Print Friendly and PDF

ELSA'NIN GÖZLERİ…Les Yeux d'Elsa

|

 


 

Türkçesi: HÜSEYİN DEMİRHAN

 

GÖZLERİN İZİNDE...

Aragon'un Elsa'nın Gözleri adlı ünlü şiirini, hepimiz biliriz. Şairin ilk baskısı 1942' de yapılan ve aynı adı taşıyan kitabının tamamı ilk kez Hüseyin Demirhan tarafından dilimize çevrildi.

Demirhan bu yapıtın çevirisine yıllarını verdi. Bir türlü tam olarak bittiğine kendini inandıramıyordu. Şiirleri yeniden yeniden ele alıyor, falanca dize ya da sözcük nasıl daha iyi çevrilir diye tüm şiirleri, bir daha, bir daha gözden geçiriyordu.

Böylece yıllar geçti. Sürekli daha iyiyi, daha yetkini arayan çevirmen, şu ünlü sözü sık sık yinelerdi: "Çeviri kadın gibidir. Güzeli sadık, sadık olanı güzel olmaz." Hemen ardından da şunu eklerdi: "Ben hem sadık, hem güzel olabileceğini göstermek istiyorum."

Yıllar süren bu çabanın sonu gelmedi bir türlü. Gelemezdi de. Çünkü mükemmeli aramanın sonu yoktu. Kitabın tamamı çoktan çevrilmişti ama Hüseyin Demirhan'a göre bir türlü bitmiyordu bu çeviri. Bu yüzden Elsa'nın Gözleri'nin yayımlandığını göremedi.

Ölümünden sonra Metin Demirtaş aracılığıyla, çevirinin elyazısı metinlerine ulaştım. Aslında bunları bilmiyor değildim. Antalya'da günler boyu Aragon çevirilerini birlikte okumuş, üzerinde konuşmuştuk. Yine de bunları sonradan ele aldığımda, yayına hazırlarken bir hayli güçlükle karşılaştım. Sayfalar karışmıştı, yazılar zor okunuyordu. Bu saygıdeğer çabaya ihanet etmemek için çok dikkatli olmak zorundaydım. Olabildiğince titiz bir çalışma sonucunda, Fransızcasıyla da karşılaştırarak; Elsa'nın Gözleri kitabının Türkçesini günyüzüne çıkarmaya çalıştım. Şiirlerde çevirmenin yazımına bağlı kaldım.

Hüseyin Demirhan'ın emeğine saygı duyarak bu değerli çalışmayı okurlara ulaştırmaktan mutluluk duyuyorum.

Yayımlayan, yayımlanmasına katkıda bulunan herkese, bu arada özellikle, çeviriyi yok olmaktan kurtaran Sayın Metin Demirtaş'a teşekkür ediyorum.

Ülkü ULUIRMAK

 

LES YEUX D'ELSA

Tes yeux sont si profonds qu'en me penchant pour boire

]' ai vu tous les soleils y venir se mirer

S'y jeter a mourir tous les desesperes

Tes yeux sont si profonds que j'y perds la memoire

A l'ombre des oiseaux c'est l'ocean trouble

Puis le beau temps soudain se leve et tes yeux changent

L'ete taille la nue au tablier des anges

Le ciel n'est jamais bleu comme il l'est sur les bles

Les vents chassent en vain les chagrins de l'azur

Tes yeux plus clairs que lui lorsqu'une larme y luit

Tes yeux rendent jaloux le ciel d'apres la pluie

Le verre n'est jamais si bleu qu'a sa brisure

Mere des sept douleurs ô lumiere mouillee

Sept glaives ont perce le prisme des couleurs

Le jour est plus poignant qui point entre les pleurs

L'iris troue de noir plus bleu d'etre endeuille

ELSA'NIN GÖZLERİ

Ne derinmiş içmeye eğildiğim gözlerin

Gördüm ki güneşlerin yansır oraya tümü

Her umutsuz onlara dalıp bulur ölümü

Ben kendimi yitirdim ta dibinde o yerin

Kuşlar gölge düşürür bu duru okyanusa

Sonra bir açar hava ışır gözbebeklerin

Yaz kırpar önlüğüne bulutu meleklerin

Gök bunca mavi vurur ekine vursa vursa

Atamaz yas tülünü göğün yüzünden rüzgar

Gözlerin gökten parlak bir yaşarmaya görsün

Kıskandırır şavkını yağmur sonu göğünün

Ancak bir cam kırığı mavi olur bu kadar

Sen ey ıslak parıltı anası yedi hüznün

Yedi kılıç doğranmış yedi renkli kuşağı

Gözyaşından doğan gün sanki alev yumağı

Keder masmavi kılmış karasını gözünün

 

 

Tes yeux dans le malheur ouvrent la double breche

Par ou se reproduit le miracle des Rois

Rois Lorsque le coeur battant ils virent tous les trois

Le manteau de Marie accroche dans la creche

Une bouche suffit au mois de Mai des mots

Pour toutes les chansons et pour tous les helas

Trop peu d'un firmament pour des millions d'astres

n leur fallait tes yeux et leurs secrets gémeaux

L' enfant accapare par les belles images

Ecarquille les siens moins demesurement

Quand tu fais les grands yeux je ne sais si tu mens

On dirait que l'averse ouvre des fleurs sauvages

 

Mutsuzlukta çift gedik açar gözlerin senin

Yinelenir tansığı kralların böylece

Yürekleri çarparak üç kral da görünce

lsa'nın beşiğinde hırkasını Meryem'in

Bütün şarkılar için bütün acılar için

Yeter sözlüklerdeki mayısa bir tek ağız

Sığmaz bu gökkubbeye şu milyonlarca yıldız

Senin gözlerin gerek ikiz burçlu gözlerin

Çekici resimlerle büyülenen çocuklar

Açmazlar gözlerini senin kadar kocaman

Yoksa yalan mı böyle gözlerini ayırman

Sanki dağ çiçekleri açmış orda sağnaklar

 

Cachent-ils des eclairs dans cette lavande ou

Des insectes defont leurs amours violentes

Je suis pris au filet des etoiles filantes

Comme un marin qui meurt en mer en plein mois d'aoı1t

]'ai retire ce radium de la pechblende

Et j'ai brı1le mes doigts a ce feu defendu

O paradis cent fois retrouve reperdu

Tes yeux sont mon Perou ma Golconde mes Indes

Il advint qu'un beau soir l'univers se brisa

Sur des recifs que les naufrageurs enflammerent

Moi je voyais briller au-dessus de la mer

Les yeux d'Elsa les yeux d'Elsa les yeux d'Elsa

 

O gözler şimşekler mi saklar bu hoş kokuda

Sımsıkı aşklarını çözer orda böcekler

Akan yıldızlar beni ağına takmış gider

Yaz ortası boğulan denizci gibi suda

Bu radyumu uranyum taşından elde ettim

Yaktım elimi onun yasak alevinde ben

Sen ey cennetim benim yüz kez bulunup yiten

Gözlerin Peru'm benim Hint'teki altın kentim

Bu akşam paramparça oldu evren ansızın

Korsanların ateşe verdiği kayalıkta

Baktım deniz üstünde ışıl ışıl yanmakta

Elsa'nın o gözleri o gözleri Elsa'nın

LES NUITS… GECELER

LA NUIT DE MAI

Les spectres evitaient la route ou j' ai passe

Mais la brume des champs trahissait leur haleine

La nuit se fit legere au-dessus de la plaine

Quand nous eumes laisse les murs de La Bassee

Un feu de ferme flambe au fond de ce desert

Aux herbes des fosses s'accroupit le silence

Un aero dit son rosaire et te balance

Une fusee au-dessus d'Ablain Saint-Nazaire

Les spectres egares brouillent leurs propres traces

Les pas cent fois refaits harassent leur raison

Des panaches de peur montent a l'horizon

Sur les maisons d'Arras en proie aux chars Arras

MAYIS GECESİ

Hayaletler kırlara kaçıyordu yolumdan

Ama sisten onların belliydi soluduğu

Kalktı ova üstünden gecenin koyuluğu

La Bassee surlarından ayrıldığımız zaman

Bir çiftlik ateşi var bu çölün diplerinde

Çömelip sinmiş susku siperlerin otuna

Bir pilot dua edip bir bomba sallar sana

Ablain Saint-Nazaire denen o kentin üzerinde

Şaşkın hayaletlerin yitip ayak izleri

Usları bitkin düşer yüz kez gidip gelmekten

Nice korku sorgucu salar ufka her renkten

Arras adlı tanklara yem olan Arras şehri

 

Interferences des deux guerres je vous vois

Voici la necropole et voici la colline

Ici la nuit s' ajoute a la nuit orpheline

Aux ombres d'aujourd'hui les ombres d'autrefois

Nous qui revions si bien dans l'herbe sans couronnes

La terre un trou la date et le nom sans ci-git

Va-t-il falloir renaitre a vos mythologies

On n'entend plus pourtant grincer les cicerones

O revenants bleus de Vimy vingt ans apres

Morts a demi Je suis le ehemin d' aube helice

Qui tourne autour de l'obelisque et je me risque

Ou vous errez Malendormis Malenterres

 

Çakışan iki savaş izlemekteyim sizi

İşte antik gömütlük ve bir tepe yüksekçe

Burda öksüz geceye eklenir yine gece

Ve yeni gölgelere birçok gölge eskisi

Biz ki o taçyapraksız otlarda düş kurardık

Bir çukur yazısız ad ölüm yılı üstüne

Doğmak mı gerekecek söylencelerde yine

Ne ki dırdırı kesmiş turist rehberi artık

Ey Vimy'nin mavi-mor hortlakları yıllar var

Siz yarı ölüsünüz bense sarmal tan yolu

Gezdiğiniz yerlerde olmaz içim korkulu

Ey yarı gömülmüşler ey yarı uyumuşlar

 

Panorama du souvenir Assez souffert

Ah c'est fini Repos Qui de vous cria Non

Au bruit retrouve du canon Faux Trianon

D'un vrai calvaire a blanches croix et tapis vert

Les vivants et les morts se ressemblent s'ils tremblent

Les vivants sont des morts qui dorment dans leurs lits

Cette nuit les vivants sont desensevelis

Et les morts reveilles tremblent et leur ressemblent

A-t-il fait nuit si parfaitement nuit jamais

Ou sont partis Musset ta Muse et tes hantises

Il flotte quelque part un parfum de cytises

C'est mil neuf cent quarante et c'est la nuit de Mai

 

Hep anılar anılar yeter bu iç sancısı

Bitti dinlen! Hanginiz dirilen top sesine

Hayır diye haykırdı. Sahte barıştan yine

Kaldı haçla halıyla süslü çarmıh acısı

Ölülerle diriler benzeşir çırpınınca

Diriler ölülerdir evde uyuyakalan

Bu gece dirilerdir gömütünden sıyrılan

Titrer onlara benzer ölüler uyanınca

Hiç gece olmuş mudur tümden koyu karanlık

Ey Musset şimdi Müz'ün saplantıların nerde

Sarısalkım kokusu dalgalanır bir yerde

Gece Mayıs gecesi yıl bin dokuzyüz kırk

 

LA NUIT DE DUNKERQUE

La France sous nos pieds comme une étoffe usée

S'est petit a petit a nos pas refusée

Dans la mer ou les morts se melent aux varechs

Les bateaux renversés font des bonnets d'éveque

Bivouac a cent mille au bord du ciel et l'eau

Prolonge dans le ciel la plage de Malo

11 monte dans le soir ou des chevaux pourrissent

Comme un piétinement de betes migratrices

Le passage a niveau leve ses bras rayés

Nous retrouvons en nous nos coeurs dépareillés

Cent mille amours battant au coeur des Jean-sans-terre

Vont-ils a tout jamais cent mille fois se taire

O saints Sébastiens que la vie a criblés

Que vous me ressemblez que vous me ressemblez

 

DÜNKERK GECESİ

Fransa çekti gitti parça parça kendini

Ayağımız altından yırtık bir bez biçimi

Yosunlara karışır denizdeki ölüler

Papaz takke1erine benzer devrik gemiler

Gökle suyun ucuna kurulmuş koca çadır

Mala'daki kumsalı gökyüzüne uzatır

Çadır yükselir akşam atlarsa ağır aksak

Göçer hayvanı gibi gider ayak vurarak

Açar tren geçidi çizgili kollarını

Kalbimiz bulur yine kavuşma yollarını

Yurtsuz denen Jean'ların kalbindeki yüzbin aşk

Gün gelip sonsuza dek yüzbin kez mi susacak

Ey yaşamın kalbura çevirdiği ermişler

Nasıl da benzersiniz bana nasıl da sizler

 

Sur que seuls m'entendront ceux qui la faiblesse eurent

De toujours a leur coeur preferer sa blessure

Moi du moins je crierai cet amour que je dis

Dans la nuit on voit mieux les fleurs de l'incendie

Je crierai je crierai dans la ville qui brule

A faire chavirer des toits les somnambules

Je crierai mon amour comme le matin tôt

Le remouleur passait chantant Couteaux Couteaux

Je crierai je crierai Mes yeux que j'aime ou etes

Vous Ou es-tu mon alouette ma mouette

Je crierai je crierai plus fort que les obus

Que ceux qui sont blesses et que ceux qui ont bu

Je crierai je crierai Ta levre est le verre ou

J'ai bu le long amour ainsi que du vin rouge

 

Kuşkusuz beni yalnız güçsüz kişiler anlar

Yarasını kalbine yeğ tutan o insanlar

Haykırıp duracağım hiç değilse bu aşkı

Yangın çiçeklerinin gece belirir şavkı

Haykırıp duracağım görüp kentte alevler

Öyle güçlü ki düşer damdaki uyurgezer

Haykırıp duracağım sevdamı sabah erken

Bileycinin yollarda sesi türkülenirken

Haykırıp duracağım neredesiniz diye

Ey sevgili gözlerim ey kuşlarım siz diye

Haykırıp duracağım tüm füzelerden güçlü

Esrik gezenden güçlü yaralı erden güçlü

Haykırıp duracağım kadeh diye dudağın

Bana ucundan aşkın meyini tattırdığın

 

Le lierre de tes bras a ce monde me lie

Je ne peux pas mourir Celui qui meurt oublie

Je me souviens des yeux de ceux qui s'embarquerent

Qui pourrait oublier son amour a Dunkerque

Je ne peux pas dormir a cause des fusees

Qui pourrait oublier l'alcool qui l'a grise

Les soldats ont creuse des trous grandeur nature

Et semblent essayer l'ombre des sepultures

Visages de cailloux Postures de dements

Leur sommeil a toujours l'air d'un pressentiment

Les parfums du printemps le sable les ignote

Voici mourir le Mai dans les dunes du Nord

 

Kolunun sarmaşığı dünyaya bağlar beni

Ölemem ölemem ben ölen unutur seni

Gemiye binenlerin unutmam bakışını

Kim unutabilir ki Dünkerk'te o aşkını

Füzelerden dolayı uyuyamam bir türlü

Kim unutur kalbini esrik eden alkolü

İnsan boyu çukurlar kazdı yere askerler

Sanki tüm gömütlerin gölgesini ölçerler

Çakıldandır yüzleri çılgınca duruşları

Bir önsezi havası taşır uyuyuşları

Bahar kokularını kumlar nerden tanısın

Kuzey kumuliarında ölüm günü mayısın

LA NUIT D'EXIL

Qu'importe a l'exile que les couleurs soient fausses

On jurerait dit-il que c'est Paris si on

Ne refusait de croire aux apparitions

J'entends le violon preluder dans la fosse

C'est !'Opera dit-il ce feu follet changeant

J'aurais voulu fixer dans mes yeux mal ouverts

Ces balcons embrases ces bronzes ce toit vert

Cette emeraude eteinte et ce renard d'argent

Je reconnais dit-il ces danseuses de pierre

Celle qui les conduit brandit un tambourin

Mais qui met a leur front ces reflets sous-marins

Le dormeur-eveille se frotte les paupieres

SÜRGÜN GECESİ

Umursar mı bir sürgün sahte de olsa renkler

Der ki yemin ederdim bu kent Paris'tir diye

İnanmak gerekseydi dirilen bir ölüye

Duyarım bir gömütte keman sesini dener

Der ki oynak ışıklı opera alanı bu

İsterdim yarı açık gözlerime çakılsın

Bu tutuşmuş balkonlar tunçlar yeşili damın

Bu donuk şavklı zümrüt bu gümüş tilki postu

Der ki bu mermer tenli dansözleri bildim ben

Tef çalar en baştaki ama kim bunca kızın

Alnına kor denizler altından gelme ışın

Gözlerini ovalar bir adam uyanırken

 

Des meduses dit-il des lunes des halos

Sous mes doigts fins sans fin deroulent leurs paleurs

Dans !'Opera pare d' opales et de pleurs

L'orchestre au grand complet contrefait mes sanglots

J' aurais voulu fixer dans ma folle memoire

Cette rose dit-il cette mauve inconnue

Ce domino fantôme au bout de I'avenue

Qui changeait pour nous seuls de robe tous les soirs

Ces nuits t'en souvient-il Me souvenir me nuit

Avaient autant d'eclairs que l'oeil noir des colombes

Rien ne nous reste plus de ces bijoux de l'ombre

Nous savons maintenant ce que c'est que la nuit

 

Der ki aylar aylalar Medusa'lar boyuna

Parmaklarım altına yayar soluk birer renk

Opalle, gözyaşıyla süslü operaya dek

O tam takım orkestra öykünür hıçkırmama

Der ki çakmak isterdim çılgın belleğime ben

O gülü o kırdaki bilinmez mor bitkiyi

Yolda bir hortlak gibi duran o maskeliyi

Her gece bizim için başka kılığa giren

Anımsa o geceler -anımsamak işkence-

Şimşekliydi kapkara güvercin gözü kadar

Artık yok gölgedeki o pırlanta çocuklar

Öğrendik ne demekmiş neymiş karanlık gece

 

