Başka
nice kavga var defneler kesilmişse
Marjolaine
yoldaşları güllerde birer fidan
Duyarım
bir dörtnalı içinde yaprakların
Dur
ey yün eğiren kız yüreğim mi çok dolu
Umut
döker dilini geceye kaynakların
Şövalye
Duguesclin mi yoksa bir kısrak mı bu
Ne
çıkar daha önce gelse de bana ölüm
Yeniden
doğacaksa o kutsal yüz ufkumda
Din
çiçeği dansına kalkalım gel ey gülüm
Yurdum
açlıktır benim yokluktur ve de sevda
IMITE DE CAMOENS
Que
cherchez-vous de moi perpetuels orages
De
quels combats encore allez-vous me berner
Lorsque
le temps s'enfuit pour ne plus retourner
Et
s'il s'en retournait n'en reviendrait plus l'age
Les
ans accumules vous disent bon voyage
Eux
qui legerement nous passent sous le nez
A
des desirs egaux inegalement nes
Quand
le vouloir changeant n'en connait plus l'usage
Ce
que je cherissais jadis a tant change
Qu'on
dirait autre aimer et comme autre douloir
Mon
gofit d'alors perdu maudit le goı1t que j'ai
Ah
quel espoir trompe d'une inutile gloire
Me
laisserait le sort ni ce temps mensonger
Qui
guette mon regret comme un chateau la Loire
OZAN CAMOENS'E ÖYKÜNME
Ne
istersiniz benden bitmez boralar çığlar
Hangi
savaşınızla avunurum boş yere
Kaçıp
gidince zaman hiç dönmemek üzere
Dönseydi
de bir daha geri gelmezdi çağlar
Birikmiş
yıllar sizi uğurlamaya çıkar
Burnunuzun
dibinden uçar giderler göğe
Eşitsiz
doğmuş olan nice eşit isteğe
Kullanılmaz
olunca kaypak istenççe bunlar
Dün
bayıldığım şeyler o denli değişti ki
Sevda
başka görünür acı başka insana
Uğrar
eski zevkimin lanetine şimdiki
Hangi
boş umudunu bomboş bir şanın bana
Bırakır
kahpe felek Loire'a bakan sanki
Bir
şato gibi bakan yanıp yakılışına
LANCELOT
Ce
siecle a sur la mort quarante-deux fenetres
Les
negres se sont tus dans Montmartre obscurci
Le
jeune amour n'a plus les sanglots de la scie
Songe
des jours naissants vais-je vous meconnaitre
Aimant
passionnement les dessins animes
Les
fados portugais et le film en couleur
La
beaute d' aujourd'hui porte de sombres fleurs
Et
parle du soleil avec des yeux fermes
On
ne sait plus par coeur les paroles latines
On
ne sait plus jouer de la muse de ble
La
machine du temps monstre mal assemble
Prend
a l'aube d'hiver le genre guillotine
LANCELOT
Çağın
ölüme açık kırk iki penceresi
Zenciler
sustu artık karartılmış Montmartre'da
Hıçkırmaz
oldu şimdi bıçkı gibi genç sevda
Doğan
günlerin düşü tanımaz mıyım sizi
Tutkular
yarattığı için çizgi filmler
Portekiz
türküleri renkli filmler bizde
Koyu
çiçekler açar güzellik günümüzde
Ve
güneşten gözünü kapatarak söz eder
Kimse
ezberlemiyor artık Latince sözler
Buğday
perilerine söyletemiyor şarkı
İyice
sıkılmamış korkunç zamanın çarkı
Kış
şafağında bir tür darağacına benzer
Ah
se griser des airs italiens qu'aima
Stendhal
Le violon ne peut plus satisfaire
Qui
saisit dans ses doigts la musique des spheres
Et
rivalise avec l'orgue de cinema
Perfectionnement
des polkas mecaniques
La
radio descend du ciel sans escalier
Dans
le malheur commun rnon malheur singulier
Tourne
de ville en ville une aiguille ironique
J'ecoute
les appels d'un monde qui se noie
Un
fou-rire nerveux des pleurs a tour de rôle
J'ecoute
la grand'messe apres le music-hall
Madame
Butterfly et le Tango Chinois
Ah
Stendhal'in sevdiği İtalyanca ezgiler
Onlarla
esrikleşmek doyurmaz artık keman
Parmağı
evrendeki müziği yakalayan
Ve
sinema orguyla yarışa giren yer yer
Mekanik
polkalarda olur türlü gelişme
Radyo
iner göklerden merdiveni yoksa da
Tek
olan mutsuzluğum şu ortak mutsuzlukta
Döndürür
kentten kente alay dolu bir iğne
Kulağımda
çığlığı boğulan bir dünyanın
Sinirli
bir kahkaha sonra nice hıçkırık
Kiliseye
giderim konserden sonra artık
Dinleyip
ezgisini bir tangoyla aryanın
Reve
des jeunes gens qui vont au cours de danse
Univers
camoufle par les mots des chansons
Va
cacher tes sanglots dans les draps des boxons
]'ai
soupe des flonflons de cette decadence
n
se fait de nos jours de folles chanteries
On
dirait que le ciel est troue de clameurs
Cependant
celui-la rime sa male humeur
Celui-ci
dit des fleurs l'autre des feeries
Ce
jongleur disputant d'iambe et d'anapeste
L'equarrisseur
deja l'emporte a son crochet
Qu'il
agite toujours ses fragiles hochets
Et
regarde les morts sans comprendre la peste
Ey
dans dersleri alan gençlerin düşlediği
Ve
şarkı seslerinin örttüğü saklı evren
Gizle
gözyaşlarını kara çarşaflara sen
İçtim
ben bu çöküşte fonfon eden müziği
Edilir
günümüzde ne çılgınca cümbüşler
Sanki
deler gökleri onlardaki uğultu
Kimi
uyağa döker içindeki barutu
Kimi
çiçek adları kimi masallar söyler
Kaldırır
asar kasap öfkeyle bir çiviye
Söz
açan hokkabazı antik çağ koşuğundan
Kırılgan
şıkşığıyla her an oyun oynayan
Ve
vebayı görmeyen bakıp onca ölüye
Roucoule
oiseau tandis que le bateau se fend
Le
naufrage est acanthe au peintre ou saxifrage
Pour
le musicien saxophone est l'orage
L'an
mil a-t-il trouble dans leurs jeux les enfants
Mais
quel chant eternel a ces echos modernes
Mele
une plante amere et marie au destin
Les
instruments nouveaux de nos nouveaux instincts
J'ai
des secrets pareils a des drapeaux en heme
On
peut me harceler que suis-je qu'ai-je ete
Je
me souviens d'un ciel d'un seul et d'une reine
Et
pauvre qu'elle soit je porterai sa traine
Je
n' ai pas d' autre azur que ma fidelite
Gemi
parçalanırken sen kuğurda ey kumru
Kaza
bir dağ yoncası ya ottur bir ressama
Saksofon
sesi olur müzisyene fırtına
Bin
