Print Friendly and PDF

"GÖL" - Lamartine-

|

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=xxEz9FzIXB8&w=560&h=315]



Alphonse De Lamartine(1790-1869)





Göl





Ebedi gecesinde bu dönüşsüz seferin





Hep başka sahillere doğru sürüklenen biz





Zaman adlı denizde bir gün, bir lahza
için





Demirleyemez miyiz?





Ey göl, henüz aradan bir sene geçti
ancak,





Seyrine doymadığı o canım su yanında





Bir gün onu üstünde gördüğüm şu taşa,
bak





Oturdum tek başıma!





Altında bu kayanın yine böyle inlerdin;





Gene böyle çarpardı dalgaların bu yara,





Ve böyle serpilirdi rüzgarla köpüklerin





O güzel ayaklara.





Ey göl, hatırında mı? bir gece sükut
derin,





Çıt yoktu su üstünde, gök altında
uzakta,





Suları usul usul yaran kürekçilerin





Gürültüsünden başka.





Birden şu yeryüzünün bilmediği bir nefes





Büyülenmiş sahilin yankısıile inledi.





Sular kulak kesildi, o hayran olduğum
ses





Şu sözleri söyledi:





“Zaman, dur artık geçme, bahtiyar
saatler siz,





Akmaz olunuz artık!





En güzel günümüzün tadalım o süreksiz





Hazlarını azıcık!





“Ne kadar talihsizler size yalvarır her
gün,





Hep onlar için akın;





Günleriile birlikte dertlerini götürün,





Mesutları bırakın.





“Nafile, isteyişim geçen saniyeleri;





Akıp gidiyor zaman;





Geceye: “daha yavaş” deyişim boş; tan
yeri





Ağaracak birazdan.





Sevişmek! hep sevişmek! akıp giden
saatin





Kadrini bilmeliyiz!





İnsan için liman yok; sahil yok zaman
için,





O geçer, biz göçeriz!”





Kıskanç zaman, kabil mi sevginin kucak
kucak





Bize zevki sunduğu sarhoş edici anlar,





Kabil mi uzaklara uçup gitsin çabucak





Matem günleri kadar?





Nasıl olur kalmasın bir iz avucumuzda?





Nasıl olur her şey büsbütün silinerek?





Demek vefasız zaman o demleri bir daha





Geri getirmeyecek?





Loş uçurumlar: mazi, boşluklar,
sonrasızlık,





Acaba neylersiniz yuttuğunuz günleri?





Alıp götürdüğünüz derin hazları artık





Vermez misiniz geri?





Ey göl! dilsiz kayalar! mağralar! kuytu
orman!





Siz ki zaman esirger, tazeler havasını,





Ne olur, ey tabiat, o günleri saklasan





Bari hatırasını!





Sakin demlerde olsun, deli rüzgarda
olsun,





Güzel göl, etrafını süsleyen oyalarda,





O kapkara çamlarda, sularına upuzun





Dökülen kayalarda!





İster meltemlerinde, bir ürperişle esen,





Seslerde, ister uzak ister yakın olsun,





Yahut gümüş pullarla sular üstünde yüzen





Ay ışığında olsun!





Kuduran fırtınalar, sazlar bize dert
yanan,





Meltemini dolduran kokular, hep beraber,





Ne varsa işitilen, görülen ve koklanan,





Desin ki: “Seviştiler!”





(Çev: Yaşar Nabi Nayır)





[youtube https://www.youtube.com/watch?v=a6K6FOuCPzY&w=560&h=315]
Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar

Yorumlar