Ceux qui s'aiment d'amour n'ont qu'elle pour adresse

Et tes levres tenaient tous les soirs le pari

D'un ciel de cyclamen au-dessus de Paris

O nuits a peine nuits couleur de la tendresse

Le firmament pontait ses diamants pour toi

Je t'ai joue mon coeur sur les chances egales

Soleil tournant des boulevards feux de Bengale

Que d'etoiles a terre et par dessus les toits

Quand j'y songe aujourd'hui les etoiles tricherent

Le vent charriait trop de reves derives

Et les pas des reveurs sonnaient sur les paves

Des amants s'enlaçaient sous les portes cocheres

 

Bir o kızın yerini bilir aşık kişiler

Senin dudaklarınsa her akşam girer bahse

İnecek mor menekşe bir gök diye Paris'e

Ey sevecenlik renkli ancak olmuş geceler

Gök sürer elmasını senin için kumara

Ben kalbimi oynadım şansımız olup özdeş

Eğlence fişekleri bulvarda dönen güneş

Ne de çok yıldız düşmüş yere ve çatılara

Anladım ki yıldızlar oyun etmişler bana

Bir nice sapık düşü sürüp götürür rüzgar

Düş kuran insanların adımları tıpırdar

.Aşıklar sarmaş dolaş biner birer faytona

 

Nous peuplions a deux l'infini de nos bras

Ta blancheur enflammait la penombre eternelle

Et je ne voyais pas au fond de tes prunelles

Les yeux d'or des trottoirs qui ne s'eteignaient pas

Passe-t-il toujours des charrettes de legumes

Alors les percherons s'en allaient lentement

Avec dans les choux-fleurs des hommes bleus dormant

Les chevaux de Marly se cabraient dans la brume

Les laitiers y font-ils une aube de fer-blanc

Et pointe Saint-Eustache aux crochets des boutiques

Les bouchers pendent-ils des bêtes fantastiques

Epinglant la cocarde a leurs ventres sanglants

 

İkimiz kolumuzun sonsuzunda yaşardık

Bitmez yarı gölgeyi yakıyordu ak tenin

Ve ben görmez olmuştum gözbebeğinde senin

Kaldırımların sönmez altın gözünü artık

Geçip durunca yoldan sebze arabaları

Ot yüklü kadanalar yürürdü ağır aksak

Uyku çeken mavimsi adamlar taşıyarak

Marly'nin atlarıysa siste şaha kalkardı

Sütçü güğümlerinde sökünce orda şafak

Dükkan çengellerinden kubbesivrisi çıkar

Kasaplar usa sığmaz hayvanlar mı asarlar

Kanlı karınlarına onların süs takarak

 

A-t-il a tout jamais decide de se taire

Quand la douceur d'aimer un soir a disparu

Le phono mecanique au coin de notre rue

Qui pour dix sous français chantait un petit air

Reverrons-nous jamais le paradis lointain

Les Halles l'Opera la Concorde et le Louvre

Ces nuits t'en souvient-il quand la nuit nous recouvre

La nuit qui vient du coeur et n' a pas de matin

 

Aşkın tadı bir akşam uçup gittiği zaman

Karar verdi mi sesi susmaya bir an olsun

Sokağımız dibinde duran gramofonun

On paraya karşılık bir küçük hava çalan

Yine kavuşur mu yaz uzak cennetimize

Görür müyüz yeniden Louvre'u hallerimizi

An o geceleri sen gece sarınca bizi

O sabahı olmayan yürekten gelen gece

LA NUIT EN PLEIN MIDI

il regne sur la ville une nuit negatrice

L'Arlequin blanc et noir noir et blanc devenu

N'y voit rien de change sinon que les actrices

Accrochent au moyen d'epingles a nourrice

L'ombre des rayons X a leur epaule nue

Equation-fantôme aux belles inconnues

Ces jours-ci s'est ouvert le Carnaval de Nice

Personne excepte moi ne s'en est souvenu

Une lumiere inverse encre la mascarade

Sous les mimosas noirs un feuillage de lait

Donne aux jardins fardes leur edat de salade

Accroches au dessous des eroiles malades

Un chale de lueurs y drape ses chalets

Dans leur panier de fleurs immobile ballet

Football petrifie descendant vers la rade

Le peuple des maisons prend des airs de palais

TAM ÖGLE ÜSTÜ GECE

Yok edici bir gece sinmiş kentin üstüne

Kimi ak kimi kara oluveren soytarı .

Değişme görmez orda bir tek şu ki değişme

Aktrisler çırçıplak omuzları üstüne

Röntgen ışınlarının gölgesini saplardı

Güzel bilinmeyenli hayalet denklem vardı

Bugünlerde başladı Nis karnavalı yine

Unuttu gitti onu tüm benden başkaları

Ters bir ışık morartır bu maskeli baloyu

Kara mimozalardan düşen sütsü yapraklar

Far sürmüş bahçelere renk verir açık koyu

Ki hasta yıldızlara erer onların boyu

Orda bir ışık şalı köşklerini kucaklar

Bir çiçek sepetinde donakalmış bale var

Taşlaşmış ayaktopu iner bulur bir koyu

Saraylara özenir halk işi barınaklar

 

Gratte-ciel florentins Kremlins miniatures

Dedale de Delhi Poker d'as a cent des

Alhambras delirants Villas Architectures

Venise au petit pied Schoenbrunn caricature

Cauchemar mil neuf cent Palaces d'orchidees

Ou Pelleas epele un pale a b c d

Et les cheveux epars reve de stucatures

En chemise de nuit Melisande accoudee

Balcons ceruleens ornes de figurines

Saxes depayses Tanagras et grigris

Le cygne de minuit vient chercher Lohengrin

Et Lancelot-du-Lac qu'une Manon chagrine

Devisage au tournant une fausse Marie

Bashkirtseff qui causait avec des Walkyries

Bedlam ou Charenton Pres de la Fornarine

Desdemone a surpris Othello son mari

 

Floransa yapıları birer minik Kremlin

Delhi labirentleri yüz zarlı büyük poker

Dev gibi Elhamra'lar villalar köşkler zengin

Karikatür Schönbrunn küçüğü Venedik'in

Bin dokuzyüz kabusu orkideden oteller

Pelleas orda soluk bir alfabeyi söker

Savruk saça düş olup yapma mermerci için

Gecelikli Melisande dirseklerine çöker

Şekilciklerle süslü o mavimsi balkonlar

Muskalar yontucuklar yurtsamış kaç porselen

Yarı gece kuğusu hep Lohengrin'i arar

Ve Manon'un üzdüğü şövalye Lancelot var

Düzmece bir Meryem'i dikizleyen köşeden

Bashkirtsev'di Walkirie kızlarıyla söyleşen

Ya da başkalarıyla Desdemone yakalar

Kocası Othello'yu Fornarin'e gelmeden

 

Le geste au ralenti que fait le discobole

Lance une lune opaque entre I'epoque et nous

Que de farandoliers pour une farandole

La redoute commence ou l'intrigue se noue

Ou les dominos blancs ressemblent aux burnous

Juan Tenorio que poursuivent les folles

Üte le loup de l'une et reste sans parole

Ce n'est pas pour prier qu'il se jette a genoux

Amour abandonnons aux tenebres mentales

Leur camaval imaginaire II me suffit

Du monde tel qu'il est sur les cartes postales

La gesticulation d'ombres monumentales

Commente le soleil de leur hypertrophie

Des passants a faux-nez l'un l'autre s'y defient

o nuit en plein midi des eclipses totales

Triste comme les rois sur leurs photographies

 

Disk atanın ağırdan dönüp duran tek kolu

Çağ'la aramıza bir ay atar donuk yoğun

Kaç oyuncu el ele oynar bu farandol'u

Şenlik başlar arada düğümlenince oyun

Ak maskeler benzeri olduğunda bornozun

Nice çılgın kadınsa izler o İspanyolu

O da çeker bfrinin maskesini suskulu

Dua için değildir dize gelişi onun

Ustaki karanlığa bırakalım ey sevda

Düşsel karnavalını onların bana yeter

Dünya olduğu gibi renkli posta kartında

Kocaman gölgelerin el kol oynatması da

Çok şişme güneşini onların belli eder

Birbirini küçümser burnu takma efeler

Ey öğlen inen gece güneş tutulduğunda

Kral fotoğrafları gibi yüzünde keder

FETES GALANTES

On voit des marquis sur des bicyclettes

On voit des marlous en cheval-jupon

On voit des morveux avec des voilettes

On voit les pompiers brliler les pompons

On voit des mots jetes a la voirie

On voit des mots eleves au pavois

On voit les pieds des enfants de Marie

On voit le dos des diseuses a voix

On voit .des voitures a gazogene

On voit aussi des voitures a bras

On voit des lascars que les longs nez genent

On voit des co'iôns de dix-huit carats

ÇAPKINCA EGLENCELER

Bisiklete binmiş kürklüler görülür

Eteğe binmiş pezevenkler her türlü

Yüzü peçeli sümüklüler görülür

Tutuşur tulumbacıların püskülü

Sözcükler görülür çöplüğe atılmış

Sözcükler dalgalanan bayrakları

Söylevci kadınlar var sırtı açılmış

Ve Meryem çocuklarının ayakları

Lüks arabalar görülür benzin yakan

Görülür elde giden arabacıklar

Büyük burunlular yoksulları sıkan

Görülür kimi kez altın gerdanlıklar

 

On voit ici ce que l' on voit ailleurs

On voit des demoiselles devoyees

On voit des voyous On voit des voyeurs

On voit sous les ponts passer des noyes

On voit chômer les marchands. de chaussures

On voit mourir d'ennui les mireurs d'oeufs

On voit pericliter les valeurs sfires

Et fuir la vie ala six-quatre-deux

 

Burda da görülür görülen şey orda

Görülür baştan çıkmış kızlar kadınlar

Sürten ipsizler dikizciler yollarda

Köprü altlarında boğulup kalanlar

Kunduracılar görülür işsiz kalan

Sıkıntıdan oynayanlar yumurtayla

Ne sağlam değerler görülür sarsılan

Ve yaşam kaçar gider bizden dörtnala

LES FOLIES-GIBOULEES

Diable de temps qui fait ce qu'il lui plait

A Nice etant se croit au Chatelet

Et prend la Promenade des Anglais

Pour une chausse-trape

On y rencontre un etrange charroi

Des gens cousus d'or qui tremblent de froid

Et des gens tout nus qui cherchent un roi

Des filles et des frappes

Tates d'oiseaux qui tournent a tout vent

Pretes a tout faire Atout coeur Je vends

Jouez sur la noire Entrez au couvent

Si ce n'est au theatre

Rien ne se dit qui n'ait l'air d'un echo

La mer a pris un vert de haricot

Voila qu'il repleut sur le Negresco

Plus bleme que le platre

SAGNAK-ÇILGINLIKLAR

Hey gelgeç hevesli acayip rüzgar

Bulunduğu Nis'i köy sanıp şaşar

Ve sanır ordaki parkı kurmuşlar

Ona tuzak olarak

Görülür orada bir garip kervan

Para babaları donar soğuktan

Çıplak kimseler var kral arayan

Piçler kızlar ve evrak

Dönen kuş başları her işte yelde

Benimse satılık kör kozum elde

Oynayın karaya keşiş değil de

Oyuncuysanız eğer

Bir yankı gibidir tüm sözlerimiz

Yeşil fasulyeye benzedi deniz

Negresco üstüne alçıdan renksiz

Yine bir yağmur iner

Diable de temps qui ne sait ce qu'il veut

Mars se mouchait qui se sentait morveux

Pas plus tôt plu que le ciel se fait bleu

Comme un billet de mille

Cette ombre neuve attachée a tes pas

Qu'en as-tu fait qu'on ne la trouve pas

Tu l'as vraiment vendue un prix trop bas

Pauvre Peter Schlemihl

Tu cherches partout une ombre d'emprunt

Exile des murs et du sol commun

Symbole ambulant de quarante-et-un

Tirant la queue au diable

Diable de temps qui met sa montre au clou

Sa femme ailleurs et n'en est pas jaloux

Et qui prétend qu'il n'a pas peur du loup

Tant le loup est aimable

Hey ne ister bilmez acayip rüzgar

Akar martın burnu silse ne kadar

Tam göğün maviye döndüğü anlar

Binlik bir banknot gibi

Gövdenin bu yeni gölgesini sen

N'ettin ki ortadan yok oldu hemen

Ucuza satmışsın onu gerçekten

Peter Schlemihl garibi

Ödünç gölge arar durursun her gün

Duvarlardan sürgün, yurttan sürgün

Bir simgesisin sen kırkbir göçünün

Yok cebinde metelik

Saati rehinli hey garip rüzgar

Kıskanmaz eşini sürten o kadar

Kurttan korkmam diye bir de savı var

Kurt da nazik mi nazik

Diable de temps Pas de bonheur sans bon

On a des chapeaux comme des bonbons

En fait de bouquet on offre un jambon

La consigne est d'en rire

Diable de temps ceux qu'on disait amis

Sont ennemis avant qu'on soit remis

Le noir est blanc le defendu permis

Le meilleur est le pire

Bonosuz mutluluk yok garip rüzgar

Bonbon biçiminde ne şapkalar var

Buket diye bize jambon sunarlar

Güler insan bu şeye

Hey acayip rüzgar dost bilinenler

Düşman olur yoksul düşersen eğer

Kara aka yasak yasala döner

Kötü olan iyiye

LES LARMES SE RESSEMBLENT

Dans le ciel gris des anges de fa1ence

Dans le ciel gris des sanglots erouffes

Il me souvient de ces jours de Mayence

Dans le Rhin noir pleuraient les filles-fees

On trouvait parfois au fond des ruelles

Un soldat tue d'un coup de couteau

On trouvait parfois cette paix emelle

Malgre le jeune vin blanc des coteaux

J' ai bu l'alcool transparent des cerises

J'ai bu les serments echanges tout bas

Qu'ils etaient beaux les palais les eglises

J' avais vingt ans Je ne comprenais pas

Qu'est-ce que je savais de la defaite

Quand ton pays est amour defendu

Quand il te faut la voix des faux-prophetes

Pour redonner vie a l'espoir perdu

GÖZYAŞLARI BİRBİRİNE BENZER

Bu külrengi göğünde fayanstan meleklerin

Boğuk hıçkırıkların bu külrengi göğünde

O!  Mayence günlerinin anısı bende derin

Peri kızları vardı ağlayan Kara Ren'de

Bulurduk kimi zaman, dar sokaklarda yatan

Delik deşik edilmiş ölüsünü bir erin

Bu korkunç barışı da bulurduk kimi zaman

Taze beyaz şarabı olsa da üzümlerin

İçtim kirazların ben o saydam içkisini

Fısıltıyla edilmiş tüm yeminleri içtim

Neydi kiliselerin sarayların görkemi

Şu dünyadan haberim yoktu daha pek gençtim

Bildiğim neydi benim yenilgi üzerine

Ülken olduğu zaman sana yasak bir sevda

Yitik umudumuza can vermek için yine

Düzme yalvaç sesleri gerektiği bir anda

Il me souvient de chansons qui m'emurent

Il me souvient des signes a la craie

Qu'on decouvrait au matin sur les murs

Sans en pouvoir dechiffrer les secrets

Qui peut dire ou la memoire comrnence

Qui peut dire ou le temps present finit

Ou le passe rejoindra la romance

Ou le malheur n'est qu'un papier jauni

Comme l' enfant surpris parmi ses reves

Les regards bleus des vaincus sont genants

Le pas des pelotons a la releve

Faisait fremir le silence rhenan

Şarkılar var aklımda içime coşku veren

Çizgiler var aklımda tebeşirle yapılmış

Gün doğunca duvarlar üzerinde beliren

Ama anlamlarının gizi çözülmez kalmış

Kim söyleyebilir ki nerede başlar bellek

Kim söyleyebilir ki nerede biter "şu an"