yılı çocukların oyununu bozdu mu
Ya
bu modern seslere hangi ölümsüz ezgi
Katar
acı bir bitki eşi edip kaderin
Yeni
araçlarını yeni içgüdülerin
Gizlerim
var yarıya inmiş bayraklar gibi
Neyim
ben neydim diye olur hor görüldüğüm
Belleğimde
yer etmiş bir tek gök bir tek ece
Taşırım
eteğini yoksul olsa da nice
Bağlılığımdan
başka yok benim mavi göğüm
Je
suis ce chevalier qu'on dit de la charrette
Qui
si I'amour le mene ignore ce qu'il craint
Et
devant tous s'assit parmi les malandrins
Comme
choisit mourir Jesus de Nazareth
Ma
Dame veut savoir que rien ne m'humilie
Par
elle demande tout s'en metamorphose
Elle
exige de moi de si terribles choses
Qu'il
faut que mon coeur saigne et que mon genou plie
On
me verra trembler mais non pas lui faillir
Toujours
placer amour plus haut qu'honneur Certain
Que
la nuit n'est pas longue a cause du matin
Et
je saurai baisser le front pour obeir
Araba
şövalyesi denilen kişiyim ben
Aşkın
çağrısı varsa yola düşen korkmadan
Ve
herkesin önünde hırsızlarla oturan
Nasıl
çekinmemişse orda İsa ölümden
Sultanım
bilmek ister beni üzen şey yok mu
O
isteyince her şey geçer bir değişimden
Öyle
de korkunç şeyler ister durur ki benden
Yüreğimi
kanatır çökertir dizimi bu
Titrediğim
olsa da kusur işlemem ona
Her
an tutarım aşkı onurdan daha yüce
Belli
ki uzun sürmez sabah yüzünden gece
Boynumsa
kıldan ince olur her buyruğuna
Sortir
nu dans la pluie et craindre le beau temps
Si
je suis le plus fort le plus faible paraitre
Me
tenir a côte de l' etrier du traitre
Et
feindre la folie ainsi que fit Tristan
Soleil
du devenir brulante discipline
J'aime
et ne dirai qui d'une amour aveuglee
Et
comme Baudelaire aima la sang-melee
Riez
gens sans amour qu'a rire tout indine
Vous
pouvez me frapper en voici la saison
Riez
de mon silence et souillez ma figure
Je
ne pratique pas le pardon des injures
Lorsque
je ne dis rien c'est que j' ai mes raisons
Yağmurda
çıplak gezip hoş havadan çekinmek
En
güçlü kişi olsam güçsüz görünmek yine
Destek
olmak hainin atına binmesine
Ve
Tristan örneği çılgın gibi görünmek
Oluşumun
güneşi yakıcı sıkı düzen
Severim
ama demem kör bir sevdayla kimi
Baudelaire'in
sevdiğince melez sevgilisini
Gülün
aşksız insanlar her şeye gülüveren
Vurun
bakalım bana tam sırasıdır vurun
Gülün
suskunluğuma yüzüme tükürerek
İşim
değildir benim sövgüleri hoş görmek
Tek
söz söylemiyorsam nedenleri var bunun
Et
pareil a l'oiseau que l'on cloue ala porte
Ce
que vous affirmez regardez je le nie
Vous
eres surs de vous etant les impunis
Je
ne repondrai pas aux gens de votre sorte
Puisque
vivre n'a su me saouler de la vie
Et
qu'on n'est pas tue d'une grande douleur
Préparez
les couteaux Voici le rémouleur .
François
le roi François n'est pas mort a Pavie
Souffrir
n'a pas de fin si ce n'est la souffrance
Qui
s'engendre et se meurt comme un phénix navré
Ses
feux embraseront ce monde a reméré
La
cendre en gardera le parfum de la France
Et
les passants du ciel en parleront entre eux
O
terre ou je naquis couleur de mes blasphemes
En
étrange pays dans mon pays lui-meme
Je
sais bien ce que c'est qu'un amour malheureux
Kapıya
çivilenmiş kuşa dönsem de yine
Bakın
hayır diyorum evet dediğinize
Ceza
görmez olunca özgüven gelmiş size
Ben
yanıt bile vermem sizin gibilerine
Madem
esritemedi gönlümü yaşamak da
Ve
madem öldürmedi büyük bir acı bizi
Hazır
olun bıçaklar gördük bileycimizi
Kral
François öldü Pavia'dan uzakta
Acı
çekmek sonsuzdur bir acı değilse bu
Canı
yanmış bir Anka gibi ölüp dirilen
Bu
ödünç dünya onun yanacak ateşinden
Küllerinde
kalacak Fransa'nın kokusu
Ve
gökteki yolcular hep ondan söz edecek
Sen
ey doğduğum toprak sövgümün rengindeki
Yabancı
ülkedeyim kendi yurdumda sanki
Çok
iyi bilirim ben mutsuz sevda ne demek
CANTIQUE A ELSA
ELSA'YA ACIT
CANTIQUE A ELSA
1.
Ouverture
Je
te touche et je vois ton corps et tu respires
Ce
ne sont plus les jours du vivre separes
C'est
toi tu vas tu viens et je suis ton empire
Pour
le meilleur et pour le pire
Et
jamais tu ne fus si lointaine a mon gre
Ensemble
nous trouvons au pays des merveilles
Le
plaisir serieux couleur de l' absolu
Mais
lorsque je reviens a nous que je m'eveille
Si
je soupire a ton oreille
Comme
des mots d'adieu tu ne les entends plus
Elle
dort Longuement je l' ecoute se taire
C'est
elle dans mes bras presente et cependant
Plus
absente d'y etre et moi plus solitaire
D'etre
plus pres de son mystere
Comme
un joueur qui lit aux des le point perdant
ELSA'YA AGIT
1. Ön ezgi
Dokunduğum
tenindir dinlediğim soluğun
Geçmiş
günlerde kaldı artık ayrı yaşamak
Sensin
ortada dönen ben olmuşum uyruğun
Kara
günde olsun -ak günde olsun
Yine
olmamıştın sen gönlüme bunca uzak
Birlikte
buluyoruz tansıklar ülkesinde
Mutlak'ın
rengindeki ciddi anını hazzın
Ama
ben uyanıp da yüzyüze geldiğimizde
Fısıldarsam
sana bir iç çekip de
Vedaya
benzer bir söz artık onu duymazsın
Dinlerim
kadınımın susuşunu uyurken
Kollarımdaki
odur ama bu yüzden orda
Daha
bir yitiktir o daha bir yalnızım ben
Gizine
yaklaşmış olmam yüzünden
Yenik
sayıyı gören kişi gibi kumarda
Le
jour qui semblera l'arracher a l'absence
Me
la rend plus touchante et plus belle que lui
De
l'ombre elle a garde les parfums et l'essence
Elle
est comme un songe des sens
Le
jour qui la ramene est encore une nuit
Buissons
quotidiens a quoi nous nous griffames
La
vie aura passe comme un air entetant
Jamais
rassasie de ces yeux qui m'affament
Mon
