Print Friendly and PDF

Aynadan korkma, şeffaf ol

|

“Hayatına giren her insan
senden parçalar taşır.”





Hayatına aldığın, sonradan hayal
kırıklığı yaşadığın insanlar için kendine kızman seni iyileştirmez. Bunun
farkında olmuyor çoğu insan.





Sevgilisine, kocasına, ekip
gidene kızarken aslında kendine kızıyor.





O insanı hayatına aldığı için,
ona inandığı için, onun için bir şeyler yaptığı, kendinden verdiği için kızıyor
kendine. Hayatında olana ya da çekip gidene diyemediklerinin acısını kendinden
çıkarıyor.





Sadece aşkta, ilişkilerde değil,
hiçbir eylemin için, geçmişte kalan hiçbir saniyen iyin pişmanlık duyma, zaman
onu yapacak olandın ve yaptın.





Yıllarca kızgınlığını, öfkesini
ilk günkü gibi saklayan insanlar tanıyorum. Çünkü hâlâ içlerinde tuttukları şeyler
var, defter hâlâ açık. Yüzüne karşı söylemek istediklerini söyleyemediği,
tepkisini gösteremediği için boşaltamadıkları ağırlık yapıyor.





Tutma, içinde tutma...





Ne beraberken ne de ayrılırken...
Hiçbir zaman... İçinde kalanlar seni dışardan gelenlerden daha güçlü yakıyor.





Arkadaşlar bize iyi bir ayna
olamazlar.





Yakınımızdakiler, hayatın büyük
bölümünde yanımızda olanlar bizim muhteşem yansıtıcılarımız olur. Kendimizi
tanımamız için bize aynalar tutar. Beraber olduğun insanda hissettiklerin,
öfken, sinirlendiklerin, bozuldukların, kırgınlıkların sana senin göremediğin
noktalarını gösteriyor. Açıklarını, savunmasız noktalarını, kıyıda köşede,
karanlıkta kalmış, üstü örtülmüş yanlarını açığa çıkarıyor.





Bu yüzden onları sorumlu
tutuyoruz.
Oysaki onlar bizdeki saklı kalmış olanları kaşıyor, deşiyor, gün
ışığına çıkartıyor. Basit bir örnek:





Kalabalık bir ortamda senin
art niyetsiz zayıf bir noktanı söylediğinde çok sinirleniyorsun
. Demek ki,
o söylediği, dokunduğu yer her ne ise sen ondan çok rahatsızsın. Belki
beraberken ailenle ilgili doğaçlama bir şey söylüyor ama sana çok koyuyor.
Aslında sen de ona katılıyorsun. Yaralarımıza basıldığında canımız çok yanar.





Gerçek dostların, sana duymak
istediklerini değil, duymak istemediklerini, duymaktan korktuklarını söyler.





Gerçek ilişkiler yaşamak
istiyorsak önce bizim şeffaf olmamız gerekiyor.





Ben yüreğimi açamıyorum, ben
zayıflıklarımı, korkularımı dile getiremiyorum ama karşımdakinin bunu
yapabilmesini istiyorum.





Bana herşeyini göstermesini,
vermesini istiyorum. İç dünyasını çırılçıplak görmek isterken, ben bunu
yapamıyorum.





Şeffaf olmaktan korkuyorum.





Şeffaf olduğumda kırılmam
kolaylaşacak.





Muhtemelen daha önce şeffaf olduğumda
fena kırıldım ya da çocukluğumdan beri şeffaf olmamam gerektiğini dinlediğim bir
ortamda büyüdüm.





Duygularımı gösterdiğimde belki
babam “Muhallebi çocuğu musun? Erkek gibi erkek ol” dedi. Annem, “Güçlü
kadın ol kızım, ne öyle zayıf insanlar gibi konuşuyorsun. Kuyruğunu dik
tutacaksın. Bırak sende kalsın şendekiler”
diye konuştu.





Kaynağı önemli değil.





İhtiyacın olan içindekileri
serbest bırakmak.





Sen de bunu istiyorsun.





Bugün insanlar sevişirken bile
neden hoşlanıp neden hoşlanmadıklarını, hatta neden tiksindiklerini
söyleyemiyorlar
.





Küçükken tacize uğradığını en
yakınındakine, eşine, sevgilisine söyleyemiyor.





Bir yerde taciz konusu açıldığındaki
sert tutumunu kimse anlamlandıramıyor. Oysa eşi bunu biliyor olsa çok daha
hassas davranacak.





Aşkla yola çıkarken duvarlar
olmaz.





Duvar varsa aşk yok. Duvar
varsa güven yok, korkular var, o ortamda aşk büyüyemez.





Açık olmak bizi rahatlatacakken
sıkıyoruz kendimizi.





Ben buyum demekten, benim
gerçeklerim bu demekten korkuyoruz.





Böcekten korkuyorsam, böcekten
korkuyorumdur.





İngilizcem iyi değilse iyi
değildir.





Bu yüzden sevgilimle birlikte İngilizce
konuşulan ortamlardan köşe bucak kaçıyorum. İngilizcen iyi olmadığı için
sevgilin seninle olmayacak mı?





Böcekten korktuğun için artık
seni sevmeyecek mi?





Sudan korkuyorsan tatillerden
kaçıyorsun. Sudan korktuğun, iyi yüzemediğin ya da yüzme bilmediğin için
sevgilin seni değersiz mi bulacak?





Günlük tartışmalarda şeffaf
olmamızın getirdiği sorunlar ne kadar önemli yer tutuyor farkında ol. Düşüncelerimizi
söylerken bile şeffaf değiliz. Karşımdakinin suyuna gitmeye çalışarak
söylüyorum, ima ediyorum, anlamasını bekliyorum. Düşüncelerimden dolayı, fikirlerimden
ötürü beni sevmeyecek mi artık?





Saklamaya çalıştıkların, ortaya
çıkmamasını istediklerin için çok yoruluyorsun. Zaman zaman insanlar bana
yükleniyor. Zayıf noktam olabileceğini düşündükleri yerlere saldırıyorlar ama
beklemedikleri bir şey oluyor.





(Alıntı)


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar

Yorumlar