Geçmişle içli türkü nerde olur tek gerçek

Mutsuzluk nerde farksız olur solmuş kağıttan

Düşünde yakalanmış küçük çocuk örneği

Sıkıcıydı masmavi bakışı yeniklerin

Titretirdi boyuna Ren'deki sessizliği

Adımları nöbeti alan birçok askerin

J' ai traverse les ponts de Ce

C'est la que tout a commence

Une chanson des temps passes

Parle d'un chevalier blesse

D'une rose sur la chaussee

Et d'un corsage delace

Du chateau d'un duc insense

Et des cygnes dans les fosses

De la prairie ou vient danser

Une eternelle fiancee

Geçtim ben C'deki birçok köprüden

Orada bağladı tüm olup biten

Kalmış bir şarkı var hayli eskiden

Söz eder yaralı bir şövalyeden

Üzerinde bir gül açmış şoseden

Ve bağcığı çözük kalmış korseden

Çılgın bir düke mülk olan kaleden

İçinde kullar yüzen dereden

Çimenler üstünde koşup danseden

Sonsuzca nişanlı kalan tazeden

Et j' ai bu comme un lait glace

Le long lai des gloires faussees

La Loire emporte mes pensees

Avec les voitures versees

Et les armes desamorcees

Et les larmes mal effacees

Oma France ô ma delaissee

}'ai traverse les ponts de Ce

Ve soğuk süt gibi içtim kaseden

Kof ünleri öven bir koşuğu ben

Luar'dır gönlümü uzağa iten

Batık taksilerle sürüyüp giden

Silahlar var yoksun içi mermiden

Kalan gözyaşları tam silinmeden

Ey Fransa'm kimsesiz kızcağızım sen

Geçtim ben C'deki birçok köprüden

L'ESCALE

Les voyageurs d'Europe entre eux parlaient d'affaires

Les yeux de la vigie adoraient l'horizon

Dans la cale olı valsaient d'obscures salaisons

Le reve des mutins se tordait dans les fers

Oublions qu'ils ont soif puisque nous nous grisons

Sur le pont-promenade on joue un jeu d'enfer

Des marchands de betail que les vents decoifferent

En quatre coups de des perdaient leur cargaison

Soudain le ciel blanchit et des rochers s'escarpent

Pure comme une nuit decoupee aux ciseaux

C'est une ile Voyez sa couronne d'oiseaux

Les dauphins alentour sautent comme des carpes

La mer qui vient briser contre elle son biseau

D'ecume en soupirant l'entoure d'une echarpe

Avez-vous entendu la tristesse des harpes

Aux doigts musiciens qui caressent les eaux

MOLA

İş konuşur vapurda Avrupa yolcuları

Gözcünün bakışları tutkunu ufukların

Zıpladığı mahzende tuzlanmış balıkların

İsyancıların düşü zincirde kıvranırdı

Biz içelim kurusun dili o tutsakların

Güvertede barutsu bir barbut oynanırdı

Rüzgarda kepi uçan birkaç koyun tüccarı

Yitirirdi malını dört elinde kumarın

Birden ağardı gökler ve sarplaştı kayalar

Makaslanmış bir gece gibi yoksun buluttan

Bir ada var başını taç gibi kuşlar saran

Çevresinde yunuslar sazanlar gibi zıplar

Ve köpüklü yanını adaya doğru kıran

Deniz içini çekip onu bu şalla kaplar

Duydunuz mu nasıl da hüzünlü çalar harplar

Müzisyen parmaklarda suyu okşayıp duran

De quel predestine Dame de delivrance

Attends-tu sur la pierre noire la venue

Blanche a qui l'acier bleu cerde les poings menus

Ou saignent les rubis d'un bracelet garance

Les marins regardaient cette femme inconnue

Etrangement paree aux couleurs de souffrance

Attachee au recif borde d'indifference

Si belle qu'on tremblait de voir qu'elle etait nue

Andromede Andromede ô tendre prisonniere

N'est-ce pas toi qui pleure et Meduse qui rit

Le moderne Persee aurait-il entrepris

Sur le cheval volant l'ecole buissonniere

Aux jours que nous vivons les heros ont peri

Je n'attends plus des Dieux que l'injure derniere

Va dire qu'Andromede est morte asa maniere

Dans ses cheveux dores en revant de Paris

Hangi cennetlik kuldan ey kurtarıcı ana

Kara taşa ak gelen o kızdır beklediğin

Bilekleri tutsağı olan mavi çeliğin

Kızıl bileziğinin boyadığı al kana

Tayfalar meraktaydı bu yabancı kız için

Garip birer süs vermiş her renkten acı ona

Bağlıydı o ilgisiz bir deniz kayasına

Ç1plak teni içini titretir her erkeğin

Ey tatlı Andromeda sevecen yüzlü tutsak

Sensin ağlayan elbet gülen cadı Medusa

Düşer miydi acaba bugünkü Perseus'a

Uçan atına binip okulundan sıvışmak

O eski kahramanlar ermedi çağımıza

Tanrılar artık bana sövgüler yağdıracak

Git de ki o kız öldü yüreğine uyarak

Paris düşü koyarak saçındaki yaldıza

Va dire au monde sourd qu'une seule Andromede

Qu'il croit au coeur des mers a jamais oubliee

Peut esclave mourir a son rocher liée

Meduse aux yeux d' argent tourne autour d' elle mais

De nuit le rossignol fait peur aux sangliers

Car toute tyrannie en soi porte remède

Ah soulevez le ciel millions d'Archimedes

Qui chantez ma chanson geants humilies

La mer comme le sable est sujette aux mirages

L'espace efface un pli dans son rideau mouvant

J'avais cru voir une ile a l'aisselle du vent

Et celle qui criait la langue des naufrages

N'est que l'illusion qui me reprend souvent

Depuis qu'ayant quitte les terres sans courage

Plus oisif que l'oiseau j'ai choisi pour ouvrage

De guetter le soleil sur le gaillard d'avant

De ki sağır dünyaya bir tek Andromeda var

Onun denizde yitik sandığı sonsuza dek

Kayaya bağlanarak köle ölebilecek

Gümüş gözlü Medusa çevresinde tur atar

Geceyle domuzları bir bülbül kılar ürkek

Çünkü her zorbalığın özünde şifa yatar

Birer Arşimed olup gökleri kaldırsınlar

Milyonlarca ezik dev şarkımı söyleyerek

Deniz de seraplara uğrar kumlar biçimi

Uzay siler bir kıvrım değişken perdesinden

Rüzgarın koltuğunda bir ada mı gördüm ben

Haykıran bir adaysa kazaların dilini

Bir göz aldanışıydı sık sık başıma gelen

Korka korka atınca bir gemiye kendimi

Kuşlardan da aylakça geçirdim tüm vaktimi

Güneşi gözlemekle ön kasara üstünden

J'escompte vainement les escales du sort

Terre Mais ce n'est pas la terre ou tu naquis

Quel calme On se croirait dans un pays conquis

Les passagers vetus de tweed et de tussor

Trouvent que ce voyage est tout a fait exquis

La mer est une reine Eux ses princes-consorts

Et la vie a passe comme ant fait les Açores

Dit le poete Vladimir Mafakovski

Yazgının molasını gönlüm boşuna bekler

Toprak ama doğduğun o toprak bu değil ki

Tıs yok yenilmiş suskun bir ülkedeyim sanki

İpekliler giyerek yola çıkmış kimseler

Bulurlar bu geziyi tümüyle ince zevkli

Deniz bir kraliçe onlar eşi prensler

Ve Asar adaları gibi geçti yaşam der

Geçti der ünlü ozan Vladimir Mayakovski

LES PLAINTES

YAKINMALAR

PLAINTE

POUR LE QUATRIEME CENTENAIRE

D'UN AMOUR

L'amour survit aux revers de nos armes

Linceul d'amour a minuit se decoud

Les diamants naissent au fond des larmes

L'avril encore eclaire l'epoque ou

S'etend sur nous cette ombre aux pieds d'argile

Jeunesse peut rever la corde au cou

Elle oublia Charles-Quint pour Virgile

Les temps troubles se ressemblent beaucoup

Abandonnant le casque et la cantine

Ces jeunes gens qui n'ont jamais souri

L'esprit jaloux des paroles latines

Qu'ont-ils appris qu'ils n'auront desappris

Ces deux enfants dans les buissons de France

Ressemblent l'Ange et la Vierge Marie

11 sait par coeur Tite-Live et Terence

Quand elle chante on dirait qu'elle prie

BİR AŞKIN DÖRTYÜZÜNCÜ YILDÖNÜMÜ İÇİN

Silahlarımız yenik düşse de sürer sevda

Geceyarısı aşkın sökülür kefen bağı

Ve elmaslar belirir gözyaşı pınarında

Kil ayaklı gölgenin üstümüze vardığı

Dönemi aydınlığa boğar şimdiden nisan

Gençlik düş kurabilir ipte olsa ayağı

Ozan Vergilius için vazgeçer kral Şarl'dan

Çok benzer birbirine türlü kargaşa çağı

Kantini ve miğferi bırakarak geride

Giden o genç çocuklar bir daha hiç gülmedi

Tartışır dururlardı Latince sözleri de

Neler görmediler ki unuttukları şimdi

Çayırlarda dolaşan gençle kız çocuğuysa

Melek ile Meryem'in birer benzeri idi

Oğlan şiirler okur söz Latin koşuğuysa

Kız şarkı mırıldanır dua edermiş gibi

Je l'imagine. Elle a des yeux noisette

Je les aurais pour moi bleus preferes

Mais ses cheveux sont roux comme vous etes

O mes cheveux adores et dores

Je vois la Saône et le Rhône s'eprendre

Elle de lui comme eux deux separes

Il la regarde et le soleil descendre

Elle a seize ans et n'a jamais pleure

Les bras puissants de ces eaux qui se melent

C'est cet amour qu'ils ne connaissent pas

Qu'ils revaient tous deux Olivier comme elle

Lui qu'un faux amour a Cahors trampa

Vetu de noir comme aux temps d'aventure

Les paladins fiances au trepas

Ceux qui portaient a la table d'Arthur

Le deuil d'aimer sans refermer leurs bras

Düşlerim, fındık rengi gözleri var o kızın

Daha açardı beni mavi olsaydı onlar

Ama saçları sanki kızılıymış yaldızın

Ey benim tapılası saçımdaki altınlar

Sôn ve Rôn nehri yer yer buluşan iki aşık

Onlarsa buluşmamış yakın zamana kadar

Oğlan bir kıza bakar bir batan güne artık

Kızcağız daha pek genç görmemiş acı anlar

Kavuşur o suların kolları birbirine

İşte gençlerin daha bilmediği bu sevda

Ama kimi kez konu olan düşlemlerine

Oğlan yalan bir aşka düşüp bir gün Cahors'da

Karalar giyinmişti serüvenlere uygun

Ölüme nişanlanmış iki üç bahadır da

Aşkın yasını tutup masasına Arthur'un

Kollarını açarak çökmüşlerdi art arda

N'aimes-tu pas le velours des mensonges

Il est des fleurs qu'on appelle pensees

J'en ai cueilli qui poussaient dans mes songes

J' en ai pour toi des couronnes tresse

Ils sont entres dans la chapelle peinte

Et sacrilege il allait l' embrasser

La foudre eclate et brule aux yeux la Sainte

Le toit se fend Les murs sont renverses

Ce coup du ciel a jamais les separe

Rien ne refleurira ces murs noircis

Et dans nos coeurs perces de part en part

Qui sarclera ces fleurs de la merci

Ces fleurs couleur de Saône au coeur de l'homme

Ce sont les fleurs qu'on appelle soucis

Olivier de Magny se rend a Rome

Et Loyse Labe demeure ici

Sevmez misin yalanın tatlı kadifesini

Çiçekler var anlamı düşünceler de olan

Derdim bu çiçeklerden düşlerimde biteni

Başına taçlar ördüm onlardan zaman zaman

Boyalı kiliseden içeri girer gençler

Ne günah kızı orda öpmeye kalkar oğlan

Meryem'in gözlerine o an yıldırım düşer

Duvarlar gümbür gümbür yıkılır çöker tavan

Artık tam ayrılırlar uğrayıp gök hışmına

O kararmış duvarlar ışımaz sonsuza dek

Ya yırtık kalbimizden şu bizim baştan sona

Acı çiçeklerini kim gelip de sökecek

İnsan yüreğindeki bu Sôn rengi çiçekler

Adı kaygı nergisi olacak birer çiçek

Ve Olivier de Magny kalkar Roma'ya gider

Loyse Labe'yse orda kalır acı çekerek

Quel etrange nom la Belle Cordiere

Sa bouche est rouge et son corps enfantin

Je m'en souviens mal. C'est un reve d'hier

Elle etait blanche ainsi que le matin

Lyon Lyon n'ecoute pas la Saône

Trop de noyes sont assis au festin

Ah que ces eaux sont boueuses et jaunes

Comment pourrais-je y lire mon destin

Je chanterai cet amour de Loyse

Qui fut soldat comme Jeanne a seize ans

Dans ce decor qu'un regard depayse

Qui defera ses cheveux alezans

Elle avait peur que la nuit füt trop daire

Elle avait peur que le vin füt grisant

Elle avait peur surtout de lui deplaire

Sur la colline ou fuyaient des faisans

Ne garip adı vardı İplik Eğiren Yosma

Dudağı kırmızıydı çocuksuydu bedeni

Pek anımsamam onu. Bir düş bu dünden kalma

Sabah ışığı kadar beyazdı onun teni

Hey Lyon türküsünü dinleme Rôn'un sakın

Suda boğulmuş nice kişi sarmış şöleni

Ah rengi ne de sarı bu çamurlu suların

Nasıl okurum orda ben yazgıma düşeni

Loyse kızın bu aşkı söylenecek türkümde

Jan Dark gibi on altı yaşında olan asker

Bir bakışın insanı attığı bu sürgünde

Al yele saçlarını onun kim gelir çözer

Korkmuş genç kız gecenin çok parlak olmasından

Korkmuş vuracak diye başıma içilenler

En çok da belki beni beğenmez diye oğlan

Çıktıkları tepede kaçışırdı sülünler

Quatre cents ans les amants attendirent

Comme pecheurs a prendre le poisson

Quatre cents ans et je reviens leur dire

Rien n'est chı;ınge ni nos coeurs ne le sont

C'est toujours l' ombre et toujours la mal' heure

Sur les chemins deserts oi:ı nous passons

France et l'Amour les memes larmes pleurent

Rien ne finit jamais par des chansons

Sevdalılar dörtyüz yıl bekleyip durdu öyle

Balık tutmaya çıkmış balıkçılar örneği

Tam dörtyüz yıl onlara dönük sözlerim şöyle

Hiçbir şey değişmedi aynı insan yüreği

Her zaman gölgeİer var her zaman kötü günler

Bütün ıssız yollarda gövdemizin gittiği

Fransa ile sevda aynı yaşları döker

Görülmez hiçbir şeyin şarkılarla bittiği

PLAINTE

POUR LA MORT DE MADAME VITTORIA

COLONNA MARQUISE DE PESCAIRE

Qu'il m'est doux de dormir le songe de la pierre

Le sommeil est profond qui berce les statues

Quand le siecle est infame a fermer les paupieres

Non-voir et non-sentir deviennent des vertus

Chut Ne m'eveille pas Baisse la voix veux-tu

Qui parle dans la chambre ou la mort fait silence

Ce n'est pas le sculpteur immobile et revant

N'avais-je assez souffert de la fin de Florence

Madame et fallait-il que je vous voie avant

Michel-Ange avant moi devant le Dieu vivant

Je suis jaloux de Lui comme des fleurs legeres

Que tu melais parfois a tes cheveux dores

J'ai pleure si souvent dans la Rome etrangere

Ecole de l' exil pour l'amour separe

Le malheur pour lequel je vais demain pleurer

MARKİZ VITTORIA COLONNA'NIN

ÖLÜMÜ İÇİN

Ne tatlı gelir bana taşın düşüne yatmak

Yontuların daldığı uyku ne kadar derin

Tiksindirecek denli yüzyıl olunca alçak

Görmemek ve duymamak erdem olur halk için

Dur uyandırma beni n'olur az çıksın sesin

Konuşan kim sustuğu bu odada ölümün

Değil bu düşler kuran yontucu devinmeden

Az mı acı çekmiştim Florence* yittiği gün

Madam görmeli miydim sizi daha önce ben

Yoksa İsa önünde Mikel-Anj mı önceden

Kıskanırım onu ben hoppa çiçekler gibi

Yaldızlı saçlarına zaman zaman taktığın

Öyle sık ağlattı ki yabancı Roma beni

Sürgün okulu olan ayrı düşmüş sevdanın

Bu mutsuzluk içinse ağlayacağım yarın

" Florence: Hem Floransa, hem de kadın adı.