ciel mon desespoir ma femme
Treize
ans j'aurai guette ton silence chantant
Onu
yine var eder görünen gün ışığı
Kendinden
de etkili geri veriyor bana •
Gölgeden
kalmış ona bir hoş koku artığı
Bir
duyu düşüdür onun varlığı
Daha
gecedir sabah yine can veren ona
Tırmık
yedi tenimiz gündelik dikenlerden
Baş
ağrıtan bir ezgi oldu eski yaşamım
Susadığım
gözlere doymadan gelip geçen
Kırık
umudum sen karım göğüm sen
O
şakıyan suskunu on üç yıl aramışım
Comme
le coquillage enregistre la mer
Grisant
mon coeur treize ans treize hivers treize etes
J'aurai
tremble treize ans sur le seuil des chimeres
Treize
ans d'une peur douce-amere
Et
treize ans conjure des perils inventes
o
mon enfant le temps n'est pas a notre taille
Que
mille et une nuits sont peu pour des amants
Treize
ans c'est comme un jour et c'est un feu de paille
Qui
brule a nos pieds maille a maille
Le
magique tapis de notre isolement
Ezgi
içtiği gibi denizde bir kavkının
Esritip
iç acımı on üç yıl her mevsimde
On
üç yıl titremişim eşiğinde sanrının
O
kekre otunu tadıp kaygının
On
üç yıl kaç tehlike savmışım düşlemimde
Hey
gülüm boyumuza yetişmez bizim zaman
Binbir
gece ne azdır sevişen çiftler için
On
üç yıl sanki bir gün sanki parlayan saman
Altımızda
düğüm düğüm kavuran
Büyülü
halısını kopuk ilişkimizin
2. Les belles
Scharriar
Scharriar que la hache s' arrete
O
monde condamne deja le sol lui faut
üne
histoire d'amour Derniere cigarette
Et
c'est une chanson secrete
Qui
fait au bord du ciel hesiter l'echafaud
Amants
ecarteles quelle pire aventure
Craindre
que cette mort de l'absence essayee
Naguere
a cette guerre ou les baisers se turent
Mort
de ne plus se voir torture
De
toutes les chansons trop cherement payee
il
n'est plus d'ile heureuse au coeur des mers du Sud
Voici
l'aurore atroce et l'oiseau du matin
Voici
l'heure venue ou nulle solitude
Nul
Harrar et nulle Bermude
Ne
sauront abriter l'homme ni son destin
2. Güzeller
Sharriar
hey Sharriar dursun artık şu balta
Ey
hüküm giymiş dünya topraktır yeri onun
Yakılan
son sigara acı biten bir sevda
Giyotini
göğün bir kıyısında
İnerken
duraksatan gizli şarkısı bunun
Parçalanmış
aşıklar bu ne alın yazısı
Korkutur
öpüşlerin sustuğu bu savaşta
Yaşanmış
kopukluğun gün gelip hortlaması
O
tüm şarkıların ağır cezası
Olarak
kendisini artık görmez oluşta
Güney
denizlerinde kalmamış mutlu ada
İşte
o iğrenç şafak işte o sabah kuşu
Gelip
çatmıştır artık hiçbir ıssız diyarda
Hiçbir
Bermuda' da hiçbir Harrar'da
İnsan
ve yazgısının yer bulamaz oluşu
Puisque
rien ne l'abrite eh bien qu'il se consume
Sa
revanche du moins est dans l'eclat du feu
Vaincu
mais des vainqueurs la mer lave l'ecume
Un
jour on saura que nous fGmes
Nous
deux ô mon amour et que saura-t-on d'eux
Si
leurs levres n'avaient au dessus du grimoire
Francesca
Paolo forme dans l'infini
Aux
Amours Lancelot cet immortel fermoir
Qui
done garderait la memoire
Qu'il
fut une cite du nom de Rimini
L'ombre
de Berenice est plus que Rome grande
De
Verone sanglante il reste un seul tombeau
Et
de l'Alpe homicide une odeur de lavande
Fortes
comme la mort legendes
Le
dair de nos baisers fera le ciel plus beau
Gitsin
kendini yaksın insan madem ki yersiz
Öcü
alevde olsun parlar bu yeni işin
Ne
var ki yenenlerin terini yıkar deniz
Elbet
bilinir ki bir gün ikimiz
Var
olduk ey sevgili ya onları kim bilsin
Dökülmese
büyülü sözler dudaklarından
Anan
sonsuzda ermiş Francesca Paolo'yu
Ölümsüz
fermuarı Lancelot aşklarından
Belleklerde
kalır mıydı o zaman
Adı
Rimini olan bir kentin var olduğu
Berenice'in
gölgesi Roma'dan da kocaman
O
kanlı Verona'dan bir tek gömüt kalmıştır
Bir
lavanta kokusu kanlı Alp otlağından
Masallar
var ölüm gücünde olan
Öpüşlerimiz
göğü daha tatlı ışıtır
Tant
pis si le bateau des etoiles chavire
Puisqu'il
porte ton nom larguez larguez les ris
On
le verra briller au grand mat du navire
Alors
Helene Laure Elvire
Sortiront
t' accueillir comme un mois de Marie
Elles
diront Elsa comme un mot difficile
Elsa
qu'il faut apprendre a dire desormais
Eisa
qui semble fait d'un battement des cils
Elsa
plus doux que n'est Avril
Elles
diront Elsa que c'est un mois de Mai
Elles
diront Elsa sans que ça soit etrange
Comme
un tapis en Perse une soie a Lyon
Comme
a Cordoue un soir qui fleure les oranges
Comme
un tilleul pres d'une grange
Et
la poussiere d'or aux yeux des papillons
Yıldızların
gemisi batarsa olur yazık
Madem
adın var onda makarayı koyverin
Bu
ad parıldar durur ana direkte artık
O
zaman Elvire kız Helen Laura'cık
Yortu
kutlarmış gibi çıkar karşına senin
Kızlar
Elsa diyecek zor bir sözcükmüş gibi
Artık
Elsa demeyi öğrenmeli ağızlar
Kirpik
vuruşlarından örülmüş Elsa sanki
Nisanın
tadından çok Elsa'nınki
Benzetecek
Elsa'yı mayıs ayına kızlar
Elsa
diyecek onlar doğal söz eder gibi
İran'da
halı kadar Lyon'da ipek kadar
Kurtuba'da
portakal kokar akşam der gibi
Ambar
yanında ıhlamur der gibi
Ve
gözü altın tozu yüklü kelebek kadar
Elles
diront Ces yeux sont les yeux qui lui plurent
Et
mai je serai la qui nouerai ton soulier
Entre
elles murmurant Elvire cette allure
Helene
cette chevelure
Ont
Laure je ne sais quel charme familier
Etaient-elles
deux soeurs que je crois la connaitre
Differente
et semblable a l'autre bien-aimee
Or
l'une a des yeux d'or et l'autre deux fenetres
Ouvrant
sur l'etre et le non-etre
Le
erimine! azur d'un reve de Crimee
Oui
deux soeurs qu'uniront ici mes stratagemes
Et
Lili comme toi faite pour les chansons
