“ An” ı Kaçırmamak
| |
Kötü şeyler
başımıza geldiğinde aklımıza şu gelsin; her felaket ardında bir iyilik ve
güzellikle gelir.
Sadece aradaki zamanı biz bilemeyiz.
İşte o zamana dek sabır göstermeliyiz.
Ardından gelecek iyiliğe kavuşabilmek için önden gelen
felakete hoş gel din demek gerekir.
Seni kabul ediyorum, sen Allah’tan geldin.
Mesajınla
geldin, öğretmek istediklerini anlamaya çalışacağım.
Anlayacağım
ve beraberinde getireceğin tüm güzellikler de şimdiden kabulümdür.
Tam teslimiyet budur.
İyi kötü her şeyi kabullenmektir.
Felakete şükretmek insanı mutlu etmez.
İnsanın tam teslim olmasını sağlar.
Eğer ki teslim olmaz, kabullenmezsek, karşıt düşünceler üretip reddederiz.
Sonunda gelecek olan müjdeyi de istemiyorum demiş olur ve kaybederiz.
Kabullenirken de dikkat etmemiz gereken en
önemli şey, hangi yanımızın terbiye
edilmek istenildiğini bulmaktır.
Belki sabrımızın,
belki öfkemizin, belki kıskançlıklarımızın, belki de şükürsüzlük yanımızın iyileştirilmesi
gerekiyor.
Bir kere ile olmayacak bu sınav.
Ölene dek devam edecek, çünkü insanoğlu her defasında müjdesini açınca tekrar şaşmaya
meyillidir.
Bunu en
iyi bilen de bizi yaratan ilahi güçtür.
O sınav yapmaktan bıkmaz, bizim de öğrenci olmaktan bıkmamamız
gerekir.
Başımız sıkıştığında, işler kötüye gittiğinde
hastalandığımız da, kaybettiğimizde vb.
durumlarda ilk önce kabullenelim, ne öğretilmek isteniyor öğrenelim, sonra da
sabırla mücadelemizi verip bekleyelim.
Güzel Allah en
iyi, en kötü insana insan olarak bakıp devam eder vermeye, çünkü düzelmeleri için fırsatlar
hâzinesi vardır.
Zalim olan biz insanlar, biri bir hata yapınca
ölene kadar etiketlemeye meyilliyiz.
Bazı şeyleri affedebilmeli, bazı şeyleri ise affetmemeliyiz.
Affetmediklerimiz ise bize öğretilen şeylerle gelir.
Onu da fark edebilmeliyiz.
**
İnsan ruhunun, zihin işleyişinin garip bir
dinamiği vardır.
Uğruna
ömrünüzü adayacağınız amaçlarınız olmalı.
Hayatta ne ile uğraşıyorsak, dünyanın en önemli
işiymiş gibi davranmalıyız.
Yaptığımız işten tutalım, dostlarla hoş sohbet
ederken bile, çocuğunuzla ilgilenmekten,
bir hayvanı severken bile o an için en
önemli şeymiş gibi yapmalıyız bunu.
Yaptıklarımıza bu kadar yoğun motivasyon ve iyi niyet
kattığımızda, zihnimiz iyileşmeye, güzel
düşünmeye başlar.
İnsan ruhu düşüncesizlik le, boş kalmayla
dinlenmez, en güzel şeyleri en samimi şekilde yaptıkça dinlenir.
Çünkü zihnimizin hiçbir şey düşünmediği an yoktur.
Biz düşünmediğimizi sandığımız an bile o
düşünmeye, üretmeye devam ediyordur.
Boşluklarımız arttıkça dertler, kederler bizi
bulmaya başlar.
Aslında
biz daha da açık olmaya başlarız, çünkü uğraşlarımız azaldıkça, hedeflerimiz olmadıkça zihnimiz
fitne, dedikodu, olumsuz inançlar
üretmeye başlar.
**
Bir işin
başında mı, yoksa sonunda mı kadere inanıyorsun?
Pasif kader,
kaderde ne varsa olur deyip beklemektir.
Aktif kader
ise, sonucundan korkmadan çalışmak ve kötü sonuç olsa bile sabırla kabullenmektir.
Toplu halde aynı arayışta herkes, çünkü
hepimiz illüzyon olduğunu biliyoruz en derinde.
Hiçbirimiz an’da kalamıyoruz, hemen bitiyor şimdiler.
Yeteneklerin doğuştan geliyor, ama değerler
sonradan kazanılıyor.
Değerleri gelişmemiş yetenekli insanları
görüyoruz ortalarda.
Kâbus.
Yakında eşinize vereceğiniz en özel hediye,
ona ayıracağınız özel ZAMAN olacak.
Şimdi sevdiklerinizi düşünün ve hangilerinin
yanında daha canlı ve heyecanlı, hatta
hareketli olduğunuzu söyleyin.
Yaşam
ritminizi birazcık yavaşlatarak “ an” dan keyif alma ya bakın, çünkü
hiçbir şeyin tekrarı yok.
Herkese hak ettikleri sınırı çiz, yoksa onlar
senin üstüne birçizik atarlar.
• İnsan kendisini acılardan sonra keşfeder,
mutluluktan sonra yapılan, hayatı
keşfetmektir.
• Hayatta her şeyi çabuk elde etmiş ve
bedelini ödememiş in sanlar, mutsuzluğa da çabuk alışırlar.
Geçici olan bir konum için el ayak öpmemektir HAYAT.
**
Gençken
yanlışlarımıza doğru diyeni, yetişkinlikte yanlışla rımıza yanlış diyeni,
yaşlanınca da yanlışlarımızı görmeyeni ararız.
• Kötülüğün de, iyiliğin de ustaları vardır.
İkisi de işini gizlice yapar.
Alıntı
« Prev Post
Next Post »
Yorumlar
Yorum Gönder