Ma Vittoria aux yeux clos que l' eternite farde

Toi que mes bras au grand jamais n'enlaceront

J' ai frôle ta main froide et pour toujours je garde

Le regret de n' avoir ose toucher ton front

O terrible desir que plus rien n'interrompt

Madame Colonna sur le lit a colonnes

Vous changez de visage a ce jour dechirant

Et la nuit des tombeaux finalement vous donne

Les traits que j'ai donnes chapelle Saint-Laurent

A cette Nuit qui reve un monde different

Amour n'auras-tu pas pitie de mon grand age

Amour assez longtemps ne m'as-tu point ha'i

Amour dans le cercueil aime-t-on davantage

Rien ne pourra calmer ce pauvre coeur vieilli

Et ni d' avoir perdu Vittoria et mon pays

Sonsuzlukla sürmeli kirpiği inik Vittoria'm

Kollarım sarmayacak seni sonsuza değin

Soğuk eline değdim sonra hep yanıp durdum

Alnına dokunmaktan çekindim diye niçin

Ey artık hiç sönmeyen en korkuncu isteğin

Ey kolonlu yatakta yatan Madam Colonna

Bu yürek yırtan günde değişmiş yüzün senin

Gömütlerin gecesi sonunda vermiş sana

Verdiğim çizgileri ey hoşu kilisenin

Düş kuran bu gecede bir başka dünya için

Sevda koca yaşıma yok mu senin acıman

Sevda yetmez mi artık bana beslediğin kin

Sevda tabutta daha çok mu severmiş insan

Hiçbir şeyle yatışmaz acısı bu yüreğin

Ve yası Vittoria ile yurdu yitirmişliğin

PLAINTE

POUR LE GRAND DESCORT DE FRANCE

S'il se pouvait un choeur de violes voilees

S'il se pouvait un coeur que rien n'aurait vieilli

Pour dire le descort et l'amour du pays

S'il se pouvait encore une nuit etoilee

S'il se pouvait encore

Une nuit de beau temps met les ombres d'accord

Comme l'aveugle tend les cordes sans connaitre

L'instrument ni le ton du ciel ala fenetre

Ah si tu veux chantons dans ce triste decor

Ah si tu veux chantons

Je reprends le meme air Amour ô phlogiston

Que le vieillard Homere avec ses yeux fermes

Disait au monde sourd lui qui n'a pas aime

Comme il faisait grand jour alors qu'en savait-on

Comme il faisait grand jour

FRANSA'NIN BÜYÜK ACISI İÇİN

Bir perdeli kemanlar korosu olabilse

Olabilse hiç mi hiç kocamayan bir yürek

Ülkenin acısını aşkını söyleyecek

Gökyüzüne silmece yıldızlar dolabilse

Dolabilse ah birden

Hoş bir bahar gecesi eş eder gölgeleri

Telleri gerip duran kör gibi görmese de

Ne çalgıyı ne göğün rengini pencerede

Şarkılarımız sarsın ah bu hüzünlü yeri

Sarsın eğer dilersen

Yine aynıdır şarkım aşk ey alevli madde

Yaşlı kör Homeros'un sağır olmuş dünyaya

Haykırdığı kendisi uzaksa da sevdaya

Nasıl ışırdı güneş bilmezdik bunu hiç de

Bilmezdik bunu hiç de

Les femmes ont perdu l'image de l'amour

Dans leurs yeux defendus par des paupieres Parme

Mais dimanche ou jeudi c'est tout un pour les larmes

Dans l'amour que je dis descend l'ombre des tours

Dans l'amour que je dis

L'ombre des tours qui tourne au cadran d'incendie

Sur le pave des cours noires de la prison

Inscrit la ronde teme et lente des saisons

ki le temps lanterne ici la mort mendie

ki le temps lanterne

Comparer le bagnard ou le fou qu'on interne

Et le coeur qui saigna dans sa geôle de chair

Sait-il aux prisonniers parler sa langue d'air

Le ciel qui s'est baigne dans l'eau d'une citerne

Le ciel qui s'est baigne

Kadınlar yitirmişler sevdanın imgesini

Bir kapakla korunan gözlerinde ey Parma

Ama gözyaşı için aynıdır pazar cuma

Bu aşka salar işte kuleler gölgesini

Bu aşka salar işte

Bir yangın saatine yönelen bu gölgeler

Kara avlularına zindana giren.yerin

Donuk ağır rondunu kaydeder mevsimlerin

Burda ölüm dilenir hurda zaman pinekler

Pinekler zaman hurda

Bağlı deliye benzer bir kürek hükümlüsü

Ve etten zindanında kanayıp duran yürek

Güçte mi mahkumlara yelli bir dil dökecek

Yıkandı bir sarnıcın.sularında gökyüzü

Yıkandı bir an orda

Est-il assez grand deuil pour que vous reveniez

La memoire s'effeuille au vent des derniers froids

Comme un epouvantail avec les bras en croix

L'oubli courbe sa paille aux doigts bruns des vanniers

L'oubli courbe sa paille

Les mois passent L'emoi passe et le coeur deraille

Mais le printemps pour moi murmurera toujours

Les mots d'un autre Mai parmi les mots d'amour

Je n'oublierai jamais pour ses fleurs la muraille

Je n'oublierai jamais

Les morts du mois de Mai

Yas var mı dönmen için yetecek kadar derin

Son soğuk rüzgarlarda yapraklar döker bellek

Kolları haç biçimli korkuluğa dönerek

Unutuşta çöp büker eli sepetçilerin

Unutuşta çöp büker

Yıl geçer coşku geçer rayından çıkar yürek

Ama bahar fısıldar bana sonsuza değin

Sözcükleri bir başka mayısla aşka değgin

Belleğimde etmiş yer o surdaki her çiçek

Belleğimde etmiş yer

Mayısta ölen gençler

CHANSON DE RECREANCE

Une nouvelle fois ce parfum d'incendie

Une nouvelle fois les caresses de l'air

Une nouvelle fois les filles erourdies

Danseront dans les pres la valse du temps dair

Une nouvelle fois revient la reverdie

Reines du crepuscule ivres comme vous l'eres

Le soleil a regret vous fuit a reculons

Votre joue a les fards sanglants de sa palette

La nuit tarde a venir avec ses violons

Les longs soirs a nouveau cueillent la violette

Le desir au printemps joue aux des les idees

On ne peut plus dormir sans rever des romances

Les jours insomnieux sont pis que possedes

Car le boire d' amour est un vin de demence

Et le colin-maillard s'en va les yeux bandes

AYRILIK ŞARKISI

Bu hoş yangın kokusu dolar yine havaya

Okşayışı duyulur yine esen rüzgarın

O hoppa kızlar yine gelirler oynamaya

Açık hava dansını üstünde çayırların

Yeşerip açmış kadın yine çıkar ortaya

Esrimiş senin gibi kızıl gün eceleri

Güneş senin önünden çekilir gönülsüzce

Yanağına kanlı süs kor onun pençeleri

Gelmekte çok gecikir kemanlarıyla gece

Uzun akşamlar yine derer menekşeleri

İstek baharda oynar düşüncelerle poker

Uyunmaz düşlemeden artık içli bir türkü

Uykusuz geçen günler cin çarpmışlardan beter

Çılgınlık şarabıdır sevda içkisi çünkü

Ve gözleri bağlanmış körebe yiter gider

Tant qu'il rejaunira des genets sur la lande

Les fous rajeuniront I'herbe d'anciens mots

Et si ce n'est Tristan qui baise Yseut d'Irlande

Je sens le sang des fleurs dans mes bras aniınaux

La tendresse d'aimer a l'accent des guirlandes

A chacun sa musique et sa merencolie

L'enchantement d'avril m'entoure et me murmure

Les paroles qui font adorer la folie

Et je sens pénérrer au defaut de l'armure

Inoubliablement l'oubli le bel oubli

Fundalıkta bitkiler sarardıkça yeniden

Yeşertir solmuşunu deliler sözcüklerin

Tristan öpmediyse Yseut'yü duyarım ben

Hayvansı kollarımda kanını çiçeklerin

Sevmenin tadı ise ses taşır çelenklerden

Herkesin türküsü de yası da özgü ona

Fısıldar şu nisanın beni saran büyüsü

Çılgınlığı sevdiren sözleri kulağıma

Duyarım unutuşun sizar o güzel yüzü

Unutulmaz biçimde zırhımın çatlağına

Le chiffre des amants au destin s' entrelace

Aux arbres confidents le coeur dit ce qu'il veut

Et les songes enfants ecrivent dans la glace

Sur l'ombre d'un baiser le spectre d'un aveu

Ou des coeurs empennes aux fontaines des places

Heureux couples qui vont s'aimer au fil des eaux

Suivre sur leur miroir le vol des ephemeres

Surprendre le secret du vent dans les roseaux

Et comme Perceval au jardin de sa mere

Ecouter longuement le latin des oiseaux

Karışır aşk şifresi yazgıda birbirine

O sırdaş ağaçlara yürek içini döker

Bir buza bir öpüşün gölgesi üzerine

Hortlayan aşk sözleri kondurur çocuk düşler

Ya da oklanmış kalpler alan çeşmelerine

Gider ırmak boyunca çiftler sevişmek için

Suların aynasında izler su sinekleri

Yakalayıp gizini sazlar içinde yelin

Dinlerler bağındaki o Perceval benzeri

Uzun Latincesini kuşlara özgü dilin

RICHARD COEUR-DE-LION

Si l'univers ressemble a la caserne

A Tours en France ou nous sommes reclus

Si l'etranger sillonne nas luzernes

Si le jour aujourd'hui n'en finit plus

Faut-il garder le compte de chaque heure

Hai'r mai qui n'avais jamais ha'i

On n'est plus chez soi meme dans son coeur

O mon pays est-ce bien mon pays

Je ne dois pas regarder l'hirondelle

Qui parle au ciel un langage interdit

Ni s'en aller le nuage infidele

Ce vieux passeur des reves de jadis

ASLAN YÜREKLİ RİŞAR

Artık bir kışlaya dönmüşse evren

Tutsak kaldığımız kentimiz Tours'da

Yoncamızı düşman ise çiğneyen

Bitmiş geliyorsa gün bugün yurda

. Gerekir mi günlük hesaba yatmak

Ya da kin beslemek ben ki kin bilmem

Yok bize yürekte bile sığınak

Ey ülkem bu yer mi gerçekten ülkem

Bakmarnam gerekli ne kırlangıca

Yasak dille göğe seslenip duran

Ne giden buluta o vefasızca

Olup yaşlı salcı düşler kaçıran

Je ne dois pas dire ce que je pense

Ni murmurer cet air que j'aime tant

11 faut redouter meme le silence

Et le soleil comme le mauvais temps

Ils sont la force et nous sommes le nombre

Vous qui souffrez nous nous reconnaissons

On aura beau rendre la nuit plus sombre

Un prisonnier peut faire une chanson

Une chanson pure comme l'eau frakhe

Blanche a la façon du pain d'autrefois

Sachant monter au dessus de la creche

Si bien si haut que les bergers la voient

Yasak düşencemi getirmem dile

Ezgi mırıldanmam canım türkümden

Korkmak gerek sessiz ortamdan bile

Kaçmak bozuk hava gibi hoş günden

Onlar kaba güçtür biz kalabalık

Acı çeken acı çekeni bilir

Kılınamaz gece daha karanlık

Bir tutuklu türkü çağırabilir

Bir türkü var duru su gibi akan

Benzeyen geçmişin ak somununa

İsa'nın beşiği üstüne çıkan

Öyle ki çobanlar bakarlar ona

Tous les bergers les marins et les mages

Les charretiers les savants les bouchers

Les jongleurs de mots les faiseurs d'images

Et le troupeau des femmes aux marches

Les gens du negoce et ceux du trafic

Ceux qui font l'acier ceux qui font le drap

Les grimpeurs de poteaux telegraphiques

Et les mineurs noirs chacun l'entendra

Tous les Français ressemblent a Blondel

Quel que soit le nom dont nous l'appelions

La liberte comme un bruissement d'ailes

Repond au chant de Richard Coeur-de-Lion

Her tayfa her kasap seyis ve çoban

Bilginin falcının türlü türlüsü

Bir nice §aklaban gölge oynatan

Ve çar§ılardaki kadın sürüsü

Tüccarlar trafiğe bakan ki§iler

Demiri dövenin yüncünün tümü

Telgraf tellerine çıkan i§çiler

Kara madenciler duyar türkümü

Her Fransız bir Rişar kurtaran sanki

Adına ne dersen de o ozanın

Ve özgürlük kanat vuran ku§ gibi

Şarkısına yanıt verir Aslan'ın

POUR UN CHANT NATIONAL

Alain vous que tient en haleine

Neige qu'on voit en plein d'aofit

Neige qui nait je ne sais d'ou

Comme aux moutons frise la laine

Et le jet d'eau sur la baleine

Vous me /aites penser a ce poete qui s'appelait

Bertrand de Born presque comme vous

Alain Borne un pays sans borne

Ressemble a votre poesie

Ou des demoiselles choisies

Comme au beau temps de l'unicorne

Attendent un Bertrand de Bom

Qui leur chante les raisons de vivre et d'aimer les

raisons d'aimer et d'en mourir songez-y

ULUSAL BİR EZGİ İÇİN

Alain tutar soluk soluğa seni

Ağustos ayında görülen şu kar

Bilmem ki bunca kar nereden çıkar

Kıvrımlanan koyun yünü biçimi

Andıran balina fıskiyesini

Adı hemen hemen seninkine benzeyen o eski ozanı

anımsatıyorsun bana

Alain Borne şiire döktüğün sözler

Gibi bir ülke var sonsuz sınırsız

Orada seçilmiş bir nice genç kız

Eski zamanlarda olana benzer

Bir Bertrand de Born'un yolunu gözler

Kim söyler onlara yaşama ve sevme nedenlerinin ve bundan

ölme nedenlerinin şarkısını

Bertrand mieux que Scheherazade

Savait faire passer le temps

Qui va la jeunesse insultant

Faut-il que le coeur me brise A

D'autres partir pour la croisade

Quand mon amie aux cheveux d'ar est en France et nan pas a

Tyr et que vive en paix le Sultan

Dans les boucles de mon automne

Si j' ai perdu mon bel ete

Qu'importe Les eaux du Lethe

Ont le goı1t que l' amour leur donne

Et les baisers toujours m'etonnent

Comme les images d'ar qui se forman! dans la bouche y

perissent avant d'avoir ete

Bertrand Şehrazat'tan daha da zevkli

Nasıl geçirilir bilirdi zaman

O gençliğe sövgü yağdırıp duran

llla kalbimi mi kırmak gerekli

Haçlı seferine eller gitmeli

Altın saçlı sevgilim Sur'da değil Fransa'da iken bırakın barış

içinde yaşasın sultan

Saç büklümlerinde güzümden kalan

Yittiyse güzel yazım eğer ne çıkar

Cehennem ırmağı içinde sular

Aldıkları tadı taşırlar aşktan

Ve şaşırtır beni öpüşler her an

Oluşmadan önce var olup yok olan altın imgeler

gibi ağızda

Mais pourtant lorsque vint la grele

On entendit chanter Bertrand

Le péril était different

Ou si c'etaient des sauterelles

France n'est pas une marelle

Ou pousser du ciel d l'en/er mon peuple et mon coeur comme

des cailloux faits a d'autres torrents

Les raisons d'aimer et de vivre

Varient comme font les saisons

Les mots bleus dont nous nous grisons

Cessent un jour de nous rendre ivres

La flfıte se perd dans les cuivres

Ah sourdra-t-il de la bataille une melodie d la taille immense de

nos horizons

Yağan dolu nice güçlü de olsa

Duyuldu Bertrand'ın yine türküsü

Vardı tehlikenin başka türlüsü

Ya da çekirgeler oraya dolsa

Bir çocuk oyunu değil Fransa

Nereye itmeli cennetten cehenneme halkımı ve kalbimi başka

sellerde oluşmuş çakıllar gibi

Aşkın ve yaşamın nedeni bütün

Mevsimler örneği değişir gider

Bizi esrik eden mavi sözcükler

Esritemez olur bakarsın bir gün

Yiter bakırlarda sesi flütün

Ah fışkıracak mı savaştan ufuklarımızın sonsuz genişliğinde

bir ezgi

Le malheur m'a pris ala Flandre

Et m'etreint jusqu'au Roussillon

A travers le feu nous crions

Notre chanson de Salamandre

Mais qui saura ce eri reprendre

Donner voix aux morts aux vivants et plonger ses doigts dans la

cendre y debatllonner les grillons

Il faut une langue a la terre

Des levres aux murs aux paves

Parlez parlez vous qui savez

Specialistes du mystere

Le sang refuse de se taire

Que le long chapelet de France egrene en/in ses terribles pater

ses terribles ave

Mutsuzluk Flandra'da çöktü içime

Sıkar boğazımı Roussillon'a dek

Haykırırız kızgın kordan geçerek

Benzer şarkımızı soba sesine

Ama bu çığlığı kim atar yine

Ses vermek ölülere dirilere ve daldırmak parmakları küle ve

orada cırcır böceklerinin dilini çözmek

Şu toprağa bir dil vermeli insan

Yere duvarlara birer çift dudak

Ey bilenler size düşer konuşmak

Sizsiniz hep gizemlerdeki uzman

Susmaya yanaşmaz kan hiçbir zaman

Fransa'nın uzun tespihi o korkunç "babamız" o korkunç "Selam

Meryem" dualarını sıra/asın artık

Dans les flots les betes marines

Les loups dans le coeur des taillis

Ont au prelude tressailli

O chanteurs enflez vos narines

D'une musique alexandrine

Pas un brin dherbe un souffle a perdre une minute il/aut

donner l'ut de poitrine a ton pays

Alain vous que tient en haleine

Neige qu'on voit en plein mois d'aoUt

Neige qui nait je ne sais d'ou

Comme aux moutons frise la laine

Et le jet d'eau sur la baleine

Vous me faites penser a ce poète qui s’appelait Bertrand de Born

presque comne vous

Presque

comme           

vous

Dalgalarda canlı bir nice hayvan

Kurtlar ormanların ta can evinde

Titreyen çalgının her peşrevinde

Yanağın senin ey şarkı okuyan

Bir müzikle şişsin eski Mısır'dan

Bir ot parçası yok yitirilecek bir dakika bir tek soluk yok ülkene

göğüs do'sunu vermek gerek

Alain tutar soluk soluğa seni

Ağustos ayında görülen şu kar

Bilmem ki bunca kar nereden çıkar

Kıvrımlanan koyun yünü biçimi

Andıran balina fıskiyesini

Adı hemen hemen seninkine benzeyen o eski ozanı

anımsatıyorsun bana

Hemen hemen

seninkine

benzeyen

CONTRE LA POESIE PURE

Fonle /rida, fonte frida,

Fonte frida y can amor...

Fontaine aux oiseaux fontaine profonde

Fontaine froide ainsi que les yeux sans amour

On y vient par les airs des quatre coins du ınonde

Jouer dans l'eau legere et la lumiere blonde

Qui vous font oublier le jour

Fontaine aux oiseaux fontaine demente

Frakhe comme la mort le mensonge et le miel

Le songe de la sauge et le parfum des menthes

Degriment du soleil degrisent des tourmentes

Les pèlerins ailes du ciel

Le passereau le merle et la mesange

Le paon le rouge-gorge et le chardonneret

Y donnent un concert que les grands cerfs derangent

Et que jalousement dans leurs ailes les anges

Surveillent du toit des forets

ARI ŞİİRE KARŞI

Fonte /rida, /onte frida,

Fonte frida y can amor...