Ecoute
a tout jamais son poete que j'aime
Mart
un beau sair sur son poeme
Que
les enfants perdus chantent a leur façon
Diyecekler
bu gözler onun sevdiği gözler
Bense
bağlayacağım pabuçlarını senin
Fısıldaşacak
kızlar Laura bir kuşa benzer
Elvire'in
saçları sanki mücevher
Cana
yakın havası anlatılmaz Helen'in
İki
bacı mıydılar biri tanıdık yüzlü
Hem
benzer hem benzemez sevgili kardeşine
Biri
altın gözlüydü biri pencere gözlü
Bir
Kırım düğünün suçlu gökyüzü
Açılırdı
onlarda varlık yokluk içine
Bağlayacak
onları ettiğim kurnazlıklar
Ve
Lili sencileyin doğan şarkılar için
Sevdiğin
ozanını dinler sonsuza kadar
Türküsünü
söyler yitik çocuklar
O
ozanın üstünde öldüğü şiirinin
Mais
ne reparlons plus de ce qui te chagrine
Une
etoile de glace a perle sur ta joue
Les
pleurs de l'empyree ont l'air d'aigues-marines
Et
les sanglots de ta poitrine
Tournent
au fond du ciel un desespoir de roues
Vous
qui nous survivez comme a l'avare l'or
Vous
a qui l'homme voue un culte de dulie
Dites
a mon amour qu'il ne se peut forclore
Elvire
Helene Lili Laure
Et
portez-la paree a sa perihelie
Ama
bitmeli artık seni üzen bu sözler
Buzdan
olma bir yıldız incilenmiş gamzende
Uzayın
gözyaşları mavi zümrüte benzer
Hıçkıran
göğsünü dolduran sesler
Bir
çark umutsuzluğu çevirir gökyüzünde
Siz
ki ömrü cimriden uzun altın biçimi
Bizden
çok yaşarsınız görüp ermiş saygısı
Söyleyin
aşkıma ki olmayacak bitimi
Siz
ey Laura Elvire Helen ve Lili
Salın
günberisine süsleyerek o kızı
3. La constellation
Aucun
mot n'est trop grand trop fou quand c'est pour elle
Je
lui songe une robe en nuages files
Et
je rendrai jaloux les anges de ses ailes
De
ses bijoux les hirondelles
Sur
la terre les fleurs se croiront exilees
Je
tresserai mes vers de verre et de verveine
Je
tisserai ma rime au metier de la fee
Et
trouvere du vent je verserai la vaine
Avoine
verte de mes veines
Pour
recolter la strophe et t'offrir ce trophee
Le
poeme grandit m'entraine et tourbillonne
Ce
Saint-Laurent pressent le Niagara voisin
Les
cloches des noyes dans ses eaux carillonnent
Comme
un petit d'une lionne
il
m'arrache ala terre aux patients raisins
3. Yıldız Burcu
Ona
değgin hiçbir söz olmaz büyük ve çılgın
Buluttan
örme giysi düşlerim ben üstünde
Ve
kıskancı kılarım meleği kanadının
Kırlangıcı
boyun takılarının
Sürgün
duyar kendini çiçekler yeryüzünde
Dizeler
öreceğim camdan ve çiçeklerden
Uyak
dokuyacağım tezgahında perinin
Yelin
ozanı olup damarımda yeşeren
Yararsız
yulafı saçacağım ben
Koşuklar
derip sana utkumu sunmak için
Şiir
büyür sürükler beni bir anaforda
Saint-Laurent
nehri gibi Niagara'yı sezen
Boğulanların
çanı çığlık atar sularda
Bir
aslan yavrusu benzeri orda
Söker
beni üzümü sabırlı kara yerden
voici
le ciel pays de la louange enorme
C'est
de tes belles mains que neige la darte
Etoile
mon etoile aux doigts de chloroforme
Comment
veux-tu que je m'endorme
Tout
me ramene a toi qui m'en semble ecarter
Et
parlant de tes mains comment se peut-il faire
Que
je n'en ai rien dit moi qui les aime tant
Tes
mains que tant de fois les miennes rechaufferent
Du
froid qu'il fait dans notre enfer
Primeveres
du coeur promesses du printemps
Tes
merveilleuses mains a qui d' autres reverent
Temeraires
blancheurs oiseaux de paradis
Et
que jalousement mes longs baisers reverent
Automne
ete printemps hiver
Tes
mains que j'aime tant que je n'en ai rien dit
İşte
koca övgüler ülkesi olan gökler
O
güzel ellerinden ışık yağar kar gibi
Yıldız
yıldızım benim parmağı sanki eter
Gecelerim
artık uykusuz geçer
Senden
ayıran her şey sana götürür beni
Sürerken
ellerinin tutkusu içerimde
Nasıl
tek sözcük etmem ben onlara ilişkin
Onlar
ki ısınmıştı nice kez ellerimde
Bizde
süren soğuk bir cehennemde
Bahar
öncüsü onlar çiçekleri yüreğin
Başkaları
düş kurdu güzel ellerin için
Korkusuz
ak varlıklar cennet kuşları onlar
Kıskançça
yücelttiği uzun öpüşlerimin
İçinde
yaşanan bunca mevsimin
Değinmedim
onlara tapındım da o kadar
Le
secret de ces mains au dela de notre age
Menera
les amants qui parleront de nous
Mais
qu'est un beau soleil a qui n'a vu l'orage
Sans
le desert qu'est le mirage
On
sait un pays grand lorsqu'il est a genoux
Aux
miseres sans nom de ce temps misanthrope
Je
lierai notre amour afin que nos neveux
Toumant
vers sa lueur leurs yeux heliotropes
Comprennent
la nuit de l'Europe
Au
brasero flambant qu'y forment tes cheveux
Dans
le ciel desastreux d'un jeune Herculanum
Brulante
toison d'or comme un champ de colza
Le
premier je decris et le premier je nomme
Hier
inconnue aux astronomes
Ta
constellation Chevelure d'Elsa
Sürüklenip
gidecek gizinde bu ellerin
Bizi
anan aşıklar öteye çağımızdan
Ama
bora görmeyen güzel günü ne bilsin
Serap
nedir çölü görmeyen için
Tanınır
büyük ülke yenik düştüğü zaman
Adsız
yıkımlarında bu insan sevmez çağın
Bağlarım
aşkımızı ta ki duyup şavkında
Günebakan
gözleri bir sonraki kuşağın
Avrupa'da
süren geceye baksın
Saçlarının
orada çıkardığı yangında
Genç
bir Herculanum'un yıkım dolu göğünde
Yakıcı
altın saçlar sanki bir demet kolza
Benim,
ilk tanımlayan ilk adını veren de
Gökbilime
giren daha geçende
Yıldız
burcunu senin saçların diye Elsa
Tu
deconcerteras sur la carte stellaire
Les
tireurs d'horoscope et leurs calculs peureux
Leche-ciels
empresses prophetisant pour plaire
Prets
a donner la couronne vallaire
Au
premier chien couchant s'il est soldat heureux
Aeroport
