Âşık Eleştirisi
| |
Âşık kişi eleştiriye kapalıdır ve ödün vermeye hiç hazır değildir. Çünkü o eşsiz olanı bulmuştur ve onu elden kaçırmak istemez. O her ödülün aşkı için bir yıkım anlamına geleceğini iyi bilir. Eleştiri büyük boyutlarda gerçekleşir, aşkı dıştan zorladıkça zorlar, çünkü aşkın düşmanı çoktur. Aşkın en büyük düşmanları aşk yaşamayı beceremeyenlerdir, becerememiş olanlardır. O yüzden aşık daha baştan silahlıdır, iyiden iyiye donanımlıdır, kendini bağsız koşulsuz savunmaya eğilimlidir. Bu savunmayı gerçekleştirirken aşık kötü hatta gülünç durumlara dilşebilir, toplumsallık adına olmadık durumlarla karşılaşabilir. "Tüm tutkular bize yanlışlar yaptırır, en gülünç yanlışları da aşk yaptırır." Böyle der La Rochefoucauld. Aşk bir ayaklanmadır. Aşık kişi eleştiri adına kendisine yönelen her ussal belirlemeye bir ayaklanmayla karşılık verecektir. Aşkın alanına giren mutlak'ın alanına girmiştir. Çünkü insan hiçbir şeyi aşkta olduğu gibi tam bir mutlaklıkta benimsemez. "Alemi seyrettim akranın yoktur" der Karacaoğlan. Aşk göreli bir dünyada mutlak'ın saltanatıdır.
Kopya aşklarda yani gerçek olmayan aşklarda mutlak silikleşmiş ya da görelinin yararına par çalanmış görünür. Aşka özenenler, özenti aşık adayları bu mutlak'ı bir fikir olarak, uzak yakın bir tasarım olarak sezseler de ya da varsaysalar da onu yoğun bir duygusallıkta yaşayamazlar. Vergilius "Aşk her şeyin üstesinden gelir" derken bu mutlak'ın gücünü duyurmak ister bize.
« Prev Post
Next Post »
Yorumlar
Yorum Gönder