Derin pınar başı kuşlarla dolan

Benzeyen soğuk pınar aşktan yoksun gözlere

Oynar hava yoluyla gelip sana her yandan

Hafif suda sarışın ışıkta nice insan

Bunlar unutturur günü sizlere

Başı kuşlu çılgın akışlı pınar

Ölüm var yalan gibi bal gibi serin olan

Ada çayının düşü nanedeki kokular

Güneş süsünden yoksun acıdan ayık kılar

O hacı kuşları göklere dolan

Serçe saka gibi kuşları yerin

İskete karatavuk tavus ve kızıl gerdan

Bir konser verir arda bozduğu geyiklerin

Ve de kanatlarıyla kıskançça meleklerin

Süzdükleri orman çatılarından

On n'y voit jamais la veuve retive

L' aronde toute noire et son gorgerin dair

Andromaque du vent de soi-meme captive

Ce doux refus aile qui se deprend et prive

L'eau de son reflet d'air

D'un Cid oiseau chere et folle Chimene

Crains-tu de l'oublier dans l'eau froide a plaisir

Ce deuil aerien que partout tu promenes

Aronde que j'adore inhumaine inhumaine

Qui n'as pas voulu me choisir

Au disparu pourquoi rester fidele

J' ai des ailes aussi comme ton paysan

O veuve blanche et noire Au fond des asphodeles

L'aigle fait rossignol chante pour l'hirondelle

Un long minuit de ver-luisant

Huysuz dul görünmez bir daha orda

O kapkara kırlangıç ve ak yakası onun

Olmuş kendi yelinin tutsağı Andromeda

Bu kanatlı tatlı red zincirinden kopar da

Eder suları göksel yansıdan yoksun

Cid'in kuşu olan hey deli Chimene

Var mı buz gibi suda onu unutma korkun

Her yerde gezdirirsin bu havalı yası sen

Taptığım o kırlangıç yoksun insan kalbinden

Yoktu gönlü beni seçmeye onun

Bağlı kalmalıyım yitene niçin

Benim de kanadım var senin köylünün eşi

Ey aklı karalı dul dibinde bitkilerin

Bülbül kesilmiş kartal şakır kırlangıç için

Bir ateş böceği yarı gecesi

Je ne crois pas a tes metamorphoses

Je ne veux de plaisir que ceux de mon malheur

C'est trop d'un rameau vert sur l'arbre olı je me pose

Je m'enfuirais d'un pre pour une seule rose

C'est une insulte qu'une fleur

Ou qu'elle soit je troublerai l'eau pure

Si tu me tends le feu je souffle et je l'eteins

Si tu me tends ton coeur je le jette aux ordures

Ah que le jour me blesse ah que la nuit me dure

Jusqu'aux fantômes du matin

Un seul Hector faisait une Andromaque

Un pauvre Cid Chimene et ce grand bruit du sort

Me comparer a ces forains dans leur baraque

Compte si tu le peux les etoiles du lac

Je pleure tout un ciel de morts

İnanmam senin hep başkalaşmana

Ancak mutsuzluğumdur benim istediğim zevk

Konduğum ağaçta bir yeşil dal da çok bana

Kaçarım bir çayırdan bir tane gül uğruna

Bir sövgüden başka nedir bir çiçek

Bulandırırım her pınar suyunu

Söndürürüm verdiğin ateşi üfleyerek

Yüreğini uzatsan çöpe atarım onu

Gündüz yaralar beni gecemin gelmez sonu

Sabahın korkulu düşlerine dek

Ahdromakha buldu Hector'Ia değer

Chimene'se garip Cid'le sesi olan kaderin

Saymak beni baraka tutan çerçiye benzer

Göldeki yıldızları say gücün varsa eğer

Ağlarım göğüne ben ölülerin

Fontaine du reve ou meurt la memoire

Ou tournent les couleurs du beau monde volant

Doux mentir de tes eaux poesie ô miroir

Fable entre les roseaux les oiseaux y vont boire

Excepte I'oiseau noir et blanc

Si I'oiseau blesse la source meprise

Cette aronde est mon coeur et qui la va chassant

Qu'il assure sa fronde et sache qu'il me vise

Pour avoir preferant la vie a la feintise

Prefere le sang a 1 'encens

Düşler çeşmesidir belleği yıkan

Uçan güzel dünyanın renkleri döner onda

Ey ayna bir şiirdir suyundaki hoş yalan

Sazlar arası masal kuşlar su içer ordan

O aklı karalı kuşun dışında

Küçümserse suyu vurgun kuş eğer

O kırlangıç kalbimdir onu vurmaya giden

Sıkı gersin yayını ve bilsin beni gözler

Verdim diye yaşama yapmacıktan çok değer

Ve yeğ tuttum diye kanı övgüden

PLUS BELLE QUE LES LARMES

J'empeche en respirant certaines gens de vivre

Je trouble leur sommeil d'on ne sait quel remords

Il parait qu'en rimant je debouche les cuivres

Et que ça fait un bruit a reveiller les morts

Ah si l'echo des chars dans mes vers vous derange

S'il grince dans mes cieux d'etranges cris d'essieu

C' est qu'a l'orgue l'orage a detruit la voix d'ange

Et que je me souviens de Dunkerque Messieurs

C'est de tres mauvais gofü j'en conviens Mais qu'y faire

Nous sommes quelques-uns de ce mauvais goı'.h-la

Qui gardons un reflet des flammes de l'enfer

Que le faro du Nord a tout jamais saoula

Quand je parle d'amour mon amour vous irrite

Si je crois qu'il fait beau vous me criez qu'il pleut

Vous dites que mes pres ont trop de marguerites

Trop d'etoiles ma nuit trop de bleu mon ciel bleu

GÖZYAŞLARINDAN DAHA GÜZEL

Soluk almam kimine olur ölümcül keder

Bir iç acısı ile bölerim uykusunu

Uyaklarım açılan tıpalar gibi öter

Öyle ki ölü bile uyanır duyup bunu

Ah şiirimde sizi sıkıyorsa tank sesi

Garip dingil sesleri varsa göğümde eğer

Nedeni melek orgu boranın sindirmesi

Ve benim şu Dünkerk'i anımsamamdır beyler

Evet düşük bir zevk bu ama ne gelir elden

İşte o düşük zevkli kişileriz hepimiz

Cehennem ateşinden izler taşıyıp gelen

Belçika birasıyla sonsuzca esrimişiz

Aşktan söz ettiğimde aşkım kızdırır seni

Havayı güzel bulsam hayır yağmurlu dersin

Ne çok papatya sarmış dersin çimenlerini

Mavi göğüm çok mavi yıldızı çok gecemin

Comme le carabin scrute le coeur qu'il ouvre

Vous cherchez dans mes mots la paille de l'emoi

N'ai-je pas tout perdu le Pont-Neuf et le Louvre

Et ce n'est pas assez pour vous venger de mai

Vous pouvez condamner un poete au silence

Et faire d'un oiseau du ciel un galerien

Mais pour lui refuser le droit d'aimer la France

Il vous faudrait savoir que vous n'y pouvez rien

La belle que voici va-t'en de porte en porte

Apprendre si c'est mai qui t'avais oubliee

Tes yeux ant les couleurs des gerbes que tu portes

Le printemps d'autrefois fleurit ton tablier

Notre amour fut-il feint notre passion fausse

Reconnaissez ce front ce ciel soudain trouble

Par un regard profond comme parfois la Beauce

Qu'illumine la zizanie au coeur des bles

Yüreği inceleyen tıplı bir genç biçimi

Ararsın sözlerimde kıymığını coşkunun

Her şeyim Pont-Neufüm de Louvre'um da yitmedi mi

Benden alacağı öç varmış demek ki onun

Zorlamak elinizde susmaya bir ozanı

Kürek mahkumu etmek göklerin bir kuşunu

Ama onun elinden yurdu sevme hakkını

Alamazsınız asla bilmeniz gerek bunu

Karşımda olan güzel dur kapılar önünde

Bilmek için ben miyim seni unutan erkek

Gözlerin elindeki demetlerin renginde

Eski zaman baharı serper önüne çiçek

Aşkımız sahte miydi tutkumuz yalancıktan

İnceleyin bu alnı bu tez kararan göğü

Derin derin bakarak Beauce gibi kimi zaman

Buğdaylarda yoz otun ışığa bürüdüğü

N'a-t-elle pas ces bras que l'on voit aux statues

Au pays de la pierre ou l'on fait le pain blond

Douce perfection par quoi se perpetue

L'ombre deJean Racine a La Ferte-Milon

Le sourire de Reims a ses levres parfaites

Est comme le soleil a la fin d'un beau soir

Pour la damnation des saints et des prophetes

Ses cheveux de Champagne ont l'odeur du pressoir

Ingres de Montauban dessina cette epure

Le creux de son epaule ou s'arrete altere

Le long desir qui fait le tresor d'une eau pure

A travers le tamis des montagnes filtre

O Laure l'aurait-il aimee ata semblance

Celle pour qui meurtrie aujourd'hui nous saignons

Ce Petrarque inspire comme le fer de lance

Par la biche echappee aux chasseurs d'Avignon

Yontularda görülen kolları yok mu onun

Taşın sarışın ekmek yapılan ülkesinde

Sen ey tatlı yetkinlik hep sürdürür durursun

Racine'in gölgesini çocukluk bölgesinde

Gülümsemesi Reims'in düzgün dudaklarında

Güneşini andırır hoş bir akşam sonunun

Yansın diye ermişler cehennemin korunda

Üzüm sıkmacı kokar şampanya saçı onun

Bu taslağı yaratan lngres'deki yetenek

Onun omzu içinde susuzluğundan ölür

Pınarın hazinesi olan o uzun istek

O pınar ki dağların eleğinden süzülür

Ey Laure sana benzetip düşer miydi bir aşka

Bize kanlar döktüren şu kızımız yurt için

Yüreğin ok gibi deldiği şu Petrarca

Papa'nın avcısından kurtulmuş bir meralin

Appelez appelez pour calmer les fantômes

Le mirage dore de mille-et-un decors

De Saint-Jean-du-Desert aux caves de Brantôme

Du col de Roncevaux aux pentes du Vercors

Il y a dans le vent qui vient d'Arles des songes

Qui pour en parler haut sont trop pres de mon coeur

Quand les marais jaunis d' Aunis et de Saintonge

Sont encore rayes par les chars des vainqueurs

Le grand tournoi des noms de villes et provinces

Jette un defi de fleurs ala comparaison

Qui se perd dans la trace amoureuse des princes

Confond dans leur objet le reve et sa raison

O chaines qui barraient le ciel et la Durance

O terre des bergers couleur de ses raisins

Et Manosque si douce a françois roi de France

Qu'il ecrivit son nom sur les murs sarrazins

Çağırın hayaletler yatışsın diye yine

Altınsı serabını binbir çeşit çevrenin

Şu Saint-Jean-du-Desert'den Brantôme mahzenlerine

Roncevaux boğazından Vercors sırtına değin

Kurulmuş nice düş var Arles'dan esen rüzgarda

Sertçe söylenmeyecek kadar kalbime yakın

Aunis'in ve Saintonge'un solmuş bağları daha

Çizik çizik dururken tanklarıyla düşmanın

Kent ve il adları var büyük yarışlar eden

Benzetmeye bir çiçek küstahlığı verir bu

Kralların sevdalı izinde yitip giden

Ve karışır böylece düşle usun konusu

Ey bağlayan zincirler göklerle o ırmağı

Ey çobanlar toprağı rengi üzüme benzer

Ve ey kral François'nin o denli bayıldığı

Müslüman surlarına adını kazdığı yer

Moins douce que tu n'es ma folle ma jalouse

Qui ne sais pas te reconnaitre dans mes vers

Arretons-nous un peu sur le seuil de Naurouze

Ou notre double sort hesite entre deux mers

Non tu veux repartir comme un chant qui s'obstine

O t'en vas-tu Deja passe le Mont Ventoux

C' est la Seine qui coule en bas et Lamartine

Reve a la Madeleine entre des pommiers doux

Femme vin genereux berceuse ou paysage

Je ne sais plus vraiment qui j'aime et qui je peins

Et si ces jambes d'or si ces fruits de corsage

Ne sont pas au couchant la Bretagne et ses pins

Gorgerin de blancheur ou ma bouche mendie

Cidre et lait du bonheur Plenitude a dormir

Pour toi se creveront secrete Normandie

Les soldats en exil aux ruines de Palmyre

Senin tadın yok onda ey kıskancım çılgınım

Dizelerimde sensin kendini tanımayan

Naurouze'un eşiğinde biraz duralım canım

Yazgımızı çift deniz arasında sallayan

Hayır süren bir ezgi gibi gitmek istersin

Nereye gideceksin geçtiğimiz Ventoux'dur

Aşağıda Seine akar ve Madlen'i Lamartine

Elma ağaçlarının ardında düşler durur

Kadın bir cömert şarap tablo ya da salıncak

Bilmez oldum gerçekten sever çizerim kimi

Bu göğüs yemişleri bu altın iki bacak

Gün batımı Brötanya ve çamları değil mi

Ağzımın dilendiği o bembeyaz yakalık

Mutluluk süt ve meyi doymak uyuyasıya

Senin için ölecek sürgün askerler artık

Tadmor örenlerinde ey gizli Normandiya

Je ne sais plus vraiment ou commencent les charmes

Il est des noms de chair comme les Andelys

L'image se renverse et nous montre ses larmes

Taisez-vous taisez-vous Ah Paris mon Paris

Lui qui sait des chansons et qui fait des colères

Qui n'a plus qu'aux lavoirs des drapeaux delaves

Metropole pareille a l'etoile polaire

Paris qui n'est Paris qu'arrachant ses paves

Paris de nos malheurs Paris du Cours-la-Reine

Paris des Blancs-Manteaux Paris de Fevrier

Du Faubourg Saint-Antoine aux coteaux de Suresnes

Paris plus dechirant qu'un eri de vitrier

Fuyons cette banlieue atroce ou tout commence