d'espoir tes phares font surgir
Un
destin rature dans ses douze maisons
Et
l'on voit s'elever comme un bel autogyre
Le
nouvel an de notre Hegire
Dans
les meches de feu que tu fais aux prisons
Altüst
edeceksin sen göğe bakan falcının
Korkak
hesaplarını yıldızlar dizgesinde
Gök
yalayan dalkavuk yazgılar yalvacının
O
veren tümünü kral tacının
!Ik
yatacak köpeğe eğer mutlu askerse
Umut
havaalanı olup kılar belirgin
Silinmiş
bir yazgıyı farın on iki yerde
Güzel
bir uçak gibi çıkar göklere değin
Yeni
yıl gecesi Hieret'mizin
Zindanlarda
ördüğün alevden buklelerde
4. Ce que dit Elsa
Tu
me dis que ces vers sont obscurs et peut-etre
Qu'ils
le sont moins pourtant que je ne l'ai voulu
Sur
le bonheur vole fermons notre fenetre
De
peur que le jour n'y penetre
Et
ne voile a jamais la photo qui t'a plu
Tu
me dis Notre amour s'il inaugure un monde
C'est
un monde ou l'on aime a parler simplement
Laisse
la Lancelot Laisse la Table Ronde
Yseut
Viviane Esclarmonde
•
Qui pour miroir avaient un glaive déformant
Lis
l' amour dans mes yeux et non pas dans les nombres
Ne
grise pas ton coeur de leurs philtres anciens
Les
ruines a midi ne sont que des decombres
C'est
l'heure ou nous avons deux ombres
Pour
mieux embarrasser l' art des sciomanciens
4. Elsa'nın dedikleri
Karanlık
buluyorsun ama bu dizeleri
Bence
yeteri kadar karanlık değil onlar
Uçmuş
mutluluğa biz örtelim perdeleri
Yoksa
gün süzülüp camdan içeri
Sevdiğin
resmi tüle bürür sonsuza kadar
Bir
dünya açacaksa şu aşkımız diyorum
Bir
dünya olacak bu yalın sözden hoşlanan
Bırak
yerinde kalsın Lancelot'nun Table Ronde'un
Yseut'nün
Viviane'ın Esclarmonde'un
Ayna
diye bozucu birer kılıç kuşanan
Sevdayı
sayılarda değil gözümde oku
Ordaki
eski iksir içini esritmesin
Örenler
yıkıntıya benzer öğlen oldu mu
Gölgemizi
iki eden andır bu
Gölge
falcılarını daha çok sıkmak için
La
nuit plus que le jour aurait-elle des charmes
Honte
a ceux qu'un ciel pur ne fait pas soupirer
Honte
a ceux qu'un enfant tout a coup ne desarme
Honte
a ceux qui n'ont pas de larmes
Pour
un chant dans la rue une fleur dans les pres
Tu
me dis Laisse un peu l' orchestre des tonnerres
Car
par le temps qu'il fait il est de pa-uvres gens
Qui
ne pouvant chercher dans les dictionnaires
Aimeraient
des mots ordinaires
Qu'ils
se puissent tout bas repeter en songeant
Si
tu veux que je t'aime apporte-moi l'eau pure
A
laquelle s'en vont leurs desirs s'etancher
Que
ton poeme soit le sang de ta coupure
Comme
un couvreur sur la toiture
Chante
pour les oiseaux qui n'ont ou se nicher
Geceler
daha mı çok güzeldir gündüzlerden
Utansın
iç çekmeyen mavi göğe bakıp da
Bir
çocuk görüp kalbi yumuşamayan birden
Utansın
gözünde yaş belirmeyen
Bir
ezgi duyup yolda bir çiçek görüp kırda
Diyorsun
bırak biraz gök gibi gürlemeyi
Çünkü
böyle havada yaşayan var yoksulca
Bilemeyip
sözlükten sözcükler derlemeyi
Severler
boyuna yinelemeyi
Düş
kurarak sıradan birkaç lafa usulca
Duru
su getir bana ta ki yarim olasın
Yatışır
onların da yürekleri böylece
Şiirin
olsun kanı içimdeki yaranın
Çatı
aktarmaya çıkmış ustanın
Yuvasız
kuşlar için türkü söyleyişince
Que
ton poeme soit l' espoir qui dit A suivre
Au
bas du feuilleton sinistre de nos pas
Que
triomphe la voix humaine sur les cuivres
Et
donne une raison de vivre
A
ceux que tout semblait inviter au trepas
Que
ton poeme soit dans les lieux sans amour
Ou
l'on trime olı l'on saigne olı l'on creve de froid
Comme
un air murmure qui rend les pieds moins lourds
Un
cafe noir au point du jour
Un
ami rencontre sur le ebemin de croix
"Sürecek"
diye yazan umut olsun şiirin
Adımlarımızın
şom dizisinin altına
İnsan
sesi sesini yensin artık demirin
Ve
yaşamak için bir neden versin
Ölüme
çağrı almış görünen her insana
İnsanın
bitkin düşüp donduğu kavradığı
Aşktan
yoksun yerlerde senin şiirin olsun
Bir
şarkı mırıltısı hafif kılan ayağı
Görürken
içilen kahve şafağı
Ve
çarmıh yolundaki üzgün yüzü bir dostun
Pour
qui chanter vraiment en vaudrait-il la peine
Si
ce n'est pas pour ceux dont tu reves souvent
Et
dont le souvenir est comme un bruit de chaines
La
nuit s'eveillant dans tes veines
Et
qui parle a ton coeur comme au voilier le vent
Tu
me dis Si tu veux que je t'aime et je t'aime
Il
faut que ce portrait que de moi tu peindras
Ait
comme un ver vivant au fond du chrysantheme
Un
theme cache dans son theme
Et
marie a l'amour le soleil qui viendra
Gerçekte
kimin değer söylenmeye şarkısı
Değilse
eğer sık sık düşlerine girenin
Zincir
şakırtısına benzer onun anısı
Nabzında
uyanan gece yarısı
Seslenir
yüreğine yeli gibi yelkenin
Diyorsun
aşkımızın sürmesiyse dileğin
İsterim
bana değgin yapacağın şu portre
Yaşayan
bir kurt gibi yüreğinde çiçeğin
Konusunda
gizli konu içersin
Ve
bağlasın sevdayı doğacak güneşlere
5. Le regard de Rance
Comme
autour de la lampe un concert de moustiques
Vers
le plafond spirale et la flamme convoie
Du
fin fond du malheur ou reprend ce cantique
Dans
un fandango fantastique
Un
choeur dansant s'eleve et repond ata voix
Ce
sont tous les amants qui crurent I'existence
+
Pareille
au seul amour qu'ils avaient ressenti
Jusqu'
au temps qu'un poignard I'exil ou la potence
Comme
un dernier vers a la stance
Vienne
a leur coeur dement apporter dementi
Si
toute passion puise dans sa defaite
Sa
grandeur sa ]egende et l'immortalite
Le
jour de son martyre est celui de sa fete
Et
la courbe en sera parfaite
Ala
façon d'un sein qui n'a point allaite
5.
Rance'nin Bakışı
Lambayı
sivrisinek konserleri sararken
Çıkan
sarmal tavana ve alevin üstüne
Bu
ağıtı dirilten acının derininden
Düşsel
bir kastanyet oyunu varken
Bir
dans korosu senin yanıt verir sesine
yaşama
inananlar aşıklar oldu bütün
O
yaşam ki biricik sevdadır onlar için
Ta
ki bir gün bir hançer bir idam ya da sürgün
Sonundaki
dize gibi dörtlüğün
Çılgın
yüreklerine yalanlama getirsin
Her
tutku buluyorsa destanını ününü
Ve
de ölümsüzlüğü yenilgisi içinde
Şehitliğinin
günü olur bir bayram günü
Yetkin
olur onun eğimli yönü
Hiç
çocuk emzirmemiş bir meme biçiminde
Toujours
les memes mots ala fin des romances
Comme
les memes mots les avaient commencees
Le
meme cerne aux yeux dit une peine immense
Comme
il avait dit la demence
Et
l'eternelle histoire est celle de Rance
Saoule
par le grand air il quitte ses domaines
Ayant
fait bonne chasse et plus heureux qu'un roi
Son
cheval et l'amour comme un fou le ramenent
Apres
une longue semaine
A
la rue des Fosses Saint-Germain l'Auxerrois
Il
voit deja les longs cheveux et les yeux tendres
De
Madame la Duchesse de Montbazon
I1
la voit il l'entend ou du moins croit l'entendre
Qui
se plaint de toujours attendre
Et
lui tend ses bras nus plus beaux que de raison
Hep
aynı sözler vardır romansların sonunda
Başında
da olduğu gibi hep aynı sözler
Büyük
acıyı söyler gözlerde aynı halka
Söylediği
gibi çılgınlığı da
Rance'nin
şu öyküsü sonsuza değin sürer
Açık
havayla esrik terk eder yurtluğunu
Şanslı
av tatlı gelir kral olmaktan ona
Götürür
çılgın gibi atı ve sevda onu
Yeniden
upuzun bir hafta sonu
Sık
sık gidip geldiği bir semtin sokağına
O
sevecen bakışlı saçı beline varan
Montbazon
Düşesi'yle buluşur Rance yine
Bir
söz işitir ya da işittim sanır ondan
Çok
beklettim diye sızlanıp duran
Eşsiz
çıplak kolları uzanıp kendisine
L'escalier
derobe la porte et c'est l'alcôve
Les
rideaux mal tires par des doigts negligents
Il
reconnait ces yeux que souffrir a faits mauves
Cette
bouche et ces boucles fauves
Cette
tere coupee au bord d'un plat d' argent
Aveugles
chirurgiens qui dechirent les roses
Les
embaumeurs entre eux parlaient d'anatomie
Autour
du lit profond ou le beau corps repose
Qui
trouve son apotheose
Comme
le pain rompu la blancheur de sa mie
Ulaştırır
kadına gizli merdiven onu
Savruk
eller bırakmış perdeleri aralık
Acının
morarttığı gözleri tanır soylu
Bu
ağzı bu kızıl saç topuzunu
Duran
bu kesik: başı gümüş tepside artık
Gözü
kör cerrahlarca doğramrdı güllerde
Mumyacılar
söz eder yapısından bedenin
Güzel
gövdenin yatıp durduğu derin yerde
Ve
kutsanışını bulur o gövde
Bölünmüş
ekmek gihi çıkıp akı içinin
Au
cloitre que Rance maintenant disparaisse
Il
n'a de prix pour nous que dans ce seul moment
Et
dans ce seul regard qu'il jette asa maitresse
Qui
contient toutes les detresses
Le
feu du ciel vole brule eternellement
Ce
moment de Rance sur le seuil de la chambre
Qui
ne l'a füt-ce un soir vaguement eprouve
Et
senti le frisson glace comme un decembre
Envahir
son coeur et ses membres
A-t-il
aime vraiment a-t-il vraiment reve
Un
soir j'ai cru te perdre et chez nous dans les glaces
]e
lisais les reflets des bonheurs disparus
Ici
tu t' asseyais c'etait ici ta place
De
vivre etais-tu done si lasse
On
entendait siffler un passant dans la rue
Yitip
gömülen Rance bir manastır içine
Yalnız
o anda taşır bir değer bizim için
Ve
her türlü yıkımı yaşayıp metresine .
Fırlattığı
o tek bakışta yine
Yitmiş
cennetin koru yanar sonsuza değin
Eşikte
kalakalan Rance'deki yıkımı
Yaşamayan
kim vardır bir akşam bile olsa
Ve
duymayan karakış gibi kapladığını
Soğuk
ürpertinin tüm varlığını
Gerçekten
sevdi mi bir düş mü yoksa gördüğü
Yitirdim
sandım seni bir akşam bakarken ben
Yansısına
aynada yitik mutlulukların
Şurada
otururdun şuraydı senin köşen
Onca
mı bezmiştin yaşamaktan sen
Islıklar
duyulurdu içinde sokakların
Un
soir j'ai cru te perdre et de ce soir je garde
Le
patherique espoir d'un miracle incessant
Mais
la peur est entree en moi comme une echarde
Il
me semble que je retarde
A
tenir ton poignet la fuite de ton sang
Un
soir j'ai cru te perdre Elsa mon immortelle
Ce
soir mortel pour moi jamais n'a pris de fın
Nuit
d'un Vendredi-Saint que tes grands yeux constellent
La
mort comme la vie a-t-elle
La
saveur de l'ivresse ô mon verre de vin
Cauchemar
renaissant souvenir tyrannique
Il
eveille en mon coeur des accords souterrains
Il
dechaine a I'echo tout un jeu d'harmoniques
D'autres
soirs et d'autres paniques
Les
couplets interdits dont il est le refrain
Yitirdim
sandım seni bir akşam kalma ondan
İçli
umudu sardı hep bir tansığın beni
Ama
korku kıymığı girdi içime bir an
Sandım
ki geç kaldım yitirdim zaman
Kanını
durdurmakta sıkarak bileğini
Bir
akşam yittin sandım ölümsüz Elsa'm seni
O
ölümcül akşamım sürer sonsuza değin
Gözlerin
yıldızlarla süsler cuma geceni
Ölümde
de var mı yaşam biçimi
Ey
şarap kasem benim hoş tadı esrimenin
Yine
o karabasan ezen anı kişiyi
Gizli
ses uyumları uyandırdı içimde
Boşandırır
yankıyla olanca yan ezgiyi
Başka
korku dolu nice geceyi
O
yasak dizeleri kavuştaklı biçimde
Le
beau corps dechire gisait dans sa demeure
On
entendait pleurer tout bas dans les fosses
On
entendait parler tout haut les embaumeurs
Mon
pays faut-il que tu meures
Et
tout un peuple avait le regard de Rance
Tu
vivras Nous voici de retour de la chasse
C'est
assez de sanglots emplir notre logis
lls
ont voulu pourtant que nos mains te touchassent
O
Sainte deja dans ta chasse
Ecartez-vous
de moi Demons Analogies
Le
deuil que dans mon sein comme un renard je cache
Dites
si vous voulez qu'il n'est pas de saison
Le
sens de ma chanson qu'importe qu'on le sache
Puisque
regne aujourd'hui la hache
Que
venez-vous parler au nom de la raison
Doğranmış
yatıyordu evinde güzel beden
Siperlerde
ağlardı insanlar için için
Mumyacılar
konuşur dururlardı yüksekten
Ey
ülkem gerek mi ölüme gitmen
Tüm
halkın bakışları bakışıydı Rance'nin
Artık
yaşayacaksın avımız erdi sona
Yeter
bu hıçkırıklar evimizi dolduran
Yine
de istediler elimiz kalksın sana
Ey
yatmış kutsal kız sandukasına
Şeytanlar
benzetmeler çekin gidin yanımdan
Göğsümde
tilki gibi sakladığım acılar
Söyleyin
n'olur bana uymaz diye zamana
Şarkımın
anlamını bilen olsa ne çıkar
Madem
bugün güçlü olan balta var
Ne
söylersiniz artık gelip akıl adına
6.
Elsa-Valse
Ou
t'en vas-tu pensee ou t'en vas-tu rebelle
Le
Sphinx reste a genoux dans les sables brlılants
La
Victoire immobile en est-elle moins belle
Dans
la pierre qui l'encorbelle
Faute
de s'envoler de l'antique chaland
Quelle
valse inconnue entrai'nante et magique
M'emporte
malgre moi comme une folle idee
Je
sens fuir sous mes pieds cette epoque tragique
Elsa
quelle est cette musique
Ce
n'est plus moi qui parle et mes pas sont guides
Cette
valse est un vin qui ressemble au Saumur
Cette
valse est le vin quej'ai bu dans tes bras
Tes
cheveux en sont l'or et mes vers s'en emurent
Valsons-la
comme on saute un mur
Ton
nom s'y murmure Elsa valse et va/sera
6.