Une aube encore une aube et peut-etre la vie

Mais l'Oise est sans roman la Marne sans romance

Dans le Valois desert il n'est plus de Sylvie

Bilmez oldum doğrusu nerde başlar güzellik

Etli canlı adlar var Andelys'ler biçimi

İmgenin gözyaşları görünür bize devrik

Susun susun ah Faris yitirdim Paris'imi

O kent ki şarkılıdır o kent ki öfkelidir

Tüm bayrakları artık leğende ıslak kalan

Kutup yıldızı gibi parlayan o başşehir

Ancak kaldırımları sökerken Paris olan

Mutsuzluklar Paris'i, geziler Paris'i

Ak Mantolar Paris'i, şubat ayı Paris'i

Saint-Antoine semtinden Seine yöresine değin

Bir camcı çığlığından daha tiz çıkan sesi

Her şeyin başladığı bu korkunç semtten kaçsak

Art arda şafakların ve yaşamın belki de

Ama Oise öyküsüz Marne'sa türküsüz ırmak

Artık orman perisi yok bu ıssız bölgede

Creneaux de la memoire içi nous accoudfunes

Nos desirs de vingt ans au ciel en porte-a-faux

Ce n'etait pas l'amour mais le Chemin des Dames

Voyageur souviens-toi du Moulin de Laffaux

Tu marches a travers des poussieres fameuses

Poursuivant devant toi de pays en pays

Dans la foret d'Argonne et sur les Hauts-de-Meuse

L'orient d'une gloire immortelle et trahie

Comme un chevreuil blesse que le fuyard flechisse

L'oeil bleu des mares veille au sous-bois fleche d'or

Halte sur le ebemin du banni vers la Suisse

Au pays de Courbet qu'aime la mandragore

Je t'ai perdue Alsace ou quand le Rhin deborde

Des branches eblouis tombent droit les faisans

Ou Werther a Noel pour un instant s'accorde

D'oublier sa douleur avec les paysans

Belleğin mazgalları dayadık biz burada

Genç isteklerimizi o çürük gökyüzüne

Kadınlar Yolu'ydu bu ama değildi sevda

Ey gezgin o değirmen dönsün anında yine

Ünlü toza toprağa bata çıka yürürsün

İzleyerek ülkeden ülkeye durmaksızın

Ormanında Argonne'un tepelerinde Meuse'ün

Doğuşunu ölümsüz ve satılmış bir şanın

Sanki kaçak bir erin okla vurduğu ceylan

Altın oklu ormanda mavi gözü derenin

Dur sürgünün yolunda lsviçre'ye doğrulan

Dağ otunun sevdiği ülkesinde Courbet'nin

Rhin taşınca yitirdim Alsace o yerde seni

Büyülenmiş dallardan düştüğü sülünlerin

Gelir o yere Wertner unutmaya derdini

Noel'de köylülerle biraz konuşmak için

L'orage qui sevit de Dunkerque a Port-Vendre

Couvrira-t-il toutes les voix que nous aimons

Nul ne pourrait chasser la !egende et reprendre

La bauge de l'Ardenne aux quatre fils Aymon

Nul ne pourrait de nous chasser ce chant de flfüe

Qui s'eleve de siede en siede a nos gosiers

Les lauriers sont coupes mais il est d'autres luttes

Compagnons de la Marjolaine Et des rosiers

Dans les feuilles j'entends le galop d'une course

Arrete-toi fileuse Est-ce mon coeur trop plein

L'espoir parle ala nuit le langage des sources

Ou si c'est un cheval et si c'est Duguesdin

Qu'importe que je meure avant que se dessine

Le visage sacre s'il doit rena1tre un jour

Dansons ô mon enfant dansons la capucine

Ma patrie est la faim la misere et l'amour

O sert bora Dünkerk'ten dağlara değin vuran

Sevdiğimiz seslerin boğacak mı hepsini

Söylenceyi kovamaz o dört Aymon oğlundan

Alamaz geriye hiç kimse o Ardenne pisliğini

Bu flüt ezgisini kovamaz bizden kimse

O yüzyıldan yüzyıla boğazımızdan çıkan

Başka nice kavga var defneler kesilmişse

Marjolaine yoldaşları güllerde birer fidan

Duyarım bir dörtnalı içinde yaprakların

Dur ey yün eğiren kız yüreğim mi çok dolu

Umut döker dilini geceye kaynakların

Şövalye Duguesclin mi yoksa bir kısrak mı bu

Ne çıkar daha önce gelse de bana ölüm

Yeniden doğacaksa o kutsal yüz ufkumda

Din çiçeği dansına kalkalım gel ey gülüm

Yurdum açlıktır benim yokluktur ve de sevda

IMITE DE CAMOENS

Que cherchez-vous de moi perpetuels orages

De quels combats encore allez-vous me berner

Lorsque le temps s'enfuit pour ne plus retourner

Et s'il s'en retournait n'en reviendrait plus l'age

Les ans accumules vous disent bon voyage

Eux qui legerement nous passent sous le nez

A des desirs egaux inegalement nes

Quand le vouloir changeant n'en connait plus l'usage

Ce que je cherissais jadis a tant change

Qu'on dirait autre aimer et comme autre douloir

Mon gofit d'alors perdu maudit le goı1t que j'ai

Ah quel espoir trompe d'une inutile gloire

Me laisserait le sort ni ce temps mensonger

Qui guette mon regret comme un chateau la Loire

OZAN CAMOENS'E ÖYKÜNME

Ne istersiniz benden bitmez boralar çığlar

Hangi savaşınızla avunurum boş yere

Kaçıp gidince zaman hiç dönmemek üzere

Dönseydi de bir daha geri gelmezdi çağlar

Birikmiş yıllar sizi uğurlamaya çıkar

Burnunuzun dibinden uçar giderler göğe

Eşitsiz doğmuş olan nice eşit isteğe

Kullanılmaz olunca kaypak istenççe bunlar

Dün bayıldığım şeyler o denli değişti ki

Sevda başka görünür acı başka insana

Uğrar eski zevkimin lanetine şimdiki

Hangi boş umudunu bomboş bir şanın bana

Bırakır kahpe felek Loire'a bakan sanki

Bir şato gibi bakan yanıp yakılışına

LANCELOT

Ce siecle a sur la mort quarante-deux fenetres

Les negres se sont tus dans Montmartre obscurci

Le jeune amour n'a plus les sanglots de la scie

Songe des jours naissants vais-je vous meconnaitre

Aimant passionnement les dessins animes

Les fados portugais et le film en couleur

La beaute d' aujourd'hui porte de sombres fleurs

Et parle du soleil avec des yeux fermes

On ne sait plus par coeur les paroles latines

On ne sait plus jouer de la muse de ble

La machine du temps monstre mal assemble

Prend a l'aube d'hiver le genre guillotine

LANCELOT

Çağın ölüme açık kırk iki penceresi

Zenciler sustu artık karartılmış Montmartre'da

Hıçkırmaz oldu şimdi bıçkı gibi genç sevda

Doğan günlerin düşü tanımaz mıyım sizi

Tutkular yarattığı için çizgi filmler

Portekiz türküleri renkli filmler bizde

Koyu çiçekler açar güzellik günümüzde

Ve güneşten gözünü kapatarak söz eder

Kimse ezberlemiyor artık Latince sözler

Buğday perilerine söyletemiyor şarkı

İyice sıkılmamış korkunç zamanın çarkı

Kış şafağında bir tür darağacına benzer

Ah se griser des airs italiens qu'aima

Stendhal Le violon ne peut plus satisfaire

Qui saisit dans ses doigts la musique des spheres

Et rivalise avec l'orgue de cinema

Perfectionnement des polkas mecaniques

La radio descend du ciel sans escalier

Dans le malheur commun rnon malheur singulier

Tourne de ville en ville une aiguille ironique

J'ecoute les appels d'un monde qui se noie

Un fou-rire nerveux des pleurs a tour de rôle

J'ecoute la grand'messe apres le music-hall

Madame Butterfly et le Tango Chinois

Ah Stendhal'in sevdiği İtalyanca ezgiler

Onlarla esrikleşmek doyurmaz artık keman

Parmağı evrendeki müziği yakalayan

Ve sinema orguyla yarışa giren yer yer

Mekanik polkalarda olur türlü gelişme

Radyo iner göklerden merdiveni yoksa da

Tek olan mutsuzluğum şu ortak mutsuzlukta

Döndürür kentten kente alay dolu bir iğne

Kulağımda çığlığı boğulan bir dünyanın

Sinirli bir kahkaha sonra nice hıçkırık

Kiliseye giderim konserden sonra artık

Dinleyip ezgisini bir tangoyla aryanın

Reve des jeunes gens qui vont au cours de danse

Univers camoufle par les mots des chansons

Va cacher tes sanglots dans les draps des boxons

]'ai soupe des flonflons de cette decadence

n se fait de nos jours de folles chanteries

On dirait que le ciel est troue de clameurs

Cependant celui-la rime sa male humeur

Celui-ci dit des fleurs l'autre des feeries

Ce jongleur disputant d'iambe et d'anapeste

L'equarrisseur deja l'emporte a son crochet

Qu'il agite toujours ses fragiles hochets

Et regarde les morts sans comprendre la peste

Ey dans dersleri alan gençlerin düşlediği

Ve şarkı seslerinin örttüğü saklı evren

Gizle gözyaşlarını kara çarşaflara sen

İçtim ben bu çöküşte fonfon eden müziği

Edilir günümüzde ne çılgınca cümbüşler

Sanki deler gökleri onlardaki uğultu

Kimi uyağa döker içindeki barutu

Kimi çiçek adları kimi masallar söyler

Kaldırır asar kasap öfkeyle bir çiviye

Söz açan hokkabazı antik çağ koşuğundan

Kırılgan şıkşığıyla her an oyun oynayan

Ve vebayı görmeyen bakıp onca ölüye

Roucoule oiseau tandis que le bateau se fend

Le naufrage est acanthe au peintre ou saxifrage

Pour le musicien saxophone est l'orage

L'an mil a-t-il trouble dans leurs jeux les enfants

Mais quel chant eternel a ces echos modernes

Mele une plante amere et marie au destin

Les instruments nouveaux de nos nouveaux instincts

J'ai des secrets pareils a des drapeaux en heme

On peut me harceler que suis-je qu'ai-je ete

Je me souviens d'un ciel d'un seul et d'une reine

Et pauvre qu'elle soit je porterai sa traine

Je n' ai pas d' autre azur que ma fidelite

Gemi parçalanırken sen kuğurda ey kumru

Kaza bir dağ yoncası ya ottur bir ressama

Saksofon sesi olur müzisyene fırtına

Bin yılı çocukların oyununu bozdu mu

Ya bu modern seslere hangi ölümsüz ezgi

Katar acı bir bitki eşi edip kaderin

Yeni araçlarını yeni içgüdülerin

Gizlerim var yarıya inmiş bayraklar gibi

Neyim ben neydim diye olur hor görüldüğüm

Belleğimde yer etmiş bir tek gök bir tek ece

Taşırım eteğini yoksul olsa da nice

Bağlılığımdan başka yok benim mavi göğüm

Je suis ce chevalier qu'on dit de la charrette

Qui si I'amour le mene ignore ce qu'il craint

Et devant tous s'assit parmi les malandrins

Comme choisit mourir Jesus de Nazareth

Ma Dame veut savoir que rien ne m'humilie

Par elle demande tout s'en metamorphose

Elle exige de moi de si terribles choses

Qu'il faut que mon coeur saigne et que mon genou plie

On me verra trembler mais non pas lui faillir

Toujours placer amour plus haut qu'honneur Certain

Que la nuit n'est pas longue a cause du matin

Et je saurai baisser le front pour obeir

Araba şövalyesi denilen kişiyim ben

Aşkın çağrısı varsa yola düşen korkmadan

Ve herkesin önünde hırsızlarla oturan

Nasıl çekinmemişse orda İsa ölümden

Sultanım bilmek ister beni üzen şey yok mu

O isteyince her şey geçer bir değişimden

Öyle de korkunç şeyler ister durur ki benden

Yüreğimi kanatır çökertir dizimi bu

Titrediğim olsa da kusur işlemem ona

Her an tutarım aşkı onurdan daha yüce

Belli ki uzun sürmez sabah yüzünden gece

Boynumsa kıldan ince olur her buyruğuna

Sortir nu dans la pluie et craindre le beau temps

Si je suis le plus fort le plus faible paraitre

Me tenir a côte de l' etrier du traitre

Et feindre la folie ainsi que fit Tristan

Soleil du devenir brulante discipline

J'aime et ne dirai qui d'une amour aveuglee

Et comme Baudelaire aima la sang-melee

Riez gens sans amour qu'a rire tout indine

Vous pouvez me frapper en voici la saison

Riez de mon silence et souillez ma figure

Je ne pratique pas le pardon des injures

Lorsque je ne dis rien c'est que j' ai mes raisons

Yağmurda çıplak gezip hoş havadan çekinmek

En güçlü kişi olsam güçsüz görünmek yine

Destek olmak hainin atına binmesine

Ve Tristan örneği çılgın gibi görünmek

Oluşumun güneşi yakıcı sıkı düzen

Severim ama demem kör bir sevdayla kimi

Baudelaire'in sevdiğince melez sevgilisini

Gülün aşksız insanlar her şeye gülüveren

Vurun bakalım bana tam sırasıdır vurun

Gülün suskunluğuma yüzüme tükürerek

İşim değildir benim sövgüleri hoş görmek

Tek söz söylemiyorsam nedenleri var bunun

Et pareil a l'oiseau que l'on cloue ala porte

Ce que vous affirmez regardez je le nie

Vous eres surs de vous etant les impunis

Je ne repondrai pas aux gens de votre sorte

Puisque vivre n'a su me saouler de la vie

Et qu'on n'est pas tue d'une grande douleur

Préparez les couteaux Voici le rémouleur .