Elsa ve vals
Nereye
ey düşüncem nereye baş kaldıran
Diz
üstü kalır Sfenks ayak yakan kumlarda
Güzellik
mi yitirir durağan Victoire bundan
Uçamaz
olunca eskimiş saldan
Onu
askıda tutan cumbalı taş duvarda
Çılgınca
bir düşünce gibi beni uçuran
Hangi
bilinmez valstir büyüsü çeken gönlü
Duyarım
bu acı çağ kayar ayaklarımdan
Elsa
bu müzik insanı saran
Konuşan
ben değilim adımlarım güdümlü
Bu
vals bir şarap oldu bağlarımı andıran
Bu
vals o şarap oldu kollarında içtiğim
Saçın
onun altını şiirimi coşturan
Sıçrar
gibi olsun bu vals duvardan
Fısıldanan
adındır ey dönen Elsa'm benim
La
jeunesse y petille ou nos jours etant courts
A
Montmartre on allait oublier qu'on pleura
Notre
nuit a perdu ce secret du /aux-jour
Mais
a-t-elle oublie l'amour
L'amour
est si lourd Elsa valse et valsera
Puis
la vie a tourne sur ses talons de songes
Que
d'amis j'ai perdus L'un tirait les tarots
L'autre
en dormant parlait de l'amour des eponges
Drôles
de gens que l'ombre renge
Fanfarons
de l'erreur qui jouaient aux heros
Souviens-toi
des chansons qui chantait pour nous plaire
La
negresse au teint dair minuit qu'on poudra
Avant
l'aube en rentrant on prenait un peu l'air
Que
de nuits ainsi s'envolerent
O
temps sans colere Elsa valse et valsera
Orda
gençlik cıvıldar günler kısa geçerdi
Unuturduk
Montmartre'da nice acımız varsa
Gecemiz
loş ışığın gizemini yitirdi
Ama
sevişmekten yüz mü çevirdi
Aşkın
yükü ne ağır döner dönecek Elsa
Sonra
döndü yaşamın düşten topuğu geri
Nice
dostlar yitirdim biri fala bakardı
Düşünde
süngerlerden aşktan söz eder biri
Gölge
kemirirdi bu garipleri
Kahramanlık
taslayan palavracılar vardı
Açık
tenli genci kız tozardığında gece
Hani
bize şarkılar söylemişti anımsa
Biraz
hava alırdık dönerken tandan önce
Kaç
gecemiz uçup gitti böylece
Hey
gidi öfkesiz çağ döner dönecek Elsa
Achetee
a credit la machine a ecrire
Nous
mettait tous les mois dans un bel embarras
On
n'avait pas le sou Qu'il est cher de cherir
Mes
soucis etaient tes sourires
Car
je pouvais dire Elsa valse et valsera
Puis
la vie a tourne sur ses talons de verre
Le
tzigane du sort changea de violon
Nous
avons voyage par un monde severe
Qui
roulait la tate a l'envers
Des
sanglots etouffes meles a ses flonflons
Taksitle
aldığımız şu yazı makinası
Her
ay başı olurdu başımıza bir tasa
Meteliğimiz
yoktu sevmek ateş pahası
Benim
kaygım sende çocuk şakası
Çünkü
diyebilirdim döner dönecek Elsa
Sonra
döndü yaşamın camdan ayağı geri
Yazgının
çingenesi getirdi başka keman
Dolaştık
asık yüzlü bir dünyada her yeri
O
dünya tersine yürür giderdi
Fonfonlarına
boğuk hıçkırıklar karışan
Tu
faisais des bıjoux pour la ville et le sair
Tout
tournait en colliers dans tes mains d'Opera
Des
morceaux de chiffons des morceaux de miroir
Des
colliers beaux comme la gloire
Beaux
a n'y pas croire Elsa valse et valsera
]'allais
vendre aux marchands de New-York et d'ailleurs
De
Berfin De Rio de Milan d'Ankara
Ces
joyaux faits de rien sous tes doigts orpailleurs
Ces
cailloux qui semblaient des fleurs
Portant
tes couleurs Elsa valse et valsera
Puis
la vie a tourne sur ses talons de rage
Des
eclairs traversaient les tubes de neon
On
cntendait hennir des chevaux de nuages
Tra!nant
des voitures d'orage
Le
ıazz contre un tambour troqua l' accordéon
Mücevherler
iş/erdin kente ve akşamları
Operalı
elinde her şey olur gerdanlık
Yırtık
bez parçaları kırık ayna camları
Ve
şan gibi tatlı takılar vardı
Us
almaz güzellikte Elsa hep döner artık
Götürüp
dünyadaki büyük başkentlere ben
Satardım
bu süsleri hangi tüccara olsa
Altın
bulan elinde bir hiçten üretilen
Bu
taşlar farksızdı birer çiçekten
Senin
renklerindeki döner dönecek Elsa
Sonra
döndü yaşamın kızgın topuğu geri
Neon
lambalarından şimşekler geçip durdu
Koyverirdi
bulutsu atlar kişnemeleri
Arabalar
çeken tayfun benzeri
Caz
davulun yerine akordeon koydurdu
Ce
qui suit pourrait mal se danser quand Cesar
A
pour vous devorer les chacals qu'il voudra
Maıs
quel air tourbillonne au tombeau de Lazare
Entends-tu
son rythme bizarre
Au
bal des hasards Eisa valse et valsera
Nous
avans traverse le cyclone et le sort
L'en/er
est sur la terre et le ciel y cherra
Mais
voici gu'd l'horreur il succede une aurore
Et
que cede a l'amour la mort
Eisa
valse encore Eisa valse et valsera
Et
la vie a tourne sur ses talons de paille
Avez-vous
vu ses yeux Ce sont des yeux d'enfant
La
terre accouchera d'un soleil sans batailles
Il
faut que la guerre s'en aille
Mais
seulement que l'homme en sorte triomphant
Kötü
olabilirdi işin sonu Sez.ar'ın
Çakalları
olunca parçalayacak sizi
Ama
hangi ses döner gömütünde Lazar'ın
O
garip ritmini duymakta mısın
Rastlantı
balosunda sürer Elsa'nın valsi
Geçip
gittik kasırga ve yazgının içinden
Cehennem
dünyadadır cennet de orda olsa
Ama
ürpertilerden sonra şafaktır gelen
Ve
aşktır ölüme artık egemen
Sürer
Elsa'nın valsi döner dönecek Elsa
Ve
yaşam gitti saptan topuğunda dönerek
Gördünüz
mü gözleri nasıl çocuksu onun
Dünya
kavgadan uzak bir güneş türetecek
Savaşın
defolup gitmesi gerek
Ne
var ki kazananı insan olmalı bunun
Mon
amour n'a qu'un nom c'est la jeune esperance
J'en
retrouve toujours la neuve symphonie
Et
vous qui l'entendez du fond de la souffrance
Levez
les yeux beaux fils de France
Mon
amour n'a qu'un nom Mon cantique est fini
Yeşeren umut
diye tek adı var sevdamın
Yeni
ezgisi onun sürer bende boyuna
Ey
onu işitenler derininden acının
Güzel
yurt gençleri başınız kalksın
Tek
adı var sevdamın ağıtım erdi sona
ARAGON'UN YAŞAMINDAN ÖNEMLİ TARİHLER*
1897 Paris'te, evlilik dışı bir ilişki sonucu
doğar. Annesini uzun süre ablası olarak tanır. Nüfus kayıt gerekleri için
Aragon soyadım alır.
1900-1904 Hüzünlü, yaralı, yalnız bir çocukluk
dönemi yaşar.
1905 Okuma ve yazmayı öğrendikten sonra sayısız
metinler yazar.
Bunlardan
bazılarını yıllar sonra yayımlayarak eleştirmenleri şaşırtır.
1910-14 Yaşadığı çağın önemli kişiliklerini
bu yıllarda keşfeder. Bunların başında Apollinaire ve kübist ressamlar gelir.
1916 Tıp Fakültesi'ne kayıt olur.
1917 Birinci Dünya Savaşı'na katılır ve cephede
Andre Breton ve Philippe Soupault'yla tanışır ve aralarında büyük bir dostluk
başlar.
1918-20 Anicet adlı romanı yayımlanır. Dada
grubunda yer alır.
1921-22 İlk şiir kitabı Feu de joie'yı
yayımlar. Breton, Eluard, Soupault'yla birlikte Dada grubundan kopar.
Gerçeküstü akımın kurucuları arasında yer alır. Bu yıllarda daha çok anarşist
eğilimlidir.
"
Daha ayrıntılı bilgi için, bkz. Bahadır Gülmez, Hayatım Bir Tiyatro I Roman
Gibi, Dünya Kitapları, 2004.
1926 Le Paysan de Paris (Paris Köylüsü)
yayımlanır. Kitap büyük yankı uyandırır.
1927 Fransız Komünist Partisi'ne kayıt olur.
Önemli - düşünsel ve duygusal bunalımlar yaşar ve La. De/ense de lin/ini•
(Sonsuzluğun Savunması) adlı kocaman (600 sayfalık) -romanını yakar.
1928 Traite du style (Stil - Denemesi) ve Con
d’Irène (Irène'nin Serserisi) adlı erotik konulu kitabını - yayımlar. Nancy
Cunaar isimli- İngiliz - sevgilisiyle ilişkilerinin sona ermesinden sonra
Mayakovski ve Elsa'yla tanışır - ve birlikte yaşamaya - başlarlar. (Elsa Rus
kökenli bir Musevi'dir ve Mayakovski'nin eşi Lili. Brik'in - kardeşidir.
Triolet soyadı, Elsa'nın- ilk - evliliğinden kalmadır).
1930 İlk kez SSCB'ye gider ve Harkov Yazarlar -
Kongresi'nden komünist olarak döner. Breton'la - ciddi - tartışmaları olur.
Gerçeküstücü - gruptan kopar.
1934 Les Clôches de Bale (Basel'in Çanları);
-1936 Les Beaux Quartiers (Kibar
Semtler) yayımlanır.
1937 Ce soır adlı derginin (kültür-sanat-siyaset
- dergisi) 'direktörü olur ve militan bir gazetecilik dönemi ' başlar.
1940 Savaşa katılır; Dunkerque faciasını bizzat
yaşar. Askeri madalyalarla ödüllendirilir. Almanlara esir düşer, ama - hemen
kaçmayı başarır. Artık yasaklanmış olan partisinin aydınlarıyla •Direnişin -
örgütlenmesi için ön saflarda çalışır.
Alman
işgalinde Ulusal Yazarlar - Komitesi'ni kurar, Le Crève-cœur adlı şiir -
kitabını gizlice -yayımlar, .ünlü ressam Henri Matisse'le dostluğu - başlar.
"Les
Yeux d'Elsa" ve Broceliande gibi direniş şiirlerini içeren kitaplarını
-yayımlar, faşizmle mücadelesini yeraltında sürdürür.
Aurelıen
adlı -romanı - yayımlanır. İki ciltlik LHomme communiste adlı - kitabıyla
-sosyalist gerçekçilik dönemi başlar.
Şiirleri
- George Brassens, Leo Ferre, -Leonardi, Jean Ferrat gibi ünlü şair-şarkıcılar
tarafından -bestelenir. Artık popüler bir şairdir.
Les
Letters /rançaises’în başına - geçti.
Y
aşamöyküsel yapıtı Le Roman inachevé (Bitmemiş Roman) yayımlanır.
Kendisine
Lenin Barış - Ödülü - verilir. Gazete -ve dergilerde Stalin dönemiyle -ilgili
sert polemiklere -girişir.
La
Semaine sainte (Kutsal Hafta); 1959 Elsa, Poeme (Elsa, Şiirler); 1960 Les Poetes,
(Şairler); 1%.3, Le Fou dElsa (Elsa'nın Mecnunu).
Elsa
Triolet'nin - yapıtlarıyla birlikte Oeuvres Croisées (Çapraz Tüm -Romanları)
-yayımlanmaya - başlar.
Yeni
- bir - teknikle yazdığı La Mise a mart (1965), Blanche ou l’oubli (1967) yayımlanır.
1968 Sovyetler Birliği'nin Çekoslovakya'ya
müdahalesine karşı çıkar. 1968 öğrenci olaylarına partisinin çizgisinde aktif
olarak katılır.
1970 Elsa Triolet vefat eder.
1971 Henri Matısse roman adlı iki ciltlik kitabı
yayımlanır.
1974 Son romanı Thédtre!Roman (Tiyatro/Roman)
yayımlanır. Aragon önceki yıllardan farklı bir imaj yaratır. Humanite’nin
bayramına maske takarak katılır. Şair-yazar Jean Ristat'yla Oeuvre poétiques
(Tüm Şiirleri) hazırlamaya başlar.
1975 Önemli bir trafik kazası geçirir. Aylarca
tedavi görür.
1976 Kendi özel arşivinde bulunan tüm
yapıtlarını, elyazmalarını, yazar- sanatçı dostlarıyla olan yazışmalarını,
dünyanın dört bir yanındaki ünlü yazar-sanatçı dostlarının kendisine sunduğu
belgeleri Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi'ne bağışlar. Aynı yıl, Elsa
Triolet'nin de tüm yapıtları ve elyazmaları bu merkeze bağışlanır.
1979 Altı diziden oluşan bir televizyon
programında, yüzünde maske takılı olarak Jean Ristat'yla konuşur. Program,
izleyenleri hem şaşırtır hem hayal kırıklığına uğratır.
1980 Aurélien adlı romanı televizyona uyarlanır
ve büyük başarı sağlar.
1980 Kitle iletişim araçlarından uzak bir yaşam
sürdürür. Sovyetler Birliği'nin Afganistan müdahalesini onaylar.
1982 24 Aralık Noel günü Paris'te vefat eder ve
Elsa'yla birlikte uzun süre yaşadıkları malikanelerinin bulunduğu Paris
yakınlarında Saint-Arnault'da Elsa'nın mezarı yanına defnedilir.
1988 Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi (NRS)
bünyesinde belgelerin gerekli düzenlemeleri yapılarak araştırmacıların hizmetine
sunulur.
1994 Mezarlarının da bulunduğu konutları, bir
müze ve yaratıcılık merkezine dönüştürülür.
1997 100. doğum yılı kutlanır. CNRS, ERITA ve
diğer araştırma grupları önemli araştırmalar yayımlar; La Pleiade dizisinde
'Tüm Romanları' yayımlanmaya başlar.
2002 20. ölüm yıldönümü vesilesiyle etkinlikler
düzenlenir.
Bu akşam paramparça oldu evren
ansızın
Korsanların ateşe verdiği
kayalıkta
Baktım deniz üstünde ışıl ışıl
yanmakta
Elsanın o gözleri o gözleri
Elsanın
« Prev Post
Next Post »
Yorumlar
Yorum Gönder