François le roi François n'est pas mort a Pavie

Souffrir n'a pas de fin si ce n'est la souffrance

Qui s'engendre et se meurt comme un phénix navré

Ses feux embraseront ce monde a reméré

La cendre en gardera le parfum de la France

Et les passants du ciel en parleront entre eux

O terre ou je naquis couleur de mes blasphemes

En étrange pays dans mon pays lui-meme

Je sais bien ce que c'est qu'un amour malheureux

Kapıya çivilenmiş kuşa dönsem de yine

Bakın hayır diyorum evet dediğinize

Ceza görmez olunca özgüven gelmiş size

Ben yanıt bile vermem sizin gibilerine

Madem esritemedi gönlümü yaşamak da

Ve madem öldürmedi büyük bir acı bizi

Hazır olun bıçaklar gördük bileycimizi

Kral François öldü Pavia'dan uzakta

Acı çekmek sonsuzdur bir acı değilse bu

Canı yanmış bir Anka gibi ölüp dirilen

Bu ödünç dünya onun yanacak ateşinden

Küllerinde kalacak Fransa'nın kokusu

Ve gökteki yolcular hep ondan söz edecek

Sen ey doğduğum toprak sövgümün rengindeki

Yabancı ülkedeyim kendi yurdumda sanki

Çok iyi bilirim ben mutsuz sevda ne demek

CANTIQUE A ELSA

ELSA'YA ACIT

CANTIQUE A ELSA

1. Ouverture

Je te touche et je vois ton corps et tu respires

Ce ne sont plus les jours du vivre separes

C'est toi tu vas tu viens et je suis ton empire

Pour le meilleur et pour le pire

Et jamais tu ne fus si lointaine a mon gre

Ensemble nous trouvons au pays des merveilles

Le plaisir serieux couleur de l' absolu

Mais lorsque je reviens a nous que je m'eveille

Si je soupire a ton oreille

Comme des mots d'adieu tu ne les entends plus

Elle dort Longuement je l' ecoute se taire

C'est elle dans mes bras presente et cependant

Plus absente d'y etre et moi plus solitaire

D'etre plus pres de son mystere

Comme un joueur qui lit aux des le point perdant

ELSA'YA AGIT

1.         Ön ezgi

Dokunduğum tenindir dinlediğim soluğun

Geçmiş günlerde kaldı artık ayrı yaşamak

Sensin ortada dönen ben olmuşum uyruğun

Kara günde olsun -ak günde olsun

Yine olmamıştın sen gönlüme bunca uzak

Birlikte buluyoruz tansıklar ülkesinde

Mutlak'ın rengindeki ciddi anını hazzın

Ama ben uyanıp da yüzyüze geldiğimizde

Fısıldarsam sana bir iç çekip de

Vedaya benzer bir söz artık onu duymazsın

Dinlerim kadınımın susuşunu uyurken

Kollarımdaki odur ama bu yüzden orda

Daha bir yitiktir o daha bir yalnızım ben

Gizine yaklaşmış olmam yüzünden

Yenik sayıyı gören kişi gibi kumarda

Le jour qui semblera l'arracher a l'absence

Me la rend plus touchante et plus belle que lui

De l'ombre elle a garde les parfums et l'essence

Elle est comme un songe des sens

Le jour qui la ramene est encore une nuit

Buissons quotidiens a quoi nous nous griffames

La vie aura passe comme un air entetant

Jamais rassasie de ces yeux qui m'affament

Mon ciel mon desespoir ma femme

Treize ans j'aurai guette ton silence chantant

Onu yine var eder görünen gün ışığı

Kendinden de etkili geri veriyor bana •

Gölgeden kalmış ona bir hoş koku artığı

Bir duyu düşüdür onun varlığı

Daha gecedir sabah yine can veren ona

Tırmık yedi tenimiz gündelik dikenlerden

Baş ağrıtan bir ezgi oldu eski yaşamım

Susadığım gözlere doymadan gelip geçen

Kırık umudum sen karım göğüm sen

O şakıyan suskunu on üç yıl aramışım

Comme le coquillage enregistre la mer

Grisant mon coeur treize ans treize hivers treize etes

J'aurai tremble treize ans sur le seuil des chimeres

Treize ans d'une peur douce-amere

Et treize ans conjure des perils inventes

o mon enfant le temps n'est pas a notre taille

Que mille et une nuits sont peu pour des amants

Treize ans c'est comme un jour et c'est un feu de paille

Qui brule a nos pieds maille a maille

Le magique tapis de notre isolement

Ezgi içtiği gibi denizde bir kavkının

Esritip iç acımı on üç yıl her mevsimde

On üç yıl titremişim eşiğinde sanrının

O kekre otunu tadıp kaygının

On üç yıl kaç tehlike savmışım düşlemimde

Hey gülüm boyumuza yetişmez bizim zaman

Binbir gece ne azdır sevişen çiftler için

On üç yıl sanki bir gün sanki parlayan saman

Altımızda düğüm düğüm kavuran

Büyülü halısını kopuk ilişkimizin

2.         Les belles

Scharriar Scharriar que la hache s' arrete

O monde condamne deja le sol lui faut

üne histoire d'amour Derniere cigarette

Et c'est une chanson secrete

Qui fait au bord du ciel hesiter l'echafaud

Amants ecarteles quelle pire aventure

Craindre que cette mort de l'absence essayee

Naguere a cette guerre ou les baisers se turent

Mort de ne plus se voir torture

De toutes les chansons trop cherement payee

il n'est plus d'ile heureuse au coeur des mers du Sud

Voici l'aurore atroce et l'oiseau du matin

Voici l'heure venue ou nulle solitude

Nul Harrar et nulle Bermude

Ne sauront abriter l'homme ni son destin

2.         Güzeller

Sharriar hey Sharriar dursun artık şu balta

Ey hüküm giymiş dünya topraktır yeri onun

Yakılan son sigara acı biten bir sevda

Giyotini göğün bir kıyısında

İnerken duraksatan gizli şarkısı bunun

Parçalanmış aşıklar bu ne alın yazısı

Korkutur öpüşlerin sustuğu bu savaşta

Yaşanmış kopukluğun gün gelip hortlaması

O tüm şarkıların ağır cezası

Olarak kendisini artık görmez oluşta

Güney denizlerinde kalmamış mutlu ada

İşte o iğrenç şafak işte o sabah kuşu

Gelip çatmıştır artık hiçbir ıssız diyarda

Hiçbir Bermuda' da hiçbir Harrar'da

İnsan ve yazgısının yer bulamaz oluşu

Puisque rien ne l'abrite eh bien qu'il se consume

Sa revanche du moins est dans l'eclat du feu

Vaincu mais des vainqueurs la mer lave l'ecume

Un jour on saura que nous fGmes

Nous deux ô mon amour et que saura-t-on d'eux

Si leurs levres n'avaient au dessus du grimoire

Francesca Paolo forme dans l'infini

Aux Amours Lancelot cet immortel fermoir

Qui done garderait la memoire

Qu'il fut une cite du nom de Rimini

L'ombre de Berenice est plus que Rome grande

De Verone sanglante il reste un seul tombeau

Et de l'Alpe homicide une odeur de lavande

Fortes comme la mort legendes

Le dair de nos baisers fera le ciel plus beau

Gitsin kendini yaksın insan madem ki yersiz

Öcü alevde olsun parlar bu yeni işin

Ne var ki yenenlerin terini yıkar deniz

Elbet bilinir ki bir gün ikimiz

Var olduk ey sevgili ya onları kim bilsin

Dökülmese büyülü sözler dudaklarından

Anan sonsuzda ermiş Francesca Paolo'yu

Ölümsüz fermuarı Lancelot aşklarından

Belleklerde kalır mıydı o zaman

Adı Rimini olan bir kentin var olduğu

Berenice'in gölgesi Roma'dan da kocaman

O kanlı Verona'dan bir tek gömüt kalmıştır

Bir lavanta kokusu kanlı Alp otlağından

Masallar var ölüm gücünde olan

Öpüşlerimiz göğü daha tatlı ışıtır

Tant pis si le bateau des etoiles chavire

Puisqu'il porte ton nom larguez larguez les ris

On le verra briller au grand mat du navire

Alors Helene Laure Elvire

Sortiront t' accueillir comme un mois de Marie

Elles diront Elsa comme un mot difficile

Elsa qu'il faut apprendre a dire desormais

Eisa qui semble fait d'un battement des cils

Elsa plus doux que n'est Avril

Elles diront Elsa que c'est un mois de Mai

Elles diront Elsa sans que ça soit etrange

Comme un tapis en Perse une soie a Lyon

Comme a Cordoue un soir qui fleure les oranges

Comme un tilleul pres d'une grange

Et la poussiere d'or aux yeux des papillons

Yıldızların gemisi batarsa olur yazık

Madem adın var onda makarayı koyverin

Bu ad parıldar durur ana direkte artık

O zaman Elvire kız Helen Laura'cık

Yortu kutlarmış gibi çıkar karşına senin

Kızlar Elsa diyecek zor bir sözcükmüş gibi

Artık Elsa demeyi öğrenmeli ağızlar

Kirpik vuruşlarından örülmüş Elsa sanki

Nisanın tadından çok Elsa'nınki

Benzetecek Elsa'yı mayıs ayına kızlar

Elsa diyecek onlar doğal söz eder gibi

İran'da halı kadar Lyon'da ipek kadar

Kurtuba'da portakal kokar akşam der gibi

Ambar yanında ıhlamur der gibi

Ve gözü altın tozu yüklü kelebek kadar

Elles diront Ces yeux sont les yeux qui lui plurent

Et mai je serai la qui nouerai ton soulier

Entre elles murmurant Elvire cette allure

Helene cette chevelure

Ont Laure je ne sais quel charme familier

Etaient-elles deux soeurs que je crois la connaitre

Differente et semblable a l'autre bien-aimee

Or l'une a des yeux d'or et l'autre deux fenetres

Ouvrant sur l'etre et le non-etre

Le erimine! azur d'un reve de Crimee

Oui deux soeurs qu'uniront ici mes stratagemes

Et Lili comme toi faite pour les chansons

Ecoute a tout jamais son poete que j'aime

Mart un beau sair sur son poeme

Que les enfants perdus chantent a leur façon

Diyecekler bu gözler onun sevdiği gözler

Bense bağlayacağım pabuçlarını senin

Fısıldaşacak kızlar Laura bir kuşa benzer

Elvire'in saçları sanki mücevher

Cana yakın havası anlatılmaz Helen'in

İki bacı mıydılar biri tanıdık yüzlü

Hem benzer hem benzemez sevgili kardeşine

Biri altın gözlüydü biri pencere gözlü

Bir Kırım düğünün suçlu gökyüzü

Açılırdı onlarda varlık yokluk içine

Bağlayacak onları ettiğim kurnazlıklar

Ve Lili sencileyin doğan şarkılar için

Sevdiğin ozanını dinler sonsuza kadar

Türküsünü söyler yitik çocuklar

O ozanın üstünde öldüğü şiirinin

Mais ne reparlons plus de ce qui te chagrine

Une etoile de glace a perle sur ta joue

Les pleurs de l'empyree ont l'air d'aigues-marines

Et les sanglots de ta poitrine

Tournent au fond du ciel un desespoir de roues

Vous qui nous survivez comme a l'avare l'or

Vous a qui l'homme voue un culte de dulie

Dites a mon amour qu'il ne se peut forclore

Elvire Helene Lili Laure

Et portez-la paree a sa perihelie

Ama bitmeli artık seni üzen bu sözler

Buzdan olma bir yıldız incilenmiş gamzende

Uzayın gözyaşları mavi zümrüte benzer

Hıçkıran göğsünü dolduran sesler

Bir çark umutsuzluğu çevirir gökyüzünde

Siz ki ömrü cimriden uzun altın biçimi

Bizden çok yaşarsınız görüp ermiş saygısı

Söyleyin aşkıma ki olmayacak bitimi

Siz ey Laura Elvire Helen ve Lili

Salın günberisine süsleyerek o kızı

3.         La constellation

Aucun mot n'est trop grand trop fou quand c'est pour elle

Je lui songe une robe en nuages files

Et je rendrai jaloux les anges de ses ailes

De ses bijoux les hirondelles

Sur la terre les fleurs se croiront exilees

Je tresserai mes vers de verre et de verveine

Je tisserai ma rime au metier de la fee

Et trouvere du vent je verserai la vaine

Avoine verte de mes veines

Pour recolter la strophe et t'offrir ce trophee

Le poeme grandit m'entraine et tourbillonne

Ce Saint-Laurent pressent le Niagara voisin

Les cloches des noyes dans ses eaux carillonnent

Comme un petit d'une lionne

il m'arrache ala terre aux patients raisins

3.         Yıldız Burcu

Ona değgin hiçbir söz olmaz büyük ve çılgın

Buluttan örme giysi düşlerim ben üstünde

Ve kıskancı kılarım meleği kanadının

Kırlangıcı boyun takılarının

Sürgün duyar kendini çiçekler yeryüzünde

Dizeler öreceğim camdan ve çiçeklerden

Uyak dokuyacağım tezgahında perinin

Yelin ozanı olup damarımda yeşeren

Yararsız yulafı saçacağım ben

Koşuklar derip sana utkumu sunmak için

Şiir büyür sürükler beni bir anaforda

Saint-Laurent nehri gibi Niagara'yı sezen

Boğulanların çanı çığlık atar sularda

Bir aslan yavrusu benzeri orda

Söker beni üzümü sabırlı kara yerden

voici le ciel pays de la louange enorme

C'est de tes belles mains que neige la darte

Etoile mon etoile aux doigts de chloroforme

Comment veux-tu que je m'endorme

Tout me ramene a toi qui m'en semble ecarter

Et parlant de tes mains comment se peut-il faire

Que je n'en ai rien dit moi qui les aime tant

Tes mains que tant de fois les miennes rechaufferent

Du froid qu'il fait dans notre enfer

Primeveres du coeur promesses du printemps

Tes merveilleuses mains a qui d' autres reverent

Temeraires blancheurs oiseaux de paradis

Et que jalousement mes longs baisers reverent

Automne ete printemps hiver

Tes mains que j'aime tant que je n'en ai rien dit

İşte koca övgüler ülkesi olan gökler

O güzel ellerinden ışık yağar kar gibi

Yıldız yıldızım benim parmağı sanki eter

Gecelerim artık uykusuz geçer

Senden ayıran her şey sana götürür beni

Sürerken ellerinin tutkusu içerimde

Nasıl tek sözcük etmem ben onlara ilişkin

Onlar ki ısınmıştı nice kez ellerimde

Bizde süren soğuk bir cehennemde

Bahar öncüsü onlar çiçekleri yüreğin

Başkaları düş kurdu güzel ellerin için

Korkusuz ak varlıklar cennet kuşları onlar

Kıskançça yücelttiği uzun öpüşlerimin

İçinde yaşanan bunca mevsimin

Değinmedim onlara tapındım da o kadar

Le secret de ces mains au dela de notre age

Menera les amants qui parleront de nous

Mais qu'est un beau soleil a qui n'a vu l'orage

Sans le desert qu'est le mirage

On sait un pays grand lorsqu'il est a genoux

Aux miseres sans nom de ce temps misanthrope

Je lierai notre amour afin que nos neveux

Toumant vers sa lueur leurs yeux heliotropes

Comprennent la nuit de l'Europe

Au brasero flambant qu'y forment tes cheveux

Dans le ciel desastreux d'un jeune Herculanum

Brulante toison d'or comme un champ de colza

Le premier je decris et le premier je nomme

Hier inconnue aux astronomes

Ta constellation Chevelure d'Elsa

Sürüklenip gidecek gizinde bu ellerin

Bizi anan aşıklar öteye çağımızdan

Ama bora görmeyen güzel günü ne bilsin

Serap nedir çölü görmeyen için

Tanınır büyük ülke yenik düştüğü zaman

Adsız yıkımlarında bu insan sevmez çağın

Bağlarım aşkımızı ta ki duyup şavkında

Günebakan gözleri bir sonraki kuşağın

Avrupa'da süren geceye baksın

Saçlarının orada çıkardığı yangında

Genç bir Herculanum'un yıkım dolu göğünde

Yakıcı altın saçlar sanki bir demet kolza

Benim, ilk tanımlayan ilk adını veren de

Gökbilime giren daha geçende

Yıldız burcunu senin saçların diye Elsa

Tu deconcerteras sur la carte stellaire

Les tireurs d'horoscope et leurs calculs peureux

Leche-ciels empresses prophetisant pour plaire

Prets a donner la couronne vallaire

Au premier chien couchant s'il est soldat heureux

Aeroport d'espoir tes phares font surgir

Un destin rature dans ses douze maisons

Et l'on voit s'elever comme un bel autogyre

Le nouvel an de notre Hegire

Dans les meches de feu que tu fais aux prisons

Altüst edeceksin sen göğe bakan falcının

Korkak hesaplarını yıldızlar dizgesinde

Gök yalayan dalkavuk yazgılar yalvacının

O veren tümünü kral tacının

!Ik yatacak köpeğe eğer mutlu askerse

Umut havaalanı olup kılar belirgin

Silinmiş bir yazgıyı farın on iki yerde

Güzel bir uçak gibi çıkar göklere değin

Yeni yıl gecesi Hieret'mizin

Zindanlarda ördüğün alevden buklelerde

4.         Ce que dit Elsa

Tu me dis que ces vers sont obscurs et peut-etre

Qu'ils le sont moins pourtant que je ne l'ai voulu

Sur le bonheur vole fermons notre fenetre

De peur que le jour n'y penetre

Et ne voile a jamais la photo qui t'a plu

Tu me dis Notre amour s'il inaugure un monde

C'est un monde ou l'on aime a parler simplement

Laisse la Lancelot Laisse la Table Ronde

Yseut Viviane Esclarmonde

• Qui pour miroir avaient un glaive déformant

Lis l' amour dans mes yeux et non pas dans les nombres

Ne grise pas ton coeur de leurs philtres anciens

Les ruines a midi ne sont que des decombres

C'est l'heure ou nous avons deux ombres

Pour mieux embarrasser l' art des sciomanciens

4.         Elsa'nın dedikleri

Karanlık buluyorsun ama bu dizeleri

Bence yeteri kadar karanlık değil onlar

Uçmuş mutluluğa biz örtelim perdeleri

Yoksa gün süzülüp camdan içeri

Sevdiğin resmi tüle bürür sonsuza kadar

Bir dünya açacaksa şu aşkımız diyorum

Bir dünya olacak bu yalın sözden hoşlanan

Bırak yerinde kalsın Lancelot'nun Table Ronde'un

Yseut'nün Viviane'ın Esclarmonde'un

Ayna diye bozucu birer kılıç kuşanan

Sevdayı sayılarda değil gözümde oku

Ordaki eski iksir içini esritmesin

Örenler yıkıntıya benzer öğlen oldu mu

Gölgemizi iki eden andır bu

Gölge falcılarını daha çok sıkmak için

La nuit plus que le jour aurait-elle des charmes

Honte a ceux qu'un ciel pur ne fait pas soupirer

Honte a ceux qu'un enfant tout a coup ne desarme

Honte a ceux qui n'ont pas de larmes

Pour un chant dans la rue une fleur dans les pres

Tu me dis Laisse un peu l' orchestre des tonnerres

Car par le temps qu'il fait il est de pa-uvres gens

Qui ne pouvant chercher dans les dictionnaires

Aimeraient des mots ordinaires

Qu'ils se puissent tout bas repeter en songeant

Si tu veux que je t'aime apporte-moi l'eau pure

A laquelle s'en vont leurs desirs s'etancher

Que ton poeme soit le sang de ta coupure

Comme un couvreur sur la toiture

Chante pour les oiseaux qui n'ont ou se nicher

Geceler daha mı çok güzeldir gündüzlerden

Utansın iç çekmeyen mavi göğe bakıp da

Bir çocuk görüp kalbi yumuşamayan birden

Utansın gözünde yaş belirmeyen

Bir ezgi duyup yolda bir çiçek görüp kırda

Diyorsun bırak biraz gök gibi gürlemeyi

Çünkü böyle havada yaşayan var yoksulca

Bilemeyip sözlükten sözcükler derlemeyi

Severler boyuna yinelemeyi

Düş kurarak sıradan birkaç lafa usulca

Duru su getir bana ta ki yarim olasın

Yatışır onların da yürekleri böylece

Şiirin olsun kanı içimdeki yaranın

Çatı aktarmaya çıkmış ustanın

Yuvasız kuşlar için türkü söyleyişince

Que ton poeme soit l' espoir qui dit A suivre

Au bas du feuilleton sinistre de nos pas

Que triomphe la voix humaine sur les cuivres

Et donne une raison de vivre

A ceux que tout semblait inviter au trepas

Que ton poeme soit dans les lieux sans amour

Ou l'on trime olı l'on saigne olı l'on creve de froid

Comme un air murmure qui rend les pieds moins lourds

Un cafe noir au point du jour

Un ami rencontre sur le ebemin de croix

"Sürecek" diye yazan umut olsun şiirin

Adımlarımızın şom dizisinin altına

İnsan sesi sesini yensin artık demirin

Ve yaşamak için bir neden versin

Ölüme çağrı almış görünen her insana

İnsanın bitkin düşüp donduğu kavradığı

Aşktan yoksun yerlerde senin şiirin olsun

Bir şarkı mırıltısı hafif kılan ayağı

Görürken içilen kahve şafağı

Ve çarmıh yolundaki üzgün yüzü bir dostun

Pour qui chanter vraiment en vaudrait-il la peine

Si ce n'est pas pour ceux dont tu reves souvent

Et dont le souvenir est comme un bruit de chaines

La nuit s'eveillant dans tes veines

Et qui parle a ton coeur comme au voilier le vent

Tu me dis Si tu veux que je t'aime et je t'aime

Il faut que ce portrait que de moi tu peindras

Ait comme un ver vivant au fond du chrysantheme

Un theme cache dans son theme

Et marie a l'amour le soleil qui viendra

Gerçekte kimin değer söylenmeye şarkısı

Değilse eğer sık sık düşlerine girenin

Zincir şakırtısına benzer onun anısı

Nabzında uyanan gece yarısı

Seslenir yüreğine yeli gibi yelkenin

Diyorsun aşkımızın sürmesiyse dileğin

İsterim bana değgin yapacağın şu portre

Yaşayan bir kurt gibi yüreğinde çiçeğin

Konusunda gizli konu içersin

Ve bağlasın sevdayı doğacak güneşlere

5.         Le regard de Rance

Comme autour de la lampe un concert de moustiques

Vers le plafond spirale et la flamme convoie

Du fin fond du malheur ou reprend ce cantique

Dans un fandango fantastique

Un choeur dansant s'eleve et repond ata voix

Ce sont tous les amants qui crurent I'existence

+

Pareille au seul amour qu'ils avaient ressenti

Jusqu' au temps qu'un poignard I'exil ou la potence

Comme un dernier vers a la stance

Vienne a leur coeur dement apporter dementi

Si toute passion puise dans sa defaite

Sa grandeur sa ]egende et l'immortalite

Le jour de son martyre est celui de sa fete

Et la courbe en sera parfaite

Ala façon d'un sein qui n'a point allaite

5. Rance'nin Bakışı

Lambayı sivrisinek konserleri sararken

Çıkan sarmal tavana ve alevin üstüne

Bu ağıtı dirilten acının derininden

Düşsel bir kastanyet oyunu varken

Bir dans korosu senin yanıt verir sesine

yaşama inananlar aşıklar oldu bütün

O yaşam ki biricik sevdadır onlar için

Ta ki bir gün bir hançer bir idam ya da sürgün

Sonundaki dize gibi dörtlüğün

Çılgın yüreklerine yalanlama getirsin

Her tutku buluyorsa destanını ününü

Ve de ölümsüzlüğü yenilgisi içinde

Şehitliğinin günü olur bir bayram günü

Yetkin olur onun eğimli yönü

Hiç çocuk emzirmemiş bir meme biçiminde

Toujours les memes mots ala fin des romances

Comme les memes mots les avaient commencees

Le meme cerne aux yeux dit une peine immense

Comme il avait dit la demence

Et l'eternelle histoire est celle de Rance

Saoule par le grand air il quitte ses domaines

Ayant fait bonne chasse et plus heureux qu'un roi

Son cheval et l'amour comme un fou le ramenent

Apres une longue semaine

A la rue des Fosses Saint-Germain l'Auxerrois

Il voit deja les longs cheveux et les yeux tendres

De Madame la Duchesse de Montbazon

I1 la voit il l'entend ou du moins croit l'entendre

Qui se plaint de toujours attendre

Et lui tend ses bras nus plus beaux que de raison

Hep aynı sözler vardır romansların sonunda

Başında da olduğu gibi hep aynı sözler

Büyük acıyı söyler gözlerde aynı halka

Söylediği gibi çılgınlığı da

Rance'nin şu öyküsü sonsuza değin sürer

Açık havayla esrik terk eder yurtluğunu

Şanslı av tatlı gelir kral olmaktan ona

Götürür çılgın gibi atı ve sevda onu

Yeniden upuzun bir hafta sonu

Sık sık gidip geldiği bir semtin sokağına

O sevecen bakışlı saçı beline varan

Montbazon Düşesi'yle buluşur Rance yine

Bir söz işitir ya da işittim sanır ondan

Çok beklettim diye sızlanıp duran

Eşsiz çıplak kolları uzanıp kendisine

L'escalier derobe la porte et c'est l'alcôve

Les rideaux mal tires par des doigts negligents

Il reconnait ces yeux que souffrir a faits mauves

Cette bouche et ces boucles fauves

Cette tere coupee au bord d'un plat d' argent

Aveugles chirurgiens qui dechirent les roses

Les embaumeurs entre eux parlaient d'anatomie

Autour du lit profond ou le beau corps repose

Qui trouve son apotheose

Comme le pain rompu la blancheur de sa mie

Ulaştırır kadına gizli merdiven onu

Savruk eller bırakmış perdeleri aralık

Acının morarttığı gözleri tanır soylu

Bu ağzı bu kızıl saç topuzunu

Duran bu kesik: başı gümüş tepside artık

Gözü kör cerrahlarca doğramrdı güllerde

Mumyacılar söz eder yapısından bedenin

Güzel gövdenin yatıp durduğu derin yerde

Ve kutsanışını bulur o gövde

Bölünmüş ekmek gihi çıkıp akı içinin

Au cloitre que Rance maintenant disparaisse

Il n'a de prix pour nous que dans ce seul moment

Et dans ce seul regard qu'il jette asa maitresse

Qui contient toutes les detresses

Le feu du ciel vole brule eternellement

Ce moment de Rance sur le seuil de la chambre

Qui ne l'a füt-ce un soir vaguement eprouve

Et senti le frisson glace comme un decembre

Envahir son coeur et ses membres

A-t-il aime vraiment a-t-il vraiment reve

Un soir j'ai cru te perdre et chez nous dans les glaces

]e lisais les reflets des bonheurs disparus

Ici tu t' asseyais c'etait ici ta place

De vivre etais-tu done si lasse

On entendait siffler un passant dans la rue

Yitip gömülen Rance bir manastır içine

Yalnız o anda taşır bir değer bizim için

Ve her türlü yıkımı yaşayıp metresine .

Fırlattığı o tek bakışta yine

Yitmiş cennetin koru yanar sonsuza değin

Eşikte kalakalan Rance'deki yıkımı

Yaşamayan kim vardır bir akşam bile olsa

Ve duymayan karakış gibi kapladığını

Soğuk ürpertinin tüm varlığını

Gerçekten sevdi mi bir düş mü yoksa gördüğü

Yitirdim sandım seni bir akşam bakarken ben

Yansısına aynada yitik mutlulukların

Şurada otururdun şuraydı senin köşen

Onca mı bezmiştin yaşamaktan sen

Islıklar duyulurdu içinde sokakların

Un soir j'ai cru te perdre et de ce soir je garde

Le patherique espoir d'un miracle incessant

Mais la peur est entree en moi comme une echarde

Il me semble que je retarde

A tenir ton poignet la fuite de ton sang

Un soir j'ai cru te perdre Elsa mon immortelle

Ce soir mortel pour moi jamais n'a pris de fın

Nuit d'un Vendredi-Saint que tes grands yeux constellent

La mort comme la vie a-t-elle

La saveur de l'ivresse ô mon verre de vin

Cauchemar renaissant souvenir tyrannique

Il eveille en mon coeur des accords souterrains

Il dechaine a I'echo tout un jeu d'harmoniques

D'autres soirs et d'autres paniques

Les couplets interdits dont il est le refrain

Yitirdim sandım seni bir akşam kalma ondan

İçli umudu sardı hep bir tansığın beni

Ama korku kıymığı girdi içime bir an

Sandım ki geç kaldım yitirdim zaman

Kanını durdurmakta sıkarak bileğini

Bir akşam yittin sandım ölümsüz Elsa'm seni

O ölümcül akşamım sürer sonsuza değin

Gözlerin yıldızlarla süsler cuma geceni

Ölümde de var mı yaşam biçimi

Ey şarap kasem benim hoş tadı esrimenin

Yine o karabasan ezen anı kişiyi

Gizli ses uyumları uyandırdı içimde

Boşandırır yankıyla olanca yan ezgiyi

Başka korku dolu nice geceyi

O yasak dizeleri kavuştaklı biçimde

Le beau corps dechire gisait dans sa demeure

On entendait pleurer tout bas dans les fosses

On entendait parler tout haut les embaumeurs

Mon pays faut-il que tu meures

Et tout un peuple avait le regard de Rance

Tu vivras Nous voici de retour de la chasse

C'est assez de sanglots emplir notre logis

lls ont voulu pourtant que nos mains te touchassent

O Sainte deja dans ta chasse

Ecartez-vous de moi Demons Analogies

Le deuil que dans mon sein comme un renard je cache

Dites si vous voulez qu'il n'est pas de saison

Le sens de ma chanson qu'importe qu'on le sache

Puisque regne aujourd'hui la hache

Que venez-vous parler au nom de la raison

Doğranmış yatıyordu evinde güzel beden

Siperlerde ağlardı insanlar için için

Mumyacılar konuşur dururlardı yüksekten

Ey ülkem gerek mi ölüme gitmen

Tüm halkın bakışları bakışıydı Rance'nin

Artık yaşayacaksın avımız erdi sona

Yeter bu hıçkırıklar evimizi dolduran

Yine de istediler elimiz kalksın sana

Ey yatmış kutsal kız sandukasına

Şeytanlar benzetmeler çekin gidin yanımdan

Göğsümde tilki gibi sakladığım acılar

Söyleyin n'olur bana uymaz diye zamana

Şarkımın anlamını bilen olsa ne çıkar

Madem bugün güçlü olan balta var

Ne söylersiniz artık gelip akıl adına

6. Elsa-Valse

Ou t'en vas-tu pensee ou t'en vas-tu rebelle

Le Sphinx reste a genoux dans les sables brlılants

La Victoire immobile en est-elle moins belle

Dans la pierre qui l'encorbelle

Faute de s'envoler de l'antique chaland

Quelle valse inconnue entrai'nante et magique

M'emporte malgre moi comme une folle idee

Je sens fuir sous mes pieds cette epoque tragique

Elsa quelle est cette musique

Ce n'est plus moi qui parle et mes pas sont guides

Cette valse est un vin qui ressemble au Saumur

Cette valse est le vin quej'ai bu dans tes bras

Tes cheveux en sont l'or et mes vers s'en emurent

Valsons-la comme on saute un mur

Ton nom s'y murmure Elsa valse et va/sera

6. Elsa ve vals

Nereye ey düşüncem nereye baş kaldıran

Diz üstü kalır Sfenks ayak yakan kumlarda

Güzellik mi yitirir durağan Victoire bundan

Uçamaz olunca eskimiş saldan

Onu askıda tutan cumbalı taş duvarda

Çılgınca bir düşünce gibi beni uçuran

Hangi bilinmez valstir büyüsü çeken gönlü

Duyarım bu acı çağ kayar ayaklarımdan

Elsa bu müzik insanı saran

Konuşan ben değilim adımlarım güdümlü

Bu vals bir şarap oldu bağlarımı andıran

Bu vals o şarap oldu kollarında içtiğim

Saçın onun altını şiirimi coşturan

Sıçrar gibi olsun bu vals duvardan

Fısıldanan adındır ey dönen Elsa'm benim

La jeunesse y petille ou nos jours etant courts

A Montmartre on allait oublier qu'on pleura

Notre nuit a perdu ce secret du /aux-jour

Mais a-t-elle oublie l'amour

L'amour est si lourd Elsa valse et valsera

Puis la vie a tourne sur ses talons de songes

Que d'amis j'ai perdus L'un tirait les tarots

L'autre en dormant parlait de l'amour des eponges

Drôles de gens que l'ombre renge

Fanfarons de l'erreur qui jouaient aux heros

Souviens-toi des chansons qui chantait pour nous plaire

La negresse au teint dair minuit qu'on poudra

Avant l'aube en rentrant on prenait un peu l'air

Que de nuits ainsi s'envolerent

O temps sans colere Elsa valse et valsera

Orda gençlik cıvıldar günler kısa geçerdi

Unuturduk Montmartre'da nice acımız varsa

Gecemiz loş ışığın gizemini yitirdi

Ama sevişmekten yüz mü çevirdi

Aşkın yükü ne ağır döner dönecek Elsa

Sonra döndü yaşamın düşten topuğu geri

Nice dostlar yitirdim biri fala bakardı

Düşünde süngerlerden aşktan söz eder biri

Gölge kemirirdi bu garipleri

Kahramanlık taslayan palavracılar vardı

Açık tenli genci kız tozardığında gece

Hani bize şarkılar söylemişti anımsa

Biraz hava alırdık dönerken tandan önce

Kaç gecemiz uçup gitti böylece

Hey gidi öfkesiz çağ döner dönecek Elsa

Achetee a credit la machine a ecrire

Nous mettait tous les mois dans un bel embarras

On n'avait pas le sou Qu'il est cher de cherir

Mes soucis etaient tes sourires

Car je pouvais dire Elsa valse et valsera

Puis la vie a tourne sur ses talons de verre

Le tzigane du sort changea de violon

Nous avons voyage par un monde severe

Qui roulait la tate a l'envers

Des sanglots etouffes meles a ses flonflons

Taksitle aldığımız şu yazı makinası

Her ay başı olurdu başımıza bir tasa

Meteliğimiz yoktu sevmek ateş pahası

Benim kaygım sende çocuk şakası

Çünkü diyebilirdim döner dönecek Elsa

Sonra döndü yaşamın camdan ayağı geri

Yazgının çingenesi getirdi başka keman

Dolaştık asık yüzlü bir dünyada her yeri

O dünya tersine yürür giderdi

Fonfonlarına boğuk hıçkırıklar karışan

Tu faisais des bıjoux pour la ville et le sair

Tout tournait en colliers dans tes mains d'Opera

Des morceaux de chiffons des morceaux de miroir

Des colliers beaux comme la gloire

Beaux a n'y pas croire Elsa valse et valsera

]'allais vendre aux marchands de New-York et d'ailleurs

De Berfin De Rio de Milan d'Ankara

Ces joyaux faits de rien sous tes doigts orpailleurs

Ces cailloux qui semblaient des fleurs

Portant tes couleurs Elsa valse et valsera

Puis la vie a tourne sur ses talons de rage

Des eclairs traversaient les tubes de neon

On cntendait hennir des chevaux de nuages

Tra!nant des voitures d'orage

Le ıazz contre un tambour troqua l' accordéon

Mücevherler iş/erdin kente ve akşamları

Operalı elinde her şey olur gerdanlık

Yırtık bez parçaları kırık ayna camları

Ve şan gibi tatlı takılar vardı

Us almaz güzellikte Elsa hep döner artık

Götürüp dünyadaki büyük başkentlere ben

Satardım bu süsleri hangi tüccara olsa

Altın bulan elinde bir hiçten üretilen

Bu taşlar farksızdı birer çiçekten

Senin renklerindeki döner dönecek Elsa

Sonra döndü yaşamın kızgın topuğu geri

Neon lambalarından şimşekler geçip durdu

Koyverirdi bulutsu atlar kişnemeleri

Arabalar çeken tayfun benzeri

Caz davulun yerine akordeon koydurdu

Ce qui suit pourrait mal se danser quand Cesar

A pour vous devorer les chacals qu'il voudra

Maıs quel air tourbillonne au tombeau de Lazare

Entends-tu son rythme bizarre

Au bal des hasards Eisa valse et valsera

Nous avans traverse le cyclone et le sort

L'en/er est sur la terre et le ciel y cherra

Mais voici gu'd l'horreur il succede une aurore

Et que cede a l'amour la mort

Eisa valse encore Eisa valse et valsera

Et la vie a tourne sur ses talons de paille

Avez-vous vu ses yeux Ce sont des yeux d'enfant

La terre accouchera d'un soleil sans batailles

Il faut que la guerre s'en aille

Mais seulement que l'homme en sorte triomphant

Kötü olabilirdi işin sonu Sez.ar'ın

Çakalları olunca parçalayacak sizi

Ama hangi ses döner gömütünde Lazar'ın

O garip ritmini duymakta mısın

Rastlantı balosunda sürer Elsa'nın valsi

Geçip gittik kasırga ve yazgının içinden

Cehennem dünyadadır cennet de orda olsa

Ama ürpertilerden sonra şafaktır gelen

Ve aşktır ölüme artık egemen

Sürer Elsa'nın valsi döner dönecek Elsa

Ve yaşam gitti saptan topuğunda dönerek

Gördünüz mü gözleri nasıl çocuksu onun

Dünya kavgadan uzak bir güneş türetecek

Savaşın defolup gitmesi gerek

Ne var ki kazananı insan olmalı bunun

Mon amour n'a qu'un nom c'est la jeune esperance

J'en retrouve toujours la neuve symphonie

Et vous qui l'entendez du fond de la souffrance

Levez les yeux beaux fils de France

Mon amour n'a qu'un nom Mon cantique est fini

Yeşeren   umut diye tek adı var sevdamın

Yeni ezgisi onun sürer bende boyuna

Ey onu işitenler derininden acının

Güzel yurt gençleri başınız kalksın

Tek adı var sevdamın ağıtım erdi sona

ARAGON'UN YAŞAMINDAN ÖNEMLİ TARİHLER*

1897     Paris'te, evlilik dışı bir ilişki sonucu doğar. Annesini uzun süre ablası olarak tanır. Nüfus kayıt gerekleri için Aragon soyadım alır.

1900-1904        Hüzünlü, yaralı, yalnız bir çocukluk dönemi yaşar.

1905     Okuma ve yazmayı öğrendikten sonra sayısız metinler yazar.

Bunlardan bazılarını yıllar sonra yayımlayarak eleştirmenleri şaşırtır.

1910-14            Yaşadığı çağın önemli kişiliklerini bu yıllarda keşfeder. Bunların başında Apollinaire ve kübist ressamlar gelir.

1916     Tıp Fakültesi'ne kayıt olur.

1917     Birinci Dünya Savaşı'na katılır ve cephede Andre Breton ve Philippe Soupault'yla tanışır ve aralarında büyük bir dostluk başlar.

1918-20            Anicet adlı romanı yayımlanır. Dada grubunda yer alır.

1921-22            İlk şiir kitabı Feu de joie'yı yayımlar. Breton, Eluard, Soupault'yla birlikte Dada grubundan kopar. Gerçeküstü akımın kurucuları arasında yer alır. Bu yıllarda daha çok anarşist eğilimlidir.

" Daha ayrıntılı bilgi için, bkz. Bahadır Gülmez, Hayatım Bir Tiyatro I Roman Gibi, Dünya Kitapları, 2004.

1926     Le Paysan de Paris (Paris Köylüsü) yayımlanır. Kitap büyük yankı uyandırır.

1927     Fransız Komünist Partisi'ne kayıt olur. Önemli - düşünsel ve duygusal bunalımlar yaşar ve La. De/ense de lin/ini• (Sonsuzluğun Savunması) adlı kocaman  (600 sayfalık) -romanını yakar.

1928     Traite du style (Stil - Denemesi) ve Con d’Irène (Irène'nin Serserisi) adlı erotik konulu kitabını - yayımlar. Nancy Cunaar isimli- İngiliz - sevgilisiyle ilişkilerinin sona ermesinden sonra Mayakovski ve Elsa'yla tanışır - ve birlikte yaşamaya - başlarlar. (Elsa Rus kökenli bir Musevi'dir ve Mayakovski'nin eşi Lili. Brik'in - kardeşidir. Triolet soyadı, Elsa'nın- ilk - evliliğinden kalmadır).

1930     İlk kez SSCB'ye gider ve Harkov Yazarlar - Kongresi'nden komünist olarak döner. Breton'la - ciddi - tartışmaları olur. Gerçeküstücü - gruptan kopar.

1934     Les Clôches de Bale (Basel'in Çanları); -1936  Les Beaux Quartiers (Kibar Semtler) yayımlanır.

1937     Ce soır adlı derginin (kültür-sanat-siyaset - dergisi) 'direktörü olur ve militan bir gazetecilik dönemi ' başlar.

1940     Savaşa katılır; Dunkerque faciasını bizzat yaşar. Askeri madalyalarla ödüllendirilir. Almanlara esir düşer, ama - hemen kaçmayı başarır. Artık yasaklanmış olan partisinin aydınlarıyla •Direnişin - örgütlenmesi için ön saflarda çalışır.

Alman işgalinde Ulusal Yazarlar - Komitesi'ni kurar, Le Crève-cœur adlı şiir - kitabını gizlice -yayımlar, .ünlü ressam Henri Matisse'le dostluğu - başlar.

"Les Yeux d'Elsa" ve Broceliande gibi direniş şiirlerini içeren kitaplarını -yayımlar, faşizmle mücadelesini yeraltında sürdürür.

Aurelıen adlı -romanı - yayımlanır. İki ciltlik LHomme communiste adlı - kitabıyla -sosyalist gerçekçilik dönemi başlar.

Şiirleri - George Brassens, Leo Ferre, -Leonardi, Jean Ferrat gibi ünlü şair-şarkıcılar tarafından -bestelenir. Artık popüler bir şairdir.

Les Letters /rançaises’în başına - geçti.

Y aşamöyküsel yapıtı Le Roman inachevé (Bitmemiş Roman) yayımlanır.

Kendisine Lenin Barış - Ödülü - verilir. Gazete -ve dergilerde Stalin dönemiyle -ilgili sert polemiklere -girişir.

La Semaine sainte (Kutsal Hafta); 1959 Elsa, Poeme (Elsa, Şiirler); 1960 Les Poetes, (Şairler); 1%.3, Le Fou dElsa (Elsa'nın Mecnunu).

Elsa Triolet'nin - yapıtlarıyla birlikte Oeuvres Croisées (Çapraz Tüm -Romanları) -yayımlanmaya - başlar.

Yeni - bir - teknikle yazdığı La Mise a mart (1965), Blanche ou l’oubli (1967) yayımlanır. 

1968     Sovyetler Birliği'nin Çekoslovakya'ya müdahalesine karşı çıkar. 1968 öğrenci olaylarına partisinin çizgisinde aktif olarak katılır.

1970     Elsa Triolet vefat eder.

1971     Henri Matısse roman adlı iki ciltlik kitabı yayımlanır.

1974     Son romanı Thédtre!Roman (Tiyatro/Roman) yayımlanır. Aragon önceki yıllardan farklı bir imaj yaratır. Humanite’nin bayramına maske takarak katılır. Şair-yazar Jean Ristat'yla Oeuvre poétiques (Tüm Şiirleri) hazırlamaya başlar.

1975     Önemli bir trafik kazası geçirir. Aylarca tedavi görür.

1976     Kendi özel arşivinde bulunan tüm yapıtlarını, elyazmalarını, yazar- sanatçı dostlarıyla olan yazışmalarını, dünyanın dört bir yanındaki ünlü yazar-sanatçı dostlarının kendisine sunduğu belgeleri Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi'ne bağışlar. Aynı yıl, Elsa Triolet'nin de tüm yapıtları ve elyazmaları bu merkeze bağışlanır.

1979     Altı diziden oluşan bir televizyon programında, yüzünde maske takılı olarak Jean Ristat'yla konuşur. Program, izleyenleri hem şaşırtır hem hayal kırıklığına uğratır.

1980     Aurélien adlı romanı televizyona uyarlanır ve büyük başarı sağlar.

1980     Kitle iletişim araçlarından uzak bir yaşam sürdürür. Sovyetler Birliği'nin Afganistan müdahalesini onaylar.

1982     24 Aralık Noel günü Paris'te vefat eder ve Elsa'yla birlikte uzun süre yaşadıkları malikanelerinin bulunduğu Paris yakınlarında Saint-Arnault'da Elsa'nın mezarı yanına defnedilir.

1988     Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi (NRS) bünyesinde belgelerin gerekli düzenlemeleri yapılarak araştırmacıların hizmetine sunulur.

1994     Mezarlarının da bulunduğu konutları, bir müze ve yaratıcılık merkezine dönüştürülür.

1997     100. doğum yılı kutlanır. CNRS, ERITA ve diğer araştırma grupları önemli araştırmalar yayımlar; La Pleiade dizisinde 'Tüm Romanları' yayımlanmaya başlar.

2002     20. ölüm yıldönümü vesilesiyle etkinlikler düzenlenir.

 

Bu akşam paramparça oldu evren ansızın

Korsanların ateşe verdiği kayalıkta

Baktım deniz üstünde ışıl ışıl yanmakta

Elsanın o gözleri o gözleri Elsanın

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar

Yorumlar